Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
ti Kasım 1953 r~ I Merahlı Resimler Roosevelt'in Cumhur Başkaıu olmasına nasıl yardım ettim ve o. Başkan seçilince ben n&sıt aîlatıldım? 1O Eh, ne yapâlım! Ne de olsa bir rol oynamıştım ya! Enteresan kimseleTİe münasebeüer tesb etmiştim ya! • •• ^Guido Ortandoltöi SÖHRET FABRİKATÖRU î. SAATÇI PEL p. OOSDKA» ( 1 1 . İSAZBAB KUltt İngilteredt Elitree gtüdyolarında hazırlanmakta olan «Vahşî OrmanUrda Düello» isimli filmin Afrikada Zambezi nehri üzerinde geçmekte olan bütün sahneleri bu stüdyo dahilinde canlandırUnuatır. Stüdyonun eksperleri binbir lahmetle Afrikayı İngilterede canlandırmağa muvaffak olduklannı söylemişler ve bu igi birkaç hafta içmde başardıklanru da anlatmısîardır. Filmin muhteüf sahnelerini seyredenler kendilerini Afrikanın göbeğinde sandıklarım itiraf etmişlerdir. Yukarıdaki resimde filmin : artistlerinden Dına Andrews ile Jeanne Crain. kayıkla nehri gecerlerken eörülmek'p irler. İngilterede Canlandırılan Afrika Topkapı Sarayında Tarihî Odalar 1 îtalo Balbo'nun t«r«b etHgi hava seyahatin» ijürak eden yirmi bej denlz tayyaresl, Floyd Bennett Field açıklarında, Jamaica Bay'dâ dufuyordu. Bu teyytrelefin yanına «ncak deniı yolu ile gidilebiliyordu. New York'takl bütün İtalyanlar, daha bagtı bir çok kimseler bu gezintiyi yapmak arzusunda idiler. Bu bana, liman idaresinden bir kaç denit motörü kiralamak fikrini verdi. Elimde, hüviyetlerinin giıli kalmasını istiyen termaye tahibleri vardı. Bilhasıa politika »d»ml»n vardı ki, ifllerinü kolaylaştırdılar. Şu mevcuu ele alarak kendi reklamımı kendim yaptım. (Balbo, barıg elçisi, Okyanusun banş içinde aşılması). Tayyareleri zlyarct üoreti elli çentten bir delar» kadar dtğişiyordu. Bu da bana mükemmel bir kâr bırakıyordu. tklnd Cihan Harblnden 8nee, mesleğimin ttalym lla llgili cephesl burada bitiyor. 1931 de, Amerika tabiiyetine girmek için hâkim huzuruna çıktım. Hâkimin canı galiba gönül eğlendirmek Istlyordu kl bana sordu: Birleşik Amerika tebaa» olmak İçin tekbir sebeb söyleyin. Bir tek »ebeb ama, kuvvetli bir lebeb. Elimden geldigl kadar kuvvetli bir aebeb aradım: Efendim, dedlm, buraya 1917 de geldim, a tarihtenberl de Amerikalıyun. Şu evrak, »adeoe, vesika mahlyetini taatyor. 7 . DEMOKRASt HÂDtMİ Yukandanberl anlâttıklanmla mu vazl olarak, şuurlu ve ölçüîü bir Amerikaiı gibi çabşıyordum. Siyasetle ilgileniyordum. Politika sahatmda ilk faaliyetim, Jimmy Walker lehinde oldu. New>York Be'.ediye Başkanı James J. Walker. Doğrujunu söylemek lâam gellrse yaptığım 1| tam manasile bir politika mücadelesi değildi. Bir adayı ieçtirmek katiyen bahis mevzuu olmamıştı. Walker kötü durumda idl. Belediye idaresi hskkmda bir tahkikat açılmıştı. Walker'in mevkiinden olması tehlikesi vardı. Kara kara düsünüyordu. Tammany Hall (Belediye dairesi) ün gözüne uyku girmiyordu. O tarihte eyalet valisi olan Franklin D. Rooseveh telâşa düşmüştü. Cumhur Başkardığma fjeîmesi beklenlyordu. Safıru kollama«, »olıınu kollaması lâzımdı. Tam da tahkikat yapacak o umanı bulmuşlardı. NewYork #ehrl idaresinde yol»uzluk! Walker kendini müdafaa etmek durumundaydi, Roosevelt de karar vermek. Eğer Roosevelt, Walker aJeyhine donecek olursa Tammany Hall'ün oylanna veda etmek ieab edecekti. Hiç bir şey yapnuyacak olursa vaziyet gene de pek parlak olmıyacaktı. İste bu sırada Tammany Hall bana bir murahhaa gönderdi. Isr&i lâzım defil Bu zat bena: Orlando, dedi. Jinımy'nin New Yorklular için büyük bir adam olduğunu Roosevelt'e karşı isbat edecek bir şey yapmamıl lfizım. Akhma bir ?ey geldi; Bu fikri ona derhal söyledim. Müthiş bir fikir. «Bira geçid resmis fikri. Bir hafta sonra icraata geçtik. Artık hiç kımse içki yaiağı Istemiyordu. Bajta, kafileye önderlik eden Jimmy Walker olmak üzere, alaya yüı binlerce kişl iştirsk etti. Yu« binlerce tezahüratçı! Alay, beşinci caddenin 86 ncı Eokağından başlıyor, NewYorkun tekmil merkezinden geçiyordu. Bu, bira resmi geçidi idi. Alayın geçişinl seyredenler, yüz binlerce «eçnurd arkanna toplamağa muktedir bu Jimmy Walker'e hayran oluyorlardı. tki buçuk milyon seçmen. Hakikatte bu iki bucuk milyon seçmen oraya Jimıny için değil, bira için gelmişlerdi. Kafılenin başında kim bulunursa bulunsun umurlannda değildi. Kim olsa havuzlu taşlıktan ağır adımlarla ebediyete doğru yürüyordu. Bölme oda, çıktığı gibi, kanapesi, paravam, semaveri ve diğer eşyalarile olduğu gibi kalmıştı. Fakat artık II. Abdülhamid geriye dönmiyecek, gölgesi bu paravanın arkasmda kırruldamıyacak ve gür sesi yeşil tavanda dalgalanmıyacakti. Arkasında bir çok hâtıralar ve gürültülü bir aksi sada bırakmıştı. (1) IL Abdülhamld saltanatınm ilk sekiz aymı Dolmabahçe Sarayında geçirmiştir. (2) II. Abdülhamid daha evvelleri namazsnı Ayasofyada, Hırkai Saadet dairesinde kılardı. Sonralan oturduğu odada namaz kıimaya başlamıştı. (3) Enderunlulardan ve Belediye Müzeleri Müdürlüğünden emekü sayın İsmail" Hakkı Baykalm naklettiği bir fıkraya göre Sultan Hamid bir ziyaret esnasmda havuzlu taşhktan geçerken sırtuıa aknış olduğu kaputu yere düşrnü$, etrafındaki enderunlular koşup kaputu kaldırmakta tereddüd etmişler, hüktimdarın yanında buJunan musahiblerinden Nadir Ağa derhal kaldınp omuzlaruuı koymua. f İkinci Abdtilhamidin Odası Yazan: Halîk Y. Şehsıvaroğlu II. Abdülhamiel otuı üç senelik »altanat devrini Yıldız sarayında ha'ktan uzak olarak yaşamıştı (1). Cuma günleri sarayımn yakınındaki Hamidiye camiine çıkar, bayram muayedeleıini Dolmabahçe saraymda yapar ve en uzak aeyahatini de senede bir defa, ramazan!arın on beşinci günleri Topkapı sarayında Hırkai Saadet ziyareti teskil ederdi. O günlerde şehirde fevkalâde ted birler ahnır, karakol, muhafız sayıları çoğaitıhrdı. On beş ramaeandan evvel Yıldıza vehim uyandıncı türlü suikasd jurnalları verilirdi. tlk zamanlar (Hırkai Saadet) ziyaretlerine araba ile karadan giden ve iftarlarını da Topkapı sarayında yapan hükümdar, Divanyolu, Eeyazıd, Direklerarası. Vefa, Unkapanı yolile Yıldıza dönerdi. Fakat zamanla bu usulü değiştirmiş, araba ile Beşiktaşa inip Gazi Osmanpaşa yalısı yanmdaki rıhUm dan muşla Sarayburnuna çıkmağa ve orada hazır bekliyen diğer bir ar^ba ile Topkapı sarayına gimeğe başlamıştı. Deniz yolu ile yapılacak bu ziyaret için rf.mazanların başmda tedbirler alınır ve bunlar alâkalı dairelere bildirilirdi. Bu tedbinerden olarak geçilecek yollardaki bütün evlerin, dükkânlann. arsaJarın sakinleri hakkında tahkikat yapılır ve zabıtadarı buraların emniyetini tekeffül ettiklerlne dair teminat alınırdı. Ayrıca bu yollar sivil meınurların mesuüyet mmtakalarına ayrılır ve muayyen fasılalarla bunlar şüpheü hareketleri tarassuda memur ediltrlerdi. Köprü altlarına da liman. rüsumat ve zabıta daireleri, ram^zanın ilk gür.lerinden itibaten iki^er nezaretçi memur koyarlardı. K.radaki bu tedbirlerden başka denizde de sıkı bir emniyet kordcnu tesis olunurdu. Padişahm bin jliği Söğüdlünün önünde, içinde bir ferik olduğu halde rehber istımbotu, Sösüdlünün sancak tarafında Nâhid, Hidayet, Zeyneb; iskele tarafında Ceylân. Rağbet, Kamer isümbotlan bulunurdu. AVTIC», Beşiktaştan SarayburnuBa kadar deniz üstü de mııhtelif Krfntakalara ayrılır Ve her mıntaksda istimbotîar, filikalar nöbet» gecml« olurdu. . D. Abdülhamid, karadan, denlz den ahnmış bu inzibat kordonu arasından geçerek Sarayburnuna çıkar ve oradan araba ile sarayın üçüncü kapısına gelir, burada askerler tarafından selâmlanırdı. Kapıda arabasmdan inen hükümdar, Enderunluhr arasmdan geçerek Lâle bahîesi yolu i!e Bağdad kasrına giderdi. Kasrın Mustafa Paşa köşküne bakan cephesindeki revakm önünü bir cam bölmeyle kapatmış ve diğer kısımla ittlsali olan yere de gene camekânlı bir kapı yaptırtmıştı. Böylece bir ofla halini alan bu camekânlığın tam karşısmda da eski (Mecidlye) karakolu bulunuyordu. Bu köşenin emnlyeti Bsğdad kasrının ahındaki kemerlerin örülmesile arttırılmıştı. Padişahın güzergâhına rastlıyan Hekimbaşı kulesinin pencereleri de gene bir Jurnal üzerine kapattmlmışü. Bağdad köşkünün revaklarındaki bölmenin tavanı koyu yeşil zemin üzerine kiremidî renkte hendest şekillerle süslenmişti. Ve gri renkteki camekânların aralarma yaldız zırhlar çekilmişti. Bu köşeye Bağdad kasrı tarafından bir kapı ile giriliyor, havuzlu taşiığa da ihtiyaten, yandan bir kapısı bulunuyordu. Dar ve uzun camekân nihayetine doğru bir sed teşkil ediyor ve bu seddin hemen kensrında sedefkârî, üç kanadlı bir paravan duruyordu. Paravanın önünde II. Abdülhamidin oturduğu kenarlan yaldızh, açık renk ipek kumaş kaph bir kanspe ve bunun yanında mermer taşlı yuvarlsk bir masa yer alrr.ıştı. Paravsnın arkasında musluk, yanmda gümüş bir semaver vardı. Bu radan sedefli bir kapı ile ayakyoluna geçiliyordu. Seddin en nihayetine de büyük çini bir'soba kurulmuştu. Camlrı örten pati?ka perdeler, yerdeki Hereke halılan ve kanapenin karşısında kapı tarpfma doğru dizümiş aynı cinsten üç sandalya odanm eşyasıru tamamhyordu. Ramszanlann on beşind (fünleri her türlü tahminden ve dikkatten uzak buhınan bu csm«kânlı koşpve II. Abdülhamid girdiâi sırada öğle ezaru da okunınağa başlamış bu'unurdu. Padışah bazan «bdestüii burada tazeler vc namazıru «vnı r«rd« kj. lardı (2). Bu p«nsda orta kapıdan hanedan ftzalan, vükela. rlcal 12e alleleri d« girmls bulunur, lar haremde, erkekler ketaudâ dairesinde, Hırkai Saadet sofasında yer alırlardı. II. Abdülhamid, namazdan sonra ha\njzlu taşlıktan geçerek Hırkai Saadet dairesine tirer ve burada dinî merasim başlardı (3). Ramazanlarm on beşln^i ^fmleri enderunlular, mekteb talebeleri için bir müsabaka günü sayınrdı. Hazine kethuda dairesinin altındaki geçidde bulunan kuşhan»d9 pek nefis yemekler yapılır, hükürndaı iftarda tarayda kalacaksa, bıınlar huzura çıkanlır, dönmüşse husust istimbotla Beşiktaşa, oradan aribayla Yıldıza gönderilirü O sene padişahın beğendiği yeme&i p'.şirmiş olan kilerci olarak hizemete alınırdı. Bu günlerin bir huıusiyeti d* hattatların, ressamların, nakksşların eserlerinden Topkapı sîravıuda hazırlanmış bir serginin padişah tarafından görülraesi ve muvaffak olanlarmın ihsanlarla taltif olunmasıydı. n. Abdülhamid bölme odndı • • nelerce, ramazanların on beşinci günleri hafif meyilli sırtı, orta boyu. gür sakaliarı ve halâvetli b«kışîarile görünmüştü. Topuklu ayakkaplan ve kaloşl»rile bu kırmızı halılaruı •istünden yavaşça yürürnüş, şmıdi kumaşları erimış kanapenin ba; taraiın» defalarla geçip oturmuştu. Paşaian burada huzura girerlerken yerınden davranmış nazik, mültefit sözlerle onların gönüllerini okşamıştı. Bazı kâğıdları burada imzalanuş, bazı mühim haberler kemli3lne bu aralıkta verilmişti. Gür s»si bu keyu yeşil boyab tavanda »ıkisler bırakıp dağılmıştı. Belki çok defalar Yıldıza dönüşün vehmini bu cameKânlı odada hissederek ürpermişti. Kendisi biryle bir his altındayken impııat'jrluğun her tarafında hürriyetpervpcier onun adından korkuyorlar yabancı devletler siyasetinden ürküyorlardı. II. Abdülhamid, son ziyaretinde de bu odada oturmuş, başmda kırnuıı fesi, sırtında müşir ünifonv.£3i ve ayağmda rugsn çizmelerile bu camh kapıdan çıkmışb. Bu defa, cedlerinin de birer misafir gibi gellp geçtiklerl Bağdad Kasnndan, kabuî edeceklerdi. Ha Jinımy Wal ladığım ve bu nutku hemen takib ker olmuş, Ha Jack Dempsey, ha eden dev ö!çüde bir geçid resmi idi. Charlie Chaplla, yahud da Mae Her şeyi ben hazırlamıştım. Her biri kendi memleketinin kıyafetini Kim olursa oltun, yettt kl Vols giymlş yıgın yığîn tezahüratçı, otötead olmaiin. Bilindiği gibi Volste büslerie dört tâfaftan crfaya geldl ad, her türlü tahammür etmiş içki İtalyanlar İtalyan kıyafetile, Alleri yaaak eden kanun projesinin manlar Alman kıyafetile, Avustur sahibi İdl. Ama, kafile önünde Jim yalılar Tlrollu kılıklarüe geldiler. my bulunduğu için, pargayı da Jim 36 ncı aokakla beşind caddenin köşesi toplantı yeri olarak tesbit emy topluyordu. dilmişti. Tezahüratçılar, oradan 56 Bu hâdise, Jimmy'nin, NewYork ncı sokağa, yani Roosevelt'in evinın Pel, aorgu eafhasında işlerin aleyhine döndüğÜnfl farkedJnce eyaleti valiai Franklin D. Roosebulunduğu noktaya ilerledi'er. deli tâklidi yapfnağa bafladıKollarmı bacaklarıru oynatıyor, velt'le yapacağı mülâkattan iki gün Ben, müstakbel Belediye Baskaevvel oiuyordu. Walker memuriyeyemek yemiycr, bahçeye çıkmıyor, bir cesedin yarısıru bir ağaç tini kaybetti. Rcosevelt Curnhur nı Fiorel'.o La Guaıdia ile birlikte dibine gömdüğunü, yârısım da abdesthaneye attığını söylüyordu. Başkanhğına namzed gösterildi. Ar Orada bekliyordum. Her şey hazır Montröy'deki dükkânuıa bakan MBdmazel Dukro'ya Pel fu fekütık Başkanlığa seçilmek için çalış olunca, motosikletliler beni kafilede »açmasâppn emifler de verlyordu: tGec» gündüa bana * u oemaktan başka yapacak isi kalmı nin başma kadar götürdüler. fa ediyorlar. Bugünlerde öldürecekler. Site evl ateae vermeıüsi yordu. Onu başarıya götürenîerden Rooaevelt henüz gelmlşti. Tam da emrediyorum Madam Dermo para rermedı. Onun da erini jtkx biri de benim. iamanı idi. Evinin önüne muazaam nız. Dotruaunu lsteTseni* bütün eokagı yakmak lâzım...» Ama Cumhuriyetçlleri hasun parH a bir kalabalık birikmişti. Polis memütehassıslar Pel'in bu yapmacıklâfıfta kulak asmıyorlardı. Hadayının arkasına toplama\n düşün murlan nöbet bekliyorlardı. Müsreketlerinden tamsmen mesul olduğu anla»ılaa Pel bir naüdd«t düm. Teşkilâtımmn adl (Republi takbel Başkanın kâtibi Marvin Mc sonra Sen agırceza mAhkemesint verlidl cans for Roosevelt) di. Yani (Roo întyfe, gelip benl âldı, Içerl girdim. sevelt taraftan Cumhuriyetçiler). Sonra geçid tesmi başladı. Bando İlk bakışta acayib bir tey°X çün nuzıkalar, orkestralar birbirini takü Roosevelt'i aday gösterenler De kib ediyordu. Ben içeri girdigîjn mokratlardı. Bunun bir vecize ol zaman AİMan bando mıakası çadufunu lzah etmek zorunda kal hyordu. Roosevelt, Bayan Roosedım. Yani, Hoover partisinin aıa velt'le birlikte sokak kapısının önülanndan çofu Hoover ıslahatınm ne eeldi. • aleyhindedirler demekti bu. Biz olYetmiş polis memuru en önde gimasaydık, Hoover aleyhine rey veren CumhuriyetçileT çıkacaktı. Fa diyor, onların arkasından, mlllt kat bunlan bi» bir araya topladıgı kıyafetlerile tezahüratçılann dolnuı İçin daha başkalan da onlara durdufu otobüsler ilerliyordu. FotoğTafçılarla aktüalite ve basın bakıp sürüklendiler. Biz orada b\ılunmasaydık, belki de »eçim günü için bulunmaz bir mevzudü. Yirml santimetre ötede durafliB. bu »eÇTr.enler evlerifıden dışarı çıkanlamak Imkâm mıyacaklardı. 43 eyalette 2000 mer ne söylediğinl ketimiı, iki buçuk milyon azamız yoktu. vardı. Richard Wa«hburn gibi, TSrerı bitrlkten »onra., ben söz alChild gibi, »eftatör Norris, senator dım, geçide iştlrak edeîılerin hepCutting gibi ieçkin kimseleri, Hoo sine teşekkür ettim. Franklin Dever'e karsı Rooseveit taraftan olan lano Roosevelt'i. Birleşik AmerikaMuhakenıe U hasiran 1SS4 de bafladı. Birçok dinleyici gel1 daha başka Cumhuriyetçi idare nın müstakbel Cumhur Reisi olarak [mifti Sorgu eanaaıAda baıan gayet naıik, bazan da müatehsi] başlarını aza kaydetmistim. takdlm ettim. O da bir kaç kelime I olan Pel hiç bir lâim altında kalmıyordu. Fakat genclik arkasöyledi. Sonra, memleketin baa kaJdaşlarından Hüber ifade vermeğe bajlayınca aaatçi diluıi yutj Daha da ilerl gitüm. Bununla dını olarak da Bayaa Rooaevelt'i jmuş gibi sessiz kaldı. Pel günün birir.de Huber'e demiyti ki: «Yaj muvazi olarak (Roosevelt taraftan takdim ettim. [nımda çalışan üç kız var. îkisi bir odada yatıyor, üçüncüsü ya1 ve içki yasağı aleyhtarı CumhuriOrkestralar tekrar çalmağa b a r yetçiler Birliğil kurdum. Netice itlmda kalıyx>r. Her akşam kur'a çekiyoruz. Çıkan kazamyor...»' barile (Bira resml geçidini) tekrar ladı. Yarım saatlik bir serenad olNîütehassıslarla da Pel bir profeıyonel gibi münakaşa ediyoniu: ( tertib ediyordum. fakat millet ölçü du. | «Büfero'yu arsenlkle tehlrlediğbni «öylüyorıunu». Ben e kadıaı I sünde. Bu, Herbert Hoover partisi Evin pencereleri aydınlanınca, Izehirlemek iâteaeydlm lx bırakmıyan bir «ehlr kullamrdım» Kimi azaları için ne kuvvetli blr silâhtı ortada bir sessizlik oldu. Tastemam, [yager Lot'a dâ tobalâfdau gıkan küüerd» kesoik oimadıgmı tekj Mademki Hoover içki yasağı güzeî çevrilmiş bir fibn gibi. [rar tdcrar taraftandır, biz Roosevelfe oy veHer jey yolunda idi, her İ4 muriyoruz, diyorduk. vaffak olmuştu. Bu, en mükemmel s*çim «ebebi Ertesi salı günü, Boston Belediye idi. Adayımıza partak ifadeli blr Başkanı Jim Farley ve daha baş !.! beyanname yolladık. Bu beyanna kalarile birlikte. genel karargâhımede, Volstead kanununnu kaldır rrıız olan Baltimore'da idim. Neticemasmı istiyor, oyumuru kendisine leri dinliyorduk. Roosevelt bizj zlverececimizi söylüyorduk. Binlerce yarete geldi. Hepimize kısâca 11Üvatandaş da bi2imle birlikte ona oy fat etti. ellerimizl sıkö. verdi. Bu el sıkışı öyle kolay koîay unnBir yandan da (Yabancı^ memlf/ tamıyacağım. kette doğmuş Amerikalıîar) CerniWashingtona gideceğim* emlnyetini kurdum. Listenin başına tadim, yazıhanemi kapatrruştım. Esa" nınmış isimler koymuştum. sen seçim kampanyasi, uzaktan d« Kampanya hummalı bir şekilde olsa kendi işlerlme bakmama meydevam ediyordu. tşim başımdan aş dan bırakmanvıştı. kmdı. Vakit yaklaşıyordu. Azam! Şimdi, hükumett» bir la almağa başanyı elde etmek için en kuvvetli âmili bulmanm tamaru gel hazırlanıyordum. Arkası var mişti. (Bu eserin bütün haklan Opera Bu. F. D. Rootevelt'ln, Madison Pel e*asen basında da kendlne taraftarLar buldu Kısl CriJ Mundi şirkeü ve flozetemiz» Square Garden'den söyîediği ka(du Peupl» gazeteal Pei'i.anüdsfaa tadedind* funlan jrazıyordu: panış nutkundan sonrasi için hazıraiddir) [«Pel, kadınlann Öldüjüaü kildirmek için «göçüp gitti» aöıüaü! I kullandıiındaıı dolayı muahaae ediliyor. Viktor Hügo öldüğü 1 Jman Viktoryen Sardu aynı »özieri kullanmanuj mı idi?ı İntranj l sigeant gazetesinde de Roşfor'un |u aaürlan dikkati çekiyordu: ı eŞimdiye kadar iir idet vardı: Bir adama filânı öldürdün dedi1 'lef ml, Ölenin cesedl de orteya konurdu. Halbukl Ha'iıı eiün»ü( I meselesinde bu kadından eser buiunemamıştır. Ve tuhafı da fuı Jki bulunamadığı İçin Pel töhmet altında kalıyor. Böylt olduktanj (sonra yartn her vatandaj tohmet alfenda bırakılabüir Öyle y* / [Pel bu hizınetçl kadının ne olduğunu bilmediğinl söylüyor. Biırler dc bilmiyoru». Bir cinayetin vukubulduğunu isbat etmeden' } ınsana kaül demek olur muT Bu zavallıiun »obanndan ieaa ko1 ) kular çıkıyormuı diye ldara mı edecegu? O halde bazı lokaa1 ıtaalan da aynı Ikıbet bekllyot dertftktir...» i havalarda GRİPİN almak lay dalıdır! ^ Baş, diş, adale, slnir, lumbago ve romatizma ağrılarını derhal teskin eder. A Bayanların muayyen zamanlardakl sancılarına karşı başan ile kullanıiır. ^ Süratle hazmolur ve an) olarak tesirinl gösterir. HtDEYl BOZMAİ. KALBt Vî, BOBRFKLERİ YORMA2. Fakat bu neşriyat, jüri heyetine tesir etmiyordu. Eliz'in ölü| münde Pel tamamen mesul görülerek idama rnahkum oldu. Hü1 küm okunduktan sonra Pel uzun kollannı havaya kaldırarak: Beyler bir masumu mahkum etmis oluyorsunuz, bunu iyi bilin» f diye bağırdı. 9 temmuz 1S85 de Temyiz mahkemesi ceza dairesî*bu hük[mü nakzetti. Sebeb de jüri heyetine dahil bir âzanın vaktlle lf| lâs etmiş olmasıydı. Dâvaya bu sefer SeneMarn ağjrcezası bak(rnağa başlâdı. Pel'e biraı flmid geldl(Arkao W ) Türkivt'de ne^ri h^kkı yafnız '