23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
28 Elrim 19S3 CUMHTJRlüET : Merakh t Resimter SEYAHAT mfimtf, INTIBALARI Sf. Pariste Andre Maurois ile yaptığım bir mülâkat SARIŞIN KIZ! " RESİMU ROMANIMİZ : MAZHAR KDHT Ynaa: P. GORDCAOZ Yazan: Rikkat Köknar Yılııı En Mtthim Futbol Maçı İngiltere ile Macaristan, gelecek ay yapılacak mılli futbol karşılaşmasına büyük ehemmiyet vermektedırler. Bunun «yılın en muhim maçı» olacsğı da kabul edilmektedir. Avrupa karması karşısında fena bir oyun çjkaran Ingiliz mıllî takımında esaslı tadilât yapılmaktadır. İdareciler, memleket 'çıne dağılmışlar ve yeni oyuncu toplamağa çahşmaktadırlar. Macaristan ise nasıl bir kadro ile Londraya gideceğini bildirmemektedir. Bu memleket, Avrupa karmasına dahi oyuncu vermek istememiş, kendi millî kars.ılaşması olduğunu hatırlatmıştır. Yukarıdaki resimde, Macaristanın en fazla güvendiği oyuncularından Sandor Kocsis, antrenmanda görülmektedir c SEHÎRDEN RÖPORTAJLAR Şeyhületıbba meslek hayatını anlatıyor Röportajı 2 Yapan: Reşad ENİS mi de bir telâs almıj ve Istikbal rar veriyor. «Kükürt yakılırsa sinek ölür» merasimi hazırlaırus. Imparatorun Operatbr Cemil Topuzlu ile, ooperatör olduğunu anlayınca da diye, Cemil Paşa Padişahı karanndan vazKeçirmlj. nun arabesk, loş salonunda konuş | koyvermi» makaralan... malanmıza devam ediyoruz. PaBir k > gün sonra, Topuzlu, karsanm Mektebi Tıbbiyei Askeriye m e m l e k e t i m i z d e geriliiin ve taas fisında ab al, moru mor sertabib talebeliği, meşhur Marko Paşanın • îsmet Beyi görmüj. Adamcağız s ü r d ü ğ ü d e v i r d e k a . mekteb nazm oldufu zamana rast fcs ve peçe altında g adeta çücışıyormu»: hyormuş Bir gün. talebe ile nazır runda olan kadınlar hastalanınca Be birader. hamamda şarbonlu arasında ihtilâf çıkmıs. Ark?daşlayapar]anj,? e sinek var demişsin. Hünkâr beni n, temsilci olarak Cemil Topuzlıryu ' * Avnıpadan yeni dönmüjtüm, çağırttı Bi' sineği diri olarak tutap göndermişler. caksm, emrini verdi. Üç gündenb Karşısında durdum, diyor; dive snlattı; yüksek sosyeteden blr beri. elimde bahk ağından yapıluzun uzadıva. bütün tnfsilâtile me ailerrin hasta eenc kızını muayene mış bir kepçe, mcrdivenle kubbe. ' ve çagırdılar. îçeri ahndığım odada, leleyi anlattım. anlattım. O da *ü bir «edir üzprinde. bevaz çarçafla lere çıkıp sinek avlıyorum. kunetle dinledi, dinledi. Nihayet sımsıkı örtü'ü 6in yatıvordu. * * * ben sus'mra, basını kaldırdı: İste hastamız. dedıler; muaCemil Paşanın 40 sene evvel Ist AJnadım. ağnadım ama ne yene ediniz. tanbul Sehrpminliğmi fyani Bele«ovleorsın'> dedi. Yaklas'im Carsafı aomaSa dav diye Reisiiginin vaptığını bihrsiniz Kös dinlemiş bir adammış. Zeki, filozof, yaman bir idareci, fakat ha randım. Ihtivar bir kadın telâş ve sarunm. Sadrazan Ahmed Muhtar Paşa, Topuzlunun Feneryoiundaki zık hekitn değilmiş. Cemil Topuz heyeranla koşarak önledi: lunun fikri bu .. Halbuki, Marko Aman, ne yapıvorsumrz? Na köskünü görmüş Gerek binanın tarzı mimarisinı, gerek bahçenin Paşanın kuvvetli bir cerrah oldu mahrem! tanzimini ve etraf'n temizhğıni öyğunu, Abdülazizin onu kendisine Nasıl muavene edpceğim? lesine beğenmış ki: ntşte Istanbulu hususî doktor tayin ettiğini söy Carşafın üzer'nden... imar edecek adam'» demi}, onu lerler. Bunu münakaşa edecek deFena halde sinırlenmiştim'şehreminhğine getirmiş. ğiliz Fakat, filozofhığu söz götür Mademki baktımrvacaktınız. mez. Talebenin derdlerini dinledikCemil Pasa: ten sonra. başkâtib Muhtar Efen niçin çağırdınız? dive sövlenerek Ben şehreminl olduğum zadivi çağmr, şikâyetçiye duyurma hiddetle odsdan cıktırn. Sonra'an man. gıda maddelerinin halisıyetinben de alıştım: Yuzleri s'msıkı kadan: den kimse emin değildi. dıvor. palı kadın hastalanmm sadece dil Camm efendi. vaz buna bir Bugün değişmij bir şey yok, lcrini göıüvordumNabızlannı sudan kalafat! dermiş. paşam... tiilhend üzerinden yokkıvordum. Zamanımi7da yaşa*avdı bu dere Ekmekler son derece bozuktuKalın yatak çarşaflan örtülmüş ce popüler olur muydu? Bugün de öyle... n rtIann a ciğerleriEtn.fimi7.fa. d*rd dinleyen. fakst ı| . eyen. fak't » *>»«™ Seyyar satıcılar yiyecek madt o Evli olanîakendi biMiğini okuyan öyle Marko ' n ı k k o n t r 1 1 ^ ndi biMifiinl rm basucunda muh?kkak kocalan delerini açıkta satarlardı. Paşalar var ki! Bugiın de .. bulunuvordu. Bu adamlann kısA * * kanc, öfkeli bakışlan aitmda s'km Halis süt ya§ bulmak hemen . . . . Mektebi T'bbivei Askerıvemn , . , ,....,, ,tı duvardım. Oysa ki bir doktor, hemen ımkansızdı. Şimdi mümkün mü ki raŞ'? hastalara amelivat h» ! v a z i f p , , „ , „ , , , n e e r f e e k n e k a r ] m . buvuk yamamın gnbek ta"=ında Sokaklar pislik icindeydi. Bapıhrmış. C°mil Topu7İu da. o devri dır; bir hünsadır... caddeler yazm bıraz sulanırdı. gören bütün tıb tatpbeleri gibi, ho* * * kaldırımlar bozuktu. Lâğımlar sık calan Aristidi Paşanın ve muavini Avrupadan döndükten bir müdHavreddin Beyin nezaretinde ilk det sonra. Cemil Topuzluvu Mek sık patlıyor, operasyonlarım göbek taşmda yap tebi Tıbbiyei Asketivede hoca olarak şörüvoruz O artık, ismi hu kat, paşam asma köprü yapacağız! Operatdr Cemil Topuzlu: henüz eelmis. cahil dud dı^ınöa da duvulmuş mahir bir ş Lâğımı olmıyan şehirde asma hast?bakıcılık işini nö | operatördür Yaptığı muvaffnkıvptn'i'lerHi. Horam hsstslan muayene li operaTvonlar için Hünkâr tara koprü! h l pdecegi sır=)da iki had^me onu ta fmdan nisanlarla taltif edil'vor. Rus Diye, acı acı güldü. kib ederdi. Birinin elinde büvuk ya. Afganistan. Buhara. Rumanva (•) İlk yazı dunku sayımızdsdır. ce tepsi üzerinde keseler içinde pis ve Bulgaristandan hastalar gelivor. bezleri çıkanlmıs tiftik. sünçer. Bir aralık Afeanistan Emirinin hırkslsnn içine konulan zamHı kardesine yaptı&ı amelivat dolavıpamuk, asid borîkli .eıı. iodoformlu sile, Emir tarafından kendisine immerhemler, tshta saplı pis cerrah zalı bir fotoğraf ve kmnotli bir lık âletlpri dieer hademenin elindp yakut vüzük gönderilivor. Yüzük benim elime geçmedi, Aristidi Pasa, Avrupad^ki veni dedi Cemil P?şa; getiren adam, likleri mpktebe sokm?z, muktedir kıvmetli yakutu kertdi=inde alıkobir cerrah yetismrMrıi istemezmiş. varak bana sahtpsini verdi. Onu * * * fena duruma düşürmemek için i^i Cemil Topuzlu, IS90 da. Paristeki kurcalamadım. horalanndan aldıgı fertifikalarla, doktor Pean ve Paris Tıb Fakültesi Duvavyeninin medıhkâr mektublarile îstanbula rlörüvor. Havdarpsşa hastanesinp operatör (cerrah tâbiri de, Cemü ToDiiTİnnun t»küfil = o tarihte opı=ı atörlvige çevrilmiştir ) tavin ediliyor. * * « «Caealoğlu» niçin doktor yatağı ohnuş biliyor musunuz? Yarım asır evvel Cemil Topuzlu ve Besım Omer, Kadri Raşid Pa=alar gibi muarenehanelerini ilk olarak bu semtte acmıçlar da ondan Doktorlann hurada verleşmesi bir geBu operatörlük tibirinin de bir lenek halini almış. hikâyesi var: Eiirdeki emirname * * * i!e Havdarpisa ha^tanesine gittici Bu da. AbdülhaT.Jdin hususf opezaman, Başhekim Mehmed Pa";a bir emirnameye bir de Cemil Topıız ratöılüğüne tayininden sonra geçiluva bakmış ve kah'shavı ba^mıs. yor: Genc doktor «acıba"'» diye eöz Padisahm gözdelerinden birindc ucile pantalon Hu6mp1r*ini vokln bir çiban pevdahlanıyor. Cemil Pamış. hayır O halrtp' mesele şu: »anm teşhis' Şaıbon! Gozdeye aBir gi'in evvel Pıhbive Rpi«!İne meliyat ypphvor. Sultan kpfasıngönderüen Kspıcuhadnnnjı: «Yann daki is'ifhamı bir türlü çözemeeizin hastaneve opprator gplecek!» mektedir: Yatak odasmrlan başka demisler. Kapı Çuba^an, yelvepe yerde soyunmıyan kadına şarbon lek yelken kürek Mehmed Paşa mikrobu nasıl geçebi'ir? Bunun ya koşmıışcevabmı Cpmî! Paş a veriyor: Mik Impsrator v»nn hastanemize » > n taşıvjn bır sint>Hir ve bu si<h V » gelfvoı. pa"am' denıiş. Alman Kayyprı «Wılhelm n » nin bulıınnnktidır!. akrabası bir prens o siralarda tsHünkâr, mikıoblu sinegi öldüretanhulda buiundujhı icin. Basheki biljnek için hamamı jıktınnaia ka ARI Pariste, eTnenerimdert birire kaI muazzam «tnsanlık komedisi» ni j vuştum: En çok hayranı olduğum ! meydana getirfbılmiştir. Bsşka türi Frar.sız romanc^sı ile. An^re Mauıü, bunu yapamazdı. Bacon'un de! rois ile tanıştım. Adile Ayda bu i diği gibi, < San&t tabiate ilâ\ e edıl ı | sabah otelimize telefon ederek üsmış insandır D , tadın bizi o gün saat 6 da kabul Âdile Ayda, gsyet münzevî ve • ed<?ceğ r.i haber verdi. sakin bır hpyat yaş?dık!=rı halde j Akşam 5.5 ta Adüe ile önceden büyük macera romanları yazan Brontoe kardeçleri iş&ret ediicc, tayin ettiğimiz yerde buluştuk. Birüstad: «Kimbıü', diyc ilâve etti; likte Neuiily'ye gittik. bslki onlar da bulundukları kose| Burada Adile Avdadnn bahset| den bir çok vakalara şahid olmuşmek isterim Edebiyat F?ki''tesinin lardır. Sonra. Chnr'rtt bu parlak doçentini, Cumhuriyet bır mekteb mualHmi ile oîan açkını ' okujnıcuları gsyet iyi tanırar. Onuıda unutmamak lâzim. Zaten. bazan tarafsîz, güzel tenk'd yazıhrmı mu bır ceyrek saatlık bir h^vccan bu, hakkak ki hepiniz okumuşstmu?tün bir romam yaratmağa kâfı gedur Fskat kendısinin F?ncada e!dr lebilır.» ettiği başandan hiç bir Türk gazeI tesi bahsermedı. M= ıbukı hepımız Maurois, yeni Frsnsız romancılığı j ıçin ne büyük bir iftıhar vesılesi! hakkmda konuştu: I Adile Aydanın ^I^llarme hakkın«Genrler yetışmıyor. Bızim nesr'a ha7irlad'gı büvük etiHüne başlimiz, meselâ François Mauıiac, Jules Homains, bizzat kendım, biz, langıç teşkil eden «Victor Huotuz yaşında artık bir varlık goster go'nun Ballarme üzerine tesirmiştik. Şımdi otuz yaşında değeieri» ismindeki eserinin neşri oraAndre Maurois rini belli etmiş kimse tanımıyorum | da derin bir ilg: ve takdir uyanPek memnunum: Üstad bizi ya Bir ara Alfred Comus'dan çok şeydırdı. Tanınmıj profesörlerden birisi: nındakı kendi çalışma odasına alı ler ümıd etmiştım. Fakat o da be«Madame Ayda'nın eseri Türk Ede yor. Orada kabul ediyor. Eserleri ni hayal sukutuna uğrattı. Geçen «Les saints tont biyat fakültesi için bir şereftir» di nı hazırladığı, okuduğu, çahştığı sene neşredilen en enfer» (Azizler cehenneme giye yazmış ve meşhur münakkid yerde. Büyük romancı biıe yer göster der) ismindeki eseri beğendim. EAndre Bılly, Fıgaro litterafre gazetesinin 12 eylul nüshasında maka di. Kendisı de masasının başına ğer muharriri çalışırsa, muvaffak lesinin iki sütununu buna tahsis geçti. Resimlerinden bıldığimız gi olabileceğini eminim. Fakat, eğer bi, zayıf, orta boy'.u. Yalnız ben çok çalışırsa tabıî . Maalesef, şimetmiş. Amerikar; onun pozlerini siyah veya elâ sanır di Fransız romancıları Gördüğüm zaman Türklük ve edebiyatınm tesiri altında Pıuh tahdostluk namına sevinc duydum. dım. Meğer mavı imiş. Saçlarına kır düşmüş. Sırtı hafif lilleri ile meşgul olmuyorlar. Daha Acaba bundan ew«l de, yazılan Mr?m^fiK çe kamburlaşmış. 60 yaşlannda gö zivade vaka arıvorlar belli başlı Fransız gazetelerinde bu, benim «genre> ım olmamakla raünakaşa edilmiş başka muharrir züküyor. Fakat 65 mi geçtığini zan beraber, eJSer bizimkilerden birisi. lerımız var mıdır? Yoksa Adile nediyorum. Üstünde gri bir esvab o tarzda da, meselâ Hemingway'in Ayda bu mazhariyete erişen ilk var. Beyazımsı bır gomlek, bordo yazdığı eserler ayarında bir eser rengi kravat. Yakasında Legion Türk müdür? meydana getirirse, onu ilk alkışlaYakmda, Flammarion kütübha dlıonneur niparunın rozeti. Aya yacak ben olacağım. Heminşway en nesi kıymetli doçentimizin asıl bü ğında da arkalıklı terlıkler. Evet, çok takdir ettığim Ameıikan muyük eserini neşredecek. Fransada masanın altmdan iyice görüyorum: harrirlerinden biridir. Hattâ onu artık tarunmağa başlayan Adile Ay Ayakkabı değil. Kahverengi terlik 1952 de Nobel mükâfatmı kazanar danın bu kitabı muhakkak ki ora ler. (Sonradan, bizımle beraber olan «Faulkner» e dahi terc^h ederim » edeb'vst muhitlerinde alâka ile kızım «maucassin papuçru!» diye «Siz ki bu kadar sev?hat edersikarşılanacaktxr. Acaba biz de, kendi iddia etti). niz, dedık; neye hiç Türkiyeye gel Odanın bütün duvarlan kitab do mivorsunuz'» mem'eketinde, ger.e sadece öldurücü bir sükut ve tam bir lâkaydi lu. Masanın tam karşısına gelen Bundan 20 sene kadar evvel bir kısımdakiıer hep kırmızı üstür.e mi bulacak?! defa İstanbulu ziyaret etmiş: «ŞımMaurois, Parisin en kibar mahal yaHızh cildler. Oda, oldukça geniş. Bunun da di doktorum sevahat etmemin aley lesi olan Neuilly'de, Maurice Barres hinde. Başka memleketlere gıdilincaddesınde, 86 numaralı apartıma pencereleri Bulonya ormanına bakıyor. Yazı masamın önüne ıkinci ce davetler yapılıvor. ziyafetler venın 3 üncü katında oturuyor. riliyor... Perhizimi bozmîk mecKüçük bir bahçeden geçerek bir masa T şeklınde uzunlamasma bur.yetinde kalıvorum. Masmafih, apartımana girdik. Asansörle yu kor.ulmuş. Üstüne kitablar ve kâ ilk fırsatta İstanbul* gitmek istiğıdlar yığılmış. Bir köşede bir dokarıya çıktık. yprum.» Kapıyı, beyaz ceketli yaşlıca bir lab. Öbür tarafta bir ksnape ve iki Türkiyede kendisinin en çok *ekoltuk. Kanapenin önüne, bütün uçak açtı. «Monsieur» den evvelvilen ve okunan Fransız romancısl odayı kaplıyan düz bej rengi halıceder randevu ahp aımadığımızı olduğunu söyledik. «Memnun olsordu. Kendisinın bizi bekledığıni nın üzerme, küçük bır seccade da dum. buna hakikaten memnun olha serilmiş. Bunun kahverengi desöyled k ve ismimizi verdik. Bunun dum, dedi. çünkü insan ne için yaüzerine adam bizi bir antreden ee '(»leri var. zar? Içindekileri dökmek, düşünceBiz, yazı masasının etrafındaki çiıerek büyük bir salona scktu lerinl anlatmak İçin. Başkalan Udığer üç koltuğa yerleştik. Maurois Maurois ailesinin misafır salonu: rafından anlaşıldığını. beğenildiçiTakriben 8 metre uzunluğımda ve o kadar nazik ve «homme du mon ni görmek tebiî ki bir muhamre 6 metre eninde gen:ş bır oda Pen de» ki, kendimizi hemen bir ra zevk verır » cereleri Boulonya ormanma bakı hathk ve dostluk havası ile sarılmış Merak ettik: Acaba Maurois biıyor. Bır köşesinde Aubusson bir bulunuyoruz. Üstad her birimizle den evvel hangi Turk hanımlannı kanar*? ve iki koltuk. Öbür köşede ayrı ayrı alâkadar oluyor. Bir ahbab tanımıştı? Biraz düşündükten sonkarşıhkh 4 koltuk ve küçük, oy evinde gibi âdeta arkadaşçs kora sualimizi cevablandırdı: «Parismalı tahtadan yaldızlı bir masa. nuşuyoruz. Zaten 'kendisi ile eski teki Türk sefiri Menemencioğlunun Orta kısımda duvara dayanmış kır dost değıl miyiz? Yıllardanberi, bir yeğenini, bir de, Fransaya gelen bir mızı kadifeden bir kanape. önüncie muharririn esarlerini defalarca oHariciye Vekilinizin hanımını taüstü somaki daha büyük bir masa kumak onunla karii arasında sıkı nıdım. Bir gece hep beraber tiyatve ctrafmda gene Aubusson kol bağlar yaratmaz mı? Bunu kendirova gitmiştik. tuk lar. sine sdylüyorum: «Sizi ailemden Hariciye Vekilinin lsminl hatırbirisi imişsiniz gibi tanıyorum. Bülavamadı. Fakat tarifinden. bahsetBiz bu koltuklara orurduk. Etraîi.n fıkirlerınızi, duşuncelerinizi bitiklerinin merhum Necmeddin Saf'ma balcıyorum. Neden bilmem, liyorum» diyorum. «Belki de daha dak ile refikası olduğunu anladık. ben Mauroıs'yı, zengüı sanayıcilerin fazla, diye cevab veriyor; çünkü Büyük romancınm nezaketini çok oğlu, Fransanın en mondon muharrırı Mauroıs'yi peri masaliarmda yazı yazmak butun ruhunu aç.ga f K İ / l r t i s m a r e t m e k d o ğ r u o l m a z . an!?tılan veva ancak fılmlerde gör vurmak, adeta bır nevı nudısme dı Bılhassa biz bunu yapmamalıydüğümüz muhteşem bır evde. Kral yapmak değil midir?!» dık; biz ki, onun bir çok yazılarınO da, Adile Aydanın •Victor Hu da «chronophage» (zaman yiyici) saraylarına lâyık eşyalarla doşenmiş odalarca oturur zannederdım. go'nun Mallarme üzerindeki tesir adını taktıgı misafirlerden şikâyetSplonun mobılyasi'p.ı umduğum ieri» etüdünü okumus. <Çok güzel lerini okumustum. («Chronophagekadar mükellef bulmuyorum. Ta yazılmış. Şimdiye kadar kimsenin ler korkunç kimselerdir Gelirler, aöylemişsiniz» insafsızca zamanınızı yerler; kıyvandakı avize pek basit Yerde düz sdylemediği şeyleri dedi. 'b i r A v r u p a metli bir mesaiye hasredeceğiniz Kendisi de, halen Victor Hugo vaktiniz size kaybettirirler. Sonra Djşüncerr.ı Adileye sö>ledim. O: hakkmda bir eser hazırladığı için da gidip ötede beride sizin için: «Daha ne istersin, butün takımîar bununla daha da fazla ilgilenmiş. «îhtiyarlamış, bitmiş artık. Zekâsı «Aubusson» dedi Yariımdaki kolBir müddet Mallarme'den ve canlıgmı kaybetmiş. Hayal fukutuk işlemesinin epeyce yıpranmış Hugo'd.n konuşuldu. Adilenln bu tuna ugradım, derler.») olduğunu işaret ettim. Karşımdaki mevzulardaki geniş bilgisine tekrar , a n 5 P d e, £ Ö Z Ü m e mevzuıaraaju geniş m Chronophage »ınıfma daha fazla k % , Ve bu 1 havran oldum «3u kısım her buyük romancının da paylaşmasın dahil olmamak için kendisinden her 5 ım: müsasde istedik. zaman oturulduğu için b.raz eski dan iftihar duydum. Gelirken, imzalatmak üzere üstamı;, Bak, obürleri yepyeni. MasaMaurois: «Victor Hugo bir devnın oyması da harıkulâde» diye di, dedi; edebiyatımızda eserlerı ile dın birer kitabını beraberimizde pe cevab ver.yer. Evet, masa hakıka bir dev, kuvvetli şahsiyeti ile, vü tirmişük. Maurois onları imzalad'k tan sonra kendisi de aynca kütübten çok guzel. cudü ile bir dev. Herkes onun teB T kppı Eçıhyor; b:r baş uzanı siri altında kalmıştır. Şimdi onun hanesinden üç kitab çıkardı ve baş lanna iltifatkâr birer cümle yazayor. Hemen tanıdım: Maurois. hayatını yazıyorum. Muhim bir rak her bırimize hediye etti. kısmıru bitirdim. İhtıyarlık devreAyrılırken, bizi sokak kapısma sine başladım. Yaşlı şairin hayatı kadar geçirdi: «Eger bir gün îstannı n sonlarına doğru dostları ile bu bula gelirsem, muhakkak beni aralusup konuşmaları .. Verdiği ziya yınız, dedi: orada eski âşinalarla fetlcr .. Büyük kupasını şarabla buluşmak beni memnun edecekdoldurup içişi ..» tir.» Byron'un, Shelley'in, DioröcüOradan çıkınca. Parisin mçshur nin, George Sand'ın muharriri,, sokağa doğru uzanmış ackhava «biographie» yazmağı sevdığini kahvelerinden birisine girdik. He«Çunkü büyük adamlann vecanlı ve mesu^duk. Bir masa | soyledr | hayatını araştırmak, onların beşe basmda oturarak Andre Maurois rî taraflarını, bize benziven taıafla ile görüştüklerimizi not ettik Sıcak, nnı bulmak hoşuma gidiyor. Fakat güzel bir aksamdı O gece Paris babu, roman yazmaktan daha zor na harikuiâde, esrarlı, büyüleyici Bakınız, arkamdaki duvan k?pla\an ve ruh dolu görünüyordu. kutubhane, önümdeki ikinci masa nm üstündeki kitablar, hepsi oHuKaçak et satan bir kasab go» ya dair eserlerdir. Evvelâ buyakalandı tün bunları aylarca okumak, tetkık Dün sabah Be.voglunda kaçak et sa. etmek. onlardan notlar almak lâ tışı yapan blr kaıab dukkânı baaılzım. Fakat bu suretle ancak ruhsur, mıştır. Yenışehlrde Serdar Ömer caddesinde münferid vesikalar elde edebilıyc 70 sa>ılı dukkânda kasablık yapan ıum. Sonradan bu vesikalan bir Vahld Ersö2un kaçak et eattıfcı tahkl. srada erıtmek, onların kuruluŞuiu kat netlceslndc öğrenllmljtlr. Istanbul üidermek için uğraşmak, onla^ Beledıyesl et kontrolörleri tarafından hayat. can vermek icab ediyor. Bi yapılan aramada, trljıderler İçinde 250 kılo kadar muhtelif clnj kaçak et bu. eser çok çalışmak, çok yorulmakla lurunuştur. mevdana gelebiliyor.» Etler mUsaflere eailmls. kasab Vah'.d Umumiyetb roman hakkındn ko Eıtor hakkında takıbata g.rışllmışhr. Manda karakola gp.urülürken bagınyor, çağırıyor, «Merak [etmei'inız,, beni ele veren o Dominik'le hesabımı göreceğim .. Şa/yed Guyan'a gonderilirsem arksdaşlarım onun icabına bakacakJlar» diyordu. Sorgu hâkımi Poitevin'in huzuruna çıkanldığı zaIman Manda kendini tuttu ve konuşmadl ama hâkim kendisine: [.Sanki çok iyi mi yaptın? Sen hapistesin, halbuki dostun Sanjın |kız, Dominik'le evlenecek» dediğı zaman Manda kendinden geiçerek «Dominik'le mi evlenecek? Müsaade buyurun; birlikte ter(tib ettiğimiz hırsızlıklar yanına kâr mı kalacak? Onun da adalete Ihesab vermesi lâzım» diye bağırdı. Hırsından deliye dönen Manda »bunun üzerine hâkime Sarışın yosma ile birlıkte yaptikları hırisıziıkların bir hstesini verdi. Ertesi günü Sarışın dilber de yakalanmış bulunuyordu. ManI da, sorgu hâkıminin huzuruna çıkarak, kendısini güzel bzın kartşısmda gordüğü zaman aklı başından gitti. Arabaya yapılan müfsellâh hucumdanberi ilk defa bu kızı görüyordu. Hâkim, Manda1'nın sozlerini kıza tekrar etti. Sarışın dilber de Manda'y» föyle bir jbaktı. Bu kadarı kâfi gelmişti. Çete reisi Manda «apsarı kesilerek I bir gun evvel söylediklerinin hepsini geri aldı. «Hikim bey, dün söylediklerim hep yalandı, dedi. Bu kız kat'iyen hırsızlık etmermiş ve benimle çalışmamiftır. tntikam almak için onu itham et|miştim. Size yalvarırım, onu rahat bırakuuz.» , ıcud olmadığından kız itter iıtemez serbest bırakıldı. Sarışın dilberi töhmet altında bırakabilecek Wç blr delil mev, Bir kaç gün tonr» Manda vt Domlnik çetelerinin efradı sorgu 'hâkiminin daireainde yuzleşürildi. Manzara görülecek jeydL AIpaşlann kımisınin kolu, kimısinın bacağı, kimısinin bagı sarıh idi Bır kısmı topallıyor, bazıları da değnekle yürüyordu. tki hasım , taraf birbirlerine kin ve nefretle bakıyorlardı. Hâkimin ruallerine hepsi .bilmiyorum, gormedim» demekle iktifa ediyordu. Hattâ 'Manda ile yüzleştirilen Dominik blle Tenon hajtanecindeki itira|hnı lnkâr ederek: «Beni Mandt vurmadı. Yarulmışım. Her halde | tanımadığım başka birisi olacak» dedi. Bu lözlere rağmen Manda 1 serbest bırakümadı. Netice vermiyen bu yüzleştirmeden sonra iki çete efradı ayrüi fzamanda sokağa çıkü. Bir kısmı bir kaldırımda, diğer bir kısmı da] jkarşı kaldırımda yürüyordu. Boylece Şatoîe'ye varıldı, Rivoli sol Bkağmdan geçıldi. Fakat Volter bulvanna gelındıği zaman cebler| \den bıçak ve tabancalar çıktı ve iki taraf bırbırıne gudi. Tabanı (calar pathyor, küfürler savruluyor, dukkâncılar kepenkleri in1 ıdiriyor, herkes kaçıçıyoıdu. Polisler yetıştiler; iki taraftan da ya( /ralılar vardı. Bıçaklar durmadan işhyordu... Hazmı Kolay Vitomini Bel setli ve Tabii Besleyici Çocuk Kclorisi Yüksek Mamasıdır ocn Bİfikadar olmuj, ve bu turıJe [ nuştuk. Kendisinden, roman yar.mak için sadece muhayyilevi işl«tmenin kâfi geüp gelmediği hakkınöaki düşuncesini tordum. tHayr, diye cevab verdi; muhayyile daİTin hakikat, müşıhede üzerine istinad ebnelldir. Meıelâ Balzae *w«lct noter kâtibliği ettiği için blr çok !.^^^ ayn tipler tanımış, davalarln, aile faciaJarile meslcği ırnbı ya'ti Sarr.atyada TutUnluk sokağında Z S sa>ılı evde oturan, Sırkecıde Vezir 1 ç'kn.azında otobus servıs busosunda kâtlblik yapan All Dlker, kendisıni iple \\ Polislerden biri Dominik'i yakalıyarak «imdad> diye bağırdı.^ tvlnln Uvanına aoarak üıtihar «111,15 {, e jkal Saııjın d.ibo.iıı Juîtu aı kaJaŞİaıınd*n Erls'in yaruimlle( tir. Yapılan taklkatta, Ali Dikerln çalı»eır ..un elinden kurtularak kaçti .. tığı muessese jvlu krı n ımınt kestia' (Arkası var) . uılet psr^lîunı 7lîi"""nno p,e • J Hği ve inına nnıtcesîiren inllhar ettiği Bir otobüs bürosu kâtibi intihar etti neşri hakk» yjfruv '^.«./•etemlze aiddir.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear