15 Haziran 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CDMHUBtYET 19M General Ridgway'in dün akşam Turiztn Kurumunun Ânkaraya gelişinden intıbalar Atina seyahati bir cok (Bu resimler dün gece Ankaradan îstanbula hususî uçakla yalnız gazetemiz için getirilmiştir) Harb Akademisinde Diploma Tevzii Töreni şikâyetlere yol açtı Turizm Kurumunun tertib ettiği îzmir ,Pire ve Atina gezisi bir hafta kadar süren meşakka»li bir deniz ve kara yolculuğandan sonra nihayet evvelki gece sona erdi. Yurdun muhtelif yerlsrinden kalkıp îstanbula kadar gelen ailelerm de iştıraklerıle geziye 650 kişi katılmış îmlunuyordu. Fakat tertibdekı hatalar ve tecrübesizlikier yüzünden ofdukça kalabalık bir vatandaş kütlesinin seve seve iştirak ettiği bu seyahat, kötü şartlar içınde geçti ve ne yalan söylemeli. haikın burnundan geldı Bu sevahate aid müşahedelerımı bebrtırken bir noktava bilhassa ehemmıyetle işaret Çtmek isterim. «Türkiye Turizm Kurumu», veni kurulmuş olmasına rağmen, yurd içinde tertibledıği gezıler ve diğer çesidli faaliyetler bakımından kısa zamanda kendısıni halka tanıtmış bır teşekküldür. Maksad v» gaye, • • . , , , , . , . . . lerının tahakkuku ıçm hepımızın . , „ „ ... , . ..... . * el ve gonul bırlıgıîe çalışmamız, henüz taze bir fıdan halınde boy atmaya başlayan bu teşekkülün hayatıyet kazanıp meyvalarını vermeğe başlamas;na yardım etmemiz lâzımdır. Ustelık kuıumun varatıcı ve yaşatıcılan da şahsan kendilerini sevip, saydığımız kımselerdır, Onun içın kurumun, haııce yaptığı ilk seyahate aıd muşahedelerımizden bu kıymeth dostlann gücenkadderatını tesadüf ve kadere tertib ve tanziminde turıstlerin mukadderatını tesadüf ve kaedre terketmemelerini dıleriz. *** 7 gün, 7 gece devam edecek olan bu geziye «Uludağ» vapuru tahsıs edilmiş. Fakat bu vapur, hareket saati geldiği halde gorünurlerde yok. Kadın, erkek, çocuk yüzlerce yolcu, ellerinde çanta ve bavullar, Yolcu Salonunun önündeki tıhtımda bekleşıp duruyorlar. Saatler iler ledikçe, Fılıstin yolcusu Yahudi muhacırlerine dönen turistler sızlanmağa başhyorlar. Oğreniyoruz ki, «Uludağ» vapuru, havuzlanmak için girdiği Istinye doklanndan çıkıp gelmek üzere Beş saat kadar süren bir intizardan sonra nihayet vapur rıhtıma yanaşıyor, valızmi, çantasuu kapan turistler birbırlermi çiğniyerek gemiye hücum ediyorlar. 650 turisti alacağından şuphe edilen «Uludağ», mınimini cüssesine rağmen yüzden fazla da Izmır yolcusunun istilâsına uğrayıp bir mahşer halini alıyor. Af buyurun, halâ aralarma kadar insanla tıka, basa dolan bu gemı ıle 7 gün, 1 gecelik bir seyahate nasıl çıkılır değil mi? Işin garib tarafı, Denizcilık Bankasının Istanbul acentası da bu seyahate istirak eden yolcular arasında. Ne o, ne Turizm Kurumu adına vazifelendııilen kımseler, ne de geminin süvarisi bo>le bir seyahatin yolculan rahatsız edeceğıni, yersiz, uykusuz ve huzursuz bırakacağıru düşünüp yol yakınken bır tertib ve tedbir almağı akıllarına bile getirmıyorlar. Öyle bir hal ki, kimin turıst, kimin Izmir yolcusu olduğunu, vapurun kamarası bulunmadığından kimin hangi kol tukta veya sandalyede geceliyeceğini Tanrıdan başka bilen yok. Nitekira vapurun hareketinden kısa bir zaman sonra tertibsizlik, tedbirsizlik kendisini gösterdi. Açıkgözler, kanape ve koltuklara yerleşti, bir kısım yolcular da bu turistik seyahatın ilk gecesmi ya sabaha kadar vapurun içinde dönüp dolaşmakla veya güverte tahtalannın üzerine kendilerini atmakla geçirdıler. Turistler ve Izmir yolculan bu kötü şartlar altında seyahat ederlerken, Allahım bir ferd çıkıp da: Bu hal nedir, şu zahmetli yolculuğa nasıl bir çare buluntır? demedı. Sonradan öğrendik ki, Turizm Kurumu temsilcileri bu durumdan mahcubiyet duyarak haikın hal ve hatınnı soramamışlar, üzüntü ve hicabdan bir kenara çekilip yolcuKara, deniz ve hava harb aka! l a n «tırablanle başbaşa bırakmağı demilerini 1952 yılında bıtırenlerm ı tercıh etmışler. Pekı ama, gemı diploma torenleri dün saat 16 da , , , . , nın suvarısı, hele bu turistik se Yıldızdaki Akademi binasında yasuvarısı, yahate seref veren acenta nerede? pılmıştır. Bu kadar insan gerçi Turizm KuruTörende birinci ordu müfettış munun davetlisi ama, nihayet De vekili Korgeneral Ismail Hakkı nizcilik Bankasının ve onun tem Tunaboylu, Akademıler komutanı silcileri sayılan süvarinin ve acen Korgeneral Fehmi Turesel, yuksek tanın mısafirleri değil mi? Üstelik, rütbeli subaylar, Amerikalı ve In«Uludağ» vapurunun bu çilekeş giliz uzmanlar, basın mensubları ve yolculan .geminin daracık salo seçkin bır davetlı kütlesi hazır bununda üstüste umduklarını değil, lunmuştur. bulduklarını, daha doğru bir tabirle Kara Harb Akademisini bitirenler bulamadıklannı yerlerken başta Remzi Dora, Lutfı Doğancı, Revapurun suvarısi, acenta, idareci fet Yıldırım, Nezıhı Barlas, Salıh lerden ve bunlann efradı ailelerin Erengun, Süre>ya Yuce. Enver den müteşekkil gruplann hususî Işıklar, Mustafa Uysal N'had Asbir salonda ve gene özel bir ser lantürk, Ibrahim Ersan, Ihsan Avisle gülüşe, oynaşa yemek yedık nadolu, Selım Çığdemal, Fevzı Erlerini müşahede ettiler. Uludağ vapurunun büfesinde hazırlanan ve muayyen bir bedelle turistlere satıla ripiknik yemekler de bir çok şikâyeüere ve hoşnud' suzluklara sebeb oldu. Vapurun ' F "gider tertıbaü bu mahşerî kala' balığın ihtiyacma kifayet etmedi§ i n d e n Akaenizde geçen ikinci günümüz, bir çol seyahati hatırlattı. Yolcular bir bardak soğuk suyun hasretile Izmire gelinciye kadar yarup tutuştular. Geceyi huzursuz ve uykusuz geçiren yolculardan mühım bir kısmı Izmiri gezip görmeğe gıdenlerden artan kanapelerde kestirmek için gemide kalmayı tercih ettiler. «Uludağ» önce saat 24 te Izmirden hareket edecekti. Fakat gümruk muayeneleri yüzünden bu kalkış tam 5 saatlik bir teahhura uğradı. Pire yolculan o geceyi de bir arama, tarama manzarası arzeden bu gümrük muayenesi dolayısile uykusuz geçirdiler. Vapur sabahleyin Yunan adalarından geçerken, bir şeyler görmek arzu ve hevesıle bu seyahate katılan turistlerimiz, yerlere serdikleri ve birer şilte rahatlığıle üzerlerınde yatıp uzandıklan gazetelerin üstünde uyku kestiriyorlardı. Zira, kimsede etrafı görecek, manzara seyredecek hal ve mecal kalmamıştı. O sabah Kurban Bayramının ilk günü idi. Geminin ' galiba konduğu gündenberi muaJ' e n e ve tamir görmiyen ve bu sebeble de ne dediğı, ne söylediği anlaşılamıyan hoparlörü dile geldi ve bir takun h'mlü ve gürültülerle süvarinin ve Turizm idarecilerinin yolcuların bayramlarmı tebrik ettiğini bildirdi. Yolcular bir an evvel vapurun Pireye varmasım bekliyorlardı. Bü tün turistler Pireye çıkar çıkmaz otellere koşacaklannı ve iki gecedir uykusuzluktan harab olan vücudlerini orada bulabilecekleri şiltelerin üstünde dinlendireceklerinl söylüyorlardı. General Ridgway, uçaktan indikten sonra Genelkurmay. Başkanımızla el gıkışıyor Banş, Seyfi Baskan, Lutfi Özcan, Haldun Kıyasel, Hakkı Oğuz, Necib Toruntay, Kemal Tabak. Deniz Harb Akademisini bitirenler Celâl Aktan, Ecved Soysal, HaIuk Konuk, Ibrahim Akdenız, Halıd Talayer, M. Sarıbekiroğlu, Yavuz Subay, Nejad Tümer, Aydm Arıman, Faruk Sükan. Onbilgin, Hılmi Karamanoğlu, Av Hava Harb Akademisini bitirenler nullah ... . Halıs Uğurlu, Sacid ı ocaıu u ^ u a j m muauuuı Aka, . Şekib Sa>başılı Muammer AtaT f u n m . l u L " t f i G°ktürk, Bedri Be < ^ d C e v a j O n e n N e v r u z E k len, Mehmed Bavülgen, Halil Gun ; M e h m e d P o s t a l c l o ğ ! u , ver, Celâl Onal, Orhan Çokdeğer, Ozatağ, Şinasi Vahid Güneri, Sabahadduı Kahra Oner, Şerefeddın Kırmızı, Ahmed man, Necmi Şenkartal, Ahmed Yıl Dural, Kemal Akat, M. Kemal Zedız, Munir Eke, Hakki Avlacıoğlu, ren, Samim Sırdaş, Izzet Gnzde, Adem Gür, Azız Pekdemir, Hılmi M. Sıtkı Şengel, Niyazi Gül, Irfan Haktanır, Ahmed Çağlayan, Kemal Ozaydın, Kenan Goker, Seyfeddia Mançuhan, Osman Arkon, Mehmed Kural, Şerefeddin Mıhçakan. Mezunlar bir arada günsel, Ismail Erenel, Sabahadduı Taneri, Sabahadduı Erdır, Muzaffer Kınıklı, Halis Ayif, Hamza Günalp, Şevket Tekin, tjüleyman Ozdemir, Muammer Büyükağaoğlu, Abbas Yurdakul, Alpaslan Türkeş, Şahın Kavu, Faik Evırgen, Mustafa Zağpus, Sabahaddin Bavçu, Sadak General ve esi, kendUejine (hoş geldiniz) diyen Amerikalı bayanlarla görüşüyorlar Amerikada 3 Hafta: General Ridgway, Orgeneral Nuri Yamnt, Ameri kan Büyük Eçiri McGhee va Amerikan Yardım Heyeti Başkanı General Arnold, aca£m önünd* General Ridgway konusayor 'Atkuitik Ordulan Guney Doğu Bolgesi Komutanı VV'ymaon, dün Gcnelkurmay nyaıett» «Uludağ» o gfin saat 18 de Pire (Beşind sahifeden deram) nhtımına yanaştığı zaman bavuluO akşam gök gürültülcrıle kan nu kaaan kendisini dışanya attı. şık bir yaz yağmuru yağdı ve Vu Turistlerden önce otel bulmak üzeyüzden artan rutubet deniz seviye re Atinava giden Turizm Kurumu sinden aşağıda bulunan. ortasırHan temsilcisi bu sırada yolculara çok feci bir haber getirdi. , Boğaziçinden daha genış Potomak Atinada oteller dolu. Ancak nehri akan Amerikan devlet raerkezinin sıcağını büsbütün taham Pirede 140 kadar boş yatak bulunabilmi|. mül edibnez bir hale getirdi Beyaı Sarayda Başkanı da Bu haber hakikaten yolculan üzmüş. müteessir etmişti. Çünkü Pigöremiyoruz Washingtonda goremedi&imiz ve rede bulunduğu söylenen 140 yatamukabil vanurda 650 turist vargörüşemediğimiz yalnız General Omar Bradley değıldi. Ertesi gün dı. Şu halde 410 yolcu açıkta kalBeyaz Sarayda Cumhur Başkanı mış demekti. Herkes başınm çareMr. Truman'ın yapacağı basın top sine bakmak kararını verdiğinden lantısmda da bulunacaktık. Sabah turistler pasaport yoklamasını müleyin sıcaktan ve terden buruşmuş teakıb birer ikişer vapuru terkettielbiselerimizi değıştırerek Mr. Tru [ ler otomobillere athvarak Atinaman'ın karşısma çıkmaya hazır n m yolunu tuttular Burada Atina landık. Fakat talihimiz yokmuş. Elçiliği birinci kâtibi Enver ÖzBaşkan hastalandığı için Beyaz Sa alptan minnet ve şükranla bahsetrayda değilmiş. Bir gün evvel Ge mek isterim. Bu kıymetli ve genc nelkurmay Başkanının boş odasmı hariciyemiz, Türk turistlerini karg3rdüğümüz gibi o sabah da boş şılamak üzere Pireye gelmek nezaBeyaz Sarayı gezdik. ketinde bulunmuştu. Otel vaziyeti Bu tarihî bina, tamir edilmiş ve , kendisine anlatıhnca derhal hareyalnız cephesl eski seklinde kal kete geçti ve saga, sola basvurarak mış, öteki taksimatı ve salonlan dekısa bir zamanda yataksız kağifmiş. Beyaz Saray labahleri halka lar bir kısım turistleri muhtelif da açık olduğundan bazı meraklı otellere yerleştirdi. larla beraber, bu binayı dolaştık. Turistleri muntazam bir şekilde Salonlar, beyaz, yeşil, mavi, kırmı Atinada yerleştirememek yüzünden TL fes rengi boyanmış ve aynı renk ı seyahat programı altüst oldu ve te döşenmiş. Küçük ve büyük iki yapılması tasarlanan geziler de suyemek salonu, büyük salonda mu ya düştü. Türk turistleri dost ve ve azzam gümüş bir avize var. Beyaz komşu memleketin başşehrinl büyük kabul salonunda bir de pi görülecek tarih! yerlerini bizzat yano gördük. Galiba Başkanın kı kendi kendilerine gezdiler. Bu dazının piyanosu. Bütün salonlardan ğırukhk ve başı boşluk yüzünden blrbirine geçüiyor. Hepsl çok sade, Yunan turizm kurulunun Türk tufakat zevkle döşeli. Duvarlarda es ristleri «erefin* tcrtiblediği toplanki Cumhur Baskanlarının yağh bo tıda ancak 15 kişi bulunabildi ve ya resimleri asılı, Holde yerden ta bu acayib vaziyot dostlannuzın gövana kadar muazzam bir endam rdnden kaçmadı. 650 Türk turisti Atin»d» flci gun aynası, yeşil salonun bu hole açılan kapısı üstünde bir Amerikan arma lc'di ve bu müddet zarfında toplu sı var. Başkanın hususî daireleri olarak geziler yapılamadı. Zaten yol üst kattadır. Oraya çıkmak yasak. I culann çoğu Atinadaki günlerini oBeyaz gomlekli, belleri tabancalı teüerdt istirahat etmekle, uyuırn'polisler binanın dışında ve içinde 1* geçirdiler. nöbet tutuyorlar. Beyaz Saraym | tUludağ» salı gecetl saat 24 im güzel bahçelerinde fiskiyell havuz Plr« limanından hareket ettiği zalarda sular akıyor. Bizira Beyaz rnan iki gün ,iki gece devam edecek Saray, Amerikalılann da Beyaz Ev olan huzursuzluğun ifadeleri tekrar dediklerı, o zengın ve muazzam dev yüzlerde belirdi ve bu hal vapur letın Cumhur Başkarılarına mahsus Istanbul limanına girinciye kadar bina, hıç de muntsşem bir saray . sürüp gitti. değıldır, sadece bır konaktır. r ) ' Ferdi ÖNER' 36,000 kişinin çalışlığı Pentagon'dan müfevazı Beyaz Saraya CBajtarafı 1 inci sahıfede) kadın yolcularla yüzme bılmiyenlerin kurtarılmasma çalışı'.mıştır. Kazaya uğrayan motör, civardan yetişen Fenerbahçe motörü taraitndan sahile çekilirken, ikinci şamandra cıvarında batmışür. Gazetemızi makineye verdiğ.miz sırada vak'a mahallmde araştırmalara devam edı'mekte, ınsan zayiatı ohnasuıdan korkulmakta idi. Dun akşam kendısıle görüştüğüm Yalova vapurunun kaptanı bana hâdıseyi şoyle anlattı: « Lımanın dış hat şamandraları civannda, İsveç vapurunun bağlı bulunduğu yerde Karadeniz motörünü Kadıkoy istıkametınde bıze doğru gelırken gördüm, ben »ağa gideceğimi üç defa düdük çalarak bıldırdım. Motör gene so.a seyrediyordu. Benım gemime, sancak tarafile, ba? omurgaya bindirdi. Motör kalabalıktı. Denize dökülen yolculann büyük bir kısmını gemiye çektik. Diğerlerini de sandallar kur tardı » Motör kaptanı ne diyor? Batan motör kaptanı Ebabür ise, gemınm kendisine çarptığını iddia etmiş ve: «Ben İsveç vapurunun bordasına dçğru kaçıyordum, o gehp bana bındırdı» demiştir. Vak'a esnasmda motörde bulu nan yo'culardan Burhan Sener şun lan soylemıştir: « Ben de denize dökülenler a rasındaydım, sadme çok şıddetli ol du. Bırdenbıre şaşırdık. Kendim. denizde buldum. Civardan yetişen bir sandal benı denizden çıkardı kimin kabahatli olduğunu bilemi. yorum.» Kazazedelerden Şinasi Erkal da hâdisfyi çöyle anlatmıştır: « Denizde yüzüyordum. Bıraz ilerimde tahminen beş kişi imdad dıye bağınyorlardı. Bir tanesinin, sandal tarafmdan kurtanldığım şördüm. Dığerleri suların akıntısma kapıldılar. Herhalde yüzmek bilmiyorlardı.» Gene kazazedelerden bazıları, hâ disenin olduğu yerde şamandraya bağlı bulunan isveç vapurunun tayfalanndan blrinjı, boğulmak üzere olan bir yolcuyu kurtardığını anlattılar. Fazla su yuttuğundan Deniz hastanesine kaldınlan Makbule İlker ise bana vak'ayı söyle hikâye etti: « Ben kamaradaydım, bir gürültü oldu. Koca bir gemiyı üzerimıze bindirirken gördüm. Etrafımda herkes acı acı bağırıyor, canını kurtarmaya çalışıyordu. Bayılmaşım. Kendimi gemide buldum. İki genc beni kurtardıklannı söylediler.» Alâeddin Ersin Limanda dün akşam i Büyükdere cinayelinin Yalilik tereddüde feci bir kaza oidu içyüzii aydınlandı düştü Manevra hazırlığı sona erdi (Baştarafı 1 ıncı sahifede) lıklan tamamlanmıs, cnanevraya içtirak edecek subay ve erlerin izin leri kaldırılmıştır. Manevraya katılacak kıfalar yarmdan itibaren m«vzilerinl alnuş bulunacaklardır. Manevranm gayesi, Aaradenizden Boğazın Rumeli sahiline yapılacak havadan indirmeye karşı müdafaadır. Bir indirme grupunun uçaklarla bu sahaya indirileceği bildirilmektedir. Cumhur Başkanının ve Genelkurmay Başkanının tatbikatın son gününde hazır bulunmalan muhte. mel görülmektedir Türk Yunan ve Yugoslav işbirliği (Baştaroiı 1 inci sah'fedc) lâki olacak ve askerî tesisleri gezecektir.' Türkiyeye yapılacak ziyaret hakkmda her hangi bir teferruat yayınlanmaınıştıri Bu ziyaretin. her üç memleket aleyhine her hangi bir tecavüz halinde birlikte harekete geçmek hususunda geniş surette askerî bır anlaşmaya yol açacağuıa burada âdeta muhakkak nazaril% bakılmakUdlr. (Başîariiı I inci s^ (BasTarafı 1 tnc* s o l i ' ' H ? ) Teğmen Şerafettin Balta, bu cina Şimdilık, Bakanhktan gelecek ceyetleri niçin ve hanşi sebepler yü vaba intızar edihnektedir. ' z ünden işlemiştir? Bu suallerin ce Bakanhğm bu tamimi üzerin» vabmı halen ilk yardım hastane Daimî komisyon üyelerinin durusinde yaralı olarak yatmakta bu mu tekrar münakaşa konusu ollunan karısı Pervin de sarih olarak maktadır. Eski daimî encümen üytleri kensöylememekte fakat ihsas etmekdilerinin ıskat edildiklermi, bu Vatedir. kımdan tekrar vazifeye baş'.amaları Teğmen için ailemi terkettim Pervin Baltaya: «Bana Teğmen gerektiğini ıleri sürmektedırler. Buna mukabıl, şimdıki daimî ko» le nasıl tanıştığınızı ve hadisenin vukuuna kadar geçen vakalan an misyon üyeleri, eskilerine istıfa latır mısmız?» dediğim vakit dal ettıklerini, bu tamimin şümulüna gın dalgın yüzüme bakü ve sonra giremiyeceklerini iddıa etmektedırdüzgün cümlelerle anlatmaya baş ler. Buna delil olarak da, yeniden seçim yapılırken seçimlere katıl« ladı: « Annem ve babamla birlikte | dıklarına işaret etmektedirler. İçişleri bakanhğından cevap gelGümürJ anede oturuyorduk. Tahsilime devam edebilmem içın beni dikten sonra vaziyet kat'î olarak İstanbuldaki dayımın yanına %6n aydınlanacaktır. derdiler. Dayım Sanyerde, Yenimahalle gazino sokak 6 numarada oturuyordu. Dayımın yanmda orta mekteb» devam ediyordum. Şerafettin de Dayımlann evmde kiraaydı. Geçen şubat ayında Seraîzmır 5 (Telefonla) Bundan 5 fettinle sevişmeye başladık. Fakat ay evvel İstanbuldan Amerikaya şubatın sonlanna doğru dayımın kaçan Ayfer ile Nermin' bugun Anadoluya tayin emri çıkınca an Guney Doğu »eferinden dönen Anem Gümüşhaneden gelerek beni dana vapurile sehrımize gelmişlerde alıp götürmek istedi. Teğmeni dir. Kedıleril* konuşan gazetecıdell gibi seviyordum. Ondan aynlere, Picadelly barında sarhoş ollamıyacağımı anladım. Anneme duktan sonra Amerikan bahriyelikendisiyle gitmiyeeeğimi söyleyince polise ve adliyeye müracaat et leri tarafmdan goturuldüklerini söy ti. Fakat bir netice elde edemeyin liyerek hâdiseyi soyle anlatmışlarce beni bırakarak gitmek mecbu dır: « Otomobille Galataya geldik. riyetinde kaldı. Ondan sonra Şerafettin'le beraber yaşamaya baş Bir kayığa bmdırılerek gemiye goladık. 17 yaşında olduğum için ha turüldük. Yalnız Amerikan gemisiyat tecrübem azdı. Her dediğinl ne binmeden evvel Amerikan deİcabul ediyordum. Bir gün aramız nizcisi Joe bize erkek elbisesi veda münakaşa çıktı evi terkederek rerek bunlan giymemizi söyledi. aynldım.» Mecburî olarak kabul ettik. Bizim, kız olduğumuzu hiç kimse farketSerbest hayat Pervine: «Şerafettinden aynldık meden, vapurun amhar tarafmdaki bir kamaraya götürdüler ve orada tan sonra ne yaptmız?» dedim. € Sanyerdeki Ferah sinemnsı bırakarak uzaklaştılar. İçkinın tesirile hemen uymuşuz. Ertesi sabah nın gişesinde çalıştım» dedi. Ailesinin yanına dönmeyişinin uyanınca aklımız başımıza geldı. bağırmağa başladık. Fakat sesımizi sebebini sorunca: « Serbest hayat daha zevkli o kimseye duyuramadık. Öğleye doğluyor» diye cevap verdi ve devam ru iki denizci ellermde meyva ve etti: «Bir müddet Şerafettine rast domuz etleri olduğu halde yanunıza lamadım. Üç ay evvel karşılaştık. geldıler. Ağladığımızı gorünce bir O gece evıme gittik ve sabaHadık. çok şeyler soylemeğe başladılar. Ertesi gün tekrar aynldık. Bu sı Fakat sozlerinden hıç birşey anlarada bir arkadaşım vasıtasiyle No mıyorduk. Bir müddet kamarada ter Cemal Yazganı tanıdım. Cemal oturduktan sonra kapıyı açık bırabey bana bir baba muamelesi gös karak yarumızdan uzaklaştılar. Ar« tererek evine çötürdü ve bir iş de kalarından biz de çıktık Koridorbuldu. Annem de Gümüşhaneden larda kımseler yoktu. Yüksek sesla Savcılığa bir istida göndererek mu konuşarak gezerken geminin tayayeneye sevkedılmemi istemısti. falanndan bıri bizi gorerek süvarıyi Muayenede kadın çıkınca. bu isin haberdar ettL Teğmen tarafmdan yapıldığmı söy Süvari delıye dönmüştü. Ellerila ledim. Yakalanarak tevkif edildi. birşeyler işaret ederek mütemadıMuhakemesi neticesindp 8 ay hapyen bağınp çağırıyordu. Her iki se mahkum olmustu. Mesleğinden mızi tekrar bir kamaraya kapadıihrac edılecekti. Araya Cemal b»y lar ve pencereleri kımsenın gormegirerek Şerafettini benimle evlenmesi içm tellerle örttüler. Suvarı, meye razı etti ve nikâhımız kıyılAmerikaya ayak basıncaya kadar dıktan sonra tahliye edildi. bize çok iyi muamele etti. Facia başlıyor Yeni Orleanda karaya çıkınca poBir müddet eve uğramadı. Hadise günü saat 17 de eelerek beni lislerin nezaretınde mahkemeye goevden aldı beraberce Fıstık suyuna türüldük. Orada da tercüman bulagittik. Orada: (Sen bana çok iha madılar. Nihayet senelerce evvel net ettin beraber yaşamıvalım) di Amerikaya gitmiş olan bır Ermeniyi yordu. Ben de bu teklifini kabul temın ettiler. Fakat bu şahıs pek az etmiyor ve ithamlarmı reddedi turkçe biliyordu. Derdımızi anlatayordum. Bu vaziyet karşısmda (e madık. ve gidelim son sözümü orada siyBu anlaşmazlık içinde mahkemeliyeceğim'* dedi. Beraberce eve den bir manastıra gotürulerek kadöndük Cemal bey karısı ve kızı patıldık. Bu manastırda iki aydan oturuyorlardı. Yemek yedıkten I f a 2 l a kaldık. Çıkışımızı muteakıb sonra Serafettin yüz numarava m Yeni Orleandan uçakla Atlanta'ya di odaya dönüşünde elinde taban oradan da başka bir uçağa binerek cası vardı. İlk kurşunu bana sık Savona'ya geldik. Oradan Grikorıs tı »onrasını hatırlamjyorum.» aâlı bir Yunan gemisile Pireye getıŞerafettinin arkadaşlannın rildik. Pirede Adana vapuruna tessöyledikleri üm edildik. İ?t« pmdi gördüğünüz Şerafettinin yakm arkadaşlan gibi karşmızda ve çok şukür vataıldukça kederli vaziyetteydıler. Şe nımızda bulunmaktayız.» rafettinin bir Yüzbaşı arkadaşı Şe. rafettinin ciddiyet ve dürüstlüğün dıse dolayısiyle orduda ve arkaden uzun uzun bahsettikten sonra: daşlan arasındaki durumunun güç« Pervini iğfal eden o âe%& leştiğini düşunerek her 'gün bıroz daha için içın erıyordu. Bu hayata dir» diyerek ştmlan ilâve etti: < Şerafettin en ufak bir kusu tahammül edemiyeceğini anlamış korkunj hadıseden ru yapmaktan çekinen mert bir ço olacak ki cuktur. Kızm iddiası üzerine bir kendisini menedemedi. Vak'ada* denbire çöküverdî. Fakat avukat üç *aat evvel onunla beraberdit bıle tutmaya lüzum görmüyor fA Gayet sakındı Ha'ınden hıç Dir şey dalet tecelli edecektir) diyordu. sezilmıyordu Ordu iyi bir elem3n, Dâvayı kaybedine* onunla evlen biz de efendı bir arkadaş kaybetFeyyaz TOKAB mektense hapsi tercih etti. Bu ha tık.» Amerikaya kaçan kızlar İzmirde
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear