01 Haziran 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURÎYET 29 Eylul 1952 BIZANSIN İÇYÜZÜ •Ya*art HAROLD LAMB Çevtren TEVTÎK SADULLAH Teodora özür diledî Sevgüi kasrının taraçasmda, bırlıkte geçırdıklerı son geceıerden bırmde Justınen'in fazlasıle mağrur olduğunu keşfetmek Teodora'yı hay h şaşırttı O sırada, ıtıyad edmdığı üzere, Justınıen gununun buyuk bır kısmını sarayda geçırmış, o ak§am da, beraberrnde getırdığı kâğıdlan tetkık edertcen, bır taraftan da kuru ekmekle karrunı doyurmağa bakıyordu Ogleje kadar uyumuş o an Teodora ıse, dıpdirı, ujanık, sırmalı kumaştan perdelen, yahud mucevherden ışlenmış sun'î çiçeklerı olmadığı .çın sus olsun dıye satın aldığı tavus kuşıle kendını eğlendırmeğe çabşıyordu Onun ne yaptığının pek farkında clmıyan Justınen, kâğıdlan ımzalıyarak ışını tamamlamağa baktığı sırada, Teodora da yanına gıttı ve orrzu gerısınden ığılerek ne yaptı° nı seyre kojruldu. Sehir =haberleri Okullar bugnn açılıyor IÇTIMAI BAHISLER IHEM NALINA M1HINA Kendı ağzmdan rumca «demos» kehmesı çıkmıştı, buna karşıhk, Justinien lâtınce ı populi» kelımesıru kul anıjor, bu kelıme onun ağzında devâsa heykeılenn kaıdesıne ışlenecek bır vecıze mana ve huvıjetıne burunuyordu. Evet Populi Romani! Evet haık Romalı ıdı, Romalı da halktandı Şu halde bunTurkiyede sosyal ihtılâflar dığer muş olan kitabı, köylerimiztn tamalaım tas\nını mermere ış.eyıp, Bu sabah İstanbul Kız Lisesinde memleketlerle kıyas edılemiyecek mile statık bır varlık olduklan, kabir toren yapılacak şehrın otesın , berısmı bu dev gıbı derecede azsa da buna karşılık :çbuklan ıçıne çekılerek eski hayathe\kellerle donatmanın ne manası tımaî bunyemızde muhım bır alanna aynen devam ettiklerı ıntıİlk ve orta dereceli okullarda bu henksızlık vardır. Bu ahenksızl'k vardı. Hassas Yunanl^ar da heykel bamı uyandırmıştı. Stırling. bu inyapmışlardı ama onlar hemen hıç gunden ıtıbaren derslere başlana şehır ve koy arasında pek bü> ok tıbaın hakıkate uvmadığını ve köyb r zaman heykellerıne ınsanınkın caktır. kulturel farklann mevcudıyeanufku genîşlemistir. Dışanda olup ' ğa matuf mudahalelerı pek mues lerimızde de garb medeniyetine c*en daha büyuk bır cusse vermeBu yıl bılhassa ortaokul ve hse den doğmaktadır Son (30) yıl ıçindoğru bazı gelişmelerın vuku bulmışlerdı Teodora, gene kısaca 'cre pek çok rağbet vardır ilk o de şehır sektorunde hayat gonjş bıtenlerden habarsiz değıldır Bu sir olmamıştır. Fı'hakıka koyde bu ı duğunu gostermektedır Cemıvetın nun başlıca sebebı, şehırle temasıa hususta halka rehberhk edecek kım «Ne bıleyım'' Ahalıyı geyret kulıara kaydedıiecek çocuklar ıçm lerınde ve telâkkılerde esas tahav' muhtelif kısımlan arasındaki karşımek hoşuma gıdıyor, ışte's dıyı 30 ev'ul tarıhm n kat'î surette tes vuller olmuş, kokleşrruş âdetler ve rının sıklasmış olmasıdır Koy nü se yoktur Koy oğretmeni fazla l'klı rekabetler dolayısıle bır sahafusunun şıddetlı artışı arazinın koy genc ve rehberlik ıçm luzumlu bıt edıjnış olması uzerıne bır çok sosyal muesseseler değışmiş v& ikverecek olau. da olup bıtenlerın diğer sahalar «Şu halde soyle bana Şu sı aıleler yaş tashıhi yoluna gıtmış tısadî s?hada dıkkatı çeken bazı halkına kâfı gelmemesini intac et prestıjden mahrumdur Koy muhta üzerinde tesırsiz kalması ımkânsız miş ve tamamlavıcı bir kazanc te n ıse, ekserıyetı alıştıklarına bağlı lerdır. ılerlemeler kaydedılmıştır Halbukı rada dıkkat ve nazarlarını ustlenbulun^uğundan varH'ğı bu netı | 'e koy sektorunde durum esas ıtıba mını ıçın muvakkaten şehre gıden kalmağa temavul eden kov halkını makullur An<ak muellıf kovlerrlene çeken halk dedığın kımlerdır? Buna rağmen, kayıd müddetı zarlerın savısı çok vükselmistır Ara veni vollara se%ke ne ısteklı, ne de Cam o sırada, duvarın btesinden Ne çeşıd ınsanlardır?» fmda icab eden formahteyı ıkmal rıle eskısı gıbı ka'mış, yahud ehem lannda muhtelit sanatlan oSrenmiş kadırdır Çunku nufuzu azdır Koy ki tahavvüllerın pek vavaş ve mahmıyetlı değışıklıklere uğramamışıır ge en ağlar gıbı bır ses Teodora'mn Bu sua.ı Teodora derhal cevab ettırecek'ıerı şurjhes zdır dud olduğunu ve hukumet müdahaMemleketın ılerlemesı geniş olçude olan ustalar da bulunan bu gıbi de sozü geçenler muhtar olmaktan kulaklannı doldurdu«Pavurya jandırdı Bır balık ve susam satılelerinden zıyade şehirlerle temasın Yenı ders yılı ıçm butun hazuşehır sektorundekılere nazır gehş | kımseler, gerçı yalnız mecbur ol çekmmekte ve bu ışı umumıyetle var! Susam ekmeğı var Hey asıl cısı: Kollarında hasır orgusu seartmasından doğduğunu belırtmeklıklar ıkmal edı m ştır. melerın koylerde de vuku bulma I dukça şehre gıtmekte, oradaki ıka daha zayıf kimselere bırakmaktalerın asılı' Tat da bak Mıs gıbı ko petlerle bu adalı Yunanh, her halte ve hukumetın koyü kalkındırmak Bu munasebetle bu sabah saat sına ve ıkı sektor arasındaki aner't ' metlerı sırasmda şehırlılerle kav dırlar kuvor'» ae hmandan aonuşte bıraz gecıkStırlır^n büvük bir ilim aşkıle volundaki gavretlerinin, kovde halSokak satıcısmm şıvesıle bağın mış olmalıydı Kendı attığı soluk 8 30 da istanbul Kız Lisesinde bır sizlığın ortadan kalkmasma oağ'ı I naşnaavıp hemşerılerile bır arada toren \ apı acak \ e derslere başla dır Bu duruma gore kovlerin ıcti vaspmakta ve bır mıktar para OIIIK ve turlu zahmetlere kat'?nmak su ka bu husnsta ona>?k ohbılecek lan bu nâra Teodora'yı fıkır fıkır yasemınlerle oynıyan çocuklar da maî ve ıktısadî bunyesındeki umu tırdıkten sonra kdylerine donmek retıle mejdana getırdıği kov mo muhıtınin ıtımadına haiz kımseleguldurdu. Justınıen'ın sadece resmî ga ıba Yahudı çocukları gıbı goru nacakhr mi ınkışaf temavullennı yaV'ndan tedirler. Ancak bunlar bı'mıverek nografisı çok kıvmetlıdır Mue' ı rın buiunrmması dolavısile, az cok ve ahenksız lât nceden başka bır dıl nuyorlardı ama hakıkaten, mertakıbe şıddetle ıhtıvaç vardır ve bu eene seh'r hayatmın tesırı altında fın ıyi bır ılmî formasyona sahıb ?kım ka'dıtına işaret etmektedir bılmemesıne karşıhk Teodora, Kons dıvenlerın oradakı çını ışlerı meşCbnli tutun fabrikası işçileri temavullen a\dınlatabılecek cıddi ka'maVtadırlar olması, mevzuuna karşı sonsuz bır Bu husti'Ura ?ıd goruşleri kov sitantanıye sokaklannda konuşulan henn n sahıbi Nısıbî'lere mensub kongresi hararetli oldu tetkıkler buvuk bır alâka ıle karSehirlerde şahid olduklan yaşa tecessus duyması hukumlennde ob yasetımızde, bılhassa koy oğretçeşıdlı lehçelerın hepsını mukem Ermenı çocuklarıydı bun'ar ErmeCıbah Tutun Fabrikası Işçılert Senmenleri ve sağlık memurlarının vemeıen anlar, konuşurdu O anda nı fırubesını Oksın (2) donızınden dikasımn genel kurul toplantısı dun şılanmava lâ\ıktır Kaldı kı bu gi ma tarzını tasvıb etmemekle be jektıf kalması ve itıdal gostermesi tistirılmesınde ehemmiyptle gozdbı tetkıkler ılmî metodlara tam rra raber hıç değılse bu yaşayısa esere kıvmet veren başbca âmıH^rSeytanî bır muz.blık onu kışkırttı ge en tuccar gemılerınden alırdı =aat l«5O da hemen hemen butun üye. nasıle hâkım olmavı icab ettırmtkle karşı tessmuhları artmaktadır Er dır. Sunhesiz vardıgı netıceleri, a v nunde bulundurulmava lâyıktır. şu le'ln ıştlrakiie japılmıştır Islık gıbı bır sesle: «Nobilissimu Meşalecıler arasınoa ılerlıven Bu toplantıda istanbul mılletvekıli beraber, araştırıcıdan ferafeat iste kek dısanda ıken arazıvı kadın ıda nen, butun memlekete tesmıl edeKavdedebm ki, kovlerimızın yecaeser et magister militumin pra saçlan traş edılmış, mmtanımn kolIrnan Altınel \e Sendıkalar Btriığl as yen, pek guç ve zahmetlı işlerd r. re ettığinden, şehre doğru hare meviz Stırlıng gerçi tetkıkleri içın ni bir meselesini tenvire yaravacak esantalis (1) dedı. an şışırılmış, Hunler gıbı bıyık başkanı yonetım kurulu uyelerl hajır ketler kaHının daha ağır mesulivet tipık bır koy seçmış ve etraftakı d'öer bır araştırmaya â* girişılmiş Justınıen sankı bır sdle yemış salmış olan şu de'ıkanlı da her hal bulunmuştur Send'ka Başkanı Zeki Paul Stırlıng adlı bir İngılız 'çtigıbı şaşırmıştı de, kendısını barbarlara benzetme. Gedik kısa bır açış nutkunu muteakıb maıjatçısımn bu mahı>ette bır a ! 1er deruhde etmesini icab ettırmek kovle'i do'asarak muşahedelerınin bulunııluvor Ankara Üniversitesı «Ne dedın? Ne dedın? Yılan ğe çalış?n genc çapkınlardan bırı Ataturk ve Kore şehıdleri içın ihtıram raştırması bundan bır muddet ev I te ve dolavısile istiklâlını arttırmak onlar için dahi muteber olup olma Sıvasal Bılgıler Fakultesi, dort doduruşu yapılmıştır ve mevkııni kuvvetlendirmek vo dığmı araştırmıştır Fakat Türkive çentin ve (42) talebenin iştırakile gıbı bır ses çıkardın1» olmahydı vel ingılızce olarak neşredılmiş bulunda müessir olmaktadır Muelli de şartlar, bolgeden bolgeye, tek bır zıraî makinelerin temerküz ettiği Bundan sonra vıllık faallyet raporu Teodora ışve ıle fıkırdayarak: Sevgılısınm yanına gelıp de, o okunmuştur Rapor çeşidli tenkldlerle lunuvor (1) «Turk kovlu cemaat «Unvan arınız, Kayser haz. nunla bırlıkte korkuluktan sarka karsıl»nmış ve sert munakasalar cere lerınin sosyal yapısı» admı taşıyan fe, kdyde kadınm şimdı eskıve na sahadaki vazivetten umumî netice (24) ıhn (72) ilçesıne bağlı (450) retlerı», dedı «Topu bırden'» rak geçenlerı seyretmış oıan Jus van etmiştir Toplantı slnlrll blr hava ve Oxford Ünıversıtesıne doktora zaran daha serbest bulunduğunu ler çıkarılmasına imkân vermıvecek kovde makıneleşmenın tesırleri üıfade edenler olmuştur Bundan derecede değışmektedir Turkçe zerınde bır anket tertıb etmiştir Teodora'yı butun butun saşırtan t.nien tasvıble başını salladı. Ka içerısmde devam etmi; ve bu arada tezi olarak sunulmak uzere hazırsoz alan tstanbul Ihsan bır hareketle Justınıen onundekı patmasınm sokak kalabalığı arasın Altınelin konusması mllletvekillyatıstır lanmış bulunan eser, muelhfın 'oir başka eski aile muessesesi hayati oğrenmekle beraber ne de olsa ya Masrafları teknik vsrdım fonundan ortalıgı Turk kovunde uzunca bır m^ddet vetini tamamıle muhafaza edıyorsa bancı bulunması keyfıyetinın ken oderten ve bir iki hafta evvel sona evrakı ıttı Tombul yanaklan kı. da bır bakışta, neler gorup, neler mısttr farkedebileceğmı daıma hayretle yaşamak suretıle yaptığı muşahede da gevşeme alâmeti gosteren mues dısini bazı hususları gerektığı Ribi ermış olan bu anket, makinelerin zarmıştı; âdeta kekelıyerek bu çe Toplantı nlsbeten aakln blr hava karşılamıştı !çerl«lnde laat 14 de kadar devam et. ve tetkıklere dayanmaktadır Fıl seseler de vardır. Bılhassa mensub tahkıkten alakovmuş olması ıhti kuüan'lmp tarzı ve muhıtte bırakşıd unvanların şereflı unvanlar ol kanşık bır takdırle lannı korumak fonksıyonunu ifa mali de vardır Aynca tetkıklerının tıklan izler hakkında bıze kıvmetlı Şımdı, zıhni bambaşka duşuncele mıştlr. hakıka Stırlıng me\zuunu i: duğunu, bunlana alay etmenın yebılmek ıcın tukçe oğrenrrış, Kav eden kabile muessesesi, asavişın 1949 1950 yıllanna aid olduğunu, bılgıler sa*lavacaktır Neşredıldıkgorulemıyeceğmı uzun uzun izaha re yonelmiştiBir kadın, kardesini bıçakla sen şehrınden uzak olmamakla duzelmesi üzerine zayıfİTna&a baş. halbuki o zamandanberi bır çok ten sonra bunun rtetıceleri üzerınkalkıştı: «Kendın de soyluyorsun, Heyaraladı beraber o zıraî bolge için tıpık sa l^rnıştır. Kısaca, muelhfın kullan kovlerde, zıraate traktorun gırmesi de de phemmıyetle durmak lâzım Justinien'e Kayser denılmesini dıyem» dedı Denız'erden ge en bır Buyukada Caml sokak 28 numarada dığı bir teşbıhle Kovlu garblıla« dolavısile. bazı tahavvuller vuku gelecektır. arzula> an kendısı değı , senatonun Yunanh. İki Ermenı veiedı . Ve otuıan Fatma, gene Buyukada Nevrur vı'.abılecpk bır koy aramış bu \asfı haız olduSuna kan?at getır'iığı maga karşı kendini bır şemsive ıle bulduğunu unutmamak lâzım'hr muhterem azalan olmuştu. bunlar arasında yegâne hemşerımız sokak 11 numarada oturan kardesl ts. Sakaltutan kdyünde kiraladığı oır korumağa çalışıvorsa da bu şenrü (2) Bununla beraber, muşahedeSevgılısınm hayu yorgun oldu de barbar Hunler gıbı gıvınmeğe maıl Erdem İle dun wkl blr geçjm«1z(1) Paul Stırlıng «The S^cial llk vuzunden kavgava turusmuslardır evde, kısmen eşi ıle bırlıkte ol yede farketmedığı bazı delıkler ha lerınin koylerımızın buyuk bır kısğunu hatırlayıp, gururunun derece meraklanmış Işte butun bu gorBu arada e'ıne blr ekmek bıçagı ge. mak uzere, kasım 1949 dan ağus sıl olmuştur mmdaki vazıyetı ana hntlarile ak Sttucture of Turkıcsh Peasant Coms.nı de oğrenmekten muteveılıd şaş duklerm Roma halkımn bakıyesı» cıren Fatma lsmalll sa? kolundan ajır munıtıes», Ankara 1952 Bas'lmış tos 1950 sonuna kadar oturmuş ve Koyun haricî manzarasmda da settırdığınden şuphe edılemez kınlıkla, Teodora yan muteessır Sanki yorulmuş gıbı korkuluğa curette varalamıstır Yaralı Ismail has. bbvlece koyun sosval meselelerıni Eseruı ehemm vetını şu nokta olmayıp (46) nusha olarak teksır değişıklıkler vardır Ko\re muMeLf taneve kaldırılmı?tır HadKevi muteaozur dıledı, Justınıen'ın gerdanını abandı. Senatonerın, usuldur, âkov realıtesi içınden, hakıkî veç yenı bıtkıler gırmış, bağ ve bah lardan toplavabılırız Mahmud ed lmıstır tatlı tatlı okşıyarak ışı tathya bağ dettır dıye daıma nutuklannda Kıb f rar eden Fatmanın araştmlmasma başlanmlştır helenle gorup tesbıte çalışmıstır (2) Maamafıh muellıf Sakaltutan celer kurulmuştur Bunlardan ve Makal'ın Turk efkârı umumn esının ladı Sonra, uzakıaşarak, taraça halktan bahsettıklerını sovledı Haı dıkkatını kov meselelenmız uzeruıe koyune bu vaz da gıtmış, \azı\ette Bir yaralama daha korkuluğu yanında uykuya dalmış bukı artık halk dıye bır şey kalMuellıf evvelâ kov cemıyetındeki kov dışındaki meşgulıvetlerden elde | çekmekte genış olçude muessir ol esash bır değışıklık gormemıştır. olan tavus kuşuna seyre gıttı. Fa mamıştı D ın Kasımpasac'a ev «ahibı İle klracı gruplan tetkık etmektedır Bun edılen kazanclar, koylunun gelırım arasınia bır kavga olmuştur Kasım. lar ev halkı topluluklan, avnı o*a toprağının daralmasma raemen duş kat Justınıen hâlâ dıkkatmı ondan Teodora tecessflsl» sevgılısını suz paça Kulaksızda Devletdlbl sokajzında mekten alakoymuştur A^rıca cvayırmamıştı. du. Sonra: cturan Ümmlve Ye« Hrmak Ile ev aa. mensub aılelerin teşkıl ettığı kabıle i»rin sayısı artmış ve kalıtesı biraz f ve avnı semt sakınlerınden mute «Ne var?» dedı. «Sokakta, se «Pekâlâ'» dedi «O halde, söy hıbı Sanem Arslan geçlmsiîlık yuzun. dflzelmışür Hasılı şehır sektorun.1! nın bu derece alâkanı çeken ne ler mısin bu şehırde kımler yaşı den dovüşmuçlerdir Bu arada e'lne şekkıl olan mahalledır Kövler le de son 2025 yıl ıçinde \ukua eelpn bıçak geçlren Sanem Ummljeyl ko'unvar?» yor, JustinJen'Hayaletier nrî? Hort dan jaralamştır Yaralı tedavı altına erkeklerın toplanıp bırbırlerıle te süratli tahavvuller dolajısı'e sehır mas ettıklerı, bir nevi kulub 3İuTeodora tekrar onun zıhnını ka İaklar mı? İblıs er mı' Halbukı alınrrış ev sah bl vakalanmıştır nu oynayan «oda» lan da muda ve kojlerımız arasındaki kulturel nştırmak, hıslerını tedırgın etrnek benım şu gorduklerim dıpdırı, cap Bir işçi kolunıı makineye vımlerınuı terekkubu bakımından farklar bujumuşse de koy bu dev1 Dunku Lıg maçların'n butun tafsılât ve resımleııle ıstemedı Kısaca. canh ınsanlardı gıbi gelıyor bana » kaptırdı avrıca tahlıl etmektedır Eseıde rede tamamıle statık kalm": da Je , «Halk'» dıyıverdi. İlk defa olarak Justinien, ders BU G U N ÇIKTI ğıldır Muellıfe gore bu gelı=meİ5r | Ramtde Kısla caddeslnde 77.79 sajıh bundan sonra akrabalık ve komşaEvvelâ kısa bır sukut. Sonra: vtren bir hoca gibi cevab verme yun tarama ımalâthanesınde çaiı^an luk rabıtalan. kadın erkek. aıle de nufus artışının pek mub m bır Hıç duşundun mü, Teodora? dl, Yorgunluktan kanlanmış gozle. Abdurrahman Aksoy ı^minde 35 \a";la efradı ve nesıller arasındaki mu.ıs pa>ı \ardir Buna mukabıl huKÛHalk dedığın nedır?» ri, sokağın lsli kandillerırun üze. rında blr lşçl ko'unu makıneve kap. sebetler ıncelenmekte ve ko\un sı metın koy hayatını garplılaştırma I rındeki karanlığa da arak kırpıştı tırmıstır vasî ve ıdarî teskılâtı. arazı ve geGuraba hastanesıne kaldırılan AbTeodoslus'ün üç katlı surlannm ge durahmanııı sol kolunu bıîeginden kes. lır vazı\ eti, zıraat dışı ışler, ev ıdaisindeki bir şehirde altı ytiz bin mek İcab eüTH'tır esı ve dın aıbı mevzular uzerınde mülteci yaşar, cevabını verdr Hıetraflı olarak durulmaktadır maye anyan, servet arıyan, es. dost, Burada eserın sosyolojı ılmi za«kraba anyan, Mvkü safa peşin y^KÜÇÜK HABERLER vivesınden tahlıl \e tenkıdı bahıs de koşan yahud sadece gündelık • ESKİ Baro reıslerınden olup 1934 mevzuu olamaz sadece Turk efkârı ekmegı, sarabı v« balığı peşmde senesinde Isvlçrede vefat eden avukat idişen mültecıler! Fakat bunların Lutfl Fıkrınin vurda getırılen kemıkleri umumn esıni alâka^ar edebılecek içinde, bm kiji de bıri dahı huku 2 ekım per;embe gunu Be\azıd Camun pn muhım noktaları uzerınde durumeti düşünmek, duşunse bıle sa de ogle namazm muteakıb alle kabrls. lacaktır Dıyebılınz ki muelhfın kovlerımızde otedenberi mevcud ece vergıden nasıl kurtulabılece tanına defnedılecektlr • LIZBON, Elçlhgı atasemlllterımız âdet ve muesseseler hakkındakı ğıni tahmın ıçın düşünurdu. Gerı kalanlar ıçinde, beıki de, topu to Şerefeddın Üner dun uçakla va7İfesı ızahları ko\lerımıze ^sbancı ol.nıbaşına mutevecclhen şehrımnden hare. \anlara yenı bır şev oâretmıvecek3U, yanm düzüne insan İmpara ket etmlstlr tir Buna mukabıl kovıın bugunku torluğu korumak, muhafaza edebıl* DÜN >ırmi dort klşıllk bır hacı problemlerme ve koy havatındakı mek bahsınde hususî, şahsî bır mes kafılesı ucakla jehrımıze ge'.mı;tlr geh^me t°mavu'lerıne taalluk eden * ÜSKÜDARDA Azızamhmudefendı ulıyet hıssı taşırdı. Dığer yuzlerarastırmfi'an cok dıkkate şa\andır cesı servet toplamağa bakar, yenı mahallesı Altkapı sokak 24 numarada Stırhna'ın bu husu^takı eoruşoturan 55 jaşlarında Ismail Altınocak asalet unvanları elde edebılmek lsımli blr sahıs dun geçırdığı sinır buh. lerını şu suretle hulâsa edebılırız ıçn çeş dlı desıselere başvurur, ya ranı neticesl Şemsıpaşa Kuşkonmaz Kove hâlâ eski ideoloji, âdet, ge i hud, sadece ve sadece, kendısıne Camıi rıhtımından kendi«ıni denlze at. lenek ve mup'seseler kuvvetle hâI vazıfe olarak verılerf işı ifa ıle yet mak suretıle intlhar etmlstır kımdır ve ınkılâbların çoğu gırme•• P T T FEN mufettlşle'inden Veh. * sınırdı. mştır Bılhassa kadınm vazıvetı [ (Arkası var) bl Başar. m.'letlerarası toplantıda hazır hemen hemen hıç değ'şmemıştır j bulunmak uzere dun uçakla Romaya Erkekler arasına karısmamakta v e ] gltmıştir (1) Justınıen'ın unvanlarımn lâhavata vabancı k^lmaktadır 3ılgı | DENIER tıncesıdır Kelıme be gelıme terEYLÛL 29 MUHARREM 9 ve kultur sevıv«"si ve koy cemıyecumesı: «En Asıl Kayser ve halı tindeki prc=tiji diışuktür hazırın askerî hâkımı». (T. S ) \ Bununla beraber kovde ve ko\(2) Öksın Denizr Karadenız Mulunun goruşlerınde belVı bizzat harrır: «Keyıfh Denız» ın ısmının farkma varmadıâı bazı i=tihaleler C A Ğ A L O Ğ L Ü Y O K U Ş U , N A R L I B A H Ç E S O K A Ğ I \ o . 9 İSTANBUL neden «Kara» ya çevrı dığını k taV J 5 55 12 04 15 24 17 56 19 28 4 16 vuku bulmaktadır Mı'hyetçilik ÇORAPLARINI ARAVINIZ / bınm sonundakı notunda merak'a " E ~ ] 1 1 * 5 7 I 6 08 9 28 12i» 13110 19 duvgulan çok kuvvetlenmiş, sıyasî sormaktadır. (T. S.) Köylerimiz hakkında yeni bir araştırma Ötner Celal Sarç Yazan: Ord. Prof. Yassıadada yapılanlar armarada Hayırsız A» dalar denılen iki ada vardır ki bunlardan bırıne Sıvııada, otekine Yassıada adı verilmiştir. Bu adalardan Sivrıada, ikinci Meşrutiyetın ilk yıllarında Şehremini olan Cemil Paşanın, Istanbulun serseri kopeklerini toplatarak surduğu adadır Jd son zamanlarda tepesine bir deniz feneri inşa edilmiştir Yassıadada ise, tâ Bizans devrinde bir kilise ile bir manâstır yapılmış, sonralan burası bir sıırgun jeri olmuştur. 19 uncu asrın ortalarında bir Ingıliz elçisi adada Ortaçağ hisarlannı andıran bir kasır yaptırmaja teşebbus etmi}; fakat sonradan bundan vazgeçerek adayı Mısır Hidivine satmıştır. Fakat ada metruk bir halde kalmış ve martı yuvası olmuştur. Uzun zamandır sadece balıkçılann uğrağı olan bu ada, bes yıldanberi Turk bahrijesi tarafından büyuk himmetlerle bir okullar adası hahne getirilmiştir. Bu itıbarla Heybeliadaya benzemiştir amma aralarında bir fark vardır ki o da, Yassıadanın >alnız denizcilerimizin ika met ettikleri ka>alık ve batmaz bir gemi olmasıdır. Donanma gunu, Yassıadada tesislerin açılış toreni \apıldı. Ada, 5 jıl once galiba 200 bin liraja istimlâk edılerek Harekât ve Topçu okulları inşa edilmiş; fakat sonradan sahıbi da\a ederek istımlak bedelini 1 mihon liraja çıkartmış. Adanın kayalık arazisınde hiç bir muteahhide verilmijerek yalnız denizcilerimiz tarafından vapılan tes\i>cleri ve hinaları, evvelki gun iftiharla gezdim, Hiç bir iskelesi, hattâ kumsalı olmnan ada>a ağır buldozerler. taş kırma makineleri vesalr cihazlar, binbir guçluğu jenmek suretile çıkanlmış, yollar, sed* ler, bahçeler. \e iskele japılmış, asırlık harab binalar eski şekillerl muhafaza edilerek tamir olunmuş ve jeni binalar ve bir telsiz istas>onu inşa edilmiştir. Bu metruk ve kayalık ada, şimdi denizcilerimizin gajretlerile bir mamure haline gelmiştir. Akşamustu adadan ayrılırken Donanma gununu ve açılış törenini kutlamak için elektrikle do* nanmış bulunan Ortaçağ devri hisarlarına benzi>en binaların pırıl pırıl manzarasi karşısında her kes, Turk bahri\esinin bu >apıcı kudretini şukran ve iftiharla takdir edijordu. Fakat Yassıadanın asıl kı>met ve ehemmijeti binalannda değıl; bu binaların içindeki Topçu ve Harekât okullarında en modern vasıtalarla >apılan talım ve terbijededir Bu satırlann muharriri, tngilter* ve Amerıkada gezdıği deniz okullanndaki butun modern etitim usullerini ve cihazlarını Yassıadadakl okullarda da gormckle bujuk ferahlık ve sevinc duymuştur. Bugun artık denizde ve havada harb. hep elektronik cıhazlara dayanmaktadır. Telsizler, radjolar, su ustu radarlan, hava radarlan, sualtı sonarları ve ezdikleri gemilere ve uçaklara kaışı kullanılan atış kontrol cihaılan, telemetreler vesaira hep birer fen ve teknik harikasıdır. Harb etmck için butun bunları kullanma>ı bilmek lâzımdır. tşte Yassıadadaki Harekât ve Topçu okullarında Turk denizcilerine bu modevi savaş vasıtalannın kullanılması. en >eni şekilde oğretilmektedır. Eskiden bu cihazların kullanılması, kısmen, harb gemilerimizde oğretilirdi Şimdi ise donanma nmrettebatı, gemilere bunlan ogrenmiş olarak geleceklerdir. Bojlece harb gemilerimizin silâhlan ve cihazlan oğretim için jıpranmaktan kurtulacaktır. Okullarda nazariyattan ziyade, amelî eğitım usuiu tatbık edılmekte, sinema filmlerinin yarattığı imkânlarla en modern nisan alma cihazlan kullanılmak suretile adeta elle tutulur bir şekilde ders gosterilmektedir ki bunun faydası aşikârdır. Son Amerika sejahatimde San Francısko'da 16 bin acemi erin vetiştirildıği talimgâhta, erlerin talım ve terbi>esini en mukemmel tarzda subajlara oğretmek içın açılmış bir kurs gormuştum. Bu kursta lâboratuarlar, her turlu silâh ve malzeme, beton cihazlar vardı. Bu kuıs tan geçen subajlar, ustad birer oğretmen olarak erat depolaruıda ve gemilerinde vazife goruyorlardı Oğ rendiğime gore Yassıadada bovle bır kurs da açılacaktır. Yassıadanın bugunku mukemmel halini Deniz Kuvvetleri Komutanı sajın Korgeneral Sadık Altıncana medvunuz. Eğer havalta olan adam ların bimlerini bir muesseseje vermekten vazgecılmesev di, \assıada>a Altıncan adası isminın verılmesını teklif edcrdım. Fakat bu adaya ve adadaki okullara birer isım veri lebilir. Ingılterede denız eğitım muesseselerine hep birer tarihi harb gemisi adı verilmiştir. Meselâ H M. S. Bellerophon denılen bir okua giderken bir gemi goreceğinizi sanırsınız, bir de bakarsınız bunsı gemi değil; binadır. Bizde de bu usulun kabulu jerınde olur. Barbaros, Turgud gibı buvuk deniz kah ramanlanmızın isimlerini taşımış olan gemilerimizin adları bu okullara verilebilir Meselâ Barbaros Harekât okulu, Turgud Topçuluk okıılu gibi. Bır topçu eğitim okulu açılması fikrini ilk orta,\a atan emekli albay Kenan Or ile Yassıadadaki tesislerin vucude getirilmesinde bu>ıık hizmeti gorulen albay Hâmid Ultanı ,vuzbaşı Mahiri ve diğer mesal arkadaşlannı tebrik eder ve ycnâ tesislenn Turk bahrivesı için ha» yırll ve başanlı obnasını dilcrira. Kırmızı Beyaz Bitaraf Spor Gazetesi 8 sahife 20 kurus r SÂYIN ÖĞRETMENLERE Yeni ders yılını üstün başarılar ğımız kitablara nuz rağbet ve teşekkürlerimizi kutlar ve hepinize dilerken yayınladıgöstermiş olduğutakdir karşısında saygı ile arzederiz. FILIZ 50 ATLAS YAYINEVİ £>ECE GELEN «CUMHUKJ1ET» in Tefri'iası: 2 nesini de yanına alıp, duşen karaltıjı aramak uzere dereje doğru inmıştir. Fenerli adamlar, uçurumun dibine vardıkları zaman, orada, dere kenarında, juzukojun serili yatan bir olu ile karşılaşırlar. Olu, temiz pâk gijinmiş bir adamdır. Onu muaveneden geçirirler, sonra, >ağmur altında, oraja oturup. haber goturen amelenin alıp geleceği savcıjı beklemeğe koyulurlar. Bır aralık, hızını alan yağmur sevreldı, ınceldı, nıhayet durdu. Gerıdekı ıstasyona haber goturen amele, yanmda ıkı jandarma ve savcı ıle beraber donup geldığı zaman, gun ağarmıştı. Derenın busbutun coşan, dağlardan surukleyıp getırdığı sel erle busbutun kabaran suları şımdı, kıyıdakı taşların da ustunden aşıyor, yerde upuzun yatan meçhul oıunun saçlarmı, ıslak okşayışlanle yalayıp geçıyordu Savcı. cesedın başına çomeldi. . Nakleden: HAMDİ VAROĞLU Dünkü kısmın hulâsası C^ce karanlığında, bir şimendifer kupıusunun başından sel jatağına dojru ınen dık bajırda bir fener ısığı gozukur. Feneri taşıvan adam, bır şey aııjor gıbi bakına bakma fişağı doğru ınmektedSr. Bıraz sonra, arkasına donup sestenır. Arka aıka>a uç fenerli daha gelıp ona katıhrlar Hep beraber. aşa;ı dojru ınmege başlarlar. Şıddetli bır >ağmur jağmaktadır. Iner lerken, konu«tukiarı bır iki kelimeden anla^ıldıgına gore, kopru başından duşen bir şeji aramaktadırlar. Ilk fenerli, hat bekçısidir. On bırı kırk sekiz geçe treni kopruden gecerken, feryada benzer bir şey du\mu$., donup bakınca trenden ucuruma doğru bır karaltının tekerlendığinı gormustur. Balast dokmekle meşgul amelenin geceledıği çadıra koşmuş rnıları uyandırmış içlerinden birile en yakın istasyona haber gondermiş, uç ta. Avukat Tarık kardejı Zekinin, karısını oldurduğunu, soma gıdıp polıse teslım olduğunu, o sabah, yazıhanesıne ge dıkten on dakıka sonra haber aldı. Bır gece evvel, bır zıyafete davetlı ıdı. Eve geç donmuş, ertesı gun de, yazıhanesıne her zamankınden bır saat sonra gıdebılmıştı. Kâtıbi, o günkü işlere aid dosyaları yazıhanenm ustune yığmış, ona ızahat vermekle meşguldu. Tarık, pencerenın onunde, ayakta idı Sokağı seyredıyordu. Gecekı zıyafette, kadehıne doldurulan ıçkılerden hesabsız ıçmıştı Başmda bır ağırlık, belkı gene ıçkının tesırıle, ıçinde bır huzursuz luk, bır sıkıntı vardı. Sokağı seyredıyor, kâtıbın verdığı ızahatı dınl yor, fakat bıktıklannı gormuyor, dınledıklerını ı§ıt mıyordu. Sonra, bırdenbıre, gozunun önunden bır perde sıyrılır gıbi oldu. Tarık, fırtınanın zangırdattığı camı gorcu, bu fııtına ıle kanşık yağan yağmuru, sokakta hızlı adımlarla yuruyen ıslak esvabh ınsanlan, dışına kadar dolu tramvaylan da goruverdı. Pardesusunun ya kası kalkık, bır elıle şapkasını tutarak. sağma soıuna baktıktan sonra telâş ı adımlarla karşıdan karşıya gecen çelımsız adamı gordu Hıç luzumu yokken, zıhnı bu çelımsız adamm uzerınde ışledr «Emlâk tellân gahba» dıve duşundu. Koşeyi hızla donen bır otomobıl, karşı kaldırımdan bu tarafa doğru caddeye fırıajan bır çocuğu ezmemek ıçın, sert bır cayırtı ıle fren yaptı. O sabah her şey ne kadar da vuzuhlu, ne kadar da keskın hat arla behrlı idı . Telefon kesık kesık çaldı. Kâtıb açtı, dınledr Bursadan arıovrlar, dedi. Bursadan mı' Ne munrsebet? Tarık telefonu kâtıbın elınden aldı. Ben avukat Tarık, buyurun' Telefonda, Tarığın bırdenbıre tanıjamadığı bır ses konuştu. Tarık ağabpy, ben Celâ' Celâl mı? Kım, Celâ ' Hangi Celâl Celâ', da>ızaden C?lâl, a canım Celâl Kanca Tarık, gayrnhtjyarî gu'umsfdi. Bursadan sık sık teleLn eden Ce lâlin sesıni nasıl da alamamıştı! Za ten oradan kendısıne başka kımse telefon edemezdı kı. Bursada ne tanıdığı vardı, ne muekkılı Soyle Celâl, nasılsın' İyiyım ağabey, teşekkür eder t m. Sana bır haber vereceğım Tarığın tebessumu dudaklarında donup kaldı. Celâlm sesinde her zamanki kalender eda, neşelı perde yoktu. Bır felâket haberi veren ere hâs c ddî, tok, ahenksiz bir sesle konuşuyordu Soyle. Ne haberi? Zeki ağabeyim burada Senın hemen Bursaya gelmen lâzım. Zeki ağabeyın mı? Bursaya mı? Celâl acaba ne demek ıstıyordu? Tarık, Celâlın soyledığı bu basıt cumlelere mana veremıyordu. O saatte Zekının sehırde ışi neydı? Çıftlığınden kalkıp üç saat oteye nıçın gıtmiştı? Gıtmışse, ne diye kendısı te'efon etmiyordu da, Celâlı araya koyuyordu' Yoksa Zehraya rru bir şey olmuştu? Yengesinin, uzun zamandanberi çektığı amansız hsstahktan, nıhayet olmiış olması ıht.mali, bır an ıçm Tarığın zıhninden geçti. Celâl, bu matemlı se^e, olsa ol. sa bu tür u bır haber vermek ıçır konucabıhrc'i Yengeje bir şey mi oldu' Ağabeyıra oradajsa te cfonu ver. Hattın öte başındakı se c bır an durakladı. Sonra yenıden duyuldu Hayır, Tarık ağabey, burada değil. ' Değıl mı? Zeki, Celâlın yanında değıldı O hald«' Bursaya nıçin geleyım' Soyle. açık konuş, ne demek ıstedığını anlıyamıyorum. Yengeye bır sey mı oldu dıyorum, cevab vermıyorın. Bır saniyelık bir sukut daha Son ra Celâlın sesı, ânî karar ıfade eden bır ahenkle duyuldu Bir felâket var, Tarık ağabey. Zehra yenge oldu, Zeki ağabeyim de po ise teslım oldu. Tarık, bırdenbire sapsarı kesilmiştı. Telefonun ahızesini duşurmemek ıçın, onu iki elıle tutmağa mecbur oldu. Polıse mi? dedı. Deli mi oldu bu adam? Delı! İlk aklına gelen kelıme bu ıdi. Gözünün önünde, ölü rengi bağlamış, avrudu avruduna çokmu} bır yüz, alabıidığıne açık gozler, karmakanşık saçlar canlanıyordu. Bu, Zekınm yuzü idi. Başka bır şey goremıyor, başka bir «ey tasarlıyamıyordu Şımdı, Celâl, etlefonda anlatıyordu: Fazla tafs lâtı buraya geldiğin zaman oğrenırsın Şımdi kısaca sovmyorum Tam o Sırada, santraldaki memur araya gırdı Uç dak ka tsmam ' olmujtu. Tarık, kcnuşmaya devam edeceğıni goyledi, Celâ ın, bır sa. nıye ıçın duraklryan sesı tekrar duyuldu: Dun sabah saat altıda merkeze gelıp teslım olmuş. Bem tanıdıklan ıçın haber verdıler Çıftlığe gıttik. Kapı kılıdlı ıdi. Çılıngır getırtıp açtırttık. Zehra yengeyı yatakta Jcanlar içinde bulduk. Goğsunde derın bir yara vardı. Tufeke v,urmuş! Tank, manasız bir sual sordu: Olmuş muydu 7 Celâlın sesi cevab verdı: Olmüştü, tabıî! Ölmüş ha? Yani öldürülmüs? Evet. Kalbınden vurulmuş, oldürülmuş. Zeki mi öldürmüş, yanı? Zeki mı oldürmuş 7 Evet, maalesef öyle, ağabey. İmkânı yok. Delı mi oldu bu adam? Çıldırdı mı bu adam? İtıraf ediyor, Tank ağabey. Teslım oldu dıyorum sana! Polise teslim oldu! Tarık, ne söyledığını pek de bilemeden Peki, gelıyorum, teşekkür ederım. Dedi, telefonu kapadı. Beynı uğulduyordu Celâlin sesi, telefonun paraiitlenle kanşık, hââ kulaklarında çmlıyor, kanını damarlannda donduracak kadar kor. kunc bu felâket haberını durmadan tekrarlıyordu. (Arkası var)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear