25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
1S İÎ952 ÎZANS1N İÇYÜZÜ HAROLO LAMB Çeviren: TEVFtK 8ADULLAH Yeni İmparator Dışarının bu kanşıklık ve gürültüsü muayede salonuna aksettiği sırada, oradaki topluluğa geç iltihak etmiş olan birisi önderliği ele aldı. Başmabeynci Amantius, sara ya gelişinde epey geç kalmış ol makla beraber, burada rühban ile senatörlerin âsabî kararsızlıkların: hissetmekte pek süratli hareket et mişti. Politikacılara hâs bir sezişle uzlaştırıcı bir hal çaresi teklif ederek bizzat kendısinden, Amantius'dan gayri hiç bir fırkaya bağ lı olmıyan Teokritüs isimli birisini ileri sürdü. Başmabeynci, üstelik, tedarikli gelmişti de. Cebleri mücevher ve altınla dolu idi. Derhal bunlan, orada herhangi bir menfaat beklemiyen, hâdisaün yegâne seyircisine, Kont Justin'e vererek senatörier arasında sessiz duranlara bunlan dağıtmasını söyledi; ken disi de Justin'in arkasından dolaşarak, avuçlan yağlanan senatörleri Teokritüs'ün ismini haykırmağa teşvik etti. Artık kaybedilecek vakit kalmadığı aşikârdı. Justinien belirsizce oynanmağa çalışılan bu oyunu derhal farketmişti. Bunu kendisi için paha biçilmez bir fırsat bildi. Justin, mihanikî bir jekilde Başmabeyncinin rüşvetini dafıtmakla meşgulken derhal babalığmın, peşine takıldı ve arkasından kuiağına: «Dediğini süratle yapm!» diye fısıldadı. tFakat siz kendiniz hiç bir şey söylemeyin!» Muayede salonunda büyük bir kanşıklık hüküm sürdüğü için kim se Justinien'in ne yaptığımn farkında bile degildi. O ise, babahğına gerekli talimatı verdikten sonra, bir köşede durup, kaşlan çatık, çileden çıkmış ricali âdeta nazarlarile haşlarcasına seyreden Hâkim Seler'in yanına uğradı; bundan .sonra da salondan çıktı gitti. Justin, mutiâne, ötede beride sessiz sessiz duran senatörlere rüşvet dağıtmağa devam ediyordu. İşte bu sırada, Hâkim Seler, evvelâ gırtlağını temizledi, sonra sanki kumanda mev kiinde imis. gibi haykırdı: «Yaşasın Justin! Yaşasın Tanrının bizlere sunduğu İmparatorumuz!» Justin de, Amantius da neye uğradıklannı şaşırdılar. Ağızlannı açıp bir şey söyliyemediler. Kendilerine dağıtılan rüşvetin Justin'den geldiğini sanan senatörler de, cömerd Justin namına haykırmağa başladılar. Kim olursa olsun, nihayet bir namzedin isminin haykınlrrasile ferahlıyan Patrik, hiç olmazsa sulh ve sükunu muhafaza e deceğinden emin olduğu blr adama reyini vermekte tereddüd etmedi; en nihayet senatörler de, fazla uzatmadan ittifak ediverdiler. Bunun üzerine, hâlâ neye uğradığını pnhyamamış olan eski muharibi derhaı geçidden dışan çıkardıîar, bu arada, güruhtan birinin pir a}kına savurduğu yumnık imparator n?mzedinin dudaklarını yardı. O devirde yaşayıp da cülus hâdiselerine şahid olmuj olanlar Justin'in bu hiç beklemediği vak'alar silsilesi karşısmda tamamile şaşkın kaldığmı naklederfer. KimbDir; belki de eski asker, zayıf bir ümidle de oisa, silâh arkadaşı Seler'in kendi ismini namzedliğe koyması ihtimalini aklından geçirmiştir. Her ne halse, Katisma'mn perdeleri çekilip açıldığı zaman Hipodromu sükut kapladı. Bir an Justin, dudağmdan kan sızdığı halde, hiç bir şey söylemeden öylece durdu. Sonra, kumandanlannı imparatorluk locasında gören fcâssa süvarileri avazelerile memnuniyetlerini izhar ettiler. Askerler, kuman danlan Kambur Yani'nin arkadaşınuı ismini haykırmakta tereddüd etmediler; Maviler, kendi fırkala. rından birinin namzedliğini tabiatile büyük bir sevinçle karşılıyarak ayağa kalkıp alkış tuttular. O sırada hattâ Yeşil.erin dahi Justin'e aleyhtarhk etmeleri için bir sebeb yoktu. Böylece, Hipodromu müşterek avazeler kapladı: «Justin, Ogüst, sen bizim büyük fatihimizsin!» Patriğin tasvibini, ordu ve halkın muvafakatini duyan Esvabçı Muhafızlar derhal İmparatorluk alâmeti ergüvanî kaftanla kızıl porurlan Katisma'ya ulaştırduar. imparatorluk locası muhafızları yerdeki askerî sancaklan yükselttiler, içlerinden bir kısmı Justin, erguvaniye bürünürken paravana makamında kalkanlarını tuttular. Mızrakhlardan birisi altın bir zinairi tac makammda Justin'in başına yerlestirdi, Patrik bu zincirden tacı tasdik etti; nihayet, Justin de etrafındakilerin ellerinden bir mizrakla bir kalkan kaparak ileri atıldı, Roma halkının, tebaasının kar fuına dikildi. Bu inda yeni tmparatoru halka takdim etmesl lâzım gelen Hâkim Seler, anlaıılmaz bir sebeble, uzun boylu ayakta durduğu, ayaklarının sızladığını bahane ederek locada görünmemişti. Locadaki kalabalık arasında Justinien de yoktu. Justin kalkanlarile kendini korumuş olan askerlerin her birine beş altın bahjiş vermeyi vâdetti, sonra, Otokratör (hükümdar) sıfatile halka hitab etmesi lâzım geldiğini hatırladı. Patrik da onu bu yolda teşvik için halka: «İmparatorumuz, Muzaffer, ebediyen Ogüst, Kayser Justin sizlere hitab etmek ister...» dedi. Justin söyliyecek bir şeyler buabilmeğe çalıştı: «Sizler için, devlet için faydah olaru başarabilmemiz hususunda Tann bizim yardımcımız olsun!» Ahali helecan )»<nde mukabele etti: tSen yaşadıkça hükflmdarımız kalasın! Yeryüzüne bereket saçasın! Çok yaja İmparator! Şehrimizin *n güzideii! Bizlere dürütt hâcimier v»r...» «Her birinize bir libra aümüş bağıjlıyacağım!» «Hıristiyan Imparatorumuzu Tann korusun!» Artık Justin kendini toparlamıştl. Dik başı kana bul?r»nış olmasına rağmen, gerçekten heybetli bir edası vardı. =haberleri imalâthanesi basıldı Çavuşbaşı çiftliği civannda bir evde, yapılan baskında külliyetli miktarda eroin ele geçirildi Evvelki gün Beykoza bağlı Çavuşbaşı çiftliğinin; Kanhdere mevkiinde eroin imalâthanesi komiser Turhan Can idaresindeki bir ekip tarafından basılmıştır. Polisler kendilerine saldıran köpeği, zehirli et atmak suretile öldürdükten sonra iki vâdi arasındaki evde her türlü şüpheden âzade çalışan, eroinci Ismaili suçüstü yakalamışiardır. İsmail, silâha sanlarak polislere ateş açmak istemişse de, buna muvaffak olamıyarak kıskıvrak yakalanmıştır. İsmailin karısı ise, kammı eroin paketlerile şişirerek, kendine gebe süsü vermiş. Sancısı tuttuğundan, ebeye gideceğini söylemiştir. Bu sahte gebelik polUlerin gözünden kaçmamıj, ve üzerinde yapılan aramada eroin paketleri ele geçirilmiştir. İmalâthanede yapıian aramada, mühim miktarda eroin bulunmuş ve Imâl işlerinde çalışan Hakkı iş. minde biri de yakalanmıştır. Polis tahkikatına devam etmektedir. HUKUKf MESELELERİ jSeyahat intıbalar \ Bir eroin SUÇ ve SOSYOLOJI Milletlerarası 15 inci sosyoloji kongresi şehrimizde çalışmalanna başlamıştır. Almanya, Arjantin, Avusturya, Belçika, Brezilya, Fransa, Güney Afrika, Hindistan, Holanda, İngiltere, İspanya, İsviçre, İtalya, Japonya, Lübnan, Mısır, Peru, Suriye, Türkiye, Uruguvay ve Yunanistanın 128 delegesinin katıldığı bu mühim kongrenin üye listesinde Türkiyeden 20 kişinin ismini görebildik. Bunlann da bir kısmı memleketimizde bulunan ecnebilerdir. Yabancı memleketlerdeki ilmî kongrelere az iştirak edişimize hep üzülmekteyiz. Fakat i\aydi onlan seyahatlerin masraflı oluI şu ile izah edelim. Fakat ayağımıza kadar gelmiş olan fısatı kaçırışımıza nasıl acımayız? Sosyoloji ile ilgili her çeşid ilim adamlannı, bu arada bilhassa sosyologlarla hukukçulan ve iktisadcılan bir araya getiren bu milletlerarası toplantı vesilesile, bu hafta, suç ile sosyoloji arasmdaki münasebetler üzerinde durmak istiyoruz. Son günlerde cinayetlerin, ırza geçmelerin arttığrndan, cezalann azlığından çikâyet edilmekte olması da bu mevzuu bir kat daha aktüel bir hale getirmektedir. Suç içtimaî bir vakıa olduğuna göre bunlarla nasıl mücadele etmeliyiz? Bu sahada sosyoloji bize nasıl faydalı ola. bilir? *** Bugünkü eeza kanunlannm bir çoğunda ve bu arada kökü bir hayH eski olan bizim ceza kanunumuzda hâkim olan klasik sisteme göre, kanunun ve hâkimin karşısmda suçlu degil, suç vardır. Cezalandınlan sanki suçlu değil de suçtur. Bir tarafta ruçlar, diğer tarafta cezalan liste halinde kanunlarda sıralanmıştır. Filân suçu işleyen filân cezaya çarptmlır, denilmektedir. Bugün bu sistem tamamen terkedilmiş değilse de kuvvetini bir hayli kaybetmiştir. Artık cezanın, suçlunun jahsiyetine, tehlikelilik derecesine uydurulmasına çalışılmaktadır. Altmış, yetmiş sene evvel ortaya atılan bir fikir bugün semerelerini vermeğe başlamıştır. Bu tez şu suretle hulâsa edilebilir: Suç lulukla esaslı bir şekilde mücadele için körü körüne ceza vermek kâfi değildir. Ceza hukukuna suç ve <ezadan başka bir de «suçlu» unsurunu ilâve etmek lâzımdır. Ceza suçlunun şahsiyetine uydurulmalıdır ki cezadan beklenilen gayeye daha müessir bir »urette ve daha çabuk varılabilsin. Suçlunun hapis yolile ıslahı cihetine gidilecekse, aneak ıslah olduftu zaman sahvrilmesi de temin edilmelidir. Yoksa, bugün olduğu gibi, müddeti doldu Medenî âlemde insanın kıymeti Roma Konferans bittikten »onra Berlinde bir bucuk gün fazla kaldım. Maksadım. Berlindekl hapisaneleri ve cocuk ıslah evlerini gezmekti. Berlin Hapisaneler Umum müdürü bu sahada bana bütün kolaylıklan pösterdi. Evvelâ kadın hapisaneslni gezdim. Berlinta asıl kadın hapisanesi Rus bölgesinde kalmı» olduğundan bir tevkifhane kadm hapisanesine kalbedilmis. Basında bir pedagoji müteh^ssısı kadm var. Haoisane çiçek pibi. Zaten bütün odalar, »falar çiçek lçinde. Alman milletl çiçeği sevivor. Bunu harabeler içlndekl çiçek bahçelerinde de gördüm. Yirmi dört saatlik mahkumiyerl olanla bütün ömrünü cezaevinde geçirenler bir haoisanede. Fakst, herkesin hususî bir hücresl var. Her hüerede aptesane, akar JU meveud. Binanın hiç bir taraft kokmuyor. Yerler parke ve cilâlı. Haplsanede müteaddld çalışma atölyeleri gördüm. Buralarda ip eğirmekten en ince goblen Işlerine kadar yapılıyor. Şayanı hayret taraiı, kadınlar çalısırken başlarında hiç kimsenin beklemeyişi. Bizim paramızla günde yüz yirmi beş kuruş alıvorlar. Bunun yansı kendilerine veriliyor. kalan yansı birikiyor ve hapisaneden çıkarken enlara sermaye oluyor. Kadmlann hareketleri, hapisaneden çıktıktan sonra da sosyal yardım tejekkülleri tarafuıdan takib ediliyor. Evi olmıyana ev, ijsiza i? bulunuyor ve yolunu saşıranlann do8ru yola sevkine uSraşıhyor. Bütün bunlara rağmen tekrar hapi?aneye dönenler yüzde altmış imiş. Hsnisanenin resm! memurlanrrlan başka, fahr! olarak mahbus'arla meşgul olan aile kadınlan, hocalar varmif. Haplsane müdürü mahbus'an muhBbbet ve itimad göftererek idare ediyor, liddete kat'iyyen gitmlyor. Hapisanede her mahbu*un b!r makası ve bıçağı olugu hayretimi çekü. Hapisane müdiresine bu bıçaklarla bir hâdise çıkarmak |htim=ll olup olmadıftını sordum: «İstedikleri zaman iskemle ile de çıkarabilirler, bu gibi tedbirler man.ısızdir» cevabml verdl. Zaten hapişaneyl dolaşırken mahbuslara göster» diji muameleyi ve onlann mufeabelesini görmek, idareciliŞi hakkmda bir fikir edinmeğe kâfi idi. Bundan sonra Tegel erkek hapl. sanesini gezmeğe gittik. Orası büsbütün bir âlem. En modem bir şekilde yapılmış. Orada da hücre u ; sulü. öyle hücreler gördük kl bir kadın yatak odaaıncîan dah» muntazam. Zaten her iki hapisanede ds mahbuslara odalannı süslemek hakkı verilmi?. Buradakl hapfsan» müdürü de hem Hukuk mezunu, hem pedagog. Muazzam bir bahçesi ve hayvan yetiştirme yeri olan hapisanede mahbuslar marangozluktan, ayakkabıcılıktan tutun da sebzeciliğe, domuzculuğa kadar her seyle meşfful. Günde sekir saat çahşıyorlar. Yemekleri bütün kaloriyl almalan gözönünde tutularak hazırlanıyor. Her iki hapisanede yuzlerce kişi alabilen geniş salonlar var. Her pazar burada dua edüdiğl gibi ayda blr kere tiyatrolar, müsamereler tertib ediliyor. Erkek hapisanesinin binlerce kltsbı bulunan bir kütübhanesi var. Kütübhsneyi mahbuBİardan biri idare ediyor. Din adamlan muntazaman hapisaneleri ziyaret ve mahbushrla hasbıhal etmekteler. Şunu da söyliyeyim ki, gerek kadın hapisanesi. ni, gerek erkek hapisanesini ldar» edenler çok idealist kimseler. Daha sonra İki çocuk ıslah evi gezdim. Biri dint teşekküller tarafından kurulmuş. Biıi Adliye Vekâletine merbut. Dinl teşekkül tarafından kurulan bu ıalah evinde çocuklar orta tahsile kadar okutuluyor. Kendilerine bahçıvanlıktan pastacıhğa kadar herşey öğretiliyor. Çocuklann çalıştığı muazzam marangozhanede büyük taahhüdler ahnıyor, bu müesseselerin makineleri ıslah evi ve fakat ustalar, hocalar. müteahhidler tarafından temin ediliyor. Bir kısmı mahkemeler, bir kısmı sosyal teşekküller tarafından S°nderilen çocuklar burada on iki jaşından yirmi bir yaşına kadar muh&faza edilmekte, kendilerine karakterlerine göre iş verilmektedir. Büyük harb felâketine uğrarnış Berîinin. kendine gelir gelmaz bütün bu işleri ele alması hayret edilecek şeydir. Islah evlerini dolaşırken. benim cocuk dostları yurdunu düşündüm. Ne olur, bu gördüğüm müesse=9İerin yalnız bir atölvesini kurabilecek yardım bulabilsek! Memlekete döndüğüm zaman bütün arkadaşlarımı, hattâ Evkaf İdaresini bu işte bize yardıma cağıracağım ve eminim muvaffak olacağım. Süreyya AĞAOĞLU ^ • w " ^ * ^ " Yazan: Doçent • • • • • * • • • • •• Dr. Nurultah Kunter Sarıyer cinayetinin tahkikatı Sarıyer cinayeti etrafında tahkikata devam olunmaktadır. Polij nezaretl al. tındayken dört gün evvel §*rb««t bı. r&kılan maktul Sevimln dayııı Murad dün Emnlyet Müdürlügüne celbedilerek yeniden ifadesi ahnmıjtır. Dün pazar olmasına rajmen Emnlyet Müdür mu. avini Namık Karayel ve İklnci Şube Müriürü Necdet UJur, »abahtan akjama kadar hadlsenln tahkikatlle mesgul olmujlardır. Fakat hâlâ kuvveUl bir ipucu ele geçirilemeınlstir. Millî Plyangonun 15 eylul çekiliji bugiin saat 13.30 da Ankarada yapı. lacak ve ikramiye kazanan numaralar Ankara radyosile bu gece saat 23 te yayınlanacaktır. Devlet Bakanı ve Başbakan yardım. cısı Samed Ağaoğlu İle Basbakanlık Müsteşarı Ahmed Salih Korur, dün sa. bahki ekspresle Ankaradan jehrlmlze gelml}lerdir. Agaoğlu ve Müstesar bir kaç gün ?eh. rimizde kalacaklardır. Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı Dr. Lkrem HajTl Üstündai da dün sabah Dogu Akdenlz sefeTlnden dönen Sanvun vapurlle Izmlrden şehrimize gelmiştir. Dr. Ostündağ jehrimlzde bir kaç gün kalarak tetkikler yapacaktır. Bu arada zayıf bünyeli ünivertltelilere tahsis edilecek olan Beykoz kat. rındnkl fanllyeti gözden geçlrecektir. Dün saat 16 da Yesilköye lnen blı Mısır uçağı İle sabık Mısır Kralı Fa. rugun yakın akrabalarından ve hBne. dan ailesinden Prenses Behice sehrimlze gelmiştir. Prenses bundan böyle şehrlmizde Ikamet edecektir. Tütün mevzuunda hükumetfHizle te. netWi; maslar yapacak olan. A\u^turya Teke! Umum Müdürüniin de dahil bulunduğu bir Avusturya heyeti bugün Ankara va. Durile şehrimize gelecektir. Millî Piyango bugiin çekiliyor Dün şehrimize gelen Bakanlar Dün uçakla bir Mısırlı Prenses geldi diye ıslah olup olmadığına bakıl jisiı adını vermiştir. Ferri şöyle madan salıverilirse cemiyet suçlu düşünüyordu: «İçtimaî hâdiselerden luğa karşı korunmuş olmaz ve re yani insanların cemiyet dahilindeza da gayesine ermemiş olur. Ceza ki faaliyetlerinden bahseden ilim, nın suç değil fakat suçlunun şahsi sosyolojidir. Bu faaliyet bazan suç yetine uydurulması da kâfi değil şeklinde tezahür eder. Bu faaliyeti dir. Suçluluk âfetinin sebeb'.ermi sentetik bir şekilde tetkik eden araştırmak, derdi bulduktan sonra ( ilim de, sosyolojinin bir jubesi olan,! devamını araştırmak lâzımdır. Meş ! suç sosyolojisidir.r» Bir diğer kuş hur İtalyan cezacısı Enrico Ferri rucu, bu yeni ilme kriminoloji adını bu esası şöylece izah etmiştir: «Kla vermiştir. Filhakika bir İtalyan siklerin yaptığı gibi, suçun hukukî hâkimi olan Garofalo. 1884 te bu abir mefhum olarak mütaleası fay dı taşıyan kitabuıı neşretmiştir. dasızdır demiyorum. Fakat herşey Suçluluk ilmi olarak bu isim dünden önce suçu işleyen adamın ve yanın her yerinde tutunmuştur. suçun işlendiği muhitin müsbpt Hattâ Ferri bile, sonradan, kendi usullerle tetkiki lâzımdır ki en so koyduğu ismin iltibasa mahal vernunda işlenen suçu, bizatihi ve diğini, suçun yalnız sosyal amillerimücerred bir mefhum olarak deftil, ni tetkik manasına kullanıldığını fakat failinin ruhî ve uzvî karakte itiraf etmiştir. Bugün «uç sadece rini gösteren bir âraz olarak ele, sosyoloji ilminin değil, antropoloji, mustur. Ankaradaki enstitü, ceza ., . alahm ve hukukî bakımdan tetkik j biyoloji, tipoloji, psişiyatri. psikolo evleri ve mükerrir suçlular meseedebilelim.» Filhakika klasik bir' ji, psikanaliz, istatistik gibi ilimle lelerile meşgul olmuştur. istanbul eezacı, bir suçun ne vakit işlenmiş , rin de tetkik ettiği bir mevzu ol Üniversitesindeki enstitü ise iki sayılaeağını, ne vakit teşebbüs ha muştur. Bu ilimlerin suçu ve suç mühim kriminolijik anket yapmışlinde kaldığını. suçun mevsuf olup luyu tetkik eden şubelerine de suç tır. Bunlardan biri 6386 adam öldürolmadığını. kanunun hanei madde j lu antropolojisi, suçlu biyoloiisi, me mahkumu. diğeri 974 «uçlu ço«ine temas ettifeini bilir. Fakat re1 suçlu tipolojisi... v.s. denilmekte cuk üzerindedir. Birinci anketin miyetin müessir ve pratik bir hal i dir. Fakat bütün bu ilimlere daya neticeleri neşredilmiştir. İkincisinın çaresi aradığı suçluluk meseleleri ' narak suçu ve suçluyu bir bütün neticeleri de basılmaktadır. tntine, meselâ filân memlekette adam ' o l a r a k ^tkik eden ve suçlulukla harlara aid olmak üzere yapılan ve beş sene süren üçüncü bir anketın öldürme suçlannın neden arttığı mücadele usullerini araştıran ilim, neticeleri de tasnif edilmektedir. ve bu artısı önleyecek tedbirl^rin «kriminoloji» dir. Bugün suçluluHulâsa olarak diyebiliriz ki, cenelerden ibaret olduğu yolundald ğun biri insanın içinde, diğeri dısuallere cevab veremez. Bütün şında olmak üzere iki çeşid sebeb zaların henüz suç işlemiyenleti dünyada a«rlar boy^ncTsüren tat I l e r i oldugu, dış sebeblerin de fizik korkutmak ve bilhassa suç işliyenlerin bir daha suç işlemesine imkân bikat, ceza sisteminin kâfi derecede ve sosyal muhite taalluk etmek üvermemek suretile bir tesiri varsa müessir olmadığını pöstermiştir. zere ikiye aynldığı umumiyetle ka veya olabilirse de, suçlulukla müYenl çareler araştırmak, hergiin bul edilmektedir. Maamafih suç se cadele, sadece cezalarla başanlacak artan suçluluk ile mücadele etmek beblerini daha ziyade içtimaî amil kadar basit bir is değildir. Suçluiçin suçluluk meselelerinin tetki lerde görenler olduğu gibi ferdî lukla ciddî bir şekilde mücadele etamilleri birinci plânda tutanlar da kinde müsbet ilimlere başvurulmavardır. Kanaatimizce suç hem ffr mek istiyorsak, memleketimizdeki h, müsbet usuller kullanılmalıdır. dî, hem içtimaî bir vakıadır. Bu iti suçlu'.uk sebeblerini öğrenmeğe ve Ceza, hastalığa yakalanana verilen barla ferdî amiller gibi içtimaî amil onlarla mücadele etmeğe mecbuilâc gibidir. Asıl mesele, hastalığa ler de vardır. Bazı suçlarda meselâ ayakalanmamaktadır. Bunun için de kıl hastalannın işlediklerinde ferd! vikaye edici ilâclara. bir diğer söy amiller, bazılarmda meselâ kan güt ÖLÜM leyişle önleyici tedbirlere başvur me sebebile işlenen suçlarda da Bolu Vall muavlnl Alâeddln Erls ve mak zaruridir. Sıtma ile mücadele içtimaî amiller hâkim olmaktadır. tzmir Memleket ha«t«nesl doktorlerın. de kinin das'tmakla iktifa etmeli Maamafih bu iki çeşid amillîrin dan Necmeddin Erişin annelerl ve Te. ğimiz, mikrob yuvası batakhklann birbirinden ayırd edilemediği hal kel İdaresi memurlarından Sabrinin kurutulmasına çahştığımız gibi. ler de çok görülmektedir. Meselâ zevcesl BAYAN KAYA Görülüyor ki yeni fikirler, ceza bizde boşanmışlar, evlilerin on iki hastnlıktan kurrul»mıhukukuna «suçlu» unsurunu ilâve misli fazla adam öldürme suçu iş müptelâ olduğurahmetine kavuşmuçnır. yarak Hakkın Boşanmış olmak etmckle kalmamıs. ceza hukuku lemektedirler. Cenazesi. 15 eylül 952 pazartesl günü nun hududlannı da aşmıstır. Sade medenî bir haldir, içtimaî bir du Haydarpaşa Nümune hastaneslnden kal. ce suç işlenmesinden sonra ahnan rumdur. Fakat acaba bir kimsenin dırılarak öğle namazı SeHmlye camiln. müeyyideleri mevzu edinsn ceza boşanmış olması onun şahsiyeti ü de kılındıktan sonra Karac»ahmed kab. ristanındakl allemezarlıgına defnedihukuku artık geride kalmıştır. zerinde tesir etmemiş midir? Ya lecektir. Suçluluk meselelerini bir bütün olarak ele alan ve onunla mücadele eden yeni bir ilim doimusrur. Bu 65 yıldanberi sayın halkımızın hizmetinde çalışan yeni ilme, kuruculanndan biri o'an Ferri, 1891 senesinde «suç sosyolo hud boşanmasına şahsiyeti sebeb olmamış mıdır? Burada ferdî ve içtimaî amilleri birbirinden kat'î surette ayırmağa imkân yoktur. Keza ailedeki suçlu şahısların verdiği örnekler de içtimaî bir amil olarak sayılmaktadır. Bizde adam öldürmeden mahkum 100 çocuk içinde 67 sinin çok yakm akrabası içinde bir suçlu vardır. Acaba bu sadece kötü örneklerin tesirini mi gösterir? İrsiyetin de rolü yok mudur? Kriminoloji ilmi, son on bej yir. mi sene içinde bir hayli taazzuv et miştir. Fakat gene de çocuklak devresinde sayılabilir. Şimdiye kadar ancak iki milletlerarası kongre akdedilmiş olması da bunu göstermektedir. Şahsan iştirak etmek imkânını buiduğumuz bu kongrelerden birincisi 1938 yılında Romada, ikincisi 1950 senesinde Pariste toplanmıştı. Bu ilim memleketimizde de pek yenidir. İstanbul ve Ankara Üniversitelerinde 1944 yıhndanberi birer kriminoloji enstitü kurul Avusturya tütün heyeti geliyor AKBANK PARAYI, KREDİYİ. İKRAMİYEYİ Müşterilerinin ayağına götürmeyi vazife sayar rSelânik Bankası 3 A r a l ı k 1952 nın YUMURCAK 30,000 Büyük İkramiye KeŞid«inde Liralık çesitH para ikramiyeleri «Tanrmın yardımı ve ilâhi rehberliğile refah sağlamağa gayret edeceğiz, sizleri sulh ve sükun içinde yaşatmağa çalısacağız!» «Imparatorluğun elyak hükümdan Justin: Sen büyük bir faAsk hikâyeleri çok tatlı j«y: ln tih olacaksın! Tann, muhakkak ki, san başkalaruıın da ağladığını gösenden yardımını esirgemiyecektir.ı rerek teselli buluyor. (Arkası var) > • TÜRKfrE İŞ BANKASI • TÜRKfYE IŞ B^NKASI • TL'RKfYE İŞ • 3! Millî Türk Talebe Birliginin İstanbul Üniverslteal bahçesine dlktireceği Ata. türk heykeli için açtığı müsabaka müd. deti bugün son bulmustur. Bu hususta Blrllk Başkanı şunları söylemiştir: « Açtıgımız müsabaka 15 eylulde hitam bulmaktadır. İştirak eden sanat. kârların eserlerlni 20 eylül akjamına kadar kabul edeceğiz. Müsabakaya dahll olan bütün eserler tstanbul Üniversltesi Profesörlerev! sa. lonlannda on bej gün kadar bir sanat formasyonu halinde teşhir edilecektlr. Serglyi, miimkünse açmaları, değilse gezmeleri için sayın Cumhur Başkanı. mız Celâl Bayarı davet etmlş bulunuynruz.» İitanbul Üniversitesinde Imtlhar, harclarının yatrılmasına bugun saat 16 ya kadar devam olunacaktır. Bun. dan »onra İmtihan harcı yatırmıyan ve beyannameslni vermemlş bulunan öğ. renciler lmtihana kabul olunmıyacak lardır. Üniversite bahçesine dikilecek olan Atatürk heykeli Liradır. KÂRŞIYAKA (Izmir) ajansı da 17 Eylulde emrinizde olacakür. Bn keside. şimdlye kadar açılmts ve bundan sonra açılacak olan vâdfsiz eshas hesaplarına mahsustur Yatırılan her r 200 Hra bir kur'a numarası alır Baflangıç olması mudî nispeti Çok uabet şanıını sağlar. Şubeler: Galata ve Sultanhamamİstanbul. saat 9 dan 18 e kadar tkramiyeli Tasarruf Sistcmi Dördüncü Çekiliş 2 ~ Üniversite imtihan harclan (Nerede olursanız oltunuz 100 lirayı KÂRŞIYAKA Ajansımıza gönderirseniz 150 Altınhk hususî ikramiye keşidesine katılabilirsiniz.) SAYIN DOKTOR ve ECZACILARA • Ampul VD21.000.000 Ünite (25 mg. Calciferol) 1.00 kuruş fiatla satışa arzolunmuştur. EMÎN ÜNKAN Lâboratuan ı 3 Kasım Ankara'da ve Istanbul'db De.'suma işçilerinin dünkü toplantılan Yerebatan İstanbul * •P z < J2 Bahçeli ve PARA 335 adel tKRAMİYESl < Mahmudpaşa dokuma lşçileri dün saat 10 da Hürriyet oteli yanındaki kah. vede bir toplantı yapmışlardır. Toplantıyı İsmail Tugtekin bir ko. nüfma ile açmıs ve sırasile Akif Oredl ve Bahir Ersoy, İş Kanununun 4 ki»i çahştıran yerlere de teşmili üzerine bu kanunun iççilere tanıdıgı hakları bellrtmlşlerdlr. İKİ Sigortaları Müdürü Nedim Güven ve Bölge Çalışrna Müdürü Bedil Sungutay kendi müdürlüklerini alâka dar eden hususlan lzah etmlşlerdir. Bundan sonra işçilerin dilekleri dln lenmiş ve toplantıya son verilmistir. 1953 Reklâmh Takvimleriniı için: WURAG MAMULATI Kalite En Yüksek TRANSMİSYON MİLLERİ RtSSAM t'AMll MAIBAASI Bir deli diğer bir deliyi tekme ile öldürdü I o s • Evlerin V'eraset ve İntikal Vergisinl İ £ Bankamu Öder. I • BANKASI i Türkiye ÎŞ Bankası TÜRKfY» Bakırköy Akıl hastanesinde bir cinayet işlenmiştir. Bir deli. diger b i r d e liyi tekme ile öldürmüstür. Ömer Çe" lık lsimll 23 yaılarında bir deli ko" vuş arkadaşı 50 yaşlarındaki Hasan Kubilayın kendisine dillni çıkarmasma klzarak blrdenblre yerlnden fırlamıs Hattmn ağzına bir tekme, gögsüne de eır yumruk vurmuştur. Zayıf ve jh tıyar olan Hasan derhal ölmüştür ö" mer Çellk bundan lonra. hiç bir v v yapmamıı gibi sükunetle yerine çeklf miştir. Cesed Morga kaldırılmiş, âdise hak kında tahkikata bMl»nılmı«tır. fzmir vapuru dün Galata rıhtımından hareket »derken blr kaza olmuırur. Hareket sıradinda vapurun vlnç a n . drlerinden biri rıhtımd» bulunan bir hamalı bacağından yaralamıştır. Yaralı tedavi altına alınmıs, vapur da yoluna devam etmlıtlr. Din 6 6 8 mucibince soğuk çekilmiş ve rektifiyeli I İLKOKUL ÖĞRETMENLERİNE I Pedagojik ve psikolojik esaslara uygun olarak, sistematik şekilde, okul; çocuk ve öğretmen yayınlan yapan BİR YAYINEVI 1952 1953 der» yılınm dört yeni ders kitebını sunar: TRANSTURK Galata, Tünel Cad. No. 18 LTD.Ş. • Resimli Coğrafya •k Retimli Coğrafya 4 60 kuruş 5 70 kunif Tel : 42833 Köy öğretmeni Sadeddin Günerin bu iki kitabı çocuklarıni2a coğrafyayı en kolay ve en iyi öğretecek kitabdır. C.H.P. lilerin siyasî toplantılan Izmir vapurunun vlnci bir hamalı yaraladı BU AKŞAMDAN İTİBAREN • • Resimli A i l e Bilgiıi Retimli A i l e Bilgisi 4 7 0 5 70 kunif kunif ATLAS Sinemasında bir »ehrin «ekiz milyonluk halkı tarafından C.H.P. nin Suadlye. Şehreminl şurjeIerir.de dün birer »iyasi toplantı yapıl. miştir. Kalabalık bir partlli kütlesi tarafından takib edilen bu toplantılar. da. mahalll dardler üzerinde dunıl. mu)tur. YUIV Yün İPLİĞİ Son sistem makinelerle tevsi edilen fabrikamızda her cins Salâhiyetli bir komisyonun hazırladığı bu iki kiUb Aile Bilgisi derglerini kitabsızhktan kurtaracak yegâne den kitabıdır. Bir Yayınevi Türk öğretmenini ve onun ihtiyaçlannı bilen, verdlgi eserlerl» bunu ispat tden yegâne MU1İ Eğitim Yayın Müesaesesidir. BUtttn U ve ilçe okullanna örnek fönderilmi5tlr. AlmayanIara hemen göıulerilir. Oknlca yapılacak resmî siparijler yüıd» 20 iskonto ile ve paraıı latıştan sonra ödenmek üzere kabul edilir. Parasu plân kitablannı v« ögrend not defterlerlniıi isteyinlı. BİR YAYINEVt PO8TA KUTU8Ü No. 11 İSTANBUL aranılan bir hasta kadının heyecanlı macerası ŞEHIR KORKU IÇINDE (Frightentd Clty) Batartistltri: CUMHURİYET Nüshası 15 kumştur Türkiye Harie 4bone feraiti •cnellk Altı ayhk Oç ayıiK Bir aynk Lu» KJ. Lim K I . 42.00 8100 22.50 43.00 12.00 t4.M 4.50 ».00 U t f£ K A T <az«temiz« oindı |/ı/nur Mpediltin edUme$ın tadt oiunma» f mtıuiijf> kabul «dllmrı İpliği İmal Etmekteyiz I Eylul 15 Zilhlcce 25 O tklndl Kalitelerimiz dünyanın en iyi lpliklerile rekabet edecek durumdadır. r i V. MALTA OĞULLARI ! s s i K. ]11.20] 5 « S.40 12.09 1S.41 18.19 19.54 3.5» 921|12W| 1.» 9.29 j EVELYN KAYES GHARLES CORVİN Filme ilâvetea: PATHE m Mn dünya kaberl«rl. Tel: 40835
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear