21 Eylül 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET 13 EyHH 1952 Çevıren: TEVFİK SADULLAH Şehir Vitalien tasfiye edildi =haberleh BİZANSIN IÇYÜZÜ •YazanjHAROLD LAMB' 7 S O H B E T L E E Prens Sabahaddin Osmanlı hanedanuıa mensub olmasma rağmen bütün varhğını müstebid hükümdarlarla aıücad^ leye hasreden Prens Sabahaddinin kemikieri vatana getirilip, dün Eyübsultandaki aile makberesine gömüldü. Pren9 Sabahaddln, damad Mahmud Celâleddin Paşa ile Abdülmecidin kızlanndan ve Abdülhami din kardeşlerinden Semiharun oğludur. Fakat ona, hürriyetin çocuğu demek hiç de yersiz olmaz.» Prens Sabahaddin, babasınm telkinleri altında, henüz genç iken rremleket idaresile çok yakından alâkadar olmağa başladı. Mahmud Celâleddin Paşa, Abdülhamidl» bozuşunca. oğullan Sabahaddin ve Lutfullahı alarak 1899 da Avrupaya kaçtı. Mahmud Paşa, çocuklanna en tanınmış Fransız hocalaruıdan ders aldırdı. Hürriyet dersini de bizzat kendisi verdi. Justin: «Işin hakikatini istersen, evlâd» dedi, «içimizde iradesi en sağ lam olanımız Vitalien'dir. Yalmz, ele, avuca sığmadığı, kolay kolay idare edilemediği için Vtalien başa derddir. Anastasius ise su zambağı gibi çıtkınldım, zayıf adamın biridir. Yavaş yavaş bunayor da ustelik.. Ama, gene de, bol bol bir türlü yerine getirmediği vaadler vermek suretile, istediğini yaptırtmayı beceriyor. Bir taraftan Vitalien parlak zekâsı, kabiliyetile bize hurur vermiyor, beri taraftan ise Anastasius her şeyi sakin tutmanın yolunu buluyor.» Sonra, âdeta esefle iç geçirerek ilâve etti: «Kumanda m»vkileri Insanın başına bir sürü de derd getiriyor. Hassa alaylarında iken ben, Lupicina'cığımla çok daha iyi vakit geçirirdik.» ?etro, bu sik⣣tin hakikati ifade ettiğine inanmadı. Anlaşılan gerek Justin, gerekse Kambur Yani, bir taraftan kararsız împaratoru tes•îcin etmeğe çahsırlarken, diğcr taraftan da ne yapmak istedi^Vni pekâlâ bilen Vitalien'i kendilerine düşman etmemek hevesinde idiler. Bu müşahedesi üzerine, Petro, Teo dosius sütunu kapısjmda Vitalien'in kendisinl isminden tanımış olmasını hayra alâmet laydı. Daha sonraları, hiç beklenm«dik bir sırada, Vitalien, isyankâr askerlerle doldurulmus kalyonlardan müteşekkil küçük bir filonun başında olduğu halde. Khrizoseras (Altın Boynuz = Haliç) limam önlerinde gözüktüğü zaman Justin onu alev saçan hükumet kalyonlarile karşıladı. G«milerden böyle •lev saçabilmesi imkinını, bu tnak •adla üniveniteden celbedilmis olan klmya mütehaMisları lağlamışlardı. Bu karşılaşmanm netioesi, bir türlü kabına sığamıyan Vitalien"in gemilerinin provasıru geri çevirip kaçması Justin'in de, mükâfatan hassa süvarileri kontluğuna ysnl İmparatorluk Muhafız Alay Kumandanlığına tayin edilmesi, dolayısile, ikametgâhmı da Mukaddes Saray yakinine nakletmeğe tneCbur kalması oldu. Justin, yeğeni evlâdlığı Petro Justinien'in de, kendisile birlikte bu yeni eve taşınması hususunda ısrar etti. Petro, kütübhanesinin bahçeye bakan büyük bir odaya nakledildigi bu yeni evde, artık eskisi gibl kendisini her istedıği zaman çalışmağa veremiyeceğini idrak etti. Justin'hı evlâdlığı sıfatile, müsamahaklr dayısının kafasını huzur içindjj tutmak, yerine göre zeki bir casus, yerine göre ileri görüşlü bir müşavir clmak vazifesi kendisine düşüyordu. Bundan. böyle, ancak geeeleri, Justin uykuya daldıktan sonra çalışmak imkânmı bulabilecekti. Bununla beraber, eskiden de geç «aatlerde çalışmağa alışık olduğu için bu fırsatı olsun kaçırmadı. Petro, yahud yeni ismile Justinien kendi doymak bilmez tecessüsünü, hâdisaün özünü, vakıâlan bulmak ve bunları hatırlamak hususundaki insiyakî kabiliyetini ve köylü kannun sakin sebatkârlığını da saraya intikal ettirdi. İyi huyu etraftakiler üzerinde hoş bir tesir bıraktı ve böylelikle göze batmaktan kurtuldu. Evvelce fırıncılarla, sokak kızlarile olduğu gibi, şimdi de durup sarayın fevkalâde müeddeb memurlariie de konuşmayı itdyad edindiği için onların da suyuna gitmesini bildi; çok çok kendisine ozararsız bir ukalâ» gözile baktılar. Sükutun gerçek değerini çoktan öğrenmiş olan Justinien, IVUMURCAKt karşılığile tercüme edilmiştir. (T.S.) Denizcilik Bnnkası. Knradeniz lefer. lerlnln tanzimi için bu bölgedekl acen. talarını şehrimizde bir toplantıy» davet etmiştir. Acentalardan bir kısmı gel mistir. Diğre kısmı da bugün Çorum (*) Eski Bizansta gerek ılvil, ge vapurile gelecektir. Toplantı 15 eylulde rekse askerî unvanlarda sık eık kul Umum Müdür muavinl Ulvi Yenalın başkanlığında yapılacak. yük ve yolcu lanılan «Magister» tâbiri «hâkim» izdihamma karşı ahnacak tedbirler gö sessizce saray içindeki iş.ler, hâdiseler ve saray efradı arasındaki gerginlikler hakimnda pek çok malumat topladı. Hiç kimse herhangi bir meseleyi, herhangi bir durumu özüne kadar tetkik için bu derece emek sarfetmek itiyadında değildi. Justinien'in nihayet, belli etmeden, yeni babalığına da rehberlik ettiği, onu kendi istediği tarafa sevkettiği gün de geldi. Sadece tahsilli, bilgili bir genci evlâdhk edinmek suretile de kendisi de bilvasıta tahsil ve bilgi iktisab etmiş olan Justin, buna karşıhk, Justinien'in de babahğının şöhreti sayesinde göze çarpar bir ehemmiyet iktisab etmek te olduğunu müdrik değildi. Eski muharib, ömrünün bu en parlak çağında, peşinde disiplinli bir alayın muntazam yürüyüşünü henüz duyamamış, yahud sakar vücudüne doğru havale edilen bir kılıç darbesini savuşturabilmeyi bir türlü öğrenememiş olan bu kitab kurduna hâlâ istihkarla bakıyordu. Bununla beraber, Justinien kendisine sadıkane hizmet ettiği için de yaşlı asker evlâdlığına karşı büyük bir itimad besliyordu. Justin, maiyetindeki üç yüz hassa süvarisini devamh surette talim altında tutarak bunların her birini gümüs, ve çe^ikle birer makine adam haüne getirdi; bunun dıjında kalan vaktini de Hassa Süvarileri Kontunun bu işe alışkan ve yatkın avuçlarına dolambaçlı yollardan ulaşan paracıklarla servetini arttırmağa hasretti. Bâhusus, Devair Nazın yahud bugünkü mukabilile İç İşleri Bakanı vaktile Pers cephesinde kendisile birlikte kumandanhğı paylaamıs olan Seler oldukça, Justin bu tâli mesgalesinde de epey muvaffak olmanın yolunu buldu. Vaktile müşterek zorluklara, bâdire.ere beraberce karfi koymuş olan Kontla Hâkim Seler (*), fimdi de birbirlerini kollamakta, korumakta idiler. Esasen Justin'in hayatmda toplamağa muvaffak olacağı »ervet de, önünde sonunda, yegâne varisi Justinien'e intikal edecekti. Nitekim, biraz da bu düşüncenin tesirile, ikide birde Juetin evlâdhğını teşvik ediyor: «Kendine bir kadm almalısın» diyordu. «Çocuk yetiştirme'ıi, kendine hâs bir köşke sahib olmalısın. Malum ya, evlenmezsen böyle şeyieri elde edemezsin!» Haşmetlu Hassa Süvarileri Kontunun evlâdhğı ile evlenmeğe çoktan hazır asil kızlan boldu. Belki biraz da bu bolluğun verdiği umursamazlıktan, beiki de mütemadiyen çalıjıp arada sırada Mesc'nin kemeraltlanndaki göz alıcı kızlan. nı riyaret etmekten ibaret olan hayat taranda hftrhttigi bir deti|iklik yapmak istemediğinden, Justinien evlenmeyi henüz aklından geçirmiyordu. Bunda, Kontun kansının, saray merasimlerinde başına mücevherli küçük bir tac takıp ipekliler» bürünmesine rağmen, gene de ordugâhların tombul aşçı kadmlarına benzemekten kurtulamayışını da âmil olarak zikretmek hatalı olmıyacaktı. Gerçekrtıı ou «erece basit ve küçük bir şey dahi Justinien'in nizam ve Intizam hislerini rencide ediyordu. Meselâ, Senato binası önündeki meydanın Altın ve Miltaşı hakikatte altından olmayıp sadece yaldızlanmıj bakırdan ibaret olduğunu keffediji onu hayli üzmüştü. Bu Miltaşı, nazarî olarak, İmparatorluğun daha doğrusu İmparatorluk bakiyesinin bütün yollarının başlangıç noktası sayıhndı. Bu tajın hemen yanıbasında, hiç olmazsa Roma tarihine göre, yerj'üzünde ilk defa olarak nizam ve kanunu, su!h ve sükunu tesis etmis olan Ogüsfün muazzam heykeli yükseliyordu. (Arkası var) 2 ilkokulun temeli dün atıldı Merdiven başında bir mülâkat Iki muharrir arasında Kaçıncı defa trftrar tekrar Tabanca oyunu Bu oyımcağın men'i Unetco murahhası bile ne diyor? Gangster, cowboy fiknleri Aaayi}in tarifi En çok korktuğum cevab Yasasın iyimserlik Bu mülâkat iktidar veya muhalefet erkânından biriyle karşı karşıya koltuklara gömülerek yapılan mülâkatlardan değildir. Bu konuş.ma, bir merdiven ba|inda iki tarafın da ayakta durmaktan yorulmıyacağı kadar kısa bir zamanda olmuş've geçmi?tir. Mülâkatm mevzuu Burhan Felek beyin çocuk oyunlarına dair yazdığı bir yazı idi. Fakat fıkranın asayi?e, yol kesmeğe, kızların ve kadınların emniyet,e dağ başlannda değil, hattâ büyük şehirlerimizin sokaklarında dolaşamadıklarına dair parçalan da vardı. Bu arada bir de bir vali beyin izah mektubu fıkranm bir köşesine geçmij, oturmuştu. O vilâyetin çocukları (?) yola taş dizmi}ler, otomobillerin yolu kesilmiş, meğer bu oyunmuj falan filân... Şimdi muharrir arkadaşıma sordum: Aziz arkadas. bu hâdiseleri yeni oıuyormuş gibi yazıp, çocukların eski bir tâbirle çıkardıklan bu oyunun sebebini arastırmak, belki lizin de, benim de bir çok defalar yaptığımız ve öyle zannedlyorum kl okuyucuların vahvah diye baslannı salladıkları mevzulardır. Fakat bunun alt tarafı ne oldu? Hiç. Keskın bıçakların, tabancalann satılmasını, tajınmasmı men için tedbir)er ahnması lüzumundan bahsetmedik mi? Ne yapıldı? hiç. Büyükler, kartlasmıs ağaclar gibi iğilemiyeceğinden hiç olmazsa çocuklara insan hayatının, kıymeti hakkında telkinler yapılmasını defalarca yazdık; ne cevab aldık, hiç. Çocuklann tabanca ile oynamamalan için bu lciz, değil hükumetlere, hattâ Unesco gibi milletlerarası ve milletlerin parasile ömür süren bir müesseseye hitaben neler yazdım ve benim ile temas eden bazı murahhaslarına neler söyledim. Hele bunlardan birinin «Ah efendim ne doğru iöylüyorsunuz, ben bile çocuklarımın elinden tabancayı alamadım» diye iniltisi hâlâ kulaklanmdadır. Her memlekette ve bu arada bizim memlekette en yüksek yerlerde bile kahramanhk alâmeti «ayıian asıl tabancalan men edemesek bile oyuncaklarını olsun gümrükten geçirmemek, memlekette yaptırmamak suretile men edebiliriz. Edebiiriz ama gümrük varidatı azalmaz mı ya? Bir dakika için memlekette oyuncak tabanca satılmadığını «hülya, ben o hülyaya da bin canla inandım» diyerek rüya görüyormuş şibi sizinle inanalım. Ne olacak? Artık şimdi hırsızpolis, gangster oyunları bu defa tabanca taklidi sopalarla, yüzlere takılan maskeler.e devam edecek. Zamaneye uyan modem efendilerimiz gene çocuklarına cowboy elbisesi giydirecekler. Bütün bu gibi eşyayı da gümrükîerden geçirmiyecek değiliz ya. Türlü terakkileri, türlü teknikleri, türlü servet ve refah ve konforu sineslnde tophyan ve Amerika denilen memlekette cowboy, gangster oyunları üzerine yapılan filmler pek makbuldür. Eh bizde de rağbet görüyor. Çocuklarımıza belki de «hamaset» dersi olur diye mütemadiyen gösteriliyor. Söylendiğine nazaran çocuklar böyle sinemaları dolduruyor. Gidecek parası olmıyanlar da gidenlerden dinliyerek öğreniyor. Nihayet sokaklar bu filmlerin stüdyosu haline giriyor. Bu hususta bazı gazete tefrika'.arı ile çocuklara mahsus risale jeklinde matbuatımızın da himmeti (?) olduğunu söylemek hakşinasak vazifemizdir. Acaba bizde ahlâk sansürü adına olarak bu filmler oynatılmasa, böyle yazılar basılmasa ne olur? Nitekim günün birinde garbın bir memleketinde Türk tarihine dair yanhş ve tezyifkâr bir film yapılsa bunu bu memlekette gösterir miyiz? (Nasıl gösteririz ki Hitler aleyhinde yapılmış bir filmi bile sene'.erce gösteremedik). Halbuki böyle tahrif etmek suretile yapılan filmlerin milliyet hesabına eibette zaran vardır. Fakat eşkiyalık, gangsterlik gibi filmlerin zararı bütün bir gelecek nesle, yani istikbale aiddir. Bunları göre göre yetişen çocuk eıbette tabanca oyuncağını çember çevirmeğe, kaydırak oynamağa tercih eder ve bu büyüyünce cürüm işleyip polisin ehnden kurtulmayı, sokaklarda, tramvaylarda, otobüslerde kabadayıvarî iki kişilik yer işgal etmeyi, anasına kocakan, babasına moruk diyerek paralarını çekmeyi, hattâ çalmayı, sarhoş olup önüne gelene çatmayı kahramanhk sayacaktır. Bütün bunlarm tek bir çaresi vatdır: Böyle filmleri menetmek. Böyle yalancı, hattâ romanıe kahramanlık hikâyelerine matbuatımızda yer vermemek. Hem de neticesi ahlâkî çıkıyor diye müsamaha etmekte de mann yoklur. Çünkü gene dimağlar hikâyeyi muhakeme ederek işin neticesine bakacak yerde hâdisenin o heyecanlı cereyan safhasına kapılır, onu beller, onu taklid eder. İjte bunu da bilmem kaçıncı defa olarak tekrar ediyoruz. Ne de siniz? Mesul makamdakilerden bir zat çıkıp da bize hakkınız var, (yok yok esl=ğfiıullah gazeteci haklı olur mu hiç) yahud haksızsınii, böyle filmler menedilemez, men'l de şu sebebden dolayı yanlıstır, diyecek mi? Eğer böyle bir h Genel Meclisinin 1952 bütçesine koyduğu 4 milyon lirahk tahsisat ile şehrimizde yeniden 34 ilkokul binası inşası hakkındaki programın tatbikına devam edilmektedir. Dün Saraçhanebaşı ve Hırkaişerif ilkokul binalannın törenle temelleri atılmıştır. Törende Vali ve Belediye Başkan vekili Fazıl Uybadin, Mi'.lt Eğitim Müdürü, Şehir Meclisi üyeİeri, Bayındırhk Müdürü, Fatih Kaymakamı, Milll Eğitim ve basın mensublarile kalabalık bir halk kütlesi hazır bulunmuştur. Bu rnünasebetle kısa bir konuşma yapan Vali ve Belediye Baskan vekili, uzun yıKar tamir görmemek yüzünden bir çok okul binalannın ders yapılamıyacak hale geldiğini, son yıllarda şehir nüfusunun artması gibi sebeblerle ilkokulların mühirn bir kısmında çift öğretim tatbik edilmesi zarureti hasıl olduğunu söyUyerek demi}tir ki: « Bu durum karjısında Şehir Meclisi, İstanbul maarif tarihinde daima hürmet ve takdirle yâdedilecek önemli bir karar vermi?tir. Üç yıl içinde şehirde 34 ve köylerde 25 okulun yapılması hakkındaki bu kararın tatbikatına 951 yılından itibaren başlanmıştır. Geçen yıl Yalova, Kısıklı, Kocamustafapaja ve Kazhçeşme okul binalan ikmal edilmiş ve yavrularımız yeni binalarda derslerine başlamısjardır. Kızıltoprak, Üsküdarda Sultantepe, Rumelihisan, Bakırköyde Osmaniye, Fatihte Haydar ve Uzunyusul okullarile Eyübde Tantavl okulunun inşa halinde bulunduğunu biliyorsunuz. Aynı programı tatbik ederek bugün de Saraçhanebatı ve Hırkaişerif okullarının temellerini atıyoıuz. Birer gün fasıla ile Büyükdere. Kadıköyde Kozyatağı ve Eyübde İslâmbey okuîlannın temel!eri de atılacaktır.» Bundan sonra Vali vekili, uğurlu olması temennisile temele ilk harcı koymuştur. İstanbul Üniversitesi Rektörii Fransaya gitti Tarsııs vapuru dün saat 12 d€ 351 yolcu İle batı Akdeniı seferine çıkmıj. tır. Geml ile gidenler aratında İsUnbul Ünlversltesl Rektörü Kâzım Ismall Gur. k»n da bulumnaktadır. Rekt»r. franftı ve Kanadada. mesleglnl llgilendlren mevıularda tetkikler yapacaktır. Vali ve Belediye Baçkan vekili Fazıl Uy'uadln. Beyoğlu Kaymakamı ile bir. Ukte Beyoğlu Balıkpazarı, Tarlaba»ı; Taksim. Feriküy ve civarındaki esnaf ve paîar yerlerini g^zden geçirerek meyva ve sebze fiatlarını tetkik ve knntrol etmlştir. Fazla fiatlft mal Mtan ve belediye yasaklrmna aykırı hareket. İeri goriilen muhtcllf esnaf İle Şİ5Iİ bol. gesinde bir kısım lnşaat sahiblerine et. zalar verl'.mlstlr. Vali vekilinin teftişleri Cerrahî Cenıiyetinin Kangresi Türk Cerrahi Cemlyetlnin ikl senede bir yaDilan kongre<:i bu sene 25.29 eylul arasında Üniversite tktlsad Fakültesln. de toplanacaktır. Sosyoloji Konprcsiııde dünkü konferanslar Milletlerarası Sosyoloji Kongreıl dün Fen Fakü.tesi konferans salonunda ça. lışmalanna devam etmlştir. Bu münasebetle Prof. K. Stegman • Renografik sosyolojlnin teknlğl». Prof. C. Brinknıann «Ekonomik »osyolojlnln merkezl fonkslyonu» hakkınd» birer konfprans vermişlerdir. Karadenizdeki acentalar toplantıya çağırıldı ^ÇINAR Yeşilköy Medeniyet her seyin çaresini bulmuş, yalnız uykuya çare bulamamışür. Şu insanlann uykuyu ne kadar sevdiklerine bundan daha iyi delil olur n a ! Eskisi gibi Her gün emirlerinize âmadedir. Tel: 1 8 2 bucuk HAFTALIK MİZAH MECMUASI Gazetecüer Sendika^ının pazartefi günü yapılan ilk kongresinde. yeni lda. re heyeti seçilirken ancak 4 kişi, nizamnamenln hükümierine göre ijtirakln ya. rısından bir fazla rey almıştı. Geri ka. lan 5 kijinln seçimi <çin dün lkinci bir kongre yapılmıştır. Üç tur devam eden hararetli bir aeçim sonunda ldar» he. yetlnin diğer 5 azalığına su zevat seçilmlşlerdlr: Seyfeddin Orhan Çagda|. Ali Rauf A. kan, Nâzım Ulusay, Sadun Galib Savcı, Necmi Erkmen. Gazeteciler Sendikasının yenl idare heyeti. seçlml müteakıb toplanarak vaılfe taksimi yapmıştır. Neücede: Başkanlığa Cevad Femi Bnşkut, ikinci başkanlığa Ssdun Gaüb Savcı. genel sekreterllğe Ecved Güresln. saymanlığa tzzet Aykol. »zalıklara da Faruk De. mlrta?. Nâzım Ulusay, Seyfeddln Orhan Çağdas, Ali Rauf Akan, Necmi Erkmen getlrilmişlerdir. Murakıblıklara da Ferdi Öner. Sedad Taylan ve Vâhid Ongun secilmişlerdir. Gazeteciler Sendikası idare heyeti seçildi HABERLER^) • FUAH münasebetile İzmlre gelen Fransız ticaret heyeti dün İstanbul yo. 111e ve vapurla Manllyaya gitmiştlr. •k HALİC fabrlkasındaki Umirl blte. rek havuzdan çıkan «Ordu» vapurunun seyir tecrübeleri sona ermlştir. Vapur bugün İzmlr postajını yapa. eaktır. •it tİMAN Işletmesi Sarayburnunda askerî klmyaevl olarak kullanılan 4 nu. marall »mbarın da tahliyesi İçin ilglli askerî makamlar nezdinde teşebbüse geçmistlr. •• DENİZCtLlK Bankası. Istlnye fab * rlkasında gemi tamiri ljlerlni hızlandırmıştır. Her hafta fabrikalarda teknisyen ler toplantısı yapılmakta, tamirlerin gecikmemesi İçin tedbLrler alınmakta. dır. İlk üç nüshası İzmir Fuarında son sistem makinclcrimizde basılan 41 Buçuk. vapurun gecikmesi yüzünden zamamnda trvM edilememiştlr. Okuyuculanmızdan özür dileriz. Eylul 13 Zllhicce ! r GU Bugün her yerde bulabilirsiniz. E . ! « o !& X < S * 1 5.38 12.10 15.43 18.22 19.58 3.57 ) 11.15 5.46, 9.20 12.00 1.33 9.33 | 1 yet ender olarak bile vâki değildir. Hele Londrada senede üç cinayet çok görülür. İşte Burhan beyefendi, benim en çok korktuğum bu cevabdır. Çünkü bu cevabı ben de bir zaman bir Amerikalı dostuma versöz bekliyorsanız gene aldanıyor yılmaz. Asayişsizlik Birinci Umumî miş ve ağzımın payını pek güzel Harb esnasında olduğu gibi eşkiya almıştım. O cevabı gelecek haftaki sunuz. Sabahaddin Bey, Pariste blr çok r.ın bütün dağları tutup kara yolla makalemde yazıyorum, burada şimderler. Allah diden yazamam. Tekrardan o kadar sirayet ve içtimaiyat üstadlarile Fıkranın bir de asayije müteallik rının kapanmasına kısmı vardı. O kısma gelince, me saklasın, öyle bir manzara hasıl o bıktım ki artık söylememek, yaz tanıştı. 1902 senesinde «Ahran Osmamak devrine giriyorum sanıyo maniye» cemiyetini kurdu. Aynı sele büsbütün başkadır. Bir kere a luncaya kadar asayiş yok demek adı taşıyan kongre münasebetile; sayiş kelimesinin manası üzerinde hatadır. Hele hırsızhk, yankesicilik, Sultan Hamidin istibdadından miluyuşmak lâzımdır. Eski Yunan söz atma, el ile taarruz,, sokaklara Ben ayakta durmaktan yoruldum. letin hak ve hürriyete ihtiyacın. feylesoflannın târife merakları var iskemle atarak arabalara geçid verdan, vergilerin ağırlığından hara • dı, bu merak onlardan sarka da memek, gece sabahlara kadar bar Muhatabım kapıda bekliyen otomo retie bahsetmisti. İstibdada karşı biline can atıyordu; sustum. Bu geçmişti, söze evvelâ tarifle başla bar bağırarak sokaklarda şarkı söycepbe alan «İttihad ve Terakki» nırdı ve bu tarifte herkes mutabık lemek, bunlar değil asayişsizlik, gayretli muharrir arkadaş bana ders ile ilk zamanlarda hemfikir olarak verdi: «Yazacağız, söyliyeceğiz. Biz kaldıktan sonra münakaşaya girişi hattâ kabahat bile değildir. Başka çalıştı. Fakat «La revue» ve «Telirse anlaşmak daha kolay olurdu. memleketlerde olmuyor mu? Mese yazmaktan yorulmadıkça korku rakki» mecmulannda yazdığı mayoktur. Belki düzelmek ümidi varFakat okuduklarımızdan anlıyoruz lâ geçen haftalarda bir günde iki, dır». Fakat ben düşündüm ki, bir kalelerile «İttihad ve Terakki» erki bizde henüz asayi?:n manası an bazan üç cinayet kaydeden gazetekânımızın fikirlerine aykm düşünkayaya karşı bağırılan jikâyetler laşılmış değildir. Ankaranın burnu İeri okurken buna verilecek cevacelerini ortaya koymağa başladı. bile bir aksisada hasıl eder. Sesin nun dibinde otobüsler soyulur. Şe bın en kuvvetlisi olarak ne denileEsasen Fransada tejekkül eden bir akis hasıl etmediği vasatm hava olzümre «merkeziyetçi» rejimin ahirlerde kadınlar arabalara atılır, ceğini düşündüm; derhal hatırıma duğunu bana bir fizik profesörü leyhinde eserler neşrediyordu. Bu kaçırılır; ufak bir atışmayı mütea geldi: «Her yerde olur, Pariste olhatırlattı idi. Demek ki sozlerimiz meyanda AngloSakson terbiye ve kıb bir, bazan üç kişi bir kahvenin maz mı? Londrada olmaz mı?» di hep havaya gidiyor korkusile iyimveyahud bir sokağın ortasında yer yecekler. Olmaz efendim, Bes mil ser olamıyorum. Maamafih geneya tedris usulleri Fransa için tavsiye edilmekte idi. Sabahaddüı Bey bu lere serilir. Bunlar asayişsizlik sa yonluk Pariste bir günde üç cina şasın iyimserlik. neşriyattan aldığı ilhamla mühim bir prensip gahibi oldu. Jöntürk ler, Fransız Büyük Ihtilâlinin bir çok memleketlerde yaptığı tesirlo Osmanlı İmparatorluğunda da meş ruti bir parlmanter idarenin tesirini istiyorlardı. Prens Sabahaddin ise yalnız Meşru'iyetin ve Kanunu Esasinin ilânile gayeye varılamıyacağı kanaatinde idi. O, dev adımlarile terakki temin eden ve ferdlere tesebbüs fikrini aşıhyan idarî bir reform istiyordu. Şimalî Amerika, İngiltere ve Avrupamn şimal memleketlerinde tatbik edilen «ademi merkeziyet» sistemi onun ideali idi. 1908 Meşrutiyetinden evvel yazdığı bir makaleden Türkiye İşçi Sendikaları Konfe4 Demokratik prensiplerin n.ü minformaya karşı mücadele eden aldığımız aşağıdaki parça, Saba derasyonunun İzmir Kongresinde, dafaası ve to'alitarizme karşı mü hür bir sendika hareket;, Ortadoğu haddin Beyin memleket ve hürri. «Amerikan İş Federasyonu» nun cadele, hür Türk sendika hareke ve Şimalî Afrikadaki hür iendika yet meselelerinde ne kadar iyi ni. temsilcisi olarak bulunan tanınmı» tinin başlıca prensipleri olmalıdır. hareketlerile beraber, Ortadoğunun yet sahibi olduğunu gösterir: sendikacı İrwing Brown bir nutuk Bu hedeflerin tatbikat sahasma az gelismi» bölgelerinde hür söylemiş ve tercümesi arkadajımız intikali için, size bir ikazda bulj«Biz, yalnız tarzı idaremizin ısriyet ve demokrasinin daimf olarak Ali Rauf Akan tarafından okunan nacağım; bunu memleketinizin ve istemek, vatandaşlanmıza müdafaası için zafer kazanacak bir lahını bu nutuk kongrede çok büyük alâ teşkilâtmızın dostu ve sendikacı mühim bir ittihad teklif etmekle kozdur. ka uyandırmıstır. Amerikan ve olarak yapıyorum. Teknisyen veya kalmıyoruz. Asıl, tarzı maişetimiIşçiler, millî hsyat ve b8:ge e zin ıslahı lüzumunu anlatmak, biAvrupa sendika dergilerinde maka idealist olsun, sendika politikasım le şeklinde neşredilecek olan bu tayin etmek ve teskilâta hâkim ol hemmiyet nden ibaret olan üç se rincideki fenalığm ikincideki nok. nutkun tercümesi aşağıdadır: mak isteyen mesihlerden «akinın. bebden dolayı, bütün hür dünya, sanlardan neşet eylediğini bilîrt«Türkiye İsçi Sendikaları Konfe İşte bir partiye veya hükumete men Türkiyede İlk defa milli bir iıçi mek, mpddî <»tı'ane»'î jf>lotimizB . derasyonu Türk İş'in bu kurucu sub oltunlar veya olmasınlor. is hareketinin meydana gelmesini u karşı efkârı umumiyede ku(Tetll kongresi. Türkiye ve bütün hür terse rranızda bülunsunlar veya bu mid ve cetaretle karıılamalıdır. bir aksülâmel hazırlamak isti. Türk hür işçi hareketin:n karjı yoruz. Bir Abdülhamidi ortadan dünya için tarihî ibr hâdisedir; çün lunmasmlar, mesihler, sendikaiprın kü Türkiyenin ve onunla beraber idaresini ele alamazlar. Sendik^la. laştığı büyük güçlükleri biliyoruz. kaldırmakla hürriyet ve istiklâli hür ve müstakil bütün milletlerin rın idaresi bizzat işiçlere aiddir. Iktisadî ve sosyal terakkinin ya'nız şahsivi h!ç blr vakit temin edeme. kuvveti, yalnız ordulara ve ııtan Tabiidir ki, araştırmaîar yapmak, hür bir cemiyette mümkün ve fay ylz. Sefaletimizln esbabı asliyesinl istihsale değil a ^ ı zamanda çalı teknik ve hukukl tavsiyelerde bu dalı olduğuna inananlar için, tota ke;f ile iraleti çaresine dört elle şan büyük kütlelerin ruh haletine lunmak, tercümeler yapmak için liter taassubun ifrat noktaiarı orta sanlmarlık<'a bugünkü Abdülhımlve iradesine bağlıdır. Türkiyenin sendikaların teknisvenleri bu unadin yeri hiç blr zaman boş kalsında yürümek o totaliterlere karşı mücadeleci, faal ve cesur bir mil'.et eaktır. Fakat bunlar sendikaların m«z! O gider, yerine başkaları geolarak kazandığı şöhret. işçilerinin I politikasım tayin ve tesbit ed«neı meydan okumadır. Asrımızm hal çer...» ledilmesi gereken meselesini, graekonomik ve sosyal durumlarının :1er. Prens Sabahaddin, Meşrutivetin ıslahı için ginştiği mücadele ile da | Bu. meşru olarak seçilmiş sendika fik ve biraz da mizahl olarak anlat ilânını müteakıb. Sadrazam Hüseha çok geniş'eyecektir. Türk îş';n idarecilerinin işidir. İşçi kütlelerinin mak için, 16 ncı asırda yaşamış bü yin Hilmi Pajadan vatana dönme» kurulması buna canlı bir garan Hir. refah ve selâmetinin ilk garantisi yük bir kilise adamının şu sözünü si için resmi bir mektub aldı. Bir Bugünkü konşre hem bir hulyanın olarak sendika teşkilâtmın hürriyet tekrarlamama müsaadenizi rica e müddet sonra, Abdülhamidin baj tahakkuku, hem de istikbal için bir ve istiklâlini muhafaza ve himaye derim: «Dünya merkebe binmiş düşmanlanndan biri olan babasx vaiddir. Memleketinizi 20 ay kadar ediniz. sarhoş bir köylüye benzer. Sağ ta Mahmud Celâleddin Paş^nın keönce ziyaret ettiğim zaman, millî Bu kongrenin Türkiye ve har raftan destek'eyin, sola kayar. Sol miklerile İstanbula döndü, büyük bir sendika hsreketinin yaratılması, mera^imle karsılandı. henüz bir fikirden, bir münakaşa dünya için tarihî bir hâdise oldu taraftan destekleyın, sağa kayar.» 1908 senesindeki mebus intihaHür Türk sendikaları sarhoş olmevnıundan, uzak bir gayoden ğunu biraz önce söylemiştim. liibı sırasında. Prensin de namzed çin? mıyacak ve merkebe binmiyecekblzim ingilizce olarak söylediğiniz liğini koyacsğı şayi oldu. Aynı zaÇünkü e\n,^elâ: Tarihte ilk defa lerdir. Ne so!, ne de sağ taraftan gibi «gözleri ısıtan bir ateşt^n» manda iyi bir hatib, olan Prens, ibaretti. Bugün bu hayal bir haki olarak, Türk işçileri, hem ekono desteğe muhtac olmıyacaklardır. Zi Şehzadebaşmda «Fevziye» kıra • kat oldu; Türk işçi hareketiiin mik ve sosyal menfaatlerini daha iyi ra şahsan ve temsil ettiğim teşkilâ athanesinde, memleketine meb'us kaydettiği muszzam terakkiler, bü müdafaa eden, hem de buşün de. tın, «Amerikan İş Federasyonu» ve memur olarak değil, fikir adatün hür işçi âlemini memnun et vam eden büyük sanayil?şmeyi da nun idarecilerile beraber, ümid e mı olarak hizmet edeceğini ifade mektedir. Fakat ne zaman bir me ha insanî bir hale koyacak olan diyorum ki, kongıenizde atılan te etti: sele halledilse, bir hedefe varılsa millî bir teskilâta sahibdirler. meller, civar memleketleri kap'.ıyan «Biz ne meb'uslu?a, ne medaha büyük, müşkül meseleler Saniyen, Türkiyenin içinde veya müfrit taassublann tehdidkâr ve daha yüksek hedefler meydana dışmda olsun, totaliter hasma kar noktalarını bertaraf etmek için murluğa namzed olduk, hiç bir kuvvel beseriyeden şahsımız naçıkar. şı millî istiklâli müdafaa etmenin Türk işçüerine gerekli vasıtayı ve mma hiç bir muavenet istemedik, lüzumuna kani, demokratik ve an recektir. istemiyoruz. Hükumet. i sabıkaya Kanaatimce, Türk sendikacı hatitotalitarist, mutedil kimseier taDaima hür sendikalardan bahse karşı ne kadar müstakil idiysek, reketinin yapacağı üç vazife vardır: rafından idare edilen millî işçi ha diyoruz. Hür sendikadan ne anlıyo hükumet.i hazıra ve miistakbe'eye 1) İşçilerin ekonomik ve sosyal durumlarının ıslahı vazifesi şunu reketinin, meydana gelmesi, bütün ruz? Hür sendikacıhğm prensiple karşı 0 kadar müstakiliz ve o ka. gerektirir: Memleketimizdeki sana milli ruh ve iradeyi takviye ede ri şöyle hulâsa edilebilir sanıyorum. dar müstakil olacaşız. Bütün emeller ve bütün tesebbiislerimiz, yileşme, çalışan kütlelerin sırtından cektir. 1 Siyasî demokrası olmazsa hür Salisen, Türkiyede antikomünist sendikacmk olamaz ve hür sendi nesli cedidimizin memuriyet p«geçinerek gelişmemelidir. şlnden kosmaktan kurtaracak şu2) Kütlelerin, derece derece yük bir sendika hareketinin doğup ge kacılık da olmazsa siyasî demokrasi abatı mi'himınei ilmiye, mesaİNi lişmesinin Yakın ve Ortadoğuda olamaz. selen bir hayat seviyesi ile yeni müsmire.i me<'erı'veve sevked""k, avantajlara iştirak edebilmeleri için muazzam mana ve akisleri olacak2 Sendikalar, her şeyden ön vesnit j içtimoivevi sritHkre daha tır. Yakın ve Ortadoğu memleketsanayileşmeyi daha insanî bir hale ce, işçilerin ekonomik ve sosyal amelî bir surette ihzara münhasır! leri, ekseriya Sovyet emperyalîzkoymak, sendikaların vazifesidir. menfaatlerini müdafaa için kuru Bu msksadı gavei havat ittihaz minin kendi kızıl maksadlan için 3) Haklı olarak mağrur ve müsiur. Bu menfaatler, sendika temsil edinenlprin menafii şahsiveleri natakil bir millete mensub olan Türk istismar ettiği müteassıb ve müfrit cilerile hususî ve resmi iş veren mına hükumetten istiyebilereklsri işçileri savunmada ve millî hâkimi bir miîliyetçiliğin pençesinde kıv ler arasında kollektif pazarlık sis ıettânc lutüf: «Hrilee etme. bs«ka yetin bakasında kendilerine düşen ranıyorlar. Türkiyede demokratik temi ile en iyi şekilde korunabilir. ihsan istemem» den maada bir şey vazifeye devam etmelidirler. milliyetçilikten ilham alan ve ko3 Sendikalar, iş veren>rin, si olsmaz.» yasi partilerin, hükumetin ve din Sabahaddin Bey bu sözlerile post müessesesinin her türlü emir, kon ve mevkie müstağni mizacını ve trol ve baskısından âzade olmalıdır. ideal sahibi bir insan olduŞunu 4 Totaliter memleketlerde bu an^tır. Nitfkim daha sonrski hagün mevcud olan mecburî çalışma reketleri de, bunu ispat eder. Ziya Passnın dediği gibi: «Âyinesi işnın her şekli reddedilmelidir. tir kişinin lâfa bakalmaz.» 5 Tahrib edici, kötü bir poliSabahaddin Bey bu sırakrda sitikanın vasıtası olarak değil de, vasi ve içtimaî fikirlerini (Üç mantıkî şekilde ve itida'.le kullanıİzah» namı altmda risale halinde lan esash grev hakkı olmahdır. neşretti. «Ti'l kive nprıl kurtarıft Sendikalar, tecavüz yolu ile lır?» isimli kitabı da iyi niyetinin HALİM ERKER dünyaya hâkim olmak istiyen bir esPridir. milletüı, sendikaları dış politikası31 Mart vak'asırida Sabahaddin na muti birer vasıta yapmağa yeite Beyin de parmağının bulunduğu nen her türlü dünya hâkimiyeti zannedildi. Tevkif ohında. Serbest plânına muarızdırlar ve buna karşı bırakıhnca Mısıra gitti. İttihad ve j fam seri BEŞ kiUb \ mücadele edeceklerdir. Terakkinin tahkikatı sonunda hiç • Çocuklannuın MATEMATİK ögrenmetlni istiyorsanız? Bu zihniyetle, «ize, mensub ol bir suçu olmadıeı anlaşıldığından dönüp faaliyetine • Derslerinde başan göstermelerinin sizce ehemmlyeti varsa? duğum ve aidatmı ödiyen 8 milyon memleketine • Bu zor dersi onlara srvdİrmek arzusundaysanız? işçi üyesi bulunan «Amerikan İş tekrar başladı. Millî Mücadele yıllanna kadar bu faaliyetine devam • Kıvmetli mesainiz netiresi derslerinizin talebelerinlz taraFederasyonu American Federaetti. Hilâfetin iluası üzerine hanefından kolayca öğrcuildiğlnl gormek sizln için bit iftihar vesltion of Labor» un kardeşane selâmdana mensub kimselerle birlikte lesi olacaksa? larını ve sonsuz muvaffakıyet te yurd dısına çıkarıldı. Önce Pariste, Bu arzularınızın gerçeklejebilmesi için seçeceğiniz kitab: mennilerini ve teşkilâtımızm başka sonra da İsviçrede yıllarca zarunı Green'ın hararetli iyi dileklerini ret içinde ömür sürdü. HALİM ERKER'in MATEMATİK sunuyorum. Aynı zamanda ümid eSabahaddin Bey, dünya nlmetkitablan olmalıdır. Neşrolunduğu andan itibaren bütün Türkiyediyoruz ki, kongreniz, halen 53 mil lerini tepip, memleket ideali u | de çok büyük bir a'âka gören ve kıymet bilir Türk öğretmenyondan fazla işçiyi temsil eden mil runda her türlü maddî saa'ie^lef» lerinin gösterdikleri teveccüh dolayısil* en fazla satılan MATEetlerarası hür işçi sendikaları kon yüz çevirip sıkmtılar çekerek 1941 MATİK kitablan olmak mazhariyetine eren 15te bu kitablardır. j federasyonunda, diğer hür sendika senesinin 30 haziranında. İsAirrede Bu yıl ilkokul 1, 2, 3 üncü sınıf için olan'.an da neşredilerek hareketleri yarunda yer almağa ka Colombier köyünde gözlerini hgyatam bir seri vücude getiıilmiştir. ta kapadı. C. O. rar verecektir. Yayınlayan: ARİF BOLAT Kltabevl A. ADNAN ADIVAR ÜNÜN MEVZULARJf Türkiyede sendiha hareketinin geiişmesi En Güzel En Faydalı iikokui MATEMATİK 12 ..S....4 5
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear