25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Ağustos LLÇIFTLIGI George Orwel Hahde Edıb Tercume Hayvan çiftliğine insanların taarruzu Bu mesele üzerinde uzun boy u duşundukten sonra Snowball yedı emıın bır tek vecızeye sığdırabıleceğıni bıldırdı. O da cDort ayak iyi, ıkı ayak fena» dan ıbarettı. HayvaniEm ın esas kaıdesi budur, dıyordu. Kım bu esası kavrarsa ınsan tesırinden masun kalacaktı. Kuşlar ıkı ayaklı olduklan ıçın buna evvelâ ıtıraz ettıler, fakat Snowball ışın boyle olınadığuu onlara isbat etti. «Yoldaşlar, bır kuşun kanadı ayağıdır. Kanad el yenne değil, ilerı 6uren bır uzuv dıye kullanılır. Ondan dolayı ayak sayılır. Insanın barız alâmeti, bütün kötülüklerine âıet olan elıdır» dedi. Snowball'ın uzun kelimelerini «niamamakla beraber Izahını kabul rak kuyruğunu salhyarak, ya»varan bır sesle haykırdı: tEmmım kı yoldaşlar aranızda Jones'ın gerı geldığinı istıyecek bır tek hayvan yoktur » Eğer hayvanlann emin olduklan bir tek şey varsa o da Jones'ın gerı gelmemesıni ıstememeleri ıdı I5 bu suretle onlerıne getır.lınce dıyecek bir şeylerı kalmamıştı. Domuzlann sıhhatın n muhafazası luzumu ve ehemmiyetı barızdı. İşte hıç başka ıtıraz yapılmaksızm, sutlerın, rüzgârla dokülen ve olduktan sonra da ağaclardakı bütün elmalarm sadece domuzlara tahsısme karar venldi. Yaz sonlanna doğnı Hayvan çıftligınde olup bitenleri memleketin yarıgı duymuştu. Her gun Snowball ile Napoleon etraia güvercınler uçuruyor, komşu çıftliklerde hayvanlara kanşıp onlara isyanın hıklyesinin anlatmalan ve «Ingıltere hayvanlan» marjını öğretmelerı için talımat verıyorlardı Mıster Joneı bütün bu müddet zarfında Wıllington'dakı Kızıl Aslan meyhsnesinin bira fıçuının dur duğu odada oturuyor, bır suru işe yaramaz hayvanlann kendısıni na•ıl malından mulkünden etmış olduklannı" diniemek isteyen* anlatıp duruyordu. Öteki çıftçıler esasen ona hak vermekle beraber ıptidalan ona yardım etmeğe yanaşmıyorlardı. Her bıri, Jones'ın başına gelen felâketten kendi hesabına nasıl istifade edeceğıni ıçinden heMb edip duruyordu. Bır talıh eseri olarak hayvan çiftliğine bıtişik 5tekı çıftlık sahıbı ile de mutemadıyen kavgalı ldiler. Bunlardan Foxwood aduıı taşıyanı, eskı bıçım, ıhmal edumıs,, onunu ağac burumuş, mer'alan kurumuş, çıtlen en kotü vazı =haberleri İstanbul Sergisi dfin gcce kapandı Bu sene sergiyi 950 bin kişi liyaret etti tstanbul sergisi dün gece 24 te kapanmışür. Sergiyi 950 bin kisi ziyaret etmıştır. Kapanış munasebetıle dün saat 17 de sergi komıtesi tarafmdan şehnmizde bulunan mılletvekıllerıne, Şehir Mechsi uyelenne ve basın mensublarına bır kokteyl venlmıs.tır. I HÂDİSELER KARŞISINDA Maliye Bakanı Amerikaya gidecek Ankaradan verilen bir hsb«re gör« beynelmılel para fonu toplantısınd» bulurun&k uzere Maliye B&kam Hasan Polatkan yakında Amerıkaya gldecektir Kendlalne Hazlne Umum Mudur Muavlnlerinden Burhan ve Munlr ile Merkez Bankası Umum Mudür Muavlni refakat edeceklerdir. MaJiy» Bakanı Amerlkada bulunmaktan lsHfade edsrek bszı muhim tetklklerde bulunacftktır. Bugün limanınuza gelccek Amerikan filosu Amerlkanın Akdenlz donanmasına mensub 8 parçsdan mutejekkll bir filo bugün <aat 9 da limanımıza gelrcek ve Dolmabahçe açıklarınd» demlrllyecek. tlr. Gelecek olan gemiler sunlardır 17 bin ton^uk Salem agır kruvazoru, 33 bin tonluk Wasp uçak gemisl, 17 bin tonluk Baltlmore agır kruvazonı, 3 300 tonluk Cone. L*ary ve Vesole destroyer. len 25 425 tonluk Aucllla Te 21 580 tonluk Nechef vağ gemilerl Bugun Izmıre de 7 parçadan murekkeb bir Amerikan filosu gelecektır. Ambar duvarmdaki 7 emrin üzerine ba veebe de ymnldı ettiler, bütün mutevan hayvanlar yenı vecizeyi «berlemeğe çahştıİM. Ambar duvarmdakı y*dı «10x111 üstü ne daha büyük harfleri» cDört ayak iyı, ıki ayak fena» yazıldı. Bır defa ezberledıkten lonra koyunlar bunu çok sevdıler, ve çok zaman tarlada yatarak hep bır ağızdan cdort ayak ıyı, ıkı ayak fena» dıye melemeğe başlarlar v« bunu saatlerce devam ettırmekten usanmazlardı. N.apoleon, Snowball'ia komitelerıne hiç a'âka gosterrnıyordu. O, genclerm tahsil ve terbiyeıi büyüklere yapılacak herhangı şeyden daha mühim olduğunu iddia edıyordu. Jessie ile Bluebele hasad kalktıktan sonra yavrulamışlar, ıkısı beraber dokuz kuvvetlı enik ortaya çıkarmışlardı Bu köpek yavrulan sutten kesı.ir kesılmez Napoleon, onlart analarırtdan ayırdı ve terbıyelerıni kendısi ele alacağuu bıldırdi. Onlan, takım odasından merdıvenle çıkılan bir sahanlıga göturdu, o kadar herkesten sakladı kı, bır zaman sonra bütün çiftlik varhklarını bıle unuttu. Sutlerın nereye gittığınt dair • • lan esar çarçabuk çözuldü. Domuı ıarın arpa ezmesıle yapılaa yemek lerıne kanştrtıldığı anlasıldı. ILk elmalar olmağa başlamif, yenuşliğm çımenlerı üzerıne rüzgâr eimalar serpmıştı. Hayvanlar tabıl bunlann aralarında musavi surette taksim e dıleceğıne ınanmışlardı; fakat bir gun ruzgârın düşurdüğü bütun yemış erın toplanıp domuzlara mah sus 0 raak uzere takım odasına gö Üniversite bütçesi tstanbul Onlversıtesl butçeslnln h». nr'anmaiina başlanmıjtır. Dun toplanan tJniverslte Senato«u bu meseleyi goruşerek bazı prensip karar. !arı almıştır Bugün Marsilyaya hareket edecck talebeler Mllll Turk Talebe Federasyonu turlzm kolu tarafmdan tertıb edılen llk seya. hate 41 talebe iştlrak etmektedlr Bu talebeler bugun saat 12 de kalkacak olan Tarsus vapuru İle Marsll>aya hareket edeceklerdir Joaet, hikâyeyi her önüne (elene anlatıyordu.. y«tU idl. Bu çiftligin sahibi Mlster Pilkington mevfimin icabına gbre vaktını kâh bauk tutmakla, kâh avla geçiren dıryadıl bir adamcağız ıdL Ötekinin adı Pinchfield idı ve daha küçfik olmakla baraber daha bakımlı bir «iftliktL Sahibi Mıster Frederick, çetin, kurnas, mütemadiyen davalarla aufful, karsıtındakiltri puarlıklarda atlatmakla mejhur bir adamdı. Bunlar birbirlerinden o kadar nefret ederlerdi ki, menfaatleri ıcab ettirdlği zaman bıle bir türltt anlafamazlardı. Bütün bunlara rağmen, ikisi dt Hayvan çıftiığindeki ısyandan ödlen patlamış ve kendı hayvanlannın orada olup bitenleri oğrenmeerine mâni olmak ıstıyorlardı Evvelâ hayvanlann kendı bajlanna bir çiftlik idare edebılmelerı fıkrini tuhaf bulı#vorlarmış gıbı alaya vur dular. Bu ıs. ıki haftada fıyasko o lur, diyorlardı. Onların nvayeüne göre Beylık çiftliğınde (Hayvan çıftlığı ısmine tahammül edemıyor, hâlâ Beylık çıftlık demekte ısrar edi yorlardı) hayvanlar birbırını yıyor ve suratle açhktan bluyorlardı. Fa kat zaman geçıp de hayvanlann aç lıktan ölmedıkleri gorulünce, Mıster Frederıck ile Pilkington bu defa Hayvan çiftliğınde cereyan eden müthış fenalıklardan bahsetmeğe başladılar. Anlattıklanna gore hayvanlar aralannda yamyamlık yapıyor, bırbırlerıne ateşte kızdınlmış at nallan ile işkence edıyor, ve dışi hayvanlar müşterek kullanılıyordu. Işte tabıat kanunlarına karşı isyanın sonu budur, diyorlardı. cö o Çimenlerin uzerioe rüzgâr elmalan serpmişti. türülmesıne daır bır emır yayıldı Bazı hayvanlar arasında buna kar. şı mırıldanmalar başgosterdi ıse de hıç bır fayda vermedı. Bu meselede bu domuzlar, hattâ Snowball ile Napoleon bıle aynı fıkır etrafında toplanmışlardı. Squealer dığer hayvanlara ızahat vermek içın gdtüruldu. «Yoldaş'ar» diye haykırdı. Ümid edenm kı, bız domuzların, bunu sırf kendimıze bır ımtıyaz olsun dıye yaptğımız hıç birinizin hatırından geçmiyor. Aramızda bir çoğumuz hakıkat halde elma ve «utten nefret ederiz Ben kendım de hıç sevmem Bunlan kendimıze hasretmektek. tek gaye sıhhatımızm muhafazasıdır. Ilmî tetkıkler, sut ile e manın bır domuzun sıhhati için rrutlak surette elzem unsurları ıhfava ettığmi ısbat etmıştar. Yolcsşîar' B z domuzlar kafa ışçilerıyız. Eu çıftlığm ıdaresi ve teşkiiâta bıze bağlıdır. Bız gece gunduz sizlerm refahmızı ve rahatınızı te» mınle uğraşıyoruz Bız, sırf sizin s=lâmetınız ıcm bu sutü ıç >or, bu ebnalan yıyoruz Eğer bız domuzlar va7ifemız' yapamazsak ne olur bmr mıs nız'' Jones geri gelır! Evet yoldaşlar, Jones gerı gehr'» Squea'"T bır yandan obur >ana sıçrıya Maamafıh bu rıvayetlere hıç bir zaman tamamıle ınanılmamışh. Buna mukabıl, ınsanlann kovulup hay vanlann elıne geçen harıkulâde bır çiftlik rivayetleri, müphem ve kanşık bır şekılde butun o bolge. de ça kandı durdu O zamana kadar ıdare edılebılen boğalar azıyor, koyunlar çıtlen kopan>or ve yoncalan yıyor, inekler süt kovalarını tekmeleyıp devırıyor, atlar manıa atlamıyor, süvarılerını ftrla tıp öbür tarafa atıyorlardı. İşın en mühim tarafı «Ingıltere hayvanlan» marşının havasının da, soz lerının de her yerde bılmmesı ıdı Bu marş hayrete şayan bır surat e yayılmıştı. İnsanlar bunu gulunç telâkkı ettıklennı ıddıa etmekle beraber, bu marşı ışıt'nce hıddetten kendılermı kaybeaıyorlardı Bu kadar aşağılık ve saçma bır şeyi hayvanlann dahı söylemelerını akıllan alrnadığını ıfade ed.yorlardı. YUMURCAK Bu marşı soyhjen herhaneı hayvan jakalansa hemen dayak yıyordu Fakat gene de marşı raen edemıyorlardı. Karatavuklar çalılarda bunu cıvıldjyor, kargalar ağacıarda ö terken bu havayı tutturuyor, bu hava demırcı dukkânlarınm gumburtusüne, k'lıse çanlarının sesıne karışıyordu insanlar bunu işıttıklerı zaman ıstLkbalde akıbetlerının evvelden verılen bır habennı dınlemış gıbı gızlı guL yureklerı tıt. Medıh ve sena, parhun gibi kul nyordu. lanılmalıdır. Çoğu mide bulandınr. (Arkası var) Evet geçılemezdi ve geçilemedı Daha Dumlupınardan bır yıl once Sakar>a ile buyuk şahlamşımızın kat'î bır zafere gittıği bellı olur olmaz Turk hareketinın tesırlerı dış âlemlerde kendinı gostermeğe başlamıştı. Ingıltere Sakaryadan altı ay sonra, 22 şubat 1922 de, $IısırŞehrimize ifelen Yugoslav daki hâkımıyetıni kaldırarak orada profesörleri Krallığın kuruluşuna izm verır. 18 metre atlayan tngiliz gemieisi kalıyor Ikisini hastaneye kaldtnİstanbul devlet arşivlndekl ««»sTİervorlar Bıri kolu bağlı gemıye gelî 7 92 den Yugoslav tarıhlnl tetklk edecek ve Buyuk zafeıden bır iki yıl sonra da Bugun Cezavırden hareket edı lnor. Otekısi gece oluyor. Gemi kopyeler çıkartacak olan Üskup Ünı. Afganıstan aynı ıstıklâli kazanıp verstteslnden Prof Metodlje Sokoloskj, Kralhk oldu. İstiklâl sa\aşımızın ılk voruz... Sabah, buvük bır Ingılız karada kalan talıhsız gemıciye arSarayova Oniverslteslnden Prof. Nedım bü>uk tesin tabıatile mılletlerın kargosu acı acı dudık otturerek tık ışitemıyeceği duduk sesı ile son nilpovıç, Prof Branıslav Durçev ve hmanc'an aynldı Bu acı duduğun bır selâm gonderıyor. Prof Duşanlka Bojanlç dun uçakla şeh esaretten kurtulmalarında kendinı sebebi var Lımanda aşağı yukan ılmlz» gclmışlerdir. gosterecekti. Bizim başarımız istık | g u n u n nnevzuu .. Ikı Ingılız gemıci Her limanda bir dn«*t bırakıyoruz Kasablar mezbahadan şikâyet lâl aşkını o mılletlere dınamık bır karaya çıkıp kafayı çekıyorlar NaFransız memurlarla çok kaynaş«nu\e> gıbi ajıladı. sıl olduğu b'hnmez, bır resmî bına tık Daha limana gırerken karantiedi> orlar nın camını kırıyorlar ve kabahatli na, gumruk ve lıman polısı ayn *** Karaağac mezbahasindakl kompre. çocuk gıbi kaçışmaya başlıyorlar ayn motorlerle gelip formalıteleri •Srlerden blrinln bozulması üzerlne Bu hakikaü bız soylemiyonız. Onu rarar» uğradtklannı iddla eden b&zı Limana bakan sedlerden aşağı at yaptılar. ka*ablar. gezeteclleri mezbahaya davet onlar soyleyıp dunyaya kendıleri lamaya kalkıjorlar. Bırıncı sed 3 Onlan teknenin komiseri sıiatıle ederek vazıyet.n fotograf ve'jazı İle ^ılân ettıler. Yuz >ırmı metredır. Bıri atlı\or, duşuj'or, ko ben karşılıyorum Fransızca mütesbltinl lstemlşlerdlr. Hınd Muslumanlarının mılli şaırı lunu kırıyor. Oteki kazasız aşıyor. kemmelce anlaşıyoruz. Derken kuAyrıca topt&ncı kasablar aralarında bir toplantı yaparak kendllerlne bozuk Mevlânâ Ikbal bizım zaferımizi esa Ikmci sede koşuvor. Bu sed 18 mandan Haşım Mardını takdım ev» kokmus et veren mezbaha ıdaresin rettekı Muslumaııların da istıklâli metredir. Atlıyor ve yan olu yerde dıyorum. Arkadan buz gıbi bir den ve BeledKeden zarar zlyan taleb ne beşaret bılerek bunu «Tuluı etme>e karar vermışlerdlr islâm • eserıle coşkun coşkun selâmladı. Üç yüz mılyonluk Hındu500 üncü >ılı kutlama lann liderleri Gandhi ve Nehru hazırlıkları 500 üncü Yılı Kutlama Dernegl uye Ataturkü bir bayrak gibi tanıyorIeri dün saat 11 de Vllâvette Valı ve lardı. tjç dört ay once Hındistana Beledne Baskanının rıyasetmde bir davet edılen Turk gazetecılerıne toplantı japmışlardır. Nehru hapishanedeyken bıle MusBu toplantıda Muze mudurleri Emnl. tafa Kemalın fotografmı duvara yet Muduru Ordu Temsil Burosu Şefi. asarak hep Ondan ıman kaynağı hazlr bulunmuşlardırp Prof Gokay yaklasan 500 uncü fetıh aldığını şövledı. Gere onun beyavıldonumu munasebetlıe hukumetçe ve natmdan öğrenıyoruz ki hapısten Beledıvece japılan ve japı'makta olan sonra 1938 de Avrupadan donerken hazırlıklar etrafmda genij Izahat versırf Ataturkü ziyaret için Turkıvemlstlr A\rıca Vall, Mlll! Eğltım Bakanlıfı ye gel meğe kalktığı halde olüm hanesrlyat şubetl Guzel Sanatlar Akademl beri üzerıne gelememiş. Bujuk ikramiyeyi tevkil e d n Ankara Bahçeli Evlerdeki sı, Tarlh Kurumu, Beden Terblvesl, Kon Fakistanm kurucusu Ali Cınnah «ervatuar ve Şehlr Tlvatrosu gibi muh. tel'f teşekkullerln kutlama programı ve ve halefleri de her vesıle ile Pakismerasıml uzennde kendilerıni flgilen tanm hemen her evinde Atatürkün ] dıren hususlardakl hazırlık ve çalış. fotograu bulunduğunu sevinçli bir malarını anlatmıjtır. AcVına Şubemizde ( 3 7 ) numaralı vadeli hesab sahibi Muteakıben u\elerin çahşmalar et iftıharla söyleyip durdular. Sekrafında mııtaleaları alınmıj ve tekllf. sen milyonluk Müslüman, Endonezler dınlenmij, bunlarla ilgill yeni ka. yanın geçenlerde Türkiyeye gelen rerlar almmıştır. lsabet etmiştir. Dernek bnumuzdekl çarsamba gunü ilk Başbakanı da istiklâl mücadeVılâyette tekrar blr toplantı yapacak leleri içuı Türkiyeyi rehber edinDiğer ikramiye talıbiileri aşağıdadır: dıklerini an'.atn. 1927 de Afgan tır Kralı o kadar mesafeyi aşıp AtaFırın işçilerinin toplantısı ANKARA ŞUBESt: Fırın ışçllerl dun saat 10 da Emınonü türke kavuşmak için Ankaraya gelHalkevınde toplanacaklarken o saatte dıği gibi İran Şahı Rıza Pehlevı de TL. Hesab Xo. ancak bes altı klşlmn gelmesı bu top Atatürkün son devirlerinde Ankaİsim lantıyı mumkun kılmamıştır Ekınekçl 1000 Î0432 raya gelirken daha Turk hududuna Ali Kemal Ayer ve jlmıdcller ancak saat 12 den sonra t 14364 100 toplanarak cemljetlerlnln idarelerlnl gırer girmez: «Ustamızdan ders alBahriye Şahenk a'âkadar eden bazı hususatı goruşmuj.. mağa gidiyorum» demi}ti. 3124 100 Mithat Ka>Tiar lerdir 1Ü636 100 Faruk Berkol *** 8<»10 100 Vapurda ka\bolan zengin kadın Enver Akvol Esir mılletlerın kurtulmaa için 554 100 Nlgâr Yurauk ısmlnde 60 yaşlarında Andon Kas'ıan zenem bır kadın uzerinde kıılllyetlı her şejden once tabıatile istiklâl mlktarda para ve mucevher olduğu hal lâzımdı. Fakat istiklâl bir gaye deİSTANBUL ŞUBESl: de dun Kuzguncuktan Ulev \apuruna ğıl muterakkî ve medenî bır millet bınmiştır Vapur Kopruye geldıgl za. 1000 16168 Zahiie Onun man ıskelede kendlslıîl beklı\en ekra olmanın ilk esas şartıdır. İslâm mil500 33376 Affan Dalgıeollu baiarı Nıgârın vapurdan çıkmadığını letlermin baştan başa esir halde 100 24699 Firdevs Lünhat gormuçlerdlr Kadının bir cinayete kur. kalışlan gerilıklerindendi Müstakil 100 12161 ban gıtmesi ihtlmalı üzerinde durul. olduktan sonra da geri kalmak gene Bahaeddin Bayn maktadır. 100 18742 Sacide Keşka gürun birinde esarete duşmek olur. 9923 100 Mustafa Özkez Hıç bir gen kendı halınde kalamaz. HABERLER 6699 100 Tevfik Loker Her geri mut'.aka bir ileri tarafm•k INGILJZ Bandırall .Hlmalaya. dan itilip kakılacağını bılmeli. Biz İZMİR ŞUBESI: traıısatlantigl 5 agustoıta ekserlsl Ingl. Imparatorluğun yükseliş zamanlann 500 lız ve Amerlkalı olan 1100 turlstle 11. da yalnız pazımızla değıl medeni» 8170 Emir ay Albay manımıza gelecektlr. 5132 100 Hıkmet Bilge yetımızle de ustundük, Rönesansla •k MALtYE Musteşarı Mehmed lzmen 3501 100 Meserret Engin açılan müsbet ilımler medenıyetine Ankaradan şehrimize gelmlştır * YAZ tat II dolayıslle dıger l'lerden ayak uyduramadığımız için durmaADANA ŞUBESl: îehrımize gelen Llse. orta, llk ve aanat dan geriledik. Eğer «Vak'ai HayOKUI an ogrencılerıne tramvay ve tuıle «eski» nın belkemıği olan Yücel Ener 2526 100 nelde oğrencı tarıfesınln tatblkl karar. laşrr.ıştır. Bu gibılerin Emlnonü Mah Yenıçeriyi yıkıp «Tanzimatı Haymudpaşa llkokulundan bırer klmllk riye» ile, velev yan yanya olsun, MALATYA ŞUBESl: knrtı almaları gerekmektedlr «yeni» nin yolunu tubnasaydık, Hayrıye Demirkok 886 500 çoktan çoküp giderdik. Ortaokul ve llselerde bltırme v* ol. gunluk İmtihanlannda başarı gosteren telebelere aid rakamlar Mllll Egıtim Mudurlugunce tesblt edllmljtır. Bu rakamlara nazaran hazıran done. minde beşarl nlsbetl bıraz dujuktur Eylul donemi ımtihanları bu yıl 20 agustosta başlıyacaktır. Olgunluk imtihanlannda başan nisbeti Gerek hAdiselerin, gerek cenklerin kıymetleri, bünyelerındeki heybeüe değıl doğurduklan neticelerın derecesıle ölçulur. Doğduğu yerde kalanlar ne kadar büyuk olsalar dura dura kuçulup giderler Doğurduğu netıce!er, dalgalardan dalgalar çıkarcasına uzayıp gıdenler ıse zamanla daha çok büyuyorlar. İslâm Peygamberinin «Bedır» de bine karşı üç yuzle yaptığı gaza tarihe ısmi geçen cenklerin fuphesız en kuçuğudür. Fakat hiç bir cengın doğurduğu netıceler onun gibı sonsuz olmadı. Bizim İstiklâl cenklerimızle inkılâb hâdiselerimiz de, yalnız bizım olmaktan çıkıp, işte otuz yıldanberi çesidli mekânlar üstunde zamanla uzaya uzaya heybetlejip gldiyor. *** 26 ağustos 1922 deki büyük Dumlupınar zaferınden tam ıki buçuk yıl sonra, 1925 nısanının sonlarında, Ataturk «Turk Ocakları Kurultayı> ndan seçılmi| kırk ellı kışılik murahhaa heyetile Meclis bınasının Rıyaset odasında konuşurken bir aralık «En büyuk mıllî duîmanımız hangi devlettir?» sualini sorunca «Rusya» cevabını verenlere «Sovyetler daha epeyce zaman bizımle dost olmak zorundadırlar. dedıkten, «Yunanistan» diyenlere karşı da: «Yunanlılarla düşmanlık safhası butun istıkbal boyunca kapanmıştır> cevabını verdıkten sonra «En mıllî düşmanımızjn Ingıltere» olduğunu soyhyen bir murahhasa karşı da, mavi ısıklı gozlerını hepımızin üzerinde çevirerek, tane tane aynen şu sözleri soylemışti: «Hayır, İngilterenin bizim topraklarrmi7da hiç bir emeli joktur ve olamaz. O jalnız bizim zeferimİ7İn diğer Musluman milletlerini de istiklâle goturmesiıulen tasalanır, o kadar. Fakat mukadder olanın onune geçilemiyecektir.» inkılâbları ızın sirayet kudreti <••«••*•••*' Yazan |HEM tf j Bir taht yıkıldı ısır Kralı Faruk da tahttan indirildi ve memleketinden ozaklaştınldı; jojlece çoktan hak ettıği ve bizzat kendisinin hazırladığı akıbete uğradı. Bu gene Kralın, hiç bir hal ve harcketi yoktu ki bilhassa bu demokrasi devrinde, bir hükümdara yaraşsın. O, meşrutî bir saltanatm devlet reisi olmak için luzumlu butün şartlardan ve meziyetlerden mahnımdu. Zevk ve safasma duşkün, bir hukümdardı. Seneler geçtikçe mütemadiyen tombullaşan, irileşen ve göbeklenen Faruk her resminde başka bir kıyafet, başka bir şekli şemail arze. derdi. Kâh tıraşlı, kâh bıyıkh, kâh sakallı idi. Kâh şapka, kâh kasket, kâh fes, kâh redingot, kâh mareşal ve\a amiral üniforması, kâh kısa pantalon giyerdi. Bu bukalemun hali bile onun karakteri hakkında bir fikir verraeğe kâfi idi. Dindar bir müslüman gibi görünmek isterdi; fakat dinimizin menettiği, haram kıldığı her şeji \apardı. Ka. hire barlannda sarhoş olarak ecne. bi erlerile dovuştüğu meshurdur, Bir sefaret kâtibinin nişanlısmı zorla elinden alıp onunla evlenmesi de bir hükumdar için skdn. daldı. Siyast gbrüşü sıfırdı. İkinci Dün> ya Harbi içinde tngiltcreje duşman, Itahaja ve Almanvaya dost bir po> litika takib etmeğe jeltenmişti. Ingilizler, Libya savaşlan kendi a. leyhlerine donduğü sıralarda işin farkına vardılar ı c Mısır ordusuna verdikleri modern silâhlan geri aldılar. Çunku bir taraftan Rommelin taarruzlan karşısında sıkışırken diğer taraftan da Mısır ordusunun kendilerini arkadan vurmasından endişe etmişlerdi. Bir muddet sonra, vaziyetlerini daha enumete alnıak için, sara\ı tanklarla ablukaya aldılar ve Faruğu tazyik ederek Xahas Paşayı iktidar mevkiine getir. meğe mecbur ettiler. Ondan sonradır ki Elâlemejn zaferini kazandılar. 1942 de Mısırda iken aslen Turk olan bir Mısırlı dostumdan bunlan oğrenmiştim. O zaman Faruk, Mısır gazetelerini de gerek kendisinin, gerek butun devlet er> kânının rütbe unvanlarını yazmaya icbar etmişti. Bu emre itaat etmi* yenleri ceza tehdidine maıuz bı> rakmıştı. Hani Sultan Hamid dev* rinde meselâ Sadnazamdan gaze. telerimizde bahsederken mutlaka fehametlu, devlctlu sadnazam filân paşa hazretleri demek mecburijetl varsa Mısır gazetelerinde de her rııtbe ve makam sahibinin unvanlannı yazmak lâzım geliyordu: filân paşa demek kâfi değildi. İşte şimdi Ali Mahir Paşa hukumetinin «paşa ve bey» unvanlannı ilga et» mesi, bu tazjikın aksulâmelidir. Ceçen sene yeni zevcesile Avrupaya gittiği zaman Itahada, Fransada, Monte Carlo'da butun ömrü kumarhanelerde geçmişti. Mısır gazeteleri hukumdarlannın bu sefihane haı atını > azamasalar dahi, onun bu marifetleri elbette ağızdan ağıza, kulaktan kulağa >ayılıyordu .Fakir ve cahil fellâhların Krallan hakkında ne duşunduklerini pek bilmiyorum ama nuınevver Mısır'ılar, Krallarımn surduğıi hayatı hiddet ve nefretle karşılı. yorlardı. Avıupada Isveç, Norveç ve Danimarka Krallarının, Ingiliz hukumdarlannın surdukleri demok ratik sade, sakin ve durust ha\it yanında Faruğun sefih ve skandal dolu havatı, çoğu Avrupada tahsil etmiş olan munevver Mısırhlar ta. rafından elbette iyi karşılanamazdı. Gunun birinde onun bir suikasde kurban girmesi beklenijordu. Sabık Kral Mısırda irtikâb ve ir> tişayı da koruvan bir adamdı. Israel harbinde ordunun süâh \e malzeme muba\aalarında buyuk suiistimal ^apaniar meAdana cıkmış; fakat bunların cezalandırılma. sını o onlemişti. Şahsan kendUi de milvonlara sahib olmasına rağmen, parava doymuyordu. O kadar ki rahmetli Pren ses Zevneb Kâmilin Mısırda ve Turkijede binîerle insanm geçimlerine yardım için vakfettiği arazi ve emlâkin idaresini iki jü evvel Mısır Evkaf Nezaretiıırlen alarak kendi h'zinei hassa>una devettTmişti. Maksadı hiç şuphesiz, bir gun bu bıİMik vakfın geliri üstune orurmaktı. Şimdi a^ık o saltanatm yerinde yelîer esiyor. Henuz kundaktaki og lu kendi yerine kral olmu«a da artık Mısırda krallık reiiminin ya. şıvacaeı tahmin edilemez. Bu inkılâbm daima iviliğini ve saadetini istedizimiz Mısır milleti için hayırlı olmasını dileriz. İSMAİL HABİB geüyordu. Butun medeniyet dunyası istiklâl zaferlerimızden zı>ade işte asıl bu inkılâb hamlelerimize hayran oldu. Atatürk askerî dehasını istiklâl zaferlerınden once Çanakkalede dünyaya ispat edendır. Ingılızlerin resmî harb tarıhi Çanakkale ıçın «Herşev tamamdı, butun mukadderatı mavi gozlü bır Miralay değiştirdi* der. Atatürk yaptığı inkılâblarla medeniyet âlemini daha fazla kamaştırarak kendinde kendıni geçti. İstiklâl zaferleri bizi dlümden kurtardı İnkılâblar ölmemeyi sağlıyor. Tekrar olecek olduktan sonra kurtulmak neye yarardı? *** Bugün bütün dünyadaki «erefli mevkıimizi bu inkılâblarla tutulan medeniyet yolundaki hızımıza borc luyuz. Geçenlerde büvük bir Amerikan gazetesinin ajanslar tarafından bildirilip gazetelerımizde çıkan çok mühim bir mütaleası vardı. O gazete: «Orlaşarkın emniyeti bütün o devletlerin Turkive tarafından japılanı yapahilmelerine bağhdır.» divordu. Yalnız Amerikan gazetesi bizim yaptığımız işın bır «tarihi tekevvün» ü olduğunu unutuyor. Kolay işin şerefi olmaz. SEVÜK 1 Yaptığımız inkılâblar çok güçtü Curnhuriyetin ilk vıllarında Türkiyeye gelen Efgan Kralı memleketine dondükten sonra bizde vapılanlan orada da yapmak istedi ama bir de baktık ki devrılen tahtının aîtmda ezilmiştır. Suriyede üç defa tekerrur eden dıktatorlerın birincisi başardığı hukumet darbesmden sonra iktidara yerleşince Turk gazetecılerıne' «Atatürkün yolunda yurüyoruz» diye beyanat vermişti. Bır defa bövle düşiınenlerin ilk hatası Atatürkü bır tek şahıs sanmalandjr O zaferlerile askerî dehasını. şefliğıle siyaset ve devlet adamhğı dehasını, inkılâblarıle ıdealıstlık dehasını, saatlerce süren o şimşekli nutuklanle de hitabet dehasını kendinde toplayan dort büvuk adamdı. Bu dört büyük adamdan başka onların dördünü de kapbyan beşinci bir Atatürk daha var. Bu, milletin ilığine kadar inerek milleti kendine doldurmayı bilendir. Evet o orduda Mehmedciğe kadar inip Mehmedciğe kadar orduyu içine alır, şeflığinde bütün etrafındakilerin ruhlannı en karanlık koşelerine kadar apaydın görüp onlan kendine doldurur, inkılâbların da bütün aydınlann bilgilerini yok layıp onlan kendinde toplar, hıta belerinde ıse karşısındakı cemaati en iç tarafmdan yakalayıp kendi natıkasında sankı butün cemaat konuşurdu. Evet Ataturk taklid edılemez. Yalnız onu iyiden iyiye incelıyenler ondan istediklen kadar dersler çıkarıp bol bol faydalanabılırler. Milletin ona tapar gıbi bağlanışı onun Turk mılletıni taparcasına sevışındendi. *** İranda Musaddık. Şaha galebe cahp Mısırda bır general kralı memleketten attı. Olabilır. Biz ki alü asırlık hanedanı kökünden kaldırıp hilâfetin müsemmasız bir isım halindeki tehlıkeli yükunü de üstümüzden atmışız, oralarda da, eğer ka'acaklarsa. hukumdarlar meşrutî bir hale inmelidirler. Mısırdaki Ünıversiteli gencler bey ve paşa gibi unvanlann kaldınlmasını istıyorlar, kaldırsınlar. Sunyeden de geçenlerde din kisvesini yalnız din adamlannın taşıyacağı hakkında bir ajans haben gelmişti. Bütün bunlar bizim inkılâblardaki sirayet kudretini gosterir. Bu »ırayet bize sevinc olmaktan çok onlara hayır olacakür. Yalnız, din kardeşirruz olan, bu ülkeler için tek dıleğimız şu: Şefler ve liderler Atatürk gibi bütün bir kalb hulusile millete inıp milleti kendilerınde toplamanın yolunu bulsunlar. Hepsinin saadetini kendi saadetimiz bıliyoruz. ATLANTİGİ NASIL GEÇTI İtalya sahillerinde Yazan: Vedad Abnd meyva suyu. Rüyam markalı birer paket sıaara Formalıte uzadıkça bırer fılıtre kahve . Zaten normal olan muamele bitiveriyor Onlar ge\eze, bız çenebaz . Kaynatıyoruz! Bu lıman polisleri arasında bır tanesi var. bızimle fazla meşgul oldu. Uçuncü defa geldıkten sonra maksadını sez dık. Bizim sıyasî bir hüviyetımız olup olmadığını araştınyor, fakat nezaket perdesi altmda renk vermemeye çalışıyordu. Öyle bir ahpab olduk ki adam iyice açıldı. Sı>asetten, ınkılâbdan karşılıkh fıkirler yurutuldü. Külturlu ve terbıyeli bır mufettişti Aynlırken soyledıği şu cüm leler hâlâ kulağımda çınlıyor: Sız Türkler çok medenî ve sevimli insanlarsmız. Değıl şu bizım bır turlu medenıveti aşılayamadîğı mız mustemlekelilere, Avrupanın bır çok milletlerine örnek olacak bır sevıyeye gelmışsınız . Hele komünızm davasında kurduğunuz cep he ile bize mukemmel bır ders verebilırsiniz! Bu sozlerin bir kısmını nezaket pavı olarak çıkarsak bile genye kalanı gurur okşayıcıdır. *** PoHolon ve Pantalon Cezayir lımanma portolonsuz gece karanlıkta ve ıkı saatte gırrmştık. Ne lımanm ağzı. ne derınlıklpr hakkında hıç bır fıknmız yoktu. Fenerler rehberınden ancak buvüklerını teşhıs edebıldık O kadar çok sabıt fenerler var kı ınsanı şaşırtıyor. Mıço projektor ile burunda, Haşim de dumende ağır ağır mctörü çalıştırarak bin bır ıhtıyatla sokulmuştuk. Oyleya altımızda beş metreye yakm uzanan 75 tonluk kurşun var Gemı "iler de zınciri 10 kulaç sarkıtmışlar, kulaklan ve ellen kınşte . Derken zıncır bır kurtuldu, 30 kulaçta ancak dıbi bulmuşru Uzarmıyahm: Mendireği donup gırdık Sabah ağarırken orada demırlemiştik. Ertesi gün bizim Miço ile eski Izmırh bır komısyoncu Ydnakı arasında şu muhavereyi nakletmeden gecemıyeceğınv Nasıl girdiniz bre gece pilotsuz, hantasız' E gırdik işte. Pantalonsuz gırdık. Adam pantalonun limana gırmek le alâkasım düşunedursun' Fakat her nedense bu ^ortolon der demez akla hep pantalon kelunesı gelıyor *** 17 7 SSZ EMLAK BANKASI Temmuz Çekilişi E V TALİHLİLERİI Bayan Leman Ersalan'a ^ ab«\ m TEŞEKKÜR HUSNÜ GÜRELİ'nin olumu dola\ ısıle telefon mektub ve telpafla \e\a bizzat cenazeje lştıt»< «uretıle başsashğı dılegınde bulunan dost, akraba \ e arkadaşlarımıza butun aıle adma teşDjîkurlertmt arzederım Merhurnun kavınpedert Munıt Kırlangıç, Eşı Ayşe Gurell, Ağabe%lsı Sami Gureli adıaa KaTdeji Enver Gurell AĞUSTOS 1 ZİLKADE 10 c O v • •a a o & a 5 < » X i 2 54 7.2S E 1 4 56 ! 9.30 12 20 16 15 19 26 ,2116 4.54; 8 49,12 001 149 Kazandığı zaferlerin prestijl üstünde Atatürk bizim «yanyarıya gıden» yüruyüşümuzü «tam tempolu bir hareket» e çevirdi. Onun arka arkaya yaptığı inkılâblarla bası donenler düsunmediler ki fazla huımız fazla gerılığımizden ileri, Ağusts Çekilişine I^ rall İŞTİRAK ETMEK ÜZERE EN AZ 2 0 0 hesab açtınnı*. k b i r (12393) Dr. İS. SİNAİ Cezayirl evvelki gün geride bıraktık. Bizim kumandanın duşun Tetebbü seyahatine çıkmıştır. 5 eycesi Afrika sahıllenni boyhyarak lulde avdet edecektır Bon burnuna doğru uzanmak ve karşıya Siliclyaya atlamak Fakat '^^ VARLIK * ^ rüzgâr yok... Trınket usulen açık Ağustos sayısı Nurullah ve motörle 56 mıl uzennde gıdıAtaç, Orhan Velı, Fazıl yoruz. Dümdüz «çarşaf» giDi dediHusnü; Said Faık, Ceyhun ğimiz bir deniz Banyo meraklıları Atuf, Cahid Tanyol; Bâki içın iyi ama bızım hiç işimize gelSuha Nurullah Berk, Sa mıyor. Italvan istasyonlannı Monbahaddin Kudret, Cemal tekarloyu dinleyerek tadsız bir gıYeşıl, Muhtar Korükçü ve dişımız vsr. Tenbel tenbel güneşleYaşar Nıbmin hıkâve, manıyoruz, duş kovası da güvertede ası.ı Fazla sıcak bastı mı kovakale, ve şıırlerile çıkmıştır nın altına gırıyoruz. 50 kuruş Ankara caddesi Arkası Sa. 4, Sü. 7 dt J i ^ * 80/1; İstanbul. ^ " i
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear