Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
r Eski mektub Adalardan gelen bu mektubda Oradan bir sihirli râyiha var; Işveler sezctiren bu ufukta, Bir güzel şarkı söylüyor rüzgâr Adalardan gelen bu mektubda. Ben o rüzgârla şimdi başbaşayım. GâKbâ yol göründü sevdâya. Kendi gonlümce bir saat yaşayım. Girmesin başka bir hayâl araya. Ben o rüzgârla şimdi başbaşayım.. CUMHURÎYCT T Kastm 1952 ] = =haberleri Kopru mu, MEît I L E K E T ı DA V A LA R I i [HEM m NALINA M1H1NA YAHYA KEMAL « Bu Şehrin Davaları Hileli ve mağşuş gıda maddeleri Yazan: Mazhar Kunt EsMden her tflrlü gıda maddesiBin en saf ve hilesizlerinin bulunduğu bir yer olan memleketımiz seneler var kl arbk bu vasfını kaybetmiş bulunuyor. Şimdi sudan, sütten, yağdan tutun ununa kadar her şey hileli, her şey ma'şuş. Esnaf çogaldıkça rekabet saikasüe mallar düzeleceği, evsafları yük«eleceği yerde bilâkis bozuluyor. Sanki aralaruıda anlaşarak mümkün olduğu kadar fena ve ucuza maledilmiş yiyecek maddesi satmayı ve böylelikle imkân nisbetinde fazla kâr sağlamayı şiar edinmişler! bal üzerine an veya kovan resmi yapılamıyacak. Süt meselesini ele alahm: Bu dava memleketimizde hiç bir zaman halledilememiştir. Kimse süt diye aldığı nesnede ne miktar süt ve ne miktar su olduğunu bilmez. İstanbul ve civannda yirmi ton süt istihsal edilirse satışa elli ton arzedilir. Bu keramete henüz kimse akıl erdirememiştir. Bir müddettir pastörize sütler çıktı. Bunlan da hiç olmazsa muzır mikroblann bulunmadığma karnat getirerek içiyoruz. Hilbuki bizdeki satış tarzile i bu çeşid muamele görmüş sütlerin Bu vaziyet karşısında köylere de evsaflannı kaybettikleri mukadar yayılan bu fena itiyadın ö hakkaktir. nüne geçmeğe çahşmak artık devPastö * e ütlerin şişelerde delete çoktandır borc olmuştu. Yokvamlı olarak zaid on derece altınsa bir gün gelecek teneffüs ettiği miz havaya bile hile kanştınldığı da muhafaza ediimesi ve yazın 24 nı görecektik. Bu yolda bir hay'i kışın 48 saat zarfında istihlâk edilgeç kalındığı bile haklı olarak Id meleri şarttır. Oysa ki bizde öyle olmuyor. Sıcaklarda bile dükkân ramaması için bunların bir an önce ge dia edilebilir. lann vitrinlerinde 25 derecei hara tirlılmesi çarelerı aranmrıktadır Şimdiye kadar elde bir Hıfzıssıh rete maruz bırakılmış ve iki üç.gün Talebe Birliğinin 37 nci kuruluş ha kanunu vardı. Fakat bu kâfi bekletilmiş bu çeşid sütlerin satılyıldönümü değildi. Artık bunu tamamlıyan ve dığmı hep görmüşüzdür. Mllli Turk Talebe Bırlıgınin 37 nct ku ruluş yıldonumu munasebetıle 4 aralık Bakanlar Kurulunca 4 ağustos 1952 Litresinde, 2fl gramdan az yağı Recesi, Bırliğın en eski Başkanı Tevfik tarihinde k a b u l ' «iMerfek g<Hen kalan sütlerle yoğurt yapılması oa Ilerl himayesinde blr balo verilecektlr. ayın on sekizinde neşredilen gıda Kadıköy ortaokulunda topiantı maddelerinin hususl yaş$.arjnı gös iz değildir. Halbuki yediğimiz yaKndlkov ortrokulu Yardım ve Koruma ftirdun çOğnnda Htrede 10 gram teren bir nizamnamemiz var. AraDernegi ile oku.ailebirliğınin genel ku. lık ayının 2 nci günü yürürlüğe gi yağ dahi yoktur. Böyle olduğu hal rul toplanlısı 9 kasım pazar ganu saat recek olan bu nizamnamenin bazı de üzerlerindeki kalın kaymak ta 10 da okul bmasında y^pılacaktır. maddelerine göz gezdirmek fayda bakasının nasıl meydana Beldiği Holandalı hava hukuk profesödüşünülebilir. sız olmıyacağı kanaatindeyiz. rüniin dikikate deger konferansı Bır muddet once şehnniLre gelen hava Eloğlu bunun da çaresini bulMeselâ piyasada saf zeytinyağı hukuk profesoru Holandalı Goedhius, bulmak imkânsu hale gelmiçtir. muş. Yoğurt yağsız sütle yapılıp dun Hukuk Fakultes'nde «Sivil Hava. Balıkpazan ve Asmaaltında bir sü suyu çektirildikten sonra üzerine cılık» mevzuunda alâka uyandıran blr rü boyalı yazıh tenekeler içinde bi» tam yağlı sütten bir tabaka dökü konferans vermiştlr. Profesdr, sivll havacılığın bugün tek. takım yağlar satılıyor, fakat bun lür ve bu suretle o görüp aldandılan imal edenler kanun ve nizam ğımız kalm kaymak tabakası te nik bakımdan çok ileri. hukukl cephe. ger! lara muvafık hareket eder gibi gö min edilmiş olur. Bundan sonra den İse kadarolduğunu, teknlk lnkişaftan gereğl istifade edebilmek sütçü dükkânlarında gördüğümüz meselenin hukukî kısmımn da halll için ründükleri halde gene istediklerini lâ. yapmaktadırlar. Geçenlerde bir yayık südile yapılan yoğurtlann zım geldlğini sdylemiş. semanın her tür lü seyahate elverişli görünmesine rağmen tenekenin üstündeki etikette şu sablması da yasak olacakür. hakikatte hukukî engellerle dolu bulun. yazıları gördük: «P. S. A, zeytin Arkan Sa. 4, Sü. 3 te dugunu belirtmiştir. yağı». Bilmiyen veya ijin derinliProfesör, dün aksam uçakla Ankaraya fine gitmiyen alıcı bunun saf zeyhareket etmiştir. Orada da iki konferans tinyağı olduğunu zannederek alır verecektir. kullanır. Halbuki bu yazının maÖLÜM sası bambaşka. P.S.A. pamuk, tu(^KÜÇÜK HABERLER^) Biga tfraiından merhum tüccar sam, ayçiçeği demek imiş. Ne kurHalll Kargının e$l, Çanakkal* mll. * İSTANBUL Ünlversitesi Tıb Fakülnazca buluş değil mi? Size satılan letveklll İhsan Karasioğlu, Hami tesine bağlı yeni bir kadın doğum ve yağda bütün bu maddeler var ama Kargl, Haldun Kaçgı, Handan Ka. çocuk klinlği açılacaktır. radenizin anneleri, Haydarpaja açıkça yazılı olanı ladece zeytin• İS ve Işçi Bulma Kurumu Genel NUmune haatanesl Bakteriyoloji ve yağı. Mudürluğünün Tophane Lülecıler cadYeni nizamname bunların önüne geçmektedir. Ama kanun ve nizamlar ne kadar mükemmel olursa olsun gene fena bir tarafları var: O da kendi kendilerine yürümemeleridir. Mutlaka tatbik edilm»leri lâzım. Bizde müşkülât da zaten daima buradan doğmaz mı? Bundan böyle gıda maddelerile ambalâjlarının üzerindeki her çeşid yazı, alâmet ve işaretler, vasıf, miktar ve menşe itibarile müşterinin aldanması ihtimalini tamamen bertaraf edecek surette olacak. Artık margarin yağı üzerine inak resmi ve kavanozlarda satılan sun'î' intanlye sefl Dr. Enver Karadeni. zin kayınvalideleri «alihatı nis. vandan unvanlarile, Başkumandan Müşir Gazi Mustafa Kemal Paşa, Adana Türk Ocağında iki saat süren mühim bir «ivlüyor. Mevzuu j p l l d l > d i n a m o l a r yerleştirildi. kaÇukurovaya getirdiği zaman sesı j n a l l a r a ç I id,. Bütün bunlar Çukur. başkalaştı: Mısın Mısır eden tek , o v a ( J a n e d e n o ı m a s ı n ? nimet Nildir, halbuki Çukurovada *** üç tane Nil var dedi; Ceyhan, Sev Atatürk, ocakta nutkundan başhan, Berdan. yalnız bu üç nehir ka, dönerken trende de yanm saat ve bu mümbit ova, Türkivevi zenkadar gene Çukurovadan bahsetgin etmeğe kifavet eder dedi. Onti. Üç nehirli Çukurovayla iyice dan sonra mazinin gaflet ve ihmali dolmuştum. O seyahatte Seyhanla vüzünden bu nehirlerle bu ovanuı Berdanı (yani Tarsus nehri) görhazin halini anlatıyor: dümdü ama Ceyhanı görememişHer biri Nil pibi bir nimet ohna tim. Kader db'rt yıl sonra yedi visı lâzım eelpn bu nehirler. mede lâyetli Adana mıntakası Maarif niyetin eli değmediği için, her yıl Eminliğini kısmet edince oralan yaotıkları taşkınhklarla milyon dört beş yıl doya doya gezip durmiiyon zararlara sebeb olmaktadır. dum. 1930 da Atatürk aylarca süYalnız bu değil, Çukurovaya za ren en uzun seyahatini yapıp Aman zaman çok yaemur yağar danaya geldıkten sonra misafir ama bu yağmurlar mahsullerin su kaldığı rahmetli Fahri Beyin evinistediği zamana rastlamadığmdan de akşam yemeğine Belediye Rebir çok mümbit sahalar ya ekile isi Turhan Cemalle beni alakoydu. Maliye Bakanı geldi Maliye Bakanı Hasan Polatkan tetkik. mez, ya ekilenler susuzluktan ku i Sofrada altı kişiyiz. Hiç içki içillerde bulunmak uzere dun sabahki eks ruyup gider. | medi. Geç vakte kadar hep memlepresle Ankaradan gelmıştir. Hem bu nehirler yüksek dağlar | ket işleri konuşuluyor. AyrılacağıDanimarka Elçisi dan köpüre köpüre inip gelen son mız zaman punduna getirip nehir. Danlmarkanın Ankara Buyuk Elçisi suz enerji kaynaklarıdır: bu ener. lere yapılacak barajlarla ovada aHana Hoffmeyer dun sabahki ekspresle jide hareketlendiren kudretle ay çılacak kanalları sordum. Kısaca: Ankaradan gelmiştir. dınlatan ışık var. Tarihlerden bi «Kolay iş değil, etüdleri yapılıyom Vali bugün dönüyor lirsiniz, Nil nehrine eski devirler dedi. Geçen pazar gunu Ankaraya gltmiş de her yıl bir bâkire kurban eder*** olan Vali ve Belediye Reisi Prof. Gök. lerdi. Ejzer öyle bir kız atılmazsa Mebusluğum zamanı 1943 yazınay temaslarını bitirmiştir, bugün uçak| nehir kabarmaz ve bereketli tortu da bir hafta sürecek Batman seyaIa dönecektır. Belediye ucuz balık satüracak lannı toprağa bırakmazmış. Müs hatine resmî bir heyet halinde çılümanlıkta öyle hurafelere man kıp dönüşte Adanaya da uğradığıBelediye sehrın muhtelif yerlennde mutemedler vasıtasile perakende balık mak olmadığı için Hazreti Ömer mız zaman yeni biten regülâtörün satışına karar vermiştlr. böyle manasız bir fecaate izin ver açılış merasiminde bulunduk. Demedi. Nehir zamanında kabarırsa mek etüdler bitip artık icraat saKaradenizde fırtına Karadenızde şıddetlı bir karayel fır. Mısır berekette, kabarmazsa kıt hasına geçilmişti. Manzara sahiden tınası başlamış, gemilerin seferlerinde lıktadır. Asırlar bu suretle akıp gözalıcı. Regülâtörün gerisinde bir bu yüzden gecikmeler olmuştur. giderken nihayet bugünkü mede kaç misli genişüyerek uzanan SeyDun Karadeniz seferinden dönmesi bir kaç misli güzelleştiği gibi lâzım gelen Giresun vapuru ancak niyetin müsbet eli Nile uzanınca han bııgun geleb;lecektir. ona barajlar kuruldu, bendler ya açılan kapaklarla yatağa dökülen Galatasaray Lisesinin Fransız şelâleli haşmet... Adana mebusu Damar Arıkoğlu heyecanlı heyeöğretmenlerinden bir kısmı canlı «gözlerime inanamıyorum» gelmedi diyor. Fakat ne yazık ki henüzesas Galatasaray Lışesı ıçın davet edilen baraj yapılamadığı için buradarn Fransız oğrelmenlerınden bir kısmı h e . nuz gelmemiştır. Tedrisatın sekteye uğ. su verilemiyormuş. heyetin, Boğazm iki yakasını birleştirecek asmaköprii mevzuunda bir müddettenberi incelemeler yaptığı malumdur: İktisadî ve ticarî du rum, nüfus kesafeti, iskân vaziyeti gibi hususlara taalluk eden hazırlıklar sona ermişse de Bayındırlık Bakanhğı bu işi merkezden idareye karar vermiş ve komisyonun elindeki dosyaları Ankaraya ıstemiştir. Öğrendiğimize göre Bakanlık, iki sahil arasında köprü veya tünelden hangisinin daha faydalı olacağını tetkik ettirecektir. Bu arada Avıupanm bellibaşlı şehircilik mütehassıslarile temaslarda bulunulacak, bundan sonra keşif projesi münakasaya çıkanlacaktır. Diğer taraftan bîr Alman firmasınm, köprüyü inşa için hükumete müracaat ettiği ve uygun şartlar ileri sürdüğü bildirilmektedir. BOyük zaferden alü ay sonra ve y y na Istanbul Belediyesi ile Bakanlık j önce, 1922 martında, oda altı ay Cumhuriyeün ilânından zamanki lar mümessillerinden mürekeb bir Baymdırlık Bakanhğı, Boğazın iki sahili arasında hangisinin daha faydalı olacağını tetkik ettirecek Atatürkün Çukurova için söyledikleri hakikat oluyor •» •••••••••••* Yazan: **••i*««**« Eisenhower'in zaferi İSMAİL HABİB SEVÜK trene atlayıp 1944 baharında Adanaya gittim. O zaman Belediye Reisi olan Kasım Bey beni otomobilile barajın yapılacağı yere götürdü. Allah Allah eskiden o kadar yıl Adnnada kaldım da bu kadar güzel bir yeri neye görmenvsim: Seyhanın iki kolu, doğudan Körkün, batıdan Çakıt, Adananın sekiz kilometre şimalinde, etrafı çepçevre dağlarla kabarık, suyu cekilmiş bir gö'e benziyen alabildiğine 5eniş değirmi bir sahada, her iki kol tath kavislerle mavi cümbüşler yaparak karşılıkh iler'iye ileriiye, nihayet bu sahamn cenubundaki gediğe geldikleri zaman kendi isimlerini bırakıp Seyhan adile o gedikten Çukurovaya geçiyorlar: İşte baraj o gedik üzerine yapılacak, ve alabildiğine geniş o değirmi saha da Seybanın muhteşem su hazinesi olacak. *** Belediye Reisinin projeler üzerinden vettliği malumata göre barajın seddi topraktan yapılacakmış. Kaidesi 150 metre genişliğinde olup yükseldikçe daralacağı için üst sathı 7 metre genişliğine inen bu 50 metre yüksekliğindeki baraj sahiden de dev bir sey olaeak demek. Aradan dört yıl geçti. 1948 martınm ortalanna doğru Seyhan gene en büyük tuğyanlanndan birini yapmıs. Adanadan gelen telgraflar bütün Çukurovanın bir denize döndüğünü bildiriyorlar. Hafakanlar içinde, hep o yapılamıyan dev barajın hayalini sayıklıyarak «Cumhuriyet» in 20 mart tarihli sayısında Seyhan nehrini yazdım. Hep Atatürkün Adana Türk Ocağmdaki nutkile trende yaptığı sohbeti hatırlayıp duruyorum .. Aradan gene dört sene geçti: Bu sefer artık hayırh haberler gelıp duruyor. Amerikan yardımı, Milletlerarası Bankanın alâkası, Kore destanı yüzünden devlet ve milletimizin kazandığı itibar; ve hüku metin hamleleri hep bir araya gelerek hem Sakaryanın Sarıyar ba KOYLU Gazetesi Kadı Emmi Memiş Dayı Oömes Ue antikalar bir arada Esas baraj .. Demek herşey ona bağlı. Ertesi yıl Türk ve Amerikar* mühendislerinin müşterek tetkiklerile bu barajm plânlan yapıldığını Ankaradayken ögTenince 4 R E N K ACEJ E 4 S a h i f e Baldan tath Sudan ucuz 4 29 KASIM 1952 kalmtştiT. TÜRKİYE KREDİ BANKASI A.O. ke^idesine hazırlanmız. kıymetli Bu keşidede para, altın ve maada Taksim meydanında rinlerinde teşhir edilen K u r u 5 Ibadullah Cuma günleri okuvunuz. MERCEDESBENZ v( eşya ikramiyelerinden 1952 m d l B J R o ei OTOMOBJL de vardır. 29 KASLM 1952 keşidesine iştirak için en geç Enfes Portreler PANGALTI FOTO M. ÖZEN akşamdan 10 KASIM 1 9 5 2 PMartesi akşamına kadar İstanbul: Beyoğlu: İzmir : Acsna : Büyük Postane karşısı İstik.âi Caddesi No. 339 Büyük Kardiçali Haa Özler Caddesi merikan Cumhur Bag^^k kanlıği seçimi, General ~"*^ Eisenhower'in parlak zaferîle neticelendi. Tenunuzda 18 NATO gazetecisi ile beraber Amerikada yaphğım tetkik seyahatinde, San Francisco Basın kulübiinde Amerikalı meslekdaşlanmızla bir toplanü yaptığımız zaman, bir Mial yağmuruna tutulmuştuk, Onlann ilk sııali şu olmuştu: Eisenhower'in mi. yok»* Taif ın rajına başlandığı, hem de Sakar mı kazandığını istersinîz? yadaki büyük baraj için MilletlerTam bir ittifakla cevab venni}arası Bankanın yirmi beş milyon töc: J dolarla bu işe iştiraki kabul ettiği Eisenhower in kazanmasını ishaberleri gelince ben de şevka ge teriz. lip kaleme sanlıp «Cumhuriyet» in tkinci sualleri de şu olmuştnt 12 mart 1952 tarihli nüshasında Cumhur Başkanı seçimind» «Beyaz kömürün yaratacağı muDemokratlann mı, yoksa Camhucize» yazısını yazdım. riyetcüerin mî kazandığını ister*** siniz? Bu suale de Selânikte çıkan İşte bu son yazı vesilesile «Elektrik isleri etüd dairesi genel mü Makcdonya gazetesini tetnsil eden tarafından gönderilen, meslekdaşımız Yuvanidis müstesna ( dürlüğü» geniş eb'adda 28 büyük sahifelik, 3 hepimiz, Eisenhower'in aday gösharitalı, çok güzel basılmış bir bro terilmesi şartile Cumhuriyetçflerin şür aldım. Araya meşgaleler ve kazanmasını isteriz, demlştlk. v hastalıklar girdi. Bu cidden dolgun Amerikan halkının nmamiyetle mündericatlı broşürü ancak bu se asker Cumhur Başkanı istemediğifer okuyabildim: Hiç bir kitabdan ni ve Demokrat Partinin 20 yıldanbu kadar zevkli bir heyecan duy beri iktidarda kalarak kendi menduğumu bilmiyorum. «Seyhan ba subları arasında pek çok i; adarajı idroelektrik santralı, sulama mını zengin ettiğini, bu suretle bol ve taşkın önleme tesisleri» ismini para sarfederek seçimleri kazanataşıyan bu kitab, ismile bile, Ata rağinı söyliyenler vardı. Fakat türkün ondan tam otuz yıl önce Eisenhower'in şahsiyeti, rakibi Adanada söylediği üç esaslı saha Stevenson'a nazaran çok üstündü. nın, yani elektrik enerjisi, sulama, Bu muzaffer komutan. diktatörlük ve kurutma işlerinin, bu kadar za hevesiisi bir serdar değildi; sade, manlık etüd neticesi, elde edilen sevlmli bir halk çocuğu ve demokhakikatleri bütün hesablan ve ra rat ruhlu bir generaldl, Harb içinkamlarile öyle güzel anlatıyor ki... de bir hastanede bir eri tokatlıyan Bu anlatılanlan ben de özün özü en güzlde bir ordu komutanı, Geblr kısaltmayla okuyuculara sunaneral Patton'u aylarca işbaşından yım: nzaklaş^rmışti. Zaferden sonra da, Taşkınlan önleme: Meğer Ber ordudan ayrıhr aynlmaz, bir Ünidan veya Tarsus nehrinin taşkın versite Rektörlüğünü kabul etmi;ti. Stevenson ise, Demokrat Parti lıklan pek yokmuş. Ceyhanın taşkmlığı da tek tarafhymış.. Onun mcnsublarının ve (araftarlannın sağ kıyısına seddeler yapılmakla rurmastna rağmen, şahsiyet bakıkolayca önlenecek. Asıl heybetli mından Eisenhower'e nisbetle silik taşkınlan yapan Seyhanın bu yüz bir adamdı. Sonra, Amerika eskisi den sebeb olduğu zararlar hesab gibi bir barış hayatı yaşamamaktalanmış. Ortalama her yıl yedi bu dır: harb hazırlıklan içinde ve yan çuk milyon lira zarar. Yüz senede harb halindedir; iiçüncü bir dünya 750 milyon. Barajdan sonra dre harbi çıkması ihtimali ile karşı naj, yani kurutma kanllan yapılm karşıyadır. Ba vaziyette, tkinci ca bu derd kökünden halledilecek. Dünya Harbinin muzaffer komuKuraklığı kaldırma: Şimdi ancak tanmı, Cumhur Başkanlığına daha 17 bin hektar sulayabiliyormuşuz. lâyık bulmuştur. 20 yüdanberi DeBunu sekiz on misline çıkarmak mokrat Partinin işbaşında bulunmümkün. Sadece yağmurla buna masmdan bıkanlar ve idarede bir imkân yok. Meselâ temmuzda 5 değişiklik ve yenilik görmek istimilimetre yağmur yağar, pamuğıın yenler de vardı. İşte bütün bu seihtiyacı ise 180 milimetre. Baraj ya bebler bir araya geldiği için, seçim, pılınca derhal 144 bin hektar su Cumhuriyetçilerin adayı General lanabilecek. Dinamolarla elekbrik Eisenhower'in zaferile neticelendi, enerjisi istiriSaT edilinc* .barajın Dansı Başımıza! yukansında, Seyhanın iki kıyısın Oeçimlerde Demokrat Partl majdaki 10 bin hektarhk arazi dahi lub olduysa da • Aıtıet+kaıı' depompajla sulanabileceğindeh ye mokrasisi. başka demokrasilere orkun 154 bîn nektan bulacaktır nek olacak bir zafer kazanmıştır. Işık ve "enerji: Şimdf Çukuröva Stcvenson'un, mağlubiyet haberinl şehirlerindeki evlerdeki elektrik 3 aldığı zaman bulunduğu otelin etbuçuk milyon, hükumet ve bele rafında toplanan halka hitaben söy diye sarfiyatı 1.5 milyon. endüstri lediği şu sözlere bakınız: için fabrikalar sarfiyatı 6 milyon. « Seçimlerden önce şiddetle Yekun dokuz buçuk milyon. Hal mücadele etmek nasıl ki Amerikan buki baraj santralından sonra on an'anesine uygun ise seçimlerden yıl içinde bu miktarlar evler için sonra aradaki aynlığı kapatıp bir" 21, belediyeler için 8, endüstri için leşerek dostça çahşmak da gen» 125 milyona çıkacak. Yekun 154 an'anemiz icabıdır. milyon. Sonra şimdiki enerji maliBizleri Amerikan vatandaşı olayeti: Fabrikalatda bir kilo pamuk rak birleştiren şey, gene bizleri bezi için sarfedilen enerji bedeli siyasî parti olarak ayıran jeyden elli, altmış kuruş. Barajdan sonra daha büyük ve daha mühimdir.» beş, altı kuruş. Evlerdeki elektriNe güzel .ne demokratik, ne vağin kilovatı vasatî 35 kuruş, baraj tansever an'ane. Darısı başımıza dan sonra ise sudan ucuz, yani 5 diyelim. kuruş. • Baraj ve Havza: Ba'ajın inşası için malzemenin büyük kısrm nehrin sağ sahilinde açılacak dolu savak hafriyatile elde edilecektir. Barajın arkasında toplanacak su sahası 4500 hektardır. Bu hazne 1 milyar 350 milvon metremikâb su alacak. Haznenm azamî su seviyesi yüksekliği 68 buçuk metredir. Yaz aylarında baraj arkasındaKİ suyun 67 metreye yükseltilmesile «isale kanallan» ndan bütün ovayı sulamak mümkün olacağı gibi taşma mevsimi olan kasım başından mart sonuna kadar göl seviyesi 61 râkımına indirilmek suretile de bütün taşkmlar önlenecektir. Çünkü Havzadaki o 6 metrelik fark gelecek bütün fazla suları tutup hapsetmeğe yetiyor. Stalinin Nefesi İBu itibaren NAZİME KARGI Haınmcfendi . 6'11/952 gunü duçar olduju aman. sız hastalıktan kurtulamıyarak ebediyete lntikal etmlştir. Cenazesı 7/11/952 bugunkü cuma günu Üsküdar Doğancılar caddesi (Bala. ban) 23/2 deki ikametgâhından ahnarak Üsküdar Yenicamıinden öğle namazını müteakıb. Karacaahmeddeki alle kabristanlığma defnedilecektlr. Mevla rahmet ey. leye. NOT: Çelenk gdnderilmemesi rica olunur. desinde yaptıracağı İsçi Banndırma bl. nasının temelatma töreni yarın saat 11 de yapılacaktır. • GÖÇMENLERE Yardım Derneği Gencler Kolu yarın 2ece için Aksarayda Bulvarsarayda bir Tuna gecesi tertıb etmiştir. * EYÜB Kultür Derneği 9 kasım pa zar günü saat 15 te vapur iskelesi civarındaki binasında törenle açılacaktır. Kervansaray P A V İ Y O N 150 Liralık bir hesab açınız. Hesabmız yarsa arttınnız. ve RÜSTİK BAR'da Madrid radyo sanatkârı İspanyol Güzeli meşhur KASIM 7 SAFEK 18 VERAMON Eczanelerde bol Covyet Rusyada, en çok beğenllen, scvilen, en çok satılan ve en pahalı lâvanta uStalin'in Nefesi» adlı koku imiş. Sohtiyan, ter, votka ve şarab kokan Sovyet Rusyada deraek ki lâvanta da kullanılıyormuş. Benim Kızıl Çarlık ülkesinde seyahat ettiğim zaman, lâvanta şöjle duvsun, kadınlar dudaklarına sürecek ruj bulamıyor, kırmızı bezlerle dudaklannı ve yanaklarını boyamavT çalışıyoriardu Stalin'in Nefesi adlı lâvanta, Avrupada ve Amerikada da çok beğenilen ve sevilen mida bir koku olahilir amma adı «Stalin'in Son Nefesi» olduğu zaman... MANOLY V. r I ] 6.38 1158 14.41 16 59 18.33' 5.48 ı t programına başlıyor! Tel: 82270 82279 VERAMON Mürüvvetin hayali, içinde hiç bir zaman yalnız kalmıyordu. Onun gerisinde, şeffaf bir sis arkasmdan gözükür gibi, göğsünde derin bir kurşun yarasile, bir yatakta serili yatan, sapsarı benizli bir başka kadın hayali vardı. Geceleri bu hayal, daha bariz çizgilerle meydana çıkıyor, zaman zaman, Mürüvvetin hayalini silikleştiriyor, mütehakkim, müstebid bir görünüş alıyordu. Zeki, bir ç çok defalar, nefsi üzel ğ î bi rinde hâkim olmağa, mnrazî bir ruh haletinden başka bir şey olmadığım çok iyi bildiği bu esarete son vermeğe çahşmıştı. O zaman, Mürüvvet, ulaşılması imkânını ken disi ortadan kaldırdığı bir hedef olmaktan çıkacaktı. Fakat, her seferinde, bu teşebbüsünü, bilmediği, tahlil edemediği bir kuvvet, gene içinden gelen bir itici kuvvet baltalamış, yıkmıştı. İradesl zincirlerle sımsıkı bağlı gibi, hiç bir hamle yapamıyordu. Mürüvvetin kocasuıdan mektub geldiği zaman, önce bunu, iradesini kamçılayabilecek bir vasıta gibi görmüştü. Fakat Rukiye hala kendisine damştığı zaman, gene birdenbire, ruhunu aynı kalm kabuk kaplayıvermiş, Zeki, aynı hissiz, uzak ve bigâne görünüşlü mahluk haline gelmişti. miktarda mevcuddur. E. | 1.39! 6.591 9.42 12.00) 1.33)11.57" 'GECE GELEN «CUMHIJKIYET» in Tefrikası: Sepetini; olta kutusunu, 'kamı şını yere bıraktı; bir kayanın dibine; çakılh kumlann üstüne oturdu . Dizleriai dikti; ellerini dizlerinin etrafında yerleştirdi. gözleri; karşı sahile tâ tepeden bakan mor dağlara takılı, düşunmeğe koyuldu... Körfezin bu en geniş noktası ayru zamanda en ıssız yer olduğu için; Zekinin en fazla sevdiği yerdi .. Günün her saatinde, burada; iki kıyıyı biribirinden ayıran engin denizin kendisi kadar enine bo yuna bir sessizlık: tam mânasiıe ucsuz bucaksız bir sükun hükıim sürerdi... Denizin; esen rüzgâra göre kâh kırışık; kâh dalgalı; bazan yeşil bir ayna gibi pınltılı yüzünde, kanadlan açık dev martileri andıran tektük velkenliler sürülürdü .. Arasıra. başmm üstünden; çaylak sesli bir deniz kuşu; yaygaralar Kopararak; o uzaklaşbktan sonra; biran pürüzlenen Vakleden: HAMDİ VAROĞLU sessizlık, daha durgun gibi; ona I Sanki bu hükmü veren kendisi daha fazla zevk veren bir nihayet değilmiş de; kendi içinde yaşayan şiziiğe kavuşurdu .. j bir başka şahsiyet; ona bunu haBugün; Zeki orada aynı halâ ber veriyormuş gibi; emrediyor vetli sükunu gene bulmuştu... muş gibi biliyordu. Bu hüküm Fakat her zaman; içine taflı bir «hayır, Mürüvvet gitmesin, kalezginlik veren bu âsude kıyıda; sın» hükmü olacaktı... şimdi aynı huzuru bulamıyordu... Zeki bundan sonrasını, kendi Aylardanberi yijreğinde uğuldıyan kendisine de söylemek cesaretini fırtına; o gün; her zamanki gibi; bulamıyordu... Çünkü hükmün orada dinmemişti. Karar arifesin bundan sonraki kısmı; onu bir de buîunuşu; o güne kadar mü idam kararı gibi korkutuyordu... temadiyen korktuğu; mütemadiyen Kalsın; peki, sonra? kaçmdığı akıbetin gelip çatmış oAylardanberi; düşüncelerini belluşu; sun'î de olsa. zaman zaman li etmemek, hislerini gizlemek; içinde varatmak imkânını buldukütük kadar duygusuz bir adam ğu sükunu baltalıyan bir sebeb gözükmek için; nefsini ne kadar di.. zorlamıştı, Yarabbi! Evet: karar arifesinde idi... Mürüvvetin, merdivenden inerArtık; Rukiye Halaya karşı gös ken duyulan ayak sesleri, yüreterdiği aiâkasızlık edasını devam ğinde bir o kadar gümbürtülü ettiımeğe imkân kalmamıştı. Ya akisler yaptığını belli etmemek; rın; Mürüvvet hakkında verilecek Mürüvvetle ıtonuşurken; onun sehükmü; son olarak ona sdylemek , sini içine daha iyi sindirmek için lâzımdı... Bunun nasıl bir hüküm I gözlerini kapanak ihtiyacile müolacağını; şimdiden büiyordu... I cadele etmek; Mürüvvet. akgam şüphe etmiyordu. Sonra, soğukkanhlıkla düşünebildiği anlar oluyor, «ben Zehrayı da sevmiştim» diyor, onu ne şekild« sevdiğini, mazide kalan hatıra kırıntüarına bakarak tahayyül etmeğe çalışıyordu. Onu böyle sevmemişti. Başka türlü bir sevgi idi o. Hattâ Zehrayı sevdiği de söylenemezdi. Ölümü üzerinden bu kadar zaman geçtikten sonra, hayali hafızasmdan hâlâ uzaklaşmıyan Zehraya sevgisi, daha ziyade, acımaya benzer bir şeydi. Bunu, daha onunla evli olduğu sıralarda da bazan düşünmüş, tahlile yeltenmiş, işin içinden pek de çıkamamıştı. Otel, lokanta ve eğlence yerleri işçilerinin kongresi Zehra kendisine muhtacdı. Hem maddî bakımdan muhtacdı, hem de İstanbul Otel, Lokanta ve Eğlence Yersıhhati bakımından. Fakirdi, çalı leri İşçileri Sendikasımn yıllık kongresi Atatürkün ölüm yıldbnumüne tesadüf ^arak hayatını temin ediyor, ufa eden pazartesl günü saat 10 da Tepebaşı cık bir para mukabilinde, sabah lokalinde. büyük dlü için hazırlanan karanlığından akşam geç vakitle anma töreninl müteakıb akdedilecektir. 40 bin işçinin arasında yapılan anket re kadar cılız vücudünü ağır işlerle netlceleri ve dilekler tesbit edilmiş. sos. yoruyor, yıpranma, harab olma, yal ve iktisadî işçi davaları gundeme yor onun, bu hafif solukla, göğsü çürüme bahasma, yan aç yan tok, alınmıstır. Kongrede Milletlerarası Fekabanp inerek uyuyuşunu tahaybir ömrü sürükleyip gidiyordu. derasyona dahil olacak üyeler de seçile. yül ediyor, geceyarısından sonraya Gitgide bozulan sıhhati, onu bir cektir. kadar uyuyamıyor, göz kapaklangün, yere yıkıverecekti. Merhamet Pakistan, tıbbî ilâc ve müstahna bir kurşun oturtulmuş gibi ali biri çıkıp da onu himayesi altına ğırlık hissedinciye kadar da uyku zarlanmızm listesini istedi almazsa, narin, çelimsiz vücudü, ile mücadele ediyordu. Haber aldıgımıza gör« Pakistan hüku. hayat yükü altmda çabucak ezile meti şehrimiz Ticaret Odasına mura. Feci bir çıkmaza girmiştl. cekti. Zehraya sevgisi işte bu mer caatle memleketimizde İmal edilen tıbbî Rukiye hala, onu Mürüvvetle hametle başlamış, kendisine muh ilâc ve müstahzarların bir listesini isevlendinneği teklif ettiği zaman temiştlr. bije. hissiz, alâkasız, bigâne bir aSevmek bu demekse bütün bu lş tac hissettiği bu varlığl, kanadlan Ticaret Odasl dam gibi gözükmek mecburiyetiai j kenceleı, bu arzular, bu ruh ham altında ısıtmak ihtiyacı, sonradan gereken malumatıPaklstana bu hususta i vermiştir. Fiatlarımız bir zevk haline gelhvs. sevgiye çev müsald görüldügü takdlrde Paklstana ona duyuran, kork'nç bir hayal, jleleri, onlan köstekliyen bu görünç l ü c ijıracı mümkün olacaktır. bağlarsa, M".rüvv|U. seydiğuıe iradesiai kıskıvrak bağlam'sti. lan bahçe sularken; dirseklerine kadar sıvalı kollarının; kovadan damlıyan sulann ıslattığı çıplak ayaklannın; gözbebeklerinde bı raktığı hayali silmek için uğraşmak; sabah kahvaltısuia daima yarı perişan bir kıyafetle inen Mürüvvetin; çekik gözleri hulya doîu hissini veren yüzünü titrek par maklarile okşamamak; dağınık saçlarını; ateş gibi yanan avuçları içine alıp derin; sindirici bir solukla koklamam3k için; tımaklarını avuçlarına girecek gibi şiddetle yumruklarını sıkıp kendini ; tutmak; onu; her gün; sabahtan akşama kadar devamlı bir işkence içinde yaşatıyordu. Sonra, geceleri, odasına çekilince, derin uykuya dalan evin sessizliği içinde, etrafa gayriihtiyari kulak kabartıyor, Mürüvvetin, soodasına kadar d o I a ş lP p k endi ^ m a n l y o r m u ş gibi oldu. . i ş i t m e ğ e u ğ r a ş l Umumî bilânço: Üç sp^adaki ışler için simdiye kadar 29 milyon Eyüb İçşi Dispanseri dün açıldı Işçi S;;o:tabrı Kurumunun Eyubie liraya yakın sarfiyat yaoıldı. Daha inşa ettirdıgi 50 yataklı dispanser, dun 150 milyon yapılacak. Yekun 178 saat 17 de tdrenle açılmıştır. buçuk milyon. Çok para demeyiAçılışta Vali muavini Fuad Alper, niz. Buna karşıhk her üç saha İşçi Sigortaları Genel Müdürü Vedad Bayrı, Süreyya İlmen, Çalışma Müdü. daki bir yılın ha^ılatı 181 buçuk rü. Sigorta Yonetım Kurulu uyeleri, dis. milyon tutmaktadır. Refah, terak panser hekimleri ve kalabalık bir halk ki, yükselis; bütün mesele milleti kutlesi hazır bulunmuştur. Umum Müdür Vedad Bayrl. Kurumun mizin bir defa bu yola girebilmeçahşmalarını anlatmış, Süreyya Hmen siydi. Aziz Atatürk, ruhun şad ol Çalışraa Bakanlığı adma kordelâyı kessun, otuz yıl önce söylediklerin mistir. Muteakıben davetliler dispanse. işte hakikat olmağa başladı. Bütün rin te^i^lerini gezmiş'erdir. Gözlük camı ithali isteniyor emelin ki bu milletin «muasır mePiyasada gözhık camı çeşidi azalmıjdeniyet seviyesine yükseimesi» tır. Gözlukçuler Derneği idi; senin yaptığın kurtanş ve se gjjzlük ithaline yeniden dün toplanmij, musaade edil. nin hazırladığın zemin sayesinde mesi için teşebbuse geçmeğe karar ver. işte bütün tılsım bulundu. Başka miştir. Dernek, ilgililerle temaslarda bu. lannuı erdikleri yere, geç kalışımı lunmak uzere Genel Sekreterinl Anka. raya gonderecektir. zın verdiği hmcla, başkalarından En yaşh doktorlanmızdan Bekir daha çabuk ereceğiz. Özkul vefat etti Türkiyenin en yaşh hekimlerinden olan ve durust karakterile Eyub muhltinde «baba» diye anılan Dr. Bekir Öz. kul dün akşam bir kalb krizi neticesinde vefat etmiştir. Doksan yaşmda olan mer. humun tıb* âlemimizdeki çahşması 63 sene olup kendisi en yaşlı doktorlarımız^ dan birisiydi. Merhumun cenazesi bugün Eyübsultan camiinde kılmacak olan oğle namazını müteakıb Eyubdeki aile kabristanına defnedilecektir. Allah r a h . met eylesin. CUMHURİYET Nüshası 15 kuruştnr Abone şeraiti Türkiye Harlfl Senellk Altı ayhk üç ayıık BU *yuk Ll.a Ki. 42.00 22.50 12.00 4^0 Ura K.I, 8100 43.00 24.» 9.M D I K K A T Gazetemiz* Qin'ieri\vn «rraJt r« «oıtUl» ne#red(Ufn «diimejın uul* otunnua