01 Haziran 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
1 Kasım 1951 CUMHURtVFT ııııııınııunııııııııııııııııııı nnnınuımnım DUNYA HADISELERI ANKARA MEKTUBLARI ..*rs îlmî araştırmalar 10 milyar dolar Amprika, ötedenberi bütün yaptığı işlerde dünya halkının dıkkatıni ve hayretını kendi üzerıne çekmek ister ve çokluk bunda da muvaffak olur. Birleşik Devletler hava kuvvetlerinin ilmi araştırmadar şubesı müdürü Mister Paul R. Beall'ın geçen gün basına verdiği bazı istatıstık malumatı da o sınıfa sokulabilecek hâdıselerdendir. Mıst«r Paul R. Beall'in anlattığına gore, Bırleşık Amenka Devletinin son on yıl zarfında hükumet adına yapılan ilmi araştırmalar içın •arfettiği para aşağı yukan 10 milyar dolara yükselmiştir. Dile kolay, 10 milyar dolar! Bu, öyie bir rakam ki, Napoleon Bonapart, yirmi yıl durmadan yaptığı harblerde bile o miktar para larfetmemtştır. Amenka hükumeti, yalnız bu ten« için h*r türlü devlet müesa«•elerinde, lâborahıarlannda, fabrikalarında, atölyelerinde ilmi araştırmalar kolunda çahşan bilginlere, mütehassıslara ve yardımcılanna tahsis etıği ücretlerl» onlann bu uğurda kullanacakları âletler, vasıtalar, makıneler ve iptidal madd«ler için yapılacak masraflar karşılığj 1 milyar 600 mılyon dolar koymuştur ve henüz yıl sonu gelmedıği halde elde pek az bir meblâğ kalBiıştır. İlmî araştırmalar yolunda Birlefik Amenka devieti tarafından katlanılan bu fedakiriık, hiç şüphesit sade yeni dünyanın bir kısım halkının değil, bütün dünya sakinlerinm menfaatı bakımından faydaIıdır. Fakat, böyle olmasına rağmen aynı zamanda Amerika hükumeti ve Amerikan milleti için bazı mahzurlar da doğurmaktadır. Hükumet için olan mahzuru bütçenin masraf faslınm fazla kabarmasıdır. Amerikan mi.letı için mey dana getirdığı mahzur ise Bırleşık Cumhuriyetter dahjlındeki hususî endustn müesseselerinin bu yoldaki faaliyetlerile rekabet vücude getirmesıdir. Çünkü Birleşik Amerıkanın bütün hususi sanayi kollarmın ılmî araştırmalar içın bu yıl ayırdıkları tahsisat, devıetinkinin ancak üçte ikisı kadardır. Yani 1 mılyar 100 milyon dolar.. Böyle olunca da bılgınler, mütehassLSİar ve onlann yardlmcılan hem devlet mü<*s*pselerinde çalışmak şerefinden faydalanmak, hem de hükumetın boı bol dağıttığı paradan istıfade etmek gayesile resml lâboratuarlarda ve kurullarda vazıfe kabulünü tercıh etmektedirler. Neticede hususi endüstri müesseselsri yeter derecede bilgm, mütehassıs ve yardımcı bulamamakta, bu yurr'en devlet müesseselerile yarışacak şekilde kefifler, icaHlar yapamamskta, bunun sonucu olarak da sanayıde fazla ilerleme kaydememektedırler. Çünkü, bilindiği üze:e endüstrmin ınkışafı ancak mütcn'jaiyen yapılacak teorübeler ile elde edılecek bulujlara bağhdır. Bununla beraber, hususî sanayi müesseseleri ilmi araştırmalardaki personel buhranını şöyle bir tedbirle karsılamak imkânını bulmuşlardu\ Üniversitelerde henüz tahaillerini bitirmemış, lâkin seziş kudretinı ve yükselme kabiliyetinı isbat etmiş talebeleri şimdiden angaje etmekte, kendilerile uzun müd det'i mukaveleler akdeyl«mekte ve bu suretle onlann diplomalannı alır almaz hükumet hizmetine gırme'erini önlemektedirler. On yıldanberi devam etmekt* olan bu mücadele hiç şüphesiz dünya tamamıle sulhe ve sükuna er•ğı gün biraz hafifliyecektir. Zira, Bııleşik Ameııka hükumeti, muhakkak kı daha ziyade yeni harb sılâhları ve vasıtalan keşfedilmesini mümkün kılmak içın o büyük fedakârhğa katlanmaktadır. Ancak bu mâni ortadan kalktığı vakit, Amerikanın hususî endüstri müesseseleri geniş bir neie* alacaklar ve yeni keşifler, icadlar bulma yolunda daha büyük bir heves ve gayretfe çahşacaklardır. Op. Mn. *** HrımiHHMHiıııımpıiHHimımmiMimııımmıı Ankarada çok hoşa için giden bir piyes Yazan: Suad Taşer Bu mektubumda. Küçük Tiyatrodaki bir yanhşlıktan, daha doğrusu Küçük Tiyatronun sahnesinde oynanmakta olan (Tersyüz) pivesindeki yanlışhkUn bahsetmek istiyonım. Pıye« repertuanmızda adı ılk defa gorülen Galib Güran, (Tersyüz) adlı eserile Kuçük Tiyatro sahnesine güzel bir yanlışlık macerası getırdi. Yanlışlığın güzeli de olur muvmuş, demeyin. Fabrika müdürü Ahmed Yavuzerin (Tersyüz) de başına gelfnleri gelin görün de, hükmünüzü ondan sonra verin. Bu arada size bir hikâyecik de an'.atıvereyım: (Tersyüz) \m ilk oyunlan sırasındaydı. İkinci perdenin bitiminde rejisör srkadas perde önüne çıkar da: oAffeHers'niz sayın seyirciler, bir yanhşlık oldu, ikinci perde ters oynandı: bıraz sonra bu perdeyi tekrar edeceğiz'» der. Bunu der demez de salrmda çesidli hoşnudsuzluk mırıltıları arr^ında şu sözler de isitiür «Aaa! Bu nasıl şey.. niye doârusunu oynamıyorlar? Para verdik efendim'» «Devlet Tıyat rosunda yanlış ovun da ne demek oluvor kuzum? Yarın akşam da doğrusunu mu gormeğe geleceğiz yani?» v s. Çıplak Dansözün Katili Derleyen: Hatiee VMİm başlıyor, sonra üstündeki esvabları Wr«r blrer çıkararak sahnede yarı çıplak kalıyor, dansa devara ediyord«. Wainwright, prit tabiî olarak bu konser salonuna. devama başlamiftı. Alman kın o kadar hoşuna gltti H bir gec», Hitön cesaretini toplayıp kızın locasının kapısııu vurdn, içwi girdi, ifânı ask eıtl, omınla aalaftı. O gece bi'liktR yemek yedllar, bir iki gütı sonra da Lotte, WaİBwright'in metresi oldu. tkiyüzlü tacir, hangMUun üstündeki apartıman <lıılı mkn\ döşemiş, dayamıı, kızı yerleftjfaal|ti. tkiyüzlü hayatına devam «dljror, fakat evli olduğunu Lotte'dan eaklıyor, kendfsi babasımn eviad* yaşamak zorunda olduğn için ana orada valnız yajattığuu söylüyordo. Lotte, bu mesleğe atılmıs kızlarm benzemi yordu. Hayatın zevkıni nîkâhlı bir Bu sözlerden sezivorsunuz ki, Galib Güran, bile bile yaptığı ve yaptırdığı güzel bir yanlışlıkla *eyircilerin ilgisini kazanmış bulunuyor. (Tersyüz) dünyayı. insanca münasabetlerini. ahlâk kaidelerini sadece şahs! menfaatlerınin menşurundan geçiren bir takım insanların, mevki sahibleri karşısında aldıltları aşağılık durumlan aydınlığa çıkaran bir piyestir Titiz bir müşahededen, gerçeklikten. türlü tecrübelerden »üzülüp geldigi b«sbelli olan (Tersyüz). gözlerimizin önüne öyle insanlar, insanların öyle hallerini »eriyor ki, bunlara baktıkça tıksinti ile karışık kahkahalar atmaktan, bir kaç damlacık da olsa yakıcı gözyaşı dökmekten kendimizi alamıvoruz. Galib Güran, sahn«cuklann ve ıntıjarlann densızhkj lunmağa davet ıçm neşnyat yapar nin ıihirli avnasına aksettirdijı inleri teşkil etmektedır. ' ktn bir taraftan da ilmî araştırma sanlarla o insanlann mareralarım Yeni binalarda daima Xalorlfer ı lar yolıle mütehassısların ateşten o kadar ince bir eoıiisle, sanat ustesisatı tercıh edilmekte ise de es müteessir olmaz bina malzemesi, talığı ile işlemi» ki, demek istediğiki binalarda mecburî olarak hâlâ yanmaz ev ve gıyım eşvası keşfet ne en kısa voldan varıyor. bizi benşömineler kullanılmaktadır. Halbu melerini temme çalışmaktadır. Te ligimizin mahrem koridorlannda ki şömineler yakıldığı zaman etra essüfle soylemek lâzımdır ki o yol uzun uzun, hem de ibretle Holaştıfa sıçrayan kıvılcımlar o oda ve daki gayretler henuz muvaffakıyet rıyor. İnsanoğlunun, mayası bosalonlarda insan bulunmasına rağ le neticelenmemiştır. Çünkü bovle zuk. kumaşı adı, her türlu manevi men halıları, geçeleri, döşeme tah maddelerin imalı imkânı mevcud değer ölçülerini kesesinin şiskınta'arını ve parlcleri tutuşturmak bulunmakla beraber pek pahalıya lığı. miHesının kabarıklığı İİP hesab tan geri kalmıvorlar ve hemen za mal olmaktadırlar. Bundan dolayı lıyan insanoğlunun (Tersyüz) demanında sondüriılme ameliyesine onlan herkesin kullanabileceği bir ki hali hazin, hazin olduğu kaHar teşebbüs olunmazsa buvük bir fe vaziyete getirmek kısa zamanda da ibret vericıHır. Namusun, vıcdanın. havsiyetin. şerefm. ahlâk ve lâketin başlangıcını teşkil ediyor kabil görünmemektedir. kanunlarının lar. 1951 yılında 43 bin yangımn O halde yapılacak şey, şimdılik insanlık kaidelerile sırf şömineler yüıünden rukua gent yangın çıkmamasına dıkkat kıtab savfalarında gomuhip k?Hlgelmesi bu mütaleasrm bak verdir •tmek, son derece basıretli ve ted ğı bir dunyada her şeve huknv'iu m^ktedir. birli davranmaktan ıbaret kalıvor. geçiren tek prcnsip, elbette rronfaattir. İnsanı insanlıktan. ailevi aıleOp. Mu İkinci derece, sigara tiryakileTem, kuruluş. karakterlerin »5 ladı. Içıne hır şuphe girmiştı. O »ı jkesın tanıdığı bir adamdı Tiearet *.... . . I likten. nih^vpt cemiveti cemıyetlikrinin ihtiyatsızlıjh göze çarpıyor, ten çıkaran bu prensip, hiç şüphe lcnııı hakımından dikkati çeken e Tadt< < WainwriR hfle yanındaki a yapıyordu. Çok para kazanıyor, kaR hakm ç dih çünkü onlann yüzünden vukua geÇoplerd«n ırübre olarak h | ^ • k l l h ü d ğ i b e t t , m o r ı f yok ki bııtün bedbaht'ık1" 'mızla ser dıvalog arın.n a.hne dihne j d a n l | ç l k l n ı a n n l k o l l a r l n a , h p y ü . | I a n d l ğ l len yangınların «"•*! da 3 bta 600 faydalanılacak felâk°tler'mizin ana sebebirlir. yatkınngt bakımınoan bıraz aksıü buluyor. çoplerlnln Imha \şi Uçuneü dtfa yor, Bu da valnız (Tersyüz) ün Yalnız bırakılmalan yüzflnden eluUtmay* konulmus. fakat hiç bir taüb Bağlı bulunHuğu cemıvete ya değil, umvımıyetle bütün verlı piçıkm&mljtır. kibrit veya diçer turuşucu vasıtararlı olabilecek gerekli şahsî mezi yeslerimızın ıçınden kolayhkla çıBu huıuıtt dun kendtsile gorujen bir larla oynayan çocukların çıkardıkyetleıden voksun insan. macîdî. maları yangınların adedi de 1242 dir. arkAdajunıza Vall ve Belediye Ba{kanı nevi her türlü kazannnı elbette ki kamadıkları çetın bir meseledir. Prof Gök»y funları Boylemıjtir Çünkü, her ne kadar sahne dilı diİktiyalann beceriksizliği neticesi t Son ««yahttlmd» Avrupad» do bir tskım ahlâk dışı, şeref, haysivuku bulan yangınlar ise en az kıs lastıgım («hlrlerd» çüpler evveli top. yet. hattâ verine göre kanun dışı ye bir dılin varhğından söz edilip duıuluvorsa da, bu dılin m^hiyeti, mı teşkil edıyor. rağa gomülmekte. aonra führ* olarak yollardan saâlamıva çalışır. Bu tip özellıkleri, şartları hakkında açık, bunlardan lstifadt edılmtktedlr. giz dc insanlar hiç birımizm yabancısı deMahvolan servet, harab olan evke*in bir şeyler bilinmivor. dujünduk. Bu ler bir yana bu yüzden koybolan bu USTIÎÜ tatbık «tmeğlprofesorlennden ğildir Gozlerinin riva dolu ısık'aKanaatımizce sahne dıli, ne tasıgle Teknık Ünıversite canlann miktarı da küçümsenemez. bir mutehassısımız nlâkadar olmakta rı, dudaklarının sahte tebessümla tamam yazı dılıdır, ne de gündehk Bundan dolavı hükumet, bir taraf dır Onumuzdekl gunlerde tatbıkına rı kat kat ma=ke'i suratları, bü hayattaki konuşma dıli. Bunların kulmeğe ahşık beüfrile böylelerini muayyen dozlarda karısmasından, tan halkı tedbirli ve ihtiyatlı bu başlanacaktır • birbıri içinde eriyip yuğrulmasından mevdana gelen, ikısinden de ayn karakterde üçüncü bir dıldir. Bövle olunca, yazı dilinin cansız hğmHan, katıhgmdan, kitab sayfalan arasınrla sıkışıp kalmanın verdiğı uvuşukluktan tamamen uzak, bununla beraber gundelık konuşma dilinin de bozuk duzen halınden, dağın'klıcından. dan apavrı bir dıl gerekiyor mektir. Bu dilin bcşiği elhette Vi sahnedır. Dışanda doğsa bile mutlaka orada büyüyup gel'smek. terbiye edibnek ister. Bu da pıyes yazarlnrımızın. bu nokta üzeı ınde önemle durmaları, eserlerını bir kere de sahnede görmelerile mümkündür. ^ • hepimiz yakından tanınz. Cemiy»t 1873 seneei ekim ayının yağmuryapısını, tıpki güve gibi. Içten içe lu bir akşanu, Londranın tiearet kemirenler de işte bunlardır. İş mahallesi olan Whitechapel'de, hayatımızıfc, içtımaî münasebetle John Stockes isimli bir adam, ayrimizin, dostluklarımızın arzu edi lak aylak dolaşıyordu. Günlerdenlen sonucu verebilmesi için bu gü beri işsizdi. Karnı açtı. Böyle aç velerin aramızdan mutlaka temiz açına gidıp, bır binanm tavan aralenmesi lâzımdır. sıııdaki ot minderine uzanacak, yaGalib Güran (Tersyüz) de kısa tacaktı. ca bunlan demektedir, hem Ke se Saat taknben ondu. Adımlan oyircilerin ihtiyacına eevab verecek nu, doklar tarafına doğru inen Can şekilde, olgunlukta, incelikte de non Street adlı düz sokağa doğru mektedir. göturmüştu. O saatte caddede bir Tiyatro tenkidcisi kanaatimce ?u kaç sarhoş bahrıyeliden başka kimsorulara eevab bulmağa çahşır: se yoktu. John Stockes, durdu, üç Yazar, pivesinde ne demek isti gün evvel yandığını Rordüğü bir vor? Demek istediğini nasıl diyor? evle bir hangarın, yürekler acısı Rejisör. yazann isteğini anlamış enkazını seyre koyuldu. H^ngarda mı? Oynıyanlar hem yazann iste on bin ingiliz lirahk mal yanmış sıni. hem de rejisörün anlayısını diyorlardı. Sahibi olan Wnınwright kavramışlar mı? içın bu büyük bir felâketti. John Stockes, yangın yerini seyBu »orulann ilk ikjsine eevabımızı yukanda verdik. Üçüncü so redip dururken, içeride, enkaz aranıya gelinc», bunu da müsbet ola sında iki golgenin dolaştığını görür rak cevablandırmak gerekiyor. E gibi oldu. Once bunlan hırsız »anseri sahneye koyan M. Cnnova ya dı. Fakat yangın enkazından hır?ızzann demek istediğini gerçekten lar ne çalabilirlerdi ki? Dikkatle anlamıs, (Tersyüz) deki insanlarla bakınca, yangın yerine yakın bır maceralan sahneyc Kayet rahat, sokak fenerinin ışığı altında, uzun ifadeli, tesirü bir jekilde yaymıj boylu, yumuşak şapkalı iki kişinin, iki kocaman çıkını yerden kaldırtır. mağa uğraştıklarım farkettı. Oynayanlar üzerinde birer birer Stockes, hırsız var! diye bağırmadurmağa ihtiyac duymuyoruz. Sebebi de. bırincı rolden sonuncu ro ğa hazırlandığı sırada, bu iki klşile kadar, temsıle katılan bütün o den bınnin bizzat hangar sahibi yunrular, adeta bir kronometrenin Waınwright olduğunu görmüştü. çarkları, yaylan, dislileri, vidaları Adam, enkaz arasından sokağa a(fibi yerli yerinde, tam bir hassasi dım atacağı sırada ayağı sürçraüş, ı laya onu mahallede, onune gelene çıkını yere düşürmüştü. sorduğu, her yerde aradığı görülyetle paylanna düseni yıpmışlarmüştü. Alman kızının babası, mermdır. Üzerind» öneml* durulması Stockes hemen atıldı: gereken nokta da budur. Devlet Ti Müsaade edin de size yardım f leketinden kalkıp Londraya kadar yatro*u temsillerinde umumlyetle edeyim, bavım, dedi. Beni tanıma gelmiş, tahkikatta o da bulunmusdikkati çeken bu topyekun anlas dınız mı? Eskiden tizin yanınızda tu. Zabıta, her tarafı altüst etmi|, mı (ensembl»), füphe yok ki iyi çahşmııtım. hattâ Tam ise nehrıni tarımış, lâkin bir tiyatro anlayifina delilet »ttiği dansözden eser bulamamıjtı. StocWainwright soğuk bir tavırla: kadar basarınm da önde gelen a Tanıdım, dedi. Ama, istemez, ke*, el sürmesine mümanaat edilen millerindendir. Malum, (Grand bırakın o çıkını, ben kandim taşı i le» kokulu çıkınlarla bu kaybolma Actor) yalnız piye» yazannın de rım, hususi eşyamdır. hâdisesini lbirbirine ıı ı :ı ' ' ! ' ! : ekleyine», içinğil, tiyatronun da ıırtında ağır bir Fakat Stockes, onu dinlemeden, den (Beni Allah gonderdi galiba) yüktu, tarihe gömülmekle iyi etti. bir kaç kuruş kazanmak ümidile, diyordu. Modem tiyatro anlayışında, bir çok Yanm saat sonra, kulübenin kaiğilmiş, eski bir çuvala sanlı, sularınm cüceleamesi pahaıına iadecuk gibi, iplerle sımsıkı bağlı bu çı pısını. iki polis memuru dayanmi|, ce bir iki kişinin devleşmesine imkını yakalamıştı. WainwTignt, ada kapıyı açan Wainwrıgh'te, içeriyi kân verilemez. Bir vakitl»r, ba»ta mı, guç zaptettiği bir şiddetle itti: arayacaklannı söylemişlerdi. Arapiveg yazan olduğu halde «ahnenin Sovlediğimi anlamadınız mı? dılar, bahçede, henüz kazılmaga yaratıcı yahud icracı bütün elediye bağırdı. O çıkını bırakın diyo başlanmış bir çukurun yanında manları sayın (Grand Actor) ün etrafında toplanmak zorunda iken, rum size. Kendi işinize bakın. Han i çıkınları buldular. Çuvallar açılınbu zorunluluk şimdi ortadan kalk ganm yandı, ama içinde ne varsa ' ca, içlerinden, kollar, bacaklar, gövmı« bulunmaktadır. Buna da se gene hepsi benim mahmdır, zanne ! de, kafa, çürümüş, tefessüh etmiş bir halde meydana çıktı. Kafanın beb. temsil hâdisesinin ancak bütün derim. Stockes, çıkını elinden bıraktı. | üzerinde, şahane bir kumral saç elemanların tam bir işbirlıği, gayhâlâ duruyordu. Lotta ret birliği »ayesinde mükemmele Lâkin, iğılip kalktığı kısa zaman yığını erışebilecek inancınm kokleşmesi zarfında, bu çıkından iğrenç bir Strauss'un saçları!. Wainwright v« dir. Modern tiyatronun sahnesinde kokunun, mide bulandıracak kadar suç ortağı derhal tevkif edıldıler. her eleman, kendi payına düşeni keskin bir leş kokusunun çıktığını Bu suç ortağı, Wainwrightın Thone kadar kusursuz yapabılirse, duvmuştu. Bu kokuya, bir de yanık mas isimli öz kardeşiydı. Ertesi temsil de tabiatile o kadar kusur deri ve lâstik kokusu karışıvordu. günden itibaren, gazeteler, asrın en Bu muamele, Stockes'in çok gücü heyecan verıci cinayetine aid taisısuz bir seviveye viikselebiliyor. ne gıtmi^ti. Homuıdandı, selâm lâtla dolmağa başladı. ı k * •:•. İşte, topyekı'ın anlaşma dediğirruz verdl, iki adamın vanmdan ayrıldı. Wainwright, 1870 senesi civarlahal budur (Tersyüz) ün Küçuk Fakat bır kaç aHım uzaklaştıktan Tiyatro sahnpsmdeki başarısını sağ sonra bir gölgeye gızlendl, bu a rında, Whitechapel mahallesiıfde lıv?n da bu haldır. dümlann hareketlenni takibe baş guzel Waınwıight diye anılan, her kocanın rvinde, oocuk anası clerak yasamakta bulan halia Alman kız' ltnndandı. ANnıt, ban erkek1»rın iltifatlanna kulak aamacı, günun birinde, aradıjı kocayı bulmak ümidil» idi. Nitekim Wainwrıaht karşısına çıkınca, ona da aynı ümidla güleryüz göstBimi», yakın bir gelecekt* bu bekâr «rkekle nikthlanacağını umarak, onun dayayıp döşedıği bu apartunanda yaşamagı kabul «trelşti. Ama, Wainwright'in böyle bir niyeti olsıadığını, günler geçtıkçe anlamağa başlıyordu. Bu yüzden, aralannda bir kaç defa münakaşalar olmuştu. Wainwright, vaziyetin gitgid* vehamet kesbetmeğe başladığını görüyordu, Ergeç, Lotte, âşığının evli olduğunu öğrenecek, belki bir reulet çıkartacak, belki gidip TUİyrti karısına haber verecek, bu resalet kilitenin de kulağma gidecek, Wainwright'in durumu pek faci olacaktı. Tam bu sıralarda, ortaya bir bajka adam çıkıvermişti. Bu adam, tacirin kardeei Thomas Wainwright'ti. Tenbel, serseri, işsiz güçsüz takımın dan olan Thomas, senelerce sürttüğü Paris batakhanelerinden bile ko vulmuş, hırsızlık, jantaj gibi mahkumiyetler giymiı bir adamdı. Günün birinde çıkageldi, kardeşının sırtından geçinmeğe başladı. Waınwright, önce, Lotte'un, metresi olduğunu kardeeinden gizlemiş, sonra bunu itiraf atmif, hattâ, içinde bulunduğu çaprasık raziyeti ona anlatrruş, ondan öğüd lstemişti. Cinayet etrafında yapılan tahkikat esnasında, Lotte'u öldürme fikrıni, bu öğüd isteme neticesinde kardeşine telkin edenin Thomas mı olduğu, yoksa, metresini öldürmeğe bızzat Wainwright'in mi karar verdiği pek meydana çıkanlamamıştır. Yal nız, bir nokta üzerinde iki kardeşin anlaştıkları, bırbirini destekliyerek cinayeü tertib ettikleri muhakkakür. Thomas Wainwright, tacir kardeşinin bazı ışler içın bır kaç defa temas ettiği bir mezad memuruna çok benziyordu. Bu memuıun adı Freacke idi. Wainwright, krdeşmi metresıne bu isimle tanıttı, Thomas, Lotte'a bu isim altında ilânı aşk etti, mektublar yazdı. Lotte, ılk âşığının nıkâha yanaşmadığını gordüğü içın, bu Fıeacke'den ümidlenmış, belki onunla evlenirim ümidile, bu defa da ona yüzvermeğe başlamıştı. Wainwrıght le kardeşi Thomas'ın hakiki maksadları, işlemeği akıllarına koydukları cinayeti, pek sıkışırlarsa bu Freacke'nın üstüne atmaktı. Freacke'in ağzından Lottea yazdıkları mektublarda onun el yazısını taklid edıyorlardı. Nihayet, maksadlarını yerine getirmeğe iyiden iyiye hazırljndıktan sonra ticarethanedeki gece bekçisinin işine nıhayet verildi. 2/3 temmuı gecesi, Lotte'un ensesine iki kurşun sıkılmak suretıle, genc kadın, uykuda öldürüldu. Cesedi parça parça kesilerek, hangarın mahzenınde kazılan bir çukura gömuldü. Cesedin paıçalanması fikrini veren de gene Thomas'tı. Şayed gü nün birinde etrafta bir şuphe uyaj nır da hangar aranmak tehhkesi başgös"erirse, parçalanmış cesedi taşımak, sapasağlam bir cessdı taşımaktan daha kolay olacaktı. i v YILDA 16 KEŞİDE Lüks apartıman daireleri, Müstakil evler. Para ikramiyeleri, Lüks otomobiller, Chris Chraft Deniz Motörü Olmak üzere, 1 9 5 3 YILININ EN CAZİB İKRAMİYELERİ: z Kültür heyeti 6 ögTencimize burs verecek tnfillı Kultür heyetl. Buyuk Brltanya T'ntversttelerınde ve dı|cr ejltim mu. esseselennde tahril etmek İçin, Turk ofrenclerlnden C kişiy» bur» verUece. ğıni blldirmtktedlr Öğrencilerln tJnıveralte meıunu ve 25.30 yaj arasında olmaları ingiUzce bllmelerı tatenmektedlr. Ingilterede yangın yüzünden mahvolan servetler Yangınlar, iptidaî memleketlerde olduğu kadar ilerlemiş ülkelerde de büyük tahribler yapmaktadırlar. Ingilterede son neşredilen istatistıkler bu mütaleayı kuvvetle destekleyecek mahiyettedir. Çünkü yalnız 1951 yı,ında Büyük Brıtanya dahilinde vuku bulan yangınlar yüzünden bizim paranuzla 52 milyon lirahk zarar husule gelmiştir. Kaldı ki, 1951 yıh İngiliz servetinin en az bir kısmının ateş tarafından yok edildiği bir yıldır. Zira orada 1951 de vâki olan 72 bin yangına karşılık 1949 da 101 bin 800 küsur yangın çıkmıştir. İngiliz hükumeti. her yıl bu aylarda yangın yüzünden uğranılan hasar istatistiklerini neşrederek bun lan umumî efkâra bildirmekte ve milll servetin boş yere mahvolmaması için halkı tedbirli ve ihtiyatlı bulunmava davet eylemektedir. Evet. Büyük Britanyada çıkan yangınların yüzde 80 inden pekâlâ korunulabileceği mütehassıslar tarafından bevan olunmaktadır. Zira, onlar da kaza sayılabileeek mahiyet taşımakla beraber birer ihtiyatsızlık ve tedbirsizlik mancaraıı da arzetmektedir Bu yüzde 80 vangınlarm sebebini ıgiliz evlerinde çok kullanılan şöninelerle sigara tiryakilerinin, oo SÜMERBANK'IN 1953 YILI İKRAMİYE PLÎNINDA TOPLANMIŞTIR. Bütün bu ikramryeler 150 SUMERBANK'ta açtıracagımz Lirahk bir hesabîa sizîn olabilir. deneyebilirsiniz. Şansınızı en kısa yoldan yalnız SÜltiBrbânlC'td Her 150 lira için bir kur'a numarası verilir. Müessese, fabrika ve mağazalanmıı vasıtatile olduğu gibi posta havalesile <le Ankara. İstanbul şubelerimiz, Beyoğlu ve Bahçekapı Ajanslanmızck hesab açtırabilirsiniz. SÜMERBANK tüdüler, az ötede. yoldan geçen bir kiye, kadına, sefahete avuç dolusu arabayı duıduıdular, yüklerile bir para harcıyordu. Zengin bir aılenin hkte bindıler. Araba hareket etti, oğlu diye tarulıyordu. Bekârdı da. Urunköprü v« Oımanlye tlkokullari " " Ustelik, harcadığı para kendi alın mn m»aıı bltmljtlr. Okullar « k»s, • I Stockes de, arabanın arkasında salla kırmızı feneri gözden kaybet terile kazanılmış bir par;ı ıdı. Sefanan l»...»ı «aınaiM »nrAert kavbetcumartMi gunu torenle açılacaktır memek için hızlı hızlı onu takibe het yapıyorsa kimin ne demeğe Sonra, 1873 senesi ekim ayınm Belediye kontrollarında yeni bajladı, Bir hayli gittiler, doklar hakkı vardı bir sabahı, ticarethanesine gelen sistem bugün başlıyor Fakat işin içyüzü böyle değildi. Wainwright, oranın alevler ıçınde, mahallesinden sonra kanal boyunB«lediye murakıblarının yeni çalı; ca ilerlediler, dar sokaklardan geç Wain%vright bekâr değil evli idi, üç çatır çatır yanmakta olduğunu gör ma fUtemi bugunden itibaren ba;lıya. tiler, karanhk yollara saptılar, ni çocuk babasıydı. Evinin bulunduğu dü. Asıl felâket şimdi başgbsterm'şcaktlr. Bıldinldlgıne gore murakıblar yalnıı fida maddelerinln evsat ve lı. hayet araba, kötü bir kulübenin ö muhitten uzaklarda sürdüğü sefih ti. Mahzene gömülü cesedi orada atlarım kontrol etmekl» kalmıyacak. nünde durdu. Arabacı müşterilerfe hayata mukabil, ailesi muhıtınde ve bırakmağa imkân yoktu. Yangın lar. B*ledtye zabıta talimatnanıpsııun yardv.n etti, çıkınları bu kulübeye evinin civarında, bambaşka bir a tahkikatı esnasmda meydana çıkatatbikl İle dt mefful olacaklardır taşıdılar. Stockes, arabanın durdu dam oluyor, elinden tesbih, dılin bilirdi. ğu yerden biraz uzakta, bir ağacın den dua düşmüyor, karısına sadık Eylul içindeld evlenme ve işte, işsiz amele Stockes'in, yangölgesine sığınmıs, bütün bu olup bir koca, çocuklarına müşfık bir bojanmalar i gından üç gece sonra, yangın yebittn iıleri dikkatle »eyretmiş, açtaUnbul Beledıy* Sağlık MUdurluğn baba gibi gözüküyor, ibadet »aatle ' r m d e n çıkmlar çıkardıklarını görüp uın Mttlstığin* gön, »ylul ayı lçinrt hktaa ve soğuktan bitab bir halde rini hiç kaçırmadığı kiliseye, yal , peşlerinden gittiği iki kardeş, ora.135 evlenme, <2 botanma, 1S4T doğun, olmasına rağmen, sonuna kadar onı» kaba sofulann devam ettığı na y a bu maksadla gelmiş bulunuyorıi)M ölüm vak'aaı taıblt tdllml|Ur. radan aynlmamıştı. file ibadet günlerinde bile devam lardı. Şehrimizde büyük bir m*da Yol bovunca, içine gir*n şüphe 14 şubat 1874 te açılan dava doyavaf yavaf, bir KSdiseyle karışma ediyordu. Dinî cemiyetlerde bile agösterisi yaptlacak za yazılı idi. O kadar ki, onu tanı kuz gün sürdu. iki kardeşin bu cirraıuanın Unınmıı moda auıatkar. ğa başlıyordu. Alman kızını hatırnayetteki rolleri inkâr kabul etmilan, ıchrimlzdt büyük bir moda goı. laıraştı. Bir kaç aydanberi, Wain yanlar, ücaretle uğraştığı y»rd» : terlıl yapmak Uur* jrtkınd» tatanbula wright in metre^ olan Lotte isimli kendini niçin din ijlerine verdigine yecek kadar meydanda idi. Waınwright, kendisıni iyi adam dij> geleceklerdlı. çıplak dansözün ortadan kayboldu esef ediyorlardı. «chrlınU MMyetednd* MyOk Ur ali. bellanif saidillerin şehadetlerinc 1872 ekim ayında, Londrada, ğuna dair dolaşan rivayetleri haka 11* karfllınan bu nıoda gdsterlsint rağmea idama mahkum oldu. Uç FranMda, moda ressamlığı yapan 20 ye tırlamıştı. Âşığının, yazıhanesinin »açık numaralar gösteren W» kon>akın aanatkâr latirak edecek ve Parl. üstünde bir apartıman döşj»yip ora ser salonu açılmıştı. Burada, Lotte hafU sonra, Newgate hapisanesinsln ca zengln modellerl teşhır oluna. da oturttuğu bu Alman kızı, günü:ı Stıaus isimli çok guzel bir Alman de, bir ıpin ucunda sallandı. Karcaktır. Mrxj« resml genMmın \?pılacağı birinde anî olarak oıı ' m ka\ bol kızı çıplak darslar yapıyordu. Sah deşi, yedi aene kürek "«••«ii» ya»a. Melek sıneması 7 ve 8 kasıra tarlhlerı daua kayı kurtamsfsj. Wainwrighfın, ağlaya ağ [ı»eye giyiaiJt olarak i;ın ang»je Uıunköprü ve Osmaniye ilkokullan
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear