Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CÜMHT.TÎİTET HBHSS Aya, Merihe Sitmek= için bilet satıSıyor M> Kenan Kan Şu ay da peyklerin en talihlisi jnuşmak» için her halde dillerinden vesaelâm. «Turist de, turist» dive başka bir vasıta kullanmaktadırlar. Şehir Meclisi bugün dava açılıp çırpuııp durduğurauz şu sıralarda, Bütün bunlara rağmen aya gitaçılmaması hususunda karar Londrada «îngiliz Seyyarelerarası ; mek istediğinizi, nefes almak için verecek Seyahat cemiyetine» beş yüz kişi ; oksijer.inizi beraber götürmeği, şinin müracaat ederek aya gidecek ' şip patİRmamak için hususî tazyıkli Pazartesi günü toplanacak olan ilk vasıtada kendilerine yer ayırt cfeza eihîcesi» yaptırmağı, seyahat Şehir Meclisi gündeminde Darü'âtıklannı hep gazetelerde okumuş ve mukadderat arkadaslannızla kocezede vuku bulan yolsuzluidar sunuzdur. Biz BasınYayın, Radyo nuşabilmek için bir işaret dili gedolayısile dava açılıp açılmıyacave Turizm teşkilâtımızla türlü pro liştirdiğinizi farzedelim. Acaba bu ğma dair bir karar talebi vardır. paganda faaliyetine başvurup mem tedbirleri aldıktan sonra aya gitŞehir Meclisinden bir heyetin lekete dolar nu olur? Frank mı? mek, yani Seyyarelerarası seyahati Darülâcezede yaptığı tahkikata gcLiret mi? Üç beş kuruşluk döviz bilfiil başarmak kabil olacak mıdır? re, bir takım yolsuzluklara tesalüf girsin diye çırpmdıkça, «Hani oFen adamlan bu sr.ale evet cevaedilmi.ştir. Bu arada iddiaya göre teliniz? Hani suyunuz? Hani mü bını veriyorlar. Hattâ bunun farzebir halkevi başkanı Darülâceze henakaleniz? Hani istirahat imkân dildiğinden de daha k:sa bir zaman larınız?» diye bilgicilik ederler, bir jiçinde mümkün olacağını iddia e sabına rozet yapünp tanesini beş de aya baksınlar. Ne propaganda i diyorlar. Acaba? Yeryüzünden kal liraya satmış ve ayrıca Darülâceze p tesMUU var, ne oteli ,ne suyu, ne i kıp da ay yüzüne ulaşmak sadece ^ ,! * * ; ^ B S Ü n P s a t t ı r m l fş. de hattâ havası var da buna rağ i bir vasıta meselesi değildir. Duruhavası rağ \ bır vasıta meselesi degıldır. Duruhl s bun ; ardan bir milyon iddia gitmenin hayalUe uğra ı mun en basit şekli süratle hareket ! e J m ue"st™al vuku buldugu llralık e Ir men aya y ! j edilmektedir. ' şanlara aklı başında (burası biraz ! eden bir otomobilden, gene süratle j Diğer bazı iddialara göre de imaşüpheli ya!) beş yüz kişi müracaat kaçan bir tavşana eteş edip isabet L.V l a t h a n e namına hükumetten ucuza edip «aman! diyorlar. Sakın bana sağlamağa benzetilebilir. Gerçekten. yer ayırmayı unutmayrn!» Bu va dünyamız hareket halindedir, ay alınan bazı iptidaî maddeler karaziyet karşsında aya gıpta etmeme hareket halindedir; Seyyarelerarası borsaya sürülmüştür. Darülâcezede bazı gene çocukiagemimizi de mermiye benzetebiliğe imkân var mı? Gıptalar .mukayeseler bir kena riz. Eh, işini bilir bir avcı, bu şart rın yataksızlıktan büyüklerin yayatınlmış olduğu da ra, «Ingiliz Seyyarelerarası Seyahat lar altında, gerekli hesablan zih taklarında Cemiyetis hiç de küçümsenecek, nen yaparak nişanını doğru yere ileri süriilmektedir. vurabildiğine alaya alınacak bir topluluk değil aldığına ve tavşanı dir. Bu eemiyet, ilk bakıma ismi göre, bizim gemimizin de aya ula Savarona bir ekim.de Hindistana gidiyor nin zannettirdiği gibl hayalâta, ma şabileceğini farzedebiliriz. ceraya meraklı asrt Jules VemeleSeyyarelerarası gemi için en elDeniı askerf ır.akamlarına devredllen rin, Con Ahmedlerin bir araya gel verişll şekil roketler olarak görü Savarona yatının devlr protokolunu diği bir topluluk değildir. Tam ter lüyor. Fakat bu roketlerin arz ca imza etmek üzere bir heyet Heybeliasine seyyareler arasmda seyahat zibesi dışına sevkedilebildiğini far daya gitroiştir. Gemi, bir ekimde Hindistana hareket «decektir. bahsini a dan z ye kadar bilen, bu zetsek dahi, acaba bundan sonra oAnkara vapuru dün gitti bilgilerini tatbikat Eafhaaına intikal turdugu yere oturamıyan sanki aBatı Akdenlz seferine çıkan Ankara ettirmeğe çahşan ve bu bilgüeri yağına yedi dağ aşan dev çizmesi ne dayanarak bunda muvaffak o geçiren çocuk gibi, boşluk içinde vapuru. dün aaat 12 de hareket etmtşür. lacağına da inanan saygı değer fen. uçan kısacası bütün ağırlıgını kay«Ankara» 11e gldenler arasında şehadamlanrun topluluğudur. Bu b5y betmiş olan roket pilotu sadece rimizde topltumış olan Müsteşrikler le olunca, Seyyarelerarasanda Se rüyeti sayesinde gemisini aya in kongresine ijtirak eden delegelerden yahat Acentasının ilk durağı, bitta direbilecek sevk ve idare kabiliye ve Kolonya Oniversitesi profesörlerinbi, kuremizin peyki ay olacakür. tine sahib olacak mı? Inanmamaz den Wemer Galkel de bulunmaktadır. Profesör, Bursanın Güney Almanya jeînsan oğhı goklerde guneşi, ayı, lık etmezseniz söyliyelim ki bu su hlrlerlne benzediğini ve kongrenin çok ali cevablandırabümek için şimdi verimll olduğunu, earka aid bazı müpyıldızlan, »eyyareleri görüp de bun lann gfirflnmiy«n bir el tarmfından den çahfmalara bajlanmış ve ge hem kalmıj noktaların aydınlandıSını, büyük bir mtizamla yakıbp, gene rekli tecrübe tasarlanmıştır. As Bnümüzdekl sene Müsteşrlklerin İngilterede toplanacağını söylernlftir. aynı intizamla aöndurülen yağ kan hnda da normal bir muvazene hissine sahib olmıyan doğuşton sağır Ticaret Odası Umumî Kâtibliği dilleri olmayıp bir çok bakımlardan küranlze müşabih cisimler ol dilsiz birisi alınacak, boğulmaması îç Ticaret L'rr.um Müdür Muavini duğumı 8ğrendiği andan itibaren, için gerckli tedbirlere tevessül o Necmeddln Önder Ticaret ve Sanayl Odajı Naim göklerdeki bu diğer «dünya» larda lunduktan sonra, bu kimse suyun Serenln Umuml Kâtlbl Muhslnizahstı durumu hakkında ju da hayat olup olmadığını merak et mukavemeti adarrun ağırlığına mü vermljtlr: miş, aya, Merihe, yıldızlara, hatti savi olacağl ana kadar suya batın• Ticaret Bakanlığı jlmdlye kadar tayyare mucidlerinin ağababan lacak ve bundan sonra, su altında, Tlcaret Odalarında vazlfe gören umumî Bcarus'un efsanesine inanırsak, gö sırf görüşü sayesinde yolunu bul kâtlblerln hukuklarım »lyanet maksaneşe bile vanp etrafa şöyle bir g8z man, sunu bunu tutmaaı gibi rüyet dile Ticaret Odaları türügünün 103 ünmümareselerine tâbi tutulacak. Sa cü maddesile bazı hükümler koymuı atmağa meraklanmıstır. ğırdllsiz bu mümareselsri muvaf bulvınrr!aktadır.« Daha ilk hamlede bej yüz turist fakıyetle başanrsa, bllkıyas roket Bakır şilepindeki kaçak cezbeden aya gidebilmek imkân da pilotu da sevyarelerar&sı gemisini, CezayirU hiline girse bilmem bütün rahat rüyeti sayesinde aya ulaştırmak ka Bakır jll«plrün Cezaylrde yük ılıp sızlıklanna rağmen, torlu toprakh, biliyetine sahibdir, denileçektir, verme sıragında tayfa kılıklı blr y»gürültülü, patırtılı, susuz, intiıambancl g«mly» glrnlf vm tltabula kadar sız Istanbulu bırakıp, bütün huzurLondradaki eemiyet aya seyahat gelmlştir. Kaçak fahn alâkalı mak»msuzluklanna rağmen, üçüncü cihan bahsinde daha da İleri gitmiştir. lara tesllm edllmek lstenmlsse de kabul harbinden, atom bombasından kur Cemiyet bugün sayılı roket âlim edilmeml}tir. Birkaç gim sonra hareket edecek tulmak pahasına dünyamızdan vaz lerinden Von Braun'un plân ve ragemi, kaçak yolcuyu da alarak Cezaylrç geçip kalkar, aya gider misinte? poru üzerinde ehemmiyetle durmak götürecekur. Bugün aydaki «hayat yahud ha tadır. Von Braun'a göre SeyyareÖğretmenler arasında tayinler yatsızlık şartlam hakkında genis lerarası seyahatin ilk meselesi feTallm malumata sahib bulunuyonız. Mu zada muhtelif durak ve ikmal is Yüksek v» Terbiy» Üyesl Hayrl Ardıç öğretmen Okulu ögretmenUazzam teleskoplarla devamlı ta tasyonlan inşa etmektir. Heygidi gine, Bahkeslr Neeatl Knstltüsü tarlh insan oğlu!.. Daha dün Atlantik or Bgretmenl Çağatay Uluçay Istanbul rassudlardan, bunlar vasıtasile çekilmiş olan fotograflardan edinilen tasında çelik adalar inşa edip bu Ögretmen ok\Uu tarlh öğretmenligJne malumata göre, ayın sathı fazlasile radan yapılacak ikmalle Atlantiği naJclen tayln edllmlşlerdir. fcert inişler çıkışlar, birbirinden yük muntazaman havadan aşmak haya Fransaya gönderilen öğretmenler sek muazzam dağ silsilerile dolu. lini kurarken, bugün ikmale ihtiyac Olgunlaşma Enstitüsü Moda Öğ. NuBunlann tepelerinde de binlerce olmadan Atlantiği hemen iki defa rlnn'.sa Şimjek. Çlçek atelyesl çefl katediyor da, şimdi de, fezada ik Belkis Mariyj, Dlkis atelyesi şefl Zehra krater, yahud derin çukttr var. Her halde bu manzarasile tay yüzü» mal istasyonlan düşünüyor. Boş Saatçi, Cagaloğlu Kız EnstitUsü çamaşır Vardarın bllgl, hiç de ziraate elverişli olmasa ge hayal mi? Haşa! V2 bombasmı ge nakış ögretmenl Leman «rttınnak Oıere gOrgü ve lhtlsaslarım liştirip Londrayı allak bullak et 6 ay müddetle Fransaya gönderilmeleri rek. Bu kraterlerin ne olduklan da henüz belli değil. Zira, haddi zatın miş olan Von Braun boş lâf eden Mlll! Eğltlm Bakanlığınc» kararlaştıda bunlar yeryüzündeki volkan a adamlardan değildir. Hesabını yap rılmışttr. ğızlanna benzemekle beraber, «ay mış, kitabını yapmıj, her şeyi taGemi adamlarma meslek yüzü» nde volkan indifaı vuku mam. Von Braun'a göre ilk istaskonferanslan bulduğuna dair elde en ufak bir yon dünyanın sun'î bir peyki oTürklye Gerni Adamları Sendlkasınlacak, bir ker* dünyamız etrafındelil mevcud değll. daki atmosfer tabakası dışına ulaş da. denlı molörcülügü. motör maklnl»t11J1. buhar maklnistllgi yakm yol maAsü mühimmi en ince araştırmatınldıktan sonra, bu sun'î peyk, kine rabltliğl; yakın ve uzak yol başlara, en dikkatli tetkiklere rağmen dünyamız etrafında habire dönüp maklnlstligi icln »51 ekim ayımn 15 ay etrafında dünyamız etrafında duracaktır. Kendi süratli hareketi inden İtibaren mütehassıslar tarafından olduğu gibi bir atmosfer havanin santrifüj kuvvetile arz cazibe s«Ti hallnde mesleM konferanslar verltabakasının mevcud olmadığıdır. leeektlr. tsteklllerln Kumçejme Kömür sini yenmiş olacak olan bu istas parkı binasında aendlka mcrkezlne mtlYani aya gitmek mümkün olsa dayondan aya, hattâ Merihe doğru racaatlerl rica edllmektedlr. hi, gerekli tedbiri alıp da insan oğyeni seyyarelerin tehriki işten bile lu teneffüs için lüzumlu olan haolmıyacaktır. vayı yahud oksijeni beraberinde Küçük Haberler götürmedikçe, «ay yüzü» nde yaHesablannı Merih yolculuğu için * ZEYTİNBÜRNU Gecekondu evltrlşamağa imkân yoktur. Teneffüsüyapmış olan Von Braun'a göre, ev nin «lektrlkle tenvlratı tamamlamnaJtmüz için lâzım olan oksijeni, ayda velâ her biri 6,400 tonluk roket ge tadır. Bu arada telsiı mahalleslne de kalacağımız müddet boyunca yetemfleri (bugünkü en ağır tayyare 3 lâmba konulmaıına karar verllınlıtlr. cek kadar beraberimizde götürebil • YALOVADA ln«a •dllmekt» olan Amerikalılann B36 landır. Bunlar diğimizi farzetsek dahi aym hava 134 ton ağırlığuıdadır. Peyk istas ilkokul blnası İS ekimde tamamlanmıj olacaktır. Burada yapılacak yeni tetabakasile çevrelenmemesinin ikinyona ikmal malzemesi taşımak için stslerin yerlni görmek ve tesblt etmek ci bir mahzuru daha var. Gündüz ,9 5 0 s e f e r y a p a caklardır. Bu koca ko üzere Bayındırlık Müdürü dün Yaloleri «ay yüzü» nü kızgm güneş şu ic a g e m i i e r i n istasyona ulaşürabile vaya gitaıljtir. • BUÛDAY mUvaredatı devam etalarından korumağa, geceleri ise I c e k i e r j m a lzemenüı ağırhğı yergüneşten edinilen hararetin fezaya yüzüne göre beher seferde topu mektedir. Beyllkahırdan gelen blrkaç vagon mal 29.50 kuruştan satılmıştır. uçup gitmesine mâni olmağa imkân topu 40 tondan ibarettir. Trakya buğdaylarından yüzde lkl çavbulunamıyacağı için «ay yüzü» nde Bundan sonra istasyondan yapı darlı olanlar 29 kuruja satılmaktadır. gündüzle gece arasındaki sühunet lacak hareketle Merih etrafında bir Trakya »ert bugdayları 27 kuruı otuz fark: tahammülü aşacak derecede peyk istasyon kurulacaktır. Dünya paradır. Çavdar 18 kuruştan müsterl bulmaktadır. dir. Bizim zaman ölçülerimizle iki etrafında kurulan peyk istasyonda * VİYOLONSELİST Feyha Talay dün hafta kadar devam eden ay gündü bu 950 sefer neticesinde toplanmış Ankara vapuru ile İtalyaya müteveczünds satıhtaki kayalar bile kay olan malzeme on feza gemisinin, dhen şehrimlzden aynlmiîtır. Sanatnar sudan daha sıcak bir sühunet Merih peyki istasyonunun inşası kâr İtalya, Isviçre ve Fraıuada konaerderecesina ulaşmakta, gene aynı na ve buradan da Merihe 50 kişi u ler verecektlr. * ÎRANIN eskJ Ankara Büyük Eçlsl uzunluktaki ay gecelerinde soğuk lastırabilecek bir çıkarma gemisi Muhammed Said, dün «Ankara» vapuluk kuru buzun soğukluğundan da yapılmasına ve bu elli kişinin Me ru ile sehrlmlzden aynlmıytır. Eski elçl, daha aşağıya düşmektedir. Zatürri rihte bir sene iaşesine yetecek Parlst« bultır.an kızının yanında blr eyi bümeyiz ama, nezle için birebir miktardadır. Arzdan hareket Meri müddet lstlımhat edecektlr. v • AMEHİKANIN eskerl yardım hehe varış, buradan tekrar arza döbs vaziyet! nüş peyk istasyonların inşası da yetl deniı grupu bajkanı Amlral Rees Aya giderseniz sakın daldınp da dün Ankaradan »ehrlmlze gelmlstlr. hemen sayjarelerarası seyahat ge dahil 2 sene 239 gün sürecektir. * AMERÎKANIN Arkeolojl Müzeslnin misinden «ay yüzü» ne ayak basBu projenin tahakkuku için Müdürü Mr. Dlmand dün memleketlnt mağa kalkışmaym. Allah etmiye, 5,356,600 ton yakıta ihtiyac vardır. dönmüftür. • La Fontaine'in öküze benzemeğe Fakat Voi Braun'un iddiasına gö btıgünMtLLl Egitlm Müdürlügü bütçesi, Dalmi Komlîyonun tetklkine vecBİısan kurbağasının başına gelen re, diplomatlar birbirlerile anlaşa rllecektir. •stemiyerek sizin de başınıza ge madılar diye havadan ikmal yapıl• DÜN akşam uçakla Amertkaya lir: Şişip patUyıverirsiniz. Malum . ması gereken Berline tayyarelerin hareket edecek olan tstanbul, Ankara ya; ayda hava ve dolayısile hava sevki için bu miktarın onda biri v e Izmlr Emnlyet Müdürlerl Pan Amebu tazyiki yoktur. Bu itibarla içiniz nisbetinde akar yakıt sarfedilmiş rikan tayyaresinin a t yaptıgı da Mr »nra dolaynUe bugün n 10.30 gldecekdeki hava sizi mütemadî suîrette tir. Ne çıkar? Farzedin ki diplomat lerdlr. şi?iri!en bir balon haline getire lar dokuz defa daha işi inada bin• AMERİKANIN tanınmif gazetdemuhanirdirdiler, ve dokuz defa daha Ber I«rlnden Heral Tribune'un .vrıca. farzu muhal, ayda bütün lin havadan ikmal edildi. İjte bir lertnden Mr. Steele dün jehrlmlze gelbu makus şartlara rağmen hayat Merih seyahatinin karşılığı... Değ miçtlr.VİI,AYET Jandarma Kumandan • mevcud olsa dn, sizi oraya ulaştıran mez mi? Yardıvcm Yarbay Nuaret Kurtkaya Seyyarelerarası gemisini aylılar Toplayan: M. Kenan Kan vazlfesinde gö«terdlği basarılardan dolay» Vall Gökay tarafından takdlrname seyre gelmiş bulunsalar, sakın onİle taltlt edllrnlftlr. lara el sallayıp, seyyahvari: «HelYüksekkaldırım hırsızlan Io!» dediâiniz zaman cevab alamayakalandı EYLÜL 29 Z1LHICCE 27 dıftınıza şişmayın. Ne dediğinizi Bir ay evvel. Yüksekkaldırımda Gaf anlıyıp anlam.THıklan bir tara ı e i libdede caddesinde 45 numaradaki. tücsiniz duyulmamiFtır bile. Sp'oeb | car Hayim Bünyaminin mağazasından gene hsvasızlıktır Malumya nava | kü liyttU miktarda kumaş. çalmdığını olmaymca sesin de duyıjlma^ına i bildirm'ştik. tizun bir taki'uıeu sonra V: ] 6.55 13.04 16.24 18^6,20.281 5.16 imkân yoktur. Bu bakımdan avda zabıta hırsiEh|ı yapan Alâeddln Aşcı i'e Kadrl Tecinıi yakalamaya muvaffak E: ]11.57|~6.08|~<rz8 12^0 1.3111ÖT9" yaşayanlar varsa birbirlerile «ko olmuştur. I DÜSÜNCELER yolsuzluğu azıma başlık yaptığım «Koreden geldim» Kore gazilerinden ordn donatun kıdemli Yüzbaşısı Seyfi Erk menin neşir ve bir nüshasını bana hediye ettiği bir kitabdır. Kore 8avaşlannda yaralanarak TokyoUa tedavi edildikten sonra, memlekete i dönunce bu eseri yazıp neşrelmiş Demokrasi nimetinin külfetleri Şüphenin nevileri Demokrasiden şüphe «En zalim, en kavi olan muhteıem Yüzbaşı, kitabı hak düşman» îki milyon, on sekiz milyon muadelesi Tedric taraftarları Âyan Meclisi. kındaki ihtisas ve tenkidlerimi bildirmemi istiyor. Ben de arzusudiyetinden şüpheye düşmek icab nu yerine getireceğim. Son seçimler esnasında kin, nefedecektir. ret. iftira ve küfür batakhğı üzeEvvelâ Yüzbaşı Seyfi Erkmenin Garb memleketlerinde XIX. asır kalem ve hılıc sahibi bir subay olrinden esen rüzgârlar, sakin beldeda başUyan sanayi hareketinin mu duğunu söylemek isterim. Kitabının lerimizin havasını bozdukça bazıayyen ncktaiarda tekâsüfü gibi bir bazı kısımları o kadar güzel ve larımızda demokrasi rejimine karşı hâdiseler silsilesi, küçük müstdh edebi kıymeti haiz ki kendisini teb bir şüphe, bir tereddüd uyandırdı. Hattâ demokrasi nimeti için bu kö muvaffak olabileceğinde tereddüd meselâ bir İngiliz, bir Frans^z va silleri (yani kcylü, küçük zaıırat rik etmekten kendimi alamıyorum. tü külfetleri ihtiyar etmeğe TEZI ol ederek demokrasinin bizde tedricen tandaşı gibi anlayıncaya kadar bek sahibleri, amele) himayeye mâni Zevkle okuduğum bu 148 sahifelik mıyanlar belirdi. Bu görüşleri, gö tesis fikrini müdafaa edebilirler. lemeğe taraftardırlar. Onlar bir i) görülmüş olmasının bugünkü de eser, muharririnin de söylediği şirüşleri değil hattâ iddialan biraz Bu tedricen tesis fikrini ileri sü yapmak için o işe başlamağa lüzum mokrasi rejimlerinin en büyük ek bi Kore harbinin bir tarihresi desiği gibi sayılması da gösteriyor ki ğildir ve esasen olamazdı da. Ç>inaşağıda münakaşa edeceğiz. renlerin davalarını dinleyip tıpkı olmadığma kanidirler. demokrasinin inkişafı büyük küt kü Yüzbaşı Seyfi Erkmen tuKayıŞimdi şüphe tereddüd karar bir siyasî hukuk nazariyesini müFakat bunlann haricinde demoksızlık muvaffakıyetsizlik zin nakaşa eder gibi münakaşa etmek rasinin daha verimli, daha dürüst lelere doğru tevcih edilmek lâzım tnızla beraber cepheye vardıktan dır. O halde inhisarcı bir yola düşcirinin baş halkası olan şüphe bütün münevverlerin vazifesidir. çekilde yürümesi için bazı tâdiller mek bir nevi irtica olur. Diğer sonra, 27 kasım 1950 de Kunuri &avaşlanna iştirak etmiş ve 29 kasım üzerinde biraz düşünelim. Şüpheyi Böyîe fikirleri topyekun reddeder le kurulmasım teklif eden samimî daima kctü bir düşünce tavrı diye sek nura dofru koşmak olan şüp vatandaşlar da vardır. Bunların taraftan anayasada yapılacak bizı gecesi yaralanarak Tokyoya nakalmak doğru olmaz. Felsefede heyi de inkâr ederek nascıhğa. ya teklifleri arasmda seçim hakkını esaslı tadilâtla bugün aksamakta ledilmiştir. Yüzbaşı önce bir makicartesien veyahud methodique, ni en açık tâbir'.e hürriyetsizliğe yalnız okuyup yazmak, yahud hiç olan tarafların düzeltilmesi de nclitüfek ateşine maıuz kalınış; şüphe denilen bir mesele vardır ki düşmüş oluruz. O halde bu tedric olmazsa yalmz okumak biienlere mümkündür. Meselâ bütün bü;. ük çelik başlığa isabet eden bir karonunla insan bazı hakikatlere vâsıl taraftarlarınm bir iki noktada top hasretmek veyahud okumak biien demokrasilerde bugün mevcud o şun onu sanki başına bir çekirle lan iki meclis sistemini kabul et müthiş bir darbe indirilmiş gibi, olmuştur. Bu cins şüpheyi şair Tevlanabilecek iddialarını hulâsa et lere çifte rey hakkı vermek ve ni mek ve ikinci meclis seçiminde icab olduğu yere yıkmıştır. Yüzbaşı fik Fikret «Şüphe bir nura doğru meden evvel bir noktayı söyleme hayet yüksek tahsil görenİPrin de ederse seçim hakkının bazı vatankanlı bir yara almamıştı. Fakat kosmaktır» diye tarif ediyor. İşte fikirleri daşlara hasrı da kabil olabilir. den geçemiyeceğiz. Demokrasi re rey hakkını yükseltmek harb tecrübesi geçirmiş Ameril^abu türlü şüphe bir takım sceptique jiminin muvaffakıyetsizlieinden bah bulunuyor.Böyie bir şartm kabulü İkinci mecüsin yani senatonun cli lıların tavsiyesine rağmen başlığıfilozoflann mesleğinin esasını teşsederek şüpheyi davet edenlerden vatandaşlan okutup yazmağa teş limize tercümesindeki «âyan» keli nın çene kayışını sımsıkı bağlamış kil etmiş ve onları kat'î, nassi havik edeceği fikri de onların iddia mesinin eski saltanat devirlerinde olduğu için, miğferine isabet tden kikatlere değilse bile doğru yol bir kısmı vardır ki onlar bu şüphelerinde aslâ samimî değildirler. larının kuvvetli delülerinden biri Anadolu ve Rumelindeki eşraf ve kurşun boyun kemiklerini fena lara götürmüştür. Fakat bir de geBen onları küreği suya batırıp or dir. Fakat bütün bunlara rr.ukabil mütegallibeye de alem olan mana halde zedelemişti. İşte savaşa iki ne Fikretin aynı manzumede bir kaç beyit sonra «Şüphe en zalim, tasından kırumış gibi görünce kü aşağı yukan bir nevi iki dereceli ! sından ürkenler varsa o kelimeyi gün iştirak edebilmiş olduğu içinen kavi düşman» diye tavsif ettiği reğin hakikaten kırılmış olduğun yani müntehibi sanili seçimi m ü I de demokrasiye uygun başka bir dir ki kitabı Kore harbinin bif ikinci türlü bir şüphe daha vardır. dan şüphe edenlere benzetiyorum. dafaa eden bu iddianm en zayıf • sözle de değiştirebiliriz. Herhalde tarihçesi olamamış, sadece hâtıra: İşte bu zalim düşman olan şüp Onlar bin cererien su getirerek tarafı demokrasinin esas umdesi ; bir şey yapmak mecburiyetindey z. lardan ibaret kalmıştır. 1 daha beş senelik bir hayatı olan de o'an re'yi âm yani bütün vatandaş Tekrar ediyorıım: hedir ki insanian tereddüde, teredYüzbaşı Seyfi Erkmen, 10.000 düd de kararsızhğa ve kararsızlık mokrasiyi muvaffak olmamış gibi lann seçime iştirak hakkını tahdid ' •'Biz çektik diye en gene nesle de sayan eski tek parti meczublarıdır. etmesidir ki o vakit sadece demok > böyle şiiphelerle dolu bir devlet mevcudlu 40 mcı komünist Çin ise çok kere muvaffakıyetsizliğe muvaffakıyetınden nizamı miras bırakmağa hakkımız kolordosuna karşı 4000 Türkün sevkeder. Bu nevi şüphe en zıyade Onlar esasen tedrice değil bekle rasi rejiminin aslanlar gibi dövüştükleri ve sünsiyas! faaliyetlerde tecelli eder. Şa meğe, tâ bütün millet demokrasivi değil, bizzat demokrasinin mevcu yoktur.» gülerile düşman Ihata çenberini hıslann birbirinden şüphelenmesi, yardıklan Kunuri muharebelerini yahud hükumet makamlarının bir iııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııınıııııııııııı ve bu muharebelerde yaralanan, takım eşhastan şüphelenmesi gibi şehid olan subay, gedikli, erbaş ve pek hususî hâdiseleri burada baerlerimizin hamaset menkıbelerini his mevzuu edecek değiliz. Yalnız pek güzel tasvir ediyor ve muhaböyle hususî hallerde şüpheden dorebenin ne demek olduğunu 5u sağan tereddüdün bir tek faydası tırlarla anlatıyor: vardır ki o da çok kere insanian Şüphe ve tereddü f A. Yazan: ADNAN ADIVAR 1 IHEM NALINA MIHJNA «Koreden geldim» V ROPORTAJLAR hataya ve acele hükme karşı korumasıdır. Bu^ün bizi meşgul edecek şüphe demokrasi rejimine karşı beliren şüphe ve tereddüddür. Beş senedenberi kurulmağa uğraşılan demokrasi rejiminden ne kadar çok şeyler beklemişiz, yahud en doğrusu beklemeğe davet edilmişiz ki olan işleri hiçe sayarak, yapılamıyan, belki de yap;lmıyan işleri öne sürerek bütün kabahatin demokrasi rejiminde olduğunu düşünmekte kendimizi haklı görmek istemişizdir. İşte bu suretle demokrasiye karşı ilk şüpheyi izhar etmiş oluyoruz. Vâkıa İngilizlerin faydacı filozofu J. Bentham, demokrasinin »en çok adedde insanlar için en büyük refah ve saadetn olduğunu söylediğini düsünürsek kötü halden iyi hale, bugünden yarına geçtiğimiz süratle geçmek istemeleri pek tabiî olan halkın hayal sukutu içinde şüphe ve tereddüde düşmelerini mümkün görsek bile münevverlerin böyle bir şüpheye düşmeleri «en zalim, en kavi düşmana» teslim olmaları demek olduğunu belirtmek mecburiyetindeyiz. Vâkıa demokrasiyi sadece aded üzerine kurulmuş bir bina telâkki ederek «bize iki milyon münevver değil, on sekiz milyon halk lâzımdırj gibi bir vecizeyi ortaya atarak gü nünü gün etmek isteyen siyasetçiler için münevverlerin şüpheye düşmele ri, nefislerini bu zalim, kavi düşma na teslim etmeleri pek mühim olmı yabiîir.Fakat şu da var ki o vecizenin hakikatinden şüphe etmek hakkına malik olanlar da bulunacaktır. O halde bu son şüphecüer demokrasinin bu kadar ileri şeklinin tllllltllllllllllllllülllllllllllllllmllililllllllUIUM Acaib bir hâdise! İstanbul Sergisinin, piyangoda kazanacak halka dağıtmak üzere, ressamlar.mızdan satın aldığı tablolar Kapalıçarşıda toptan ve yok pahasına satışa çıkarıldı * ,• Yazan: Faruk Fenik Dün Sandal bedesteninden geçenler hayretler içinde kaldılar! Kalburüstü ne kadar ressamımu varsa, hepainin tablosu bedestenin toılu vitrinlerinde teşhir edilmekte ve hepsi satışa arzedilmektedir. Çallı'nın, Hikmet Onat'ın, Elif Naci'nin, Halil Dikmen'in Vecihi Bereketoğlu'nun, Edib Köseoğlu'nun tablolan çok düşük fiyatlarla dünden itibaren Sandal bedesteninde taüştadır. Bunu gören her sanatsever birden bire endişeye düşmüş ve merakla Bedesten MüdUrlüğüne müracaat etmişlerdir: « Ne oldu bu ressamlara? Hep?i birden müzayakaya mı düştüler? Ypksa toptan, tablolannı satıyor ve resmi mi bırakıyorlar?!.. Çok sevdiğimiz Edib Köseoğlu, Kemal Zeren. Elif Naci, Şefik Bursalı, Abdullah Çizgen, Şeref Akdik neden tablolannı bedestende satmak lüzumunu hissettiler? Bu sualler bereket uzun zaman cevabsız kalmadı. Orada bulunan alâkalılar, ressamlanmızm değil, bunlan Hamdi Öziç isminde bir zatın »attığını söyliyerek merakımızı giderdller. tablosuz ve resimsiz evlerimizi resimle süslemekti... Onun için sergide bir jüri heyeti teşkil edildi. Bu heyet bu resimlerden birçoğunu seçti ve 10.000 liralık bir fiyat takdir ederek bu tabîolardan bir kısmını satın aldı. Bu arada Çallı'nın Çıplak Kadın tablosuna 1000 lira, Elif Naci'nin eserine 400 lira, Edib Köseoğlu'nun eserine 250 lira gibi fiyatlar verildi. tşte şimdi burada teşhir edilen tablolar, Sergi idaresinin memlekette resmi teşvik maksadile tertiblediği resim köşesinden alman tablolardır. Hamdi Öziç bunlan Bedestene getirmiş ve rastgele fiyatlarla satmaya başlamıştır. « Niçin?» Bunu Bedestende tablosu müzayedeye konan Edib Köseoğlundan dinleyiniz! Evet, niçln? Biz bu tablolan Bedestende satmak lüzumunu duysaydık, kendimiz satardık. Bizi bu şekilde teşhir etmeğe ne haklan var? Benim tabloma 250 lira fiyat takdir etmişlerdi. Elime 200 lira verdiler. Burada şimdi 120 iiraya satışa çıkanlmış! Biz bu tablolan bir ticaret mevzuu olsun diye satmadık. Rica ettiler, memlekette sanatı teşvik maksadile bu tablolan ahyoruz, dediler. Para mevzuunu düşünmeden verdik. Fakat şimdi kalblmizden vurulmus vaziyetteyiz. Özene, bezene yaptığımız tablolar Bedesten köşelerinde yok pahasına satılıyor. Paramız olsa, arttırmaya girip tekrar tablolarımızı alacağız! Elif Naci de teessür içinde idi. « Ben, dedi. Daha bugüne kadar Bedestende bir tablo satmadım. Şimdi Bedestende tablo teşhir eden bir insan vaziyetine düştüm. Biz bu mesleğin bütün cefasına dayanmış feragatkâr insanlanz. Böyle şeylere bugüne kadar tenezzül etmiş değiliz. Kim bu Hamdi Öziç? Bizi nasıl bu vaziyete düşürüyor? Ne hakkı var? Bereket yalnız değiliz. Bütün Türk ressamlan tam kadrosile hepimiz Bedestendeyiz. 30 tane tablo haraç mezad satılacak! Bu. dünyanm neresinde görülmüştür? Sanınm ki sanat tarihimiz böyle muazzam bir sürprizle karşılaşm^mıştır. Resim bizim memleketimizde daha ziyade devlet sergiierinde yine müşterisi devlet olan bir mata halinde idi. Bu piysneo ressamlara şu ümidi vermişti: (Bu biletleri satm aj lanlar içinde ressamlanmızm reI simlerine gahip olacak talihliler evlerinin duvarlanna bu resimleri asacaklar). İşte ressamlann da manevî zevki, kendi eserlerinin vatandaşlann evlerinin duvarlannda yer bulması olacaktı.» «Bütün tugay mensubları İçinde »»va} gönnüj, onun ne demek oldugunu tanımi} yalnız üç kijl vardı: General Tahsin Yazıcı Albay Celâl Dora. Yarbay Natık Poyrazoğlu. Heplmlz gene, subay, gedikll ve erlerden müteşekklldik... Muharebenin ne demek olduğunu bllmîyor, tatbikat ve manevralarla hayalen mukayeseler yapıyorduk. Ve pördük kl manevra ve tatbikatlar eTİer ve küçük rütbeli subaylar İçin arzu edıldlği kadar faydah clmamiîtır... Bunu karjılıklı ates muharebelerlne lstîrak edlldiği zaman, İlk anlarda gayet açık olarak anlamış olduk.» Bu samimî itiraf, Koreye gitmeden önce hep seçme subaylardan, gediklilerden ve erlerden teşkil edilmiş. ayrıca bir hayli müddet sıkı bir talim ve terbiye gönniiş. tatbikat yapmış güzide bir birliğin dahi, savaş meydanında hakikî ateş karşısında, hazardaki talbikat ve manevralardan büsbütün bnşka şartlarla karşılaştığını isbat etmekte olduğu için mühimdir ve harbin realitelerine daha uygun bir talim ve terbiyeye, tatbikat ve manevralara ihtiyac bulunduğunu göstermektedir. Kunuri muharebelerinin en kızgm anında, cepheye gonderileık ilk ateş ve savaş imtihanını sayıca çok üstün bir düşman karşısında vermiş olan tuğayunız, eğer askerlerimizin kahramanlığı olmasavdı, Amerikan tümenlerini çevrilip imha edilmekten kurtaramazdı. Askerlerimizin fedakârlığı, cesarctl, oynak bir tâbiye yerine sonuna kadar dayanmak azmi ve nihıyet Türk süngüsü. Çinlilerf şaşırttıîı ve yıldırdığı g'M, fazla zayiat vermemek için oynak tâbiye usullerine alışmış olan Amerikahları da hayrette ve hayran bırakmıştır. r Bu rnakin» ile yazılan iş mektupiarı verimli iş HALDA " Yumuşak vv'ruşlu " Isveç yazı makinesi TOrklye Umuml Vtkllt: ERİM TİCARET T. A. O. UUnbm. Oalıts. Vo»»od» C«d.. T.ı.lon : 4 3 2 2 9 *•* Bedesten dün hakikaten görülmeğe değerdi. Resimle alftkalı herkes Bedestene koşmuj ve yok pahasına satılan bu tablolan seyre dalmıştı. İjln enteresan tarafı, burada tablolannın teşhir edildiğini duyan birçok ressamımız da Bedestene gelmi} ve tablolannın toptan buraya intikal sebeblerini araştırmaya baaAYDA"" lamışlardı. Bunlann arasında tanıdık sima olarak Elif Naci ile Edib Köseoglu'nu kolaylıkla seçtim. Gayet müteessirdiler. Teselli bulduklan yegâne nokta toptan Bedestene düşmeleri idi. Birisinden birisi buKumaiindan ısmarlama rada olmasaydı o zaman kederleri elbise 150 Liradır. daha çok olacaktı. Hadise hakikaIsmarlama ten merak edilmeğe değer bir mahiyet taşıyordu. Sorduk soruşturduk. Elde ettiğimiz malumat |U oldu: 135 ve 150 liradır. Bundan bir müddet evvel İsTÜCCAR TERZİ tanbul sergisinde bir ressamlar köSALÂHADDİN KARAKAŞU şesi tertiblenmiş ve yurdun tanınMahmudpasa, Kapalıçarsı mış ressamlan bu köşeye birkaç kapısı yanında No. 18 tablo ile iştirak etmişlerdi. Maksat, memlekete sanat zevkini aşlamak, kabiliyetlerimizi tanıtmak ve bu resimleri büyük sergi plyangosunda bazı kimselere çıkartarak Pozlannızı canlandınr. PANGALTI 11 Lira TAKSİTLE MERİNOS İMANTO ve TAYYÖR Ordu donatım bîrlikleri, moHern harbin zanıretlerinden doğmuş ve ordumuzda yeni olmakla beraber, bu sınıf mensublarınm vazifelerini, Korenin düşmandan daha zalim olan tabiati ve kışı karşısında pek iyi başardıkları kitabdaki tafsilâttan anlaşılıyor. Eserde tenkide değer gördügrıiın Elif Naci ile Edib Köseoğlu Benoktalardan biri, bazı parçalanuın destenden ayrılırlarken üzüntü i mUbalâğalı surette edebî, az realist çinde idiler. En sevdikleri tablolar, ve askerce olmayışıdır. Şunun gibi: üzerine titreyerek meydana getir«28 ka^ımı 29 a bağlıyan uğumız dikleri eserler birer ticaret mataı kanlı gece... Herkes çalışıyor, çırpmıolmuş ve Bedestende teşhir edilme yor, bir avuç Türk 40.000 kuduz köpekğe başlanmıştı. Diğer arkadaşlan da le bojuşuyor, öldürüyor; öldürüyor; öldürüyor ve öl'jyor... Kendisinin arhaber alınca kim bilir ne kadar ü kadasları arasmda bıraktığı boşhıga züleceklerdi?!.. mukabll, karşı tarafta yüzlerle rakamÇalb, o Çıplak tablosunun 8nün lanan bo;luk]ar açtıktan sonra ölüyor. de resimden anlamıyan insanlann dellk deşik oluncaya kadar vunıgtuktan küfrederek konuştuklarını duyunca sonra ölüyor.» Bu ifade tarzı, bir askerden ziyakim bllir ne kadar müteessir olade mübalâğau edebiyat yapan bazı eak, ne kadar ıztırap çekecekti?!.. harb muhabiri arkadaşlanmıza yaZavalh sanat! Sergi mergi derken, raşır. dönüp dolaşıp tekrar çarşıya düşEserin memlekete dönüşten bahtü. seden kısımlannda, saatlerin ve dakikaların değeri. kahvaitının Ünlversftede namzed kaydı nev'i gibi zaid tafsilât var. Meselâ devam ediyor şunun gibi: • 16 subat 951 cuma günü hemşire Onivcnitelerdc, namzed kayıdlarına devam edllmrktedir. ŞlmdJllk Tıb Fa b!zl saat 05.00 de uyandırarak süt. tekülteslnc fazla rağbet vardır. Diğer reyağı, reçel; kızarmıs ciğer ve böbrek, kahvaltımızı Fakültelerde İse aday sayıları nlsbeten yurmırtü tavadan İbaret önümüze getlrdl.» düjüktür. Muhtelif fakültelere kabulü kararlaFakat bu ufak tefek kusurlanna jan mlktar asılmazsa. adayların lmti rağmen, «Koreden Geldim» güzel hana tabl tutulup turulmıyacagı hakve heyecan verici bir eserdir. Kokında blT lnrar yoktur. Bu durum karfuında lkl noktal na reden dönenler arasında böyle kineşredenlerin çoğalmasını zar Uert •urubnektedtr. Biri, imtlhan tablar Iann yapılm*»mdan maksad adayların dilerim. lıtldıdll bulunduklan llml tedris eden NOT Dünkü yazımda Türk donanfakülteler* terzl etmektlr. Dlğeri de tesblt edilen rakamln agılmadığına masınm talniyesi lüzumu hakkında bir gSrt lmtlhaıüara lüzum olmadıtı mer yazı yazacağımı vadetmlştlm. bu yazı uzadı, blr makale oldu. Birkaç gün keıindedlr. İçinde nesredilecektir. F O T O M. O Z E N KRETONLAR PERDELİK TÜLLER DEkORASYON MAĞAZASI TEL 40345 Kahve piyasası durgtm Kahva plyaıasmda durgunluk devam •tmekrtedtr. Fiatlar 71S 720 kunış araıındadır. Alâkalılar llmandakl bir vapurdo dort Wn çuval kadar kahve bulunduğucu »Bylemektedirler. CUMHURIYET Nüshası 15 hruruştur Abone şeraiti Türkiye Haric g«:eılk Aıtı aylı* Oç ayiık Biı ayıık . Lira Kr. 42.00 22 50 (2 00 4 50 Ura Ki. 81.00 43.50 24 00 9.00 CEM SULTAN 951 1932 sezonunur yerli film şahikası O t K R A T CMzetem'îf jönuertlen evrak ve yazılat neşrediltin edilmesin iade olunnua îlânîardan mesullyet kabuJ edilmcil