26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuri Türk zabıtasinın yakın tarihinden meraklı yapraklar Çimdı^liç dört sene oluyor. Bir çok İstanbullulann p«k iyi tanıdıgı Amerikalı arkadasım Leo Hochıtetter 11* kansııu Efese götürmüstüm. tGötürmüjtüm» de lâkırdı. Daha doğrusu hep beraber E(ese gitmiştlk. Çünkü benım de ilk »eyahatlmdi. Şehır bakımından bugünkü İzmirden, hlç iüpht rok, çok daha Ueri olan bu eskl medeniyet merkeılnin tepelerüıe tırmandık. Koca koca tasların üıtünt oturduk. Hem terimizi kurutuyor. hem denize tadar uzanan tarihin canlı Ukeletini leyrediyoruz. Leo'nun birdenbire akhna asti. Cebinden bir çift bildiğimiz tavla «an çıkardı: Haydi, dedi, zar ataiım Zar dedigi bir nrri Amerikan barbutu. İlk »ldt 7 veya 11 gtlirM alırsın, dU|«s, hepyck gehrse rerirsin falan. Şimdi nraıı mı, | u açık tiyatronun guzellljint bak, dlyt nazlanaoak oldum. Yok mutlaka atmalıyız. B*n yann Sbur güa Amarıkaya döndüğümd* «Efea harabelerindc lar attım» diyt sağa sola caka satarun. İkijer buçuk liralık birar kâjıd çıkardık. Oyun* bashyoruz. Çamlıem kulübü gibi poliıin gösfi alünda olmadığı için Efect* kumar ı«rbest. Fakat akslllk. İlk atııı yapan Leo'nun elinden nrladığı gibi zarların bir teki kaya'ana araıında kayboldu. Leo baılar aramaya. Tarihln göz't görüJmıyen kovuklarına habir» elini lokup çıkanyor. Yahu bırak tunu, diyorum, yılan olur, böcek olur, |imdi bir | t y elini sokacak. Başımu» i* çıkaracaksın. İnadı tuttu. Aradı aradı nihayet buldu. Sonra memnun vt müft»hir guldü: Ben bunu oyıına drvam etmek, yahud rann kıymeti olduğu lçin ıramadım. Bakarıın yarın öbür gün budalanın biri gelir. Tesadilfen biıim zan bulur. Tutar ebe| bin sene evvel Efeste zar oynanıyordu» dıy« vesikaHra müstenid koskocaman tanhî bir eser yazar. Maktadım buna mini olmaktı. Bir tarih vesikasmı ortadatı kaldırıyoruz Usdu, utdu... D * • * Dasın, Yayın, Turizm Tt diger blr takım I}ler Umum Müdürü Halim Alyot Girldliltrin kendilerin» mahıuı fivMİnden blr turlö kurtulamamıstır. Bir gün Park Ottldt kendisini fena hald« hiddeüi buldura. Muharrir arkadaflardan birl tEfes 11*, Meryem Ana U« turizra davası hallolunamaz» yollu blr makalt nafretmis. Bizim Halim Alyot (dostlan arannda AlyotU) ateş püskürüyor: Bre kardttim kim ki böylt yaıar ratan halnldir. Tcskin •tanej; irttdirn: Bofiır.a örulmı, dedtm, b«n Romadan yeni geldlm. Biliyorstın, şimdi onlann Anno San*o'lan vsr. Roma on binlerce Hıristiyan hacısı lle dolup bojanıyor. Vatikanda bütün râızlar Merytm Anaaın da oglu ilc beraber yukan kata uçtugumı telkin edıyorlar. Bınaenaleyh »enin mezara turiat murist geimas. Halim daha beter parladı: İyı b» kardetim ben dt blllyonım H uadu. Usdu usdu anladık ı m ı Efcctea uadu, yahu, bizdtn usdu bt kardetiml • • • Hayırlı evlâd p geçenıtrde yapılan mcraılmt Iftlrak edenlerden bir grupta föyle konufulduju duyulmu»: Şu Halim Alyd helâi cfit emmj* doğrusu. Hayırlı evlâd çıkü. 11111 öyl« jra, bakianıaa, anaıuua mezanna naııl itina gösteriyorl Altı sene eN'vel Galata vt civar halkını saatlerce heyecana veren Nazif Kus hâdisesini herhalde hatırlarsınız Kayınpederini öldüren, ikl akrabasını da ağır surette yaralayan bu elektrik tamircisi, Yüksekkaldınmdaki dükkânının kepenklerini kapadıktan sonra küçük mazgal deliğinden tabancasını çıkarmış, korku ve dehşet içüıde neticeyi bekMyen halkın kalabalığından Köpru ustunde bıle seyrüsefer saatlerce ınkıUa uğramıştı. Nazif Kuşun tabancasına kalbini hedef tutan, dükkânın ":epenklerini acarak eli tabancah bir canıyi teslım almağa çabşan bir insanm o andaki ruh haletini muhakkak kı kelımeler de izahtan âciz kalır. * * * 32 yıllık vazife hayaü senelerce en esrarengiz hâdiseler'n tahkikatile geçen Hilmi Orhon mazisinin şerefli birer sahifesıni teskil eden bu hatıralarla şimdi emekliye ayrılıyor. Onun son vazifesi Fatih Emnivet âmirliği idi. Arkasında sivil elbisesi, makamında son defa oturuyor. Bugün arkadaşlanna vedaa gelmis. Hılmi Orhona soruyorum: «Vazife hayatınızm en heyecanlı hâdısesi hangisidir?.ı Gozleri daldı. Şimdi otuz iki yılm binlerce sahifelik macerasını duşünüyor. «Hangisini anlatsam!» dıyor. «Hocapaşa Maliye şubesınin soyuluşunu mu?. 450,000 liralık mücevherat hırsızlığını mı?.» Zabıtanm bir çok muvaffakıyatlerinde şeref payı olan Orhon devam edıyor: uNazıf Kuş da var Mustafa Kıyıcıyı da ben yakalamıştım ..» *** «İstanbul soğuk bir kış günü yaşıyordu. O zaman hırsızhk masasında Emnivet Amin idim. Nazif Kuş adında bir elektrikçınin kayınpederini öldürüp ka\Tisnasını ve bır akrabasım ağır surette yaraladıktan sonra YuksekkaMırımdski dukkânına saklandığını haber aldık. Cinavet masas'ndan ıki arkadaşımız vaka mahalline gittı. Dört saat geçtiğı halde Nazif teslim olmamış. Hâdisenin benım kısmımla alâkası olmadığı halde âmirlerimin emirleri üzerine vazifeyi kabul ettim. Bu sırada bazı arkadaşlanm: «Çoluk çocuk sahıbisin. bu ışi kabul etmen doğru değıl» dediler. Fakat polisin şerefini kurtarmak hepimizın vazifesi idi. Derhal bir vasıtaya binerek vaka mahalline hareket ettım. Yollarda grup grup toplanmış, neticeyi merak içinde beklıyen vatandaşlar hakkımızda neler söylemiyorlardı ki'» Nazif Kuş vak'ası Hilmi Orhnn bir ciaimle vurulacak olursa kol demiri yerinden oynayacak ve kepcngi açarak içeri girebılecektim. Halkı dağıttırdım. Blr balyoz buldurarak kepenge vurmağa başladım. Bu arada bir polis memurunu da dükkânın karşısındaki viran» bir eve çıkarttım. Ben balyozla vur dukça dükkânın üzerindeki küçük odaya ateş etmesini tdyledim. Zıra Nazif odaya çıkıp aşağıdan gıren herkesi vurabilirdi. Bır kaç balyoa darbesinden sonra kol demiri yerinden kurtuldu ve bir anda kepengı kaldırarak dukkâna gırdım. Bu anda duyduğum heyecan her halde Nazif Kuşunkınden farksızdı. Tuyleri kıpırdamadan üç kişiyi vuran eli silâhh bir katili teslim almaya gidiyordum. Belkı ölurum, diyordum. hiç olmazsa benden sonra gelenler yakalarlar. Belki de hafif bir yara ile ku'tulabilirdim. Eır mahzenı andıran dükkânın içerismden ufak bır pıtırdı bıle olmuyordu. Belkı de Euruner°K arkama doğru gelıp bir kurşunda benı oldurecekti. Bu sırada bir sılâh sesi ısittim, kurşun kulağı.nın dıbmden vnnlayarak geçti. Ben de tnukabele ettım. Nazıfe teslım olması için nasihatlerde bulunmaya basiadırn. Ondan hiç bir cevab gelnıedi. Bu anda üçuncu bir sılâh patladı, bunun sesi çok boğuk çıkmıştı. Nazif Kuşun mermer gibi vücudü gürultülü bir şekilde yere yıkıldı. Intıhar etmişti.. Vaziyeti derhal savcıya ve Adalet doktoruna bildirdim. Bıraz sonra da o zaman Emniyet Mudür muavini olan Kemal Aygun gelerek beni tebrik etti.» Bakanlık tarafmdan bir çok takdirnamelerle taltif edilen Hilmi Orhona şimdi yeni bir is yaptnak niyeti olup olmadığını soruyorum. « Meslek! serefimle mütenasib bir vazife bulursam çalışacağun,> diyor. * * * Veda ederek ayrılacağım sırada birdenbire cbir sabıkah da insana b«zan çok güzel meslekl dersler verebiliyor> dedi ve anlatmaya başlad:: « Elmadağ karakolunda komiserdim, bir arkadaşını öldüren Hasan admda bir genci getirdıler. Temiz pâk giyinmiş bir delıkanlıydı. EHırmadan memurlara küfür ve hakaretler savuruyor, hattâ hücutna yelteniyordu. Kendisine, küfur etmemesini ihtar edince barta da gayet galiz küfürler savurdu. Âsabım fena halde bozulmuştu, ağzını burnunu kan içinde bıraktun. Bıraz sonra ifadesini almak üzere savcı gelince, yüzunü, gözünü göstererek, yolunun üzerine dört beş kişinin çıktığını, ağzmı burrrunu dağıtarak dövmeye başladıklarını ve kendisini kurtarmak için bıçakla müdahale ettiğini söyledı. Bu azılı katilin kurnazca oyununa fena halde âlet olduğumuzu maalesef çok geç anladım. Küfürlerden kasdi bizi tahrik ederek ydzünü, gozünü kanattırıp hâdiseyi neisi mudafaa şekline sokmaktı. Savcıya vaziyeti izah ettim, fakat bu bana açıkgöz sabıkahnın unutulmaz bir dersi olmuştu.> Feyjaz TOKAR • • • Beterin beteri rar ffsnird*, yalnıj tzmirde değil, hemen bütün dünyada haftanın eo talihsiz adamı kim biliyor rr.urunuzT Buradakl Millctlerarası Fuarmdaki Çekoslovakya parlyonunun müdürü. Adamcağızı komünist propagandası mahiyetinde afis'er artı diye yaka'.adılar. Bıraz bizim Faruk FeAvıupa harbinin son günleıiyli. nik tarafmdan da olsa, biraz geç de olsa İzmir MüdNazi Almanyası büyük bir ihtırasdeiumumisi bu işte yerındc bir uyanıkhk gosterdı. İyi ama pavıyon müdürü ne yapsın? Aiişlerı la giriştiğı harbde zaferi kazanm^k assa biı yakaiıyoruz, asmasa yarındsn sonra döneceğı Prag'taki hü ümidmi tamamıle kaybetmişti. Yalnız Hitler, Berlınde Başbakanak kumet yakalıyacak. bınasının bodrum katında ıçıne ceİhtimal Türkıyede yakalanmıı olması, bu, fıtraten bedbaht ada kıldığı çelik duvarlı sığın^ıkta, mın, tek tahhıdır. kendı hayal âlemınden doğan son • • • bir ümıde bağlı olarak yaşıyordu. Muharebe meydanlarından geBiçimsiz isi len haberler, komutanların gonderTzmir halkı bir takım mıntaka lsim'erinden şıkâdıkleri raporlar, kurmayların yapyetçidir. Hakikaten burada eskiden kalma tuhaf tıklan hesablar .. hepsi Almanva tuhaf isimler var. Meselâ: Mezarhkbaşı, Salhane, ıçın harbı kazanmanın kabil olamıKarantina Darağacı gibı. Kimi ölümü, kimı kafa yacağmı gosterıyordu. Hitler de kesirrini, kimi hastalığı, kimi de idamı hatırlatıyor. akıl ve mantık daıresınde düşunjlOtobüse biniyorsunuz: Mezarhğa bir bilet. Araduğü takdirde, netıcenm Almanya taya binivorsunuz: Çek Darağacma. lehmde bir istıkamet almasına :mkân goremıyordu. Fakat, denize Değıştire değiştire, bir meşhur KokarYalının düşenin yılar.a sarılması gibı, tek adjnı tGüzeKahf1 ya çevııdner. Onun da yalruz aümıdi, hiç akla gelmedık bir hâdıduıı. Kckusu eskisi gibi duruyorl senin vuku bulmasına bağlamış, adeta bir mucize beklemeğe başlamıştı. Fuhrer'le beraber çelik sığmağa kapanmış nazi ileri ge.lenleri ona, hakıkati olduğu gibi göstermek ıstiyorlar, fakat buna pek cesaret edemıyorlardı Çunkü Hitler henuz Almanyanın dıktatdru idi ve kendısıne karşı gelenlerin idamını emredebihrdı. Yalnız, cesaretlerınin elverdiği derecede ona vaziyeti ıma yolıle anlatmağa çalışıyorlardı. Hitler, ümidinin' henüz tamumPe kaybolmadığını söylerken şdyle aiyordu: «Harbm başmda yaptığımız hesablar, zaierin yüzde >uz bizden tarafa olduğunu gösterm yor mu* du1" Demek ki yanılmışız. O zamanki hesabİEnmızda yanıldığımız %ibi, bueün de harbin bizim aleyhimıze neticeleııeceğine dair yaptığırrffz hpsab yanlış çıknmaz mı?» Hitler'in tam bir safcata niimunesi olan bu düşünme tarzına nazi şeflerınden hiç biri «yanlış» diyemıyorlar, tasdık makammda başlarını sallamakla iktifa ediyorlardı. *** Hitler, çekıldiğı çelık duvarlar arasında dünya ıle alâkasını kesmis değildi. Radyodan, resmj Alman haberler dairesinden, gizli istihbarat tpskilâtından ve Gfnelkuımay ba=kanhğından gelen haberleri o;rer bırer dinliyor veya okuyor, bütün bunların Almanya içm hiç de ümid verıci olmama^ına rağmen, O bujuk lufek jcriuc 5u kujuk tuicği vcrsck olma/ mı? kcndisi onlann üzerınde ysptığı 'Amenkan. karıkatürü) bazı yorumlarla kaışısında pembe j Hitleri öldüren haber Hilmi Orhonun, Nazif Kuş hâdisesini yeniden yaşadığı her halinden belli oluyor. Cüm'.eler agzmdan kesik kesik çıkıyor. Rengi hafif sarardı, gozleri sabit bir noktada. Gözlerinde boncuklanmış birer dam la yasla âmirlerine vedaa gelen memur gruplan onu bir an için hayatmın bu en heyecanlı hâdisemış olan Bırleşmiş Milletler TeçKi sinden ayırabiliyor. lâtının çok daha müessir netice!»r «Tablo çok dehşet vericiydi,» sağlayabilecek bir kurum olmak dıyor. «Ufacık mazeal deliğinden istıdadını gosterdiğtni anlatıyordu. Nazif Kuşun Amerikan toplu taHitler'in, bu hususta yanındakibancası ve takallus etmiş yüzü gölere fıkır sorması da, onun bu 15e züküyordu. Mazca'ın önüne geldibüyuk bır ehemmiyet verdiğıni gos ğimde onu kendınden geçmiş, materiyordu. Çünkü Fuhrer"ın âdetıv • neviyatla uğra^ırken gordüm. Ardı; ancak jüphe ettıği noktalar ükadaşların yakalamak için giriştİKzermde başkalarınm fikrini sorarlerı teşebbusler onu ürkütmüştü. dı. Nazi şefleri bu hususta kat'î Mutemadiyen âhiretle ueraşıyordu bır sey soylemekten çekiniyorlar, Bundan istifade etmek istedim. fakat Bırleşmiş Milletler teşkilâtınm «Müslümanlıkta intıhar edenlerın Batı dünyasının harb üzerinde cenazesi yıkanmaz, namazı kılınkat'i zaferıni işaret edeceğıni gene maz. Buna veltpn>=. mi'k^dderatma ima yohle anİFtmaea çalışıyorlardı. tâbi ol. adalete teslim ol. Hâlâ adam *** öldümıeEe dovmadıysan beni de San Francisco'da Bırleşmiş Mil vur.n dedim. Bu sözlerimi süklletler anayasasmın hazırlandıiı netle dınledi ve ertesi sabah teslim günlerdı Buyük devletlerın Dış Iş olacağına dair yemin etti. Bundan leıı Bakanları orada toplanmışıar, neyi kasdettiğini anladım. Gece çıadeta bir sulh konferansı akdet karak karısınm avukatını da vumişlerdi. Orada mağlub milletlerın racaktı. mumessilleri yoktu, fakat bu, bilâHalkın hevecanı son haddini bulkıs. karşı tarafm. mevcudıyetmi hiç bir şekilde ıspat edemıyecek de muştu. Bu işi neticeye bağlamak recede ortadan kalkmış olduğunu zamanı çoktan gelmişti. Fakat bu Çelik duvarlı sığınak b'nünde Hitler ve muavini gösteren bır işaretti. Muttefikier aslan vapılı gencı öldurmek istemıbir ufuk yaratmağa muvaffak olu Milletler Cemiyetmin elle tutulur, kaaandıkları zaferden o kadar e yorrium. Kepenge bır iki tekme yoıdu. bir ış yapamamış oldueunu, bu ' e mındıler ki harb resmen sona e. vurdum, arkasındakı kol demırinm Bu haberler arasında Hitler'in en ferkinin de semeresız kalacağmı meden dünyanın bundan sonraki oynad:g!nı gördurn Kepenee ağır fazla alâkayla takib etttği, Ameri düşünerek, başlangıcda bu habeıe çehresını tesbit için rrfasa başms kanm teşebbüsile yeni bir Milletler pek fazla ehemmiyet vermemijti. oturmuşlardı. Cemıveti kurulmasına başlarunış Fakat, Amerikadan gelen hnberler, O günlerde Hitler'in çok heyeolmasıydı. Fuhrer, haıbden evvelkı San Francisco'da hazırlığına canlı dakıkalar geçırdiğme şüphe yoktu. Fakat bütün bu haberler onun büyük bir inadla tutundugu ümıdden uzaklaşmasına kâfı değ 1dı. O hâlâ bır mucize beklıyordu. İşte, o sırada gelen bir telgraf haberıdir ki Hitler'in bu son ümidlni de yıkmış ve Almanyanın istikbali kadar kendi istikbalıni de karanUk görerek hayatına son vermeyi kararlaştırmıştır. Bu haber, bir Reuter telgraiıydı ve ajansın San Francisco'daki muhabırinden geliyordu: «Yetkili kaynaklardan öğrenildığine göre, nazi şeflerinden Hımmler, Müttefiklerle gizliden gizlıve temasa geçmif ve Almanyanın teslimi için bir plân teklif etmiştır * Hitler bu haberi alınca kendisi ve temsil ettiği idare için artık kurtuluş ümidi kalmadığını anlamışü. Çünkü Almanya artık kendısinden ibaret değildi. Onun gırıştiği harb akametle sona ermış, başkalan sulh için teşebbüslere geçmişlerdi. Burada bır devır kaDanıBeklenmedik tuisafir Istikbale hazırlık (Ingilu karıkaturü) yordu. AH BU SICAKLAR. (İngüiz karikatürü)j
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear