24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET 31 Ağustes 1951 . Halebe kaçak mal gönâerntek için beni 50 liraya tuttular Röportajı yapan : Yaşar Kemai 10 Bavnl bağlanmış, otelin hesabı ke^ irruş, guya İstanbula gitmek içııı, atobüs bileti alıyorum. Allahaısmarladık, bunca cefalar çeıvtiğim, Anteb şehrtf > Şehirden bir müddet uzaklaştıktan sonra, otobüs şoförüne: Bakın hele şu başıma gelene? Eşyalaranı A* * bde unutmuşum, diyor, iniyorum. Otobüs tozu dumana katarak gözden kayboluyor. Yol üstünde yapayalnızım. Bavulum yanımda. Şu ucsuz bucaksız ovada bir ben, bir de bavulum. Gorünürlerde ne ağac, ne de kimse.. bir zaman kımıldamadan öylece c' uyorum. Antebin kınnızı, çıplak dağlan.. yer yer, yapayalnız kalmış hissJni veren, oymak oymak soluk yeşüe çaian bağlar.. san sıcak.. öldüren, kahreden bir sıcak var.. Bavulu yükletüp, bana tarif ettikleri köye doğru vuruyonım Bavul ağır mı ağır. Altında ikibüklümüm. İkide bir, bir omzumdan, bir omzuma aktanyorum. Bir de a a ü vor ki omuzlanmı.. Allah bilir ya, köye varmcaya kadar omuzlanm yaraya kesecek. Bu bavulu da ne diye aldım? Almasam olmaz kL. nereye bırakabilirdim. Bir daha Antebe dönmiyeceğira. Türküler mınldanıyorum. Memleketimin türkülerini. Dümdüz, ma vi bir deniz gibi dalgalanan memleketirain ovası geliyor gözümün Snüne.. memleketimin san, memleketimin yeşil, memleketimin mavi ovası.. gurbet, yalnızhk türküleri.. son zamanlarda, kaçakçı Hasan oldum olalı, bir de türkü dilime musallat.. bir kaçakçıdan yeni öğrendiğim türkü.. Ben de bilseydim de şu Halebden gelmezdim. Bu tatlı canı da bir kurşuna vermezdim. Vallah kivrem, haberim olsaydı da ben de sana yenmezdim Alınan avladılar bizi Öldürdüler ikimizi Issız koydular odamızı Söndürdüler yuvamızı Bir cakır dikenliğe düştüm. Ak çöğsün üstünde çakır dikeni Bitmeyince gönül yardan aynlmaz Nereden çıkıhr bu çakır dikenliğin içinden? Diken dizlerime kadar. Diken. köpekler gibi bacaklarımı dalıyor. Bir ara, pantalonu kaldınp bakıyorum. Bacaklanm kan içinde.. bavulun ağırlığı.. yanan kanlı bacak.. san sıcak.. cehennem sıcağı.. kızıyorum kendi kendime.. ya köyü bulamazsam.. köy, görünürlerde yok.. tam, dedikleri yerde indim otobüsten.. köy nerede? Bu adamlar beni aldattılar mıî Lânet olsun şu kaçakçıhğa.. şu benim çektiğime, şu halime bakın! Yenir yutulur nesne mi? Gönül diyor ki, dön Antebe, oradan da çek istanbula. Bu kadar yaptık işte şu kaçakçılığı; yetmez mi? Sıcak... Toprakta güneş tütüyor. Toprağın sıcaklığı ayakkabı falan dinlemiyor. Kızgın demlr üstünde, ayakkabıyla değil de, neyle yürürsen yürü, para eder m? Toprağa ürke ürke basıyorum. Ter oluk oluk.. başun dönüyor. Bir de susadım ki.. dilim damağım kurudu. Ağzımın içinde tükürük namile bir şey kalmadı. Dilimde tutkal var sanki. Sigara içiyorum. Sigara daha kötü ediyor. Susuzluk.. susuzluk ölümden beter. Şu benim akılsızlığımı görüyorsunuz ya!... Git git bitmiyor. Köy.. vay, viran kalası köy.. nerelerdesin? Tepemde, tâ uzaklarda kartallar dönüyor. Sıcaktan, göke, ötelere göz açıp bakıbnıyor ki... San sıcak buğulanıyor. San sıcak, toprakta, oylum oylum tütüyor. Halsizlik mi? Ben, ömrümün çoğunu yürüyerek geçirmiş," kahır çek miş, bin belâdan artakalmış adam.. §u Anteb ovasının sıcağı yıkacak mı beni? Nereye gidiyorum biliyor musunuz? Bu cevrü cefa ne uğruna çekiliyor biliyor musunuz? Soylemek işime gelmez şimdilik. Bir duyan olur da iş açarım başıma. Söyliyeyim canım. Söyleyim de, bu meşakkati niçin çektiğimi anlayınız da. canınız sıkümasm. Halebe! Atlı kaçakçılarla birlkte, Halebe kaçak mal götürüp getirmeğe.. larif ettikleri köyü bulabilirsem, bugün yahud öbürgün Halebe.. Ama kelle de kolrukta.. bu sıcağa, bu meşakkate razıyım. Daha neler görecek bu belâlı başım. Ya bir kör kurşun.. ya bir... sKurşun yemiş yâreleri sızılar.» Yâreye de razıyım. İhtiyann verdiği öğüdler akhma geliyor. Yâreye de fitim.. Her neyse, güçbelâ köyü görabildim. Gün, yavaş yavaş karşı tepelerin ardına yıkılıyor. Gölgem upuzun serilnüş toprağa.. Karnım da zil çalıyor. Köyün harman yeri.. kocaman, tepe gibi, arkasını karaniığa dayamış, sap yığınlan.. bir kaç at, öküz, inek seçebiliyorum. Çok şükür, benden başka da canlı varmış şu yeryüzünde.. Terim yavaş yavaş, gecede kuruyor. Bavulu gene sırtladım. Ama ev, hangi evdir.. ya köyün köpekleri. Şehirde, yırbk abanın arkasından havlarlar, köyde aksinedir, demişler. Biz de yırtık abalılardan sayıhnz ya! Ya köyün köpekleri tanımazlarsa! Hapı yuttuğumun resmidir. Ne yapalım? Ev, yolun üstündeki ikînci evdir. Ev?... Harmanlann yanından bir ses: Yaşşa be agoşum. Biz de gelmez, diyorduk. Gelmez olur muyum hiç be arkadaşun. Hemen şimdi çıkılacak. Şimdi mi? Yükler tutuldu bilel Elimdeki bavulu yere bırakıver dim. Bavulu arkadaş aldı. Bu yorgunluğun üstüne bir de Haleb? Çekilir mi? Kurşun sağna ğının altında Halebe... Aman, bun ca gidip gelenler insan değil mi? Onlardan benim ne farkım var? Fakat benimki pek ucuza. Hale be gidip gelmeyi elli Türk lirasına kestik. Elli lira ücretle afyon yüklü bir at götüreceğim. Adananın nam lı kaçakçısı Hasanım, elli liraya Halebe kaçak mal götürülür mü? Bu kadar mı düştün? Benimle pazarlık eden arkadaş: Bu tecrübedir, demişti. Gelecekte iki yüzden aşağrya gitmez* sin. Gider miyim hiç. Ikinci gidişte iki yüzden aşağı idare etmez. Acımdan ölsek iki yüzden aşağıya gitmem. Ölsem gene gitmem. Bana nasıl güvendiler de at t lim ettiler. Buna sebeb, Antebdeki ünümdür. Yukanda da anlaşılrmştır ki, Antebde, namımız almış yü» rümüştü. Elli lira.. Elli lira için kelleyi koltuğa ha.. Ne kadar da ucuz! Hudud karakollannm makinelitüfeği.. Ya bir tutulursak bu ateş yağmunına. Eve girdik. Bu ev, büyük bir kaçakçı evidir. Duvarda, som ipekten resimli, üstlerinde Mekke resimleri bulunan halılar vardır. Bütün yorganlann yüzü ipeklidir. Döşek yüzleri de öyle. Cümle kadınlar ipekli giymişler. Bu evde ne var, ne yok kaçak eşyadır. Kadınlann başındaki yağlıklar som ipektendir. Velhasıl ipekliler dünyası... (Arkası var) Münakaşa yüzünden iki kişi yaralandı Kuçukpazarda oturan Hasan Göktay admda bir şahıs, dun sabah, amcasının oğlu Hüseytale eski bir meseienin nunakaşasını yaparken Hasan bıçağmı çekerek Hüseymi muhtelif yerlerinden ağır surette yaral&mıştır. Mütakıbîn bıçağ; kendi karnına saplıyarak kanlar içinde yere yıkılmıştır. İki yaralı imdadı sıhhi arabasile Cerrahpaşa nastanesine ksldıntaışlardır. =haberleri Veraset ve itıtikal vergisi Maliye Bakanı, bu husustaki kanunun giinün icablanna uydurulmak üzere eie alındığını söyledi I K T I B A S L A K UCM r l l l l I MIH1NA NALINA Stalin'in lisanından Batı hakkındaki Sovyet plânlan Demir Perde arkasından kaçmağa muvaffak olmuş bulunan Çekoslovakyanın Dış İşleri Bakanlığı Eski Umumî Kâtibinin ifşaatı Marshall plânını ortaya atmakla Amerikalıların güttükleri ikinci gaye Batı A\xupada kendilerinin iktisadî ve siyasî hâkimiyetini emniyet altına almsktır. Amerikalıların gaycsi sadece Avrupada değil, Asyada dahi (kuvvet ve nüfuz bölgeleri) tesis etmektir. •Amerikalıların bu gayelerine ulaşmaları tabiatile Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliğini zarardide Bu odada üç kişi vardı: İkinci edecek ve dolayısile Sovyet Sosyatercüman olarak vazife almış olan list Cumhuriyetleri Birliği mütteBodrov, her vakitki asık suratile fiklerinin de aleyhine olacakür. Bu Molotov ve bizzat «büyük diktatör» itibarla Çekoslovak hükumetinin bir kısa bri selâmlaşmadan sonra Sta an için dahi Marshall yardımına lin masanın başında yerini aldı. iştiraki nasıl düşnebildiğini anlıyaMolotov sağına Gottwald da solu mıyorum.. na oturdular. Diğerleri mevkilerine Çekler sükut ediyorlardı. Stalin göre masanın etrafına yerleştiler. devam etti: Stalin girizgâha lüzum görmeden « Birleşik Amerikanın Avrupa. söze bsşladı: daki bu kuvvet ve nüfuz bölgeleri Marshall plânına iştirak etmek ni kuvvetlendirememesi sadece men hususunu müzakere için Pagise git faatimiz icabı olmakla kalmayıp bu mek yolundaki daveti kabul ettiği nu önlemek de başlıca vazifemiz nizi öğrenmiş bulunuyorum. Bunu olmahdır.» nasıl yapabildiğinizi anlıyamadiT. Sonra Stalin iki mühim cümle Burada Gottwald telâşla söze ka. daha söyledi: nştı: « İlk vazifemiz Birleşik Ameri Evet, dedi, daveti kabul ettik. kanın Avrupa ve Asyadaki kuvFakat bu asla bizün Marshall plânı vet ve nüfuz bölgelerini parçalamak na girmeği kabul ettiğimiz manası olmshdır. Bu başarıldıktan sonra, na gelmez. İngiltere ve Fransa tazyika dayanaStalin sükutiydi. rrıyacak derecede zayıflıyacaktır.» Avrupa ve Asyanın ele geçiril Marshall plânı hakkında ne diyeceklerini öğrenmek için bu mesi plânını Stalin böyle hap gibi j bir formülle ifade edivermişti. Sondaveti kabul etök. Stalin Gottwald'm yüzüne bak radan bu sözler üzerinde uzun madı. Bu sözleri duvTnuş olduğunu boylu düşünmüş olan Heidrich «par bile ihsas etmedi. Sözüne devamla: çakmak. karşıhğı olarak Stalin'in kelimesini « Amerikalıların bu Marshall tercümede «obdurati» plânile ne yapmak kasdettiğinı öğ kullanmış. olduğunu hatırlamaktadır. Bu kelime âni bir şiddet harerenmeniz lâzım. Amerikalüar Batı devletle ketinden dyade tedrici, yıpratıcı bir rlnin ölüm derecesinde zayıflama hareketler muhassılası manası ifade lr.ıına müsaade etmemek azminde etmektedir. Diğer mühim nokta da: dirler. Tam tersıne Avrupa devlet Pt&lin, İngiltere ve Fransa için lerinin kuvvetlerini tazelemck az •tazyıkimiza dayanamıyacak» demindedirler. Bunun da bir çok se memiş, «tazyika» demişti. bebleri vardır... Bu hareketin ehemmiyet ve !ü«Evvelâ, AmeHkalılar kendi ikti rumu üzerinde uzun boylu fluran sadî bünyelerini ku\r\retlendirmek, Stalin neticeyi şöyle bağladı: takviye etmek arzusundadırlar. Bi Netayici bakımıridan Amerizim bildiğimiz gibi, Amerikaya hâ kada umumi efkârı Pearl Harbour kim olan gruplar da feci bir iktisadî hâdisesi derecesinde tahrik' edecek buhranı onliyemiyeceklerini bili çapta ehemmiyetli ve şümullu her yorlar. Bununla beraber bu çökün hangi bir adım atmaktan kaçınmak tüyü, mümkün her çareye başvu lâzımdır.» Burada Heidrich hissiyatını şöyle rarak tehir etmeği arzuluyorlar. Bunun bir yolu fazla mallaruıı Av ifadelendiriyor: nıpaya sevketmektir. Bu itibarla Stalin, Amerikan hükumetinin Çekoslovakycnm bu mallan kabjl kendi yurdu içinde dahi vaziyete etmesi demek, Birleşik Amerikanın tam manasile hâkim olamadığı kakaçınıhnaz iktisadî çöküntüsünü te naatindedir. Halbuki kendisi, Stahir edebihnesine yardım etmek de lin yurdunun hakikî hâkimidir. mektir. Bu ise ne Sovyet Sosyalist Aynca Stalin'in kanaatince AmeCumhuriyetleri Birliğinin, ne de rikada iktisadî çöküntü fennî bir Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri kat'iyetle tahakkuk edecektir. Diğer Birliği müttefiklerinin menfaatleri taraftan Amerikan umumi efkânnı da kolayhkla istenilen istikamete ne uygun olamaz. yönetmek mümkündür. Böylece Stalin icabında biraz derdleşmek «uretils, tarihin tabiî seyrinin nihaî zaferi kendine sağlayacağına iman etmiştir. Yabuz ilk vazife aşikârdır: «Birleşik Amerikanm lcuvvet ve EYLÜL SAYISI ÇIKTI. nüfuzu Avrupa ve Asyadan tasfiye BU SAYIDA: Cinsiyet palav edilmelidir. Sonunda, Birleşik Aracılarınm içyüzü Yıldızmıza gd merikanın kuv~ıret ve nüfuz bölcere bahtımz Ba'.ayı seyahatinde leri sadece Batı yarım küresine nelere dikkat etmeli Gerçek ve münhasır bırakılmalıdır.» devamlı aşk mümkün müdür? Bundan sonra Masaryk, ÇekosloGebelik ve doğum tehlikeleri İs vakyadaki döviz kıthğından, kuraktimna iktidarsızhğa sebeb olur lıktan ve Sovyetler Birliğiııe karşı mu? Dişi erkekler, erkek kadın olan iktisadî taahhüdleri dahi yelar Kadını tatmin etmek için .. rine getirebilmek için batıdan ithaAybaşılannız sancılı mı geçiyor \&. lât yapmak mecburiyetinden bahv.s. setti. Stalin adeta tatlı bir dille Resimli 68 sahife 50 kunış «hakikî güçlükler mevcud olduğu takdirde Sovyetler Birliğinin yardıma hazır bulunduğunu» bildirdi ve irticalen, Çekoslovakyanın döviz vaziyeti hakkında bizzat Çekleri şasırtacak derecede gerçek ve teferriiatlı malumat verdi ve nihayet: Paris konferansma iştirakiniz meselesi bizim için Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği ile Çekoslovakya arasındaki dostluğun devam edip etmiyeceği meselesidir, dedi. Bu karanmızı tetkik ederek yann öğleden sonra saat dörtte ceKesimli mağazin yazılan, Hafla vabmızı bildirmenizi beklemekteyiz. ıım Aktiialitesi, Dünya olaylan, Bu düpedüz bir ültimatomdu ve aKrikatür, Fıkra ve güzel sözlerle odadaki herkes bunu anlamıştı. Çekler hiç bir cevab veremediler dolu en büyük boyda 46 sahifelik Hiç bir cevab vermek kudretine bir mecmua malik değildiler, esasen verilecek bir cevab da yoktu. Kremlüıden ddnüş yolunda Masaryk'le Heidrich tekrar aynı otomobili paylaştılar. Tekrar şoförün yanındaki gizli polis memurunun mevcudiyeti, Kremlinin kapılan arkalanndan kapanınaya kadar iki adarrun konuşmalanna rnâni oldu. Sonra Masaryk hafif sesle: Bugün çıkan 101 inci sayı Ne dersin? dedi. sile Türk mecmuacılığında Heidrich cevab vermedi, bir an sonra Masaryk kendi sualini kendi inkılâb yaptı. cevablandırdı: Çekoslovakya artık bitti. Hulâsa eden: M. Kenan Kan İkinci oto>mobilde Maâaryk'ie Heidrich vardı. Heidrich Kremlin kapısında yüzlerine tutulan projektörleri, her iki adımda bir MVD ajanlarile dolu sonu gelmez koridorlan, iç içe bir teviye dış salonlan, nihaî polis kontrolunu ve en sonunda bütün mefruşatı sadece maroken koltuklarla ve bir masadan ibaret vasat ebadda bir odaya girişlerini hâlâ hatırlıyor. , 50 otobüs daha ısmarlanırken ünkü Cumhuriyet'te I. E. T. T. İdareslnin Almanyaya ikinci bir parti 50 otobüs daha ısmarlayacağı hakkında bir haber vardı. Bn ikinci parti otobüsler, 1952 başından itibaren her ay 5 tanesi gelınek 5Uretile 10 ayda yani 1952 ekiminde tamamlanacak. Tabii bu hesab, hiç bir gecikme olmam?.k şartiledir. Haibuki birinci parti 50 otobüsün ilk partisi nisanda geiecek iken pek iyi hatınmda kalmadı ama, galiba temmuzda geldi. İkinci partide de böyle 23 aylık bir gecikme olursa 50 yeni otobüsün teslimi 1953 başlaruıda tamam olacak demektir. İJ;.T.T. İdaresi bu gecikmeleri sineye mi çeker; yoksa usulden olduğu üzere, gecikme tazmina tı alır mı? Bazan bu gibi gecikmeler, siparişi alan fitmanın değil de, siparişi veren aıüessesenin ihmalleri yüzünden olabilir. Acaba ilk 50 otobüsün teslimindeki gecikmeden Alman firması mı, yoksa I. E. ^ T. T. mi mesuldür? Bunu soran ve ' arayan olmadı. Neyse bu meseleyi bir tarafa bırakalım. Şimdi sipari? edilmek üzere \l' man firmasile mutabakat hasıl olan 50 otobüs, acaba birinci parti otobüslerin fiatına mı temin edilmiştir? yoksa eski Umumî müdür Ibrahim Kemal Bayboranu» istifasından evvel, ilk parti fiatına yapmak istediği ve finnanın kabule hazır olduğunu bildirdiği bu sipariş, 67 ay geç bırakıldığı için, firma daha fazla para mı istemiştir? Bu satırlann muharriri, birinci parti ısmarlandığı zaman, bu sütunda. Alman firmasının, diğer rakiblerine karşı iki büyük otomobil fiatına denilecek kadar ucuz otobüs verraesinden istifade edilerek her zaman, ele geçmiyen bu fırsatın kaçırılmamasuu tavsiye etmişti. Ümid ve temenni ederim ki idare, firmaya BVTU fiatı, bu siparişte de kabul ettirmiş olsun. İlk parti otobüsler hakkmda b a a şikâyetler ortaya atıldı. Çok sarsılıyorlar, kanapeleri birbirine çok yakındır. Orta kapılan münasebetsiz bir yerde ve şekildedir gibL Bunların hepsi doğrudur. Geçen gün bu sütunda sarsılma hakkında yazdığun yazı üzerine idare, bu ftrabalarda bazı tadiller yapmağa ve bunlan bir otobüste tecriibe etmeğe karar vermiştir. Alman otobüsIerinde görülen kusurların, sipari^ vcribneden önce firmanuı İstanbula getirdiği, şimdi hususî halk otobüsleri arasında çalışan örnek arabada idare tarafından yapılması istenen tadiUerden ileri gehniş olduğunu mütehassıslar soylüyorlar. Şimdi bu kusurlan izale etmek için bir arabada yapılan Udiller, bakalım tecrübede ne netice verecek? <ie!en otobüslerin mühim bir eksiği daha vardır ki o da İsveç otobüslerinin arka sahanhğının sol tarafında me\cud olan ve kapalı tutulan cankurtarma kapısmın mevcud olmamasıdır. Allah göstermesin otobüs, bütün kapılann bulunduğu sağ tarafa devrilirse yolculan kurtarmak için bu sol taraftakl kapı yapılmıştır. Öğrendiğime göre yeni Alman otobiislerinde bu ihtiyat kajfımn yapılmamış olması. firma ile idare arasında bir ihtilâfı doğumiuş.ar. Firma, bu kapıyı kendisine verilen resimde göstcrilmediği için yapmadığını; idare ise, resimde göstermeği unuttuğu bu kapının şartnanıede mevcud olduğunu ileri sürmekte imiş. İlk arabaîar gelip de kapının olmadığı görülünce idare, sonradan teslim edilecek arabalarda bu eksiğin tamamiaiîmasını istemeği duşLnmüş: fakat bu yüzden ototüsîerin gclmesi bir müddet gecikeceği için bundan vazgeçmiştir. Bu kapılardan vazceçmek yolcuların emniyet ve selâmeti bakımından bir hatadır. Acaba idare, şartnamede mevcud kapılann yapılmamış olmasmdan dolayı Alman firmasından br tazminat istedi ve aldı mı? İkinci parti 50 otobüs ısmarlanırken ilk paıti'Jekie'âe srorülen kusurların düzeltilmesi acaba düşünüldü mü? Firmadan bir takım değişiklikler istenirken de aksi neticeler verdiği görülen kendi fikirlerimizde inad ve ısrar etmiyerek binlerce otobüs yapmış olan ve her yeni modelde bir takım yenilikler tatbik etmekte bulunan tecrübeli Alman mühendislerinin fikirlerinden istifade etmeği unutraamak lâzım geldiğini halisane tavsiye ederiz. LINGUAPHONE Evinizde işinizden ve rahatınızdan fedakârlık etmeden ingilizce veya başka her hangi dili fasih şivesile kısa zamanda öğrenebilirsintz. Plâklarda yabancı kelime ve cümleleri tekrar tekrar dinlerken mevzuun yazısını ve resmını ki> taptan takip edecek, bu suretle lisana ALIŞACAKSINIZ. Metodun nasıi tfladiğınt asastı suretta «niamak için (Lınguafon Enftttttisü, Ankara caddesı, tO7 Ifttanbui) adresından p a r a m oiarak göndarilmakt* â bulunan r«»ımlı LINGUAPHONE !• YABANCI OİLLER I t>ro»UrUnU bir defa okumak kafidir. Htmcn bu gıin I ıhmai etm«den yazıp ısteyımz J Bir müddettenberi şehrimizde tetkıklerde bulunan Maliye Bakanı Hasan Polatkan dün tetkikleri ve bazı hususlar hakkmda aşa**Bugün, Kremlin'de cereyan etdaki beyanatı vermiştir: « İstanbulda teşkil edilen ge miş .olup dünya siyasetinin veçhelir, esnai, kunımlar ve vergi usul sini degiştirmiş bulunan bir topkanunu üzerinde çalışan komisy lantınm teferrüatını, ilk defa ve nun faaliyetine iştirak ettim. Bu doğru olarak açıklamak imkân dakanunlann noksan taraflannı tes hiline girmiştir. 9,temmuz 1947 de, bit etmekle meşgul olan komisyon geceyansından evvel başlayarak yakında çahşmalanru bitirecektir. geceyansmdan sonraki saatlerde de İstanbuldaki Maliye teşkilâtile Def devam etmiş olan bu toplantıda delegasyonuna terdarhğın malî işlerile de meşgul Stalin resmi Çek oldum. İleride randımanlı bir çalış Çekoslovakyanın Marshall plânına iltihak1 edemiyeceğüıi söylemiş, ayma devresine gireceğiz. nı zamanda, büyük bir sükunet B. M. MeclUinin büyük baş hayr vanlar üzerindeki vergileri kaldıran içinde, Birleşik Amerikanm kuv\ et kanunu kabulden sonra dığer ha> ve nüfuzunu Batı yarım küresine van vergilerinde kademeli bir kal inhisar ettirerok Sovyet kuvvet ve dırma işine girişmiş bulunuyorjz. nüfuzunu Avrupa ve Asyaya yayBu hususta kanun projeieri hazır mak yolundaki plânlannı uzun ulanmaktadır. Önümüzdeki yılla ^a azdıya izah etmişti. ha>vanlar vergisi kademeli olarak j Çekoslovakyanın yedi ay sonra Sovyet ıdaresi altına girmiş olması, tamamen kaldmlacakbr. o geceyansı konferansının tabiî bir Veraset ve intikal vergisi kanuzeyli idi. Doğu Avrupada en ufak nu günün icablanna uydurulmak bir istiklâl vehminin dahi merhaüzere ele alınmıştır. Yeni bir tasametsizce söküp atılması ve nihayet n hazırlanmaktadır. Tasan önüSovyetler Birliği ile Batı arasında, müzdeki kış .devresinde Büyük bütün dünyayı harb eşiğine ulaşMillet Meclisine sevkedilecektir.» tıran, tamir edilmez bir aynlığın başgöstermesi aynı konieransın diParlâmentolar konferansı bugün ğer zeyilleridir. açılacak O gece, Stalin konuştuğu zaman, Bueün ı u t 10 da Yıldızdaki Şale köj mahvedilmeleri kendi iktidan dahikünde açılacak olan Parlâmentolararası linde bulunan kimselere hitab etkonferansa katılmak uzere dün delege mekte idi. Kendi ıradesine tâbi kim lerln son partisl de gelmistir. selere hitab ettiği için de Sovyet Dün gelen delegeler arasında Surlye, Paklstan. T»yland ve Amerlkan he diktatörü hakikî maksadını tam bir yetlerl vardır. Amerikan delegeleri «zel açıkbkla ve sarahatle ifade etmisti. b:r uçakln şehrlmize gelmljlerdlr. KonBugün Stalin'in söylemiş oldukferans dun bir Ihzari toplantı yap larını nakledebilmemizi Arnkost mıjtır. Heidrich isimli iri yapılı, cesur bir NewYorkta toplanacak kimya adama medyunuz. Bu itibarla bu kongresi raporumuza Heidrich'le başlamak NewYorkta toplanacak olan beyrel yerinde olur. nüel klmya kongresinln tıbb! kısmnHeidrich'le karşılaşmam, gazeteda blr tebliğde bulunmak Jıere Ünl cilik haytımın en garib cilvelerinvertlte döçentlerinden Dr Osman Saka den birini teşkil eder. Bu karşılaşdün uçakla NewYorka liareket etmijtlr. Sejahati blr ay kadar devam ede ma 1948 ilkbaharında, komünistlerin zor yolile Çekoslovakyada ikticektir. dan ellerine almalanndan iki ay Kahve fiatlan yükseliyor sonra, Prag'da olmuştu. Yüksek Kahve flatlarır.da yükselme devaaı Çek hükumet adamlannın, kendi etmektedlr. Bej numaralı kahve 710 ve 3 numaralı kahve 71S kurujtan mua başlarını derde sokmamak için «Wall Street uşağı» ile konuşmakmele gdnnektedlr. Yeni mahnü kahve flatlarırun yük tan kaçındıklan bir sırada Heidrich sek olacağı anlaşılmaktadlr. mülâkat müracaatimi derhal kaftul etmişti. Çekoslovak Dış işleri BaBu sene pirinc mahsulü kanlığı umumî kâtibi sıfatile Heidbereketli rich, kabine dışında görüşebilecetstlhsal bölgelerlnden gelen haberler» göre plrlnc mahsulünün simdllik bere ğim en mühim mevki sa^ibi Çebirisiydi. Beni, ketU bir manzara arzetmekte oldugu koslovaklardan arL'asılnıaktadır. Czernin sarayındaki geniş, müzeyCenub bölgelerlnden bu yıl fevkala yen aairesinde samimî bir eda ile de blr mahsul alınacagı gelen haber kabul etti. Muhatabımm Dış işleri ler cümleslrKİendir. Plyasada princ atokları kâmllen eri Bakanhğına iltihak etrr.ezden evvel rniş vaziyettedlr. Yalnız bazı eUerde Cumhur Başkanı Beneş'in hususî ufak partller kalmıştır. Hattâ o kadar kâtibliğinde buhınduğunu ve Çekl yeni mahsul pirindn Idrakine kadar koslovak Dış işleri Bakanı Jan pijasadakl mevcud pirlnclerin kafl gel Masaryk'in de yakın dostu olduğunu miyecegl bellrtllroektedlr. ve muhakkak ki komünist olmaBu dunıma göre yeni mahsulun lddığını biliyordum. Bununla berarakme stoksuz glrilmektedir Resim ve Heykel müzesi açıldı ber dünya durumu hakkında sade27 eylul 1937 senesinde Ataturk ce büyük bir muvaffakiyetle değil, tarafından tesis edılen ve harb sene fakat göze çarpan bir safiyetle kolerlnde kapatılan Resnn ve Heykel nuşması beni şaşırtmıştı. Bir saat raüzejl dün sabah saat 10 da Dolma «üren mülâkatımız sona erdiği zabahçe Sarayında halka açılmıştır. Müztde 597 resim ve 43 heykel bulun man şaşkınlığım bütün bütün artb. Zira, aynlmak üzere kalktığım maktadır. zaman Heidrich oturmamı işaret eTercihli telefon tevziah derek kendisi bana bir sual sordurdaruidu muştu: Telefon Idaresi tarafından doktorlara, basın müesseselerlne va mensublarına >apılan tercihU telefon tevzlatı durdu, Memleketinizle Sovyetler Birrulmustur. liği arasında harb olacağı kanaatdare, otedenberi ârame hlzmeti ya tinde misiniz? pan gazeteler, ajanslar ve mensubları Uraurai olarak böyle bir hâdise ile bastaneler, eczaneler; doktorlarla ye ihtimal vermedığim cevabile mu büyük ij yerlerine abonman talimatnan.esi gereglnce tanıdığı terclh hakkının kabele ettim. Kanaatimce silâhlı, kaldırıldığını müracaat sahlblerıne teb uzun bir sulh devresi daha muhl i | etaketedır. I temeldi. Paksitan nıuhalefet liderinin • Bunun üzerine Heidrich'in kısa 1 kollan, bir facia durumu ifade etdenıeei Pakistan muhalefet lideri bulunan meseydi, muhakkak ki gülünc saMr S. C. Chattpadhyaya, Şale köşkun yılabılecek olan bir hareketle yande açılacak olan beynelmilel Parlâmen ianna düştü: tolar konferansma ıştirak etmek üzere şehrimize gslmistlr. 78 yaşında olan Şu halde, dedi, benim için Pakistan muh3İefet lideri Pakistan kaçmaktan başka çare yok. Parlâmentosuııun en yaşlı üyesi ve Bu hâdise uzun bir müddet beni Hindularla Muslumanîarın birleşmeslne düşündürdü. Neden komünist bir en çok taraftar olanlardan blrldir. Mr. Chattpadhyaya, kendisile göruşen hükumetin Dış İşleri Bakanlığı ugazetecüere bir muhalefet lideri sıfati tnumî kâtibi hayatmı daha ömrünle, muhalefet ve iktidar anlayışı üze de ilk defa gördüğü bir Amerikan rinde sunları söylemiştir: gazeteciye emanet etmek cesaretini « Demokrî.side muhalefetin lüz\ın.una lşarete h«cet yoktur. Zira, !ktl göstermiş, böyle bir lüzum hissetdara do|ru yolu muhalefet göstertr. Mu mişti? rakabesiz İktidar olamaz, olursa o mem Bir müddet sonra Heidrich gerlekette demokrasi yok demektlr. Aynı zan anda iktidar muhalefete daima sav çekten memleketinden kaçmağa gı göstermek mecburiyetindedlr. Diğer muvaffak oldu. Washington'a geldi, demokrat memlekeilerde oldugu gibi tekrar karşılaştık ve o zaman nePikJstand» da muhalefetin sdzu cllnle den bu derece büyük ve lüzumsuz nir ve memleket İçin faydalı olara nıemnunlyetle tatblk edilir. İktidar, sayılabilecek bir tehlikeyi göze almubalefet partislnln fikrinl alnıadan mış olduğunu anlayabildim. hiçbir önemll karar veremez Esasen Evvelâ, Heidrich'in ikazı üzerine cîemokrasinin gayesi de budur. Gerek hatırladım ki o gün, mülâkatımız lç. gerek dış meselelerde muhalefet liderinin mutlaka mütaleası almır. Ka esnasında dairesi soğuktu, Dış İşsıl kl. sizde de böyledtr. Esasen biz son leri Bakanlığı umumî kâtibi bir saç 30 sene içlr.de Türkiyenin kaydettiği gün evvel mektublan arasında imta^dıre şayan ilerleyişı hajranhkla ta zasız bir ihbar bulmuştu. !Tun Ja kib edlyoruz Türkiye. başarılan ıle bütun gene milletlere bir llham kay dairesine bir dinleme cihazı ko*ınağı olmusrur. Atatürkün hayranıyız. muş olduğu bildıriliyordu. Fakat, «Türkiye ile aramızda tarıhî ve* kul gene imzasız ihbarnamede bu f.türel bağlar vardır. Sevr muahedesın hazın pek kifayetli olmadığı ve, soten sonra dakkada blr nümayişe ınani kak gürültüsünün içeri nüfuzuuu elmuş, Hindistan ve Türkiyenin hür.i sağlamak için pencereler açık bıyetleri garantl edilmedlkçe dünya sulhü asla knrulamaz, demistîm. Nltekim rakıldığı takdirde, cihazın pek işe yaramıyacağına da işaret ediliyorde öyle oldu «Dunyanın bugunku durumuna gelin du. Mülâkatımız esnasında ise pence: Ben şahsan bugun dunyanın suratle celer tamamile açık bırakılmıştı. bir harbe doğru gittlgine kanl değiltoı. Fakat bütün hikâye bundan ibaHiç blr devlet harbi göze alacak dun>n.da değıldlr. Buna kimsenin cesaret ret değildi. Heidrich harb esnasında Çekoslovakyada AntiNazi muedeceğlne ihtbnal vermiyorum.» kavemet hareketinin liderlerindendi. Naziler kendisini suç*jstü yakaAĞUSTOS 31 ZİLKADE 28 lamışlar ve hattâ idam gününü 8 nisan 1944 olarak tesbit etmışlerdi. O, bu bâdireyi atlatmağa muvaf\ fak olmuştu. Bunu nasıl ba^ardığını burada anlatmağa yerimiz muV: ] 6.26 13.14 16.56 19.44 21.22 4.39 said değildir. Yahıız şunu kayıdla E: ]1O.4H 5.30 9.11 12 00 1~36 8.54 yetsinelim ki Heidrich . bir kere Heidrich ölumle karşı karşıya geldikten son •ra artık hayatı umursamamayı öğrenmiş oesur adamlardan biriydi. Nihayet 1948 ilkbaharmm o gün lerinde Heidrich insan hayatını tehlikeye koymayı yegâne halâs çaresi saymaya icbar eden bir ümidsizlik içindeydi. Bu ümıdsizliğin menşeini anlayabilmek için o ilkbahar gününden on ay evveline, bir Sovyet tayyaresinin Prag'dan kalkıp Çekoslovak delegasvonuna Moskovaya götürdüğü temmuz gün lerine dönmek lâzun. Heidrich bu tayyaredeki Çeklerden birisiydi. Kendisile beraber dört kişi daha vardı. Heyetin başkanı, Çekoslovakya Başbakanı Kle ment Gottwald'di. Bu ezelî komüniste, daha da dehşetli bir komünist olan kâtibesi Madam Kohler refakat etmekte idi. Madam Kohler hayret verici dereoede zayıf bir kadındı. Zira harbi geçirdiği Moskovada, ülser yüzünden midesi kesilip çıkarılmıştı. Meratib silsilesinde Gottwald i Çekoslovak Cumhuriyeti kurucusunun oğlu takib ediyordu. Bu da dış görünüşüe neşeli kadmlardan, nükteden hoşlanan, fakat haddı zatında, daha o sıralarda karanhk bir istikbalin kâbusile ezilen Jan Masaryk'di. Heyetin dördüncü azası, Heidrich gibi o da Masaryk'in eski bir dostu olan ve komünistliğe kendini kaptırtnamıs bulunan Adalet Bakanı Prokop Ortina idi. Görünüşte heyet, Alman tecavüzü yenilendiği takdirde müsterek yardım esasına dayanan ÇekFransız andlaşmasmı görüşmek üzere Moskovaya gitmekte idi. Fakat o tayyaredeki her Çek diğer bir mesele hakkında Kremlinin ne düşündüğünü merak etmekte idi. Zira, Gottwaldin de tasvibile Çek hükumeti yeni teklif edilen Marshall plânınm esaslanru görüşmek üzere İngiltere ve Fransanın Parise davetini kabul etmiş bulunuyordu. Tayyare Moskovada Molotov başkanlığındaki bir heyet tarafından törenle karşılandı. Sonra Çek!er Sovyet otomobillerile Moskova dışındaki bir köşkte mükellef bir cğ'.e ziyafetine götürüldüler. Heyetteki komünistlerle komünist olmıyanların birbirlerine itımad etmemeleri yüzünden pek de neşesiz geçen ziyafetin hemen ort^sında Madam Kohler. Gotbvald'ı koridora çağırdı, fısıldaştılar. Sonra Gottwald yemeğe döndü, Esabî hareketlerle yiyeceğini bitirdi ve yorgunluğunu bahane ederek çekiMi gitti. İki saat sonra Gottwald helecanla Heidrich'in odasına döndü: Heidrich! Çabuk söyle Marshall plânına iştirak hususunda her hangi bir tsabhüde girişmiş bulunuyor muyuz? Heidrich her hangi bir tsahhüdün bahis mevzuu olmadığı cevabını verince Gottv.sld rahat bir nefes a!arak yerine çöktü: Ben de Mareşal Staline öyle söyledim de... Aşikâr olarak Madam Kohler'in kulağa fısıldanan sözleri Stalini'n davetini bildirmişti. Aşikâr olarak bu konuşmada baslıca mevzuu Gothvald için hiç de tatlı olmamakla beraber Çekoslovakya Baş bpkanmın cnüstakillen Paris daveti ni kab'jlü teşkil etmişti. Gene aşikâr olarak Got**ald bu hususta her hangi bir taahhüde girişilmediğiııi patrcnuna bildirmijtl. Fakat ashnda bir marangoz olan Gott«sld, davete veriien rev?b'n. hukukî ve diplomatik çerçevesi içinde, hakikî mahiyetini katiyetle kestirebilecek çapta bir adam değildi. Yanılmış olabilir. dolayısile patronuna yanlıs malumat vemniş bulundoiürdL İşte bu husustan emin olmak için Heidrich'e gelmiş ve istediği neticeyi ahncıya kadar heyecan ve korkusunu gizlemeğe dahi çalışma. m:ştı. Bu büyük badireyl atlattktan sonra Gottwald heyetinin diğer ara larını çağırtü ve o akşam saat on birde Stalin'in düşüncelerini duymak fırsatm: elde edeceklerini bildirdi. Muayyen saatte, büyük bir Rus otomobilinde Gottwald Kremlin yolundaki kafilerıin bafina geçü. SEKSOLOJİ 3 Roman 3 Hikâye 19 Meraklı Yazı Bugun en beğenilen ÂRDATH 17 T a ş l ı îsviçre Hassas Saati saat: 5 0 0» YEMEK ve TATLI R e ç e t e s1 İKB4L KİTABEVİ Fi.: 350 Kış. T U R K K I Z I var Vatamn var olmaıım istersen onu edecek insanlı^a hizmet için CÜMHURİYET Nüshası 15 kuruştur Abone şeraiti Türkiye Haric Senel'.R Altı avlık Dç ay 11K Bir a y ı k Lira Kr. Ura KT. 42.00 81.00 22 50 43^0 12 00 24.00 i 50 9.00 K A T I IIF M S I K E Kızılay Hemşire Okulu AKSABAY İSTANBUL ınncenlen evralc ve ı/cztlor neşrediltin edütnesın lade olunma* tHniardan mesullyet kabul < . u 1 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear