24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
28 Afastos 1951 CÜMHURIYCT BİR DAKİKA t Müsabakamtx Devekuşu siyaseti indistanın, Japonja ba rış konferansma katıl mamak hususundaki ka rarı Batı dunvasında derin tepkile husule getirmiştir. Bu konferansa çok fazla ehemmi>et veren Birle şik Amerika ise Yeni Delhi idareci lerinin bu karannı teessüfîe karşıla mıştır. Truman idaresi, San Francis'o konferansınm hem dahili hem de haricî sivaseti üzerinde tesir icra edeceği kanaatindedir. l>un za mandaneri muhalefet. Truman'ı U zakdoğnda istikrarsız ve zayıf bir siyaset takib etmekle suclandır maktadır. Japorna ile barışın ak dedilmesi cumhurivetcilern bu ıt hamlarını bir nisbet dahilinde çu rütmüş olacaktır. Diğer taraftan â dilâne bir şekilde kaleme alınmı olan andlaşma ve bunu takib ede cek ikili askeri paktlar Pasifikte scağlam bir müdafaa crohesinin ku rulmasını da sağlayacaktır. Hindistanın. San FrancUco konferansma eitmemesi. Uzakdoğumın savunmasile ilgili plânlan teblikeye düşürebilir. Aynı zamanda Japon ya ile barışı imzalayan devletler arasında Asva devletleri azınlığı teşkil edecekler ve Sovyetler de bu hususu isüsmara çalışacaklardır. Nehru dun eece verdiği be\anatta, Hindistanın neden San Francisco'ya gitmiveceçini İ7ah ederken şikâ> etlerini şu şekilde sıralamış Hindistan ve Japonya ile banş andlaşması Yeni Delhi'nin San Francisco Konferansım boykof etmesi Amerikada iyi karşılanmadı t'ği sırada c*ığer Asya memleketlerinji hislerine tercuman olmamıştır. Zıra hıç kimse «mulâyim» bir barış andiasması hazırlamak içm Bırleşik Amerika kadar çok çahşmamıştır. Ve Amerika daha ziyade Fılipinler, Hındı Çinî ve Birmanya gıbi As> a mmeleketlerinin muhalefetine maruz kalmıştır. SOÎU geçen resmî şahsiyetlere gcre butün bu memleketler daha ?eft tazminata ve Japonyava karşı daha sıkı emnıjet tedbırlerine tamemrunivet bahşetınediğini belirt r?ft&r olmuşlardır. Wafhıngton 27 (a.a) (United Press): Amerikan yüksek resmi şabsiyetleri, Hindistanın gelecek ay San Francisco'da toplanacak olan Japon sulh konfreansına ıştirak etm«mek için uydurulmuş sebebler i'eri sürmekle Sovjet Rusyanın menfaatlerıne hizmet ettiğini söylemiflerdir. Aynı şahsiyetlere göre, Başbakan Nehru teklif edilen Japon sulh and laşmasınm Japonyaya hur mılletler arasmda şerefli bir müsavat ve ı.mııiıımııiHHIIIIIIII|t|||l|lllinnmilllllllllllllll'III llltniM •"" Kızıl Çinliler, MUtareke Konferansma gelmiyorlar Tokyo, 27 (A P.) Bu geee komünistîer, Bırleşmış Mılletler baş komutanı General Rıdgvay'ın notasını cevablandırmışlardır. Komünıst yüksek' komuta heyeti, General Matthew Rıdgway'in son mesajıada verdiği bazı ızahatı «hiç bir suretle tatmın etmeyıci» kaydıle reddetmiştir. Kızıllar, müttefikleı in Kaesong bölgesinin tarafsızlığını ihlâl ettıklerini ileri sürmüşlerdi. Müttefik kuvvetler başkomutanı General Ridgwayise son mesajında, bu iddıalan reddetmiş ve müzakerelere yenıden devam edilmesi teklifinde bulunmuştu. Pekin radyosu tarahndan yayınlanan ve Kuzey Kore Başbakanı Kım İl Sung'la Koredeki Çm kavvetleri komutanı General Peng Teh Hua adına okunan cevabda bu teklif reddedilmıştır. Gnl. Ridgrvtay'in temaslan Bugun B.rleşmiş Mılietler Başkomutanı General Rıdgway, hususî uçağı ile Koreye gitmiş ve müttefık mütareke heyeti ile son durumu gdrüşmüştür. Bu görüşme hakkmda bır tebliğ yayınlanmamıştır. Cephede göğüs goğse çarpışmalar olduğu bıldırılmektedır. Havanm fena olması hava akınlannı kısmen sekteye uğratmıştır. Bov'.e olmakla beraber 200 e yakın çıkıj yapılmıçtır. Kafkas birlikleri Tokyo, 27 (a a.) (United Press) İnanılır kaynaklardan bugün bıldirildığine göre mütareke görüşmelerinuı akamete uğraması harbın yeniden fiddetlenmesi ile netıcelenecek olursa komünistlerle bırlıkte çarpışmak üzere 2000 kadar Kafkasyalıdan muteşekkil birlıkler Koreye gırmişlerdir. Hüviyeti tesbit edilmiyen muhabirler, aynı ramanda, Kafkas, muh temelen Rus, uçaksavar batarj'alarının Kuzey Korenin doğu ve batı sahillerinde mevzi almış olduklannı bıldirmişlerdir. Ben istentem Bir seçım mıntakcmnda duyuhmıştur: Ü!e Hasso'ya (Hasan) ne diye rey venyon Hellü'ye (Hahl) versen e de.. Neme gerek? Üle Hellü 6 kol iskambı^e kiımanda eder (yani erkânıharb!) yüze kadar davar sayar (yani hesab bilır') hele bır de mektub gelende baştan sona çctr» çattr okur (yani âlım!) daha ne istiyotı? Bu olmaya da kim mebus ola! D. N. Ege güzelleriniıt sordukları bir suale cevab Müsabakamıza iştırak etmek istıjen bazı güzeller ki bunlar dsha ziyade Ege bölgesindendirler bır meseleyı merak ettıklerıni bildırerek fikrımizi soruyorlar. Bu mesele şudur: Epe güzeli seçildı; eylul sonunda İstanbula geıerek son seçmeye de iştırak edecektır. Ege bolgesınden Yeni Asır gazetesının tertıb ve ıntac ettiğı musabakaya ıştırak etmış veya etmemiş olan güzeller de İstanbula gelip seçmelere gırebılırler mı? Bu sualin cevabı şudur: Bu güzeller de İstanbuldaki seçmelere girebılirler. Elverir kı bize resımlerıni gdndersinler. Zaten şımdiye kadar Ege guzellik müsabakasına gıren bazı guzellerin resimlerini de neş rettık. Bunlann tekrar resim göndenreler ne lüzum yoktur. Musabakaya girmeğe şımdi yeni yeni heveslenmış olan bütun güzeller gıbi Ege ve Ankara bölgelerındeki ;uzeller de resimlerini gonderdıkeri takdırde musabakaya girmek hakkmı kazanmış olurlar. Ege güzeli seçilen bayan, İstanbulda yalnız son seçmeye girecektir; dığerlerı ıse her iki seçmeye de gireeeklerdir. Bo^le olmasınm sebebi Ege güzelınin Izmırdeki musabakaya girmek ve kazanmak suretile birmci seçmeyi muvaffakıyetle geçırmiş olmasıdır. Seçim propagandaları elki bir kısun Demokrat Parti mensubu, beni Halk Partilidir diye dıişünüp bu yazanı, C.H.P. hesabına yazılmış sanırlar. Kimseyi yan* lış düşiınmekten menedemeyiz. Bunu bir «kıyası nefs» neticesi sayıp şimize devam ederiz. Bütün tarihinde hemen hemen muharebeden başka bir şey yapmamış, jahud pe kaz şey yapmış bir millet olduğumuzdan mı nedendir, n basit müsabakadan en sakin geçmesi lâzım gelen hayatî ehemmiyetli münakasalara kadar ber karsılıklı işi muharebe haline getıriyoruz. Bunun neticesi olarak müsabaka da. münakaşa da. seçim de mahiyetini kaybediyor ve dejenere oluyor. Ben en kuçüğünden en bü ' yüğüne kadar bütün toplantılanmızda işi hayat ve mukaddesata kadar vardırmadan sükunetle görüşüğumuze pek az şahid oluyorum. Hele şu seçim mücadelesinde, en ağırbaşlısuıdan, en hafifmeşreblisine kadar bütun konuşanlar birbirinin kanına susamış gibi konuşuorlar. Işte ben, biraz da bundan dolayı bu badireden kaçmak istedim. Durup dururken ne diye muhaddesatuna iliştireyim. Her yerde de seçim oluyor. Hattâ bibirinin dosru, fakat rakibi olanlar karşılıkı konuşuyorlar .Fakat baklannda kötü soz söylemiyorlar. Biz ikna kuvvetimizi, sesimizin yüksekliğbıden ve kullandığımız kelimelerm huşunetinden almaya çalışrıkça bn memlekette intihaba kimse rağbet tmez. Nesine gerek âlemin böyle gırtlak gırtlağa gelmiş zümreler hesabına çalışmak. Bn nasıl olmalıdır? Evvelâ şuna karar vermeHyial Seçimi kendi meziyetlerimizi överek kazanacağız. Bu arada karsı tarafm yaptığı yanlış icraatı da tenid edeceğiz. Ama yalnız tenkid edeceğiz. Normal olarak her memlekette iktidar partisi kendini över. Şunu yaptım, bunu yaptım, unlan da yapacağun, der. Bu onun hakkı hattâ vazifesidS& Muhalefet partisi de iktidar partisinin icraatını tenkid eder, kendl programını över. Bunlar vapüırken kullanılacak lisan halkm anlayacağı kadar sad» lmak lâzımdır. Ama munakaşa âdabı dışma çıkmamalıdır. Bizde böyle mi oluyor? Size miıaller vermiyeyim. Taralar sözlerimi kendilerine tariz sa nıp bana da çatarlar. Gerci cevab ermekte âciz kabnayız; ama esmayı üzerimize sıçratmak da istemeyiz. Onun için misalden vazgeçiorum. Lâkin göriiyorum ki; ba mücadele tamamen yanlış yoldm gidiyor. Ben, taraflara bir şey haber vereyim. Belki farkında dcğildirler. Bütün bu konuşulan sözleri, yapılan itham, isnad hattâ iftiralan itaraf halk dinlemez. Partililer ise zaten kararlanm vermiştir. Büyük seçimde haddimiz ohnıyaray iyice konuştuğumuzu sanıyoruz. Karşımızda dört kelimeyi bir araya getiremiyenler, lâf etmişlerdi. Biz ka\bettik. Şurasını bilmekte favda vardır ki: seçmen kutlesi hangi hâdiselerden aldığı belli olmıjan bir kararla kime rey vereceğini evvelden kestiriyor. Onu bu kararmdan çevirmek için top atsanız nafile. Bu arada son demlerde rejini değiştirenlerin savısı yüzde beşi güç bulur. Onlar da söylenen bu sözler ve çakılan propaganda nutuklanndan dolayı deçil. Tamamen ayn âmillerden dolayı. Zaten dikkat ediniz. Hele şimdi dikkat ediniz. Bir intihab toplantısuıa kaç kişi geliyor? Bunlann yuzde doksanı toplantıyı tertib eden parti mensubudur. Yuzonu da: Bakalım, ne olacak? diye gelmiş rterakhlardır. Bu meraklılarut yüzde doksanı da seçimle alâkah değildir. Onun için butün bu hatiblerin boşuna çene çaldıkların» inananlardanım. Ara seçimlerinia mukadderatuu Turk seçmenlerl şimdidcn tayin etmişlerdir. Onu değiştinnek kimsenin elinde değildir. Heride birbirinin yüzüne bakacak olan kimselerin bu derece haşin ve kıncı bir lisan ile rakiblerini kötulemeleri faydasız bir hırçınlık olur. Ba yüzden partilerarast münasebetleri berbad olur. Halk demokrasiden iğrenir ve insan bîr kaç ay sonra sükunetle okuduğu zaman kendi sözlerinden utanır. B. FELEK Bir mektub BasTTiaka'eden devam Akdeniz olimpiyacTlarında futbol müsabakalan yapılmıyacak Kahıre 27 (a a > (afp) Mısır Olimpıyad komıtesi Akdeniz olimpıvadlannda herhangı bir spor şubesine kayıdlı takımlann dörtten az olma«;ı halinde bu spor şubesi arşılasmalanm kaldırmak hakkıı kullanmağa karar vermist.r. Futbol ıçin bugüne kadar Tıirkive, Surıve ve Mısır olmak üzere iiç memleket kavdolmuşlardı. Yunanistanın iştırakıni temm içın de muzakereler devam etmekteydi, fakat Turkive bu arada futbol karşılaşmalanna iştırak etmiveceğmı bıldırdığmden kavıdlı memleketlerın savısı ikiye inmşitir. Bu sebebden dolavı Akdeniz olımuivadlarmdan futbol karşılaşmaları kaliırılmış bulunmaktadır. İranın Ankara Biiyük Elçisi vazifesinden ahnıyor mu? Ankara 27 (Telefonla) Bugün yabancı ajanslar Tahran radyosuna atfen iranın Dış Isleri Bakanı Kâziminin iranın Ankara Büyuk Elçisi Mehmed Saidi bu vazifesinden alarak merkeze davet ettiğini bıldirmekte idiler. Iran sefareti mus teşarı ekselâns Hâkimiden bu hususta malumat rıca ettık. Ekselâns Hâkımi, Buyük Elçinin halen Istanbulda bulunduğunu, merkezden bu yolda sefarete bir malumat gelmediğıni, yann akşama kadar her halde vaziyetin aydmlanacağını kay dederek, «haberı ne tekzib edebileceğım, ne de teyid. Bakalım Tahrandan ne gıbi bır emır alacağıza dıyerek fazla bir şey söylemiyeceğını ilâve etti. tır: 1 Banş andlaşması, Japonyaıla Amerikan askerlerinin kalma«ını " saelamaktadır. 2 Bu andlaşma. Ryu Kyu ve Bonin adalarını Amerikan vesayeti altma koymaktadır, 3 Komunist Çin. San Franc'sco ya davet edilmemiştir. 4 Formoza adası, Komunist Çin hukumetine devredilmemiştir. Goruldüğü gibi Yeni Delhi, Ja ponyayı müdafaa eder bir tavır takınmakta ve umnmiyetle çok âdilâne addedilen banş andlaşmasını aeır bulmaktadır. Hindistan ida'ecileri. Japonyanm derhal tahliye edilmesi. Formoza'nın Pekin hiıkumetine terkedilmesile Pasifik sahasında kormınist si7masımn genışliyeceğini bilmemezlikten gelemezler. Onlann bu şekilde hareket e f melerine yol acan asıl sebebin. n1un zamandanberi Batı ile Doğu arasında takibe calıştıklan «bitaraf* »iyasette aramak lâzımdır. Hindistanın hedefi, Batı ile komünistler arasında Micüncü kuvvet» haline gelmek. bir taraftan İngiltereye ve*Amerikava v» Fransaya, diğer taraftan da Sovyetler Birliği ile komunist Cine karşı bütün Asva devletlerinin hamisi olarak ortaya cıkmaktır. Fakat ordıı•uz bir uçüncü kuvvet belki demokratik prensiplere bağlı devletler karşısında rol o>nı\abilir e N müshet netireler sağla'iabılir. Yalnız bunun. silâhlı kuvA'ete davanan bir siyaset takib eden Kremlin ve Pekin karşısında ne (fibi bir tesir icra edeceği duşunülecek bir noktadır. Bolsevik idareciler. Avrupanın kapılarını As>adan açacaklarını her zaman soylevip durmuşlar ve Lenin bilhassa «Kalkutadan Paıise piden yol» üzerinde ısrarla durmuştur. Hindistanın, realiteleri görmekten kaçınan bu «deve ku^u Bİjasetin bu vol ır/erinde Sov>et yayılmasına kar?ı sağlam maniler dikilmesine fırsat vermiyecektir. Hindistanın bu kararı. NewYork"a varmış olan kalabahk Sovj'et hey»tinin eline teslim edilmiş tehlikeli bir silâhtır. Ömer Sami COŞAR Uşakta bir infilâk oldu Uçak 27 (Telefonla) Cumartesi günü sat 9 30 da Ankara Izmir ekspresi makastan girerken, Uşsk istasyon ambarında bütun Uşsğl heyecana düşüren bir infilâk olmuştur. Tren derhal makasta durdurulmuştur. Savcılıkça yapılan tahkikat neticesinde Karahalh buc.'iğınöa Necib Mercsna aid 110 kioluk bir sandığın infilâk ettığı anşılmıştır. Necib Mercan. sandığında infilâk edecek bir madde bulunmad ğını sdvlemektedır. İnfilâkm şıd dctıne rağmen niıfusca zayiat yoktur. Yalnız ambsrın bütun camlan ırılmış boş variller parçalanmıj Fuarda çirkin bir tecavüz hâdisesi oldu Izmir 27 (TH.A.) Dün gece fuarda çirkin bir tecavüx hâdısesi olmuştur. Ilyas Kantarcı isımli bir şahıs dışarıda fazla ıçtıkten sonra fuara gelmiş ve kocasile birlikte gezmekte olan Sıdıka isimli bir kadma sataşmaya başlamıştır. IIyas, sataşmanın bir netıee vermediğını görunce kadının üzerıne a tılmış ve kollaıının aı asına alarak öpmeğe baslamıştır. Karisinı kurtarmak içın vaziyete mudahale e den koca ile Ilyas arasında mucadele başlamış ve mutecavız, kadının kocasını feti bır şekılde d o verek yaralamntır. Koca, etraftan yetişenlerin mudahalesile güçlukle kurtarılabıltıiştir. Rumanya Başbakanı gözden düştü Viyana 27 (Nafen) Bükreşten buıaya gelen raporlara gore, Rumanya Başbakanı olan Groza'nın yakında bu vazifesinden «ayrılması» kuvvetle muhtemeldir. Esasen bir müddettenberi memleketın doğrudan doğruya Sovyet «eksperlerı» tarafından idare edıldiğı ve Groza'nın da bır paravan vazıfesını gdrduğü bıldirılmekte idi. 516.000 liralık bir ihale 4,5 kuruş eksiğine yapıklı Trabzon. 27 (ANKA) Şehrimızde yapıiacak olan 1000 yataklı erem hastanesının 516 000 lırahk nşaat ıhalesı dun dort buçuk kuruş eksığme bır muteahhide yapılnjstır. tngilterenin silâhlanması Londrâ 27 (AP.) Işçi partisi, baslarmda eskı Çalışma ve Sıhhat Bakanı Aneuıin Bevan'ın bulunduğu solcu munekkıdlerıne rağmen, yenıden sılâhlanmak s.yasetine azımle devam edecğeını belırtmıştır. Bu gece yajınlınan Dir snaset beyanında, Işçi partisi hukumetının tahakkukuna gıriştıği 3 yıllık mudafaa programının tecavuzu onlem»k ve uçuncu bır dunya harbıne mânı olmak içın elzem o.duğu kaydedılmiç, başka dığer her hangı bır faalıyete ruçhan hakkı verılmiyeceği tasıih edılmistır. Bu sıvaset be> anı. Dış Isleri Bakanı Herbert Morrıson'un dahıl bulunduğu Isçı Partısının 27 azalık icra komitesı taıafmdan kpleme alın mıştır. Bu sıyasî progıam seçımler içın bir esas teşkil edeceği gıbi partmin ekım iptıdalaımda yappcağı umumi yıllık toplanhda muzakere ecılecektır. İngılteredeki genel seçimlerin bu sonbaharda yapılması rrumkundurT Amerikanın atom bombalan Ne\vYork 27 (a a ) (Reuter) Amerikan Look mecmuasmda bugun çıkan bır yazıda Birleşık Amerikanın senede 250 kadar ato.n bombası stoku yaptığı tahmm edılmektedır. böyle kimse takrarlayamıyacağına göre, tek partili iktidarınızla o zaman sizin de fazla dayanamıyacağınızı tahmin ediyor ve boyle bir ihtimaii akluna bile getirmek istemijorum. Sayın Bakan, Çok yazdım, çok söyledim: Benim bildiğim demokratik nıuhaleetin üslubu yoktur. Demokratik kanunların çerçevesi içinde muhaIefet alabildiğine serbesttir. Kızar, bağırır, kopürür. yalan yanlış, ileri geri dilediği gibi konuşur. Onun numarasını seçmen tayin edecektir. Hurriyet rejimlerinde üslub Genc kızlanmızdan sahibi olması gereken bir kuvvet bir rica varsa o da demokratik iktidardır. Ve darılmajınız ama bu üslub, son Türkiye guzellik kraliçesi tnüsademecinizde kullandığınızdan her bakasmı bir ay uzatmamızın sebebi halde çok farklı olmalıdır. musabakaya girmekte tereddüd eNADİR NADİ derek gecikmiş olan güzellerin arzusunu yerine getirmek, aynı zamanda daha çok sayıda güzelin iştirakıni temin etmek suretile Kahireye pek güzel bir genc kızımızı öndermektir. Türk güzelinın Kahirede 17 millet arasında Avrupa guzellik kraliçesi seçilebilmesi için enc kızlarımızın bize yardım edeViyana 27 (Nafen) «Hurriyet ceklerini ümid ederek musabakaya bslonlan» nın hedeflerine ulaşmakta clduğu, komunist idarecilerinın ı ırmelerini rıca ediyoruz. Filvâki 195152 müsabakaaı, büsmirlenmeye başlamalanndan anlaşı'.mıştır. Sovyetler bir taraftan, ük ehemmıyet kazanmıştır ve Kapeykleri diğer taraftan bu balonla hire, 17 milletin egüzellerini ağ'rlarv rın gönderilmelerini protesto etme mak ve misafjrp erliğini p / terye başlamışlar ve demir perde geri mek içın dığer Avrupa çehırlerinsınde de milis kuvvetlerinin biy den daha büyük gayretler »arfetkısmını bu cbeyannameleri» topla T mek kararındadır. ma>a memur etnıişlerdir. Diğer taEge guzellik kraliçeleri afttn rüzgârlar tarafından hür dun şerefine ziyafet sdan getırılmekte olan bu beyatıîzmir, 27 (Telefonla) Deniz nameleri toplayıp okuyanlar ve sak azınosu Müdiriyeti tarafından yaıvanlar hakkında da şıddetli ceıann akşam saat 21 de Fuar Gazino];r komılmuştur. sunda Eğe guzellik kraliçesi Özgür Amerikanın yeni Istanbul Ginzal, ikinci güzel Perinur Öz:enli ve üçüncü güzel Ferıha KıBaşkonsolosu Hiirriyet balonları kızılfarı sinirlendiriyor 7 8 Mukadder Sönmez ray şereflerine bir zıyafet verilecektir. Resminizi çekecek fotoğrafhanelerin isimleri Gazetemız nam ve hesabına güzellerin resimlerini çekceek fotografçıların isimlerini bildinyonız. Foto Sabah: İstiklâl Caddesi, (Galatasaray civan) Foto Süreyya: İstiklâl Caddesi (Tünelbaşı) Baysal Fotograf Sttidyosu: tsüklâl caddesi, Zanbak sokak No. 1 Foto Tuna: Çarşıkapı. Foto M. Özen: Pangalü Hamam No. 150. Foto Opera: Kadıköy Opera sineması yanında. Foto Şen: (Divanyolu) Foto Klüb: (Beyoğhı Melek aineması sokağı). Foto Kenan: Üsküdar. Foto Turan: Çemberlitaf. Foto Asral: Kadıköy. AlüyoL Foto Model: Düzce. Foto Rıdvan Kırmacı: Ankara. Foto Spor: Ankara. Foto Hamza Rüstem: İzznlr Bmirler çarjısı Merkez fotografhanesi Foto Fikri Göksay: İzmir Basmahane gan karşısı. Foto Lâle: Beyoğlu Parmakkapı, Foto Rajid Ünverdi: Manisada Hükumet civan. Foto Mehmed Ortaç: Aydın. Balıkesir Foto Sümer: Anafartalar caddesi. Foto Nuri Gazianteb. Foto Fahri Seyrek: İzmit Demiryolu caddesi. Foto Aray: Zonguldak. Foto Can: tzmir Konak. Foto Cevad Kızıltan: Bolu. Foto Doğuş: Mersin. Foto Yıldız: Adana NewYork, 27 (R.) Birleşik Amerika Dış İşlerı Bakanl ğı, Istanbul BaşkonsoloSıUguna A. Matthe\vs'in tayın edıldiâıni bu akşam açıklami'tır. Yeni Ame'ık^n B?şVonsolosu 9 eylulde Istanbula arnrs olacakt r. Uzun Mehmed kömür Ruslara casusluk eden ocağında feci bîr kaza bir şebeke yakalandı İhale için •sehrımizceki dort müteahhıdc'en b<ışka sekız muteahhıd de Istanbul ve Ankaradan Trabzona geımışlerdı Fakat bu 12 mutehhıdden ancak ıkı tanesi ek<;ıltmeve ıştırak etmış ve bırsının uç kuruşluk eksıltmesıne kaı ( , dığetinin 4,5 kuruş eksıltmesi ile ınşaat ona verılmıştır. Mukavele bueun Vali tarafından da tasdık edılmıştir. Tunuslu milliyetçi bir lider Ankaraya geliyor Londra, 27 (a a ) (Reuter): Tunus Yeni Düstur (Mutedıl Mılliyetçıler Partisi) hderı Habıb Burgıba, önümuzdeki eylul avmın ilk haftssmda. Amerika ve Kanadada kısa bir seyahate çıkmak tasavvurundad r. Bugün beyanatta bulunan Habıb Burgıba ezcumle demıştır kv « Kısa surecek bir Amerika sevahatınden sonra, uç dort gun kalnrak uzere Ispanyaya gıdeceğ»nv Kasım ortalaıma doğru Tunusa dönmeden once de Roma, Ankara ve Kahıreyı zıyaret edeceğırm umu Yaralanan fspanyol boğa güreşçileri Izmirde Pasaport iskelesi üzerinde lcalan seyyahlar Ankara 27 (Telefonla) Evvelki gun bir Italyan vapurile gelen 143 Italyan, Fransız. Ingılız ve DanıInarkah tunst Pasaport iskelesi ollünde toplanarak saatlerce kendılerile alâkadar olunmasını beklemış lerdır. Fakat ne para işlerınm halledilmesi. ne de gezdırilmeleri içm kımse zıohur etmemıştır. Bunun ulerine seyj'ahlann bir kısmı hemen Vapurlarına dönmüşler, dığrleri yalnız Bınnd Kordonda gezmebıl Madrid 27 (a a ) (Reuter) İspan\ anın en meşhur boğa gureşçilerınden 29 yaşmda Mıguel Baez, san Marıa da bir gureş esnasında ığır yaralanmıştır. Eski bir boğa güreşçisi ailesine mensub olan ve kardeşıni de bir PROF. NIMBLSUN MACERALARI: •oğanın boynuzlan arasında kayeden Mıguel Baez. bugun her zamanki programını icra ederken âni urette müthiş xir boynuz darbesi (•emiş ve hastaneve kaldırılmıştır. Mıguel Baez, kısa bovlu o'ımasına • çe ımsiz gözukmesıne rağmen ıu Kten servet yapacak kadar mur'affakıyet ka/anmıştır Halen ha=anede olan Baez'in belkemığınde e sol kolunda kırık vardır. Dünkü pazar gunü İspanvol boa gureşçilerme pek tatlı hatıralar bırakmıyacaktır. Zıra, Cadıx v» Barselona'da da iki mesbur güreşçı aha ağır yaralanmiîlardır. Baştarfat ! fnei «ahifede ile zehirlenerek ölmüşlerdir. Malatyada feci bir tren Amerîkalı mühendısin cenazesi r arın Ankaraya gönderilecek ve okazası radan da uçakla Amerikaya nakMalatya 27 (Anka) Şehriledılecektir. Hâdise Zonguldakta mızde feci bir tren kazası olmuş büyük bir teessür uyandırnuştır. ve bir ana kız tren altında kala Tahkikata devam edilmektedir. rak ezilmislerdir. Kaza sonunda, Fatma Özer admdaki kadın ağır Kıbrıs Müftüsü istifa etti surette yaralann'iş, Nazlı ismindei kızı ise. parçalanmak suretile Geçen sene Kıbrıs Müftüığıne cerhal olmuştur. tavın edilen Yakub Celâl Menzılciistifa ettiŞamda bir ziraat konf eransı oğlunun bu vazifesinden Celâl Kıb;ı öğrenılmiştır. Yakub rısta bulunduğu sıralarda bazı hatoplandı Şam. 27 (Nafen) Türkiyenin reketlerı irticaî mahıyette görülede katıldığı ziraat konferansı bu rek Kıbns münevveTİen tarafından gun Şam şehrınde çalişmalarına iyı karşılanmamıştı Bunun üzerine jaşlamıştır. Konferansa Mısır, Suu memlekete donen Muftı bır müddî Arabıstan, Surive, Lubnan, Af dettenberi burada bulunmakta idi. ganutan, Pak.stan ve Habeşistan Istifasını verdiğine gore Kıbrısa donmiyeceğı anlaşümaktadır. ıştirak e'mektedır. Bastarafı 1 ineı yaftıfede Ruslann eline geçtiğini yerinde incelemeğe başlamıştır. Dün Mıllî Emniyet memurlan tarafından bu plân ve krokıleri Rus Sefaretinın bahçesine atan şahsın yakalanması, tahkıkatuı aydmlanmasma sebeb olmuştur. Halen gızli polis teşkilâtımızın elinde bulunan bu casusun bir takım önemli kimselerle temas tesis etmiş olduğu anlaşılmaktadır. Mıllî Savunmada bazı mühim vazifeler deruhde ettikten sonra Rusar hesabına çalıştığı anlaşılır anlaşılmaz yakalanan Hayaiinırı de bu şebeke elemanlarından olduğu meydana çıkmıştır. Yakmda bütun şebeke efradı Ankaradakı askerî mahkemede yargılanacakür. Millî Emniyet mensubları ile Emniyet Genel Müdürünün şahidlık ederek ;eniş açıklamalarda bulunacaklan anlaşılmaktadır. Doğu Üniversitesine dair M.T.T.B. nin topiantısı in edebî teLikası: 81 EVil « Hans onun daıma bir adım SBündedır. Merasımlerde . Kralın nezdınde .. İhtiyarlayınca evvelâ Hans 61 ür... Korkunc bir şey bu! Ama Su Perisi ona çabucak yetışır .. Kendısım derhal öldurerek! » Jale sert bır hareketle kırmızı defteri kapadı, janına bıraktı. Başını tekrar kapıya yasladı. Gozlerini örttü. İçı huzunle dolmuştu. Yuzu kederlıvdı.. Fakat dudakları gülum suyordu. «Se\Tnek guzel şey! A» a bu derece sevmek? Aşkın efsanesi bu artık!» Zıyayı düşünuyordu. Onun bu pıvesi beğenmiyeceğıne emindı. «Masal, saçman'n saçması'» diye ,alay edecekti. Halbukı masalm derınlığı Jıraucioux'nun bir sozünde hemen seZ'lıveriyordu: «Insanların kendilerıni mesud hıssetmeleıi içın çok bedbaht olma'an lâzım'» Zıva bu sozun de mânasını anlamazdı. Genc kadın esefle dişlennı sıkıyordu: cZıya ve ben başka c a s insang/>11^mıniTip riıiflalflanırıı zın, vücudümüzün ıştirak etmedığı şey.erde tamamen yabancıyız. Bırbırımızın goğsunden aynldığımız anda her şeye kın, nefret, öfke karışıyor, bunu hıssedıyorum. Ancak bırbırımizin kollarında mesud ve beraberiz » Halbukı bu ne kadar kısa suıüjoıdu! Genc kadın: (ıTamamen hayvani bir fey bızımkı!» diye, duşundü. Bu kaba hakıkat karşısında sınırlenıyordu. nZıyada beğendığım tek şey genclıği, güzelhğidır. Hocaya gelınce ..» Utana utana itiraf etti: «Onun da aklma hajranım, o aklın, o kabilivetın, bılgınin kaışısında küçüldüğumü, »ıfıra indığımi h'ssedıyorura. » Yalnız bır şey vardı, tahne butün bun'aıın, heps nin üstündey dı. «Orada duyduğum zevki hıç bır çe\de bulamıyoıum'» Gozleıını aralıyarak dalgın dalgın kcpegme baktı: Kalabalık sa.onu duşun Kıtmır! Kırmızı kadıfe perde yavaş yal gıbi kapıda belirmelıyim. Bütun gozler uzerimde! Orada artık ben yokum. Su Perisi var. Jale hanım mı? Onu, elbiselerı, çamaşır•ları, nüfus tezkeresı ıie arkada, ku ıste bıraktık koca budala! Sen bıle hanımmı tanıyarnıyacak, be'ki smırlenıp bağıracaksın.. Ama kim alır senı kulis arasına değıl mı? E\de uslu uslu hanımını bekle dur bakalım. Ya böyle ışte.. Hoca ne diyoıdu Kıtmir? Genc kadın bir âyet okur gıbi saygıh ve hayran tekrar etti: « İnsan içinin en mahrem, en karanlık tarafından gelen bir sesle konuşacaksın, çunkü sen bir Su Peıisısın'» Ses yaklaşmış, kulağına fısıldiyoıdu sankı. « Salona bir keıe hâkim oldun mu o1e«ı kolajdır. Unutursun. Sen de onlar gıb' Su Perisi olduğuna, şovaljeyı se\dığıne ınanamaya baş larsm i . üsulcaak bır haHoca uzun boyu, hafıf dokuLmüj saçları ve gdzluklerin camlan arkasında parhyan akıllı gozleri ile karşısındaydı. Konuşmaja, söyle» mej e, sanatm butun sırlannı vermeğe hazır gulumsüvor, çağınyordu! Genc kacın bırdenbıre içme ateş duşmüş gıbi irkihp doğruldu. «Son ra da Kıa ıçe bovle bır adımı bırakmış: Hem de cahıl, çırkın bır kereste tuccarı ile yaşamak içın, tam iki sene1 » Kıtmir başım hanımımn a\aklarına yaslamış tekrar horlamava başıamıştı. Guneş yemekten ş»şmiş pembe karnını, sarı ipek tüylermı yaldızhyordu. Kırmızı deftenn yaprakları ruzgârda açıbp tatlı tatlx hışırdıyordu. Gökyuzü şımdi masmaviydi. Jale toparlanmaya çalıştı. «Havır bunlan düşünmıyeceğım!> Ağaç'ann altma doğru bakıyordu. «Hava güzelleşıyor, o bıraz sonra gelecektir. Asabımın bozuk oiduğunu nasıl anladı! Sıhirbaz mı bu?» Başını, beyaz bulutların mce pamuk yığınları gibi ufalanıp dağıldığı gokyuzüne doğ ru kaldırmıştı. Oradt bırinı, bır hayali arar gibiydi. Yaşar Beyın ince yüzü, gulen gözleri .. Fakat hayal bozuluyor, bulutlarla beraber ern ıp kavboluyordu. «Gelır. Çorbanm tacîını soracaktır. Hem bans Z^hıa kızın ^iırini anlatacaktı. Şımdi masasının başında çahşıyordur her halde .» Fakat akh kep duşunmek ıstemed:ği şeye, Krahçeye doğru gıdıjordu. Sacid Büj uk bıle bütün kıskançhğma rağmen bır gun itiraf etmıştı: «Marie Stuart en başarılı rollerinden bırıdır» Fakat arkasından hemen yapıştırırdı. «Asaletın bu kadar yakıştığı bır mahalle kızı görulmemışt.r') Ne fena dı.lı adam! Marie Stuaıt'tan sonra Hamlet! Saliha tey ze: «Fevkalâdeyd ; Muharrırın bırı hemen ona bu (Kraliçe) lâkabını taktı.» diye, anlatırdı. Hoca gürledi: «Nemıde mı° İsmı kabullendi, kendıne yakıştırdı. Hani hakkl da var. Kraaçe rollerıni şahane oynar doğıusu. Kendını beğendığı için, hem müthiş bir itımadmefıs var onda . i) Jale tekrar tekrar aynı şeyi sormaktan kendmi alamıyordu: Pekı boyle kendını beğenmış, sanatmdan, aklından ve kabıliyetınden emin bir insan nasıl olur da o kereste tüccarı ile .. Saliha teyze: « Canımın içi derdi, anlamıyor musun? Herıfi sevmıyordu kı! Hoca onu cezalandırdı, tıyatrodan uzaklaştırdı. O da gıtti, hiddetinden kendısini kereste tüccarmm kucağına attı.» Jale hıkâyeyi hatırlamaya çalışıyordu. Nasılmış? Hoca tıyatrosura yeni aldığı genc bir artıstle fazla meşgul gorunuyormuş. O sıralarda da Kraliçe ve kızın aynı pıyeste rollerı varmış. Bır gece Kralıçe kızı müşkul vaziyete sokmak ıçm reoliaue'lerıne aldırmadan, onan soz soylemesıne meydan vermeden konuşmaya başlamış. Kız şaşırmış, piyes çorbaya dönmüş, Seyırciler gürültuye başlamışlar. Rejisör muavinı kuliste saçını başını yoluyormuş. Hemen Hocaya haber vermişler... Saliha teyze heyecanla anlatırdı: « Görülecek şeydi. Ahmed Cemın yuzunü görünce hepımız korktuk. Kralıçeye şöyle bir yaklaştı, bır bakü! Tıtremeye başladık. Sonra bize döndü, (Yalnız konuşacağız) dedi. Çıl yavnısu gibi dağıldık. Ne söyledi, ne etti bilmiyorum. İçeri koştuğumuzda küçük fumuarda Kraliçeyi yere serilmiş, baygın bir halde bulduk. Ertesi güa ortalarda görünmedi. Daha ertesi gece şehrm büyük barlanndan birinde zengin kereste tüccan ile dans ettiğini, sarhoş oiduğunu, ayaklannı şampanya kovasında yıkamaya kalk tığını haber verdiler.» Narin Anbal ise kereste tficcanru düşünerek hâlâ içini cekeı: « Bu kadın öyle bir yaşamıstır ki kardeşim! Kerest» tüccarı ne sevdi bunu ama! Gönlü olsun diye bir aralık tıyatro açmaya, sermaye vermeye bile kalktı. Sonra alıp Avrupaya gdtürdu. İtalya, Londra, Amerıka . Dondüğünde valizlerıni hamallar taşıyamıyordu. Sırtındaki vızon yok mu onu da o amania herıf almış. M T T S . dün saat 16 da, Çıçekpalas lokalinde, şarkta kurulacak Unıversite mevzulu bır toplantı yapmıştır. Toplantıyı M.TTB. başkanı Suphi Baykan kısa bır konuşma ile açmış ve bu mevzuda Birlığin lehte veya aleyhte hiç bir fîkri olmadığmı belirterek, toplantının gayesinin bu muazzam teşebbüsün heyecanını yaratmaktan ibaret oiduğunu bildirmiştir. Söz alan muhtelif hatibler şarkm kalkınmasında Universitenin rolünü belirtmişlerdir. Son olarak Behçet Kemal Çağiar Amerikada 58.000 işçi grey konuşmuş, ileri sürülen fikirleri ilân etti hulâsa ederek şarkın davasının ne Denver 27 (a.a.) United Presa: şekilde olursa olsun muhakkak ele va ahnmasinın lüzumunu belirtmiştir. Milletlerarası maden fabrıka izabe işçileri sendikası ile dığer oa bir sendikanın elli sekiz bin üyesinin bugün grev ilân etmeeüe, ATEŞEKKÜR merikanın harb için hayatî ehemSevgili eşim babamıı ve k&miyeti olan bakır sanayii felce uğympederlnıız ramıştır. Cmekli Tumgenenl Grev yuzünden 42 bin işçl daha Mehmed Nazif Kayacık'ın işsiz kalacaktır. İşçiler, yevmiyele» bizlert dcnn blx teessure garkerinin arttınlmasını taleb etmekteden olumunden dolayı cenaze dirler. ır.erasımlne işiirak lutfunda bulunarak telgraf, mektub ve telefunla taayelerinı bildırmekle acımıza iştlrak eden talebe ve süâh arkadajlan akraba ve dostlarımıza ayn ayrı teşekkure acımız mani olduğundan mlnnet duygularmzn lblâğna gazetenlzin tavassutunu rica eder'.z. KayacıTc ailesi 1 \ REZZAN RUŞENOĞLU Ue İBRAHİM OSMAN KOZMA Nikâhlandılar. İst 27/8/951 Garon etlesi Koçma» aılesı f T U R K KIZI «Hayatta insan mes'ud ederse mes'ud olur> vecizesini aklından çıkarmazsan bu ufacık kelimeler sana HEMŞİRELİĞİN izini gösterir. Kızılay Hemşire Okuln AKSARAY ISTANBUL Arkası var
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear