26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURIYET 3 Temtnnz 1951 I İKTİBASLAR Stalin'in gülmesine neden inanmamalı? Yazan: NevrYork Vaiisi T. Dewey Butün mılletlerın varlığj için en tıüyük tehlıke, Sovyeticr Bırhğl tarafından yapı.acak tecavuzdur. En büyük tehlıkeîerin ievkmdeki felâket, Joseph Stalın gülümsedıği zaman vuku bulacaktır. Duyduğum huzursuziuğun sebebi, bu anın yakınlaşmış olmasıdır. Sebeb çok basıt: Halıhazırda Amerika büyük bir suratle sılâhlanmaktadır. Herhangi bır tecavuz bızi ve bütün hür miUeUeri bır araya tophyacaktır. J'âkat, mületler sulhü severler. Bütün hür milletler hayatlannı bu yola vakfetmışlerdir. Bu sebebie yakm bir. tehlıkenin artık mevcud olmadığını düşünüp de sılâhiai: ellerınden bıraktıkları an, mütecaviı harekete geçecektir. Bu usul, Sovyet Rusypuuı en müessir s.ıâhıdır. Gajem, bu gibi hâdiseWe rceyaan vermiyerek Eusyanın bu silâhını kullanmadan parçalamaJctıı. Sulhü ancak bu şekilde muhataza edebiliriz. III. dünya savaşından kaçınmsnın yegâne yolu, bugün bir çok müzakerelerde eıemnuyet verilmeden geçılen t>r takım basıt ve fakat aşLkâr hskikatltri gönnektır. 1. Sulhdo değıliz. Bilâkıs komünist Rusya ile, s'lâh, ihanet, hile, propaganda vs bunlara benzeı silâhlarla harb ht indeyiz. 2. Bu savas., Kusya Komünist kal idıkça devam edecektır. 3. Harbin artık eaki uıuLcılc, me «ajlar, ültimatomıar ve heyet kararlarile ilân edllme safhası geçmiştir. Trampet çalmaiar, top atrnalar bir daha tekrar ediîmemek üzert mariye gömülmüşlerdir. Hakıkat aranacak olursa Korede bile elân doğrudan doğruya harb ilân edılmi» değildir. Bugün hertıangi bir harbin ilanı, ancak, Pearl Harbor'da olduğu gibi hepımlz uyurken bomba yağmuru ve dehşet şeklinde olabilir. 4. Şayed kuvvetlenlr ve kuvvetli kahrsak, Alman ve Japon sanayiini kendl »aflanmızda tutabilırsek, tndüstri malzemelerini bütün dünyaya dağıtmakta davarü edersek va dostlanmız aynı gaye »çın mukavemet ederlerse nrnrümuzun kalan kısmını III. dunya savaşı olmaksılın geçirmemiz mümkün olabilir. 5. Komünıst ifgali altındakı sefıı mılletleri zenginleştirmek ve Demır Perde gerisınde ıhtilâller hazırlamakla bunu iıümkuu kılabilirız. Yukanda komünızmle halihazırda harb halinde buluaauğumuzu ve buna ömrümüz boyunca ınecbur kalacağımızı söy.emıştirc. Buna inan mak istemiyenlere 30 seneden daha fazla bır zaman evvel Lenın'in söyledıklerini tekrar amak ısterim. Lenin, «Bu harbdır, beili oımaz, demiştı Bazan çok daha vahşıyane, bazan bugüne kadar devam eden herhangi bir harbden daha uzun sürebilir.* Stalin, daha zalimane, fakat daha sade bir ifadeyle funlan söylem ş*ir: «Herhangi bir aebeble birisını kurban etmek, bir kimsenin işıni bır kaç dakikada görmek, amansız bir intikamı teskin etmek .. ve 'onra yatmak. Hayatta bundan daha zevklı bır şey olamaz.» Kızıl jeflerin söylediklerinden ancak şu mana çıkar: Dünyayı fet hetmek için harbi kendi istedıkleri jekil ve yollarda yappeaklardır. Bütün bunları gözönünde tutarak Stalini gülümser bulduğumuz her an Yalta, Tahran ve Potsdam konferanslannda büyük fırsatlar elde ettıği zamanki gulümseyişın hatırlamalıyız. Askerin terhis oluşunu ve Çinin komünizmin kucağına stılmasın. müsaade edişini gorerek feryad etmek beyhude olur. Eıân bır çok kimse Rusyama saldr^<ın 1 ızıl bir ayı değil de, sak'n, Tulk»ever ve ehlileşmiş bir mahluk oluuğuna inanmaktadır. Ben bu vızıjeti gö rerek daha 1946 ile 50 sencıerı zar fında efkân ikna edebılmeıt ümi dile haykırmaktayım. Fakat halk uyanıncaya kadar Korenin işgal felâketı zuhur etti bıie. Buna rağ men Korede hayret vsrlci muvaf fakıyetler elde ettık. Pervasız kara kuvvetlerimız, hava ve denız bır liklerımiz ve dığer Bırkşmış Mıl letlerin gayretler ile sadece Şimal Korelılerı depıl, fakat, Rus usullerıle yetıştirılmış ve Fus maızemesıle teçhız edılrn ş haybeılı Çın ordulannı da kendı mtıhab ettıkleri yer ve mevsimae Kortce, oaTnadağın ettık. Stalinın burnu kana buianmıştı. Rusypya karşı uuyulan muhabbet hıslerı sarsnmaktaydı. Pusva en sıkı zamamnüa Lenin'ın 6Öz ermi hat'rlıyaraic yenı bir plâaı tatbıka başladı. Çünkü Lenın: «Harb şu veya bu şeitıide olabilir» demışti. Pus'ar, anlaşmdk üzere bir doıt buvukler konferans.na hazır olduklarmı bıldırdiler. Bu konfe ransların nelıceVri eminım ki he pınızm hatırlannuadır. Fakat teh lıke eskısnden daha buyoktü, zıra St^hn gulu^ısuyordu. Bu tebessum e*nnıyet t=rtıbatımızı gevşetmışti. Korede kazanılan muvakkat bır kaç savaş hopimızi sankı lâçka etmıştı Bu ıse Stalmin Lekıediğı andı. Nıtekım KoreHe fasılalarla deJısen harb talihi bunu pek güzel ar itmış oldu... Bu sulhu kazanpbiîrrek için naBii^ kuvvetli ve hazır olabileceğımiz h='<kında sonıhn S'.aüerın en gerekli cevabları tmuı.ra ki aşağıdak''er olacaktır: 1 Bir III. dünya haıbmfc lüzum yoktur. Bız ve nüttefıklenmız karada, denizde ve havada gerektiği kadar kuvvetli o'ursak, tmınım ki Rusya bu harbi goze alaı^ıyacaktır. 2 Lenin ve Stalinın dehşet verici sözlerine rağmen Kapıtalızm (hür mılletler) ie komünızm, kapıtalizm kuvvetli olmak şaıtıle beraberce kaim olabilırıer. 3 Hazdan ıstıraba, tath hayalerden denn hüzne dü}meKteıl*kurtulmahyız. Bilmemız lkzıra gelen şey: Kuvvetli, tıirlik, mukavim ve akıllı olmamırdır. 4 Kremlin siyasetinde gördOğümüz mütemadl değışıkliklere uyarak sılâhlanm* ile sılJuısulanma arasmdaki kararsızlıktan kurtulmahyız. Hakikl bır Rus sıyaaeti asla değişmez. 5 Karjılaştığımız her bir ciddî banjçı teklifi ihmal etmemekle beraber, İran, Yugoslavya, Çin Hindı veya Korede vuku buiacak herhangi bir komünist tecavuz ve ışalme galebe çaiabümek için hanr bulunmahyız. Bütün bu karar ve çalışmalanmızda İsviçreyi ömek almalıyız. 500 •enedlr 4 500 000 niİfuslu bu küçük dağ cumhurıyeti, hurriyelini her türlü Avrupa harb ve kargaşalıkanna rağmen idame ettirebildi. Bu, şüphesiz ki pek kolay olmadı. Bunun bajlıca «ebebinı, askerî terbiye, devamlı hanrlıhk, halkın hükumete re birblrlerine karsı besedikleri devamh inanç v§ imanda anyabıhriz. İkinci cihan harbi sıralannda Almanjranın İsvıçreden açıkça geçme teklifine karşıhk, Isviçre makamlanrun buna memur lki Alman generalini dağlar lçerisinde kazılmış v* on bmlerlc askeri »ylarca banndıracak tCnel ve mevzileri gezdlrmelen fizerin* laviçre bir ker* daha büyük bir safer kazanmış oldu. İsvıçreli general, «Alman askeri ıhtimal ki bu geçidlere girebilirler, f&kat bır teklnin bile çıkabiltceğmden fttphtllyım» demişti. =haberleri İstanbol Sergisi yarın açıhyor ME \ z ı L A KI I [HEM 1 NALINA MIHINA Yunus Nadi mükâfatı Millî Savunma ve Eğitim Bakanlıklanndan ehemmiyetli iki rica Yerinde bir veto! * stanbul Şehir Meclisi, 1950 yazmda yapılan belediye seçimleri neticesinde teşekkül ederek geçen sonbaharda işe basladığı zaman, eski iktidarın tek muhalitsiz Şehir Meclisi yerino kaim olan yeni iktidarın tek muhalifsiz Şehir Meclisi, selefvnin yaptıklarından hiç bir şeyi beğenmiyordu. Hemen hemen her top lantıda şbyle diyenler vardı: Biz İstanbul Belediyesini yıkıp yeni baştan modern bir belediye kuracağız. İstanbul halkı da, bu sözlcri takdirle, Umidle karşüıyor. Allah yeni Meclisinıizden ran olsun; uzun yıllardır hasretini çektiğimiz mükemmel bir belediyeye kavusacağız, diyordu. Şehir Meclisi, ilk zamanlarda, hakikaten büyük bir gayrctle çalışıyordu. Bütçe müzakerelerinin geceyansmdan sonra, saat dörde kadar sürdüğü günler oldu. Bir hayli is yapUdıysa da, fakat I s tanbul Belediyesini yıkıp yeniden yapmak mümkün olamadı. Yalnız şehircilik mutehassısı Mr. Prost'un mukavelesi tecdid edilmediği için o yıküıp gitrt. İstanbul E. T. T, İdaresinin çok dürüst Umumî Müdürü Kemal Baybora da, Meclista uğradığı «iddetli hücumlar karşısmda istifa etmek suretile yıkıhp gitti; yerine hâlâ kimse tayin edilemedi. Hukuk İşleri Müdiirü da aynı suretle yıkıhp girmek tehliketine maruz kaldıysa da tehlikeyi atlattı. Bu arada Meclis, Taksimde İsmet tnonü hejkeli için yapılan âbideyi yıkmağa da karar verdi, fakat Vali ve Belediye Başkanı ProL Gokay, bu karan tatbik etmedL Meclis, geçenlerde eski karannda ısrarla kaidenin haziran lonuna kadar mutlaka yıkılmasuu karar verdi. Belediye Başkanı, bu karara karşı kanunun kendisine verdlği veto salâhiyetine dayanarak 200 bin liraya mal olan kaideyi yıkmamakta ve başka bir heykel için fcullanmakta ısrar ediyor. Çünkü İstanbul efkân umumiyesi, saym temsildlerinin ekseriycrl tarafından verilen yıkma kararuu desteklemedi. Böylece Meclisin kaideyi yıkma karan da suya düşmüş oluyor. Bu variyet karşuında sayın tem« ailcilerimiz, bütün Belediyeyl yıkıp yeniden yapmanın değil, sadec* bir kaideyi yıkmamn bile ne kadar guç olduğunu anlıyarak küsmüş olacaklar ki cuma günkfl sabah toplantısında bir rüılu ekseriyet hasıl olamamış, öğleden sonraki toplantıda da güçlükle ekseriyet temin edilmiştir. Artık bundan sonra Belediyeyi yıkıp yeniden yapmak isteyenlerin bu fikirlerinden vazgeçeceklerini va mevcudu ıslah yoluna gideceklerlnl ümid edlyoruz. Sayın Vali ve Belediye Baskanını da İstanbul halkı nın 200 bin lirasını, üstelik binlerca lira daha harayarak taş ve toprak yığmı haline getirmemek yolundaki azimkâr yetosundan dolayı tebrik ederiı. Ümid tderiı kl sayın Iç İşleri Bakanı da Belediye Başkanının vetosunu tasvib ve kabul eder. D HARB HÂTIRÂIARIM Geneal AIi İhsan Sâbis İMnci cildi jcni çıktı. 500 Kuruş. Bırınci eüd 250 Krş. Inkılâp Kıtabevi Beş yıldır, bazirarun 29 uada, hayırlı bır kültur hâdusesı olarak tekerrür edip gelen «Yunus Nadı Mükâfatı» nın bu cuma yaptığımız «Buyuk jüri toplantıst» nda yenı Bu yıl sergiye 95 fırma bır niahiyet gonindü. Her şeyden iştirak edece.'c dnce şunu söyliyehm ki böyle her İstanbul Sergısının açılıj töreni yıl muntazaman devam eden bır yarın saat on yedide yapıiacaktır. mükâfat sistemi bızde yepyeni bır Sergide Ticaret ve Ekonomi Ba hâdısedır. Bu, bir defa bazı gazetekanı Muhlıs Ete bir nutuk ırad e lerimızde gorülup duran pıyango dağıtımı gıbı mıhanık bır şey dedecektir. Bundan sonra Va:l ve Belediye ğıl. Sonra bu, gazeteyi kuranın aziz Başkanı Fahreddin Kerim Gökay, hâürasuıı her olum yıldönümünde sergı umumi kâtibl bırer nutuk anmak gibi bir ıs de değıi. Zaten söyliyeceklerdir. Bundsn sonra ser gazetenuı devam edıp gidişi onu gi davetlilere gezdirilecektır. Bu se kuranın da devamı değu mı? ne sergiye 95 firma istirak etmek* * * tedir. İtalyadan celb ediıen Luna Yunus Nadi mükâfatı, TanzimatParkın dört vagonu dün «ehrimize tanberı devletin çeşıdli vesılelerle gelmi}tir. Yarına kadaı hep yapmak isteyip de b»K:eremediğı tesi kurulmuj olacaktır. sebbüslerle de kıyaslanamaz. BuUlastırma Bakanlıfı paviyonu ha nun en son misa'ıni clnönü müurlanmiftır. Paviyonda yanardö kâfatı» nda gordük. Tek seslı rener bir fener bulunmakta, Deniz, jımın gozleri sadece Fefıe perdeDemir, Havayollan İle FT.T. İda lemek hassasmdan oiacak kı clnrelerınin faaliyetlerini gosteren po önü mükâfatı» ile tlnönü Ansıknolar asılmaktadır. Ayrıca, daıma lopedisi» içm ne o tekKfleri yaaçık bulunduruSacak bır ofis, Ge panlar ve ne o teklifleri kabul eden, nel Müdürlükler hakkmda izahat öyle mevzularda öyie bix isım verecek ve hatıra pullan satacakbr. verilemiyeceğini dü»ünetnedüer. La Rous ansıklopedısı onu yaraAJganistan Sağlık İşleri Genel tanın ve Nobel mükâfatı ona servetini koyarun adlannı taşır. Müdürünun demeci * * * 9ehrlmîzde bulunan Afganlstan Sağlık Isleri Genel Mudüru Dr. A. Bhani Evet Türkiyenvzde ilk hakiki Atztl dün Stğhk Müdurlujünd» gaze mükâfat sistemi, bol keseden devttcılerle göruşmüçtür. Dr. A. Bhani Afzel ajkad&?larımızın lete maledılmeksızuı, huausl mahımuhtelll suallerlıü soyle cevablandır yette, sağlam bır muesseseye bağmıjtır lanmakla emniyetı sağlanarak, • Birlesmls Milletler S»glık Teskl memleket kültürune hizmet etmelatı benl Avrup* v« Asyı memlekeüe yi hedef tutan; hem gazeteyi kurmdekl «ajlık teslslerlnl gezmek uzere davet ttmljtl. Mıaırı, Norveçi, D«nl ranın nıhunu en zıyade sâd edecek markayı. Isveçl. tavlçreyl. Italyayı do bir sevab, hem memlekette her yıl laştım; »eyahat programımda TUrkiy* binlerle amatör kalemi harekete yoktu. fakat kardef TUrkiyeyl her fır getıren bir hayır olmak üzere, beş •atta zlymret «tmck tatcrdlm. Tıb tahslllml memleketinlzd* yapmıjtım. Ve at yıldanberi devam edıp gelen ve deyahat programımı değl^tlrerek bu vam edıp gidecek oıan bu Yunus raya d& geldun. Nadi mükâfatıle başarılmıs buluBlrlesmls Mill»U«r Saglık Teakllitı nuyor. Altı yıldır gazetenm sahibAfganutana penonel ve llâc yardımla leri bu mükâfat için her sene iki rınd» bulurunaktadır. Veram, «ıtm» ve rOhrcvl hastahklarl» amanıızea müca bin lira ayırdılar. Bu paranın yadele edlyoruz. Verem afisını henüz tat rısı, gönderilen binlerle yazı araBlzlerin d« en kıymetll gayeleri, b!k edemedlk; ma'umatınıı var. tek sından, neşre lây.k gorülecek jüze hürriyetimizi sulhü sukun içerisin nik barı lmkansızlıVlar yüzılnden bir yakın mıktarının, beheri on liradan de idame ettirmektır. Esasen hür müddet tehlr edlycruz. Maamaflh Blr neşır karşılığı olarak a>Tildığı gibi, lrsmlj Milletler Sajlık tejkllitının yarriyet ve sulh kellmelerı bızlere bun dımı İle bir verem A^ın lAboratuvan bırıncıliği kazanana da toptan bın dan başka bir mana vermez. Hepi kuracaüıt. Şlmdtltk aanatoryom v« dlı lıra verılmektedır. Ayrıca ıkınci ile miz için, sulh İçin en büyük teh paıuerlerlmlz var. üçüncüye altın ve gümus dolma likt, Stalinın sulh teşebbüslerinde Afganıstanın Tıb Fakültetl bu yıl 10 kalemler hedıye edilıyor. Böyle mübulunmasıdır. Rus sulh taarruzu yajına butı. Bldayctte yı'.da ancak 10 kâfatlann keyfiyet bakımmdan manun yegâne gayesi, hür dünyayı, doktor uyetljtlrirken aon aenelerde 50 100 ı r ı mezun venney* bajladı. Ay nevi kıymeü elbet maddî değeTRusyanın onu eld* edebileceği şe rıca penonel yetljtlren llac muadlU bir lenle ölçülemez. Fakat memlekekilde parçalamak T* ıılfihsızlandır •ıhhly» mektebimit vardır. Olmdllik timızin sartlarına goıe bu mukâAfganlstanda 500 doktor calıamakta fatlann kemıyet cıhetıni de azınmaktır. dır • sayamayız. Hür milletlerln sağlığı T I idaMllletlerarası Kriminoloji mesi için Sovyet Rus\a tarafından *** Kongresine giden yapılacak tecavüılerden daha büMüsabakalann elden geldıği kadelegemiz döndü yük bir tehlike olamaz. En büyük dar dürüst yapıhp mukâfatuı imMllletlenruı Kriminoloji Kongreslne kân nısbetinde ehıl olanlara verıtehlike, Joseph Stalin güldüğü zalstlrtk edan delegentlz Azml Yumak man meydana çıJcacaktır ve bu dün Ankara vapuru İle celmlstir. Ken lebilmesi için kurulan sıstemın sağnun yakında olacağmdan endije dlsl 11* gBrüfen (»zetecilere A. Yumak lamlığı da hoşuma gıtnııştı. Mevduymaktayım, Bugüne kadar o funlan söylemlftlr: zuun ilânından sonra gelmeğe baş« 21 lnel milletlertraı Krlmlnolo]! lıyan yazılar içinden nesre lâyık güldükçe bunu fırsat bilerek bizler de gülduk. Bugün şayed bunu tek KontTesin» Türkiycyl temsllen İştirak olanları bir heyet ayınr. Sekiz, on ettlro. Konfreye de lklnd baskan aerarlamazsak ljte ancak o zaman çildlm. ay gazetede neşredılen seksen, dokkazanabiliriz. Kongrede. uyustıırucu madde kaçak san kadar yazı içinden de daha kaŞayed kuvvet ve azmimiz blzi çılıjı. uçaklnrda y«pılan «uçların on labalık bir heyet «Büyük jüri» ye ayakta tutmaya kâfi geîecek şekilde lenmeai çarelerl, pollı radyokomUnlkaı sunulacak on, on ıki yazıyı seçiyor. yonu. cınat lstatlstlklerin rutulmaaı, yazılar gazete terafından büyük olursa ancak o zaman bir jalan detektorleıi bahıs konusu edU Bu bastırıhp bir broşür halinde III. dünya harbi olmaz, aenebilir. di. Gelecek aenekl top'antının tstanbul jüri azalarına bır hafta önceBeyoğlu Kaynıakamı aleyhina da yapılması da teklif edildi • den gönderildıği için rey verecek Hindistan Millî Eğitim Bakanı olanlar broşürdeki yazıları inceleaçılan davaya bugün Vilâyette meğe bol bol vakit bulurlar. Gerisi âbideye ç«lenk koydu Pangaltıds Crgenekon eaddea!nd* kah HtndlıUn Mllll îgtlm Bakanı Ebül malum; jüriden rey çoğunluğunu vecilik yapan Parslh Yıldırıma ald Kelâm Âzad dun saat 9 20 de trenle toplıyan yazı birinci mükâfatı kakahve bundan btr müddet evvel Bey Ankaradan «ehrimize gelmistlr. Garda. zanır. Çoğunluğun reyl mutlaka oğlu Kaymakamı Ahm«d AkbiHn ver Vali Muavlnl Fuad Alper, M. Eğitım isabetin kendi mıdir? Ne yapalım, dığı bir kararla Suslu lsminde bir Vâ Müdıırü Muhlddın Akdık ve blr oğretparlamento hayatonda olduğu gibi men grupu Bakanı karşılamışlardır. Uııdaşa devTedilmijti. Ebül Kelâm Azad. aaat 15 te Valt ve böyle işlerde de insanlık çoğunParslh Yıldırım. Kaymakam tarafından bu karann. kanun» uymadıgını Belediye Ba;kanı Dr. Gökayı makamın luktan daha uygun bir ölçü bulaiddla ederek tstsnbul Vlliyeti İdare ad zıyaret etrols ve Vallye, 25 sene madı. Heyeti neıdlnde bir lptal davasl açmıs denbert Turkıyede kavdedılen terakkl**• tır. Dava II Idare Heyetlnde tetkık edil den bahsetmlştlr. mı} ve lkl taraiın huzuru 11« bır mu Daha aonra, Ankarsda Imzalanan Nitekim 1946 hazıranının 29 unrafaa yapılmasma luzum gorulmüştur. Tvırk Hind kııltur anlaşmasından, dakı ilk jüri topiantısmda bırinciMurafaa bugun, saat 15 te Vilâjet ikl devlet arasındakl munasebatın gelışeceğınden pek fazia umldvar olduğıı liği kazanan yazıya karsı kendim Idare Heyeti odasında yapıiacaktır. Toplantıy» Vall Gokayın riyaset ede nu söylemlştır. Muteakıben, Bakan Va şahsan iki yönden müşkül durum11den İstanbul kütnbhaneleri, camllerl da kalmıştım. O ilk müsabakanın etğ\ biIdlrtlmeKtedir. v« âbıdeleri hakkında İzahat almıştır. mevzuu «Makale» idi. Yunus NaMithatpaşa Kız Enstitüsünde Saat 16 da Takslmdeki Cumhurtyet olduğu âbldesine çelenk koyan Bakan Azad dinin kendi başmakaVci diploma tevzii ı*at 17 30 da da Teknik Üniversıtede gibi makale gündohk bır gazetenın Oskıldar M'thatpaja Kıı Enrtitüsünü blr konferan» vermlsttr de ruhu olduğu için ilk müsabahitire^je^n diploma torenl dun »aat 17 kanın, o vâdide yapılması çok uygun ae okul blnasında yapılmutır. Bu tene düşmüştü. Daha V ı düzine yazı ü>r Küçük Haberler okuldan 50 taleb* ınezun olmuştur. zerindeki umum! fikır tcatiieri yaAmerikalı üç milyonpr avcı reylerin tTürk mizahı» • SAĞLIK Bakan) Ekrem Hayrl pılırken * • şehrimize geldi Üstundağ dün sabahkı Ankara Ekspre isimli makale üzerindeki çoğunluk Afrlkada avlanmağa gıtmekte olan sıle şehnmıze gelmıyttr. kazanacağı seziliyordu. Yazının * 1951 . 1952 YILI Marshall yardl başlığı cazıbeli. Edası da fena değıl. Owen, Churchlll ve Markley lslmelrlndekl uç Amenkalı mıljoner »vcı, dun mından istıfade yolu İle, stparlç edlle Fakat yazı sahibi Galatasaraydan cek vasıtalara ald {artnameler muhtejehıimız» gelmiştir. Avcılar, şehrimızde bir müddet kal llf ecnebl flrmalara Denlzyolları tara çıkma eskl bir tîlebemdi. Bizım lından gbnderilmlstlr. meslekte talebe insana evıâdmdan dıKtan sonra Afrikaja muteveccıhen ie İSTANBUL Beyrut hattına, Ka daha yakmdır. Büyük İskender bıhaıeket edeceklerdır deş vapuru tahsis edılmistır. le: «Gdvdemin iiabası Fılip ama •• SEHİR Hatları Idaresinde çalljan * rremur ve mustahdemlere yazlık el hüviyetimin babası Aristo» demış. Bundan başka, yazıda Türk mizabıse tev'z atına başlanmıjtır. * DENIZYOLLARI gemilertndekl ra hmın hususiyetleri belırtilememişti. bltan arasmda sınıf farklarını gostc Bızım ebed! mizah serr.bolümüz oren ışaretler yenıdfn hazırlanmıştır. lan Nasreddin Hjca kendı sovle• CIYOTI Gollas Lâstık fabrlkası * • anelesi ücretlerlne ytizde ssk;en ram yip gülmez, vakayı soyletıp guldüirtı mlşlerdi. Dun Vilâyette Vali Mua rür. Orada belâsat hâc.senin kenvını Mazl\ımun başkanhğında toplanan dindedir. Yazıya rev vermemekle Vılâyet Hakem Kurulu ıki tarafm ıza beraber yazının kazanmasını haklı hntını dlnlemış ve tetklkat lcrasına buldum. Hak mutlaka çoğunlukta karar vermlştır + ATtNA Belediye Bjşkanı bugün değılse mutlaka kendımizde de olalerde şehrimlze gelecektlr. Garbl Tr«k maz. ya Valisı dun Istar.bul Vall ve Belediye Bnskanı Fahreddl'i Kerim Gokayı VI*** 'âvette zivaretle kendislnl Trakyaya Ondan sonraki ikinci senenin mev davet etmıçtlr. + TT\rES ea7e*p«i Basvn7ar]arjr.dan zuu «Küçük hıkâye» idı Bu müMpkdoraîd dün Vllâvette Vall ve Be sabakanın bırincılığinı tek atlı alcdıje Bajkanı Fahreddin Kerim Gokayı rabasile istasyon ve köjü arasmda zlvaret etmiştlr. yolcu taşıyarak geçinen fakir köy•• ŞEHRERnNİNDE Şükrubey »oka* ğında ohıran Mehmed dün pece sahura lüye aid emektar atm ö'umüne dair kalktığı «ırada elektrlk duğmeslnl çe bir hikâye kazandı. Mevzu canlı, vırmek 'sterken cereyana kapılarak ifade akıcı, macera tabiidi. Bunun ölrtııi«tur. kazanışı herkesçe de haklı göruldu. * BIR mııdde'terbert münhal bulu «Bunu yazan mutlak bır subay oran N"snntaşı İşçi Sıgirtaları Kurumu ha<:tane<îî bashekim^jŞme. a>nı ha<;tane lacak» deyışime karşı yanımdaki rtın dahılıye mutebassı*:ı X>r. Orhan arkadaşlar: «Nereden hükmettidediler. Hayatından ümıd Zıhnl Snıısun tayln edllecegl löylen niz'» NE8IOCLU YAYINEV1 'rektedir. kesilen atı kurşunla vurup gommek ancak orduda bulunanların Tcırmuz 3 Ramazan 28 düşünebileceğı bir işti. Sonra yazı sahıbınin gerçekten subay olduğu meydana çıktı. İsmail Habib Sevük kazandılar kı bunlar, yapılan taleb üzerıne, «Inkılâb Enstitüsu» ne gönderıldıler. Yunus Naai mükâfatın» dan beklenen bir büyük hayır da bu suretle tahakkuk etmiştu Jürinın mevzu kadar 'faaeye de ehemmıyet verdiğini birincılıği kazanan yazının doğrudan dogruya Atatürke aid olmayışıle anladık. Bu muzaffer yazı sadece Atamızın Selânikte doğduğu evı anlatıyordu. Mevzuun lirikliğıle ifadenin samitnıliği jüri çoğunluğunun reymi toplamağa kifayet etmışti. *** Dördüncü müsabakada yurda dair herhangi bır vazı istenıyordu. Bu seferki müsabakada sürprizli bir hususiyet görüldu. Şimdiye kadarkı jurılerde birincının se5;ılmesi için reyler iyice dağıldığı halde bu seferki birincilık üzerinde hemen ittıfaka yakuı bir çoğunluk beliriverdi. Neydi o yazıdaki bu keramet? Rizeyi Rizeli bir genc yazmıştı. tHamsi koydum tavaya» türküsünü sövler gibi âdeta rakseden; asabî, çevık, beldenin kelimelerıle ve şivelerile kıvnm kıvnm ruha akan bir yazı. Oralarda yurümeye başlanınca ögTenılmesi de başlayan kemençe nağmelı o çetın oyun gibi bunu yazan da yazısınm malzemeleruıi konuşmaya basladığındanberi hazırlamıjtı. Dünyanın en büyük edıbi de olsa Rizeyi bütun iç ruhile o tarzda yazamaz. Oyle bir yazı bütün bir ömür pahasına yazılabilirdi. ile Istıklâl Cenğıne aid hatıra ve menkıbelere daırdir. Yeryuzünde en yapılamıyacağın yapıldığı mucızeli devir. Kim bilir köşeden bucak tan ne kadar orıjinal yaalar gelecek. Hakıkaten yazı yekunu evvelkilerin hepsinden fazla. Dci bini bulan yazı, onların içinden elenerek neşre lâyık görülen yetmişe yakın yazı. Bunlann da içinden seçilerek jüri azalanna matbu bir broşur halinde gönderilen on tane yazı. Jündeki hayal kırıklığuıın heybetine bakınız: Bunlann içinde de birinciliğe lâyık görülecek bir tane yan yok. Juri «ittifak» la bu husustaki kanaatini açıkladı. Fakat gazeteyi, ılân edılen mükâfatı vermemiş gibi bır mevkide bırakmamak ıçın de, bin lıralık mükâfatın, en çok rey alacak üç yazı üzerinden, üç kategori olarak dağıtılmasuıa karar verıldi. tarıhli nüshasında çıkan «Atatürk insandı» başlıklı yazıda da açıkladığım gibi, meb'usluğum zamanında Celâl Bayann, Galıb Hoca ısmile yakından karıştığı «Mıllt Mücadele» ye dair bır eser hazırlamakta olduğunu kendi ağızlarından işitmiştım. Kendilerınin şımdi bu en hayırlı işde en yüksek muzaharetlerıni esirgemiyeceği şüphesızdir. Milll Eğitim Bakanhğından da şunu rica edıyoruz: Yunus Nadi mükâfaünın alü yıllık safhalannın hepsinde, Nadır Nadınin de, hepimızin de içımizi sızlatan aa bir hakikat var. Bu, altı yıldır gelıp duran yazılardan büyük bir kısmının doğru dürüst cümlelerden bile mahrum bulunuşudur. Bunun ana kaynağuu tabıatıle okullanmızda aramak lâzım. Geçen sene yüksek öğretmen okulunun muhtelif şubelerine ahnacak yirmi kişi için iki yuzden fazla talıb olduğu halde ancak yedi kişı ahnabildi. Muvaffa kıyet nısbeti yüzde iki. Bu talıblerden çoğu daha ilk elemelerde kompozisyondan dokülüyormuş. Kompozısyon, yani bir mevzuu türkçe yazabılmek, yani cümlesı olmak. Kendme gtıvenerek resmî elemelere girenlerin ezıcı çoğunluğunda cum İe yapabilmek yok. Yunus Nadi mükâiatında kalemıne guvenip yazı gönderenlerın çoğunda genc aynı «ey yok. Bunun düpeduz manası dıl yok demektir. Bu hal yıllardanberi dıl işinin okullanmızda tecrube tahtası yapılmasından ileri geldi. Terbıye âlemi her millette insan kaiasırun ana dılle teçekkul ettığini söyler. Cümlesiz dıl, dilsiz kafa yoksa ortada kelleden başka ne kalır? Temel davalanmızın ilk temeli okullanmızdan cümle yapan kafa yetistirmek olsa gerek. *** Iki bine yakm yazı Içinden, bizim destanlar destanı Millt Mücadelemıze dair, bir tan» olsun birincılıği hakkedecek bır yazı çıkmaması: Bu ne acıklı şey bu. Bu tecrübeyle de apaydın belli oldu. Demek ki gencliğimiz, vatan havasında el'an dalga dalga canlı sandığımız o destanlı devırden uzakta bırakılmıştır. Sahi bugüne kadar ne «Kuvayı Milliye» devrinin, ne «Istıklâl Cenklerı» nın, tam tekmıl, tam tarafsız, her çesid halka gore okunacak çeşıdli tarihlerile çeşid çeşid kıtablan ne diye çıkanbnadı? Buna bir an önce başlanmasını *** Bakanhğunızdan Bu seferki son müsabaka. Mev Millî Savunma zu ıtıbarıle belki hepsınden genış ehemmıyetle rica edıyoruz. «Cumhuriyet» in 15 ocak 1951 ve zengın, Çünkü Millî Mücadele MEMLEKET MEKTUBLARI Diyarbakırdaki göçmen köylerini gezerken neler gördttm? Yazan: Yaşar Kemal 1939 ytlmda Bulgaristandan gelen göçmenlerın bır kısmı da Diyarbakır ovasına yerleştırilmıştır. Ben, Divarbakır köylüklerini gezerken, en çok, bu goçmen köyleri uzervnde durdum. İşte bu yazım, onların hazuı maceralannı anlatır. Hıkâye: Yer, Diyarbakmn 21 kilometre doğusunda Ambar çayınm kenanndaki köprübaşıdır. Buraya üzeri kiremidli, iki goz, bu* de ahırıle 94 ev yapılıyor. Kurulus, plân üzerıne ve gayet guzel. Bır tepenin yamacı.. Bu 94 eve 500 den fazla göçmen koyuyorlar. Köyün adı da Köprubaşı oluyor. Hükumet göçmenlere, birer çift öküz, bırer pulluk, tohumluk, tohumluğu beş yıl üstüste veriyorbır yıl süresınce de büyüklere 20 kilo, küçuklere 10 kilo olmak üzere buğday veriyor. Bir defaya mahsus da birer kilo zevtın dağıtıyor. Otuzar dönüm de toprak tevzi ediyor. Buraya kadar olanına güzel diyelim. Kör topal idare edılir diyelim. Ya sonra? İşte orası kotü. Orası yürekler acısı. Yaz ayları... Diyarbakır ovasuun o insanı yakıp kavuran san sıcağı.. Kuşlar bıle dokülup kalıyorlar sıcaktan. SıvTİsmek bulut mısaliSu yok. Ambar çayının üstüne çeltık ekmişler. Çeltığuı ayaklan çaya dökülüyor. Su, bu sebebden, sarı, zehir gibi akıyor. İçen bir daha doğrulamıyor. Gitti gider! Başka da su yok. Kuyulann suyu VET ya, o daha kötü. Hem de kuruyor. Hastalanmadık kimse kalmıyor goçmenlerden.. Geldıklerinüı birinci ayında 120 can verıyorlar kara toprağa. Herkes hasta, koy ıpıssız. Öluleri bıle kaldıran yok. Evlerde kokup kalıyorlar. Birinde iki gündür gomülemiyen bir ölüyü, köye yollan düsen iki ilkokul mufettişi defn ediyor. Şumnunun, Deliormanın havası, sonra da Diyarbakınn çölü.. Dayanılır mı? Bütün hata burada işte Muhite intıbak meselesi. Etüdsuz, plânsız bir yerlejtirme.. Ölenler ölüyor. Kalan sağlar da Köprübaşını bırakıp başka yerlere göçüyorlar. İkinci bir göçmenlık. 94 evden ancak 8 ev kahyor köyde. Gıdenlerden bir kısmı bir, iki, üç yıl sonra, gıttıkleri yerlerde de bannamayıp geri dönüyorlar köylerine. Geri dönüyorlar ama, ne üstte üst, ne başta baş, ne öküz kalmış, ne pulluk,. Hükumet bunlara ikinci defa olarak pulluk, öküz ve tohum veriyor. Bu da üçüncü goçmenlık.. Geliyorlar, yerleşiyorlar ama, bes. yıl zurriyet türemiyor bunlardan. Beş yıldan sonra yavas yavaş doğum başlıyor. Diyarbakır ovasına yerlestirilmiş. bulunan göçmenlerin hepsinin başına gelenler, bpıtıpına yukanda anlatılanın aynıdır. Bu göçmen köylerinden bir Şe r Bütün Dünya \ TEHMUZSAVISI 71 KEŞiDESi TEMMUl İKRAMİYELERİ PARA ÇîKTI DlKKAT: B U keşidenin para yatırma müddeti 15 temmuz 1951 akşamına kadardır. bir hesab açınız... Acele ederek V | 5 33 13 18 17 18 20 4S 22 47 3 14 2 02 6 29 ~Z~\ 8 49 TİG T 3 4 12 00 *** Üçüncü müsabaka Atatürke dair hatıra ve menkıbelerdı. Yazuar mabjyetı ıtıbarue 0 kaüdi tnemmıyet maml köyü. var: 0nun macerası.ayn. Bu köye gelen göçmcnler, burada bir ay, iki ay, bir yıl, iki yıl kalmışlar, sonra köyü terketmişler; bir daha da dönmemişlerdir. Şımdi köy bomboş. Bır bekçısi var. Bismıle bağh Molla Feyad köyü de buna benzer. Yalnız, ona, hiç gelip oturmamışlar. On fki yıldır, içıne kimse oturmadan, evler bom:boj öylece duruyorlar. Tabii her biri bırer harabe.. Şımdıki durum: Amerikalı filmciler bugün SirŞimdi Köprübaşı köyünde 60 keci garında fiim çekecekler hane var. 34 ev bomboş duruyor, Şehrlmizde bulun&n Amertkalı fllmçoğu da yıkılmıs. Bu 60 hanede 205 eüer bugün «aat 8 den ltibaren Slrked nüfus yaşıyor. garında fllmln bazı aahnelertnl çeke. ceklerdir. Her göçmen evinln ellnd» Bayram Aracı, hakkındaki dönümle 35 dönüm arası tarla var. 35 dekar!.. Bu 35 dekann yarısı naiddiayı reddediyor dasa kahyor. Tarla, nadasa kalmazBlrkaç gun evvel Mübeccel adınd» sa hemen hiç mahsul almmaz. De blr kadının Savcılığs muracaat ederek mek oluyor ki her göçmenin elinde sea ve saz sar^tkan Bayram Aracının bir yıl ekebileceği 17,5 dönüm tarla kendlslne ald tkl bilezigini çaldıgını ld. di»ı ettiJrinl blldirmiştlk. Bayrım Aracı vardır. Toprak burada bire beşten, bu lddlanın tamunen asılsız oldu£unu altıdan fazla vermedığine göre de ve çlrkin blr lftımdan Ibaret bulun17,5 dönümü ek, bıç de ev geçin duğunu dir. Ya bunlar ne yapıyorlar? Civar beylerden sekizde bire, altıda lüleri bundan sonra hayvan da bire toprak kiralıyorlar. Ne yap besliyemiyecekler. Çünkü bey, besınlar! Bu topraklann ancak 200 nimdir diyerek, bu köylerin meradönümü bir aileyi geçindınr. Tabıî lannı laptetmiş ve sürmüştür. Goz göçmenler 200 dönüm kirahyamaz lerimle gördüm, köyün dibinde, sürülmüş ışıl ışıl bir toprak uzanılar ya, topu topu 50 donüm .. yordu. Göçrnen hayvanlannın ölüBu yıllarda iş daha da kötüleş müT. miş durumda. Beyler artık makine Akşamlan yemek pişirmek ftdealdıtlan için, kiraya toprak vermi tini çoktandır unutmuşlar. Sebze yorlar. Daha kötüsü var: Bazı bey yüzü gördükleri yokmuş.. Sebzeleri ler, göçmenlere kirayla toprak ve yaban otlan imiş. rihnemesi için nüfuzlarmı kullanıKoyün su kuyusunu gördüm. yorlar. Maksadlan da su: Göçmenler tabit otuzar dönüm toprakla Kadınlar yığılmışlar kuyunun başıgeçinemezler, kıraya da toprak bu na, sırasile su çekiyorlar. Su da, lamayınca ne yapsınlar? Yeniden mubarek, azalmasm mı arada? Bek göçmekten beşka çare kahruyacak. İe anam bekle! Yazın, zaten bu kuGöçmenler için istimlâk edilen top yu kuruyormuf. Allah yardımcılan raklar zaten beylerindir. Toprak olsun. Hukumetin verdiği pulluklar var kendılenne kalacak. Tavuklu köyünden yaşlı bir göç ya, onlan çalıştırmıyorlar. Kara menle yol arkadaşlığı yaptık. A saban edinmişler. Harmaru da ökuz dam, köyüne üç saat ötedeki, kı ayaklarile süruyorlarmış. Tavuklu köyü mezarlığında on rayla aldıklan tarlada çıft süren oğluna azık götürmekten gelıyor beş kadar yepyeni mezar saydım. Koprubaşında da o kadar var. Demuş. dıkleruıe bakılırsa bepsi veremden Abe iki gözceyizim, diyor, üç gıtmış. değil, dort saat uzaklıkta bulsak Bu goçmen koylerinde yeni ditarla, eıderız gene.. Geçmıyecek ekilmiş, goz için arasan, ağac yok. lımize bundan sonama bu da! DeKoyler çınlçıplak. miş biyler, verilmesin mâcirlere top Yahu, dedım, şu köylerevağac rak . Bu yıl bir, gelecek yıl iki, böyle dikseydınız elınızde mi kallrdı? gıderse dikiş tutturamıyacaklar bu Ş mdıye kadar kocaman olurlardı. Bır yaşlr radaki göçmenler. Kaçacaklar. Abe gorürsun halımizi, dedi, Köydeki geçım seviyesi sıfırdan dururuz ığne ustunde. Sulersınu da aşağı.. Ben, bunu rakamlarla hep bule.. etmişsınız âdet. tesbit ettim. Yerim dar olmasaydı Iğne ustunde duruyorlar, doğru. teker teker sererdim gozünüzün oAma dikseler ıvi ederlerdi. Herhalnüne. Görüp şaşardınız, insan oğlu de hükumet bunların derdlerıne ne kadar ağır şartlar altmda yaşı bır derman bulmalı! yabilıyormuş. Gene köyün geçım durumunu, kaba tarafından gostenvereyım. Koye, hiç et girmivor. Eti ancak Nüshasi 15 kuruştur hayvan ölümünderı olümüne yıyorar. Abone şeraiti Türkiye Harie Ekmekleri, mısır darısı, aıpi. I Lıra Kı. Lira Kr. 42 00 81 00 buğday, akdan, nohud karıştınla ' Senellk Altı avllk 22 S0 43 50 rak yamlıvor I Oc aylık 12 00 24 00 Kövde 20 tane inek vpr Koyun | Bır aylık 4 so 9 00 keçı hiç yok. Yağ yıyen de peK az. ' D t K K A T Kazlan besıeyıp yağiandırıyorlar, Gmeıemıze yond^nlen «ürafc ce vezttar ondan çıkan yağı yiyorlar. nefredilsin edilmes.n lade otunnuu tlânlardao metullyet kabul edllmeı Tavuklu koyu üe Karabaş köy CUMHURİYET
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear