24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
i 12 Temmuz 1951 CUMHURİYET ıiHHiın»Mîi»muııııııııııiüimııiüiıımmmıiL YENİ SILÂHLAR TECESSÜSLER Amerikanın Köpek Balığı Biçimli Yeni Denizaltıları On, on beş, gün evvel New Ergland limanlarında, garib görünüşlil. yesil boyalı iki «tekne» üzerindekt esrar perdesi sıynldı. Bunlarur Birleşik Amerika deniz kuvvetleri aHına inşa edilmekte olan yeni tip, altı süratli hücum denizaltısındarj i!k ikisi olduğu öğrenildi. «Triggerı CTetik) ve «Tang» (Bıçak ucu isimli olan bu iki denizaltı hakkm daki malumatı iktibas ediyorum: II. Cıhan Harbinin 310 kadem (93 metre) uzunluğundaki «gemi lerinden 50 kadem (15 metre) ka dar daha kısa olan yeni Tang sı nıfı denizaltılan görünüş itibaril kopek balığı ile balina mclezin benziyor. Bunlarda, denizaltılard: görmeğe alışık olduğumuz güvert topundan, periskopu, radar ve rad yo direklerile güverte ortasından yükselen üstüvani kuleden eseı yok. Bu yeni derüzaltıların güverteleri tertemiz ve keskin bıçak ağzı gibi daracık. Ortada on iki direğ: ile denizaltılara periskopla seyi derinhğinde akümülâtör yerine makmelerini kullanabilmek imkâ nrnı sağlayan Şnorkelini ihtiva e den kesik, kalın bir «üst kanad» var Omurgalardaki ciblerden otomatık olarak çıkıp açılan levhalarla bunlar 40 derece gibi dik bir zaviye ile dalma kabiliyetine sahib. Köpek balığı gibi süratli ve SPSSİZ olan yeni Tang'lar, Birleşik Amerika deniz kuvvetlerinin su altındaki en öldürücü silâhıdır. Bununla beraber gene de bu denizaltılar kâfi derecede «öldürücü» sayılmıyor. Rusya bugün denizalt1 bahsinde Birleşik Amerikanın elinde mevcud olan kuvvetten pek fazlasına sahib bulunuyor. Bir kaç cski muharebe gemisi, bir avuç kruvazörü ile tayyare gemisiz sayılan Rus donanması bütün kuvvat ve ıhtimamını denizaltılar üzerinde toplamış ve neticede, Sovyetler Birliği, Birleşik Amerikanın 88 denızaltısına karşılık, harekât kabiliyetine sahib 300 denizaltı ile, dünyanın en kuvvetli ve en büyük denizaltı kuvvetini elinde tuttuğu gibi Okyanuslarda seyir kabiliyetine sahib 1000 gemilik bir kuvvete ulaşmağı da gaye edinmis. bulunmaktadır. Rusya ile müstakbel bir harbde Birleşik Amerika donanma sı esas itıbarile denizaltılarla savaşmak dunımundadır. «•Sessiz hizmet». Bir denizaltınm ne dereceye öldürücü olabıleceğini en iyi anlayan, bilen kimseler de bizzat denizaltıcılard'r. 1941 de Birleşik Amerikanın müftehir, mağnır suüstü donanması Pearl Harbor faciasile karşılaştıktan sonra, âsabsızlık derecesinde cesaretli bir avuç adam 50 kadar denizaltının keskin provasmı Japonyaya doğru tevcih etmiş ve Birleşik Amerika deniz tarihinde eşıne menendine rastlanmamış kanll muharebe sahifeleri işlemişti. Bu gemılerden bir teki dahi muharebe halinde tek bir torpido salmış değillerdi. (I. Cihan Harbinde Biıloşık Amerika denizaltılan, esas ıtibarile, hemen hâdisesiz ve yeknasak geçen karakol vazifelerile iştigal etmışlerdi) Buna rağmen, Pearl Harbor"dan sonraki iki sene boyunca bu 50 küsur denizaltı Pasifikte Birleşik Amerikanın yegâne taarruz kuvvetini teşkil etmişlerdi. Bunlar kendilerine «Se&siz hizmet» ismini vermişlerdi. Seıgüzeştleri ancak yağlı gemi jurnalları ve Pearl Harbordaki denizaltı kuman danlığına radyo ile bildirilen Sturgeon'un bikri izale edildi» gibi vecız mesai'.ardan dışarı sızmıyordu. Zaman zaman bunlardan Tokyo körfezınde periskopla at yarışı seyredildıği, denize indi ri'mekte olan bir Japon tayyare gemisinin sulara kayarken torpidolandığı, 400500 sualtı bombasi'.a Hıcuma maruz kalmdığı rivayetleri r'uyuluyordu Kısa bir zaman içinde deniza'tılar donanmanm tahammüllü, sabırlı yük ve iş hayvanı v?sfını ik'.ısab ettıler: 504 denize cîuşmüş tayyarecıvi kurtardılar, > aksek önem sıralı hamule ile «çok mühim zevat» ı oradan oraya taşıdı'ar, çıkarmadan evvel, düşman sahıllerini keşfederek haritalar haz rladılar, komandos akınları yaptiar, hava kuvvetleri hesabına meteoroloji ve radyo istasyonu vaz.fesi gördüler. Koca koca Japon konvoyları içine giren denizaltı süvarileri geceleri radar cihazlarile hedefler tesbit ettiler, sonra satha fîkarak panik halindeki konvoy içinden son süratle seyirle sağa sola torpido saldılar. Harbin scnunda Birleşik Amerikanın Pasifikte harekât yapmakta olan 169 denizaltısı vardı. Harb i^mde 52 denizaltı kaybedilmiş, her j cdi denizaitıdan birisi geri dönme mışti. Buna karşılık «Sessiz hizm=t» bir muharebe gemisi, yedi tayyare gemisi, 16 kruvaör, 45 muh rıb, 23 düşman denizaltısı, 1322 diğer gemi olmak üzere 6,000,000 tnnluk Japon gemisini denizlerin dıb:ne yollamıştı. Başarıları, şatafatb hikâyeler, mevzu edilen «tayyrre gemisi vazıfe kuvvetleri» dahi deni7altıların bu muvaffakiyeti ile boy ölçüşememişti. Bütün bu muvaffakiyeti Birleşik Amerika denizaltıları düşük evsaflı malzeme ile kazanmışlardı. Ekseriya torpidolar tam isabet yaptıklan halde infilâk etmiyor, bir çoklan lüzumundan fazla daljyor, gemilor ise 300 kademden daha derine dalamıyacak derecede ince yap1' gdrülüvordu. Dost düşman tefriki sistemi gayet bozuktu, (iki denizaltının Birleşik Amerika tayyareleri tarafmdan batırılmış olduğuna hemen kat'î gözile bakılmakta Geçenlerde Fransanın Dauphine eyaletinde bazı kimseler bir av partisi tertib etmişlerdi. avcılardan biri bir yaban domuzunun çalılann arasuıa girdiğini sanarak çiftesini omuzladı ve boşalttı. Heyhat! Kurşunlan yiyen henüz 17 yaşında bulunan kendi oğlu idi. Zavallının alnma isabet eden bir mermi onu cansız yerlere sermişti. Bu gibi rüyet hatalan Allahın günü karşımıza çıkar. Doğnısunu isterseniz bu hatalara fotograf makineleri bile düşmektedirler. Bir kaç ay evvel Provence Ağır Ceza mahkemesi dayısmı öldürmekten sanık bir zavallı hakkında hükmünü verdi. Pierre Servvan isimli bu delikanlı bir gece kızkardeşinin sokak ortasında bağırıp imdad istediğini duyar. Pencereyi açtığı raman kızkardeşinin tanımadığı birıle biraz ileride boğuşmakta olduğunu görür. Hemen sokağa fırhyan delikanlı yabancının çenesine bir yumruk aşkeder. Adam sendeler, düşer ve başı sivri bir taşa rastladığmdan hemen oracıkta gık demeden can verir. Meğer ölen, dayılan değil miyniş. Zavallı adamcağız o akşam bir ka£ kadeh fazla kaçırdığından kız kendisini eve sürüklemeğe çalışıyormuş. Mahkeme Pierre'i beraet ettirdi, fakat delikanlı köyü terketmek mecburiyetinde kaldı. Komşular kendisine boykot etmeğe başlamışlardj. * * • Bundan bir müddet evvel Pariste geçen vaka da şayanı dikkattir! İhtiyar bir kaduı sokakta düşüp bayilmıştı. Oradan geçen bir adam kendisini tanıdı ve kayınvaldesini derhal hastaneye kaldırdı. Fakat kadıncağız yolda öldü. Bunun üzerine hastaneye gelen aile efradı kendisini gördüler, ağladılar, sızladılar ve eve döndüler. Lâkin o ne? Evde ışık olduğunu gördüler. Kapı açıldığı zaman bir de ne baksınlar? Kayınvalde hanım karşılannda sapasağlam dur erınıze ınanmayın! suyunun tesirine atfedilır. Otopsıde ölenin on yaşlarında bir kız olduğunu meydana çıkarır. Zaval lı kızcağız kalbine bir kurşun sıkılmak suretile öldürülmüş, sonıa elleri ayaklan ve başı kesilmişti. Herkes dehşet ıçindeydi. Bir çok kimse bunun üzerine hükumete müracaat ederek bir kaç gün önce orada bir kahvede çalışan bir garsonun küçük bir kızla deniz kenanna doğıu gittiğini, sonra da yalnız başına döndöndüğunü gördüklerini söylerler. Polis memurlan adamın evinde bir de sivri bıçak bulduklarından garson yaka paça hapse atılır. Biçare bir kaç aydanberi hapiste çürüyordu. İdama mahkum edileceği muhakkak gibiydi. Bereket ki bir müddettir Dinard'ı terketmiş bulunan bir ressam meseleyi öğrenerek hemen hâkimin huzuruna çıkar ve ölenin kendisine aid hasta bir şempanze olduğunu bildirir. Ressam çok sevdiği hayvanm iyUeşmiyeceğini anladığından deniz kenanna götürmüş ve kalbine bir kurşun sıkmak suretile oldürdükten sonra hayvanm el!erini, ayaklannı ve başmı keserek alıp gitmiş. muyor mu? Bu gibi hatalar zannedildiğinden çok sık vuku bulur. Aksi hal de görülmemiş değildir. Morga giderek kendilerine aid bir cesedi tanımıyanlar çoktur. Rüyet şahidlerinin yaptıklan yanlışhkların haddi hesabı yoktur. Bir polis komiserinin şu sözlerini dinleyiniz: Günün birinde karakolun önüne bir sürü insanın toplanarak bağırıp çağırdığıru gördüm. Nc olduğunu anlamak istedim, bir meraklı bana şunları söyledi: aSen nehrine elleri ayaklan bağlı bir kadın attılar. Zavallı derhal sulara gömüldü... Katiller içeride...» Karakola girdim. Katil oldukları söylenen üç zavalh halk tarafından dövülmüş ve yaralanmıştı. Ağlıyorlardı. Fakat işin tuhafı nehre atıldığı iddia edilen kadm da orada idi. Mesele çabuk anlaşıldı: Meğer kadm köpeğini yıkamak için nehir kenanna götürmüş. Köpek fazla bağırdığından üç balıkçı kadına küfretmişler, kadm da polise şikâyette bulunmuş. Bunun üzerine balıkçılann kadıru suya attıklarını «gören» yirmi kadar şahid karakola gelmişler! Bu gibi rüyet hatalan polislerde de gorülmüştür. Bir gün Bradwsky isminde beynelmilel şöhrete sahib bir dolandıncıyı takib etmekte olan bir polis memuru aradığı adama büyük bir mağazada rastlar ve adam bir kadm müşterinin çantasına el uzattığı sırada kendisini sunsıkı yakalar: Patırdı gürültü istemez, artık yakalandınız der. Öteki bir küfür savurarak bağırır: Budala herif, bırak beni, hırsız kaçıyor! Hakikaten kadm kalabalık arasmda kaybolmuştu. Meğer polisin dolandırıcı sandığı mağazanın hususî detektifi imiş. Kadınm hırsızlık ettiğini görmüş, çantasını almış, fakat tam kendisini yakalayıp polise teslim edeceği sırada yanlışhkla onu yakalamışlardı. Çantada düzinelerle nylon çorablar, eldivenler, çamaşırlar ve bir sürü encik boncuk vaıdı. Metro vagonlarma bir zamanlar bir takım manyaklar dadanmışü. Bu adamlar gözlerine kestirdikleri ltadmlann yanına sokularak kaba etlerine iğne batınrlardı. Mesele polise aksettiğinden metroya bir takım siviller ikame edil mişti. Polislerin bu gözetlemesi bir netice vermedi. Fakat bir akşam bunlardan biri bir kadının ciyak ciyak bağırdığuıı işitti. Hemen yanına koştu, ve henüz kalçasına saplı durpn iğneyi çıkardı. Etrafı bir yokladı. Arabadakilerin hepsi bu işi orada efendi efendi oturan yaşlı bir zatm yaptığmı söylediler. Belki on, belki yirmi şahid vardı. Bunun üzerine adamcağızı karakola götürdüler. Yakasmda hakikaten beş on tane iğne de buldular .Fakat tahkikat biraz derinleştirildiği zaman zavallının polis kısım müdürlerinden biri olduğu anlaşıldı. Bu adamın emrinde bir de resmî otomobil vardı ama araba o gün bozulduğundan ilk defa olarak metroya binmişti. Hasılı bu işi onun yapmadığı meydana çıktı. Bu gibi hataların en meşhurlanndan biri de Dmard'da vuku bulmuştu. Hâdise belki de hatırlardadır. Fakat biz gene hikâye edelim: Bir sabah deniz kenanna giden balıkçılar orada elleri, ayaklan ve kafası kesilmiş bir cesed bulurlar. Cesedin etlerinde biraz kızıllık varmış ama bu hal deniz Kafalarında bir şüphe, sabit bir fikir veya endişe bulunanlar rüyet hataiarına diğerlerinden çok maruz bulunurlar. Geçenlerde girüştüğüm bir Ağırceza hâkuni bana dedi ki: Kıskancuk saikasile işlenen cinayetlerin yansı acele ile yapılan tahkiklerin neticesıdir. Kanlarıtu, nişanhlannı öldürenler bıraz soğukkanlı olarak işi derınleş tirseler bu facialar meydana gcimez. Bütün bunlar şunu isppt ediyor: Halkın itham ettiği bir adam mut laka mücrim değildir. Bunlara fazla kıymet vermek doğru olmaz. Kim ne derse desin, siz gene tahkikata devam ediniz. Alacağınız neticeler sizi daima hayrette bırakacaktır. (Fransn basmından) Bir Amerikan denizaltın dır.) Denizaltılar sürat bakımından gerektirdiği havayı emmek fizere da epey fakirdiler, su altında an Şnorkel borusu kullanmak mecbacak 23 mil süratle seyredebiliyor riyeti yoktur. Bunlaruı yeni tip malardı. kineleri yakıü oksitlemek yani Şnorkeller ve 8 şekilleri. Harbin ihtirakı sağlamak için hidrojen sonunda Amerika deniz kuvvetleri peroksidinden faydalanılmaktadır. Almanlann denizaltı inşaatında çok Azamî dalışta XXVI lar makinekdaha ileri gitmi} olduklannı öğren rinin tam süratile seyredebilmekdiler. Avrupada zafer kazaruldık tedir. Birleşik Amerika bu gemilerin tan sonra Birleşik Amerika yağ nasıl işlediğini bilmekle beraber içinde, garib görünüşlü iki Nazi bunlaruı modelini ele geçirememijXXIDenizaltısı elde etmişti ki, bu tir. Ruslar ise, bütün takım taklahallerile dahi bu iki gemi yanında vatile tersaneyi ele geçirmişler ve Amerikalılann harb içinde kullan böylelikle evvelceden imal edilmiş dıklan gemiler John P. Holland'm bulunan evvelden 75 aded XXVI 1900 de donanma sunmuş olduğu çe inşa edebilmek imkânını kazanmışlik boruya benzer ilk denizaltılar lardır. Bunlann in;aatına nezaret adamlan ve kadsr modası geçmiş kalıyordu. edecek Alman fen ükretmek gerekir ki II. Cihan bunlan işletecek mütehassıs Alman Harbinde bu çeşid Alnıan denizal mürettebat da caba. tilannm pek azı harekâta iştirak eSibcryada. Triggerin inşa edilm:| debilmiştir. Bu XXI lar, Amerikan olduğu tersanenin civannda tSimürettebatıle, su altında 16 mılle berya» lâkabile anılan ve 24 saat yol aldılar. Bunlarda Şnorkel ter en sıkı emniyet tertibatile muha:ibatı mevcud olduğu gibi konvoy faza edilen bir tersanede Amerika ar içinde «8» şekilleri çizerek ken donanması, Rus denizaltılarile boy liliklerinden hedefe teveccüh eden ölçüşecek ve umulduğuna göreuzun menzilli torpidolar vardı. kolaylıkla üstün gelecek bir deüunlarda, Amerikanın elinde bulu nizaltı üzerinde göz nuru ve alın nan her türlü benzerlerinden daha teri dökmektedir. Bu XXVI larm üstün periskoplar, sonar (sada va Amerikan tezgâhlarından çıkma kop sıtasile seyrüsefer ve hedef men yası değıldir. Bu atomlu denizaltı:il tayini) cihazları vardı. dır. Bugünkü denizaltılardan daha Ağır ağır, Birleşik Amerika deniz kuvvetleri, Alman keşiflerini einde faal durumda kalan 76 deizaltıya (diğer 91 denizaltı rafa onmuştu) tatbika başladı. Bu molernleşme programı için 175 milyon lolar sarfolundu ve böylece y uen teçhiz edilen gemilerin neler 'apabıleceğini kestirebilmek mak»adile bunlar manevralara sevkoundu. Bittabi bunlar XXI ların câhına erışemediler, fakat, buna ağmen, nitelikleri gene de hayret rerici oldu. Bu denemeler sonunda ikorkellerin denizaltılann tesırli;ini 16 misli arttırdığı tesbit edildi. iu çeşid yeniden teçhiz edilen delizaltılardan Pickerel, Pasifikte, hiç u üstüne çıkmadan 21 gün boyuna 5.200 mil mesafe katetti. Diğer lirisi, Amberjack manevralarda bü ün filo arasmda rahat rahat do'aarak, ele geçirilinciye kadar 250 )in ton «batırdı». Denizaltıya karşı denizaltı. Bu emıler denizaltılara karşı müca!ele ve muharebe esaslannda inkıblar yarattılar. Bunlaruı müretebatı bugün bir denızaltıyı batıra>ilmek içüı en az üç muhrib lâzım ;eldiği iddiasile böbürleniyorlar ve )ir muhribin tek başına bu yeni teç hizath denizaltılarla karşılaştığı zaman daima «çantada keklik» olmağa mahkum kalacağını ileri sürüyorlar. Almanlann XXI lan modeli üzerine baştanbaşa yeni olarak nşa edilen Tang sınıfı denizaltıîar aittabi daha da tesirlidir. Müstak>el bir harbde ise, Amiral Charles floursenin teşbihile: «Karşı karşıya ;eçmiş, biri sükutu ihlâl ederek :endini belli etsin diye bekleşen :1leri sopalı, gözleri mendille ağlanmış iki hasım gibi» bir denizaltıyı bir denizaltı ile avlamanm mümkün olacağı iddia edilmektedir. Maalesef, harbden sonra Almanarın XXI lan Rusların da eline eçmiştir. Hem de bir iki tane değil, tam teçhizatb 25 gemilik bir filo ile, diğer bir çoklarının da muhtelif aksamı halinde... Daha kötüsü, Ruslar Almanlann hajb sonunda henüz bitirmek üzere bulundukları daha da dehşet verici bir modeli de ele geçirmişlerdir. XXXI remzıle ; anılan bu gemi hemen ilk hak kî denizaltı silâhıdır. Bu gemide, uzun müddetler için, makinelerin TARIH Mısınn bu meçhul vatansever Benli Halimesi bu destanını İstanbula Padışah III. Selime hitaben yazmıştır. Destanda Padişah tac ve tahtını terk ile Mısıra, harb cephesine davet olunmaktadır. Mühım olan bir nokta da Valide Sultanın Fransızlara mu'in olması keyfıyetidir. Anlaşıhyor ki o zaman Mısırda halkta böyle bir kanaat vardır. Bugün Şehir Kütübhanesinin yazmaları içinde bulunan Benli Halimenin bu vatansever destanı bıze kardeş Mısırın o vakitk: ıztırabmı ne kuvvetli bir samimiyctle duyuruyor. Mısınn bu anî işgali o zamanki Valimiz Ebu Bekır Paşa tarafmdan İstanbula bildırilince buradaki ıztırab daha az olmamıştı. İki kardeş milletin bu müşterek ıztırablan uzak bir mazi oldular, akat Benli Halimenin bu halk des tanı bugün de müşterek duygularımızm bir ifadesi olarak duruyor. Bir nice yatarsın gafletten nyan, Bu işlerden agâh ol Padişahım. Bir kaç ricali ile Valide Sultan Mu'indir kâfire bil Padifcahun. mak imkânını sağlayan bir sürate sahib olacaklardır. Eğer her şey yolunda giderse, donanma ilk atomlu denızaltıyı 1953 te tamamlamak ümidindedir .Bu ümid tahakku kederse atomlu denizaltılarla denizleri tamasile silip süpürmek kabil olacaktır. Benli Halime destanı yoksa düş Camilerde rtamaz kılınnıaz oldu, müdür, Dini İslâm nerede bilinnıez oldu, İmdadi cem gelmedi yollar kış İsteriin İslâm der ağlar Mısır. mıdır, Vasiyet tamam oldu hasılı kelâm, Beş vakirte beş farzla hem sünnet, Aman ey Padişahım bağrın taş Ricali devletten intikam alan, mıdır, Kuffardan kurtulsam canıma minnet Haremeyn siklette der aglar Mısır. Huzunı Baride nurafi olan, İslâmın içinde hazırdır ccnnet, Dunyada kadrim bilinmez der ağlar. Havuzlarda abdes alınmaz oldu, Dini bütün vezir sal Padişahım. Mısır. YAZAN: Bilmem hayal midir Hiç haberin var mı Mısrr halinden. İçinde kalmadı kızdan gelinden Almah Mısın kâfir'elinden Dini bütün vezir sal Padişahım. Ne yazıklar oldu Mısır şehrine, Killseler yapıldı mescid yerir.e. İmdad gönder dini islâm yoluna İslâm elden gitti bil Padişahım. Suçumuz neydi bilmedik kusur Kız gelin kalmadı, çekildı yesir. Fransız elinde kaldıysa Mısır Taci tahtı terkct, gel Padişahım. Hacı Bektaş ocaklan uyansın Dal kılıçlar Fransıza dayansın, Ziya Erkins Adımı sorarsan Benli Halime Mevlâm kail olur mn böyle zulme? Bizden selâm edin Sultan Selime Tacı tahtı terket gel Padişahım. Destanı Mısır Ben bir yavuz şehirdün Arabistanda, Namım söylenirdi Urumda, Şamda, Belediye İktisad Müdürlüğiince hazırlanan yeni tarifeler Beleaıye Iktısad Muılurlugu mahallebl, kahve ve pastaneler lçm Şchlr Mecliîlnce kabul edilen fıat Unfesini tabettlrmektedlr. Ilânını muteakıb tatblk m«vkUne konulacak olan bu tarıfeye mezkür esnaf şıddetle ltiraz etmektedir. Dıger taraftan lokantaların tarifeleri üzerinde de Iktısad Müdürlu*U yeniden tetkikat icra ettırmektedir. Memur;ar. 949 senesinC.eki fiat durumımda bir tahavvul olmadığı kanaatlnı ızhar ettıklerlnden bir degıştirme husule gelmemiştlr. Ekonomi ve Ticaret Bakanı Ankaraya döndü Ekonomi ve Ticaret Bakanı MuhliJ Ete. dun de Bolge Ticaret Mudurlüğuna gelerek biT muddet meşgul olmuç ve ihracatçılarla göruşmüstıır. B^can Bli&hare Sanayi Bfrligıne «1derek sanayicılerle. Ticaret Odasının r.yıılıp ayrılmaması hakkında goruşmuş, flkirlerlnl almıjtır. Muhlis Ete, dun akjam ekspresle Ankara>a hareket etmistır. Neydi mubarek al kanlara boyansın Şimdi esir kaldım kâfir elinde, Hidayet Mevlâdan der ağlar Mısır. Kâfire bir kıhç çal Padişahım. Kötü kâfir hâs bahceni bozdurur Dine davet eder candan bezdirir. Gece gündüz geminizi yüıdürür Koma faakkımızı al Padişahım. Üç kız idik araya derildik. Gece gündüz, kemendlere vumlduk. İmdad deyu bir Mevlâya sarıldık, Dini bütün vezir sal Padişahım. Bir yanımız Akdenizdir geçilmez, Bir yanımız kara dağdır kaçılnıaz, Yakasma döktü otuz bir nişan, Cümle beylerini etti penşan, Bize imdad ede Resuli Zişan, Gozüm yolda kaldı der ağlar Mısır. Evvel İskenderî Mısın aldılar, Urban Arablan tâbi oldular, Yıktı makamlan viran ettiler. Ondan intikam alamam der ağlar Mmr. Mısır dedikleri ulu belde, Metahim yürürdü bahirde. berde, Elektrik fabrikasında bir bomba bulundu Evvelki gun, Sılâhtaraği elektrik fab. t:kasında çalışan ameleler komur tozlarl arasında parlak bir clsım gorerek vazıyetı fabrıka mudurluğune bıldirmışlercir. Bunun eskı bir Alman bombası olduğu anlaşılmış ve mütehassıslar tarafırdan yapılan incelemede bombanın lclnm bo; olduğu ve tehlikeli olmadığl gorulmugtur. Kaçak sigara alan gümrük muhafaza memuru PazRrtesl gunu llmanımıza gelen Amertkan bandırah Moline Vıctor vaputunda kaçak olarak sevahat eden Huseyın Yakub Fıçıdan beraberinde gettrdiğl 10 paket Amerikan s'.garasmı gumnık muhafaza memurlanndAn Ismall Naji Cungore uç lıra mukabllinde satmıştır. Kaçak olarak seyahat eden Huseyin Eeşlnci Şubeye teslim edılmış. kaçak malı satın alan gumruk muhafaza memuru da dun sevkedlldıgl Emlnönu BIımci Culh Ceza Yargıçhğmda tevkıf edllmişür. uzun ve daha geniş olan bu gemiler hemen hiç ses vermiyen atom makinelerile mücehhez olacaktır. Bun. lar 40 gün boyunca, düşman üslp*i civarında, su altında kalabilecpk, su üstü gemilerınden «koşarak» değil, «yürüyerek» kaçıp kurtul Bir hırsız yakalancü Haremde, Ihsanıye, A» sokak 130 numarada oturan Devlet DentzyoHarı baş. muhendisı Zlyaeddinın evınden 5000 lıra kıymetmde eşya çalan Huseyln Alkart, Iklncl Şube Hırsızlık Masası memurlan tarafından yakalanmıştır. Mevlâm izin verilmeyince uçulmaz Devlete hazine verirdim yılda, Andan beri oldum der ağlar Mısır. Koma hakkımm al Fadişahım. Londra Mehtubları İngilterede neler var, neler yok? Yazan: Londra Hususî Muhabirimiz Haluh Duruhal tngilterede çok şey var ama ona mukabil bizde olan bir çok şey de yok Sebze, meyva gibi maddeler ateş pahasına. Kılosu hâlâ 320 kuruştan ajağı inmiyen çileğı, halk tatmaya dahi fırsat bulamadı. Burada gık dükkânların vitrinlerinde kadife döşeklerde yatan salatahk, bizde bu mevsimde «be§i bir çeyreğe» yağma gidıyordur. Bu ve buna benzer bizimle mukayese kabul eden bir çok mısallere günlük hayatımda sık sık rastlıyorum. Şımdı sızlere îngılterede neler var ve neler yok, onları anlatmaya çahşacağım. 1 Sık sık beyanat vererek $unu, bunu yapacağım diyenler yok; fakat saat gibi işliyen bir idare mekanizması var. 2 Caddelerde ve umumî yerlerdeki belediye saatlerine bakarak tren veya randevunuzu kaçırmaya imkân yok, çünkü onları muntazaman kontrol edenler var. 3 Herhangi bir malı nereden alırsanız alınız aldanmaya asla imkân yok, zıra halkın menfaatlerini koruyan murakabe tesekkülleri var. 4 Londraya günde 1500 kadar tren gelip gidiyor, rötar yok, çünkü tarifp var. 5 Polislerde tabanca yok, fakat ferdlerde kanunu saymak endışesi kadar zabıtaya yardım zihniyeti var. 6 Terkos yok fakat her musluktan daima akan bol su var. 7 Türk sigarası yok, fakat Türk tütününün şöhretinden istifade ederek satışlaruu arttıran markalar var. 8 Başlarında yığmla müdürler, müdür muavinleri, eşin dostun tavsiyesile maaş alan (idare meclisi) üyeleri ve onların da adamları yok; fakat bir iki hakikî mütehassıs iş adamı ile sabahtan akşama kadar saat gibi isleyen, otobüsler, tramvaylar ve günde üç milyon Londralıyı taşıyan metroları var. 9 Bir şey sorarken veya isterken Please (rica ederim) dıyorsunuz, cevab veren de, paranızı alan da Thank You (teşekikür ederim' dıyor. Böyle bir mecburiyet ve kanun yok, fakat ferdler arasında mütekabıl saygı ve nezaket var. I 0 Sokaklarda kâğıd, çöp ve moloz yığınları yok, çünkü belediye var. II issız yerlerde jandarma, polis, nöbetçi yok; fakat dağda bile çığnenmeyen kanun var. 12 Parklarda göklere yükselen ağaçlar, cilâlı, boyalı kanapel»r var. fakat üstlerinde çakı ile kazılmış isim, tarıh ve «Ah min3İaşk» cümleîeri yok. 13 Londranın her tarafı çimen, yeşillik, parklan bekçisiz fakat buralarda kuzusunu, keçisini otlatan yok. 14 Umumi yerlerde çeşmeler var, musluğu kopanlmış olanı yok. 15 Yol var, bir milyona yakın otomobil var, fakat fiyaka için arabasını delice sürerek başkalarının hayatını tehlikeye sokan imtiyazh şoför yok. 16 Sokak var, kaldırım var, fakat elindeki çöpünü rastgele yerlere atan yok. 17 Karanlık sokaklar, arsalar ve duvar dipleri var, fakat bunları helâ gibi kullanan yok. 18 Havagazi musluklarında daima gaz var, fakat saati fazla işletmeye yarayan hava yok. 19 İcki serbest, içmeyi seven ve icen cok, fakat kadmlara sataşan sarhoş yok. 20 Fakir çok, fakat bir meharet göstermeden, kargılıksız avuç açarak dilenen yok. 21 Ingiltere posta idaresi günde 23.000.000 mektub ve «667.000 puket taşıyor, fakat yanlış adrese giden ve geçıken mek»tub ve paket yok. 22 Londrada bol toprak var, fakat bulut halinde toz yok. 23 Gazeteler bir hafta Önceden fiatları artacak malların listesini veriyorlar, fakat dükkânlara hücum eden, istif ve karaborsa yapmayı düşünen yok. 24 Ormanlar, i9sız parklar var, fakat yol kesen, adam soyan ,vok. 25 Yüzlerce mekteb ve üniversite var, fakat talebeleri düşünerek kahvehane açan yok. 26 Demokrası var, hürrıyet var, îakat tarihî ve millî kahramarların hâtıralarına ve eserlerine tecavüz eden yok. 27 Parklarda, bahçelerde yığmla nadide çiçekler var, fakat etraflarmda dıkenli tel yok. 28 Otobüslerde, tramvaylarda kontrolör nadiren var, fakat bedava gitmeyi marıfet sayan yok. 29 Gazino var, açık hava lokantaları var, fakat feıyad eden radyoları yok 30 Süt var, fakat içinde şehir suyu yok. 31 Parti münakaşaları son haddınde, fakat birbirlenne söven, sayan yok 32 Açık renkte ve hattâ beyaz boyalı duvarlar var, fakat üstlerinde malâm edebiyat yok. 33 Herkesin evinde radyosu var, fakat bunları komşulanna zorla dinleten yok. 34 Otobüste, metroda tıklım, tıklım halk var, fakat yüksek sesle hikâye anlatan, küfreden, hülâsa başkâlarım rahatsız eden yok. 35 Herkesin mücevheratı, kürkleri var, fakat çarşıda, pazarda teşhir eden yok. 36 İngilterede vasatî 3 175.000 U C telefon O mükâlemesi olmasına rağmen ahizelerde her zaman çevir sesi var. Fakat konuştuğunuzdan fazlasını yazm makineleri yok. 37 Adım başındaki telefon kulubelerınden her gün, her milletten yü'bınlerce konuşan ınsan var fakat otomatıklere düğme. teneke parçası atan yok. 38 Elçiliğımız var, bayrağı da var, fakat kapısında Türkıye kelımesini kullanmak ihtiyacmı henüz hisseden yok. 39 Ktndımızi tamtmak ıhtiyacınclayız, fakat tanıtmaya yetecek bütçemız yok. 40 Türkıye hakkında kitab, broşür oku mak ısteyen çok, fakat ış e yarar basılmış eser ve broşürlerımız yok. 41 Bomboş, kırası isleyen bir Halkevi binası var, fakat toplanmaya müsaade eden yok.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear