26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
l Mayıs 1951 CUMHURİTET BİR DAKİKA: I Yunanlı dokforlar şerefine ziyaffet I HddfseferArasmd* Önden mi, arkadan mı? ve silâh ür dünya milletleri bir mayıs bayramını sulh ve sıikun içinde kutlarken Moskovada her sene olduğu gibi gene askerî törcnler yapılmış, mareşallar, generaller tarafından nutuklar soylenmiş, tehdidler savrulmuş, kara ve hava birlikleri gösterilerde bulunmuşlardır. Dünya işçilerinin müdafii geçinen ve bir mayısı her şeyden fazla bir iş^i bayramı olarak kabul e*iğird iddia eden Kremlin böyle bir gunün de silâh şakırtıları arasında geçmesini sağlamıştır. Dün Kızıl meydana giren tek çiçek demetinin bir kız çocuğu tarahndan Stalin'in ellerine teslim edildiği ve o ellerde kaldığı 'görülmüştür. Bir mayıs münasebetile Sovyet başkentinde yapılan törenlerde hiç bir değisiklik gbze çarpraamıştır. Sovyet idarecileri bundan evvelki senelerin aynı gününde mevcud «harbei havayı» idameye muvaffak olmuşlardır. Güniın birinde emperyalist emellerini tahakkuk ettirmek maksadile silâha sanlarak tecavüze girişecek olan Kremlin bu sebeble halkını her zaman böyle bir hava içinde bulundurmak mecburiyetinde olduğunu bilmekte ve ona göre hareket ehnektedir. Bu propaganda oyununa, Stalin'den evvel Mussolini, Hitler de başvurmuş,lardı. Almanya, tütünlerimize Iranda petrol karşı isteksiz davranıyor ihtilâfı vahim Yunanistandan 415 milyon kilo tütün alan Almanlar bizim için ancak 400 bin dolar tahsisat ayırdılar Izmir 1 (T.H.A.) Alman sigar» fabrikalarınm son günlerde Yunanistandan 4,5 milyor. kilo tütün almış olmalanna mukabıl, Türk tütünii almak için ancak 400 bin dolar tahsis etmiş olmalan tütüncülerimizi müteessir etmiştir. Alâkalılar Almanya ile iktisadî munasebatımızm Yunanistandakınden daha canlı ve ehemmiyetli olmasına rağmen 1950 yılının başındanberi tütünlerimize karşı anlaşılamıyan bir sebebden dolayı cephe alınmış olduğunu söylemektedirler. Teşbihte hata, Sadun Galib Savcı arkadajımtz ada çamlanndan bahseden bir yazısına nOrman İdaresi gibi adam» bajhğrnt koymuş. Heybeliadayt kellikten kurtaran tdealist avukat sayın Teologos'tan bahsediyor. Avukat Teologos'un şahsiyeti az çok hepimizce malum. Fakat arkadufimtztn yazısındaki başlıkta bir hata var gibi: Bize Orman İdarest gibi adam değil, adam gibi Orman İdaresi lâzım! D. N. bir bal aldı T Bayar. güresçilerimize bir lebrik telgrafı çekti Baştarafı l inci îahifede danberi devam eden antrenmanlar, müsabakalar sona ermis, perhiz sistemi ortadan kalkmış, bütün gencler yiyip içip Helsinkiyi geziyorlar. Finlandiyaya gelen yabancJ takımlar da birer ikişer memleketlerine dönmeğe başladılar. Türk güreşçileri İsveçte olduğu gibi Finlandiyada da unutulmaz bir hâtıra bırakarak dönüyorlar. Çünkü, bu memlekette şimdiye kadar yapılan beynelmilel güreş şampiyonalarında hiç bir takım bu kadar ezici biı üstünlük göstermış değıldir. Ne garibdir ki, meml«ketimize antrenörler gönderip güreşçilerimizin yetişmesinde büyük hissesi olan Finlandiyalılar bugün bizden antrenör istiyorlar. Türk takımının yetişmesinde Finlandiyalıların hissesi var diyorum, çünkü, GrekoRomen stilinde güreşi kavramamış şampiyonların. serbestte dahi bu şampiyonalarda derece alabilmesi çok güçtür. GrekoRomendeki bilgimizi ise, Macarlara olduğu kadar Finlandiyahlara da borclu olduğumuzu burada kaybetmefi bir vazife bilirim. Bugün dünya şampiyonluğunu kazanan güreşçilerimizle toplu halde bir hasbıhal yaptım. Hemen hep sinin bir tek arzusu var: Bir yıl sonra gene Finlandiyada yapılacak olimpiyadlara iştirak edip bu güzel şehri bir daha görebilmek. Söylediklerine bakıhrsa, sene dediğin bir gün gibi geçiverir. Hepsi formlarını muhafaza etmek için kendi kendilerine programlar çizerek olimpiyadlara göre ayarlamağa çalışıyorlar. Yabancı bir memlekette şampiyona kazanmak hakıkaten fevkaİâde bir şey, nereye gıtsek en yüksek itibarı görüyoruz. Muvaffakı, yetimizin gururu içinde göğsümüzü kabartarak geziyoruz. Finlandiyalılar, 1952 olimpiyadlan için hummah bir şekilde hazırlanıyorlar. Finler bilhassa son senelerde ellerinden kaçırdıkları uEun mesafe olimpiyad ve dünya şampiyonluklarını tekrar ellerine geçirmek için genc istidadlar üzerinde dıkkatle duruyoılar. Olimpiyadlann yapılacaklan sahalar hemen hemen tamamlaıımış gıbidir. Alâkadarları en ziyade düşündüren mesele, haricden gelecfği tahmin edilen 20 bin kadar seyirciyi barınd:rabilmek meselesidir. Fakat bu çahşkan milletin bu güçlüğü de yeneceklerine şüphe yoktur. Güreşçilerimizin perşembe günü İstanbulda olacaklannı tahmin ediyorum. Hareket tarıhi, henüz kat'î olarak belli değildır. Hahık DURUKAL Korede taarruz hazırhğı Baştarafı 1 inci tahifede etmiş ve dört komünist uçağı tahrib edilmiştir. Kızılların cephe hattına durmadan yeni birlikler getirmekte olduklan da bildirilmektedir. Koreye gidecek takvije birliği İzmir 1 (ANKA) Kore takviye birliğine katılmak üzere, İzmirden gidecek olan askerî kıtanın se?imi yapılmıştır. Bornovadaki askerî birlıklerden ve ınulhaknttan seçilen yüz kadar er ve subay 3 mayıs perşembe gunü merasimle Basmahane istasyonundan sevkedilecektir. Gönderilecek olan birliğin son hazırbklarını yapmak üzere 65 inci Tümen Komutanı Tümgeneral Fazıl Dilge, muavini Tuğgeneral Halid Ajkut dün akşam Bf.lıkesirdeki teftişlerinden dönmüşlerdir. Gidiş hazırlıklarınm tamamlanması için çalışmalara bugün ve yarm da devam edilecektir. Baştarafı 1 inci sahijede letleştirilmesi teklifinin münhasıran Iran ile AngloIranian Petrol Kumpanyasını ilgilendiren bir mesele olduğuna dair İranın ileriye sürdüğü iddiayı kabul edemiyecektir. Londranın siyasi çevrelerinde belirtildiğine göre, İran hükumeti Abadan tasfiyehanelerine el koyduğu takdirde İngilterenin askerî bir müdahalede bulunması ihtimalleri gayet zayıftır. İngılizler böyle bir müdahale yapıldığı takdirde Ingıliz aleyhtarlığınm büsbütün artacağmı ve Rusî&rm da Kuzey İranı işgal edebileceklerini düşünmektedirler. sn gibi Sehrimizde bulunan Yunaniı doktorlar şerefine dün Vali tarafından Yıldızda Malta köşkünde bir çay ziyafeti verilmiştir. Resim, çaydan sonra Valiyi misafir doktorlarla bir arada göstermektedir. Fakat dünyanın geniş bir kısmında 1951 senesinin «Bir mayısı» bambaska bir manzara arzetmektedir ve bundan evvelki bir mayıslara hiç de benzememektedir. Rusyada Bolşevikleri iktidara getiren ve bunların Kremlin'e yerleşmelerini teraln eden işçi kütleleri bugün eski idarecilerine karşı cephe almış bulunmaktadırlar. Sovyet Anaya< sasında «Mecburî iş kamplan» kay dının bulunması, Kremlinin milyonlarca Mnsandan mürekkeb bir polis kuvvetine ihtiyaç duyması, Demir Perdeyi kurması Te muhafaza etmesi işçi kütlclerinin muhalefete geçtiklerine dair en kuvvetli delillerdir. Kremlinin hâkimiyeti altına düşen peyk memleketlerde lse işçi muhalefeti çok daha geniş bir mahiyet abnıştır. Çekoslovakyada vukua gelen hâdiseler, Rumanyada. Bulgaristanda ve daha bir çok köle memleketlerde emredilen istihsal rakamlanna erişilmemiş olması bunu göstermektedir. Demir Perde dışına geliırce, hiir İşçi birlikleri bir kaç senedenberi alenen Moskovaya ve komünİ7me karşı cephe almış bulunmaktadırlar. Bunlar hiir dünya sendikalan birliğini teşkil etmisler ve Moskovanın kontrolu altında bulunan «Beynelmilel Sendikalar Federasyonu< ndan aynlmışlardır. 53 milyonluk bir işçi kütlesini temsil eden Hur Sendikalar Birliği tarahndan Demir Perde gerisi için yayınlanan bir mayıs beyannamesinde «sizi unutmuyoraz > denmiştir. Bir zamanlar Kremlinden alınan emirler çerçeve^i dahilrnde hareket ederek silâhlanma projramlarını baltalayan işçi grupları bugün hayat seviyelerinin yük«elmesine mâni olacağını bildikleri silahlanma progTamlannı desteklemektedirler. Dünkü »bir mayıs» da hür diinyada komünist tahriki ile vukua gelen hâdiseleriıt azlığı büe konııinizrain gerilemekte olduğuna bir delil sayılahilir. Fransa ve İtalya gibi komünizmin kalesi addedilen memleketlerde işçilerin kızıllara karşı takındıklan tavır, BolşevikleKominform Moskovada ri iktidara getiren kuvvetin aynı toplanıyor zamanda bunlann yıkılmasını inLondra 1 (Nafen) Bu ay içintac edecek kuvvet olacağını gösde Komınformun Jloskovada hir termektedir. toplanü yapacağı bıldirilmektedır. Ömer Sami COŞAR 9 mayısta başlıyacağı tahmin edilen Kominform konferansmda bütün peyk temsılcilerinin bulunacak Isn da anlaşılmaktadır. Demir Perde gerisinde memnuni yetsizhğin arttığı ve mılliyetçi cere Sıvas 1 (Hususi) Su şehri il yanm gem.slediği bir sırada böyle çesinin Kozcukur köylülerile Ko bir konferansın Moskovada toplayulhisar ilcesınin Allar köyü halkı nacağı hakkmdakı habeıier nazan arasında mer'a meselesinden büyük dıkkati celbetmiştir. Kremlinin, Sovyet aleyhtarlığınm kınlmisı bir köy kavgası olmuştur. Cereyan ecbn silâhh çarpışmada için kızıl hderlere yeni ve kat'î eMedine isminde bir kadın ölmüş mirler vereceği ve bu konferansı ve iki kişi de aeırca yaralanmıştır. müteakıb de Demir Perde gerisinde Kavgacılar hakkır.da tahkikata kanlı temizliklerin başlıyacağı zannedilmektedir. baslannuştır. Amerikanın askerî istihsali Parıs 1 (a.a.) (Afp.) Savunma Seferberlık Dairesi Başkanı Charles Wilson, dün yaptığı basın toplantısında Fransaya General Eisenhower'ın davetıle Amerikan silahlanma programının geîişmeleri ve bundan meydana çıkan meseleler üzerinde görüşmeierde bulunmak üzere geldiğini söylemiş ve şöyle devam etmiştir: « Halen ayda 2.000.000.000 dolarlık askeri teçhizat imal ediyoruz. Demirle ilgili imalâtımız muntazam bir şekilde inkışaf etmektedir ve geçen ay 9.000.000 tonla imalât rekorunu kırdık. Fakat Amerikan silahlanma programının hakikî gelişmesi bu sonbaharda ve bilhassa 1952 de hissedilmeğe başlanacaktır. Birleşik Amerikada nadir malzemeyi askerî ve belübaşh sivil istıhsale hasretmek zaruretini kabul ve takdır ediyoruz. Aynı zamanda bu malzemenin her iki tarafm da ihtiyaçlannı karşılayabilmek için Amerika ile müttefıkieri arasında adilâne tevziinı arzu etmekteyiz. Wilson, daha sonra Müttefikleri enflasyon tehlikesine karşı tedbir almağa davet etmiş ve hür dünya millet'erinden «riaha fazla tasarrufta buiunmak, sadece zaruri oianı satın almak. kâr hadlerini indirmek. para iddiharının ve karaborsanm önüne geçmek suretüc fedakârhklara iştirak etmelerini» taleb etmiştir. Harriman'ın beyanatı İki köy halkı birbirine girdi Los Angeles 1 (a a ) (Afp) Bırlesmiş Milletler Amerikan birli ğınde konuşan Averell Harriman demiştir ki: « Kremlin, halktan. halk da Kremlın'den korkmaktadır » Birleşik Amerika Başkanmın dış siyaset müşaviri olan Harriman, Moskova tüyük elçiliğı esnasında Stalin'le yaptığı görüşmeler netıcesi bu kanaate vardığını söylemiştir. Harriman, Birleşik Amerika ve linin halkm itımadını kazanmağa/ muktedir olmadığını söylemiş ve son harbde Rus milletırin kendileri için değil. anavatan için çarpıştığını ilâve etmiştir. Harriman, Birleşi kAmerika ve Başkan Truman'm siyasetini desteklemiş, hür dünyanın çok geçmeden her türlü tehdide grüvenle karşı koyacak askerî kuvvete malik olacağını bildirmistir. Fakat meselenin Beynelmilel A Başmakaleden devam dalet Divanına verilmesi gözönünBu usuller malumdur: Beşinci de turulmaktadır. kol olan komıinistleri her memSovyetler haıckete geçtiler lekette kışkırtarak isyan çıkarmak Tahran 1 (A P.) İngilizler +a ve bu suretle bilhassa İran gibi rafmdan işletiîen petrol endüstrisi göz koyduklan memleketleri kennin devletleştirilmesini müteakıb di peykleri arasına katmaktır. Harb Rusya, İranm yeni Başbakanile te. den sonra. Polonya, Çekoslovakya, masa geçmekte vakit kaybetmemiş Doğu Almanya, Macaristan, Rutir. Sovyetler Birliğinin Tahran manya. Bulgaristan .Kuzey Kore ve Büyük Elçisı Ivan Sadcikov, 75 ya nihayet koca Çin bu yoldan Moskovanın emrine girmişlerdir. şındaki yeni Başbakan Dr. MohamDemokrasi cephesindeki büyük med Mossadeh'i ziyaret eden ilk yabancı diplomat olmuştur. İyi ha devietlerin ricali ,daha 1944 te, Kıber alan kaynaklara gore, Sadci zıllar tarafmdan tatbika başlanmış kov Dr. Mossadeh'i tebrik etmiş ve olan bu yeni usul harbi önceleri bir «aralanndaki dostane görüşme» 30 türlü anlayamamışlardır. dakika sürmüştür. Meşhur Alman askeri filozohı Diğer taraftan bir sene evvel ka Clausewitz «harb. siyasetin başka patılmış bulunan komünist Tudeh usullerle devammdan ibarettir» dipartisinin organı (Merdom) gazete ye bir vecize ortaya atmıştır. Bolsile Tudeh işçilerinin fikirlerini sevikler ise ba başka usulleri, yayan Zafer gazetesi yeniden çık harbde de. barışta da. dost ve duşman her millete karşı kâh zorla. kâh mağa başlamışlardır entrika ile tatbik etmek yolunu Bir petrol kuyıısunda yangın tutmuşlardır. çıktı Bir Amerikan muharriri «Sovvot Tahran 1 (a.a.) (Reuter) A emperyalirmini yıkmak için» adlı badanın 150 kilometre kuzeyinde serinde, iona gelmiyecek bir harNet Sufit petrol sahasında bir pet bin sevk ve idaresinde hâkim olan rol kuyusu dün gece ateş almıştır. Bolşevik stratejisine «kanştıncı ve Yangın bütün şiddetile devam et yıkıcı psikolojik» vasfım vermekmektedir. tedir ki çok dogrudur. Muharrir, Net Sufit, Angloİranian petrol dolar kuvvetile her şeye çare bulukumpanyasına aid sahalardan biri nacağını sanan Amerikanın yalnız dir ve Abadandan kuzeye doğru milyarlar sarfederek silâhlanmağa ehemmiyet verdiğini. fakat Bolşeuzanmaktadır. viklerin yeni usullerine kıymet İran Başbakanının beyanatı vermediğini. bu usullerin ise umuTahran 1 (Nafeni Bugün be miyetle fazla para değil. tahayyül ve yanatta bulunan Iran Başbakam icad kudıeti, azim. zekâ ve şeytaMusaddeh, Anglo İranian şirketi net ve bazan da ferdî kahramanlık nin hesablarının kontrol edi'jnesini istediğini söylüyor. istemiştir. Meclıs ve Âyan tarafmSovyet Rusyanın, silâhlı harb ân kabul edilen pelrolu davletleş stratcjisinden önce bu silâhsu ve tirme kanunu bu hesabların kon bizim «kaleyi içinden fetih.ı dediğimiz ifsad ve tahrik stratejisini trolunu da istemektedir. Iran Başbakam yaptığı beyanatta, ne kadar iblisçe bir ustalıkla tatbik şirketin mevcud fiyatların altında ettiğini, kendi hesabına ne parlak petrol sattığını ^ajdetmış ve bun neticeler aldığını görüyoruz. Bunun rlan dolajı Irantn uğradığı zararın en iyi misalini, Amerikanın harcadığı milyonlarca dolara rağmen, tazmin edılmesi gerektiğini de ilâve Çini komıin'ıstloşlirip kendisine etmiştir. Başbakr.r. bu petrolun az peyk yapmağa muvaffak olmasında fiyaüa İngiliz donanırıasına satılmış ve Amerikalılarla müttefiklerine clduğunu da ileri ürmüştür. karşı bir yıpratma harbine sokmasında gorürüz. Sn\\ct Rusya .kendinde demokMillî Savunma Bakam rasi cephesine karşı açıkca bir haıbe girmek kudretini görmüyorsa, Bursada yeni usullerle harbe devam edeBursa 1 (T.H.A.) Millî Sa cektir. Buna karşı demokrasiler, vunma Bakam Hulusi Köymen, komünist usulü harbin nasıl bir bugün otomobille Yalova yolun tehlike teşkil cttiğini. 1944 bahadan İstanbuldan şehrimize gelmiş nnda başladığı zaman, vaktinde tır. Bakan, sehrimizde kaldığı müd görememek ve tedbir alamamak det zarfmda askerî müesseseleri gafletine düştükleri için. şimdi milve birlikleri teftiş edecektir. yarlar sarfediyor ve bir yandan da silâhlanmalarını ikmal etmek için Dörtlerin anlaştıkları boyuna vakit kazanmağa cahşıyorlar. Doğrusu bundan başka yapatek nokta bilecekleri bir sey de yoktur. BövParis 1 (AP.) Dört Büyükler lece hiç olmazsa bizzat Sovyet RusDış İşleri Bakan Yardımcıları niha yanın saldırmasını önleyebilirlerse yet dün gece bir şeyde anlaşabil ne mullu onlara! Fakat Kızılların mişlerdir. Bu neticeyi elde etmek kanştıncı ve yıkıcı psikolojik hariçin, Amerikan delegesi rusça, Rus bi devam edecektir. Tâ Sovyet Rusdelegesi fransızca ve Fransız dele ya silâh kuvvetile yıkılıncıya ve jahud da yıkılarağım anlayarak gesi de ingilizce konuşmuşlardır. sinüıciye kadar! Yardımcılar. bahar bayramı olan bugün toplamrîamak hususunda anlaşmışlardır. Fransız delegssir.in çarşamba günü toplanmak teklifıne Gromyko «d'accord» (kabul) demiş ve Amerikan temsilcisi Jessup ise aynı manayı rusça «soglasnu» demiştir. Bunun üzerine gczlüklerini çıkarsn Gromyko, toplantı başındanberi en geniş tebsssümünü göstermiştir. köyde, Selizet'e olan sadakati ölmüştü! Ve o meş'um geceden sonra, hiç bir gecesi ihanetsiz geçmemışti. Ah. Cambodge'deki esmer Kongoluların o şehvetli gü'.üşleri, ve af yon kokan o fidan gibi çıplaklık Başbakan ve Fuad Gümriik Tarife Köprülü Muğlada Kanunu değiştiriliyor Baştarafı 1 inci sahifede lışmağa teşvik ve hattâ mecbur ediyorsunuz. Türk milletinin emrinde olmak saadetlerin en büyüğünü teşkil eder. Hepinizi muhabbet ve sevgi ile selâmlar, kendim ve arkadaşlanm namına teşekkürlerimi arzederim. Sağolun sevgili Muğjalılar.» Başbakan ve beraberindekiler buradan doğruca Demokrat Parti il köngresinin toplandiğı Halkevi gazınosuna gitmişlerdir. Kongreye hep bir ağızdan söylenen İstiklâl marşile başlanmış ve yoklama yapıldıktan sonra kongre başkanlığına Fevzi Lutfi Karaosmanoğlu seçilmiştir. Fevzi Lutfi Karaosmanoğlu, Muğlanın evvelce muvaffak bir kongresinde hazır bulunduğunu ve ajiıı neticenin bu kongrede de almmasını temenni ederek kongre başkanlığına seçildığinden dolayı teşekkür etmiştir. Bundan sonra başkan vekilliğine Seyhan milletvekili Dr. Sedad Ban, kâtibliklere Münir Tireli ve Tahir Seçkin seçilmişlerdir. Daha sonra idare heyeti raparu okunarak komisyon seçimleri yapılmış, çahşma ve hesab raporları kabul edilmiştir. Akşam misafirler şerefine Demokrat Parti tarafından bir ziyafet verilmiştir. Bu ziyafette vilâyet ve belediye erkânı, Demokrat Parti il ve ilçe başkanlan, Cumhuriyet Halk Partisi ve Millet Partisi temsilcileri hazır bulunmuşlardır. Başbakan Adnan Menderes çok samimî geçen bu ziyafet esnasında csınıf, rütbe ve zumre gozetmeksizin burada toplanan arkadaşların şerefine kadehimi kaldırmak bahtiyarlığındayım» demiş ve buna Demokrat Parti müfettişi Dr. Namık Gedik mukabelede bulunarak, hazır bulunanları Başbakan ve misafirler şerefine kadeh kaldırmaya davet etmiştir. Ziyafet derin bir samimiyet içinde hasbıhallerle ^eç vakte kadar devam etmiştir. Ankara, ı (T.H.A.) Gümrük Tarife Kanunun tadili için yapılan hazırlıklar sona ermiştir. Hazırlanan tadil raporunda şimdiye kadar ağırlık üzerinden almmakta olan gümrük resminin bundan son ra kıymet üzerinden alınması kabul olunmuştur. Bu esasa göre yeni tarifeler hazırlanmakta ve gümrük mamulleri teker teker gözden geçirilmekteclir. Yeni şe kilde gümrük resmi, fatura bedelleri üzerinden takdir ve tarholunacaktrr. Almanyaya sipariş edilen motörlü trenler Ankara 1 (TflA.) Devlet Demiryolları tarafından Almanyaya sipariş edilen 16 motörlü trenin en geç 1951 yılı yaz aylan içinde teslimi taahhüd edihnişti. Fakat siparişi alan Alman firmaları ,Alman fabrikaları ağır sanayi işlerile meşgul olduğur.dan malzeme tedarikinin güçleştiğini ileri sürerek motörlü trenlerin 1951 yılı sonundan evvel verilemiyeceğüıi bildirmişlerdir. Biçki ve Dikiş Yurdlan Ankara 1 (T.H.A.) Millî Eğitim Bakanlığma bağlı bulunan biçki ve dikiş yurdlarınm esaslı surerte kontrol edilmesi kararlaştırıbnıştır. Bakanlık, yurdlarm yönetim işlerinin mahallî eğitim müfettişlerince ve teknik hususlann da valiliklerce seçilecek kız enstitüleri veya sanat okullan meslek öğretmenlerinden müteşekkil bir heyet tarafından murakabesini ilgililere tebliğ etmiştir. Kayıb anahtarların uçuncusu •• II II II Fransı orta sıklet şampiyonu galib Parii 1 (A.P.) Fransız orta sık let boks şampiyonu Laurent Dauthille ,dün akşam Amerikalı Bobby Dawson ile yapmış olduğu on raundluk maçın, birinci devresınin başlamasından bir dakika 28 saniye sonra, rakibini nakavt etmiştir. ABİDİN DAVEB SAÇIARINIZI SEVİYORSAHIZ YAINIZ MAĞAZAMIZIN Açılıs törenine şeref verenlere saygı ve teşekkürleriizi bildiririz. Baştarafı 1 ıncı sahifede da, ikincisi Sayıştay Başkanmda, üçüiicusü de Topkapı Sarayı MüdüBu önden binmek keyfiyeti de ründeydi. Bir muddet sonra Topkapı Sarayı Müdüründe bulunan anah böyledir. hattâ böyle de değildir. tar alınarak Danıştay reisine veril Idarenin bir intizam usulüdür ki; mülâyemetle ve imkân dairesinde mişti. Hâdise bundan ibarettir. tatbik edilmelidir. Eğer bunun ciddî şekilde ve her şeye rağmen tatFransada Secim Kanunu bikı lâzımsa bunun hakkında Belediye Reisliği usulü dairesinde bir değiştirildi tenbihi beledî neşreder ve buna Paris 1 fA.P.) Fransız Başba riayet etmiyenlerden de ceza alıkam Henri Queille'ün koalisyon nır; ama tramvaydan indirilmez, kabinesı, dün akşam. seçım kanu buna kimsenin hakkı yoktur. nu meselesinde meclisten itimad B. FELEK reyi almıştır. Seçimler ya 10 yahud da 17 ha Orgeneral Asun Tınaztepe ziran günü yapılacak ve 1946 seAmerikaya gidiyor nesindenberi ilk seçim olacaktır. Ankara, 1 (T.H.A.) Yüksek Yeni kanun, nisbî temsil esasını terk ve ekseriyet usulünü vazet Askerî Şura üyelerinden Orgenemektedir. Seçim çevresinde en çok ral Asım Tınaztepe midesinden bir rey alan parti veya partiler, o çev ameliyat olmak üzere yarm renin bütün mebusluklannı ala Amerikan uçağı ile Amerikaya gidecektir. csklardır. ramvay ve otobüslerde önden binilip arkadan inilmeli diye bir usul vardır. Bugünlerde bu asulün halk arasında, daha doğrusu halkla tramvay ve otobiis personeli arasında münakaşalan mucib olduğunu, hattâ bu işe polisin de kanştığmı işittiğimiz, bu yolda mektublar da almakta olduğumuz için bu mahiyeti kiiçük, fakat psikolojik tesiri büyük meseleyi burada mütalea etmek istiyoruz. Evvelâ derhal söyleyim ki; ben Belediye azası iken bn meseleyi tetkik etmiş ve bu asulün Tramvay idaresi tarafmdan tatbika konulmuş olduğunu, bunun hakkında ne Zabıtai Belediye nizamnamesinde bir kayıd. ne de bu nizamnamenin verdiği salâhiyetlere göre usulü dairesinde verilmiş bir etenbihi beledi» karan bulunmadığı neticesine varmıstım. Yalnız kadınlara verilmiş olan önden binme müsaadesi bundan altı j'edi sene evvel çıkmış olan bir hâdise üzerine üniformalı yolculara da teşmil olunmuşru. Iş bu halde giderken bazı tramvaycılar, önden binmiş olan sivil yolculan indirmeye, olmazsa polis getinneye ve hattâ o yolcu inmeden arabayı kaldırmamak gibi sert tedhirlere başvurdular. Bunlar haksız şeylerdi. Örfî idare zamanında az çok söken bu i; nihayet son zamanlarda sivil yolcnlann galeyanmı mucib oldu ve iş epeyce geniş bir şikâyet dairesi teşkil etti. Esas itibarile bir arabaya bir taraftan binip mukabil taraftan inmek belki mantıkidir ve nakil vasıtasuıın iniş biniş yüzünden vakit kaybetmemesi için faydalıdır. Lâkin bunun içinde, arabanm nizamî sayıda yolcu almasL yani içinde kolayca yol bulup geçmenin miimkün olması şarttır. Halbuki öyle anlar oluyor ki bu arabalar içinde yazılı yolcu sayısınm belki iki mislini yüklediğinden arkadan binip önden inmek maddeten mümkün olamıyor ve bu yüzden herkes ya« kın olduğu kapıdan iniyor. hattâ ön tarafta boş yer olursa, önden de biniliyor. Işte bu sebeblerden dolayıdır ki işi çok katı ve kesin hale getirecek bir resmi karar verilememişti. Hal böyle iken forsasını kullanmak istiyen bazı varman ve şoförler önden binmiş olan yoleuyu »şağı indirmek gibi biraz da küçiik düşürücü hareketlere tevessül et» mekte ve apaçık yolculann hürriyeti üzerinde tasarruf yapmaktadırlar. Buna kimsenin hattâ polis memurunun dahi salâhiyeti yoktur; ve eğer böyle bir harekete tevessül ederse memuriyet salâhiyetini tecavüz etmesindcn dolayı mes ul de olur. Vaktile bir bilet farkı yüzünden Sirketi Hayriye memurlan bana böyle bir muamele tatbik ettiler. Mevki farkı ödemediğim için beni vapurdan çıkarmak istediler. Polis getirdiler ve onların cebrile dışarı çıktım: fakat bu hareketi yapanlar aleyhine dava açtım ve mahkum ettim. Çünkü derdest edilmesi icab eden bir maznun veya mücrimden başkasını kimse tutamaz. Nitekim yolda giderken tramvaya binenlerden polis ya ceza alır ,ya hüviyetini alıp bırakır, tram vaydan indiremez. LİON DOR Genc zabit endişeyle arkasından kostu, ve omuzuna vurdu: « Nereye gidiyorsun? Neyin var? Yoksa güneş mi çarptı seni? Mevil, bir cevab vermeden evvel ona bir müddet dalgınca baktı. Son ra: « Bibniyorum,» dedi. Fierce'in kendisine uzattığı eli tuttu, ve birden, boğulmak üzere bulunan bir kazazede gibi o ele sım sıkı sanldı. Öteki, kendi derdini unutarak ona: « Sen hastasırı!» dedi ve koluna girerek, kendi evine doğru yü rüttü. Mevil, hiç bir şey söylemeden uysalca yürüyordu. Fierce, elile onun yağmurdan sırsıklam olmuş esvablarmı yoklıyarak: « Yoksa sağanağa mı tutuldun? dedi, söylesene, ne oldu sana böyle?» « Hiç!» İspanya sokağında Mevil, neredeyse, kendi evinin kapısını tanıyamadan geçecekti. Fakat odasında, kendi eşyalan, kendi biblolan arasında hayatının, her şeyine kendi kokusu sinmiş o ailevî dekoru içinde yavaş yavaş kendine geldi. Fierce'in suallerine evvelâ müphem cümlelerle cevab verdi. İtryadlannı değiştirmiş, sessizce oturmuştu. Gece, ona ışık yakmayı düşündürmeden bastırıyordu. YAPTIRINI1 İKRAMİYEÜ AİLE CÜZDANI Yılda • CUMHURİYET» in Tefrikası: GECELERi Yazan: CLAUDE FARRERE Bir akşam onu. Vaünin yanında, ealyalarını eldivenlerınke buiaştırırkcn gormüştüm!» Genc k;z kızarmadı. c Gorciünüz mü? O halde daha iyi ya? İşte ben de size evet diyorum .. Evet, şayed istersem, şayed lüzum göıürsem, ve şayed hayatın zaruretleri bir gün, bir dilenci kadar fukara olan beni kendimi satmaya mecbur ederse, onunla evleneceğım. Ve beni satın alacak adam, hiç değilse bir kral kadar zengin olacak .. Size gelince .» Parmağıle kapıyı gösteriyordu. Gözlerinden yıldınmlar saçılıyordu. Öteki korkuyla geriledi. Gerıledi. Ayaklan, ric'at yolu üzerindeki iki sandalyeye takıldı: Düş memek için kapının tokmağına dokundu. Bakışlarını genc kıza kaldırmaya cesaret edemeden hep yere bakıyordu. Fakat onu görmedifı lfld ayakta, dimdik, sapsan, ve bir eli uzanmış mevcudiyetini deh şetle hissediyordu! Peronun üstünde yağmur hâlâ şakırdıyordu: Kaçarken, bunun far kına bile varmadı! XXIX Bir saat evvel L'Avalanche nehirde, Bayard'ın yanıbaşına demirlemişti. Mutad ziyaretler olmuş, izahat ve raporlar verilmişti. Işlerın bundan ötesi her zaman çabuk yürüdü: Fakat Fierce bu sefer başvurduğu bütün kapıları kapalı buldu. Amiral d'Oıvılliers, Sen Jak'taki bataıyalan teftışe gitmişti. Tersane komutanı, içıne gömüldüğü işlerden başını alamadığı için onu kabul etmemışti. Hemen bütün dairelerde, mutad uyuşukluğa aykırı bir faabyet vardı. Fierce. torpıdobotunu. kapı kapı bir saat dolaştıktan sonra bulabildiği seyjal tanına teslim etti, ve ancak ondan sonra serbest kalabildi Limandan geçerken kendisine hep si de manidar gelen bir çok hareketler görmüştü: İçinde sefer hazırlıkları yapılan altı torpidocan, ameie çekiçlerinin gümbürtüleri du yuluyordu. Fierce evvelâ, aradan geçen zamanm kendisınce meçhul olaylarından kuşkulandı, fakat sonra kafasmı bu kuruntuyla hiç meşgul etmedi. Mois sokağındaki evde de hava bir acjyıbdı. Evdekiler, müphem cümlelerle Mythö'den bahsettıler. Çağırttığı ahçı Beb ise, onların akşam yemeğıni evde yemedıklerini, fakat ertesı gün öğle ye'meğınde bulunacak larını söylüyordu. Fierce, bırakıp yürüdü. Tepeden tımağa yorgun ve rahat sızdı. Ondan sekiz gun evvel bastıklan müdafaa kuvvetlen ıkınci komu îan! Sekiz gece, ve sekiz sefahet! Kalbinin istikrah ve hicabla dolu olmasma rağmen, o, hayvancasına alçaklaşan insiyakma karşı iradesiz ve kuvvetsiz kalmışü. Hattâ şimdi şurada nişanlısına dört adım mesafede bile, bu gece ona yeniden mağlub olmıyacağı ne malumdu? Hık bir grupun tahrikâtuıdarj kaçmak istiyormuş gibi hızla yüriiyordü. Etrafında, geçen sağanakla kamçılanmış ağaçiarda ıslak çiçekier daha keskin kokuyordu. Grandiere sokağmda, şimdi Vali Muavınine saraylık eden eski mahkeme bınasının bulunduğu sokakşaşırarak durdu: Bir faytonun beygirleıi. yaya bir yolcunun önünde şaha kalkmışlardı, ve dizginlere sımaıkı sarılmış bulunan arabacı, avazı çıktığı kadar bağırıyordu! Fakat arabanın önündeki adam, bası önunde, hiç bir şey duymadan, ve hiç bir şey görmeden, tıpkı uykusunda dolaşan bir hasta gibi yüruyordu. Fierce, Mevil'i tarudı ve çagırdı. Torral, tam o sırada geldi. Ve geldiğine pişman olmuş gibi, bulunduğu yeri hicvetti: « Yahu bu oda âdeta bir mezar olmuş!..» Elektriğin düğmesini bizzat çevirdi, ve Fierce'i görünce ona: « Bonsuar!» dedi. Mevil hâlâ sapsanydı, ve âdeta zorla konuşuyordu. Onun bu hali, «Torral» i de endiselendirmifti. « Yahu, durup dururken ne oldun? Haydi, kalk, yemeğe gidelim...» Fierce: « Gidemez, dedi, biraz evvel sokakta sendeliyordu..» Mevil bir gayret göstererek kalktı: « Bir garib sarsıntı bu... Fakat ya geçti, ya geçiyor. Her ihtimale karşı, birdenbire dışarı çıkmak istiyorum. İster misiniz, yemeği her üçümüz de burada yiyelim? Ve yediler. Mevil, tıpkı muayenehanesine benzeyen odasında onlan ağırlamalan için adamlaruıa emir verdi. Duvarlara çok uzun ve çok geniş gelen aynı muslin perdeler... Ayru alçak sedirler... Safran renkli lâmbalardan süzülen aynı san, baygın ışık... Oğlanlar, keçe terlikleri üzerinae hiç ses çıkarmadan gidip geliyorlardı. Kongolu kız hiç görünmedi. 6 EV ve ikramiyesi En Az 1 5 0 Taühliye Hesaplarmdaki para kadar para ( en çok 2500 lira ) 12 ayda 12 çekiliş 1951 yılının yedinci ikramiyesi TEMMUZ BAŞINDA 1 EV 15 ilâ 20 bin lira değerinde Bu kuraya girebilmek için BU HAFTA SONUNA KADAR İkramiveli Aile Cüzdanı alımz. Cüzdanınız varsa birikmiş varanızı hesabınıza yatırınız. YAPI ve KREDİ BANKASI Fakat doktor karşı taraia ge;misti. (Arkası var)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear