26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
26 Nisan 1951 CUMHURÎYET O IV İBÎR DAKİKA : K. Aygünün jAnkarada dış politikaya seyahati Bahkesir milletvekili Müfid Kuyumcu ve yargıç Şevket Osman Ağaoğlu da Helsinkiye gittiler Ankara 25 (T.H.A.) İstanbul Emniyet Müdürü Kemal Aygünün Helsinkiye gitmesi dolayısile malumatına müracaat ettiğimiz İç İşleri Bakanı Halil Öryörük şunları söylemistir: « İstanbul Emniyet Müdürü Kemal Aygünün izinli olarak Helsinkiye gitmek istediğini bana da bildirdiler. Ben de bu izni verdim.» İstanbul Vali ve Belediye Reisi Fahreddin Kerim Gökay d=ı ortaya çıkarılan dedikoduların doğru ilmadığını. Emniyet Müdürünün tamamen hususi mahiyette seyahat ettiğini ifade etmiştir. Öğrenildiğine göre, Bahkesir milletvekili Müfid Kuyumcu ve yargıc Şevket Osman Ağaoğlu Kemal Aygünle beraber gitmişlerdir. dair yapılan istişareler Baştarafı 1 inci sahifede taşıdıkları intıbaların ışığında incelemektir. Görüşmelerin zaman zaman hararetli safhalar göstermesi tabii sayıhyor. Şimdiye kadarki hâdiselerin böylece gözden geçirilmesi bundan sonraki çalışma tarzı üzerinde yeni ka'rarlar alınmasını gerektirecektir. Fakat bu kararlaı Bakanlar Kurulunda alınacak vs büyük elçilere geıeken talimat verilecektir. Işin sadece teknik mahiyetini gösteren bu izahların dışında, bilhassa üzerinde durulan mevzular resmî ğızlardan açıklanmış değildir. Sadece dış politikada herhangi bir değişikliğin bahis konusu olmadığı muhtelif vesilelerle kesin olarak ifade edildi. Muhakkak olan cihel bu faaliyetin Türkiyeye garanti te* mini maksadile alâkadar olduğudur Vaziyet muhalefet çevreîerinde olduğu gibi Meclis mahfillerinde de büyük bir dikkat ve alâka ile takib ediliyor. Bu toplantı'.ar üze•ine sayiaların alıp yürümesi umumi merakı arttırmıştır. Dış İşleri Bskanının son günlerdeki faaliyet» etrafında izahlarda bulunması lüumu Meclis koridorlarında bahis konusu olmakt&dır. Bu hususta hazı önergelerin verileceği anlaşıli' vor. Muhalefet çevrelerindeki tahminlere göre, Atlantik Paktına alm< maraız için geçen ocak ayında doğrudan doğruya Washingtona baş\urmuş olan hükumetin giriştiği faaliyet, aynı zamanda Amerikadan garanti talebile de alâkalıdır. D'ğeı bir tahmin de Amerikanm da iştirakile Akdeniz devletleri arasındaki bölge anlaşması mevzuunun incelenmekte olduğudur. İstişarelerin bir müddet daha süreceği VVashington Büyük Elçimiz FeriduD Cemal Erkinin davetile de anlaşılmsktadır. İngiliz devlet adamlarmdan Si? Hoare Belisha ile Birleşmiş Millet'.er Genel Sekreleıi Trygve Lie'nin bu sırada memleketimizi ziyareti de bilindiği gibi rivayetlerin çeşidlenmesine sebeb olmuştur. Trygve Lie'nin memleketimize uğrayışı bir çok yerlere yaptıeı geniş bir gezinin bir cüz'ü olduğu tasrih ediliyor. Hoare BeHsha'nın da tamamile hususî mahiyette seyahat ettiği tekrarlanmaktadır. İngiliz devlet adamının bu sırada Ankarada bulunuşuna bazı cevrelerde Trygve Lie'nin ziyaretinden daha fazla ehemmiyet atfedilmektedir. Bu çev Valiler arasmda nakiHer Yeni bir kararname ile valiler arasında ııakil ve tayinler yapıldı İmdaaaaad! S.O.S.! Dünkü Cumhuriyefte vardı: İki Amerikalı mütehassis Ankarada bir telsiz istasyonu kurııyorlarmış, bununla Atlantiğin öbür taraft ile Jconuşmak lcabil olacakmıs;. Biz ondan çoktan vazgeçtik. Amerikalı mütehassıslardan ricamız, bizi evvelâ şehirler içinde, tonra şehirler arasında birbirimizle doğru dürüst konıışmamın temin etmeleridir. Nemleketimizdeki iç politika durumu Baştarafı 1 inci sahifede seçimlerle Türkiyenin siyasî hayatında esaslı bir 'değişiklik vuku bulduğunu işaretle söze başlıyan muhabir, memleketimizin dahilî meselelerine dair Başmuha.rririmize sorduğu suallerin cevablarını nakletmiştir. dan din lehinde bazı tavizler yapıldığı doğru değil midir? d Siyasî partiler tarafından irticaa yapılan tavizlerin ölçüsünü katiyetle tayin etmek güçtür. Fakat, maalesef, diyebiliriz ki son seçimlerde seçmenlerin muzaheretıni temin gayesile her iki taraf irticaı okşamıştır.B 5 Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Atatürk tarafından memlekete getirilen bütün inkılâblann muhafazası ve inkişafı için lâik devletin bir şart olduğuna kani misiniz? <r Katiyetle.» 6 Bugünkü hükumet irtica a karşı ne gibi vasıtalarla mücadele etmektedir? « Anayasamız ve halen yürürlükte olan kanunlar hükumete içtimaî ve siyasî hürriyetleri müdafaa için lâzım gelen vasıtaları vermektedir. Yalnız, mesele bunları iyi tatbik etmektir.» 7 Eğer yanılmıyorsam, Ismet İnönü idaresini devirip iktidara gelmek hususundaki mücadelede Demokrat Partiyi destekleyenler arasmda siz de vardınız. « Ben herhangi bir şeyi devirmek için kimseyi desteklemiş değilimdir. İnönü, Atatürkün halefi sıfatile memleketimize hizmetlerde bulunmuştur. Bununla beraber. bazı sıkı idare ahskanlıklannı muhafaza etmişti ki benim kanaatimce bunlar çok partili demokrasi idaresile kabili telif değildi.» 8 Yeni hükumetin ilk on ayı zarfında memlekette esaslı bir değişiklik olduğu kanaatinde misiniz? « Türk milleti tarihin son 150 senesi zarfında hürriyetini kazanmak ve içtünaî bünyesini Batı medeniyeti şartlanna uydurabilmek için çok mücadele etmiştir. Atatürkün önderliği altında bu sahada bir çeyrek asır zarfında başarılan inkılâblar muazzamdtr. Bugün her sahada bu inkılâblan müdafaaya ve devam ettirmeğe hazır büyük bir genclik ordusu mevcuddur. Kabul ettiğimiz seçim sistemi Türkiyenin bütün tarihi boyunca sarfettiği gayretin mantıkî bir neticesidir. Büıaenaleyh, bunu esaslı bir değişiklik olarak kabul etmemek lâzımdır. Gayemiz Türk vatandaşuu kelimenin tam manasile hür bir adam haline getirmekti. Bu gaye tahakkuk etmek yolundadır ve hedefe hergün biraz daha yaklaşılmaktadır.ı İstanbul Elektrik ve Tramvay İdaresi Korede kızıllarm açtığı gedik kapatsldı Baştarafı 1 inci sahifede muharebe bütün şiddetile devam etmiştir. •" • ' Cephenin orta kesiminde takviye alan müttefık birlikler, dalga halinde gelen Çin piyadesini 38 inci arz dairesinin takriben 12 kilometre güneyinde durdurmuşlardır. Müt tefikler, komünistlerin hayati öne Baçtaraiı I inci sahifede mi haiz ÇunçonSeul şosesine varSaat 11,30 da Vali ve Belediye malarını önlemek için çarpışmakeisini ziyaret eden Türk dostu tadır. ngiliz kendisile görüşen gazeteciSavaş birliğimizin kahramanhğı erin muhtelif sualierini cevabianKorede bir yer, 25 (a.a.) (Reu ırarak şunları söylemiştir: ter): Türk kıtalan, pazar günü « Memleketinizi ziyaretimde komünist mukabil taarruzunu mü 'ürkiyenin tam manasile istikrarlı teakıb kuşatıldıklan çemberi yar ir memleket olduğuna inandım. mışlar ve dost kuvvetler mevzıle Türkiye dünya stratejisinin kilid rile irtibat tesis etmişlerdir. mevkiinde bulunmaktadır. Türkler, dağları toz buluÜarile Korede Birleşmiş Milletler ve kapiı güneşli vâdide kahraraanlık nsanhk uğrunda kahramanca çarvasıflarınt tekrar tebarüz ettirecek ışan Türk askeri, elde ettiği muşekilde dövüferek Kore harb tari affakıyetlerden ne kadar kabilihine yeni bir desten kazandırmış etli olduğunu dünyaya ilân etmişlardır. ir. Bulunduğu mevzii terketmeyi red Türkiye ve İngiltere müşterek deden bir bölük komutanının men menfaatlere sahib iki iyi dosttur. kibesi dillerde dolaşmaktadır: «Düş Isasen eskidenberi bu iki memlemana toprak vermektense, lüzumîu et arasmda bir andlaşma vardır.» olduğu takdirde askerlerimle ölmeMr. Belisha. bu andlaşmanın yeyi tercıh ederim.» diye Ankara gar ilenmesi ihtimali hakkındaki sonizonundan yüzbaşı İsmail Çatal uya cevaben, buna lüzum olmadıoğlu, eline aldığı değnekle yere ğını söylemiş ve gazetecilere İngibir daire çizmiş, çemberi nasıl yar lizlerin «eski andlaşmalar, en ıyi dıklarım ve bölüklerden sadece bir andlaşmalardır» tabirini, hatırlattanesinin bine yakın Çinliyi ö'dür mıştır. düğünü söyliyerek sözlerine şöyle Mr. Belisha sözlerine devamla, devam etmiştir: Birleşmiş Milletlere mensub mem« Bir aralık bütün tugay çem leketlerin teminatımn ancak Birber içine almdı. Askerlerimiz sün leşmiş Milletlerce tasvib olunan sigülerini takarak kendilerine yol yaseti takib ile sağlanacağını ve eçmak mecburiyetinde kaldılar. Kaı üçüncü bir dünya harbinin önüne şımızda çok Çınli bulunuyordu.» yalnız kuvvetli olmakla geçilebileAnkarah er Oğuz da şunları an ceğini söylemiş ve mütecavizin dalatmıştır: ima zayıflara hücum ettiğine işaret « Çinlilerden birisi beni hafif etmiştir. çe yaraladı ve yere düştüm. Biraz Arab îsrael Öıtilâfının bugünsonra kendimi toplajlım ve bir te kü dünya meselelerinin ikinci plâpenin üstünde dövüşen diğer üç nmda yer aldığım ifade eden Mr. Türk askerine iltihak ettim. Güneş Belisha sözlerine şöyle devam etbatıncaya kadar ve ertesi gün be miştir: raberce dövüştük. Nıhayet dün ge« Türkiyeye gelmeden evvel Ce arkadaşlarımıza katıidık.» İsrael, Ürdün, Lübnan ve Suriyeyi Bir Türk çavuşu, arkadaşları te ziyaret ettim. rafından şükranla anılmaktadır. Her Memleketinizi ziyaret etmekle iki ayağından yaralanan çavuş, geride kalarak arkadaşlannı korurauş büyük bir bahtiyarlık duymaktayım. tur. Valiniz bana eski ingiliz devlet Samsunlu er Yusuf Akkaya ise, dövüş sırasında Çinlileri, Birleşmiş adamlarından Disraeli'den bahisle Milletler kıtalarma mensub asker Türklere olan sempatisine işaret ler sanarak nasıl aldandıklarım an etti. Bundan son derece mütehassis oldum. Ben de size şunu ilâve edelatmıştır: « Çinliler bize. biz Türküz di yim ki, Disraeli'nin Türkiyeye olan ye seslendiler. Bilâhare üstümüze sempatisi daima bizim içimizde yaateş açtılar. Dövüşerek kendimize şamaktadır. gedik açtık. Çinliler kötü dövüşüSize tekrar ediyorum, bu sabah yonar ve hiç zeki değiller.» İstanbula geldiğim vakit adeta ken Y. Akkaya, Han nehri aşıldığı sı dimi bir hayal âleminde sandım. rada 3 Amerikahnm hayatım kurPazartesi gününe kadar guzel tararak onları emniyete ulaştırmış şehrinizde kalarak tarihî yerleri tar. dolaşacağım.» Türkler. anudane çarpışmalarmMr. Belisha, İngiltere kabinesindan sonra terkettikleri tepeleri kon de iki bakanın istifası hakkındaki trolîarı altında tutmaktadırlar. soruya cevaben, bu istifalara aid Türk'.er Korede cerjhenin en haberleri sadece gazetelerde gordövüşken ve bahadır askerleri o düğünü ve bu hususta esaslı ' bir larak tanınmakta ve aynı vasıfları bilgiye sahib olmadığını söylemişmuhafaza etmektedirler. tir. Hoare Belisha şehrimizde Ankara, 25 (Telefonla) Yeni bir kararname ile valiler arasmda nakiller ve tayinler yapılmış, Sinob Vaiisi Hâzim Kaftanoğlu Hakkâriye, Hakkâri Vaiisi Zeki Köymen Afyona, Afyon Vaiisi Yahya Erj'etkin Kırşehire, Kıışehir Vaiisi Edib Yavuz Orduya, Ordu Vaiisi Rebii Karatekin Hataya, Hatay Vaiisi Hikmet Kümbetlioğlu Çankırıya, Çankın Vaiisi Etem Yetkiner Kocaeliye, Tekirdağ Vaiisi Hayri Orhun, Çoruha, Erzurum Vaiisi Nihad Şenman Siirde, Gümüşhane Vaiisi Turgud Başkaya Bingöle, Maraş Vaiisi Rauf İnan Burdura, Burdur Vaiisi Eşref Erkut Çomma, İzmir Vali Muavıni Nâzım Arda Tekirdağa, eski İstanbul Emniyet Müdürü Cemal Göktan Erzuruma, Malkiye Başmüfettişi Hasib Koylan Niğdeye, Tetkik Kurulu Müşaviri Şevket Ozanalp Maraşa, Rize Valiliğinde çalıştırılan Nâzım Önalp Rizeye, relerde İngiltere politikasında ze Eskişehir Valiliğinde çalıştırılan Amini yoklamak veya hazırlamak rif Özgen Eskişehire tayin edilmismaksadile muhalif şahsiyetlerden îerdir. ekseriya faydalanılmakta olduğu Tetkik Kurulu Müşaviri Kemal ileri sürülüyor. Hadımlmın Konya Valiliğinde, SiMekki Said ESEN nob Vali Muavini Salâhaddin GetmnımıııııllinilllimiHlllinimiIIlülülllllllllUIIOIllınıımırnun. diğin, Sinob Valiliğinde, Fahreddin İinalın Gümüşhane Valiliğinde çalıştırılmaları da Bakanlar Kuruiunca tasdik edilmiştir. Bajtara/» 1 inci sahifede başı ve basm mensubları tarafından karşılanan Genel Sekreter, Birleşmiş Milletler forsunu taşıyan ucaktan indıkten sonra kendisil» görüşen gazetecilere şunları söylemiştir: « Yarm bugün) bir basın toplantısı yaparak sizinle uzunboylu görüşeceğim. Yalnız şunu söylemelt isterim ki tarihî ve güzel Istanbu) şehrini görmekle ayrı bir zevk duyacağım. Modern Ankaradan çok iyi intıbalarla aynldım. Türkiyenin durumunu yakından ve yeıinde müşahede için hususî bir seyahat yapıyorum.» Genel Sekreter bu sabah şehrj dolasacak. öğleden sonra bir basın toplantısı yapacak ve yarın da şehrimizden ayrılacaktır. Trygve Lie dün Ankaradan geldi Hususî Af Kanunu teklifleri Lie'nin Ankaradaki temaslan Ankara 25 (a.a.) Dündenberi şehrimizin misafiri bulunan Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Mr Trygve Lie bugün saat 12 de Ûış işleri Bakanı Profesör Fuad Köprülüyü makamında ziyaret etmiş ve kendisile bir müddet görüşmüştür. Devlet Btkanı Başbakan Yardımcısı Samed Ağaoğlu, saat 13 te Anadolu ku'übünde Mr. Trygve Li» şerefine hükumet adına bir yemek vermiştir. Bu yemekte Ekonomi ve Ticaret Bakanı Prof. Muhlis Ete. Dış işleri Bakanlığı Umumî Kâtibi Faik Zihni Akdur, Protokol Umum müdürü Kâzım Kemahh, Dış işleri Bakanlığı birinci daire umum müdürü Bülend Uşaklıgil, ikinci daire umum müdürü Nuri Birgi. üçüncü daire umum müdürü Nureddin Pınar, Protokol şube müdürü Fuad Kepenek ve eşleri hazır bulunmuşlardır. Cumhur Başkanı Celâl Bayar, Çankaya köşkünde saat 15,30 da Mr. Trygve Lie'yi kabul etmişlerdir. Dış İşleri Bakanı Prof. Fuad PROF. NİMBUS'UN Ankara, 25 (Telefonla) Afyon milletvekili Kemal Özçobanla 44 arkadaşı, Afyon milletvekili Ali İhsan Sâbisin 3 ayhk mahkumiyetinin hukukî neticeleri ile affmı istiyen bir kanun teklif etmişlerdir. Ali İhsan Sâbise İstanbul Sıkı Yönetim mahkemesi tarafından verilmiş olan 3 ay hapis cezası esasen 1948 yılında hususî bir af kanunu le affedilmiştir. Bu seferki teklif, kendisinin mevkufiyeti zamanında kesilmiş emekli maaşlannın iadesi içindir. Adalet Komisyonu, teklifi incelemiş, hususî af hükmünün yeni bir kanunla affedilen lehine genişlemesini caiz görmemiş ve teklifi oybirhğile reddetmiştir. Zonguidak milletvekili Fehmi Açıksöz ve Rifat Sivişoğlunun bilhassa orman suçlarının affını istihdaf eden kanun teklifi de gene Komisyonca reddedilmiştir. Adalet Komisyonu, 9 sene dört ayhk hapis cezasını tamamen çekmiş olan eski Ekonomi Bakanı Sırrı Bellioğlunun bu mahkumiyetinin bütün hukukî neticeleri ile affını uygun görmüştür. Butoplantısı na dair gerekçede, Sırn BellioğluFransanm Yakındoğu büyük ve nun cezasını tamamile çektiği cezaevinde dürüst hareket ve ıslahı rta elcileri. bugünlerde Beyrutta hal ettiği, çok yaşlı olmakla bera mühim bir toplantıya davet edilber mahkumiyeti dolayısile mah mişlerdir. Fransanın Ankara Büyük Elçisi rum kaldığı fer'î haklarma tekrar kavuşturulduğu takdirde mesbuk . Lescuyer de toplantıya kahlrnak zere dün şehrimizden ayrılmıştır. hizmetîerine bir karşılık olacağı beBüyük Elçinin, Türkiyenin son lirtilmektedir. urumunu belirten bir raporu da oplantıya sunacağı anlaşılmaktaKöprülü bu kabulde hazır bulun ır. Amerikan sefir'.erinin İstanbıol muştur. oplajıtısından sonra Fransız elçileBirleşmiş Milletler teşkilâtı ge inin Beyrut toplantısına avn bir nel sekreteri Mr. Trygve Lie. saat ıhemmiyet ve mana verilmektedir. 16,30 da Başbakan Adnan MendeFransanın Ortasarktaki politikaresi makamında ziyaret ederek ken sının yeni bpştan gözden geçirilecedisile saat 17 ye kadar görüşmüş ği ileri sürülmektedir. tür. Ankara sefirinin seyahatte buBu ziyaret esnasmda D15 İşleri lundueu müddetçe. kendisine müsBakanı Prof. Fuad Köprülü de ha teşar De la Sobliere vekâlet edecektir. zır bulunmuştur. Mülâkatı aynen ahyoruz: 1 Bugün efkân umumiyeyi bilhassa irtica meselesi işgal etmektedir. Türkiyede «irtica» sözile ne kasdedildiğini sorabilir miyim? t İrtica kelimesile memlekete Bu gidişle pefc yakında Atatürk tarafından getirihniş içtitelefon baştnda sinirden demaî inkılâblan yıkmak temajülüliye, hepimiz deliye done.ee nü gösteren bir takım hareketler ğiz. Amerikaya da söylenecek kasdedilmektedir. Bu geri harepek bir şeyimiz kalmıyacak! ketler başhca iki noktada toplanabilir: Dinî ve ırkî. Söylemeğe lüD. X. zum yoktur ki dinî irtica, bilhassa cemiyet hayatında yapılmış olan inkılâblan yıkmak hedefini gütmektedir: Geniş mikyasta İsviçre Medenî Kanunundan mülhem olan bugünkü Medenî Kanunu kaldırmak, hükumeti lâiklik esasından ayırmak, kadınlara verilen haklan geri almak, mekteblerde din tedri Başmakaleden devam satını tekrar mecburî kılmak v.s. esaslarını aramak, bulmak ve kurIrk sahasındaki irtica ise, bilhasmak hususunda dün olduğu gibi lugün de, yann da çalışmaktan el sa Hitler prensiplerinden üham al)ette bıkmıyacağızdır. Dün de be makta, had derecede milliyetçi ve irttiğimiz gibi, şimdiye kadar boyle bugünkü milletlerarası işbirliği an)ir andlaşmaya vanlamaması ne ayışile pek kabili telif obnıyan in)izim kusurumuzdur, ne de dostla firadcı bir devlet kurmak gayesini rımızın bizi azımsadığina bir işa ütmektedir.» ettir. Paktlar ve anlaşmalar bir 2 Osmanlı imparatorluğu devdeğer taşıyabilmek için bir takım rindeki bazı dinî müesseseleri yemkânlardan kuvvet almalıdır. Bu niden kurmak istiyen bu temayülmkânlan yaratmak için hükumet ler Türk millet ve devletinin menerimizin elden gelen gayreti esir faatlerine zararlı sayılabilir mi? emediğini biliyoruz. Dostlanmızın « Sualiniz bana yanlış sorulmuş ynı gayretten kaçındığına dair de gibi geliyor. Bu irtica hareketleri>rtada inandırıcı bir sebeb yoktur. nin Türkiyede muvaffak olup olaO halde sinirlenmiyelim. dedikodu mıyacağını sormak daha doğru oara aldanmıyalım. Tuttnğumuz yol ur. Bu suale cevab verebilirim: da cesaretle yüriiyeceğimizden şiip Hayır!» hemiz olmasm. 3 Bazılannın kanaatine göre, NADİR NADİ irtica hareketinin arkasında komünist emelleri gizlidir. Bu husustaki fikriniz nedir? t Mümkündür. Hür memleket!erde ister iktisadî. ister içtimai, ister siyasî mahiyette olsun, bütün tahriklerin ve kanşıklıklann Rus Baştarafı 1 inci sahifede ya için bir cesaret amili teşkil eSîiş, alay komutanlığma da kurmay deceği bugün herkesin bildiği bir lbay Asım Eren tayin edilmektedir. hakikattir. Moskova Demir Perde Kore savaş birliğimizin değişti dışındaki memleketlerde fesad çıilmesine dair kararlar Yüksek As karmak için hig bir fırsatı kaçırerî Şuranın önümüzdeki toplanaz.» ısında görüşülecek, karara bağla4 Bununla beraber, evvelâ İsacaktır. Haziran aymda gidecek 'an 800 kişilik ilk kafilenin 100 met İnönü idaresinde Halk Partüiadarını subay!ar teşkil edecektir. erin, son zamanlarda da bugünkü Jankırıda bulunan Tuğgeneral Ke iktidar, yani Demokratlar tarafınlal Niş, tayin haberini gazetecileren işitince: «Bu benim için bir iyangodur. Korede memleketim, lilletim ve ordum namına çalışalağım. Tncpl^ah muvaffak olurum » emiş ve şah'sma gösterilen bu te(Baştarafı 1 inci sahifede) eccühten duyduğu memnuniyeti Korunma Kanununun 65 inci madfade etmiştir. desi değiştirilmekte, 66 ncı maddesi kaldınlmaktadır. Bu maddeler vali, kaymakam gibi mülkiye âmirlerine Fransız elçilerinin Tehlikeli söylentiler General Tahsîn Yazıcı yurda dönüyor Mesken kiralarııta yüzde 30 zam rama yetkisi veriyordu. Ceza muhakemeleri usulü kanununa göre, bu yetki münhasıran yargıçlara aid olduğu gibi bu hüküm mesken ve şahıs masuniyeti ile doğrudan doğruya alâkalı olduğundan Anayasaya aykın idi. Hükumet bu sebeblerle, maddeyi değiştiren bir tasan hazırlamış ve Iç işleri komisyonunda aynen kabul edilmiştir. O stanbul Elektrik ve Tramvay Idaresinin bütçesini tetkike memur olan bir komisyon, bütçede 600 küsur bin liralık bir tenzil yapnıakla beraber birinci mevki tramvaylarla, otobüs biletlerine beşer kuruş zam yapılmasmı teklif etmiş. Bu tekliflerin kabul edilip edilmenjcsi ayn bir mütalea mevzuudur. Yalnız bu bütçeyi tetkike memur olan komisyonun elbette dikkat nazarını çekmiş olsa gerek'ir ki istanbul Tramvay ve Elektrik bütçesi tanzimi itibarile bütçe tekniğine uygun değildir. Çünkü tabiatleri, nıahiyetleri ve istifade şü . mulleri itibarile birbirine uymıyan ayrı ayn dört beş işletmenin bütçeleri tevhid edilmiş ve bütün yük, iradı ve müşterisi çok olan elektriğe yüklenmiştir. Bugünkü halile tstanbul tramvayları bir buçuk milyon liradan fazla ziyandadır. Gene bugün otobüsler yarım mil yon ziyandadır. Tünel liyandadır, havagazi ziyandadır. Yalnız elektrik kâr etmektedir. O da geçen meclis zamanında kilovat başına yapılan iki kuruş zam dolayısile kâr etmekte ve ettiği kâr da diğer dört işlermenin zarannı kapamaya harcanmaktadır. Bu zam yapılması düşünüldüğU zaman İdarenin iieride, diğer işletmelerin kâr etmesini temin edecek tedbirler alacağı da va'dedilmiş olduğuhatulıyorum. Halbuki bu vaidler tahakkuk etmedi. Bugün bu işletmelerin zararı devam etmektedir ve bu zararın böylece sürüp gitmesi de kabil değildir. Anlaşılan komisyon da aynı kanaate varmış ve bunun hallini tarifeye zam metmek yohında görmüştür. Ucuzluk va'dile iktidara gelmiş olan meclislerin buna nasıl razı olacağı da şayanı teemmüldür. Razı olmazsa işletmenin durması muhakkaktır. Bu iş böylece bir çıkmaza girmiş bulunuyor. Hâdiseler gösteriyor ki, işler .dışarıdan görüldüğü kadar kolay idare edilmemektedir. Bu komisyonun. işi rasyonel şekilde halletmeye karar venniş olmasuu ne kadar arzu ederdik, bundan e\rvelki Belediye Meclisinin kararile Isviçreden getirilmiş olan üç mütehassısm verdikleri ve şimdiki Meclisin ilkönce büyük alâka Bu mülâkat bugünlerde Lausanne ile kabullenip sonradan bir köşeye radyosu tarafından da fransızca o attığı rapora göre, istanbul Eleklarak tekrarlanacaktır. trik ve Tramvay Idaresinin ıslahına doğru atılacak ilk esaslı adun, Idarenin muhtar bir şekle sokulmasıdu. Buna karar vermeden evvel alınan diğer tedbirler hep avutucu ve yarım çareler olmaktan ileri gidemez. İsviçrelilerin teklifleri dairesinde şekillendikten sonra ise bu idare kendi kendine lüzumlu olan kararlan alır, ve bu kararlan neden aldığını da hesablarile ortaya döker. Bunda ne Belediye reisinin. ne Belediye Meclisinin müdahalesi obnıyacağı için siyasî (!) akisleri de olmaz. D Emniyet Genel Nudurunun beyanatı Pragda bir Amerikan muhabiri ortadan kayboldu Prag, 25 (a.a.) (United Press): Associated Press, ajansırun Prag muhabiri ve 37 yagmda bulunan William Oatis, ortadan kaybolmuştur. Amerika Büyük Elçiliği, Çekoslovak makamlanndan bu husus ta tahkikat açılması talebinde bulunmuştur. Servet Sürenkök dün Haydarpaşa gannda Dün şehrimize gelen Emniyet Genel Müdürü Servet Sürenkök öğleden sonra Emniyet Müdüriüğüne giderek muhtelif zabıta faaliyetleri etrafında müdür muavini Mehmed Alpsar ve Halim Saatçiden izahat ahnıştır. Tetkiklerkıe dün akşam geç vakte kadar devam eden Emniyet Genel Müdürü Servet Sürenkök kendisile görüşen bir arkadaşımıza şunlan söylemiştir: Binaenaleyh bu îdarenin bütçesini tevzin için oradan memur çıkarmak jnasraf kısmak, tramvaya, otobüse zam yapmaktan ziyade, İdareye, Avrupalılann teklif ettikleri modern işletme şeklini vermek en hayırlı ve lüzumlu bir iş olacaktır1. B. FELEK Trahomun memleket için yarattığı tehiike Baştarafı 1 tnei sahıfede lamıştır. Bu mevzudaki izahlarında ezcümle demiştir ki: « Bu muazzam bir zayiattır. çimdiden lâzun gelen tedbirleri almaz ve vefiyatı azaltmazsak müstakbel nesiller, bizi lânetle anacaktır. Bakanlık bu mtvzularda lâzım aelen hazırlıkları yapmış ve tertibatım almıştır. Fakat bütçeye konan ödenekler, malî imkânsızlıklar yüzünden çıkarılrmş, Bakanlık mefluc hale gelmiştir. Noksan vesaitle yaptığımız tetkikler trahomlu sayısının 300 bin olduğunu göstermiş» tir. Bakanlık teşkilâtınm nüfuz ede« mediği bir çok köylerde araştırmalar yapılırsa bu sayının bij milyonu geçmesinden korkulur. Cenub ve şark vilâyetlerimizde zaten nüfusumuz 3 milyon olduğuna göre, bunun yarısı tedavi edilmezse kör olacaktır. Bir buçuk milyon kör bu memleketin sırtına yüklenecektir. Bu meseleyi yann öbür gün ele al> mazsak şimdi istedığimiz tahsisatm yüz mislini versek de fayda vermiyecektir. Bakanlık tedbirlerini slmış, köylere kadar çadırlannı kurmuştur. Bütçe imkânsızlıklan karşısında ellerini bağlayıp seyirci kalrmştır.. «CUMHURİYET» in Tefrikası: GECEL Yazan: CLAUDE FARRERE Bahriyeliler sıkkmdılar: Çünkü içinden çıkamadıkları torpidobotlar, dünyadan habersiz kalan o biçareler için birer manastır hücresine dönmüştü. Her akşam, günün olaylanndsn habersiz, nehrin tam ortasında, tehlikeli ve tekinsiz sahiKerden uzakta yalnızca demirüyorlardı. Fakat sahillerden mü.T.küri mertebe uzak bulunmalarına rağmen, yaprak ve çiçek rayihalarının icınden karmakanşık savrulduğu ormanm şehvet gıcıklayıcı kokusundan da, rütubetli ılıkhğından da masun kalamıvorlardı. Bunlar, gürültüifr, ve yürek çarpîntılariie do!u Hi>i eccelerdi. Orman, kımıldadığını. nefes a!dığını duyduklan esrarlı şeyl.erle doluydu. Bu ağaç denizinden müthiş bir homurtu yayılıyor. ve b?zan, çok yakından gekruş. hissici vererek yürek hoplatan, korkunç çatırtılar duyuluyordu. Nehre gürültüyle düşen meçhu! cisimler... Karadan kalabalık nal sesleri... Veya avlanan, yahud da sevişen vahşi hayvanların çığlıkları! Dünyada, bir sıcak iklim ormanı kadar şehvetle yaşıyan başka hiç bir şey yoktur! Fierce, olduğu yerden ormanı dinliyor, ve teneffüs ediyordu. Üç aydanberi mutlak bir perhiz içindeydi: Mağrur ve sadık, kendisini müstakbel eşine sakhyordu! Fakat bu ayrıhk ayı. onun metanetini azaltıyordu: Eski sefaheti ve avâreliği değil, fakat giderek hırs derecesine varan bir arzu, onu artık şıddetle kemırmeye başlamıştı. Halbuki onu eski hayatının çsmuruna tekrar ve artık bir daha kurtulamamak üzere yuvarlanmakyalnız bu cinsi oruç korumaktaydı! Eti o ana kadar. Selizete lâyık iffetini lekelemış değildi. Ve kendisini saran bu yeni, sadık ve perhizkâr hayati devam ettirmeye henüz kabiliyetli bulunuyordu. İşin bundan dtesi ise aıtık, ya.nız bahtına kalmıştı! XXVII Hiç şüphesiz «Büyük Göl» ihtilâiinin de bir «baş» ı vardı. Uzak ve unutulmuş bir hanedana mersub hükümdar kanından bir pıens. halk tarafından esrarengiz bir surette yeniden tutulmuş bulunuyordu. Onun ne adını, ne de mazisini bilen yoktu. Rivayete göre bir bâkire, onun czuhur» edeceği hakkmda bir kehanette bulunmuş, ve kızın bu tefe'ülu söyledifı zamanda tahakkuk bulunduğu etmışti: prens, büdiriien zamanda tan, ısrarla tutmakta ortada görünmüş, ve << bâkire s de, layın esrarı ise, hiç bir zaman anevvelce halka ilân edilmiş olan laşılamadı. işaret ve aiâmetlerinden onu tanıPirınç tarlalarile çevrili bulunan mıştı! köy, kaçmsya ve saklanmaya elOnun vücudü, asil ırk'.nın alâmet verişli olan sık bit ormanın kenalerile işaretliydi: Bu yüzden papaz rındaydı. Hongkop. daha ilk gülar onun huzurunda seedeye var rüitüde kaçmaya davrandı. Fakat mışlar, ve halk da onun emrile si orman yolunu tutan kalabalık ve uyanık Frans:z askerlerinin teşkil lâhlara sarılmıştı! Şımdi o başmda bir tacla ve pe ettiği iki aşılmaz hat, ay ışığında şüıde bir orduyla harbeciyor, ve kolayca görülüyordu. Hücum kıtalan, pirinç tarlaları kudreti inkâr olunmaz bir basirete arasında ilerliyorlar, ve patikalarda ve cesarete sahib bulunuyordu. Mütesssıb bendeleri ona Hong sıraya dizilmiş süngüler, bir Hind kemerinin murassa taşlan gibi pıkop kaplan adını vermişlerdi. Ve onların halka yaydıklarına gö rıldıyorlardı. Bütün firar yollan kesilmişti. re, «Kaplan» ın hangi hanedana mensub olduğu iieride, nihaî za Hongkop. anladığı akıbetine mecferin kazanılışından sonra, büyük buren boyun eğdi. Maiyetindekiler, onun emrile kömerasimîerle açıklanacaktı. Fakat bir eece. prens Hongkop, ye çıktılar, ve bu hükümdarlık facıası da bu suretle, itidal ve azaihanete uğradı. Bu olaym içyüzü .oldukça ka met içinde son perdesini kapatmış oldu. ranlıktır. Hükümdar, bahçesinin ortasma Zaten Asyah ruhu, hiç bir zaman esrannın yarıdan fazlasını ifşa et oturdu, ve ateşe verilmiş bulunan kotnşu meskenler alevler içinde mez. Bu ihanete sebeb intikam mıyd:. yanaıken, hayatına göz yaşı dökihtiras mıydı, kıskançiık mıydı? türmeden, sessizce nihayet verecek Ycksa ortada, barbar Avıupalınıa olan zehirli çayı gülümseye gülümanlıyabilmesi imkânsız başka ve seye içti! meçhul sebebler mi vardı? Bir gün O ölünce. hiç biri'i onu taklid etumumî kararşâha, beylik fakat düz medi: Zıra pren^Ierle mü?avi şegün fransızcâyla yazılmıs imzasız kilHe davrarmak onlprın haddi riebir ihbar mektubu geldi. Bun'in ü ğüdi! Bunun içindir ki onUr, ölüzerine merkezden alilscels iki kıta r.un etafında düşmanın kendileriasker gönderiidi, ve prens, mektub nı öldürmesüıi bekledıler. da bildirilen köyde. yanmia küçuk Hli sskiz n6?m( ve iki rocuktuI bir muhaioz kuvvetüe kısürıldı. Ojlar! Paris, âsilerin öldürüimelermi emretmişti, ve bu emir derhal infaz olundu! Köy bir yangın yerinden ibaret kaldığı için onlan pirinç tarlalan arasına götürdüler. Biçareler, iki sıra halinde dizilerek kendiliklerinden toprağa diz çöktüler. Tarlayı basmış bulunan sular. onların diz kapaklarına kadar çıkmaktaydı. İçlerinden bazılan, çamurdan korunmak için, yerli bügiçlerin giydikîerisiyah esvablarının eteklerini birer parça kaldırdılar. Cellâd geldi. Tıpkı mahkumlar gibi Annam'lı bir Çinli olan bu adamın cilâlanmışçasına parlıyan ufak, ince ve köse çehresi bir genc kız yüzüne benziyordu. O, kelîeleri kolayca biçen geniş, keskin kılıa eline aldığı zaman, ötekiier ince boyunlannı tevekkülle iğmiş bulunuyorlardı. Yanen köyün alevleri bu müthiş sahneyi aydınlatıyor ve üzerinde biçimsiz, garib gölgeler oynaşan ıslak otlan kızıla bürüyordu. Sararmıs çehreli muzaffer zabitler, kurbanların yüzlerine lâkayd ve müstehzî güzlerle bakiyorlardı Bir baş düştü. İki... Krrk... Cellâd. kör'.eşen kıhcını bilemek Gişelerimizden tafsilât içm durcu: Krrk birınci âsi, onun ysptîğı irs masum bir tecessüsle bakıyordu. « Emniyet' teşkilâtım çok yakından alâkadar eden hususlar etrafındaki tetkiklerimiz devam etmektedir. Yeni polis teşkilât kanunu tasansı bilindiği gibi alâkalı komisyonlarca hazırlanmıştır. Tasan mayısın ilk haftasmda Büyük Millet Meclisine sunulmuş olacaktır. îstihdaf olunan gaye, polisın kendi kademelerinde rütbe almaksızın terfihini sağlamak esasıdır. Yeni polis teşkilât kanunu bu bakımlardan bir çok yenilikleri ihFrengiyi bulmak için köylere kativa etmektedir.» dar gitmek, araştırmalar. kan muEmniyet Genel Müdürü bu ak ayeneleri yapmak lâzımdır. Bütçemize tahsisatımızı koyduk, progra j şam Ankaraya dönecektir. mımızı arzettik. Fakat imkân olmadığından elimiz kolumuz bağlı seyiroi kaldık» Ekrem Hayri Üstündaş. muhtelif bakanlıklara ve dairelere bağlı hastanelerin tevhidi yolunda tetkıklcre Lira ikramiyeli geçildiğini anlatırken: «Başka teşekküllere aid bazı hastaneler vardır ki. meselâ bin yataktan 750 si 15 H A Z İ R A N boştur. Bunlar tam teşekküllüdür. K E Ş İ D E S İ N E 30 doktoru vardır. Diğer taraftan 250 yataklı hastaneler 4 doktorla iştirak için idare edilir. Bir yatakta bir kaç hasta yatar.. Ankara Nümune hasti.r.esi bunun acı bir misalini teşkil eder. Fakat bu sebeblerden dolayı hastane heyeti sıhhiyesini itham etaçtırmanızı önemle tavsiye mek aklımızdan peçmez> dedi. ederiz. 16.500 HEMEN BİR HESAB alabilirsiniz Kalkütada kolera Kalküta, 25 (a.a.) (United Press): Kalkütada kolera ve çiçek salglnı hüküm sürmektedir. Son iki hafta zarfuıda 533 ölüm vakası tesbit edilmiştir. (Arkası var) Yenipostane Cad. No. 47
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear