26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
20 Arahk 1951 CUMHUKtYET f\ Kayıb saray eşyası hakkmda venî iddialar lann mesullerinin kat"î olarak bilinmediğini söyledi. Bundan sonra Ziya Termen (Kastamonu), söz alarak komisyon ıaporunu müflis bir berberin dükkâıundaki eşyalarının bir defterde sıralamşına benzeterek 600 sene hüküraran olmuş bir imparatorluktan bugüne ne kaldı, bunun bilinmediğini, komisyonun maalesef kınlan rakı kadehleri, kaybolan çatal bıçaktan başka malumat vermediğini anlatü. Türk eserlerinde olsun, Garb eserlerinde olsun Osmanlı saraylarındaki eşyalardan etrafh bir şekilde bahsedildiğine işaret ederek saraylardaki eşyalardan kıymetlerinin bazı kimseler tarafından alındığını belirtirken Avni Doğan ayağa kalkarak: «Kimi kasdediyorsunuz?» diye bağırdı. Hatib sözlerine devamla, saraylardaki sirkatin Cumhuriyetin kurulmasile başladığını, Atatürke hürmet eden İkinci Büyük Millet Meclisinin herşeyde olduğu gibi, bu meselede de salâhiyeti ona bıraktığıru, Atatürkün bu işleri tedvir hususunda bir hevet kurmadığı içindir ki bugün bövle bir mesele ile karşılaşıldığını belirtti. 2300 altın ve gümüş çatal kaşık çahndıgım, defterlerde bir kayda rastlanmadıgını, bu ve diğer eşyalan ealanlann üstlerine yaranmak düşüncesini taşıyan kimseler olduğunu, •0 gün içinde bu nadide eşyalann * hangi evde, hangi konsolun gözünde bulunabileceğjni söyliyeceğini anlattL Ziya Termen, Atatürkün bir öğTetmen hanıma Abdülhamidin tuğrasını taşıyan bir kutu içinde mürevherat hediye ettiğini inandığı bir kimseden duyduğunu söyledi Bugün devlet malını suiistimal edenlerin mahkemelerde süründüğünü, neden bu kadar kıymetli eşyalan alanların mahkemeye verilmediklerini sordu. Topkapı Sarayında bulunan Şah İsmailin taht taşlannın bile çalındığını ve bunların yerine Beyoğlu kuyumculanndan alınan adi taşlarm konulduğunu söylerken salonda miithiş bir gürültü oldu. Baştaraiı 1 tnci sahifede Bastarafı I inci tahlfede • kan Celâl Yardımcı teskine çahşfa. da Yargıtay C. Başsavası Kâzıra Hatib: «Ben bunu bu manada söylemedim» diye tasrih etti ve sözüne devamla: «Atatürke çatacak insan olmadığını, ve böyle bir şey de söylemediğini, kendisine nasihat veren Avni Doğanın Atatürk ölünce, yerine İsmet İnönü geçti diye Ankaraya koştuSunu anlabrken gene salonda uğultu halinde rültüler oldu ve bu sözleri sıra kapaklarile karşılandı. Hukukçölar arasında dedikoda ve alâka uyandıran mönakaşa Bastarfaı 1 Inei sahifede letlerle münasebetlerimize de 1esı meseleler karşısında dış siyase raasla, Suriye ile dostane münasetimizi izah etmek istediğini söyli betlrin idamesine çalışılacağıaı, Iranın İngiltere ile ihtilâfının yakm yerek sözlerine başladı: Fransa, Amerika ve İngilterenin zamanda halli temenni edildigini silâhlann kontroluna ve tahdidine ifade etmiştir. Bakan, Sovyet Rusya ile münadair teklifi hükumetimiz namına desteklediğini ve Birleşmis Milİ3t sebetlerimiz üzerinde fazla •Jurler bağhlığuu teyid ettiğini bilü mıyarak, Rusya tarafından bize kar Kürsüyü terketmeğe davet ren Bakan, Atlantik Paküna alın şı girişilen sinir harbinin, millît Başkan, Ziya Termenin sözlerin: mamız iç.in aza devletlerce eereken olarak an'anevî sinir kuvvetimizi keserek, kürsüyü terketmesini b'lmuamelelerin yapılmakta olduğunu bir kat daha arttırdığını belirtmıjdirdi ve oturuma 10 dakika ara belirtmis ve sözlerine şöyle devam tir. verdi. etmiştir: Bulgaristanın kötü niyetlerinde Oturum açılınca Ahmed Başınü« Pakta, diğer aza devletlere temas eden Fuad Köprülü, son yük, bu meselede Meclis soruştu* nisbetle ejid jartlar altında girmi I defa hududun kapatılması hâdise rulmasıru istedi. Kâmil Gündeş (D, yeceğimiz yolunda bir aralık orta sine de temas etmiştir. P.) de aynı tezi müdafaa etti. Dostluk siyasetiniu semereleri ya çıkan veya çakınlan dedikod tiar Bundan sonra, Bakan, garb de veya endişeler, vakalann vuzuhu Kâmil Boran (C. H. P.), geçen karşısında çok şükür bertaraf ol mokrasilerile münas«bet)«rtmizd« sene Edimburg Dükünün gelmes) muş bulunuyor. Şimdi karşımızda, elde edilen güzel semerelerden bamünasebetile Dolmabahçeden 016 Pakta girdiğimiz zaman TürkiyenJı hisle, batı Almanya ile münasebetparça eşyanm Yalovaya götürüldüpakt içindeki askerî tertibat öakı lerimizin inkişaf ettiğini, bilhassa ğünü, 43 ünün kırıldığını kayıdlarmuıdan nasıl bir yer alacağı mese ticari bakımdan süratlenmek yoludan okudu. Bu kadar zayiatm tir lesi kalmıçtır. Henüz muallâkta na girmiş bulunduğunu söylemiş, senede olduğunu hatırlattı. bulunan bu mese'e hakkında, mü Fransa, ingiltere ve Amerika ile Saraylarda ve köşklerde Meclis saadenizle şimdilik yalnız çunu münasebetlerimizin sıkılığmı, anlaidareci üyelerinin yaptıklanru söysöylemekle iktifa edeceğim: Her yıslılığını ve ahengini belirtmis ve lerken Kâmil Gündeş isim tasrih bakımdan millî menfaatlerimiz, At Amerikan yardımı hakkında şunları etmesini istedi. Kâmil Boran, Günlantik Paktı teşkilâturn müşterek kaydetmiştir: deşin Dolmabahçede yattığını bilmenfaatieri ve cografî ve askerî dirince, Gündeş: «Şereflere hürmet « Amerikadan alman askerî ve icabatile tamamen muvafık bulunet, eğer Dolmabahçede bir gün, bir duğu cihetle, mantıkan memnuni iküsadî yardım yekunu (bütçenin saat yattım ise şerefsizim. Aksini yet verid bir neticeye vanlması kabulünden sonra) 487,5 milyon ispat edersen milletvekilHğinden isdolara baliğ olmuştur. Bu yekuna pek tabiidir.» tifa ederün» diye bağırdı. 1951 52 devresinin müteakıb kıs Washington'daki Atlantik Paktı mı için verilmesi mukarrer 25 milBoran: «İşittiğini» tasrih edince askeri komitesile ,daha şimdiden gene gürültüler oldu ve bu gürülhazırlık temaslan yapmak üzere Atüler Kâmil Boranın kürsüden aymiral Aziz Ulusanın Washington"a rılmasına kadar devam etti. gönderildiğini söyleyen Bakan: Diğer bazı milletvekilleri de bu « Bu temaslar kâfi derecede mevzuda görüşlerini belirttiler. Kosüratle inkişaf eder ve kuvvoüe misyon sözcüsü ileri sürülen mütatahmin ettiğimiz gibi, Atlantik Pak lealan cevablandırdı ve bu arada tına iltihakunız hakkındaki hukukî vazife icabı Kâmil Boranın da ken • Pnstnrnti 7 ir"» snhHeıie formaliteler de o zamana kadar tadilerile birlikte Dolmabahçe Saramamlanırsa, önümüzdeki şubat a tarafından tehlikeli bir kelime oyında yattığını söyledi. ymda biıim de ijtirakimizle Liz larak kullanıldığına işaret ederek Başkanlığa verilen kifayeti tr>übon'da vuku bulacak olan Atlanıık şunlan söylemiştir: zakere takriri kabul edildiğinden « Satışlanmız hali hazırdaki Pakb konseyi toplanhsında bu meönergeler okundu. sele de ele ahnabilecektir. Her hâlü tempo ile devam ettiği takdirde, Söz alan Refik Şevket İnce mtkârda bizim muvafakatüniz olmn önümüzdeki altı ay zariında fabriselenin ehemmiyetine binaen \lecdan bize dair herhangi bir karar kayı kapatmaktan başka yapabilelis tahkikatı açılsın mı, açılmasın ittihaa bahis mevzuu olam"aca cek bir şey yoktur.» mı? Bu mevzuda da görüşmeler olğını bir defa daha tekrara lüzum Mr. Steve Diehl, fabrikarun amasını faydab buldu. Şahsî kanayoktur sanırım.» demiştir. yakta durabilmesi için fiatlann deRemzi Oğuz Ank: «Kendinize atine gelince, Meclis tahkikatı açılOrtadoçu komutanbğı ğil, satışının arttınlması lâzım gelgelin! Türk müzelerinde böyle bir maması ve komisyonun gene vazişey asla yapılmaz» diye bağırdı. Köprülü müşterek emniyet mev diğini de hatırlatarak demiştir ki: İzmir 19 (Hususî) Ayın on fesine devam etmesi olduğunu söy« Fabrika bugün normal kaHatib saraylann bakımsızlığmdcn ledi. ikisinde cesedleri Işıklar köyü d zuunda Ortadoeu komutanhğı rrebahsederek tahkikat açılmasını da varında bulunan Sacide Dıkmen selesme de temas ederek, bu mü pasitesinin üçte biri nisbetinde Hâmid Şevket İnce de bu tezi istedi. dafaa plânının maksadım (öyle anıpul imal etmekte ve imal ettiği müdafaa etti. Mazinin karıştırılma yıldızı ile Gaziemir Hava Teknik izah etmiştir: bu miktann da takriben yansmı okulu radar öğretmeni Yüzbaşı Millî Eğitim Bakanı müdahale sından bir fayda elde edilemiyece« Maksad, maddî ve manevî e satabilmektedir. 1952 senesi için ediyor tahmin edilen zarar miktan 330 bin ğini, Başbakanın dahi Mecliste sa Turhan Yeşiladanın intıhar ettikleri Bu sırada Millî Eğitim Bakanı rahatle «Devri sabık yaratmıyaca neticesine vanlmış ve bu hususta hemmıvetine rağmen dışarıdan ge liradır. lecek bir taarruza karsı maaiesef üzerlerinde bir mektub da bulunTevfık İleri söz aldı ve ezcümle <le ğız» dediğini hatırlatb. Vakit * Fabrikarun yaşayabilmesi için muş ohnaşına rağnıen hâdısenin bir açık bulunan Ortadoğunun, böyle muhtac olduğu himaye, fiatlanndi ki: «Ziya Termen arkadaşımız ciktiği için oturuma son verildl. bir tecavüze karsı müdafaası için cinayet eseri olduğuna dair halk Müzeler hakkında korkunc bir 'ddan ziyayde satışlaruun arttınlması arasında bazı şayialar dolaşmakta plânlar yapılması, Ortadoğu devlet ile kabildir. diada bulundu. Bu, bugüne kadar lerinin böyle bir müdafaa için asdır. Yüzbaşmın, içinde mühim şahduymadığımız bir iddiadır. Şah İsDışandan memlekete çok mikkerî bakımdan ih f "?"'^nı te^Hıt sî evrakl bulunan çantanın ortadan mailin tahtındaki taşlardan bir sısve imkân nisbetinde temin olun tarda ampul geldikçe ve «Yerli yok olması, bir de tabancanın her masıdır. mının çalmarak yerine Beyoğlu Malı» kelimesi kötüyü ifade eden. iki cesed arasında bulunmuş olması kuyumcularından alınan taşların bir kelime olarak kullamlmakta Komutanlığa iştiraki arzu edi'en devam ettikçe istihsalimizi arttır Baftaraii 1 ind sahifede bu şayialara mesned teşkil etmekkonulduğunu söylediler. Bugüne kadar çok şeyler duyduk ama, Tiil lann konuşulacağı yerin Basın, Ya. tedir. Turhan Yeşiladanı» sevgılisile devletler, bittabi, bütün Ortadıju mamıza imkân yoktur. Halbuki biletin şan ve şerefini teşkil edan yın bütçesi olmadığını söylemiştir. beraber otomobile binerken çanta devletleri ve bu bölgenin müdafa zim burada yapmakta oldugumuz bu tarihî eşyalarda bir suiistimal Bütçe Komlsyonu sözcüsü Emin sını taşıdığı ve hâdise mahalline ] asile ilgili dıger devletlerdir. Bua ampvller kalite bakunından diğer yapıldığını duymadık. Türk efkân Kalafat ise, gazetelerle hükumet de çantasile beraber gittiği, çanta lar, arzu ettikleri takdirde ve ga her hangi ithal edilmiş rakiblerinj yet tabiî olarak, icabında teferrua den hiç aşağı değildir. umumiyesi önünde arkadaşımdan arasındaki münasebeti bu Genel nın kaybolduğu muhakkaktır. tmı taraflarla müzakere ve münarica ediyorum, kıl kadar bir delil MUdürlüğün sağlaman dolayısile, Bugünkü istihsalle ise bu fabriFakat çantanın oradan geçenler kaşa ettıkten sonra eşit durumda oversinler. Bunu tahkik edeceğim bu konunun müzakere edileceğini ka yaşayamaz. Fabrikayı kurmak den biri tarafından cesedlerin ya larak komutanlığa gireceklerdir. ve neticeyi size bildireeeğim.» için 3,484,000 lira sarfettik. Persone belirtmis, bunun üzerine resml ilân nından alınmış olması ihtimali de Ortadoğu Komutanhğı hükm'"nü lin yetiştirilmesi için de 245,000 lar meselesi görüşülmüftür.. (C. H. P.) nin fikri vardır.. ortaya atan dört devlet arasında lira harcadık.» Bakanm alkışlarla karşılanan bu Sonra, Sacide Dikmenvıldızının da henüz herhanei bir t^hh'id aSöz alanlardan Trabzon milletGeneral Elektrik müdürü, bun6Özlerinden sonra C. H. P. Grup vekili Cemal Reşid Eyüboğlu, Ana evvelâ ölmüş olduğu, Yüzbaşının lınmış, herhangi bir plân tesbit dan sonra memlekete giren ambaşkan vekillerinden Avni Doğan dolu Ajansının iyi çalişmadığını, ceketini ayaklanna örtmesıle sa edılmış değıldir. pullerden çoğunun Demir Perde da söz aldı. Komisyon raporunda âdeta Demokrat Parti orgam olarak bittir. Yüzbsşı sağ şakağmdan yaraMısırın durumu gerisindeki memleketlerden geHibahsediîen hususlara işaret ederek lanmış olduğuna göre tabanca sağ faaliyet gösterdiğini belirtti. Bu mesele hakkında evvelâ Mısır ğine işaret etmiş, ithalâtın tahdid herhangi bir kimse hakkında «mesBundan sonra söz alan Sinob tarafında bulunsaydı vaziyette hıg hi.kumetine tevdi edılen taslak l.a edilmesi lüzumunu belirterek deuldür» denilmediğini hatırlattı. Fabir fevkalâdelik görülmiyecekti. miştir ki: kat Meclisin böyle bir meselede sa milletvekili Server Somuncnoğlu Halbuki tabancanın sol tarafında zı teferruatı ihtiva ediyordu. Maalesef, malumunuz olan şekilde Mısır « Biz bu fabrikayı kurarken Samed Ağaoğluna Ş sualleri sorU kit kalamıvacağını, mpmleketin alve iki cesed arasında bulunmuş ol hükumeti müzakereye yanajmak hükumet bir himayeye taraftar onı açık evlâdı olarak bu meselenin muştur: ması da dikkate değer bir durum şövle dursun herhanşi bir mütem labileceğini ifade etmişti. Fakat iyice tahkik edilmesini istedi ve 1 Kâğıd buhranı, dünya ikti sayılmaktadır. İşte bu iki mühim mim izahat istemeğe bile lüzum bugüne kadar hiç bir himaye görD. P. ekseriyetinin alacağı karara sadiyatında şiddetle artıyor. Hünoktaya istinad eden şayialar da görmeden derhal red cevabı verdi. müj değiliz. Hükumet memlekeiştirak edeceklerini bildirdi. Avni kumet Türk basmını müşkül duMısırın bu fevrî hareketi yapar tin ihtiyacı olan ampullerin memDoğan Ziya Termenin sözlerini ele rumda bırakmamak için tedbir al ha ileri gitmekte ve Yzb. Turhan Yeşiladanın 2 sene evvel bir ko ken, çok dostane ve samimî bir leket dahilinde imalini sağladığı aîarak İkinci Büyük Millet Meclisi mış mıdır? münistlik meselesinden tekaüde mahiyette olan hattı hareketimizi takdirde, senede 1 milyon liralık için çok ağır kelimeler sarfettiğini, 2 Meclis ve komisyon müza sevkedilmesine sebeb olduğu bir de vanlış tefsir ettiğini teessüfle döviz kazanacaktır.» o Meclisin inkılâhlan kuran namıısGeneral Elektrik müdürü Mrkereleri radyoya hangi yollardan şahsm cesedlerin bulunm^sına ta. kaydetrrek isterim. Son zamanlarlu bir Meclis olduğunu söyledi. kaddüm eden günlerde İzmirde ga da bu men'ekette gayri"iesul bızı Steve, muhtelif memleketlerde kusızmaktadır? unsurların bize karşı gösterdikleri rulan fabrikalara yapılan yardımAtatürkün bir öğretmen hanıma Samed Ağaoğlu, radyonun tekâ yet lüks bir otomobilde görüldüğü kutu dolusu mücevherat hed'ye mül etmekte olduğunu ve daha da ve Sacide ile Yüzbaşının bu şnhıs çirkin taşkınlıklar memleketimızdî lan anlatmış ve sözlerini şöyle bi1 hakh bir teessür ve infial uyanda tirmiçtir: ettiğini hakikî delillerile ispat edeedeceğini belirtrr.iş, şayed radyoda tarafından öldürülmüş veya öldür dı. Bu taşkınhkls'a ^areı Mısır h'i1 c Endişemi», fabrikayı kapatmiyen bir kimsenin rr>kbu sayılşıtahrikkâr ve hakikat hıîâfma ya tülmüş olabileceği sovlenm°ktedir. kumetinin hass?siyet göstermif oî makla yilnız sermayemizi değil, mıyacağını kaydetti. Şah İsmailin Eğer bu şayialar doğru ise yeni yın yapılması isteniyorsa, bu asla masını beklerdik. aynı zamanda ampul işinde olguntahtı hakkında Millî Eğitim Bakayapılmasmı ve varid olmıyacaktır. Hüsnü niyetle baştan tahkikat Bu naho» vazıvetin biran evvel laşmış tecrübeli elemanlarımızı da nının müdahalesine minnetle teşakhattâ cesedlerin mezardan çıkarılahareket edenlere devlet radyosu nihayet bulması ümidini izhar tt kaybetmektir. kür ettiğini söyledi. daima açıktır. Radyoda Demokrat rak tekrar otopsiye tâbi tutulma tikten sonra Ortadoğu komutanbğı Yerli Malı ampul, seri bir himaŞiddetli gürültüler Partinin öteki partilerden hiç bir ını beklemek lâzımdır. ye ve yardım beklemektedir.» mevzuuna avdet edeyim: Ziya Termen bir daha söz •uâ.ı: zaman adı daha fazla geçmemişOrtadoğunun emniyeti bizim. ce«Ben Şah ismailin tahtma aid tastir. İlân meselesine gelince, bu sa^ub cenahımızın emniyeti demcklar çalınmıştır. Yerine başkaıan tir. Bilmukabele bizim emniyetimi/ konmuştur, demedim. Belki de bu lâhiyeti, hükumete kanun bahşe Baaıarafı 1 ın<*< sahıterie Ortadoğunun emniyetini çok bütaşlar değiştirilmiştir, dedim.» rie diyor. Kanunun bahşettıği bir salâhiyeti kullanırken hata yapan yük nisbette sağlamaktadır. Bundan bulması dolayısile Tırhan vapuru yince gerek C. H. P. ve gerek D. saatinde İstanbula gelebilmiş. ve BastarnH 1 inci sahifede P sıralannda şiddetîi gürültüler bir hükumet, cezasını iktidardan devletlerdir. Aleyhte rey verenler dolayıdır ki menfaatlerimiz müşte Necat da dün saat 9 da, bir gün rek bulunan Ortadosu devle*Urile düşmekle öder. Radyoya Meclis (Lâfını değiştirme, belki demedin) Rusya ile peykleri olmuştur. günün birinde Ortadoğu komutan gecikme ile, İnebolu postasjndan diye bağıranlar oldu. Termen «Bu müzakerlerini Basın, Yayın Umum Batılıların teklifi yeni bir komis hğı meselesini görüsebilecek du limanımıza dönmüştür. Müdürlüğünün iki muhabiri biltaşların hakikî olduğunu bir eksyonun kurulmasını kararlaştırmak rumlar hasıl olmasını umum! rrenAyrıca, şehrimiz hava alanından per heyete tetkik ettirelim» derken dirmekte ve biz de gözden geçir tadır. Bu komisyon atom dahil bümekteyiz. Komisyon müzakerele tün silâhlann azaltılması meselesi faatler bakımından da temenni ey İzmir seferi haric olmak üzere gene gürültüler oldu: «İlkönce sen leriz. hiç bir istikamete uçak hareket hakikî olmadıklarını ispat et, sö rini ise, ben ve Maliye Bakanı ni inceliyecektir. Rus delegelerinın Atlantik Paktına girmek üzsre etmemiştir. zünü geri al» diye bağıranlan baş! verdik.> ortayay attıklan müteaddid tadil Yeşilköy Meteoroloji istasyonuteklifleri ekseriyet tarafından red bulunduğumuz ju sıralarda, bizim, cografî durumumuz itibarile, Orta nun hava tahmin raporuna göre, dedilmiştir. doğu komutanlığı meselesile Atlan bugün şehrimizde hava bulutlu ve tik Paktına girmemiz ve tedafüî muhtemelen yağışlı geçecektir. teşkilâtta alacağımız mevki mesele Rüzgârlar kuzey batıdan ve kusi arasında herhangi bir rabıta mev zeyden zaman îaman kuvvetle Kadın hastalıklan ve doğum cud bulunduğunu düşünenler oldu. esecek, hava soğukluğunu muhaameliyatlan mütehassısı Halbuki bu iki mesele, yekdiğernfaza edecektir. Fatüv tramvay durağı karşısı den tamamen ayndır. Bir tarafta Denizlerimizdeki fcrtına bir kaç ^ • * 1 24166 : ahdî esaslara istineden teşekkül etmiş bir tedafüi tertib vardır: Atlan gün daha devam edecek ve hava KAYIB DİPLOMA tik paktı. Diğer tarafta ise, «adeee bir müddet istikrar bulmıyacaktır. Ankara Ünıvereitesi Rektorlüğünden: üzerinde iîlenilecek henüz ahdî teÜniverıitemiz Zıraat Fakultesinden 1941 yılında m«un olan 1075 Seref melleri kurulmamif bir fikir, bir İnankur diplommsını kaybetmiştir. Ye. tasavvur vardır: Ortadoğu komunisl verileceğinden eskUinin huküm tanlığı. Bunlarm yekdiğerile irtibatsüzlügü ilân olunur. (19767) landınlması bittabi herşeyden p.vvtl Bastarafı 1 inci «ahtfede mantıkan mümktin değildir. AtlanDOKTOR tik Paktına girmemizin Ortadoğu üniformanın ne gayeıi ve ne de komutanlığmın tahakkuk etmecile jerefi il« mütenasib işlerde kullahiç bir alâkası yoktur. Bizim için rulmadıklannı söylemiş ve t»zlerini İç Hastalıklan Mfitehassısı evvelâ Atlantik Paktına girerek o ısrarla müdafaa etmişlerdir. Atatürk Bulvan, Aksaray nun çerçevesi içinde diğer aza devNihayet, Süreyya Endik, her iki postanesi karşuı Uludağ Apt. letler gibi, aynı hak ve vecibeter tarafın zıd mütalealarıru birleşti |Telefoc: 20232 ^ H H le yer alacağız, ondan sonra da, ren yeni bir teklif ortaya »tmış, aynı pakt üyesi olup da Ortadoğu subayların sivil kimselerden daha komutanlığınm kurulması lüzu ror fartlar altınd» çalıgttklaruu bemunda mutabık bulunan Birleştk lirttikten sonra, yalnız şehir dışınEn lyl Amerika, İngilter» ve Franıa ile d« vaz.fe almıs eubaylara (tıni r eıi Arkadaşımız Burhan Feleğin rivasetinde toplanan Zeki Faik İzer ALMAN birlikte, bu komutanhk ijile ayııca anlammda dejil, erduda karşılıktı ve Vedad Nedim Torden muteşekkil Türk Yunan muhteıt komısyonu, Blslkletinîn meşgul olaceğız.» yardım anlammda olmak üzere) er Taksimde Fransız konsoloshanesı salonlannda tertib edılen Yunan fotahıiııni, »ehirltrdeki subaylara ise, Dış münasebetlerimiz tografları sergisinde seçilen en güzel alü fotografa mükâfat venaistir. J markasıdır. Eesimde, komisyon sergiyi gezerkea görülmekteda, , Fuad Köprülü, Oıtadoğudaki dev [ hayat jartlan nonnal Berker taraftndan «Sigorta mukaveiesinde zaman aşımının tahdidi meselesi» ele alınarak, zaman aşımı süresinin, sigorta mukaveleleri ile değiştirilemiyeceğini ifade eden bir Yargıtay genel kurul karan tenkid edilmektedir. Aynı derginin 9 uncu sayısında Prof. Yavuz Abadanın bu tenkid yazısma karşılık olarak, «Akit serbestisi ve zaman aşımı» başlıkh sert ve imâh bir makalesi neîredilmiştir. Abadan, bu yazısmda Başsavcının, sigorta şirketinin tezini müdafaa lüzumunu duyduğunu, kanunda, yazılı zaman aşımı süresinin, sigorta mukaveleleri ile, istenildiği kadar kısaltılamıyacağını savunmaktadır. Yeni çıkan 11 inci sayıda ise, Kâzım Berkerin «Kısmî bir cevab ve bir tavzih» başlıkh yeni bir ma kalesi intişar etmiştir. Berker bu cevabmda kendi ifadesi ile Abadanın imâlı ve acayib bulduğu cümlelerini reddetmekte ve mezkur ma kaleyi yazmadan evvel Yaraıtay Birinci Başkam savın Fevzi Bozer ile görüşüp muvafakatini aldığını, maksadının ilmî ve kanunî bir gerçeğin meydana çıkması İçin esaslı bir tartışma yapılmasına hiztnet etmek olduğunu bildirmekte ve şöyle demketedlr: «Yazılannın almgan ve tarizkâr üslubuna ve müdafaaname şeklinde kaleme alınmış olmasına bakılırsa, sayın yazann davacuun avukatı olduğuna kolaylıkla hükmedilebilir. Nitekim böyle olduğu da yaptığım incelemeden anîaşılmıştır.» Yavuz Abadanın mezkur ithamlara ne eevab vereceği bilinmemekle beraber, ilmî bir derginin bu kabıl polemik yazılara yer vermesinin, mecmuanm taşıdığı hüviyetle ne derecsye kadar kabili telif olabileceği hususu, hukukçular arasında günün münakasa mevzuu olmakta devam etmektedir. Türkiyenin dış siyasefiıte dair Köprülünün demeci yon dolar dahil değildir. Profesör Kopriılü, italyanın Birlejmis Milletlere alınması lehinde reyimizi verdiğimizi, Yunanistanl» işbirlilimizin Atlantik Pakü içnde daha faal br durum alacağını, Yugoslavya ile münasebetlerimizin mkişafa müssii olduğunu, İspanya ila d« inkişai halinds olduğunu söylemiştir. Dış İşleri Bakanı, Kore durumuna temasla demiştir ki: Kore SUİhü <Or»da cereyan eden mütareke müzakcrelerinin neticeleri hususun da fazla ümidlere kapılmamak g«rektiği zannındayım. Mütarekenin akdine kat'i surette imkân yoktur demek istemiyorum. Eğer Birleşmis Milletliîr cephesi, harbe devamm kendileri için gittikçe daha zararlı olacağını komünistlere isp»t ed«bilecek şekilde savaşa devam e derse, mütsrekenin akdine imkân hâsıl olabilir. Fuad Köprülü, sözl«rini «S(r)* bitirmiştir: «Siyasetimüiı. millî menfaatlerlmize v« suth idtalimize olduğu k>> dar hür dünyanm umunnl a»«nf«atine ve Birl«««ni< Mil'.etler idea line en uygun bir siyajet eldu&un* Komünîstlerîn eîinde bulunan Türk esirleri Subaylar Üsteğmen Ali Dehbij, üstaJnjeB Garib Kaya, yüzbaşı Hssan Al»göz, yüzbaşı İlyas Malıcık, üstejmen İsmail Üyead, teğmea Keıiaı Ergun, GediV'iler Üstçavuş Ali Ö; n, basgecBkli Ali Üstan, başgedikli Zeki Yürükoflu. Çavuşlar Ahmed Yavuz, Anf Akıncı, Cemal Azman, Davud Acar, Halil Tutuk, Hamdi Yılmaz, Hamid Yüksel, Hasan Yıldınm, Hilmi Dajlar, Hüseyin Özdemir, Hüseyin Ozgür, İhsan Serim, İsa Kel, Jan Anrenukyan, Muharrem Cavaka, Mu*tafa Ates, Muzaffer Şenburğ, Nafi Güney, Mikon Karakua. Osman Şenrül, Refet İzmir, Said Karaok, Salih Altıntaş, Salim Akkuş, Şevki Dede, Tahsin San, Yusuf Demirözü. Onha$ıl«r Adil Oral, Ahtned Avcı, Ahmed Ünsal, Ali Beyfirei, Ali Kı'ino, Ali Özkaş, Durmu» Küçük, Durmuş Özalp. Fey» Gürgen, İrfan Demirhan, İsmai! Oknas, Kadri Üzühnez, Kâzım Öveç, Mehmed Badıriı, Mehmtd Kılıç, Mehmed Dur pm, Mustafa Aydm, Mustafa Derairel, MutUlib Ayber, Ömer Ulu, Sabri Kayt, Şair Banşlı, SHdık Kansırey, Süleyman Aksu, Veli Atasoy, Vtli Ünal. Krler Abdullah Erbaş, Abdullah Hezer, Abdyllah Kahraman, Abdullah Kc ferdiz, Abdullah Kurd, Adil PehMvtnh, Ahmed Akçataş^ Ahmed Akdaf, Ahmed General, Ahmed Ka raşahin, Ahmed Yassıtaş, Ahmed Yavuş, Ali Akay, Ali Aktan, AU Bilir, Ali Büyükkirişçi, Ali Engin, Ali Erbek, Ali Erol, Ali Ferah, Ali Gökmen, Ali İhsan Güvejn, Ali Kalaycı, Ali Mercimek, AU Otraaa Saraç, Ali Sraç, AU Ünal, Ab YıJdmm, Arif Gökç», Artin Satılı»»*, Aziz Çakır, Aıiı Öfanea, B«kir S«rt, Cavid K«s«blr, Omal Bala. Cemal Ozan, Dur Ali Atakoi, Durmuş Ak. Emin Durmuş, Emin Zoyarttli, Eyüb Kilino, Faik Kutlu, Faruk Pekerol, Fehmi Çrtik, FeÜıi Çakıcı, Fettah Yavaş, Hacı Saran, Hakkı Cağd*}, Halil Birkan, HaHl Gezer, HaHl Gürsoy, Halil Ibrahim Çınar, Halis Atik, Halid Canyurd, Hamdi Ökten, Hasan Çelik, Hasan Ulujay, Hasan Ünal, Hasan Üstün, Hasan Yaşar, Hasan Yılmaz, Haydar Karataş, Hilmi Adanalı, Hilmi Çevik, Rflıeyia Kalayeı, H0seyin Kaya, Hüseyin Korkut, Hüseyin Kulagil, Hüseyin Özalan, Hü seyin Utlu, İbrahim Altınek, tbrahim Bslcı (1928), İbr*him Balcı (4394). İbrahim Doğan. İbrahim Odacı, İbrahim Yava, İdris Soyal, İrfan Çil, İHan Dumlupınar, İsmail Aear, İsmail Bostancı, İsmail Demirdelen, İsrnail Erol, İsmail Gündüz, İsmail Zeytin, İsmet Gur Bastarafı I inci sanifede gur, Kadir Yılmaz, Kâmil Bozkurt, Kâzım Ün, Kerim Gucur, Gevri mak tadır. da cihan umumi efkân karsisında bir defa daha tekrarlamaktaa kendımi alamıyorum. Bektaş, Lutfi Mert, Mahir Cinaöz, Mahmud Demiray, Mahmud Şahin, Mahmud Sayılı, Mahmud Uçak. Ma'.ik Küçük, Mahmud Kuan, Mehmed Ali Demir, Mehmed AU Subay, Mehmed Başal, Mehmed Ba tu, Mehmed Cetkin, Mehmed Cevlik, Mehmed Filiz, Mehmed Göcer, Mehmed Gökdere, Mehmed Gümüş, Mehmed Kapıyoldaş, Mehmed Karasinan, Mehmed Karadoğan, Mehmed Karakaya, Mehmed Kurd, Meh med Oğuz, Mehmed Sezgin, Mehmed Ünal, Memduh Sel, Mevlud Kanad, Mihail Yılmaz, Mestan Atak, Müfid Delicioğlu, Mü'min Suy ıun, Mü'min Yurdseven, Murad Çaycı. Murad Yıldız, Mustafa Ak» taş, Mustafa Doğan, Mustafa Erer, Mustafa Özbalyoz, Mustafa, Sayıct, Mustafa Tuygar, Mustafa Velutaş, Mustafa Yılmaz, Nazım Gümüş, Ne cati Altıorlak, Niyazi Dilkor, Niyazi Kaya, Nureddin Oral, Nuri Arslan, Ömer Damar, Ömer Şahnaz, Öztürk Haydar, Ramazan Karakoça, Ramazan Yüksel, Receb Ateş, Receb Koç, Receb Kum, Ruhi Güler, Ruşen Samin, Şaban Pilici, Şaban Bodur, Şaban Kaytan, Salih Arslan, Satılmış Göneş, Sa« tılmış Kulpçu, Salâhaddin Çizgin,' Selim Polat, Şevki Aydın, Şevki Çelik, Şükrü Topal, Süleyman Irmak, Süleyman Şen, Süleyman Us« lu, Tahir Ekici, Talât Yıldız, Yusuf Dönmez, Yusuf İnan, Yakub Serdar. Liste ihtiyatla karşılanjnalıdiT Washington, 19 (a.a.) (United? Press): Beyaz Saray, komünistler tarafından tevdi ed:len esir listelerinin bedbinlikle karşılanmasını tavsiye etmektedir. Trumajı, basuı sekreteri vasıtasile, tetkik edilene kadar bu listelere ^ayriresmî va gayrisahih nazarile bakılması icab ettiğini söylemi^tir. Truman junlan da ilâvt etmiştir: cBu listeler doŞru mudur, yanlıj mıdır, hakikî midir, sahte midir, tamam veya noksan mıdır, işte hü« kumetimizin elinde şimdilik bun< lan kontrol edecek bir imkftn mev cud d»ğildir.» 3 üncü Kore kafüesi Izmire gelecek Ankara, 19 (a.a.) M S 3 . Tem» sil Bürorundan bildiriîmiştir: Evvelce 116 numaralı tebliğle IsHanbula geier.efi bildfrilmiş olan d»fiştirjlpı;'; 3 üncü Kore kafilesi 24 aralık 1951 de İzmire çıkanlac?ktır. Türk tuğftvı yeni bir taarruztı gçri attı Kore ceühesi, 19 (a a.) (Afp): 8 inei «rdu tarafndan yayınîanan tebüSd* bildirildiğlne göre. Py^ngyang'jn güneyinde sayısı b'ünm'ven düçman Vuvvetlert tarf'^dan ileri bir we"2İe yapîlsn ypl?l»ma taarruzu Türk cavaş bir:'Ş'>e m?rsub kuvvst'sr tara/ından geri püskürtülmüftür. Yerli ampul fabrikası kapanmak tehlikesi içinde Meclisfen inlıbalar let Meclisi hayatmda, yeni bir te« amülün kurulmasına vesıle oldu. Bu gibi demeçlerden sonra, görüşmeler açılıp açılmıyacağı tüzükte yazıh değildir. Tatbikat, daima müzakere açılması aleyhinde tecelli ederek, milletvekillerine söz verilmemiştir. Dış işleri Bakanının bugünkü lıahlanndan sonra, Faik Ahmed Barutçu evvelâ bir usul meselesini ortava attı. «Yüksek heyetiniz, güzel bir parlamento teamülü ile boşluğu doldurabilir. Dış politika mevzuunda, bilhassa mühim olaylar üzerinde grupumuzun noktai nazannı bu ves:le ile arzedelim» dedi. Hemen bütün Demokrat sıralardan tasvib sesleri yükseliyordu. Baabakan yardımcısı Samed Ağaoğlu kürsüye gelerek «eğer muhalefete görüşlerini bildirmek imkânını bahşedersfniz, hükumetiniz de men fi bir fikirde bulunmıyacaktar» dedi. Oturuma başkanlık eden Celâl Yardımcı «mümasil ahvaldeki içtihadlann müzakere açmamak» olduğunu belırtmekle beraber, muhalefet pörüsünün alınması cihetini oya koydu, ittifakla kabul «• dildi. Bu sırada Osman Bölükbafi söa aldı: «Esaslı bir tetkik yaptıktan sonra Meclis karşısında konuşmamız daha muvafık olur» diyerek mühlet istedi. Millet Partili mületvekilinin bu talebi hiç de musaid karşılanmadı Olaylann akışı karşısında bir partinin düşünceleri ve iktidarın dış politika tutumun* dair fikir'eri bulunmisı tabiî sayıldj; nitekim F3İk Ahmed Barutçu derhal kür^uye gelerek Cumhuriyet Halk Psrtısinin mülâhazalarını belirtti \>e Fuad Köprülü, «dikkat ve memnuniyetle dinlediği» bu beyanatı tejekkür ile karşıladı. Bakan, bu münasebetle, dış «iyaset meselelerinin Meeliste ve basında umumî bir münakaşa ve tenkid mevzuu olmasını hükumetin aneak memnunivetle karşılıyacağını ifade etti. Fakat, «tenkid ve ikaz ile, tahkir ve istihfafuı biroirlerinden ayrı şe"ler olduğunun bilinmesi icab eder» diyerek baa misaller verdi ve bir takım zevatın, «akb, iz'anı, basıretj ve idrakı sadece kendi inhisarlan altınra sandıklarından» şikâyet etti, hiç bir tahkike tâbi tutulmadan veyahud hususî maksadlarla ortaya atılan haberlere dayanarak yapılan tenkid lerden bahsetti Faik Ahmed Barutçu kısaca şöyle mukabelede bulundu: « Sayın Köprülünün sözlerini, konuşmama cevab olarak almıyorum ve mevzu ile ilgili bulmuyorum. Demokrasinin hoşa giden taraflan da, hoşa gitmiyen taraflan da çoktur. Hükumet adamj olarak tahammül edeceksin ve cevab vere ceksin, şöyle değildir, oöyledir, diyeceksin.» Bundan sonra başkan: tSöz Millet Partisinindir! ı dedi. Kürıüye gelen olmadı. Bölükbaşının salonda bulunmadığj "anlajıldı. Celâl Yardımcı «konuşmak istemiyorlar» diyerek önergeleri okuttu Yerinde hükumetin dürürt ve realigt siyasetinden dolayı tebrik edilerek (imza: Firuz Kesin), diğerinde ise C.HJ*. Meclis grupu adına ileri sürülen esaslar ve şartlar dahüind» hükumetin destekleneceği beyan edilerek (imza: Faik Ahmed Barutçu). Gündeme geçilme«i Uteniyordu. Bu sırada Sinan Tekelloğlu müstakillere de söz verilmesi için ısrarda bulundu. Başkan, Tekelioğlunun dileğini müzakere açılmasl mahiyetinde görerek söz vermedi. Umumî temayülün başkanm içtihadı lehinde olduğu leıildi, bu b«va içinde gündeme geçildi. Mekik Said ESEV İzmirdeki aşk faciası şekil ve mahiyet de^işfiriyor Basın Yayın ve Turizm bülçesi D»nya hını yapan 8 yaşındaki kız PanamcHkan u»»tj plste Tektrlekli merdiven üerleyip uçt}a dayandı. Inenlari ırerakla takib ediyordum. Devrillem sevahati yapmakta olan bu seyvahcığı benim kaHar alanda bulunanlar da heyeeanla «nyorlardj. Kapıdan ilk çıkan beş on büyük insandan sonra slyah paltolu, siyah saçlı, siyah çerçevesi olan göılüklü, siyah göılü, siyah kaşlı 89 yaşlannda simsiyah bir çocuk merdivenlerden tıpış tıpış inmeye başladı Tıpi hiç Amerikahyı anduTnıyordu, sonra üstelik erkekti. Uçaktan çıkan ilk ve son çocuk olduğu için yanma yaklaştım, lnffiliıce, düny» turuna çıkan çocuğun kendisi ol'jp olmadığnı sordum. Gayet serin kanhlık la yarunda yürüven bir kadıra döndü, «beye cevab vpriniz» dedi. Kadın ve alandaki Paramerikan müdürü, küçük beyin Ali Hanın oğlu olduğunu söylediler Bu arada küçük seyyah hanjmın uçaktan inmediği haberi geldi. Ucağm hareketin* de az kaldığmden Han zadenin yanından aynho uçağa koetum. Pencere kenaruıda uyuklıyan kürük seyyahj evveli uyandırmaya kıyamadım. S^nra, motör gürültüsünden nasıl oısa uyanacak diye düşünerek omzuna dokundum ve «affedersiniz» kelimesine sığınarak fuallerımj sormaya başkdım. Ismi Elizabeth B*an imis «Bean» kelimesi ismi olmakla beraber seyyah bayanın küçüklüfünü ifade de ediyor. Hakikaten bakla tanesi jibi bir yavrcuk. Amerikanın Missouri eyaetindeki Kansas City şehrinde oturuyormuş. Ailesinin «fevkelâde bir tecrübe olurı fikri ile bu eeyahate muvaiakat ettiğini büyük adam tavrile söyledikten sonra aynı eda ile şöyle dsvam etti: a Evvelce de bir »eyahat yapnuş, Kansas Cıty'den ChiraçVya gidip gehniştim. Yalnız o seyahatim bunun kadar enteresan de*4di. Bu defa evimden çantaıru aldım çıktım. NewYorka geldim. Uçak biletierimi evvelce evırttı*un için meydanda bana onîar verdiler. Londraya uçtun. K^allsnn yajadıklan sarayı gomeyi çok isterdim. Ne yazık ki bu fırsatı bula» madım. Bura^an Hindijtana gideceğim. Yeni Delhi'de bir akrabam var. Bir kaç hafta kahp onlan ziyaret edeceğlm. Sonra yolunma devam edip Kalküta, Bankok, Hong Kong, Manila, Guam, Wake adası ve Honoluluva uğrıyacağım.» «Her halde mektebe devam ediyorsundur. Kaçıncı cınıftasın?» sualime, «Gayet tabit, Ü> okulun birinei sınîfmda'im» cavabım verdi«Gordugün seyleri unytmamak için not tutuyrr musun?» sualime «evet» diye mut'âbele ederken r«itaki çan'asını parmağı iie ijaret HükumeHmizin Rus notasına cevabı Rtttttarafı I inet sahifede * umumiyetle bütün hür dünynın emniyeti için mevcud olduğu fıkrindedir. Buna ksnsat getirmek içjn, bir ]j tarsftan, Sovyetler Birl;gi hü'âraetin'n hsrekâtj ile sistematik bir şekilde yaptiğı bsrıs propagandası faallyetleri arasında raevcjd aşıkâr twadı, diğer taraftan da bu hükumetin her nerede ve ne şeküda olursa olsun savunmamn teşkilâtlandırıimasına matuf tedbirler katşısmda gösterdiği asabiyeti müşahede etmek kâfidir. İfte bu tehlikeyi önlemek içindir ki hür dünva memleketleri, maal» eıef, ağır fedakârlıklar pahasuıa, umumî emniyet çerçevesi içinde kerdi emniyetlerini sağl?mak için gerekli tedbirleri, münfer'^en ve mü'terpken, almak zorunda kaî» m:şl?rdır. Rusy?. pr"<oa?anda maksadlan i!e hareket ediyor Ksasen, bu memleketlerin baı:ş« spver dış siyaseti ile bizzat Atlantik Paktmın ve dörtlü beyanatın hükümleri, Eovyet hükumetdnin bunlara te;avüzî bir mahiyet at 1 fetmekteki ısrarının ancak apaçık * pronssîanda maksadlanndan ileri gediğini, aşikâr şekilde gcstermektedir. Cumhuriyet hükumeti. Ortadoğu merrJpketlerir.in, her tarlü haricî tartikten masun olarak, her sahsd* müstskil ve hükümran mü"et'«r halinde ilerlemelerinden başka bir şey temenni etmediğini bilh:ssa belirtmek ister. Cumhuriyet hükumeti bütün bu müşterek savunma tedbirlerinin hiç bir tecavüzî gayesi olmadığını ve münhasıran her türlü tecavüze tesaddî cesaretini kırmak suretıie banşın idamesi gayesini güttüğünü bir kere daha belirtmeyi faydalı sayar.» Batılıların si'^hsızlanmaya dair plânları Fırfına devam ediyor Mükâfat alan Yunan fofografları l 0 Dr, Halil Onultan *> Emir erlerine dair kanun teklifleri Diyanet İşleri Başkam, dinî kıyafetle gezecek Ankara, 19 (Anka) İç İşleri Bakanlığmca yapılan bir teklif üzerine, Bakanlar Kurulu, Diyanet İşleri Başkam Eyüb Sabri Hayırlıoğiunun raâbedler dışında da ruhanî e'bise giyebilmesine karar i'crm'ftir. etti, anot defterimi şimdi çantama koydum» dedi. Çantaya baktım, boyu kadar vardı. Kısa mülâkatımızı bitirip uça^ terkederken «çok gezen mi, çok a* kuyan mı bilir?» sözünü hatırlad^ v» kendi kaMlme «şu permak k » dar çocuk brîki de teyahetınd^ do.ıunce nice okumusları cebindea çıkaraeak» dedim. NAİLİ ÇOLPAN Batan geminin miirettebatı bugün geliyor Hayfa limanı açıklarında batan Gücumerman şilepi mürettebatı bugün saat 13 de Devlet Havayollarının Ege uç»tı ile fehrimize gelecektir. hiç bir yajdıro verilmemesiai Ut* miştir. Millî Savunma B?kanı da bu teklife iştirak etmiş ve tekLf,n formüle edilmesi için oturum tllik edilmigtir. |PANTHERj N. Yi&t
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear