17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHTJRIYET !lk Meclisi Mebusan Reisı 9 Subat 1950 röportajlar: AUMET RIZA HATIRALARI, 15 İstanbulun tahliyesi hazırlıkları ve ileri sürülen itirazlar ... Dün sabah trende Salih ve Rıza Paşalarla birlikte ind k. Onlar düşman Çanakkaleden kolay geçemez, fazla telâş ediliyor, ahali korkutuluyor, dediler. O gün saat ikide Mecid Efend; Kazretlerıle görüştüm, buyurdular ki, «Evet bazı hazırlıklar oluyormuş işittim, dün Enver Paşayı çağırdım sordum, her ihfmale karşı tedarikâtta bulunduk, ailei saltanatı düşündük fakat daha hanedandan kimsenın İstanbuldan çıkmasına lüzum görmedik ve göstermedik. Bazı kadınlar korkuyor, gitmek ist:yormuş, onlara da mâni olmak istemedik, dedi. Beni zorla çıkarmazlarsa bir yere gitmiyeceğim, küçük hemşirem hastadır, kan kusuyor, Nazıma Sultan da gitmek istemıyor ve gitmeyi ayıb sayıyor. Bu sabah Burhaneddin Efendi gel^ mişti, haremini Adapazarma gön derdiğini söyledi, tâyib ettim.» Başka şeylerden de hayli müd det bahsedildikten sonra kalktım, Salâhaddin Efendi Hazretlerine gittim. Mahdumu Fuad Efendi yanmdaydı. Pek memnun oldu. Bana gene mutadı veç hile sarıldı: «Siz benim kardeşimsiniz» dedi. Mesele açüınca; «Ben bir yere gitmiyeceğim ve başkalarının îstanbulu bırakıp kaçmalarına da memnun değilim. Ama kadınlardan korkanlar var, onlara izin verdim, nereye isterlerse gitsinler, beni zorla çıkarırlarsa ne yapayım, giderim.» dedi. Ben de «Madem ki böyle düŞÜnüyorsunuz, o halde îstanbuldan ilk kaçanların Koca Sultan Murad ailesinden üç Sultanla damadlannızdan ibaret olmasına nasıl müsaade ediyorsunuz?» dedim. «Hay Allah razı olsun, ben de bunu çirkin görmüştüm. Hattâ gimdi oğlum Nihad Efendiye da bunu söylüyordum.» buyurdular. Muharebeye dair yarım saat kadar hasbıhalden sonra Âyana geldim. Orada da hanedanın ka' çacağı sözleri oluyordu. Hanedanı saltanat, hükumet giderse Âyan ne yapacak deniliyordu Eskişehirde hastalık olduğu da söyleniyordu. Hasılı konuşulanlardan anlaşılıyor ki, Bursa seyahati üç Sultan, üç damad arasında karargiı olmuş, içlerinden biri gitmi?, Sultanların fena halde korktuklarmdan falan bahsetmi}, yoksa kimse îstanbulu terketmek istemiyor. (Düşman donanmastnvn Çanak kale Boğazını jiddette zorlaması üzerine hükumetin Eskişehire nakli kararlaştınlmıştı. Bu mesele hakkında Mabeyin Başkâtibi Ali Fuad Bey, (Görüp, İşittiklerim) adlı eserinde şu malumatt vermektedir: «... Hükumetin Eskişehire nakli takarrür ve Zatışahane de buna muvafdkat etti. Mejruşat Müdürü Hacı Akif Bey Eskişehire i'zam olunarak oraya Padigah ve maiyeti için ayn ayn haneler tedarik olundu. Hazinei Hümayunun kıymettar eşyası da sandıklan derununa konularak ihtiyaten Kon yaya gönderildi. Şayed düşman sejaini Boğazdan geçecek olursa Padişah, vükelâyı da birlikte alarak Eskişehire azimet eyliyeccfcti.» Beraber götürülmek teklifine karşı eski Hükümdar II. Abdülhamid kendisi azimet etmek istememiş ve Sultan Reşadın da İstanbuldan ayrılmamasını tavtiye ederek bir kere çıkacak olursa bir daha dönemiyeceğini ihtar etmişti.) hemen her tarafını istilâ etti. Bu kahttan, sefaletten sıhhati umumiyenin müteessir ve pek ziyade mutazarrır olacağı aşikârdır. Muhtasar ve nâtamam olarak arzettiğim maddî hasardan başka manevî zarar ve z yanımız da pek büyüktür. Muvakkat kanunlar ve keyfi muamelerle idarei umurda teşevvüş, anarşi hasıl oldu. Milletn hak murakabesini tanımıyan gizli bir siyaset, anasır aleyhindeki zulüm ve şiddet fikri ittıhad ve meşrutiyete halel getirdi. Halkın kalbi, kuvvei maneviyesi kırıldı. Emniyet ve itimadı selbedildi. Hükumetle millet, hilâfetle İslâm arasındaki rabıtalar gevşedi. Bunlar harbin neticesini beklemiyen iflâs ve inhilâl alâim:dir. Bu felâket ve zayiatı âzime muharebeye bilâ kaydüşart vakitsiz, ihtiyatsız iştirak etmen : n ve esasen meşveretle iş görmemenin netayici elimesidir. Balkan Harbinden münhezim ve mağlub çıkan devletın ev, j ahvali umumiyesini nazarı tetkik ve muayeneden geçirmek. sanıyen zaten fakir ve menabii serveti, vesaiti nakliyesi mahdud olan memleketin ihtiyacatını mevcud, malzemesini sorup anlamak ve ona göre tedarikâtta bulunmak; salisen bir defa da erbabı vukufla istişare etmek, sonra eğer lüzumu tebeyyün ederse harbe girişmek lâzım gelirdi. Bunların hiç biri yapılmadı. Hükumetimiz acaba hatalarını ve bu hatalar, anudane, hodserane kararlar yüzünden Devleti Osmaniyenin bir çok mehalike maruz kaldığını, mıllet'P matemler, mahrumiyetler içinde, cebir ve tazyik altında târümar olduğunu görüyor mu? Görü» yor, anhyorsa bu karanhk yolds ne için devam edip gidiyor! Muharebeyi inşallah kazanacağız demek ve bunu isbat için Çanakkale müdafaasını delil gös termek kâfi değildir. Çanakkalede askerimizin fedakârlığı vakıâ tarihi hamasetimizi tezyin edecek mertebede parlaktır. Lâkin böyle mevziî muvaffakıyetlerin her yerde kabili tatbik ve müyesser olamadığı, bazı mahallerin büyük bir mukavemet gösteremiyerek sukut etmiş olmasile de sabittir. Ben hiç bir zaman bedbin olmadım. Lâkin hayali ham ile d» kendımi ve âlemi aldatmadım. Maziye, vukuata. bakıyorum. Bu tutulan yolda bir ümidi necat ve selâmet göremiyorum. Vükelâ bilmem ne gibi kavi âsar ve delâile istinaden muzafferiyet kat'iyeyi muhakkak zannediyor Alman ordularının şimdiye ka dar galib gelmesi bizim için medarı teselli olabilirse de zayiatımızın tamamile istirdad ve telâfi edileceğini temine hüccet olamaz, bunun bir de mâkus cıhetini, yani Almanyanın mağlub veyahud yalmz kendi hakkını ancak alabilecek derecede galib olması ihtimalini de düşünmek iktiza eder. =haberleri Sinemacıların Beleiiye riisumu I • • • D EN Z C L K BAHİSLERİ I Pakistan yolundan I Hayalâta kapılarak milletin taliile, mukadderatile oynamanın bir faydası görülmedi, bu acı tecrübelerden artık mütenebbih olmak, biraz da millete acımak zamanı geldi. Zararlı yolun neresinden dönülse kârdır. Bütün varımızın meçhul bir gaye uğrunda ifna edilmediğine ve hiç olmazsa bugün elimizden çıkan yerlerin yarın kâmilen istirdad edileceğine dair müttefiklerimizden teminatı kat'iye almak ve aksi takdirde başımızın çaresini aramağa mecbur kalacağımızı kenŞeyhülislâm Ha>ri Beye dilerine resmen bildirmek lâzımdır. Almanya Başvekilinin yazılan bir me.'<tub Bulgarlardan büyük bir sitayiş(Ahmed Rıza Beyin evrakı ale bahsettiği sırada hükumetıras'ından Şeyhülislâm Hayri Bemizin siyasetine dair takdir âye hitaben yazümış şu mektub miz bir söz söylememesi ve humüsveddesi de çıkmıştır:) susile devletimizin âtisi hakkınHükumetimiz Muharebei U da bâdii memnuniyet olacak hiç mumiyeye iştirak edeli on sek;z bir mütaleada. taahhüdatta buay, olduğunu bu müddet zarfm lunmaması calib: nazarı dikkatda ne kazandığımızı ve bundan tir. sonra ne kazanmak ihtimali ve ... Muharebeye iştirakten mak ümidile kan ve gözyaşı döktüğümüzü Meclisi Âyanın son iç sad Almanyanın ve Avusturyatimaında hükumetten sormuş nın üzerlerinden yükü azaltarak, tum, sualime cevab verilmedi. galebelerine yardım ederek neDüsmana malum olan hakayik'n ticeyi kazanmak ise muavenet dosttan gizlenmesi beni ve bu mümkün mertebe edildi. Belki iktidarımızın fevkind.3 teklifimden haberdar olanlen vüs'ü şeyler yapıldı. Çanakkalede bir cidden müteessir kıldı. „ Ahvalin vahim olduğunu her kaç yüz bin güz de gencin kıykes az çok biliyor, hissediyor, şe metli vücudü pahasına kazanıhid veya hasta olarak vefat e lan muvaffakıyetler b zden ziyadenîerin. âîil ve sakat kalanların de müttefiklerimizin işine yeramiktarı yarm vatanı askers z ve dı, bu gibi fedakârlıkların tevaya rençbersiz bırakacak derecs lisine, tekerrürüne milletin tahammülü yoktur. d° müthiştir. Mazide b:ze fı'Ien ve cidden Bir çok harb ve naklye gemiiyilikler! dokunmsmış olan ve lermiz battı. İhtiyacatı bahriyebundan sonra ne gibi iyilikleri m.izi temin edecek kuvvet kaldokunacağı henüz malum olmımadı. Bunların yeniden tedariki yan iki ecnebi deviftin muzaf: b ZİTI mevk 'mizde' bulunan b:r feriyetini teshil için Devleti dsvlet için elzem olmskla bera Osmaniyenin bilcümle kuvvefcb°r müstahayyeldir. lerini tüketmek büyük bir hata Rumelide. Bahri Sefidde kay olur. bettiğimiz o güzel yerlerden son ... Mesaib: harb ile de rahra bir kaç mühim vilâyet de bu nedar olan zavallı vatana karsı defa Irakta, Anadoluda düşrmn kendimi b r çok vezaifi vicdaeline geçti. Devlet küçüldü. %e niye ve ahlâkiye ile mükellef hirler harabezara döndü. Mil bild'ğimden saikai teessür ve let n bugün yarısı yiyecekfen. ham:yetle vuku buîan bu ıtnme'vadan mahrumdur. ruzatım Âyan Meclisinde söyleHükumetn buhrrnı haz'rla diğim sözler gibi sutefsıre uğmütenasib olmıyan hadsiz he rıyarak tesirsiz kalmaz ümid le sabsız sarfiyat ve ısrafatı itibar teyidi uhuvvet eylerim efendim. ! ve istiklâli maliyemizi tehlikeye (Bu mektub 31 Mart 1332 tadüşürdü. Bir taraftan paranın sz rihlidh.) (Arkası var) r 1 ve kavai ri nakdP'errn kısme." . : değersiz, payi'ht rT cinde itiSinema Sergisi bupün barsız olması, d:Şer •af'^n ser^aat 1S de arılıyor, bestii t'.csrete müdahale edümesi Darfiim Galatasaray alış, verişi durdurdu. Gılayi Yeni Çarşı 32 is'âr, açlık ve zaruret milletin Mesele Şehir Meclisinde yeniden Son seyahatimde, Ankara vapuru I Türk kamarot da istiyeceğini söygörüşülecek, Belediye bu rüsum Pire limanma girdiği zaman orada ledi. dan tenzilâta taraftar değil donanmış, bir İsveç şilepi görmüşÇok iyi olur ama onları bulsak tüm. Diğer İsveç gemileri donanbizim ^emilerimizde tercüman dıve İstanbul sinemacılarından mü mamış olduğu için sebebini gemiye kullanırız. rekkeb bir heyet Ankaraya gi gelen Yunanlı kılavuza sordum: * * * derek, smemalardan ahnmakta « Bu gerr.inin sahibi Yunanlı Bu mülâkatı niçin yazdım ve tsolan belediye rüsumunun indi armatör Evgenidis'tir. Şimdi gemiki bir Rum vatandaşımızın bu tarilmesini hükumetten r:ca et de yemek yiyor. Onun şerefine do Eski ismi Matsonia olan Atlantic I rin gelişmesine hizmet ettim. Bu İsveç şirketine aid şilepler, çariFim neden bütün safaLetila mişlerdi. Alâkalı Bakanlıktan natmışlar. Bu armatörün 40 gemisi gemisini Amerikalılardan çok ııcualdım. 1939 da hizmete bugün Avrupanın en iyi, şn errin hikâye ettim. Sebebi basittir. MemBeiediyeye gönderilen bir mek vardır. Bazıları Yunan, bazıları c;a za tubda, keyfiyetin Şehir Meclisi Panama ve İsveç bandırahdır.» de girmiş o'.an bu gemiyi 1948 de sa yük gemileridir. Bunlar, Türk it leketimizde iken bir türlü acentatın aldıktan sonra tamir ettirdim. halât ve ihracatçılarının da emni lıktan ileri gidemiyen bir ı.'am, ne arzı :1e, kabil olduğu takdir» di. Bugünkü kıymeti 1215 milyon .<o yet ve rağbetini kazanmıjtır. sonradan zengin bir armatör olde bu rüsumun indirilmesi bilBen de o zaman. bu 40 gemi sa lardır. Halbuki tamirile beraber Hiç evlendiniz mi? muştur. Çünkü gittiği ve dirilmiştir. Şimdiki halde Bele hibi armatörden bir yazımda kısaca bunun yarısma mal olmuştur. Hayır, hiç evlenmedim. Simdi memleket'erde. denizcilik bizdeki diye, sinemacıların aldıkları bi bahsetmiştim. Fakat ben yolcu vapurculuğun ben Türkiyeli bir Rum sencini ev gibi inhisar altına ahnmamış, arlet ücretlerine yüzde yetmiş za.n Seyahatten dönüşte Cenova ıi dan ziyade. yük vapurlan ve fri lâd edindim. O, benim fibi rürkçe matörlere geniş çalışma sahası ve ile rüsum tahsil etmekte olup manında yanıbaşımızda rıhtım gorifik teçhizatlı vapurlan i^let bilmez ama biraz anlir. Şimdi be işlerini büyüterek inkişaf ettirme bu paranın içinde Darülâceze komşıımuz beyaz büyük bir gemi meği kârlı bulurum. Onun için nim aşkım vapurcu'.uktadır. Sevgi imkânları sağknmtştır. M. £vgeIrakta bulunduğumuz müddetçe Verem Savaş Derneği aidatı da duruyordu. Bu Panama bandıraiı bunlarda da aîâkam vardır. Bu lilerim vapurlarundır. nidis, muhiti ve zemini müsaid Türk talebelerine mihmandarlık vardır. Keyfiyet Şehir Meclisinbir gemi idi ve adı da Atlantic ıdi. nunla beraber sizin yazdığımz gibi de konuşulacaktır. Maamafih Be Oyle diyorsunuz ama pek ina bulduğu içindir ki muvaffak ol eden, onlara Irakı ve Iraklının ruAnkara, rıhtımdan ayrılırken 40 vapurum yok. Yolcu vapurcu namıyorum, çünkü ner derizcinin muştur. Buna mukabil bizim ar hunu tanıtan maarif müfettişi Balediye, bu rüsumdan tenzilâta miye gelen İtalyan kılavuza sor luğunda parayı verdim, fikri vertaraftar görünmemektedir Beleher limanda bir sevgilisi vardır. di matörlerimiz, binbir güelük >:a:şı yan Nahide ile Yüksek Muallim dum: sında bırakılmış, Türk limsnları a mektebi müdürü B. Tahsin sadece dim. gemileri alıp verdim, işte o ye şaka ettim; güldü. diye, sinemacıların kâr ettiği Irak hükumetinin temsilcisi olarak Bu gemi kaç tonluk? kadar. kanaatindedir. Bunu da mütema M. Evgenidis, şimdi jsviçre ttba rasında yolcu taşımak hakkı eıle talebelerimizin yanında bulunma 24,000 tonluk, 22 mil yolu var rinden alınmış, hattâ çeşijli diyen sinema açıldığmı ve mev Demek yazılarımla alâkadar asıdır ve Montreux'de iturmaktamaktadjrlar, onlar Türkiyenin de cud sinema adedinin altmışa Eskiden İtalyandı bu gemi. Sonra oldunuz. Araboğlu bana sizin de dır ama yalnız 60 gün. Senenin S00 taşımaktan bile mahrum Amerikalılara geçti. Simdi de Pamışlardır. Devlet, onlara kredi aça birer mümessili olarak Iraklılara çıktığını söylemekle isbat etmek nizciliğe aid yazılarımzı gönderir. gününü iş seyahatlerile geçirir. nama bayrağı çekiyor. cak bir müessese kurmamıstır. E bizim ruhumuzu aşılamışlardır. istemektedir. Bir şey daha ilâve etmek isBana son olarak dedi ki: Bu sırada Atlantic, Ankara'yı düğer bizim armatörlerimiz de, bu Irak Türke o kadar bağh ve terim: Ben hâlâ ilk patronum clsn Şimdiye kadar belki benden dükle ve bayrakla selâmlıyordu Svvedish Orient Line şirketine sa gazeteciler 100 defa mülâ'.ıat iste eski Rum vatandaşın çalıştığı gart Türke o kadar hayrandır ki, büyük Hilmi Uran Ankaraya gidiyor Böyle bir selâma hiç bir gemiden dakatle bağlıyım. Uzun yıllar orJar diler, vermedim. Size eski bir va lar ve imkânlar içinde çalışsalardı, bir şairimizin bize emanet olarak nail olmadığımız için ne münasegrirseiar, bıraktığı çok kıymetli bir varlığı Bir müddettenberi şehrimizde buluiçin çahştım, onların sayesinde ztn tandaş ve denizcilik munavriri ol kolayhklar ve himaye nan C. H. Parüsi Gcnel Başkan vekiU bet diye sordum: gin oldum. Şimdi de en çok gene duğunuz için mülâkat voriyorum. teşvik edilselerdi elbette onlar da, da, sinesinde misafir olarak barın Çünkü geminin sahibi zengin Hilmi Uran bu akşam Ankaraya hareonlar için çalışırım. Asıl mühim Yalnız aramızda kalmasını rıca et Atlantic gibi 22,000 tonluk «emilere dırmaktadır. ket edeeektir. Hilmi Uran, dün kendi armatör M. Evgenidis Ankara'dasahib olurlardı. İlga edilen eski Toros ekspresinden Bağdad issile görüsen bir arkadaşımıza, Divan dır. Pireye gidiyor. Gemisi onu sc işim de, budur. Kendimin en Lü tiğim sözlerimi yazrnamanızı rica Türk Vapurculuk Şirketi gibi şiryük hissedarı olduğum Home Lines ederim. toplantuına iştirak etmek üzere An lâmlıyor. tasyonuna ilk indiğüniz gün bizi ketler kurarak yolcu ve yük gemikaraya gideceğini, bir kaç güne kadar ile diğer South African $irx*tinin karşılayanlar arasında siyahlara Ben de öyle yaptım. Bu M. Evgenidis'in Piredeki kı işlerine İsveç şirketinin ; şlerinden leri alırlar, Türk deniz ticaret hlotekrar şehrimize geleceğirıi söylemiştir. O gün dikkat ettim ki Atlamic sunu, şimdi değil, daha İkinci Dün bürünmüş bir kadın da vardı. Türk lavuzun söylediği Yunanlı arma daha az zaman ayınrım. Çünkü talebelerini görünce hüngür hünTalebe Birligi, turistler için tör olduğunu anladım. Yemek za 1911 denberi bağh bulunauçvım teki kamarotların homen hepsi Harbinden evvel, en az yarım rril: gür ağlamağa başlamıştı. program hazırlıyor manı kendisini uzaktan gördüm. Swedish Orient şirketinin acenta İtalyandı ve bunlar .talyancaöan yona yükseltirlerdi. başka ingilizce, fransızca, rumca 20 şubat 1950 pazartesi günü sehrimize Bir aralık onun bizim kamarotlarla Kendisini muhskkak tanıyacakTürkiye, biliyorlardı. Bu dillerdon n.aada Tuttuğumuz müfrit devletçıliğin sınız. Tarihimize, gelecek olan İngiliz seyyahlarına, seh türkçe konuştuğunu da işittim. müdürü olarak İsveçle edebiyatımıza rimizi gezdirmek ve onlar» her hususta Tahkik edince anladım ki bu zen Norveç, Danimarka, Finlan.liya, macarca, biraz da sırbca bilen vs deniz ticaretimize yaptığı zararlara girmiş bir kadın: Bay an Lüsyen yardım etmek üzere ve bilumum yaPolonya ve diğer şark memlekeile tercümanlık vazifesi gören genc bir Atlantic vapurile onun sahibi esbancılara memleketi en kötü bir tarzda gin armatör, eski bir Ri'm vatanda ri arasında muntazam sefer'.ar y..p kadın vardı ki gemiyi bize o gez ki Rum vatandaşımız Evgenidis Abdülhak Hâmid. teşhir eden bir takım anasırın bu kö şı imiş. Kendisile görüşüp nasıl Onunla Bağdadda kaldığımız tü hareketlerini önlemek maksadile böyle zengin bir armatör olduğunu mak suretile iktisadî bağlann kuv dirmişü. M. Evgenidis, Devlet De Efendinin deniz ticareündeki başa günlerde bir çok defalar konujtuk. vetlenmesine ve ticarî hareketle nizyollanndan ingilizce bilen iki rıları, yeni bir delildir. Üniversite Talebe Birligi bir program anlamağa karar verdim ve, Hâdiseler bizi büyük şairden de hazırlamaktadır. Bu programın tatbibahis açmağa sevketti. Bir gün kında vazife almak üzere. ingilizce veya Nasıl o'.sa Pireye gidecek. fransızca bilenler her gün öğleden son Kendisile yarm Napolide konuşuiiMnmımıııımııııııımımıııiiiıııııııııııııııııııı kendisine: ra Birlik merkezine veya Marmara lo rum. dedim. Abdülhak Hâmidden size u« kaline müracaat edeceklerdir. Ertesi gün Napolide Şefik kapnutrmıyacağınız bir h'atıra kaldl Okullar bu sabah açılacak tandan öğrendim ki Bay Evgenidis mı? dedim. Şehrimizde hüküm suren şiddetli kar oraya yatan Laguardia adlı büyük Evet, dedi ve anlatmağa baş« fırtınası yüzünden üç gün müddetle ta Amerikan vapurile doğru Hayfaya adı. Beyefendinin son günlerydu til edilen okullarda Udrisau bu sabah gitmek için, Pireye gitmekten vazİÜÜMMIIIIMIIMIinilMIIIIIIIIIIIIMIIIIIIMIIIIIIlini Bir sabah yürüyüşe çıkmıştık. Datın itibaren ba^Ianacaktır. geçerek Ankarayı terketmiş. Böyrülâceze sırtlarına geldiğimiz zaŞehir Meclisi üyelerinin lece 40 gemi sahibi eski bir Rum man «Lüsyen, ben öleceğim» dedi. vatandaşüe görüşemediğime üzülhuzur hakları Kendisini teselli etmeğe çahştım. Bazı gazeteler. 1950 bütçesinde Şehir düm. Sana bir şey bırakamadan gidi« Meclisi ve Daimi Encümen üyelerinin Pirede iyi târkçe büen ve Istaayorum» diye içini çekti. O sırada huzur hakkı ile yolluklanmn arttırıl. buldan gitme bü Yunanlı kıla\nazÜniversite talebeleri kamptan dödı|ını yazmaktadırlar. Keyfiyetl Bele dan onun hakkında malumat aldım. nüyorlardı. Gözleri onlara dalarak, diye muhasebeciliğinden tahkik etük. Kereste ticareti ve armatörlük yaBize şu malumat verilmiştir. Evet, Lüsyen • diye devam etti. 1950 yılı bütçesinde. Şehir Meclisi parak çok zengin olduğunu öğrenYıllar oluyor, Yakub Kadri Kara nın göçmek üzere olmasına biraz da rübai sizi bir takım dayanılmaz acı Sana maddî hiç bir şey bırakamıüyelerile Daimi Encümen üyelerinin dim. Ba kılavuz da. evvelkisi gibi osmanoğlu bir gün kasideden, gazel lçimiz burkularak sevinirken Gemal ları, korkunç felâketleri anlatarak yorum. Fakat bu genclere bak ve huzur hakkı günluk miktarlarında bir onun 40 gemisi okluqunu söyledi. den çok rübaiyi sevdiğini söylemiş Yeşilin Rübaileri çıktı. Bunlar aru ürpertnıiyor. samimiyetile ürperti ufukta gözüken şu camilere dikkat degijiklik olmamıştır. Bu gündcliklere ti. Şaşmıştım öyle demesine: Bizim zun gene dirilebileceğini, rübainin yor. Ben türkçede Cemal Yeşüinki et. Ben seni onlara emanet ediyoaid tahsisat 1949 bütçesinde iki madde halinde gösterilmişti. Bu üyelerin yolşairlerimizin büyükleri o kalıba pek bundan sonra da yaşayıp gelişebile ler kadar samimî şür okumadım.. rum. Şu genclik ve şu camiler saNihayet Atlantic vapuruna beni lukları da bir madde halinde gösterililtifat etmemişlerdir. Hepsi de bir ceğini mi haber veriyor? Sanmıyo Sevmem bu «samimilik» sözünü, na bırakabileceğim en büyük varmişken, yerü yıl bütçesinde Daimi bizzat davet etmeğe gelmek neza kaç tane olsun yazmıştır, yazmışiır rum... Bence Gemal Yeşil'in rüba bizde iyice anlaşılmamıştır, rasgele ıklardır. Onlar durdukça müsterih Encümen azasından olmayıp, bazı tet ketini gösteren İskandinav vapurkik ve ke?iflere gönderilen Şehir Mec ları Yakmşark acentası Bay Arab ya, divanlarım tamamlamak içindir, ileri, o kusuısuz rübailer, aruzun kullanıhr da onun için sevmem. Be yaşıyabilirsin!» gerçekten özenmemişlerdir. «Hâfızu yediği en aman=ız yumruktur. Bir nim samimilik» dediğim şey, bizde lisi üyelerine yolluk verilebilmesl için İkimizin de gözünde yaş damlabu tahsisat iki madde halinde göste oğlundan öğrendim ki bu eski İbniyeminim gazelü kıt'ada ger okşama gibi görünüyor, aldanmaym, • samimilik» sanılan şeyin tam zıdIarı toplanmıştı. vatandaşımız. zenein armatör Atrilmiştir. Bu suretle daha vazıh bir o tüy gibi dokunuşta bir büyü var, dıdır; Cemal Yeşilin rübailerinde, Söylesem belki rübaide olurdum bütçe yapılmasına çalısılmıştır. Bundan lantic vapurile İstanbula gelmekteBayan Lüsyen Irakta Türkleri başka 950 senesinde toplantı süresinin dir. Gemiye gider gitmez ilk işim, Hayyam». beyti rahmetli Hüseyin yıkılıveriyor. Okuyun o rübaileri de en çok bu rübaisinde, La Roche seven bir ailenin yanında misafir Dâniş Bcye yıldırımlar... Düştük sonra söyleyin: Onlar bundan sonra foucauld'nun sözlerinde sezilen sadaha evvelki senelere nazaran fazla ol Ankara vapurur.da kaçırdvgım fırması icab ettiğinden bunun için bir leri yeri yakamıyacak yıldırımlar türkçenin aruza katlanamıyacağını mimilik var, Monsieur Gide'in yazı kalıyor. Burada Türkleri sevmiyen satı bir daha kaçırmamak oldu. miktar tahsisat eklenmiştir. yağdırtan Nefi'nin denemeleri Hay onun bazılarmca ahenk sanılan o lannda görülen samimilik var. Ce kim var ki!.. Kendisi beni gemide yemeğe alıİşte Münir Nureddin, eşi ve kıyam rübailerine ulaşmak şöyle dur çekilmez tıkırtısından kaçınacağını mal Yeşil dünyaya, insanlara başkaYol parası koydu ve sofrada uzun uzadıya kosun, uzaktan da andırmaz onları. göstermiyor mu? Gemal Yeşilin a larından öğrendiği gibi bakmıyor, zı da Bağdadın en ileri gelen bir Şehir Meclisinin yeni yıl bütçesind© nuştuk. Sorduğum suallere verdiği Eski şiirimizi kanştırmağı zevk e ruza uymadığını mı söylemek isti kendi gözlerile bakıyor, onun için | ailesinin yanında baştacı edilmişyol parası İS lira olarak konulmuştur. cevabları hulâsa ediyorum: dinmiş olanlara sorun, Baki'den, Na yorum? Hayır, rübai vezinlerine ti bu gerçekliğe, bu doğruluğa erebi ler. Yeni Yol Vergisi ' Kanununun Millet < Ben Anadollu bir babadan ili'den, Galib'den, bakın, övülmeğe tizce bağlan:yor; ama aruzun yarat liyor. Dilile olduğu kadar bu yanı Meclisinin bu devresinde cıkıp çıkmıBağdadda oldu&u jribi Basrada la yacağı malum değildir. Kanun çıkarsa Trakyada doğmuşum. Yaşımı size değer bir tek rübai hatırlıyorlar mı? tığı, aruzun hatırı için yaratılmi5 ile de yeni şürin, yeni anlayışm a herkes Türk dostu... Basradaki yol parası kazanc üzerinden ahnacak söylüyorum ama yazmayınız. Çun Nediminkilerden biri, «Rakkaas bu dili kullanmıyor. Yüz yedi rübainin damı. Kaptanlar kahvesindeki Irakh yüztır. kü henüz bekânm. Sonra istanbula hâlct senin oynunda mıdır> diye yüz alt;sında bir tane bile imâle yok, Bu rübailerin nasıl yazıldığını ya başı Mehmed Bevin hikâyesini angeldik. Amerikan Kollejinde tahsil başlıyanı güzeldir doğrusu, ama ö konuştuğumuz dili kullanıyor, iyi Sağlık ekiplerinin faaliycti kından gördüğüm için söylüyorum, latsam gözleriniz yaşarır. Sağlık ve Sosyal Yardım Müdürlüğü, ettim. Babam beni iyi tahsil ettirdi tekileri daldıkları unutulma uyku bakmazsanız aruz olduğunu seçeEvet, Basrada bir Kaptanlar kahama, genc yaşımda öldüğü :am'în sundan uyandırmamak daha iyi o mezsiniz. O rübailerden her hangi ben bu memlekette Cemal Yeşil krbulaşıcı hastalıklarla mucadele ekiplerinin sayısını dünden itibaren arttır bana servet yerine, sadece aileme . Hâleti'nin rübaileri... Biîirim, birini okuyalım sizmle: «Nar taneli dar titiz bir şair daha tanımadım. vesi vprdır. Bu Kaptanlar kahvemıştır. bakmak mesuliyeüni bıraktı. 1904 dostum Reşad Nuri Darago beğenir dir, çağla yeşil... Bunda ne var? Kendisine, kitabının sonuna, bu rü sinde Osmanh donanmasında çalışBu servis geçen sene 180 bin kişiye te Istanbulda bir vapur acentası onlar:, yanılmıyorsam bir yazısile Oğlan kıza benzemez, şu çamdır, bu bailerden bir tanesinin olsun geçir mış fedakâr Irak zabitleri akşamtifo ve tifüs karma asısı tatbik etmişdiği safhaları gösteren bir kaç sa ları oturur, n^rgile tokurdatır ve tir. Aynı zamanda, 94,998 kişi de hama yanında kâtib oldum. İki senelık de onları tanıtıp yaymağa çalısmışh; çınar, Parmakta yüzük, bilekfe sıkı bir çalışmadan sonra, İstanbul ne yalan söyliyeyim? Ben bir türlü boncuk bilezik. Derdim de be hife katmasmı söylemiştim, isteme şursdan buradan konuşurlar. ma sevkedilmiştir. da bir vapur acentasının müdürü ısınamadım onlara. Nice divanlar, nimdir tenimin rengi kadar.» Kafi di. Onun ne kadar çalıştığını o zaİşte yüzbaşı Mehmed Bey de Yeni bir şilepimiz geldi oldum. Acentalık ederken kum nice güldesteler açtım, rübailer ara yeleri bir yana brrakırsanız bu rü man anlarsınız. O rübailerden her bunların arasındadır. Enver Subaşı firmasır.ın İsveçten sa panyamın vapurlarına navlun tcbiri, bir kaç yıl içinde, onar, yirmiGeçen gece kahvede Türk taletın aldığı 919 rüsum tonluk Subaşı şi min etsin diye amatörce kerjsle dım. ancak bir tanesi, Esrar Dede bai, serbest nazımla yazılmış şiirle şer defa yeniden yazılmıştır, her belerinin Basraya geleceği dUyunin bir rübaisi hoşuma gitti: «Pey rin, meselâ Orhon Anburnu'nunkilepi dün limanımıza gelmiştir. cilik de yapmağa başladım. İsveç mâne dönüp bezrnde handan han lerin cinsinden değil mi? Şimdi bir mısra, her kelime uzun uzun inje lunca Mehmed Bey heyecanlanır: Kayınpederini bıçaklayan damad ten, Finlandiyadan kereste getirtdan Gülgoncai teşne açtı bostan de Esrar Dede'nin, yahud Yahya lenmiştir. Çünkü Cemal Yeşil, seç • Bizimkiler geliyor. ne olur, beni Çapada bostan sokağında 118 numa. tim. Birinci Dünya Harbi çıktı, İs bostan Alâyi sefa göründü leşker Kemalin bir rübaisile karşılaştırın, tiği gayelerin ikisine de, sanata da, istasycna götürün, kendilerini karrah evde oturan Ahmed. dün sabah ka. tanbula gemi gelmez oldu. Acentasamimiliğe de ancak uzun uzun ça şılayayım» der. yınpederi Hüseyinle bir alacak mese lık karm doyurmuyordu. Mecbu leşker Dilber seri bezme geldi onlara hiç benziyor mu? Yahya Ke lışmalarla erişileceğini bUir. ı malin rübailerinde aruz kendini gös raksan raksan>. lesinden dolayı kavga etmişlerdir. DaSabahleyin alır, istasyona getirirmadla babası arasında bir müddet de ren halis keresteci oldum. Harbiye teriyor, salınıyor. Cemal YeşilinkiCemal Yeşilin yalnız rübai yaz Ier. Talebeleri görünce yanaşıp vam eden bu dövüşme sırastnda Ahmed Nezaretine kereste müteahhidligi Diyebiliriz ki tRumun şuarası> lerde ise gizleniyor, çünkü Cemal ması belki de bu titizliği yüzünden i komışmaz bile... Bir köşeye çeküir bıçakla Hüseyini \Kicudünün muhtelif yaptım. gazeli Baki'den öğrendikleri gibi Yeşil aruzun ucuzca olan ziynetle dir. Rübai şairin boş sözler söyle ve hıçkıra hıçkıra ağlar... yerlerinden ağır surette yaralamıştır. rübaiyi de Yahya Kemalden öğren rinden çok başka, çok daha zor mesine bırakmıyor: Bir düşünceyi, Eli bıçaklı damad yakalanmış, Hüseyin Yüzbaşı Mehmed Beyi, dün akHarb bittikten ve yollar açıldık diler. Ne güzel onlar! Hemen hepsi meziyetler arıyor. tedavi edtlmek üzere hastaneye kaldı. bir duyguyu dört kısa mısra içinde şam kahvede oturup nar^ilesini totan sonra, 1922 ye kadar gene eski bir mükemmellik duygusu veriyor rılmıştır. söyliy'eceksiniz; bu zorluk şairi ko ! acentamın müdürlüğiinü yaptım. Hele bir tanesini, gönlün büsbütün Bu küçük kitabda insan her şey laylığa kapılmaktan, temizlemp sar. kurdatırken ben de gördüm ve saBahkesirden kaçan sabıkah 1922 de Yunanistana gittim. Orada, sönmesinden sonra başhyacak ka den önce süssüzlüğe, yalınlığa hay at eserinin harcı hâline gelmemiş dece görmekle kalmadım. Türk burada yakalandı kendi adıma İskandinavya vapur ranlık acıyı anlatan zâlim rübaiyi ran oluyor. Gemal Yeşil ille dikka duygulara kendini bırakıp okuysn donanmasında hizmet etmiş ve bu hizmeünden dolayı daima iftihar Balıkesirde müteaddid hırsızhk suç ları Yakmşark acentalığını kur pek severim. Dövünsün onu dinleyip tinizi çekmeğe çabalamıyor, size geları yaptığından dolayı aranmakta olan dum. Aynı zamanda İsveç Şark hat de ürpermiyenler! Dövünsün onu bir çerken yavaşça bir şey söylüyor, bel ları da oyalamaktan kurtarıyor. Öy duymuş bu kahr?m3n Irakh yüzle sanıyorum ki bu kitabda bir san başını elini öperek başıma koyMehmed adındaki sabıkalı, dün Em tmın acenta müdürlüğüne de tayin okuduktan sonra unutabilenler!.. ki aldırmıyorsunuz, bir gülümseme at adammrn özeneceği en büyük niyet 2 nci Şube Müdürlüğü memurları tarafından Unkapanında yakalanmıştır. edildim. Yalnız Atinada çalışmakla 'Âhir ne bu cuşiş ne bu eyyâm ka ile bırakmak istiyorsunuz, ama o söz, meziyet var: Uyanık olarak yaal dum. Yüzbaşı Mehmed, Türk Irak Mehmed, mevcudlu olarak Balıkesire iktifa etmiyerek tedricen Türkiye ır Hâtırda ne canan ne seren o yavaşça söylenen söz işliyor içini tnış, uyanık olarak okunmasmı istigönderilecektir. limanlarında, Mısır, Fiüstin, Lüb câm kalır Son fashmızın şâmi ze, gittikçe derinleşiyor. Bakın şu yor, okuyanı kendinden geçirmeğe dostluğunun Basradaki bayTağı idi ve her Irakh gibi. dostluk bayranan ve Bulgaristanda acentalıklar garibânmda Gül devrini hâtırla rübaiye: «Sipsivri, dokundukça ba kalkmıyor. Rüşvet almaktan sanık ğuu şeref direğinde dalgalandırıtesis ettim. tacak câm kalır». Ne yazık ki Yah tan bir iğne, Dört döndüğü boşjandarma onbaşısı Cemal Yeşilin kitabının kolay ko yordu. İkinci Dünya Harbine kadar bu ya Kemal geç geldi, yeni duyuşun lukta kımıldandı yine. Bir «neyZeytinburnundaki gecekondulardan zehirli oku ile yaralanan aruzun bü di o günler!. denecek hâtıranrn, lay anlaşüacağını ummuyorum, or.ün Faruk Fenik birinae oturan Rahman adında bir sey. şekilde çahştım. Harb patladıktan yar satıcıdan 15 lira rüşvet aldığı id ve Yunanistan işgal edildikten :ün kasideleri, gazelleri, rübaileri, Hasret yaşadım çekmediğim hasre güzelliklerini ancak dikkatli okuâiasile yaka'.anan jandarma onbaşısı sonra orada iş yoktu. 1942 de cenu bütün o şatafath dilile can çekiştiği tine.» Önce bir şey değildir sanıyor yucular, bir kitabı çabucak ellerinRüştü hakkındakl duruşmaya dün 10 bir çağda geldi. Baki'den öğrendik sunuz, belki iyice anlaşılmıyor, ama den bırakmıyanlar kavrıyacaktır. Ouncu Asliye Cezada başlanmıştır. Dün bi Afrikaya gittim. Elimde bir tek eri gazel tarzmı Rumun şuarası karanhk olduğu için değil, bilâkis, nu benim de daha iyice anlamadığıvapurum vardı. Bunu da 1939 da kü oturıımda jandErma Rüştü, hakkın. yüzyıllarca işlediler, Yahya Kemal çok berrak olduğu için, bütün süs mı biliyorum, buna da seviniyoıum. • daki iddiayı reddetmiş, Rshmandan satm almıştım. Bu gemi ile cenub rüşvet almadı§ını söylemiştir. Duruşma, Afrika ile cenub Amerika arasında den öğrendikleri rübai tarzını ise lerden, bütün sahte parıltılardan ka bana yıllarca yanımdan ayrılmîyan i şahidlerin çağırıhn dinlenmeleri için kömür naklederek ve kömür tica tadına doymadan unutuverecekler... çınmış olduğu için anlaşılmıyor. bir arkadaş olacak, sırlarını vavaş I öksürüğü keser. n l bir baçka güne kalmıştır. yavaş söyliyecek. reti yaparak işimi ilerlettim. Elde Biz böyle düşünürken, yüzyıllar Sonra dahyor gözleriniz o berrak O rübilerin bir çoğunu bu yazmın Bir kadın vapurdan denize düştii ettiğim kazancla bir yolcu vapuru dır sürüp köhnemiş bir şür anlayışı suya, birdenbire ürperiyorsunuz, o Haydarpaçaya gitmekte olan Heybeli satın aldım. Bu Norveç Ameriiçine almak isterdim, yerim kalmazada vapunı Kızkulesi açıklarında bu kan hattında çalışan bir Norveç dı. Ancak en sevdiklerimden birini. lunduğu bir sırada gemide bulunan bir Kıymetli aile büyüğümüz şairin bana armağan ettiği «Anado ; vapuru idi. Harb içinde ve sonunda kadm yolcu denize düşmüştür. Civarlunun yolları, adlı rübaiyi anmadan merhum emekli hâkim cenub Amerika şimal Ameriıcada bulunn Bnlva romorkorü tayfaları geçemiyeceğim: «Toz, yaş... gideksdın yolcuyu denizden baygın olarak Akdeniz arasında yolcu taşıyan İSMAİL ERGÜVENin çıkarmışlarrtır. Hiiviyeti henüz tesbit Home Lines, ve cenub Afrika ce nin, bekliyenindir bu çamur; I3ir aziz ruhuna ithaf cdilmek üedilemiyen karim Denizyolları hastane nub Amerika Avrupa limanları ; gün sıla, bir gün yine gurbet yoluzere 11/2/950 cumartesi günü '•ıp yatırılmıştır. dur. Dillerde sefer türküsü «Ev arasmda işleyen South African ikindi namazını müteakıb Gaziler»; Rüzgâr gibi türkü... Lines ve son zamanlarda da South Erenköy istasyonunda Zihni Rebiül'âiiır 21 Perşembe bir yığar, bir savurur..., African Continent Conference ?irpaşa camiinde Mevlidi Şerif ketlerinde yer almak suretile va11 Şubat 950 Cumartesi saat 15 ilâ 20 Park Otel Nurullah ATAÇ M okunacağından bütün akrabapurculuk sahasında milletlerarası a ların ve kendisini sevenlerin Ek Rübailer», baakı bakımınSalonlarmda verilecektir. 0 c bir şahsiyet haline gelebildim. Bu teşrifleri rica olunur. dan. bugüne kadar memleketimLzde arada satın aldığım ve şirket clarak Davetiyeler : Tek Kollu Gişesi Baylan Beyoğlu ve bas;Ian en güzel kitablardan biridir. 7.03 12.28 15.16 1735 19.06 5.23 V. Ergiiven ailesi menfaatlerine iştirak ettiğim bükapıdan temin edilebilir. Bir kere şunu söyliyeyim; Dizgi 1.30 6.54 9.41 12.00: 1.33 11.49 E. Köprüden vapur 1455 yük yolcu gemilerinin sayısı 4 tür. yanhsı yok. 4 0 vapur sahibi olan eski bir vatandaşımız Yazan ÜniversiteÜ'er^iz Basrada seviısç !e7a« hiirlerile karsılandılar Basiarafı 1 ind sahifede yabancılık hissetmedik. Türk talebeleri kendi evlerinde gibiler. Irak hükumetinin misafiri olarak ağırlandıkları şehirlerde. kendilerine her türlü yardım yapılmakta ve Türk Irak dostluğu, karşılıkiı anlayış ve samimiyete dayanarak yeni merhaleler katetmektedir. Bugünkü Irak türkçeyi bir Türk kadar konuşan. Türk kültürünü, Türk harsmı ve Türk âdetlerini bir Türk kadar benimsiyen münevver bir zümrenin idaresi elindedir. Bu zümre, emperyalist devletlerin senelerce yaptıklan yıkıcı propagandaya kendisini kaptırmamış, Türkü anlamakta, Türkü sevmekte devam ederek çocuklarını bu terbiye altında yetiştirmiştir. Bağdadda ve Basrada gördüğümüz mekteb hocaları, Üniversile talebeleri, yani Irakın temel direkleri, Irakın Türkle dost olduğu müddetçe yaşıyacağına inanmaktadırlar. Türkiyeye hayran, Türk dostluğuna sıkı fıkı bağh bulunuyorlar. ABIDIN DAV'ER EDEBIYAT BAHİSLERİ RÜBAİLER Yazan: Nurullah Ataç TURALj fVEFALILAR ÇAYI ALÂKA İLE BEKLENEN Ya 1 1 <
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear