17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
!lk Meclisi Mebusan Reisı AUMET RIZA Beyin .HAT.IRALARI Şurayı saltanat teklifi ve tevkıfim =haberleri îstanbulda âçılâcâk verem kursu S O H B E T L E NALINA MIHINA Ayan kapanmıştı, fakat her per etti, meseleyi anlatınca şaşırdı kalşembe, pazartesi gidiliyordu. Padi dı. tşten asla haberi olrr>adığını söy şaha b a a şeyler arretmek üzere ledi. Derhel telefonla Harbiye Nafcir teklifte bulundum. Maiyeti *a zırı Şefik Bîyden sordu, o da haBilhassa son otuz yıldanberi hanede bir •şurayı saltanat bulun beri olmad«nı bildirdi. frenk kitabları satan dükkânladurulması lüzumunu anlattım. Tevkifimi haber alan Celâl Nuri rın vitrinlerinde şu veya şuna Padişah yalnız Valmış, memleke Bey vesaire beninle görüşmege benzer eser isimleri okumaktan ti tanımryordu. Muavenete muh geldiler. Harbive Nazırınm cevabıbıkmışızdır: «La erıse de la detacdı, başka devletlerin hüküna na intizaren iki saat miidürün omocratic». darlarmda bu usul caridir. Çürük dar'nda oturdum, HrHkte yem»k Sakın demokrasi rejiminln Lüzıımiu malzeme Amerikadan sulu Mahmud Pasa, Abdurrahman yedik. Nihayet Hîrbiye Nazırı bizbuhranları üzerinde fikir yürü hibzuhur peşine düşer. Hakla nizamı yıkmak ve diriltip yageldi, faaliyete yakında Şeref Bey, Reşid Akif Paşa fikri zat geldi. Benden af cü'edi. «Bir tenlerin faşistler olduğunu san rından ve hürriyetlennden bir şatıcı yeni bir nizam kurmaktır. başlanacak me iştirak ettiler. Telefonla bir mü yanhşlık olmuş, erbestsiniz» dedi. maymız. Faşist edebiyatında de takımını ona devreder. Birinci Bir millet böyle bir rejimin tek lâkat rica ettik, kalktık saraya gitErtesi günü haber aldım, SadrıSirkaç eündenberi sehrimizde mokrasi buhran geçirmekte de ve İkinci Dünya Harblerinds adamına veya takımına, tarihintik. Son saatte Akif Paşa beyanı azom Fprıd Paşa ile Şeyhülislâ.n ildir, ölmüştür ve milletleri an Clemenceau ve Churchill geçicı de şeref destanları yazabilir. Hcy •.'unan Birleşmiş Mületler teşkimazeret etti, gelmedL Sabri Efendinin e^nirlcri üzerine tı memurlarınd.an Dr. Bertrand, cak zayıflatmağa ve soysuzlaş de olsa, diktacıya benzer yetki kelleri ile meydanlarını donataPadişah bizi soğuk kabul ettf. tevkif edilmisim. Nazırlardan hiç tırmağa yarar. Bahsettiğ m e ler edinmişlerdir. İhtilâller, re bilir. Fakat nihayet haklannı tevkifim ün, Sağlık Müdürlüğüne giderek Evvelâ Mahmud Paşa, sonra Ab birinin haberi yokmuş, erler: yazanların çoğu, demok jim devirmeler, hepsi, sıkı ida ve hürriyetlerini almak için içi Babıâliye suitesir yapmış, Ferıa )r. Faik Yargıcı ile bir müddet durrahman Şeref Bey maksadımız örüşmüş ve Dr. YarTicmm muh rasiye bir din gibi bağlananlar renin vatandaş hak ve hürriyet sabırsızlıktan da yanar. ne olduğunu anlattı, hattâ Abdur Pcşa korkmuş, emr'ni geri almış, e onun devamh ve kararlı bir lerini saymamak, yahud, anarDemokrasinin sarsılmaksızın elif mevzular etr.ıfmda verdiei iza rahman Şeref Bey uzunca hulus dedileı. Gazetelers bir şey yazdıatı dinlemiştir. Dr. Bertrand. bun nizam olabilmesi için kafaların şiye doğru soysuzlaşan hürriyft yaşıyabilmesi için kafa yoranlar rılmadı. kârane bir mukaddeme yaprnak isidaresinin vatandaşın başhca gü ise ,çıkar bir yol üstündedirler. sonra Sağlık Müdürü ile Ye dan geleni düşünenlerdir. tedi, Hünkâr hiddetle «bu sözlere Paristen avdetimde padişshı 7i ikuleye giderek «beş ravi"on!ar« Demokrasi iyi kötü veya ne iyi venlik şartlarını tehlikeye uğ Gerçi, eğer bir millet tamamile lürum yok» diyerek sözınü kesti; yaretimde. tevkifim z?mam p^k erem hastanesini eezmiş ve has ne kötü bir rejim olmazdan ön ratmak buhranından doğmuştur, serbest bırakılsaydı, hiç bir dış •Evet, Ahmed Rıza Bey bana ırvteeMİr olduğumu kendisine ın 3neyi çok beğendiğini söyliyerek ce, insan haklannı ve hürriyet doğup gidecektir. baskı ve tehlike olmasaydı, düşe bir kaç defa bu şurayı saltanattan lattım. Benden af dilcdi. V?lhhd )r. Faik Yargıcıyı tebrik etmiştir. erini koruyan tek rejimdir ve Bu eski, garb medeniyeti tari kalka, tutuna yuvarlana nihayet fcahsetti, bilmem Kanunu Esasî üe daha o günü teessüratını bana teteDr. Bertrand, Bir'çşmiş Milletîer bu bakımdan bir başkası keşfo hi kadar eski bir hikâyedir. Şu bir kararlıîığa varabilirdi. Biz bir kabili tevfik midir?> dedi. fonla bildirmişti. eşlcilâtınin İstanbulda açmağa ka unmamıştır. Devlet reisinden rası var ki bir dikta rejiminin demokrasi buhranı içinde RuKanunu esasf ile idare olunan Vatanm selâmet ve saadeti yo ar verdiği Akdeniz böîgesi verem çoban vatandaşa kadar herkes sarsılmaksızın yaşıyabilmesi iç:n meliyi kaybettik. Toy ve tecrüİngilterede, Almanyada mevcud ol lunda otuz sene cp''«rp!ş Hr " ursu üzerindeki tetkiklerini ta birbiri ile eş.t, herkes birbıri tabıî şartlar ilerı sürülemez. besiz Osmanlı demokratlarını masına bakılırsa kanunu esasiye mın, hususile Mebusan ve Â'"£iı mEmlamıştır. Sultanahmed verem : kadar hukuk sahıb., kanunlar Çünkü mssnlarda b r gün hak İmparatorluğu parçaîamak istimugayir değildir. Farzı muhal o Meclislerine rivaset ederek rrnile ispanserinin üst katmda faaliyete larak muhalü olsa da kanunu şeri tin en büyük birer makamım sens ;eçecek olan verem kursuna aid herkes için bir, istediğinizi yap ve hürriyetlerine kavuçmak hır yenler, üç beş yıl bile serbest ate değildir ,bilâkis şeriatimiz meş lerce işeal etmiş bir adamın bö'le er türlü malzeme dün şehrimize mak, düediğin'zi söylemek e l sının ve a?kınm olmesine imkân bırakmadılar. Bu acı deneme, ; nizde. ne basın ve ünivers te ü yoktur. Bir dikta rejimi, belli demokrasin n bu millete yaraveretle iş görülmesini emrediyor, cani gibi sokak ortasında tevkif elmiştir. zerinde sansür, ne beyniniz ve bir mühlet içinde belli bir va mıyacağı fikrine kuvvet verd:. dedim. Bu cevabımdan münfeil edilmesj pek ziyade gücüme sitü. Mart aymın ortalarma doğru fa vicdanınız üzerinde baskı var, zife görür. Bu vazife, bazan, va Yavaş yavaş sözde meclisli bir oldu. Artık İstanbulda duramaz olduıv. aliyete geçecek olan verem kursu, böyle bir serbestlikten vazgeçip tanı kurtarmaktır. Bazan bir mil dikta altına girdik. Baştaki bir Sadnazaml* görüşeyim diyerek Bir kaç gün sonra Roma tarikıle ynı zamanda Yakınşark verem de herhangi bir diktatoryanın leti ölüme sürükliyen köhne bir veya iki üder İlk Dünya HarbinBörümü kesti ve istediğimizi yap Parise gittim. mücadele merkezi haline getirile sıra otomatlarından biri olmak madı. Meğer onun arkada bir şuAhmed Rıza Beyin evrakı ara :ektir. kimin hoşuna gider? rayı saltanatı varmış, Hoca MusTurist kafileierine refakat Karadenizde fırtına başladı sında bulunan Harbiye Nazırı SüEğer demokrasi, kendiliğintafa Saibri Efendi, Mösyö ..... Sami Karadenı^de şiddetli bir kuzey fırcdecek öğrenciler Emlâk Sahibleri Derneğinin leyman Şefik Pafjaya hitaben yaden, devlet ve cemiyet işlerini Bey gibi adamlardan mürekkeb oÜr.iversüe Talcb? Birliğir.e mensub tınası bajlamıştır Bu yüzden lür'at zılmıı bir mektub müsveddesinde dünkü toplantısı en iyi yürütüveren bir sistem iyi lisan bilen 30 kadar oğrenci dun postasını yapan Giresun vapuru Hopffi laıak gizlice görüşüyorlarmıç. jöyle denümektedir: Emlâk Sahibleri Derneğinin toplan de olsaydı, hiç bir yerde iflâs beraberinde VagonU Turiım mütehas ile ihtilât yapamamıstır. Ayrıca Necat Tevkifi •Aynı meseleden dolayı benim ısı dün saat 15 te Kadıköy Sureyya etmemel: idi ve her kurulduğu sısları clduğu halde Topkapı ve diğer ve Der/ıir vapurları da Akçaabada ıığınmsk zorunda kalmıjlardır. sinemuında yapı'.mışur. Hükumetin benim tevkifîmle gibi cinayetle itham ve ahz ve gi Kogreyi Avukat Mün'im Mustafa aç. yerde, hiç sarsılmaksızın, devam tarihi yerleri gezerek etüdler yapmısrift müzekkeresile tevkif edilen mı«tır. Müteakıben okunan idare he edip gitmeli idi. Kumandanları lardır. Öğrenciler memleketimize gelme?gul olduğunu işitiyordum. Kaçmeğe baçlamıç olan HıHst kafilelerine MEVLİDİ ŞERİF mak istemedim, çiftliğe jandarma Âyandan Muhiddin Efendinin hu yeti raporu uzun munakaşalardan son nı meydanlarda el kaldırarak şehri göstermek ve gezdirmek maksasusi vagonla muazzezen ve müker ra kabul olunmuştur. Aile büyüğümüz Çapa Lisesi yolladılar, celbettiler, gitmedim, bir seçen Atina, kumandanlarını ta dUe kendilerini hazırlamaktadırlar. bahsinde C. H. gün eve erzak almak için îstanbu remen Bağdada gittiğini ve tarafı i.Dilekler li.Emlâk parnli P. 11, D. P. yin eden Sparta'dan dayak ye Öğrenciler bu mevzudaki bilgilerini ta. Tabiiye öğretmeni M. P. ve müstakil .HALtD ŞENKUT'un la inmiştim. Balıkpazarındaki bak jahaneden birinci rütbe Mecidî ni emlâk sahibleri hep birlikte mulkıyet yince, feylesofları bir kaygıdır mamîatiıktan scnra Bele^iyede gerekli imtihana girecekler ve kal dükkânına girerken sağımda, şanile de taltif bayurulduğunu ifit hakkının müdafaası için mulkiyet sarmış: « Acaba biz kuman rist kftfilelerine refaVatondan sonra tu vefatının kırkıncı gününe rastlıyan edeceklert'ir. tim. hakkını destakliyen siyasl partilere danlarımızı meydanlarda b:ze eolumda birer kifi peyda oldu. 21 şubat 1950 salı günü Üsküdarda yardım etmeğe kf«rar venmişlerdir. Kamyondan düşcrek öldü Bu haber sahih ise bir mülkte Daha sonra Avukat Mün'im Mustaia en iyi nutuk verenlerden seçtiBeni tevkife memur olduklarım Doğancılar camiinde öğle namazını Şoför Mü'minin idar=s;ndeki Sapanca tnüteakıb ruhuna ithaf edilmek söylediler, tbakkal dükkânına ka iki türlü adalet olamıyacağından soı alarak şunları söylemiştir: ğinvz için mi harbleri kaybedipükalı kamyon evvelki akşam Erendar gidelim, eraya adamım gelecek diğer mevkuf ve maznunlar hak Ankara Palasta eski Başbakanlar. yoruz?» Demokrasi üzerinde ilk kbyünde B2|dad caddesinden geçerken üzere Mevlidi Şerif okutturulatir, alınacak şeyleri tenbih edeyim, kında da seyyancn muame'.e ıfa dan Hasan Saka İle görüstüm. Kendi şüphe böyle uyanmıştır. Birinci kamyonun üstunde seyahat ermekte caktır. sonra gidelim» dedim, razı oldular. edilmesi kanun nak ve adle mu sine. Mecliste Milli Korunma Kar.unu Dünya Harbinin kahramanı Cle olan amelelerden Ekrem müvazeneslni Akraba, arkadaş dost ve öğrennun tadilt kabul edilmedi, bu kanun kaybederek dt:$nuıştür. Bu sukut neAdamım geldi, tevkif edildiğimi vafık olur.» anayasaya muhaliftir, 1939 daki ikti menceau'nun hâtıralarında bu ticesinde Ekrcmin başı yanlmı; ve ?z cilerile. avju edenleıin teşriflerini anlattım. Ziya Paşa geçiyordu, oGene e\Tak arasında mrvcud da sadi jarttar tamamile değlşmis olduğu şüphe, Churchill'in İkinci Dün sonra ölmüştür. Kaza etrafında tah. rica ederiz. na da söyledim. ha sonraki tarihli Meciisi Ayan için ;imdi adaletsiz bir netice hası ya Harbinden önceki vakaları klkat yapılm.iktadır. E»i ve cocukları Sonra birlikte zaptiye dairesine Reisi Mehmed Tevfik imzalı ve oldu, halk arasındaki lükun ve inli hikâye eden hâtıralarında gene edilmi; oldu, dedim. gitHk, Polis Müdürünün odasında (Meclisi Ayan azasmdan Ahmed zam ihlâl bana, bütün bunların Hasan bu şüphe görünür. Ama CieSaka da doğn: Dahiliye Naarı Adil Beyle tele Rıza Beyefendi hazretlerine) baş oldugunu. bu hâdiseleri bildiğini, ef menceau ve Churchill. ne b r fonla koruştum; «ben burada po hklı mektubda da şöyle denümek kirı umumiyenin de bunu istediğini diktatörün zorbahğına boyun elis dairesinde mevkuf bulundufum tedir: «Hakkı âlii kerimanelermd fakat jımdı bu kanunu dejiştıremiye ğecek, ne de milletlerini kendi bir zamanda sizin Dahiliye Neza her nasılsa vukua gelmi^ olan bazı ceklerini ileri surdu.» zorları altında sürüleştirecek miBu konufmadan aonra yeni İdare zaçta kimselerdir. Hür ve hürriretinde bulunmanız mucibi hacalet muamelâttan mütehassıl teessüra olmuyor mu?> diye sordum. sevkile yazıldığı \arestei irtiyab o heyeti leçilmig ve toplantı sona er yetçdirler. mi*tir. K^idisinin malumat olmadığım lan 20 şubat 1920 tarihli tahrirat: Ulaştırma îdareleri 1950 sergiBir cemiyet uzun müddet sıkı ve i?i tahkik edeeeğini söyledi, Po aliyyeleri residei desti ihlâs oidu. altında bunaldı mı, iyi veya kösine iştirak cdecek lis Müdiriyetinden bir araba ile, Muamelâtı vâkıa heyeti âyanca Ulaştırma idarelerinin müştereken tü idare tartışmalarmı bir yar.a Ayasofya Adliye dairesinde bir ye da mucibi teessür olmuş olup bu '">50 İstanbul sergisine iştirakleri Ba bırakarak. sadece haklannı ve re gittik. Evrakm kaydına bakıla babda bir teşebbüste bulunulmak V.?nhkça uygun görülmüştür. Serg hürriyetini arar. Bunlara kacakmış, Abdurrahman Bey Adliye tan tevakki edilmiş olması nezd r.Unasebetile yapılacak işlerin orgeni vuşabilmek için çırpınıp durur. idi. görüşmek istedim, mu vâlâyi dakiki dayenlerinde dah ze edilmeslne DemiryoHarı Genel Mü Aynı cemiyet anarşi iç nde yadurlüğü mühendişlerîrtden Hayrcddin müsellem olduğu veçhil» tamanı v=ıffak olamadım. şama, çalışma ve ilerleme güAras memur edilmijtir. Oradan bir başka memur, beni ehemmiyet ve nezaketi derpiş te venliğinin tehlikeye girdiğ:ni alarak gene arabk ile Harbiye Ne emmül edilmiş olmasmdan mün cördü mü, hu Fefer dp. bir saCemaziyelevvel 2 Pazar zareti önündeki dairelerde oturan bais olarak menafii vataniyeyi te Yazıkı C'han bir Kahraman kaybt'iıı. Emniyeti Umumiyeye götürdü, mine matuf hidametı bergüzide'.e Kc.!:ııli Tarih Mecmuasının ikinci sayısı memlfketin en seçkin Mi'diriyete Şevket Bey yeni tayin rinden rüfekayi âlileri mütehassi tarîh muharriiİErinin yazıiarile fevkalâde bir şekilde çıktı. edilmi? imiş, yaveri beni arabada bulunduğu ve mülk ve mille Tckrar basılan birinci sayı piyasaya çıkarılmıştır. görünce tebrike geliyorum zannile zâü sâmilerinden daha pek ço! V. 1 625 12.28 15.25 17.47 19.17, 5.12 Almak için acele ediniz. içeri koştu, haber verdi. Şevket hizmetler intizar eylemekte E. | 1.04 6 41| 9.38 12.00: 1.31 11.25 Bey ç:ktı, beni teşekkürlerle kabul Arkası Sa. 5, Sü. 2 de İ S K İ T Y A Y I N E V İ F.K. 18 İSITANBUL Öksürüğü keser. • • ARANMA Falih Kı/feı Atay } M « Yazan: Kızıl Çann büyük cesaretiî... janslar mühim bir hâdiseyi haber verdiler: Staün. Moskova oteSierinden birinde Çin komünist lideri şerefine verilen ziyafette ha/ır de Almanîarla birlik olmağa ka bulunmuş. Bu, o tam halkçı, yüîâe rar verdiler. Jfe halka sordular, bin demokrat Sovyetler Birliği dikne de kimseyi dinlediler. Bu tatörünün 1923 tenberi ilk defa odefa da vatanın geri kalanı eli larak dışanda yediği yemek imiş. mizden geçti. Garibdir ki Bal Kızıl Çar, Kremlin'le Çarlardan kan Harbinden önce de, Birinci miras kalan diğer Rus saraylarınDünya Harbinden önce de bu dan yahud da Moskova civarında, milleti ve bu memleketi bu kor bir kaç kilometrelik çevTesine kirr' kunç facialara uğramaktan sa . senin girmesi yasak olan esrarenjiz kınabilecek kafalar da, adamlar l^asrından başka yerde yemek yeda vardı. mezmiş. Acaba demokrasi belediyeciliPerhir yemekleri yiyor da ondan ği mi, yoksa dikta belediyeciliği mi böyle? Hayır, korkudan. Nitemi daha iyidir? Şimal memle kim. bu ziyafetin verildiği otelin ketlerine bakarsanız, demokrasi, içinde ve dışında fevkalâde mulıaşehirleri güle gülistana çevirir. (aza tedbirleri alınmış. Bütün Sovİtalyaya dönerseniz, demokrasi yet Rusya halkının, hattâ bütüii devrinde şehirlerden bir çoğu komünistlerin taptığı Stalin, nepislik, gerilik ve nizamsızlık mi den korkuyor; diye soracaksınız. sali idiler. Dikta rejimi bu şe Bu kadar çok sevilen bir şefe kim hirlere şimal cennetlerinin çeki ne yapar ki... Yabancı suikasdcikr düzenini verdi. Acaba b r dik mi? Ecnebi devletleri temsil etörün boyunduruğu altına gir den diplomatların bile Moskovada meksizin, hürriyet içinde, bir bir kaç caddeden başka sokaklaıçare bulmak ihtimali yok mu dan geçmeleri ve bir iki mağazsidi? İşte kriz bu, tartışma bu dan başka dıikkânlardan alışverir> nun üstünde... crmeleri yasaktır. Sovyet Rusya S;yasî partilerin lider takımı, tnpraklarına, peyklerin Stalin'e save anayasa tâdilleri iizeri.de dü rfık, hattâ köle elebaşılanndan başşünen fikir ve politika adamlan, ka kimse giremez ve onlar da, sıTürkiyede demokrasinin ilerle kı bir göz hapsindedirler. Öyle oltici, kalkındırıcı, millî kurtuluş duğu halde işte Stalin, 27 yıldandavasını yürütücü bir sistem o beri ilk defa bir otelin Iokanta larak gelişebilmek ve kararla talonunda yemek yemek gibi haşabilmek şartları üzerinde iyice rikulâde bir cesaret göstermiş. Çok durmalıdırlar. Bugüne kadar iki korkak bir Padişah olan ve Avrıızaafımız göze çarpıyor: Biri po palıların haksız yere «Kızıl Sullitikayı vasıta değil de gaye di tan» dedikleri Sultan Hamid bile ye almak! İkincisi, parti disip bu «Kızıl Çar. dan daha cesurdu. linini fikirler ve prensipler ü Yıldızdaki Hamidiye camisi yanınzerinde sıkı bir dayanışma değil da müthiş bir bomba patlatıhr.ak de daha jarklı bir manaya al «uretile kendisine yapılan suikasdden bir tesadüf eseri olarak kurmak! tulduğu halde, cuma selâmlığına Daha da kötüsü var: Biz de çıkmaktan ve her ramazanuı 15 inmokrasin n her şeyden önce ah ci günü de Topkapı sarayına gidelâk temeline dayanabileceğini rek Hırkai Şerifi ziyaret etmckten hiç akla getirnryoruz. Bilâkis, vazKeçmemişti. İşte Stalin, o meşkolay îöhret ve kazanc veren hur halkçı, halktan bu kadar korkMakyavelce oyunlar, gazetede, maktadır kürsüde, kongrede çoğumuzun hojuna gitmektedir. Halka aykıLondrada görüştüğüm gazete başn geldiğini bildiğimiz ve doğru rmıhamrleıinden biri, tngiliz D19 olduğuna da inandığımız fikir İşleri Bakanı Mr. Bevin'in, Molotov lere, halkı inandırmak mümkün Yoldasa söylediği bir sözü hatırolup olmadığım denemek için lattı. Bevin, bir gün Sovyet Rusyabile fedakârlığa katlanamıyo nm ve şefierinin hakikî halkçıhğuıruz. Bizim bu yeni devrimizde dan bahscdcrek böbürlenip duran olduğu kadar yalnn söylenen Molotov'a şöyle demiş: b r devir var mıdır, diye dü§ü> Ben sizler gibi lâfla Tıalkçınüyorum. lık cdcn, fakat balktsn korkan ve Türkiyenin meselesi, asla ee kaçan bir adam dcği'im. Ben halk riye doğru bai<makla halledile içinden yeti«miş ve her gün halk mez. Türkiyenin meselesi, hür içinde dolaşan ve yaşayan, halktan riyet şartları içinde. millî kur asla korkrrıvan bir adnmım.» tuluş stıvaşını tamarnlamak me Stalinin 27 yıldanberi ilk defa selesidir. Suz akılsız gevezeler bir otel lokantasuıda yemek yemek den, toksözlü fikir adamlarına suretiie göstcrdiği büyük cesareti ajans haberlerindfn okuyunca, Begeçmelidir. Damokrasijcr, zorluklara ça vin'in höyle demckte ne kadar haklı re bulamamak ve buhranları kar olduğunu diişündüm. şılıyamamak yüzünden düşmektedirler. Fikir adamlarımız, demokrasileri bu zaaflarından kurtarma imkânlarını, tartışan cereyanları yakından takib etmeGünseii Hayıroğlu | \ lidirler. Kitabı mektebde kapaile Yüksek Mühendis mış olanların saplanıp kaldıkları ölü ve donmuş kahblara deDr. Fethi Y. Eralp ğil, demokrasi prensipleri ile yeni zamanın ve bu memleketm Nikâhlandılar. ihtiyaçlarını ve halk mizacını Nişantaş 18 2 1950 uyuşturan canlı aranışlara doğru dönmelidirler. şağıdan üçüncü koğuğun içine yacağım. Selâmlar.» Ne dersiniz beyefendi? Hiç... Dalavere olmasm. Polis ne kadar şüpheli, sabıkalı, Ne dalaveresi olacak? hırpani varsa toplayıp toplay:p Necmiye gösteriyor, o da bunları gördükçe; Tanımıyorum, bu değil. Vallahi ne bileyim? demekten başka bir şey yapamıyor. Çünkü sonradan hatırladık. Herif guya dişi ağr:yormuş gibi çenesini bir yazma mendille başlamıştı. Tabiî, suratınm yarısı kapalı ve alıo: gözle gorülmemiş olan bir adTü sonradan te^his etrr»k kolay değil. Necmi de: Ne bileyim ben. Ben yüzde yüz emin olmadan, Ben diyorum ki ne kaybedekimsenin günahma gi''mrm.. dive riz? söylenip duruyordu. Böylece cüz Öyle ya!. dan kayıbîara karıştı ve tabii bu Yarın siz de gelir misiniz? lunamadL Benim işim var. Çocux hâlâ; Ne olur beyefendi, ben böyle Bdyefend!. ne dinsU imansız şeyleri yapamam. Ben sizl gelir adamlar var. Allahın evirHe hırsız evrien alırım. lık ediyor. ^ Ertesi gün saat onda Necmi geldi Eder %! Sana ne? Ev sahibi Behzad da gelecskti ama içi şikâyet etsin. çıktı. Haşa sümrae haşa! Beyefendi, Ne lüzumu var canım. DüğüCenabı Hak benim cüzdan: istiye ne mi gidiyoruz? Vasfi nerede? cek değil a! Dün gece telefonla konuştum. Böylece yarı şaka. yarı ciddî gö provam var, gelemem dedi. rüştüğümüzün ertesi günü Necmi Aman gelmesin. nin gazetelerde şöyle bir mektuBir iaksiye bindik. Topkapıya bunu gördüm: gittik... Herifin mektubda söyle«Teşvikiye camiinde tilâvet et diği koğuğu aradık, t i r levha ve tiğim Mevlidi Nebevî sırasında cüz buruşuk bir kâğıda sarılı bir kudanımın çalınmış olmasından do tu. Açtık... Cüzdan yok... Bir zaıi layı bana telefonla geçmiş olsun var... Elleri titriyen Necmi zarfı diye eşe dosta şükranlanmı sunar yırttı, içinden çıkan kâîıdı okudu: ken bir hatıra olan mezkur cüzda«Arpa ektim darı çıktı nın iadesini sayın yankssiciden ri«Şinanay, şinanay.. ca eder, bundan »onra üzerimde •Bir kız aldım beş liradan fazla para taşımamaya Allah kahretsin. Herif alay yemin ettieim cihetle bir daha beni çarpmak zahmetine katlanma ediyor. Baksana! diye mektrub'J malarını büumum yankesici esna yırtarken, arkamızdan hep bir ağızdan: fana ilân ederim. Saygılarımla.» •Arpa ektim darı çıktı İki gün sonra Necmi, gazeteye «Şinanay, şinanay. telefon etti. Şarkısıru ijittik. DÖnüp baktığı Beyefendi, müjde! mız zaman Mahmud Moralı, Beh« Ne haber? Bulundu mu? Hayır ama onun gibi bir şey. zad, Vasfi, Bedianın el çırpıp farkı söylediHerinl gördük... Necmi: Bilmece gibi görüşme. Aşk olsun; dedi. Benim içim Beyefendi! Ben şimdi oraya yanıyor, siz alay ediyorsunuz geliyorum. Derken onlar el çırparak şarkı Yarm saat sonra geldi: Şu mektubu okur musunuz söylüyorlardı... Baktı ki olmıyacas, Beyefendi? Ve bir mektub verdi. Necmi de birlikte göbek atmaya başladı. Vasfi: Okudum: Ha, şöyle! dedi. Bir cüzdan «Sayın Bay Necmi Rıza! •Çok pardon. Paramzı aldım. gider, bir cüzdan gelir.. ama oğlunl Lâkin çok lânmdı. Kusura kalma sen gidersen bir daha gelmezîin^ yın. Gazetede okuduk. Cüzdanınızl diyerek n??ihat verdi. Hep Urderl istiyorsunuz. Biz namuslu adamız. bizim tafciye dolduk... Halimi» CUzdanının yann sabah Topkapı görülecek bir şeydi. da kaie kapısmın sağ tarafmda •• B. FELEK Polise, hemen yarın. Parayı ödedik ve kalktık. * * * TÜRALİ Teşvikiye camiinin bahçesi ka rif tekrar geldi. Yanıbaşında solabalık bir halkın işgali altında.. yundu.. aptest alırken sordu: öğle üzeri böyle çoluklu çocuklu Ağabey! Âmentü ile aptest 0halk ancak Mevlid münasebetile lur mu? toplanır.. demek ki bir iyi sesli Hafız derunf âyet okumakta olMevlidhan okuyacak. Güzel yüz, duğundan başile evet, dedi... ve güzel söz, güzel ses Allahın da sonra: aevdiğidir, diye camie dognılurken Kuzum, ne biliyorsan oku da kapının önünde bir hırpani adamın aptestini al! Ama doğrusunu öğreneyim diyorur^. Belki günaha girerim. Tımarhaneye girmiş adam gü Şakayı bırakın Al'' V::;ıa.. Ş*****!**, \ . . Çarpıldım. naha girmez. Y az a Ayol, deli rr.i'n? Cin çarp Hay yaşayasın ağabey. Allah insanı ne çarpar? İnsanı cin çarpar. ması falan masaldır. Sen onlara 6esine kuvvet versin. Allah saklasın... inanma!. Neden? Yankesici çarpar.. Hayır cin değil... Cüzdanımı Ben biliyorum, senin Mevlid Evvelâllah ondan korkmam. çarptılar. okuyacağını. Kaç tanesini elimle yakaladım. Senin para cebini kaşıvor... Hayret vallahi.. beyefendi fil do Hep bir ağızdan: Kim söyledi? Başka ne çarpar beyefendi? Aaa! dedik.. vah vah... Kaç Aman beyefendi. ne olacak?. ğurur mu? Kadınlar birbirlerine göster Piyango çarpar, otoînobil çar Zaten elimde i n Hurmuyor ki... para vardı? Doğurur.. diler. Aman ağabey şu kasideyi Seksen lira kadar... Aaa! iki bizim Necmi ile münakaşada oldu unutma' İlle o kuş konması yok par, güneş çarpar, çarpar oğlu çar* * * « NPSII doğurur acaba? par. Ne diye soruyorsun? Imtihan yüz lira da Sıtkının parası vardı. ğunu gördüm... Hiç fil ebeliği yapmadım.. mu vallahi işitince içım fena oluVasfi, Necmi, ben. iki hanım ve mı oluyoruz? Hangi Sıtkın:n? Kaç ayda doğurur. Ağabey! Ailahaşkma bir kad yor.. kocalan... Boğazda deniz üstünde Yok beyefendi! Şu cin çarp bir gazinodayız.. bizden başka gar Terzi Sıtkınm. Borcuna mahde çakıver de şu ahalinin içi açıl Üç senede.. Sus ağlama kuzum! masını anlıyamıyorum, acaba cin sonlar var.. tenha.. rahat.. istediğisın! Aa, lise tahsili gibi desenize!. suben Ihsan Bey vermişti. Götüre Nasıl ağlamıyaym. şu halim? Sus ayol. Deli mi ne? Mevlid bak.. ben böyle olacak adam mıy nasıl mahluktur? miz gibi konuşuyoruz... Necmi Peki beyefendi manda ne kadar ccktim. Bana mı soruyorsun? Vah vah... İyi aradın mı? zamanda doğurur? de iç açılır mı? Kınagecesi mi bu!.. dım?.. pürneşe: Evet... On iki ayda.. Yok ağabeyciğim, onu demek Baksana oğlum. Garson efen Allah büyük kuzum.. Allahtan Aradım canım.. yok. Cinlerin ekserisi dişidir ve di. Bize ne vereceksin? Bütçe gibi bir şey.. kurbağa istemiyorum. Yani bir yanık jey ümid kesilmez.. Evde bırakmış olmıyasm! güzel kadın şekline girerler.. kaşı oku oku da ağlat şunları.. İstakoz var çok taze., lüfer aoğurur mu?. Hayır. Camide cüzdanımı çı Allah razı olsun, Allah ne Vasfi atıldı: Sen bu camiin hademesinden muradın varga versin.. ben çabuk KÖzü, ağzı burnu, edası medası ye var.. ızgara.. şişkebab.. ciğer kebab. karmıştım. Seksen beş, iki yüz rir.rİEdir. Eğer ihtiyatlı davranmaz bonfile... dolma var.. yemek çok.. Aman Kecmiii.. bu^ün de hay daha... İki yüz seksen beş lira misin? gideyim de çok arkada kalmayım.. Hayır ağebey! Benim babam diyen hırpani.. yanlışhkla Necmi san adamı çarparlar.. İstakoz getir.. lüfer de yeriz.. vanat ebeliğine merak sardın! Bı vardı. (Birdenbire bağırsrak): Aaa! rak da akıllı uslu konuşalım... hünkâr imamıydı. Sen bana bak nin ceketini aldı.. o farkında de Aman beyefendi! Şaka ediyor ciğer de yer miyiz Vasfi Bey! Mektublar da gitti. Muska da vardı. Peki Vasfi ağabey.. siz buyuma! Düşmez kalkmaz bir Allah. ğil.. ayaklarını yıkıyor. Ben: Hammlara sor.. onlar ciğerden sunuz. Kadın adamı çarpar mı? Ne mektublan? run da konuşalım.. Ben iki defa tımarhaneye girdim. Delikanh. yanhşlık oldu gali Ayol ciddî konijşuyorum.. ga anlsrlar.. Hiç beyefendi. Mahrem mekEiiirizden bir kaza çıktı da.. kuzum ba! diye ceketi gösterdim. Hay şöyle.. şimdi sen bize şu tublar. Hammlardan biri karşıladı: zetelere bak. Hergün bir kaç kişiağabey bp.na bir kaç para versene!. A, A! Neden, biz kedi miyiz? «Dil yâresini andıracak...» şarkısım Haa! Dalga geçiyoruz galiba! nin kadın kıyafetindeki cinler ta Muska ne? Bir taraftan halk camie girerken Affedersiniz, Hayır a canım.. siz ciğer köşe geçiver bakalım... dedi. Necmininkini Yıldız barmklığı muskası. öbür yandan Necmi ceketinin ce bıraktı.. kendi ceketini aldı. Giydi Yedik, içtik, eğlendik, güldük. sisiniz ya!.. binden çıkardığı cüzdandan para ve gitti. Bu iki ahpab çavuşun bulunduğu Haa! Şu madde.. iyi tevil etarayor.. bulamıyor. Ne ise bir kaç her meclis gibi, meclisimiz şen oltiniz. * * * kuru^ veriyor.. ken öteki tekrar Yemekler geldi.. istakozun kıs du... Saat gecenin on birine doğru musallat oluyor.. Mevlid güzel oldu.. çocuk bülbül kalkmak üzere hesab istedik. Garkaçlarım gcren Necmi: Ey cemaat aptestlerinizi taze gibi okudu. Ahlar, vahlar... Kasi Kırk yıl kalsam ben böyle bir son bir müddet sonra sanki açıkta leyin.. içeride musluklar var. Ap de esnasında hıçkırıklar... sürmegösterilmekten utanırmış gibi ikiye şey yapamam.. testlerinizi tazeleyin. Allah kelâmı leri .gözyaşile akmış güze! gözler.. A, deli! Ayol istakoz yapıl bükülmüş bir fatura getirdi. Necdinliyeceksâniz, vallahi çarpılırsı ve tebrikler... tejekkürler... Çıkmi aldı.. okudu. maz.. denizden çıkar... nız. Bak bana. Bir kere aptestsiz tık... Bir kaç arkadaşla birlikte ca Baksana oğlum! Al bunu gö Beyefendi, istakoz doğurur camie girdim. Bir daha iki yakam mi bahçesinde toplandık.. tür, ustana... Yüz yirmi kuruşluk mu? Amaan beyefendi! Ne kadar bir araya gelmiyor.. Liilah« illilr?fmdan çarpılmış olduğunu goturşu ayıbdır. Lâhananın okkası Hayır yumvrtlar. korktum bilmezsiniz? lah... rürsün! Ya vurur, ya vurulur, ya yirmi kuruşa... Bize biraz iskonto Merhum Hafu Rıza Efendiden al Tavuk gibi mi yumurtlar?. Neden? Baktıra Necmi mıuluklarm bupara çalar, ya kız keçırır, ya karımıştım. yapsın!. Vasfi cevab verdi: «Mis gibi kokusu canlarda tü sım boşar, ya iflâs eder. lunduğu tarafa doğru gidiyor. Acaba nerede «ldu bu? Garson, gitti geldi. Hayır, senin gibi yumurtlar.. te. diye okurken bir ürperme gel Nereye? Hani çarpılırdı? Camide beyefendi. Abdest a Patron iskonto yapmiş pasam.. aman Necmii.. saçmali'.nağa başdi. Çarpıhyorum sandım. Ya apets Aptest tazeleyeceğim.. hrken o serseri herif bana musal Avol bunların her biri bir çe ladın.. Turşu da silmiş. tim eksikse diye... Aptestin yok muydu? şid çarpılmaktır.. onun için.. Necmi elini sol iç cebine attık lat oldu. Merak ediyorıım Vasfi Bey. Ayol sana bu vâhime nere Vardı ama, şu kerata herif Haa! Gerçek, senin ceketi al Aman Allah korusun... Neye bırakrnıyorsun öğreneyim.. tan sonra gözlerini kapayıp: içime şüphe soktu. Tramvaydan at den geldi? mıştı. Konısun ya!.. Bunların en (Bana) Kıskanıyor da beyefendi, Eyvah!. dedi. larken kunduram gıcırdadı ama... Allah kahretsin! İşte 0 aerseri tehlikesizi yankesici çarpmasıdır. Yaa! Ben görmedimdi. malumatlı olmamı çekemiyor.. baBen sağ elini kalbinin üstünde Aptest alıaazt yerde bir hayîi herif «bak ben ne hale geldim» Öyle beyefendi.. beyefendi, lık doğurur mu beyefendi? Evet, senin ceketi guya yantuttuğu için kalbine bir şey oldu kimse vardı.. aptest alıyor ve kudedi de.. ben de öyle olmayım dihadi şöyle Boğaza kadar gidelim.. Yumurtlar.. sandım. Hemen yüzüne su serp hşlıkla almıştı da.. benim ihtar:m rulanıp gidiyordu.. ben bizim h« ye korktum. İnsan çarpıhr mı behava alırız.. üzerine... Sonra kuluçka mı olur?. tim. hn beldedim.. joyundu.. ceketinr yefendi! Vakit gecikti.. Demek ceketi de eötürecekti. Hayır, muayyen yerlere yu Aman beyefendi! Ne yapıyororadaki demire asü, kürklü kolla Çarpuu? Geciksin.. yolda Vasfi Beyi de murtayı bırakıyor. yumurtalar o sunuz? Daha Sıtkıya parasını bile ödemeruu ttvadı, apUıt almağa başladı.. Nerede? alırız, Boğazda yemek yeriz.. ne o rada açılır, yavrular çıkar.. Biraz kıravatını çöz canım. mistim. Allah belâsını versin... Şim demincek para verdiği hırpani he Fena fotografçı önünde.. lur beyefendi. di ben ne yapayun? Habbira. Ne kuvvet!.. Ne oldu? Çok mu yedin *ıe2 MİS GİBİ KOKUSU Felek
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear