23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
25 AralıklKO CUMHURriET Amerikada sigara içenlerle içmiyenler üzerinde yapılan tetkiklerin neticeleri En az 400450 senedenberi medenî âlemde tutunu zehır addedenler, sigaraya «tabut çıvilerı» ısmini verenlerin butun ısrarlarına rağmen çubuğunu çekıştıre çekiştire hayalâta dahp gündehk derdlsrini unutmağa çahşanların, kcklaya koklaj'a purosunu içsrek keyiflerine keyü katmak isteyenlerın, âsâb gergınhklermı bır ı.u nefes sıgara ue gıdermeğe heveslenen^rin sayısı gun geçakçe artmaktadır. Bugun, yeryüzünde en çok tütün içen rai'Iet Amerikahlardır. Bırleçık Amerikada reşıd erkeklerin .neraen do'rtte üçu, kadınlarm JSS yuzde kırkı şu veya bu şekilde tütün kullanmacta ve kadın, erkek, ç.uk çocuk oimak üzere, nufus ba5:na senede hemen b.r paket sıgara cuşmekte, senede 4 Û mılvar sigara C s^tılmaktadır. Bona karşuık, tütur.an faydalı mı? zaıarh mı? olduğıle en çok u^rsşılan, bu yo!da en genış araştırma ve inceleme yapılan yer de Amerıkadır. Nitekım, bundan kısa bır müddet evvel bu sutunlarda Reader's Digest'ten nakledılm^ş bır yazıyı okudunuz. Bu yazısında muharrır, araştırma netıcelerini gözden geçırırken, gün geçtikçe kendısıni bır korku aldığmı ve en nıhayet, indııe ındire, on sigara ile kanaat ettığini yazıyordu. Gene bu sutunlarda, sayın doktor Kemal Saracoğ.u sıgarar.m akcığer kanserıle alâkah olabıleceğinı ima eden araştırmalar hakkır.da malumat verdı. Dikkat ederseniz «Sıgaranın akciğer kanserıle alâkacar olabıleceğıni ima eden» şekîınue müphem, kaçamakh blr cumle kul'anıyorum. Çunkü henüz başlangıç safhasmda olan her çeşıd fennî, hassaten tıbbî araştırmal?r neticelermden bundan daha kat'iyetle bahsetmeğe imkân yoktur Buna rağ^cn, Amerikada olduğu gibi, dı^cr bir çok rr.emleketlerdc de kâh t:b adarr.ları, kâh bır tıb adumının aıc;t:rma raporlaıını okuyarak bunlara kendiliklerınden kat'iyet ifacesi veren Amerikuda gittikçe sajısı artan sigara tiryakisi kadınlardaa biri kımseler, elde edılen net'celerin kat'î olarmyacağım unutarak bu nun mnkalesinde sozü geçen Ar bul edersck, akciğer kcnserinio olan Mayo Kliniğinde yapılan araşmuvakkaten çok hailerde sıgarayı baş su',îu jantinli profesor Roffo'nun tecru hassUen kadınîar arasında daha tiTnalar, sigaranm saymiflar, ılk hamlede sigarayı rr.ah belerıdır. Profesor Roffo, tütün zıfı fazla artmış olması lâzım gelmekte na'ızı arttırdığını, muvakkaten tankum edıvermişlerdır. Kakıkat halde rınde kanser tevlid eden hıdro dir. Halbuki istatıstıkler, tamar.ıle sıyonu yükse'.ttığıni ve vucud uclaiss henüz hiç bır araştırma, sıgara karbcnlar mevcud olduğunu ve aks.ni gostermekte, yani son sene r nda muvakkaten harareti dü^urnın şu veya bu hastalığın sebebi bunlan lâboratuvar hayvanlanna lerde akcığer kanserine tutu'an'arın dıığünu tesbıt etmiştır. Sigara düşsayılmasın: gerektiren bır netice zerketmek suretile bu hayvanlarda çokluğunu kadınlar değJ, erkek mar.ları derhal bu neticeleri şumuUcndırn^eyi ihmal etmerr.iş'erler teşkil etmektedir.» vermış değıldir. Yalnız, | u n a da kanser tevlid ettığini bildırmiştı. derhal işaret etmek lâzımdır ki, bu Fakat ıon senelerde İngılterenio «Bu muvazı artış» faraziyesinın dır. Halbuki, gunde k hayatımızda trun karşılaştıfiT.ız haılerın sstırlan okuduktan sonra, doktoru Bırmingham Üniversitesile Isviçre yanlışlığmı bcurtmek ifin verem her nuz size sıgarayı azaltmanızı, hattâ de Zurich Ünlversitesınd* yapılan bahsinde de ıleri sürülmüş olan pek ç"ğu vücudümüz üzerinde aynı kesmenizi soylediğı zaman kendi ara;Urmalar profeaör Roffo'nun al aynı çeşid iddialan da zıkretmek tesiıı gostermektedir. Meselâ güzel kendmize: «Sen ne bilirfin? Bak dığı neticeleri tcyld etmediği gibi, mümkündür. Gerçekten, bır ara sı bır kadm gormek erkeklerin nabız «Cumhuriyet> bile yazıyor. Slgara Amerikanıa majhur Millf Kanseı garanın verem tevlid ettığı de idcıa artışuıı pekâlâ arttırmaktadır. Tanın hiç bir zaran yokmuş» deme Enatitufünd* d« araftırmalar, siga olunmustur. Halbuki, son yıliarda bıi ayru hal tansıyonu öa arttırğe kalkışmayın... Zira, yağlı yemek, ranin kanser tevlid cttiğıni Isbat ba sigara içenİTİn miktannın çok faz maktadır. Bıraz hızlı yürümek, yayavan yemek, hareket veya hare kımından mu.»'' K yeuiziığe u j la artmıj o'.masına karşılık, veremp hud bırdenbıre kızıvermek de keza. ketsizlik, tuzlu veya tuzsuz, gttntfİB tutulanların miktarı bariz bır şekil Şu halde, kalbimiz üzerinde, her fazlası veya azı gibl nhhî durtnuogün karşılaştığımız hâdıselerden taAmtrik*<j« armftırmalaı de azalmışür. muı üzerinde müessir olan unaor> aylarca •Ormu» ı>eı Ihtımal gozoDiğer taraftan, Amerikan Kanser mamile farksız bir tesir icra eden lann hepsi gibl sigarayı da su v«yı nunda tutularak çah;ılmi}, fakat Enstitüsü, cınaf «tozı ların akciğer sıgarayı kalbi bozmakla itham etbu ferdin, şu veya bu hususl duru profesor Roffo'nun iddlalarını te kanseri tevlid eden unsurlar ara mek mürnkun müdürî rnu icabı azaltman ••ym knmtsl yid imkânı bulunamajnıştır. Dlğer sında bulunduğunun kat'iyetle tesNitekira, bu düşünce ile, Columlâzırn gelebilir. Buna kırşdık, vü taraftan Graham Wynderin «son b.t edllmls olduğunu behrtmekte bia Üniversitesinde geçenlerde cidcudünüzde aşikâr bir Arua yokaa, senelerde akciğer kanserile sıgara dır. dî arastırmalar yapumıştır. Bu aras bütün söylentilere rağmen, dfara içenlerin mıktan müvazi bir şekild» Sigara ve kalb tırmaların birincı netıcesi sıgaranın sizi hastanelere T« hattA mesa artmışür. Bu itibarla, uzun müddet. Bittabi akciğer kanseri sigaraya nın ka^b üzerindeki tesirinin insara sürükleyeceği de hakikataB htt fazla tlgara içmenin kanser tevlid ^nad olunan yegâne suç değildır nına göre değiştiğidir. AmerıkaD hayll uzak bir iddladar. f eden mühim bir unsur olarak ka S'saranın kalbe zarar verdiği, siga Tıb Cemiyeti dergisınde yayınlanan Şimdi, ctıbbl ve faml anftja^»* bulfl mümkün förülmektedir» yo ra içmenin kalb hastalıklannı kö raporlarında ise, Columbla Üniverlar> neüceai rtgarazua aleyhlne lundaki iddialarını da Kanaer Ens ruklediği de ötedenberi ileri sürül sitesi tıb adamlan şu nflıa! neticeyi olarak ortaya atılan iddlalann ea titüsü su mukabil müşahede ile cer mektedir. Tıpkı akciğer kanseri behrtmektedirler: «Şiryan ârızalan mühimlerlni teker teker gözden ge hetmektedir: tSon otuz sene içinde bahsinde olduğu gibi, kalb bahsin da dahil olmak üzere, kalbi hasta çirelim. Bu lddialann ne dereceye sıgara itiyadı hassaten kadmlaı de de bu iddialan destekler gö'ril olanlann büyük bir ekseriyeti, kalb sağlam veya çflrflk olduklan arasında artmıjtır. Bu itibarla, eğer nen emareler mevcuddur. Nitekim lerinde sezılebilen bir ânza vukua nı beraberce inceltyellm. Btml*nn sıgaranın kans«r tevlid ettığini ka şöhreti bütün dünyaya yayılmıj gelmeden itidalü olmak şartile sien bafutda, aon (amanlarda kanser arajtırmalanna •erü«o M\yuk «hero Küçük Hikâye: miyet ve dolayıslle flgarsrun akciğer kanseri tevlid «ttiSi yolundaki Çiçekler arasmda kaybolan iddia gelmektedir... villa hiç de bekledıği gibi c'cğılAkdğer kanseri ve sigara di. Sahıbesi Madam Chalon da Sigaranın akciğer kanseri tevlid klasık katiUerden hiç birine benzemiyordu: Onda ne bir Kleopatettiği yolundaki iddialann mesnera, ne de bir cadı tipi vardı. Kırk dini Amerikan Tıb Ceıniyeti dergiyaşlarmda kadar olan kadınm kışan bir sükunete bürünerek cesinde (Journal of the American gözleri, bulunduk'an salonun vab verdi: Medical Assoclatlon) yayınlanan iki yuksek pencerelerinden gdrünen ciddî rapor teşkil etmektedlr. Bun Madam ben buraya 1939 ocak Akdenizin sulan gibi mavı idi. lardan birisinde, St. Louisil Emest ayında ölen M. Wesser'le 1946 maL. Wynder ve Evarts A. Graham Garib şey! Yancklan 18 yaşın yısmda vefat eden M. Chalon'un isimli iki doktor, akciğer kanserme da bir kızınkıler gibi güzel olgun cesedlerini muayene ettirmek ümüptelâ 605 hasta ile, hastanelerinşeftalıleri andırıyordu. Hafıf bir zere mezardan çıkarılmalanna dolgunluk, kalçalannın yarattığı müsaadenizi rica etmeğe geldim. deki 780 diğer hasta arasmda yapzarif inhinalar kendisine cana ya Evvelce size müracaat eden artıklan mukayeseleri belirtmektedirler. Bu arajtırmalara göre akciğer km bir hal veriyor, insanı son de kadaşım Luchaire'e bu müsaadeyi rec« alâkalandınyordu. Madam vermemişsiniz. Sebebi? kanserine müptelâ olan 605 kişiderj Chalon da bu derece zarafet ol%965 u şiddetli tiryakilik derece Luchaire hiç de nazik bir masaydı, belki de, şişman görü insan değil. Hoşuma gitmedi. sinde sigara içmekte imiş. Buna nürdü. Fakat bu kadında başka Tam sizin zıddınız. Onda incelik karşılık, akciğer kanseri olnuyan bir alım vardı. fnsan onun altmış yok. Ben kanunun hükümlerine diğer 780 kişinin ancak %73.7 sini yaşına geldiği zaman da aynı şek değil, onun tavırlarına karşı isyan aynı derecede tiryaki saymak mümli muhafaza edeceğinden emin o ettim... kun oluyormuş. Bu rakamlan yükluyordu. sek riyazî hesablann mehengine Kadehi tekrar dolgun dudakla Bir likör içmez misiniz mü nna götürdü. vuran matematik profesörü Paul R. fettiş bey? Rider, bu araştırmalardan: tUzun Sizden bu müsaadeyi esirgemüddet ve bol miktarda tütün, hasBu sözleri söylerken kadehi dol miyeceğım M. Mıron... saten sigara kunanrranın akciğeı durmağa hazırlanıyordu. Müfet İltifatmıza teşekkür ederim. kanseri tevlidinde mühim bir âmi] ti?in gösterdiği tereddüd kadmın Kadın tath bir sesle devam etolarak görülebüeceği» neticesini istuhafına gitti. Fakat terbıyssi ti: tihrac etmenin kabil olduğımu beduyduğu bu hissin dudaklanna Polisin âdetlerini bildiğim lirtmiştir. kadar yükselerek bir gülümseme için esasen cesedlerin çoktan topşeklini almasına mâni oldu. Graham Wynder, raporunun heraktan çıkarılmış ve muayene emen akabinde NewYork eyaleti Hay hay, teşekkür ederim. dilmiş olduklanndan eminim .. Sağhk ve İçtimaî Yardım Tejkilâtı Acayib bir sıkılganlık duyan Hiç bir şeyin farkında değilmiş Kanser Kontrol Bürosunun yayınmisafir kendinden emin bir tarz gibi sararan müfettişin yanaklasiz de şunu kabul edin ki iki kolad:ğı araştırmalarda, aynı çeşid bır da konuşmağa gayret ediyordu. rına biraz renk gelmesini bekle canızın sizinle ikişer sene yaşatecrübeden, yani akciğer kanserine Madam Chaloa, belll etaıeden, di: dıktan sonra mide «ancıları içinmüptelâ olanlarla diğer hastalann kadehi evvelâ kendisi dikti. Böyle ... Tabif birşey bulamadınız do ölmelen, her ikisinm zengin sı'ara içme itiyadlannı mukayese yapmakla komisere sanki: «Göve ne türlü hareket edeceğiniz: oluşu ve paralinnı gize bırakmael~ıeden elde ettikleri netice, «aynı rüyorsunuz ya M. Miron, bunu bilmiyorsunuz. Onun için gelip lan insana garlb geliyor. sindeki kimseler arasında, akciğeı içmekte hiç bir tehlike yok» debeni tetkik etmeğe, karakterimi Yalan değil. kanserinin sigara içmiyenlere veya mek istiyordu. Sonra hafif güöğrenmeğe ve sözlerimde beni ildaha kısa bir zamandanberi sigara Madam Chalon pencereye doğlümsiyerek dedi ki. zam edecek bir taraf, bir mana ru gıtti. Güzel profilini, /ücudüiçenlere kıyasen, devamlı olarak 25 iki kocamın zehirlenmesi olup olmadığını anlamağa karar nün muntazam hatlaıjıı denizin senedenberi sigara içen kimselerde hâdisesini tahkık içüı geldinız verdiniz... iki misli daha sık görüldüğüdür.» maviliği çevreliyordu. değil mi? Bu oklann her biri hedeflne Ilk bakışta bu raporlar sigarayı M. Miron size herşeyi itiraf Madam (bir an tereddüd et vâsıl oluyordu. Hem öyle ki sehemen kat'iyetle mahkum eder gietmemi ister misiniz? ti) madam, ben... beb olduklan yaralan saklamağa bi görülmektedir. Hakikat halde, Bu sözleri söylerken bütün ka Tabiî heışeyi biüvorsunuz. imkân kalmıvordu Miron hemen dınhğım harekete getirmis, hattâ her iki raporda tütünde kanser tevBütün şehir beni suçlu sanıyor. ksrarını verdi: Herşeyi birden, tahrik edıci bir hal almıştı. Sesilid etmeğe muktedir bir m?ddenin Bunlan buvuk bır soğukkanlı olduğu eıbı snvlemek helki daha nin tonunda baygın bir okşayış mevcud olduğu kansatine istinad lıkla soylemiş*i iyi neticeler verebilirdi. etmektedir. Bu kanaatin mesnedi vardı, o derece ki Miron kendini Müfettiş resmî hüviyetine ya Hakkınız var madam. Fakat tutmak rcecburiyetinde kaldı ve ise, saym doktor Kemal Saracoğlu f Tütün Tiryakileri ve Hastahhlar Dersleri eğlence haline getiren iki vasıta: Film gara lçebflirler. Hattâ, bunlann fekserisi için »ig'ira, sadecs zevk vermekle kalmayıp hastalann nıhl istikrannı sağiamağa da yardım etmektedir.» Bittabi, yukanda da i|aret olunduğu gibi, bu rapora bakıp kalb hastalarının derhal sigaraya sanlmalan tamamile yersiz olur. Nitekım, Columbia profesörlerinin r a porunda sigaranın bazı kalb ânzalarmda konjestiondan mütevellid kalb aksaraam, enfaktüs ve kalb romatizmam kat'iyetle menedilmesi gerektiği belirtilmektedir. Dığer bir iddia da sigaranın ömrii kısalttığıdır. Bu iddianın fennî mesnedi Dr. Raymond Pearl'ın on iki sene evvelki araştırmalarıdır. Gerçekten, 6.813 kişi üzerinde ıncelemeler yapmış olan Dr. Pearl, tiryakilik derecesinde sıgara ıçanlerin ancak %46 smın aît^.ışmı aşabıldiğini halbuki hiç sı^üra ıçmeyenierın üçte ıkisının altmıştan öteye rahat rahat ulaşabıldık'e'ıni tesbit etmıştı. Dığer bir çok doktorlar :se Dr. Pearl'ın elde ettiği bu neticeyi sakat bulmaktadırlar. Meselâ Amerikada ömür süresi mütemadî surette yukselmiştir. Bugünkü vasatî 67.8 senedrr. Buna karşılık 1900 denberi sigara içenlenn mıktan yüzde 11.775 artm;ştır. Dığer taraftan, figorta şirketlerı de, hayat sigortası primlerinde sigara içenierie aigara tçmiyenler arasmda bir fark gozetmernek suretıle sigaranın ömür süresi üzerinde bir tesırı olmadığjıa inandıklarını maddî bir şekilde isbat etmişlerdir. Diğer iddialar Bir iddia da sigaranın neşvünerraya engel olduğudur. Bu iddiayı da fizikî istatıstıkler çürütmektedır Meselâ 19171918 de askere alır.an Amerikalılann İkınci Cihan Harbmde askere alınanlara kıyasen çok daha az sigara ıçmelerine karşılık, İkinci Cihan Harbi askerlerinin babalarına kıyasen vasatî 5 santim daha uzun olduklan tesbit edıl niştir. Üniversite talebeleri arasmda yapılan aynı çeşid kıyashmahr da aynı neticeyi vermiştır Eaşka bir iddia, sigaranın kadm'arda kısırlık tevlid ettığıdır. Kadınlar arasmda sigara içenler Sd.vısının artışına karşılık doğum nibbetinin her sene bıraz daha yuks^mesi de bu iddiayı çürütmeğe kâfı görülmelrtechr. Netice Bittabi, sıgaranın herhangi bir has teüğı tedavı etmek gibi bır faydası yoktur. Dtğer taraftan sigara pahalı bir itiyaddır. Buna karşılık, dünyanın karışık durumu muvjcehesmde âsâbların mütemadıyen gerCdıği şu sıralarda, pıpo çekıştırmenm, sigaradan bır kaç nefes almanın bu âsâb gerginhğini gıderdiği de inkâr edilemez. Doktorlar, kendileri hassaten sıgara duşmanı olmadıkça, sırf bu bakımdan hastalarını sigaradan mahrum etmemeyi daha uygun gdrmektedirler. Hulâsa etmek ıçın şu hâdiseyi kaydedelim: Sigaranın lehüıde ve aleyhinde karşılıklı konüşa konuşa bir neticeye varmağa çalışan bir muharrire, münakaşaya iştirak eden doktorlann son tavsiyesi şu olmuştur: İş olsun diye sigara iç^ıeyin. Ama sigara içmekten zevk alıyors^ınu ke"hdinizi mahrum etmeyin. Nakîeden: M. Kenan KAN Amerikada bir Ukokulda öğretmen, oğrencılerine eğleiiceii bir hikây* okoyor Resımle ders vermek yeni bir gösterilnüstir. Bu filmlerin bine j idır. Bu gibi hallorde onlann yardı usul değıldir. Bir mevzuun re yakm kopyalan bugün bütün InJ mma radyo koşmaktadır. Meksimle anlatıldığj zaman çocuğun gılız mekteblertn» gösterilmekte teblere yardımcı ders mahiyetinzihnine daha iyi girdiğini bütün dir. de hazırlanan radyo konuşmaları, hocalar bı'ırler. SJrıdiye kadar, Muhtelif ilmî mevzulann, hil çocukları hocalarınm okuttuğu derslerı resımlerle canlandırmak hassa sağhk bahislennin fürnle herha.ıgi bır dersten daha fazla vazifesi hocalara cuşerdı; onlar, oğretilmesi de mekteblerde ta)ebe çektığı gıbi, onlara ders mevzuellerınden galdığı kadar, karatah için çok faydalı olmaktadır. Vü larmı daha geniş bir çerçeve taya şekıller çizmeğe çalışırlardı. cudümüzün nasıl çahştığını gös içinde anlatmaktadır. Fakat bugun, muallımlerın bu sa teren bir film mekteblerde en can Dığer taraftan, bu küçük koy nada yenı bir yardımcıları vardır: sıkıcı ve anlaşılmaaı zor mevzuve kasabalarda dış hayatın eğlcnSınema. lardan birini eğlence haline getır ce ve meşgaleleri de mahduddur. Filmciliğin terakkisi üzerine miştir. Çocuk lar bu filmde vücuHalbuki, çocuğun hayata hazır1 bir çok mevzulann. hattâ en çet dümüzün muhtelif uzuvlannın lanmasında mekteb kadar belki refil ilmî bahislerin goz yolile nasıl çahştığını, kanın nasıl dedaha fazla dış hayatın büyük bır ızahı kolaylaşmış'ır. İlk defa ola veran ettığini, hazım işinin nasıl rolü olduğunu bugün kabul etrnirak, halkın merakına hitab etmek olduğunu bütün teferruatile göryen yoktur. Çocuk mektebde öğüzere hazırlanan bu filmlerden mektedirler. rendiklerini hayatta gordüklerile, sonraları mekteblerde istifade eYapılan denemeler, göze hitab tamamlar. Hergünkü hayat çerdilmesi düşünüimüş ve bunun eden öğretim vasıtalarının kulağa çevesinde rastladıklannın izahını üzerine bir «makteb sinema sa hitab eden anlatma usullerinden mektebde daha büyük bir tecesnayii» meydana gelmiştir. çok daha faydalı olduğunu göster süsle dinler. ı Bu sahada ılit buyük terakki miştir. Çünkü çocuklarda hattâ Avustralya radyolan, memlekeleri kaydeden memleketlerden büyüklerde de göz hafuası diğer biri İngilteredir. Terbiyevî film hafızalardan çok daha kuvvetli tin vaziyetini gözönünde tutarak, mekteblere deı» programlan «yır iere karşı daha 1920 senelerınde dir. Cografya derslerinde de filmler mışlar, aynca hiç mekteb bulunbüyük bir temayülün başgdsterdiği İngilterede bugün fılmle ders dünyanın «eklini, kâınattaki mev mıyan yerler için de muhabar* ile okutma mevzuu muazzam tekâ kiini, güneşin etrafında ve kendi ders usulünü tatbik etmişlerdir. xıüllere ulaşmıştır. Hâlen İngil mihveri üzerinde donüsünü, gecey Bu programdan istifade eden ev1 terede ders fılmleri yapan büyük le gündüzun, yazla kışın nasıl ha lerin çocuklan, mektebe gitmeden, stüdyolar bulunduğu gibi, bir çok sıl olduğunu gösterdiği gibi, muh bir çok dersleri odalanndan takib tedris müesseseleri, hocalar ve telif memleketlerin hayatını, iklim etmekte ve şehirlerdeki akranlahukumet, bu sanayii teşvık ede şartlarını ve kendilerine hâs ta rile beraber tahsıllerini ilerletraflarını hatırdan çıkmıyacak şe mektedirler. cek faaliyet gostermektedirler. Avustralya radyolannın öğreSon zamanlarda göze hitab e kilde anlatmağa yanyor. tim programlarmda bir de «ana *** den ders malzemelerini hazırlaBugünün öğretim usulleri ara rr.ektebi» dersleri vardır. Henüz mak üzere devlet tarafından bir komisyon teşkii edilmiştir. Mem sında film kadar radyonun da mekteb yaşında olnuyan çocuklar leketin en ileri gelen ilim ve ter mühim bir rolü vardır. Bunun da için hazırlanmif olan bu derslerbıye adamlarından müteşekkil en iyi tatbik şeklini Avuttralyada de, ana mekteblerinda öğretilen bilgiler verilmekte, aynca çalgı bulunan bu komisyon İngiliz mek görüyoruz. Avustralya, toprağı geniş, nü ve oyun programlan tertib olunteblerinde ders vasıtası olarak kullanılacak filmlerin mevzuunu fusu dağınık bir memlekettir. maktadır. hazırlayacak ve bu sahada çalı Meselâ Sydney sehrinde iki bu Son zamanlarda B.B.C. (İngüiz şacaklara yol gosterecektir. Ders çuk milyon nüfus vardır. Halbuki radyosu) da bu ana mektebi profilmi sanayii, ilmin yeni tekâmül bütün Batı bölgesinin nüfusu bu gramını tatbika baslamıştır. «Anlerıle geliştirmek ve imalâü art bö'lgenin merkezi olan Perth şeh nemle beraber dinliyorum» lamini tırarak bu vasıtayla tedrisi daha ri de dahil olmak üzere bunun taşıyan bu programda mekteb genij sahalara teşmil etmek de yansı kadar bile değildir. çağından küçük çocuklara, oyun Bu gibi seyrek nüfuslu bölge ve eğlenceyle, çalgı ve şarkile kakomisyonun vazifeleri dahılindelerde tam teşkilâtlı mektebler nşık bilgiler verilmekte, onlann dır. Bugür.e kadar İngilterede ders kurmak imkânsızdır. Onun için, hoş bir vakit geçirirken aynı rafilmlerinin imal ve gösterilmesine bir çok köy veya kasaba mekteb manda ilk mektebe hazırlanmalahususî müesseseler çok yardım lerinde onar veya yirmişer tale nna yardım edilmektedir. etmişlerdir. Bu arada elektrik ü belik nnıflar vardır ve bu sıruflaBugün Avustralyadaki 10 bin minin gelişmesi için çaiışan bir rın her dersini bir tek hoca oku mektebden 8 bininde çocuklar ilim birliği elektriğin esaslannı tur. radyonun ders programlanm dinli anlatan on beş film yapmıştır. Bu hocaların ekserisi genc kız yorlar. Bu derslerin programını Onar dakika süren bu filmlerde veya delikanhlardır. Bunlann bü gösteren küçük kitablar da varelektrik ilminin ilk bilgileri, sa tün mevzularda ihtısas sahibi ol dır. Bunlar her sene 250 bin sayı nayie ve ev hayatına tatbik şekıl malarına imkân yoktur. Gayet olarak basılır ve radyo derslerini îeri gayet canlı ve hareketli sah iyi bihnedikleri bir mevzuu an takib eden çocuklara dağıtılır. nelerle, temsilî resim ve şemalarla latmakta zorluk çekecekleri tabi(Unesco ve Mirror'dan) r BIR KURTULUS ÇARESİ M Çeviren: M. Nur yemeklerin ne kadar ağlr olduğunu da bilirsiniz... Aman Madam Chalon ağzımın sulan akacak, boğulacağım. Bu kadar ağır yemekleri... ... Nasol yiyorlardı değil mi? Bana kullandığm usulü sordunuz, söyledim. Daha bunlar gibi pek çok yemekler yaptım... Çünkü ben çok güzel yemek pişirirım. Onlara günde üç dört defa sofra kuruyor, patlayıncaya kadar yemeğe teşvik ediyordum. Yiyorlar, içiyorlar, yatıyarlardı... Şarabımız da enfesti. Eh, insaf edın, o yaşta bu rejime ne kadar dayanabılirlerdi? Sustu. Peki Madam Chalon ya aşk? Beni mazur görünüz ama demin siz bahsetmiştiniz... Bu kadar ağır ve mugaddi yemekler elbette ki insanda aşk» isödad yaratır... Hakikatte onlarda olan behiml hevesten başka bir sey değildi. Ben de onlann karısı idim. Arada sırada kaçamak yapmalanna da göz yumdum, hattâ onlan bu yola teşvik ettim. Böylelikle Bldüler. Gene bir sükut oldu. Sonra Miron birden, o kadar beklenmedik bir tarzda ayağa kalktı ki kadın hayretle döndü. Biras laramuştı. Madam bu akşam benimle biraz Nice'a kadar gelir misiniz? Merkeza mi? Hayır madam, gazinoya. Biraa fampanya ioar, müıik dinler, konusuruz. Fakat... müfettla bey... Beni dinleî"in madam: Yaşım 44, biraz da param var. Öyle aranılacak bir parti değilim ama... Ne de olsa... Gözlerini kadmın gözlerine diktl: Hem ben de ölmek lstiyorum. Madam Chalon kendisine gülerek baktı: İnsan kararında yer içerse neden ölsun? Peki müfettiş bey bu akşam Nıce'e gideriz. Dünya basınından #•• imkân nisbetüıie tabiî bir sesle cevab verdi: Mahzur görmezseniı... Bu kadın tehlikeli idi... Hem çok tehlikeli. Hayrr... Hiç bir mahzuru yok. Madam Chalon gülmüyordu. Pencereden giren hafif rüzgâr kadmın güzel kokusunu müfettışe kadar getirdi. Bu lâtif koku belki de bahçeden geliyordu. Miron not tutmak lürumunu görmedi. Olan bitenin hepsini itiraf etmîsine imkân var mıydı? Fakat .. Müfettiş bey siz yemekten anlar mısınız? Parisliyim, ağzımın tadını büirim. Y« aşktan? Dedım ya, Parisliyim. O halde işte itirafım: Ben bilerek ve istiyerek 57 yaşında olan ilk kocam Wesser'i ve 65 yaşlarında bulunan ikinci kocam Chalon'u öldürdüm. Sebebi? Müfettiş rüya görüyor gibiydi. İlk kocam W»»sser'e ailemin ısran üzerine vardım. On beş gün geçmemişti ki kocarrun bir obur olduğunu anladım. Doymak bilmiyen açgözlü bfr hayvan. Bu iğrenc herif fakirleri istismar eder, ravallılan aldatırdı. Yaşının bütün çirkinlikleri üstünde olduğu halde gene bu yaşın icabı olan vakar ve şefkatten hiç hissesi yoktu. Oburluğundan dolayı zaten midesi pek sağlam değildi. Miron'un tahkikaü da aynı neticeyi vermişti. Peki ya M. ChalonT O daha ihtiyardı... Onun da midesi zayıf mıydı? Evet... Fakat onun daha zlyade iradesi zayıfü. Belki Wesser kadar kaba değildi, ama daha fena idi. Bütün Aknanlan tanıyordu. Alem gokaklarda açhktan bayılırken ona hergün «n gflzal ymekler ve şarablar gönderiliyordu. Ben belki d* bir katilim, fakat herşeyden evvel bir Franazım. Karanmı verdim: O da Wesser gibi ölmeh'ydi. Müfettiş kadınuı sözünü kesmekten korkarak, hafifçe sordu: Nasıl öldü madam? Cevab verirken yüzü gülüyordu: Ağzınızın tadmı bildiğinize göre kestaneli hindl dolması, Hind usulü tavuk kızartması, bıldırcın pilâvı, alaturka patlıcan kızartması, sosisll omlet, gibi Kore meselesl gun geçtikçe berbad ve tehlikeli bir hal alroaktadır. Bu macera harb sonrasınm vahlm dava^ı gıb: gdrünuyor. Esasen jimdiden bır hayll murekkeb ve kan sarfına ve d > kulmeslne sebeo olmuslur. Bazıiarr i gore Kore harbjain Birlejmiş Mıilet rtn uyanışnı temin ve Mılletlerar. ı Idarenın barışı muhafaza yolur. . azmınl behrtmesl Dakımmdan iyi netıcelerı oîmLL5tur. Fa^at bu davının basıt bir as^lrî zaferle lntac ed.leceâıni sanmak bır^z safdılllk olur. Şupheslr Bırleşmış Mıiletlertn kuvvet tezahuru Uzakdoğuda tesırlni gostermışur. Fakat bu te.r uz'an surmemışt r Çının Kore harblne mudahalesindekt h'kmet hakkında bîr çok soz sojle^mıstır Muhakkak ki komunıst devle"ler arzu etmış olsa'ar Uzalcdoğuda hcrbın hiç değ İse ılk safhasım kazan' •lar. Fakat bu ne Rusyaya ne de Ç ns devamlı menfaaüer sağlı>amaz. Her iki devlet bu takdırde can alacak ncktalarımn bombardman edilecej nı bılıyor. Halbuki gerek Çınm gerekse Ru yanın geçen harbın ve ıhtılâlin îesırierini ı?ale ve memleketı ımar Iç n bar. a ihtiyacları var. Bize kahrsa Çln Blrleşrr.iş Mıllet'er Kuruluna bır temsJ heyetı gonderiü'î lçln Kore işıne mudahaie etmıştır. Bu müdahale Lake Success e bır Çin r ayetlnln gelmeEinı hemen hemen meoburt kılmaktadır Bo>k .kie bcir; de kızıl Çinn BırleŞiT.:s M:lletlor r.»' •> de tenısıli meselesı de halledılm ş < cak. Jovn:! cîe Gerevc'den * * * Komünist Çin Kore'ye neden müdahale etti? Schnorkel'li denizaltılara karşı yeni bir uçak Suyun altında uzun müddet durabılen «Schnorkeln lı denızaltıları aramaK ve tahrlb etmek uzere Amenkada ye~u bir uçak imal edilmektedır. Amerits Eahrıye Daıresmden alman znalumata gore «Super Neptune» iîmi verlıen bu uçak akaryakıt alm&dan ve gemi' lerle diğer uçaklardan yardım gortrtksizln genlt sahalarda iaaliyette bı.lunabllecektir. Detuzın sathında veya altında Schnor. kel'li denizaltıları arıyacak olan bt çitt motörlu uçak elektroniK tertıbati mücehhezdlr. Aynı zamanda uçak r c ket. mayin. haflı ve agır maklneü tafekler tajıyabUmektedlr.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear