17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
8 Kasım 1950 CUMHURIYET j Hâdiselerin Akisleri J c İktibaslar ~) Konvinistier dünyası ile hur dünya arasında gırtıkçe geıgınleşen muııasebetJeri gozien gecırırken, Bulsaristanla Turkıyeyi bır iiğer tehlıke bolgesi oiaıak daire ;çine a>bılirsiniz. Eulgar hükumeti, 3 ağustosta \'er â'ği bir nota ıle, haîen Bulgarıstanca yaşamakta olan Türk ırkından kac kişi varsa hcpsinin üç ay zarf'nda Türkıveye alınmasmı istedi. Mesele bıraz tahlil edilecek olursa bıı notanın mahiyeti derhal ortaya ç' "ar. 3u!garistanda 250 bin kadar Türk virdir. Buniann roğu orada doğrruş, bıiyümuşlerdır ve aralarında övleleri vardır ki asırlardanberi Ei'Iearıstanda vaşayan aılelere men suodurlar Bunıarın toplu bir halde mtmleket dışına suralmeleri keaoı'erı kadar Türk iktisadî hayatı içın de muazzam zorluklar yaratacaktır. Dığer taraftan. 1025 te Türkiye ile Bulgarıstan arasında ımzalanmış bır anîaşma mevcuddur ki buna gore Bulgaristandakı Türkler ancak tedricî bir surette çekilecek ve bu iş uzun bir muddet zarftada tamamlanacaktır. Bundan başka, aynı anlaşma Buk'arıstandaki Tüntlerin Türklyeye hıcret edinciye kadar haklarına hurmet edilmesini ve kendilenne karşı insanî bır şekilde davranılmasını, hıcret esnasında da kotü muamelelere ducar edilmemelerıni âmirdir. Halbuki, bitaraf muhabirlerin şahadetile de sabıttır kı bu hükümlerın hiç biri yerıne artıri'memiştır ve getirıl'nemektrdır. Bılâkis, Bulyaıar anlaşmanm tprnamile zıddına hareket etmişlerdır. Ha'.''''cn, Türkler Bul^aristaıdan mallannı. mulklerını tamam.lp ora la bırakrmya mecbur edıleıs!c çıkarılmakta ve Hıtler in Yahjdilere yaptığı muEmeleyi andıran bir zulum eormektedırler. Mületlerarası siyasetteki bütün tecavuz hareketlerinde olduğu çibi bunda da kukla Bulear hukumetini Ruslann idare ettiklerine şüphe yoktur. Sebcb de gayet aşikârdır: Siyasetine tamamıle Batı devletlerile, bir istikamet vermıs olan Türkiye, Ruslann göz diktiklerı Çanakkale ve Karadeniz Boğazlanna hâkımdir. Gene Rusyanın ele geçirmek istediği Yakın, Ortadoğu petrollerine giden yol da Türkiyeden geçer. Bunun için, Rusya, Türkiyeyı iktisadî bakımdan zayıflatmayı ve eğer kabılse, kendisi doğrudan doğruya taarruza geçmeksizin, bu memleketi tahrib etmeyi kendisine gaye edinmiştir. Ellerinde beş para bulunmıyan bir çeyrek milyon mdhaciri beslemek zarureti Türkiye ıktisadiyatını sarsmak için hazır bir vasıtadır .. Ve eğer Türkiye Bulgarlarm aradakı muahedeyi bozmalarına karşj harbe varacak kadar aşın bir tehevvür gosterecek olursa, bu da Rusyanın istediği şeydir. Kore harbinde olduğu gibi, Rusya gene koltuğuna kurulacak ve kendi parmağını kanatmaksızın işleri perde arkasından idare edecektir. Bu meselede Amerikanın doğrudan doğruya yepabileceği pek fazla bir şey yoktur. Yalnız meseleyi yakından takib etmek için bir çok sebeb mevcuddur. Türkiye demokrasilerin son derece kıymetli bir müttefikidir ve yeryüzünün en toh likeli noktalanndan birini işgai ctmektedir. Türkiyenin istiklâl ve varbğım para ve malzcme ile destekjiyecek olursak gayet makuJ hareket etmiş oluruz. Diğer taraftan, Türkiye. Bulgar meselesini Birleşmiş Milletlerin huzuruna çıkaracak olursa Amenka, Türk davasmı sonuna kadar müdafaaya hazırdır. Meselenin Birleşrtrş Milletler tarafından ele aünması her halde faydalı olacaktır. Hâdisslerin nasıl cereyan edeceğini tahmin zor değildir. Muhakkak ki Rusya zorluklar çıkaracak, Bulgaristan da mületlerarası bir tahkik heyetini hududları içine almaktan kaçmacaktır. Fakat meselenin dünya karşısında aydınlatılması demokrasılerin haynna ve kanaatimizce, dunyanın uzun müddet daha sıhhatte devamına yarayacaktır. (San Francisco Chronicle) ss * * Muhakkak olan bir şey varsa o da şudur ki Moskovanm Bulgaristandakı adamları bu memleketi mahva sürüklemek için inad ve sebatla çahşmakta ve Bulgaristan için de Korenin akibeti gibi, akibte h?ırlamaktadırlar. Onlann bu istıkamette girıştikleri en son faaliyet Bulgaristandaki Tu klere yaptıklan vahşi muameledır Bulgaristanın komünist idare cıleri Türk azlığını toplu bir halde muhacerete sevk için en aşırı vasıtalara başvurmaktan geri kalınıyorlar. Bu arada Türkler bütün mal ve mülklerinden. para ve eşyalarından mahrum edilerek muhacerete rr hur edıliyorlar. , îya komunıstieri, her zaman o' usu gibi, bu sefer de cinayetlarınm kabahatıni baskaiarının uzerıne atıyorlar ve bu işten dolayı Turkıyeyi mesu] tutmaya çalışıvcr laı Bu, yalan olduâ;u kadar pek hâvâsızca ilerı surulmüş bir iddiadır Cunkü 1925 te Türkiye ile 13ul garıstan arasında imzalanan muphede ,her iki taraftan, kendi arzu uîgaristan Ttirkleri itinya basını larile hicret etmek istiyen Türk ve Bulgarlara dairdir. Fakat, gene her zaman olduğu gibi bu sefer de komünistler antaşmalan kendi menfaatlerine göre tefsıre kalkmışlardır: Tıpkı şeytanm Mukaddes Kitab'dan kendi !ehine ahkm çıkarması gibi. Dığer taraftan, herkes bilir ki Bulgaristandaki Türkler, memleket teki idarenin şekli ne olursa olsun, siyasî faahyetten daima uzakta kalmışlardır. Bulgaristanın bu mütevazı ve namuslu vatandaşlan günlük ekmeklerini alınlarının teri ilo kazanmışlar, vergilerini muntazaman ve dürüst bir şekilde vermişler, devlete karşl vazifelerini gayet sadıkane bir şekilde yerine getirmişlerdir. Buna mukabil, Bulgar miUeti de, ata sözlerine geçmiş olan müsamahakârhğıle, memleketin Türk vatandaşlanna daima iyi muamele et mış ve onları kendisile bir tutmuştur. Işte bunun içindir ki komünistler Bulgar vatandaşlan arasında bu suretle bir kanşıkhk husule geürmeye ve Bulgar milletinin daima iyi hisler beslediği bir komşu mern leketle münasebetlerini zehirlameye çalışıyorlar. Bu işte Moskovadan emir aldıklan mühakkaktır. Zira, Türkıye ile Bulgaristan arasmda dostane münasebetler bulunması Moikovanın hiç de menfaatine değildir. (Free Bulgana) 250 bin Tüıkun derhal Türkiyeye ahnmasını istiyen ve Moskovarun emrile yapıldığma şiıphe olmtyan Bulgar talebınin, kcmünistler tarafından müslumanlara karşı ötedenberi takib edilen siyasetten ilharrı aldığı mühakkaktır. Resmî umdeleri icabı din aleyhtarı olan Sovyet idarecileri, 'jir takım siyasî scbeblerden dolayı RUJ ortodoks mezhebine karşı nisbeteo müsamahakâr davranmakla beraber. Musevilere ve müslumanlara daLna kötü muamele etmişlerdır. Bilhassa son zamanlarda müsiümanlara karşı bir tetbiş seferbcrUği başlamış bulunuyor. Bu arada «Literaturnaya Gazeta» isimli Sovyet gazetesinde islâm dmi aleyhinde ç i a n bir yazıdan on beş gün sonra Bügaristaıun bu meseleyi ortaya atması manidar bir hâdise olarak kaydedilebilir. Rusların kendi topraklarındaki milyonlarca Müslümanı Sovy2tler Birliğinin kutub bolgelerıne sürmeleri gibi, bugün de Bulgaristanuj kendi hududlan ıçindekı Müslümanları dedelerinin iopraklarına sürmeye mecbur ettıâini gcrüyoruz Sovyetler Birhğindeki Türa ve Müslümanlann, bilhassa Kafkasya, Kınm ve Volga bolgesindekilerin Sibiryaya sürülmeleıu harbden çonraki devrede Rusyanın ika ettiği en gayriinsanî hareketlerden bıridir. 1944 te Tatar ve Kırım Cumhuriyetlerinden 8 milyon kişi kutub bölgesine sürülmüştü. 1945 te diğer Rusya Türkleri de aynı bölgeye tehcir edıldi. Bu zulüm hareketine maruz kalan Türkler arasında Çeçenler, Hazer Kalmuklan ve Balkara halkı vardır ki yekunu 3 milyonu bulmaktadır. Bundan baçka. Dağistan, Çerkezistan, Azerbaycan, Kazan ve Baçkir bölgelerindeki Türk ve Müslümanlar da aynı âkıbete uğramışlardır. Lehistan, Ukrayna, Litvanya, Beyaz Rus ya ve Rumanyadan sürülen Türkleri de ayrıca hesaba katmak lâzımdır. Gerek bu vâkıalar, gerek Buîgaristanm son hareketi gözönünde bulundurulacak olursa Ruslann gerek So^etler Bırliği. gerek peyk memleketler hududlan dahilındeki bütün Müslümanlar tamamile imhayı gözeten bir program takib ettiği aşikâr olarak görülür. d ' . S. Bullcrin) basit bir manevradan ibarettir. Tibet ve Hindistan Rusyanın, Almanyanın sılâtılanması Tıbet'in Çlne mukavemet edeceginl karşısmda yukselttıgi itırazlar bir farzetmek yersiz olur. Bu merrüekette şarlla makbul gomîebıUrdı: Ruslar bu zoten erkeklerto yarısı manastırlarda notanın yanıbaşında bır de birleşmiş. yaşar. Askerin elinde blr kaç çakmaklı silâhtan tecrid edilmış, mustakil ve tatüfek var; fakat uçaktan. toptan eser rafsız bir Almanyanın kurulması yoyok. Telgraf veya telefon da hak getl lımda tekliflerde bulunsa ıdiler kımre. T.hassa postasının Yeni Delhıye gel senln itiraı etmeğe hakkı kalmazdı. mesi için üç hafta lâzım! Doğu ve Batı Ahnanya hakları memBelki de DalalLama Hindistana kaç ketlerinin istiklâüni ve tarafsızlığını mağa hazırlanıyor. Belki de rakibi Pan temin edecek bu teklifleri sevinerek chenLama kızıl MaoTseTung'un kol karşılarlardı. tuğu altında tahta çıkmağa hanrlanıFakat Sovyet Rusyanın butün siyaseti yorl kendi lşgal boigesini Sovvetleştınnek ve Bu vaziyette Nehru, ne yapabilir der burasını Almanyanın tamamını işgal siniz? Lake Succes'e şikâyette bulunur için bir us, bir hareket noktası halıne mu? Bıüunsa da ne netıee verir? Ame koymaktan ibaret kalmıştır. Her gun rıkalılann baslarına yeni bir derd aç açıkça bellrtilen bu plân Batıda aksulâmağa niyetleri yok. Kızıllar Lhassa'da mel uyandırmış ve Batı Almanyanın hüküm sürmeğe başladıkları zaman Sovyet Rusyaya karşı bir kale halıne Hindistan açıkta kalnu; olacak. Hin konulması fikrlne vücud vermlştir. dıstanın Nepal ve Boutan gibi ileri Le Monde'dan mevzileri kızıl vebaya pek dayanamaz. * * * Bütün bunlar Nehru'nun siyasetinin neticesidir. ^ Kore harbinin masrafı Aurore'dan Amerıkan Mılli Mudafaa Bakanhğının *** Rusya samimî değil Batı Almanyanın silâhlanınasını Amerıka, Fransa, İngiltere nezdmde protesto eden Sovyet Rusyanın notası hatırlardadır. Herkesin anladığı gibi bu yaptığı bır hesaba gore, Kore harbı şımdiye kadar 1 1 5 milyar dolara mal oln.uşrur. Askerlerin ıraaşı, normal harekât masrafları, normaJ benzin sarfiyatı ve çarpısma ile doğnıdan doğruya alâkalı olmıyan dığer mesraflar bu yekuna dahil değü&ır. (Newsweek) I General MacArthur'ün tek rar tekrar anlatmasını pek sevdiği bir fıkra vardır ve bunun kahramanı bizzat kencîi babasıdrr. Amerikan Dahilî Harbinde Birlik Ordusunun «Çocuk Albayı» adile marui komutanı General Arthur MacArthur bir gün müşkül bir durumda kalmı§tı: Komutası altındaki alay Franklin civannda karşı tarafm hemen hemen muhasarası altına girmişti. Kendisinin âmiri olan yaşlı bir komutan telâşla onu bu!muş: «Bu vaziyet beni çok müteessir etti, oğlum,» demişti. «Lutfen on dakikanı ver, durum hakkmda bir tahmin yap.» Albay MacArthur buna şu cevabı vermişti: «Durumu tahmin için on dakıkaya ihtiyacım yok, efendim. Üç tarafım düşmanla çevrili ve ben aslan gibi çarpışacağım.» Bugün Asyada komünizme karşı çarpışan Amerıkan ve Birleşmiş Mületîer Kuvvetlerine komuta eden adamın bu fıkrayı anlatması pek manidardır. Çünkü bu sözler onun hem bulunduğu vaziyeti, hem de mücadele zihniyetini gayet açık bir surette gösteriyor. General MacArthur'ün bu günkü görüş ve inanışlarıru şu şekilde hulâsa edebiliriz: «Asyada komünistlerden korkmayın. Yalnız Asyada değil, başka yerlerde de komünistlerden korkmamalıdır. Zıra, onlardan kork mak çok feci olur. Komünistlerin taarruzuna uğramak için en kestirme yol, onlardan korkmaktır. «Asya dünya komünizmi ile ciddî bir ihtilâf haline düşmuş bir bölgedir. Burası hem geniş bır tehlike sahasıdır, hem de gerek Amerika, gerek hürriyet dünyasındaki muttefikleri için büyük imkânlar buluna.ı bir sahadır. Tutacağımız siyasette tereddüd edersek veya bulunduğumuz vaziyette sıkı sıkıya tutunamaısak, Asyadaki davamızı ka; r beder ve mahva surükleni. Siyaseümizi iyice tes'j't eder, mevkiimizde sağlam ve korkusuzca tutunursak biz ve müttefiklerimiz Asyadan komünizmi sürebiliriz. «Fakat dünya komünizmini Asyadaki mücadelemizle mağlub edemeyiz. Onun için dünya komünizmi ile Asyada bir çatışma aramamalj ve onu buradaki bir çatışma ile mağlub edebileceğimizi beklememeliyız. Züa Asya dunya komünizminin kat'iyetle mağlub edilebileceği bir yer değildir. Bunun yeri Avrupa, bilhassa Avrupa Rusyasıdır. Komünist kuvvetinın ocağı ve merkezi orasıdır. Eğer komünizmle nihaî bir çatışma olc>cak ve komünizm kat'î surette mağlub edilecekse orada edilecektır. «Eğer diyorum. Çünku gerek Asyada, gerek Avrupanın hür mem eketlerinde isabetli hükumlerle hareket eder ve lâzım gelen kuvette bulunursak «nihaî çatıştıa» hiç bir raman vuku bulmaz. Buna ağmen, dünya komünizmini geldiği yere çekilmeye pekâlâ mecbur edebiliriz, hem de atom bombası kullanmadan.» * * * Geçenlerde bir akşam Tokyoda, General Mac.\rthur'iin komünizme karşı hazırladığı Asya Plânı nedir? •coyamıyacaklan şekilde üstün bır kuvvet karşısında bırakır. Bu kuvvet şeklinin çok mühim bir ehemmiyeti vardır ve MacArthur bunu «hava ve denız» kuvveti olarak düşünmektedır. 28 ağustos demecinde şöyle demiştir: «Formoza bir düşman kuvvetin elinde, batırılması imkânsız bir uçaktaşır gemisi ve mühim denizaltı ussü sayılabılir. Düşman buradan taarruz hareketine geçebileceği gibi aynı zamanda müdafaa veya mukabil taarruz hareketlerinde de bulunabilir.» Bu sözleri o adalar zincirinin her noktasına teşmil ederseniz MacArthur'ün askerî plâmnın esasını derhal kavrarsıruz. Bu zincir üzerinde kuvvetle tutunursak Vladivostok'tan Singapur'a kadar, Uzak Doğu Asyanın ta içerlerine kadar ınanan genig bir kısmını abluka altına almamız kabildir. Gene buradan, eğer icab ederse, hava kuvveüerimizi Asya topraklarına gönderip, Sovyet Sibiryasile cenubdaki peykJer arasındaki basiıca iaşe ve irtibat yoUannı dövebiliriz. Komünist düşmanın halen elinde bulunan veya eline geçirmek istediği bir tek liman, başşehir ve sanayi roerkezi yoktur ki buradan ulaşmak kabil olmasın. Bu adalar zinciri sayesindedir ki kuvvetimizi Çin ovalarmda olduğu kadar Rusya steplermde de hissettirebıliriz ve işın en muhim tarafı, komünistler de bunu pekâlâ bilirleh * * * MacArthur'ün bu Asya plânını bugünkü Kore harbi çerçevesi içinde mütalea edecek olursak şu esasları görürüz: 1 Deniz ve hava kuvveti bu adalar zincirini hâkimiyetı altına alırsa komünistler yeni bır harb açmaktan çekinirler. 2 Kuvvetlerimiz bu şekilde hazırlanmış olsaydı ve bunlan Asya topraklarındaki herhangi bir taarruza karşı kullanmaya hazır olduğumuzu bildirmiş olsaydık, Kore harbi asla cıkmazdı. 3 Amerikan kara kuvvetleri, icab etmedikçe, iç topraklarda harekete geçmemeli, fakat lüzumu halinde derhal harekete geçecek halde bulunmalıdır. Bu son noktayı General MacArthur 15 eylulde İnçon'a yaptığı çıkarma hareketile tatbik etmiş ve Kore harbinin gidişini birdenbire değıştirmiştir. (Xife'tan) Day Içi binasımn altıncı katmdaki odasında Generalle bir buçuk saat konuştum. Amerikanın Asya komünistlerini ve onların Sovyet efendilerini en iyi nasıl mağlub edebileceğini uzun uzadıya anlattı. General Douglas MacArthur'ün Asyadaki harb plânı bu kıt'anm askerî bir haritasile, hattâ Amerikanın Asyada elde etmesini miinasib gördüğü askerî bır vaziyet Fcmasile başlamıyor. Bu plânm daha derin bir başlangıcı var ki o da Asyanın taııhi ve Asyahların maddî ve manevî hususiyetleridir. Geaeralın plânı şu derin ve makul inanca dayanıyor: Amerikan siyasetinin ilham alması lâzım gelen gayalerle, zafere ulaştıracak yollar dunyanın bu bölgesinde bulunmaktadır. Bu zafer askerî bakımdan nasıl kazanılabilır? General MacArthur bu sualin cevabmı 28 ağustosta «yabancı memleketlerde harbetmiş eski askerlere» hitaben yaptığı demecde kısmen vermiştir. General bu demecinde meşhur hattını «Aleut adalanndan Mariana adalanna kadar bir adalar zinciri» olarak çizmiştir ki, Japonya, Formoza, Okinava ve Filipinler bu zincire dahildir. Zincirin anahtan da Formoza adasıdır. İktibaslar 2 MacArthur bu demecinde kanaatmi bır tek cümle ile, fakat gayet gat'î bir şekilde belirtmiştir: «Bu hattı elimizde tutarsak sulhu elde edebiliriz. Kaybettığüniz gün harb mühakkaktır.» General bu hattı elde tutmaktan bahsederken onu komünistlere vermemeyi kasdetmektedir. Onun için, bunu «taarruz» şeklinde tefsir etmemek lâzımdır. Zira MacArthur bu hattı hiç de taarruzî bir harb için iyi bir üs olarak kabul etmiyor. Onun fikrince, bu hat muhafaza edildiği takdirde çok müsbet neticelere varmak kabildir. Bu sayede komünist düşmanlar yalnız Asya topraklarına kapatılnuş olmakla kalınmaz, aynı zamanda: 1 Onlann diğer taarruz fikirlerinden vazgeçmeleri ve, 2 Kuvvetlerinı Asyanın iç topraklarına hasretmeleri temin ohınur. Diğer taraftan bu hat üzerinde şüphesiz kuvvetli bir şekildemevcud bulunmamız onları bilmemezlikten gelemiyecekleri ve karşı BIR IKI SATIRLA Bir dünya rekoru Dört sene evvel Parisle Lyon arasında işleyen otoraya Avrupanın en süratli treni deniyordu. Hakikaten de öyle idi. Bugün Fransız Demiryolları İdaresi bu hatta tam bir katar işletmektedir. Yolun 200 kilometresi buharh lokomotiflerle katedildiği halde gene de otoraydan bir dakika evvel Lyona varılmaktadır. Bu yeni katar bilhassa Parisle Dijon arasında tam kudretini göstermektedir. Elektrikli olan bu kısmm uzunluğu 315 kilometre olduğu halde (Haydarpaşa Eskişehir arası 313 kilometredir) elektrikli tren bunu iki saat 35 dakikada alıyor. Yani saatte vasati 124 kilometre azamî sürat 140 kilometredir. Yirmi iki vagondan mür»kkeb katar evvelce buharh lokomotiflerle 60 kilometre süratle aşılan binde sekiz diklikteki rampaları. 115 kilometre ile çıkıyor. Fransız Demiryolu İdaresi şımdiki halde Parisle Bordeaux arasında işleyecek yeni bır ekspresın tecrübelerini yapmaktadır. İki şehlr arasındaki 580 kilometrelık mesafe 4 saat yîrmi altı dakikada katedilecek (Haydarpaşa Ankara arası 585 kilometredır) tren saatte vasati 131 kilometre yapacak. Azamî sürat 160 kilometredır. Maamafih bu ekspres gelecek sene ışleyecektir. Muhendısler harbde bakımdan mahrum kalan hattm bu sürate pek dayanamı\ acağı fıkrındedirler. İllustre'den * * * Tecessüsîer Başkalan tarafından size kötü bir damga vurulmasını istemiyorsanız yapacağınız ilk ve tek şey kendiniz hakkında kendiniz hüküm vermektir. Zira, bu hükme göre huylarınızı tamamile değilse de az çok değiştirmeniz kabildir. Halbuki başkalamın vereceği hük mü kolay koiay hattâ bazan asla değiştiremezsiniz. Buradaki vicdan imtiham evliler için hazırlanmıştır. İyi bir koca mısınız? İyi bir zevce misiniz? Elinizi kalbinize koyup aşağıdaki suallere E (evet) veya H (hayır) cevabını verin. Ondan sonra, listelerin sonundaki rakamlara göre, hakkmızdaki hükmü verebilirsiniz. İyi bir koca mısınız? 1* Karınızı çocukterın, başkalarının yanında hiç, tek başınıza olduğunuz zamanlarda nadiren mi tenkid edersiniz?... 2 Kendisine zarurî ihtiyaclan için bir miktar para verir ve bunun hesabını sormaz mısmız?... 3 Ona karşı sevginizi hergün tekrar edıp bunu fi'len göstermeğe çalışır mısınız?... 4 Hayatmızdaki meselelerin hallinde mesuliyeti karınızla paylaşır ve icabında onun fikrüıi destekler misiniz?... 5 Onun hısım akrabasına kendınizinki kadar hürmet gösterir ve akrabataallukatmızın hususî işlerinıze müdahalesine im İyi bir aile reisi ve ona lâyık bir eş misiniz? kân vermemeğe çalışırmısıni2?... 6 Yaş gününde, evlenme yıldönümünde, hattâ bazan herhangi bir münasebetle karınıza hediye alır mısınız?... 7 Kendisinin merakı olan şeyleri müsamaha ile karşılar mısınız?... 8 Ev işi, yemek pişirme, çocuk bakımı gibi bahislerdeki aşırı merak ve titizliğine karşı anlayış gösterir misiniz?... 9 Kannızın ev tanziminde veya yemeklerde yaptığı güzel bir hususiyeti farkeder ve bunu takdirle karşılar mısınız?... 10 Eğlence ve toplantılar bahsinde kendisile beraber plân yapar ve bu işlere karşı cömerd davranır mısınız?... 11 Misafirlerinizin yanmda veva misafirlikte karınızla daima alâkadar olur ve onun takdir ıtazanmasma yardım edebilecek hareketlerde bulunur musunuz?... 12 Birdenbire neşesizleşme, aksileşme gibi halleri hoş görebilecek kadar, kadın ruhunu anlamış bulunuyor musunuz?... 13 Karınızı kendine mahsus fikirleri olabilecek, şahsiyet sahibi bir ferd olarak kabul eder ve bunu kendisine hareketlerinizle gösterir misiniz?... 14 Hayat seviyenizi daha fazla yükseltebilmek için gayret sarfediyor musunuz?... 15 Eşinizi seven. sayan, bü2 Aile bütçesinde kendi hususî masraflanruzı evin zarurî ihtiyaclanna nisbetle ikinci derecede tutar mısınız?... 3 Lüzumsuz yere söylenmeyi âdet edinmemiş, bilâkis zorluklan neşe ile karsılamağa çalışan bir kadın mısınız?... 4 Kocanızı tenkidden kaçınır mısınız?... 5 Onun hısımakrabasına karşı da kendinizinkiler kadar saygı ve sevgi gösterir misiniz?... 6 istediği zaman arkadaşlarile toplanmağa gitmesine müsaade eder misiniz?... 7 Evinizi ve müşterek hayatınızı kocanızm yorgunluklannı gibi, muaşeret âdabını tatbika da giderecek bir şekilde tanzime çaima çalışır mısınız?... Iışır mısınız?... 20 Kusurunuzu münasib bir 8 Kocanızın sizi kendisine eş lisanla hatırîattığı zaman kızma olarak seçmiş olmaktan dolayı ıfdan kabul eder misiniz?... tihar duymasma imkân verecek * * * şekilde hareket eder misiniz? .. 9 Kendisine iyi bir arkadaş Yukarıdaki 20 sualin hepsine E (evet) cevabı veren erkek mü clabilecek derecede işlerile samikemmel bir kocadır. 15 (evet) mu mî bir şekilde alâkadar olur mutavassıt bir derece gösterir. «Evet» sunuz?... 10 Onun zevk aldlğ' şeylericrin sayısı 12 veya daha düşükse kannıza karşı hareketlerinizde den siz de zevk almağa gayret bir takım değişiklikler yapmanız eder misiniz?... 11 Ev dışmdaki eğlence ve <âzım geldiği neticesine varmalısımeraklarımzı kocanızla, evinizle ruz. ve çocuklarınızla olan münasebetİyi bir zevce misiniz? 1 Kocanızm hayatını kolay lerinize halel vermiyecek şekilde laştıran ve mesleğinde ilerlernesi ayarlar mısınız?... 12 Eşinizin sizinle ve çocukne dolayısile yardım eden bir eş larınızla hep bir arada yaşamakmisiniz?... tan zevkalmasına yardım edecek alâka mevzulan bulmağa çalışır mısınız?... 13 Her bakımdan iyi ve mükemmel bir anne olmağa gayret eder misiniz?... 14 Kocanıza fikren ve bedenen iyi bir hayat arkadaşı olmak için bilgilerinizi genişletmek fırsatıru arar mısınız?... 15 Misafirlerin canını sıkmıyan iyi bir ev sahibesi olduğunuza kani misiniz?... 16 Kocanızın, istediği zaman evin herhangi bir odasını istediği gibi kullanmasına müsaade vermiş misiniz?... 17 Yemek pişirmekten, icabında en ağır ev işlerini kendiniz görmekten zevk duyar mısınız?... 18 Canmız sıkkın bir zamanda bile olsa, kocanızın yorgunluğunu neşe ile ve nüvazişle gidermege çalışır mısmız?... 19 Kocasına tahakküm etmek istiyen bir'kadın gibi görünmenize sebeb olacak hareketlerden Kaçınır mısınız?.. 20 Kocanızm canını sıktığını bildiğiniz bir şeyi bir daha yapmamağa dikkat eder misiniz?... Son derece iyi bir zevce bu suallerin hepsini «evet» le cevablandınr. «Evet» lerinizin sayısı 12 veya daha aşağı ise, düzeltmenız lâzım gelen bazı kusurlarınız oiduğunu kabul etmeniz lâzımdır. (Omnibook'tan) Tarzan'ın babası Bir roman ve sinema kahramanı olan Tarzan'ı bilmiyen var mıdır? Fakat son zamanlarda 75 yaşında olduğu halde ölen Tarzan'ın müellifi E. R. Burroughs'un yarattığı bu kahraman sayesinde mılyarder olduğunu bilen var mı? Burroughs'un yazdığı kitabların tirajı 30 milyonu geçmıştir. Bundan başka romanlarmdan 100 film çevrılmiştir. Burroughs hayata gayet mütevazı şartlar içinde atılmıştır. Bir çok işler yapmış, kovboyluk etmiş, dukkânda ve sokakta satıcılık yapmış, altın aramış, muhabere usulıle ders vermiş. Fakat günün birinde elıne resimli bir dergi geçmiş. Hikâyeler o kadar hoşuna gitmiş ki o da bunlardan yazmağa başlamış v« Tarzan'ı yaratmış. Tesadüf ve sebatkârlığı' sayesinde muazzam b s servet kazanmağa muvaffak olmug Heyhat, tesadüf kalemi kuvveti olan nice yazarlara yaver olraamıştır. LİlIustıe 1 tün hakh arzoılarını ve ihtiyaclarını karşılayan bir koca olmayı daima aklınızda bulundurur musunuz? . 16 İş.ve kazanc meselelerinixi, tıpkı bir meslekdaşmızla olduğu gibi, karınızla da görüşür müeünüz?... 17 Evinizde ve ev dışında karmıza iyi bir arkadaş olmağa çalışır mısınız? .. 18 Karınıza kocasile iftihar edebilmek vesilesinı vermek düşüncesile giyiminize kuşamınıza dikkat eder misiniz?... 19 Eşinize karşı tramvaydan, otomobil veya otobüsten üıerken ondan evvel davranıp elinden tutmak, sinemada, tiyatroda paltosunu çıkarmasına yardım etmek
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear