22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHUBİYET 6 Ocak 1950 3YIL Rusların «Harb korkusu» samimi mi yoksa bahane mi? Baştarafı 1 inci sahifede ganimetlerine dikmişlerdir. Cemiyetin ve şahıslarının hürriyetini kaybetmiş olan bu insanlar kendilerini dünyaya hâkim clma hayali ile oyalıyorlar.» Gaye malum Geçen yazımda naklettiğim tahlil, Esnmızm en büyük ruh mütehasEiEİarından birinin görüşüydü. Yukarıdaki satırlar Ue 110 sene svvelki bir siyasî filozofun tahlilidir. Bu ikisi arasındaki benzerlik herkesin kabul edeceği kadar açıktır. Yalnız, bizim için bugün hayatî ehemmiyette olan bir sual vardır ki o da şudur: RıiEİar bugün düştükleri harb "e istilâ hevesine dedelerinden miras kalan hislerin sevkile mi sürüklenmişlerdir ve duydukları «harb korkusunda» samimî midirler; yoksa bu «harb korkusu» sadece Kremlin'in gerek iç, gerek dış siyasette ulaşmak istediği hedefleri doiayısile uydurduğu bir bahaneden mi ibarettir? Moskovada geçirdiğimiz üç sene zarfmda bu suale daima cevab aradık ve neticede şu kanaatlere vardık: Sovyet siyaseti daima bir tek gayeye varmak düşüncesile sevk ve idare edilmiştir ki bu da dünya ihtilâli ve dünyaya komünistlerin hâkimiyeti gayesidir. Kremlin dün olduğu gibi bugün de aynı gayeyi gütmektedir ve görünüşe göre yarm da aynı şekilde hareket edecektir. Maske alünda Atlantik paktı devletleri programlarının tatbikında tereddüde düşmiyecek olurlarsa Rusyanın yakın bir Istikbalde bu devleÜere karşı doğrudan doğruya askerî bir tecavüze geçmesine pek ihtimal verilemez. Zira Rus hükumet adamları ellerinde kuvvetli koz olmadıkça kumara atılmak temayülünde kimseler değillerdir. Rusyanm bugünkü iç ve dış siyaseti daha senelerce sulh devresinde yaşamaya niyet etmiş olduğunu gösterir mahiyettedir. Kremlin, Rusyanın tecavüze *ığramak tehlikesi karşısmda bulunmadığına iat'î k a n ^ t getirnıiştir. Sovyet hükumetinin ve propaganda teşkilâtının son üç senedir tutturduğu «harb korkusu» batı memleketlerinin kalkmmasına mâni olmak, Rus milletini daha büyük bir sanavi Tsyretine sevketraek ve Rusyanın bugvnkü zayıf durumurm örtmek gayesile başvurulan bir manevradan ibarettir. Eski kominternanm «kominforma» adile yeniden ortaya çıkması, milletlerarası konferanslarda Rus mümessillerinin mütecaviz bir tavır takınmaları, Rusyada ve Rus tahakkümü altındaki memleketlerde batı devletleri aleyhine şiddatli bir propagandaya geçilmesi Kremlin'in esas gayesinden vazgeçmediğini gösteren delillerdir. Rusya, umumî efkârı yatıştırmak ve uyuşturmak için aksini iddia etmesine rağmen. hâlâ batı demokra^isini devirmek ve mürr.kün olduğu kadar dünyayı ele ge<"irmek eayesini gütmektedir. Kabahati başkasma atma hastahğl Rus hükumet adamlarınm ve propaganda teşkilâtrnın başkalarına =haberleri Hastatıelerimiz ve mütehassis Karakulak suyu şehre iiidirilecek MEMLEKET DAVALARI İHEM NALINA MIHINA Kayan kaldırımlar eçenlerde bir akşam, 'otomobille Gazi Köprüsünden Reçiyordum. Ha va yağmurlu, Köprünün tahta kaldınmları ıslaktı. Köprünün oriasmda bir taksinih içi portakal dolu dolu bir el arabasına çaiDtığmı ve portakallarm yerlere serılip dağılmış olduğunu gördüm. Nakil vas'ıtaları, bu portakalların bir çoğunu T e miş ve KönHi h\r pnvtnkal makteline dönmü'tü. Portakalları böyle perişan bir halde Köprünün •tahla kaldınmlan üstünde yaitan zavallı scyyar satıcı ile şoför ağız kavasına tutuşmuşfordı. Onlarm etrafına tooianmış olan halk da kavgayı dinliyor; ağızları sulsnarak yarali ve ezik portakalları seyrediyorlardı. Bindiğim arabamn şoförii. Bu Köprünün tahta kaldırımları çok netamelidir, dedi: yağmurlu havada hızlı giderken fren yaptmız mı? Araba mutlaka kayar. Bu jü'den Koprüdc bir çok kazalar olur. Araha kullananlar. acemi ise, otomobil başka bir otomobile çarpar. yahud da yayakaldırımının üstun çıkar ve geçen sene bir defa olduğu <ribi, parmakhğı da kırarak yarısına kadar denize sarkar. Buradan geçerken çok dikkatli olmak •ârımdır. Halbuki bu Köprüde ka'abalık az olduğu için. bütün <.rabalar hızlı geçerler. Şnförün bu sözlerinden anladun ki Gazi Knprüsünde sık sık vukua Kelrn kazalarda fcusur ve kabahati ikiye taksim etmek lâzundır: Yarısı şoförlerde. yarısı da Köprünün tahta kaldırunlarunda. Tahta kaldırım iyi bir şey değildir. Çabuk eskir. Eskidikten sonra da. az veya çok ısknınca fe,na halde kayar. Gazi Köprüsü yapıldığı zaman, bilmem kimin. aklına esrniş de, buraya tahta kaldırım yaptırm\ş. Bu tahta kaldırımlar. Fransâdan ithal edilir. Tahta kaldırım modası eskiden Fransada çıkmıştır. Vaktile Pariste bütün büyük caddeler tahta kaldırım döşeliydi. Yağmur çiselemeğe başladığı zaman, otomobiller kaydığı gibi at arabalarının kadanaları da boyuna >Tivarlaıurlardı. O iri hayvanlari kayagan kaldırımlardan kaldırmak mesele olurdu. Parisin eskiden tah ta kaldırıma bu kadar rağbet etmesinin bir sebebi de Paris belediye azalarından bir kısmının tahta kaldırım yapan fabrikalar kurarak bu işten kazanc temin etmeleri imiş. Pariste de tahta kalduunlar, eskisine nisbetle şimdi azalmış: çoğunun üstüne katran kaplanmıştır. Londrada ise esasen az olan tahta kaldırımlar, kaymalara ve kazalara sebeb olduğu için kaldırılmaktadır. Yerine asfalt yollar yapılmaktadır. Fakat bu asfalt yollar, bizim gene bir hayli kayagan olan asfalt yollanmız nev'inden değildir. İngiHzlerüı yeni kullandıkları asfalt, sert bir kırma taşla karıştırılarak yapılmış, üstü pütürcüklü ve çok daha ılayanıkh. kaymaz soydan güzel bir asfalttır. Orada araba kullananlann hepsi tahta kaldırınıdan. hattâ eski sistem adi asfalttan şikâyetçi ve yeni asfalttan memnundurlar. Bizde de pek çabuk taraiıe muhtac olan eski asfalt yerine bu yeni asfaltı kullanmak çok verinde olur. Yeni Moda 8 inci Sayısı Eşsiz güzellikte şık ve zarif modellerle çıkmıştır. En son ve en güzel Manto, Rob, Tayyör. Döpyes ve tuvalet modellerini daima. aylık model mecmuası olan YENİ MODEL'de bulabilirsiniz. Fiatı 1 Lira Çıkaran: ARİF BOLAT KITABEVI İSEVGİ AŞÎROĞLU | \ ™ Ue Avukat ' ATTÎL AŞÎROĞLU Evlendiler. Konak Oteli 5.1.1950 «emperyalizm», «tecavüz siyaseti», «harb kışkırtıcıhğı», «başka milletlerin işine karışma», cdünyaya hâBu mevzuu çoktandır ele almak kim olmak için gayret Farfetme» gibi hareketler isnadî asıl onlarm Evkaf Umum Müdürü bu yoldaki ve mütehassis hastane hekimlerinin devam edip giden fena vaziusullerini, siyasetlerini ve gayeleriçalışmalan izah etti yetlerile büyük hastanelerin hani o kadar aoık bir şekilde acığa lihazırînı açıklamak. bir türlü düvurmaktadır i i insan baz=n: <tRusEvkaf Umum Müdürü Hakkı lar bu hakikati nicin bu ksdar söze Kâmil Beşe, şehrimize geimiş zelemiyen teşkilâtlarını ıslah etçarpmak istiyorlar?; diye merak e ve dün öğleden ev^'el Valı ve mek 'üzumunu belirtmek isterdim. Bu fırsatı bana. son zamanlarda diyor. Belediye Başkanı Fahreddin Kegeçen bazı hâdiseler vermiş oldu. rim Gökayı ziyaretle kendısile Son yirmi sene zar'mdî 'Rus siBir hastane hekirninin hastene 1 yasetinde tir cok değişiklikler o gürüşmüştür. Evkaf Umum Mü dahilindeki vazifesmin nelerden muştur. Fakat Rus hükumet sdsm dürü bir muharririmize şunları ! ibaret olduğunu, halkm takdir esöylemıştir: larının çözlerini ve ^Tekotlçrini i;e dememiş olması mazur görülebilir. kadar yakmdan tetkik edersek Le« 1949 senesi zarfmda tamir Fakat, idare mekarüzmasmuı başır.inStalin siyasetmm ne kadsr yer ed.lecek âb^delere aid i'aalıyeti na gecen'.er icin böyle bir mazeret !e=miş olduğunu ve bu Lİyasetin b=tı miz nıhayet bulurken artîadaşla asîa kabul edilemez. demokrasüerinin esye. arzu ve te rımız 1950 senesinde yapılacak Su bilinmeüdir ki; mütehassis mennilerine ne kadar aykırı ol onarcna işlerinin piânlarını ha bir hastane hekhninin pünlük işi, duğunu o kadar ivi anlanz. zırlamaktadırlar. Sırasıle bunla yalnız hastalarım muayene ve teBir alay mostralık nutuk ve de rın tamirine devam ediyoruz. davi etmek değildir. Bunu asıl olameçlere rağmen. bu yirmi sene zarKarakulak suyundaki galeri rck kabul etmekle beraber şunu fında parti ileri gelenlerir'n parti miz tamamlandı, bir ıki aya ka da urvutmamalıdır ki, tababet her toplantılarmda iöyled'.kleri söz>r dar bu suyun membaından sahi an bugünkü metodlarm, bugünkü Rusyanın »^fi? "avpsirıi ve hic değiş le kadar olan altı kilometrelık nazariyeler'n ve bugünkü çareiemiyen şu hareket hattmı açıkça or mesafeye borular döşenerek se rin yerine daima yenisini ko>"maKtaya koyrr.aktadır: Demokrat mem nelerder.ber. halkm mahrum ta devam eden bir ilim ve sanat leketlere, kapitaüzme liberalizme, kaldığı meşhur Karakulak su şubesi o'.duğuna göre: hekimin da sosyal demokrasiye, Kremlir/in ho yunu sahile indirecek, ondan buna göre ayak uydurm?sı ve vakşuna gitmiyen dsha bir çok dieer sonra bol miktarda satışa arze tinin bir kısmını araştırmalara, cereyan ve hareketlere karşı düş deceğiz. dünya üteratürü.id cözden geçirmanlık. İstanbulun 500 üncü yılına ka mee;e ve dünya literatürüns maEzberlenmiş sözler hasretmesi dar yapılacak onarma işlerile, teriyel yetiştirmeğe Stalin, 1927 de ihtüâlin onuncu bazı mühim âbidelerin tamiri ve pek tabiidir. İş bununla da bitmiş tanzim; meselesile olmuz; asistanlannı, yani müstakyıldönümünde verdiği nutukta Rus etrafınm yanın asla değişmiyen gayesini şu meşgul olan komisyonda, bizim bel mütehassis namzedlerini, yede bir murahhasımız bulunmak tiştirmek gibi büyük bir vazifesi sözlerile açıkça belirtmişti: daha vardır. •Sovyetler Birliği bütün memle tadır.» ketlerin işçi sınıfının bir tek dünya Mütehassis bir hastane hekimiiktisadiyatı halinde birleşmesinin Hilmi Uran Receb Pekeri nin ilmî faaliyeti» tlindeki bütün ilk nüvesi haline getirilmelidir.» vasıtalarla, hasta müçahedelerine. hastanede ziyaret etti Stalin aynı sene Rusyaya gelen bir C. H. Partisi Genel Başkan Vekili tecrübe müşahedelerine dayanır. Amerikan işçi heyetine verdiği deHilmi Uran, dün, C. H. P. İl merkezi Uzun seneler çalı;a çalışa elde emeçte de şunları sövlemişti: ne glderek, Prof. Sadi Irroak ve yeni dilen bu müsah^deler ise, hekimin cMilletlerarası ihtilâlin ilerideki İdare Kurulu üyelerile bir rnüddet öz mahdır. Onlara sahibinin izni inkişafı esnasında dünyada iki mer görüşmüştür. Hilmi Uran, bundan son olmadan el sürmeğe kimsenin hakkez teşekkül edecektir: Sosyalist ra, yarunda İstanbul milletvekili avu kı yoktur. O kadar ki: İsviçrede, merkez, kapitalist merkez. Bunlar kat Ekrem Amaç ve Parti Başkanı kendi nzasile klinık değiştiren bir İlhami Sancar olduğu halde Cerrahdan birincisi sosyalizrr.e doğru tır paşa hastanesine giderek, sabık Baş hekim, ilmî varlığının bağlı bumanan bütün memleketleri kendisi bakan Keceb Pekeri ziyaret etmişler lunduğu bu kıymetli dokümanları, ne doğru çekecek, ikincisi ise ka dir. Diğer taraftan Prof. Dr. Sadi I r . isterse gideceği kliniğe beraberinpitalizme doğru tırmanan memleket mak dün akşam İzmite hareket etrnis de götürmek hakkına sahibdir. tir. leri etrafmda toplayacaktır. Bir mütehassis hastane hekimi Bu iki merkez arasında dünya ik Sağlık Bakanı Ankaraya döndü icin kliniei kendi evinden de üstîsBdiyatını fethetmek jçin girişileBir müddettenberı sehrimizde bulu tündür. Hastalarile, müşahedelericek mücadele bütün dünycda kapi nan Saglık ve Sosyal Yardım Bakanı le, kütübhanesile, lâboratuarile, talizmle komünizmin akibetini tayin Dr. Kemalî Bayizid. dün akşam An preparasyonlarile ve bütün bunlakarya hareket etmistir. Bakanı. Hay. edecektir.» daprasada İl Sağlık Müdürü Dr. Faik ra olan bağlılığile burası bir hekim Stalin'in 1927 de söyîedipi bu söz Yargıcı ve sajlık mensubları uğuria icin. bir mabed kadar mukaddesler üzerinde çok düşündüm ve ak rr.'.ştır. tir. Orada hem nastaya hem ilme hma daima şu sual geldi: Verem mütehassısı Dr. Thomson ve hem de insanlığa hizmet eder. Stalin acaba Marx'm fikirlerini Kahireye gitti İşte böyle bir ilim adamı, huzuanlıyor da istikbale dair buna göre Bir müddettenberi memleketimİ2de runun bozulmasmı istemez. (Idarî) mi fikir yürütüyor; yoksa komü bulunan ve muhtelif bölgelerde tetkik diye RÖsteriîen sebeblerle bir gün nizmin beylik fikirlerini ezberlemiş ler yapan Birleşmiş Mjl'.etler Dün yerinden edileceği endişesi herkesde onların çerçevesi dehillnde ha ya Sağlık Teşkilâtı Akdenlz Bblgesi ten ziyade ilim adammda huzur\rerem Mü;aviri Dr. A. Thomson, dün reket etmeye mi çalışıyor? akşam uçakla Kahireye hareket etmiş. suzluk, emniyetsizlik varatır; koTecrübe ve müşahedelerim bu tir. Doktor, iki ay sonra tekrar mem vanları bozulan, kendilerini emnisualin ikinci kısmmın doğru oldu leketiraize gelerek, tetklklerinin netl yet altında Rörmiyen arılar gibi ğu kanaatini verdi. Yani, Stalin ve celerini görecektir. uçup kaybolurlar. Böylece bütün idaresi iktidarda kalabilmenin icab Vali karakol ve fıruılan teftiş etti emekler heba olur; zarîrım, cna ettirdiği zaruretlerle hareket etm»kVali ve Belediye Başkanı Dr. Fah ümidlerini bağlamış olanlar, muhte ve komünist ihtiraslarmı yerine reddin Kerim Gökay Fatih, Balat. tac olanlar, dolayısile cemiyet çegetirmek için lâzım gelen şeyleri Beyoğlu. Çarşamba semtlerine glderek ker. söylemeğe ve yapmağa çalışmakta karakol ve devriyeleri teftij etmiş ve Bir banka müdürünün, muhteFatih ile Balattaki fırıniarın sabaha dır. karşı çıkardıkları ekmekleri kontrol lif şehirlerdeki banka şubelerinde yükselmesi GELECEK YAZI:«Harb sonunda etmistir. veVali ve Belediye Başkanı çahşması, mesle°inde karakol devriyelerde gördüğü lnti için belki lüzumîu görülebilir. FaRusya harb ve sulh yollarının ağ zamdan dolayı ilgililere memnuniyetinl kat, bir hekimi bir kliniklen kalbildirmlstlr. zrnda bulunuyordu. dınp başka bir vilâyet'eki. hattâ İstanbul jandarması takviye aynı şehirdeki başka bir kliniğe, (Bu hatırdlann telif hakkı rızası olmadan nakletmek, olgun edilecek Opera Mundi Şirketine aiddir.) Jar.darma Genel Komutanı Korge bir ağacı yerinden söküp başka Dir neral Hakkı Berköz şehrimize gelmiş, yere dikmeğe benzer. Ya tutar veVali ve Belediye Bcşkamnı ziyaret ya tutmaz. tutsa da ekseriya bü<Ay(a\dan ederek Vilâyetin emnlyet işleri etrafâiğLi yüdüğü yerindeki hayaüyetmden, fında görüsmüîtür. İstanbulun jandarması yeniden tak gürbüzlüğünden <ok, uek çok kaybeder. Btmu bilmemezlik, hastane viye edilecektir. ve hekimin maksad ve gayesini E. T. T. mütehassıslan dün kavrıyamamış olmaktan ileri gegittiler Bir müddettenberi E. T. T. ve Su!ar lir. Esefle görmcktcyiz ki, bizde müİdarelerinde tetkikler yapan İsviçreli mutehassıslardan Profesör Comisetii, teha^sıs hastane nekimi, bir otorite Terier ve Rosgen bugün şehrimizden olarak takdir ve saygı gören bir »yrılmışlardır. Heyet Relsi Profesör BİRINCI SAYISI Comisetti hareketinden önce basına ilim adamı değil: sadece vekâleün Sunları söylemıştir: W CTKTI « Memleketinizde bulunduğumuz BAYÎLERCEN V I müddet zarfında bize karşı gösterüen YÜCEIYAYINEVİNmisafirperverlik ve alâkadan dolayı çok DCN ARAYINIZmütehassis olduk. Bu vesile i'e şunu belirtmek isteriz ki, Cenevreden başlıyarak İstanbulda devanı ettiğimiz çalış maların ihzari safhasını alâkalı şahsiyetlerle yapmış oldugumuz etraflı müzakerelerle bitirmlş bulunuyoruz. Bu arada Elektrlk ve Sular İdarelerinl görmek suretile ayrıca istifade ettik. İstar.buldaki çalıçmalarımızda edindigimiz kanaatl şimdiden kat'î bir hüküm halinde vermek mümkün değildir. Mütehassıslarımızın, İstanbul gibi büyük şehrin âmme hizmetleriPin iktısadi olarak ihzan İçin müsbet tekllf hazırhyacakları kanastindeyiz.» hastane hekiınlerimiz Dr. HAKKI AYRI Yazan Polikliniklere gelince; onlar da bir memurudur. 3on bir iki ay içinde geçen hâdiseler bir daha ne hasta adedini karşılaya'cilecek gö'sterdiği gibi, istenirse burada, ve ne d2 bir hastaya lüzumu kadar : istenirse şurada stihdam edilir ve zaman ayırabilecek durumda değilhattâ çok takdirle anılan bazı KIV dirler. Poliklinikler ekseriya hastametli meslekdaşlar.mızı. yaş hadle nelerin bir kösesine sığmmış lıir rini doldormsmalarma rağmen ve haldedirler. Umumiyetle bekleme senelerce gösterdikîeri başarılar saloiları yoktur, olsa da kâfi değiliçin teşekküre bile lüzum aürme dir. Bu yüzden poliklinik kapılarının den Vekâletin bir kararile sahne önü hınoahınç doludur ve yüzlerce den çekip atmak işten bile değildir. hasta insanın saatlerce ayak üstü Bu çok zararlı ve yıkıcı zihniyetin bekledikleri de vakidir. Bu münaönüne âcilen geçilrr.ezse böylece sebetle hitınma geldi de kaydedebindiğimiz dalı kese kese biîmem yim: Trahom savaşmda vazife almış bir asistanım, bir gün bana: sonunda nemiz kalacak? Hastane hekimlerimizin bu ac;k!ı • Günr'e Vine yakın hasta bakıyoruz» durumu, hastanelerimizin de iîmî | dedigi zaman hayretten kendimi avarlıklarmı ve hastalaıa faydalı o j lamamış ve .bu kadar kimsenin, gülacak bir şekilde çahşmaiarını Dir I nün bu kadar saatinde. yüzlerine bakmsk dahi mümkün değüken. siz hayli baltalaEiaktadır. nasıl oluyor da hem teşhis ve hem Büyük hastanelerimizin teşkilâtı tedaviye vakit bulabiliyorsunuz?» ve çalışma sistemi, bugünün şartdemiştim. larına uygun bir şekilde düze'ıülİşte bu çeşid çalışmalar idareten meğe çok muhtacdır. Ortaçağ zihniyetile kurulmuş başhekimli has lüıumlu görülse de insanlığa hatanelerin sonu geimiş ve çoktan yırlı olmak gibi büyük bir dava geçmiştir bile. Bu hastanelerin bu karşısında sıfırın altındadır. Vâkıa, günkü çalışma tar7Îarı hem bozuk idsreci zihniyetile beklenilen iş aşağı ve hem zararlıdır. Gördüğümüz yukarı, budur. G«len tavsiyeli veya aksasa manzara umumiyetle şudur: Bir resmî kâğıdhmn işi biraz bsşhekim ve onun idarî hakimiyeti ! veya matbu »uallerin cevabları ek7 Üniversitede açılacak bir kür altında mütehassis hekimler. Bıl sik kalsa maazallah. Hekim, mühim mem hanei idarenin yansile baş bir hastasını veya mühim bir has süye başhekimler arasından U.tıi hekime müracaatler ve oradan tahğı tetkikle mi, yoksa lâboratua hamulesi en ağır basanmı getirmek. 8 Poliklinikleri, bazıları müsmütehassısa havaleler. Bir işe, bir rında bir tecrübe ile mi meşgul? okula girebilmek için veya dış Bu kimEenin umurunda bile değil tesna, kliniklerden ayırarak müstakil binalara nakletmek ve idarelerimemleketlere seyahat edeceklere dir. döviz koparabilmek için ve daha İşte böyle olunca da, hastaneleri ni ayrı mütehassıa hekimlere tersürü sürü ve başka başka işler 'çin mizin vasatın üstüne çıkmasma mad ketmek ve bunları yalnız hastalara hasrederek, resmî işleri kurulacak resmî müracaatler: bunlar için de deten imkân yoktur. sağlık komisyonlarile halletmek. bir sürü muayeneler ve sonunda Çare ne olabilir? toplanan heyetler.. Bir mütehasjis İşte bu teşkilâtı sağlıyacak ve a1 Evvelâ başhekimlikleri, idare hekim geç mi geldi erken mi gitli işlerini başarabilecek kabiliyette o kademik kariyeri seçmiş olanların gibi, bir ilim adamma yapılamıya lanlara ve hattâ hekim olmıyan kim yerlerinden edilemiyeceklerini emcak, yersiz ve lüzumsuz kontrollar, selere terketmek. niyet altına alacak bir kanun, büyük arada sırada da. merkezden tefıiş 2 Her şube mütehassısına o şu hastanelerimizin de bir ilim ocağı diye ve guya 'htiyaclar sorulup benin başhekimi unvanını vermek. halini Eİabilmesine imkân verecek incelenmek üzere yapılan ziyaret3 Her başhekimliğe, en az beş ve Türk hekimliei seviyesinin çok ler.. senesini doîdurmuş doçentler ara yükselmesini sağ'amış olacaktır. sından, en kıymetlisini seçerek getirmek. 4 Klinik ş«flikleri ihdas ederek, doçentleri bunlar arasından seç mek. 5 3 sene asistanlık ve 3 sene klinik şefliğini mütehassis olscaklar için mecburî tutmak ve sonunda iüzumsuz ihüsas imtiharunı kaldırmak. Şunu belirtmek isterîm ki; bugün olduğu gibi. 34 senelik asistanlık, mütehassis hekim ünvsnına sahib olmak için kâfi değildir. Asi=tanlık çıraklık devridir. Bir insan öğrenme mevkiinden ziyade, öğretme mev küne geçtiği zaman noksanlarını daha iyi anlar ve kemal bu devirde başlar. 6 Asktanlarla klinik şeflerini seçme hakkını, her yerde olduğu gibi, büyük bir itimad ve geniş bir salâhiyetle. doğrudan doğruya, o şubenin başhekimine vermek. c Zira, ancak bu sayede a>i tanlan n o şubede çalışmaâa istrk'i ve şubede mütehassis olmağa kabiliyetli olanlar araşmdan seçilmeleri miijnkün olur. Bundan başka, her serviste o servisin asistanlığına nam zed olan ve o servisin çalışmalarma katılan bir rok amatörler. fahrî asistanlar peyda olur. Bunun en mühim taraiı, amatörleri asistanlığa. asistanları klinik şefliğine seçilebilmeleri için gayret göstermeğe teşvik etmesidir. iııııııııııııınıııııııııııınıııııııiiiıınıııııııımîiiıı İ K T İ 15 V S L A K Ankaradaki casusa Hitlerin inanmaması Almanyamn felâketini mucib oldu yük elçüiğüıde göründü, oradaki gizli irtibat memurlarından birine haberini verdi: Churchill. Roosevelt ve ÇanKayŞek yakında Afıikada bir yerde buluşacaklardı ve Ameriksn Cumhur Başkam oraya •Iowa> zırh lısile geliyordu. Berlin bu habari evvelâ balcn olarak kabul etti. Fakat Lizbondan gelen haberler de bunu teyid edince telgraflar işlemeğe başladı. Arnavud, verdiği habere mukabil 20 bin dolar istiyordu, kabul edildi. Kasaya anahtar uydurulmu? Bir müddet sonra Diello Beriiııi heyecana katan bir haber daha verdi: İngilterenin Ankara büyük elçisinin kasasına anahtar uydurulmuştu. Bunun doğru olmaması ihtimali ku\"\Tetlidir. Fak«t muhakkak olan bir şey varsa o da Arnavudun bazı gizli e\Takı ele geçirmiş olmasıdır. Fakat Kaltenbrünner bu açgözlü uşağm, her gönderdiği habere mukabil yüksek bir ücret istemesine kızmhağa başlamıştı. Alman gizli istihbarat dairesinde «Çiçeron fatstanbulda buluşma aliyeti» adı verilen bu rouhabereBir müddet hikâye burada bit nin dosyaları casusluk teşkilâtının miş gibi göründü. Fakat sahneye en pahalı kolu haline gelmişti. uzun boylu sanşın bir adam girinMüttefiklerin Kahire toplantısı ce macera bu sefer daha başka bir tasarlandığı gibi yapıldı ve Arnacereyan takib etmeğe başladı. Ad vud bu sefer de orada konuşulanriennele kısa bir zamanda ahpab ra dair bir hayli malumat verdi. olan bu kibar kılıklı adam onu a Berline her gönderdiği habere mulıp Bükreşe götürdü ve bir gün kabil de 50 bin liraya yakın bir ona, gayet basit bir şeyden bahse parayı cebine indiriyor. ayrıca dermiş gibi, kendisinin Balkanlar Adrienne için de bir mik'jar para daki başlıca Alman casuslanndan alıyordu. biri plduğunu söyledi ve: «Bize Ribbentrop'un hataeı yardım ettigin takdirde mükâfatını Alman Dış İşleri Bakanı Ribbengörürsün,» dedi. Adrienne biraz aonra Türkiyeye trop, «Çiçeron» dan gelen haberlegitmek için tekrar teşebbüse gi rin, Hitler'e gönderilmeden evvel rişti ve bu sefer müsaade elde et'i. kendisine gösterilmesi hususunda İstanbula vardıktan sonra da der memurlarına kat'J emir vermisti. hal Diello ile gizlice buluştu. Ar Çünkü Hitler'in hoşa gitmiyecek navud ona epey şeyler anlattı. haberleri öğrenmesini istemiyor, Bundan dokuz sene evvel Budapeştenin küçük bir barında Adrıonne adında güzel bir Balkan'.ı dansöz vardı ve şehrin bir çok yüksek simaları kendisini seyretmeğe eelirlerdi. Bunlardan. bir Amerikalı ciplomat dansözün sanattnı fazla takdir etmiş olacak ki. Budapeştedeki ıtısa bir ahpablıktan sonra ona, bu defa tayin edildiği Sofyaya da beraber citmeyi teklif etti. Adrienne bu toklifi memnuniyetle karşıladı. Adrienne bir müddet sonra So(yada Dielîo isminde bir Arna\rud'.a tanıştı. Bu Arna\Tidu ileride hikâyemizin başkahramanı olarak göreceğiz. Bir iki ay sonra dansözün Amerikalı dostu Sofyadan naklen Ankaraya ta\'in olundu. Bavullar hazırlandı, gene beraber yola çıkıldı. Fakat hududa gelince, Türk makamları dansözü memlekete kabul edemiyece'tlerini bildirdiler. Bunun üzerine Adrienne Peşteye döndü ve «Papjagallo» barı kendisini gene büyük bir hararetle karşıladı. Türk bfan ve edebiyatının kazandığı yeni eser: bütün telgrafları ona ancak en iyi intıbaı verecsk şekle soktuktan sonra gönderiyordu. Bütün siyasi hayatında haiadrn hataya sürüklenıniş olan zavallı Ribbentrop, Müttefiklerin, Avıupaya asker çıkamadan 6%^'^, aralarında ihtilâfa düşeceklerini umuyor ve bu kehanetin tahakkuk etmesini bekliyordu. Onun için, gelen haberler de bu umudukuvvetlendirecek mahiyette gördüğü noktauarı fazla belirtiyor, askeri harekâta dair olan kısımları kesiyordu. 100 bin dolarlık malumat ııııııınııııımıııiMiııııııımııııııııiiiıııımiiiııııı YÜC6L İŞLETME HESABI Serbest meslek kazanc defterleri Maliye Vekâleti nümunelerine uygun olarak iyi kâ?'d? basılmıştır. Umumî satış yeri: Mükelleflerinin tutacaklan GELIR VERGISI . . . I J r cğa ndası SİZİİŞHAYATINIl DA MUVAFFAKİYE TE ULAŞTIRIR. Akdenizde fırtına Akdenlzdeki fırtın» dolayısile Hopa şllepl Mersinl, Kades vapuru da A'.anyayı tutamıyaralc civardakl limanlara rT:mak zr"mda kalmışlardır. Konferans 8'1/95O pazar günü saat 15 de Üsküdar Halkevinde muharrir Esad Mahmud Karakurd. «Dünya seyahati» mevzuu üzerinde bir konferans vererektir. Herkes gelebllir. Küçük Haberler İNKÎLÂP KİTABEVİ ı PRATÎK RADYO ı Yazan: Yüksek Mühendis Albay R A İ K ÜSTÜN Radyo tekniğini gayet açık bir dille anlatan ve amelî ihtiyaclara cevab veren iki kitab birden yayınlanmıştır. BİEİNCİ CÎLDDE: Radyo alıcıları ve ahcı tekniğinde kullanîlan bütün montaj sistemlerile radyo lâmbalan. 1KÎNCİ CİLDDE: Ahcı radyo ârızaları ve bunların giderilme yolları, verici radyolar, radyo iar ve radyo kompa, radyo goniyometre (telsiz kestirmesi) ile radyoda kullanılan bütün pratik formüller ve ayrıca radyoculukta rastlanan her çeşid işleri hesab yapmadan anlatan abaklar vardır. Radyo amatörlerine ve meslek adamlanna tavsiye olunur. Her iki kitah C350) şer kuruştur. Cildliler (450) şer kuruştur Taşra siparişlerinde posta ücreti alırımaz. .İNKİLÂP KİTABEVİ, •• BİR müddettenberi memleketin* de bulunan Norveç Elçisi Krogh Hansen dün şehrimize gelmistir. • BUGÜN İvazafa mahallesinde halk dileği olarak tahakkuk ettirüen çeşFakat faaliyetini mahdud görüyor: menin açılış töreni yapllacaktır. Bu Beraber çalışırsak çck daha vetörende Başbakanın da bulunmas: muhtemeldir. rimli neticeler elde ederiz,» di* ORHAM Sadıkoğlu firmasının îryordu. landadan satın almış olduğu 6200 torı. Karar verdiler: Adrienne Ankara luk «Taşköprü» stlepi, Gidinya'dan yük. Okuyucularına son ile İstanbul arasında posta vazifelemiş olduğu kereste hamulesile dün limanımızdan transit geçerek Zongu!sini görecek ve topladığı haberleri yılların en büyük dağa gitmiştir. beraberce Berline satacaklardı. + İ. Ü. İKTİSAD Fakültesi Mezunromanını sunuyor!.. Dansöz, giriştiği haber avcılığı ları Cemiyetince tertib edilen konfeesnasmda, bir aralık, Ankaradaki ranslardan 3 üncüsü 6 ocftk 950 cuma günü saat 18 de Ticaret ve Sanavi İngiliz büyük elçisi Sir Hugh Odasında «Avrupa İktisadi İş Birliği Knatchbull Hugessen'in itimaİdaresi» mevzuunda olmak üzere sosAşk ve macera. yakışıklı bir de da şayan bir uşak aradığmı öğrenyolo]i asistanı Nefi Kovacı tarafından likanlının romanıdır. Msceradan mişti. Bu, kaçırılmıyacak bir fırverilecektir. maceraya koşarak, Avrupa, Afri sattı. Arnavud derhal talib oldu ka ve Amerikayı dolaşan bu deli ve. inanılmaz şey, işe girdi. REBİÜLEVVEL 17 CUMA kanh, her gittiği memlekette çeşidli İlkönceleri Diello dişe dokunur aşk. maceraları yaşamış bir Don bir malumat elde edemedi. Bu vaJuandır. Her dile çevrilen ve şah j ziyet üzerine Berlin gittikçe sinireserler sırasına giren bu roman, lenmeğe ve ısrarla talimat vermeV. ] 7.26 12.19 14 42 16.55 18.31 5.40 Yıldız Romanlar Serisinin en son ğe başladı. eseri olarak satışa çıkmıştır. Hritalar sabırsızlıkla aeçti. NiE. | 2.32 7.25 9 47 12.00 1.3S 12.45 376 salıife . 3 Lira. hayet bir gün Arnavud Alman JÜ TÜRKİYE YAYINEYİ ESKİ YUNAN MASALLARI ŞÜKRÜ KAYA Kitabcılardan arayınız. ÂNTHÜNY ADYERSE Gazi Köprüsüne gelince, maalesef. orada, ne parke veya mozaik parke, ne de kuvvetli bir asfalt vapmak mümkün değildir. Çünkü köprünün hesabiarı vaktile hafif tahta kaldırıma göre yapılmıştır; şimdi ağır kaldırımlar rekeceğini sanmıyorum. Vaktile hesabsızca yapılmış olan bir hatayı düzeltmek için köprünün üstüne arasıra katran dökülüyorsa da bu da, eskiyince gene kayagan oluyor. Belediye Fen İşleri Müdürü ve yol mütehassıslan, baska bir çare bulmalıdular. Bir düşüncem daha var; fakat onu başka bir yazrya bırakı«Üç Büyükler» in harbin akıbe yorum. tini tayin eden Tahran görüşmesi başladığı zaman bütün dünya HitIçre'e indirilecek nihaî darbeyi bek liyordu. Günün tarihçileri bu ko polis şefi Neba da Hitlerin bu fiknuşmadan çıkan kararları birer rine mütemayü görünüyorlardı. birer tahlil ettiler. Fakat muhökNazi hükumetinin önür.de İngilizkak ki en mühim karar batıya ya Amerikan istilâ hareketinin ve Balpılacak taarruz hareketijdi. kanlara yapılacak hava bombardıChurchill. istikbali tecrübeli bir manlarmın plânı bulunuyordu. Fazözle gördüğü için çıkarmanın kat naziler buna inanmıyorlardı. Derhal emir verildi: Arnavudla Balkanlara yapılmasına taraftardı. dansöz ortadan kaldtrılacaktı. Fakat Ruslar bu fikre şiddetle itiFakat bu emir büyük elçiliğe gelraz ettiler. zira Balkanlardaki peyk devletler haritasmı daha o zaman diği anda kuşlar çoktan uçmuştu. Arnavud uşak efendisinden müsaadan çizmişlerdi. Bu münakaşayı haber alınca Al e istemiş ve cebindeki paralarla manlar pek sevindiler. Zira Mütte beraber suç ortağım da alıp gitfikler arasında ne zamandanberi mişti. Bombardıman baslaymca bekledikleri ihtilâhn nihayet çıktıNazi şeflcri, «Çiçeron» un raporuğma kanaat getirmişîerdi. Tahran konferansından az son na tuzak damgasını vurduktan sonra «Çiçeron» elinde bir deste kâ ra ondan tamamile zıd manalar çığıdla nazi büyük elçiliğine geldi kardılar ve bunun üzerine batı cepve bunların konferansta varılan hesine askerî kuvvet gönderilmesi son kararîar olduğunu bildirdi. Bu hususunda emir vermedüer. Fakat Balkanların bombsrdım^nı son ve en mühim vazifesini mukabaşlayınca Hitlerle Keitel ellerinde bil 100 bin dolar istiyordu. Bu hususta Führer'in karargâ «hakikî plân» ın bulunduğunu her hmdan müsaade istendi. Karargâh halde anlamışlardı. O günden sonra bu müsaadeyi verdi ve Amavuda Ribbentrop gözden düstü. Lâkin iş şten geçmişti. 100 bin dolar sayıldı. «Çiçeron» un hikâyesi burada soMütehassıslar kâğıdların birer birer fotograflarını çektiler. büyük na eriyor. Görüyoruz ki, Almanyabir dikkat ve ihtimam içinde Al nın en «ustaca lıareketi» olabilecek bir şey. onun felâketi haline gelmanyaya yolladılar. İşte bundan sonra olan şey, ina miştir. Buna da sebeb, nazi şeflerinin İngilterer.in mukabil casusluk nümıyacak kadar garibdir. teşkilâtına kendi casuslanndan daHitler tuzak sanıyor Hitler «Çiçeron» un raporunu o ha fazla kıymet vermiş oimalarıdır. kuyunca derhal kahkahalarla gül Halbuki Alman casusları ilk defa olarak hakikati öğrenmişlerdi. meye başladı. (English Üigest'ten) « İmkânsızî. diyordu. «Bu malumat o kadar güzel ki, doğru olamaz. Muhakkak İngiliz gizli istihbarat dairesinin tuzağıdır bu.» Kaltenbrünner. Müller ve cinal Niishası IU kuruştur Abone seraiti Türkly» Harle İçin '"'çin CUMHURİYET i SEKİZİNCİ Cildine başlıyan «M İ Z A H» Mecmuasınm bugün çıkan emsalsiz nüshasını görünüz. Bir aylık Oç «ylık Aitı ayUk Seneli* 300 Kr. 600 Kr. 800 > 1600 » 1500 » 2900 • 2S00 • 5400 . D t K K A T Gnztttmlıe aöntierilen evynv re yc2\t&1 ntfTedilsin, tdilmesin tade olvnmaz Üirü*ıd»o mesulu'et kabul cdilmeı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear