25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
13 Ocak 1950 CUMHURÎYET r BİR OAKİKA Hindîsfanda teceddüd tasarısı indistanın Başbakam sayın Nehru, şimdiki halde Colombo konferansmdadır ve bu konferansm mukadderatını idare edenlerin başındadır. Zaten konferansın Colombo'da toplanması onun Asya işlerile meşgul olması yüzündcndir ve Asya işlerile meşfrul olan bir konferansts muhakkak ki Asyalıların sozü geçer. O Asyahlann ki yakın zamana kadar kendi adiarma söz söylemek hakkından mahrumdular. Bugiinse dıırum değişmiş ve Asyalıların çoğu doğrudan dogTuya kend» adlarma söz söylemek ve söyledikleri sözii yerine getirmek imkânın» clde etmişler. hiirriyet ve istiklâllcrini kazanmışlar ve egemenliklerinin verdiği bütün yetki ile kendilrrini ifade etmek imkânını elde etmişlerdir. İ«te bu sırada Colombo'da bulunan sayın Nehru. Colombo'ya hareketinden evvel bir teceddüd (reform) kanun tasarısı hazırlamış, baskanlığı altındakj hükutnetin bu tasanyı bütün kuvvetile desteklediğini söylemiş, hattâ bu tasarı ile ınemleket genel oyunu karsılamağa hazır «lduğunu bildirmiştir. Nehru'nun her şeyden önce benimsediği hir itikad, Hindistanın laiklik rsasına bağlanması ve hiç bir dinî cemaati temsil ermemesidır. Onun teceddüd kanun tasarısının temeli de. bu esaslı itikad ve ictihaddır. Bu tasarıyı hazırlamasınm sebebi Hinduismin hir takım cephelerine karşı muhalefetine. kanııni hir ifade vermektir. Kanunu» fx\ e'aslı temellerinden hiri Hindistanda kadının durumuna ve bilhas* sa evirnmck. boşanmak ve mirass knnmak hakımından vaziyetine airîdir. Eski kanunlar ve örflcr Hindistanda kadıni, aksak bir unsur tanıyordu. Yeni kanun tasarısı ise bütün bu aksaklıkları kaldırmakta Ve yeni Hindistan devletine hcm efitüğe, hem laikliğe müstenid biı durum vermektedir. Esasen Nehru'nun haska türlü hareket etmesine imkân yoktu. Nehru. hu yoidaki üstadınm Atatiirk olduğunu hcrkesten evvel itiraf ermekte ve kendi yazdığı eserde bunu apaçık bildirmektedir. Bu yürden Hindistanda haşarılması istenilcn bu kıymetli teceddüdün illiam kavnağı. Türk inkılâhrdır ve Aiatürkün muhteşem hamlesidir. Nehrunun. tecoddüd tasarısı ise hu eayeyi seıcekleştirmek istemektr ve her mııhalefete. her taassııbn karsr çrlerek bu t*i başarm»yı EÖzetmektedir. Çünkü ancak bu kanuuun biitirn milletce kabulündcn ve bcııimsenerek tathik olunma.Mndün sonra Hindistan muasırlaşmıs. bir millet olacaktır. Gerçi bıı kanıınıın kabıılünden sonra tatHkı ve hiitiin milletce bcnimsenıucsi. zamaııa muhtacdır. Fakat heı kpıııınun beniınsennıesi boyle dejil midir? Onun için Nehru taraf'ndan haşarılması istenen ycniliğin dr kanun nnhiyctini aldıktan sunra halk tarafından süratle heniıp^cnccciini muhakkak sayanz. Nitekim Hindistanın anayasasının •parya» lığı oıtadan kaldırması da, çünlıe yok ki hirdenbire bütün nıillrt kafasında ışıldayacak ve birf'cnbire nuırizelcr yaratacak bir tfceddüd dcğildiv. Çünkü bu tceeddüdü hir pcygBnıhcr değıl. faka( bir insan başarıyor. Fakat bu tecfridüri. haktır vc bu tecoddüd yürüvpcektir. Bıızün luınlar birer hu kuki hakikattiv. fakat yarın birer milli hakikat olnrak ve bu hakikaflrr gcçmisin bülün kötiilüklerini unııtlııraraktır. Nclııu her ihtimali dü''inerek tcccdflüd tasarısmı hazıı;?mi5 ve bütüjı kııvvptini. bu tassrının bir kanun nlarak tahakk'ikt;n» \ciriigi sfihi bir içtimai hakikat o'aıak yaşamasına vermiştır. İhtiınal ki bazı mutaassıblar bu kpnun tasarısıııa karşı grlmck İstiyerekler ve nümayişlcr yapacaklardır. FaUat sonıında zafer bu inkılâbrı tasarınındır ve Şarkın bü'ün hay?tını değistirecek olan hu tereddüd. Sark iciıı en parlak istikbale hazırlıyacaktır. Ömer Rıza DOĞRL'L îstanbul Trakya yolu kardan kapandı Baştaraft 1 tnci sahifede Şehrin bir çok yerlerinde otomobil. otobüs, kamyon gibi nakil vasıtalarımn saplanıp kaldığı görülmüş ve muhtelif kazalar olmuştur. Bu arada Belediye otobüslerinin seferlerini normal .ılarak yapabilmeleri için gidiş geliş yollarında bazı değişiklikler yapılmışür Kadıköy ve Fatihte de iki tramvay raydan çıkmıştır. Fırtına dolayısile A\rupa memleketlerile telefon muhaberatı kesilmiş, şehirlerarası muhaberatta da fasılah kısıkhklar olmuştur. Tren seferlerinde de bazı gecikme!er olmuş, Anadoludan geîen trenler dün 11.5 saat rötarla gelmişler, buradan gidenler ise zamanında hareket etmislerdir. Denizlerde Karadenizde de şiddetli bir fırtma ve tipi hüküm sürmüştür. Karadeniz seferini yapmakta olan Bakır şilepi Akçaabadda kalmıştır Cumhuriyet vapuru havanın muhalefeti dolgyısile Boğazdan dışanya çıkamamış ve Büyükdere önlerinde demir atarak fırtına ve tipinin yatışmasım heklemegıe koyulmuştur. Trabzon vapuıu ise Karadeniz seferinden tam 6 gün rötarla dün limanımıza dönebilmiştir. Bandırma önlerinde şiddeÜi bir fırünaya yakalanan Ülgen vapuru Bandırma iskelesinin önünde barınamamış ve oraya yakın AyaAndra adasınm kuytuca bir kısmına sığmmıştır. Denizyolları şehir hatlarında da Harem Salacak seferlerile Marmara denizinin Anadolu sahilindeki iskelelere sefer yapılamamıştır. Üç halıkcı kayboldu Diğer taraftan liman idaresi, içinde üç kişi bulunan bir bahkçı sandahnın Yeşilköy açıklarında is» timdad istediğini ve vaka mahalline gönderilen yardım motörünün henüz bir netice alamadığım bildirmiştir. Sandala kayıb nazarile bakılmaktadır. Uçak sefoıleri inkıtaa uği'adı Yeşilköy hava alan; da karla ör« tülü olduğundan iniş ve kaikış püç lüğü dolayısile yalnız sabahleyin bir uçak Ankarava hareket edebiU mi;. bundan sonra Izmire ve Ankaraya sefer yapılamadığı gibi buralardan <Ja uçak geiememiştir. İngiliz Havayollan uçağı Yeşilköy hava alanına kadar geldiği halde iniş jfüçlüğü dolayısile tekrar Atinaya dönmüş. yalnız Isveç Havayllan uçağı güçlükle alans inebilmiştir. Bufünkü hava Yeşilköy Meteoroloji istasyonundan verilen bilgiye göre, bugün Istanbulda rüzgâr şimali şarkiden orta şiddette esecek ve havanın sıcakhk derecesi düne nLsbetle a? miktarda azalacak ve kar devam edecektir. Trakya yolu Trakya yolu da kardan kapanmıj bir çok karayon, otobüs, hattâ c tomobiller asfalt üzerinde kalmışlardır. Vilâyet yolun «çıiması içii) kar makinesi göndermiştir. Nüfusça zayiat olmamasına çalışılmaktadır. Valinin beyanatı Vali ve Belediye baskanı Fahreddin Kerim Gökay dün kendLsile görüşen bir muharririmize şunlarj söylemiştir: c Şiddetli kış ve kara rağmen nakil vasıtalarımız muntazaman ~a.lışıyor. Harb esnasında, malzeme nokianmdan bu havalarda nakil vasıtaları çahşamaz, garajlara çekilirdi. Şimdi normal zaman avdet etmiştir. Zincir veşaireyi bol miktarda tcdarik imkânı vardır. Eu itibarla vasıtaların arasız çalışmalan için emir verdim. Aksi takdirde öze! taksi ve otobüs sahibleri cezalandırılacaktır. Odun ve kömür fîatlannda artı? olmadığını bar.a bildirdiler. K'.zılay her mmtakada fakir halka onar <ilo kömür dağıtacakhr. Ayrıca Yardımsevenler cemiyeti de yarın î\karaya kazak dağıtacsktır. Kış dnlay;sile mjrakabe tcîkilAtımızı seferber ettik. Kı.şı tabiî biı hâo!i.=e telâkki ediyorum.» Mahrukat fiatları arttırılnııyacak Vali ve Belediye reisi, devam eden kar ve soğuktan istifade ederek mahrukat fiatlannın arttmlması.ia meydan verilmemesi için kaymakam 13 lıklara emir vermiştir. Bu ?ene kışın geç baîlaması sayesinde Devlet Orman İşletmeleri tanzim satışı için şehre 50.000 çeki odun getirtmiştir. Binaenaleyh her yerde bol miktarodun ve kömür stoku clup fiatların artmaması icab etmektedir. Kara kışı fırsat bilerek tatili faaIi3'et eden nakil vasıtaları ve fazJa ücret taleb eden şoförler hakkında da kat'î tedbirler alan Emniyet 6 ncı şube müdürlüğü bir tebliğ yaymlamıştır. Bu tebüğe eöre. seyrüsefer talimatnamesinin 97 nci maddesi gereğince motörlü vasıtaların karlı ve kaygan havalarda tekerleklerine zincir takmaları mecburidir. Zincirsizlik yüzünden sefere çıkmıyan otobüs. otomobil ve kamyon sahibleri hakkında cezai muamele yapılacaktır. Dolmuş yapan taicsilerie, doğrudan doğruya taksi olarak işliyen arabalar hiç bir suretle k ı r veya don behanesile müşteriden fazla ücret almıyacaklardır. Aksi muameleye maruz kalanlar en yakın polis karakollarma. yahud 42154 ve 42170 numaralara telefon ederek şikâyette bulundukları takdirde mezkur şoförler hakkında kanunî takibat yapılacaktır. Izmitle kar yarım metreyi buldu İzmit 12 (Hususi) İki gün evvel başlayan kar fasılasız olarak bütün şiddetile devam etmektedir. Karın yüksekliği yarım metreyi geçmiştir. Kandıra Bolu İstanbul yolları kapanmıştır. Yüzlerce nakil vasıtası yollarda kalmışt'.r. Bursa Yalova yolu kapandı Bursa 12 (Telefonla) Şehrimiz ve civarında kar fırtınası devam etmektedir. Yalova yolu. tamamile kapanmış, yolda bulunan otomobiller karlara saplanmıştir. İki otomobil hendeğe yu varlanmıştır. Denizde de şiddetli bir fırtına hüküm sürmektedir. İstanbuldan geîen yolcu vapuru güçlükle iskeleye yanaşabilmiş ve İstanbula gidecek ola^ yolcuları almadan hareket etmiştir.Vapurun Armutlu yahud Gemlik limanlanna iltica etmif olduğu tahrr.in edilmektedir. Devreğin irtibatı kcsili Devrek 12 (a.a.) İlçemizde kar devamlı surette yağmaktadır. Zonguldak, Ereğli ve Mengenle irtibat kesilmiştir. Münakala yalnız Çaycuma ve Tefenn: yolu ile yap:lmaktadır. İnebohıda kar 70 santim İnebolu 12 (a.a.) Denızdeki fırtına ve rüzgâr çiddetle devarri ediyor. Tipi halinde yağan kar bazı mahallerde 70 santimi bulmuştur. Hiç bir tarafa nakliyat yapılamamaktadır. Doğu Beyazıdda kar 4 metıe Doğu Beyazıd 12 (a.a.) Bir kaç gündenberi yağan jiddetli kar yolları kapamıştır. Bazı yerlerde irtifa 3 ılâ 4 metreyi geçmektedir. 14 £ündür ilçeye posta gelmediğinden muhaberat telle yapılmaktadır. îrandan gelen yolcular yolun açılmasını beklemektedirler. Trabzon yolu kapandı Akçaabad 12 (a.a.) Salı günü akşimındanberi fasılasız surette yağmağa başlayan kar. hâlâ davam etmektedir. Ysşan karın kaîın'ığ'. seksen santimdir. Vakfıkebir yolu kapalıdır. İki gündenberi elektrik cereyanı da kesi'mistir. Marshall yardımından Türkiyeye ayrılan fahsisat Wa.=hington 12 (A.P.) Marshall yardım plânının yeni tahsisatları cümiesindcn olarak. Türkiye, Atlantik aşırı nakliyatlarında kullanmak üzere 600,000 dolar bir kredi almıştır. ^ Namaza buyurun İstanbul şehrinin Vilâyet olarak idaresile Belediye Reisliği olarak idaresi birbirinden ayrılacaktır, Evvelâ ayrılsa ne olacak, birleşik kalsa ne olacak? Orası başka '£• Toprak ve Petrol Ofis islerine dair tenkidler Baştarafı 1 inci sah'fedp Yüregir, bu işin günahınm Ticaret Bakanhğı Teşkilâtlandırma Umum müdürlüğüne aid olduğunu, cünkü, suiistimal yapanları işbaşında tuttuğunu kaydetmiş. neticenin Bakana raci olacağını söylemiştir. Ahmed Remzi Yüregirin bu konuşması sırasında Bakan, kendisini mi mesul tutmak istedikleri:ıi sormuş, hatib sözlerini izah ederek. Vodsd Dicleliyi mesul etmek istemediğini, yalnız bu gibi hâdiseierde neticenin Bakana dayanacaîinı tildirmiştir. Yüresir tenkicllerine dpvam ederek Petrol Ofifin masraflarını geniş tuttuğunu, neticede akaryakıt ücretlerinin kabarık olmasına sebebiyet verildiğini. Marshall yardımı sayesinde memlckete seîen tarım aletlerinden esas gayenin. <stihsali ucuza mal etmek olacagını. halbuki. akaryakıt üeretlerinin Petrol Ofisinin masraflarının kabarıklığı yüzünden bir hayli yüksek olduğunu söylemiş ve Bakanm nazarı dikkatini çekmiştir . Ticaret Odaları ve Borsalar Ticaret Odalarile borsaların arzu edildiği şekilde çalışmadıklarını, sanat erbabı yetişmemesinde bsşlıca âmilin muamele vergisi mükellcfiyeti olduğunu söyliyen Seyhan milletvekili. bu verginin daha âdil bir şekle sokulmasını, daha doğrusu tamamen kalHırılmasînın yerinde olacağmı atlatmıştır. Nahid Pekcan da söz alarak mem leketteki balık işlerinin varivetini sösteren raporlann hâlâ basılmadığını tenkid etmiş. Abidin Potoğiu. Bakanın devletçilik mevzuunda düşüncelerini sormuştur. Potoğlu, Toprak Mahsulleri Ofisinin geniş mikyasta israf yaptığını. Ziraat Bankasının çiftçiye verimli kredi sağ'amadığını anlatmıştır. Dış tiraret Hasan Polatkan da, dış tioaret poîitikasını tenkid etmiş, bu arada Ticaret Bakanhğmdan bekienilen işlerin maalesef iyi yürütülemcdiâini tcbarüz ettirmiştir. Tahsin Coşksn, bir milyon ton hububatı stok edebilecek silolara memleketin muhtac olduğunu. bu hususta Bakanhğm ne gibi tedbirler aldıgım ögrenmck istemişür. Ahmed Oguz da konuşarak. memleketin ekonomik ve ticarî nizamını tayin ve tanzim etmekle vazifeli bir bakanlıkla karşı karşıya geldiğini iahmin etmediğini. çünkü bu Bakanlığın işlerinin mühim bir kısmının. İşletmeler Bakanlığı. Devlet Bakanlığı ve nihayet Dış İşleri Bakanhğındaki ilgili daireler tarafından yapüdığını, bunun için ileri süreceği temenni ve düşünceleri hangi Bakanlığa büriirmek gerektiğini anlayamadığını sövlemiş, bilhassa bu endişesini komisyonun mazbatösında bclirtmesini rica etmiştir. Ahmed Oğuz: «Bu arada Günaltay hükumeti £erekli ekonomik ve ticari anlayışa sahib değildir. Karışık efkâra sahibdir» demiş ve Hr memleketin ticari durumunu, bir türlü nizamlaj'amıyan bir bakanlıgın durumunu, gayet feci bulmuştur. Ahmed Oğuz. dış ticaret rejimindff Avrupa iktisadî işbirliğine katılan 19 devlet arasında yer almakhğımız neticesinde. ithalât rejiminde yüzde elli serbestiye gitmek zorunda kaldığımızı. yani çok taraflı bir rejime girdiğimizi söylemiş olan Bakandan şu surâ'i sormuştur: «Acoba istihsal ettikleri malları, dünya piyasasmda rekabet edebilecek durumda mıdır ki. takas anlaşmalarından uzakîaşmaktadırlar 9 » Ahmed Oğuz bundan sonra. Top rak Mahsulleri Ofisinin teşkilâtım daraltabileceğüıi, böylece büyük bir müstehük kütlenin ferahlayabileceğini söylemiş. misal olarak Ofisin dışarıdan kilosunu 23 kuruşa alıp İstanbul liman:nda 25 kuruşa malettiği buğdayı değirmenlere 32 kuruşa sattığını. aradaki 7 kuruş'uk farkm masraflarım karşıladıâını, neticede bunun vataııdaş kütlesinin sırtma fuzuli masraflar yüklemekten başka bir şey olmadığını söylemiş ve sözlerini şöyle bitirmiştir: .Hükumpün bu ihtikâr karşısında yüreği sızlamıyor mu?> Ekonomi ve Ticaret Bakanuun cevablan Bundan sonra ileri sürülen mütalealara cevablar veren Ekonomi ve Ticaret Bskanı Vedad Dicleli. Petrol Ofisi masraflarjnın kıloya eklediği 3 kuruştan ileri gitmediğini, fakat, bu mevzu üzerinde hassasiyetle duracağını, muamele verKİsi bahsine gelince, bununla da meşgul olunduğunu. Toprak Mahsulleri Ofisinin fuzuli masraflar yapmadığını, izah etmiş, 1951 yıh so nunda Ofisin 600 bin ton hububatı istiab edecek silolara sahib olacağını, balık işlerini jahsi inisyatifin malı addettiklerini, Erzurumda tesis edilmekte olan et kombinaları ile soğukhava depoları sayesinde gıda maddeleri zayiatının önleneceği ni ve tâli maddelerin kıymetlendüi leceğini, memleket için bunun fayda lar sağlıyacağını belirtmiştir. Bakan Tarım Satış Kooperatiflerinin bugünkü duıumlarını da izah etmiş ve bahsedilen suiistimallerle slâkadar olacagını ifade ederek .Bakanlığını ilgilendiren işlerde daima hesab vermeğe hazır olduğunu ilâve etmiştir. Vakit geciktiği için maddelere geçilemcmiş ve yarın müzakerelere devam edilmek üzere oturuma son vcrilmiştir. Devran yine ol devran.. Jt'.Ut Eğitim B«l:ant Sayın Bsnşuoğîuna srizs Rusya, Kuzey Çini ilhak ediyor Bastarafı 1 inci sahifede raşıyan 27 bin tonluk «Boxer> Amerikan uçak gemisi çarşamba günü Asya denizlerine doğru sefere çıkmıştır. Hareket sahası Japonyadan Singapura uzanan 7 nci filoya katılacak olan «Boxer. evvelâ Pear! Harbour'a, sonra Filipinlere gidecektir. ^ Fakat bu meseleyi Halk Partisi İdare Meclisi tetkike koyuîmtış. Nedcn acaba? Hâlen Meclisteki milletvekillerinin kahir ekseriyeti D. P. den olan İstanbul halkt, kendisini doğrudan doğruya alâkadar eden bu vaziyette, rey sahibi olmasın diye m\? Demokratitje kitaks>! D. N. Mısırda yeni kabine Baştarafı 1 inci sahifede Krala verdikten sonra Kralın huSU5Î kabine şefliğine tayin olunmuş ve bu sıfatla Nahas Paşayı görerek yeni kabineyi kurmasmı bildirmiştir. Nahas Paşa, bu akşam kabinesinin listesini Krala takdim etmiştir. Yeni parlamento ayın on altısında top'anacak ve yeni hükumetin prog rammı dinliyecektir. Kabine üyeleri şunlsrdır: Başbakan: Nahas Paşa, Devlet Bakanı: Hamid Zeki Bey. Dış İşleri Bakanı: Muhammed Salâhaddin Bey, İç İşleri Bakanı: Muhamed Fuad Seraceddin Bey, Eğitim Bakanı: Dr. Taha Hüseyin Bey. Harbiye ve Bah riye Bakanı: Mustafa Nusret B?y, Ticaret, Sanayi ve İaşe Bakanı: Mahmud Sülejman Gannam, Ulaştırma Bakanı: Zeki El Arabi Paşa, Adalet Bakanı: Abdülfettah El Tnvil Paşa. Tarım Bakanı: Ahmed Hamza Bey, Millî İktisad Bakanı: Muhammed El Vekil Bey, Maliye Bakanı: Zeki Abdül Motal Bey, Sağlık Bakanı: Abdüllâtif Mahmud Bey. İçtimai İşler Bakanı: Dr. Ahmed Hüseyin Bey, Köy İşleri ve Belediyeler Bakanı: İbrahîm Farac Mesira Bey. Bayındırlık Bakanı: Os man Muharrem Paşa. İsrail Elçisinin demeci Baştarafı 1 inci sahifede gunluğunu ifade eden sözlerle brşlayan elçi, memleketimiz hakkındaki intıbalarını anlatmış ve şöyle demiştir: « lsrail devletini Türkiyede temsil etmeği büyük mr seref telâkki ediyorum ve memleketimin büyük komşusuna k^rşı fceslediği Amerikalı dostlarımızdan artık ıssamimî dostluğa her f:rsatta tercü rarla tepkili av ııçakları istcmcliyiz. man olmayı vazife bileceyinı.» Anlayamadısım sebeblcrle onlar. Elci. bundan sonra İsrail dovle bize hu çcşid uçaklar vcımcmcÂİe tinin kuıuluşunda âmil olan sebeb , s r a , . edcrlcrse. miikcnımcl tepkili leri anlatmış. Tüı ;iyo ve İs=ı?iîin ' a v uçakları yapan İneiltercdeıı bir barışseverliğini söylemiş ve Kudüs | m jktar av uçagı safın slmalıvız. meselesile, Arab memıcketlersle j Böyle av uçaklarından mürekk<*b İsrailin münasebetler'ne temas e bir teşkil. sinıdilik bir taüm ve torderek sözlerini bitirniştir. biye birliği olarak bütün av pilotlarımızı yetiştirmek için fevkalade lü/.ııınHı ve faydalıdır. Ordusunu daha yeni yeni teşki Baştaratı î ıncı sahtledp Elcir.in Dış İşleri Bakanımız Kec lâtlandıran >Iısır hile İnciltcreden mecldin Sadakın Mecliste. Bulgar:.ı Metçor tipi tepkili av uçakları altandski konsolosluklarımız'n kaldı maktadır. Bu?ün İncilteredcn teprılma?ı hakkındaki beyanatı etra kili av urağı satın almak istesek. fında Bu'sar hükurr.etinin görüşle İnçiliz fabrikaları kendi hava ordurini bildirecrşini söylcmektedir. ları için çalısmakta olduklannıldn. Çobanof'un Buigaristanda mevkuf anrak bir sene sonra. bize uçak vebulunan subayımız üsteğmen Mus rebilirlcr. Başmakaleden devam •tleri lOflfl kilomefre etrafında olan iepkili av uçaklarından teşekkül etmektedir. İngiltcre. Amcrika ve Snvyet Rusya £ribî büyük hava ordularına sahib devletler değil vc hava ordusunu ycniden teşkilâtlandıran Fıansa dcğil, Holanda. İsveç, İsvicre, hattâ Mısır çibi memleketlcr ılahi. avcı birliklcrini tepkili av uçakiarile teçhiz ctmekıedirler. Hiç bir askeri sır ifşa etmeden, bütün dünya askerî havacılığının malumu olan bir hakikati tekrarlıya rak söylüyonız ki hava ordumıızda henüz tep tepkili uçak yoktur. Dost Ameıika, askeri yardım olarak hize verdiği uçaklar arasında tepkili av uçağı vermemiştir. Türkiyenin silâhlı kuvvetlerini takviye etmeği kendiliğinden üzerine alınıs olan Amcrikan hükumetinin bizc nedcn hâlâ tepkili av uçağı vermediğini, araştırmağa lüzum görmüyoruz. Uçucıı personelimizin av uçaklarmı kullanamıyıcaklan düsünccsi asla varid dcğildir. İngiliz ve Amcrikan hava mütehassıslarının yardımı ile Türk hava ordusu personeli, büyıik teknik tcrakkiler cldc etmiştir vc etmektedir. Kahraman, fcdakâr ve çalışkan uçucularımız. tepkili av uçaklarmı pekalâ kullanabilir1ı>r. Bunu Lojıdrarla ikcıı görüştüğiiın. 15 ay miiddetle hava ordumu^la hizmct etmiş olan ve «imdi İnuiliz trpkili av uçak birliklerindcn bir;nde vazife gören yüzbaşı Flank Easley bana açıkça söylemiştir. Hava ordumuza dair İstanbul Esnaf hasianesinin Baştarafı 1 inci sahifede Iınan müessesenin yatak «ayısı altmışa çıkarılmıştır. Hastanenin her tarafı elden gcçirilmiş. tamir götmüş, badana ve l»va noksanları ikmal edilmişür. Halen 611 esnaf talebname vcrmek suretile cemi> et üyelisine kayıdlannı yaptırmıştır. Hasfanemizi üç yüz altmış beş cün esnafm hizmetine açık tutmamıza mukabil. tek arkadaşımız derd ve ihtiyaclarımızı yakından takib etmek lüzumunu hissetmemiş ve idare kurulu bu yolda beklenen alâkayı sağlamağa muvaffak olamamıştır.» Raporlann okunmasından sonra tenkidlere geçümiş. ve bir çok "ıiatib söz alarak id=ıre kurulunun verimli faaliyetini övmüştür. Bu arada Ticaret Odası adınrt konuşan Sırrı Enver Batur, idare heyctini calışmalarır.d^n dola>": lcbrik ettikten sonra şoyle demi§tir: « İstanhu'daki 100 binden fazla esnafm cemiyete gösferdiği lâUay6ı çok acıdır. Derneğin yürütülmesi için esnafm hiç bir yardımda bulunmamasını esefle karşılıyorunı. Yalvarırım size, bu müessesenin yardımına koşun, çünkü karşılıgım $iz alacaksır.ız.ı Hakkı Alemdar adlı bir esnaf da. hastaneyi ihmal edişlerüıdeki sebebi başta bulunan münevverlere yüklemiş. gayrimüslim vatandaşların sağlık müesseselerini örnek olarak kabul etmeleri Iâzım geldiğini. baştakilerin talebleruıı bütün esnafın nemnuniyetle kabul edeceklerini söylemiş ve bir hastane yapılması için hususî bir atarak ayağa kalktı. Duan kapıyı açtı. yaklastı. bir kaç adım uzakta durdu. Bir şey bekliyor gibiydi. Jaco.ueline. pandantifin sebeb olduğu hâdiseye rağmen. tsahhüdlerini dürüstlükle 'utmağa amade oldupjnu söylemenın zamanı geldiğini anlıyordu. Başını kaldırıp onun yüzüne baktı. Sizin karınızım, dedi. Bir gün. dünyada ne pahasına olursa olsun size kendimi öptürmiyeceğimi söylediğimi hatırlıyorum. Hâdi>eî?r. kararımı bana değiştirtti. Kocamsınız. Arzu ederseniz beni öpebilirsiniz. Hududsuz bir Lsyan duygusile göz lerini kapadı. Birclen, Duan onu omuzlarından yakaladı, göz göze geldiler. Doktor. boğuk bir sesle: Demek ki, dedi. sizi bu tevekküle sevkeden şey sadece vazife hi&si, öyle mi? JacCiueline'i. haşin bir hareketle itti, bir kaç adım geıiledi. an acı: İnsan]arın kurban edildikleri devir çoktan geçmiştir, dedi. Genc kadın, tepeden tırnağa titriyordu. İşin aslını tamamile anlayamıyordu. Duan. onun öpme tcklifini alâkasızhğmdan dolayı mı reddetmişti'' Yoksa. haline acıdığı için mi dokunmak istcnıemisti? Kendisini üzmemek için arrusuna şem mi vurmuştu? {Ark.au var) durumu Bulgar Elçisi dün geldi Kıbrıs için Atinada nümayış I irci «n Yunanistanda seçim hazırhklan Atina 12 fa.a.) Yunsn hükumeti. gelccek seçimler dolayısile açık havada yapılacak her türlü toplantılarla nümayişçiler yasak etmiştir. Hükumet diğer bir emirle de ozel müsaade almadıkça salonlarda toplantı yapılmasmı menetnıiştir. Yalnız tek bir partiye herhangi bir gün toplantı yapmak müsasdesi verilmektedir. sonra salondan çıktı. Jacqueline, bir tane kesme şeker almak için uzandığı sırada, Duan'ın, elini yakaladığını ve avuclannda tutarak nikâh halkasını muayene ettiğini hayretle gördü. Doktor, acayib bir sesle: Bu halkayı beğeniyor musunuz? diye sordu. Jacqueline kızardı, hafif omuz silkti. Doği'usunu isterseniz, pek dikkatli bakmamıştım. Bu cevabı verirken, a>Tiı zamanda, elini kurtarmağa uğraşıyor, fakat muvaffak olamıyordu. Halbuki. bu halka çok incelikle işlenmiştir, bir göz atmağa gerçekten değer. Genc kadın. parmakları doktor Duan'ın mengene kadar kuvvetli elinde mahpu5, Konişi'nin her an inip açabileceği kapıya ikide bir, göz ucile bakıyordu; Doktor Duan... rica ederim... hizmetçi giriverirse, diye mırıldandı. Oğledenberi kocası olan bu adama, bir hasta imiş gibi «doktor Duan» diye hitab ettiğini, ancak o anda farketti. Doktor, bu cihete dikkat etmemiş gibi, onun elini hâlâ avucları içinde mahpus tutuyordu. Nasıl oluyor da. psrmaâmıza ilk defa olarak taktığınız bir nikâh halkasına bskmıyorsunuz? dedi. Her halde. aynı parmsğıma her zamtn yüzük takmağa ılışık oldu tafanm isde meselesi hakkında da Hulâ*a. hava oıdıımıızu. modrrn Dış İşleri Bakpnlığmızla temas et, «v uçakiarile tcchiz ctmck kosin mesi muhteme'.dir. zarureti ile karşı karşıya bulunuyoruz. Bulgaristandan selen müllccilcr Bulgaristandan son günlerde m/.h ABİDİN DAV'ER telif vesilelerle memleketimize bir çok mülteci gelmektedir. Dün ^elenlcrden öğrenildiğine göre. Şerif AH kızı Kâmran adında bir Türk kız'.na yapılan işkenceler ve zorla tana.°sur ettirilmesi için sarfedilrn Vaşinşton 12 (a.a) 1yi haber gayretler Türkler arasındaki endialan kaynak^ardan öğrenı'.diâino şeyi arttıvmıştır. Bütün Bulgarlstanda Türklere yapılmakta olan meza göre. Dış İşleri Bakanı Dean Acheson, dün MeclLs Dış İşleri komislim son haddini bulmuştur. yonunda. Birleşik Amerikanın YuUnesco Müdürünün yaptığı poslavysya muhtemelen ve bazı şartlar altmda mahdud bir askeri toplantı Kurak bölgelerle ilgili mesele yardım yapmağa karar verdiğini leri incelemek üzere dün saat teyid etmiştir. 15 te Üniversitede bir toplantı Bakanlar Kurulu yapılmıştır. Ankara 12 (a.a.) T. kınlar Toplantıda, üç gün evvel şehrimize gelen Unesco'nun merkez Kurulu bugün sast lî" dan 19.15 teşkilâtı müsbet ve tabiî bilim e kadar topîanrnış ve muhteüf ler ikinci müdürü Prof. Dr. Bakanhklara aid gündelik işler Frank Maline ile 19 profesör ve hakkında müzakerelerde bulunmuştur. • mütehassıs hazır bulunmuştur. Amerika Yugoslavyaya silâh verecek komitenin kurulmasını istemışlir. Hesab raporunda görülen 3651 liralık bir açık hakkında idare kurulu adına veıilen cevablar tatmin edici görüldükten sonra. raporlar ittifakla kabul edilmiçtir. Valinin kontıs.ması Bundan sonra Vali ve Belediye Reisi söz almış. esnafın her zaman hizmetinde olduğunu söylemiş, esnaf için bir hastanenin yanında bir de yorulmuş esnaf için «Dinlendiıme Evi. yapılmasmı tavsiye etmiş. bu kadar kalabahk bir topluluğun 25.000 lira gibi çok cüz'i bir yardım yapmasını esefle karşılamış. Halk Bankasının kuvvetlendirilmesini ve bundan azami derecede istifade edilmesinin esnafın menfnatine olacagını belirtmiştir. Fahreddin Kerim Gökay, kongreden aynlmadan evvel söz alan esnaftan Ethem Gök. Validen şimdiye kadar Belediye tarafından verilen muayene cüzdanlarının bundan böyle ya esnaf teşekkülleri veya doğrudan doğruya Esnaf Hastanesi tarafından verilmesini rica etmiş ve muayenelerin kendi teşekkül ve ya hastanelerinde yapılmasmı taleb etmiştir. Diğer bir üye de hastane için Belediyenin bir arsa vermesıni istemiştir. Vali ve Belediye Reisi bundan sonra. esnafın tezahüratı arasında Ealondan ayrılmıştır. Başka bir hstib de hastanenin yıkmtıya gittiğini, buna sebeb de esnafm, hastaneden Iâzım gelen yardımı esirgediğini, bunun için hastaneye gelen esnaftan yardün olarak ücret alınmasının doğru olacagını söylemiştir. 1950 yılına aid bütçe ve kadro ile tüzükte yapılması istenen tadiller, bazı ufak değişikliklerle kabul olunduktan sonra dilekler dinlenmiştir. syın Bakan! Beden Terbiyesi bütçesinin Meclis bütçe kemisyonunda müzakere ve kabulü sırasında Yunanistan hidiseleri hakkında konuşan bir nulletvekiline verdiğiniz eevabları okudum. hayret ettira ve bu şaşalamanın tesiriledir ki bu açık mekrubu size yazmaya mecbur oldum. Eğer «Cumhuriyet» gazeteşuıde çıkan sözlerinizin naklinde yanlışhk yokşa. siz şu mahud Atina hâdisesinin ilk vukuunda ne düsünüyorsanız hâlâ aynı mütalea ve kanasti izhar ediyor ve takımımua seyirciler tarafından hakaret edildiğini. bunun üzerine Yunan hükumetinin tarzive verdiğüıi ve beynelmilel federasyonun da bizi haklı buldujpınu soylüyorsunuz. Eğer sözlsriniz gazete sahifelerina intikal etmemiş olsaydı, cevab vermeve lüzum görmiyeeektim; ama artık susmak •nümkün olmıyacak; cünUü hatada bu derece musırrana sizi igfal ettiklerini gormekle gerçekten üzülüyorum. Bence davanın vahemeti Yunan federasyonu veya halkını haklı veyı haksız itham etmekten ziyade hakikati tahrif etmek ve bunu bir iki mesulün yakasını kurtarmak için yapmaktıdır. Modern. demokratik bir raemlekette bu caiz değildir. Tahmin ediyorum ki; komisyon» da verdiğiniz malumatı Beden Terbiyesinden alıyorsunuz. Orası da birleviye size yanlıs malümat veri>or, çünkü evvelki söjrlerini deği?tireıek durumda değildir. Fakat ben size sahsan bu hidiseler hakkındı kısa da olsa malunut vermistim. Üstelik bunları bu surunlard» apaçık yızdım. O yanlarda da buçünkülerde olduğu gibi ithamlar vardı. Emriniz altındaki mesul ariamlara bunlara cevab vermelerini, yalansa dnğrultmalırını neden emretmediniz? Ortada iki îddia var: Birisi Beden Terbiyesi Umum müdüründ?n kopup gelen ve milletimürin. çocuklanmizın Yunanistanda hakarete, fena muameleye maruz kaldıkları hakkındaki îddia. Öteki de hunun aksine milletimite hakaret edilmedigi, çocuUrunua teravüz olunmıdığı ve bilâkis bir oyunrıılnnn orada disiplinsiz hareketlerde bulunduğu hakkındaki iddia. Bu iki ııd terin haneisi dnfrn olduğu hakkında bir inceleme yaptırj dınız mı? Ben the hulâ'a edeyim: Size verdikleri ve sizin de Mtcliste tekrarladı£ınızı Cır îrırvette okuduğum malümat tamamcn yanlıştır. Atina stadlannda bizim milletimize hiç bir zaman hürnı°<Hzlik rdilmemiştir. Bunu Yunanlıları mıidafaa için dcsil, milletimi böyle isnadların fcvkinde tutmak ve bir kaç kişiyi kurtarmak kas^ile ıı.vdıırma bir hakaret karsı^ına koymamak Htediğim için ileri siiribnrum. Bu bâdiseli martan nn eün e\\'el Atinaya gitmiş olan milli atletinn takımıııın ne kadar iyi kahul sordüşünü Atletizm Ferterasyonu dnsyasmdan okuyun! Gene o sırslarda YunınUtana gitmiş olan Beykoz kulübünün ne kadar iyi karşılanmış olduğunu onların BeHen Terbiyesi Umum müdüılüfüne verdikleri rapor dan öğrenin! O takıınlar Türk. seyirciler de Yunınh değil miydiler? Sayın Bakan! İstanbul ve Ankara stadlannda seyircilerin mısafir takımlar. hattâ yabancı hakemler hakkında gösterdikleri nahoş tezahüreri o takım ve hakemlerin mensub oldukları milletlere levcih edilmiş mi sayıyorsunuz? Öyle ise bizim de o milletlere tarziyeler vermemiz Iâzım gelraiyecek, ve böyle verilecek tarnyelerimiz pek çok olmıyacak mı? 1948 olimpiyadında Londralılar iki oyuncusu hakem tarafından çıkarılmış olan takımımiza îblık çaldılar. İngiltere hükumetinden tarziye mi istedik? «CL'İUHURIYET» iıı edebî romanı: : ConcoıdİT Merre! Bsçuıı dik tutaıak. nıetin adımlarla ona doğru yürüdü. Doktorun yamna geür gelmez. pandantifi ujattı. s«rt bir sesle: Bu kıymettar mücevhef. pajarlıgımızda yoktu. dedi. Doktorun yüzünü. ani bir gölge kararttı. Duan. pandantifi alriı, yeleğinin cebine koydu. sükunetle: Bunu unutrruyacağım. dçdi. Teklif ettiğim alışverişin hükümleri arasına siz hiç bir saıt ilâve etmenıiştiniz. Siz benimle evlendiniz, değıl ır.i? Bu sabahki törenden sonra, bunu teyid etmeği fuzuli görüyorum. O halde, farzedelim ki karıma bir hediye vermek canım istemis. Bunu yapmağa hakkım yok mu? Bana müccvher almanıza mâni olmak, elbette elimde değil. Lâkin, vereceğiniz bu hediyeleri takmağa kendür.i mecbur görmüyorum. Parmağımdaki nikâh halkası bana (azlasile yetiyor.. Şamar jjbi in=n bu sözler karşısjnda. kızarmak sıra:ı doktora geldi. Yoks*, bu pandantifi bir y«r Çeviren: HAMDİ VAROĞLU den mi çaldım zannediyorsunuz? Oyle ya. mademki. bir âlimin za'fınrîan Utifsde edip mesaLsinin semeresini. üstelik de şöhretini çalacak kabiliyette bir adamım . Bu pandantifi takmak niyetinds olmsdığım için, nereden geldiğini araştırmağa lüzum görmüyorun. Bsbsmın keşiflerinden elde edilecek kâr, bana, masraflarınızı ödemek imkânını verinciye kadar. sizin evinizde oturmakla, sizin kesenizd?n yeyip içerek giyinmekle iktifa edcceğim. Yempfin hazır olduğunu ha'jer vermeğe gelen Japon hizmetkârın salona girmesi. hu can s:kıcı sahneye son verdi. Yeni karı koca. yemek falonuna birlikte girdiler. Snfrada KnnHi hizmet görüyordu. Yemek esnasında. doktor, Jacqueline'in hakaretli red muamelesine hiç bir telmihfç Suiunmadı. Ehrmmiyetöiz bir kaç lâf ettiier. Saygılı hareketleri ve sessiz ad<~iUrı. bazan. nrada bulunmadığı zehabını veren. buna rağmen. kendisine ihtiysc göıüldükçp derhal ssğüten Konifi, kahveyi getirdikten ğum için. Duan'ın, bu cevab üzerine, genc kadına dikkatle bakan gözlerinde, bir kasırga hazırlığı görülüyordu. Huşunetle sordu: Bu yüzüğü kim vermişti? <Jacque!ine, bu sualin asıl manasını derhal kavradı. Hayır. hayır! diye cevab verdi. Walter Belford vermedi. Bu yüzük anneminmiş. senelerce evvel babam vermişti bana. Doktor Duan bu izahı kâfi bulmuş olacak ki, JacQueline in elini t>ıraktı: Kahveniz bitti mi? Genc kadın nefsini zorluyarak: Evet. Ronald. dedi. Od! Benim bir göbek adun bulunduğunu şimdi hatırlayabildiniz. öyle mi? Yarıa çekilerek yol verdi. Salor.a girdikleri zaman. Jacqueline: Sigara içmek canınız istemiyor mu? diye sordu. Genc kadının bu suali «oruş tarzına bakarak. Duan bunun, hakikatte, bir arzuyu ifade ettiğini anladı. Cevab olarak. salondan uzaklaştı. Jacqueline, yalnız kalınca bir koltuğa yığıldı. Uzun müddet. kımıldamadan. düşüncclerine daldı. böylece oturdu. Bozulmasına imkân olmıyan bir muka%ele ile hürriyetini başkasınn ellerine vermişti. Ruhile ve cismi!=. kocası olan adamırt malı idi. Bütün emellerini bu şekilde fed» edisi, ba basına karşı beslediği sevgiden ileri geliyordu; onun hatırası, bu fedakârlığı sonuna^adar götürmek kud retini beîki ona verirdi. Bu alışverişi kendi isteğile yapmıştı, bütün icablarını yerine getirmeğe mecburdu. Duan'ın. Walter Belford sizi öptü mü diye sorduğu suale nasıl öfkelendieini, aynı imtiyazı başka birisine. bızzat doktor Duan'a vermek ihtimali bahis mevzuu olduğu zaman. alelâde bir faraziye olarak ileri sürülen bu suali nasıl cesaret kırıcı bir cevabla karsıladığını hatırlıyordu. Bugün ne cevab verecekti? Acı bir istihza tebessümü dudaklorını araladı. Kendi ayağile yakakndığı tuzaktan kurtulamıyacaktı. Erkekler. ne kadar aşağılık yaradılışta insanlarch ki böyle pszarhklara girişiyorlardı. KimLsi, Walter gibi, samimiyetten mahrumdu. ilk fırsatta yeminini bozuyordu. Bütün erkekler. yslnız k?ndi arzubrının tatminini düşünen, başkalarınm ıstırabmı ve haysiyetini kale almıyan hodgâm insanlar mıydı? Tahakküm etmek, âmirlik etmek bahis mevzuu olduğu zaman, onları hiç bir mülâhrza ahkoymuyordu. Tam bu sırada, holden gelen bir gürültü, Jacciue'ine'i, acı düşüncelerinden ayırdı. Duan'ın sesi, kulağına kadar geldi. Bu akşam size artık ih*i"acun yok. Konişi. Çıkıp yatabilirsiniz.. Genc kadın, kalbi çatlıyaçak gibi Bir müsabakada seyirciler ve oyuncular her türlü diee? vasıflarından syn olarak yaşarlar. Bu karşılıklı durumda yalnız oynıyan Mr takım ve seyredcn bir kulle vardır. Bıınların milliye tleri, hattâ ferdi sahsiyetleri tamamen silinir. En toy sporcular bile bunu bilirler. Beden terbiyesinin veya onu takviye ettiği söylenen ve sporun bu hakikatinden gafil olan siyaH te'nfiVilerin sözleıine bakıp ne diye milletiroire ysrılmamıs bir hskaret yüklemeye calı anlara în?.'iyorsunuz? Bu b'ttikten tnnra size ki aca söyliy i:\im". Bize bu hâHi'flrrd'n dolayı hiç kimse tar [v s ve!n"di. hiiâkis tarToplantıya yeni idare heyet: zive istediler. Çün'ü Atinaya gitmiş olan takımdan br ıları hal.onıi nihayet verilmişt'r. vc İtalyan oyuncularını doğdüler. Beynelmilel Federsyvon E^i r inin bıı İ5İ tetkik icin Yunan FHra*yoııunıın talebi üzerine r'ı^ırda bLr dbrtlü konferans akdiıi^ dur o l a u teklifine de yanaşmaHık. Be>~nelmilel fcrieraşvonun da h ı babda hk raporu yoktur ki bi/e h^k vermis olsun. Bilâkis saıı günlerde Fovnada toplanmıs olan do=tluk kupa^ı komitesi içrimaında Türk murîhhj^ı. olan bitendea dolayı tecssürlerini bildirmi* onun üzerine Yunanhl«r bu kupa maçlannda hizjmlp teman ran olmuşlardır. Yani tarziyeyi onlar değil, biz reTmiş oWuk. SayiB Bakan! Roma sinemalarmda bu maçlara dair filmin «işts kavgacı Türkler» diye gösterilme» Bugün cıkan Mizah ?ine, Londranın Daily Mail'inde% Amerikanın Time nıecmua?ııia ka« Mccmuasında dar yabancı matbuatnı bu faidi;e<B.FELEK Arkası Sa. 4, 5ü. S da 26 Karikatür 12 ÇÖMEZ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear