24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
17 Eylul 1949 Bir eevabj Birlesmis Milletlerde Rus Yugoslav düellosu dir. Yugoslav sınırları boyunca Amerikan askerî malzemesi ve teknikleri kullanılmaktadır.» İşe Enver Hoca da kanşıyor Arnavud Başbakanı Enver Ho ca da Tirana'da söylediği bir nutukta aynı ithamları tekrarlamış ve şöyle demiştir: «Tito, Arnavudluğu parçalamak için ordusunu hazırlamaktadır. Ayrıc» memleket içinde çete harbi çıkarmağa çalışmaktadır.» Enver Hoca, Yugoslav liderine şu sıfatlarla hitab etmiştir: «•Katil, hain, duçe, Amerikan papağanı, cellât, faşist..) Bastaraiı 1 inci sahifede Tito Stalin ihtilâfının, önümüzdeki günler zarfında yeni bir safeyyîd Emir Sünusinin haya intikal edeceği zannedilmekBerka Emirliğine tayin tedir. olunmasındanberi bahis Siyasî müşahidler, Moskovanuı mevzuu olan mesele Trablusgarbın Balkanlarda gayet tehlikeli bir onıukadderatıdır. Berkanın yanıba yun oynadığı ve bu böl^sdeki mem şında olan Trablusgarbın eneamı ne leketler araşındaki an'anevî ihtiras olacak? Öteda.ıberi Berka ile bera duygularını köriiklemeye çalıştığı ber hareket eden ve mukadderatını kanaatindedirler. birbirine baçUyan bu iki yanyana Kominform, propagandasını ülkenin birbirindcn ayrılması son değiştiriyor derece acayib olacak ve bu acayi')Diğer taraftan Belgradla Moskolik bir sürii meselelerin ortaya çıkva araşındaki söz savaşı, veniden Inasına sebeb olacaktır. şiddetlenmiş bulunmaktadır. KoAnlaşıldığına göre Trablusgarb minform Tito:ya karşı takib etİtalyanın mandasına girecek ve bir mekte olduğu propaganda savaşmkaç sene onun mandası altında kal da değişiklik yapmıştır. dıktan sonra istiklâline kavuşacakKominiormun gazetesi, Yugostır. ! lavyayı peyk memleketler huÜstelik Fezan da Fransaya veri dudlarına asker yığmakla itham lecek ve Fransa da bu ülkede bir etmekte ve çöyle demektedir: mi'ddet hüküm sürecektir. Trablus «Mareşal Tito, Balkanlara kıhç garb gibi bir ülkenin bu şekilde salhyor. Yugosla^a halkı arataksün ulunmasının manası, bir sırlda bir harb psikozu yarat'lkısmının İngiltereye, bir kısmının mıştır. Ordudak: izinler kaldıİtalyaya. bir kısmının Fransaya ve rılmış ve Beîgrad muazsam bir kışlaya dönmüştür. Mictristan, rilmesidir. Osmanh devleti devrinde bir tek | Rumanya, Bul.caristan ve Arrsaiilke teşkil eden bu metnleketin bu vudluk sınırları boyunca, Yuşekilde taksim olunmasının manası goslav F.=!:eri birliklcri yığmak gayet açıktır. O da empeı; alizm yapmaktad'.rlar. Smır bölgeledevrinin hâlâ eskisi gibi devam et rindeki sivil halk tahliye edılmiş tiği ve o devrin ihtiraslarını tatmin ve hummalı bir faaliyetle tahkiiçin bu çareye başvurnlduğudur. mat işlerine giri?ilmiştir. TitoGerçi emperyalizm devrinin hâlâ nun kurduğu özel ve seçrr.e bir devam cttiği zerre kadar şüphe gö! tümene ing'!İ7"e öşretilmekte Bingazi ve Trablusun eneamı Marshall plânı İlk tahsisat olarak 1.132.700.000 dolar aynldı Washington, 16 (A.P.) Iktisadî tşbirliği İdaresi 1950 senesi için ilk tahsisatm 1 milyar 132,700,000 dolar olduğunu dün açıklamıştır. Bu miktardan en büyük hisse 292,200,000 dolar ile İngiltereye verilmekte, ikinci derecede 213 miiyon 900,000 dolar ile Fransa gelmektedir. îtalya 123 miiyon dolar alacaktır. Avrupa iktisadi kalkınma teşkilâtının tasarısı henüz tasdik edilmemiştir. Avustur>a 52,900.000 dolar; Yunanistan 49,700.000 dolar. Tür kiye 18.700,000 dolar, Trieste 4,300,000 dolar alacaklardır. Bu tahsisatlar 1950 senesırin ilk üç ayı içindir, senenin umumî yekunu henüz bilinmemektedır. türmez ve yalnız Trablusgarbın başından geçen değil, bütün Ortaşarİcın başından geçenler bunu ispat eder. Çünkü büyiik devletler hâlâ istismar edilecek kaynak anyor ve bn ka>Tiaklan elde ederek ve yerli Ba :••~ı 1 ınci sakijede BaştaraH 1 inci sahijede halkı çalıştırarak bunlan işletaıeyi daşlarırnın beyanatı gayet açıktır İ şünülen petrol konferansı buen birinci hedef sayıyor. ve bu hakkın. an.?ak Yunan toprak gün Washington'da açılmıştır. Bu durum ınuhakkak ki haksız larından kovulan ve Arna\Tadluğa Konferansta ilk temasta meselıktır. Çünkü yerli halkm kendi sığınan eşkiya tabakalarınm yeni le. çetin bir mahiyet arzetmekkaynaklannı işletecek sennaye, bir tecavüzü halinde kullanılmasına tedir. ilim ve irfan sahibi olmaması o dairdir. ArnaT,Tidiuktan gelecek şa j Birleşik Amerika hükumeti, kaynakların yabancılar tarafından kilerin Yunanistana karşı tahriksiz j bir taraftan büyük Amerikan clde edihnesine bir vesile teşkil et bir tecavüz teşkil edeceğine şüphe petrol kumpar.yalannın menfaat memesi icab eder. Bu.ıa karşı ya yoktur. Bu beyanaüm Yunan hüku lerini korumakla mükellef olbancı sennayjdarların bu kaynak metinin yapmağa mecbur olduğu duğu gibi. diğer taraftan dolar ları halk ile hiç obnazsa paylaşma^ı bir ihtar mahiyetinde telâkki edil bölgesinden scnelik petrol iştiicab ettiği bir hak olarak ileri sü melidir. Çünkü Yunan hükumeti, | raları 400 miiyon doları geçen rülürse de bu hakka pek de saygı müdafaa için çocuklarmm kanını İngiltçrer.in bu miktarı azaltagösterilmediği göze çarpmakta ve döktüğü meşru haklarmı korumak bilmesi için ona bazı müsaadebu yüzden yerli halkın komünistliğe !a mükelleftir. Yunanistan barış is lerde buli'rrr.ak arzusundadır. Acheson ile 3c vin araşındaki göbaşvuraıak kendini kurtarmayı bir tiyor ve kendini müdafaa için çarrüşmrierde bu mcreleye tçmas evazife saydıfı göze çarpmaktadır. pışıyor.» dildiği ve meselenin hallinin uzun Uzaksarkın muhtelif bölgclerinAtina 16 (aa.) Yunan Renelde bu hakikat kendini gösternıekte kurmavı dün her hangi bir sebeb zamana mütevıkkıf olduğu, bunun ve herkes Batı dünyasının istisma tahtında henüz askerliğini yapmı için de Amsrikan İngiliz kumpannna karşı gelcrek komünistlik âfe yan ve Yunanistanda yahud haric yaları vasıtasile Oıtrdoğunun pettine başvurmayı. ye'sin bir çaresi de yüksek mekteb talebesi bulunaı» rol istihsalinin arttmlması gereksaymaktadır. Trablusgarbla Berka 194043 sınıflarına mensub vedek tiği düşünülmektedir. Bununla beraber uzun vadeli bir da istismara değer bir kaynak bu subay ve erlerin hizmete alınmasıplârun bahis mevzuu olduğu ve lunup bulunmadığını henüz bilmi na karar vermiştir. büyük Amerikan kumpanyalarına yoruz. Fakat bu iki memleket halBundan başka 27 eyalette 1947 bu fikri kabul ettirmenin çüç olakının hür ve müstakil yaşamak issınıfh ve 8 eyalette 1948 sınıflı er cağı çünkü, bunlann bu bölfeleri tedikleri gayet açıktır ve bu iki kekler de silâh altına ahnacaklar ecnebi yardımı olmaksızın sırf kenmemleket halkını bu gayeye kavuşdır. ^ dileri taraîından geliştirmek isteturmak. en zarurî ve en haklı hedikleri anlaşılmaktadır. deftir. NewYork 16 (R.) Yakında Döviz talebinde bulunan İtalyanın buna muhalefet etmesi, Alaskada başhyacak müşterek astacirlere dair tebliğ Fransanın Tunus ve Cezayir halkıkerî manevralar kuzey Atlantik böl nın kalkınmasıncian kovkması. buna Ankara 16 (a.a.) Ekonomi ve gesinin savunması ile ilgili bulvınmâni olmaması icab eder. Ticaret Bakânlığından tebliğ edil maktadır. Bu mane\Talardan sonBerka ve Trablus halkı tâ Os miştir; ra kuzev kutbunu aşarak Amerika manh devleti zamanında hürriyet Son zamanlarda muhteUf memle ile Kanadaya taarruza yeltenecek ve istiklâline kavuşnuış, Osmanh ketlerden mal ithali için vâki ta düşman birliklerine karşı müdafaa Mebusan Meclisine mümessüleıiııi lebler. mevcud kontenjan ve te plânları hazırlanacaktır. göndermiş velhasıl tam manasile isdiye itnkânlarını aşan miktara baliğ tiklâlini yaşa^ınış memleketlerdi. olduğundan Bakanlık, döviz tahsisTürk Amerikan ticareti Bugün bunlann hâlâ hürriyet ve lerini âcil ve hakikî ihtiyaçları karistiklâli üzerinde lâfı güzaf etmek Washington, 16 (A.P.) Neşbu milletlerin Osmanh devietindcn şılayacak şekilde tanzim etmek ve redilmek üzere olan resmî raayrılalı ilerlediklerini değil, geri tediye imkânlarının tahakkuku şüp kamlara göre, Türkiyenin temheli taleblere bağlı kahnasrnı ön muz ayında Amerikaya yaptığı ledikîerini ifade eder. lemek maksadile ilgilileri, taleb Osmanh devletinin, Suriye. Lüb mevzuu döviz miktarına tekabül ihracat 2.155.970 dolar tutarındadır. Haziran aymda bu rakam nan, Arabistan. Irak, Trablusgarb eden Türk parası tutarının yüzde 3.800.000 dolar idi. ve Berka gibi ülkeleri gerilcttiğini onunu ilgüi ticaret ve sanaji odası Amerikanın Türkiyeye temiddia edenlere. utann.ak icab eder. namına iki ay müddetle bir banka muz ayında yaptığı ihracatın Trablusgarb ve Berkanın bugünkü durumu raeydacdadır. Bugün ya yatırmak veya bir banka temi tutarı ise 5.894.114 dolar olarak bunlar tam hürriyet ve istiklâle ka nat mektubu tevdi etmek vecibesine tahmin edilmektedir. Haz:ran ayında bu rakam 18.400.000 dolar vuşacakları sırada bu iş üzerinde hâ tlbi tutmuştur. Bu hususta ilgili ticaret ve sanayi idi. lâ pazarlıklar devam ediyor ve dün Osmanlı imDaratorluğunu gerilikle odalarma gerekli tebligat yapılıtıışîtalya, Rumanyadaki ve geriletmeklc itham edenler bu tır. konsolosluklannı kapatıyor gün ondan daha çok geri bir vaziNiğdede lise açılması Roma, 16 (a.a.) Dün bilyet alıyorlar. bayrama vesile oldu dirildiğine göre Rumen hükume Hulâsa, biz, Berka ve Trablusun, Niğde, 16 (a.a.) Millî Eği tinin, çalışmalarına müsaade etbiran evvel hürriyet ve istiklâlletim Bakanlığından Niğde lisesi memesi üzerine, İtalya, Rumanrine kavuşmalannı bckler ve iste nin resmen açıldığını bildiren yadaki iki konsoloshanesini kariz. Bu iki ülke. bürriyet ve istik telgraf Niğdeye geldiği zaman, pamağa karar vermiştir. lâle lâyıktırlar ve her türlü istis şehir halkı ve öğrenciler çok seBir İtalyan sözcüsü, MilânoV marın fevkindedirler. vinmişler ve şehir âdeta bir bay daki Rumen konsoloshanesinin de kapanacağmı bildirmiştir. Otner Kıza DOĞRÜL ram havası yaşamıştır. Tito'nun emniyet tedbirleri Tito'nun gizli polisi baskısmı arttırmış ve son günler zarfmda bir çok kominform ajanlarını tevkif etmiştir. Bugün bir Yugoslav mahkemesi 6 Macar ile 3 Yusosîavı casusluk suçu ile mp.hkıım etmiştir. Bu da Rus tahşidatı haberleri! Viyana, 16 (A.P.) Dün. MaAmerikan hükumetine \erilen csristandan Viyanaya gelmiş omüsaade lan mültecilerın bildirdiklerine Washington, 16 (a.a.) Âyan göre, Macaristanda, Tizsa ve Tu na nehirleri araşındaki sahada, Meclisi, Amerikan hükumetme, takriben 12 Sovyet tümeni yer yabancı memleketlerle mütekabiliyet esası üzerine anlaşmalar leştirilmiş bulunmaktadır. Gene mültecilerin bildirdikle akdetmesine müsaade eden karine göre, içlerinde tank birlik nun tasansım 19 a karşı 62 oyla leri de olan Rua kuvvetleri aynı kabul etmiştir. Meclis tarafından kabul edilzamanda Tizsa nehrinin kuzeyinde kalan sahada da görülmüş miş bulunan kanun tasarısı, imzalanmak üzere derhal Başkana lerdir. gönderilmiştir. Basmakaleden devam eden düşmanhk duyguları, bir tek adamın bir emıile ort&dan kalkabilir mi? Orada olan bitenlcrin çoğundan Tito'ya belki haber de verilmiyordur. Bizim asıl maksaduroz da hükumetimizi harekete geçirerek insan haklannı koruınakla mükellef Birleşmiş Milletler teskilâtınm ve o vasıta ile de ilgili hükı'unetlcrin dikkatini çekmektir. Kikayet, milletlerin erilmemesL ırk dindil farkı gözettncksizin ferdlcrın hürriyet içinde yaşanıası diye bir takun gü?el prensiplcr varsa ve bualar kunı lâftan, propagandadan ibaret değilse, bunlaıa dayanarak gerçaklcr üzerinde krrıuşmak da bizim hakkunızdu". Amerikalı clevlet mcmuru bugün Tito'ya, yann Anna Paukere, öbür giin bihnem kime ümid bağlayabilir. Gayesi barış ve selâmet olduktan sonra ysryüzüııdeki bütün ümidleri ancak sempnti ile karşüarız. Fakat sayın yüksek memurun kafcsındaki siyasî kombinezonlar rahatsız edilmesin düşüncesile, biz, hak bildiğimiz davalan saluicakta sallayıp uyııtan ayız. Böyle bir haıeket, eminiz ki, bizim şerel duygulanmızı olduğu kadar Washinton'un idealist rv.hunu da muazzeb eder. NADİR NADİ Sabahaddin Alinin katli davası Bastarafı 1 inci sdhifedç buraya ihzaren getirilen Ahmed Çatalcalının başından bugün garib bir hâdise geçmistir. Hatırlarda olduğu üzere bu şahid katil Ali Ertekinin yakın arkadaşlanndan biridir ve Sabahaddin Alinin hudud yakınlarında Ali Ertekin tarafından öldürülmüş olduğunu zabıtaya ihbar eden şahısür. Böylece Sabahaddin Alinin katli hâdisesini ortaya atan Ahmed Çatalcalı bu sabah Kırklareline gelmiş ve doğruca panayıra gitmiştir. Hakkındaki iddiaya göre, Ahmed Çatalcalı panayırda dolaşırken civar köylü halkından Mehmed adında bir sahsın yankesicilik suretile cüzdaıunı aşumağa kalkışmıştır. Bu sırada sivil memurlar Ahmed Çatalcalıyı yankesicilik ederken suç üstü yaka lamışlardır. ğuşa konulmuştur. Ahmed Çatalcalının başına gelen bu hâdise Al4 Ertekini menuıu& etmi^ plar^lc ki' o da avukatlarından birine bugüni bu hâdiseyi duyar duymaz çunlan söylemiştir: O beni ihbar etmisti. Şimdiboşboğazlığmın cezasını çek&cektir. Bu vaziyet karşısmda dün elini kolunu sallaya sallaya Kırklareline gelen şahid Ahmed Çatalcalı da katil Ali Ertekin gibi yarın iandarma muhafazasında mahkenveye getirilmis olacaktır. Yarınki oturumda Sabahaddin Alinin eşi Aliyeye aid istinabe varakaa da okunacakb. Fakat bu istinabe varakaa şu dakikaya kadar bura mahkemesine gelmiş değildir. Gelen ve yann okunacak olan istinabe varakalan arasında Millî Emniyet mensublarından Zeki Kayalıya aid ifade de vaıdır. *** Diğer taraftan Ali Ertekinle suç ortaklan berber Hasan Turkal hak larındaki pasaportsuz adam kaçırma suçundan dolayı burm sulh ceza mahkemesinde yapılmakta olan davaya bugün de devam edilmiştir. Bu oturumda sanık Ali Ertelrinden bazı malumat alınmış, duruşma, Sazara köyünün memnu mıntaka olup olmadığımn alâkalı makamlardan sorulması için bir başka güne bırakılmtştır. Ferdi ÖNEB bardaki hâdise Gürültü çıkaran adaniî kaçıran 4 polisin vazifelerine son verildi Çarşamba gecesi Turan barda hâdise çıkaran Malatyaiı Hüseyin namuıda birisini yakalamıyan ve iisteÛk kaçması için kendisine yol gösteren Beyoğlu Emniyet Amirliği komiser tnuavinlerinden Savlu ile Celâl Özbek ve polis memurları Ali Yüksel ile Celâleddin Erisin vazifelerine son verilmiştir. Suçlu Hüsey'Jiin yakalanmak ü zere olduğu bildirümektedir. Turan t Ahmed Çatalcalı derhal mahkemeye sevkedilmiştir ve sorgusunu müteakıb tevkif edilmiftir. Ahmed tevkif kararını duyar duymaz büyük bir korku ve telâşa düşınüş, ağlıyarak yargıca yalvarmıştır: « Ali Ertekini ben ihbar etmiş tim. Bu yüzden bana dis bilemektedir. Sirndi Kırklareli Ceza«vine, oıtun vanma gidersem. bu adam j beai kıur kıür keser. Beni onun bulunduğu vere göndermeyin.» Yiizbaşı Muhteşem Esenerin ; Ertekin memnun kullandığı uçak da Ahmed Çatalcalı Kırklareli cezaparçalanmış olarak bulundu evine gönderilmis ve ayrı bir ko Ofdu futbol takımı Fransaya gitti Ba$tarafı 1 inci sahifede Kaybolan ucağımız Yunan Arnavud gcrginliği Atlantik Paklı ile ilgili meseleler görüşülüyor İzmir 16 (Telefonla) 6 eylulde Kütahya hava alanmdan hareket eden iki av uçağımızın kaybolduğu ve bunlardan yüzbaşı Muzaffer Gürlerin şehid ve tayyaresinin par Baştcrafı 1 inci sahifede çalanmış olarak Susurlu Kalfaköyü « Zihniyetimiz odur ki, bir vaormanlarmda bulunduğu hatırlardadır. Yüzbaşı Muhteşem Esenerin tandaşın lüzumsuz yere tevkifi caiz kullandığı uçağın da Susurlu civa değildir. Eğer hakikate vusulde bir rında Aygırtepe kayalarında parça engelleme varsa, bu safhada tevkif lanmış olarak bulunduğu haber caizdir ve lâzımdır. Bu hal dünyanın en medenî metnleketlerinde de olverilmektedir. Her iki uçağımızın düştükleri sa maktadır. Bir çok memleketlerde, ha arasırida 3 kilometre kadar me tevkif edildikten sonra beraet edenLondra 16 (B.B.C.) Sir Staf safe vardır. Yüzbaşı Muhteşemin lere tazminat verilmesi, bir çok ford Cripps bu akşam NewYork cenazesi varın Balıkesirde mera âlimler tarafından yazıldı ve istendi. Fakat tatbik eden memleketler tan ayrılmış ve NewYork'tan hare simle defnedilecektir. ! olduğunu hatırlamıyorum. Eğer tevket etmeden ince gazetecilere be': kif edilip de beraet edenlerin sayısı yanatta buluamuştur. Sir Cripps göze çarpacak kadar çok olsaydı, gayet derin bir iyimscrlik içinde bunun üzerinde ehemmiyetle durudöndüğünü sbyledıkten başka bun1 lurdu.» dan böyle iki taraf arasmdaki münasebetlerin daha üeri götürüleceDavalann fazlalığı ğini söylemiştir. Bundar. sonra Bakan, fazla davaSir Cripps gelecek pazartesiyc Edırne 16 (Telefonla) Rusçuk Londrada yapacağı basın toplantı cezaevinden kaçmış ve 15 gün müd i lar karşısında kalan hâkimlerin da! ha randımanh çalışmalarını gağlasında Washington görüşmeleri hak detle dağlarda gizlenerek. yaya mak maksadile kadroların genişlekında malumat verecekür. Sir >ürümek suretile vurdumuza iltica tilmesi Lsteğine de teskilât bakımmCripps daha evvel. Mr. Attlee ve etmeğe muvaffak olmus bulunan dan adlî kadroJarın bir çok yerlerde hükumet erkârüle görüşecek ve onbir Türk mülteci ilo bugün vapt;ğım ihtiyaca cevab vermediğini, fakat lara tafsilât verecektir. İngiltereııin sterlin fiatını düşürmesi bahis göriişmede Ruscuk ağırceza mah bugünkü şartlar altında, bunun idama mahkum ettiğini mevzuu değildir ve Mr. Cripps in kemesinin birbirine bağlı bir çok sebebleri t •bu meseleden bahsetmesi beklenme e\ velce bildirdiğim şekerci Naci, olduğunu, İzmir adliye teskilâtınm Sünbüloğlu Yusuf ve saraç Mehmektedi. med Abdinin cezaevinde çok ağır Izmirin iş hacmine göre yeter oldubir rejim altında tutulduklarını, ğuna kâni bulunduğunu, adaletin hattâ Nacinin. ayağına takılan ağır tecellisi için çalışan avukat arkazincirlerden ayak bileklerinde de daşların da mahkemelerin uzamama rin varalar açıldışı için kunduracı sı için vargıclara yardımcı olmalan olan bu îrülteıiye bizzat müracaatle gerektiğini bu takdirde hâkimîerin BaştaraU 1 inci sahifede ayak bileklerine kalın kösele veya işlerinin kclaylaşacağım söylemiştir. duğunu. 18 senedenberi komünist keçeden birer bilezik yapması ricapartisi içinde polisin casusu olarak smda bulunduğunu. fakat gece gün düz başlarmdan ayrılmıyan gardiçalıştığını da söylemiştir. yanlarm buaa müsaade etmedikleYarınki celsede. tevkif edilenlerrini öğrendim. den eski Macar Genel Kurmay Başkanı General Pallfy uitirafta» buîuBu üç idam mahkumu, ilk tahkiAnkara 16 (Telefonla) Komükat esnasında .nilis makamlarının nistlik nacaktır. propa^andası yapmaktan ağır tazyik ve dayağı altında aleyh sanık 8 veteriner talebesırtin duruşRajk'ı tazyik edenler lerinde tasni sdilmiş olan casusluk malarına bugün de devam ediîdi. Laslo Rajk'm bugünkü duruşmasuçunun itirafı hakkında kendile Bir seneye yakın bir zamandanbesı esnasında gizli tema3İarda bulunrine dikte edilen ifadelerini, mah ri devam eden muhakemenin buduğunu röylediği Amerikanuı eski keme huzurunda küiliyen reddet günkü celsesine 8 sanıktan yedisi Budapeşte elçisi Chaplin ile askerî mişlerse de bu. mahkemece nazarı veteriner olarak geldiler ve müdaataşesi Albay Kovak. bu iddiaları itibara alınmamıştır faalarını yaptılar. Bu celsede sanık tekzib etmişlerdir avukatı müdafaasını yaptı, Tedavülden kalkacak nikel larm müvekkillerinin sosyalist olduklarrnı söyledi ve Necmeddin Sadakın ve bronz paralar Ankara, 16 (a.a.) Maliye Akşam gazetesinde yazdığı makaJeleri, Cemil Barlasın Meclisdeki bir Bakanlığından bildirilmiştir: 5015 sayılı kanunla basılma konuşmasını müdsfaaya esas olarak sına salâhiyet verilen sarı pi ele aldı. Sosyalistliğin komünistlik Londra 16 (a.a.) Bingazi Emlrinçten mamul ve ortası delik olmadığını, nitekim Halk Partisinin rinin muvakkat yetkileri hakkında sosyalist olmasına rEgmen komünist 2\ kuruşluklarla 1 kuruşluklarDış İşleri Bakanlığınca bııgün yaolmadığuu söyledi ve müvekkilledan kâfi miktarı tedavüle vazrinin beraetini taleb etti. Halen tayınlanan beyannamede, aşağıdaki edilmiş bulunduğundan eski nilebe olan diğer bir sanık da: «Biz noktalar belirtilmektedir: kel halitasından mamul beyaz İngiliz idaresi şefi tarafuıdan 1 ve kenarları tırtılh bir kuruş Cumhuriyetle beraber doğduk, ohaziran taribindc yapılan deir.ee luklarla bronzdan mamul sarı on nun inkılâbcı prensiplerile yetiştik. gereğince, İngiltere hükumeti, parahklar 15 eylul 1950 tarihin İçimiz memlekete hizmet aşkile doludur. Bizi, hizmet etmek şerefinSeyyid Muhammed İdris El Sünusi, de tedavüldcn kaldırılacaktır. den mahrum etmeyiniz. Hakkımızyi Bingazi Emiri olarak tanımakta, da iftira yapılmışür. Mahkemenin Silivride orta okul açılıyor Bingazinin iç işlerinin sorumluluİstanbul MiUi Eğitim Müdürü Mu adaletine sığıruyoruz», dedi ve koğunu deruhde edecek bir hükumei: münizmi şiddeüe reddetü. kurmayı kabul etmekte ve Seyyid rad Uraz dün Silivriye gltmij, orada acılacak orta okul binası hakkında taMuhammed İdris El Sünusinin bu celemeler yapmjştır. Orta okul SllivDiğer samklar da aynı mealde hükumetin şefi olmasır.ı kabul et rideki ilk mekteb binasında açılacak savunmalarını yaptılar. Duruşma tır. mektedir. karar için başka bir güne bırakıldı. Adalef Bakanı İzmirde Haşmet Orbay İmralıdan ihrac edildi Bastarnfı 1 tnct san\Jed* rada dikkat ve itina ile hazırlandı. Ankara, İstanbul ve izmirde hususi maçlar yapan ordu takımı nihayet dün Ankara vapurile Fransaya hareket etti. İngiliz ordusunda bilhassa futbola verilen büyük ehemmiyet malumdur. İngilizlerin hangi gemisi gelirse gelsin karaya ayak basar basmaz mutlaka bir kaç maç yaptığına senelerdenberi şahid olur dururuz. Bununla beraber Ordulararası Futbol maçlarına katılacak diğer milletlerin takımları hakkında hiç bir fikrimiz yoktur. Holanda, Danimarka, Fransa, Lüksemburg gibi memleketlerde spora verilen ehemmiyetin büyüklüğünü biüyoruz. Şu kadar ki, ordu takımlarmın spor hüviyeti bizce meçhuldür. Türk ordu takımı, Fransada müsabaka yapan atietleriıaiz kadar değerli sporculardan teşkil edilmiştir. Türk ordusunu Avrupada yapılacak maçlarda ilk defa temsil etmek şeref ve vazifesini üzerine alan futbolcularımızın büyük bir gayretle müsabaka yapacaklarından hiç şüphemiz yoktur. Süvarilerimiz, atletlerimiz gibi futbolcularımız da bayrağunızı Fransada şan ve şerefle müdafaa edeceklerdir. Bize verilen malumata göre, maçlar şu sıra ile yapılacaktır: Danimarkada: Holanda Danimarka. 1 ekimde. Belçikada: Lüksemburg Belçika. 1 ekimde. Holanda, Danimarka galibi 5 ekimde «Lil» de Türk takmu ile. Lüksemburg, Belçika galibi de 5 ekimde «LiL> de Fransa ile karşılaşacaklardır. Bu maçların galibleri ve mağ , lubları da 8 ekimde Pariste maç yapacaklardır. Tesbit edilen programa göre ordu takımımızın açık bir şansı vardır. Takımımıza başarılar dileriz. Ömer Besim Cripps Nevyorktatı di«n ayrıîdı Bulgaristanda idama mahkum Türklere ışkence ediliyor Haşmet Orbay, 18 yıllık cezasının alüda birini Bolu cezaevinde hüsnü hal ile ikmal ettiğinden, Cezaevleri ks.ıunu gereğince, mütebaki cezasını çekmek üzere; İmralı cezasvine na.dedilmişti. Sanık burada, mütebaki eezasını, bir tfünü üç gün sayılarak çekmekte idi. Tam üç aydanberi. imralı cezaevinde bulunan Haşmet Orbay, bir aya yakın bir zamsndır, İmralı cezaevinin iç disiplin ve emniyetine zarar verecek mahiyette harekette bulunduğundan, gerek kendisi ve gerekse cezsevinde arkadaşı olan; eski İstanbul Vslisi Haj'dar Yuluğun oğlu Merih Yuluğ, imralı cezaevi yönetim ve inzibat kuruluna veriîmişlerdir. Kurulun yaptığı tahkikat sonunda. gerek Haşmet Orbay ve gerekse Merih Yuluğun bajka bir cezaevine nakillerine karar verilmiştir. Her iki mahkum da bu sebeble İstanbul Savcılığına iade edilmişlerdir. İmralı cezaevi yönetim ve inzibat kurulunun verdiği bu karar, Adalet Bakanlığına da bildirilmiştir. Bakanlık sebeb ve suçlan vârid gördüğü takdirde. her iki mahkum da İmralı cezaevindeki infaz h^klarını kaybedecekler ve umumî ceza evlerinde kalan mahkumiyetlerinin tamammı çekeceklerdir. Budapestede yeni bir muhakeme başladı İstanbulda işsizler 8 veteriner talebesinin; lyor Memurların mal bediinkii duruşmaları Bartaraiı 1 inci sahifede sasına son günlerde Konya ve yanı miiddeti dün bitti havalisinden fazla miktarda ziynet altmı gelmeğe başlamıştır. Bunlar birden ve çok miktarda geldiği için ucuz satılmışlardır. Alâkalılar, bu malların kuraktan zarar gören köylü tarafından piyasaya sürüldüğünü söylemektedirier. Bu kuraklığm bir neticesi olarak, bir çok köylü de şimdi İstanbula sıkın etmeğe başlamıştır. Böylece İstanbulda iş arayanlar kütlesi mütemadiyen genişlemektedir. Baştarafı 1 inci sahifede de olduklarından bunları yazmamışlardır. Bu husus beyannamelerin tetkiki esna=mda gözönür.e almarak ona göre bir karara bağlanacakür. Bu beyannameler mtıhteviyatının hakikate ne derece uygun olduğu zamanla belli olacaktır. Maamafih bazı kimseler hakkmda ihbarlar yapdacağı zannedilmektedir. Bu takdirde ortaya atüan iddialar tahkik ve tetkik edilecek, hakikat mey dana çıkarüacaktır. İngilfere, Bingazi Emirini tanıdı înönünün Ege gezisine aid film Amerikada gösterildi NewYork 16 (a.a.) (Özel muhabirimizden) Cumhur Başkanı İnönünün son Ege gezisine aid Ba ; sm Yayın ve Turizm Genel Müdürlüğü tarafından çekilen film, 15/ 9/1949 da Amerikanın en büyük te Bastaraf\ 1 inci sahifede levizyon şebekelerinden ColombiaJ bu hâdise ile alâkalı enteresan bir Broadcastmg Corporation tarafından yaralama hâdisesi clmuş ve Süleyiki defa yaymlanmıstır. Aynı filmi '[ manın dükkân komşularından bir aktüalite sinemaları da programla kaç gene, katili zannile Dikran Nebird adında bü şahsı muhtelif yerrına almışlardır. Bu gezi filminin türkçe kopyası lerinden yaraiamışlardır. Yaraiı apek yakında Türkiye sinemalannda ğır bir şekilde Cerrahpaşa hastanesine kaldırılarık tedavi alüna aiında gösterilecektir İnönünün kabulleri Üzerinde 26 bıçak yarası olan cesed uCumnunyeı» ın tarihi tefrikası: Yazan: Koyunu. keçiyi satıp savup bir gemi almalı; hem sağa sola mal taşıyıp, para kazanmalı, hem de denizin üzerinde gel keyfim ğel gczip tozmalı. Şu geminin kıyaklığma bakmdı bir!» diye düsiinmüs va koyunlarmı satınca bir gemi almış bir kaç da tayfa bulmuş Gakovadan incir yüklemişler. Mısıra götüreceklermiş. Rados şövalyeleri tarafuıdan yakalanıp soyulmamak için Anadolu kıyısını sığaya, sığaya, su almak üzere Marmarise uğraroışlar. Bayriyeli tayfa çobanuı haberi olmadsn incirleri Marmariste satmışlarmış. Oradan ayrılıp da denize açılınca gece olmuş. Çoban kıç altındaki kamarasma inip yatmış. İşte o zaman tayfa geminin güvertesinin ^ağından soluna hep birden koşarak, gemiyi sallamağa ve denizden çektikleri kovalar dolusu suları güverteye ve kıç altına dökmeğe koyulmuşlar. Aym zamanda «fırtuıa var! Batıyoruz'> diye avaz avaz haykırmağa başlamışlar. Korkan çoban kamaradan «aman Vurtulraak için ne yapmalı?» diye Halikamas Balıkçısı sorar dururmuş. Onlar da mallarj denize atarak canlarımızı kurtarmalı> demişler. Adamcağız da, a t i ' nız öyle ise incirleri diye bağırmışOnlar da incirleri denize atıyorlarmış gibi gürültüler etmişler. Çoban deniz ticaretindeıı çok ziyan edeceğini anlamış. Gemiyi satmış, eskisi kadar büyük olmamakla beraber bir koyun sürüsü satın almış. Onları gene bvırada otlaürken, gene masmavi denizlerin üzerinden kıyak bir gemi geçmiş Çobanın gönlünde gene deniz özleyişi depresmiş. Denize dönerek ona yumruğunu sıkmış ve «gene canın incir istedi galiba!» diye hayknmış.» Çoban sözünün burasında Turgudcaya başını dönerek «bak evlâd sana gene söyliyeyim. Atadan babadan kalan sanatı bırakan onmaı donar. Bizim gibi fıkara çobanlara levendlik ne gerek?» dedi. Tam o sırada, aşağıda, bir ayak sesi duj:dular. Döndüler. Emino bacı biraz hava ve güneş alsın diye Kör Aliyi bileğir.den tutmuş, yavaş yavaş dağa çıkartıyordu Turgudcayı görünce Emine baeı «bak Turgudcan burada» dedi. Kör Ali de çocuğun yanında oturdu. Çoban Muraduı masalma hiç de kulak asmamış, fakat karavelladan gözlerini ayırmamış olan Turgudca, büyük bir havadis veriyormuş gibi Kör Aliye bir karavellanın cunda yelkenleri de açıfc olarak Kalimosa gitmekte olduğunu heyecanla anlattı. Kör Ali «yelkenleri pek seçemiyorum ama mavi üzerinde bir ağartı seçebiliyorum> dedi. Turgudca. «değil yalnız maestra. gabya ve papafingosunu, fakat kordelçin, kordelasa ve iskopamarasını da açmış» dedi. Kör Alinin gözleri fal taşları gibi açıldı. tBunları sen nereden öğrendin?» diye sordu. Turgudca «Tahtabacak amca bana öğrettiFakat neden bu yelkenlere böyle ad kojuyorlar. Bu iskopamare ne demek?» dedi. Öteki «bütün Akdeniz bu adları kullanıyor. Biz de öyle Bunlarm bir kısmı ispanyolca, bir kısm> italyanca ve rumca, bir azı da türkçedir. İskopamare cunda yeîkenlerinin en aşağıdakisi olduğu için gemi yalpa vurdukça bazan denize dokunur. Onun için iskopare, yani süpürmekten iskopamare denizi süpürür manasına gelir» diye anlattı. İşte bundan sonra hava iyi olup da Emine bacı. Kör Aliyi dağbaşı gezintisine çıkardığı zaman Ali, Turgudcayı arar bulur ve ona sevine sevine italyanca ve ispanyolca dersler verirdi. Vakit durmuyordu. Artık Turgudca on iki yaşına basmıstı. Fakat yaşına göre boyu fazla uzun ve pazılan da fazla ku\%etli idi. Tahtabacaktan ok. yay ve piştovla iyi nişan almasını öğrenmişti. Bir gün dağda ok talimi yaparken Hussam amcaya Kör Alinin nasıl kör olduğunu sormuştu. Tahtabacak: «O acıklı bir hikâyedir. Bunlar Tunus sularmda Bon burnunun yanında bir İspanyol gemisini kovalıyorlarmış. İkisi de rüzgârsız havada küreklere dayanıyorlarmış. Fakat uzaktan uzağa seyrek seyrek gürleyen gök birdenbire traka üs.tüne trakayla titremeğe koyulmuş. İspanyol kalyonu mezarlıita dinelen bir selvi ağacı gibi üç mil açıklarmda kararryormuş derken doğu tarafında denizin yüzünde bir kara çizgi görülmüş. Rüzgâr ha geldi, ha geliyor derken hava adamakıilı patlamış. Serenleri çatırdamıs, ipleri tambura telleri gibi gerilmis ve Ispanyolun üzerine dahetmişler.' Fakat rüzgâr koydukça koymuş. Arkadan dahası da geliyormuş. Yelkenleri kısalım demişler. Kör Ali. reise yelkenlerin kısılmamasuıı yalvarmış. Onun üzerine yelkenleri camadana vurmamışlar. Fakat rüzgâr İspanyol köpeğini de bulmuş. Ona bir mil yaklaşmışlarrrus. Savasa alesta olmuşlar. Şimsekler gitgide daha yakmdan çak mağa başlamış. Yağmurlar da di!kine yağan su levhalan gibiymiş. Şimşek keskin bir mavi kıvılcım gibi, yağmur arasında sıçrayıp duruyormuş. Artık deniz kaynayan, tüten beyaz, yoksul ve ıssız bir ova olmuş. Top memelerindeki barutlar belki ıslanmışür, diye onları ateşlemek için demir çubuklarmı ateşte kıpkızıl kızdırmışlar. Bir aralık düşmanı yağmur arasında göremez olmuşlar. Sonra sancak omuzluklan hızasında secebilmişler. Herif önünde sığlık olduğunun farkında değihniş. Kalyonu çarpürıp tuzla buz etmiş. Ali, hey Allah avımızı neden elimizden aldın! diye bağırmış. İşte o zaman çakan bir şimşek prova direğini papafingo çubuğundan güverteye kadar bir kaç parçaya yarrmş. Ali direğin dibinde imiş. Ondan sonra gözü görmez olmuş» dedi. Turgudca. dağbaşından denizi ve gelip geçen gemileri seyrede ede teknelerin çeşidleri, armaların donamları ve rüzgârların esişleri hakkında çok zeyler öğrenmişti. Fakat gönlünde gene de bir boşluk duyuyordu. Yalnız kaldıkça gene bazan kavalmı çıkartıp çalıyor ve yüreği de cız ediyordu. Bir gün safaktan önce keçileri alıp, babasınm tenbihine aykm olarak deniz kenaruıa doğru gitti. Güneş doğdu. ne var ki, hava buğuiu olduğu için onun ateş küresinı göremedi. Fakat aradan çok geçmeden denizden esen rüzgâr sulan örten sisleri tel tel süzerek vadilere doldurdu. İşte o zaman çocuk beş Türk kalitasmı sisler arasında hayal meyal seçebildi. İlkönceleri Lâtin yelkenleri hiç görünmezken, biraz sonra bir muammanın çözülüşü gibi yavaş yavaş ağarmağa basladllar. Hepsi de mehterlerini çalıyorlardı. Sertçe bir sağanak buğulan kadırgaların üzerinden büsbütün süiverince bütün gemiler tepelerinden tırnaklarına kadar ışıkla yandılar. Yelkenler güneşe tutulan aynalar gibi çakıyordu. Gemilerin top ları güneşte pırıl pırıl parlıyordu. Ne yazık M gemiler geçip gittiler. O ana kadar yoksul yoksul ötmüş olan kavalmın anlatmak isteyip de bir türlü anlatabilemediği şeylerin ne olduğunu Turgudca birdenbire anladı. Çünkü kalitaların her biri ona doğuştan bildiği bir dille konuşuyor ve etrafındaki bütün muammaları bu arada da kavalın sesini çözüyordu. Ertesi günü akşama doğru çocuk "beş kalitanın aksi istikamette yol almakta olduklarını gördü. Küdür burnundan sonra gemiler kıyıyı sıyırarak geliyorlardı. Turguııfcanm yüreği ağzına geldi. Çünkü gemilerin dördü aşağıda Gümüşlük limamna girdi. Birisi de karakol olarak. kıyıdan iki üç mil alargada volta vurmağa başladı. Artık Turgudcayı dört palamalar yerinde tutamazdı. (Arkast var) istanbul 16 (a.a.) Cumhur Başkanı Ismet İnönü bugün öğleden sonra Avrupa Birleşik Devletler Konseyine iştirak eden Bay Feridun Fikri Düşünsel ve yeni Tahran Büyük FJçimiz Bay Yakub Kadri Kara osmanoğlunu kabul buyurmutjl*rdır. Milletlerarası Bankanın temsilcilerile yapılacak görüşmeler İmar ve Kalkınma Banka«ı heyetinln yapacağı tetkiklerle alâkalı olar»k, Ulaştırraa Bakanlıgı, Denizyollan Genel Müdür muavini Behçet Osmanağsoğlunu Ankar&ya çagırmıştır. Genel Müdür muavini dün akşim Ankaraya gitmiîtir. Yeşilayın Üzüm Bayramı Yeşilayın Üzüm BajTamı Kadıköy, Acıbadem Ömek bağında 18 eylul 1919 pazar günü kutlan&eaktır. Davetiyeler. Cemiyetin Nurosmaniyedeki 17/1 merker büroslle Sirkecidcki su ve meyv» suyu satış yerinden tenün edilmektedir. SİMER Sinemasında Salı son matineiine VtiAar Gorülmesi Baş rollerde: O«hf bir l « ; gün »vvtlîne k«dar onun iGifyögf ümKrer. fıayaller ku& }. toprak 8en jimdİkime bağt«««c«qrıtCiTmi seveceğim ? Londra Kalesi bir EORİS KARLOFF BASİL RATHBONE
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear