28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
14 Eylul 1949 Yugoslavya Müslümanları gene katliâm tehlikesinde Son günlsrde gelen bir mültecî şöyle feryad ediyor: «Bizi Titocular Kominîormcu, Kominformcular ise Tifocu diye Hham ediyor ve kesmeye hazırlanıyorlar» Bagtarafı 1 Inci sahifede man bu mevzuda çıkan yazılan, alâka ile okumuştum. Bir vakitkr faüh olarak, fakat ne kadar âdü fatih, yaşadıkiarı topraklar üzerinde, biz orayı kaybettikten sonra da kalmak mevkilnde bırakılan kardeşlerimizin çektikleri sıkıntıyı, katlandıkları mfisakkati bilmiyor değildim. Ama vaziyetin bu derece feci olduğundan haiberdar bulunmadığımı söylersem, beni vefasızlıkla itham eımeyiniz. Zira biz. Yugoslavyadan doğru dürüst haber bile alamıyoruz. Türk ırkmdan iki milyon insan. bugün Bosnada, Hersekte, Makedonyada ve Kosovada yaşıyor. Eu iki müyon müslüman. kendiîerina pek de dost sayılamıyacak olan diğer kavimlerin arasında, onların idaresinde bulunmaktadırlar. Bu kavimler, Slav kavimlerdir. Bana, Yugoslavyadaki durum hakkında eo sahih ve en geniş malumatı veren muhatabım, bakır.ız ne diyor: « Bizim tek kabahatimiz orada yasamakta musır olmamır ve üstelik Türklüğümüzü kaybetmememizdir. Maruz kaldığımız türlü katliâm. yağma ve diğer felâketler hep bu ana sebebe dayanıyor. Slav kavimler, artık asırların ötesinde kalmış bir hâdiseyi. Türk tarihinin en şerefli menkıbelerinden birini asla unutamıyorlar. Bu, Kosova meydan muharebesidir. Dedelerimiz orada onları perişan etmekle, mejjer bizim zulünı fermammızı imzalamışlar. Sırbların bir lâfı vardır: «dünyada. Türk kalmasa da, Bosna Hersekte kalacaktır.> Bu soz, onların içindeki kini, hattâ korkuyu belirtmek bakımmdan alâka çekicjdir. Yugoslavyada hükumetler değişebilir, hattâ yepyeni rejimler meydana gelir. Bunlar arasında. bir tek husus haric, bir guna münasebet ve alâka da bulunmıyabilir. Ama. o tek husustaki mutabakat daima baki kalır: Türk düşmanlığı. Biz 1926 da da katliâma uğradık, Şahoviç'te bir gece tam 5000 kişiyi tavuk gibi boğazladılar. O zaman Yugoslavya krallıktı. Biz 1943 te de katliâma uğradık, Mihailoviç'in çetnikleri. Türk kadmlarını karınlarındaki çocuklarile beraber doğradılar. O zaman Yugoslavyada bir kukla hükumet vardı. Biz 1949 da da katliâma uğradık, kominform taraftarı olduğumuz ileri sürülersk köylerimiz basıldı. yer yer daragac ları kuruldu. 1949 da Yugoslavyada Tito rejimi hâkimdir.» Muhatabım, ancak felâket görmüs insanların ağzında görü'?n o acı tebessümle gülünvsedi ve devam etti: • Her rejim bize, kendine görc bir kabahat buldu. FaıUtler, komünist dediler, komünistler faşist, Tita'cular da kominformcu... Yarın maazallah, Yugoslavyaya kominformcular hâkim olsa, biliyoruz, bizi Tite'cu diye kesecekler. Halbuki, sizi bütün mukaddesatımla temin ederim, Yugoslavyadaki ırkdaşlarımız ne komünisttir, ne faşist. Onlara kimse sahib çıkmasm diye, Amerikada, <Yugoslavyadaki müslümanlar, koyu komünisttir» diye propaganda yapıyorlar. Tek. Slavların o an'anevî katliâm ?iyıseti daha rahatlıkla devam edebilSİn diye. Hattâ Türkiyede de. müslümanların kominform ajanları oldukları kanaatini yaymaya çalışıyorlar. Bir zamanlar pek meşhnr olan o <üç Mustafalar«, başka bir şey midir ki? Her ırktan satılmrş kimseler bulunabilir: Mustafalar da onlardandır. Ama emin olunuz, onlar birer propaganda kuklasından baçka şey değildir ve ipin ucu, meselâ basit bir kavas rolü yapan, asıl siyasî komiserin elindedir.» Yugoslavyada. biz oraları terkîttiğimiz gündenberi ırkdaşlarım'za reva görülen mezalimi dinledikşe tüylerimin diken diken olduğunu ve gözlerimin yaşlandığını hissediyordum. Muhatabım hıçkınklı bir sesle neler anlatnuyordu ki... Yalnız Bosnada kıhçtan geçirilen 230 : bin mü;":i rnanın hikâyesi. bir müt..hiş draına mevzu olabilirdi. Köy!eri baştan aşağı yakmışlar, çocukiarı o alevlerin içinde boğmuşlar. kadınlara, kızlara türlü işkence yapmışlar ve ihtiyarları dipçik darbelerile öldürmüşlerdi. Bunlar, bizim ölümüne aeıdığımız General Draja Mihailoviç adındaki bedbahtın eserleridir. Çetnikler Sırb köylerini basıp. orplsrda da aynı işleri yaparlarken Türk elbisebri giymişler, Sırbların kin ve infialini bizim üzerimize çevirerek, bir tafla iki kus vurmak yoluna gitmi«lerdir. Hırvatlar da aynı usulü takibden geri kalmamıslardır, Müslümanlar Almanlara karşı dağa çıkar ve Sırblara yapılan Alman mezalimini, büyük bir medenî cesaret göstererek, daha müstevli kuvvetler Yugoslavyaya hâkim bulunduğu sırada resmî beyannameler nesrederek protesto ederlerken, sonraları «isbirlikçi» olmakla itham edilmişler ve kurşuna dizilmişlerdir. 16 bin müslüman asker, tşkodradaki bir ihtilâli bastırmak bahanesile yola çıkarılmışlar ve imha edilmişlerdir. Ya Almanların taarruzundan iki gün sonraki katliâm. . Mitroviça kasabasında komutan olan albay Galliçanin adında bir alçak. kıt'asmı toplayarak müslüman askerlerin birer adım ileri çıkmalarını emretmiştir. Bu emir üzerine 186 Türk ortaya çıkmış ve derhal orada doğranarak cesedleri. İbar nehrine atılmıştır. Bu ccsedler sonradan bulunmuştur. Bv.nların anlatılması bittiği zaman. ki yapılan bütün mezalimin ufacık bir kısmıdır, muhatabım ve fcen. ba.Marınuzı önüraüıe eğdik. O. âsabına hâkim olamıyarak. ağlıyordu. Ustaşileı. onun da karısını ve Jcııını, kendi g<«leri önünde paralamışlardı. « Yaharırım, yalvarınm. diye mr/ıldsndı. Bunu yazmız: deyiniz ki: Yugoslavyadaki sahibsiz iki milyon Türk. yeni bir katliâm tehlikesile karşı karşıyadırlar. Onları Titocular kominformcu, komin formcular da Titocu diye kesecek!™r. kökleıini kurutmaya çalışacakl?rdır. Bilhassa Amerikada. bu hareketi haklı göstermek, batılı devletlerin müdahalesmi önlemek maksadüe şimdiden aleyhimizde propaganda yapıyorlar. Korkuyoruz. Biz, sesimizi başka türlü duyuramayız ki... Bunu Sİz yapınız. bizi koruyunuz, bize sahib çıkınız ve unutmayınız ki bu sizin için. yerine mutlaka petirilmesi lâzım gelen bir vecibedir. İnsanlık ve ondan da üstün, bir Tüjklük vecibesi... Eğer harekete geçmezseniz, pek yakmda. artık çok geç olduğunu görcceksiniz.» Metin TOKER Sehir 1G Ü N Ü N M E V Z U L A R I 1 =haberleri Yeni Almanya İki ithalât 1 NALINA îstanbulun yolları oktor Lutfi Kırdar. 2 numaralı parkta yeni yapılan dört yolun açılış törenini yaptı. Bu yollar, İnönU Gezisi, İnönü Stadı. Açıkhava Tiyat rosu, Spor Sergi Sarayı gibi. ileride yapılacak gazlno ve otelleri de birbirine bağlayan ve 2 numaralı parkın 650 000 metre karelik geniş sahasını u«ınluğun« ve feniş.liğiue kateden yollardır. O taciri mahkemede Diğer iki tacirin 100.000 lirasını dolandırmak suçundan nıevkuf buhuıuyorlar Diğer iki rüccarın 100 b lirasını dolandırdfkları iddiasile tevkif olunan iki ithalât taciri hakkınua açılan dolandırıcıhk davasına dün de 2 nci asliye ceza mahkemesin.i'B devam edilmişür. Dünkü oturunvla davacı tacirlerin avukatı, bu dolandırıcılık hâdisesinde ithal lisansı veren Bakanlık memurlarmdan bir şahsın da sorumlu olduğunu ve hakkında takibata başlandığını söy lemiştir. Dolandırıcıhk yaptıkları iddiasile muhakeme olunan ithalât tacirleri ise kendilerine isnad edilen suçu kabul etmemiş, tahliyelerini istemişlerdir. Duruşma bir kısım şahid lerin dinlenmeleri için bir başka güne bırakılmış ve sanık tacirler 10 bin lira kefaletle tahliye olunmuşlardır. T»s"ikiye Saglık Yurdur.da yatmakta olan Mareşal Fevzi Çakmak ın »ıhhi durumu lyiye dogru gitmektedlr. Mı»şaia, yeni bir ameliyat yapılıcagı hususunda çıkan haberleri, Saglık Yurdu yalnnlamakıadır. Mareşal, daha bl» müddet iıtlrahat edecektlr. Belediye bütçe&i Belediye, biri iki ayhk muvakk#t, dığeri de daimi olmak uzer« iki butçe hazırlamakudır. Bu aeneki bütcede bir miktar noktanlık olacajı anlasılrnalcUdır. Maamafıh Beledly*. bunun denklestirümeıine çalıjmakudır 500 kişilik ilk Hac kafile.i dün gitti Kacca gıdecek olan 500 ki$ihk ilk kıfile. dün «Nazar» vapurlle Umanımızdark hareket etmiştir. İstanbul Sergisinde tstanbul Vali ve Belediye Bafkanı Dr. Lutfi Kırdar. dün İstanbul SergUini zlyaret ederek. pavyonltrı gezmış ve bilhassa Belediye pavyonunun üzerinde durarak alakalılardan izahat almıştır. Londrada açılan Resim ve Elişlerî Ser^isinde tefhir edilmiş bulunan S&nat Enstitulerimizin eserlerl ayncn Iıtanb'il Sergislnde teşhir edllecektir. Milli Egıtım Bakanhgı. Devlet Kitabları Mütedavil Sermaye Müdürlüğü de. bugüne kadar neşredilmiş bulunan bütün neçriyat için Sergide bir pavyon kiralamış bulunnıaktadır. Mareşala ameliyat yapılacağı yalan Yeni Almanya liberaldir. Geçende seçimler oldu. Alınan neticeye göre, onümüzdeki dört yıl batı Almanya liberal bir iktisad takib edscektir. Yani, bu memlekette, eskiden olduğu gibi fiat kontroluna ve teşebbüs tahdidine dayanan devletçilik değil, arz ve talebe dayanan serbest piyasa hâkim olacaktır Bunu böylece bilmek. bizim Almanya ile ithalât ve ihracat yapacak tüccarımız için pek mühimdir Zira, yeni rejim onlarm alışmaduları bir rejimdir. 402 mebustan. toplanan batı Alman meclisinde tek çoğunluk partisi yok. En kuvvetli parti 139 meb usluk Hıristiyan demokraüar. Bununla beraber bu parti. | aşağıda adları verilen beş parti ile birleşerek 228 mebusiuk çoğunluk liberal grupunu teşkil ediyor. Böylece. bat! Alman devletinde hür tesebbüsten ba»ka iktisad politikası takibine imkân olamıyacak demek oluyor Mevcud partilerin nüansları şöyledır: SAĞ Sağ Ce; men 5 Cermen 17 İktisadi kalkmma 12 Bağımsız sağ 3 Serbest demokrat 52 Hıristiyan demokrat 139 ORTA Katolik SOL Sosyal demokrat Komünist 228 10 131 15 Dr. Yazan N. A. Sanayi Birligi Gcnel Kâtibi Halid. dun Vilâyete gelerek. Vali ve Belediye Bsşkanı Dr. Lutfi Kırdarı liyaretle İstsnbul Milli Sergısine getirileces sirk ve eğlence trupları hakkında görüşmüştur. Fransanın en meşhur sirki olan ve halen Romada bulunan Mitrano sirki, on kijilik meşhur bir müzik trupu. meşhur Şsbemuun numaraları ve yerli bazı eglenceler Sergiyi süsliyeceklerdir. A\Tupadan çelbedilecek truplarm vize muamelelerinin süratle ikmali için Dış İjleri Bakanlığın^ müracaat edilmiştir. » istanbul Sergisine getirilecek sirk ( Küçük Haberler j • * • <DEMİRHİSAR> vapuru, dün 300 kişilik bir Yahudi kafileslle Hayfaya müteveccihen hareket etmiştir. • BEYTJELMİLEL Ticaret Odasının umumi kâtibile muavini. onümüzdeki ayın beşinde şehrimize geleceklerdir. Misafirler. şehrimiz tacirlerile tçtnaslarda bulunacaklardır. • * • ..SIVAS» tankeri. bugün Petrol Ofisi adına aknryakıt yuklemek üzere Ab?dana gldecektlr. Sinemacılar gene memnun değil j Teftiş edilen fırınlar Sır.enıa ve Filimcilcr CemiveLİnin ^ Belediye müfettişleri tarafmdan dün senelik toplantısı dün Sümer sinema ' de bütün bölgelerde sıkı teftişler yasında yapılmıştır. Sinemacılar, Be pılmış. 197 fırın kontrol edilerek. 9 u lcoiyenin biletler üzerinöen almakîa cezaya çarptırılmış. 1 un 2 ekmek ve r olduğu ^70 rusumu indirecek yerde 1 hamur nümunesi ahnarak tahlüe bunlsıa 15 kuruş zam yapmasını tcn gönderümiş. 251 ekmek musadere oluniîid etmiştir. Filimciler bilhassa. Belediyenüı bu zamdan da <~r8 .ilmak »uretile. halkın aleyhine ve kenrii lcSümeıbank. halk arasında hine yeni bir gelir membaı yarattıtetkikler yaptınyor ğını işaret etmişlerdir. Sümerbank Alım ve Satıra Bürosu. Dilekler faslmda Beleüiyeye mıira Anadoluya bir ekip yollamıştır. Bu caate devam edilmesi lstenmiştir. Ya ekip. yer dola?arak. halkın hangi pılan seçim sonunda eski idare heyeü çejid yer kumaş kullandığını, hangi tip ipka oîurrîiuş ve Cemil İpekçi. îekrar ve renkfki kumaşları arzu ettigini tesreis seç'lmiştir. b;te ça!ı;acaktır. Büronun bu hus'jsta elde ettiğ: neticeye göre. Sümerbani Bir beraet karan dokume fabrıkaları kumaş yapacaktır. Bundan bir müddet evvel Bççiktaşta Şair Nedira caddesinde lg nurnaroda oturaıı Beleöiye Teftiş Hçyeti Muamelât Şefi Ismail Safa Gür.ayın evinde kumar oynandığı ihbarı üzerine Za'sıtaca bir cürmü meşhud yapıldığını yazmîîiık. Eeyoğlu Mahkemesiî.e intikal eden bu hâdise öğrendiğimize göre. beraetle ^îietîcelenîTiiştir. Mahkerne kararma isazaran İsmail Safa Gi'nayla arkadaşlarının kumar oynarr.adıkları. bir aile 1 Lira topîantısır.da bulundukları anîaşılmışARİF BOÎAT KİTABEVÎ tır. ZİLKADE 21 CARSAMBA I V. E. 1 3 1.33 9.36 1 6 39 13 10 16 «211921 20.56 4.5S 111 17 5.İ8 9.21 12.00 146 Bu yekuna Reich camiaündan büsbütün aynlıp musUkil kalmak İstiyen 17 Bavyerah ve 1 Schleswigij Dış poütikE temayülü olarsk bir mebuau da ilâve etmek lâzımdır. de Almanyanm Atlantik Paktiiia Yukarıki tasnifte sağ kanad meb girmesi mese!';si var. Dr. Ad^nauer ugları kâmilen liberal, sol kanaddaAlmanyanm dışnrıya karşı müdafaa kiler de kâmilen devletçidir. Her sı işlerinde, işgal kuvvetlerinin Alne kadar iki cenahın en kuvvetli man devleüns dBnı#arak karar alpartileri olan Hıristiyan ve Sosya! ma*ı usulünün kabulünde ısrar edi demokraüar arasında bir anlaşma yor ve Atlantik Paktına girmek b tecrübesi yapılmıjsa da bu tecrübe tiyor. Bu 73 yaşmdaki çoeunluk suya düşmüştür. Çünkü, sağ tarapartisi lideri, şu günlerde Strassfın canla başla müdafaa ettiği serbourg'da temsli atılan (Avrupa Şubest iktisadi, sol tarafın müdafaa r«sı) na da Almanyanm tam heklı ettiği güdümlü iktisadla barıştırbir üye olarak .kabul edümesinde mağa imkân yoktur. Bu sebebden. yıllarda milyonlarca Alman hıris ısrar etmiş, Almanyayı dünya poliyeni Alman devletinde çoğunluk tiyanlığı bırakıyor, eski Jermenlerin tikasına sokacak ilk kapının bu teşkil eden sağ taraf partileri iktiateş ve tabiat dinine resmen giıi olacağma işaret otmiştir. Bütün ba darı, azınhk olan sosyal ve komiiHalbuki, Alman hayat üslubunu yoıdu. Res'tıen, yani nüfu» tezkere olaylardan anbşılıyor ki, Almanya nistler de muhalefeti temsil edeve idare felsefesini bir dereceye lerindeki kay.dları değiştirerek dış politikada baş kaHırmağa ve ceklerdir. kadar tanıyan dahi #unu kabul e Şimdi. on beş yıl sonra bugün. son dünyayı kendisile mcşguj etmeğe *** Bir çok dcmagoji ve karşılıklı it der ki. Almailar bir fikre kanaat eeçimlerin en kuvvetli partisinin niyetlenmektedir. ham sahnelerile geçen seçimlerden lonra. batı Almanya açıkça ikiye Bu akşamdan itibaren Î Ş A . R K . SİNEMASINDA bölünmüştür. Seçimlerde ortaya atılan ba^ka fikirler tâti ehemmiyette kalmıştır. Bu fikirler şunlardır' Nasyonalizm, nazizm. neonazizın panjermanizm, Yukarıki mebus ta? nifinden ilk nazarda anlaşılıyor ki. batı Almanyada bu neviden sağ ve münteha sağ partiler sökmiyecektir. Seçim neticelerine göre. batı Almanyada eski totaliter ihtişamın hasretini kışkırtan koyu milliyetçi demeçler Amerikanvari kalkınma davası yanında sönük kalmıştır. Üstünkörü bakıldığı takdirde. Alman seçimlerinden bu mana alınmakla beraber, Almanyanın bug in değilse yarın ve yann değilse öbür gün geçirebileceği istihaleyi önceden görüp tahmin etmeğe heveslanen müdekkikler için, bu seçimlerin hangi hava içinde yapıldığını gözönüne almak da icab eder. Seçimlerin iki karakteristik noktası, bilhassa dikkaü çekiyord.ı. Bunlardan biri, bu seçimlerin t?^mil Almanyada değil. Almanyanm O R T A A S Y A D A geçen hareketli bir film y«lnu üçte ikisinde yapılması dolayısile Reich fikrine bağlı çoğunlu ğun muvazaalara sapmış olma ihtimalidir. Böyle bir ihtimal kaoul Yerlilere yapılan zulüm ve işkence... Köyleri ateşe. kana boğan yarı deli bir maceraperest. olunduğu takdfrde, şu alternatifle Hürriyetleri için çarpışan kabileler... Hak ve adalet taraftarı bir doktorun âlicenab hareketi.. karşılaşılır. Almanya bir bütün Mukabele gören teroiz aşk. Reich olsaydı. mümkündür ki. güdümlü totaliter iktisadını tercih t deeekti. Fakat, doğu Almanya ayn düştüğü için. İngiliz Amerikalılar tarafmdan işgal edilen batı Almanya serbest iktisad rejimini tercih etmiş olabilir. Gerçi, bu bir :"araziyedir. Fakat, şu hususun mülâhazası icab ediyor ki, ötederıberi devleti yüksek tutan bir milletin bir kaç yılda değişmesi kolay değildir. Fikrî kökleri derinlere giden Alman milleti gibi bir millet. için, bunun böyle olması daha çok akla gelir. Vüzuhla konuşarak deriz ki, bir memkketin halkı fıtratan muti olur, pek disiplin'i çahşmağa hür çahşmaktan istidadli bulunursa, öyle bir memlekette liberal iktisad güç. siyasî liberalizm ise büsbüt'in güçtür. E?kı rejim yıkılmıştır. Yenisi de henüz gelmcmiştir. Filhakika, seçimler sırasmda hatibler şu sözü sık kullanıyorlardı: Dem deutschen Volke tut glauben bitter noi. Taze bir imana bu kadar susamış kültürlü bir millet için. son seçimlerin çikarabildiği serbest piyasa iktisadi idealinin, iğreti olup olmadığmda şüphelenmeğe yer olsa gerektir. Düne kadarki Almanyada insan devlet içindi. devlet insan için değil. Meşhur Alman terbiyecüi Pestalotzi yüz yıl önce bunu görmüş. liberalizmin en iyi tarifini şöyle yapmıştı: Ent^taatlichung des Menschen und die Vermenschlichung des Staates İnsamn devletten tecridi ve devletin insanlaşması. Görülüyor ki, Almanyada devlet fikri uzun müddet temelleşmişken, harbin kaybolmasile yıkılıyor. hasıl olan boşluğa liberalizm sokuluyor. Alman milleti son beş yıldanberi kendine bir iktisad ideali arıyordu. Bir çok filozoflarınm tavsiyelerini bir tarafa atarak. şimdi liberalliğe kollarını açıyor. Bu nasıl mümkün olabilmiştir? Cevabı şudur: Almanlar liberal düşüneelerden o kadar uzun müddet uzak kalmışlardı ki. harbden sonıa devlet yok olunca. onlara îiberailik taze ve orijinal bir parlakhkla göründü. getirmeden inanmazlar. Demokratik kuvvetler neleıse, onların yanyana müşterek tesirini tetkik edip adamakıllı öğrenmeden, bu kuvvetieri, onların 'fadesile söyliyeiim. derinden yakîlayarak tiefgreifend anlamadan, Almanlar için demokrasiye meftun olmanm imkânı yoktur. Buna karşılık da şöyle diyebiliriz: Almînlîr öyle bir millettirler ki, bir kere demokrasiyi iyice kavradılar mı. filozof filozof üstüne, iktisadcı iktisadcı üstüne çıkarır, bu konuda beştriyete yepyeni göıüşler getirsbilirler. Alm&n düşünüş iklimini daha canlandırarak şöyle de demek belki mümkündür: Almanlar demokrasiyi papağan gibi mekanik tekrarUmaktaıı hoşlanmazlar. Bılm3< istedikleri demokrasinin iç yapısıdır. Onlarm bir sözünü »övlemek için: Das lebendise Zuzammenspiel der demokratischen Krafte Demokratik kuvvetlerin car.îı hareketini anlamadan ve OJ derin anlarna devri gelmeden, kı henüz gelmemiştir, öyle saruyoruz ki. demec ve yazıl&rdcki kireçleşrniş dogmatik demokrasi lâfları. Alman milietini ciddi olarak kımıldatma kuvvetinde olamıyacaktır. *** Seçimlerden aldığımız birinci intıba budur. İkincisini de şöyle ifade edeceğiz. Bu seçimlerde insanlaı girdikleri partilerin adları ne vadediyorsa hakikaten o ideailere gbre mi, yoksa muvazaa ve kamuflajlara göre mi birleşmialerdir? Bu konu da ehemmiyetüdir. Çünkü, eğer partiler sağlam temellere dayanmadan ayaküstü kurulmuşlarsa kolay yıkılırlar. Bu münasebetle, bir hatı ramızı canlandırmak isteriz. 1933 '~e Almanyada idik. Nazizlik yeni çıkmış. Almanyada geniş olçüde hıristiyanlık aleyhinde ve İsadan önceki Jermen dini lehinde bir cereyan çıkmıştı. Hiç unurmuyoruz, bir gece içtimaındn hıristiyanhk aleyhinde en şiddetli sözler işitmiştik. O (Hıi'isüyan Demok'at) olduğunu haber ahyoruz. Buna şaşmamak elden gelmiyor. Tek bu misal dahi. yeni Alman partilerinin nynı gsyeler peşinde kosan birbirine sıkışmış insanların gerçek partileri clup olmadığı hakkında insana şüphe verebilir. Kaldı ki, son günlerde haber ahyoruz, kuzey Almanyada 60 nasyonal sosyalist gazetesi yeniden intişara baslamıştır. Hem de eski ad ve eski yazarlarile. *** Dün, Cumhur Reisi seçilen serbest demokratlarm reisi Dr. Heus»un batı Alman başbakanlığına hıris tiyan demokratlar îidpıi Dr. Adenauer'i getireceji bildiriliyordu. Sağ partilerin bir koalisyon olacağı muhakkak gibi görünen baü Alman devletinin dış politikadaki rotası ne olacaktır? Bugün orada iktisad o kadar ön plânda ki, yeni devletin dış politikası pek belli değildir Hattâ, seçim demec kürsülerınde bu konuya o kadar dokunulmami} tır. Yalmz §u var. Almanlar ışgal kuvvetlerinin Alman fabrikalarım söküp götürmclerine şidde'tle karşı duruyorlar. Bilindiği gibi, dört yıldır en parlak fabrikaları söküp makinelerini Ingiltereye, Fransaya taşımak cereyanı hayli ilerlemişiir. Son günlerde sıra meşhur Thyssen demir sanayiine geldi. Rhin nehri kenarında Duisburg şehrini baştanbaşa kaplayan bu ileri fabrikaların demontajına son günlerde başlanjnıstır. Fabrikalar giderse, bu ehemmiyetli sanayi şehrinden eser kalmıyacakür. Bu bakımdan, Almanlarda dış politika temayülü uyanıyor. İstanbulda Dr. Lutfi Kırdar ıamanında, 1939 dan 1S48 sonuna kadar geçen 10 yıl içinde yeni yapılan veya tamir edilen yollara, 23 müyon lira haıcanrnış ve yalnız Belediye büttesinden sarfedilen 14 milyon lira ile 5540 yeni yol yapümış veya tamir edilmiştir. Fakat İstanbuf gene bütün yolları yapılmış bir şehir olmaktan uzaktır. Çünkü İstanbul çok yayılmış ve dağılmış bir şehirdir; hâlâ da alabildiğine yayılıp dağılmaktadır. Parisin 1114 kilometrelik yollarına mukabil İütanbulun yolları 1489 kilometre uuınlugundadır ve İstanbulda adlandırılmış sokakların sayısı 6513 tür. 1939 da yapılan bir tetkike göıe şehrin 12 milyon 200 bin metre kare tutan yollarının 15 yıllık bakım, tamir ve kısmen yenilemc masrafları 51 milyon lira olarak hesablanmış.tı. Bugün bilmem 250 milyon lira kâfi gelir mi? Mr. Prost imar plânını yaparken çok yayılmış olan İstanbulu derleyip toplamak fikrindeydi. Fakat hâdiselcr. İstanbulu derleyip toplamak şöyle dursun hattâ 1939 daki hududlaıı içinde de bırakmamış ve büâkis daha çok yaymış ve genİ!;letmiştir. Gecekondular, bahçeli evler. Zincirlikuyuda yapılmakta olan Cumhuriyet Merkez Bankası evleri, Levend çiftliğinde kurulmasına başlanmış bulunan yeni mahalle haydi adım da ben koyayıııı Levend köyü. Tarabya sırtl»rında yapılan yeni evler. Maltepe ile Kartal aıasındaki tepede Inşa edilen yeni binalar. görmediğim \"e bilmediğim başka yeni yeni mahallcler, sehri alabildiğine dış kanatlarına doğro yaymaktadır. Bütün bu yeni mahallclerin sokaklan yol istijccektir. Y.dnız yol istcseler neyse, kaııalizasyon. su, elektrik, havagazi, tcmizlik, otobüs istiyecektlr. Bazı büyük^c mahalleler okul, karakol istiyecektir. İstanbul şehrinin bülçesi ise 38 milyon liranın ıçindtdir. Bu kadarcık bir bütçe ılc biiip tükenmck bilmez Lsteklcri. 10 \ılda değil; 100 yılda dahi ycıine gctirınenin imkânı olmadığını öylemeğe lüzum var mı? «Evrensel» de ne kelime! asta İdaresi. Dünya Pos.ta Birli*inin 73 inti kunı'uş yıldönümü miiıiH>cbetile bir pul serisi çıkarmi!j. Pulların üstünde «Evrensel Posta Birliği ibaresi var. Bu «Evıenel» dc ne kelime! Yahm Tıirk Di! Kurumunun rıkardığı lugat kitablarır.da kalmış. ne halk. ne de yazı diline geçmemiş o!an bu ölü kelime «cih^n'>iimul. âlemşiimuU demek imiş. Bu ibareyi «Dünya Posta Biıligi» şeklinde yazmak dururksn hu acayib kelime ile acayib bir hale sokmnkta mana ve hikmet nedir? Fakat Acun diye daha acayib ve üstelik çirkin bir söz vardı. Onu kullanmadıklarına şükredclim. ATESLER İÇİNDE CUMHURİYET Nüshası 10 kuıuştur nin 300 Kr. 600 Kr. Bir ayiık 800 . 1600 > Üç aylık 1500 • 2900 » Altı «ylıl» ÎS00 . 5400 » Senelik I) I K K A Cazetemze gönleriıer. £,.•.:'; ue neyredtlsin. •ciilmtsin iad« bân'.ardan mesuUyet kabul eriilmes. ler saçıyor.. riğaclı yol boyunca peşrev devam etti, derken, son zamanlarda çok tutulmuş, meşhur hicaz şafkı baçladı: Aboneseraiü Türki >« lcin Harie Başrolde: Dâhl sanatkâr. CONRAD VEİTD İmtihan ve diploma.. Mcmleketimizde misafir olarak bulunan İngilterenin eski Ankara elçisi Sir Knatchbul Hugessen. gazetecilere verdiği demecin bir yerinde: Sizi. yakında bir imtihan bekliyor. Dosılarınız bu seçim imtihanında muvaffak olmanızı can ve gönülden istiyoriar. Diyor. Acaba «Ulus» un yedisinden yetmişine kadar yedi üniversiteden diplomah (!) muharrirleri bu vesile ile mi Celâl Bayarın tahsil hayatmı karıştırarak diploma3t olup olmadığını aramağa kalkıştılar. Celâl Bayarın tâ «Akhisar» cephesinden başlayarak Millî Mücadelede yaptığı hizmetleri, «İskân» Vekilîiğinde, «İş Bankası» Umum ALEMDAR MILLI Bu.^rün matine lerden itibaren YENİ SİNEMA MEVSİMİNE BAŞLIYORLAR 2 fevkalâde film birden : 1 1001 gece masallarmdan GUZEL SULTAN Türkçe 8Özlü şarkılı Müzik: Sadi Işılay Şar kılar: Necmi Rıza Ahıskan Aşk, ihtiras ve kıskançlıklarla kaynaşan. göz kamaştırıcı kâşane ve saraylarda geçen aşk, entrika ve heyecanlar filmi. Müdürlüğünde, İktisad Vekilîiğinde gösterdiği dirayet ve mehareti onun millet işlerinde geçirdiği bir tecrübe ve öğreniş devresi saysak bile, Başvekilliğindo şahidi olduğumuz olgunluğu Allah için her türlü takdir ve sitayişin üstündedir. Atatürkün hastahğı ânmda binbir yönden esen ihtiras rüzgârlarından hiç birine râm oîmıyarak hedefini şahsî menfaatlerin teşkil ettiği tertibatı önleyerek hiç bir dağınıkhğa ve münafıkhğa meydsn vermeden milletin birliğini. devletin kudret ve nüfurunu muhafaza edebilmesi, büyük kurtancuun uiku 3 SIYAH GUL VİCTOR MACTURE Baçtanbaşa görülmemiş heyecan ve helecanlar şaheseri. muzdan birdenbire kaybolan ışığile birlikte kendisinin de sonsuz bir feragat ve tevazu bulutuna sarınarak ortadan silinivermesi aramızdan hangi babayiğitin gösterebileceği bir kahramanlıktır?. Ben, Celâl Bayara daha o zaman diplomayı vermiştim. Çünkü, o mevkide Tanrı korusun herhangi bir ikbal, şöhret ve şan tapıcısı bulunsaydı, boşalan yüksek makama yalnız kendisini tabiî namzed sayacağı cihetle memleketi kana boyamayı dahi göze alarak bu fırsatı elden kaçırmak istemezdi. Şu anda ona dil uzatanlar. acaba vicdanlarile başbaşa böyle bir muhakeme yapmak ihtiyacım dujTtıuyorlar mı? Kaldı ki, bu yurdup başma küçük büyük bir çok felâketleri musallat edenlerin başında yerli veya ecnebi yüksek mekteblerin diplomalarını çantalarında taşıyanlar, yahud yaa odalarının duvarına çerçeveleyip asanlar gelir.. Herkesin bildiği bir fıkradır ama, sırası gelmişken tekrarlamadan geçemiyeceğiz.. Nasreddin Hoca. kahvedeki yüksek peykenin en itibarlılara mahsus köşesine «pürazamet. kurulmuş nargilesini tokurdaüyormuş.. zavallı oahil köylünün biri ezile büzüle y.ınına yaklaşmış, koynundan bir kâğıd çıkarıp uzatmış: Hocam, demiş, sencien bir ricam var.. şu mektubu bana okuyuverir misin 7 Hoca, malum.. riya, yalan bilmez: dosdoğru, dobra dobra bir adam: Arkadas, diye cevab vermiş, Yazan: AHMED HIDAYET yanlış kapı çaldın, ben okumak biimem.. Adam. şaka yapüğmı sanmıs. Gülerek: Aman, demiş, nasıl olur, bak başında koskoca sarık var.. Hoca marpucu usulca masanın kenarına bıraktıktan sonra kavuğunu iki elile tuttuğu gibi köylünün başındaki külâhın üstüne orurtmuş: Eğer, demiş, sarık okuyacaksa, haydi sen oku bakalım!. Doğrusunu isterseniz, muvafık muhalif. oütün millet hepimiz şu anda diplomasısız. Ancak 1950 de eihan huzurunda vereceğimiz imtihandan sonra ya ilmimiz, yahud da cehlimiz belli olacak.. bakalım, kimler ön, kimler arka kapıdan çıkacak lar.. dünya efkârı umumiyesi merakla bekliyor. REEL Ne hacet.. Evet.. aylardanberi hazırlığı yapılan o muazzam, şatafatlı «İstanbul Sergisine ne hacet vardı.. İstanbul sokaklan yıllardanberi daimî oir sergi halinde.. en işlek ve geniş caddelerimiz, bazan bu yüzden yarıya kadar işgal ediliyor.. öbür yarısından da nakliye vasıtalan geçiyor.. biz yayalara şehir içi ucakla Bu suretle, Tanrıya fükür, Beleseyahat etmek çaresi kalıyor.. diyemizin de yardımı ve himmetile Geçen gün <;vceh matbaaya mah yerli mahsullerimize, yerli sanayi sus yürüyerek g«ldim. Taksim, Beyoğlu, Şişhıne, Karaköy, Eminönü, Ankara caddesi yolile.. karşı cephedekiler mustesna, yalnız benim geçtiğim taraftaki kaldırımlarda tam 53 satıcı raydım.. beygirini durdutmuş sebzeci, küfesini yıkmış şeftalici, sandığını yerleştirmiş üzümcü, Taksimdeki benzincinin yanına pervasız tablasını sıpanın üzerine koymuş simidci.. ilerledim.. İstiklâl caddesinde iki buçuk metre kutrundaki tekerlek işportasını sermiş çantası.. bundan sonrakileri tafsilât vermeden yalnız sırasile kaydtedeceğim.. kozhelvacı. tarakçı. naylon çorapçı, düğmeci iğneci, kilidci kapancı, kaşkorse fanilâcı, kıravatçı, kucağında yavru satan köpekçi, baloncu, yerde yürüyen oyuncak teneke balıkçı, çiçekçi, Şehir Tiyatrosunun önünde muazzam bir fıstıkçı fmdıkçı.. zarfçı kâğıdcı.. francalacı, zeytinci, dondurmaci, salebci mevsimin acayibliğine bakın ikisi yanyana çakıcı, gazeteci, dolmakalemci, mısırcı.. hele bizim cadde çarsamba pazarını geçti.. anayolda ve Cağaloğlu yokuşunda yirmiyi mütecaviz yemişçi.. Millî Eğitim Müdürlüğünün tam karşısında karpuzcu vesaire, vesaire.. ımize ve yabancı endüstrisine aid mallar yerîiy^, ecnebiye sabahtan akş'ama kadar ier tarafta teşhir olunup duruyor.. muhakkak, arasıra viKyet ve bei^diye muavinleri, kaymakamlar, bucak müdürleri oralardan geçiycrlardır. Bu kutsal propp.gandayı yapan esnafa birer takdirname ve nisan verilmesi için makama müraoaat etmiyorlar; bilmem? Di! yâresi:ü andıracak yâre bulunmaz.. ıDünyada gönül yâresine çare bulunmaz.. İstinye yokuşuna geldiğimiz zaman arabaya bir kontrolör atladı ve ahenk durdu. Bu sükut adeta ara taksimi yeıine geçti. Köprüde kontıo1 işini bitirip indi. Bu sefer hacı baba makam değiştirip «nihavend» de karar kıldı: Tevekkeli degil.. Günlerden pazar.. şöyle Boğaza kadar bir gezinti yapalım, dedik. Rasgele bir jtobüse tıkıştık.. yani demirlerden geçerek bir belediye otobüsüne.. yukarıdan Tarabya yolundan gidiyormuş.. muvakkat at yarışları yapılen «Aygzaga. ya yakın bir yere geldiğimiz zarnan inenler, binanler oldu. Biletçi bana bilet verirken: Yirmi senedir sizden ilk defa para ahyorum! Diye madeni 'irayı sakalma sürdü. Anlaşılan tramvaylard:ın buraya devrolmuş.. tıngır mıngır gidiyoıxız. bir de efendim arkndan hafif bir tef temposile ağız na^meleri.. S.i'im Beyin hicaz pe^revi başlamaz mı? Göze mi geldim, sen mi unuttun? Gelmiyarsun ah.. öyle karanhk gece ki ruhum.. Olmuyor sabah.. <Yeniköy» de teker teker yolcu Tayray ram.. Tara ra ray Ram.. Tarra ra ray ram.. Geriye döndüm, baktını.. sahanlıkta Amerikanın meşhur komünist ve zenci şarkıcısı Paul Robson'a rahmet okutacak kadar kuzguni, beyaz saçlı bir ihtiyar.. hiç falso yapmadan dudaklarx ve avurdile fasıl heyetini aratmıyacak oağme lara tef uzatfldı, para toplandı. Biz sağ, o selâmet, İstanbul Paul Robson'u otobüsten indi. Bir fakirin, bu şekilde nafakasmı tedarik etmesini çok göreceklerden değiliz.. Boğaz vapurlarınm merhum kambur kemancısı, Kadıköy vapurlarınm tanınmış hokkabazı olsun da, niçin Belediye otobüslerinia bir şarkıcısı bulunmasın.. Şehir Meclisinin verdiği karar meğer ne kadar yerinde imiş.. Böyle sazlı otobüslerde de Üniversitelilerin ve gazetecilerin tenzilâtlı veya bedava seyahatlerine ilelebed göz yutoulur
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear