Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURIYET 8ON Savyetler, YugoslavAvrtıpa Birliği İstişare yayı resmen düşmaiL Meclhhtde mimakaşalar ilân etti ChurchîH Almanyanın Konseye ahnmasını teklif edeceğini bildirdi Strasbourg, 12 (BB.C. ve a.a.) • Bu akşam Mister Churchill, Avrupa Birliği İstişare Mec Mösyö Reynaud, Mösyö "Spaak, lisinin ilk münakaşa ettiği me 'M. İacini Strasbourg'da büyük sele, Bakanlar Meclisinin hazır bir toplantıya hitab etmişlerdir. ladığı gündemdir. Gündemin bi M. Spaak «medeniyetimizi kurrinci maddesine göre Meclis tarmak istiyorsak kendimizi orJacques Paris'i Genel Sekreter, ganize etmeliyiz» demiştir. İngiliz delegesi Au'orey Alford'u Mister Churchill: «Avrupa Birda Sekreter yardımcısı ssçmiştir. liği bütün milletlere refah yoBu madde müzakereye konur lunu açtıktan başka totaliterlerin ezmesine konmaz ortaya bir prensib me herhangi bir milleti selesi atılmıştır. İstişare Mecli mâni olur» deraiştir. sinin kendine aid bir sekreteıiiği M. İacini, Avrupa Birliğinin bulunmalı mı? Yoksa bu sekre iyiliklerinden bahsettikten sonterliğin Bakanlar Kuruluna kar ra Avrupa Birliği için tek bir şı mesuliyeti kabul olunmalı mı? pasaport vücude getirilmesi leMesele uzun uzadıya konuşul hinde söz söylemiştir. duktan sonra M. Paris ile AlNecmeddin Sadak bugün öğle ford'un tayinleri oybirliğile ka ycnıeğınde Churchill'in missiiri idi. bul olunmuştur. Gündemin diğer üç madde ' Sadak'ın denıeci sinin okunması üzerine ikinci bir j Strasbourg, 12 (a.a.) (Uniprensib meselesi ortaya çıktı. \ tcd Press): Necmeddin Sadak, Meclisin elindeki işleri üç gün ünited Press ajansına verdiği bir zariında karara bağhyarak üç mülâkatta, «Avrupa halkının bu gün sonra gündemin diğer mad yeni proje ile alâkadar olmasını delerin: tesbit için Bakanlar ko temin lâzımdır. Bu teşekküle kar mitesine başvurmssmı emreden şı halkın göstereceği büyük ahüküm, protestolarla karşılan lâka Avrupa birliğinin istikbaü1 mış, söz alan Churchill aleyhde bskımından çok ümid verici bir bulunmuş, Fransız murahhası manzara t:skil edecektir.» deAuare Philip de onu destekle mişt.r. miştir. M. Spaak bu akşam meNecmeddin Sadak, teşkiiâtın selenin Bakanlarla anlaşsrak daha ilk safhalarmda bulunduğu hallolunduğunu söylemiştir. Çün na, fakat bu safhada bilt Avrukü Bakanlaı mühleti, cumartesi pa birliği fikrinin bütün Avugünü gece yarısma kadar uzat pada büyük bir alâka çskmiş olmışlardır. duğuna işaret etmiştir. Türkiye Churchill, gclecek hafta Al Dış İşleri Bakanı, Türk halkının manyanın konseye alınması me bu mesele ile bilhassa alâkadar selesinin müzakeresini teklif e olduğunu ve kuvvetli bir Avrudeceğini bildirmiş, Fransa bu pa Birliğinin kurulmasını arzu teklife muhaleîet edecegini an etmek için sebebler mevcud bulatmıştır. lunduğunu söylemiştir. '•iMimıııııııııtlMIUIIIIIIIIIIIinilliginiinifflHltllltllJinillinunıuıımnnı Avrupa parlamentos* ir Avrupa birligi vucu.de getirerek Avrupa ir ' messillerinin yainız letçe değil, Avrupaca düşünmelerini ve çalışmalarım sağlamak, asırdide bîr rüyadır ve bu rflyayı hakikate çevirecek ilk adını, son günlerde Avrupa Birliği konseyinin kurulmasile gerçekleşmiş gibidir. Avrupa birliği istişare heyeti, bir nevi Avrupa parlamentosudur. Fakat salâhiyeti mahduddur ve tamamile istisarî mahiycttedir. Onun gündemini Dıs Bakanlarından müteşekkil bir nevi âyan meclisi ha7irlar. Fakat Avrtıpa parlamentosunun salâhiyetleri mahdud ve mahiyeti tamamile istişarî olraakla beraber bir takım hususiyetleri de haiz olduğu aşikârdır. Çıinkü istişare heyetir.deki delegeler. birer nrillî küme olarak değil. fakat isiraterjnin ba.ş harfleri sırasile oturacaklar ve Avrupanın birer seçim daîresinin mümessili gibi mevki alacaMardır. İstişare heyeti siyasî ıtteselelerle meşgul olaıak, Avrupa ıpilletlerini bir Avrupaî görüş sahibi olmağa alıştııacak vc bbylece mttbinı bir iş başaracak. ihtimal ki tekâmül ede de zamanın ihtiyacına rtaha uygun şekil ve mahiyet alacak, yahud bir takım kasırgalarla karşüaşarak tekrar bir rüyaya inküab edecektir. Fakat bugün için bu teşekkülün akibetinden değil, belki başarabileceği işlerden bahsetmek daha doğMI olur. Bugün Avrupanm varısında bir Sovyet İmparatorluğu hüküm sürmektediı. Bir çok milletleri zorta kendine bağlayan. tahakküm pen çelerile milletlere boyun eğdiren bu teşekkiile karşt Avrupada kuvvetM bir birlik viicude getirilmesi icab ettiği halde böyle bir teşebbiisü gerçekleştirmeğe imkân bulunamamışur. ihtimal ki bunun sebebi. Birleşmis Milletler kurulunun ayrılıklara karşı gelmek ve dünya birliğini kurmak üzere viicude getirilmiş olmasıdır. Fakat bu teşekkülün viicude getirilmesi Sovyetler âleminin genişlemek ve ınilletleri enselemek siyasetiııe kavşı gelememiş, bilâkis Sovyctler. Birleşmis Milletlere karşı da kafa tutarak milletleri avlamak siyasctine devam etrmştir. Bunun neticesi olarak evvelâ Brüksel paktı yapılmış, daha sonra Atlaııtik paktı imzalannuş ve tasdik edilmiş, Sovyet tecavüzunu bnlemek için daha başka bir çok tedbirler alınmıştır. Bu arada Avrupanın iktisadî kalkınmasuıı hızlandırmak için kabul ve tatbik edilen Marshall plânmı unutmanıak icab eder. Bütün bu faaliyetlcrin gayc ve hedefi, dünyayı tecavüzdcn korumakh. Tecavüze cn çok maruz olan dünya bölgelerindcn biri isc Avrupadır. Çünkii Avrupayı içinden fethetnıek için her memlekctteki beşinci kulları himaye eden Sovyetler gün geçtikçe bu kollarm büyüye büyüye sonunda dıştan vuku bulacak bir istilâdan farksız ma hiyet ahnasını beklemektedir. Bu.' böyle olduğu için bir Avrapa nirliğinin kurulması ve Avrupalılığı esas sayarak faaliyetc geçmesi Avrupalılık menfaatini. A\Tupahlık an"anesini, Avrupalılık medeniyetini üstürt bir görüşle kavraması bir zaruret teşkil cdiyordu. Fakat Avrupada hcr milletin hâlâ millî lıâkimiyetini her cndişeden üstün tutmağa çahştığı bu suada tam salâhiyeti haiz bir Avrupa parlamentosunun kurulmasına imkân yoktu. Buna rağmen bu teşekkül kurulmus ve faaliyetc gecnıistir. Bunu bir hayırlı başlangıç saymak çok doğru olur. Bize geliııcc. biz bir Avrupaî: nıillcl sıfatile ve Avrupah millctIerin mukadderatile son dcrece alâkah ve bu mukadderat üzerinde müessir bir millet sıfatile, Avrupa konseyinde seve seve ve isriye istiye calışmak isteriz. Şimdilik bütün dileeimiz konseyin muvaffakiyetidir. Ömer Rıza DOĞRUL Çaldaris Arıtâvudluğa çafıyor Bastaraft 1 ind sahifsde kem üsler verdiği, çetelerin de bu ralara topçu bataryaları getirdikleri arbk sabit olmuıtur. Bu bir Yunan meselesinden ziyade bir Balkan me selesidir. Bizzat Arnavudluk mese' lesini tetkik etrtıek lâzımdır. Ban dostu olan büyük devlelerin bununla doğrudan doğruya meşgul ol maları muhtem;klir.> Amerika, HongKong'ta İngiltereyi destekliyecek Washington 12 (a.a.) OVfp) Basına beyanatta bulunan Dış İşleri Bakanı Acheson denıktir ki: « Hpng Kong'a karşı bir tecavüz vuku bulduğu takdirde Amerika bunu Birteşmiş Milktler anayasasma aykırı sayarak İneiltereyi d*stekliyecektir.» 100,000 Lira Agustos'ta 15 ait 1 ind sahtfede * Size söyleyecsğim söz. tek eümledir: Çalışmak, büyük bir mev zu olarak cemiyeiin bünyesine, kanunun bünyesine ve Türkiyenin ilcrlemesi, mamur olması ülkiisünün temeline girmiştir. İşçiler, haklarını cemiyet içindeki vazifelerini bilip ona göre çab> çacak, bilip onları koruyacak kabiliyette Türk cemiyeünin bir unsuru olarak yer almışlardır. Kanun içinde sarsıimaz bir vatanperverlik anlayıjı ve kavrayısı içinde mesleklerinin verimli, kendi şahiEİarı ve aileleri için feyizli, memleket için hayırh ve ilerletici bir meslek olduğunu her an düşüneceklerdir. Size çok teşekkür edeıim işçi arkadaşlanm.» Yünlü mensucat fabrikasında İnönü, bundan sonra, Izmir yünlü mensucat fabrikasına gitmiş ve işçiler tarafından hararetle karşılanmıştır. Cumhur Ba?kanı burada da bir hitabede bulunmuş ve şunlan söylemiştir: • Çalışma haklarmın cemjyette bir kanun ve bir vicdanî anlayış halinde yerleimesinden sonra işçiliğimiz hür bir teşekkül olarak çok ilerleme yolundadır. Mesleğinizde, çaiışmalarınızda muvaffak olmanız ve ilerlemeniz için bir, iki esaslı §artı gözöıaüzden ayırmamalısınız. Birincisi kendinize güvenmedir. Hiç bir güçlük karşısında kendinize güvenme duygusunu zayıf bulmamalısınız. Kendinize güvenme, kanuna büvenme, devlete güvenme ve vatcnın isükbaline büvenmenin başlangıc noktasıdır. İkincisi siz işçiler, hususile muhtelif siyasî temayüller içinde bulunarak cemiyetimize güzel bir örnck olabilirsiniz. Vatandaşiar muhtelif siyasi kanaatler taşıyarak, reylerini kendine güvenen hür vatandaş sıfatile seçim günü istediği gibi kullanabilecsğine inarak umumî hayatlarmda, msdenî münasebetlerinde ve birbirile olân temaslarında sıcak duygular çinde birbirine hürmet etmek, birbirini dost tanımak âdeti içinde yaşayabilirler. Siz bütün memlekete bu anlayışın feyizli bir örneğini verirsiniz. Siz bir ordu gibi vatarun bütün tabakalarmdan. bütün kanaatlerinden toplanmış ferilerini büj'ük vatan ideali içinde kaynaşuıabilirsiniz. Bir ordunun memlekette yaptığı 19i bir fabrika muhtelif kanaatler ve muhtelif anlayışlarla bir araya gelmiş vatandaşlai" cemiyetinde meralekete aynı feyizli hizmetleri yapabiiir. Anlıyor musunuz? (Anlıyoruz sesleri). Muhtelif siyasi kanaatler içinde bir araya gelmiş vatandaşlar mesleklerinin. geçimlerinin ve haklarınm yolarını kanun içinde iyi bulaıak ve bu yollarda birbirine yardım ederek pek güzel çalısabilirler. Bunun örneğini bütün memlekete vermeniz benim için pahası bulunmaz bir yardım, msmleket için bir büyük iyiliktir. Allahaısmaıladik arkadaşlar. size çok tesekkür ederim.» Cumhur Başkanı. müteakıben, Şark Sanayi fabrikasını ziyaret etmiş, orada da müdürlük binasından mikrofonla işçilere kısa bir hitabede bulunarak ezcümle demiştir ki: « Her siyasî parti ve kanaat =ize sokulacak ve sizden rey isteyeeektir. Ben bunlarla alâkah deşilim. Benim alâkadar olduğum nokta her siyasi kanaatte bulunan ve bulunmıyan vatandafların birbirlerine dost olarak çalışmaları imkârunı caıniyerte temin etmektir. Hepiniz sağ olun.» Cumhur Başkanı Sümerbank Pamuklu Dokuma fabrikasuu da .ziyaret ettikten so.Tra saat bire doğru Demirkonağa iönmüştür. Inönii dün Izmirde işşilerimize hitab elti Izmir mitinginde bulunanlar Baştarafı 1 ind sahifede mahfillerini ehemmiyetle işgale devam ettiği, Ulusun bugünkü neşriyaündan anlaşıldjğı gibi, İzmir Belediyesi tnühendislerinden başka İzmir Naiia idaresi tarafından da miting sahası ile civannm ölçüldüğü öğrenilmiştir. Halk Partisinin, bu mitinge iştirak edenlerin adedini az göstermekte, şimdilik bilinmiyen ve kendisinee pek mühim olmak lâzım gelen maksad takib ettiği ileri sürülüyor. Nitekim C.H.P. adma, şehrimizde bulunan en salâhiyeüi bir zatan: « Canım, bu mitingde kaç kişi bulunduğunu, kaç bin kişi bulunduğunu veya bulunabileceğini öğrenmek için de Amerikahlara mı başvuralım?» dediği bildirümektedir. C.HJ*. nin mukabil mitingi yapıbruyacak C. H. Partisi Genel Başkan vekili Hilmi Uran, yanında Bayuıdırlık Bakanı Şevket Adalan olduğu halde, dün sabah C. H. Partisi merkez binasma gelmiş ve parlililerie görüşmüştür. Diğer taraftan, C.H. Partisinjn Izmirde bir miting ertib edeceği ve Hilmi Uranın da bu mitingde bir konuşma yapacağına dair gazetelcrde çıkan habericri C. H. P. Genel Başkan vekili kat'iyetle yalanlamışur. Baştarafı 1 ind sahifede arasmdaki münasebetlerin kesil'mesine kadar gidebüir. İlk defa ; olarak Moskova, resmî ağızla bir memleket hakkında «düşman» sıfatını kullanmaktadır. Bu Sovj^et notası yalnız Yugoslavyaya tevcih edilmiş değil, fakat bütün peyk memleketlere yapılmış sert bir ihtardır. Kremlin. kendi haberi olmadan Batı memleketleri ile temasa geçecek peyk rnemleketlerin, Sovyetlerin düşmanı addedileceklerini ilân etmek istemiştir. Sovyet notası gayet çümullü bir tehdiddir.» Paris, 12 (R.) Bu akşamki Fransız gazeteleri, Moskovanm Yugoslavyaya verdiği şiddetli nota üzerintie durmakta ve şöyle demektedir: "Moskova ile Belgrad arasmda kat'î bozuşma da vukua geldi.» Yugoslavyada Sovyetlerin işlerine son veriliyor Londra, 12 (A.P.) Yugoslavya, Sovyet Yugoslav şirketi ! tarafından işletilmekte olan gemi tezgâhlarına elkoymuştur. Yugoslav Münakalât Bakanı Maslaric. tezgâhlardaki işçilere verdiği bir demecde bu haberi bildirerek şunları söylemiştir: «Mü nakalât Bakanlığı, bu şirketi yalnız basına idare etmeğe ka rar vermiş bulunmaktadır.» Strasbourg'da Dış İşleri Bakanları Balkanlarla meşgul oluyor Londra, 12 (B.B.C.) Avrupa Konseyinin çalışmalarına iştirak etmek üzere Strasbourg'da toplanan Dış İşleri Bakanlarının bu fırsattan istifade ederek Balkanlardaki durum ve bilhassa Yugoslavyanrn vaziyeti hakkrnda görüşmeler yaptıklan bildirilmektedir. İtalyanın Belgrad büyük elçisi de bugün Strasbourg'a gelmiş ve İtalyan Dış İşleri Bakanı Kont Sforza ile görüşmüştür. Kont Sforza'nm Yunan Dış îşleri Bakanı Çaldaris ile temas halinde olduğu ilâve edilmektedir. Yugoslavyada idama mahkum edilenler Londra, 12 (B.B.C.) «Genc Müslümanlar» ismi altında tanıtılan teşekküle mensub 14 kişinin duruşmaları Saray Bosnada özel bir mahkeme önünde yapılmış ve bunlardan dördü idama mahkum edilmiştir. 10 kişı de 4 seneden 20 seneye kadar muhtelif hapis cezalarına carptırılmışlardır. Baştarafı 1 ind sahijede ' (yürürlüğe giriyor. Her ne ka'dar bu üçvergi kanununa göre yeni nîsbetler üzerinden vergi î.tahsiline İ951 de başlanacaksa ! da bu kanunlarm yeni vergi hakkındaki hükümlerinden maadası, 1 ocak 1950 de işlemeye başlayacakür. Yani gelir vergisine tâbi olanlar 1 ocak 1950 den itibaren defter tutmaya, fatura ve makbuz vermeye, gelir vergisine tâbi olnuyan esnaf da aldıklan faturalan saklamaya mecbur olacaklardır. Hattâ müesseseler, serbest meslek erbabuıa yaptıklar^ tediyelerden 1950 sene4 sinde gelu " vergisi dahi keseceklerdir. Bunun için gelir vergisine tâbi bütün mükelleflerin, yani tüccarın, sanayicilerin: müteahhidlerin, serbest meslek erbabmın gayri menkul iradı bulunanlarm, hattâ bu vergiye tâbi bulunmıyan esnafın, kendilerini ilgilendiren kanun hükümlerini şimdiden öğrenmeleri lâzımdır. Fakat 600 maddeye yaklaşan dört kanun içine serpiştirihniş olan bu hükümlerden her mükellefin kendini alâkalandıran kısın\laruu ayırd etmesi güçtür. Şimdiye kadar gelir vergisi hakkında çıkarılan kitablarda kanun hükümlerini madde madde ele alarak şerhettiği için bunlardan da ahkâm çıkarmak kolay değildir. Bunun için her ceşid mükellefin işine yarayacak kısımları bir araya toplayan, aynı zamanda herkesin okuyabilmesi için kısa olması gereken bir esere ihtiyaç vardı. Urfa milletvekili ve eski Maliye Müsteşarı Esad Tekeli, bu ıhtiyacı gözönüne alarak ve vergi tatbikaünı idare eden resmî mercilerle de temaslar yaparak bir (Gelir Vergisi Kılavuzu) hazırlamıştır. Bu kılavuzda, kımlerin gelir vergisile mükellef olduğu, kimlerin olmadığı, kimlerin beyanname vereceği, kazanc ve iradların beyannamede nasü toplanacağı, kimlerin defter tutacağı, kimlerin tutmıyacağı gösterildiği gibi, yaklaşmakta olan 1950 senesinde gelir, kurumlar ve esnaf vergilerine tâbi mükelleflere düşen vazifeler birer birer sayılmışhr. Bu kılavuzu okuyunca, her mükellef. gelir vergisi karşısındaki durumunu, belki de başkasına sormaya lüzum kalmadan anlayacakür. Küavuzıın bir meziyeti de, her mükellefin okuyabileceği derecede kısa ohnasıdrr. Bu kılavuzu her bahsi bir makale olmak üzere seri yazüar halinde yarından itibaren gazetemizde yaymlamağa başlayacağız. Gelir Vergisi Kılavuzu Ticaret Bakanı, sanayicilerin dileklerini de cevablandırdı Bastaraft 1 ind sahifede mıştır. İptidaî madde tedarikindeki müşkülât bizi aynca yıpratıyorSanayiin himayesine doğru gitmek lâzıındır. Yabancı sermaye ile işbirliği Yabancı sermaye ile işbirliği yapmak istiyoruz. Bize <bir sanayi programınız var mı?» diye soruyorlar. Ne diyeceğimizi bihniyoruzÇivi imaline yarayan ham maddeyi ithal edemiyoruz. Fabrikalarımız yarı kapasitelerile çalışıyorlar. Biz dışarıdan çivi ithal edihnesin demiyoruz. Ham maddeye karşılık, mamule iki misli döviz sarfediyoruz. Mamul çivi ithal edilirken onun yanmda ham maddeyi burada işleyen fabrikalara da döviz verilmelidir. Bu misali diğer bütün sanayi ham maddelerine teşmil etmek mümkündür. Devlet sanayiinin. artık, husuîî sanayii baskı altında bulundurduğunu iddia edemeyiz. Bizim haklı ve müşterek olan davalarıır.ızdan biri muamele vergisinin hallidir. Büyük ve orta sanayii parçalanmakten kurtarmak için muamele vergisini ıslah şarttır. Sanayi için kredi Sanayi kredisi diye memlekette bir şey yoktur. Sanayi Bankasmuı lâğvnndan evvel sanayiin kredi ihtiyacı gözetiliyordu. Fakat sonraları bu teşekkül gayesinden uzaklaşmış ve devlet sar.ayiini finanse eden ona dilediği zaman kredi sağlayan bir teşekkül haline getirilmiştir. Sanayide ileri gitmek istiyorsak sanayi kredisine ve bu krediyi sağlıyacak bir bankaya ihtiyac vardır. Senelerdenberi çalışan ve nihayet takatleri azalan sanayi tesislerini yenilemek lâzım. Bugünkü amortisman nisbetleri ileri bü sanavi 1;esisini yenilemek intkânrnı vermekten uzaktır. Sanayi tesislerini yeniden kıymetlendirmek yoluna gitmek lâzımdır. Bu itibarla Ticaret Bakanlığının sanayiciye hiç olmazsa yeni makine ve makine yedek aksamı ithalini kolaylaştırmakla yardım etmesi icab eder.> Bakanın cevabı Sanayicilerin temennilerini dinleyen Bakan Vedad Dicleli, bunları ayrı ayrı cevablandırarak demiştir ki: « Konuşmalarınızı dikkatle dınledim. Umumî ihtiyacları ve meslekî derdleri aksettiren fikirlerinizi inceliyecek, bir tefrika tâbi tutacak ve mümkün olanların tahakkukuna çalışacağım. Devletçilik hakkında, söylendiği gibi, ne bir imtiyaz, ne de bir himaye bahis mevzuudur. Propagandalar ne mahiyette olursa olsun, devletçilik umumî menfaatlere hâdim olmak durumundan ve bir âmme hizmetinden ileri geçmemiştir. Bu mevzuda bazı taşmalar olmuşsa sebebi, o günün realitelerinin tazyiki veya hususî teşebbüsün başka sahaları tercih etmesidir. Bugün durum sarihtir. 1947 kurultayında bu cihet sarih olarak tesbit edilmiştir. O günden bu yana yapılan işler, o programın daha rantabl bir şekilde tatbikına matuftur. Bu itibarla hususî teşebbüs sahası gayet geniştir. Bugün devletin elinde bulunan fabrikaların adedi Amerikadaki bir şirketinkinden azdır. «Devlet bütün sahaları işgal etmiş, hususî teşebbüse imkân bırakmamıştır» demek doğru değildir. Devleti rakib değil, bir mürebbi, bir ağabey olarak görmek gerektir. Aynı zamanda hususî teşebbüsün istediği teminat ve imkânları sağlamak da icab eder. Sosyal mevzuat degiştirilmiyecek Bunun başında mevzuat gelir. Sizinle görüşmeden evvel bu mev zular üzerinde ya Meclise kanun tasarısı sevketmiş veya ihzarî komisyonlar teşkil ederek faaliyete geçmiş bulunuyoruz. Bizim görüşümüz, sizin görüşünüzü okşamakta olduğundan, bu taleblerinizi, yani malî sahadaki dileklerinizi karşıhyacağız. Sosyal mevzuatın bunaltıcı havasmdan bahsedildi. Bir hukuk devleti ve modern bir camia olarak endüstride bugünkü dünyanuı icablarını takib ve yerine getirmeğe mecburuz. İş kanununu, icab ederse değiştirebiliriz. Tatbikatta görülen noksanlar izale edilebilir. Bunda inad edilmez. Fakat sosyal mevzuat kalacaktır. Dış ticaret Dış Ticaret politikamıza gelince; tacirlerin bir kısım «ithalât yapılırken filân maddeler girmesin», bir kısmı da «ihracat yapılırken evvelâ benim iptidaî madde imkânlarım sağlansın, on dan sonra kalırsa ihracat yapılsın» demektedirler. Her meslek zaviyesinden bu dilekler doğru olabilir. Fakat devlet olarak bir memleketin umumî durumunu gözönünde tutmak mecburiyetin deyiz. Döviz politikamız, tediye muvazenemizde tek ümidimiz olan ticaret muvazenemize dayanmaktadrr. Başka ümid ve telâfi çaresi yoktur. Dış ticarette, sattığımız ölçüde almayı esas tutuyoruz. Bu yılm ziraî talihsizliği bizi buğday ithaline mecbur kıldı. Memleket endişesile paramızı buğdaya veriyoruz. İhrac rejiminin ölü zamanmdayız. İhrac mev siminde bir dış ticaret muvazenesi hasıl olacağma inanıyoruz. Geçen senenin dış ticaret açığına karşı bugünlerde yıllık ithalât, ihracat muvazenesi hasıl olmuş gibidir. Fabrikaların yenilenmesinden bahsedildi. Bu mevzularda ben de kendilerile beraberim. Mevcud tesisleri yenilemek, iş sahibinin başlıca endişesidir. Bu hususu, Maliye Bakanı arkadaşıma bildireceğim. Ecnebi sermayesinİB memlekete celbl Kredi meselesi, sanayici ve madencilerin en mühim bir mev, zuunu teşkil eder. Bu ihtiyacı devlet olarak karşılamış değilizS Yalnız yapmakta olduğumuz hazırlık ve temaslar bize ümid vermektedir. Mılletlerarası İrr.ar ve Kalkınma Bankasile olan temaslardan, ecnebi sermayesinin memlekete celbi bakımmdan da ümidvarız. Bir taraftan yerli sermayenin kullanılması imkânını araştırırken diğer taraftan da yabancı sermayenin memleke te sokulması çarelerini tesbite çalışıyoruz. Siz de ecnebi sermayeyi memlekete çekmede hüner gösterirseniz, bu teşebbüsler bizim için kıymetli ve faydalı olacaktır. Ecnebi sermayesine da ha fazla teminat sağlamak için bir kararname hazırlamış bulunuyoruz. Yabancı sermayenin kâr ve faizinin olduğu gibi dışarıya çıkmasına müsaade edeceğiz. Bir hayli eskimiş bulunan maden mevzuatı üzerinde ayrıca durmaktayız. Bir arkadaşım, sanayi plânmdan bahsederken devletin elindeki fabrikalarm hususî teşebbüse devredilmesinden bahsetti. Biz hükumet olarak devlet fabrikalarına hususî teşebbüs sahibini ortak edecek durumda değiliz. Tesislerini kurmuş, muvaffak oimuş devlet fabrikasını devretmeyi düşünmüyoruz. Devlet fabrikaları hususî teşebbüs sahibinin iş imkânlarım daraltacak durumda değildir. Hususî müteşebbisin devlet fabrikalarına göz dikmesi, bir yavru kuşun anasına gagasında yumuşattığı yemi istemesi gibidir. Sanayicilerimizden kendi şahsi teşebbüsleri ve cesaretlerile bu sahaya atılıp şahsî kabiüyet ve sermayelerile yeni yeni fabrikalar kurmalarını bekliyoruz.» Ticaret ve Ekonomi Bakanı Dr. Vedad Dicleli bugün saat 11 de İstanbul Gazeteciler Cemiyetini ziyaret edecek ve bu vesileyle bir konuşma yapacaktır. Politikaya çok pay emleket hâdiselerinin gelişme tarzmı i>i mü« talea için başka memleketlere bakmak lâzımdır. Himde böyle mukayeseierde esas oian nümuneye (temoin = şaJüd) derler. Bir memleketin en büyük meselesi, en büyük halk kütlesini. en büyük iktisadî davasm: alâkadar eden iş olmak gerektir. Avrupaya bakınız. Belçikada KraIın avdeti, İngilterede çelik sanayiinin devletleştirilmesi, İtalyada müstemlekelerin geri alınması. Fran sada kolonilerin yeni idare şekli gibi muazzanı ve mühim davalar vardır. Bunun yanıbaşır.da millî matbuat, beynelmilel yeni btr hâdise olan «Batı Birliği» te.şkili ile büyük nisbette meşguldür. Bize gelince; Acı yemediğimiz için karnımız ağrımaz. Durup dururken siyasî hâdiseler, hiç değilse siyasî meseleler çıkarıyoruz. Millî hayatımızda çok daha ehemmiyetli işIeriıniXj var. Kaç kişimiz Jlarshall >ardımı* nm eksik veya artık oluşunun neticelerini btliyor. Memleket kuraklığının bu seneki neticesi bizi mil»| yonlarca döviz. hattâ altm sarfına icbar etti. Bunu önlemek için neler düsündük? Paranın iştira kabiliyeti gün geçtikçe eksiliyor. Buna karşı muvafık, muhalif •erbabı ukul» ne düşünüyor? Piyasada kriz başladı. Şimdi meteliğe kurşun değil, torpil atıhyor. Buna karşı ne tedbir derpiş ediliyor? Bunları bir yana bıraktık. Bir taraftan «rmillî husumetî sözünü bir ihtilâ! remzi olarak aldık. Öte taraftan bu telâkki tarzmı «hür riyet» i öldürmeye teşebbüs olarak manalandırdık. Önce bir iki Bakanuı, sonra da Devlet Beisinin seya , hati bu tefsirleri keskinleştird Karşılıklı nutuklar, mitingler oldn olacak. Vallahi arkadaşlar! Bu iş değil' dir. Biz hâlâ kalıbdayız, nıha giremedik. Boşuna enerji sarfediyoruı ve asla birbirimize yaklaşmıyoruz. Bu memleketin muazzam çoğunluğu şu üstünde oynanan siyasî kelimelerle meşgul değildir. Türkiyenin milli davalarını toplarsak. başında iktisadî durumumuz, sonra askerî ve coğrafî variyetümz gelir. Siyasî dava olarak bugün bir lasmımızı işgal eden vesveseler, daha ziyade şahsî (Antagonisme = : münaferet) ten ileri gelmekte ve maalesef siyasî müdürler kendi hayatiyetlerini hızlandırmak için bu münaferet» i zümrevi şekle sokmaya çalışmaktadırlar. ^ Ben iddia ederim ki, bugünkü parti sözcüleri yerine daha mülâyim ve tanınmamış sözcüler ve idareciler bulunsa bugünkü gerginlik en az yanya inebilirdi. Milli enerjimizi, münev^ver kütle . nin heyecanını ve nihayet tasalarımızı varid olmıyan ihtimaller ve yersiz vesveseler üzerine teksif eİ diyor, daha açık ifade ile, siyasete, politikaya hayatımızda çok yer, büyük pay ayınyonız. Başka memleketlere bakın, böyle mi yapıyorlar? Onlar bizden çok daha raharor. inkâr etmiyelim. B. FEf.EK İngiiiz tepkili «Vampire» uçak filosu gelîyor Baştarafı 1 ind sahifede giden Tüık «Spitfire> filosunun ziyaretini iade maksadile yapılmaktadır. İngiliz filosuna hava komodoru B.HC. Kussel komuta edecektir. Filo, muhtelif şehirlerimizi ziyaret edecek ve gösteriler yapacakürBu arada Türk hava subayları da «Vampire» leri bizzat idare edeceklerdir. Bu münasebetle hazırlanan programa göre, fılo 15 ağustos saat 10 da İzmir Cumaovasına muvasalat edecektir. Filoyu İzmirde İngiltere Büyük Elçiliği Hava Ataşesi ve Muavini karşılıyacaktır. 17 ağustosta Eskişehire gidecek ve gösteriler yapacaktır. 19 ağustosta İstanbula gelecek olan filo, şehir üzerinde akrobatik gösterilerde bulunacaktır. 20 ağustos cumartesi akşamı İngiliz Büyük Elçisi, pazar akşamı da Türk makamlan ülo şerefine bir resmi kabul tertib edeceklerdir. Filo, 22 ağustos pazartesi günü Ankaraya giderek gösteriler yapacak ve şereüne bir resmi kabul tertib edilecektir. İngiliz filosu. 24 ağustosta Fayid'e müteveccihen Ankaradan ayrılacaktır. Ortadoğu İngiliz Hava Başkomutanı da geliyor Öğrendiğimize göre, Ortadoğu İngiliz Hava Kuvvetleri Başkomutanı Sir William F. Dickson, 20 ağustosta Türkiyeye gelecek ve İstanbul ile Ankarayı resmen ziyaret edecektir. Başkomutanın Türkiyeyi ziyareti dolayısile resmî bir program hazırlanmıştır. Avrupalı olınak Başmakaleden devam yama gibi sıntırız. Din ayrıhğından doğan hars ve kültür farklannm sertliğini gidermek, aile içinde yadırganmıyacak bir hale gelmek ise, bugünkü baü cemiyetlerinde dinden daha birleştirici rolü olan siyasî, içtimai ve iktisadî müesseselere ehemmiyet vermemiz, bunları yurdda geliştirmeğe çalışmanuzla mümkündür. Meselâ, Avrupa konseyi istişare roeclisine bu sefer gönderdiğimiz üyelerin hepsi bir partiyi temsil ediyorlar. Halbuki istişare meclisinin gayesi, her A\rupa cemiyetinde yaşayan çeşidli fikir ve inançlan orada belirtmek gayesini güdüyor. Bizde hâlâ bir sosyalist partisi kurulamadığı için. bu mecliste ağır basan dünya göruşüne bir üye ile olsun kaülamıyoruz demektir. Fakat diğer muhalif partilerden, yahud meclis dışı bağunsız fikir adamlanndan bir kaçııu heyete katsaydıi Strazbourg'da memleketimiıi böyle tek cepheli, tek düşünceli bir Ortaşark diyan gibi temsil edilmek durtımundan kurtarabilirdik. Avrupah kafası bu zihniyeti kavrayamaz. Temsil disiplininin bu şekilde idraki yankşhr. Avrupalı ohnak, Avrupa Birliğine girmek, orada varlık göstererek çalışmak iddiasmı taşıyan bir cemiyet bu gibi noktalara dikkat etmelidir. Mevzu, bir çok taraflarından işlenecek kadar geniştir. A>TU bahse ileride gene dokunacağun. NADİR NADİ Bulgaristan Türklerini iehcir Baştarajı 1 ind sahifede ve köylerinden, Çakal ve Karabaş köylerinden de bir çok Türk aiteleri bunlar arasındadır. Bulgar hükumeti, bu Türk ailelerini, muhitlerinde sahib bulunduk ları nüfuz ve itibariarını kırmak için, ceııubdan şimale nakletmiştir. Bunların köylerindeki ev, mal, emlâkine hükumet el koymuşrur. Halen yerieştirildikleri köylerden, bu Türk aileleri aç ve sefil bir durumda kaîmişlaT, kadrn ve çocuklan da dahil olmak üzere mahalli devlet i?letmekrine amele olarak sevkedilmişlerdir. Devlet Tiyatrosunun edebî heyeti seçildi Ankaıa, 12 (Hususî) Müli Eğitim Bakanlığı, Devlet Tiyatro ve Operası edebî heyetini teşkil edecek olanları. intihab ederek keyfiyeti kendilerine ve Tiyatro Müdürlüğüne bildirmiştir. Bu heyete tiyatro tarih ve edebiyatına aid letkikleri ve neşriyatile tanrnmış olan Tokad Milleti'ekili Refik Ahmed Seven°il, Ankara Üniversitesi Fransız dili ve edebiyatı profesörü Bedreddin Tuncel, İngiliz edebiyatı profesörü İrfan Şahinbaş ve tiyatro münekkidimiz Lutfi Ay seçilmişlerdir. Arkadaşımız Lutfi Ay aynı zamanda Devlet Tiyatrosu kadrosundaki edebî heyet raportörlüğüne tayin edilmiş ve yeni vazifesine başlamıştır Devlet Tiyatrosu kuruluşuna aid kanun hükümleıine göre bu heyet. reisini kendi arasından intihab edecek ve edebî heyet bîşkanı, Devlet Tiyauo ve Opeıasının yönetim kuruluna da dahil olacsktır. Devlet Tiyatro ve Operası, 1 ekimde Ankarada temtillcre bavlıyacaktur. Bunun için de eylul başında provalara başlanacaktır, Bu itibarla edebî hsyetin yakmda Ankarada topianıp önümüzdeki tiyatro mevsimiude sahneye konulacak eserler haHnnda kararlar itcihaz etmesi lâzungelmektedir. Teşvikiye Sağiıkevinden dün akşam saat 21 de alınan raporda bildirildiğine göre, Mareşalın akşam ateşi yükselmemiş ve sabahki seviyesini muhafaza etmiştir. Hararet 37,6, nabız 86, teneffüs muntazam ve 20 dir. Hasta, sabah bildirildiği gibi gece uykusuzluğundan dolayı yorgun düşmüş ve bütün gününü oldukça rahat ibr surette uyuyarak geçirmiştir. Diğer taraftan Vali ve Belediye reisi Dr. Lutfi Kndar, Başbakan ve hükumet adma Mareşal Çakmağı ziyaret ederek âcil şifalar temennisinde bulunmuştur. Mareşal Çakmağın sağhk durumuna dair rapor Öğrefmenlerin nakilleri Baştarafı 1 ind sahifede yapümakta olan nakil adedini aşmamaktadır. Esasen gayemiz, müm kün olduğu nisbette nakil yapmamaktır. Öğrermenlerin bulundukları yerlerde. daha rahat ve verimli çalışabilecekleri kanaatindeyiz. Maarif Şurası 22 ağustosta toplanacaktır. 220 kadar maarifçi bu şuraya iştirak edecektir. Şura, ilk okul prcgramlarını gözden geçirecek, orta okul programlarını yeniden tanzim edecektir. Ayrıca meslek okulları, öğretmen okulları, san at enstitülerinin vaziyetleri de bahis mevzuu olacaktır.» Millî Eğitim Bakanı bu sabalı Ankaradan şehrımize gelecek ve bir hafta müddetle tetkiklerde bulunacaktır. Viyana hıanna iştirakimiz Ankara 12 (Telefonla) Viyanad^a eylul başında açılacak olan mil letlerarası fuarda memleketimiz de temsil edilecektir. Fuarda bir çok ihrac mallanmız ve madenlerimizden nümuneler teşhir edilecektir. Bunların «peredir, Baştarafı 1 ind sahifede rildiği bildirümiştir. İskeleden Mordoğana gidilmiş, Refik Koraltan söz alarak, İktidar, felâketzedelere vadettiği yardanı yaparsa, felâketzedelerle beraber D.P.nir. de memnun olacağını ve felâketierden politika yapmak küçüklüğüne düşmiyeceklerini söy'emiştir. Daha sonra Eğlenhoca köyüne gidilmiştir. Ora halkı, Hükumet yardımmm henüz lâftan ibaret olduğunu, daha 80 çadıra ihtiyac bulunduğunu, yağmurlar başlayınca yeni bir felâketle karşılaşılacağııu, tamamen yıkılan bir ev için Hükumetin 300 lira nakdî yardım ay;rdığını, bu para ile enkazın bile kaldırılamıyacağını söylemişlerdir. Celâl Bayar, kendilerine düşen vazifenin, Ankarada ve Millet Mecîisinde felâketzedeierin a\Tikatlığını yapmak oîduğunu, yapıian bütün vaidlerin zamanrnda yerine getirilmesine çalışacaklarmı, yaxdımlar zamanmda yapılmazsa felâketzedeierin, bunu. D.P. ye bi'.dirmelerini söylemiştir. Daha sonra Kösedereye ve Karaburıma gidilmiştir. Karaburunda da halk yardımtn kâfi olmadığım ve geciktiğini söylemiş verilen çadırların bile az olmasından, kireç, kereste, kiremdi ve usta yokken. çivi verilmesinden. yağmurlar başlarsa yeni sıkmtılara uğrayacaklarından bahsile ademi memnuniyet izhar etmiştir. Karaburun D.P. Başkanı, Hükumetin, zelzele felâketinden faydalanarak, parti propagandası yaptığmı söylemiştir. Celâl Bayar, söz alarak demiştir ki: « Zarara uğrayan kim olursa olsun, ona yardım etmek, insanî ve millî bir borcdur. Biz, iktidarda olsa idik, bunu böyle biîecektik. Şimdi ise, boreun ifasını iktidardan isteyeceğiz.» Refik Koraltan da konuşmuştur. Tekrar söz alan Bayar. şöyle demiştir: « Politika, hiçbir zaman memleketin felâketine sebeb olmamalıdır ve oîmıyacaktır.» Daha sonra yeni liman ziyaret edilmiştir. Halk, Demokratları. hcr yerde hararetie karşılamış ve uğarlsmıştır. Zelzele bölgesinde halkın; Hükumetin yardrmma intizaren kendi yapabileceği işlere dahi el sürmediği ve bekleme devrssinin daha ne kadar devam edecegini merak ve ıstırabla sorduğu bıldirilmektedir. Ispartada bir hakaret davası İsparta 12 (Hususî) Geçen sene Celâl Bayarın da hazır bulunduğu mitingde konuşan D J . İsparta ilçe başkanı Celâl Kaya hakkında hükumetin manevî şahsiyetini tahkir suçundan açılan davanın bakılmasına bugün Ağrreezada başlandı. Duruşma, savcınm talebi üzerine 'gizli yapıldı ve 9 saat sürdü. İstanbul Demokratları yann toplantı yapacaklar DİP. Taksim bucağı önümüzdeki pazar günü saat 14 te Taksimde Kristal salonur.da bir siyasi toplantı tertib etmiştir. Şehrimizde bulunan Demokrat milletvekilleri ve partili arkadaşlar günün mevzuları üzerinde konuşacaklardır. Toplantıya giriş serbesttir. Diğer taraftan, D.P. Fatih ilçe merkezi lokalinin açılış töreni yarın saat 17 de, Fatih tramvay durağı civarmda Nalband Demirsokak numara 15 te yapılacaktır. C. Bayar, zelzele bölgesinde 1950 de bir ziraat sayımı da yapılaeak Baştarafı 1 ind sahifede nin iştirakile şehrimiz ziraat müdürlüğünde de bir kurs açılrr.ış ve dünden itibaren faaliyete geçmiştir. Kursu idare etmekte olan İstatistik Geneı Müdürlüğü Tarım şubesi memurlarından Ziraat mühendisi Hacer Bizden. dün, bir arkadaşımıza şunları sc;~!emiştir: « Bir köyde, halkın ne işle meşgul olduğunu, hangi ziraat mahsullerinin ne miktar yetiştirildiğini, ne kadar hayvan bulunduğunu, muhtelif dükkânların adedini, nüfusunu, hane sayısını en ince teferrüatına kadar gösterecek bir köy sayımına başlamış bulunuyoruz. Medenî memleketlerde her 10 senede bir yapılmakta olan köy sayımı, bizde 1927 ve 1948 senelerinde birer defa alelusul yapılmıştı. Bu sene, sayımı daha modern esaslara göre yapmak tasavvurundayız. Bu sayım 1950 dünya ziraat sayımının memleketimizde nasıl yapılması gerektiğini göstermek bakunından ehemmiyetlidir. Sayım bakımmdan memleketi 19 bölgeye ayırdık. Her bölgede 46 vilâyet bulunmaktadır. Bölgelerin yedisinde bugünden itibaren kurslar faaliyete geçirilmiştir. Diğer bölgelerde çalışmalara önümüzdeki hafta içinde başlanmış olacaktır. İstatistik Genel Müdürlüğü, içinde takriben 150 sual bulunan listeler hazırlamıştır. Bu listeler 35 bin muhtarlığa verilecektir. Kurs gören ilçe ziraat muallimleri bun ları 2025 gün içinde cevablandrnlmak şartile muhtarlıklara göndereceklerdir. Keticeyi bu listelerden çıkaracağız. Böylece köylerimizin umumî vaziyeti daha iyi anlaşümış olacaktır.» Yapur isimlerinde değişiklik Ulaştırma Bakanhğınca görülan lüzum üzerine Denizyolları İdaresinin İtalyadaki Ansaldo tezgâhlannda inşa ettirmekte cîduğu yclJi gemilerinden büyük tipte olan ikisine «Izmir> ve <İskenderun», küHava Savunma Genel çük tipte olanlara da «Bandırrna» Komutanhgı ve «Tekirdağ» isimleri konulrnuçr Ankara 12 (Telefonla) Kor tur. ŞimdiM <İzmir> vapurunun i*general Sırrı Seyret, Hava Savun mi «Mersin> e, «Mersin» vapuruma Genel Komutanlığpıa tajin e nun ismi 'de <Ayvalık> a çevrilmisdilmiştir.