26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
12 Ağrusios 1349 €C İMHURİXET İslâm Milletleri toctisadl Konferansı D stiklâÜne kavuşrdasjnm ikinci j l yıldönümünü bu ydın ortasında kutlamak üzere olan Pakistan, gelecek kasımda islâm milleüerinin miimessUlerinden müteşekkil bir iktisadi konferansm Keraci'de toplanmasına önayak olmuş ve bu teşebbüsü memnumukla karşılanmış buhınuyor. Verilen malumata göre irtimaa «ağırılan devletlerm hepsi daveti kabul etmis ve konferansm toplanarak bu milletler arasındaki iktisadî baglantıları kuvvetlendirecek tedbirler almasına bir mani kaimamrştır. Memleketimiz başta ohnak üzere Efganistan, İran, Mısjr, Irak, Ürdün ve Suriye konferansa iştirak edecek ve bu memleketferin mumessilleri konferansa iştirak ettikten başka bu sırada Keraci'de açılacak olan milletler arası sanayi sergisini de temaşa etmek imkânını elde edeceklerdir. Keraci'de. toplanacak olan iktisadi konferansm hedcfi Ortaş/ırkın islâm milletleri arasındaki bağlantüarı kuvvettendirmek ve bu memleketlerde halkın yaşayış seviyesini yükseltmek için Birleşmiş Milletlerfaj rktisadi oıgartları tarafuıdan vanılan tavsiyeler dairesinde bu tna&sadı gerçekleştirecek tedbirler almaktır. Ortaşark memlekelterinde halkın geviyesini yükseltecek tedbirler almak. süphe yok ki Ortaşarkın e» mühim ihtiyaclarmdan birini karşılayacak bir harekettir. Bu hareket bakımıqdan mcmlekctimizin diğer Ortaşark milletlerinden daha çok ileri olduğu inkâr olunamaz .Fakat halkın yaşayış seviyesini yükseltmeyi hedef sayan her teşebbüs bizim tarafunızdan ancak dçsteklenmekle karşılanabilir. Ortaşarkın diğer men£eketlerinde ise durum bu merkezde değildir. Times gazetesi geçenlerde bu hahse tahsLs ettiği bir yazıda şoyle diyordu: «Umuıniyctle bu mcmleketlerde halk kütleleri çok fakudir. Sebebi, istihsal seviyesinin düşük olması ve servefm çok az cllerde birikmesidic. Bu fakirlik Ortaşark memlekctlerinden çoğunun istikrarı namına bir tehlike teşkil etmektedir. Çünkü huzursuzluk doğurmakta ve komüıüstlik propaganda«na revaç sağlamaktadır.» Timesin bu mülâhazaları doğru dur ve bizim Ortaşarktaki bütün seyahatlerimizin verdiği intıba aynı merkezdedir. Onun için Ortaşark milleüerinin istikrarsızhktan ve daha başka tehlikclerden korunması, waati modern hale getirmeğe. sanayi tekniğihdcn faydalanmağa. içtimai hizmctleri genjşleterek mıllî kaynaklan herkesin ihtiyacına amade tutmağa bağlıdır. Bunun kısası, garblılaşma lüzumunu takdir ederek ona göre çalısmak. hürriyet ve isoklâlini kBruyarak muasırlaşmağa en büyük değeri vermektir. Bizim ruttuğumuz bu yolu vaktile bir çoklan yadırgamışlar ve aleyhimizdc bir sürü propagaııdalar yapmı?lardı. Bugün çok şükür bu faakikat daha çok geniş ölçüdc an laşılmış ve bir çok taraftar ka/annııştu. Bilhassa komşumuz Suriyenin Inı yolda cn ciddi adımları atmağa karar vcrmiş olması. s>on derece hayırb bLr alâmet teşkil etmektediı. Suriyenin tuttuğu yoL muhakkak diğer Arab memlekctleri tarafından tutulacak ve bu sayede yenileşmc ve garblılaşma ce reyaııı bütiin Arab ve islâm âlemini kaplıyacaktır. Pakistan bu yolda yürüyen ve lıu .volda yürümcnin din ve kiıltür bakımından hiç bir fcdakârlığa katlanmayı gereklendirmediğini anlayan bir islâm devieti olduğu için. onun Ortaşark mcmleketlevindc ha kın yaşayış seviyesini yükscltmey gözetmek esasına dayanan bir iktisadi konferans lopiamağa önayak olması, Türkiycnin başardığı teceddüd harckeîüıc ve Kcmalist inkılâba en şümullü öııemi vermeğe de vardım edcccktir. Amerikadan yeni uzmanlar geliyor vib edilmiştir. Bu müracaatler, teknik yardım konusunda ilk tasvib edinlenlerdir ve yakın bir tarihte başka müracaatierin de tasvib o, unacağı uanulmaktadır. Tasvib edilen bu teknik yardımdan faydaanacak Türk programları şunlardır: 1 Maliye: Türk hükumeünin alebi üzerine Şikago Üniversitesi ktisad profesörü ve Birleşik Amerika maliyesi miişavirlerinden Mr. Blough"un Türkiyeye gelmesi ve Türk nıaliyesini incelemesi sağlanmashr. Profesör Blough, evvelce Eirleşik Ameıika Dış İşleri ve Maiye Bakanlıkları için bu gibi inceemelerde bulunmuştur. 2 İstatistik: Türkiye istatistik umum müdürlüğü tarafından yapılan ve muhtelif istatistik sahalarında yetişmek üzere on Türk isatistikçisinin Amerikaya staja gön derilmesini derpiş eden müracaat abul olunmuştur. Bundan başka iş, imalât, mahsul, Kayvan konularile ilgili Amerikan istatistik mütehasiısiarının Türkiyeye gönderilmesi de tasvib oluntnuştui". Bu mütehassıslardan ilkinin iki, üç haftaya kadar geleceği umuluyor. 3 Tuz istihsali: Türkiyenin Tekel İdaresinin Türkiyeye bir Amerikan tıy; mütehassısırun görıdelmg^ hakkmdaki talebi de kabul edilnıi;tir. Amerikan Morris ve Vaıı Wormer firmasının Türkiyeye bir mümessil göndermesi temin edıj mek üzeı~edir. İktisadi İşbirliği İdaresinin Türkiyedeki hususi heyet baskan müavini Mc Yunkins'in ayrıca belirttiğine göre, Türkiyedeki heyet. teknik yardım hususunda vâki olan *air bazı Türk taleblerinin de en kısa bir zamsnda tasvibine çahşmaktadır. Alntanyaya ihracatımız artacak Prankfurt. 11 <a.a. United Press)^Türkiyenin Frankfurt Başkonsolosu, Türkiye ile Almanya arasmda imzalanan yeni ticaret anlaşması hakkında şu sözieri söylemiştir: sYeni anlaşma, evvelkilerden daha az geniş oimakia beraber. Almanya ile ticaret münasebetlerinin normalleşmesi için önemli bir adımın atüması demektir. Anlaşma, iki memleket arasındaki ticaret münasebetleri için yeni ve realist bir temel teşkil etmektedir. Anlaşma ile Türkiyexin önetnli bazı mahsullerînin ihracatı artacaktır. Filhakika pamuk, yağlı hububat ve kuru yemiş mahsullerinin Almanyaya ihracı anlaşma ile pek ziyade artmaktadır. Anlaşmanın Türkiye için fevkalâde önemi vardır, zira Türkiye esas itibarile bir tarım memleketidir.» Dağ başında, derede. 1 İzmirdeki Demokrat Parti mitinginde 60 bin kişi bulunmuş. O Esas Teşkilât Kanunumuza göre takriben 20 bin kişiye bir mittetvekili duşiiyor. O Izmir'in 16 meb'usundan hiçbiri Demokrat •parti namzedi değildir. A Peki, bu €0 bin Demokratın şimdi Mecliste bulunması, usulen, icab eden mv.mesşilleri nerede? C Ama, usul nerede? D. N. Türkiyeyî tanımağa gelen Âmerikalılar Fakat onlarla kimse alâkadar olntadı, kendi kendilerine gezdiler ve bııgun, geldikleri gibi gidiyorlar Dün Yeşilköye, şimdiye kadar gördüklerimizden daha büyük bir yolcu tayyaresi indi. Bir çok kimsenin, bu uçağın geleceğinden haberi yoktu. Kapılar açüdı; merdivenler konuldu ve arkası gelmiyen bir kalabalık inmeğe ba|ladı. Mayolu erkekler, şortlu kadınlar, siyahî insanlar, sarışuı, esmer, kumral bir yığın insan... Meydan halkı, şaşırmışü. Herkes, bu acayib kılıklı insanlan görmek için gümrüğe kadar sokuldu. Bunun, Amerikadaki çeşidli cemiyetlerden birinin tertiblediği bir seyahat olduğunu tahmin ettim. Biraz sonra kafile başkanlarını buldum. Kendisinden öğrendim ki, «Youth Argosy» adlı bir cemiyet, herkesin iştirak edeceği bir dünya turu tertib etmiş. Kendisi ve karısı da bu cemiyetin hem kurucusu, hem de idarecisiymişler. Bu seyahatin gayesi Mr. ve Mrs. Monroe Smith, seyahatin ve cemiyetin gayesini şöyle anlattılar: « Gayemiz, dünya gencliğini, inanc ve renk farkı gözetmeden birbirine yaklaştırmaktır. Menfaat beklemiyen teşkilâtımız, genclere rahat ve em.iiyet verici ucuz seyahat imkânlan temin etmek ve bu suretle dünya gencliği arasında arkadaşlık hisl?rini kuvvetlendirerek bu arada onlara dünyayı daha iyi tanıtmak ve sevdirmek maksadlarıroız arasında zikredilebilir.» Dünkü TransOcean Havayollannm uçağile, S2 Amerikalı, bir Pakistanlı, iki İranlı talebe ile bir Norveçli hastabakıa geldi. Araerikalılar arasında iki de zenci vardır. Grupun azasuıın 19 u erkek, 17 si kadmdır. Yaşlan 17 ilâ 30 arasın' dadır. Netice itibarile enteresan bir kafile. «Argonaul» '.ar kafileye dahil olanlara verilen isim 10 temmuzda Amerikadan ayrümışlar. Sırasile TokyojTj, HongKong'u, Siam"ı, Kalküta'yı, Yeni Delhi'yi, Karaşi'yi, Tahranı, Bagdadı. Kahireyi, Kıbrıs» ve Lidoyı ziyaret ettikten sonra İstanbula gelmişlerdir. Programlannda istanbul yokmuş İstanbul programlarında yokmuş, akıllarına gelmiş ve burada da durak yapmağa karar vermişler. Buradan da, Yunanistana, İtalyaya, Isviçreye, Abnanyaya, Danimarkaya Fransaya, İrlardaya gidecekler ve 22 ağustosta Amerikada olacaklar. Genc seyyahların arüattıklan TTçakta yemeklerini kendileri yapan bir çok yerlerds bavulları üzerine yatarak geceyi geçiren misafirlerimizle görüşüyoruz. 25 yaşındaki Madeleine Sherman şöyls dedi: « Amerikalı, artık dünya hâdisekrile alâkadar olmağa başlamıştır. Bizden nekadar uzak olursa olsun, bir yabancı bizim hayatımız üzerine tesir etmekteiür. Uzak va Yakrnşarkta, Garbî Avrupada hâdiselerle alâkadar olan herkesi tatıımak istiyoruz. Hindli, Mısırlı, Türk ve Yunar.lıyla dans etmek, şarkı söylemek istiyorum.> Norveçli hastabakıcı ise şunları söyledi: c Dünya vatandaşlanmla tanışacağım. Suallerime cevablar alacağım ve böylece daha iyi bir talebe olacağım. Bu ise, benirn daha iyi bir dünya vatandaşı olmama yardım edecektir.» Shirley Foster Fields adlı bir Amerikan kızıyla karşı karşıyayız. Kendisi, alelusul bizi hiç tanımıyor. O da gazeteci olduğu için konuşmadı. mütemadiyen sordu. Yani o gazeteci oldu, biz de Türkiyeyi tanıyan seyyah. Bu arada Nehru ile, İran Şahile olan görüşmelerini anlatabildi. Kafile, bu sabah erkenden gidecektir. Bu cümleye bir de <geldiği gibi» kelimelerini eklemek îsterim. Yani Türkiyeyi, pek az tanıyarak gidiyorlar. Zira onlara burada kimse yol göstermedi. Bir de «dünya bizi tammıyor!» diye şikâyet ederiz. Fethi Pirinççioğlu Bizde tahkikat i imseye sitem için söylemiyorum Bizde tahkikat bir türlü karara varamıyan acemi musikisinaşlann «taksim» yapmalarına benziyor. Bu tahkikat kelimesine şimdi «inceleme, mi diyorlar, «soruşturma» nu iyi bilmiyorum. Bana sorsalar «tahkikat» olarak bırakırım. (Bunun manasını ifade edecek «tek kelimemiz» yok. Uydurma sözler de asıllannın yanmda çok âciz ve cılız kalıyor. Malum ya! Mesele harfieri yanyana getirip kelime icad etmek değil, fikirlerimizi tam şekilde anlatacak sözü bulmaktır. Bu maksad hasıl olmadıkça bulunan veya uydurulan kelimeler sadece bizi yani Türk milletini düşündüğünü ve istediğini anlatarmyacak hale getirir. Onun için bir kısım yersiz ve manasız «öz türkçe» gayretlerinin neücesi zararlı oluyor. Devam ederse konuşup anlaşamıyacağız.) Çünkü tahkikat, bir hâdisenin hakikatini arayıp bulmak manasına kuUanılan bir kelimedir. Aslırun arabca olduğuna bakmayın. Kelime arabcada cerni şeklinde iken türkçede müfred olarak kullanılır va ancak adlî veya idarî bir hâdisenin mahiyetini anlamak için resmî salâhiyet sahibi olanlann yaptıklan işe «tahkikat» derler. Bir ilmi bahis hakkında meselâ «İstanbul Üniversitesinde atom enerjisi hususunda tahkikat başlamışru". diyemejiz. Galiba sözü uzatüm; ama strası gelince, bu türkçeleşmiş kelimeleri müdafaa etmek lüzumunu duyuyoruz; çünkü sayılan ve insaflan az bir kısım Türkler var ki hir kakofoni mecmuası ve bir iptidaî dil halüıe gelmesi pahasına da olsa türkçeyi uydurma ve turedi kelimelerle doldurmayı hüner, hamiyet ve inkdâbcıhk icabı sayıyorlar. Güzel dilimizi bunlann eline bırakrrsak ne hale geleceğini Allah razı olsun Nurullah Ata arkadaşımız «Ulus» ta yazdığı kuşdili nümunelerile gösteriyor. Dedikten sonra gelelim tahkikata: Bizde tahkikat, hele son zaman» larda bir türlü neücesi almmıyan bir iş oldu. Size nümunelerini gösterebilirim. Sütlücedeki cepane fabrikası yangını hakkındaki tahkikat ne oldu? Ehli hibre raporunda n« dendi? Suçlu veya taksiratlı kimse var mı? Tedbirsizlik görüldü mü?, tzin kimden alınmış? Bunlan efkâıı umumiyeye bildiren olmadı. «Çorum» yanguu hakkmda bilir kişi raporunun üç gün içinde alınacağı söylendi. Arkadan tahkikatın genişletilmesi lüzumundan bahsolundu. Derken etrafta bir sükut! Geldi geçti. Hâlâ o mekrub. Bu da bitmedi veya... Nikaragua'da üç gemicimizin öldürülmesi, beş tanesinin yaralanmasile neticelenen hâdise hakkında hükumet hemen harekete geçti» Meksika sefirimizi vak'a yerine gönderdi. Tahkikat, tetkikat Ne oldu? Bize 20 bin dolar verUecekmiş diye sevinir gibi olduk. Sanki daVamız kan bedeli almakmış gibi. Sefirin raporu, Denizyollaruun raporu, hâdisenin içyüzü anlaşılamadı. Hâlâ ağızdan hikâyeler dinliyoruz. Baştarafi 1 inci sahifede Büyük bir önem atfedilen bu müracatler arasırtda Türkiye Ziraat, Ulaştırma ve Bayındırlık Bakanbkları tarafından yapılanlar da vardır. Mister Yunkins'in kanaatine göre, Avrupa İşbirliği Teşkilâtınuı Paris ve Washington Bürosunda yapılmakta olan müzakerelor colayısile bu müracaatlerden birkaçının pek yakın bir tarihte kabulü muhtemeldir. "Marshal Yardımına en fazla lâyık olan memleket Türkiyedir» Amerikanın 25 kadar gazetesine sahib olan Herst sendikasırun Avrupa muhaıriri John Sırıgo, dün Atinadan şehrimize gelmiştir. Muharrir. kendisile görüşen bir arkadaşımıza. Türkiyeye bir kaç defa geldiğini. bu sefer de bir kaç gün kalacağını. gazetesine Türkiyeye dair makaleler yazmak için raaluanat toplayacağını söylemiş ve sözlerine şöyle devam etmiştir: • Marshall yardımma en fazla' lâyık olan memleket TürkiyedirBu seneki tahsisattan bir keîinü yapılırsa haksızlık olur .Fakat kesinti yapıldığı takdirde, kabahati, .yalnız iktisadî işbirliği idaresinde değil, ayru zamanda Türkiye ve Yunanistanda da bulmak lâzımdrr. Zira, iki memleket de kendilerini Amerikaya tanıtma bskımından hiç bir propaganda yapmış değillerdir. Türkiye, Amerikaya, kendi mühim rolünü anlatamamıştır. Hakikatte yardımın kesilmesi dejil. fazlalaşünlması lâzjmdır. Amerika, Türkiye gibi bir müttefiki olduğu için memnun olmalıdır. Bizim gazeteler bu yolda neşriyat yapmaktadırYalnız bu kâfi değildir. Sizin de bu bakımdan yardrmmız lâzundır. Kendinizi tanıtmağa, propaganda yapmağa ehemmiyet vermelisiniz.> Avrupa Konseyi Baştarajı 1 inci sahifede Avrupanın birliği şimdij'e kadar faşizm, nazizm, komünizm gibi ideolojiler tarafuıdan baltalanmıştır.>> İnsan hakları Miste Churchill ile diğer bazı ö.elegeler. insan haklarının müzakere edilmesini teroin için assambleye bir karar sureti sunmuslardır. Bu rrevzu dış işleri bakanları tarafrndan gündeme konuhnamıştır. Bu karar sureti, Türk delegeieri Kasım Gülek ve Balta tarafından imzalanrruştır. Dı.ş İşleri Bakanımızın tcnıasları Strasbourg, ]1 (a.a. Afp.l Türkiye Dış İşleri Bakanı Necmeddin Sadak, bugün ezcümle YunanUtan Dış İşleri Bakanı Constan tin Tsaldaris'le buluşmuş ve iki memleketin dış siyasetlerini ilgi'endiren meseleler üzerinde uzutı görüşrnelerde bulunmuştur. Bakanın hareket tarihi henüz tesbit edilmemiş olmakla berater, Bskanlar Komitesinin son toplantısmdan sonra buradan ayrılacaktır. Necm'eddin Sadak. doğrudan doğruya Türkiyeye dönTniyecektir. Fransada bir müddet istirahat edecek. bu arada belki de Viehy'ye gidecektii'. Sana senden gelir... Başmakaleden devam Ceyhanda diinkii kanlı vak'a Baştarcrjı 1 tnci sahifede yetle rnuhacir olan köylüleri sevindirmiş, yalnız Abdürrezzak adlı bir köy ağasını müteessir etmiştir. Zira bu ağa, senelerdenberi bu araziyi işletmektedir. Bugün bu arazi üzerinde bir keşif yapılması kararlaşıırılnuş oiduğundan, köylüler keşfin neticesini anlamak meıakile orada toplanmışlardır. Köy ağası da, biraz sonra, yanında iki jandarma olduğu halde bir Ciple tarlaya gitmiştir. Esasen arazinin tevzi emri dolayLsile sinirli bulunan Abdürrez2&k, Cipden iner inmez köylülerden Niyazi ile Hasanı tokatlamıştır.. Bunun üzerine Niyazinin oğlu Niyazi, babasuıa tokat atılmasma kızmıç, mukabelede bulunmak istemiştir. Abdürrezzak Ağa ve taraftarları, bu gence hücum etmi?lerdiı. Canını kurıaımak istiyen Niyazi, bir arabaya atlıyarak. oradan süratle uzak laşmaya başlamış, fakat Açs :1e taraftarları, onu, Cip ve kamyonla t&kibe koyulmuşlardır. Bu arada jandarmalar da Ağanm tarafını tutmuşlardır. Neticede. Niyazinin aıkasından kurşun yağmuru başlamıştu\ Bu mermiler, tnuhacir Hasanla Mustafanın yaralanmasına ve hâdise ile hiçbir alâkası bulunmıyan Kürd M jstafanın ölünnüne sebebiyet vermiştir. Yarahlar, şehrimiz Memleket Hastanesine getirilmişlerdir. Ka tiller ve Ağa taraftarı jandaımalar hakkında tahkikata başlanmıştır. Çoban YURDCU İzmir mitinginin yapıldığı yer Baştarajı 1 inci sahiiede Parti genel idare kurulu, bu akşam Izmir D. P. il binasmda toplantılarına devam etmiş ve bu suretle İzmir toplantılavı bitmiştir. İcab eder se Çeşmede yeni toplantılar yapılacakür. Refik Koraltan ve Samed Ağaoğkı. yann trenle Ankaraya döneceklerdir. Celâl Bayar, yann Ihsan Şerîf Özgen. Kemal Özçoban Mehmed Aldemir. Sadık Koyuncu, Dr. Ekrem Hayri Üstündağ ile zelzele bölgesine giâecek, Karaburun halkına, D. P. adına geçmiş olsun diyecektir. Mü'.eakıben aynı maksadla Çeşme ve Karaburun köyleri de gczilecektir. Mareşalin sıhhî durumundaki salâh devam ediyor Mareşal Fevzi Çakmakın sıhhi vaziyeti hakkında dün saat 21 de Teşvikiye Sağlık evinden alınan malumata göre umumî durumdaki salâh devam etmektedir. Teşvikiye Sağhk evinden Mareşal Çakmak'm sağlık durumu hakkında dün sabah alınan rapor §udur: «Geceyi çok sakin geçirdi. Ateş ve nabız normal seyrini takib ediyor. Gıda almaya başladı. Umumi halinde görülen salâh devam ediyor. •> Ankarada 128 fakir yavıu sünnet ettirildi Ankara 11 (Telefonla) D. P. Ankara Samanpazarı 3 numaralı bucağuıın teşebbüsile bu eece İnci gazinosunda bir sünnet düğünü tertertio olunmuştur. 128 yavru sünnet ediimişlerdir. Türk Ocağından D.P. ye cevab Türk Ocağı Bajkanı Hanidullah Suphi Tanrıöver, D> P. İstanbul il idare kuruluııun, Ocağın teşekkülü dolayısile yazdığı tebrik telgrafına cevab vermiştir. Tanrıöver. cevabının sonunda şöyle demektedir: «Tebrikinize mesai arkadaşlarımla beraber mu'iabbetle te§ekkür ederim. /Türk milletinin hakimiyeti yolunda zümve zümre. cemiyet cemiyet feıd ferd deruhde edilen vazifelerin tam bir muvaffakıyete ermesi için kalbimiz en samimî temennilerle doludur.» in dolara çıkacağı bildirilmektedir.. Bu suretle Türkiyeye 1949 sencsi haziranı sonuna kadar vapılan askeri yardım. yuvarlak rakam 126 buçuk milyon doardır. Bu müddet zaı tında î unanistana yapılan yardım "ıakkmda Mr. Truman rapoıiındaki iafsilât, bizc bildiriunemi^se de, 1948 yılı onuna kadar Yunanistana gönderilmiş olan askerî yardım raalzeme inin 230 buçuk milyon dolar ve apJmasıns raüsaadc cdilenls ucraber 280 milyon dolar tuttuğumı biiyoruz. Daha evvelki yazıîavımızda belirttiğimiz gibi, 1948 sonuna kadar Türkiyeye gönderilen yardım malzenıesi ise 73 milyonu bile !)Uamamıs ve müsaade edilenle beraber 96 milyon 870 bin dolar rutmustur. Bu rakamlar arasındaki nisbete bakarak 194950 devresi için Türkiye ve Yunanistana aynlan son 11 milyon küsur doların taksiaıinde de gcne Yunanistana a^rılacak hissenin bizimkindcn mühim miktarda fazla olncağinı kahul ctrack lâzımdır. Ortadaki hakikat şudur; Tüıkiıeye Marshall planından yap;lan yapılacak iktisadi yardın> dcvede kulak kabilinden olduğu R:H, askerî yardımın taksiminde de Yunanistan Türkiyeye tercih adılmektcdir. Sebebleri her ne olursa olsun, bu, böyledir. MarshU planından Türkiyeye apüan ve yapılacak iktisadi yardı mın »thğı karşısmda, iktisadî kalkınmanıızı hep bu yardıma baglamakla hata ettiğimiz anlaşılıyor. Bu aziyct karsısında, herşeyden öııce kendi kendinıizc ve kendi kaynakarımıza güvcrunek icab ediyoı. Bu bahisle. merhum Namık Kemalin u beytiniıı ne kadar doğru bir hakikati ifade ettiğini tekrar öğrenmiş luyoruz: iana senden şelir bir işte ancak dâd lâzımsa. Ümidin kcs zaferden, gayndan imdad lâzımsa' İranın Rusyaya nolası kalar yaratüğıru gördüm ve şaştım. Oradan tekrar İsviçreye dönerek CanX'da toplanan ve bilhassa tiyatro yolu ile manevî kalkınma hareketinin mahiyetini yakından incelemek istedim. İsviçreden Fransaya geçtim. Pariste görülmesi lâzım gelen yeni piyesleri gördüm. Nihayet Romada açık hava operasmın faaliyetini inceledikten sonra memlekete döndüm. ^arırı Ankaraya gideoeğim.» Muhsin Ertuğrul, Ankarada, Devlet Tiyatrosunun son çıkan kanuna ABİDİN DAVTR göre teşkilâtlanması işile meşgul olacak ve önümüzdeki tiyatro mevsimi için icab eden hazrrlıklara baş layacaktır. Baştaraiı 1 inci sahifede Muhsin Ertuğrul Avrupadan döndü Bulgaristanda «Nazım Hikmet» adlı bir cemiyet kuruldu Yunan kuvvetlerinin Arnavudluğa girdiMleri haberi yalanlanıyor Atina 11 (a.a.) Genel Kurmay Başkanlığı Yunan kuvvetlerinin Arnavudluk arazisine giı Bu hayuIı teşebbüsü tebrik eder diği yolunda yabancı kaynaklarve muvaffakiyct temenni ederiz. dan Terilen haberleri kat'i olaÖnıer Rıza DOĞKUL rak yalanlamaktadır. Ankara 11 (a.a.) Devlet Bakanlığından aldığunız malumata göre Marshall yardımından ilk parti olarak 8000 ton buğdayın Türkiyeye gönderilmesi takarrür etmiştir. Bu iş için memleketten döviz çıkmıyacaktır. doğru inerken mağarada kimleri bulacağımızı tahmin ediyordunuz? Kendimi methetmiyeyim amaı orada herkesten ziyade Sammy'ye rasgeleceğimize ihtimal veriyordum. Ben ise, ne yalan söyliyeyim, cani ile karşılaşacağımız ümidindeydim. Arabayı o şekilde devirip genc kızın da ha öldü, ha ölecek bir vaziyette bulunduğuna kanaat getirdikten sonra hiç buralarda kalır mı o, Her halde tayyareye atlayıp ya Airikayı, yahud da Amerikayı boylamıştır. Bu, kızak yolundan daha kaypak patikadan inip çıkmayı göze almak için insan ya deli, yahud âşık olmaB! Acaba siz deliı ben âşık mıydrm? Belki de yüzünü görmeden âşık. Şunu bunu bilmem. Eğer kızcağız, aklı başma geldiği zaman, kendisi için gerek sizin, gerekse Sammy ile benim yaptiğımız fedakârlıkları takdir etmiyecek olursa doğrusu üzülürüm. Ama ,zabıta memurları .ipin ucunu biz ele geçirdik, Mis Deane'ı biz bulduk!> diye övüneceklerdir, görürsün! Fakat, aldırma. Bizden geçti yokaa. dcli olacağıma â^ık olmayı tercih ederdimArkada.şının bu romantik düşünceleri Roger'yi de coşturdu: Evet, dedi, aşıklık her halde çok hoş bir şey olsa gerek. Ne yazık ki şimdiye kadar hiç başımdan Zannetmem ki bu sefer 8 bîn ton buğday gelîyor Edirne 11 (Telefonla) Yurda gelen son Türk göçmenlerinden öğrendiğime göre. Şumnuda evvelden mevcud olduğu bilinan Nüvvab medresesi talebele'ri, komünist genc lik teşkilâünın gösterdiği lürum iizeıine «Nazım Hikmet» adı altında bir cemiyet Kurmuşlardır. Bu deıGenel Kurmay Başkanı nek azaları. Türk halkı arasında propaganda yapmak üzere parti taÇankırıda rafından Samoil Silistre demiryoÇankırı 11 (a.a.) Genel Kur lu inşaat mahalline sevkolunmuşmay Başkanı Orgeneral Abdüriardır. Ba$tarajı 1 inci sahifede dundaki karakol polisinin daveti üzerine hududu geçen İranlı bir subayla iki erin tevkif ediimesi hakkmda sert bir protesto notası vermiştir. Bir hükumet sözcüsünün verdiği habere göre, Rus makam'.arı, İran hükumetine 3 hafa evvel tevkif edilen Rus subaylarının iade edildiği takdirde bu subayla, erlerin ade edileceğini bildirmişlerdir. Bir kamyon devrildi Nevşehir 11 faa.) İlçenin be? kilometre batısmda Kadıderesi mev kiinde şoför Mehmed Alinin idaresindeki 154 numaralı kamyon frenlerinin t^ıtmaması yüzünden devrilmiş, yolculardan biri ağır ve üçü hafif olmak üzere dört kişi yaralanmıştır. Sammy senin böyle bir tecrübeye girişmeğe müsaade etsin. Doğrusunu istersen, bu iri yarı deiikanlı vaktinde yetişip de kendisini aşağıya indirmemiş olsaydı Mis Deane şimdi donarak kıkırdamış gitmiş olacaktı. Yahud da bir kuvvetli rüzgâr çıkacak. arabayı savurup denize fırlatacaktı. Katilin hei' işi hesabh yaptığını ve arabayı orada mahsus sallanır vaziyette bıraktığını sanıyor musunuz? Bunun tam doğrusunu bize ancak genc kız anlatacak. Caninin.her halde hâdiseyi alelâde bir kaza süsü vermek istediği muhakkak. Yalnız düşünemediği bir nokta var. O da kurbanmın henüz can vermeden ele geçmesi ihtimali. İnsanlar elliyi aşLnca hayatlarını daha az bir istekle tehlikeye koyabiliyorlar. O. Tobogan lardan daha kaypak patikadan inip çıkmayı herkes göze alabilir mi? E. peki, siz nasıl böyle bir teşebbüse göz göre göre giriştiniz0 Ben inmekte tereddüd etseydim. belki sizin de cc.=aretiniz kırılacaktı. O zaman da. şu sıralayacağım başlıklı yazılaıı kim yazacaktı? ıCinayeün akabinde kacırılan kız», *Acıklı bü intizari, «Kayalıklaıın dondurucu tepslerinde», «Mucize kabilinden bir kurtuluş». «Mağarada bulu*an cesed», töldü ılunan genc kız yaşıyor!», zajeri.. Roger Crook itGördün mü bak, gazeteci rahman .Nafiî Gürman, Genel Kurmay İkinci Başkaru Orgeneral Muzaffer Tuğsavul ve Genel Kurmay Eğitim Yarbaşkanı Tüm general Rüştü Erdelhun, bugün şehrimize gelmişler ve Piyade Okulunda teftişlerde bulunmuşlardır. Generaller Valiyi makammda ziyaret etmişlerdir. «CL'MHLRü'ET» in tefrikası: 6 3 Yazan: anthony Gilbert Müfettiş, şahid olduğu vak'an'jı gerçek mi, rüya mı olduğunu bir türlü kcstirip atarmyor ,fakat genc kızın pek yakmda ayılacağını ümid ediyordu. Crook hâdisenin gitgide enteresan şekle girdiğini düşünüjor ve içmden: Allalı vere de, diyordu, iki deiikanlı doktor gelmeden birbirlerile kapışmasalar. Eoger. demnıki kndar üsümetnekle beraber dönerken ârabada da pardesüsüz. kalacak olursa halinin neye varacsğmı tasavvur etmeğe çalışıyordu. Crook onun endişesini alrundan ckumuş gibi: « Korkma, dedi, ber.im otomobil küçüktür ama, takım t^JUavatı ta«ıamdır. Oyle güzel bir yün örtüm var ki yukarı çıkar çıkrnaz seni hemen onunla saracağun. Bütiin bu konuşaıalar, tajrU^maîar esnüinia Ncra DeanE bÂe kıpırdîmarruş. tek bir hayat eseri go£t€rm€misti. Yalniî, muntazam alıp verdiği r.üfesi on;ın henüz öl»nemiş oldugunun yegâne delili ıdi. Muayjnin biraz e\vel tahmin et>nif olduğu üzere ay bulutlardan Turkçesi: A. Hidayet Keel sıyrılrruş ve parlak bir mehtahın tatlı ışıklan her tarafta akisler yap maya başlamıştı. Yukarı çıkış pek kolay olmadı ise de Crook'un tasavvur ettiği derecede de müşkülâtla karîilaşılmadı. Roger, önde gidiyor, muavin. muhafızlılı vazifesi yapıyordu. Ayağı süıçüp de kayan olursa, guya hükumet kuvveti onu ıBüyücüler çukuru • na düşmekten ahkoyabilccckmiş gibi tavııiar takınıyordu. Kayalıkların en üst kısmıns. kadar, çok şükür. k.azasız telâsız çıktılar. Müfettiş, orada kendisile beraber gelmiş polisleri aradı. Bulamaymca da vaziyetten emniyet müdürlüğünü haBerdar etmek üzere dönüp gittiklerine hükmetti. Takım takım arabalara yerleştiler. Crook, Roger'ye sordu: Nasıl, buralara bir daha gcl:nek ister misiniz? Genc gazeteci güldü: Aınaa. dedi, AU&h sakla^ın. ne böyle bir vak'a olsun, ne de buraya hir daha gelmek zorunda kalalıra. Inmesi bir fcgjâ.. çıkması başl« bir belâ. Dünyan^ı erı uğjj^uz jteri galıba!. Siz onu b t a k m da, aşağıya likten biraz ben de anhyormuşum. Başlığı. başlık altını, orta başlıkları, hepsüıi düzenledim gitü. Sana bir yazının yazması kaldı. Bir de katilin kim olduğunu bulmak ve onu yakalamak. : Evlâdım, bu meseleye evveltemas etmiştik zannederim. Galiba onu birdenbire meydana çıkarıp bütün âleme bir sürpriz yapraak istiyorsun!fe. Hayır. hiç de böyle bir niyetim yok. Katili bulmak zabıta kuvvetlerinin vazifesidir. Ama, siz onun kim olduğunu biliyorsunuz. değil mi? Her halde. Yalnız şunu söyleyim ki sizden kat'iyyen şüphelenmiyorum. Peki. nerede sakh olduğunu da biliyor musunuz? Rica ederim, bu küçücük sırrı da kendim için saklamama müsaads buyurunuz Ah. o hain herifin bir an evvel ipe eekildiğini görmek istiyorum Biıaz sabırh olmamz lâzım. Ha.. Şimdiye kadar bunu niye diişünmedim bilmem. Gazetem için bana bir mülâkat verir misiniz? Benim size ayrıca mülâkat vermeme ne lüzum var. Ağzımdan iitediğini yazabüirsin. Yooo. Bazı hususî fîkirlerinizi öğrenmek ieüı size bunlara aid sualler sormam gerek! Meselâ, Sammy'nin mağaraya bizden «vvel gitmiş olduğunu biliyor muydunuz? Tabiî biliyordum. Fakai, bir Veliefendi çayın hâdisesi... Tahkikat. tetkikat berdevam. Gazeteleı: her gün birer «nebze» malumat veriyor. Arkasından yanşları tertib Baştarafi 1 inci sahifede eden at sahibleri cerciyeti sahife rar gören köy adedi de 160 olmasahife cevablar yazıp işi çapuleuyıp, 68 dir. luktan ibaret olarak gösteriyor. Ne2 Ruraklıktan zarar görmüş tice? Bilmiyoruz. Çünkü bizde taholan yukarıda miktarı yazüı köykikat, dediğim gibi acemi musikilerde Ziraat teşkilâtı tarafından 6Ür' şinasın «taksim, yapmasına benziyor. Bir türlü karara varamıyonız. atle ve esaslı bir şekilde inceletneYahud varıyoruz da umumî efkâra ler yapılmış ve çiftçilerimizin ihtiarzedemiyonız. Bunun ikisi de ıayaclannın tamamen temini huîusu rarhdır. Bir işin hakikati. bir hâdineticelendirilerek, ekim mevsirrdnsenin mahiyeti sıcağı sıcağına yapıden evvel tohumluk tahsisi, yazınılacak incelemelerle meydana çıkar. zın neşrinden evvel Tarım BakanMemleketimizde bugünkü Vak'a tarihinden ne kadar uzağa lığına arzedilmiştir. mücadele durumu gidersek. hakikat kendini o kadar 3 Tahsisi müteakıb derhal tevHalen mevcud olan herşey iyidir. kolay gizler. Binaenaleyh ne yapıp zdata başlanacaktır. Hastaneler en modern şartlar al yapıp tahkikatları ilk anlarda bitir4 Bu gibi hususlarda iüıniz tında, ne yaptıklarını müdrik bumek şartto. deki ilgili teşkilât, dikkat ve hassa lunmağa çalışmaktadırlar. Fakat Yapılmış tahkikatı umumî efkâra siyetle vazifesini yapmakta olup, sadece hastaneler ve çalışma, a .vabundan böyle de hiç aksatılmadan nın halli içüı kâfi değüdir. Tüber bildirmemek ise halkı şüphe, tedüzenle yürütüleceği bedihidir. külozla mücadele uzun sürer. Has reddüd, efsane, kötü rivayetler pstaneleri İstanbulda toplamak cioğru şinde koşmaya. bunlara kanıp başRumen ordusunda değildir. Memleketin her tarafınia kalarını da kandırmaya sevkeder. Bükreş 11 (a.a.) (United ihtiyac nisbetinde hastaneiîr açıl Doğru bir şey değildir. Press) Rumen Savunma Bakan mahdır. Bakanlık, şrmdi yatak aaed B. FELEK lığı, Rumen askerlerinin her lerini arttırmağa ve tehlikeli '"akarütbedeki subaylara bundan böy ları süratle tecrid etmeğe çalışmakle «Yoldaş» diye hitab edebile tadır. ceklerini bildirmektedir. Dünya sağlık teşîsüâr.. size burs vermek, ve memleketin sıhhî du Baştarafi 1 inci sahifede keramet eseri olarak değil. Sammy rumu hakkında malumat temin etnüı genc kıza delice tutgun oldu mek suretile yardım edecektir. ler halinde tramvaya veya tramgunun farkında idim. Âşıklar pek Yoksa para ve memur yardımı mev vaydan atlayanlan sıkı bir şekilde normal insanlar sayılmazlar, bun zuu bahis değildir. Bizim vaziyeti kontrol ve takib edeceklerdir. Ehliyetsiz araba kullananların cedan dolayı alelâde kiır.selerin ya miz, yaralıları toplayan bir ordüpamryacakları işlere girişirler. Sam nun vazifesi gibiydi. Mücadelemiz zası da yeni kanun hükümlerüıe my'nin de böyle hareket edeceğine de kullandığunız silâh da BCG a göre, 150 liraya çıkarümıştr. Diğer Izmir ve taraftan taksil^ruı şehrüı kalabalık emindim. Kaldı ki tren saatlerini şısıdrr. Halen Ar&ara, de biliyordu. Binip buraya geldiği İstanbulda bu aşı çpcuklara tatbik caddelerirıde seyrü sefer nizamlarıotomobili her halde civardaki bir edilmektedir. Bu aşı yavaş yavaş na aykırı şekilde hareket ettikleri,. garajdan kiralamış olacak. Nuraa bütün Türkiyede kullanıbnağa baş bilhassa trarnvay ve otobüs durak* yerlerinde halkın trarnvay ve otorası dolayısile bunun farkma var lanacaktır. büslere binmelerine mâni olacak dtm. Siz de böyle şeylere dikkat eDoktor, trahom hakkında da şun tarzda gelip durduklan bariz bir dersiniz, değil mi? ları söylemiştir: şekilde görüldüğünden, bu hareke Teessüfle söyliyeyim ki hayır. Türkiyede trahoma karşı ti yapan şoförlerin ağır para cezaAh siz de Daily Pcst'a girmiş olsa en son keşfedilmiş bir ilâç kulla larma çarptınlmalan ve bu arada nız da beraber çalışsak. nılmaktadır. Sulfonamid grupundan arabaların uzun müddet seyrü se Benim kendilerile birlikte ça olan bu ilâçla dava halledilecektü. ferden alakonuhnaları kararlaşühşmamı emniyet müdürlüğü erBu arada şunu da söylemek iste rılmıştır. kânı da isterler ama. işime gelmez. . rim: Güney doğuda bir hastane gez Bize verilen malumata göre, öÇünkü anlaşamayız. Yanımızdaki ; dim. Bu hastane iptidaî bir şekilde zabıta memurları, gördünüz, ne ka ıdi ve modern malzemeden mah nümüzdeki günlerde bu kontrolladar manasız işlerle meşgul oldular rum bulunuyordu. Buna rağmen nn müessir bir şekilde yapılabilve cinayetin asü âmillerile de hiç hastanenin doktoru beni hayran e mesi için bütün jandarma ve polis meşgul olmadılar. Ben ise bilhassa decek derecede çalışkan bir genc ekipleri faaliyete geçmiş olacaklarhâdiselerin sebeblei)i üzerinde du operatördü. Kendisi, yokluk içinde dır. Emniyet 6 ncı şube müdürü Kemal Aygün, dün Şoförler Cemirurum. Onun için vaziyeti şöyle olmasına rağmen şevkle çahşıyor yeti Reisi Halid Çelenle bu mevmütalea ettim: Genc kız, Sammy ve hastaları tedavide bütün enerjizularda görüşmüştür. için hiç bir tehlike teşkil etmiyor sini kullanıyordu. du. Bilâkis katil ki «Yalnızkuyu» Orta Anadoluda diğer bir doktor MEVLİD cinayetinin failinden başka biri de daha tarudım. Kendisi 21,000 kişiyi Babamız Gelibolu eşrafından ğildir için büyük bir tehlike teşkil muayene etmiş ve bu işi kendi nor RIZA ATIF ediyordu. Yahud bizzat katil böyle mal vazifesi dışında yapmıştı. ve annemiz bir tehlikenjn mevcud olduğu vehİşte bu hâdiseler, Türk doktonıŞÜKRAN RIZA EKEN'in mine düşmüştü. Sammy'nin ne nun ne kadar feragatle çalışuğını aziz rublarına ithaf edilmek uzere 138«Yalnızkuyu faciasında, ne de kızm göstermektedir» 1349 cumartesi günü ikindi namazıra kaçırılmasmda parmağı olmadığını Basın toplantısında îstanbul Sağ müteakıb ŞisU canüinde Mevlld okubiliyordum. lık Müdürü Dr. Fâik Yargıcı da ha tulacaktır. Arzubuyuranların teşrifleri rica edıı(Arkast var) zır bulunmuştur. ur EoMdlort Edirne köylerinde açlık Bajtaroft 1 inci sahifede hastabakıcı sayısı, 800900 arasındadır. Halbuki, en az 20,000 hastabakıcıya ihtiyac vardır. Bu, 1000 kişiye bir hastabakıcı demektir. Türk halkının umumî sağlik durumu diğer memleketler halkmm 6ağlık durumlarından aşağı degildb:. Sizden çok daha kötü durumda olan memleketler vardır.» Bizde ve dünyada verem Mütehassıs bundan sonra, dünyada veremden ölenleruı nisbetlerini vermiş, Türkiyede 100,000 de 170200 kişinin hasta olduğunu, senede 40.000 kişinin bu âfetten öldüğünü, dünyadaİci ölüm nisbetinin ise 100.000 de 208278 bulunduğunu söyliyerek şöyle demiştir: < Veremle mücadelede Holanda size iyi bir misal oknalıdır. Holanda, çok fena iklim şartlarına rağmen 25 sene veremle müeadde etmiş ve bugün veremden en az mustarib olan bir memleket haline gelmiştir. Veremle mücadele ordusa Türkiyerün de bu davayı islenüen şekilde neticelendirmesi için, muhtelif teşekküller arasmda s'kı bir işbirliği yapılrr.alı ve veremle mücadele ordusu kurulmalıdır. Bu mücadelede bir merkezden idare edilmelidir. Türkiyede veremle mücafiele davası Seyrüseferin intizamı için şiddetli tedbirler
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear