26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
GUME İsanir, 19 (a.a.) Donanma^Komutanı Tümamirai Sadık Â*ttın» camın forsunu taşıyan Yavuz zırhlısile 5 muhrib, 4 arama, tarama ve 2 deniaaÜKİan mürekkeb bir harb filomuz bugün saat 11 de limanımıza gelmiştir. Harb filomuza Tuğamiral Nuri Giine komuta etmektedir. Filonun muhrib filoriilaları komodoru Tuğamiral Kemai Bozkurd, hücum ve emeniyet filesu komodoru Tuğamiral Zeki Eayasür. Donanmamız limanda iki gün kalacak ve ayın 21 inds .<ehrimizden aynlacakür. Dottanmatnız Stıy der'kı dün Ankarada Truman'ın dün İzmirde yaphğı mührm temaslar geceki mühim Baştarafı 1 ind sahifede kmmaz. Binaenaleyh bu seyahat esnasında kredi anlaşmaları bahis mevzuu edilmemiştir.» Bundan sonra Bakan gazeteciîerin çeşidli suallerine cevab vermiştir. Amerika Maliye Bakanlığı kredi işlerüe meşgul olmuyor. dediniz. Bu yalnız Türkiye için midir, yoksa umumiyetle bütün Avrupa memleketlerine de şamil midir? Taahhüdlerle diğer bakanlıklar mevgul olur. Maiiye Bakanlığı meşgul olmaz. Son Paris Konferansı hakkındaki intıbalarınızı söyler misiniz? Hangisinden bahsediyorsunuz? Kredi, ikraz ve tadiye hakkındaki. Bu Brükselde idi. Sterlinin konvertibilite meselesile ilgili olan. Avrupa memleketleri arasında yapılan tediye anlaşmasını ileride daha geruş bir konvertibiiite ve serbest çok taraflı ticarete doğıu atılmış mühim bir ilk adun olarak telâkki ediyorum. Amerikada isrihsal hacmmın azaldığı ve bir deflasyon siyaseti takib edildiği söyleniyor. Bu hususta ne dersiniz? Bunu dikkatle'kaydedin. Çünkü bu, hakikatin kat'î bir ifadesidir. 30 haziran tarihindenberi Ticaıet Bakanlığı raporuna göre ferdlere ödenen senelik gelir miktarı 214 milyar dolar nispetidedk. Bu, şimdiye kadar en yüksek seviyeyi taşkil eden geçen aralık ayında varılan seviyenin pek az ajşağısındadır. Sivil müstahdem ve işçi miktar: senenin bu ayı için şimdiye kadar gorülmemiş bir seviyededir Amerika Birleşik devletleri yabancı kaynakların işletilmesi için yabancı memîeketlere her hangi bir şekilde sermaye yatırıyor mu, eğer yatlrıyorsa ne kadardır? Yatırmıyorsa istikbalde yatırmak tasavvurunda mıdır? Amerika hükumeti yabancı memîeketlere doğrudan doğruya sermaye yatırmaz. Maamafih müsaid şartlar altında ve uygun bıı1 vasat bulduğu takdirde yabancı memleketlere hususi tesebbüslerin sermaye yatırabilmesi imkânı mevcuddur. Hususi tesebbüslerin Türkiyeye de sermaye yatırmak için tasavvurları olduğundan malumattar mısınız? Buna cevab verecek durumda değilim. Bu hususta. hiç bir malumatım yok. Bize verdiğiniz bu yajılı basın demecine göre. bu sabah Başbakan ve Maliye Bakanmı riyaret ettiniz. Bu ziyaretler hakkuıda her hangi bir şey söylisebilir misiniz? Başbakanı dün öğleden sonra. Maliye Bakanmı da bu sabah ziyaret ettim. Türkiy^nin bugünkü ekonomik durumuna dair çok alâka çekici müzakereleıde bulunduk. Bahis konusu olan ıncselelere dair hiç bir §ey söyliyemez misiniz? Bu meseleden bahsedemem. Bizim Maliye Bakanımızın da bir demecde bulunmıyacağına göre, bu husus bir sır olaıak kalacaktır. Bir sır değil, sadece mahrem ve zata mahsus bir meseledir. Esasen böyle olması lâzımrar. Türk lirasının d:ğer dövizler karşılığı olarak kıymetinın tesbiti için herhangi bir plân mevcud mudur? Herhangi bir memleket:n mali meselclerini münferiden ba his konusu yapmak arzusur.da değilim. Memleketimize yaptığ'.nız bu seyahatle Türk efkân umumiyesi y^kından alâkadar olmaktadır. Türkiyeye ır.çir. geldiniz? Buradaki müzakereleriniz de neleri konuştunuz? Okuyucularımıza biraz malumat v.'rmek zorundayız. Size yazılı bir demec vermiştim. Son paıagrâfı bu sualinize cevab verir. Bahis mevzuu olan parağraf şudur: «Bakan Snyder Türkıyeyi ziyaret etmekten duyduğu 'derin memnuniyeti ve burada görmüş 1 olduğu Türk devlet adamlarmiD kendisile yapmış oldukları işbirliğinden dolayı samimi teşekkürlerini ifade eder.» Bahsettiğiniz işbirlıgi hangi sahadadır? Türk milletinin meselelerini müzakere etmek. Burada kaydedilen iktisadi ilerleme. Türkler kendi memleketlerinin refah, terakki ve buna benzer meseleleri ile umumiyetle alâkadaı olan ve memleketlerinin nasü inkişaf ettiğini görmek isteyen dostlanna hüsnü kabul göstermez mi? Amerikan maliyesinin idare edilmesinde, bütün «kilid.>> memleketlerin iktisadî durumlarınm anlaşılması çok ehemmiyetlidir. Bu memleketler arasına Türkiyenin de ithal edilmesi çok tabiidir. Yapacağı mali yardım için yardım yaptığı memîeketlere Amerikadan tütün ve pamuk almalarını şart koştuğu bir hakikat midir? Bakan bu suale £Ülmüş ve «Be nim böyle bir şeyden haberim yok» dedikten sonra Amer:kan Maliye Bakanlığı Ortadoğu temsilcisi Am. Judd Polk'a dönerek «•Mr. Polk siz böyle bir şey duydunuz mu?» demiştir. Mr. Polk ••Hayır efendim, duymadım, bildiğime göre böyle bir şart mevcud değildir.» Bir Maliye Bakanı olarak değil de. bir devlet adamı sıfatile Türkiyenin iktisadî ve siyasi vaziyetini nasıl görüyorsunuz? Bu imkânsızdır. Beni resmi sıfatımdan nasıl ayırabilirsiniz. Türkiyeden "Anahtar memleketlerden biri olarak bahsettiniz? Bugünkü Türk ekonomisi ve siyaseti hakkında fikriniz nedir? Türkiyeyi çok alâka celbedici bir memleket olarak buldunı. Ve son senelerdeki'tarihile de meşgul oldum. Çankayada Ankara, 19 (a.a.) Reisi Cumhur İsmet İnönü, Ankaraya gelmiş olan Birleşik Amerika Maliys Nazırı Mr. Snyder ile Muavini Mr. Martin"i Amerikg Büyük Elçisi Mr. WadsworÜ» ile birlikte bugün saat 11.30 da Çankayadaki köşklerinde kabul buyurmuşlardır. Bu kdbulde Maliye Bakanı İsrr.ail Rüştü Aksal ile Dış İşleri Bakanlığı Umumî Kâtibi Büjük Elçi Paik Zihni Akdur da hazır bulunmuşlardır. Maliye Bakanlığında Ankara, 19 (a.a.) Amerikan Maliye Bakanı Mr. John Snyder, bu sabah saat 9.30 da Maliye Bakanı İsmail Rüştü Aksah makamında ziyaret ederek, 10,45 e kadar devam eden görüşmelerde bulunnıuşrur. Merkez Bankasında Ankaıa. 19 (a.a.) Amorikan Möliye Bakanı John Snyder. bu sabah Merk»z Bankası Umum Müdürü Sadi Bekterle görüşmüştür. Başîarafı 1 ind sdhifede Truman, nutukta Amerika âyanı»ır. Atlantik Paktını tasdik edeceğine emin olduğunu, Amerikada dış politikamn totEÎiter devietlerde olduğu gibi cirkaç kişi tarafmdan tayin olunmadığmı, bu poıitikanın etkârı umumiye tarafmdan kabul oliinduğunu ve onun için bu siyasetin devamh bir mahiyet kazandığını söyîemiş, daha sonra demok rasi dünyasının totaliterlerie mübareze halinde olduğunu anlatarak en büyük zaferin demokrasiye mev" Ba§makaleden devam ud olduğunu belirtmiş ve şöyle na inanmak güç olduğu nisbette demiştir: «KomünistUk geüp geçici birtakım muvaffakiyetler ka hazindir de. O halde onların devamlı sükutu zanabilir. Fakat sonunda ya ken* di kendini tahrib eder, yahud ken karşısında biz vazifemizi yapalıro di sisîemini diğer devletleıe zor ve şöylece konuşalıın: Arl^adaşlar, tuttuğunuz yol lamak tcşebbösünden vazgeçer.^ Başkan Truman, nutkunun baş doğru değildir. Halk efkârını azımtarafında Amerikanm tamamile in samaya ve kurulmasma çalışılan hür sanî bir hedefle başka milletlerin riyet rejimini düğmesi sizin elinizyai'dımına koştuğunu söyledikten de basit bir mekanizma farzetmeğe hakkınız yoktur. Millî iradeye sasonra şu şekilde devam etmiştir: < Bugün memleketimiz için en hidcn değer veren sistemlerde bu önemli cihet, kendisine terettüb et derece zıkzaklı, bu derece şekilsiz miş olan dünya liderliği sorumlu' ve temelsiz bir politika felsefesi görulmüş şey değildir. Halkın oyuluklannı yerine getinnektir.. nu hiçe saymak, iktidarı sadece Birleşmiş Milletlcr Başkan Truman bu hakikati mi maddî kuvvetlere dayamak monarşik veya totaliter rejimler hesabına sallerle destekledikten sonra Birbile tehlikelidir. Bütün gücünü leşmiş Milletler bahsine geçmiş ve Tanrıdan aldığını söyleyen eski bazı devletlerin vetoyu suiistimal zaman hükümdarları bile halkj ile Birleşmiş Milletlerin çalışmala tnemnun etmek lüzumunu hiç dennı aksatmalarına rağmen Ameri ğilse zaman zaman duyarlardı. Okanm bu teşkilâtı aynı kuvvetle nun için çok rica ederiz, daha açık desteklediğini söyîemiş ve şöyle ve daha kesin konuşunuz. Maksadevam etmiştir: dınızı millete iyice anlatınız. Bula• Birleşmiş Milletler teşkilâtnu nık ve belirsiz havalar yalnız balık düzeltmek istiyoruz. Bu arzu teş avcılarma değil, devlet idarecilerikilâtın takviyesini gözönünde tu ne de zararlıdır. tan âyan meclisi kararile belirtilNADİR NADİ mlşür." Totaliterlere hücum Tıuman daha sonra totaliterliğo şiddetle hücum etmiş ve dünyayı kuvvet kullanarak teşkilâtlandırmağa matuf her hayret ve teşebbüsün mutlaka iflâs ettiğini anlatmış Baştarafı 1 ind sahifede ve nazist Almanyayı misal olarak göstermiş ve şöyle devam etmiştir: yüklenen gemi March Post'tur. « Tarihin kaydettiği bu haki Liman cnakamlarmın bildirdiğine kate rağmen, bugün bazı devlet göre, bu hafta içinde daha iki başliderleri dünyayı teşkilâtlandır ka gemi de Türkiyeye gönderilecek manın bir usulü olarak görünür olan buğdayı yüklemeye başlayade kuvvete güvenmektediıier Doktrinleri, kuvvet :stimalile caktır. Türkiyeye gö. derılen bu hür hükumetlerin tahribini ve buğdaym sevkini çabuklaşürmak sınıf kavgaları ihdasını âmirdır için Quebec City'de ve SoreFde Bu gayelerine ulaşmak için, in gemiler yük almaya başlayacaklarsanlarm adalet hissile, yaşayış dır. Bu, Türkiyenin Kanadadan aldtgı tarzlarını ıslah arzularile oynamaktadırlar. Fakat fiiliyatta, ilk büyük parti buğdayı teşkil etdünya teşkilâtmın bu sistemi if mektedir ve Türkiye, bunîarın lâs etmiş olan eski diktatörlük bedelini dolar olarak ödiyecejctir. lerden daha iyi değildir.» Truman iyimser Mister Truman, iki cephe arasında harbin kaçınılmaz bir şey olduğunu iddia edenlere inanmadığını ve istikbal namına Baştarafı 1 inci sahifede iyimser olduğunu söyîemiş ve Finikede Prensten ayrılmış ve kanutku şu sözlerle bitirmiştir: ra yolu ile İstanbula gelmiştir. •ı İnsanlar bir arada sulh için Kânizade, dün kendisile görüşen de yaşamak istemektedirler. Fay bir arkadaşımıza şöyle demiştir: dalı çalışmak istemektedirler. c Prensle geçen ayın 15 inde Kendilerini kardeşçe bir muhareket ettik. İki buçuk günde Kıbhabbet içinde birleşmiş hissetmek istemektedirler. Beşeriyetin bu rısa vardık. Kıbrıstan sonra sert isteklerini. tatbika koymuş ol bir fırtmaya tutulduk. Limassoya duğumuz demokratik prensıpler geldiğimiz zaman kotramız oldukça tatmin etmektedir. Bu prensıp zedelenmişti. Pafosta yakalandığıler, geçmişte olduğu gibi bugün mız yıldız fırtması motörde ârıza de faaliyettedir. Şimdi dünyanın yaptı. Finikede bir kaç gün kalmak her tarafında mevcud mübare mecburiyeti hasıl oldu. Motörü tazede. bunlar bizim en büyük f ai nür ettirdik ve yola çıkük. Fakat çok açılmadan tekrar geri dönmek kiyetlerimizdir.» mecburiyetinde kaldık. Ben bu arada rahatsızlandığım için PrensGoethe'nin 200 üncü ten ayrıldım ve kara yolu ile İstanbula geldim. doğum yıldönümü ve Cemil Barlas, seyahatini anîatıyor Baştaraft 1 inci sahifede Şunu da söyliyeyim ki, benim Paris seyahatim bu 112 milyon doların kabul ettirilmesi ile doğrudan doğruya alâkalı değildir 19 Avrupa devletinin kalkınma işlerile ilgili Bakanlar toplantısında Türkiyeyi temsil ettim vş bu seyahatten faydalanarak, durumumuzu Harriman'a izah etmiş oldum. * Marshall yardımı ve Avrupa Bu münasebetle şunu da ilâve edeyim ki, Marshall plânının tatbikma başlandığmdanberi, bü tün ümidlere rağmen, Avrupanın iktisadî durumu 'Deklenilen ahengi bulamamıştır. Son 19 laı toplantısmda tiraj hakkımn tranş feri (nakli) dolayısile Belçika v« İngiltere arasında geçen mücadele ve Amerikanm tavassutu, işlerin ne kadar zor durumda olduğunu göstermiştir. Yeni hayat seviyesi Benim edindiğim intıba, heı büyük harbden sonra olduğu gi^ bi, bu harb sonrasında da muhtelif memleketlerde yeni hayat seviyeleri (nuvo5 meydana gelmiştir. Bu memleketlerde ve bizde dar gelirlilerin, yani memur sınıfmı bu yeni «nuvo» ya intıbak edememekten mütevellid hayat zorluğuna, hayat pahalılığı namı verilmektedir. Hakikatte bu, hayat pahalılığından ziyade devletlerin bütçe takatsizliği ve yeni çıkan içtimaî ve zarurî masraflar neticeşinde dar geliflilerin kazanclarının bunlara intıbak e Yeni efcmek nutku İller Bankasının çalışmaları Baştarafı 1 ind sahifede şekilde izah ettikten sonra şöyle devam etmiştir: « Bankanın 1949 1950 yılı sonuna kadar kendi menabii ve 5116 sayı'ı kanun mucibince nüfusu 50 binden aşağı olup harita ve imar plânları, su ve elektrik projeleri ve tesisleri buluıımıyan belediyelcre İç İşleri Bakanlığı emrindeki fondan bu işleri sağlayacak miktarda yapılacak yardım için tahsis edilebilecek mebaliğ ve Bankaca tahsis edilecek paralar yekunu 51 milyon lira tahmin edilmiş olup şimdiye kadar bütün taahhüdleri bakiyesile birlikte 1949 1950 sonuna kadar muhtelif şehir ve fcasabalardan 86 ycrin su ve 118 yerin elektrik işinin taahhüde bağlanması imkâm tespit edilerek bu tnalî kaynaklarla tesislerinin vücude getirilmesi teşebbüsü banka tarafından ele almmış ve alınmakta bulunmuştur. Yukarıda sayılan taahhüdler dı§mda olarak prajeleri ikmal edilmiş ve edilmekte olan şehir ve kasabalardan 104 yerin su ve 67 yerin elektrik tesisatının deruhde edilmesi muhtelif belediyeler tarafından taleb edilmiş ise de, vücudegetirilmesi istenilen bu tesisler için daha 48 milyon liraya ihtiyaç olduğu hesablanmıştır. 627 belediyeden tesislerif ikmal edilmemiş ve henüz ele alınmamış şehir ve kasabaların su ve elektrik işlerinin de temini milyonlara baliğ olmaktadır. Taahhüdlerini şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da tamamen ifa edebilecek durumda olan İller Bankası, yukarıda bahsi geçen ve yekunu 48 milyon lirayı tutan 158 aded şehir ve kasabalarımızın büyük bir sabırsızlıkla bekledikleri işleri de bir an evvel tahakkuk ettirebilmek için dış ve iç kredi teminine çalışmakta ve bulunacak kredi imkân ve nisbetinde bu işleri de tahakkuk ettirme yolundadır.» Beklerken Kanadadan alacağımız buğdaylar Millel Partisinin hücumları Baştarafı 1 ind sahifede nasebetle büyük bir kalabalık toplanmış bulunuyordu. İlk sözü alan tzmir il başkanı General Rasim Akdoğu, samimî ve ciddi bir muhalefet partisinin kuraluşu yıldönümünün kutlandığmı. MilleJ Partisinin büyük güclüVlere, iftiralara uğradığını, ihtilâl değil, kanunun hâkimiyetini ve şef sisteminin kalk masuıı, hâdi=elerle Anayasa arasındaki tezada son verilmesini istedikIerini, yalnız Millet Partisinin diktatörlüklc rpiicadole ettiğini, yalan. riya, hile devrine son verilmesi için çalıştıklarını söylemiştir. Diğer haübler konuştuktan ve Millet Partisinin 23 vilâyette kurulduğu belirtildikten. matbuatın Millet Partisine karşı cephe aldığmdan şikâyot cc'i'dikten sonra Sadık Aldoğan söz alrr,!= memîeketimizde hürriyet mevcud olmadığım. çünkii vatandaşın reyine hürmet edilraediğini. diktatörlük altında j'aşadığımızı, Demokratların ken dileri gibi açıkça konuşamadıklarını, bir tesadüfle iktidarı ellerine geçirmiş olanlara karşı partili partisiz bütün milletin mücadele ederek insan haklarını sağkması lâzım geMi^ini söylemiştir. Diğer hatibler de iktidara şiddetli hücumlarda bulunduktan sonra top lantı geç vakit '• ' • • ' bulmuştur«CUMHURrVET» in tefrikası: Kotra ile gelen Mısırlı Prens Bir İngiliz hava filosu geliyor Ankara 19 (a.a.) Haber aldığırruza göre bir muddet önce Kıbnsa bir dostluk ziyareti yapmış olan Türk hava kuvvctlerinin ziyaretini iade etmek üzere bir tepkili av bölüğünden müteşekkil İngiliz hava filosu m#mlekeümize gelecektir. Prense kotrada iki tayfa refakai 9 kişiyi öldürüp kanlarını Türkiye etmektedir. Kendisi İstanbulda iki Ankara, 19 (Telefonla) U ay kadar kalacak ve tekrar kotra içen canavar idama nesco Türkiye milli komitesi, Ue Mısıra dönecektir. mahkum edildi Unesco merkezinin kararına uLewes, (İngiltere) 19 (A.P.) 9 kişiyi öldürüp kanlarını içtiğini ve cesedlerini asidle yok ettiğini itiraf etmiş olan çılgın ••vampir» John George Haigh bu akşam idama mahkum edilmiştir. Haigh, duruşma sırasında verdiği ifadede. son kurbanı olan bayan Durand Deacon'un da öldürüldükten sonra, kanmdan bir bardağını içtiğini ve cesedi asid banyosunda yaktığını itiraf ctmistir. yarak Goethe'nin 200 üncü doğum yılını kutlama programını hazırlıyacak bir komisyon kurmuştur. Hasan Âli Yücel, Melâhat Özgü, Suud Kemal Yetkin, Nihad Âdil Erkmen, Necil Kâzım Aksel. Cemal Köprülü. Cevad Memduh Altar ve Mesud Cemil Telden teşekkül eden komisyon, Radyoevinde toplanarak pregramı tesbit etmiştir. Program Goethe'nin doğum günü o!an 28 ağustostan itıbaren tatbik edilccektir. Prens, kendisinden bugün aldığım bir telgrafa nazaran Çeşmeye varmış bulunmaktadır.» Geri kalmış memîeketlere yardım Haziran ayı içinde Cenevrede toplanan Milletlerarası Çalışma koD feransına katılan delegelerimizdeD ve Ankara Üniversitesi profesörlerinden Fazıl Hakkı Sur ile Öhamj Nafiz Pamir memleketimize dönSonra yeğenine dönerek: Eh Roger, iş gene başa düştüAnlaşılıyor ki kimseden fayda yok. Şuradan zahmet ediver de Ellen'e yeni vazifesi hakkmda bir diskur geç! Başüstüne teyzeciğim. Yalnız, lutfen şu zile basmız da Mis Ellen hazretleri teşrif buyursunlar. Madam Trentham, sinirli ve sıkıntılı vaziyetine rağmen kendini gülmekten alıkoyamadı. Roger ile Ellen, karşı karşıya insanı adeta bir kol çengi gibi eğlendirebilirlerdiZayıf, uzun boylu ve aptal suratli ihtiyar kız içerine girince Roger, yarı ciddi yarı şaka fakat yüksekten konuşan bir tavırla: Ellen, dedi, teyzemin hastabakıcısı Mis Deane'm başma gelenlerden haberin var değil mi? Kız büyük bir alâka göstermeksizin kayıdsızca başını salladı: Evet! dedi. Ama macsranm tafsilâtını biliyor musun? Aşıkı onu kucağma alıp İsa ıPeygamber gibi göklere uçtu. Ne imiş, küçük hanım kendini burada emniyette hissetmiyormuş. Kız gözJerini hayretle açtı: Yok canım, dedi, bak bu kadarıru bilmiyordum. Dahası da var. Evvelce çalıştığı yerdeki hastayı o öldürmüş. Ellen'in hayreti büsbütün arttı: Baştarafı 1 ind sahifede lecekteki faaliyetleri, umumî olarak ve bilhassa plân ve programlar bakımından gözden geçüUmiş ve bu konuda incç!erneler yapılmıştır. Bu yoldaki çalışmalar devam edecektir.» Kömür meselesi Bakan, bundan sonra kömür meselesi hakkmda şu izahatı vermiştir: « Halkın yakıt ihtiyacını karşılayacak yakıt maddeleri istihsal ve tedariki işi, önemli bir konu olarak meydanda durmaktaİ!r ve uzun zamanlar daha bir memleket meselesi olarak önemini muhafaza edecektir. Ötedenberi üzerindfe çeşidli mütalealar ileri sürülen bu konu, son zamanlarda ilgili dairelerin tek nik elemanlarmdan teşkil edilen bir komisyonda incelenmiş ve hazırlanmışür. Bu rapor üzerine hükumetçe serekli tedbnler al'nacaktır.» Kok kömürü tevzü işi Bakan. kok kömürü istihlâkinin çok arttığmı, Marshall kredisi ile yapmağı düşündüğürr.üz kok fabrikası tahakkuk ettiği takdirde istihsalimizin bir misli yükseleceğini söyîemiş ve kok kömürü tevzii hak kmda şu kararların ahndığuu bildirmiştir: « Kok kömürü kontenjanları ve halka verilecek miktarlar arttırılmıyacaktır. Daha âdil bir tevzi yapabilmek için Ankara ve İstanbulda dar geçimli ve fakir halka asgarî yarım tor mlk^irmda kok kömürü verilecektir. Yeniden alacak olanlara ise, bir kısım halktan keEİnti yapmak suretile verilecektir. Bu kesinti asgarinin üstünde kömür alanlardsn c^aktır. Buna mukabil istiyenlere linyit kömürü verilecektir. Linyit istihsali arttırılacak. özel teşebbüsler elinde bulunan linyit ocakları istihsallerinın de j^ükseltilmesi için kendilerile işbirliği ve icabmda onlara yardım yapılacaktır. Ijnyit sobası yapan: lara da yardım rr! lecektir. Bugünkü vaziyetimiz feizi linyit kömürü yakmağa mecbur etmektedir. Halkımızm, bu meciburiyeti açıkçc bilmeleri ve kış için tedbirlerini ona göre alarak hem kendi ihtiyaclarını ona göre sağlamalarını, hem memleket işlerinin düzenlenmesine yardım etmelerini rica etmeği vazife sayarım» İhfiyacdan fazla şeker Bulgaristanda hüküm süren koyu sefalet stoku var 4 4 BUKAPIYI Yazan: Anthony Gilbert Türkçesi: A. Hidayet Reel na doğru yürüdüğünü görünce onüne gecerek yalvarmaya başladı: Benim şeker teyzeciğim, kaymak teyzeciğim. gene çanıma ot tıkamaya, ayağıma karpuz kabuğu koymaya mı karar verdin? Ne olur, sabaha kadar okun bckley^mez misin?. • Bekleyemcm! Kadın, hırsla alıcıyı kavradı ve istediği yeri bularak konuşmaya başladı. Müdire, karşısındakinin Madam Trentham olduğunu öğrenince: Hanımefendi, dedi, her halds Mis Deanedan bir şikâyetiniz olmasa gerek. ' Hayır, kat'iyyen şikâyetim yok, çok hoş, çok zeki ve dikkaÜi bir kız. Yalnız, ne var ki iki üç gün için beni bırakıp gitmek zorunda kaldı. Bırakıp gitmek mi? Daha bu sabah. Mis Turner bana... Madam Trentham müdirenin sözünü bu noktada büyük bir hiddet ve kabalıkla kesti: Canım, Mis Turner'in gevezelıkleri füân beni alâkadar etmez. Konuşmalarımzı aşağı yukarı îşittim. Yahıız Nora'nın ne zanıan dönecsğine dair bir şey söyleyıp söyiemediğini duyamadım. Teyzeciğim, adanun dediğine baküırsa ne zaman onu tehdid eden tehlike ortadan kaybolursa o zaman dönecekmiş. Peki, bu tehlikenin ne vakit zail olacağını sormadın mı? Sormaz olur muyum? Ona da şu cevabı verdi: <Yalnızkuyu> "inayetinin falli rutulunca... Ama biliyor musun, haklı da. Kızı ondan evvel serbest bırakaeak olursa başına türlü belâlar gelmesi ihtimali vardır. Her şey iyi hoş. Gelgelelim, bana kim bakacak? Meselâ bu akşam yapayalmz kalacağım. Teyzeciğim bu Ellen'i yıllardanberi yanında otuıtur, boşuna besler durursun. Senin Uleriıu iki üç gün için olsun o göremez mi? Göremez evlâdım. göremez. Ne olursa olsun ben şimdi müdire. ye telefon edeceğim, Roger. ihtiyar kadınm kat'î bir Vzimle makinenin• buîunduğu salo Bu akşam hastabakıcısız kaldım. Mis Deane bu sabah bir telgraf aldı ve sonsuz bir telâş içinde sıvışıp gitti. Bu sefer müdire soğuk bir eda ile şöyle dedi: Bana haber vermeden bu işi nasıl yaptı? Size belki bir mektuıb veya kart yazmıştır. Doğrusunu isterseniz bu hareketi akla hayale sığmıyacak bir küstahlıktır. Yapayakuz, bakımsız kaldığmızdan dolayı cidden çok üzüldüm. Fakat meselenin en mühim noktası şu: Mis Deane size her şeyi açıkça söyledi mi bari? Ne demek istiyorsunuz, anlayamadun. İzah edeyim: Bu sabah bizim de başımıza garib ve olağanüstü birj vak'a geldi. Birdenbire ehemmiyetini kavrayamadım ama, zaman geçtikçe âhnimi meşgul etmeğe başlıyor. Hâdise şu: Bir zat «yurd> a telefon ederek Mis Deane'ın boş olup olmadığmı sordu. Telefonu bizzat ben açmıştım. İyi bir hastanm yanında olduğunu ve orada uzun müddet kahnak niyetinde bulunduğunu söyledim. O da bana cevaben şöyle dedi: «Vaktile kai'ima bakmıştı. Kendisinden pek memnunuzAcaba tekrar bize gelemez mi?» Başka bir hastabakıcı göndermek istedim. Kabul etmedi. Mis Deane'ın yakında serbest kalması ihtimali olup olmadığmı sordu. Böyle bir imkân mevcud oimadığı cevabını ver dim. Sakm, lâf arasında adresünizi vermiş ohnayasınız. Müdire kekeler gibi bir hal aldı, sonra tereddüdlü ve mahçub bir sesle: Vallahi, dedi, acele ile ne söylediğimin pek farkında değilim ama, galiba verdim. Hah, herif telgraf çekmek için adresi sizden aldı demek! Maalesef öyle, Madam Trentham! Eh olan oldu, ne yapahm, sia şimdi bana söyleyin, bu akşam için bir hastabakıcı gönderemez misiniz? Fakat, şöyle genc ve neşeli bir şey olsun. Heyhat, Madam Trentham, genci neşelisi değil ya, ihtiyarı vs somurtkaru bile yok. Peki, Mis Deane'm nereye gittiğini zannediyorsunuz? Benim zannıma kalsa hiç bir şey bilmiyecektim. Fakat, akşam üstüne doğru biri onun tarafmdan telefon etti. İki üç günden ew«l dönemiyeceğini söyledi. Lâkin, ben bu iki üç günün iki üç hafta olacağını tahmin ediyorum. Eğer Daily Post gazetesini okuyorsaruz bu hususta daha fazla malumat alabilirsiniz. Onun işini orada muharriı olan yeğenim takib ediyor. Madam Trentham, vakit kaybetmemek için konuşmayı uzatmadı ve lâfı kısa keserek telefonu kapadı (Arkası var) Kesme şeker işi İşletmeler Bakanı, kesme şeker mevzuunda da şunları söylemiştir: « Son 11 aylık şeker satışı 60350 tonu toz şeker, 52125 tonu kesme şeker olmak üzere 112.473 tondur. Temmuz başında şeker stokumu2 49453 ton toz, 1908 ton kesme şeker olmak üzere 51361 tondu. Geçen sene aynı tarihteki şeker stokumuz ise 6006 tondan ibaret bulunuyordu. Yeni şeker istihsaline 1 ağustos tarihinde başlanacaktır. Elimizdeki toz şeker miktarı, yeni istihsale kadar bizi hiç bir sıkıntıya maruz bırakmıyacak bir miktardadır. Hattâ yeni istihsal mevsimine bir stokla gireceğiz. Kesme şeker mevcudunun azalması, muhtekirlerin hırslarmı tahrık etmiş ve bunları faaliyete geçirmiştir. Geçen yıl kesme şeker sarfiyatımızm şeker istihlâkindeki nisbeti, diğer senelerdekınden fazladır. Fabrikalarımız, bütün imalâtmı, toz şeker yerine kesme şeker olarak yapamaz. Bir çok memleketler, kesme şekeri tasarruflu bulmadıkları ve hattâ lüks saydıkları için imal etmemektedirler; bu yüzden haricden kesme şeker ithali mümkün olamamaktadır. Toz şeker kullanmak suretile şeker alım ve satımında karaborsacıların gayrimeşru kazanc ihtirasları önlenebilir. Lüzumsuz yere kesme şeker için fiat farkı vermek, ancak bu insafsız karaborsacıları destekler ve onlara yardım eder. Önümüzdeki yıl kestne şeker imali hususunda gerekli ted11 inci sayosı bir çok zar jinlikbirler almmıştır. Ancak kesme lerle nefis bir şekilde çıktı. Çıkaran: şeker istihlâkinin tanzimi tedARİF BOLAT KJTABEVİ birleri üzerinde de çaLşmak mec buriyetindeyiz.a ugün maalesef geno dememesi hâdisesidir. Buna, giınlük ekmeğimizden §iharbin doğurduğu zarurî otarkâyet edeceğiz. Biz ba şiden sonra istihsal maüyeilerij hususunda, devletler arasımföki sene mahsulün az olacağını daha üç ay belki de daha evvelinden bîfark inzımam etmektedir. liyorduk. Buna ve bizim bile naçiz Avrupa çareler anyor Avrupa, bu buhramn içkitien tâvsiyelerimize rağmen beyaz ekçıkmak için ^areler aramakl'â' mekimaline devam ettik. Sıkışıklık meşguldür. Avrupanın her köşe geldi, geldi. Nihayet ekmek harmasinde dolar buhranı vardır, Ben nnun değişmesine lüzum görüldü. Ekmek harmamnın değişmesi bir Avrupada iken, bir ara sterlinin devalüasyonu ve bunu tafciben büyük iş değildir. 84 randımandan de Amerika tarafından Avrupa 91 randımana çıkmakla ekmek gıMar için, ayrıca bir dolar ve dasmı kaybetmez. Hattâ bir bakıma altm fonu tesisi mevzuu bahis daha sıhhî bir mahiyet alır. Ancak oldu. Fakat bunlar o sırada müs yediğimiz yeni ekmekler maalesef bet tekliflerden ziyade makıd hem pişme bakımından, hem rutu> temenniler hududunn geçmiyor bet bakımından, hem de küf kokması bakımından o kadar iyi dedu.» Marshall plânı işleri saklanmıyacak ğildir, Bakan, bundan sonra, Harri Dikkat ediyor musunuz? Türkiye harbe girmedi. Girmedi man ile konuşmasına temas etmiş ve Marshall plânına aid iş ama daha başlangıcmdan itibaren lerin bir devlet sırrı olmadiğm] harbe girmiş gibi kendini ve bizi sıktı durdu. Harb bitti biteli dört söyliyerek demiştir ki: « Marshall plânı işine aid hâdi sene oHu. Türkiyede harb zamanıselerin efkârı umumiye tarafın nın şartlan bir türHi değişmedi. dan yakinen bilinmesi lâzımdır. Değiştirilemedi. Hemen her yerde Devlet Bakanı olduğum günden fevkalâde hallerin icablan devam beri, Marshall plânı işlerini bü edip gidiyor. tün tafsilâtı ile umumî efkâra ar İste ekmek. Arük dünyada Hin« zetmeğe çalışmaktayım. Gizİi hiç distan, Çtn gibi toprağı, nüfusü» nu beslemiyen ve «amüsaîd şartlaf bir nokta kalmamalıdır.» Bakan, Marshall plânı yardı altında bulunan memleketler müsmından petrol araştırmaları için vtesna, hiç bir yerde ekmek mesede istifade edileceğini söyliyereK lesi kalmadı. Nedir bu canım? Biz* de her sene ambar dibine doğnt sözlerini şöyle bitirmiştir: « Türkiyenin taleb ettiği ekmeklerde çeşni değişir, hamurlaMarshall tahsisatmdan bir kesin §ır, yenmesi güçleşir. Halbuki me» ti yapıldığı takdirde Türk efkârı sele basirtir. Bu memleketin ekmek umumiyesinin bjından müteessir için muhtac olduğu buğday mik.tarı artik ögrenilmiş olsa gerekolacağı şüphesizdir.» tir. Bu miktan memleket yetiştiremiyorsa neden yetiştifemiyor orasmı aynca aramakla beraberdısandan buğday almz. Yetiştiriyorsa içeriden tedarik ederiz v» bütün sene halk için bir tek tip Baştarafı 1 ind sahifede ucuz ekmek çıkanrız. Üsttarafı Bulgaristanda bir çok yerler makarna, pasta, francala, pisküvi, de mahsul durumu kötüdür. E ne lâzmısa bunu da muayyen fiatla sasen halkın elinden her şey dev serbest bırakınz. Ununu neVeden let tarafından alınmış ve harice tsterse oradan tedarik etsin. Yapasevkolunmuştur. Bunun üzerine cağunız şey bunlara azamî fiat tabu seneki kıtlık da inzımam e yminden ibarertir. dince sefalet daha korkunc lîir Böylece ekmek işi istikrar bulur. hale gelmiştir. Peynir, yağ, sabun, et gibi zarurî maddeler, an İsteyen pahaJı ekmek yer, btecak karaborsadan ve çok yük miyen ucuz, fakat yenilebilecek sek fiatlarla bin müşkülâtla el ekmeği aür. Her yerdejm iş böyle de olunabiknektedir. Evvelce iç oluyor. Hattâ bazı memleketlerde timaî mevki sahibi olan variıklı halk tipi ekmeğin lokantalarda mecburidir; kimselerin elinden, evleri ve ev müşteriye verilmesi eşyaları da almmış, bunlar ko fakat bu ekmekler tatlıdır. yu bir sefalete mahkum edil Yıllardanberi hâlâ arada bir yemişlerdir. Bu evlere komünist ni ekmek harmanı, yeni ekmek aileler yerleştirilmiştir. Komü çeşnisi, yeni ekmek fiaü tesbit eder nistler bu halden sızlananları ö dururuz. Bu ameliyaü kimbilir kaç bininci defadrr yaptığımız halde lümle tehdid etmektedirler. Gabrovada büyük bir fabrika bir türlü matluba muvafık netice ya sahib bir Bulgarm fabrika de alamayız. Şayanı dikkat olan bir mesele de sına, devletçe el konulduktan sonra, fabrika sahibini bu fab memlekerimizde kâfi buğday istihrikaya amele dahi olarak abna sal edüemeyişidir. Bunun sebebi mışlar, bu Bulgar geçinebilmek nedir? Acaba daha kârlı başka için bıçkıyla odun kesmek iste maddeler ekiliyor da, münbit topmişse de, elinden bıçkısı alm raklarunızda buğday yetiştirümiyor mış ve ailesile birlikte açlığa mu? Bu da ayrıca Ziraat Bakanlığını meşgul etse gerektir. Surimahkum edilmiştir. Türk mekteblerinde, Bulgar yenin yani bizim eski Şam ve kısmekteblerinde olduğu gibi ço men Haleb vilâyetlerinin Türkiyecuklara komünizm esasları tel ye buğday satması istihsal kabilikin eöilmektedir. Bütün öğret yetimiz bakımından pek de iftihar menler komünisttir. Minareler edilecek bir şey değildir. Bu mesele tetkik edile dursun, bu seferki de âlenî olarak ezan okunmaz ekmeği düzeltmek lâzımdır. Çünkü ohnuştur. Küçük ve bakıma muh tıkız, hamur ve kokuludur. tac çocuklar, anneleri tarafından B. FELEK yeni açılan bakımevlerine bırakılarak gündüzler: kocalarile beraber çahşmağa mecbur edilmek tedir. Ana ve babalar çocuklarmı haftada yalnız bir defa görebilmektedirler. Baştarafı 1 ind sahifede Eski Bulgar Başbakan Muavini zeytinyağı, ihrac mallan arasında mahkemeye veriliyor yer almamıştır. Ama iki, üç ay sonParis 19 (R.) Sofyadan büdi rası için şimdiden bir şey söyltnerildiğine göre, Bulgar parlamento mez. Mahsul Vciziyetile bizim simsu bugün yapüğı fevkalâde bir topdiden vardığımız kararlar bunun lanüda eski Başbakan yardımcılarından Kostov'un teşriî masuniye üzerinde şüphesiz rol oynryacaktinin kaldrrılması meselesini mü tır.» Dış Ticaret Dairesi Başkanı, zakere etmiştir. Süratle teşkil edilen bir komisyondan yarına kadar bundan sonra yeni ticaret rejiKostov hakkında bir rapor hazır minin tâdili hususunda İzmir V8 laması istenümiştir. havalisinden yapılan tekliflere Rusyaya karşı cephe aldığmdan temas etmiş ve tesbit edilmiş bu^ bir müddet evvel azledilmiş olan lunan bu rejim üzerinde tadiKostov'un yakında maKkemeye ve lât yapılamıyacağını tekrar etrilmesi beklenmektedir. miştir. Munis Ozansoy, Sözlerine Diğer taraftan parlamento yarm devamla demiştir ki: ki toplantısmda yeni Başbakan ile « Dış ticaretimiz normal çaBaşbakan muavinini seçecektir. lışmaktadır. İthalâtcılara yapılan normal tahsisler devam etmektedir. Böylece ithal malı ii»» tiyacımızı karşüamaya çalışıyoruz.» Ihracatçı tacirlerin toplantısı Baştarafı 1 ind sahifede İhracatçı tacirler dün öğleden Trabzon limanı inşaatma gelince, sonra Karaköydeki İhracatçılar şantiyede her türlü mihanik ter Birliğinde bir toplantı yapmışlac tibatı hazırlanmış bulunan bu li ve yeni ihracat rejiminin aksak manımızda da bügünlerde dalgakı olan kısımları üzerinde görüşran inşaatına başlanacak ve bu yıl müşlerdir. Yeni rejimin tatbikatına aid bazı hususları tenkid geniş ölçüde çalışılacaktır. Taahhüde bağlanmış olan İne eden ihracatçıiar bu hususlarm üzere bolıı ve Atnasra limanlarmda ise, değiştirilmesini istemek bu inşaata aid şantiye hazırlıkları üç kişilik bir heyeti Ankaraya tamamlanmıştu ve çalışmalara gögdermeğe karar vermi§lerdir. r başlanmıştır. ÖLÜM İskeleler yapımma geUnce, Sinob Istanbul Ticaret Borsası Müşaviri AkU iskelesi tamamlanmıştrr ve yakın AreÛn refikası, tüccardan Sâfl Arelin da işletmeye de\Tedilecektir. yengesi ye Güzin Arelin annesi Bayan Şarköy iskelesi insaatı da ibsle MESTURE AREL edilmiş ve şantiye hazrrlıklarına 19 temmuz sabahı Allahın rahmetine başlanmıştır. Önümüzdeki yıl için kavuşmuştur. Cenazesi, 20 temmuz çarde bunun da işletmeye acıîması şamba günü öğle namazmı müteakıb Teşvikiye camiinden kaldırılarak, Febeklenmektedir. Dış ticarei rejiminde değişiklik Yapılmakta olan belli başlı limanlarımız riköydeki ebedi olunacaktır. istirahatgâhına tevdi * * * Bebek Robert Kolej Öğretmenlerinden 19 temmuz 1949 salı günü Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi, bugünkü çarşamba günü öğle namazım mü* teakıb Bebek camiinden kaldırılarak, Rumelibisarı kabristanına defnedilecektir. Merhuma mağfiret, kederli ailesina sabırlar dileriz. İHSAN ASAL İÇİN Yimıi dört yıl içinde ka^ıpları, okulları ve fabrikalariie bütün halinde bir millî havacılığın temeiini atmış olan Türk Hava Kurumu'na yardım için (FİTRE) günleri en uygun. firsattu.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear