24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİY ÜHidisfandak! hâdlseler indistaııın Kalküta şehrinde vuku bulan ve komünistler taraöndan hazulanan karjşıklıklar dolayısile Hindistan Başbakanı ve Hind istiklâl savaşının şerefli önderi Nehru, derhal bu şehre gitmiş ve kanşıkIıklann sebeblerini yerinde tetkik ederek ona göre tedbirler abnak istemiştir. Telgraf haberlerine göre karışıklık taraftarlan Nehru"nun arabasını taşlamışlar, daha sonra onun söz söylediği bir yerde bombalar atmışlar, fakat bütün bu tedhiş. gösterilerile N'ehru'ju yüduamamışlar, ve Hindistan Başbakanı bütün tedhiş taraffaılaruıa ve onIarı tahrik edcn komünistlerc meydan okuyan nutkunu irad ctmiş, komüaistlerin Hindistan için büyük tehlike olduklannı anlatarak bjınlara meydan okumanın Hind halkının omuzlarma yüklcnen bir vazife olduğunu sÖNİemiştir. Komünistlik bu sırada aşağı yukan bütün şark nıemleketlerinin başına belâ kesilmiş bir salgındır. Onun Çinde kazandığı muvaffakı>et, yalnız sirayetini hızlandumıştır. Çünkü komünistlik Çin diyarında henüz mahdud bir daireye münhasır kaldığı sıralarda da Malayada, Birmanjada, Hindi Çinide ve daha başka yerlerde başgöstermiş ve kesin bir gaile mahiyetini almıştı. Hâlâ da bu mahiyetini muhafaza etmektedir. Komiinistliğin Demokratlarm son hücumlara cevabı Baştarafı 1 inci sahiiede makta ve kongre kararlarmdan bahsettikten sonra çöyle demektedir: «Iktidarın, memleketi harice karzayıf gö5termek ve demokratik inkişaf aleyhinde bazı niyetler bes.ediğini anlatmaktan başka bir şeye yararnıyan beyannamesile başlayan tekdir ve tedhiş faaliyetinin, cmumî efkârda daha şimdiden naiil hakiı bir infial yarattığı meydandadır. Fakat bu alenî beyanatın dışmda, Başbakana isnad oîunan: •Düğme benim elimde.» cümleîile yardımcısına atfolunan: <Ordu. idare, para bizim elimizde.> cümîesinin ifade ettiği maralar, iktidarın, ;e!ecek umumî seçimlerde ne ; :adar tehlike'.i bir siyaset takiblne hazırlandığını anlatmaktadır ki. bımun, hukukî tabirile ifadcai, kuvel oarbesi hazırhğıdır. Kabine erkâru arasında ihtilâflar olduğu şayialarmı mükerreren ya.arJamak iüzumunu duyan Hükumetin, gene gazetelerde çıkan yukarıki rivayetîeri, şünlerdenberi iükunetle geçiştirmesi ve bu cok hayatî me?e!ede hiçbir hassasiyet [östermemesi. memleket hesabma, endişe ile karşılanacak bir hâdisedir. Hükumet memurlarının da iştirpkile yapılan ve tarafsız gazet;• • • ' mııımıtımıimiM! Rusyadaki azınlıklar Kafkasyadaki 17 bin Rum da Sibiryaya sürüldü Londra 15 (Nafen) Moskovadan gelen haberkre göre, Sovyetler, Kafkasyada yaşamakta olan Rumları da sürgün etmeye baslamışlardır. Bunlarm oturdukları yerlerden almıp Sıberyaya gonderildikleri bil dirilmektedir. Diğer taraftan bu mesele ile yakmdan ilgilenen Yunanistanın Mos kova elçisi. Sovyet Dış İşleri Bakanlığına bir nota vermi? ve Rumlara karşı alınan bu şiddetli tedbirleri protesto etmiştir. Muhabirlerin bildırdiklcrine göre, Kafkasyada 17.000 kadar Rum yaşsrr.akta idi. Bunların hepsinin de sürülmüş olmalan ihtimali kuvvetlidir. Anlaşıldığına göre. Scvyet Rusya hududlarına yakm bölgelerde bulunan bütün azınlıkları Sıberyaya veya memleketin içlerine doğru sürmeye karar vermiş ve bu hususta bir plân hazırlamı=tır. Şimdi Kremlin'in bu plânı tatbik etmekte olduğu anla=ı!maktadır. Bundan bü" müddet evvel bazı müslüman gruplarına karşı da aynı sürgün sisteminin tr.tb'k edildısi hat:rlardadır. Türkiyeye Amerikan yardımının azlığı Baştarafı 1 inci sahijede Ch. Hamoudopoulos dün gazetemizi ziyaret etmiş ve başyazımız münasebetile yazdığı §u yazıyı vermiştir: Amerikan yardımı hakkmdaki Türk görüşünün tamamile doğru olduğuna şüphe yoktur. Washington hükumetinin bunu anlaması lâzımdır. Ümid ederiz ki, anlıyacaktır. Biz Yunanlılar Türkiyenin sarfettıği gayretleri büyük bir alâka ile takib ediyoruz. Çünkü biz bu memleketin Yakm ve Ortaşarka doğru akacak olan Kızıl seli durdurmak hususunda ilk plânda, hattâ eşsiz bir rol oynıyacağmı herkesten iyi biliyoruz. Bu aralık Yugoslavyaya kredi açmak için bu memleketle müzakere halinde bulunan ve İspanyaya kur yapan büyük müttefiklerimizin, Avrupanın uzak bir köşesinde bulundukları ve komünist memleketlerle çevrili oldukları halde demokrasinin ve hürriyetin büyük ideallerine tereddüd etmeden hizmet eden hakikî dostlarmın ihtiyaclarını dikkate almalan lâzımdır. İspanya, geçen harbde mihvere yardım etmek suretile pek kötü bir rol oynamıştır. Yugoslavya ise kominform ile alâkasmı kesmiş bulunmasına rağmen koyu komünist bir memlekett r. Kendi topraklarında yetiştirilmiş ve silâhlandırılmış olan Yunan âsilerine yardım etmeğe devam etmektedir. Tito, Amerikalıların dolarlarını çekmek istiyor. Fakat hiç bir zaman Amerikanın dostu olmıyacaktır. Bir gün harb çıkacak olursa Tito veya ojıun halefi Birleşik Amerikanın sadık dostlarına taarruz etmek için şüphesiz silâha sarılacaktır. Bu itibarla Amerikanın yarının muhakkak bir düşmanına tugün yardım etmesini doğ ru bulmuyoruz. Üstelik bu yardım bizzat Amerikalıların demokrasinin kalesi olduklannı itiraf ettikleri memleketlerin zararına yapıhyor. Yunanistana yapılan Amerikan yardımma gelince; bu yardırcon daha geniş bir ölçüde yapıldığı doğrudur. Fakat unutulmamalıdır ki Yunanistan üç senedenberi yirmi bin âsiye karşı değil, bu âsileri teşkilâtlandıran, destekleyen ve hâlâ da desteklemeğe devam eden beynelmilel komünizmle mücadele halindedir. Gayrimüsavi şartlar altında yapılan bir harbe mahdud ve saitle girmiş bulunuyoruz. Buna rağmen memleketin içini temizlemeğe muvaffak olduk. Askerî harekâtın bugünkü temposile millî ordunun yakm zamanda âsilerin hakkından geleceğinden eminiz. Şu halde, Amerik3n yardımının memnuniyeti mucib neticeler verdiği söylenebilir. Esasen Yunanistan da asîl ve kahraman Türk milleti nin mülhem olduğu büyük ideal ler uğrunda çarpışıyor. O da Türkiye gibi Balkanlarda demok rasinin bir kalesini teşkil edi yor. Her memleketin kendine göre Ihtiyacları vardır. Geniş toprak ları, Rusyaya kadar uzanan hu dudlan ve Ortaşarkın müdafaası için eşsiz olan vaziyeti dolayısile Türkiyenin daha büyük ihtiyac ları olması pek tabiîdir. Büyük dostlarımızm ve müttefiklerimizin anlamaları lâzım gelen nok ta işte budur. Biz Yunanlılar Türkiyenin kuvvetli ve her ihtimale karşı hazır bulunmasını bilhassa isteriz. Çünkü kuvvetli bir Türkiye, Yakın ve Ortaşakta sulhun en büyük garantisidir.. Ant. Hamoudopoulos Radyomuz. imdflik bir Ankara istasyonumuz var. Allah kısmet ederse Cmnfluriyet bayranuna da îstanbul istasyonu açüacak. Bizim iki istasyon nemiıe? di• e fctanbul radyosnnun açuışntı tenkid edenler olduydu. Bulgaristanın üç istasyonu var> dır. Mısmn dört, Finlandiyanın da bir o kadar. Danimarka, Holanda, Belçika gibi genişlik bskimından avuç içi kadar, nüfusu bizimki il© kıyaslanamıyacak kadar az yerierin istasyonlarını saymıyorum. TJmabiçı kî yakın bir atide bir tane cenub bölgelerimize, bir de şark yilâye^r lerimize istasyon kurmak imkânımı» olsun. Bunlar küçük de olsa faydalı olacaklarma şöphe etinemeU. Şu sıra, İstanbul radyosunun kad rosu, programı, hulâsa faaliyet u n surları hazırlanmafctadır. Bunlarm en iyi şekilde olması için, alâkai» larm ellerinden geleni yapacaklar^ na inanınm. Yalnız bu mesaide bfr zim de yani dinleyicilerin de bir hissesi vardn ki; onu yapmazs^ bunlan hazırhyanlann işlerini kolaylaştırmış olmayız. Kim ne derse desin, radyo tfir hükumet cihazıdır ve onun istediği gibi işler. Hükumet de insanlardan mürekkebdir. Insanlar ise hatadan salim değildirler. Bir radyo müdürü benim şimdi aşağıya yazacağım şeyleri bir Vekile söyleyemez. Söylese bizun kadar açdc konuşamaz. Öyle olunca da radyo programları, dinleyicileıp değil, dinleticilere göre hazırbnmış olur, makbule geçmez. Bizim radyomuzun eksikleri var» Tekrar edeyim: Yeni teşfcilâhn bu eksikleri tamamlayacağmı ummakV tayız. Ama biz gözümüze çarpan bazı aksakhkları söyliyelhn de ha^tırda bulunsun. Alaturka dediğimiz Türk musHdsinin «taksim, adı verilen saz gşrzintileri fazla kaçıyor. Bu taksim denilen şey maalesef bütün sazendelerin zajnf taraflandır. Bir kaç dakika sürse ne kadar ruh okşayıcı olan bu irticali çahş uzayınca can sıkar ve sıkıyor. Türk musikisi kolunun yanm saatlik programuıa btt çeyreklik saz taksimi koymak dinleyiciyi sıkıyor. Buna dikkat! İkincisi biraz daha nazik. Evvelâ bizim radyonun haberler servisini biraz daha çekip çevirmeli. Bir aralık dünya hâdiselerini pek yakmdan takib eden bu servis son zamanlarda bu bakmıdan biraz kısırlaştı. Bunun böyle olup olmadığını anlamak için diğer hür mem lekelerin radyo haber bültenlerile mukayese etmek kâfidir. Bildiğiniz gibi bizde sabah, öğle. akşam ve gece ohnak üzere on beşer dakikabk dört l ~ber servisi v« arada bir iki defa da kısa haberler var. Havadis vernıe bakünından bu r kâfidir. Zaten bizim radyonun halkı alâkadar eden neşriyaü sabah, öğle ve aksam ohnak üzere cem'an sekiz saat sürer. Gazeteler için yazma servisini bu arada saymağa imkân yoktur. Sekiz saat çok değildir. Bulgaristan gibi bazı memleketlerde bunun iki mislidir. Londra istasyonlan yirmi dört saat işler. Biz öyle olalım demiyonız. Sadece bu sekiz saati iyi kullanahm temennisindeyiz. Bu da programı çok iyi • yapmakla mümkün olur. Program nasıl yapdmah? mevzuunu burada salâhiyetle münakaşa edemem. Çünkü o benim işim değildir. Yarnız uygun görmediğimiz taraflan ortaya atarız. Bunların başında bizim haber servislerimizde arasıra görünen bir hal var. Ondan bahsedeceğim. Bizim haber bülteninde memleket haberlerine pek az yer aynhr. Çün kü radyonun muhabirleri yoktur. Anadolu ajansının da .var mıdır bUmiyorum topladığı haberler, geçende bir kere daha yazmıştım, ya bir sergi açılışı, ya fakir çocuklardan kaç tanesine kundura giydirildiği veyahud bir diploma tevzü haberinden ileri gidemez. Bu eksiktir. Mutlaka tamamlamalıyız. j Bu arada memleket seyahatlerine dair de haberler veriliyor, verUmelidir. Lâkin b,u h a berler, bir reportaj mektubu halinde olursa zaten kısa olan havadis bültenini büsbütün lasaltıyor. Meselâ Cumhur Reisunizin son seyahati, hemen her bültende tafsilâtilo verildi. Xerelere indiği, geceyi nerede geçirdiği, halkla nerede temas ettiği ve neler söylediği... Bir Devlet Risinin hususî ohnıyan seyahatlerine dair mutedil tafsiMt vermek de yerindedir. Lâkin gene aynı bültenlerde iki üç Bakanın seyahatine dair, nerelere inip, kimlerle konuştuğuna, kimlere neler vadettiklerine dair tafsilât da verilince haberler bülteni eski «tebliğatı^resmiye» ye dönüyor. Bir Ba^ kanın seyahati bir çok bakımdan hepimizi alâkadar eder, lâkin nerelerde, kimin tarafından karşılarup, nereleri gezdiğine, kimlere neler söylediğine dair olan tafsilât, hattâ kendilerini bile pek ilgilendirmez. H cilerden gizli tutulan şu son İzmir içtimaı gibi toplantılarda, acaba bu cürnlelerin derin mânalan rnı iz^h okınuryor, bilmiyoruz. İşte bütün bu müşahedelere da3'anarak iddia ediyoruz ki, iktidar. bilerek veya bümiyerek çok tehlikeli bir çıkmaza girmek istidadını göstermektedir. Dünyanın bu çok tehlikeli devrssinde milletin kat'i iradesire rağmen böyle bir hareKet hattı seçmek, akh seîimin değil, korkunç dalaletin ve çocukça bir gafletin ifadesi olabi'ir. Ümid ve tcmcnni ederiz ki iktidar. gözünü örten bu dalalet perdesir.i yırtsın. O zaman. hayretla ve ibretle görecektir ki, onun bu tedhiş siya.etinden memnun olan tek kuvvet. sırtlan dişlcrile sırıtan kominform şeytanıdır.» Demokratlaruı 21 Tcmnııız nıitiııgi Dcmokrat Parti İl İdare Kuıula 21 tcramuz 1946 secımlerinin yıldönumüne tesaiüf eden önümüzdeki perşembe güna saat 18 de Çcmberlitaş sinemasmda y?pacağı toplantının proğramını hazırlsmış ve izin için vilâyete mür?caat etmiştir. O ffünkü toplantıda İl İdare Kurulu Başkanı Esad Çağa, İl İdare Kurulu eski üyelerinden Bülend Danışmen, Emrullah Mutlu birer konuşma yapacaklardır. Yeni Amerikan yardımı Türkiye ve Yunanistana yapılacak üç yüz yirmi milyon dolarhk yardmiı Kongrede müstaceliyetle kabul edilecek Başmakaîeden devam etmek imkânlarına malikti. Bundan sonra böyle bir insanın epeyce düşünmesi gerekecek, ya İsâ'dan bütün bütün vazgeçerek Moskova nnünde secdeye varmak, yahud da İsâ uğnına Moskovayı feda etmek durumunda kalacaktır. Bu da kızıl yobazlar hesabma şüphesiz yabana atılır bir tehlike değildir. NADİR NADİ Hoskovaya karşı Isâ Çinde alıp yürüdükten sonra sirayetini hızlandırması beklenmekle beraber Hndistanın da en sağlara Baştarafı 1 inci sahifede mukavemet tedbirlerini alması ve bü salguıın memleketi kaplamasına lınmış ve bu hususta hazırlanan karşı gelmeğe muktedir olması u plânlar gözden gecirilmiştir. Montgomery'nin beyanaü muluyordu. Çünkü istikiâline henüz kavuşan Hindistan halkının Diğer taraftan La Haye şehrinde Milli Kongre etrafında sarsılmaz Holanda kraliye cemiyeti huzurunbir cephe kurarak yeni Hindistanı da beyanatta bulunan Batı Birliği Mareşal fcurmaya ve ilindistanın bütün ek kuvvetleri başkomutanı sikliklerini tamamlamaj a, Hindis Montgomery, hiç bir devletin, yaltan halkuu ihya edecek işleri başar nız başuıa mukavemet edebilecek ma\a hasrii ncfs etmeleri, en tabii kadar kuvvetli olmadığmı kaydetve en ciddî va2İfe idi. Nitekim Hin tikten sonra, <Batı birliği toprakdistan halkının büyük çoğunluğu ları bir bütün olarak telâkkı edilbu şekilde hareket etmekte ve bu melidir. Elzem olan kuvvetler mevvazifeyi benimsenıektedir. Ancak cuddur» demiştir. Montgomery şöyle devam etmişküçiik bir azınlık tedhiş yolile ve karışıklık çıkarmak surctüe Hind tir: c Şirndiden daha beynelmiiel milletinin asıl vazifcsini ila yolundaki geyretini kırmak istemişür ki olalım. Düşman komünisttir. Bu, bunlar da «komünist» denilen gü dinsizlik merkezidir ve hıristiyannıhtur. Başbakan Nehru, bütün lığa aleyhtardır. Bir "hjristiyan askeri sıfatile, komünizmle ve onun Hind haLkını bunlara meydan okutemsil ettiği her feye muhalifim. maya davet etmiştir. Çünkü tedhiş Bugün Batının komünizmle harb yolu memleketi« ancak anarşiye, halinde olduğuna kaniim. buhran ve ıstıraba sürükler» ki koBu mücadelenin bizi bir harbe münistlerin de bütün istedikleri sürüklemesi mümkündür. Bu bübudur. Çünkü anarçi, ancak buhran tün dünya için bir felâket olur.» ve ıstırab içinde sirayct imkânını Soğuk harbin hakikî harbe götübulur. Hindistanı zayıf düşürür ve r»bileceğini kaydeden Mareşal, buHindistanı da Çine benzetmeye nun bütün dijnya için felâket olamuvaffak olur. cağını söylemiş ve şöyle demiştir: Başbakan Nehru'nun Kalkütada « Bu felâketi önlemek üzere bir milyon kiş.inin dinlediği nutku kuvvetli ohnağa mecburuz. Baü gerek Hindistan hükumetinin, ge milletlerinin müşterek kuvvetlerile rek Hindistan haikının tam elbirliği muhtemel her mütecavizi yenecekyaparak •memleketi anarşi ve buh lerine asla şüphe etmiyorum.» rana sürüklemek isteyen bir avuç insanın teşebbüslerine karşı geleceğini anlatnuş ve komünistlerin asıl isteğini vuzuhla belirtmiştir Londra 15 (B.B.C.) 19 gündenNehru diyor ki: beri devam eden dok işçileri grevi« Halk ile beraber hükumet ne son vermek için sarfolunan gaymemleketteki >asa>ış seviyesini retler boşa gitmiş ve doklarda çayükseltmeje ve istihsal kudreüni lıştmlan askerlerin sayısı arttırılarrtırraaya çalıştığı sırada komünist mıştır. Askerler gemileri süratle partisi buna mâni ohnağa çalışıyor. boşalttıkları için muattal gemilerin G ya inmiştir. Bu parti memlekette sefaletin daha sayısı 134 ten 5 Daily Herald, şimdiki halde fazla yayıhnasını ve istihsalin azalmasını istiyor. Çünkü bu yolda JacQue Pope admı taşıvan Popomuvaffak olursa işçi sınıfının isyan viç'in İngilteredeki grevi hazırladığznı bildiriyor. Daily Telegraph"a edeceğini umuyor» göre Popoviç, Marshall plânile AtKomünistlerin hareket tarzuıı haldkî niyetleriııi açığa vuran bu lantik Paktının tesirlerini izale icin sözler muhakkak ki Hindistan hal Kominform tarafından hazırlankının gözünü aracak ve onun cın ıruş olan geniş plânı tatbik eden ikinci dereccdeki ajan'.ardandır. nijet ve hürriyet lehindeki ınücaİktisadî buhran delesine ıehber olacaktır. Londra 15 (a a.) United Press) Hürriyet ve istiklâl sa\a*ını başaran Hind halkının ve Hind lider Sir Stafford Cripps'in İngiliz millerinin bir avuc tedhişçi komünis letleri camiasma dahil memleketkarşısında âciz kalmıyacakları zer lerden, ithalâtlannda önümüzdeki re kadar şüphe götürmez. Biz de 12 ay zarfında 300.000,000 dolarhk Hindistan halkıuın ve hükumetinin bir azaltma yapmalarını istediği samlmaktadır. bu mücadelede süratle muvaffak Maliye Nazırı konferansında İnolmasını ve «bir numaralı düşmagilterenin Amerika ile uzun vadeli nını jeumebini» dileriz. bir anlaşma yapması da konuşul Bafı Birliğinin savunması Vaşinglon'da mühim toplantı İngîlteredeki grevler Baştarafı 1 inci sahijede doğru toplantı salonunu terkederAtina 15 (a.a.) (BasınYaym) ken, etrafmı saran gazetecilere şun Washingtondan bildirildiğine göre, ları söylemiştir: Türkiye ve Yunanistana yapılacak « Bu mesele hakkında muhak 320 milyon dolarhk yeni Amerikan kak ki.. birbirinizi atlatmak istemez yardımı, kongrenin tatilinden evvel siniz. Zatcn, ne olduğunu bilseniz tasvib ve kabul olunacaktrr. Yeni bile, memleketin selâmeti namına yardım kredisinin miıstaceliyetle bu haberi neşretmek istemezsiniz.» kabulünde .Yunanistandaki AmeriKonferans nihayetlcndıkten son kan askerî heyeti başkanı General ra, Dean Acheson, General Eisen Van Floot'un son defa Washingtonu hoWer ve Milli Savunma Bakanı ziyaretinde yetkili Amerikan roaLouis Johnson'u da ihtiva eden li kamlarına verdiği malumat ve izaderler namına sesini yükselten, hatın önemli bir rol oynamış olduCumhur Başkan muavini Alben ğu ayrıca belirtilmektedir. Barldey şu kelimeleri söylemiştir: Maden ma.kineleri € En ufak bir ipucu dahi vereWashington 15 (aa.) (Ünited mem.> Press) İktisadî işbirliği idaresiBu mesele hafckında ne d'Jvün nin büdirdiğine göre. 194849 tahsidüğü, sualine, General Eisenhower satmdan bütün memleketler için şu cevabı vermiştir: yeniden ayrılan 25862.000 dolarm « Çok sıcak bir gün ve yağmur 417,000 i maden makineleri malzeyağıyor.» mesi satın alması için Türkiyeye Baskan Truman'ın beyanatta bulu verilmiştir. nup bulunmıyacağı sualine, Dı? İşleri Bakanı Aeheson «bilmvorum» diye cevab vermiştir: Bafitarafı 1 inci sahifede De?n Acheson, toplantıyı terkoden üyelerin rr=im]erinin alınma olarak açı'cladım» dedikten sonra sözlerine ^öyle devam etmiştir: sına bile müsaade etmemiştir. « Türkiye, Amerika Maliye Ba «Başkanun, size muvaffakını John Snyder'in Avrupadaki yetler dilcrim» seyah?.tine büyük ümidler boçlamış Washington 15 (a.a.) (Ünitcd bulunmaktadır ve bunun Avnıpa •Press) Beyaz Sarayda yapılan iktisadiyatmı ağır külfetler altma çok mühim müzakerenin bütün giz sckan mcselelere bir hal tarzı liliği devam etmcktcdir. sağhyacağına inanmaktadır. TürÂyan silâhlı kuvvetler ve atom kiye istihsalâtımn kalkınması için enerjisi komitesi üyesi Millard memleketimizin smaî imkânlarmm T>rdings kendisini kapıya kadar teşçenîslemesi cok lüzumludur. Türk yi eden Baskan Truman'a, müzamilieti, iktisadî kalkmmayı Türkere edilen mevzuun ehemmıyetine kiyenin refahı için Ivzumlu bir i'fıişaret eden bir delil olan şu sözleri sıır telâkki etmektedir.» söylemitir: Bakan, Fransa başşehrinde rere« Başkanım size rr.uv affakiyet yan eden görüşmelerin diğer "eçdilerim.» heleri hakkında herhanâ bir deToplantıda görüşülen mesele mecte bulunmaktan imtina etmiştir. NewYork 15 (a.a.) (Peu'.cr) Ccmil Said Barlas, busün PomNeWYork Times gazctesiniu Wapei =ehri harabelerini ziyaret etmişshington'dan bildirdiğine göre, dün tir. Bakan. bu ak=am saat 16 da akşam Başkan Truman i'e Bırleşık nAnkara» vapurile Istanbula hareAmeıik. .iın bellibaşh şahaiyctlc:i ket etmiştir. arasında yapılan «izli bir toplantıd?, İngiltcreye atom bombası imaRadyo Dairesi Müdürü lâtı hakkınds to'p'I malumat verilmesi görüsülmü.?tür. Parise gidiyor Corum vapuru havuza alınacak Yaralılardan biri daha hastanede öldü «Çorum» vapuru faciasında diğer ambarlarda bulunup da yanrruyan eşyalar «Bakır» vapuruna nakledilmiştir. Vapur pazar günü Karadenize hareket edecektir. Ehlivukuf raporunu verdikten sonra «Çorum» vapuru havuza alınacaktır. Ölü sayısı 61 i buldu* «Çorum» vapuru yangınında ağır surette yaralanan yolculardan Mehmed Ardıç evvelki gece Denizyolları hastanesinde vefat etmiştir. Mehmed Ardıçm cenazesi dün törenle kaldınhnış.tır. Böylece ölü sayısı 61 i bulmuştur. Yardım bteyenler Denizyollan Sağhk Müdürü Dr. Hikmet Ardanm baçkanlığmdaki yardım heyeti bir büro kurmuş ve «Çorum» vapuru hâdisesinde zarar görenlerin müracaatlerini kabule başlamıştır. Şimdiye kadar 15 müracaat yapılmışhr. Bu müracaatler, ölenlerin aileleri, malul kalanlar, 12 kişiyi kurtaran hamal Nuri Mutlu, 5 ölü ve 4 yaralı kurtaran Osman Acar, Emniyet 5 inci Şube memurlarmdan Salâhaddin Denizhan tarafından yapıhnışür.. Hiirriyeti seçen maruf Bakanların seyahatleri * Çek tenisçileri ve Manisa demokratları Gemil Barlas geliyor Deniz Kuvvetleri Kumandanı Ankaraya gitti Deniz Kuvvetleri Kumandanlığına tayin olunan Oramiral Mehmed Ali Ülgen, yanında Deniz Harekât Dairesi Başkanı Tuğamiral Rifat Özdeş ve Donanma yaveri yüzbaşı Hayrı Bars olduğu halde yeni vazifesine başlamak üzere dün akşam 20.30 da şehrimizden Ankaraya hareket etmiştir. bakın N.D., değil mi? Halbuki o beni Moira diye çağırıyor. Otomobilli katil. yüzüne sahte bir fazilet msskrsi takarak: Gene mi eski huyun depreşü, dedi, ben sana kaç defa iyilikle de kötülükle de şu kötü tabiatten vaz geç diye nasihat etmedim ooi? Moira, bugün bir mendil yarm bir çorab, derken öbür gün para, mücevher de çalmr.ğa başlarsın, Jjarakoîlara düşer, mahkemelere gidersin.. haydi, sen ieli olduğun için kurtulursun. Fakat benim başım belâya girer .'er şunu bakayım bana!. Mendili alıp hırsla cebinc yerlcştirdi ve şu surede sözlerine devam etti: Ötedenbcri aşırdığm başka şeyler varsa onlpıı da ver, ya, nişan yÜ7Ü2Ün nerede? yoksa onu geno mi yuttun! Herif. sen çıloırdm mı? Nişan yüzüaü de ne oluvor? Aramızda öyle deSil, se'.âm veıip alma şekünde bile bir münasebet var mıydı ki? Haydi. haydi, gene saçmalamağa başlama. O elinde oynadığuı da nedir? Avcunu zorla açıp ıçinden Noranın büaz ev\el boynundan çekip kopardın küçuk madalyonu çıkardı. Bak. dedi. gene ne yapmışsm! Kazara oldu. Adam onu da alıp hırsla yeleğinin cebine soktu ve söyle söylen Ömer Kıza DOĞRUL mustur. Ankara, 15 (Telefonla) Basın Yayın ve Turizm Genel Müdürlüğü Radyo Dairesi Müdürü Cevad Memduh Altar, bu ayın 21 inde Unesco'nun davetlisi olarak Parise gidecektir. Cevad Memduh, Unesco'nun radyo teknik ihtiyacları komisyonunda eksper olarak çalışacaktır. Altar, 17 eylulde Varşovada toplanacak olan Milletlerarası Chopin Derneğinde de «Türkiyede Chopin» mevzulu bir konferans verecektir. mekte devam etti: Sana hiç bir şey aJmağa. emniyet etmeğe gelmez. Güzelim otomobilin camını berbad ettin. ݧ sade maddî zararla kalsa neyse.. fakat içeriye sis, pus da girecek, üşüyecek, nezleye rutulacaksın! Adam, yarun s?ğa kıvrılarak hancıya hitab etmeğe koyuldu: Rica ederim karıma bir üncan çay hazırlıyabilir misiniz, hiç olmazsa Lestingham'a varıncaya kadar vücudüne biraz hararet vermiş. olur. Oradaki otelde bir oda tuttum ama. nasıl yerdir pek de iyi bilrniyorum. Yarın sabah doktorla randevumuz var. Nora, sesinin bütün kuvvst^ie yeniden haykırdı: Yalan. bunlarm hepsi yalan. Kat'iyyen inanmayrruz. Niçin telefon etmeme müsaade vermiyorsunuz? Hancı kapıya doğru yürürken: Gideyim, dedi, kanma söyliyeyim! Adam da onu takib etti. Nora hayxnrmcı^ı hâlâ kesmemişti: Çay istemem diye, bağırıyordu, çay istemem! Çünkü bu herif, beni zehirleyecsk. ' Otomobilli katil bir aralık hancıya: Blackmaa! Diye seslendi. Nora bu ismi hafızasmda saklamağa ve unutmamağa karar vsrdi. Hancı genc kızı atışürmak için: Böyle şeyler nasıl aklınıza ge Isvıçrede yapılmakta olan milletlerarası tenis müsabakalarında Çekoslovakyayı temsil eden maruf şampiyon Drobny ile arkadaşı Çernikin Prağa dönmek hususunda aldıkları emre itaat etmiyerek hürriyeti seçtikleri bildirihniştir. BuProtestan kilisesi de nun üzerine komünistler bunları komünistlere karşı kaçırmaya teşebbüs etmişler, fakat İsviçre polisi işe müdahale etmiş cephe alıyor ve iki şampiyonu emniyet altına alLondra, 15 (B.B.C.) Papa mıştır. ile komünistler arasmda başlıYukarıki 'esımde Drobny görülyan savaş şıddetlenmektedir. mektedir. Çekoslovak hükumeti bugün açıktan açığa Vatikana karşı cephe almıştır. Çek Adliye Bakanı, Yargıçlara verilen ödenekağır kelimelerle kiliseye hücum lerden kesilen vergiler etmiş ve demiştir ki: «Papanm aforoz kararını tatbik mevkiine Ankara, 15 (Telefonla) Yar koymağa yeltenenler vatan hai gıçlara verilen ödeneklerden kesilen iktisadî buhran ve kazanc ni ilân edileceklerdir.» Diğer taraftan İngilterede top vergileri, Maliye Bakanlığa ile islanan protestan kilisesi liderleri tihlâk sahibleri arasında bir ihde komünizme karşı cephe al tilâfa sebeb olmuş ve durum dava halinde Danıştaya intikal mışlardır. etmişti. Danış'.ay, iktisadî buhAtlantik Paktı ran vergisi bakünından istihkak : NewYork, 15 (B.B.C.) A sahiblerinin ddiasıru gayri varid görmüş, fakat ödeneğin kamerıkan Âyanı, Atlantik Paktını perşembe günü reye koymağa zanc vergisine tâbi tutulmasmı da kanuna aykırı bulmuştur. Ökarar vermiştir. deneğin, maaşa eklenmesi sureHikmet Bayur Ankarada tile yapılan kazanc vergisi taAnkara, 15 (a.a.) Bir kaç hakkukundan dolayı fazla tahsil gündür İstanbulda bulunan Mil edilen vergilerin istihkak sahiblet Partisi Genel Başkanı Hik lerine iadesine karar vererek bu met Bayur, bu sabahki ekspresle neticeyi Maliye Bakanlığma bildirmiştir. Ankaraya dönmüştür. lir, diyordu, biz burada i eehirli çay içirir miyiz? Nora ikisinin birUkte handan içeriye girdiklerıni gördü ve •?on kurtuhna fırsatmı da elden kaçırmış olduğunu anladı. Artik kendısme deU aamgas; adamakıllı vuruknuştu. Öylesine deli ki koc&sj yanında iken cvli olduğunu inkâr ediyor, nişan yüzüğünü taşrmak istemiyor. Öteden beriden kıymetli kıymetsiz eşya çalıyor, kızınca camı çerçeveyi şangır şungur aşağı ındiriyor, birlikte yaşadığı adamı katillikle, caniükle ithvrn ediyordu. Otomobilli caoi, bir iki dakika sonra handan dışan çıkü ve yanına gelerek çayın hazırlanmakta olduğunu soyledi. Sonra da şu sözleri ilâve etti: Çok rica ederim, çayın zehirli olduğunu iddia .'tmeyiniz. Ben sizi zehirlemek istemem. Çünkü böyle bir iş yaptığım sabit olunca idam edilirim. Nora meyus ve bitkin cevab verdi: Her katil idam olunmaz ki.. Onlardan bir çoğu böyle bir akibete sürüklenmemek işın icab eden bütün tedbirleri alırlar. Siz ce hiç şüphesiz böyle yaptınız. Fakat, bizi takibe koyulanlar buraya gcldikleri vakit hancı ile arkadaşlarmı sorguya çekecekler ve facianın aydmlatılması için lâzım gelen cevabları almaya çalışacaklardır. Yaaa,. Takibcilerin bu kadar yakında olduklannı mi sanıyorsunuz ve bu işe o derece ehemmiyet verdikleri kanaatinde nıisiniz? Ben hiç de o fikirde değilim. Bir kere şu sise bakın. Bu zifirî karanlıkta kim yolumuzu izinüzi bulabüir? Yarın da ortada bugünkü hâdiselerden hiç bir eser kalmıyacalî, güneş bütün delilleri, ispatları bir buz parçasını eritir gibi yok üdecektir. Yalnız, herkesin zihninde şu tek sual bir soru işareti gibi dikilecektir: «Kaybolan hascabakıcı acaba nereye gitti?» Ama onun kocasım inkâr eden bir deli olduğuna kimse hukmetmiyecektir. Ah, bununla beraber işlerinizi pek sıkı tuttuğunuzu anlıyorum. Eninde sonunda sizin galib benim de mağlub oîacağım muhakkak gibi görünüyor! XX Hanın kapısı açıldı, içeriden han cı Blackman'la birlikte bir de kadın çıktı. Bu, hiç şüphesiz karıs) olacaktı. Blackman'dan biraz daha genc, aşağı yukan otuz yaşlarında kadar bir şey. Elmdeki tepsinin üzerinde bir çaydanlıkla iki fincan ve bir tabak çörek vardı. Hancı: Madam, dedi, siz ara'oadan inip hanımıza girmeğe tenezzül etmediğiniz için çayrnızı buraya getirmeğe mecbur oldum. Kapıdan vereceğim. (Arkası var) in. tefrikası; 4O BU KAPIYH AÇMAYINI Yazan: Anthony Gilbert , Türkcesi: A. Hidayet Reel Hanımcığım akıllı uslu otur oturduğun yerde, kocan pek fena bir adama benzemıyor ve senin iyiliğin icin çalışıyor. Sözlerini, nasilıatlerini dinlesen iyi edersen. Kocam mı! Ha ha ha.. o benim kocam ha... Şaşarım aklınıza! Nora, bu sözleri üzerine iki erkeğin birbirlerine biraz e\vexki gibi manalı manalı bakıştıkîarını gördü. Dayanamadı, elini camın kırık yerinden dışarı çıkarmak istedi. ParmaklarmdEr biri pürüzlü bir noktaya tesadüf edince çizildi ve kanamaya basladı. Genc kız. buna rağmen kolunu ileıiye doğru uzjımaklan ge;i kalmadı ve şidtleile haykırdı: Bakm, p3rrpa<;jmda yüzük talan var mı? Hancı biraz müieessir: Siz yüzüğii müzüğü bırakın da. dedi. =u haliruze bakuı. İyi bir §sy mi yaptınız sanki.. mendüiniz varsa verin ds bşğhyayun.. Genc kız. cebincen mendilıni cı • kanp uzatırken se\ Inc ırındc haıkırdı: •"• Vai', vax... Igte! Markasuıa Biz, bugün burada yarm şurada sürt Allah kerim dolaştığımız için bir şeye alışamıyoruz. Biz ise buraya mıhlanmış kalmışız. Vâkıa, yazın gelen giden oluyor. Otomobiller, otobüsler, yaya jrolcular. Fakat köyümüz kLşın ku: uçmaz kervan geçmez bir haldedir... Yani serıin anlıyacağm paskalyaya kadar işimiz berbaddır! Nora, her iki adamın da kendisini unutur gibi bir vaziyete girdıklerini görünoe sordu: Bari bir telefon etmeme müsöade verseniz. İsterseniz beraber gelin, yalnız Madam Trenthr.m ile konusacagım. Katil, sinirlendiğini belli etmemeğe çalışaralc zoraki bir kayıdsızlıkla cevab verdi: Moira, sen hakikaten kaçıksmİşin gücün durmsdan kendilerini tanımadığın veya bu dünyada mevcudiyeüeri şupheli üısanlara teleion etmeğe kalkışmak! Bslki boş Kamanlarda boyle kaprislerine ses çıkarmıyEbilirim Lâkin. simdi sırası taı? Haacı güleıek lâkırdıya kan§U: İzmir, 15 (Telefonla) Baş bakan Yardımcısı Nihad Erimle Millî Eğitim Bakanı Tahsin Ban. guoğlu, bu sabah otomobille şehrimizden ayrılmışlar, evvelâ Menemene uğramışlar, oradan Manisaya gitmişlerdir. Manisa Halk evinde bir konuşma yapan Ni had Erim, bilhassa istihsalin bir kaç misline çakarılması lüzumundan, büyük bir askerî kuvveti ayakta tutmak mecburiyetinde olduğumuzdan bahsetmiş tir. Millî Eğitim Bakanı da okulları gezmiş ve Akşam Ticaret Okulunun orta ticaret okulu haline getirileceğini söylemiştir. Bakanlar, Manisadan sonra Akhisara uğramışlar ve bir müddet sonra Balıkesire hareket etmişlerdir. Manisa Demokratlarmın beyannamesi Manisa D.P. İl İdare Kurulu Nihad Erimle Tahsin Banguoğlunun Manisa ziyaretlerini ve Halkevinde yapılan konuşmayı incelemiş, vardığı neticeler. hakkında bir beyanname neşretmişmiştir. Bunda deniliyor ki: « Saym Başbakan Yardımcısmm yarım saatlik konuşma için bu fakir milletin sırtına yükletilen geniş masrafları azıcık olsun gözönünde tutmasını temenni ediyoruz. Buna rağmen, her türlü kudretin kendileri ile beraber olduğunu zanneden iktidar adamları, eğer bu seyahatlerde, milletin kendileri ile beraber olmadığmı anlamışlarsa, yapılan bu masraflı ve külfetli seyahatlerle millet hesabına, geç de olsa hayırlı bir neticeye varılmış olacağmı görerek, ancak sevinc duyacağız.» Tanm Bakanı Akhisarda Akhisar, 15 (Telefonla) Ta rım Bakanı Cavid Oral, bugün Bahkesirden şehrimize gelmiş v < yapılan bir toplantıda memleke tin mahsul ve ziraat durumu hakkında izahat vermiştir. Bakan, Manisaya gitmiştir. İki Bakan, Bahkesirde Balıkesir, 15 (a.a.) Deylei Bakanı, Başbakan Yardımcıs: Nihad Erim ile Millî Eğitim Ba kanı Tahsin Banguoğlu bugün saat 21 de şehrimize gelmişlerdir. Balıkesire geliş yolu üzerinde Sındırgı ve Biğadiç ilçelerine d uğrayan Bakanlar, halkla görü şerek dileklerini tesbit etmiş v gerekli açıklamalarda bulun muşlardır. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nihad Erim yarın saat 10 da Cumhuriyet Halk Partisinde partililerle bir konuşma yapacak ve öğleden sonra Millî Eğitim Bakanı ile birlikt Bursaya gidecektir. Tekel ve Adalet Bakanlan şehrimize geliyorlar Ankara, 15 (a.a.) Gümrük ve Tekel Bakanı Fazıl Şerefed din Bürge ile Adalet Bakanı Fu ad Sirmen bu akşamki Ankar; ekspresile İstanbula hareket et Binaenaleyh bu gibi tetkik seyahatleri haberlerini lüzum hududunmışlerdir. dan daha geniş vermek dinleyici* lere propaganda yapıyorlar hisLahaye Orta Elçimiz sini verir. Eğer maksad propaganda Lahaye, 15 (a.a.) (Afp): La ise aksi tesir yapar, inanm! Üstehaye'deki yeni Türk Orta Elçisi lik haber bülteni de vakit dariıAbdullah Zeki Polar bugün Kra ğından dolayı kısacık kaür. Bn saürlan okuyanlar, maksadıliçe Juliana'ya itimadnamesini nıın devlet adanılarımızm seyahat vermiştir. haberlerini yajinlatmak istemediğime yormıyacak kadar anlayış sahiTEŞEKKÜR bi olduklarına eminim. Programlar Geçirmiş olduğum zatürriede te ayarlanırken buna da dikkat edidavimi takib eden Prof. Dr. Kemal lirse yerinde bir şey olur. Hüseyin Pilevnelioğlu ile, bizzat B. FELEK gelerek, veya telefon. te'.jraf ve mektubla hatırırm sormak iutfunu Bakanlar Kurulu esirgemiyen saym meslekdaşlarıma, Ankara, 15 (a a ) Bakanlar dostlarım ve hsstalarımla, Yakacık Kurulu bugün saat 16 dan 19.30 a ve civar köylülerine teşekkürlerimi kadar toplanmış ve gündemindebildirmek için gazetenizin tavassu ki muhtelıf Bakanlıklara aid gün tunu dilerim. delik işler hakkmda Dr. İbsan Eifat Sabar lerde bulunmustur.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear