24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
6 iYiu.vis l'Ji Selıir j G Ü N Ü N MEVZULARI TİYATRO ı Cocteau'ya ve 1. Marais=haberleri Sabahaddin Alinin Yardımların hudu turnesine dair katili müşahede Yazan: Lutfi Ay İkinei Üünya Savaşından bek | mıştır. Onun eserlerini oynalenmcdık bir mağlubiyetle çıkan •makla şöhretini sağlıyan bu genc Kırklareli Ağnceza mahkemeve hâlâ bu mağlubiyetin doğur , aktör İfci Boşlt Kartal'm erkek since müşahede altına alınmasına duğu acılar;. karışıklıkları gi ! kahramanım hem sahnede, hem karar verilen, Sabahaddin Aliîiin canlandırmtştır. Jean dermekle uğraşan Fransa, as , filmde katili Ali Ertekin, bir gedikli ve .kerî ve siyasî alandaki kayıb i Marais, şüphe yok ki meziyetle iki jandarma refakatinde dün otolarını sanat alamnda telâfı et ri, büyük kabiliyetleri olan bir j büile şehrimize getirüjniştir. meğe, bilhassa Yakın Şarktaki sanatkâr. Fakat Jean Anouilh'un | Ali Ertekin, Adliyede kısa bir r eski prestijini bu yoldan tekrar j Leocad>a sında kendisini bir hay j müddet kaldıktan sonra gene jankazanmağa çalışıyor. Franiız e , li sun'î ve romantik olmak gay darmaların refakatinde Tıbbı Addebiyatının, Fransız tiyatrosu | gısile hayli efjemine bulduk. liye gönderilerek müşahede altına Gene en iyi oynadığı, en munun. Fransız dekorunun, Fransız alınmıştır. Mahkeme kararına göre vaffak olduğu rol zannederim modasının ve nihayet Fransız bu nıüşahede 45 günü geçmiyezekâsının ve zevkinin temsilci Les Parents Terribîes'deki Mi cokti». leri olarak seçilen ve Fransız chel'dır. Britcmnicus'u da yeni hükumetinın yardımı ile her yıl bir tarzda, çok güzel oynadıfmı Finlandiyalı bir ordinarvüs resmî turne halinde Yakın Şark yazanlar ve söyliyenler var. Ne profesör şehrimizde memleketlerini dolasan tiyatro yazık ki Racine'in eserini göretoplulukları bunun bir delilidir. meden Istanbuldan ayrılmak zoHelsinkl Teknik Onivenitesi Ordinarvüs profesorlerinden M. Kauko, dün bir Bu turneler şüphe yok ki yalnız runda kaldık. Trupun kadm sanatkârlarının İskandinav\a uçağile şehrimize gelmişticarî maksadlarla tertib edilmitir. Kendısile görüşen bir arkadaşımıyor ve, devletten yardım gör bagında kendisine hayran oldu I» Ord. Prof. Kauko şuniarı söylemişğumuz Yvonne de Bray geliyor. düklerine göre, Fransanın matir: nevî değerlerinden hiç bir şey Henri Bataille'm en büyük mu« Memleketlnilde ancak bir nafîa fcaybetmemiş, bilâkis yeni kuv vaüakıyetlerinde şeref payı o külscağım. Yann İstanbul Üniversitevetler kazanmış olduğunu Fran lan bu büyük aktris onun ölü sinde «yüksek fırın curufundan çimen* to nasıl yapılır?» konufunda bir kon* eız kültürile ötedenberi temas munden sonra sahneden uzak ferans vereceğim. Ayrıca, bu bir hafta kalmağı tercih etmişti. On beş halinde olan çevrelere gösterrîrfmda Ankaraya gideceğim ve orada yüdan fazla süren bir ayrılıkian da konferaiKİar vereceiim.» tnek gayesini de güdüyor. Ord. Prof. Kauko, Finlandiyanın sıBu resmî turnelerden ilki iki sonra onu tekrar tiyatroya kayiı önce Ankara ve Istanbulu zi zandıran Cocteau olmuş, hattâ bu nai geli^nesini idare etmij bir sahsi yettir. yaret eden Jean Marchat trupu vesile ile bir Fransız gazetecısPazar günkü mitinge davet şöyle bir nükte yapmış: olmuştu. Geçen yıl aynı vazife Demokrat Paıünin İstanbulda hayat büyük tiyatro adamı Lotıis Jou«Yvonne de Bray Bataille'la vet ve arkadaçlarma verildi, fa ölmüştü. Cocteau'nun sayesinde pahalıh£ı ve geçim darlığı hakkında ettigi mitingin önümüzdeki pakat ne yazık ki, malî ve daha dirildi.rf Büyük sanatkân Les tertib zar günü yapılacağı malumdur. Mitlngi *** ziyade ticarî sebebler bu heyetin Parents Terribles'deki anne, he tertib eden heyet, bütün vatandajları, Evvelce gunu söylemek yerinTürkiyeye gelmesine imkân ver le Les Monstres Sacres'deki Est o fün saat 11 dt Taksim maydaruna dedir ki, milletlerarası iktisadî medi. Fakat bu yıl o resmî tur her (Sarah Bernahardt) rolünde davet etmektedir. tesekkül ve müesseselerin hepsi neleri devam ettiren Jean Ma gördükten sonra bu dirilişe hayMis Dorothy Thompson gitti istenen çekilde işliyemiyecektir. rais ve arkadaşları, başlarında ran olmamak mümkün değildir. Bir müddettenberi memleketimizde Jean Cocteau olduğu halde bir Onun yanısıra yıllarca evvel bulunan Amcrikalı tanınmif muharrir Bilhassa (Sandık). Şimdiye kahaftadanberi şehrimizin misafi îstanbola gelen Fransız trupla Dorothy Thompson, dün uçakla Rotna dar kambiyoları sarsılmıç milletlerden Sandıktan istifade «• ridirler ve Atlas tiyatrosunda nnda o k sık alkışlamak fırsatı va hareket etmijtir. temsiller vermektedirler. ru bulduğumuz bir büyük kadm Balor silepi Amerikaya vardı deni azdır. Bunun bir sebebi, Sandığın sermaye durumunun Trupun başmda, sanat işleri sanatkârı, Gabrielle Darjiat'yı «B*ır» filepl dün s u t 18 de Amerimahdud, başka sebebi müracaat tekrar seyretmek bizim için bülcanm PhiUdelphia limanına vamuıtır. ni düzenlemek üzere Jean Cocteau gibi tanınmış bir edibin bu yük bir zevk olmuştur. Çok şe Geml ile fiden 365 kifilik miirettebat iormalitelerinin karışık ve yorucu olmasıdır. Sandığın yulık lunması Fransızlarm bu turne refli bir sanat mazisi olan ve bu trenle NevYorka gideceklerdlr. bilânçolarına kısa biı göz at Belediyedlik heyetimiı dün lerle devam ettirmek istedikleri gün Fransız aktrisleri içinde makla, bu tegekkülün üç yıiiık sanat ve kültür münasebetlerine kendisine yüksek bir mevki teİngiltereye hareket etti ömründe, milletlerarası yardıma min etmiş olan Madam Darjiat'yi ne derece önem verdiklerini anİngiliz Kültür Heyctinin davetl üıelatmağa yeter. Cocteau Fransa ilk defa görmek fırsatını bulan rine Türk BelediyeciUk Dermginden koşarak yapabildiği hizmetıer nın, iki dünya savaşı arasında lar bile.Les Barents Terribles' be« ki;ilik bir heyet dün uç»kla İngll. yekununun mahdudluğu anlaşıyetiştirdiği, dikkate değer şöh deki Leo teyzeyi ne büyük bir tereye gitmi;tir. Bu heyet, Ankara Be lır. Bu bakımdan, Sandığıa Türreiı vskiU Fuad Börekçi. An kiyeye yardımı da hiç gıbı kalretlerden biridir. Şiirle ise ba§ kudretle canlandırdığına baka lediyeıi kara Belediye Meclisi üyelerinden Sa znıştır. rak, onun sanatı hakkında kâfi lamış, roman, deneme, piyes, lih Köklü. Eskişehir Belediye Reisi Said Onu bir tarafa, öteki teşekkül film diyaloğları yazmış, film bir fikir edinebilirler. Karamanoğlu. Göynuk Belediye Reiıi çevirmiş, resim yapmış, müzikle Nihayet repertuarın hemen Hilmi Bayındır, EregU Belediye ReUI ve müesseselerin fiilî olarak biuğraşmış, tiyatro rejisörlüğü, her eserinde genc kız ve kadm Şevket Güvenden müteşekkjldlr. Heyet. zim memleketimize yardıma giLondrada 20 gün. diğer fehirlerde de 20 hattâ aktörlük etmiş, hasılı çok rollerini alan Leocadia'ın Aman gün ka'.arak İngilteredeki özel idare rişmiş olmalarmdan bahsetmek, çegidli kabiliyetlerini denemedi da'yı, Les Parents Terribles'de lerin çahfmaları ve Ingıliz belediye hattâ, bu faydaları görmeğe başği sanat şubesi hemen hemen Madeleine'i ve Les Monstres Sac teşkiiâtl üzerinde incelemelerde bulu ladığımızı da söylemek mümkün kaimamıştır. Fakat bugün yal res'de Liane'ı oynıyan Gaby nacaktır. Bu arada. heyet, 9 mayısta dür. Marshall yardımımn memle Londrada açılacak olan sanayi sergisini ketimize gelen ilk sevkiyatı son nız Fransada değil, dünyanın bir Silvia'yiı yeni neslin bu cidden de gezecektir. Heyet hava alamnda İnçok memleketlerinde, daha çok zarif ve cevherli trajedi sanat giltere basın atasesi Redward tarafm günlerde görühnüştür. Bu henüz bir başlangıçtır. 1948 haziranmkuvvetli bir tiyatro muharriri kârını tanımak sanatseverler j dan ugurlanmıştır. dan 1949 haziranına kadar süren olarak tanınır. Cocteau her biri çin hakiki bir bahtiyarlıktrr. Bogün Hıdırelles on iki aylık birinci Marshall yılı nin temsili Pariste bile hâdise Çünkü henüz 28 yaşmda olduBugün Hıdırellezdir. Bu münatebetle yaratan ve bir kaçı Comedie ğunu öğrendiğimiz Gaby Silvia an'ane gereğince halk. kırlarda baharı için kabul olunan 50 milyon dolara yakın plânın ilk tatbikatmı Françaıse repertuarına alman bir gerçekten büyük bir istidaddır ve tesid edeceklerdir. bu surette yürürlükte görmek, hayli sahne eseri yazmıştır, fa yakın geleceğin büyük şöhretleMuallirnlcı Birliği iki kamp şüphesizdir ki, memnunluk vekat en meşhur piyesleri La Ma rinden biri olacağı muhakkaktır. hazırlıyor chine Les Parents, Terrimles ve Zeki oyunu, ateşli sanat mizacı, Geçen sene açılan Muallimler Birliği ricidir. Umulur ki, önümüzdeki L'Aigle a detuc tîtes'dir Bunlar tertemiz diksiyonu ve bilhassa Kaınpı, bütün yurdda genij bir ilgi hazirandan takib edecek haziradan sonuncusu Sabri Esad Siya «kadınlığı» ile adlarını saydığı uyandırmıştı. Dün Cemal Artüzün baş na kadar olan 194950 programı kanlığında toplanan Birlik Idare He da uygun surette kabul ve tasvuşgil tarafmdan dilimize çev mız h«r üç eserdeki rollerini yeü, bu senc vaki olan müracaatlerin rilmiş ve geçen mevsim Şehiı mükemmel bir üslub ve ahenk çoklugu dolayısile iki yerde kamp açıl dik olunsun, memleketimiz, yeTiyatrosunda oynanmıçtı. (tki içinde, duyguyla, suurla oynu raasına karar vernuş ve bir hazırlık ni yardımlardan faydalansm. komitesi kunnu«rur. Ancak, muhtac olduğumuz başlı Kartal). La Voix Humaina yor. adh bir perdelik bir piyes de Vali dün misafir sanatkârlarla kaynakların yekunu o kadar büDiğer sanatçılardan Marcel yüktür ki, bunlarm yalnız devGalib Arcan dostumuz tarafın Andre her role intıbak edebilen görüştü dan tercüme edilmiş ve Millî E tecrübeli, kuvvetli bir aktör. Vali ve Belediye Reisi Dr. Lutfi Kır let sahasına taalluk edenlerine ğitim Bakanlığınca yayımlan Yalnız sesi bir hayli yorgun. darı dün Vilâyet Makamında Fransız bakıhrsa, milyarlara vardığı anBaşkonsolosu ile refakatinde bulunan mıştır. (İnsan Sesi). Zaten hoparlör olmasa Atlas si Fransır sanatkarları başkanı Cocteau laşılır. Halbuki, mevcud yardım sistemlerinden alacağımız yarCocteau'nun tiyatrosuna kuv nemasının ne yazık ki akostiği ve bunu müteakıb da şehrlmizde budımlar, bu yekunun mahdud bir lunan Hind Bale Heyeti bafkanı Rsm hiç de iyi olmıyan salonunda, vetli bir müşahede, canlı ve yüzdesini teşkil edebilecektir. renkli bir tasvir, komedi görü ön srralarda bile, sahnede söy GopaJ ziyaret etmişlerdir. Tekmil dış yardımların esası, beEt tanzim satışlan lenenleri duymak kabil olmıyanüşü altında sosyal hicve yüklirli bir yılda, meselâ 1952 de, Ticaret Ofisi Genel Müdürlüğüne veselen bir tahlil ve bilhassa cak. kâiet etmekte olan Enver Güreb, bir Avrupa tktisad Birliği halinde çok sağlam bir teknik hâkimdir Görmek fırsatını bulduğumuz kaç güne kadar Ankaraya gidecek. et birleşmiş olan yukarıda temas Bunu, bu defa Jean Marais ve üç eserden Les Parents Terribles tanzim satışlarına, 15 msyısta nihayet olunan 19 milletin kendi ayakarkadaşlarmdan seyrettiğimiz, müstesna diğer ikisi derinliği, vcrUmesini isteyecektir. Bu görüçmed» ları üstünde durmasmı mümkün Les Parents Terribles'&e vuzuh büyüklüğü olan eserler değildir. ayıica. 194950 yıhnda hangı aylarda. kılacak ilk vasıtaları vermekten hangi fiatlarla et tanzim satıjı yapıla görebiliriz. Cocteau Bataille Leoeadm bir fanteziden, psiko lacağı hakkında Bakanlığın düşüncesi ibaret olduğuna göre, geri kalan Bernstein çığırına ve Robert de lojik ve sentimental bir fantezi almacaktır. lüzumlu vasıta ve kaynakları, Flers'in komedilerine çerçeve o den, Les Monstres Sacres de anLevend çiftliğinde yapılacak bu milletler kendi gayretlerile labilecek bir konu içinde, bazan cak sahne sanatkârlarını ilgilentemine çalışacaklardır. O meyanevler bir vodvil, hattâ bir parodi ha direbilecek, çok mahallî, çok EmUk ve Kredi Bnnkası Umum Mü da memleketimİ2 de vardır. Dı§ iini alan sahnelerin yanısıra, ta hususî, hattâ mahud tiyatro si dürü Mithat şehrimize gelmif ve berayardımlarla memleketimiz daha mamile kendine hâs cüretli çı nema münakaşalarile, bir hayli berinde Bankanın İstanbul Müdürü oldiri bir hale gelecek, fakat onkışlar yapmış, harikulâde bir eskimiş görünen bir denemeden duğu halde dün Beledlyeye Jelerek Levend çiftliğinde ve dijer bazı yer dan ötesine artık karısılmıyaustalıkla gülünçlüğün altında ileri gitmiyor. lerde Belediye ile müstereken infa edi caktır. Bunu böylece bilecek ogizlenen dramı bize duyurmağa Bununla beraber Jean Marais lecek halk tipl evler mevzuunu, Val] lursak, alacağımız iktisadî termuvaffak olmuştur, hem de hiç trupunun çimdiye kadar memle ve Belediye Başkanı Lutfi Kırdırlı tibatı şimdiden etraflıca düşünyadırgatmadan... Zaten ona sık ketimizi ziyaret etmiş olan Fran görüşmüştür. mek için gayretler sarfına lüzum sık «sihirbaz, büyücü» gibi va sız truplarınuı, bîlhassa kadm İmralıyı ziyaret olacağını kabul eder, hareket sıflar verihnesinin sebebi de bu sanatkârlar bakımından, en kuv İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültl hattımızı ona göre çizebiliriz. dur ve cüretine kattığı sanatı ju ' vetlisi olduğunu söyliyebilirim. si talebelerile tstanbul Erkek LSsesl son Sarfına mecbur olduğumuz gaymeşhur cümlesile ne güzel ifa Şimdiye kadar hiç bir Fransız sjnıf öğrencileri, dün İmralı adasına retlerin lüzumu yamız devlet de etmiştir: «Cürette incelik, ne turnesi bu kadar zengin bir kad giderka cezıevini ziyaret etmişlerdir. için değil, hususî teşebbüse de ça Müessese Müdürü tbrahim Saffet Oreye kadar çok ileri gidilebile ro ile karşımıza çıkmak ve bu may tarafmdan kendilcrine geniş izahat lışan tüccar ve sanayicilerimiz ceğini kestirmektedir.» kadar çok şöhreti bir araya top verilmiıtir. için de aynen variddir. lamak imkânını bulamamıştı. *** *** Küçük Haberler Şimdi biraz da Jean Marais Temenni ederiz ki Fransız dostlarımız İstanbula kadar gelmişSanılmamak lâzımdır ki, yarve arkadaşlarmdan bahsedelim. * ESKİ Ulaştırma Bakaru Kasım dım yolile yapılan ve yapılacak Jean Marais, Fransız sahnesinin ken, Ankaraya kadar da uzanGülek dün bir Holanda uçağile sehri olan bu dış finansmanlarla önüyeni şöhretlerinden biri olmakla mak ve bu derece ahenkli bir mizden Londraya jHmistir. topluluk içinde daha büyük bir beraber bugün Pariste kendi a* BİR müddettenberi memleketi müzdeki muazzam işlerin hepsidını taşıyan bir tiyatro heyeti değer kazanan sanatlarını Baş mizde bulunan İtalyalı gazeteci Fran ni yapmış olabileceğiz. Memlenin müdürüdür ve tiyatroya kentimizin aydm seyircilerine de cesco. dün oçakla Romsya dönmüştür. ketimizin bir de (iç finansman) İc INGİLİZ Avrupa Havayollan Mü işi var ki, ciddiyeti itibarile öCocteau tarafından kazandırii göstermek fırsatını bulsunlar. dürü Wood, dün bir B.E.A. uçağile tekinden asla geri kalmamaktaşehrimize gelmiştr. Wood. (ehrimizde 2 dır. Haydi dışarıdan makine gegün kalacak ve bazı tetkiklerde bulutirttik. Fakat, fabrika binasını nacaktır. * YINİKÖY ile Beykoz arasında bir biz kendi kaynaklanmızla kuraaraba vapuru hattmın ıhdası Denizyol cagız. Yani, binanın kurulması ları Idareaüıce düfünülmektedlr. için: * EVVELKİ gün îehrimlz* gelnıiç 1 Lüzumlu işçi ücretini olan Amerikamn Asya Enstitüsü profesörlerinden müteşekkll 18 klsilik he Türk lirası olarak emre hazır yet bu sabah uçakla Bağdada hareket tutacağız, bunu bize kimse veredecektir. Heyet, Bağdaddan İrana ge miyecek, çecek ve orada bir müddet katarak 2 Lüzumlu yerli ham madtetkiklerde bulunacaktır. *• C.H.P. Şişli Merkez Ocağı Baş deyi almak için gene Türk lirası kanlıgından bildirilmijtir: Üyelerirr.izin bulacağız, bugün saat 21 de ocak merkezinde bu3 Bu maksadlarla yerli banlunmaları rica olunur. kalardan almacak kredilerin fa* GALATASARAY Llsesi mezunlarından H. Müfid İmıir, yann saat 16^0 izlerini gene paramızla ödiyeceda, Galatasaray Lisesinde bir keman ğiz. Bunlar bir takım iç finansman 5 inci sayuı yann herkesi şaşırtacak güzelükte çıkıyor resitali verecektir. problemleridir ki, ancak onların RECEB 7 CUMA i halli ile dış yardım tekemmül e"B İleri Türk Musikisi Knnserrataan neşriyatı olan İ ^ B ^ ^ i debilecektir. Bize yapılacak dış yardımm t | Marshall kısmı 1952 de sona eS recektir. Öteki teşekkül ve müı V. | 5,51 13 10 »0,10 21.56 3.54 17,04 15 inci sayısı kıymetli notalar ve faydah makalelerle çıktı. I esseseler daha da devam edeceklerine ?öre, onlardan faydaKurtulus, Bozkurt Cad. 90. I i E. ] 9,42 5,00 8.54 12,00 l . « | 7,44 UuımakU devam edebileceğiz. f | T J T 7 M NALINA r l £ H I MIHINA Bynalmıyacağız, bilâkis ferahijyacağız arshall plânından Tür kiyeye ayrılan kredi nin 10 buçuk milyon doları ile tedarik edilen 1839 traktör. 477 biçerdöğer Ue sair ziraat aletlerinin ve malzemesirdn ilk partisiııden 21 traktörun İstanbul limanına çıkardması münasebetile evvelki gün Dolmabahçede bir tören yapıldı. Bir hafta evvel, geçen perşembe günü de Gökükte Amerikan askerî yardım plânından Türkiyeye verilen iki muhribe sancak çekme töreni yapılmıştı. Bu törenlerden muhribler için yapılanı askerî, traktörler için yapılan da iktisadidir. Türk donanmasuıı kuvvetlendinnek için verilen ve daha da verileceğini ümid ettiğimiz harb gemileri, Türkiyenin harb gücüııü artırmak yolunda dost Amerikamn teşekkür va memuunlııkla karşıladığımız bir yardunıdır. Türk ziraatini genişletmek ve kuvvetlendinnek için verilen ve daha da verileceğini ümid ettiğimiz ziraat makineleri ve aletleri ise. Türkiyenin iktisadî gücünü artırmak yolunda gene dost Ameıikanm teşekkür ve memnunhıkla karşıladığımız başka bir yarduîiıdır. Bir memlekeün harb gücü yalnıı silâhh kuvvetlerine inhisar etmer. Bu harb gücünün esas kaynağı iktisadî gücüdür. İktisaden zayıf bir memieket askerlikçe de zayıHıt. Karaı tok. sırtı pek bir millet, aç ve çıplak bir milictten çok daha iyi haıbtder. Top.vekun harbde, bir millet bütün varlığile savaşacaktır. Bu harbde. ister soğuk ister kıifein harb olj>un, orduîar ve silâhlar kadar çiftçiler ve Ur'.alar da en mühim rolü oyııayacaklardır. Süngüyü saban destekleyecektir. Bir milletin ve orduîarının en başta gelen ihüyacı ekmektir. İkinci Dünya Harbi içinde; ekmeklik hububat darlığı karşısuıda kaldığımız zaman, dışarıdan bir tecavüze uğramaktan ziyade kıtlık ve açlık tehlikesinden endLseje düşniiiş. nıüttefikimiı İngiltercdsn buğday istemek zorunda kalmı§lık. Halbuki harb halinde buluaan müttefikimize, bizim buğday temin ctraemiz icab ederdi. Bunu yapamadık. çünkü, yurdumur bir «raat memleketidir, diye edebiyat yapmamıza rağmen, ziraatiıniz hâlâ iptidai vasıtalarla, hattâ kara sabanla çahşıyordu, Şimdi ilk partisi gelmiş olan makineler ve aletlerle ziraatimiz yeni bir devreye giriyor. Bu bol makineli ziraat devridir ki bilhassa hububat istihsalimizi arhrarak iktisadi kalkınmamızı, Avrupa memlcketlerine yardım etmemizi onlardan yardım görmemizi temin edecektir. İkrisadi kalkınmamızı hulandlrmak için ilkönce ziraate kuvvet vermek lâzımdır. Çünkü, bu sahada atılacak tohum, en çabuk mahsul verir. Diğer sahalardaki teşebbüsler ise yapılması icab eden büyük teknik tesislcr itibarile az çok bir zamana, senelere muhtacdır. Kealüt ve gajıetli bir ziraatçi olan Tarun Bakanı sayın Cavid Oralın gelmeğe başlamış olan makineleri, en verimli olacaklan bölgelere süratle yollayacağı şüphesizdir. Mîîum düşmanunız. bizi soğuk harlsie iktisadî sahada bunaltmağa çalışoor. Bıuıa karşı dost Amsrikanın şükranla karşıladıgımu iktisadî yardunlarile Tjunabnak şöyle dursun, bilâkis daha ferahlıyarak mukabele ve muka\emet ed altına alındı Dünyayı harbden sonra dü§tüğü korkunc fakirlikten kurtarmak için milleüerarası bir çok yardım teşkilâtları kuruldu. Bu teşkilâtlardan bizi yakından ilgilendiren iktisadî olanları sırasile çunlardır: Önce (Milletlerarası Banka) ve (Milleüerarası Para Sandığı) kuruldu. Arkasından (İthalât ve İhracat Bankası) ve (Marshall Yardımı) çıktı. Daha sonra, 19 Avrupa devletleri arasında yapılan işbirliği toplantısmdan bir (Tiraj Hakkı Müessesesi) meydana geldi. Biz bunların hepsine girdik. Hattâ, bu maksadlarla Meclisten kanunlar çıkardık. Milletlerarası Sandık yalnız devletlere, ötekiler hem devlet, hem de tüccara yardım ediyor. Sandık devlete yardımla beraber, onun gayesi kambiyoları sarsılan ve para muvazenesi bozulan devletleri tutmak olduğuna göre, tüccara da bilvasıta fayda verebilecektir. Girdiğimiz milletlerarası iktisadî teşekkül ve müesseseleri böylece hatırlattıktan sonra, ju sualle karşı karşıya olduğumuzu söylemek mümkündür: Bu yardımların Türkiye bakımından hududu nedir? Yardımlardan faydalanacaksak, bu yardımlar ilânihaye sürecek midir? Değilse, muhtac olduğumuz kaynaklarm üst tarafını nereden bulacağız? Dr. Yazan: N. A. Fakat, tebarüz ettirmek istediğimiz gibi, bu faydalar iç kaynaklarımızın da muvazi olarak geli§mesi ile mümkün olabilecektir. Işte, dış yardımların göz kamaştırıcı parlaklığından tereddüde düşmeden, kendi millî azim ve irademize dayanarak ve güvenerek ve memleketimizin iç iktisad âlemini tanzim ederek, ona yeni bir hamle vermek, bize, yani toplu ve yekvücud bir millet olarak kendimize düşen vazifedir. Başka memleketlere de bakılırsa, oralarda da olup bitenlerin hulâsasının millî gayretlerde toplandığı görülür. İtalya yüzlerce milyon dolar aldı diyoruz, Fransa milyar dolara yakın yardıma kavuştu dedik. Fakat, aynı zamanda şu da malumdur ki, İtalyada şimdiye kadar görülmemis bir iç çalısma humması, Fransada dört yıllık Monet plânınm tatbikı için gene görülmemiş çapta bir iç çalışma gayreti vardır. Yardım gören diğer 18 lerin hemen hepsinde, yardım üzerine oturmaktan iba ret bir manzara değil, millî iktisad hesablarını ve bu hesabların hususî teşebbüs ve devlet sektörlerini kıh kırk yararcaşına ileri götürerek ve istediğini bilerek ve yapacağını toparlayıp halkın gözü önüne ayna gibi sererek, tekmil milleti iktisadî hareket ve seferberliğe sevkeden kuvvetli bir millî irade manzarası görülmektedir. Milletçe tek dileğimiz, şu yirminci yüzyılın tam yarısına yaklaştığımız günlerde, dünyayı sarsan şiddetli iktisadî ileri hareketine olanca varl'.ğımızla katıknak fırsatını kaybetmememiz olmalıdır. Geçen yüzyılın tam ortasında dünyayı sarsan şiddetli iktisadî ileri hareketine katılmak fırsatını kaybettiğimiz gibi... îlHir:l!IHlillllllll!l!l||'[l!H!!!!ilî!i;iil!!lllllî i İISI EDEBİYAT Tazan: Yunuc Kâzıra Köni, kendi köşesinde Eessiz bir amatör çahşmasım tercih eden bir sanatkârdır. Çok kıdemli dostum için bilmem bu sıfaü kullandığım iyi oldu mu? Ben Eanatta amatörden korkanm. Onda ürkeklikle, bu duygunun en teh likeli yüzü olan o gayesiz cesaret çok defa elele yürür. Amatör fazla uzletin verdiği garib meydan okuyuslarının, bir takım perdeleri yırtamıyacağıru bilmekten gelen bazı ümidsizliklerin adamıdır; bunlar esere herseyin kendi etrafında döndüğünü vebmettiren keyfl bir eda, zarurî rdzamların üstüste inkâr ve kabulünden gelen bir nevi aksaklık verir. Çünkü sanatta nizam evvelâ şahsın ölçü hissidır. Onu bulamayınca diğer ölçüler de kaybolur. Meğer ki, ancak şimal milletlerinde gördüğümüz o spor için spora benziyerl ,yani zaferlerini kendi yalnızlığmda idrak etmekten hoşlanan ve tekbajma kaldığı zamanlar dahi o>ouıun bütün kaide BAHİSLERİ Tanpınar Yunus Kizıraın (Bulutlu bir mayıs gecesiydi) hikâyesi bizde bu titmin en canlı olarak göründügü eserlerdendir. Hikâye veya Yunusun üslubu bir kadının, bir zayıfın ömrü etrafında henüz yakalenmış bir deniz ejderhası gibi durmadan döner. Hikâyenin her parçasını ve bilhassa bazı yerlerinde, meselâ cinayet sahnesinde her cümle yığını bu ejderin bir toluyufuns benzer. Ve o mukadder oyununu yaptıkça bu hikâyenin bir meziyeti de trajedisi içinde daima böyle oiması tabiî ve hattâ lâzımdı, diye düşündürmesidlr; biz hayat darlığı, o tarifi güç herjeyden iğrenme hissi veya hayatın içimize bakan asıl çehresi olan can sıkıntısı, sevgi, hulya, bir nevi inceste'e benziyen kardef bağülığı, velevki ölüm ve kanla olsun kurtulmak arzusu, zulme kadar giden merhamet ve nihayet aksiyonu yarıda bırakışiie oefse ihaneün en korkuncu olan ruh bosaııması, hayal sukutu, hodbinlik, hulâsa hayatımızı içten ve dıjtan yapan jeylerle teker tekar ve bizden bir parça olarak karşılaşırız. Şüphesiz çok zalim bir eser. Fakat hayattan farksız. Y;iıud bir iarkı var; ondan daha keeif ve bütün hususiyetlerile güneş altında Çünkü bir insanın, ör.aründe değii, bir muhayyilede geçiyor ve bu muhayyile gündelik hayattan topladıklarım birbirine eklemesini biliyor. Hattâ daha iyisi bu topladığ: şeyler onun mümbit tarlasuıa düfer düşmez kendiliğinden taazzuv edebiliyorlar. Bir yüz kırışığı, bitmemiş bir el işareti, âni bir onda derhal bir uzuvlaşma oluy;r, (manasız hal) den geçmişe, geleceğe doğru ikiz gelişmesini yapıyor hayatın trajik hissini veriyor. Cinayet gecesinin zalim gelişmesini üstüste okuyunuz. Hiç birinde orada olanlan olmıyacak gibi bir is göremezsiniz. Bir Kadınm Jurnalından Ahmed Hamdi den memnunum. Okuyunca bu yakmlığm hikâyenin hüviyetindeki ikizlikten geldiğini gördüm. Muharrir, Bizansın son maceralarından birini bir kadının hatira defterinden nakletmekle, bu kadın çehresinin donuk beyazlığını ve yumuşak, adeta hâdiselerin emrinde ruhunu oraya bir renk lekesi gibi koymakla, hikâyesinin asıl örgüsünü yapan zulüm, kan ve gauct mahşerini adeta bir musiki resitalinin gelecek alün felâketlerin beklenisile yüklü zengin fasılasına nakletmiş oluyordu. Böylece etisyonla hulya sıcakhğı bir ölüm nikâyesinde birle}iyorlardı. Bizans Türk mücadelesinin, bin türlü hulya yüklü i{iğı bir bahar gecesine tasan bu mahremiyete böylece nakiini ne kadar övsem azdır. Konuşmanm lezzeti içinde tadılan macera büsbütün başka tarzda cazib olur. Homiros'tan binbir geceye kadar nev'üı en güzel mahsulleri bunu tecrübe etrrüşür. Anlatma sanatı zannermem ki bu oyundan vazgeçsin. Kaidı ki bu yer değiştirme, Yunusta yedi asnn aralığmdan oluyor. İki ayn zamanm böylece birbirine karışan ritmi bu hikâyeyi herhangi bir vaka halinden çıkarıyor. Onu bir n«vi kejif edasile değiştiriyor. Diğer taraftan anlıyoruz ki bizden evvelkiler, bizler için sadece kendi ihtiraslarımız aragında bir konuşma mevzuudur. Bu mahzun ebediyet fikri zamanımızın en dikkate değer ruh halidir illllllullillllMIIIÜIIİHUIiliiliilüMiIIUIIIHIIIHII lerine riayet edince mesud olan çaljşmalardan olsun. İşte Yunus Kfi7imın hikâyelerini okuduğum zaman duyduğum bu oldu. Yunus Kâzıra için amatör keHmesini, edebiyat meydanma hit; bir şahsî iddia taşımadan, nefsinı tatmin arzusunu getirmeden ,bütün rekorları yalnız kendi içinde ve kendisi için kıranlardan olduğunu düşünerek kullaBdım. O Edaleleıini bir takım nahvetleıie yağlayıp gözlerimızın önünde kabarta kabarta dolaşmadan değerlerin cetvelinde ileriye Hikâyenin kenc'isinden bahsetgitmesini biliyor. mijorum. O, mistik, meselelerinin Bununla beraber ne kadar sessiz gafili. hazza düşkün. parlak mazisiolursa olsun her çaîışnıa bir yığma le günün realitelerini uyuşturamıve çoğalmadır. Yunus Kâzım bu yan Bizansın, türkçede ilk defa gögün tercüme, telif bir yığın eserin rünüşüdür. Niçin şimdiye kadaı sahibidir. Onun yakında çıkacak yanıbaşımızdaki bu zengin madcni eserleri arasında şiir ve şair üze işletmedik? diye düşünmemek elde rindçki iki makalesini bu çalışma değii. nın başında sayajira. Ufuk çizgisi şairi bu deneme ile bizde şiir ve sanat meselelerini lâyık olduğu plânda mütalea edenlerin başmda Eayılmühdır. Gene Eflatun üzerinde bir tercümesile Epikür tercümeleri (1) hikâyecimizi kadim felsefenin dostlanndan biri olarak bize tanıhr. Mahmurluk adlı hikâye veya diyalog fakat bu sonuncu isim üzerinde fazla ısrar etmek : stemem; çünkü konuşmanm gelişmesinde fikir daha ağır basar bu doît'ıUgun eserlerindendir. Ben Bir Kadının Jurnalından'ı okuyanlara bu diyalogla başlamalannın muharriri veya içindeki büyük tezadı aıılamak hususunda yardımı olacağına kaniim. Muharrirde hikâye sandtının bir çok şartlan vardır. Bazı yeniliklere fezla müsaade etmesine rağmerj dili güzeldir; ve yer yer büyük üsIuba, geniş çizgiye, kalbin gürültüsünü ve hayatın akışını beraberce içine alan o sihirli muvaffakıyetlere vanyor. Meselâ Gladiatör'ün son cümlelerinde oldjğu gibi: MUSİKI MECMUASl] i I <Şehrin üstünde hemşerilerin ve nayvar.'.ann yürüyüşünden lcalın bir t.oz buiutu vardı. Buna akşaının nemi ve bstan güneşin kızıllıklan kanşmıştı. Roma içinin kasvetini dağıtmak ihtiyacında idi. Kuytu köşelerde testiler, küpler dolusu taze şarabla ve türlü yasak hatiaria a\rutacağı bitip tükenmek bilmsz gecelerinden birıne hazırlanıyorOnlar bu hikâyade Yunusun in du.» san ve hayat telâkkisini görecekYunusun üslubu birkaç kımıldalerdir. Bu, hergün olup biten şey nışta büyük şehrin gecesini nasıl lerin âşıkı müşahedelerini çok sert içine alıyor. Ağır ağır ferdî vakıabir öHim düşüncesinin üzeriade dan. isimsize, muayyen olmıyana toniar. Bu diyalogdan baştaki bi doğru çıkan hikâye birdenbire okâyeye dönülürse o zaman insan rada şehrin gecesi üzerinde ışıklan aktüalitelerinin düşünen nefisteki değişmiş bir saat gibi ve çok yüklü hakikî mahiyeti daha iyi görülür. susuşların belâgatile yani muhayYunusun insanlan bir eski zaman yilemizi bir yığın imkân altında vazosu gibi siyah bir zemin üze ezerek donuj'or. rinde hayatlarının basit oyununu Fakat bu üslubun daha büyük oynuvorîar. muvaffakıyetleri vardır. O da bu Bir Kadının Jurnalından adlı hi hikâyelerin bazılanndaki ıitmdir kâyeyi muharrir bana kitabm nej Hikâye muayyen kaidesi olan bir rinden birkaç ay evvel okumujtu. sıfatür. O şiir, hitabe, tiyatro gıhi Yaşanmıştan ziyade okunmuş ve kısa ve belki de ölçülü bir zamandüşünülmü| şeylerin hatırasile da gelişmek zaruretindedir. Okuzengin bu eser beni çok düşündür yucularım A. Thibaudet'nin Le müjtü. Romanesk, musiki çılgını Liseur du Roman adlı ve maceranuı sihirli davetini ner rinde bu bahis üzerinde çok fayzaman içinde duyan bir Almanya dalı şeyler bulabilir. Kısa ve kesif üzerine vurmuş olan bu inkıraz olmak, zamana hususi surette taarifesindeki Bizans masaimı dinle sarruf ister. Hikâyenin zamanı diğira günlerde ben Bettina voıı tabir caizse son derecede enfüsî Arninı'in mektublannı okuyor olmab, vakalar ve cümleler müstadum. Bir taraftan sonra kendisile kil birer duree haline gelmelidir. evlenmeğe razı edeceği Von Ar Hîkâyede ritm dediğim şey budur. nim'i seven, diğer taraftan rüyala Zaten ritmden her bahsedilen biı rında ihtiyar Goethe'nin önünde de zaman üzerinde bir ameliye, ona dans etmekten hoşlanan ve gene istihale edercesin« kudretli bir ıarüyasında tabiî üstündeki tülleri sarruf vardır. bir bir atarak onun ihtiyar bir meBu tasarrufu, zamanm nizarrunı şe dahna benzeyen ve hemen hernen o kadar derin bir zaman uf kendi organlanmızın veya sinir cikunu taşıyan kolları arasında uya hazımuan nizamına nakletnıekie nan bu acayib ve zeki kadm, bir elde ederiz. Nasıl fürde büyük musanatın ve bir devTİn üstünde ba siki cümleleri halinde ve bizim nebenimsiyen kışlannın ve tezad halinde duygu fes alma îannın izini hâlâ seyrettiğimiz bu periyod devreler varsa, hikâyede musiki ve rüya fırünasile Yunusun de böylece heyecan ve dikkatimizin hatıralannı mesud bir şekilde iffa kendisi olmu; periyodlar bulunmaetiği kadın hayalimde nedense lı, söz, vaka, heyecan ve sabrımıbirlefmifu". Onun için hikâyeyi ki zm, dikkatimizin, hayat trajedisine tab feklinde elime aldığrm zaman mütehammil kudretimizin nabn obu duygumu kontrol edebileceğim lan kaban{lar ve düjüşierle devam etmelidir. Böylece herhangi tanzim edümif fikir veya sözler silsilesin(1) Eflatun'un İdea nazariyesi den, meselâ rakuta olduğu birbirini 1937. Biljri teorisi 1938. Epikür'ün floğuran uzvî hareketlerin nizamına «Breris. yajama sevinci £elseie«i bile komşusu olan emekli albaya gider. İstanbüiun fakir scmtlerinin bu bir günlük macerîsını Yunus nası! yakaladı? bilmiyorum. HerNüsbas.1 10 kuruştuı halde kendisini müphem huiyalara Aboneş raiti Türsıv» kaptırdığı, o tekbaşına, bir iç âlem tçta sergüzeşüne benziyen herşeyden Bir aylık ukıinme dolu gezintilerinden birinde olacak. Çünkü bu realist tiksinmelerle hayata bakar. bu tiksinmeler. içinde coşan merhametin ve etrafını anlama, etrafile j birlaame kudr«tinin takındığı garjb' tlaniırden ıâaiülryet"taîbu! Yunusun bursda büyük bir ustalığmdan bahsetmek. isteıim ki, onu belki de hiç okumadığı biı muharrire, Julieu Gıeen'e yaklaştınr. O da kadının kocasını öldürdükten sonra birdenbire yapuğı ife Kızılaydan para alıp kaçan ve geçtiği yo!a yabancı kalışıdır. O memur yakalandı zamana kadar mihverınden çıKin.ş bir muhayyile ve mantığın esıri Baymdırlık Bakanlığı memurlarınolan zihin. kendini inkâr dercce dan Nejdet Ası isır.inde blrisi, Bakansinde devamı kaybecîer. Bu nokla hk yüksek memurlarından bazılarııun eserin ku\vetli taraflarından bi imzalarını takiid ederek Kızılay Anmerkezindeki Baryındırhk Ba« ridir. Sonu da olabiiirdi. Çünkü kara kaıvlığı tahsisatından külliyetli miktarferdi trajedi sonuaa vaırruş, caniı da para çekerek şehrimize kaçmıstır. insan bir harabe, bir enkaz haline Sanık, burada zabıta tarafmdan yakagelnıiştir. Fakat hikâye devam larunıştır. eder. Çünkü ferdin .nacerası büyük bir konserde adeta tesadüfen «.çiimiş bir nottur: arkasuıda hayat GELEN TRAKTÖRLER vardır. O anonimin, geniş. insafsız! Marshall yardım plânı gereğince olan ve ve amansız oyunudur. O ana kadar j ^ ^ ^ ^gönderilmiş bir merasim^J*LÎ!!rJ^\*L ^ U ° ^ ! d e n sonra bofaltılmasma başlanan etrafında toplanmış gördük. şimdi âletlerinin ilk partisini Olionu manasız bir çizgi olarak bu Traktörlerj teşkil etmektedir. . , , .» „.. plânından ilk traktör sevjedıden sonra gelen bu ikinci kı ( k i y a t m l n j ^ıktiİT imalâtı £aha,smsun bence bırıncısı kadar 2ÜzeUr. : d a m s m e ] i k t e c r ü b e s i b u l a n a n Çunku buraoa hayatın asıl dehası olan kayıdsızhkla kaışı karşıyayız; küçük hesablann, ruh iembeiliklemamulâtı olması harinin dünyasındayız. Büyük bir hi yırlı bir tesadüftür, kâyeci «Hafıza bir mezariıktır.. Oli\'er Traktörlerinin Türkiya der. Doğrudur; şu itibarla ki bir mümessili Koç Ticaret T.A.Ş.dir. taraftan ideallerimizin, hayallerımizin tek ve hepsini birdcn kavra bir maskedir. yan dhanları olduğu kadar ve belKadim filczofların bu sakin doski daha fazla öbür taraftan da ha ru Mahmurluk adl; son hikâyeye yattaki bu kayıdsızlığın aynasıdır. veya Di.^•aloga bakm! öyle zamanOnun nabzıdır. Tabiatteki Voür larında insanlar içinde cenneünden kardeşlerimiz bunu bildikleri için ayrılmış bir meîek kadnr haşLn bir yahud yalnız onunia yaşadıkiar] yüzle dolnşır. Fakat galiba dosturtîu için bizden daha rahattırlar. Biz çok anlattım. Daha fazla ısrar, oku ise şekiisize şekü vermek, tesadüfte yucu'aıını bir yığın sürprizden ı gaye arsmak illerile hastayız. Onun mahrum edecektir. Son olarak söyiçin bir yığın ıstırab çekiyoruz. liyeyim ki (Bir Kadının JurnalınBununla beraber hayattaki dan) muharriri bu eserile sanatmın kayıdsızlığın maskesi her an değişir. Burada zalim iken öbür taraf en mühim menziiine gelmiştir. Teta alabildiğine komik veya alaycı menni cdeUm ki bu mesud başan olur. İşte (bir cenaze alayı) böyle gelecek bir yığın üstün zaferin bir dir. Hayat, zavallı meşrutiyet pa müjdesi olsun. Onları beklemek şasmı inkâr ermekteki ısrarile ken hakkımızdır. Cüakü bu kitabla diliğinden bir vodvil hazırlar. Rüt îahmin ettiğiıdcn fozla taahhüd albesinin son hakkı olan merasim tmdadrr. CUMMURİ^ET
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear