26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
27 Şul»at 1949 CUMHURÎYET BİR DAKÎKA Aflanlik Paklının kesin şekli aşingtondan gelen haberlere gore, Atlantik paktı arük kesin seklini almış ve paktı hnzalamak için hazırlık yapmak safhası bir hayli yaklaşmışfır. Arada Amerikan âyamndan bazıları, ancak Amerikan konşresinin harb ılân etmek kararını vereceğini ileri sürcrek, paktın Amerika hcsabına lıarbe girmek taahhüdünü ihtiva etmemesi üzerinde ısrar etmisler ve bu jüzden Atlantik paktı bir ârıza eeçirmek ihlimali £eçirmisse de. bu ârtza kolaylıkla bcrtaraf edilmiş ve paktın her tecavüzü rinliyecek ve karşılayacak her taahhüdü ihtiva edecek tarzda hazırlanması kararlaştırılmıstır. Çünkü sulh diismanı olan tarafın saldırgnnlık hırsinı dizeinliyerek biricik teminat. Atlantik paktma ciren bütün devletlerin, her tccavü7e k n r * hep birlikte faaliyete geçmeleridir. Amerika devlet adamları bıınun böyle olmast irab ettiğine inandıklan için. Amerika anayasasının şartlanna sayjp göstererek bu neticeyi gerçeklcstirnıek yolunu tııtmuslar ve bu yiizden paktın tasarın üzerinde yapılan konuşmalar gayet hiiyük terakkilcr kaydetmis, hattâ pakt kesin seklini almıştır. Norveç, hududlarını müdafaaya hazırlanıyor Baştarafı 1 incı sahifede pılıruş, yalancı bombalar atılmış ve bu gibi hallerde ne gibi tedbirler a*.a?ağı halka gösteıilmitir. Norvecin hava ?avunma teşkilâtı, İnsilizler tarafmdan verilen rsdarlarla takviye edürriş bulunmaktedır. Diğer taraftan Norveç parlamentosu salı guiıu tjnlan.irak ve Atlantik Pa'\tı hakkınrlaki knrnrım ':':<i''pcektir Rusyanm, öniimüzdeki iki gün içinde bu karar u ı.ıde tesir icra edeb, ^ e k bir harekete girişmesinden endişe duyulLondra 26 (aa.> (Ips) «Tribune» mecmuası, Iskandinavyanın korunmasına aid bir yazu'sın'ia şöyle demektedir: • Non'eçin aldığı karar, Norveç Dış Işleri Bakanının Amerikaya eitmeden evvel her ne pahasına olursa olsıjn Norveçle bir ademi tecavüz paktı imzalamak isteyen Rusyaya bir şamar teEİri yapmıştır. Bupün için tehlikeii olan şey P.usyanın, komünist baskısına rağmen az çok demokratik müesseselerini tTıuhafazajıa muvaffak olmuş tek memleket olan zavalh Finlar.diyaya yapışarak durumunu kuvvetlendirmeğe çalışmaa ihtimaiidir.» 2 2= 4 V Büyük Mület Meclısiraizde, UTnumiyetle, senede bir defa harareîli •münakaşalar oluyor. Mılliyet hisleri, komünizm temayülleri, muhalefetler, muvajakatler hep o celselerde konuşuluyor: Bütçe müzakereleri sırasında. Acaba her şey, eninde soniıvda, paraya dayamyor da ondan mı? D. N. Meclis bugün de toplanıyor Baştaraiı 1 vncı satııfede caret Bakanlığmın bütçesi 3 milyon 187 bin 830 lira, Ekonomi Bakanlığımn da 11 milyon 325 bin 500 lira olarak ifadelendirilmiştir.» Devletçilik Hakkı Gedik. her iki Bakanlık bütçesini incelejken daha ziyade esaslar ve prensipler üzerinde durdu; ezcümle dedi ki: « Bugün bu memlekette, demokratik dünyada eşine tesadüf edilmiyen bir devlet sermayedarlığının vücud bulmuş olması, devletın başlıca millî kaynaklara el atmış, en verimli işletme sahalarına bağdaş kurup oturmuş, gerek bunların, gerekse z:rai mahallerm ve para ayarlamalan ile gümrük tarıfe ve mekanizmaları ile, vergi sistemleri ile ıthalât eşyasının fiatlarına hâkım olmuş bulunmasındadır. Halkın sosyal ve ekonomık bünyesine ârız olan zaafiyetin bundan ıleri geldiğini, memleketi zararlı akibetlere, hüsranlara, iktisadî ve malî çıkmazlara doğru sürükliyen bu kombinezonun bir an evvel terkedılmesi icabettiğini, Ekonomi Bakanlığının bugüne kadar görmemiş olmaBinı büyük bir kusur saymamak mümkün olmuyor.» Lâçin, Ismail Sabuncu, Ali Rıza An, Saim Ali Dilemre konuştular. Bu sırada yeterlik takriri verildl Nuri Ozsan, bütçe konuşnsalarının üzüntülü bir hal aldığım, milletvekilleri konuşj malarmın, dakikalan hapsetmejc surej üle şehirlerarası telefon mükâlemeleri : sekline sokulduğunu, bu da yetrniyormuş gibi, bir de yeterlik önergesile tamamile kayıd altma almdığını söyledi. Fakat önerge kabul olundu. Cemil Barlasm izahaü Maddelere geçilmeden önce, Cemil Barlas izahlarda bulundu. Köylü rümresinin iktisadî durumu hakkında ma'umat vererek, 194748 senesine nazaran bu yıl hububattan köylünün eline çok daha mühim bir paranın geçtiğini, pamuğun bu sene piyasada kalmamış gibi olduğunu, İzmirde, Samsunda stok tütün mevcud olmadığını, Marmara piyasasmda da aynı neticenin umulduğunu, findık ve incir. üzümden alman neticelerin daha verimll olduğunu, yeni •.hrac mallarımız olan yağlı tohumlann da memlekete fayda getirdiğinl anlatti: « Eksperlere yaptırdığımız hesaba göre, yeni mahsul devresine 200 bin tonluk bir hububat stoku ile giriyoruz. En bedbin ihtimalle elimizde 150 bin tonluk bir hububat stoku olacaktır.> dedi. İhracatımızm ithalâtımızıdan az olmakla beraber düşmüş vaziyette olmadığını. seçen seneden fazla olacağını kaydetti. Son senelerde yapılan ithalât Cemil Barlas, Raif Karadenizin başkanîığındâ toplanan geceki oturumda da izah'.arma devam etti. Harb sonrasında çok fazla mal ithal edildiği iddiasını rakamlarla şöyle eevablandırdı: « Harbden evvelld üç senede, yani 1936, 37, 38 yıllannda ithalâtımız sıklet itibarile 1 milyar 996 milyon 20 bin 250 kilo, bedeli de 356 milyon 747 bin 189 lira iken; 1942, 43. 44 senelerinde sıklet itibarile 1 milyar 66 milyon 966 bin 251 kilo ve bedeli de 515 milyon 672 bin 836 lira olmuştur. 1946, 47 ve 48 senelerinde ise ithalâümızm sıkleti 1 milyar 905 milyon 588 bin 907 kilo, bedell ise 1 milyar 679 milyon liradır.» Hayat pahahhğından müteessir olanlar Cemil Barlas: < Şu halde harbden evvelkine yetişmek için daha 90 milyon kiloluk mal ithaline ihtiyac vardır.» dedi. Bir çiftcinin aldığı mallarm 3,5 4 misli arttığını, sattıgı mallann da ortalama 3,5 misli artmış oldufunu. şu hale göre, hayat pahalılığmda en fazla dar ve sabit geÜrliîerin müteessir olduğunu kaydetti. Devletçiliğin gaye olarak almmadığını, vasıta sayıldığını, hususî teşebbüslere daima rrmzaheret edileceğini anlatan Bakan, Ramandakl kuyulardan sünde 58 ton petrol ahndığını kaydetti. Diğer mütalealan da cevablandırdıktan sonra maddelere geçildi. Ekonomi ve Tiearet Bakanlığı bübçesi kabul edildi. Sağlık Bakanlığı bütçesi Sağlık B.=karthğı bütçesinde Demokrat PaTti adına Dr. Ahmed Gürsoy konuştu. Hastanelerin ihtiyaca kâfi olmadığmdan. hastabakıcıların maaşlarrnm azlıgmdan, adlî tabiblerin arttırılmasmdan, halkı alkolün felâketlerinden kotumak üzere idarî ve sıhhî tedbirler aİT.masından. umumî yerlerin kontrolu luzumuncian ve verem afetinden bahsetti. Mithat Sakaroğhı, Aziz Ura3, Makbule Dıblan. Dr. Fakaçelli ve diğer hatibler de konuştular. Bakan Kemali Bayizid sornlan suallere cevab verdi. Verem ve sıtma savaşlarından çok iyi net:celer alındığını söyledi. Msddelere geçilmesi kararlaştı. Oturuma son verildiMeclis pazar olmasma rağmen yann da çalışacaktır. Milletlerarası jmar Bankasının bize yardımî Dün Ankaradan şehrimize gelen Banka mümessilleri, kredi miktannın henüz tesbit edilmediğini söylediler Bir müddettenberi memleketimizde bulunan Milletlerarası İmar va Kalkınma Bankası mümessilleri Mr. Steward Mason ile Mr. Diomaud, dün uçakla Ankaradan gehrimize gelmişlerdir. Steward Mason, bir arkadasımıza şunları söylemiştir: « Bildiğiniz gibi bir aya yakın zamandanberi tetkiklerimize devam ediyoruz. Henuz isimiz bitmedi. Pazartesi günü İstanbula gelecek olan Milletlerarası îmar ve Kalkmrna Bankası Umum Müdur Muavini Mr. Robert L. Garner ile birlikte Ankaraya, oradan da Iran, Mısır, Sudan ve Tunus'a gideceğiz. Banka halen 23 millete aid kredi meselelerile mea guldür. Türkiyeye verilecek yekun henüz tesbit edilmemiştir. Washington'a dönünce vereceğimiz rapor üzerine kat'î mlktar belll olacaktır. Faiz meselesi de kat'î olarak belll olmamıştır. Banka şimdiye kadar Şili, Brezilya ve Meksikaya 25 er sene vâde ile ve yüzde 4.5 faizle para vermiştir.» , Münevver issizler Bnşmakaleden devam ıııııımııııllllinilllllllllill!llllU!linilllllinillllHIIIIMHtuıııi"iı,ı Amerika, 19141318 ve 19301945 harblerine iştirak etmis ve nıiitccavizlere karşı zaferin kazanılmasına âmil olmuştur. Fakat gprek Birinci Dünya Harbinde, gerek İkinci Dünya Harlıinde Amerikanın harbe girmesi meselesi, bir Jhtimalden ibaretti. Ikinri dünya hcrcii merri sırasında yapılan yıldırım harlti dolayı«ile Amerikanın harbe girerek nınraııı do&iMirmeee vakit ve imkân btîlmama^ı ihtimali de düsünüimüştu. Çok sükür bu ihtimal tahakkuk olnıenıis ve Amerika eene imdada yetiserok dımımıı kıırtarmı^tır. Fakat Atlantik paktının im7asile, her miitecaviz, Amerikanın harbe mutlaka ciroeeğini peşinden anlayacak ve hesalıın! ona göre yapmak zaruretile karsıla^acaklır. Bn he«anı yapmak 7artıreti Ue mütecavizi onlemek bakımmdan biivük nir ehemmîyeti haizdir. Çünkü bu hesnb zarureti. teraviiz hır^lavını sahlnnthracak cVpil, bilâkis yatıştıracak mahiyettedirAtlantik paktı, bu bakımdan, hakikî bir sulhu âmil olacakfır. Amerikan kongresinin harb Hân etmek salâhiyctine gelince. bn miina^ebe(le hir Amerikan gazetesinin su mütaleasını nakletmeyi cok favdalı hıılııyoruz. Amerikan sazeteM diyor ki: «Hakikat su merkezdedir ki kontrre hic bir vakit devlet başkanını, ilân ediimiş veya edilmemis her hangi mııkarehcye istirak ermekten ve Amerikanın askerî kuvvetlerini kullanmaktan menetmemistir. Amerika Cıımlııır Basfcani yetmis bes defa Amerika ordu ve donanmasım yabancı menıleketlerde fpaliyete Kirmeğe memur etnıiş ve bu hnsusta yalnız başkomutan olmak yetkî^ine şrüvenmistir.» Bu miitalea da gHsterivor ki paktın trıhrir sckli ne nıahiyette nlıırsa olsun. is Amerika Cumhıır Başkanımn elindptfir ve Amerika Cıimhur Ba^kanı da ternviİ7e karsı salâhivetini kullanmakta jtecikmez. Hele Mr. Trıınıan'ın Avrupayı istilâ pencesine bırakarajmı sanmak, son derece yanhs olur. Bıınunla beraber Amerikanın hakikati açıklamak ve her tcoaviini kar^ilama azmilp hareket etticini belirtmek sıkkım iltizam ettisi carpmaktadır. g p Londra 27 (Nafen) Inçilterenin Kravçenko meselesile ilgili O halde insanlığa emniyct ve güven gecen ay içinde yaptıjrı tütün ithalâtı Rus notasım Fransa reddetti bir rekor teşkil etmektedir. Ticarcrecek abide kıırıılmaktadır ve çok jakmda, tecavüz ve tahakküm zihniyeti Paris 26 (R.) Kravçenko tarafından ret Bakanlısı tarafından neşredilen resmî istatistiklere göre ocak ayında Türen ke«in darbeyi yiyecektir. gösteri'en çahidlerden üçünün Eikyaya Ömcr Rız^ı DOĞRUL iade edilmesini istiyen Sovj'et notasma kiye Inçilteıcye takrihen beş milyon kilo tiitün ihrac etmiştir. Halbuki 1948 Fransız hükumeti cevab vermiştir. Ce senesinde bu miktar tütün alınmış devabda, bu şahidlerin Almanyada. Ame ğildir. . Diijer taraftan Ir^lterenin Arikan işgal bölgesine dönmüş olduklan merikadan nldıüı tütün miktarı da abildirilmokte ve notenın işial lx"ıl:esin Zcilmıştır. Amerikadan alınan tütün deki askerî makamlara piindorümesinin miktarı Tiirkiycden alınan tütün mik Bajîarafı 1 irtri sahtfcdc muvafık olacağı söylenmcktodir. taı mın ücfe birini bulmaktadır. Fransada Tahminlcre cöre, Ingiliz tinrakilerinin Avrupa BirVıği hareketi Dün Fransada tevkif ediîmiş ola/ı 4 kullandıkları sicjaralardaki Türk tütünü komünist gazeteci askerî makamlara Brüksel, 2ö (a.a.) (Reuter): nn':l;.n artacaktır. teslim edıimişlerdir. Bunlardan Fried Spaak ve Churchill'in söz alacakları Iki bucakta bugün bclediye land Jack'm Paristeki Sovyet elciliğile «Avrupa Birliği lıareketi» nin yatemas etmiş oldugu sövlenmrktedir. rınki toplantısmda komünistlerin seçimi yapıhyor muhtemel bir nümayişine karşı koyBi<;a 2 G <Hu<usî) Yann yapılacak mak üzere polis memurlarının saîstanbuil Edirne treni | clan Umurbey ve Dimetoka bucakları yısı arttırılacaktır. ' telediye scrimleri için her iki parti de Ankara, 26 (a a.) Devlet DeBrüksol Bclediye Baskanı, komü I hummalı bir faaliyet halindedir.'Umurmiryollarmdan aldığırnız malumata göre, İstanbul Edirne münaşebetini nistler tarafından herhangi bir n ü bey bucaŞında Demokratlar dün bir mitin^ yapmı^lardir. Her iki partidpn bazı temin etrr.eKîe olup bir müddetten rnayiş yapılmasını yasak etmiştir. Diğer taraftan bugun yapılan bir top milletvekılleri de seçim yerlerme gelberi Uzunköprüden ileriye devam edemiyen 7 ve 8 sayılı yolcu tren lantıda söz alan Churchill, «Birleşmiş mişlerdir. Bıı^ün Dimetoka bucağm^a leri, 1 mart 949 tarıhinden itibaren Milletler Kurulu teşkilâtınm, karşılı'.^ı yapılan zirnat tarım kooperatifi kongr;Edirneye kadar yollarına devam e hakaretlerin sa\Tulduğu. bir kördövüşü ?inde idare h^yeti seçiiıini Demokratlar kazanmışlardır. meydanına» döndücünü söy'emiştir. deceklerdir. Izmir 26 (a.a.) Albay Nicholson komutasında bulunan Amerikan donanmasına mcnsub Winston yardımcı harb gemisi bu sabah saat 10.20 de limanımıza gelcrek rr.endirek önüne demirlemiş, gemi demirledikten sonra bir ziyaret suhayı Winston'a giderek albay Nicholson'a «Hoş geldiniz» demiştir. Oileden sonra Amerikan denizcileri karaya çıkarnk şchri gezmişler ve halkın ponış sevgi tezahürlerile karşılaşmışlardır. Winston, 5 gün limanımızda kalacak, 3 mart sabahı Akdenize müteveccihen lımanımızdan aynlacaktır. ya evine girdığini, ilk karısından ço j g j r ressamının Londrada cuğu olmadığını, ikinci hatununun j .... # # w ise üçü kız, ikisi erkek beş çocuk j teşhir ettiği tablolar begenıldı doğurduğunu, kızlardan ikisinin KıLondra. 2(3 (Nafen) Nafen azıklar köyünde evli olduklarmı, fa jansmın özcl muhabiri bild'.rıyor: kat kendisine hiç bir suretle yar Prenses Fahrünisa Zeyd'in oğlu resdım etmediklerini yana yakıla anla sam Nojad tarafından Londranın tan 140 lık Kabasakal, şimdi Demir j Gimpcl Fıls galerisinde teşhir edıltaş mahallesinde tek başına bir ku ' mekte olan tablolar İstanbulun arlübecıkte oturmaktadır. j tistik kıymetıni bir kat daha arttıGenclığinde tenekeler dolusu rakı , racaktır. Gcnc Türk ressamlarından içtiğini, bir hayli hoyardahk yaptı olan Nejad, bu sefer 32 tablo teşhir ğını iftiharla anlatan Zaronun bu a etmektedir. Annesinın de ressam olsırlık emmi oğlu, hayat mücadelesin duğu hatırlatılmalıdır. Anne ile oğul de 77 kiloya düştüğünü, tütünü ta tarafından yapılmış olan resimlerde mamen terkettiğini, şimdi gününü bir çok benzerlikler müşahede edilyalnız nargile içınekle geçirdiğini mektedir. Ressam Nejad tarafından söylcmektedir. Demirtaş mahallcsi 1945 senesindrn sonra yapılmış olan halkı dişleri yeniden çıkmaya başlı tablolar bu gencin İstanbulun eski yan bu 140 lık ihtiyara elden gelen mimarî stıllerini ne kadar y'akından her türlü yardımı esirgememektedir. tetkik ctmiş olduğunu göstermektedir. Bütün İstanbulun tarihî incilg^ Deniş EDESEN ri çizgilerle canlandırılmaktadır. Fransız ressamlarından Jacques Lassaigne bu tablolar hakkında şöyle demiştir: « Doğrudan doğruya Şarktan gelen bu eserler gayet kuvvetli ve orijinaldir.» Bütün Londra münckkidlerinin de bu tabloları b.eğenecekleri muhakkak gibi görülmrktedir. Bahkesir 26 (Tclefonla) Dün akYunan Millî Operası tarafından Ş3m Susıırhıkta halkı heyecana düşüren bir hâdise olmuştur. Iç Işleri Badavet eclilen sanatkârlarımız kanlığına telgrafla aksettirilen hâdise Ankara, 26 (a.a.) Yunan Millî şudur: Operasının daveti üzerine Devlet OFazia miktarda alkol alan iki memur perası sanatkârlarından Ayhan Al.sokaklarda yuksek sesle, Susurluk hal nar ve Cumhur Başkanlığı Flârmokına karşı galiz sözler sarfetmişlerdir. nik Orkestrası Şefi Ferid Alnar bu Bu çirkin vaziyet karşısmda siniılenen ayın 28 inde İstanbuldan Atinaya halkla bu iki memur arasında münaka hareket edeceklerdir. şa ba^lamış ve kavga başsöstermiştir. Ayhan Alnar, Atinada üç defa BuNeticede rabıtarun müdahalesi sayesin terflay rolünü oynıyacak, Ferid Aîde hâdisenin büyümesi önlenmiştir. nar da bu temsilleri idare edecektir. Mesuller Adliyeye teslim edilmişlerdir. Vali vekili de Susurluğa giderek hâ îngiltere, bizden 5 milyon kilo dise ile meşgul olmuştur. tiitün satın aldı BaştnTaiı 1 tnci sahıiede kın olduğunu iddia etmektedir. Mev lud Kabasakalın bıze anlattığına göre, Malatyanın Petürge kazasında doğmuş, Mecid, Aziz ve Hamid devirlerinde bir haylı işler gürmüş, Yemende on sene askerlık, Karagümrükte 30 sene mahalle tulumbacılığı, Şeyhislim kapısında bir hayli zaman kahvecilik yapmış, hattâ Amerıkadan (onun tâbirile) çıtkırıldım bir halde dönen amcası oğlu Zaro Ağayı aylarla kahvesinde konuklamıştır. Hayatmda iki defa dün Zaro Ağanın 140 lık yeğeni Bursada Bir Amerikan yardımcı harb gemîsi İzmirde rinde okuyarak bileklerine bir altın bilezik takmak istiyecek genclerin sayısı birdenbire daha fa^la artacaktır. Bu enstitülerin yetiştirdiği genclerin yedek subay olmak bakkınm tanmması, ordumuz makinelestiği icin, faydalı olacaktır. B« yüzden yedek subay sayısıntn lÜ7tımundan fazla artacağı gibi bir en^ye dü'memek de icah eder. Çünkü trencliğin bir kısmi, liseler yerine San^t Enstitiilerine devam ederek oralardan mezun olacaklan irin. az çok bir tevazün husule geiecektir. Basta Sanat Enstitülerl mezunlanna yedek «rubaylık hakkı verilmek üzere alınarfk fedbirlerle, bu müesseselere rağheti arttırdığımız takdirde. memleketin en ziyade muhtac olduğu teknUHakkı Gedik, Ekonomi Bakanlığıyenleri de daha bol olarak yetiştirmiş nın ve devletçiliğin âdeta sanayi ve ve işsiz münevTerler meselesini önlemis maden bürosu halinde çahştığmdan oiunız. bahsederek şöyle devam etti: ABİDtN DAVER « Devlet işletmeciliğimiz ıslah edilsm. Düzenli, istikrarlı, hududu, faaliyet sahası malum, muayyen vs normal bir mecraya sokulsun. Öyle bir mecra ki, hükumetlerin veya Bakanların günlük görüşleri ile politık mülâhazaları ile ıkıde bir değişıp durmasın. Hususî teşebbüslerin faaliyet sahasma, mecrasına göz koymaBeynelmılel Kızılhaç komitesi baş Bin. Devlet. bu sahanın mürakıbi olkanı Mösyö Paul Ruegger dün ak sun. Ve fakat rakibi olmasın. Müraşam üzeri hususî uçağı ile Ankaradan kabe hakkını da, iktidar avmda doşehrimize gelmiştir. Mr. Paul Rueg laşan bir politikacı gıbi değıl. hakıger Filistinde tetkiklerini bitirdikten kî, samimî, müşfik bir devlet gıbi sonra üç gün evvel Ankaraya gelmiş kullansın. Bu mürakabe. hıç bir zave dün sabah Cumhur Baskanı İn man hususî teşebbüsün hamlesmi kıönü tarafından kabul edilmiştir. Mr. racak mahiyette olmamalıdır. HusuPaul. sehrimizde bir kaç gün kala eî teşebbüs, kendisini tam bir emcak, Kızılay Hemşire Okulu ile Kı niyet içinde hissetmelidir.» İç ve dış ticaret zılay yardım tesislerini gezecektir. Akhisarda bir ufurukçunutt Beynelmile! Kızılhaç Komifesfpiin Baskanı sehrimizde muhakemesi Susurlukfa halkı heyecana düşüren bir hâdise oldu Muallimier Birliğinin kongresi Baştarafı J inci sahijede öğretmen de, son çıkan ve tatbikma başlanılan ıntıbak kanununu şiddetle tenkid ederek, bu kanunla ehlivetsiz olan bir çok öğretmenlerin terfi ettirildıklerini; yakm zamana kadar ılknkul öğretmeni olup bılâhare orta tedrisata alınan öğretmenlerin bu kanundan faydalanamadıklarını söylemiştir. Öğretmenlerin tayinleri hususunda Millî Eğitım Müdürlerine salâhiyet veren teşkilât kanununun 22 nci maddesi de şiddetle tenkıd edilmiş ve emeklilik Ranunu tasarısmda öğretmenlere aid maddelerin değiştirilmesi temennisile toplantı nihayete ermiştir. Hakkı Gedik, bundan sonra Ticaret Bakanlığı mevzuuna geçerek, fiat mekanizması. iç ve dış ticaret, teşkilâtlandırma, ölçüler *ve ayarlar, standardizasyon meselelerı üzerinde uzun boylu konuştu. Toprak Mahsulleri Ofisi teşkilâtınm lüzumsuz yere genişletildiğmi kaydetti. Akar yakıt sij'asetini de tenkid etti. Dış ticaretimiz üzerindekı fıkirlerini yürüttü. 7 eylul kararlarınm zararlarmı anlattı. Diğer tenkidler Millet Partısi adına Enver Gök, Müstakil Demokratlar adına da Ahmed Oğuz konuştular. Ahmed Oğuz yerli sanayıin tesisindeki hataları anlatarak, bunca acı tecrübe lerden sonra olsun aynı hatalara tekracdüşülmemesini temennı etti. Kömür havzasından bahisle, zararın 20 m'lyona ulaştığmı, bu zarara her ay taksi gibi 2.5 milyon lira ilâve edıldiğini söyledi... Bu işin daha ziyade politik bakımdan ele almmadığını ıleri sürdü. Fakat önümüzdeki yıl hangi kanaldan, ne şekilde gelırse gelsin kömüre yüzde 20 zam mukadder olduğunu kaydetti. Mütehassıs getirme ıptilâsından şikâyetle bunların sebeblerini araştırdı ve mesul mevkide olanların ekseriya kendilerini mesuliyerten kurtaracak bir imtiyaz sağlamak için bu mütehassıs celbi yoluna gittiklerini söyledi. Marshall kredisi Bımdan sonra Marshall kredisi mevzuunu ele aldı. Amerikadan başka yabancı firmaların daha ucuz teklifleri vâki olsa bile kredi şartları icabatından o'arak onlara iş verilemediğini anlattı. Daha ucuz istihsale mâni olan bir kredinin, tahmil edilen jükten başka bir şey olmadığını ifade ederken < Nerede bu kredinin fazileti.> dedi. Bir memleketin sanayiini, ekonomisini kuvvetîendirmeye yardım etmenin, savaş kuv\etini arttrracagına işaretle, bu şekildeki yardımlarm yüzde yiiz fazla fiatlarla kredilerin kıymetini azaltmış olduğundan şikâyet etti. Daha 24 kişi söz almışü. Cevdet Kerim Incedayı: < Ancak bir yannımız kaldı. Elimizde mülhaklarla beraber 11 bütçe vardır.» diyerek vaziyeti hatırlattı. Şahirı bir gölge gibi ilerliyen seklini göreoeğim. Kapmın önüne geldim. Görünürde hiç^kimse yok. • Ayaklarımın ucuna basa basa yürüdüm. Demir kapıyı, gıcırdatmamak için son derece ihtiyatla açtım. Bahçe yolimun kumları ayaklanmcn altmda çıtırdıyor. Buna mâni olmağa imkân yok. Bu incecik çıtırdı kulaklarımda ne şiddetli akisler yapıyor. Evin tam karşısına tesadüf eden defrelerin dibine kadar geldim, durdum. Salonun pencerelerüe karşı karşıyayım. Tül perdenin arkasından içerisi gözüküyor. Salon aydmlık. Cavidan orada. Masanm başmda ohırduğunu görüyorum. Yazı yazıyor. Başmı hiç kaldırmadan, dikkatle, mütemadiyen yazıyor. Acaba ne yazıyor? Belki Keramete mektub yazmakla mcşguldür. Benim gjttiğîmi haber vermek, onu eve çaaırmak için mi yazıyor acaba? Ah, şu yazdığı yazıyı görebilsem! Evet, muhakkak böyle olacak. Başka ne yazabilir ki? Evde de yalnız olduğuna göre, demek ki Keramet henüz gelmemiş. Ama, bekliyeceğim. Geç vakte kadar bekliyeceğim. Cavidanm yazdığı yazı başka bir şey olabilir. Keramete, benim gittiğimi daha ev%'el haber vermiş olabilir. Gece derin bir sessizlik İçinde uyukluyor. Öyle koyu bir sessizlik ki, kendi ka'.bimin atışını duyuyorum. Arasıra kulağıma çıtırdılar geliyor. (ArUast var) . EMUK BANKAS! 1949 YILINDA 6 KEŞİDE İLE Döşenmiş 3 EV Bir dairesi döşeli iki katlı bir Kremlin'in yeni bir taarruzu APARTIMAN Yarı bedell borçlanılmak üzere ayrıca J £ V İ K İ ARSA MuhteHf miktarlarda Acı bir ölüm Arabkir eşrafmdan istanbul Eeledlye Mttfettişlerinden Suleyrr.an Beyln oğ!u, Makbule Özinin eşi, Akhlsar Savcısı Kadri Özinln babası Veteriner Albay Akhisar, 26 (Telefonla) Üfürüteçülük, muskacılık ve sahte doktorluk yapan Akhisarın Kapaklı köyü hocası Eyüb Sertin duruşmasına bugün Akhisar Asliye Ceza mahkemesinde devam edilmiştir. Ekseriyetl kadın olan meraklı bir halk kütlesi tarafından takib olunan bu duruşmada dinlenen bir şahid şunları söyledi: « Sol kolum sakat olduğu için hocaya gitmemi tavsiye ettiler. Ben d« sanık hocaya gittim ve kolumu gösterdim. Hoca bana « Sen fena bir yere su dökmüşsün, periler tarafmdan çarpümışsm. Periler seni üç yerinden tutuyorlar. Bacağından, ensenden, kolundan. Ben sana bakacağım. Falan gün gel.» dedi. Bir hafta sonra gittim. Hoca bana hitaben: « Havale yok» dedi, Ben de bu BÖZÜ anlıyamadığımdan, kendisine para vermek istedim. Suçlu hoca parayı almadı ve bana: « Öbür taraftan havale yok.» dedi. Ve çaramba günü gelmemi söyledi. Çarşamba günü gittim. Bu defa hoca beni okudu, efsunladı. Bir öğretmen şahadetinde: « Bir gün vazifeyle Kapaklı köyüne gittim ve merak saikasile hocaya uğradım. Evinin önünde büyük bir kalabalık vardı. Hocayla konuştum. Çocuğumun dimağî vaziyetinin neden durgun olduğunu sordum. Hoca cevaben, « Sizin sülâlenizde çok evvel ölmüş Mustafa adında biri. vardı. Bu, ondan irsen intikal eden bir durgunluktur.» dedi. Hakikaten bundan otuz beş sene evvel ölen Mustafa adında bir ağabeyim vardı. Sanığın dediği doğruydu. Diğer bir şahid de: « Köyümüzde hocalık yapan sanığa hasta olan öküzümü götürdüm. Kendisi bir yumurtayı okudu, üfledi ve kırarak öküzün ayaklarının arasma ve kuyrufuna sürdü. Öküzüm derhal iyi oldu.» diye ifade verdi. Sanığın vekili, hâdisede bir suç bulunmadığını ileri sürerek müvekkilinin serbest bırakılmasını istedi. Mahkeme, bu isteği reddederek, diğer bazı şahidlerin dinlenmesi için duruşmayı başka bir güne bıraktı. MEVLİD Eşim Doktor TEVFİK TUĞCUnun vefatının kırkıncı günü münasebetile azlz rutıuna Hhal edılmek lizere, 1 mart 1949 satı günü öğle namazını rnüteakıb. ÇemberUtaçtakl Köpriilü caml!nde Mevlldl Nebcv: okımacağından arzu edenlerin teşriflerinl rica ederım. N A K İT ve 1200 aded teselli ikramij«!eri dağıtacaktır. Tafsilât HÜSEYİN FUAD ÖZİN 25.21949 cuma günu veîat etmiştir. Cenaz£sl, 2721949 pazar günü Kadıköy. Halldağa caddesi 23 No.lu evinden ka'.dınlarak, Osmanağa eamiinde öğle namazını mütea&;b cenaze namazı kılınaralî, Karacaahmeddeki ebedl istiraîıatgâhına defnedilecektir. MlA rahmet eylesin. Çelerk gönderiîmemesl riea olunur. TÜRKİYE EMLÂK KREDÎ BANKASI Eminönü Yağcılar Sokağı karşısmda • Dale Carnegie Bu muharrirden tercümeler: DOST KAZANMAK ve ir^anlar üzerinde tesir yapmak leviren Ömer Eıza Dcğrul. 200 KSÖZ SÖYLEMEK Ve Is B?=arm?k Sanatl leviren Ör°r R ] 7 a DiSrul 300 K. MEŞHUR ADAMLARIN MEÇHUL TARAFLAB1 p !e\iren Ö^er ' : : ' Drrrul 150 K. ÜZÜNTtrYÜ BIRAK YAŞAMAYA BAK Camegie'nin son eseri. 300 K. Bu kitablarm hepsi cildlidir. • AH3IET HALİT KİTABEVt H Nunye Tuğeiı Bir iş adamı gözüyle «rrMHURtYET» in tefrikası: 8 O Vakit ikincliye^yaklaşıyor. Geçtiğim yollar tsnha. Arasıra, rcerkebinin sırtında uyuklaya uyuklaya giden bir köylüye rasgeliyorum. Eeni tepeden tırnağa hayretle süzüp yanımdarı geçiyor. Kasaba uzaktan gözüktü. Ne yapacağımı hâlâ kararlaştırmış değilim. Eurantn kötü bir oteli var. Yeni çeldiğim zaman, çarşıyı pazarı dolaşırken görmüştü.Ti. Gcceyi orada geçirmeği düşünüyorum. Öyle tahmin cdiyorum ki, ben uzaklaştığım için Keramet gene mey;lana çıkacaktır. İstanbula gittiğim zaman da bcvle olmamış mıydı? Evet. geceyi o otolde ceçireccğim Kattl icab ederse bir gece değil, bir çok gfceler orada kalıp evi tarassud etmeliyim. Kasabada. tanımadığım kira^ekrden tahkikat yapıp şüpheyi üzerine çek ır.ekten?e, böyle hareket etmek daha iyi. Kerrmeti, bugün değihe yann, öbür gün, her halde yakm bir tarihte, eve girerken göreceğime eminim. Gündüzleri otelden dışarı çıkmamak, şakırtıları, penceremden içeri giriyor. kuduğu akşam ezanı, dakikadan dakiTavla oynamanın bir saadet olabils kaya kararan sokağa fazla bir hüzün ceğini bugüne kadar hiç düşünm^miş ^aha dolduTdu. tim. Zihni yalnız attı^ı zarın, süreceği Ezan sustu. Tavla şakırtıları kesildi. pulun şekli ile meşgul bu bahtiyar inEl ayak iyice çekilinciye kadar bir =anlar, bir kaç metre yukarılarında, sa saat daha beklemek lâzım. adctlerin bu en basitini kı=kanacak kaLsmba yakmadan, bu bir saati, karaniar bahtsız bir in^an bulundı:ğumı aca Jîkta, karanhk sokağı seyrederek geçiba tahmin erlerler mi? receğim. Kahvede tektük bir kaç müşCavidanı tanımryan adamlar, halini teri daha var. Sessiz gecenin içinden gez:n ne kadar gıptaya lâyık olduğunu çip bana kadar gelen konuşmalanndaTi, iikamVıil oynadıkları anlaşılıyor. bilseniz! Cavidanı görmeden e\"\'"l. hayatı ben Şimöi onlann da serf kesildi. Kahve: Hamdi VARQĞLU de sizin gözlerinizle görüyordum. Bil rin kapıları kapandı, lâmbası söndü. mediâim bir yolda, onun adımlanna taArtık çıkabilirim. Silâhımı muayene ettim. Hiç bir ârıseceleri evin yakınmda bir yere sinİD kıhp yürüdüm, şimdi karanlıklar içinzas;, ok?i5i yok. Tekrar cebime yerlsşbcklemck, aradrlıunı ele geçirmeme kâfi devim. tirdim. gcleeektir. Tavla şakırtısı hiç keîilmiyor. Kapıim iç tarafında, bir tahta masaYanımdaki paranın beni kaç jrün idare Bu seste, beni buradan çekip tâ İsedebileceğini anlamak için cüzdanımı tanbula kadar yötüren daııssılah bir nın başmda oturan otelci, şaşkm gözlerle çıkardım, muhteviyatmı saydım. Bu ci ahenk var. Ruhum, bezginliğin son had bana bakıyor. Bu saatte snkakta ne işim hetten endişeye mahal yok. Otel pahalı dine ulaşmış olduğu halde, bu seslerde, var diye merak ettiği bclli. Onun bu sc'siz sualîne cevab vermek lâzım. olmasa gerek. Burada edeceğim mas şene de neşeli bir eda bulabiliyorum. raflarla beraber beni İstanbula götüre Biraz dolaçıp hava aUcagım. Belki Mütemadiyen saate bakıyorum. Vakit cek kadar param var. geçmiyor. Ortalığm kararmasını, ahali?i oecikirim. Kapıyı erken mi kaparsınız? Bir saat sonra kapatırız beyim. Otele geldim, bir oda açtırdım, gir e'kenden evlerine çekilip yataklarma yetan kasaba sokaklarmın, bir an ev\el Ce.larsam uyanmaz mısınız? dim. Hay hay, uyanırız beyim. Otelin altındaki kahve müşterilerle tenhalaşmasmı dört gözle bekliyorum. Çıktım. Geç geleceğimi kendim önceBlr arahk, bütün eşyası sarsak bir dedolu. Simdiye kadar kasabada pek az t'özüktüm. Ama ne de ol?a küfük yer nıir karjola ile iki tane topal, hasır is den haber verdijim için, tecessüsünü oliuyu için elbctte tanıyanlar olmuştur. ken.lec'en. ycğlı, murdar bir tahta ma önlemiş oldum. Sokaklar karanlık, Benim arayıp da Keçke ntele inmeseydim. Etrafa yayı £aian i'caret bu sözüm ona otel odasınlacak dedikodunun zararlı netice ver da pek sıkıldım, kahveye inmeği düşün bulamadığım şey. Eve doğru yürüyorum. mesi ihtimali var. Ama ba^ka ne yapa düm. Fakat gene fena bir tesadüiten korktum, bu niyetten vazaeçtim. KeraNasıl bir manzara ile karşılaşacağımı Kerameti bulmak, elimden çaldığı sa n^ptin bu civarlarda dolaştığmı kablel Lilmiyorum ama, ga>et yavaş yürüdüğüm haHe, soluk soluğayım. ad«;i ona çok oahahya ödetrrek kararım vrku b:r his bana hsber veriyor. CT Belki su sokağı dönerken hemen oraPencered=Vi kirli b3 na perde, yavaş o k r d ' r krt'î ki. £rtık bundan baska bir cıkta. belki parmaklıkh kapıya yaklayavaş scluyor. şey düşünır.üyorum. Aşağıdaki kahvede oynanan tavlanm I Titrek. ihtiyar seslı bîr müezzinin o şırken caddenin nihayetinde Kerametin MEMLEKET'İn ve HALİ DERDLERİMİZ Yazan: Raslm Hayri Cinyi En ciddî ve hayatî mevzula rrmızı yepyeni bir üslubla ve okuyucuyu hiç sıkmadan anlatan bu ufak kitabı memleketi seven her insan okumalıdır. İstanbulda Ahmet Halit; AkÜn Akay ve diğer kitabcılardan arayınız. Fiatı 125 kunış. BEŞİKTÂŞLILÂR YARIN ÇIKACAK OLAN BESİKTAS HAFTALIK SPOR GAZETESİ O K U Y UIV V Z Taşra bayilerine ve abonelere: Beşiktaş Jımnastik Kulübü AkaretHr: BEŞİKTAŞ Sabri: Özkar: Ankara Caddesi 42/1: İSTANBUL. Adreslerine miiracaat etmeleri rica olunur. T SPOR.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear