02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Kastml94» CUMHURtTET SON BİR DAKİKA t İsfanbul Konferansı merikanın Yakın ve Ortaşark diplomatlarının, dün şehrimizde toplannıağa başlamış olan konferansının hususî ma>.!. cti malum olduğu için konferastn konuşmalan hakkında bir guna neşriyatta bulunulmıyacağı şiiphe götürmez. Fakat konferansm Yakın ve Ortaşark meseIelerile, bu meselelerin hal ve istikbali ile mesgul olacağı malum olduğundan fırsattan bilistifade bu meseleleri ortaya atmak ve durumn açıklamak son derecede isabetU olur. Gerçi Yakın ve Ortaşarkın her tarafından gelen Amerikan diplomatları her memleketteki dururau rierinden tetkik eden raporlarla, her memleketin hakikî, içyüzünü anlatan malumatla, bu memleketlerden her birinin bugün de, ileride de durumunu izah eden. derdlerini ve meselelerini anlatan, hattâ bu derdlere ve meselelere karsı alınacak tedbirleri açAlayari incclemelerle pelmiş bulunuyorlar, fakat biitün hunlarm yalnız bir tarafın, yani Amerikan görüşünün ifadesi sanılırsa isabet edilmiş olmaz. Çiinkü mııhakkak ki karsı tarafın çörüsü dc tetkik ve ikisi arasındaki anlaşma intkânı da ehemmiyetle derpiş edilmiş ohnası icab eder. Oneeden de anlattığınuz çibi Ortasark meselesi bir ön hat, bir de cephe eerisi meselesidir. Bugün Ortasark milletlerinden Sovyet Rusya ile hududu olanlar, çanb, şerefli, biiyiik tarihli, sağlam ruhlu, yüksek karakterli, hiir ve müstakil milletlerdir. Bu milletlerin içinde peyk millet obnayı kahul edecek, hürriyet ve istiklâlini, hütünlUğünü pazarlık mevzuu sayacak hiç bir tnillet yoktur. Her ne pahasına olıırsa ol«mn peyk obnaktan korunmak için ellerinden geleni yapacak, icahında canla başla savaşacak olan bu milletlerin, ilk güvendikleri âmil, kcndi a7İmleri ve bu armin desteği olan millî izzcti ncfisleri, millî kuvvet ve kııdretleri ise ikincisi de dostlarınm yardımıdır. Bu yardım onlan n yalnız olmadıklarını ve davalarınm âlemsümtıl bir mahiycü haiz oldi'ğunu beljrtmektedir. Bu dava bu millctlcr için bir hayat ve memat meselesidir Yoksa Amerikanm Ortaşarktaki menfaatlerini müdafaa davası değildir. Amerika ve Ingilterenin Ortaşarkta bir takım petrol kııyularile alâkalı olmaları bir tesadüf eseridir. Asıl mesele dünyanın bu bölümünde yaşayan ve bueün ateş ağzında bulunan, fakat aynı zamanda biitün Ortaşarkın mukadderatina hâkim olan bu milletlerin hiitünlük ve şerefjeridir. Arayerde İneiltere ve Amerikanm Ortasarktiki bir takım tabiî servetlerden istifadeleri meselesi biitün ehemmiyetlerine rajjmen anrak ârİTİdir. Fakat Ortaşark dünyanın en mühim stratejik sahasıdır ve bu böÎTeve hâkim olan devlct bütün sarka hâkim olur. Sarkın her tarafıncia ideolojisini yürütür ve bütün Aiyrrı '.attâ Afıikayı kucakIar. Bu mulıiHn tabiî ve kıyıvtH kaynaklan i?e apayn bir kıymet teşM! etmekteîlir O halde Hitün Ortasırkın mukadderatına hâkim bir durumda olan milletleri a7amî derecede kuvvetlendir»ek, ve ccphe gerisindeki milletlerin t»kâ"iül etıifIFI iııe. kendilerini bıılorak birles*r>elerine in'kân vermek en isabetli harekettîr. Bu keyfivetin zerre kadar sek ve şiiphe z m?hiveti, her haMe Ortabii'ün Amerikan diplomatIarı tarafından anlaçılmış clacaktır. Manbulda toplanan Amerikan dipiomatlarmın arpımzda çok iyi ve çok hos sriinler ce'Mrmelerini ve merpic!ce(imİ7den cok iyi hatıralarla ve en ivi intıbalarla avrıîmalanm temenni ctmek bizim için kıymetli bir vazifcdir. Baştarafı 1 inci sahifede • nın 12 ve 27 nci maddelerinde gösterilon suçlnr bizatihi milletvekilliğini iskat eden suçlardır. Bu sebeble tiizük hazırlama komisyonu karma komisyonu ikaz bakımmdan, isnad olunan suçun bunlar arasında olup olmadığmı raporuncla çöstcrir. Fakat tiizük müvacehc^inde teşrü masuniyetin gerek ikarma komisyonca, gerek Meclisçe kaldırılmasma mâni bir hükünı mcvcud değildir. Verilen karar Kâmil Coşkunoğlu (Manisa) bu görüşe bazı noktalardan itiraz etmiş ve amak anayasaıun 12 nci ve 27 nci maddelerindeki suçlar bulunduğu takdirde tcşriî masuniyetinin kaldırılabilece^ini ifade elmiştir. AJcsi takdirde gerek Karma Komisyona gerek Meclise tcşriî masuniyetinin kaldınlması hususunda mutlak bir selâhiyet tanınması, bilhassa ekalliyette olan muhnlif ve bağımsız mületvekillori icia dıitnî bir tchdid teşkil eder. Bu müzakerclerden sonra, mesele oya konmuş ve bir muhalif oya karşı Reşad Aydınlının teşriî masuniyetinin kaldırılmaması teJtarrür elmiştir. Muhalif oy kullanan Mardin millelvekili Meluned Kâmil Boran bu hususta hiç bir mütalea deırr.eyan etnaomiştir. Komisyon raporunu da hazırlamıştır ki, bazı noktalardan dikkate Sfiyan ıjörülmektedir. Raporda, suçun mahiyeü itibarile teşrü masuniyetin knldırılması lâzım geldi.^i kaydedilmelde beraber, Anayasanın 12 nci ve 27 nci maddeleri muvacehesinde ve 25 senelik Meclis teamülü gözönüne alınmak suretile, bu kaıara varıldığı ifade olunmakta ve keyfiyet «Meclisin takdirine» bırakılmaktadır. Meselenin pazartesi gündeminde, (komisyonun raporu yazılı olmamakla beraber) görüşülmesi ihtimali vardır. Olmadığı taküirde, çarşamba günü konuşulacaktar. Toplantıda bir çok milletvekillerinin söz alacaklan ve son günlerde menüekette geniş ölçüde akisler bırakan bu hâdise etrafındaki mütalealarını ifade edecekleri muhakkaktır. Bu mevzuda hayli sert sözler söyleneceği de anlaşılmaktadır. Reşad Aydınlıya gelince, komisyonun dünkü gizli toplantısında bir çok suallere muhatab olmakla beraber, hâdisenin şuyuundan itibaren tuttuğu yoldan inhiraf etmemiş, sadece «vuku bulan davet üzerine» gittiğini sdylpmiş, hiç bir ihbarda bulunma'lığını ifade Ûe da kalmıyarak bazı raporların ve malumatın mübalâğab ve hattâ biraz hayalî olduğunu iddia etmiştir. IMillet Partisi çevralerine göre Hâdisenin dikkate değer tarafj Millet Partisi çevrelerinden henüa Reşad Aydınlıya bu hususta hiç bir sarih ithamda veya hücumda bulunulmamasıdır. Bu çevreler, meseleyi daha başka istikametler Aydmlı için Karma KominEoım Yugoslav Komisyonun • • kararı ıtıücadelesi Gül, gülistan Belki de dikkatinizden kaçmtştır. Ortada bir mesele var. Ormancılıkla alâkaîı bir zat, Sayın Cumhur Başkanından başlıyarak, Bakanlığa ve ilgili müdürlüklere haber verip duruyor: «Fılân mıntakadaki orman işlerinde senelerdenberi suiistimal yapümaktadır. Tahkik edin, yalansa beni cezaya çarptırtn.» Tahkikat yapilmıyor değil ama netice yok. Ne o adam müjteri olarak mahkemeye veriliyor, ne de bahis mevzuu memurlar ceza görüyor. Nasreddin Hocanın kadılığı gibi: Anlaştlan ihbar eden de haklı, ihbar edilen •memur da. Bu bitmez tükenmez kırtasiyeciVk karşısında bız de sevimli Tarım Bakammıza söyliyelim: Sen de haklısın, üstad! D. N. Amerikan elçileri ilk toplantılarını yaptılar Baştarafı 1 inci sahifede 9 Rusyanın siyaseti yuzünden 1 Rusyanın Orta ve Yakmdo Türkiyenin silâh altında tutmak ğudaki propaganda faaliyeti. meoburiyetinde kaldığı askerî kuv 2 İsfail ile Arab devletleri ara vetlere ayrılan masraflar yüzünsındaki ihtilâf. den iktisaden yıpranmasa ve buna 3 Truman doktrinlndeki dör karşı Amerikanın yaptığı gerek ikdüncü naktayı teşkil eden iktisaden tisadi, gerekse askerî yardımlann geri kalmış memleketlerin kalkın kifayet dereeeleri. dırılmalan. Her elçi toplantılarda görüşüle4 Son bir sene içerisinde Suriyede arka arkaya meydana gelen cek meselelere aid lüzumlu dosyaiki hükumet darbesinin, Ameriîca Iarı beraberlerinde getirmisıerdi. Dünkü toplantıyı müteakıb Amenın Ortadoğu siyasetine tesir eden rikanm Ankara büyük elçisi taranoktalan. 5 Irakla Suriyenin birleşmele fından konferansa iştirak edenler ri ihtimaline göre meydana gelebi şerefine bir kokteyl parti verilmiştir. lecek yeni durum. Amerika elçilerinin toplantılan6 tran üzerinde her gün artan Rus baskısının ve İran petrollerinin nm devam ettiği bugünlerde Dış İşleri Bakanı Neemeddin Sadağın durumu. 7 Orta ve Yakındoğu memle şehrimize geleceği ve konferans ketlerinin iktisadî kaynaklarmm bsşkanı Amerikan Dış İşleri Bamuhtemel bir harbdeki kifayet de kan yardımcısı Mr. Mc. Ghee ile görüşeceği söylenmektedir. recîsi. 8 Petrol meselesine bağh olaDış İşleri Bakanının misafirler rak Ortaşark emniyet sisteminin a şerefine bir ziyafet vereceği de ilâna hatları. ve edilmektedir. HaEtada Bir Düğmeden ilham Yazan: Fahri Celâl 1 Şu bildiğimiz yakası takma gömleklerin enseye gelen yerindeki düğmeden bahis açmak istiyorum. Lâkırdı kıtlığında a s malar budayım deseniz de meheldir. Hakirin böyle bir kag gömleği için bu düğmelerden bir sedeften mamulünü ehemmiyetla saklar dururdum. Sakınılan göze çöp batar derler, bir gün hiçı sebebsiz kınlıverdi. Eh bir tana alırım, dedim. Geçende §unu tedarik edeyim de zihnî takıntımdan kurtulayım kararile bir kag dükkân gezdim. Gezdiklerimi ikinci, üçüncü sınıf telâkki ederek bu sefer de en büyüklerina başvurdum. Hemen her dükkân» da, hele genclere, inceden ince* ye tafsilât vermek icab etti: Şu enseköküne isabet edeı* yerde, öndekinden daha küçük, sedeften yapılır bir düğme vardır. Öndeki düğmeden dahaf küçüktür. Çünkü eğer büyük 0lursa caketin yakası basar ada« mın boynu ağrır, böyle düğmelerden sizde var mı? Dedikç» herkes yüzüme bir acayib bakı> yordu. Bu adam da ne söylüyor?, der gibi... Hele yirmi otuz yaşmdaki insanlar böyle bir şeyin biç^mi hakkında bile fikir sahibi değildiler. Bana acır gibi baka baka: Zavallı adam, sultan pala« mut devri yaşadığının bile farkmda değil... dememek için yok sa sabır mı ediyorlardı? İş inada binmişti. Vakit sabahtı. Ben de yürümeğe takat, onlarda ticaretlerine sadakat demiydi. Bütün Beyoğlunu, Galatadan ümidi kesip, oflolaştım* Böyle bir düğmenin, belli idi ki, artık hikmeti vücudü de kalmamıştı, fabrikası da... O cins göm» leklerin modası geçip gitmiştL ' Halkımızın haberleri var nu bilmem, İbnülemin Mahmud Kemal Bey Efendi bir soğuk algınlığı geçirmişlerdi, iyadetlerin» gitmiştim. Hastalıklarm da talif varmış, elbette o zatıâlinin hasteliği alelâde olmaz, kendilerinj ve bizleri bir hayli üzdü. Kütüphanelerinde anteri ile oturuyor» lardı. Ayaklarında mest vardL. Ömrümde o kadar şık pabuş görmüş değilim. Esasen kendileri de pek orijinal giyinirler, hiçj itina sarfbuyurmuyorlar sanılır* sa da çok dikkat ederler. Dağınık ipek saçlanna kadife takkelerini geçirişleri de kendilerina göredir. Kendi kendime dedim ki o kârıkadîm köstekleri kopacak olsa acab nerede tamir edilir? Şu benim henüz yarım asıt doldurmuş kırık düğmem?.. Nihayet bir meraklı tuhafiyeci Hava sokağmdaki bonmarşeyi salılc verdi. Bulunsa bulunsa orada bulunur, bir defa arayınız dedL Ihlaya pıhlaya gittim. Kapısında kuş tüneği kamışlar selâm durmuştu. Kaplumbağa kabuklarından habbüssalâtine kadar her türlü ilâc kutuları, yün çileleri, kına, serhası müzekker şeytan elması hevenkleri altmda kabara çivileri boy gösterlyor, şekerci pembesi gaz boyaması topları göz kamaştırıyordu. Habbüssalâtini müleyyin diya kim kullanır, serhasi müzekkerle uzun hayvanî barsağmdan tarda kim karar verir. Kaplumbağa kabuğunun himayesinde kapısmdan kim girer çıkardıT Düşmanma inad kim kınalanırdı ki?.. Böyle demeyiniz diye bunlan size sıraladım. Maksadım sizleri adamakıllı iknadır. Adamcağı? bu Nuhu Nebîden kalma mallarının ortasmda kelebek gözlüğünün altından bakıp miskal ile misk satarak, üsijinden bakıp, kantan belinde, müşteri tartarak meşgul iken tezgâhına sokuldum. tsteğırni anlattım. Parmağını alnma bastıra bastıra düşündu, Belli idi ki en az yirmi senedir böyle bir taleb karşısında, benim gibi bir antika müşteri huzurunda kalmamıştı. Sekiz on kutu devir ettikten sonra istediğimı buldu. Önüme sürdü. Ikimiz da mernnun ve bahtiyardık, ben onun gibi satıcı, o benim gibî Tanzimat müşterisı bulmaktan... Kaç paradır? diye sordum. Yüz para... dedi. Pekâlâ yırmi beş kuruş dıyebilirdi. Hayır yüz on para da değil yüz para... O yüz lira devrinde yüz para demekten mesud, ben yaşıma göre bir tediye hatırasmdan keyıfler içinde, malımı bir münasıb yerimde saklamaya çalışarak ayrıldık. Dükkândan çıktıktan sonra belim biraz daha bükülmüş, fakat tuhaf bir zevkı teşeyyuh ile biraz daha öne doğru eğik yürüdüğümü hissettim. Rauff Onursal mese Suriyeden alacağımız lesinin akisleri buğdaylar Baştarafı 1 inci sahifede tutulan isükametin hatalı olduğunu göstermek maksadile bir Demokrat milletvekili tarafından da Meclise bir sözlü soru önergesi veriîeceği haber alınmıştır. Muğla milletvekili Nuri Özsan tarafından sunulmakta olan bu takrirde, Poladh Halk Partisi başkanı, Belediye Başkanı ve Ankara il genel meclisi üyesi Hakkı Mumcuoğlu hakkında Eskişehir mıntaka komujtanlık mahkemesince 1941 yılı nisan 3yının 4 üncü günü verilen ve ocak ayında katileşen hapis cezasınm 1949 a kadar niçin infaz edilmediği Adalet Baltanuıdan sorulmaktadır. Memleketimizin misafiri ol?n bu kıymetli salısiyetlerin hepsini dost bir memîeketin miimessilieri sıfaAnkara, 26 (a.a.) Cumhur tile sevgi ve saygı ile selâmlar, kenBaşkanı İsmet İnönü, bugün Çan dilerine frtizel calısma'ar ve mukayada avukat Baha Yörük başvaffakiyetli neticeler düeriz. kanhğındaki Kızılay kongresi Ömer Rıza DOĞRÜL heyetini kabul buyurmuşlardır. Cumhuriyet'in Etlebî Romanı: 6 3 Cumhur Başkanı, Kızılay kongresi heyeiini kabul etti de mütalea etmekte ve Demokrat Parti Başkanı Celâl Bayara yapı Sovyetler Tito'yu yok etmek için lan çirkin tecavüz hâdisesinden itibir plân hazırlamışlar baren, bu cepheden faaliyet göstermektedirler. Hattâ Reşad AyNewYork 26 (APNafen) dınlı ile bazı husus'arda bilvasıta Yugoslavya ile kominform arasıntemaslara teşebbüs edildiği de ri daki mücadele yeniden şiddetlenvayet edilmektedir. Reşad Aydmlı miştir. Amerikan diplomatik çevreise, Millet Partisile alâkasım ta lerine gelen glzli raporlar, Mareşal manıen kesmiş olduğunu ifade et Tito'yu önümüzdeki iki ay içinde miş, hattâ iadeli taahhüdlü olarak yok etmek için Ruslann bir plân gönderdigi istifanamesinin Hikmet hazırlamış olduklarını bildirmekteBayur tarafından alınJığını göste dir. Bu haber hakkında fikri soruren imzah cevab ilmühaberini de lan Yugoslav Dış İşleri Bakan mubunu teyid edici bir vesika olarak avini Bebler «bundan haberimiz olbugün bize ibraz etmiştir. duğu için duruma hâkim bir vaziBaşbakanm izahatı yettej'iz» demiştir. Aydınlının inkârına rağmen bizYugoslavyada Tito rejimini dezat Başbakan Şemseddin Günaltay, virmeye çahşan Sov'yet Rusjanın gazetecılerle son görüşmesinde: kontrolu altındaki pe>k memleket«Reşad Aydınlının elinden bir ya lerde tevkifler, idamlar ve sürgünzılı ihbar almmasını tavsiye ettim. ler devam etmektedir. Macaristanda Bunu kabul etmemiş. Millî emni idareyi ellerinde rutanlar tüyük bir yeti bir ziyaretinde ben de hazır suikasdin hazırlandığmı hissetmekbulundum. Süzlerini kayıd için o te ve bunu önlcmek için tedbirler rada tertibat alınmış, Reşod Ay almaktadırlar. dınlının sözleri plâğa aîınmasay. Macaristanm efendisi ve Kodı, inkârı üzerine, elımizde hiç biı mün'st Partisi Genel Sekreteri müsbet delil bulunmıyacak vo Matias Rakosi, dairesine her Millet Partisini ortadan kaldırmak gün büyük bir Amerikan limuiçin Demokrat Parti ile birlikte, zini içinde fevkalâde süratle girbir muvazaa tertib etmişiz gibi mekte ve kendisini keskin dügösterilecektik.» demiştir. diik sesleri çıkaran bir sürü a Başmakaleden devam Aydınlı ilk olarak bir akrabasına raba takib etmektedir. Genel memleket yerine dpvalüasyon yapifşaatta bulunmuş Sekreterin geçtiği yollar pol's Filhakika Reşad Aydınlı, hâdise tarafından sıkı bir tarassut al mış yumuşak paralı memleketlere tütün satmaTi tercih edebileceğini nin ilk günlerinde bize intıbaını tında bulundurulmaktadır. diisünerek, işi sağlama dayamak anlaürken, Millet Parüsinin ortaÇekoslovakyada da komünistdan kaldırılması düşünüldiiğü ka lere karşı hazırlanan bir kom için, Amcri'Âamn alacağı tütünün naatini izhar etmişti. Başbakan, ge plo meydana çıkarılmış ve iki bugünkü dnTar lira parîiyesine ne Reşad Aydmlının ilkönce akra kişi idam edilmiş, 4 kişi de mü göre bedelini bir Amerika bankabasından bir milletvekiline ifşaatta ebbed hapıs cezasına çarptırıl sına dolar olarak yatırmasını ve bu paraya gelecek kampanyamn başbulunduğunu, onun da, Millî Em mışlardır. niyet müdüıü Naci Berkere gitmePolonyada ise bütün idare Rus langıcı olan eylul 1919 a kadar el sini tavsiye ettiğini, kaydetmi?tir. rubaylarına devredilmektedir. sürülmeme«:ini mübayaalarına şart Adı geçen zatın, Van milletvekli Mareşal Rokosovsky'nin tayini koymuşlardır. Rüçtü Oktar olduğu anlaşılıyor. Re ile iş bitmemiş ve daha bir çok Tütün işimizi düzene koymalıyM. şad Aydmlı ise, Rüştü Oktara dalıi Sovyet üst subayları Polonya Bunun için ne yapıp yapıp çıkan asla böyle bir ifşaatta bulunmadı ordusunda hizmet etmek için engelleri bertaraf etmek lâzımdır. ğını söylemektedir. Rus ordusundaki vazifelerinden Bunun için de milletlerarası rümMevcud plâğa gelince, rivayetler, istıfa etmişlerdir. Bunlar arasınrUk anlaşmalanndaki, bilhassa bunua bazı kısımlarında sesin pek da Polonyamn yeni GenelkurHavana ve Genevre anlasmalannzayıf olduğu merkezindedir. Reşad may Başkanı General Korzik ve Aydınlının millî emniyeü ikinci zi Savunma Bakan yardımcısı Ge daki, dıırumumuzun gö'zden Jreçiyaretinde hayli ihtiyatlı ve olduk neral Poplavski de bulunmakta rilmesi. icab ediyorsa ıslah edllmesi lâzımdır. Aynı zamanda Amerikaça yavaş sesle görüştüğü söyleni dır. daki Türk tipi tütün riraarinin ne yor. Isveçten gelen bir habere göre kadar ilerlediğini ve maliyetinin ne Diğer taraftan, bu meselenin inPolitbüro içinde senelerdenberi oldıığıınu yakmdan takib etmelicelenmesi sırasmda yeni bazı iddiasürmekte olan ihtilâf yeniden jiz. Başka siyasî ve iktisadî garanlara da tesadüf edilmiştir. Bu araşiddetlenmiş ve bu teşkilâtm a tilerden bahsetmpk dururken, deda Reşid Aydınluun Millî Emniyet zalarından biri olan Kaganovitch müdürü Naci Berkerin kendisine valüasj'ona gidip {ritmiyeceğimiz azledilmiştir. Her ne kadar bu bir mesele dolayısile muğber olmahakkında maddî teminat vermenin haberi teyid edecek bir beyanat sı ihtimalini ortaya attığı rivayeti de doğruluğu hakkında teenni ile yapılmamışsa da İsveçteki muvardır. Mesele, bir binanm Millî habirler Kaganovitch'in resimle diisiinmemiz icab eder. Fakat büEmniyet tarafından kiralanma^uıa rinin kaldırıldığını belirtmekte tün bu calı«malarımi7in ba5:lı olAydmljnın teşebbüslere geçerek dirler. Kaganovitch, Stalinin duklan tek bir şart vardır ki o da mâni ohnasıdır. Bu bina halen «Yesürattir. Kararda ve icrada sürat. kayınbabasıdır. ni otel» adile, otel olarak kullamlCUMHITRİYFT maktadır. Aradan 67 sene geçmesine rağmen, bu ihbar îşinin çeşidli akisleri arasında bu rivayet de ortaya atılmıştır. Hulâsa bütün belirtiler önümüzdeki Meclis müzakeParis 2fi (R.) Bir Fransız a$relerinin her bakımdan meraklı ve heyecanlı olacağı tahminlerini kuv kerî mahkemesi Lille şehrindeki Baştarafı 1 inci sahifede Polonya viskonsolosunu casuslukla ma yapıldığından, üstünün arandıvetlendiriyor. itham etmiştir. Viskonjolos askerî ğmdan ve iki saat evinde mevkuf Mekki Said ESEN bir hapisaneye atılmıştır. kalmış olduğundan fcahisle, teşriî Diğer taraftan Polonyadan gelen masuniyetine dokunan bu tecavüz© haberlere göre, Leh polisi bugün de nasıl cür'et edildiğini Adalet BakaFransanm Varsova konsolosunu tev nı ile Başbakandan sormaktadır. kif etmiştir. Tevkif edilmek üzere Tekelioğlu ise, bir milletvekilinin olan elçilik sekreterlerinden bir teşriî masuniyeti kaldırılmadan aFransız kadını ise büyük elçi tara dalet cihazının evinde arama karap Baştarafı 1 inci sahifede fmdan kaçırılmış ve elçilik binasına verip veremiyeceğini, adalet cihazı Hususî surette Şama gelmiş olan götürülmüstür. Meclise bağh olması icab ettiğine Türkiye toprak mahsulleri oflsi göre, bugünkü hali ile müstakil omüdürü de imza merasiminde hazır fşçilere ihtiyarlık sigortası lup olmadığmı sormuştur. Tekelibulunmuş tur. oğlunun takririndeki üçüncü susli karneleri dağıtılıyor Mukavelenin fanzasmdan sonra İzmir, 26 (a.a) Türk isçisinin de ara seçimleri hakkındadu". Seybasına beyanatta bulunan Akşin, yarınını garanti eden ihtiyarlık si han milletvekili, ara seçimlere hü* bu anlaşmanın iki memleket müna gorta kanununun nisan 1950 tari kumetin mi, yoksa Meclisin mi kasebetlerinin sıkılaşmasına doğru bir hinden itibaren yürürlüğe girmesi rar vermesinin Anayasaya daha adım teşkil edeceğini söylemiştir. nıünasebetile bugün Izmirdeki iş uyçun olacağını sormaktadır. Millet Partisinin Galata bucağı çilere ihtiyarlık sigortası karneleaçıldı rinin tevziine başlanmıştır. Tütün piyasalan Millet Partisinin Galata bucaBu münasebetle saat 11.30 da Süğı dün saat 14 de törenle açılAnkara, 26 (a.a.) Ekonomi merbank İplik fabrikasında ve öğmıştır. Törende Aldoğan ve arve Ticaret, Giimrük ve Tekel leden sonra saat 15 de Pamııklu kadaşları son hâdiseler hakkınBakanlıklarından tebliğ olunmensucat fabrikasında törenler ya da konuşarak tenkidlerde bumuştur: pılmıştu, lunmuşlardır. Bu arada suikasd Ege bölgesi 1949 mahsulü tüTörende Vali Osman Sabri Adal, tün piyasasının 26 aralık 1949 Bölge Çalışma Müdürü Celâl Din ihbarı dolayısile Şehir Meclisipazartesı günü saat sekizde, Ka çer, İşçi Sigortası Müdürü Hulusi nin çektiği telgraf da şiddetle protesto edilmiştir. radeniz dizi piyasasının 30 ocak Tokay, İş ve İşçi Bulma Kurumu 950 pazartesi, Karadeniz demet Müdürü, müesseee müdürleri ve Rahmi Apak, Bağdad ve Marmara piyasalarının 6 mart basm mensubları hazır bulunmuş1950 pazartesi günü saat sekizde lardır. Elçiliğine tayin edildi açılmaları kararlaştırıimıştır. İşçi Sigortaları Müdürünün nutAnkara, 26 (Telefonla) EsEkicinin ve tüccarın şimdiden kunu Valinin bir konuşması takib ki Lizbon Elçisi Rahmi Apakın hazırlıklarını tamamlamaları tav etmiş ve müteakiben iş akdine tâbi Bağdad Elçiliğine tayin edildiği siye olunur. i?çilere karneleri tevzi edilmiştir. öğrenilmiştir. meselemiz Baştarafı 1 inci sahifede kullananlar, komünistler, De Gaulle'cüler ve sağcılar olmuştur. Grev sona erdi 24 saatlik grev sona ermiştir. Umumiyetle küçük müesseselerde çalışan işçilerin hiç biri grev emrine itaat etmemişlsrdir. MuhabirIere göre memleketin hayaünı felce uğratan geniş ve umumî grevler artık Fransada taraftar bulamamaktadır. Dünkü grev umumî değil, fakat kısmî bir grev olmuş Bidauli itimad aldı Garib bir dolandırıcılık Baştarafı 1 inci sahifede Ömer Abid hanmdaki yazıhanemize gönderin. Orada faturanızın bedelini kâtib ödiyecektir, demişlerdir. Beğenilen iki eğer, dükkân müstahdemlerinden birine verilmış, yazıhaneye götürülmek üzere yola çıkarılmıştır. Bir müddet sonra çiftlik kâhyası ve yanındaki adamla mağaza müstahdemi Ömer Âbid hanına gelmişlerdir. Çiftlik kâhyası olduğunu söyliyen şahıs, yanmdaki adama: « Sen şu eğerleri al da kâtibin yazıhanesine götür, arkadaş da çok yoruldu, şurada bir kahve içsin!.» diyerek mağaza müstahdemini alt kattaki kahve ocağına doğru götürmüştür. Bu suretle eğerleri getiren adam atlatılmış, çiftlik kâhyasile eğer leri alan meçhul şahıs az sonra gözden kaybolmuşlardır. Kahve ocağında bir müddet bekliyen mağaza müstahdemi, nasıl bir oyuna kurban gittiğini az sonra anlamış, dükkâna dönerek başından geçenleri Fikret Saraca anlatmıştır. Mağaza sahibinin müracaati üzerine vakaya elkoyan Emniyet Müdürlüğü 2 nci Şube memurları kısa biı zaman sonra bu enteresan dolandıncıbk hâdisesinin mahiyetini meydana çıkarmışlar, faillerini yakalamışlardır. Dolandırıcıların meşhur sabıkalılardan Münürle, Kiryako ve Nikopolos oldukları tesbit edilmiştir. Eğerler Münürün evinde bulunmuş ve Fikret Saraca iade olunmugtur. Gazeteciler G. H, P. Genel Sekrelerile goruştu Baştarafı 1 inci sahifede tecilere elde ettiği herhangi bir haberi kolayhkla tahkik imkânı vermenin bir çok yanlışlıkları ve anlaşmazlıkları önliyeceği ka naatini izhar etmış ve bu münasebetle «bir hükumet sözcülüğü» ihdasının şayanı arzu olduğu mü taleasında bulunmuştur. Arkadaş larımız, daha sıkı temaslar tesisinin faydalarından bahsetmişlerdir. C.H.P. Genel îdare Kurulundan Kırşehir milletvekili Sahir Kurutluoğlunun da bulunduğu bu toplantıdan, arkadaşlarımız iyi intıbalarla ayrılmışlardır. Misafir gazetecilere ve Ankarada bulunan basm mensubları şerefine bu akşam saat 17 de Celâl Bayar tarafından Parti Genel Merkezinde bir çay verilmiştir. Bu toplantıda Demokrat Parti Genel tdare Kurulu üyelerile, Demokrat milletvekilleri ve Partinin Ankara teşkilâtı ileri gelenleri hazır bulunmuşlardır^ Fransız Leh gerginliği Aldoğan Meclise bir sözlü soru verdi Hindiyi getiren Amerikalı şehrimizde Relsi Cumhurumuz İnönü'ye Amerikadan hediye olarak «Unnity» aıdmdaki Hindiyi getiren Mr. Malecki dün Ankaradan şehrimize dönmüştür. Mr. Malecki kendisile konuşan bir arkadaşımıza şunlan söylemiştir: • İnönü ile tanışmak şerefine nail oldum. Kendiai Amerikalılara dostluk ve »evgilerini benfanle yolladı. Bu mesaj bence hayatımın en kıymetli bir vazifesi ve emanetidir. Türk basınınm bu hediye münasebeti ile gösterdiği yakınlık ve alâkayı da aynca Amerikalılara bildireceğim. Karaşi Büyük Elçimiz Karaşi, 26 (A.P.) Türkiyenin Karaşi Büyük Elçisi Nebil Batı bugün Pakistan Genel Valisi Nazimüddin'e itimadnamesini sunmuştur. Merasimden sonra Türkiye Bü yük Elçisi, Genel Vali Nazimüddin tarafından hükumet konağında öğle yemeğine ahkonulmuştur. Yunanlılar «Payitîo8»u cuma günü oynuyorlar Şehrimizde bulunan Katerina Yunan dram trupu, Cevad Fehmi Başkutun «Paydos» piyesini önümüzdeki cuma gününden itibaren Ses Tiyatrosunda rumca olarak oynamağa başlıyacaktır. İlk temsile hükumet, ordu, partiler, Üniversite ve basın erkânı davet edilmişlerdir. Bir esrar tekkesi basıldı Emniyet Müdürlüğü Kaçakcıhk bürosu menmrları Kasımpaşada yeni bir esrar tekkesi daha meydana çıkannlşlar ve burada kabak Içen 18 klşlyl suç üstü yakalamışlardır. Yapılan tahkikat netlcesinde bu esrar tekkesinl sabıkalı eroincilerden Mevludun işletugi anlagılmıştır. Yakalanan esrar mubtelâlan erasında 16 Ue 20 yas araanda 12 genç de bulunmaktadır. Bu tlryakilerle gencleri uyuşturucu maddeyl içmeye teşvik eden Mevlud, dün Kaçakcılık mahkemeslne sevkedllmlslerdir. MEVLİD Kıymetli babamız merhum HACI HAIİD EKŞİNOZLUGİL'in ruhu için 27/11/949 pazar günü Valde camiinde ikindi namazuu müteaklb Mevlidi Şerif okunacağmdan arzu eden dindaşlann teşrifleri rica olunur. Eksinozhı ailesi MELEK Sinemasmda Bütün îstanbul h^iVTn^n alkışlarla karşıladığı BUGÜN ÖLÜM Denlzyolları Ta«us vapuru fOvartsl İLK ARZULAR (RENKLÎ) Baş rollerde; îazan: VİCKY BAUM .Çevircn: VAIIÜET GÜLTEKİN mişti. Şimdi de kalbinde bir nöbetçi gibi dikilmiş duruyordu. Artık hiç bir tehlike kalmamıştı. Artık yaşayacaktı. Alçak sesle: «Kumrular gibi mi?» diye sordu. Bunu sorarken, bir yandan da uykunun o sıcacık ve emin koğuğuna büzülüyordu. Lee Crenshaw: .Evet, kumrular gibi» diye cevab verdi. Kapı açıldı. Esikte Mİ5S Brindle göründüVazife^ini yerine getirm?k mecburiyetinde bir kimse hali ile Lee'ye> vaktin tamam olduğunu işaret etti. *** Bess yatak odasındaki elektriği yaktı, eldivenlerini ve şapkasmı çıkarmadan giyinme odasma geçti. Bir şeye müptelâ kimselerin tehalükile, o küçük kalıve rengi şişeje ve içinde kapalı duran son ferahlık çaresine doğru atıldı. Açtığı dolab kapiüinm aynasmda tuvalet masasmın lâmbası sert ve göz kamaştırıcı bir ısıkla parîadı. Dolabm içindeki dar raflara el ^ürülmemiş gibiydi. Faxat. eski e I hemmiyetsiz rahatsızlıklann orada I bıraktığı hatıralar efiaasuoda, ara1 Lee Crenshaw'm boğazına kaya parçarı gibi bir /umruk ükanmıştı. c Daima,» diyebildi. Maryîynn bay^m bir sesle: « Daima dediğin, çok uzun bir mücîdct, dîğil mi'> diye sordu. « Evet, çok uzun. İnşallah bıkmazsm, bile bile razı oluyorsun, Eanırım. Ben dorıuk bir insammdır, yavrum, bilirsin.» Maryîynn uykulu bir sesle: <Sonra. ben tenbelimdir» dedi. «Tenbelin. pasakhnm biriyimdir ben. Hele irsdem sıfırdır» Fokey'in ona telkin ettiği şeyler bu suretle son bir aksi sada şeklinde tekrarlanmış oluyordu. Maryîynn arlık uykuya dalmak Ü7ere olduğunu anlarnıştı. İç'nden: «Klveda, Brodvvay» ded; «Ver elini, Tauntrn > Sonra koca=ınm: «Mjkemmel bir çift teşkil edeceğiz. Biz birbirimiz için yaraülmısız, dediğini işitti. Bu ses kula^ına henı gayet yakmdan, hem ae gayet uzaktan gelivormu gîbi aksetti. Lee Crer.îhaw onu bcmbardımanm basından sonuna kadar kendi vücudile iaplıyarak muhaiaza et dığı şişe yoktu. Ürkmüş beyaz fareler gibi elleri ufacık kavanoz ve şişelerin arasında dolaşıp duruyordu. Sonra derin bir telâş içinde çırpmmaya başladı Hatırlar gibi oluyordu: Bu kıymetli uyku haplafını atmıştı galiba. Hayır, atmamıştı. En nihayet bulmuştu işte. Üst gözde küçük bir ilk tedavi kutusunun arkasma saklanmışlardL Şimdi şişeyi parmakları arasında tutarken kendisini gene tükenmiş ve boşalmış gibi hissetmeye başladı: Tıpkı bir gece evvel, ateş ettikten sonraki gibi. Düşüncelerini bir noktaya toplayarak hatırlamaya çalıştı: Bu haplarla ne yapmak niyetindeydi? Hepsini tuvalet masasmın üzerindeki küçük bir billur kâseyp boşalttı ve birer birer saymaya başladı. Yırmi sekize kadar saydıktan sonra bir an durdu. Titrediğinln far kına varmıştı. Elleri de buza batınlmış et gibi sertleşmiş ve kurumustu. Halbuki o gece boğucu bir sıcpk vardı. Bu titriyen isteksiz >sllere, sankî kendi vücudünden tamamile ayrı birer uzuvmuş gibi, kızgm bir tavırla baktı. Kendi kendine: «Korkuyor musun?» diye sordu. c Kim korkuyormuş! Neden kor kacakmışım!» Buna haşin bir cevab geldi: * Neden rinl geri çıkarmasından, sersem! di de ölmekten korkuyorum.» Saide Özegenin eji, NihaJ, Vlsal v» İşi gene berbad etmekten... Her Sonra ikincinin haykınşı biraz Gönülttn annelerl, Cevad Ekslz ve Avnl Ekslzln ablalan, Naşid Arıkan, şeyde olduğu gibi bunda da kendi yavaşladı. Nihad Çavujoğlu, Burhaneddln Aytadizi elâleme rezil etmekten.» O zaman Pokey haplan sayma çın kayınvaUdelerl « Kendimizi mi? Biz dediğin suıa devam etti. Elliye kadar saySAİME ÖZEGE kim? Artık Pokey'le Maryl>nn di dı. Hâlâ titriyordu ama, şimdi vüye bir şey kalmadı. Şimdi sadece cudüne karşı soğuk bir öfkeden amansız bir kısa rahateızlıktan kurhılamıyarak vefat etmiştir. ben, Bess Pokey var.» başka bir şey hissetmiyordu. Cenazesi 28/11/1949 pazartesi gunO Bununla beraber, gene ortada Şu çirkin vücudü ona bir yük öğle namazını müteakıb Şişli carnlinbir «biz» vardı. Tuhaf bir şeydi ten başka bir şey olmamıştı ve o den Asrl mezarlıktaki aile kabristabu. Kendisini ikiye aynlmış gibi bu yükü bütün hayatınca sürükle nına kaldırılacağı doet ve tanıdıklara hissediyordu. Kendi kendisile bir mişti. Kimsenin istemediği, arzu bildirlllr, **• mücadele halindeydi. Bir tarafta, sunu kimsenin tatsıin etmediği, daima, hattâ şimdi bile ne istedi kimseyi cezbetmiyen bu et, kemik Teessürle haber aldığımıza göre ğini bilen şu Pokey denilen mah ve deri yığını her adımda önüne KAVALALI ÂDİL AKKUM luk vardı. Yaşmdan daha olgun, bir engel şeklinde çıkmıştı. Şimdi mübtelâ olduğu hastalıktan kurtuintiharın eşiğinde iken bile işin de onu silkip atmak istediği sırada lamryarak evvelki gün Izmirde alayında, sakin ve korkusuz Pokey. gene bu vücud, karşısma bir kor Hakkın rahmetine kavuçmuştur. Diğer tarafta da Bess vardı, ya kak ve asi şeklinde çıkıyordu, Merhuma Tanrıdan rahmet Akkum ni kimsenin tenezzül edip de anlaGittikçe artan hiddeti onun, ailesine de ba? sağlığı dileriz. mağa ve keşfetmeğe çalışmadığı kendine hâkim olmasına yardım * * * şu mahcub, hassas, heyecanlı, şaş etti. O san san elli hapı küçük bir Dul Bayan Zol. Elnekave, (Amerlkın, ürkek ve on beş yaşmdaki bir yığın halinde toplayıp aldı, yata kada), Dul Dimant Elnekave. Jozef Elkız kadar tecrübesiz biçare; lâzım ğının başındaki masaya götürdü. nekave, dul Zumbül Elnekave, dul Suzane Parnas, dul Ester Behar. Bay geldiği gibi gelisememif, kavruk Şimdi titremesi geçmişti. ve Bayan S. Kastoriano ve alleleri, kalmış zavallı varlık, Kendi kendine: «Adrenal gudde Hosano, Beeler (Amerlkada), Perahya, Ölmek istiyen onun Pokey ta leri faaliyete geçti,» diyordu. Ade Yakul. Eskenazl. Frunkln, Stoon, Esrafıydı, çünkü muvaffak olamamış ta keyifli bir hali vardı. «Nihayet kenazi, Lazar Krespi, Kaf£ Elnekave, Y. Yeremia K. Yeremla. K. Kritiko kimselerin o donuk hayatile karşı guddelerim harekete geldi. İyi. ve akrabaları laşmağa arzu ve cesareti yoktu. Bakalım şimdi ne olacak.» ALBERT ELNEKAVE Tekbaşına yapılacak bir şey Bess ise yaşamak istiyor, zayıf 25 kasım cuma günü kısa bir rahatve mahcub bir sesle şöyle yalva varsa o da Slmekü. Herkesin bu sızhktan sonra vefat ettiginl bildlrrıyordu: işi kehdi kendine görmesi lâzım mekle derln elem duy»rlar v» 27 ka< Daha erken... Şimdiden ha dı. Fakat hiç o!m?7sa bunu rahat sıra pazar gunü saat 11 de Altmcı yatıma son vermiyeyim. Daha ya ve muhtesem bir şekilde yapmak Daire Buytik Hendek Keneset d'İsrael Musevl Sinagogunda yapılacak olan şamadım ki. Sen başkasının mu icab ederdi. cenaze merasiminde bulunmanızı rica vaffakıyetlerile heyecandan heyeederter, ., cana kogadceo.fatt^fikj^ınu gio>J f Arkası vgr). to 27 SA*m U JOAN POWELL GEORGE BRENT Ask... Renk... Dans... Caz eğlenceli ve şahane bir mevzu. Türkiye Büyük Gül Fidanlığı Kadıköyün Modasmda bulunan raemleketimizin bu meşhur fidanGelibolu, 26 (a.a.) Gelibolığı, dikim mevsimi geldiğinden bugün kurtuluşunun 27 ncî srurdumuzun her yanmdan verilen yıldönümünü büyük bir heyecan siparisleri kabule başlamıştır. içinde kutlamaktadır. Gelibolunun kurtuluş bayratnı f SARAY ¥ E İIVCİ Sinemalarında iirden gösterilmekte olan ve LEON TOLSTOfnin eserinden alınmış bulunan ANNA KARENİNE filmidir. Bütün şehri cezbeden Baş rollerde: VİVtAN LEİGH ve KİERON MOOBE Şarlo. LorelHardi, Harold Loyd gibi komikleri gölgede bırakan DÂNNY KAYE Yakında Istanbulun bdr sinemasmda ŞAMBA ESALLIĞI
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear