02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
11 Kasırı 1049 Yeni Güıtıriik Kanuıtıı Bajtaraft 1 inci sahifede Yenı kanunun sağladığı kolaylıklaıdan bazıları şunlardır: 1 Yolcuların beraberlerinde getirdıkleri giımrük vergisi tutarı 25 lirayı geçmiyen hediyelik eşya yurda muafen sokulabilecektir. 2 Antrepoculuğun ve dolayısile transit ticaretinin inkişafını sağlamak maksadıle, derhal gümrükkj emiyecekleri mallarını antrepolarda beş yıl bekletmefc inn kânı tacirlere verilmiştir. Bu mallar antrepolarda havalandırılmak. temizlenmek, ambalâjları değiştirilmek gibi ameliyelere de tâbi tutulabılirler. 3 Yeni kanun, ithalâtçıların getirecekleri eşyalar için, vergi mükellefıyeti bakımmdan beyan usulünü ehemmiyetle nazara almıştır. Beyan sisterninin bütün icabları ıle yerleşmesine matuf olarak kabul edılen esaslar, tüccarm malının muayene esnasında fazla örselenmeden gümrüklenmesini temin edecektır. Bundan. başka Gümrük İdareei, tatmin edici bir beyanı, eşyayı muayene suretıle kontrola lüznm görmeden, vergı tahakkuk çttirebılmek salâhiyetinı almış bulunmaktadır. Muayene işlen İçin beyan sahiblerinı tatmin edici bazı hükümler de konulmuştur. Buna mukabil beyandan rücu imkânları kaldırılmış ve asgarî mükelleiiyet haddı mükellefin kendi beyanı ile tahdid edilmış«r. . ^ 4 Tarife dışında kalan eşyadan, kıymetleri üzermden % 40 vergi almak sistemi yerine. (en çok benzerlik gösteren eşya gibi vergi almak) usulü kabu] edilmiştir. Bu kabil eşyanın biı listesi tesbit olunup Resmî Gaeete ile neşredılmiştir. 5 Muaf olarak memlekete giren makine ve âletlerin muafiyeti haiz olmıyan ellere devrinde, ithalinden itibaren 10 yı] geçmiş ise, gümrük resmi aranmaması esası kabul edilmiştir Bu hüküm lüzumsuz bır çok foı malıte ve takibleri ortadan kaldırmaktadır. 6 Mıllî gemılerin yabancı limanlarda tedarik ettıklerı donatım eşyası gümrük vergisınde» muaf tutulmuştur. 7 Memleketımiz mahsul ve mamullerınin dış piyasalarda sürümünü temin bakımından. geri gelen eşya için eskısıne nazaran daha müsaid hükümler konmuştur. Bana mütenazır olarak, sıparişe uygun olmadığı, ithalınden sonra anlaşılacak eşyanın geri göndenlebılmesi ve evvelce alınmış olan vergılerın iadesı esasları da bazı şartlar dahılinde kabul edilmiştir. S Değerlendıricı ve tamamlayıcı az veya çok bır işçılık görüldukten sonra yurd dışına çıkanlmak üzere Türkıyeye getirılen eşyanın tayın ve tesbıt) hususu doğrudan doğruya Güm rük ve Tekel ile Ekonomi ve Ticaret Bakanlıklarına bırakılmıştır. Yeni kanunun uygulama esasİstanbul Erkek Lîsesı mezunlanndan ve Fenerbahçe spor kulubu merLiiıblarından ve genc hulrukeuianmızdan İBKAHİM . KAŞOĞLÜ r tutulduğu aman. sız hae^alıktan kurtulaınıyarak 22 : /10/943 tarihinde / hayata gözlerinl fkapamıstır. Muhıtmde ıyı bır sempati ,yaratan arkadaşımıza Allahtan mağfı. 'ret, kederdide allesıne başsağlığı dıMeriz. ^ * * * . • Enıntyet Sandığı Mudünı Hâmid jKorajın ağabeysı, Melâhat Atakıüun <zevcı, Kemal ve Hılmi Atakulun babaları. Sajd ve Zıya Atakulun e.ujteleri. Toprak Mahsulleri Ofisi sıgorta mütehassısı GALÎB ATAKUL vefat etmişttr. Cenazesi 11 11/949 cuma gunu oğle namazmı muteokıb Kızıltoprafc Zuhtupaşa camiı şerıfınden kalcırılarak Sahrayı Cedıddekı aıle katrıstanına defnedıiecektir. ı«Cumııuriyetı> in tarihî tefrikası: r ' » / Denizyollarından bir dilek Adresı ve ısrru bizde mahfuz bır okuyucumuzdan aldığımız mektubda, Denizyollarının Üsküdar ile Beşiktaş arasmda işlettiği vapurlarm bugunkü ıhtıyacı karşılıyamadığmdan bahsedılmekte ve bu hatta yeni vapurların tahsısı istenmektedir. Okuyucumuza göre. halen bu hatta işlıyen 55 ve 56 numarah vapurlar iskelelere yanaştığı zaman denizden yukarı kısımları yüksek olduğu için iskeleler dık kalmakta ve yolcular müşkülâtla gırıp çıkmaktadırlar. Lodo? havalarda ise sallantıdan kadın yolcu]ar ekserıyetle vapura bınememektedu ier. Saniyen, bu vapurlar ufak olduğundan oturacak yer de buiunamamaktadır. Netice ıtıbarıle. bu vapurlarm artık bu hattan alınarak yerlcrıne 48 52, 75 numaralılar ti,pınde vapurlarm ışletılmesi Denızyollarından rıca edılmektedir. Çalışma Bakanının dünkii konuşması Baştarajı 1 inci sahifede Bakan, bundan sonra yüzde onlara temas etmiş ve bunun iş verenler tarafından .işçiye bir atıfet olarak tanındığını söylemiş ve sözlerine şöyle devam etmıştır: « Benim idealim şudur: Bu tnemlekette elinın enıeğ: ve alnmın teri ile çalışan ınsan hakkettığini almalıdır.» B^akan, deniz ve tarım ışçileri için hazııianan tasarılarla umumî hastalık sıgortası kanununun Meclıse verıldığmı, yılbaşına kadar kafıyet kesbedeceğmi ve iş mahkemeleri kanununun Meclis gündemine ahndığını bıldirmış ve demışt r ki: İşçi sigortalan Bunlardan sonra daha biı f çok ışlenmiz vardır. İşsizliğe karşı sıgorta, mesken davası, işçınin dınlenme tatili, ailesinın tedavi edılmesı, çocuğunun sigortalandırılması, meşgul olacağımız meseleler arasındadır. Bun lar bizim :ç n vazıfe telâkki ettığımiz şeylerdir.» Sırer, bunları niçin vazife telâkkı ettiklerini ızah ederek dünkü ve bugunkü devlet telâkkısi arasındakı farkları belırtmış. Kemalizmin devletçilık göruşıınden bahsederek demiştir ki: Devletçilik prensipî <ı Dcvlctçıyız, çünkü ferdlerin yapamadığını, yani zümrenın zümrcvı ist smar etmesini önlemek ıstıyoruz ve vatandaş zümrelerinin arasmda âdil bir hakem olmağa çalışıyoruz. Vatandaş, kendisini himaye için silâh taşımağa lüzum mu duvmahdır? Hayır. Vatandaşlar, haklarmm devlet tarafından korunduğunu göreceklerdir. İş verene lokovt hakkı tanıyayım da isçıleri sokağa mı atsınlar, çalışan zümreye grev hakkı vereyim de kömür havzalarmda işleri mi terketsinler? Arkadaşlar, bu bir mücadeledir. Çıkaracağımız kanunlarla bu mücadeleye lüzum kalmıyacaktır. Kanunlar çıkartıyoruz, çıkartacağız ve daha hızla ılerliyeceğız. Bizim yapılacak işlerimiz var Vaktı olan sokak politikacıları boş meselelerle uğraşsmlar. Garb memleketlerinin 200 senede yaptıklarını biz kısa zamanda halletmeğe mecburuz. Bu sözlerim, benım bu konuda belki son koouşmam Olacaktır.» Bakan, çıkaracağı kanunlardan sonra, Bakanhk postunda gozü olmadığı için çekileceğini bıldirmıs, fakat ömrünün sonuna kadar işçi davası ile meşgul "lacağını ve işçilerle beraber kalacağmı soylemiştir. Müteakıben Sırer, şunları soylemiştir: « Kendisine minnettar olduğum bir şahıs vardır: Vakarı ile, çalışkanhğı ile, sükuneti ile gittikçe dostu çoğalan bu şahıs Türk işçisidir. Mılletifniz ağır başh bır millettir. Şarlatanlıktan hazzetmez. Son zamaniarda bazı işçi tezahürleri oldu. Bağınp çağrıldı. Ben bir î ü r k millivetçisi olarak bu memleketın bütün zümrelerinın sükun içinde yaşamasmı lüzumlu görenlerdenim. Bunları şunun içm söylüvorum: Zümreleri uzlaşmış bir millet olarak dünya yüzünde bulunmak istemiyenlerin bulunduğunu bilirs niz. O âlemler. bizim cemıyetimizi teşkil edenlerin bahtiyar olmasını istemezler. Bu gibi insanlar, aramıza sızmış olabilırler. Hazırladığımız kanunların Meclisten kolaylıkla çıkmasmı istiyorsanız işçiyi sevimsiz göstermeğe uğraşanlara uymayınız.» Bu konuşmadan sonra dilekler faslına geçıimiş ve yenı ıdare heyeti seçımı yapılmıştır. Atatürkün aziz hatırası dün bütün yurdda anıldı Baştarafı 1 inci sahifede Dr. Sıddık Sami Onar, Genel Sekreter Ferid Zuhtü Örücü, Fakülte dekanları, psofesörler ve kalabalık bir genclik kütlesi haar bulunmuştur. Saat 9,05 geçe kürsüye gelen ReKtör Celâl Sarç, memleketin kurtarıcısı ve Cumburiyetin kurucusu Atatürkün on bir yıl evvel bu saatte gözlerini ebediyen hayata kapadığmı söylemiş va gencliği beş dakikalık bir ihtiram sükutuna davet etmiştir. Saygı du ruşunu müteakıb, profesör Omer Lutfi Barkan söz alarak, ezcümle demiştir ki: « On bir yıl evvel, Atatürkün mübarek nâ'şmı, en derin hürmet ve unutulmaz bir kederle ebedî istırahatgâhına tevdı eden Türk mıllfiti, onun mukaddes hatırasını huşu içinde anıyor. Atatürk bizim için, daima millî bir ruh olmuştur. Aziz Atatürk, ebedî istirahatgâhında rahat ve müsterıh uyu. Bizler, bu vatanı yükseltmek için çalışmağa, icabında canımızı vermeğe hazırız.» Müteakıben, Atatürkün Türk gencliğine hitabesi ve Cumhur Başkanınm Türk mdlletine yayınladığı beyanname okunmuş ve bu toplantı bu suretle nihayete ermiştir. Toplantıdan sonra, Üniversıte gencleri başlarında profesbr ve doçentleri olduğu halde, Sarayburnu parkına giderek Atatürk anıtına büyük bir çelenk koymuşlardır. Eminönü Halkevindeki törende. Valı ve Belediye Reisı Ord Prof. Dr. Fahreddin Kerim Gökay, İstanbul Komutanı Tümgeneral Kâzım Dadaş, Cumhuriyet Savcısı İhsan Köknel, Emniyet Müdürü Cemal Göktan, İstanbu) mılletvekıli avukat Ekrem Amaç, C.H. Partisi İstanbul İl İdare Kurulu Başkanı Dr. Esad Durusoy, Halkevi Reisi Murad Uraz ve kalabalık bir halk küt» lesi hazır bulunmuştur. Toplantıyı avukat Fehmı Atanç açmış ve toplantıda bulunanları beş dakikalık bır ihtiram vakfesine davet etmiş, müteakıben kürsüye gelen öğretmen Cemal, bir konuşma yapmıştır. Bundan sonra, Haydar Yeşilyurd, İnönünün be» yannamesini okumuş ve toplan, tıda bulunanlar toplu bir halde, başta Vali ve Belediye Reisi Prof Fahreddin Kerım Gökay olduğu halde, Sarayburnundaki Atatürk anıtına gıderek çelenk koymuşlar ve tâzim duruşunda bulunmuşlardır. Bundan başka, şehrimizdeki Halkevlerınde ve okullarda Atatürkü anma törenleri yapılmıştır. Büyük Atanın manevî huzurunda tâzım duruşundan sonra, sınıf öğretmenleri, Atatürkün hayatını anlatan birer konuşma yapmışlardır. Eminönü Halkevinde saat 16 da yapılan ikinci tören hçyecanlı ornıuş ve bu törende Vali ve Belediye Reisi Prof. Dr. Fahreddin Kerim Gökay, İstanbul milletvekilı Ekrem Amaç, basın mensubları ve kalabalık bır genc lık kütlesl hazır bulunmuştur, Toplantıda söz alan hatıbler, Atatürkün yaptığı hızmetleri anlatmışlardır. Bu arada, Prof. Fah reddın Kerim Gökay, heyecanl) bir hitabede bulunmuş ve Atatürkün son nefesinı verdığı bu şehir halkının Atatürke olan ebedî saygısını tebarüz ettırmış ve manevî huzurunda eğilerek $özlerini bitirmiştir. Valıden son ra, Suphi Baykan, Emel Gokberk Yaşar Nabi Nayır birer konuşma yapmışlar, müteakıben Ülkü Doğançaya, Atatürkün yazdığı bir şüri okunmuştur. Şurı aynen aşağıya alıyoruz: Ülkü'ye Ban Ülkıj>'um işıtmeyen var mı benım adımı Benim adım sandır çandır Ulkudur Turk Ulkusu bılınız kı ulkulerln tugudur Ben Ülkuyum işıtmlyen var mı benım ndîmı Turk ÜUaısu unutulmaz kutsal yerm adıdıı Gelmiş geçmiş ulusların hepsmın y adıdıı Ülkelere kollar salmış, Turk Ulkusu buyuktuı Ülkusüne tapan Turkiın bucağına vanlmaz. mku, Ülku, ocak. ateş 15te Turkun varlığı Nurdur bilsin bunu dunya Turk ulkesı Ulkusu Ben Ülküyum işitmlyen var mı benım adımı, Atatürkün, küçük Ülküye biı anda yazıp verdiği şiirin okun' masını müteakıb, Ahmed Muhtar Kumral, Atatürk ıçın yazdığı bir şüri okumuş ve şaır Behçet Kemal Çağlar heyecanlı bir konuşma yaptıktan sonra toplantı nihayete ermiştir. Vali ve Belediye Başkanı, ayrıca Türkocağı merkez bmasında larını göstermek üzere Bakanlıkça 1452 maddelık yenı gümrük yönetmelıği hazırlanarak gümrüklere dağıtılmıştır. Bundan başka, kanunun ilk tatbik günlerinde, eski kanuna göre başlanmış ve henüz intaı edilmemiş olan işlenn tâbi tutulacağı muameleler de tesbit edilerek gümrüklere bildirilmiştir. Gümrükler genel müdürunün izahatı Yeni kanun hakkında Gümrükler Genel Müdürü Celâdet Barbarosoğlu da şu izahatı vermiştir: « 1334 tarıhlı gümrük kanunu 11/11/1949 tar hmden itibaren yerını 5383 sayılı yenı gümrük kanununa bırakmaktadır. t Yenı gümrük kanununumuz. gümrukçulük sahasında ılerlemiş olan memleketlerin mevzuatı ve şımdıye kadar edinılen tecrübeler gozonünde tutularak hazırlanmış olduğundan bugunkü ihtiyaclara cevab verebilecek durumdadır. Ayrıca hazırlanmış bulunan ve bu kanun ile b.rlikte yürürlüğe gırecek olan yönetmelıkle gümrük muamelelerini ılgilendiren bütün mevzular bir araya toplanmıştır. Gümrük muamelelerinin ne suretle yapılacağının muhtelif umumî emirler yerine bir kitabda toplanmış olması hem memurlarımız ve hem de gümrükle alâkalı bulunanlar ıçın kolayîıklar temin edecektir,,. Nâzım vapurunda giimrüksüz eşya bulundu Cıddeden Hacıları getıren Nâzım vapurunda bır arama yapıuniitır. Cumruk Muhafaza teşkılâtı, bu aramada, Port Saıdden alınan ve be\an edılmı' yen beş bln lıra kıymetınde muhtelif geml malzemesı ve gıda maddesı ele gocırmıştır Necib Fazıl hakkında kanııni takibata geçildi Mılli hıssıyatı rencıde eder mah.jette gcrulen yazılarından oturu. şehrırruzde munteşır Buyuk Doğu mecmuası sahıbı Necıb Fazıl Kısakurek hakkında cavcılıkça kanuni takibata geçılmıştır. Kamyon altmda kalan genc öldü Şofor Hakkmın ldaresındeki bir kamyon buyuk bır hızla Yeşılkoyden BakırkONe dogru gelmekte ıken, Şevket adında bır gence çarparak ağır surette yaralanmasma sebebıyet \erıruştı. Şevket derhal hastaneye kaldırılmışsa da aldıeı yaralann tesırıle çok geçmeden olmuştür. Şofor Hakkı hakkında takibata geçılmıştır. Kavga çıkaran Yorgi, mahkunı oldu Yenıkapıda bır gazınoda çıkan bır kavgada Anastasya ve Hasan adiarında .kı kışıyl bıçakla muhtelif yerlermden yaralayan Yorgınin Şekizinci Aslıye Ceza mahkemesınde devam etmekte olan muhakemesı sona ermış ve sanık, 9 ay 10 gun hapse mahkurn olmuştür. Çifte Hüseyinler mahkum oldular Gulhane parkında Muharrem ve Muhsme adiarında bır çıfti soymaktan sanık olarak Bırıncı Ağırceza mahkemesıne verılen Mehmed Demir. Huseyln Şahin ve Huseyın Polatın muhakemelerı dun sona ermış ve sanıklardan ^ifte Hu^eyınler 2 sene 11 er ay hapse mahkum olmuşlardır. Mehmed Demlr beraet etn.ıçtır. Yeni bir turizm mütehassısı geliyor Haber aldığımıza gore, memleketirmze yakında bır rurızm mutehas5isı daha gelecektır. Bu mutehassıs da Mar5hall plânı idaresının Avrupa temsücılıgi nezdindeki Turizmı Teşvık Burosu gonderecektlr. D.P. Samatya bucak kongresi D P. Samatya bucak kongresi 13 11' 1949 pazar gunu saat 20 de Koca M Paşa İstanbul sineması karşısmda bucak lokalınde yapılacaktır. Delege ve partılilerle Istanbulda bulunan mılletvekılleri daveüıdırrer. GA23HOSÜ Bu akşam saat 22.30 da ^ * ^JSfif'jJ? TAKSIMBEIEDİYE TAMAMEN YENİDEN W . TEZYIN EDILEN K IŞL IK PAVİYONUMUZ Açılıyor. Seçkin müzisyenler, dünyaca maruf artistler, eşbiz bir atmosfer İlk defa olarak Mcşhur Şarkıcılar ., ^ , Halk otobüslerinin taıifelerinde değişiklik yapılması isteniyor Taksım Yenimahalle arasında .şlıyen 3142 plâkalı otobüsün sahıbı okuyucumuz Hüseym Tuı handan aldığımız bir mektubda ve ıhşık lıstede, Beledıye otobüsleri ile halk otobüsleri tarifelen arasmda bir mukayese yapılmakta ve bu tarifeler* arasındakı büyük farklar karşısında halk otobüslerinin ıflâs durumunda olduğu belirtilerek şöyle devaın edılmektedir: "Tanfemızde gösterıldığı gibi Taksım, Beşiktaş ve Kuruçeşmeden Sarıyer ve Yenimahalleye b0 kuruşluk bılet kesiyoruz. Şuphesiz kı Kuruçeşme veya Arnavudkoyunden Yenimahalleye 60 kuruş veren müşterı halk ara* balarına bir daha binmıyor. Bız de bu şekılde müşterıyi kaybedıyoruz. İkincı bir mesele de, bizim tarifemiz kuruşludur. Fakat biletçılerımiz her zaman kuruş bulamamaktadırlar ve bu yüzden müşteriler ile biletçiler arasında münazaalar olmaktadır. Akşamları Taksimden hareket eden otobüsümüz tıklım tıklıro dolar. Fakat bu yolcular Bebek yolcularıdır. Oradan Yenimahalleye kadar boş gıderiz. Çünkü Bebeğe kadar Belediye otobüsleri tarifesı 40 kuruş, bizimki 22 kuruş olduğundan kısa mesafe jolculan bıze, uzun mesafe yolcuları da Belediye otobüslerine hücum eder. Zıra uzun mesafe yolcuları bızde yer bulamazlar. Bu durum karşısmda alâkahlardan ricamız, Belediye otobüslerinden her durak için 5 kuruş noksan fakat kesirsiz bır tarifenin halk otobüslerine tatbıki hususunda delâlet etmeleridir. Bu suretle halk için de bir ucuzluk yapılmış olacaktır.» Kansııu yaralayaıı Hüseyin Kuşku 9 seneye mahkum oldu Geçen sene, Yerukoyde, Yenıko^alas otellnde bır yaralama hâdısesi olmuş, Izmirlı tuccar Huseyın Kuşku adında bir genc. karısı Perran Kuşkuyu bıri gınlağından olmak uzere bes yerinden tabanca ile yaralamıştı. Bırmci Ağıreeza mahkemesinde bu eer.edenberi devam etmekte olan bu dava dun karara bağlanmıştır. Geçen celselerde savcı, ıddıanamesini serdederek suçlunun 449 uncu madde gereğınce 22 sene ağır hapıs cezasıle teczıyesıni ıstemış, mudahıl vekılı Munir Uygun da. Huseyın Kuşkunun bu suçu taammuden işledığını 1leri surerek idam talebınde bulunmuştu. Mahkeme. sanık Huseyınin, karısı Perran Kuşkuyu oldurmeğe tarr. teşebbus suçundan 22 seneye mahkum etmiş. sonra tahfıf edıcı sebeblerı gozonünde tutarak bu cezayı 9 sene 9 ay 10 gune tenzıl etmıştır. Manevi taznıınat olarak da 800 lira takdır edilmiştir. v TRIO de MORENO ' " ,\ Masalarınızı Telefon: ayırtmız. S2904 " / V . , .^ ** ^ REKLÂM 6UROSU Naliye Bakanlığındaıt: Memurin Kanununun 4 üncü ve 4353 sayılı kanunun 8 incı maddesinde yazılı vasıfları haız ve fiili askerük hızmetini yapmış bulunan Hukuk mezunları arasında müsabaka imtihanile 30 lıra aslî maaşla hazine avukatlığı adaylıklarına 9 kişi alınacaktır. İmtıhan 21/11/949 cuma günü saat 15 te Bakanlığımız Başhukuk Müşavırlıği ve Muhakemat Genel Müdürlüğünde. İstanbul ve İzmir Defterdarlık Muhakemat Müdürlüklerinde (Medeni Hukuk, Tıcaret Hukuku ve Ceza Hukuku ile Ceza ve Hukuk Usulü Muhakemeleri ve İcra ve İflâs Kanunlarından) amelî sualler şeklinde yazılı olarak yapılacaktır. İmtihanda muvaffak olup da tayinleri yapılanlar adaylık süresınce Muhakemat Müdürlükleri emrinde çalıştirılacaklar ve 4353 sayılı kanunun hazine avukatı adaylıklarına tanıdığı haklara sahıb ve mükellefiyetlere tâbi olacaklardır. İsteklılerin bir dilekçe Ue askerlik ve tahsil vesikalarıle bırlıkte yukarıda göster:len makamlara en geç 19/11/949 gününde başvurmaları gerekir. (15909) Bu aksamdan îtibaren Kadıköy O P E R A Sinemasında 2 büyuk ve güzel füm birden 1 BERLİN EKSPRESİ (BERLIN EXPRESS) Baş rollerde: Merle Oberon Robert Ryan CHARLS KORVİN PAUL LUKAS 2 PAMUK PRENSES ve YEDİ GÜGE (Snow White and The Seven Dwarfs) Dâhi WALT DlSNEY'in ilk ve fn bii>ük RENKLİ Şahcseıi. Bu şaheserm meydana gelmesi için: 300 ressam. 5 büyük bestekâr.. 650 musiki üstadı... Ve jüzlerce sanatkâr 3 sene çalı=tılar. Biiyiık, küçük, kadın, erkek herkcsin takdir ve hayranhkla alkışlıyacağı bir hârikalar hârikası. ÖLÜM IKİ GÜZEL ESER Şehir Oram Tiyatrosunda Bü' lik mu\ affakıyetlerle devam etmektedir. BEBEK BİR KOMİSER GELDİ Komedi Kısmmda GUN KALDI! CEKİLİSE 5 7 7azan: Halikarnas Balıkçısı Oruc Reisle Turgud Reis yetişü. O günkü savaştan sonra on beş bin İspanyol askerinin ancak bini güçbelâ kurtulabildi. Kurtulabilenler, arddan esen bır rüzgârla tüyleri ters dönmüş tavuklar gibi kaçarken, gemidekiler coşkun savaşçı selinin deniz kenarma varmca orsda durmıyarak gemilere hücum edeceğini anladılar. Hemen acele demir ahp açığa uzaklaştılar. Kıyıda kalan sandallara hoplamış bulunan kaçıcılara yetişen tektük Türk savaşçıları bel ve omuz boyu suya dalarak ellerıle sandalların küpeştelerine yapışıyorlardı. Bunların bir kısmmın bilekleri sandaldakiler tarafından kıhcla kesiliyordu. O zaman onlar sandallann küpeştelerine dişlerile tutunuyorlardı. Bir çok sandallar böylece denize açılamaz olduiar. Bu mağlubıvetin havadisi İspany? da Madrıddeki Eskuriyala varu.ca. saraya günlerce matem çöktü. Ç') kü \enilmez samlan îspanyoi yi'/adesi pek usturuplu bir da^ak yemış olması onun Avrupadakı prestıjjıni fena halde sarsacakü. Bu zaferden bıraz sonra Cezaire dörtnala yetişen süvariler, Tlemsen hakimi İbni Hamunun Tenez kalesini ele gecırdiğini bildırdiler. Oruc Babadan, gelip kendilerini kurtarmasmı yalvardılar. Oruc Reis, İbni Hamunu kasdederek, «Bazı erkekler vardır, çarşıda pazarda her rastgeldikleri erkek ten dayak yerler, sonra eve gider ve karılarını dövmekle yedıkleri dayağm acısını çıkarırlar. Şu İbni Harnun da öyle,» dedi. Cezairin doksan mil batısında, deniz kenarmda olan Teneze hücum etmesini Hızır ve Turgud Reislere emretti. Orada İbni Hamunun askerlertnden başka bir de hurmethce ispanyol donanması vardı. İşte o zaman ibni Hamundan alınan de\eler çok ışe yaradı. Bir çok korsanlar develere binmiş olarak, birbirile konuşup şakalaşıyorlardı. Bakahm bizi deniz tutmaz, fakat develer pek fena yalpahyorlar. Bizi deniz tutmuyor, fakat sakm bizi develer tutsun 9 » dıyorlar, pürneşe gülüşuyorlardı. İbni Hamun Tenez kalesini, eie geçırebümiştı. çunkü kalede asker yoktu. Kum çölünün ufkunda Hızıc Reısin develeri gözukünce İspanyollar kale dışındaki çadırlarırıı alaşağı ederek, ve pılıpırtılaruıı toplayarak tezelden kaleye kapağı attılar. Hızır Reis savaşçıların bır gece istirahat etmeleri fikrindeydi. Halbuki savaşçılar heyet halinde Reisin önüne çıkarak hemen hücuma başlanması emrini verme, sıni yalvardılar, ve «Deveye alışkın değildik. Asıl develerin tesiri yarın meydana çıkacak. Galiba bir kaç gün yeni sünnet olmuşuz gibi bacaklarımız birbirinden aralık olarak gezeceğiz. O haîimizle nasıl sekebilir, ve nasıl duvar tırmanabiliriz?» dediler. Hızır Reis, <İstediğiniz gibi olsun,> dedi. Korsanlar hemen hücuma geçtiler. Fakat onların hücuma geçmesile beraber Arabların ortadan sırrohnaları bir oldu. Bu sefer kale sarıldı. Muharebe iki gün devam etti. İkinci günü akşamı, ispanyol kumandanı bir elçi göndererek Hızır Reise teslım olduğunu bildirdi. Tenezin aliiimasile Oruc Reisin idaresi altına giren yerler (yani Tunustan turunuz da Teneze kadaı ola» yer ki bu kıt'a Cezair Beccaye ve bunlar gibi beş büyuk kaleyi ihtiva ediyordu) adeta İtalyan yarunadası kadar bir memleketti Oruc Reis bır gün kardeş^erile Turgud ve öteki bellibaşlı reisleri çağırdı. Onlaıa, «Biz bu yerleri artık korsan nizamlarile idare edemeyiz. Sürü >ürü insanların refahlarını temin etmek gerek. Burada mutlaka bü mulkî idare kurmalıyız Mesuliyetimiz var,» dedi. Bu toplantdarda alınan kararlara göre Cezairin Baü tarafını Oruc Reis, Doğu tarafını da Hızır Reis idare edecekti. Hemen bu memleketir» nüfusu kaydedildi. Cezaııde büyük bir bahriye mektebi Para basıldı. Gerek Oruc Reis, gerekse Hızır Reis emirleri altındaki askerlere bir nizam verdiler. Yeniçeri ortalanııda olduğu gibi on kişiyi idare edene onbaşı, yüz ki§iyi idare rdene yüzbaşı unvanlj subaylar tayin edildL Donanmayi da, deniz savaşlarında değer göstererek mükerrer muzafferiyetler sağlamış olan kaptanlara teslün ettiler. Donanmanın en büyük kısmına Turgud Reis kumanda edecekti. İdare işine gelince, o iş iki reisin riyaset edecekleri müstakil bir yoldaşlar, cgenel kurultayı» tarafından görulecekti. Bu surette Oruc Reisle Hızır Reis birer vali mertebesinde kaldılar. Cezaüdeki bahriye mektebine bir çok korsan delikanlı talebe olarak devam ediyorlardı. Burada cografya. seyrisefain, felekiyat (yani yıldızlar), rubu ve usturlab, ceyb (yani müsellesatı nisbiyye) rehberiderya, harita, arabca, ispan* yolca ve italyanca öğretiliyordu. Oradan yetişen bir çok korsanlar Gonradan eser müellifi olmuşlardı. Tecrübeli ihtiyar kaptanlar, Turgud 'Reisin ihtiyar Endülüslüsü ve İbni Rüşdün ve başkalarmın birçok talebesi mektebde hocalık ediyorlardı. Vakıâ iki kardeş Orue Reisle Hızır Reis birisi Batıda ve ötekisi Doğuda olmak üzere birbirindeo ^yrünu§lardı. Fakat işieri müsaade ettikçe Cezairde buluşuyorlardı. Oruc Reis Hızır Reisin böyle biı dyareti sırasında reisleri de toplayarak, onlara bazı niyetlerindeD bahsetmişti. Onlara, «Dünyaya zengü» olmak için gelmedik. Na de merada besiye çekilmiş inekler gibi ka\Tam peydahlamağa! Biliyorsunuz ki Kristof Kolomb admdaki bir denizci Batı yolundan Hindistana vardı. Vasco de Gamayı, Vasco Nunez de Balbaoyu da duydunuz, bu sene Magellan de< nize açıldı. Bizim denizciliğimi? bunlardan üstündür. Üç, dört koldan Batıya doğru gidelim, yeni yeni yerler keşfedelim. Orada altın da doluymuş. Hep bu Akdenizde mahbus mu kalacağız?» dedi, ve bu konu üzerinde saatlerce konuşhı. Orada bulunanlar saatlerin ne çabuk geçmiş olduğunun farkuıda olmadılar. Onu adeta bir rüya gorüyorlarmış gibi dinlediler Çünkü Oruc Reisin sözleri her Dİrinin iç arzusuna tercüman oluyordu. Daha eıtesi günü ve onu takib eden günler zarfında bu konudaD başka bir şeyden konuşuhnadı Hattâ bu uzak deniz seferlerine kimlerin kaç gemi ile gideceklerı tesbit edildi. Hızır Reis memnun olarak Doğuya yani kendi eyaletüıe doğru aynldı. Gemilerde hazırlıklar yapılıyordu. Şehrimizde Üniversıte gencliği Sarayburnundaki Atatürk heykeline çelenk koyduktan sonra ki törene de iştirak etmiştir. Demokratlann toplantısı Atatürkün ölümünün on birınci yıldönümü müna^ebetüe Demokrat Parti İl teşkilâtı da düp sabah Şark sinemasında bir toşlantı yapmıştır. Toplantıya büyük bir kalabalık iştirak etmişr tir. İlk önce Parti İl Başkanı Esad Çağa toplantıyı açarak Büyük Atanın aziz hâtırasını anmıştır. Esad Çağadan sonra Hayri Yaman, Cihad Baban, Fahreddin Köstem konuşmuşlardır. Konuşmaları müteakıb Atanın hayatına aid bir fılm seyredilmıştir. Fılm bıttıkten sonra Taksim âbidesine gidılmiş ve törenle âbıdeye büyük bir çelenk konulmuştur. Patrik'in koyduğu çelenk Atatürkün ölümünün yıldönümü münasebetıle Patrık Athenagoras da dün Taksim âbidesine bır çelenk koymuştur. Cumhur Baş.kanııun mesajı Ankara, 10 (a.a.) Cumhur Başkanı İsmet İnönü, Mıllî Türk Talebe Birlıği vasıtasıle Birliğin 10 kasım 1949 günü Eminönü Halkevinde yapacağı Atatürkü anma töreninde yaymlanmak üzere gencliğe şu mesajı yollamışlardır: «Atatürkün aziz hâtırasına derin saygılarımızı sunarız. Bu saygı memleket genclığinin ateşlı yüreğinde, büyük millî davalarda beraberlık duygusunun en guzel örneğı olarak nesılden nesle kalacaktır. İsmet İnönü» Ankarada Ankara, 10 (a.a.) AtatürkÜD 11 :ncı ölum yılında, Turkiyenin her tarafmda olduğu gıbı Ankara da bu acıyı bütün tazeliği ile bir defa daha yaşamaktadır. Bu millî yas günü münasebetıle şehrimizde bütün bayraklar yarıya indırilmiş bulunmaktadır. Atatürk anıtlarının etrafını yüzlerca çelenk çevrelemekte ve meşaleler yanmaktadır. Hafıf bır yağmur bugüne ayrı bir hususıyet vermektedir. Atatürkün hayata veda ettiğı saatte, dokuzu beş geçe başlarında Cumhur Başkanı İnönü olduğu halde bütün Türk milleti kurtarıcısının aziz hâtırasını tâzirrj ile anmakta idı. Bu dakikada bütün nakil vasıtaları durdu ve> fabrikalar düdüklerile bu ihtiram duruşuna iştirak etti. Cumhur Başkanı İsmet İnönü eaat dokuzu.beş geçe Atatürkün 'muvakkafkabrini.ziyaret ederek bif ihtiram vakfesinde bulundu Halkevi ve Tarih, Cografya Fakültesinde de toplantılar yapılmıştır. Milli Kütübhanede Atatürk köşesi Ankara, 10 (Telefonla) Atatürkün ölümünün 11 inci yıldönümü münasebetile bugun Millî Kütüphanede Atatürk koşesi törenle açılmış ve Mıllî Eğitim Bakanı Tahsin Banguoğlu bir konuşma yapmıştır. Burada Atatürk için dahilde ve haricde yazılmış 300 kadar eser bulunmaktadır. fepaayollar bir gün son hücumu yapmağı kararladılar. Şafak söküyordu. Kale müdafıleri sılâhıarını bir tarafa bırakmışlar, bütün gece çalışmış oldukları halde taşları ıstifleme işini Ditirememişlerdi. İşte o saatte İspanyollar sessız olarak yanaştılar ve yerden saldırıp gediğin yamndaki t i r yerden duvan tınnandılar, ve «Santiago!» diye bağırarak bayraklaruu duvara astılar. Geride taş istiflemekle meşgul olarüar, silânlarıru almak için vakit kaybelmeden ellerindeki kazma, kürek ve küskülerle duvar a yanaşmakta olan İspanyollara saldırırîar. Göiünü açrnca duvarlarda İspanya bayrağmı gören Oruc Reis silâhını kapınca savaşçıları çağırarak duvara koşar. Orada bir kaç kişiyle beraber Turgud Reisin hücuma geçmiş olduğunu görür. Kaleye gü.tıiş olan İspanyollar kıhcdan geçirilir. Dışanda kaz3T.a küreklerle savaşan duvar tamırcilerin her biri birer ifrit kesilmiş çelik seli gibi hücum eden İspanyanın o an san saîmış ?ırhlı pjyadesini silâhlarim atarak kaçmak zoruada bırakıTUşlardı. Tamircilere r Yunanlı Operet artistleri (Arkası var) Şelırimi/dc bulunan Yunanlı Operet artistleri, Atatürkün ölüm yıldoııümu münasebetile dün Taksündeld Cumhuriyet âbidesine çelenk koymuşlardır. Vukarıdaki resün^ artistleri âbide önünde göstermektedir.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear