02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
İSİS (KAYBİTTİCİMİZ MİLLÎ DEGERLER İbraftim Alâeddin Oövsa Yazaı: Ahmetj Halil =ha berleri Tüccar Derneğinitı programı JG Ü N Ü N M E V Z U L Â R I İ İHEM NALINA M1HINA G«çen haftanın son gününde ta edilmiştir. Buncan yirmi sene evnınmış muharrir ve mütefekkir vel. 1920 de ortaja atılan bu iil.ir, İbrahim Alâeddin Göv=ayı kaybc ancak 1947 de ele alındı ve Rd'na tik. Bir kaç senedenberi günlük oir • Okul Aile birliği» denen nesneIstanbul gazetesindeki daimî mu ler vücude getirildi. Fakat üç seharrİTİiği münasebetile çok ger.iş nelik taibikat, İbrahim Alâeddinin Dernek, bu seneki çalışma bir okuyucu küiiesine de muhar ileıi sürdüğü pedagojik gay^isre devresinde Gelir Vergisi rirlik değerini tasdik etfiren mer j iamamile yabancı kalmış, yalnız humun blümü gerçekten büyıik «devlet» in mektebe vermekten ve tatbikatını incetiyecek bir ziya teşkil eder. î.Iaarif Müs yaomaktan her nedense âciz iralteş?.rı İhsan, T?lim ve Terbiye d;ğı anlaşılan bazı maddî vasıta ve îstanbul Tüccar Derneği, 1949azası Rıdvan Ny b.z. ve maarif ta yardımlar için bir âlet gibi kulla 950 devresi faaliyet programıru rihçimiz Nafi Atuftan sonra niha nıimış vcya kuUanıimakta buiun tesbıt etmiştir. Bu prögrama göyet İstanb'.ıl .Muallim mdctebinin muştur. Bir pedagog için ne hazin re, Dernek, bilhassa dış ticaretieski müdürü ibrahim Alâeddinın bir tecelli! Son zamanlarda yazdı mizin organlaşmasını, Türkiyede vefatı, bütün bir terbiyed ve ma ğı b?zı fıkralarda. 1920 de relı'oav istihsal ve hususi teşebbüs güarifçi neslinin son mümessillcrini liğini yaptığı fikrin tecrübede mu cünün nasıl gelişeceğini, devletaramızdan ayrılması acısına bir vaffak olması için bazı ta>'<u/e!er çiliğin gerçek hududlarının tesyenisini kaüyo.. de bulunmaktan geri • mamış. bıtini, gelir vergisi tatbikatında| fikirle hayat arasmdaki m.ün^ıscbe ki aksakhkların nelerden ibaret Meşrutiyet devrinin yeiistirdiği te biraz da aldanarak naimîîtı. olduğunu tetkık edecek ve bundsğerli terbiye'ilerimizden biri ve lar üzerinde tüccarın görüşünü *** belki de birincisi olan İbrahim tesbit ederek hazırlıyacağı rapoAlâeddin Gövsa, çok taraflı fikir Tbrahim Aüeddin, kendi köşeadamlarımızdandır. Fakat bu *c ' Gİnde kalan insan tiplerindcn ae ru alâkah Bakanhğa yollıyacak; raflarm hepsi bir mihrakta toma 1 ğiidir. Uzun müddet maar f mües tır. Dernek, ayrıca ticarethane kinırdı ki o da terbiyedir. Şairliği seselerinde, raaarif teşkilâtı içinde çocuk ve genclik terbiyesine ya çahştıktan sonra teşriî hayafa atıi ralannın serbest mukaveSenameticarî rayacak şürlere, hal tercümeciliği mıştır. Büyük Millet Meclisımn lere bağlanması halinde yeni nesillere yaşıyanları ve ara maarif encürnenlerinde, memleket mülkiyet haklarının korunması: mızdan ayrılmışları tanıtma gaye hayrına yapılan bir çok çalışmı Almanyaya, harbin bitmesinden sine, Iisancılığı kültür dilini anar lara şuurlu ve gayeü oir şekilde evvel mal sipariş etmiş, fakat şiden kurtarma hedefine, nihayet katılmış bulunmaktadır. Bucuan karşılığını alamamış olan tüccagateteciliği matbuatımıza maarif başka hususî sahada maarif ve ccı rın durumu; yeni gümrük kaalâkadar nl nununda tüccarı güç duruma sove terbiye hareketlerini sokmak biye teşekküllerile endişesine tevcih edilmişti. HaK muş, hattâ bizzat bu teşekküuen kan hükümler; Yakınşark memkında yaa yazacak olanlar, şüphe vücude getirmiş, aksiyondan «eri leketlerile. bu arada, Mısır ilp siz onun başka cephelerini de U kalmamışür. Bu yüzden olmalıdır olan ticarî münasebetlerimizin nıtacaklardır. Meselâ Enis Behicin ki gazetecilik, vakit vakit onu gelişmesi çareleri gibi mevzularf «Varidati Süleyman» ı için göster cezbetmiştir. Son zamanlarda haf da inceliyecektir. diği sempatiye bakanlar, son L& tada bir kaç yazısını, bazan herİlk ayhk toplantı 22 kasım rnanlarda tasavvufla iştigalindea gün yazılmış güzel fıkralarını gün salı günü saat 16 da yapılacakbahsediyorlar. Şairliği, herhalde lük bir Istantul gazetesinde zevkla tır. ^ takib ediyorduk. Bu ftkralartn son yalnız çocuk ve genclik edebiyatı aylarda yazümış olanlarında ısÖzel c'vullann kadrolan jçin yapılmış bir nâzımlıktan fazla rarla üzerinde durulan iki konu, Mılli Eğitim Bakanlığı Özel Okuilar idi. Şiirlerinde dalga dalga yükokuyucunun da dikkatini çekmek Mudurü Ali Teoman. dun Milli Eğitim selen halis ve saf şiir duygusu, diten geri kalmıyordu: İstanbuldaki Mudürlüğüne giderek Murad Urazla daktik şiirin ötesine geçtiğini gös Muallim mekteblerinin her neden bir müddet görüşmüş ve özel okıü!r.ra teriyordu. Yalıuz o her iki şiir sa se kaldınlması, dil mflskaralıklan aid kadrolar üzerinde izahat almıştır. hasuu ayırmaausı pek iyi bilirdi. nın bütün irşacUan rağmen mek Diğer Uraltan, Murad Uraz. öğleden Gerçek şairler yanında şair, Sira teblerde devamı. Merhum her iki sonra Kısıkhy» giderek yeni inşe edilecek olan ilkokul için müsaid bir yer ceddin gibi nazımlar yanında da meseleyi dava haline getinnişti. aran.ışii] roar.zumeci kahrdı. Ölümünden iki gün evvel yazdîğı Dorr, Ankaraya gitti Bütün bu cephelerile görünen yazıda Türk cocuklarının eline vePariste toDİanan Avrupa Kalkınma ibrahim Alâaddin için verilecek rilen «Aritmetik Problemleri» bin* Programı Konferansına lştirak ettikhüküm en sonunda gene şudur; !i bir kitabuı neden «Hesab Mese ten sonra şehrimize gelmiş olan MarTerbiyeci. Densbilir ki o, anadan leleri» adını taşımadığuıı hayretle shall Plânı Türkiye İcra Komitesi Baskanı Russel Dorr, dün uçakla Ankadoğma pedagc.»lardan biriydi. Yurd soruyor, bu «okul dili» njn, yahud raya dönmüftür. içindeki ve dışındaki tahsil, bu ho sayın Dr. Adnan Adıvarın goz^] Şehrinmdeki Yuçoslav cabk ve mürîbbilik triEİyakını bes bir buluşile <Mrarif Vekâleti rürkhacılan ledi. Kendisini Avrupaya gönderen çesi» nin artık nihayet bulmııru Hac dönüşu Ankarsya uğıayarak milletin hakkım fazlasile ödedi. Is istiyor, yakın dosru olan Dr. Tahşchrınvze gelmi' olan Yugoslav müftanbul Muallim Meklebi, bu hiz sin Banguoğlundan bu düzclmeye tu'eri dun camilert gernı şlerdır. Muımetlerin nazariye ve tatbikat a artık önaysk olmasını bazan Heta tuler bir müddet daha Istanbulda kalanlanndaki parlaklığma şahid ol vrlvararak rica ediyor ve diyorlu lacaklardır du, Muallim mektebindeki talebe ki: «Bu memlekette (mee!e) yi Bir 1 unan t\\ atro hrveti. liğim esnasmda onu meşhur maa bilmiyen bir tek vatandaş vo'îtur. şehrimize frelerek rifçimiz merhum İhsanın muavini, (Hesab) ise bir çok ata söz'crine "Pavdos» ıı oynıyacak dahi girmiş en munis kelimeieudaha sonra mekte'oin asıi mudürü Yunan Deviet Tıvatrosu artirtlerinolduğu zamanlarda ideal bir aoca mizden biridir. Böyle iken ilkmek den müteşekkıi bir trup yakında şehtefce başlayan çocuğa hesab meseiçin gereken bütün kalitelerle rimize gelecektır. leleri yerine (Aritmetik probkm22 sanetkârdan murekkeb olan bu mücehhez olduğunu hayranlıkia leri) demenin akıl ve ilim yolu ile heyet. meshur Yunan kadın dram srtenıaşa ederdim. Bir taraftan, buizahına imkân bulunamaz. İsıan tistl Katerina Andreadı'nin başkanhgünkü Türkiyenin teıbiye ve psiko Yunan artistleri temsiUebulda Muallim mektebi m ı lüni ğındadır. loji kültüründeki seviyesinden çok iken bir gün bir Fransız m'ıckd'ij rine «Madame Sans Gene» eserile başyüksek bir seviyenin şdhidi oian müesseseyi ziyarete geimijü. Bir lıyacaklar ve sırasıle Shakespeare. •Tedrisat Mecmuası» nı. diğer ax kısım derslere de birlikte girdü: İbsen ve Cevad Fehmi Başkutun «Paykadaşlarile birlikte idare ediyjr. Fakat tabii hocaların söyledikle dos» eserini oynıyacaklardır. Katerina Andreadi rnıpu şehrimizden Kıbri1:. bir taraftan mekteb gcnciiği ıçm rinden bir şey anlamıyordu. Niha Kshire ve İskenderiyeye gidecektir. didaktik, bazan halis şiir dalgala vet kimyahaneye girdiğüniz zaaıan Temsillerin bajlaması münasebetile rmdan mahrum olmıyan şiirler ya t?hsilini Fr?n?ada yapmış olan tanınmıs Yunan gazetecilerınden ve zıyor, bir taraftan mektebi bu?ür> mualümden dersin geri Ka'.an kıs tlyatro münekkidlerinden Ahilais Mahiç bir mektebde bulunımyan de mının fransızca anlatmasını rica mskis de şehrimize gelecektir. mokraük ve disiplinli bir düzen ettim. Misafir meslekdaşın g,özleri Şehrimizde büyiik bîr soğuk içinde çeviriyor, nihayet bir taraf psrladı ve geniş bir nefes alarak: hava deposu kurulacak tan da en yeni terbiye cereyanlan Oh şimdi anlamağa •jaşladım.» Toprak Mahsullerî Ofisi. Istanbulda nı memlekete tanıtmağa çalışıyor dedi. Bugün öyle bir frenk'i bir ilk büyük bir soğuk hava deposu kurmak tlu. Şimdi dejenere olduğuna. >h mekteb dershanesine götürecek ol üzere hazırhklar» başlamıştır. Et. tarümediğine şahid olduğıımuz <m;i s m mutlaka «Bir şeyler arüar gi ze sebze ve meyva gibi gıda maddelerini bozulmadan uzun müddet muteb aile cemiyetleri» kuıma fik bi oluyorum ama siz bizim dilimi hafaza edecek olan bu soğuk hava derinin teorisini bizde ilk defa vjj.r, zin sentaksuıı niçin bozuyorsu posu, yapılan tahmlnlere göre 5.5. 6 odur. Bu kaygı ile yazdığı bir ya nuz?. diyecekti.> Son bir buçak mllyon liraya mal olacaktır. Ancak zıda şöyle diyordu: «Aile ile rr.eV scne içinde yazdığı dört yüze ya lüzumlu kredinin nereden temin edltebin muallim i!e ana ve bai>anm kın nefis fıkranın yüzde altmışın leceği tesbit edilmemlştir. Bir ttalyan sirketinin bu hususta işbirliği edebilmeleri hocahk mes dan fazlasında bahis mevzuu olan yaptığı tekltf cazib görütaüştür. Şirleği için pek ziyade ehemmiycl'e bu «dil yarası> nuı herhalde ve ket. Istanbulda kredile bir soğuk hava T telâkkiye şayan bir meseledir. Her biran evvel tedavisini aynı i azı deposu kurmayı kabul etmekte ve bu smda da lüzumlu buluyordu: «Türk tesisl iki sene müddetle garanti edeiki tarafın mümasil zihniyetlere tâbi oırrtpîarı. karşıhklı smniyet ve çemizdeki (hesab), (mesele) giDİ ceğini bildirmektedlr. Bu İki seneden tesislerde vuku bulacak anzadan hürmet duymalan. birbirlerir.ı şeyleri çıkartmağa çahşmak, üç, sonra Şlrket mes'ul olmıyacaktır. beş asırdanberi memlekete yerleştenvir ve ikaz etmeleri. binnetice Ticaret Bakanlığı, bu teklifin çartçocuklarm gerek terbiye, gerek miş ve kendini soyca Türk bilmiş larını dün Toprak Oh'sten istemlftir. adamları üç yüz yü önceki dedetahsi! hususunda doğru istikametBakanlığın. bu mesele üzerinde ehemlere se^kedilebilmeleri için ev i!e lerinin Arab ve İranlı o'masmj miyetle durduğu anlaşılmaktadır. Bir yaralama mektebin böyle bir iş beraberliğins bahane ederek bizden sa>Tnamağa Cibalide, Hisaraltı sokağında 87 nuger;;skten ihtiyac vardır (1).» Yap tamamile benzemez mi?» O nalde bğı neşriyatta ailelerin çocuklan hemen harekete geçmeli, çocukları maralı evde oturan Bülend İle kardeşi Arif, yoldan geçmekte olan Yahakkır.da Joğdukları gündsn iti mızı bu beliyeden kurtarmalıyız: kub ve Nıyazi adlarında iki denizci baren hayat jurnalı tutmalarındaki «Yazık ki alâkah kimse'.er veya ile kavga etmijler; kavga sonunda ve bunlan mekteb hocalarına ver müesseseler bütün 'JU 5ikâ>vtlere Yakub. bıçakla iki kardeji muhtelif karşı hâlâ kulaklarıru t:kamış bir yerlerinden yaralamıstır. Carih >akamelerindeki faydalardan bahse'iervaziyettedir. Fakat ,7eçen l :sr yılın lanmış, yaralıtar tedavl altına alınkenkendi çocuklan için beden ve zararuı artmasına stbeb olduğunu mıstır. ruh gelişmesini gösteren hatırüar insafla düşünmeliyiz e meseleyi Bir amele toprak tuttuğunu ileri sürüyordu. Nitebir an önce hsHetmiğe gir'şmeüalhnda kaldı kim daha sonraları neşrettiği, ken yiz. Çünkü na.=ıl oîsa yanhş hesab Eyübde. Küçukkoy mevklinde bir di sahasında pek değerli olan ve Eağdaddan dö.ıecestir. • kazıda çaJıjan Göneıül Kemal Kobir ikinci nümunesini bugün yayuncu admda bir amele, üzerine yıratacak kültür seviyesinde vılunkılan toprağm altında kalarak ölmüşmadığım:z (Çocuje Ruhu) isimli ! tür. Hâdise hakkında tahklkata geçilmistir. kitabda bu 'ıatıralardan istifade | *** Kadın yüzünden çıkan kavga •^ I g u çok değerli terbiyecimize Üsküdar sakinlerinden Nureddin lle (1) Tcdrast Mecmuası, sayı 62, ı Tanrıdan bol bol rahmet dileyeSaid adlarında iki genc. müştereken 1920 İstanbul. ' lim. sevdikleri Leman adında bir genc kız yüzünden kavgaya tutupnuşlar; kavga sonunda Nureddin, eline geçirdiğı büyük bir ta? parçasile Saidi başından ve muhtelif yerlerinden ağır surette yaHer yerde büyük bîr zevkle okunan yepyeni roman ralamıştır. Senenbı on birinci ayının birinci günü memleketimizde iki mühim açılış merasimi olur: Büyük Millet Meclisi Anayasanın on dördüncu maddesine göre bu ayın birinci günü ister tatil, ister bayram günü olsun mutlaka açılır. Üniversitelerde kendi kanunlarında sarahat olmamasına rağmen ananeleri mucibince tatil gününe tesadüf etmezse bugün yeni ders senesine başlar (1). Büyük Millet Meclisi Anayasanın 36 ncı maddesi mucibince Cum hur Reisinin okuyacağı bir nutukla çahşmalanna başlamış sayılır. Bu nuruk da gene aynı maddeye göre Cumhur Reisi hükumetin «geçen yıl içinde çalışmaları ve giren yıl içinde almması uygun görülen tedbirleri. de izah eder. Açık söylemek lâzım gelirse bu nutukta yapılan işler hakkında verilen tafsılât esasen bütün yıl zarfmda türlü fikir ve beyanat, nuruklar, resmî tebliğler ve gazete havadisleri vasıtasile halka bildirilmiş olduğu için bir alâka uyandırmazsa da gelecek sene yapılmasını hükumetin duşündüğü işleri Deviet Reisinin ağzından işitmek. hükumetin vadini tazammun ettiği için, herhalde mühimdir. Maamafih bu nut kun bizim Anayasamıza neden girdiğini kendi ker.dime pek izah edemiyorum. Vakıâ harblerden evvelki Avrupada hükümdarların ner sene millet meclislerinin açıldığı gün bir nutukla hükumetin siyasî içtimaî ve iktisadî programıru izah etmeleri mutaddı. Hattâ bazı memleketlerde nutkun satır satır .ü7akeresinden sonra millet meclisleri tarafmdan cevab yazılmak ve eğer bu cevab meclisin ekseriyeti tarafmdan tasvib edilmezse hükumeti düşmüş saymak usuldendı Halbuki bizde böyle bir usul olmadığına nazaran açılış nutkunun ancak hükumetin umumî siyasetinde bir değişiklik olup olmadığını bildirmek itibarile ehemmiyeti vardır. Bu senenin nutkunda haricî siyaset bakımmdan geçen seneden farklı bir yol tutulacağuıa dair bir kayıd olacağını ada zannetmeyiz. Dahilî siyasette ise en mühim noktanm yeni seçim kanunu projesi olacağını tahrnin edebiliriz. Çünkü şimdiki Büyük Milet Meclisi bu içtima onesii'e kanunî müddetini ikmal et.>>iş olacak ve yerini yeni Meclise terkedecektir. Halbuki Meclisin intihabına eski kanunun hattâ yeni tadilli şimdiki şcklile bile tatbikına muhalefet aela l%zı olmadığı «bi ıktidar partisi de kanunun daha teminatlı bir şekle konulması ıcin avîardanberi haricden. dahıklen mütehassıslann rey ve fikrine müracaatle uğraşıp duruyor. " a n nedilebilir ki azami (evet azomî: çünkü tam bir emniyetin şu fani dünyada mümkün olamrj'acağına inanıyorurrO bir emniyet içinde uir seçimi başaracak kanun nroiesinin hazırlanmakta olup bunun bu içtima senesinde herşeyden evvel müzakere ve kanun haline getirilmesi tavsiyesi nutukta mühim bir yer tutacaktır. Hakikati halde eğer Meclis scn içtima senesinde her iki tarafı bir dereceye kadar tatmin ie seçim mekanizmasının hiç kunseye ıstırab vermiyecek şekilde azamî emniyet içinde işliveceğini teırin edebilecek bir kanun çıkarırsa bu, Meclisin yaptığı en büyük iş olacaktır. Çünkü dört senedenberi muvafık ve muhalif harkesin aksine delil olmadığı için samimî diye kabul edebileceğimiz demokssi arzusu ancak oöyle bir seçim kanunile işliven mek^ınizma savesinde kurulabileceğini artık üç senenin türlü vukuatile tamamen anladık. Şunu da anladık Ki boyle ; bir ksmnla >U'n vapılacak umumî bir seçimle millet reyini açıkça izhar etmedikçe siyaset havamız düzelmiyeceKtir. Ancak duru ve durgun bir hava içinde demokrasiyi geliştirmeği ümid edebiliriz. Meclisin açılmasile ve demokrasi esaslaruıı korumağa, Anayasanın «Hakimiyet k?vıd«ız, şsrtsız milletuıdir» maddesi dolayısile, yemin etmiş olan bir bı.yetin hükumeti kontrola âmade bir vaziyete yeniden girmesile bütün milletin bir huzur ve emniyet hissine tekrar kavuşacağını inkâr etmek kabil değildir. Güzel bir seçim kanunu ve o kanunun tam mcnasile işler bir hale gelmesine n;âni olacak diğer kanunîardaki nıddelsrin tadilini yapmak başansını MiHet Meclisinin bu son içtimaına kısmet olmasını ternrrni ederiz. *** Bir taraitan insan ve vatandaş hak İTınm korunm?sım tekeffül eden Millet Meclisi açıhrken diğer taraf(1) Bazı memleketler üniversitelerin açılış gününü senenin on oirinci ayının ilk veyahud ikinci pazartesi'günü diye kanun1 ?rda tasrih ederek bu suretle ayın birinin tatil gününe tesadüf ihtimalini ortadan kaldırmışlardır. İKİ AÇILIŞ A. Adnan Adıvar Ya zan I Londrada seyrusefer Londra, 2S efcim 1549 r Küçük Haberler Yazan: FATMA ESEN Istanbul, Beyoğlu, Ankara Kitabevlerinden arayınız. Müracaat: Şefkaü Bayar, Cumhuriyet gazetesi, fctanbul. Cemiyetin gizli düşmanları, hayatm ölüm baykuşları, saadetin korkunç yıkıcılarının filmi. Perşembe afcşamı L Â L E Sinemasında «The ÜNSUSPECTED» JOAN CAULFİE&D CLAUDE RAİNS CONSTAN'CE BENNET ' in B ^ B nefesleri kesen büyük esrar filmi. * SAĞLIK Bakanlığı, Sağlık Dairesi Umum Müdürü Dr. Seyfeddin Okan, dün şehrımize gelmiş ve Valiyi makamında ziyaret etmiştir. * «TARSUS» vapurunun kırık olan parçası sdkülmüştür. Bu parça tamir edilmek üzere İtalyaya gönderilecektir. * DENİZYOLLARI fdareslnln tamir işlerinde kullandıgı malzeme Etokları erimistir. İdare, yeni Btoklar teminine başlamıştır. * ELLİ bes bin Hrayı zimmetine geçiren ve metreslerile yiyen, Sultanahmed Dördüncu Sulh Hukuk Mahkemesi Ba^kâtib Yardımeısı Ziya Önen hakkmdaki Savcılık tahldkatı »ona ermiştir. Sanık, yakında Asliye Ceza Mahkemesine sevkedilecektlr. TfltUHARREM 10 SALI Lemis Erdinc [ \ ile denizaltıcı yüzbaşılardan Sabahaddin Kalyoncu Nikâhlandılar. Kadıköy 27/10 949 ^^m m ^ a m m m Pek yakında İSİMSİZ KATİLLER TAKSİM Sinemasında ondıanın üç hususiyeti: 1 Çok kalabalık bir şehir, 2 Motörlü nakil vasıtaları, nüfusu kadar bol bir şchir, 3 Bu insan ve otomobil, otoiçtimaî iktisadî kalkınmanm teminidir. İşte isıikbalde bu vazife , büs, kamyon kalabalığına nisbetle leri üzerlerine alacak gencler, ho ekseri caddeleri dar bir şehir. (Şehcalarmın yanında, kütübhane sa rin iş ve bankalar mahaliesi c!an lonlannda, lâboratuvar masaları City'de bisikletten baçka hiç bir başında çahşmağa yeniden başla nakil vasıtasımn giıemediği dapdayacakları bu günde bir vazifeleri racık sokaklar vardır.) tan da insanhk ve vatandaşlık hak fında bütün dünyada ilmin terak nin de memlekette ve bütün dünBu pek kaiabahk şchirde. o kalarını istikbalde ellerine alacak kilerini ve bu terakkilerin içtimaî yada çalışma hürriyetinin, ilim ve dar çok motöriü nakil vasıtası vargenc dimağlara fazilet ve insaniyet tesirlerini söyledikten sonra daha fikir hürriyetinin müdafaası oldu dır ki jayalara biraz mübaiâğalı ve adalet ve hakkahiyet nurlarıru ne gibi terakkileri beklediğimizi ğunu ve bu müdafaayı siyaset yo konuşarak diyeceğim ki ve karşıserperek onlar vasıtasile bütün belirtmek itibarile onlara gidecek lile, içtimaiyat yolile velhasıl her dan karşıya geçmek hürriyeti yok memlekete dağıtacak üniversiteler leri yolu gösteren bir isaret ve ka yoldan, fakat daima huzur ve sü gibi bir şeydir. de bugün açılıyor. ranlıkları aydmlatan bir meşale kunla yapmağa salâhiyettar buŞehrin merkez mahailelerinde, Üniversitelerin araştırmalar ya hizmetini görmek gerektir. Bu açı lunduklarmı düşünürken o müda City'de, antrepclara ve sanayi bölparak «ilmi ilerletmek. gibi ta Or lış nutuk ve derslerinin yalnız bir faa ettikleri prensiplerin kıymetle gelerine giden yollarda motörlü nataçağlardanberi bilinen esas vazi ilmin cerçevesi içinde kalmıyarak rini yükseltecek âmilin de ancak kil vasıtaları Thamise nehrinin sufesi yanında şimdi de milletlerarası umumî kültüre da"yanması pek ta ilim olabileceğini ve binaenaleyh ları gibi fasılasız aşaiıya ve yukakültürü yaymak ve onu hür ve te biidir. Bir üniversitenin Umî veri hürriyeti de, demokrasiyi de müda rıya doğru akar. 3Ied ve cezir hâmiz bir hava içinde geliştirmek va mi, çıkardığı orijinal eserler (ter faa esnasında ilk mağlub edecekleri disesi dolayısile nehirde sular, cezifesi vardır. Bugün ileride millet cümeler veya eksik tercümeler de düşmanm cehil olduğunu unutma zir zamanında denize doğru, med lerarası umumî sulh ümidinin an ğil) eğer muvaffak olursa ortaya malıdırlar. sırasında ise yukarıya. yani memcak kültür birliğile temin olunabi koyduğu yeni keşifler ölçüsile pekbaa doğru akar. Motörlü nakil vaBu sene üniversitelerin açılışında lineceğine inanmış olanlar gözleri âlâ ölçülür. Çünkü üniversiteler sıtaları da böylcdir. ni sadece yüksek tahsil müessese yalnız ilmin münakaşası yeri değil, bir taraftan kulaklara ve dimağlara Yayaîar, cadde'erde karsıdan hoş gelecek sözler işitirken hocalalerine dikmişlerdir. Pekâlâ biliriz (ilmin yaratüdığı yerdir. Bizde bunrın renk renk ipekler, sırmalarla karşıja olduğu gibi caddeleri kateki pek muhterem bir mevkide tut | dan bir kaç sene evvel dinlediğimiz süslenmiş cübbeleri de gözleri ok den yan sokakların ağız'arını ge« tuğumuz kültür, ancak iyi insanla j açıhş nutuklannda ünivcrsitenin o şayacaktır. | çerken durup nakil vasıtalarınm ruı gönüllerinde yetişir ve omuz | sene mezunlarının adedi ilmî veriHastalık her vakit kötü bir hâ geçişini bekiemcğe mecburdurlaT' ları üstünde yükselir. İyi insan ye min ölçüsü gibi gösterilirdi. Halbudisedir. Fakat sıhhatin tam lâzım Her cadde ve sokakta yayalar içit» tiştirmek ise ta eski Yunaniılardan ki bunun doğru olmadığı bugün anolduğu zamanda gelen hastalık hem civili gcçidler yapılmıştır. Ben, beri yüksek tahsile yükletilmiş bir laşılmış bir hakikattir. Şimdi garkötü ve hem insanı kızdıracak bıınlara «cankurtaran» diyorumvazifedir. bın Birleşmiş Milletler teşkilâtı ka bir münasebetsızliktir. Bu sene Buralaıa gelinre bütün nakil vasıHer sene merasimle açılan üni nalından bize bildirdiği gibi üni ben gene bu münasebetsizliğin kur talsrı. yol ker.cülcrine açık olsa daversitelerde söylenen açılış nutuk versitelerin en büyük vazifesi mil banı oHum; iki açılışın ikisinde de hi. yayalara hürmeten ağır geçiyorları, verilen açılış dersleri bütün letlerarası umumî kültürün ve bu hazır bulunamadım. lar. Yajalar fazla bir kalabalık teşmillet genclerine geçen sene zar umumî kültür vasıtasile siyasî ve kil ediyoriarsa i?aret lâmbaları ve Ne japayım, talihime küseyim. seyrüsefer polisleri olmasa dahî otomobiller durup bekliyorlar. Hele çocııklarla köpck!«?re şoförlerin hürmeti pek büyüktür. Bunlara şöyle bir çarpmak dahi şiddetli cezaları mucibdir. İngilterede naki] vasıtaları caddenin sağını değil. so • lunu takib ettiklerinden Avrupanıo başka memleketlcrinden, meselâ Paristen gelenlerin, bu ters sistemo uymak için bir kaç gün çok dikkatli olmaları lâzım geliyor. Canlı seyrüfefcr poüslcrinden başka, bütün büvük medenî şehirlerde olriuğn gibi. hattâ her şchirden çok Londrada, otomatik bir ışık manzıımesi de sejTÜseferi tan» Alfred Nobel'in hayatı baştansının işini ele ahp patlayıcı mad zim eder. Bu muazzam şehirde, o ,başa tezadlarla doludur. Fakat derler imali üzerinde çalışmalara kadar çok cadde. sokak ve küçük bunların en büyüğünü öldüğü başlaymca şehrin bir iki kilo meydan vardır ki bunlara mesclâ güne saklamış gibidir. Dınamit metre ilerisindek: bir göl üze bizim Karaköyde olduğu gih; üçer mucidinin ölümü üzerine masarine sal yaptırıp fabrikasını bu tane seyrüsefer mcnıuru koymağa sının çekmecesini açanlar servekalkıssalar, miibala^asız, harbden nun üstüne kurdu. tini ilim, edebiyat ve sulh işleAlfred Nobel ateşle oynama evvelki İngiliz ordusunun piyade rine taksım edilmesini bildiren nın tehlikeli olduğunu biliyor, mevcudu kadar, bir seyrüsefer povasiyetnamesini, yeni harb silis kedrosuna ihtiyaç hasıl olur. fakat bunu zarurî sayıyordu. lâhlarının plânları arasmda bulK Patlayıcı bir maddenin tat Onun için bu işi yeşil, kırmızı vn dular... bıkat sahasına çıkması bir kaç sarı lâiTibalar yapar ve bunlar giiNobel'in hayatındaki bu tezad kişinın hayatına mal olmadan nün 24 saatinde muntazam fasılamuaıpmasına verilecek kolay biı kabil değildir,» diyordu. «Bin !arla yanar. Meselâ dün gece, saat ceVab vardır: İcad ettiği patlabeş yüz ton dinamite mukabil bir bir buçukta değerli Büyük Eiçimiz yıcı maddeleri harb işlerinde dehayat kaybını tabii buluyo Ccvad Arıkalının davetinden döğil, maden ocağı, yol ve kanal nüyorduk. rum.» açmak gıbi işlerde kullanılmak Kara ataşemiz Kuımay Albay CcNobel bunu, İngiliz Avam Kaiçin düşünmüştü. Bu suretle harmarasına resmen bildırm:şt\ Bu mal Sancak ve hava ataşemiz Kurbe değıl, sulha hizmet etmek isitiraf üzerine, pek tabiidir ki, İn | may Yarbay Sadi Atikkan ile retiyordu. giltere nitro gliserin (dinamit) fikaları hep beraber, hava ataşemiBu cevab güzel olsa da pek imalini ve bazı hallerde, hattâ ?in kendi kullandıgı otomobilbıde doğru değildir. Vakıâ Nobel sulh naküni yasak etti. İngilterenin idik. Dcniz ataşe muavinimiz binseven bir adamdı ve yeryüzünü bu karanna Fransa, Belçika ve baeı Ulvi Tekeş de refikasile beraharbin ateşe vermesini, iyi kalbdaha başka memleketler de iş ber kendi otomobilindeydi. Yollarli her insan gibi, hiç de istemezdan tek tük otomobil geçi>ordu> tirak ettiler. di. Fakat silâh ve cephanelerini Şiddetli fırtına ve yağmurdan doGüzel bir pazarlık harbde kullanılmak üzere imaJ layı sokaklarda kimsecikler yoktu. Alfred Nobel Nobel. dinamıti icad ettiği za Londra uyuyoıdu. Fakat her kırettiği de muhakkaktı. Yalnız, İmmanuel'in bir oğlu daha man 29 yaşındaydı. Bu işin ve mızı ışık yandıkça duruyor, sar» çivi çiviyi söker» dedikleri gibi. o da harbm ancak bu şekilde vardı: Emil. Fakat İmmanuel'in kendisinin istikbalinin parlak yandıkça harekete hazırlanıyor va ortadan kalkabileceğini düşünü Rusyadan dönüşünde kurduğu olduğunu görüyordu. İcadımn yeşil yanınca ilerliyorduk. Londrabaruthanedeki bir infılâk neti beratını aldı ve on beş bin lira da herkes bu ışıklaruı emrine. cadyordu. cesinde, diğer dört kişile bera kadar bir para ile ilk dinamit de ve sokaklar bomboş olduğu zaBir sulh konferansı için teşeb ber havaya uçmuştu. fabrikasını kurdu. man dahi, kat'iyetle riayet eder. büste bulunan bir zata verdiğ Korkutan itiraf Nobel icadımn Amerikada tat Seyrüsefer nizamlarına harfi harfişu cevab meşhurdur: Bu, Nobel patlayıcı maddele b:k hakkını yüz bin liraya sattı. ne. yüzde yüz riayet edildiği için« Harbi benim fabrikalarım dir ki otomobil kazaları pek azdır. sizin konferanslarınızdan daha rin dünyada doğuracağı gürül Bu, icadın ehemmiyetine nisbetBizde kazaların çokluğu ve caddele, pek ucuz bir fiattı. Fakat o tünün ilk sesiydi ve ileride Açabuk sona erdirebilir. Karşı kar San Francisco, sırada paraya ihtiyacı vardı ve lerin kalabalık saatlerdeki tıkanıkşıya iki ordunun birbirini biı vustralyadan, hğı, ycllarunızm darlığından '.iyade saniyede mahvedebileceği gün Panama ve Norveç gibi muhte yüz bin lira onun için henüz profesyonel ve amatör şoförlerimuazzam bir paraydı. bütün medenî milletler harbdeç lif yerlerde vuku bulan infilâkmizle yayaların nizamlara riayetdehşetle kaçınırlar ve ordulan lar gibi bu da herkesi telâşa verİngiltere ile pazarlığım daha sizliğinden ileri geldiğine bir defa mişti. Stockholm belediyesi, şenı lâğvederler.» sıkı tuttu ve icadımn İngilterede daha inandım. hir dahilinde veya yakınmda ba tatbikı hakkını tamamile satDâhi (!) bir baba rut fabrikası yapılmasını yasak maksızın, orada kurulacak Istanbulda bu otomatik ısık sisşirAlfred Nobel'in mucid olma etti. kete ortak oldu. 240 bin lira ser^ temini tatbik etsek, ancak binde masına imkân yoktu, dersek hiç bir riayet edileceğine ve bu yüzBunun üzerine, Alfred baba Arkası Sa. 4, Sü. l d e de yanlış olmaz, zira babası İmden her ışığm dibine bir de seyrümanuel Nobel doğuştan dâhiydi sefer memuru dikmek lâzım geleEn Güzel Hediye ve kendine mahsus fikirleri olan ceğine şüphe yoktur. bir adamdı. Meselâ «içinde diriGarbın büyük sehirlerine hetızelen adamm, kapağını kaldıyebilmemiz için. birinci sart derıp kolayca doğrulabileceği bir mokrasiyi ve hürriyeti garbhlar gitabut» yapmak onun fikriydi bi anlamamız. ksnun ve nizamlara L , ^ İst. MARMARA Matbaası 38 2 ^ ^ J Bu tabutun kapağında, canlanaonlar gibi yürekten iman ve riayet cak kimsenin nefes alatulmesi etmemiz lâzundıriçin, hava delikleri bulunacak ve kolayca kaldırılabılmesi için de hafif bir tahtadan yapılacaktı! Emlâk Bankası'nın Fok balıklarmın sun'î göllerMevduat sahlbleri arasmda tertib de beslenerek ehlileştirilmesi ve olunan ikramiye keşidelerinin beşincisi insanların elinden yem yeme31101949 tarihinde Ankarada yapılmış ye alıştırılması» da onun teklifve ikramiyeler arasındaki Kalamışta bir katı d&şenmiş apaTtıman, Istanlerinden biriydi. Bu suretle ehbulda 5359 hesab No.lu Bay Nahld Aklileştirilen fok balıkları denizyunusa isabet etmlstir. lere mayin dökmekte kuHanılacaktı! Alfred Nobel 1833 senesinde Stockholm'un fakir mahallelerin den birinde doğdu. îmmanuel Nobel için o sene pek uğursuz gelmişti: İşleri bozulmuş ve nihayet iflâs etmişti ve şimdi fa100 SAHİFE 100 KRŞ kir bir hayat yaşamaktaydı. Alfred Nobel, kısa süren mekteb hayatmda iyi bir talebe olarak tanmdı. Sonradan onun yardımile Kafkasya petrol kuBUGÜN ÇIKTI. yularında servet sahibi olacak Türkiyenin en güzel, olan iki kardeşi: Robert'le Ludwig de, aynı şekilde, mektebin en olgun, en çok okutyi talebelerindendiler. nan mecmuası 4 renkli OKUVOCOĞI İmmanuel Nobel oğullaruun bu halinden memnundu. Onların, nefis bir kapak. 4 renkhayatta muvaffak olmalarına yali güzel sahifesi, 36 rıyacak kabilliyetlerini §u susahife 35 kuruş. retle tesbit etmişti: * « Ludwig'in dehası, Alfred'Bugün mutlaka alınız. in çalışkanlığı, Robert'in de cesareti var.» L Dünyaya geldiğine pişman olan milyoner: Nobel J&allan I SARKIGÜFTELERİ I DETEKTIFMAGAZİN MACERA* MUAMMA* HEYECAN MECMUAS! RVLIK oeTCKTiF mccmuösf H€RH€Sİn V€ | 12 nci sayısı l<ısfiLTiLmflm»s HİKÖV €L€R |PK.482 Bugün Çıkıyor V | 631 11.58114.47[17.06 18.39' 4.51 Fedakâr Ana İşte, böyle Ö M E R A D A L E T BÂHÂNİYESİ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear