26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
16 Ekira 194» I j ı TARİHTEN SAHİFELER | SEYÂHAT MEKTUBLARI ergısı Yazan: Haluk Y. Şehsüvaroğlu Londrada hayat Yazan: Abidin Londra Paris Calais (Kale) Dower Londra yolculuğu, buharm demir ve denizyollarında kullanılmağa başladığı sıralarda, kimbilir, ne kadar sürerdi. Bu sürat asrmda iş bambaşkadır. Altmok denilen sürat hattı ile öğleyin yanma 10 kala Paristen hareket ettim ve akşam saat 7.30 da Londramn meşhur Victoria istasyonunda indim. Bütün bu Paris Londra sefer: iki trenle bir vapura binip indiğtm halde, yalnız 7 saat 10 dakika sürmüştü. Bazı den:zcileri bile deniz tutturacak kadar sert olduğunu duy duğum Manche, şimdiye ksdar kaç defa geçtimse, daima Marmara gıbi sâkin idi. Bu yedinci geçişimde ilk defa İngiliz sahillerini Fransız kıyılarından ayıran bu boğazı köpüklü dalgalarla süslenmiş gördüm. Dower limanını yüksek bir duvar gibi çerçeveliyen kırçıl yarları görünce 1942 eylulünde, "harb içinde Dower'e gelişımizi hatırladım. Heyetimiz o gün çehre girerken top atışlarile selâmlanmıştı. Fakat gürleyen toplar, : biz m için değil, Dower sema«ında çok yüksekten uçan ve bir tanesini görebildiğimız Alman tayyareleri için atılıyordu. Muh terem mihmandarımız Capitain Allen (memleketimizden ayrılmak üzere bulunan İngiliz Büyük Elçiliği Basın Ataşesi ve Türk dostu olan zat) hayat ve emniyetimiz için, endişe duymuş ve bizi alelacele Do%ver'in tarihî kalesinin duvarları altına sokmuştu. Tam o sırada bir kapıdan fırlayan rütbesini tayin edemediğim yüksek rütbeli bir tngiliz subayı, her nedense bizi pek ters karşılamış ve elimizi bile sıkmamıştı. Başta Mr. Churchill olmak üzere her yerde, herkesten büyük bir nezaket görmüş olan bizlere o subayın bu soğuk muamelesi ağır gelm'çti. Ben, bir hava savaşı görmek ümid'le kalenin avlusundan gök yüzünü sejrediyordum. Alman uçağı veya uçaklan fotoğraf çekmek için gelmişlermiş. B'raz son ra çekilip gittiler. Hava defi bataryaları da ateş kesti. Londraya döndüğümüz zaman Dower kalesindeki subayın soğuk muamelesinden dolayı bizden özür diledıler. Capitain Allen şikâyet etmiş olacaktı. Zaten Dower deniz üssü komutanı olan amiral, bize o kadar nazik ve ivi muamele etmişti ki kara ordusu subayının haşin hareketini çoktan unutmuştuk. Matapan deniz savaşına iştirak etmiş olan bu İngiliz amiralinin kaledeki bir zıhlının kumanda köprüsüne benziyen kayalar arasına oyulmuş harb idare mevkiinden dürbinle karşı kıyıları seyretmiştik. Hava pek bşrrak olmadığı için hayal raeyal farkedilen Fransız sahillerine Almanlar ağ'r toplar yerleştirmişlerdi ve buradan ara sıra Doweri dövüyorlardı. Dower sırt larında Alman mermileri büyük bostan kuyuları kadar çukurlar açmışlardı. Bu sırtların toprakları beyaz olduğu için mermi hendeklerı, yeşil çayırlar arasmda gayet iyi görünüyorlardı. Dower halkı bombardımanlara rağmen şehirden ayrılmamıştı. Matapan savaşlarındaki başarısından bahsettiğim için amiral bana, Dower sırtlarına düşüp patlıyan Alman mermilerinden Dav'er küçük bir parça hediye etmişti. 10 kilodan fazla tutan bu çelik parçasım uçakla seyahat ettiğimiz için fazla ağırlık teşkil ettiğinden dolayı Savoy oteldeki oda hizmetçimiz kadma hediye etmiştim. Kanadalı olan ve kocası harbde öldüğü için hayatını çalışarak kazanan bu kadıncağız, bu hatıradan fevkalâde mem nun olmuştu. Dower'e girer ve İngiliz toprağma ayak basarken işte bu eski hatıralar kaiamda bir geçid resmi yaptı. îH ^ % Iki kardeş vucüd ve tabiatça nicin birbirine benzemezler? Aynı anababanm çocukları oldukları, aynı hayat şartları altında büyüdükleri halde ıki kardeşten biri diğerinin tamamile zıddı olabilir: Biri ince yapılı, uzun boyludur; diğeri şişman ve kısa boyludur; biri sarışın, diğeri esmerdır. Biri neşeli ve gam sızdır; diğeri sinirli ve haşindir. Hayret etmemek kabil değildir... ve ederız. Fakat bunun neden böyle olduğunu bılirsek her halde hayretimiz biraz azalır. İşte, iç ifraz guddeleri üzerinde çalışan doktorların bize öğrettıkleri şeyler, bu bak'mdan çok mühimdıc ve içimizdeki hsvstın sırlarını aydmlatmaktadır. Vücudümüzde altı çeşid iç ifraz guddesi vardır. Bunlarm ifraz ettiği maddeler, bütün varhğımızın hamuruna maya verir mahiyettedır. Bünyemiz, ruhumuz, şahsiyetimiz ve sağlığımız hep bu guddelerin neticesidir. • Bu altı guddeyi birer birer göz den geçirelım: 1 Pituit guddesi: Vücudümüzün en mühim guddesıdir. Beynin dıbinde bulunur ve sinir cümlemizdeki his ve heyecan değişıkiiklerini bilhassa tiroid, adrenal ve gonad guddelerme nakleder. Cinsiyet hayatunıza, büyümemize, zekâmıza, görüş kabiliyetimize ve tansiyonumuza tesirleri vardır. Pituit guddesinde anormallik olan bir insan devâsâ boylu, cüce veya gayritabıi derecede çişman olabilir. Kadınlarda aybaşı intizamsızlıklarına, anne sütünün az veya çok olmasma gene bu gudde sebebiyet verebilir. 2 Tiroid guddesi: Vücudün oksijen istihlâkini kontrol eder. Fazla çalışan bir tiroid guddesi o bünyede asabiyet, hüzün yaratır, cinsî hayatı kamçılar. Az çalışan tiroid guddesi ise uyuşuk ve zekâsı zayıf, heyeeanı kıt insanlar meydana getirir. Guatr hastalığı bu guddenm anormal şekilde büyümesidir. 3 Paratiroid guddeleri: İk: tanedir ve süt gibi maddelerden aldığımız kalsiyumu kullanmanıızı temin ederler. Ba guddeler norma çalıştıkları takdirde dişler çürümez, kemikler sağlamlığını leri kadar ve her istedikleri şeyi bol bol yiyip içemiyorlarsa da karmları toktur; sırtları pektir; fakat şık değildirler. İngiliz kadmları da, erkekleri de süsten ve şık gıyinmekten vazgeçmiglerdir. Bilâkis modası geçmiş ve eski elbiseler giymek moda olmuştur. Londrada şık giyinenler, erkek veya kadın olsun, umumiyetle ecnebilerdir. İngıliz milleti, malî ve iktisadî vazıyetini düzeltmek için dişini ve kemermı sıkarak tasarrufa çalışmaktadır ve bu hal 1939 eylulündenberi devam etmektedir. Harb zamanında, yokluktan ileri gelen mec burî tasarruf, şimdi harb bittikten sonra, varlık içinde, gönül rızasile katlanılan millî tasarruf olmuştur. İngiliz milletinin gösterdiği harikulfide disipline şaşmamak ve hayran olmamak kabil değildir. Dünyanın her yerinde olduğu gibi İngilterede de karaborsa vardır. Fakat muhakkak ki dünyanın en zayıf ka İstanbulda ilk sergi binası halk büyük b.r alâka ve takdirTürkiyede 19 uncu asırda ku! le gezdıler. rulmaja başlıyan fabrıkalar maYabancı ziyaretçiler sergide mulleri büyük bir rağbet görbilhassa Türk elişlerile, somaki müştü. Bu eşyanm dahilde açımermer ve dığer taştan eserlerlacak sergılerde te|hiri ve hale. ağaç mamullerile alâkadar oricde Avrupa sergileri vasıtasile luyorlardı. Sergide yabancı mem tamtılması için bazı faaliyetlere leketlerden gelen eşyaya da yergirişilmişti. ler ayrılmıştı. Ayrı bir paviyonİstanbulda (Fabrikai Hümada İngiltereden getirılmiş ziraat yunlar imalâtı) evvelâ 1849 yıâletleri bulunuyordu. Bu âletler lmda Sepetçiler köşkünde tanTürkiyede bir ziraat inkılâbı zım olundu. Bu sergiyi başta Abiçn kullanılması gereken bir tadülmecid olmak üzere bütün kım ileri âletlerd^j. Şinasi, Tasvükelâ, ulema ve askerî kumanvırı Efkârdaki bir makalesinde danlar ziyaret ettiler. tlk fabribu âletler hakkında (arazi askalanmızm mahsulleri burada habmdan bulunan erbabı devlet ssılı bir şekilde veya vitrinler ve servet âlâtı mezkureyi iştira içınde teşhir olunmuştu. Halka ve istimal etseler ahaliye bir açılmıyan sergi hususî bir mamisali teşvik göstermiş olurhiyette kaldı. du.) diyordu. İstanbulda ilk umumî serg. Sergi, kadınlara ve erkeklere (memleketin hasılatı ardiye ve ayrı ayrı günlerde açıktı. Erkeksınaiyesmin) tanıtılması makler haftanın cuma, pazar, pazarsadile Sultanahmed meydanında tesi, salı, perşembe günlerı gezikurulan binada 9 ramazan 1279 yorlar; kadmlar da yalnız çarhicrl tarihine rasthyan 27 şubat şamba ve cumartesi günleri ser1863 de açıldı. giye gidebiliyorlardı. O günler (Sergii Umumîi Osmani) issergi çok alâka verici oluyor, ser mi verılen bu serginın hazırlıkgi dahilinde eşya sahıblerinden lan çok cıddl olarak yapılmıştı. satıcılardan başka kimse bulunSergiye împaratorluğun her tamuyordu. Fakat onların kadrosu rafmdan iştirak olunması temin da dığer günlerden daha çoğaeiılmişti. Avrupa memleketlelıyordu. rinden de ziraat âletleri ve bazı Sergi cuma, cumartesi günleri mskinelerin burada teşhirine kaaltı. dığer günlerde de üç kuruş rar verildi. mukabilinde geziliyordu. Serginin tanz;mi Maarif Nazı(Sergii Umumîi Osmani) ilk rı Mısırlı Prens Mustafa Fazıl tecrübe olmasına rağmen muPaşanın riyasetinde bir komitevaffak olmuş bir eserdi. Şinasi, ye tevdi edilmişti. Bu komitede uzun b'r makalesinde. sergi hakHariciye Teşrifatçısı Kâmil Bey, kındaki düşüncelerini naklederMeclsı Vâlâ azasından Nazım ken İmparator1u5un bir ziraat mi Bey, Ticaret Müsteşarı Server Eyoksa bir sanayi memleketi mi fendı ve Agaton Efendi aza olaolması meselesine temas ediyorrak bulunuyorlardı. du. (Çünkü nazarı dikkat ve eMemleketin bütün eyaletlerinman ile bakılırsa Avrupada Mede. mutasarnflık ve kaymakammaliki Osmanıyenın asıl membai l'k'.arında da ayrı ayn komitemaişet ve serveti mahsulâtı arler kurduruldu. Sergiye eşya ziye olduğuna şüphe olunamaz, p'ndermek isteyenlere hükumet hattâ âsarı kadimede Anadolu rnühım kolaylıklar temin etmişİstanbul halkı için yeni bir kıtası dünyapm bahçesi namıle ti. hâdise teşkıl eden (Sergii U meşhurdu. Sergi içın 61 maddelik bir ni umîi Osmani) üç ay açık kaldı. Serginin hazırlanmasına o vazariname yapıldı. Sergiye mem Sergiyi başta Abdülâziz olmak kitki para ile otuz bin Ingiliz Isket dahilinden gönderılecek üzere bütün vükelâ, sefirler ve lırası sarfedilmişti. esyanın dahilî mamulâttan ve msVulâttan olrnası lâzımdı. Tür k'vede yapılmış bütün eşya, â A rada henüz halledilmemiş «Trieste» meselesi varken Yugc5slavm ; !!eri yabancı tebaadan olsalar İtalyan münasebetl«rinin dostane r>hi dahili mamulât sayılacakbir safhaya girmesi, bilhîssa Mat! CSanat ve ticaretçe bir guna reşal Tito ile Amerikan bankaları ne.'i' ve faydası olmıyan eşya) arasında başlayan müzakereler.'n serg'ye kabul edilmiyecekti. Ay gittikçe ilerlemesi ve eelişmesi dorıca çiçsk. taze meyva, sebze, layısile bu işlerde bir İtalyan macanlı hayvan ile (muhataralı ad liyecisinin, Camillo Castiglioni'nin dolunan ve az vakıtte bozulabi mühim bir rol oynadığı haftalarlen eşya dahi) sergiye alınma danberi dünya basmmda bahis konusu olmaktadır. mı;tı. S2TZİ on üç kısım üzerine tan Kominformun önemli bir üyesini zim ediîmişti B'rinci kıs:mda ruttuğu yoldan çevirerek ve eski zıraate dair ejyadan ibaret olan müttefik ve hâınisi Mareşal Staher türlü toprak mahsulleri ile lin'e kafa tutacak bir vaziyete sohayvan yağları, bal, balmumları kan ve onu batılılarla anlaîtıracak kadar ustalık ve nüfuz gösteren bu layca «lde etmiştir: teshir olunuyordu. Avusturyada İkinci kısımda şeker, bal, pek adam kimdir? inflation neticesi milyonlar kazanımez, şekerleme, helvalar, her O sdam, eski Trieste halıambaşı yor. Fransamn da başma böyle bir cins yağlar, çiçek suları, sirke ve sının oğlu Goldstein'dir. İlk fırsatta falâket geleeeğinl tahmin ederefc tür!ü meşrubat bulunuyordu. ismini değiştirerek bir İtalyan adı orada da sayısız mal. müllt ediniÜçüncü kısım. madenlere ay takınıııış ve ondan sonra bin bir yor, fakat Amerikadan yapJan isrılmıştı. Buraya rr.aden nümu maceraya karışmıştır. tikraz sonunda frank öirdenbire neleri, makine, sorr.ak mermer İlk teşebbüslerinden biri. 1914 yükselince bunlar kıymetlerini yave her türlü taş. aljı nümunele teki dünya savasmdan epevce önce rı yarıya kaybediyorlar, bizim kahri konulmuştu. Dcrdüncü kısım, kurmak haşarısını gösterdiği Avus raman iflâs etme derecelerine gesanayide kullanılan âlet ve ede tuna Macar lâstik şirketidir. Bu liyor. vat, makine, saat. çilingir, ka nu «Macar uçak» ve İtaîyan MaBununla beraber Castiglioni pek zancı, bakırcı. dökmeci jleri ve car «OstroDairuler» oto.nobil şiraz zamanda yeniden şer%ret edineçeşidli silâhlar kurşunlar, gül ketleri takib etmiştir. Fakat, Avusrek meşhur Roçildierls bile aşık at le'er ve arafcalar kısnıydı. turya hükumeti, Castiglioni'nin ver maya kalkışıyor. Viyanada bizim »lçi Beşinei kısımda altın ve gü diği tayyarelerin çürük m liğin de bulunduğu sokacta. Prinz rr.üşten yapıhnış minel: eşya her iîe ınşa edilmiş bulunması dolayı Eugen cadde5İnd« mükellef bir satürlü mücevherler, çeşidli mer sile bir çok gene tayyarecilerin ö ray inşa ettiriyor ve kısa bir zacan, yaldızlı, yaliızsız gümüş ta lümüne sebeb olduğunu ileri süre man zarfında dünyanm bronzdan kımları, altın taklidi eşya ile rek aleyhine dava açmiîtır. Castig yapılmış tutün sanat eserlerini pirinç vesair maden üzerine yaîlioni'nin doğruluktsn ayrilarak hi toplayarak dünyanın en kıymetli d:zlı ve boyah eşya teşhir oleü yola saptığını ilk defa yü?üne koleksiyonuna sahib olu>'or. lunuyordu. vuran ve \icdanına aksettiren bu Bugün Romadaki •Exelsior» oteAltıncı kısım ipeklilere. yedinmuhakeme olmuştur. Lâkin haham linin muazzam bir dairesinde otuci kısım pamuk, yün. keten, t fzade ondan dcrs alacafı ve hareket ran Haham zade bir taraftan batıtik, kenev:r mahsullerıne ayrılyolunJ değiştireceği yerde bilâkis lılarla Yugoslavlar arasmdaki mümıştı. Burada bezler, basmalar, pitside karanlık işlere girmeği. ih nasebatı tanzime ve Yugoslav şallar, çorablar, çuha, aba, fes. tikâr ve dalsverevi ek=«ri ticar! ve İtalyan dostlugunu kuvvetlendirârakiye, fanilâ, alaca. gömlek ve çarşaflık bezler bulunuyordu. rr.aU nıusmelelerinde eıas tubnaya meğe çahşırken diğcr tanftan da Yugoslavyada yeni demiryolları Sekizinci kısımda porselen ve kovulmuştur. cam işleri, nebatî yağlar, her Birinci Umumî Harbden sonra yapmak, bakır, boksıt madenleri içc.ns boyalar. Dokuzuncu kısım orta Avrupa menıl.=ketlerind=ki pa letmek, Mareşal Tito'ya malî tnüda deri işleri vardı. Burada me ra düşüklüğü Csstiglionl'nin çok şavirlik etmekle tneşgul oluyor. şin sandıklar, koşum takımlan. işire yaramıştır. Doğuştan zeki ve Castiglioni iş sahasında bu sonayakabılar,. işlenm ş . , ve işlenme.,. ' itibarile kültürlü olduğu için suz faaliyeti gösterirken hususî hamiş her nevi deri işler: görülü ' nazariy« şeklinde kafasmda hazırıa yatında da felekten kim almayı ihyordu. dığı bir çok esaslan fi"iyat sahssı m«l etmemiî. Viyanadaki B'vgtheOnuncu kısımda envai elbiselna dökerek tatbik imkinlannı ko aber'in bışkadın artiiti ve Buda, ler, sırma kılebdanlar, ipekh, pullu işlemelı esvablar takke, yazma, kafak ve kanaveç ışlerı, çevreler, uçkurlar, havlular, oymalar, şeridler, dantelâlar teşhir edilmekteydi. On birinci kısım möble kısmıydı. Burada (bayagı, yaldızlı, boyalı sandalye, kanape, kütüphane, masa, iskemle vesair bu misüllü ev, oda tezyinat ve levazımından olan marangoz, tavşan ve sandıkçı mahsulâtı) ile her nevi musıki âletleri, çubuk, kehrıbar takımlan ve her cms keçeler, kaliçeler, kilimler, ince ve kaba hasırlar) vardı. On ikinci kısım ev inşaatına ve bahriye model ve resimlerine tahsis olunmuştu. Burada türlü boyalı ve kara kalem resimler ile düz ve kabartmalı hantalar, taşçı, oymacı mamulâtı dikkati çekiyordu. Serginin on üçüncü kısmı matbaacılığa ayrılmıştı. Çeşidli harfler ile taş üzerine basılmış kitablar, risaleler ve dökme harflerle litoğrafiye ve fotografıye işleri, tezgâh makinesi, mücellid ve hakkâk mamulleri tejhir edilmişti. Memleketin her tarafmdan ve haricden de rağbet gören sergiye konulan eşyanm defterleri yapılıp bastırılmıştı. Sergideki eşyanın (nefaset ve rasanetini) tayin etmek ve eşyayı sanatlandırmak üzere ehlıhibre heyetleri teşkil olunmuştu. Sergide eşyaları birinci gelenlere Mecidiye nisanı, ikinci gelenlere gümüş ve üçüncülere pirinç madalyalar verildi. Birinci mükâfat (sanatça pek büyük ve faydalı bir şey keşif ve ihtira eden yahud mamulâtı sanat ve nefaset ve sağlamlıkça henüz vasıl olunmıyan bir dereceye getirenlere) veriliyordu. Trenler gibi vapur da çok kalabahktı. Manşı geçen vapur. bizim Sus tıpi gemilerimize benziyordu. Fakat daha büyük ve daha süratli idi. Yalnız kadınlara mahsus salonları vardı. Vapurda pasaport muamelesi yapıhrken zabıta memuru, son derece nazikti. Gemi adamakıllı sallandığı için oturmamı rica etti. Gazeteci olduğumu görünce kimlerîe görüşeceğimi ve neler yazacağımı sordu. Fakat bunları beni sorguya çeker gıbi değil; hasbıhal tarzında büyük bir nezaketle soruyordu. Yammdaki parayı az buldu. Bu kadar para ile uzun müddet oturamazsınız, dedi. Damadıma misafir gittiğimi ve otel parası vermiyeceğimi söyleyince İngilterede :k ay ]:3İırsanız kâfi mi? dedi. İki ay ikamet müsaadesi vererek pasaportuma öyle işaret etti. Daha fazla kaîmak isterseniz, Londra polisinden gene müsaade alırsınız, dedi. Marsilyada olduğu gibi Dower'de de bavullarımı açmağs bile lüzum görmediler. îthali memnu ejyam olmadığını ve Londra Büyük Elçiliği Hava Ataşesi muavini olan damadıma misafir gittiğimi söyleyince güm rük muamelesi tamam oldu. *** Londrada bir aylık iaşe maddeleri alabilmem için bir vesika kartı verdiler. İngilterede hâlâ vesikaya bağlı olan maddeler şunlardır: Et, tereyağı. sadeyağ, peynir, yumurta, şeker, sabun, çay, şekerlemeler, benzin Bunlar, Başbakandan başhyarak hamala varıncaya kadar, her ferde, tam bir müsavatla aynı mık tarda ve ihtiyaca tekabül edecek kadar verılmektedır. Ayrıca bisküvit, konserve et ve balık da, vesika haricinde. fakat ferd başına muayyen miktarda verilıyor. Kutu balıklarını zeytinyağlı ıse gene muayyen miktarda, domates salçalı ise istedığiniz kadar alabilirsiniz. Bu iaşe maddeleri dışında her şey serbesttir ve çok ucuzdur. Butün lokantalarda bir çorba, bir et, tavuk veya balık, bir tatlı olmak üzere 3 kap yemek bugünkü rayıcle 2 liradır. Lüks lokantalar veya müzik 1 1 yerler, bu fiata bir miktar zam yaparlar. İngilterede pahalı olan şeyler, ipekliler (sun'î ipekten yapılmış eşya ucuzdur) derJer ve pürolar, sair lüks maddeler Ingilterede yetişmiyen muz gibi bazı yemişlerdir. İç çamaşırlan, yünlüler, görnlekler, kunduralar çok ucuzdur. İstanbuldaki 4050 liralık kunduralar, İngiliz lirasının eski kuru Jİe 1825 lira, yeni düşük kur ile de 1220 lira arasındadır. Ve son derece sağlamdırlar. Bütün bu eşsiz ucuzluk, harb içinde de vardı; şimdi ds devam ediyor. Bunu temin eden de vesika ve tayin usulüdür. îngilizler, istedikleri gibi, istedik Bünyemizin mayasını teşkil eden guddeler muhafaza eder. Paratiroid guddeleri lüzumundan fazla çalışırsa kemiklerimiz aşırı derecede sertleşir ve çabuk kırıhr. Böbreklerde taş teşekkül etmesi de aynı anormalliğin neticesidir. O zaman vücude ve zihine bir tenbellik de ârız olur. 4 Adrenal guddeleri: Bunlara cöfke guddelerı» adı da verilebilir. Öfkelendiğimız, korku veya buna benzer heyecanlar duyduğumuz zaman adrenal gud deleri fazla hormon ifraz eder, raborsası bu memlekettedir. Bu karaborsada, zarurî ihtiyac maddeleri üzerinde değil; lüks telâkki edılebılecek şeyler veya daha bol istihlâk edilmek istenilen maddeler üzerır.dedır. Çün kü zarurî ihtiyac maddelerinin hepsi, vesika ve tayin usulile kâfi miktarda temin edilmektedir. Pahalı olan bir şey de evlerdir; evlerin de Londramn ortasmda olanları. Viski ve deri gibi bazı şeylerin azhğı veya pahahlığı da. bun ların yokluğundan değil, ihrac ed:lmesindendir. Halk, bunlara da katlanmaktadır. İşçi Partisi, işçileri ve fakir smıfları memnun etmek için, harb içinde konulan ves.ka ve tahdid rejimini devam ettirmekte; bu suretle gelecek seçimleri de kazanacağını kuvvetle ummaktadır. Böyle olup olmadığı ancak yeni seçimlerde belli olacaktır. ABİDİN DAV'ER bunun neticesi olarak da kalb daha hızlı artar, hazım cihazının çalışması durur. Adrenal guddelerinin cinsiyet uzuvlarına da tesiri vardır va gonad guddelerinin ifrazını arttırırlar. Fazla çalışan adrenal gudde» leri altı yaşındaki bir erkek ço« cukta sakal çıkmasma, sesinin kalınlaşmasına sebeb olur. *Sakallı kadm» acubesi de bu guddelerin eseridir. Adrenal guddelerinin iyi işlememesi de daimî halsizlıklere, kanın iyi deveran etmemesine va uykusuzlıiğa sebeb olur. 5 Pankreas guddesi: Vücudün, yiyeceklerden aldığı şekeri bir yakıt maddesi olarak kullanmasmı temin eder. Bu vazifeyi gören, pankreas guddesinin kana ıfraz ettiği insülindir. Oluvvt Toplayan: A. H. R. Yugoslavya ile Amerikanm aralanıtı btılan adam Casfiglionî peştenin bir operet yıldızı ıle uzun I : • kı için milyonlar sarfetniştir. seneler beraber yaçamıç, onların j Ne diyeceksiniz, her memleket. Bu gudde kâfi derecede insülin ifraz etmezse şeker kanda toplanır, şeker hastalığı başgöstenr. Bu hastalığa uğrıyanlar, pankreas guddesinin temin etmedıği insülini ilâc şeklinde alarak hayatlarmı devam ettirebılirler. Pankreas guddesinin lüzumundan fazla çalışması da şekerin çarçabuk yanmasma sebeb olur ki bunun neticesi olarak da vücud canlılığını kaybeder. 7 Goruıd guddeleri: Buraya kadar gözden geçirdiğimiz guddelerin hepsi erkeklerde ve kadınlarda aynıdır, yalnız ifraz ettikleri maddenin vaz feleri değiş'.k olabilir. Halbuki gonad guddeleri her iki cmste tamamiğının tuttuğu para ıle birlıkte atı le ayrıdır. yorsunuz. Şayed bozuk paranız Erkeklerde gonad guddeleri yoksa, büyük para da atabilirsiniz. vücudün dışında, bir torba içmUstü ilk yemekle birlık:e geliyor. Pişecek, hazırlanacak yemekler dedir ve «3permatozoa> denilen varsa tabiî biraz bekayorsunuz zürriyet hücrelerinı vücude eeYoksa, yanmızaaki tertibattan bir tirirler. Umumî cinsiyet hayatarafı cam üç tarafı tahta xüçük tel tını da bu guddeler kontrol edolab şeklinde bir kutu yiikseliyor. der. Gayritabii çalifmaları fszia Cam kapağı açıp yemeğlmzi abyor, veya eksik bir cins.yet faaliyeküçük tel dolabı düğmeye basarak tine sebeb olur. tekrar aşağı gönderiyorîunuz. Kadınlarda gorad guddeleri Bdylece karnınızı doyurduktan vüeudün içir'Qdir ve < • yumursonra ağzınızı peçeteye siliyor, si ta» denilen zürriyet hücrelerini nirlenmeden. hiddetlenmedcn kal vücude getırirler. Aybaşı halleri kıp gidiyorsunuz. ve göğüs inkışafı bu guddelerin Yandaki tertibat aşağıdaki mut eseridir. Gonad guddelerinin faa her devir böyle bir Staviski yetiş fakla bağlantısı olan küçük bir a liyet: azaldığı takdirde kadında sansörü ihtiva etmektedir. Yazdığı cinsiyet hayatı sona erer. tiriyor. nız pusla ile jtnsk ücreti oradan Ruhi âmiller müstesna, insan*** mutfağa iniyor. Masalara aid asan lardak cinsiyet duygusu gonad Makine garsonlu sörlerden her har.gi birinin hare guddelerinin hormon ifrazatınkete geçtiğini gören memur derhal dan ileri gelir. ilk lokanta puslayi ve paraları alıyor, bozula*** NewYorklu Mister John Bıllion caksa gerisini kutuya yerlîştiriyor. Vazifeler'ni kısaca fakat esas eski bir garsondur. Yirmi yılı mii ahçıbaşı da yemekleri ısmarhyor teca\TZ bir zaman muhte>if lokan •ve bunlsrın zamanmda muayyen hatlarıle hulâsa ettığımız bu altı çeş d gudde vüeudümüzün :ç talarda müşterilere hizm«t etmiş asansörlere konmaEinı sağlıyor. ve ekseriyeti menvnun etmiştir. Fatyi, hoş arna, eğer nutfaktaki hayatını teşkil ve tanzım ed^r. kat, bazan arkadaşlarının sinirli ol memurlar veya ahçılar çok dikkatli Şimdiye kadar gıdaların veya ırmaları ,bazan da müş*er'?:in ma insanlar değilseler muşteriyi ka siyetin eserı olarak görülen bir nasız yere titiz davranmalan neti yıdsız garsonlara karşı his;ettiği çok bünye değişiklikleri ve bascesi bir çok görültüler, kavgalar hiddetten daha büvük bir kızğ'nlı kahkları bugün hep guddelerm çıktığını görerek işi kökünden hal ğa düşürmeleri, adeta ifı.te dön eseri olarak kabul edilmekted.r. letmek istemiş, topladığı sermaye dürmeleri ihtimali vardır. Çünkü Son senelerde iç ifraz guddeleri ile karsonsuz bir lokanta açmaya karnı aç, damağı kurumuş müşta üzerinde tıb âlimleri büyük akarar vermiştir. Yalnız peşin olarak riler bu sefer karşılarında bağınp raştırmalara gırişmışler ve bır şunu söyliyelün ki John Billion'un çağıracak kimse de |röreni\=cekleri çok mühim neticeler elde etmışkurduğu müessese bir çok Ameri için büsbütün cilsden cıkıbilirler. lerdır. kan jehirlerinde ve Avrupa mer ı Sonra efendim, lokantalarm şen(Redbaok'tan) kezlerinde emsali mevcud otomatik Hğj biraz da garsonlardır. Onlarla aşhanelerden, yani muîyyen bir yarenlik etmeyince, insan başını İki otomcbil kazası yere para atmca yamndaki kutu dört duvar arasına sokuo habire Çofnt Kıkmetsn idaresind»ki 7223 nudan sandviçler, soğuk yemekler tıkmma vaziyetine girmiş hisseder. maralı ksmyon. Aksarayda Kuçüklânvesaire çıkan çeşidlerden değil Pek fazla ilerisine şritmemek şar ga caddesinde 6 yajinda Vurala: çofor Haklcının İ1are<ınd*kı S2P5 num»rılı dir. Buraya, alelâde her hangi tile onlarla biraz da çekişmek işti tak^i de Koorude Omfr Sarıgöl adın* bir lokantaya girer gibi giri hayı açar ve hazmı kolaylaştınr da bir jahsa t çarparak y«ra!»nmaUrma yor, baş masalardan birine o sanıyorum. Hele «cinsi lâtif> ten sebebıyet verroıjlerdir. turuyorsunuz. Masanın üstündeki zeki ve nabza göre şerbet verenBir kadın 9 ay hapse listeye göz gezdiriyors'jnuz. Beğen lerin servisinden faydalanmak mumahkum oldu diğiniz yçmekîeri, tatlıları veya ye hakkak ki müşterilere «cennet taBir muddet e\vel Mahıtıudpaşa çar» mişleri kenarda duran küçük blok amlannı hatırlatır. Eski şairlerden Sisı içinde kendı hikkında fena de.. notiardan koparacağmız bir kâğıdm biri tevekkeli şu beyti döktürme dikodular çıkaran Anen Çamkertenl tabanc» i!e yaralıyan Hayrıyenin duüzerine yanyorsunuz. Yan tarafta miş: rusraası Birinci Agırceza Mahkemesin^ sandık şeklindeld tertibatın d«li Bak ne işler'o kasveth kıraathane de bitmis ve 9 ay hapse; 200 lira tazt ğinden iseriye <mönü> nün karşuıcilvenüma garsonla.. nünata mahküm edllmlstir.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear