02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
3 Ocak 1949 CUMHURIYET Sovyetlere harb gemileri Jules Cesar zırhlısının da dahil olduğu ilk grup Sicilyada toplanıyor Roma 2 (a.a.) (Afp) Sulh anlaşması hiikümlerine göre, Sovyetler Birliğine verilecek olan harb gemilerinden ilk grup Sicilyada Augusta limanı acıklarında toplanmağa başlamıştır. Jules Cesar zırhlısı ile Colombo sarnıç gemisi şimdiden limanda olup, ilk grupu tamamlıyacak olan iki muhribi beklemeictedir. Bugünlerde İtalyadan hateket edecek olan bu gemilere hiç bir vasıtanın yaklaşmamasını saçlamak üzere çok şiddetli tedbirler almmıştır. 1949 bir harb yılı olabilir Hükumet Talebe Yurdları meselesini ele alıyor Bastaraft l inci sahifede söyliyerek bu talebe yurdlarını şahsan tetkik ettiğini, halen mevcud 20 bin üniversite ve beş bin de yüksek okuJ öğrencisinden büyük bir kısmınm bannacak yerleri bulunmadığını ve tahmine göre yurdda kalmak ısürannda olan öğrenci miktarının Ankarada 2000 ve Istanbulda 5 bin olarak tahmin edildiğini açıkiamıştır. AUe pansiyonlarına ibtiyac var Talebenin en iyi bir şekilde barındırılmasman aile pansiyonlarında olabileceğine, bu suretle çocuğun aile muhitinden de ayrümamış olacağına en şayanı arzu olan şeklın de bu olduğuna isaret eden Milli Eğiüm Bakanı, bizde böyle bir usulün bulunmadığını, Istanbulda bazi pansiyonlar varsa da bunların arzu edilen şeküde olmadıklarınj söylemiş «aile pansiyonlarj tesisi meraleketimızde mümkün olmadığına göre üniversitelerünizin yanıbaşında bireı site kurulması zaruridirı demiştir. Yurdların bugünkü durumu Şahsi teşebbüslerle kurulmuş bazı jurdlar bulunmakta ıse de bunların tam manasile muvaffak olmuş sayılamıyacaklarını, bunun için, işin devletçe veya kurumlarca ele ahnmasının bir zaruret oiduğunu ve acele edilmesi lâzım geldiğini kaydeden Tahsin Banguoğlu, şimcıki durumumuzu şöyle anlatmıştir: « Devlet 2025 yüdanberi kadroUrındaki ihtiyacını temin etmek için parasız yatılı öğrenciler için leylî mekiebler. yurdlar kurmuştur. Halbuki yüksek tahsil öğrencilerinin bu şekilde leylî mekteblerde f yetiştirilmesi, onlar için müsaid bir terbiye vasıtası teşk;l etmez, Üniversite ve yüksek tahsil tiebesinin terbiyevi bakımdan daha rerbest yaşarr.ası lânmdır. Onun içindir ki yüksek tahsil talebeleri içüı leylî okuldan vazgcçip daha modern bir sistem bulmak zaruridir. Geçen yü devlet leylî ve burslu talebeler içüı beş milyon liradan faza bir para harcamıştır. Bu yü ise bu miktar indirilmiştir. Devlet kadrolarmdaki ihtiyaclar azaldıkça bu miktar daha da azalacak ve günün birinde tamamen kaldırılaeaktır. Ancak bu, yurd davası ortadan kalktı, hallo'undu demek değildir. Mevcud yurdlarımız bugüne kadar ayn ayn şekillerde ve birbirinden farklı olarak idare edi'ip gelmiştir. Ben, bütün bu yurdların idarlerinin düzeltilebileceğine kaniim. İdare bakımmdan bunları birleştirir, tanzim edersek daha az masraflı ve daha iyi yurdlar kurabüiriz. Elimizda yurd olsrak kullamlabüecek binalar da bir hsylidir. Ankarada Hı;kuk Fakültesinin, Sıyasal Bilgiler okulu ve Züaat Fakültesinin yatılı kısımları, Istanbulda da Yüksek Muallim mektebinin ve Teknik okulun yatılı kısımlan gibi, İstanbul Üniversitesi binasının arkasındaki yurdlar ve Kadirga yurdu ihtiyaca uygun değildirler. Bütün bu yurdlariD bir elde birleştirilmesile öğrencilere daha iyi bir hayat temini nvümkündür.» Alınacak tedbirler Mjllî. Eğitiın Bakanı, Hükumetin bu sene yeni yurd binalan yapacak bir durumda olmadığmı, onun için mevcudlarm inkişaf etürümesi zarureti karşısında bulunduğunu bildirmiş ve bu iş için bir idare ve bir sistem kurulması yeni yurdlarda yemek ve yatacak ihtiyaclaruıın da ayrümasmm doğru olacağı ve talebenin yurdlarda yatıp, yemeğini Avrupada olduğu gibi Univer sitede yapılacak ucuz lokantalarda istediği gibi yiyeceği ve böylece zaman zaman çıkan üzücü hâdiselerin ortadan kalkacağı mütaleasmda bulunmuştur. Birleştirilecek idarenin döner sertnayeli. muhtar bir idare olmasını, böylec« fakültelerin de bu yükten kurtularak ve kendilerini tamamen ilmî çalışmaya verebileceklerini, böyle bir idarenin zamanla bir tesis haline de inkılâb edeceğini ve bu işin bu suretle arhk Devlet işi olmaktan çıkacağmı bildiren Banguoğlu, Derneğin tesis yapmayı teşvik yolunda çalışmalarda bulunmasıru tavsiye eylemiştir. Bakan, yurd ve site işleri içüı bir program hazırlanmasını tavsiye etmiş ve temin edilecek arsalarla, plânlarınm hazırianmasmdan sonra hayırsever yurddaşlarımızm da harekete geçeceğini ümid ettiğini bildirerek, açıklamalanna son vermiştir. Ankara Belediyesinin vaadi Bundan sonra söz alan daha bazı hatibler, bu yoldaıki görtislerini bildirmişler, bu arada Ankara Belediye Başkanı Dr. Ragıb Tüzün de Ankara Belediyesinin bütün imkânlarile Kurumun faaliyetini destekliyeoeğini söylemiştir. Kurulacak yurdlar için arsa temini ve plânlarınm hazırlanması işinin yeni Yönetim Kuruluna ilk vazife olarak verilmesi karar altma almdıktan sonra, Kurumun 1948 bilânçosu ve 1949 yılı bütçesi tasdik edilmiş ve yeni Yönetim Kurulu ve murakıblar seçimi yapıldıktan sonra toplantıya son verilmiştir. Derneğin yeni Yönetim Kurulu aslî üyeliklerine Danıştay eski Başkanı ve Zîraat Bankası İdare Kurulu Üyeâ Reşad Mimaroğlu, Ankara Faikültesi Rektörü Enver Ziya Karal Rize milletvekili Fahri Kurtuluş, Ankara Belediye Başkanı Ragıb Tüzün, Bolu Milletvekili İhsan Yalçın ve Prof. Fahreddin Kerim seçilmişlerdir. Eğitim Talebe Yurdundaki ihtilâf Eğitim Derneği Müdürü Fazıl Say Ankaradan dönmüş ve yurdlara birer tebliğ göndermiştir. Bu tebliğde, aylıkların seksen liradan yetmiş beş liraya indirildiği bildirilmektedir. Bunun üzerine Eğitim Derneği talebe temsilcileri dün sabah Marmara Lokalinde uzun süren bir toplantı yapmışlar ve Cumhur Başkanı ile Türk Eğitim Derneği idare heyetine birer telgraf göndermişlerdir. Türk Eğitim Derneği İdare Heyetine gönderilen telgrafta, gencler, aylıkların yetmiş liraya indirilimesi hususunda ısrar etmekte ve şöyle denilmektedir. «Aylıklar 70 liraya inmediğı takdirde taksit vermiyoruz. Yeni Müdürü acele bekliyoruz. Fazıl Say vazifesine başladığı takdirde çıkacak müessif hâdiselere komisyonumuz mâni olamaz.» verilecek Gelâl Bayar yarın Adanada Başıarafı 1 inci sahilctis 15 te açılacaktır. D.P. tren hattı boyundaki teşkilâtına haber göndererek, heyetin istasyonlarda tezahüratla karşılanması için talimat vermiştir. Ankaradan gelecek heyet aym 7 sinde Partinin kuruluşu miinasebetile verilecek baloda hazır bulunduktan sonra Hatay ve Mersine de gidecektir. Ayın 5 inci günü kutlanacak olan Adananın kurtuluş bayramı bu sene Demokrat heyetin de burada bulunuşu bakımından büyük bir mâna ifade etmektedir. C.H.P. li milletvekillerinin de bu bayrama katılmak üzere sah günü şehrimize geleceklcri öğrenilmiştir. Çoban YURDCU Celâl Bayar, Kızılcahamamda Ankara, 2 (Telefonla) D.P. Genel Başkaru Celâl Bayar bugün beraberinde milletvekillerınden Uuammer Alakant ve D.P. il kurulu üyelerinden Hamdi Bulgurlu ile Bekir Turna olduğu halde Kızılcahamama gitmiştir. Celâl Bayar ve arkadaşlan, çok şiddetli soğuğa rağmen, yollarda köylüler tarafından coşkun tezahüratla karşılanmışlardır. Bilhassa Akdoğan köyünde parlak bir karşılama töreni yapılmıştır. D.P. Başkanı alkışlar arasmda Kızılcahamama girmiş ve doğruca parti merkezine gitmiştir. Merkez binası önünde toplanan Kızılcahamamlı Demokratlar, Başkanı hararetle alkışlamışlardır. Öğleden sonra toplanan ilçe kongresinde Celâl Bayar da bulunmuştur. Kongrede rapor okunduktan sonra söz alan hatibler seçim kanunundan bahseylemişler ve belediye işlerini tenkid etmişlerdir. Bundan sonra Muammer Alakant konuşmuş, Büyük Millet Meclisinde Demokrat milletvekillerinin çalışmaları hakkmda malumat vermiş, vergilerin ağır olduğunu ileri sürmüştür. Müteakıben alkışlar arasında kürsüye gelen Celâl Bayar, vergilerden, bütçeden ve seçim emniyetinden bahsetmiştir. Başmakaleden devam dahil bulunan Holandanm, Endenezya Cumhuriyetini ortadan kaldırmak yolundaki gayretlerini nasıl önlemek mümkün olacağını kesrtirmek çok güçtür. İşte 1948 in 1949 a devrettifi bu bir sürii mesele, yeni yılın halledeceği, daha doğrusu halledemiyeceği kanşık ve tehlikeli dâvalar olarak ortada durmaktadır. Bu vaziyet karşısında 1949 un bir barış yıb olanuyacağım kat'iyetle söyliyebiliriz. 1949 un harb yılı olup olmıyacağına gelince, 1945 tenberi her geçen yıbn ertesi seneye daha hâd bir şekilde yadigâr bıraktığı soğuk harbin bu sene de devam edip gideceği muhakkak olduğunu söyliyebiliriz. Soğuk harbin kızgm harbe müncer obnası ihtimali de kuvvetle mevcuddur. ÇUnkü soğuk harbin külleri altında, yer yer ve için için yanan ateşm kıvılcunlan, kızgın bir harbin kaynakian haliride durmaktadır. Birleşmiş Milletler Umumî Kâtibi Norveçli M. Lie'nin, «Harb tehlikesi ciddî surette mevcuddur» dediğine göre, 1949 da harbin patlak vermesi ihtimalini daima gözönünde tutmak gerektir. İç politika güriiltülerimiz arasmda kendimizi kaybetmiyelim; daima uyanık olahm; maddeten ve mânen hazırlıkh bulunalım. ABİDİN DAVER Karadenizde liman inşaatı yavaş gidiyor Giresun, 2 (Hususî) Her kış mevsimi, Karadeniz kıyılarmda yaşıyan halk, büyük iskelelerde bile liman tesisatınm, hattâ bir mendireğin bulunmaması yüzünden binbir sıkmtıya katlanmaktadır. Fırtınalı havalarda vapurlar, çok defa; iskelelere uğramadan geçerek, Polathane, Vona ve Sinob gibi tabiî limanlara sığmmak zorunda kalmaktadır. Bazan vapurların bu limanlarda uzun zaman havanm düzelmesini beklemeleri, kısa mesafelerde bile yolculuğun günlerce sürmesine ve iskelelerde ihracat mallarmm yüzüstü kalmasma sebeb olmaktadır. Hattâ vapurlar geciktiği veya uğramadan geçtiği zamanlar, bazı kasabalarda yiyecek sıkmtısı bile hissedilmektedir. 0 Trabzon ve Samsun limanlan Bir kaç yıl Önce büyük törenlerle temeli atılan Trabzon limanı inşaatı pek yavaş ilerlemektedir. Bugünkü durumda daha yıllarca beklemek lâzım geleceği anlaşıhnaktadır. Samsun limanı için hazırlıklar devam etmektedir. 240 bin liraya bir Holanda şirketine havale edilen limanın proje ve etüd işine iki üç ay önce başlanmıştır. Müsaid havalarda geceli gündüzlü çalışılmasına rağmen bu işin en az bir yıl süreceğini öğrendim. Zaten yapılacak olan bu iki liman tesisatı, Karadenizde yolculuk ve mal nakli bakımmdan bugün karşılaşılan güçlükleri önlemek için kâfi değildir. Diğer mühim iskelelere de, fırtmalı havalarda, hiç olmazsa, motör ve kayıkların bannmalarına mahsus birer mendirek inşası lâzımdır. Şimdiki halde sahilde kırılan dalgalar iskelelerde yolcuların kayıklara inip binmesini güçleştirmektedir. Mendirek yapılırsa bu güçlük ortadan kalkacak ve vatandaşların karşılaştığı tehlikeler azalacaktır. Meselâ, Giresun iskelesi az bir para ile mendirek inşası için çok müsaiddır. Halen bazı vapurların arka taraftan çıma bağlıyarak iskeleye yanaşabilmesi bu hakikatin en canlı bir delilidir. Zaten, Cenevizliler zamanında Giresunda mevcud bulunduğu söylenilen liman tesisatınm harabeleri bugün deniz içinde görülmektedir. Sahil şosesinin durumu Bu arada sahil şosesinin de Karadeniz bölgesi için hayatî bir ehemmiyeti vardır. Şimdiki halde bu §0se, çok iptidaî bir manzara arzetmektedir. Yolun mühim bir kısmı bozuk olup, yağmur yağmca bataklık halini almaktadır. Bazı derelerin üzerinde köprü yoktur. Mevcud tahta köprülerin bir çoğu da zaman zaman seller tarafmdan almıp götürülmekte veya geçen ağır yüklü kamyonlaı altında çökmektedir. Bunun için arabalar ekseriya derelerden âdeta yüzerek geçmektedir. Suyun ortasında kalmış vasıtalara sık sık rastlanmaktadır. Sahil yolunun bilhassa Ordu İle Fatsa arasındaki kısmı çok kötü ve tehlikelidir. Şose burada Koçboynuzu denilen dağlardan aştığı için, sahili takib edecek yeni bir yol inşasına çalışılmaktadır. Evvelce özel idare bütçelerile tamir edilmekte olan şosenin şimdi hükumet tarafmdan ıslah edilmeğe başlanması çok isabetli olmuştur. Yer yer bozuk kısımlar düzeltilmekte ve büyük derelere beton köprüler inşa edilmektedir. Bir kaç yıl önce, Koçboynuzu gibi tehlikeli bir yer olan, Giresun ile Tirebolu arasındaki «Armelit» tepesi geçidi boyunca yeniden sağlam ve modern bir §ose yapıhnışfır. Fakat her bakımdan büyük bir ehemmiyeti olan sahil yolunun, tâ Hopadan başlıyarak İstanbula, hattâ Samsuna kadar iyi bir hale sokulması için daha çok çalışmak gerektir. Şahabeddin Uzunkaya Tabîî âfetler silsilesi Baştarafı 1 inci sahifede gânn hızı satte 140 kilometreyi bulmuş, Folkeston'da dalgakıran iki yerinden kınlmışür. Hampisbire'de Beaulieu deresinde bir yat batmış, bir adam boğulmuştur. Thaymes nehri, dün normal seviyesin den 30 santimetre yükselmişse de ^rrA bir feyezandan korkulacak durum yoktur. Buna mukabil doğu kıyılannda Fenîands'da feyezanlar kaydedilmistir. Derby ve Darconda yollar iki metre su altında kalmışür. Iranda Tahrana son 3 gün içinde 80 santim kahnhğında kar yağmıştır. Yüzlerce ev yıkılmış ve 73,000 kişi açıkta kalmışbr. Tahran belediye reisine göre, bunlara acele yardım yapılmadığı takdirde açıkta kalanların çoğu ölüme mahkum lacaklardır. Araerikada Yılbaşı gecesinde Birleşik Amerikanın muhtelif şehirlerinde 200 kişi kazalar neticesinde ölmüştür. Otomobil ve ıtobüs altında kalanların adedi 117 yi bulmuştur. Yurddaki hava durumu Ankara 2 (a.a.) Meteoroloji işleri Umum Müdürlüğünden aldığımız malumata göre son 24 saat içinde yurdunmzda hava Trakya, Marmara bölgesile Egede yağmurlu geçnıiştir. Kann toprak üzerindeki kalınlığı Cars ve Eskişehirde 11. Kırşehirle Erzurumda 12, Konyada 13, Ulukışla ve Burdurda 14, Ispartada 15, Sıvasta 22, Akşehirde 25, Kütahyada 28, Vanda 33, Afyonda 61 santimetredir. En düşük sıcaklıklar sıfınn altında Bilecikte 4, Burdurda 6, Boluda 9, Karsta 11, Eskişehirde 13, Afyonda 16, Erzincanc'a 17, Konya ve Diyarbakırda 18, Vanda 20, Erzurumda 22, Sıvasta 27, Karsta 28, Karakösede 35 derecedir. Bugün Ankarada saat 14 teki ısı sıfırın altında 1 derece idi. Iklisadî işbirliği feşkilâlının raporu Bastaraft 1 inci sahifede bu mevzuu müzakere edeceklerdir. Bu prensip tetkikinden sonra, önce komisyonlarda ve müteakıben umumî toplantılarda tahsisatın kabulü için görüşülecektir. Bu itibarla, 1 temmuz 1949, 30 haziran 1950 ye kadar süren Amerikan bütçe yıh içinde ödenecek yardım miktarı önümüzdeki ilkbahardan evvel malum olamıyacak ve Avrupa iktisadî yardım teşkilâü, ancak o tarihte kongrece kararlaştırılan yardun miktarı esasına dayanarak bunun işthak edenler arasında kat'î taksimine aid programını tesbit edebilecektir. Raporun Türkiyeye aid olan kısmı Paris 2 (a.a.) (Reuter) Avrupa iktisadî İşbirliği İdaresi, Avrupa memleketlerinin 19491950 senesinde Marshali Yardım Piânı çerçevesi dahilindeki ihtiyaclanna mütedair olan ve bugün yayınlanan raporunda, Türkiyenin tanm ve endüstri alanlarmda büyük gelişmeler tasarladığını, fakat ödeme muvazenesindeki temayülün pek müsaid olmadığını büdirmektedir. Türkiyede tarım sahasında gözetilen hedefe varılacağma dair ümid verici ihtimaller olduğunu belirten raporda, bugüne kadar istifade edilmemiş olan ekime elverişli bütün tcpraklarm ekileceği ve bu suretle, ekilmiş arazinin \iizde 30 nisbetinde artacağı ilâve olunmaktadır, Endüstri alanmda ise ziraî ve sınaî gelişmenin sağlanmasına yarayacak olan kömür, elsktrik enerjisi, demü, çelik ve çimento istihsalinin arttırılması için plânlar hazırlanmıştır. Bu projelerden bazıları ve bilhassa kömüre müteallik olanı henüz tekrar tetkike muhtac bulunmaktadır. Türk Hükumetince ahnan tedbirler, yabancı hususî sermayenin iştiraki ve bankalardan husaısî krediler temini ümidine yol açmaktadır. Bu suretle Türkiye, bu projelerin tatbikmda Avrupa kalkınma programı nevinden bir yardıma bağlı bulunmaktan muayyen bir nisbet dahilinde kurtulmak imkânını bulacaktır. 19491950 devresi için ihracat artışı 19521953 programında düşünülen artışın yüzde 20 sini, ithalât arüşı da gene bu programda düşünülen artışın yüzde 50 sini teşkil etmektedir. Raporda, câri tediyeler muvazenesinin 19491950 de 153.700.000 dolar açık göstereceği bildirilmektedir. 19481949 açığı 133.000.000 dolar, 1947 deki açık ise 16.000.000 dolardı. 19521953 devresine kedar Türkiye bu açığı, 19.000.000 dolara indirmek ümidindedir. Bunun 12 milyonu Marshall Hayır, hayır, dedi; hiç rahatsız olmadım. Zaten bir saattenberi okuyorum. Hem yoruldum, hem de merak ettiğim bahsi bitirdiğim için artık kitabı bırakmak üzere idim. Gülümsiyerek yüzüme bakıyordu. Odaya girdim. Karşısmdaki koltuğa oturdum. Pancurlar yan örtülü idL Oda loştuOrtadaki masanm, pencere önündeki taburenin üstünde duran vazolar çiçek dolu idi. Loşluk içinde, yüzünü bir hayal gibi gördüğüm bu kadın, bir an, bu çiçeklerin baygın kokusile kanştı. Gayrühtiyar! gözlerimi kapadım, bu çiçek kokusunu, onun kendi kokusu gibi, d ğerlerime sindirerek kokladım. Bu hayali, onun sesi dağıttı. Bir roman buldum da, diyordu, onu okuyordum. Ortalarma doğru bir fasıl var, adeta kendi hayatımı okuyorum zannettim, o ikadar benziyor. Roman, zaten hayaun ta kendisi değil midir, Cavidan Hanım? dedimHayatta öyle hâdiseler olur ki, hiç bir romancı tahayyüle cesaret edemez. Hayat, bulyayı bazan çok geride bırakan cdlvelerle doludur. Hakkınız var. Benim hayatım da bu neviden galiba. Cavidanm yüzünde acı bir tebessüm dolaştı. Ne demek istediğini pek anlayamamıştım. Kendi hayatının bir roman mevzuu olsbileceğine her kadm inanır. En küçük bir aşk macerası geçiren kadmdan, kaderin cilvesile az çok acı görmüş olanına kadar her kadm kendini bir roman kahramam gibi görür. (Arkası var) plâmna kaulmıyan memleketlerle olan muamelelerden ileri gelecektir. 19491950 istihsalâtı bazı maddelerde 19481949 devresi için tesbit edilen seviyeye nazaran yüzde 2325 nisbetinde bir arüş göstermektedir. ithalât tutan 19491950 devresi için, 36.000.000 dolar kadar bir fazlalıkla 350.000.000 dolar olarak tahmin edilmiştir. Ithalâtm yüzde 50 si Marshall plâmna katılan memleketlerden yapılacaktır. Heyeti umumiyesi itibarile, yiyecek tnaddesi istihlâki seviyesi çok düşüktür. Türkiye, elektrik eneriisini geliştirmek için katranlı kömür ve linyit sanayiine ve çimento sanayii ile demir, krom, bakır ve kurşun istihsalâtına mühim paralar yatırmağı tasarlamaktadır. Türkiye aynı zamanda bahkçılık filosu ile balık konserve sanayiine de para yatırmağı tasarlamaktadır. Milletlerarası birçok müşavir firma, plânlar kazırlamak üzere bu sahalarda incelemelerde bulunmuş ve daha şimdiden bu plânlarm tatbikına geçilmiştir. Türkiye hükumeti, 97 milyon dolarlık bir kredi temini için milletlerarası imar ve kalkınma bankasına müracaatte bulunmuştur. Bundan bagrka Türkiye Hükumeti, yabancı sermaye gelirinin memleket haricine çıkmasına dair olan siyasetini tadil ederek, memlekete yabancı sermaye celbine de çalışmaktadır. Türk proğramı, ulaştama ihtiyacını karşılamak üzere, Türk şose ve demiryolları şebekesinin de geliştirilmesi lüzumunu belirtmektedir. Queen Mary kurtarıldı Cherbourg, 2 (A.P.) Queen Mary transatlantiği Cherbourg limanında karaya oturduktan 12 saat sonra bugün tekrar yüzdürülmüştür. Gemi bir hasara uğrayıp uğramadığı kontrol edilmek üzere derhal İngiliz sularına doğru hareket etmiştir. Haricdeki Türkler için miting Bcstara.fi 1 inci sahifede rafları, bayraklar ve «Bir Türk, cihana bedeldir», «Kıbrıslı Türkler, aranız^a biz de vanz» yazılı dövizler olduğu halde bu mitinge katılan binlerce gene, Hükumet meydanmda Haikevi BandoMilletlerarası futbol sunun istiraküe Istiklâl Marşmı söylemişler ve heyecah hitabelerle isteklekarşılaşmalan rini bildirmişlerdir. Daha sonra AtaParis, 2 (R.) Barselon'da İspan rürk amtma giderek çelenk koynuışlar ya ile Belçika futbol takımları 11 ve tam bir sükun içinde dağılmışlarberabere kalmıslardır. dır. Brüksel'de Belçika ekipi Anderlech, Viyananın Admira takımım 21 Dünyanın en büyük uçağının yenmiştir. Amerikan donanmasının manevraiarı Ba$taraU 1 ivcı snhifede Amerikan harb gemileri ve uçakları şubat ayı içinde Alaskanın açıklarında bulunan Kadlog adasma kar» şı geniş ölçüde bir taarruz gösterisinde bulunacaklardır. Truman, Kongreye mesajlar gönderecek NevrYork. 2 (R.> Önümüzdeki üç hafta içerısınde Başkan Trumanm Kongreye bir çok mesaj göndereceği bildirilmektedir. Kongrenin 1949 toplanf.larmda okunacak olan bu me sajlar Amerikamn dış siyasetini etraflı bir surette açıklıyacaktır. îmam ve hatib kurslannm programlan tasdik olundu Ankara, 2 (Telefonla) Diyanet îşleri bakanlığmda kurulmuş olan komisyon tarafmdan hazırlanan imam ve hatib kurslarına aid müfredat programları Millî Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Heyetince incelendikten sonra, Bakanlıkça tasdik edilmiştir. Bu programlar kursların açılacağı illerdeki Millî Eğitim Müdürlüklerine gönderilmiştir. Sovyetlerin Demir Perde gerisindeki yeni tedbirleri Baştaraft 1 inci sahifede manda peyk memleketleri ruslaştırmak için de geniş bir faaliyet göstermektedir. Litvanyanın ruslaştınlması sona ermek üzeredir. Bu memlekette şimdi yalnız köylüler kalmış, diğer bütün smıflar Rusya içlerine sürülmüştür. Litvanyalı komünistler arasmda da ikilik çıkmış olması temizlik hareketlerine büsbütün hız verilmesine sebeb olmuştur. Diğer Baltık memleketlerinde de vaziyet aynıdır. Buralardaki halk, kayıklarla kaçıp İsveç limanlarma sığınmaktadrrlar. Folonyada Polonyada sosyalistlerin imhasından sonra komünistler bütün işleri ele almışlardır. Kremlin tarafmdan girişilen son hareketlerle Polonya bir «Sovyet Cumhuriyeti» haline gel miştir. Çekoslovakya, Macaristan, Ru manya ve Bulgaristanda da Ruslar faaliyetlerini arttırmaktadırlar. Çekoslovakyada sansür Londra, 2 (a.a.) (Lps): Çekoslovakyada basın üzerindeki sansür daha şiddetlendirilmiştir. Son zamanlarda muhtelif memleketlere aid 120 siyasî gazeteye elkonulmuştur. Bundan başka idarî makamlar 6 gazeteyi kapatmışlardır. Bu gazeteler 1949 yılının sonundan evvel çıkanuyacaktır. • Bu, Çek Komünist Partisinin nüfuzunu arttırmak için başvurulan yeni bir tedbirdir. Ekonomi Bakanlığmda bir tayin Ankara, 2 (Telefonla) Ekonomi Bakanlığı Küçük Sanatlar Genel Müdürlüğünde çalışmakta olan Hasan Memik, Bakanlığm Sanayi İşleri Müdürlüğü Başmüfettişliğine tayin edilmiştir. tecrübe uçuşlan yapıldı Baştarafı 1 inci sanifeae Mületlerin, hem de bütün müslümanların davasıdır. Holandahların gaddar taarruzuna maruz kalan Endonezya milU kuvvetleri bugün için ancak bir çeta harbi yapmaktadırlar. Zira eUmizde hiç bir modern süah yoktur. Silâhlarumzın çoğunu, Japonlardan aldığımız malzeme teşkil ctmelAedir. Holandahların modern paraşütçü kıtalarma, uçak filolarma karşı yalnız tüfek ve tabancamiî var. Ordumuz 450,000 kişi kadardır. Fakat çok fena bir teşkilâtla idare ediimektedir. Holandalılarm modern süaiılarına nasıl karşı koyabiliriz?> Bakan, Endonezyalıların, sömürge olmaktan kurtulmak için 350 senedenberi daimî bir mücadele halinde olduklarıru, şimdiye kadar 70 defa isyan ettiklerini söylemiş ve şöyle demiştir: < Güvenlik konseyinin kararlarmı dinlemiyen Holandalılara bakıp, Devletler kurulunun babası diye anılan Hugo Groüus'un Holandah olduğuna inanamıyacağım geliyoT. Bütün dünyada «iyi bir millet» olarak tanınan Holandalıları Endonezyalılara karşı en kötü muameleleri yapmışlardır ve hâlâ da yapryorlar... Bütün dünya milletleri bizi, güzel sözlerle avutmağa çahşıyor. Sempaük görünüyorlar, fakat bizim istiklâlimia için bu kâfi değildir. Güvenlik konseyinde yüksek politika oyunlan yapılmaktadır. Amerika ve Rusyanın bkbirlerine zıd düsünüş tarzları yüzünden bugüne kadar cumhuriyet hükumetinİD üyeleri serbest bffakılmamıştrr. Holanda hükumeti pki kere Güvenlik konseyi' pin kararmı dinlememiştir. Bununla, Birleşmiş Milletlerin de yakında bir «Cetoiyeti Akvam. a döneceği çüphesi uyanmaktadu.> Endonezya hükumetinin Maliye Naa n BÖzlerini Türkiye inübalanna getirmi? ve 1910 dan evvel Türkiyenin Endonezyada daima bir konsolos bulundurduğunu, bugün ise bunun kaldınldığını, fakat niçin kaldınldığını kendisinin de anlamadığını söylemiş ve şöyle demiştir: « Bugün Endonezya topraklannda 72 milyon insan yaşar. Bunun yüzde 95 i müslümandır. Türkiyenin sayısu doitları vardn. Fakat memleketinizin milletlerarası münasebetlerde çok çekingen davranması ve güney doğu Asyanm dostlannı fazla benimsememiş c l , ması bizlerle olan münasebetinizi çok azaltmıştır. Arab memleketlerile Hindistan, Endonezya hükumetini resmea tamdığı halde Türkiye bu hususta hiç bir şey yapmamıştır. Holandalılar, Türklerden çekinmektedir, onlar, Türklerin Endonezyaya gelip yerleşeceklerinden adeta korkmaktadırlar. Ben şahsan Türkiyenin bizİTn davamızla çok yakından alâkadar olmasını istiyorum. Ticaıî münasebeüerimiz de çok geniş olabilir. Bizim ihrao edeceğimiz sayısız ham maddelsrimize mukabil sizden çok şeyler alabiliriz.» Nazır, muhtemel olarak bugün Delhiye hareket edecek, orada yakmda toplanacak olan konferansta hazır bulunacak, bilâhare hükumetinin habn bulunduğu Sumatraya gsçecektir. Asyada gönüllü toplanıyor NewYork 2 (R.) Endonezj'ada çete savaşlarına hâzırlanmakta olan cumhuriyetçilere yardım etmek üzere baz» Asya memleketlerinde gönüllü birükleri teşkil edilmektedir. Rangon'dan gelen resmî haberlere göre, 1945 senesinde Japonlara karşı çarpışmış olan Birmanyalılar, Holandalılarla savaşmak üzere Endonezyaya göaderileceklerdir. Gönüllü kaydı işi de süratle ilerlemekte dir. Daha şimdiden 100 Birmanyah kadın, gönüllü hastabakıcı olarak Endonezyaya gitmeğe hazır olduklannı bildirmişlerdir. Bir habere göre bir gönüllü tugayı teşkil edilmiştir. Hind millî ordusundan emekliye aynlmış tecrübeli efradm da gönüllü listelerine kaydolunduklan bildirilmektedir. 13 Asya memleketini Yeni Delhida toplanüya davet etmiş olan Pandit Nehruya Birmanya hükumetile Çin müsbet cevab vermişlerdir. Endonezya Maliye Bakanı şehrimîzde Uçak pullan Ankara, 2 (Telefonla) Hükumet ilk defa olarak uçak pulları çıkarmağa karar vermiştir. İsviçrede basılan bu pullar memleketimize gelmiştir. Puîlar bugünlerde satışa çıkarılacaktır. »Ci.'MHURİYET» in tefrikası: 2Ş Tuluz, 2 (a.a.) (Afp): Güney doğu uçak imalât fabrikası tarafından inşa edilen (Se 2010) dev uçağının ilk tecrübe uçuşlan memnuniyet verici olmuştur. 3500 beygirlik dört (parti Whitney) motörünün hareket ettirdiği bu uçak, 75 ton ağırlığındadır ve saatte 500 kilometre süratle 90 yolcu taşıyabilmektedir. (Se 2010), milletlerarası hava hatları üzerinde çalışan en büyük uçak olacaktır. Air France, bv tipte 15 uçak ısrr.arlamıştır. Devlet Resim ve Heykel Sergisi dün açıldı Ankara, 2 (Telefonla) Devlet Resim ve Heykel Sergisinin 10 uncusu bugün saat 15 te Halkevi salonunda açılmıştır. Sergide yurdun muhtelif köşelerinden gönderilen 384 tablo ile 17 heykel vardır. Bütün bu eserler jürinin tetkikinden geçmiş bulunmaktadu. Devlet jürisi bu eserlerden 18 tanesinin satın alınmasını tavsiye etmiştir. liyor gibi... Ama, değil. Dikkatle kulak verirsem, yanıldığımı anlıyorum. Hislerim beni aldaüyor.' İşittiğimi zannettiğim bu hıçkınk, Sabihamn hıçkınğı. Onun, odasında ağladığını biliyorum. Bildiğün için, sesini işitiyormuşum gibi geliyor. Ama o kadar uzaktan benim odama kadar hıçkınk sesi gelir mi?. Eşyamı toplayacağım. Zihnim öyle dağınık ki, neyi toplayacağımı bilemiyorum. Kitablarımı götüremem. Ağır şeyler. Kalsın. Zaten götürüp de ne yapacağım? Nereye gideceğimi bilmiyorum ki beraberimde yük götüreyim. Hiç bir şey almamak daha iyi. Sonra, arkamdan yollasınlar. Boraya yakalanmış bir kuru yaprak yerde nasıl sürüklenirse, ben de öyle bir bora önüne katılmış, gidiyorum. Rüzgâr ittiği kadar gideceğim, durduğu yerde duracağım. Kendi irademe sahib değilim. Irademden daha büyük bir kuvvet, beni götürüyor. Yolum ateşe veya suya gelip dayanabilir. Ben o ateşte yanabilirim, o suda boğulabilirim. Bunu biliyorum. Ama. durmak elimde dsğil ki artık! Eeni bir kuru yaprak gibi böyle önüne katıp sürükliyen korkunç kasrrganın, teperrıcte yavaş yavaş biriktiğini zaten hisîediyordum. Günden güne elimden biraz daha fazla giden ir?dem, beni kendi nazarımda bile cok küçültüyordu. Düşebileceğim kadar dü.tüğümü görmek, tahmin edemediğim bir akıbeti beklemenin verdiği ıstıraba müreccat Füistindeki son durum Londrada endişe yaratii Başîarafı 1 inci sahifede tedir: •Belki de Ortadoğuda bütün î n giliz askerî tedbirlerinin baştanbaşa değiştirilmesi lüzumu hissedilecektir. İ n giliz hükumetinin Füistin Arablannı müdafaa etmek için yakında harekete geçmesi ihtimali mevcuddur.> Dün bütün gün Dı? İşleri Bakanı Mr. Bevin, Filistinden gelen gizli raporları tetkik etmiştir. Harb ihtimali Beyrut 2 (a.a.) (Byum) tngilia Dış İşleri Bakanı Mr. Bevin, Yahtıdi kuvvetleri Mısır topraklarma tecavüa etmeğe devam ettikleri takdirde, İngiltere ile sözde İsrail devleti arasmda harb çıkması teMikesî bulunduğunu Amerikan Dış İşleri Bakanhğma bildirmiştir. Bevin, bu vaziyet karşısmda Ingilterenin Arab memleketlerine silâh sevkiyatı yasağını kaldırmağa da mecbur olacağmı ilâve etmiş, maamafih Mısırın şimdiye kadar böyle bir yardım istemediğini kaydetmişür. Filistinde Rus subaylan Kahire 2 (R.) Kahirede yayınlanan ElBe:>"; sazetesi bugün yazdığı bir makaiede, Filistinde Yaîuıdilerin yanında harb edenler arasmda Alman ve Rus subayları mevcud bulunduğunu açıklamaktadır. İki otomobil çarpışü Şoför Ziya Aydının idsresindeki 1S97 plâ« ka sayıh taksi, Daviidpaşadan gsçerken Saadet Heybetli adında bir şahsm kullandığı hususî otomobille çarpışmış; neticede her iki vasıta da hasara uğrsrr.ıştır. Hindli kadın milletvekili Ankarada Ankara, 2 (a.a.) Bir müddettenberi Istanbulda bulunan Hindistan parlamentosu milletvekillerinden bayan Kamîadevi Chatbayaya bu sabahki ekspresle şehrimize gelmiş ve garda Hindistan Büyük Elçiliği men subları tarafmdan karşılanmıştır. Yalnız, hazin olan cihet, kendimi birdenbire boşlukta hissedişim. Maddî ve manevî bütün bağlarım bir an içinde koptu, kâinat ortasında, tek başma bir varlık halindeyim. Hâdisenin tesiri henüz öyle yeni ve taze ki, içinde bocaladığım hududsuz şaşkmlığı giderip, bunun nasıl başladığını, nasıl bittiğmi tamamı tamamma h atırlıy amıyorum. Bir uyur gezer şuursuzluğile attığım ilk adım, beni çok yükseklerden düşürdüCavidanm geldiği gündenfceri, eve çok erken dönüyordum. Bu akşam da iküıdi üstü döndüm. Çünkü yazıhanede kalmanm faydası yoktu. Yerimde duramıyorum, çalışamıyorum; kafamın içini dolduran bir fazlalık var kL orada durdukça, bir nokta üzerinde düşüncemi tesbit etmek imkânı bırakmıyor. E\e geldiğim zaman, Cavidanı yalnız buldum. Ssbihanın, sabahtanberi boğazmdan şikâyet eden çocuğu, merak edjp doktora götürdüğünü hizmetçiden öğrendim. Birdenbire. o korkuyu, Cavidanla başbaşa kalmanm korkusunu, bütün şiddetile duydum. Kendimden korkuyordum, iradesizliğimden acorkuyordum, sözlerimle ikna edemediğimi edemiyeceğimi büdiğim bu kadmm dizlerine kapanıvermekten korkuyordum. Salonda yalmzdı. Kitab okuyordu. Ben içeri girince, kitabı kapadı, yanvna bıraktı. Eşikte durdum. Sizi rahatsız ettim, Cavidan Hanım, dedim. Okumanıza devam edin, rica ederim. Nakleden: Hayhay, dedim, Cavidan Hanım nereyi emrederlerse oraya gideriz. Cavidan: Ben Istanbulun yabancısı sayüınm, Tarık Bey. dedi. Senelerdenberi Izmirli oldum. Zaten, Istanbullu olduğum tarihte de fazla gezip bir yerleri görmüş değilim. Siz nereyi isterseniz oraya gideriz. Ssbiha, Moda Kulübünü istedi; oraya ginik. Moda Kulübünde, geceyarısına kadar gsçen saatler, hayatımm, hiç unutamıyacrğım mesud anlanndan biri olarak ksîacak. Ca\idan. düğün gecesi arkasmda gördüğüm robu giymişti. O geceyi, o gecenin füsununu bir kere daha yaşadım. îşıklarm altında, Cavidanm gözleri gene aynı başdöndürücü uçurum bakışlarını aldılar. Ben gene aym vecde gömüldüm. Karşımızda deniz, sandallarla, şarkıJârla, gülüşmelerle dolu. Hamdi VAROGLU Bulunduğumuz yer kalabalık. Ama ben yalnız onu görüyorum, yalnız onun sesüıi dinliyorum. Onda, bana her şeyi unutturan, beni kendimle yapyalnız bırakan bir cazibe var. Onunla karşı karşıya gelince, bütün hislerimle, bütün varlığımla ona doğru atıhyorum. Ortaokullarm müfredat programlan hazırlanıyor Ankara, 2 (Telefonla) Ortaoku] müfredat programlan Eğitim enstitüleri tarafından hazırlanmaktadır. Bu programlar Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Heyetinde kurulan özel bir komisyon tarafından incelenecek ve bundan sonra kat'î şekille j rini alacaklardır. | Güzel Sanatlar Akademisi balosu 1 Her sene Güzel Sanatlar Akademisinin ku j nüuş yıldönümü olan, 3 martta yapılması ! mutad olan balo, bu yıl Yüksek Mimarlık | Bölümü Ögrenci Demeği tarafından Akade ! rrj Kütübhanesi menfaati esas tutularak ter j tıblenecektir. Balonun eksiksiz ve mükemmel bir çekilde yapılması için şimdiden lüzumlu hazırlıklara başlanmiftır. n Mukadder dediğimiz, hakikaten önüne geçmemize imkân olmıyan hâdiselerin yanı sıra, kendi isteğimizle olanlara da aym ismi veriyoruz. Bugün, birdenbire çıkan bir kasırga gibi anî ve şiddeili hâdiseyi ben kendim yaratüm. Ama, gene mukadderdi diyorum, çünkü ergeç bu böyle olacaktı. Ca'idamn misa&liğinin üçüncü günü. iki gün daha kalacakti. Kalmpdı, gitti. Birazdan ben ^de gideceğim. Bu eve bir daha dönmemek üzere. Nereye gideceğimi henüz bilmiyorum. Evin içinde bir matem havası esiyor. Arasıra, kulagırna bir hıçkınk sesi ge MEVLİD îstanbul Teknik Okulu makine şubesi şefi rahmeüi Y.Mühendis EAUF USMAN'ın ruhu için ölümünün 40 ıncı gününe rastlıyan 4 ocak 1949 salı günü ikindi narr.azır.ı müteökıb (saat 15 te) Beşiktaşta Sinanpaşa camiinde Mevlid okutturulacaktır. Arzu edenlerin teşrifleri rica olunur.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear