02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
TAHLİL TETKIK MHl!!i!!T!ilU4iniHIİ!T!(l!lTTliiUM:||TTnTnTTTn! Hekim gözü Yaıan. Prof. Dr. Rasim Adasal e bilhassa budalalık çeşıdlerinBütün mekteb basamsklarmda ve bu larında % arada üniversitelerinde oğrencilerin de oiabilir. Dochefoucauld «Vücudüçcklukla sınüta kakhklar'ı re^men PÇIK müzden ziyade ruhumuzda tembellik» lanan bir cemıyette • lembellik. de in •^Tirdır, demiştir. Ancak çok defa bucelenmeğe değer medikososyal bir me nun da menfi kamçısı pare aktif mahiseiedir. Nrtekinı hergün bir türlü oku yette cemiyetten veya bir organ kusun;ıyan, derslere ilgi göstercniyen tem nı ve humaral bozukluğundan ileri bel çocuklardsn şikâyet eden ve buna gelmektedir. Yoksa irsî olarak naklediçsreler araysn aireJeTİn çoğalchgı go len bir «tembellik yapısı» olamaz. rülmekterîir. Organik sebebli tembellik, bahis koKlasik ve haşın ahlâk kuruculan n».su olan açık ve bilhassa sinsi hastatem'belüşi «yedi bn.vük günah. lardan Iığa göre çok çeşidlıdir. Başlanşıc habirı saymjşlardır. Bu görüşe gore bu linde bir çok enıanlarda. yavaş gelişen gun dabj ıembeJ çocuk veya ınsan bir bir beyin urunda, verem menenjitinin çeşıd suçlu ve «şoist ferd sayıbnakta ilk safhasında sağır bir baş ağnsı ve dn. Fskat tembellik lerbiye, pskoloji, durgunluk halile her hasta genc tem8a&yolojı, ahiâk ve nihayet sai tababet beldir. Bilhassa bir çeşid iç zehirlenmebakımlanndan incelendiği zaman bir den ibaret olan inkıbaz ile birlik bütün çok sebeblere bsğlı kcmpieks bir bozuk hazım bozuklukları bedeni ve ruhî luk olduğu aniaşıhr. Dinî ve ahJâkî tel enerjiyi azaltır. Uyuklayan, horlayan. kınlere ve ernirlere gore «ekrneğini al ağızlan daima açık ve çok ağır intikalli nmııı teri ile kazanacaksın> demFk ko tembel çccuklarda burun ve boğaz mulardır. Lâkin bunu düşündüğü, nasiha a\ enesine (etler, tıkanıklıklar, bademönem vermek lâzımdır. ti dmlediği halde yapamıyan insanda cik şişmeleri) bir noksanlık vaıdır, demektir. W. Ja Iyi duymıyan, iyi görmiyen bir çocuttes gibi füozoflar tembelliği şöyle ta ğıın dolayısile ders ilgisizi olması müm riî etmi§lerdir: «Her çeşid bedenî ve kiindür. Her çeşid tembellikte bilhassa iç salruhî çabaya karçı irade tersliği ve menfi hal.» Nitekim bir okur hak gı bezlerinin işlemlerini ve reaksiyonkında günlük konuşmalarda şöyie den larmı gözönünde bulundurmak gerekdiği daima duytümaktadır: «Bu çocuk tir. Bilhassa boyun derinliğinde olan bir tembeldir, fakjtt isterse bir çok şey tiroit guddesine aid sinsi vazife yeterler yapabilir. Ne yank ki istemiyor; sizliğini «hafif mikzodenv, böbrek üstü İradeden mahrumdur.» Demek ki her guddesinin dermansızhklarını, erginlik şeyden önce iş dinamizmini kamçılayıp çağının başlangıcında kxz ve erkek çosağlayan aktif enerji önemli bir rol cuklardaki cinsel buhranlan dikkatle oynar Jîsasen gerçek tembellık de, fay aramalıdır. Bazı lüzumundan fazla şişdalı faaliyet ve iş yokluğudur; yoksa man ve lapacı çocuklarda bedenî ve BerEerüik ve iş bulamryan insanın hali fikri durgunluk daha ziyade kafa içj değildir. Işsiz delikanlı başka, dersine pofiz guddesine aid bozukluklara baçlıbir türlü çahşmıyan ve daima dönen dır. Bunun gibi gizli vitaminsizlikler ve gadasızlıklar, kırmızı kan yuvarlaklatembel genc başkadır. rmda ve kan boyasırda arük (anemi), Nonnal iş çartlanndan herhangi bidolaşım sistemine aid yetersizlikler bir rinde bir bozukluk tembellik mekaniztembellik amili olabilir. masını yaratır. Bu itibarla bir ferdde Tembellik mekanizmasında sinir sisveya bir toplulukta el veya kafa tembelliği mütalea edildiği vakit iki çe temine de çok önem vennelidir. Çok şid ana sebeb meydana pkabilir: 1 heyecanlı ve nevrastenik çocuklarda Çevreye yani cemiyete (mekteb gibi) bilhassa heyecan sinirleri cümlesinde aid sebebler. 2 Tembelin bedenî ve (vago lempatik) ölçüsüzlük vardır. ya ruhi kusurlan. Fakat çok defa iki Gerçi bir çok heyecanlı çocuklar zeki üç sebeb aynı terabelde birleşebilir. ve aktiftirler; îâkin ufak bir sarsınü ile Meselâ sık sık mekteb değiştiren, aile sık sık tembellik akseleri gösterirler. Bir çok ailelerde geçici ve âni sararçevresi uygunsuz veya cahil olan kısmen ruh gerisi bir çocuk tasavvur ede malar, manasız bakışlar, irade dışı idbiliriz. Binanealeyh gerçek ve inadcı rar kaçırmalarile ayakta ufak sara nöbir temebellik karşısında ferdi bir has betleri geçiren çocukların bazısında zeta gibi bilhassa bir ruh hastası gibi kâ faaliyeü durgun olduğu için tembelorganik, ruhî ve sosyolojik reaksiyonla lik de mevcuddur. Büyük sara nöbetlerı ile incelemeli; muhitten gelme kötü rinin veya bazı sinirliliklerin devamlı kamçılan yanında ruhî kabiliyetlerini uyuşrurucu ilâcları dolayısile kafa faablçmeli ve nihayet bütün organlarraı liyetini ve çalışma dürtusünü durguntıhbi muayene usullerile yoklamalıdır. laştırır. Herhangi bej'in hastalığının veya Tembelliği ilk defa şöhretli Fransız çocuk çağındaki entanların tesirile zenürologu Charcot tıbbî zaviyeden müta kâ verimleri kisır olanlarda tembellik lea etmiş ve çağımıan başlangıcında tabiî bir sonucdur. Açık budalalarda ve bjjhassa önemli mediko psikolojik kosarsaklarda esasen normal zekâ gelişnu olarak Freud ve Adler psikanaliz mesı olmadiğı için gerçek tembellik baekolleri tarafından ele alınmıştır. Esa his konusu olamaz. Fakat «debil» riedisen en önemli mesele okuyamıyan, ça ğimiz ve üniversite sıralanna kadar hşarruyan bir çocukta tembelliğin ger yükselebilen ezberci tipte ban gencleçek ve esas olduğunu belirtmek gerek rin geç yaşlannda beliren basarısızlıknr. Çünkü seçici ve yalancı tembellik ları ve tembellikleri bir kapasite işidir. de çok görülmektedir. Nitekim bir ço Bunun içindir ki arada bir zekâ kabicuk bir tek hocaya ve meselâ sırf fi liyetlerini pratik usullerle ölçmek ve zik dersine karşı tembel olduğu halde, ona göre tahsil imkânlan sağlamak bütün diğer derslere karşı yeter dere mekteb psikolojisinin en önemli bir cede çalışkandır; ve bazan da sırf bir problemidir, ders yüzünden daima sınıfta kalmakta Gencliğin en verimli bir çağında sinve ruhunda <fasıd bir daire> teşekkül si, şahsî ve içtimal ilgisızlıkle başlıyan etmektedir. Bunun gibi çocuk mektebe ve son zamanlarda çok görülen ergen aîd bir işi güclükle ve iştihasızlıkla yap bunama inadcı tembellerde ve tahsilletığı ve son derece yorgun göründüğü rini bir türlü bitiremiyenlerde çok dikhaJÖe, okul dışında olaganüstü bir ener katle aranmalıdır. Bütün bu zikrettiğiji gösterir; mahalle oyunlarında şef ze miz sebebler zamanında meydana çıkakâsı belirir. O halde bu gibi vakalarda rıldığı takdirde suçlu ve kabahatli gibi çocuk esajında enerjisiz ve tembel de telâkki edilen bir çok tembelleri aktif ğildir,' iradesi ancak mekteb öğretırnine iş hayatına iade etmek ve çslışkan kılkarşı durgundur. Fakat ben pedagojik mak mümkündür. (terbiyevî), ekonomik ve sosyal sebebBilhassa ruhî komplekslere, aşağıhk lere bağh tembellikleri bir tarafa bıra duygularına, affektif «ebeblere bağh karak bilhassa beden ve ruh taba'oeti reaktif tembelliği de başka bir yazı ile çe\Tesine giren ve esaslı übbî araştır incelemek doğrudur. malarla tedavisi imkân dahilir.de olan tembellerin çok olduğunu günlük müşahedelerimde göriiyorum. tkizler Anadan doğma suçlu gibi «anadan doğma tembel» ancak gerçek ruh hastaIkiz, yalnız canlı mahlukta olur zannedersiniz, değil nti? Aldanıyorsunuz. Cansızlarda da oluyor. Misal mi istiyorsunuz? Uniformalar. Uniforma, adı üstünde, aynı biçim demek. Muayyen bir zümreye mensub kumeJer, baskalarından kolayca ayırd edılsın diye buiunmus bir çare Ama bazı üniformalar var ki, başka baska zümrelerin alâmeti olduğu halde Sehir ÎKTİB ASLAR haberleri Rusyada neler oluyor? ile tenbellîk "C.H.P.,, de ;: ' • • ' . ; • • : • ••ııııııiiiüüii' CUMHURÜET 7 Temmuz 1948 U U M NALINA r ı ı l r l MIHINA Bu da, bir okuyucunun haklı şikâyeti! riz okuyuculartm, bu «iıtun» da, sık sık Türk denizciliği ne aid yazılar VP Türk sularında kabotaj imtiyaı ve inhisarını elinde tntan Devlet Denizyollan Idaresi hakkında tenkidler okuyorsanız, bunun sebeblsri çunlardır: 1 Türk denizciliğinln tam bir gelisme ve ilerlemeye nail olduğu takdirde, roemleketimirin belki de en büyük servet ve refah kaynağı olacağına inandığun için; 2 Devlet Denizyolları ve Limanları Genel Müdürlüğünün, iyi idare edildiği takdirde 108.399.521 liralık bütçesinde tam 28 milyon lira açık vermiyeceğine, bilâkis kazanç temin ederek devlet hazinesine yani vergi veren bizlerin kesesine bar olmıyacağına kanaat getirdi ara seciıtı hazırlıgı İstanbul Parti Tcşkilâh içindcn yapıian namzed tcsbiti yoklamasında. Burhan Felek ile Sadi Bekter. en fazla rev aldılar Bir xaç gündenberi ü.stü?te toplantıiar j'apan C.H.P. Istanbul İl idare kurulu, ara seçimler hskkınd? partililerin mütaleaiarmı ihtiva eoen bir rapor hazırlıyarak. bunu C.H.P. Genel Sekreterlisine göndermiştir. İdare kurulu azaları ara seçimlere girilmesini istemişlerdir. Fakat. bu arada, parti çalışmalarına hız verilmesinin de bugün için bir zaruret haline geldiâini ittifakla ileri sürmüşlerdir. Diğcr taraftan ha!)?r aldığımıza göre. C.H. Partisi Genel başkan veküi Hilmi Uranla, İstanbul Parti müfettişlığine tayin edilen Dr. Sadi Irmak. cuma gün'i sohrimize geleceklerdir. Hilmi Uranın bu seyahaü. ara seçimler için seçilecek oıan namzedlerin tesbiüle alâkalıdır. C.H.P. Istanbul İl idare kurulu, henüz namzedini secememiştir. Parti genel merkezinin ısrarı ile Rauf Orbaya bir ktç defa müracaat edilmişse de, Orbay. bu teklifi kabul edemiyeceğini söy emiştir. İl kurulu, bunun üzerine, ocakların tcplantılar yapmasını münasib görmü*, bu toplantılarında. partililerden, aralar:nda milletvekilliğine liyakaüi olanları tesbit etmeleri istenmiştir. Oğrendiğimize göre, partililerin namzed olarak seçtikleri kimseler arasında etı falza rey alanlar. Sadi Bekterle Burhan Felektir. Faik Ahmed Barutçu Tedavi tçin lsviçrtye gidecek oian Ba^bakan Yardıtnem Faik Ahmed Barutçu. dün sabah. Ankaradan şehrimize gelmiştlr. Halk tipi ekmek Beicdıye Daimi Encümeni dünkü toplantısında tam buğdaylı ekm*k hakkında İktisad Müdürluğüniin tcküfini tetkik etmiş ve 3133 rnndımanlı ekmeğin 800 gramının 35 kııruşa satılmasına karar vermistir. Halk tipi deni]en bu eknıek. Ramazanın birinci günün» müssdif yarınki Perşçmbe gününden itibaren 54 fırinda imal edilcrek satişa çıkarılacaktır. Bir ayda 60 bin ton ithal malı geldi Haziran ayı içınde İstanbul limamna 60 bin ton ıthal malı gelmisrtir. Mayıs «yı içinde ithalât yekunu 53 bin tonu bulmaktadır. Tiitün ihracı javaş gidiyor Tütun ihracatı cuzT miktarlarda devam etmektedir. Haziran ayı içınde Avufturya. Belçika. Finlândiya, l^içre. İtalya, Macaristan ve Mısıra 1.5 milyon liratık ysprak tütun ihrac edılmistir. Bu Ihracat yalnız İstanbuldan yapılmıştır. Aynca Avusturya ve İngiltereye 5.500 lıralık sigara Ihrae edılmijtir. Eicktrik tarifesine zam meselesi Elektr.k tarifesınin 3 kurus ve diğer bazı tarif«lerin de birer miktar artırılması lşini takîb etmek üzere Ankaraya gîtmi; olan Tramvsy ve Eiektrlk Idaresi Umüm Mtıdürü fbrahim Kemal Baybora. bu sabah çehrimize donecektir. Son gıinlerde Büyük MiUet Meclisince kabııl edilen Beledıye Vergi ve Resimleri Kanunuuun 39 uncu maddesı gereğince bu kabîl nakil vasıtaların»n tarifeterinl tasdik h»kkl Şehir MecliEİerine verilmektedir. Bu yijzden tarifeoîn Bayındırlık Bakanlıgınca tardıkıne îüzum kalmamifiır. İstartDüi Şehiı Medisi, b*ısımlçrde *cvkalâde bir topîantıya davçt edılec^k, bem bu tarifeier. hem de Beleriiye gelirlerinin »rtırılmasına aid kanunla Belediyeye verilecek aid<it nıeselelerini grrüşer»ktir. Collicre's mecmuası muharrirlerinden Alexander Kendrirk on dört ay Moskovada kaldıktan sonra. geçenlerde memleketine dörunüş ve uzun miiddet göriip de yazamadığı hâdiseleri, nihayet sansüre tâbi olmadan açığa vurmak imkânlarına kavuşmnştur. Muharririn asağına okuyacağınıı yazısı. son günlerdeki gelişmelere de ııygunhıgu bakımından ayrıca şayanı dikkattir. Sovyet Rusyada, son zamanların en mühim değişikliği Stalin'in hükumeti idarerten hemen hemen çekilmiş olması ve Viyaçeslav Molotov ile Andrei Jdanov'un gittikçe artan bir derecede iktidarı ellerine almış olmasıdır. 68 yaşına uleşmış olan Stalin daha bir sene evvelinden Miüî Müdafaa Bakanlığını terketmiş bulunuyordu. O zamandanberi, Ehş Işleri Bakaru ve BaşbaJcan Yardımcısı Molotov tedricen Başbakanlık vazife ve mesuliyetlerini de tizerine almış, Jdanov da Komünist Partisi Genel kâtibliğinin salâhiyetlerini geniş bir şekilde deıuhde etmiş bulunmaktadır. Bugünkü hslde Stalin esas itibarile bir sembolden ibaret kalmıştır. Böylece, bazı resmî devlet merasimlerinde görülmekte, bazı yüksek ecnebi riyaretçileri kabul etmektedir. Fakat Stalin mümkün oldukça bunlardan da kaçınmakta, gittikçe seyrek bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Ancak pek mühim muahedelerin inızalanacağı zamanlar hazır bulunan Stalin, diğer devlet reislerine hitaben yazılan hususi mesajlan da bizzat kaleme almaktadır. Bunların dışında, 1946 şubatındaki seçim nutkundan sonra Stalin şahsan halka hitab etmemiştir; Sovyetlerin meşhur 7 kasım bayramlannda, son iki senedir Moskovada gözükmemiştir. Söylenildiğine göre Stalin açık havada uzun merasimlere artık dayanamamakta, vaktini daha ziyade Karadeniz sahillerinde, Soçi'deki mükellef villâsında geçirmektedir. Evvelki sene üç ay süren bu Soçi Istirahati, dünya siyasetinin pek buhranlı bir devresi olan 1947 den, ağustostan aralık başlanna kadar olmak üzere, dört ayı aşmıştır. Stalin'in Moskovadan uzak bulunduğu sıralarda, S o ^ e t siyasetini belirten beyanatlar, muahede müzakere ve hazırlıklan ve beynelmilel münasebetler yerine göre ya Molotov, yahud da Jdanov tarafından idare edilmektedir. Jdanov aynı zamanda «Marxist değil» veya «bat:ya köle» tabirlerile edebiyat, musiki ve sanat eserlerine şiddetle hücrum ederek yeni bir tasfiye yapmıs ve Sovyet Rusyada. eskisine nisbetle çok daha amansız bir ideoloji havası yaratmıştır. Esasen, serek Molotov, gerekse Jdanov, göriişlerinde tamamile batı aleyhtarıdırlar.. Stalin'in tek şef idaresinin böylece sona ermesile son sene içinde Sovj'et hükumeti tamamile Komünist Partisi Politburosunun daha müessir bir aleti olabilecek tarzda teşkilâtlanmıştır. Şimdiki haîde, kabine içinde adeta bir iç kabine teşkil eden 12 başbakan yardımcısı mevcuddur. Hemen bir iki Istisna ile, her biri Politburo azası olan bu zevat, Sovyet hayat ve sisteminin şu veya bu sahasında çok geniş salâhiyetlere sahibdirler. Molotov ve Jdanov'dan sonra Beria, Malyenkov, Voznyessenski ve Kagsnoviç bu grupun en göze çarpan simalarıdır. Stalin'in yeni meşgalesi Hükumet işlerinden bir dereceye kadar elini çekmiş bulunan Stalin. tam manasile boş da durmamaktadır. Dünün faal diktatörü. son zamanlarda. dünya iktisadiyatı ve harb sonrasında kapitalizmle komünizmin durumlan üzerinde ehemROKSAN KERİM DİREN fle ABDIHMAN nişanlandılar. Ç KIİCİJK HABERLER j * BELEDİYE Bajkan Muavirti MuhUr Acar. senehk mezuniyetine başlamıştır. Mezuniyeti nihayet bulan dığer Başkan Muavini Nâzım Arda da yarın işe bsshyacaktlr. TÜRKİYE Her mütefekkire, her eve ve her kütüphaneye lâzım muazzam bir eserdir. 1948 TÜRKİYE VILLJĞ1, gayet ince harflerle 2006 sahifelik mctni 500 sahifeye ^ığdırmLştır. Senenin bütün iç ve dıs nla> larını, dünya devletlerine aid her türlii bilgiyi, muhtelif liste ve kroaolnjileri bu eserde bulabilirsiniz. Piatı 6 liradır. TURKfYE YÂY1NEVI Ankara Cad. 36 Istanbul FRANSIZCA'dan İKMALE KALAN talebe muvaffakıyetle hazırlanır Dersler müşterek vtya hususidir. Ücretler uygundur. Bacekapı. Tramvay Cad Selâmet H. Lisan Müteh. Prof. Alber Anjel. At yarısiarı mecmuası jrarın çıkıyor. Arayınız. OLİMPIYAT i'eryiminde renk, biçim. aJâmet k.tiıgı m, var ki, meseiâ bahriye üniformasile Denizyollan memurlannın ünifonnaa, kaiiye kadar biribirine e § 'ikiz kardeş kadar bir birine yakın? Bıri lâciverd; öteki de. Biri sırmah: oteki de. Bin çapalı; öteki de Acemı neferi. Ada vapuru bUetçisi JfarşiMnda selâm durdurmak; dalgın yolcuyu, bahriye subayma vapur saaü soracak vaziyete sokmak reva mıBir kaç gün evvel, Köprüde başıma geleni sormavnn. Vakit akşam. Boğaz Ukeleleri ifne atılsa yere düşmiyecek kadar kalabaiık. Koşan, bağırıp çağıran. çarp,şan H'şen. kıyamet. Içinden konuşanm ne soyledıgı anlaşüamadjğı için, neye yaradiğı belli olmıyan bir oparlörün kocakarı zırıltısım, vapurlann harekete hazır olduğu haberini veren çmgjrak seslerini de buna ilâve ederseniz, isk»lenın ruzumahşerden nümune halini gozonüne getirebilirsiniz. Niyetim Bebeğe sitmek. Beni oraya gölürecpk vapur olduğunu tahmin ettıgim vapurun tarifesine baktım. Bebek yazılı değil. Sağıma soluma bakındım. soracak bir memur arandım. Boğaziçi Iskelelerinde. ahaliji olcuyup yazma öğrenmeğe mecbur etmek için başlamış yepyeni bir öğıetim seîerbeıliğinin fezahürü olsa gerek. kaU>balığır< pn civcıvli saatinHe. m°m'iî lar sır oiuı O akşam nasıisa. yambaşımda bir ünüormah memur peyda oluverdi. Mai bulmus mağribi gibi, he men yaklaşüm. Affedersiniz. Bebeğe hangi vapur gidiyor, acaba? Memur, önce bir duraladı. Sonra. düşünüp bulmuç gibi: Bebek, aşağıki iskelede, diye sağlık verdi. Içerledim. Haksız mıyım? Aşağıki iskelede vapur bile yoktu. Iskele memu runun bu cehaletine hayretler ettim, doğrusu. Dedigi iskelede vapur bulunmadığını söyledim. Şöyle başını uzatıp baktı: Evet. haklısınız, dedi. O halde, bu vapur olacak. Bu vapur dediği, iki dakika evvel tarifesine bakıp da Bebek iskelesinin aöını bulamadığım vapurdu. Içimden bir lâhavle çektim. Tarifede Bebek yazmıyor. herhalde bu vapur değil, dedim. Memur bey, itidalini hiç bozmadan. bu sefer de: Oyle ise. bunun üstüne yanaşmıç bir vapur daha var. o olacak, demez mi? Hani. şeytan, işi eücü •bırak, vapuru kaçır. git şu vazifesini bilmiyen memuru iskele başmemuruna şikâyet et. dedi. O dedi ama, bereket versin ben dinlemedim. Yalnız, ters ters yüzüne baktım. Nasıl olur efendim? dedim. Vapurların hangi iskeleden kalktığını siz bümezseniz kim bilecek? Memur bey, halıme acır gibi şöyle bir tepeden tırnağa beni süzdü. Azizim, dedi. ben insaniyet namına size vapur tarif ettım. Fazla malumat almak istiyorsanız. ıskele memuruna müracaat edersiniz O îaman bende şafak attı. Karşımdakinin şirket memııru olmarlıgını anladım Anladım ama. hâlâ işin içinden çıkamıyorum. Şirket memuru değildi de, o zat ne { Yazan : ^ | Hamdi Yaroğlu | idi acaba? Malum ya, ikiz meselesi! uniforma Şu ihtiyar dünya Her başın kendine göre bir hususiyeti, hayata mana ve zevk katan bir tarafı vardır. Bir yaşında, mamasını yiyen bir bebeğin zevkı, on yaşında mekteb kaçaklığı eden haylazın saadetinden, on yedisinde komşu kızlarlnın peşine düşen çapkınm heyecanından, hemen oe farksızdır. İhtiyarlığ:n zevki de, torun torba szhibi olup, v"o cuk cıvıltıları arasında yaşamaktır der ler. Doğrudur. İhtiyarlıkta ilerledikçe. insan çocukluğa doğ m avdet eder. Dünyanın bugünkü halini ben seksenlik bir ihtiyara benzetiyorum. On yaşındaki torununun elinden tutmuş, sopasını kakarak, tin tin yürüyen bir ihtiyar tasavvur edin, Torununu, sözüm ona, gezmeğe çıkarmıştır. Elinden tutması da, kalabalığa kanşıp kaybolmaması: aıaba veya otomobil albnda kaılp çiğnenmemesi içindir. Hakıkatte, o aksakellı ihtivarı gezdiren, o bacak kadar boylu çocuktur. Sokakta. hep onun zevki, onun keyfi hâkimdir. O nercye isterse oraya gidilir, o ne isterse o alımr. o ne zaman yorulursa eve o zaman dönülür. Çocuğun bu tahakkümü. yalnız sokakta. yalnız drdesine karşı değiHirÇocuk. ev hnlkinı pervane gibi etrafında döndüren bir minimini miistebid''lir. Dikkat edin, tam manasile «çocuk» deailecek yafta iken ,irTiH»«tı büyüklere 3 Okuyucularınun denkdliğe aid bütün dilekîeri, düşünceleri ve şikâyetleri sanki resmî bir merci imiîim gibib»na tevcih edildiği. her Allahın giinü bn joldr en «T bir mektub aldığım için; 4 Hulâsa denizcilikle meşbu bir hale grldiğim için denizciliğe aid derdlerimirden sık sık bahsediyorum. Bugün sütunumu bu mektublardan hirine buakıyorum. Arin okuyucum, Denizyollannın Karademz postasmı yapan vapurlanndan şikâyetcidir. Bu v«purlardan birinin ambarlan üstünde güverte yolcularının bir resmini de çeIdp göndermiştir. Bu resme göre, giiverte tıklırn üklım ünimorfah, ünifonnasu insan yığınlan ve boynuzlu ve boynuısnı koyun süriilerile doludur. Son günlerde Karadeniz postasi yapan büyük yolcu gemilerinden birinİB ambarlarma o kadar çok koyun doldarulmuşrur ki bayvanlann fcir kısmı, h«vasızlıktan ölmiişleıdir. Bu da ayrı bir şikâyettir. Şimdi okııyucumun mekrubunu lutfen okııyunuz ve Devlet Denizyolları İdaresinden derdli halkın benden çok daha şikâyetçi olduğunu görünüz, Z/7,948 Pek rrujhterem efendim. Bugünkü Cumhuriyette «Darısı vapurların bajına. başlıklı yazımzı okuduğum zaman. yüreğimin daimi bir üzüntüsü olan Karadeniz yolculuğu blr kere daha, butün fecaatile. gözlerimin Bnünde canlandl. Sız. sürat asrında olduğumuzu, bılmero kaçıncı defa. ilgılılere hatırlattıktan tonra Şehir Hatlarındaki vapurların az yollu olduğundan uzun boylu şikâyet ediyor ve as,ıl uzun deniz yolculuklarımıza kısaca temas edip geçiyorsunuz. Halbuki sürat bshsinde en büyük faoa Karadeniz yoiculugundadır. Evet, Karadeniz yolculuğundaki zaman israfı. her bakımdan çiddeıli bir kalkınma ihtiyacında bulunan yurdumuz için bir faciadır. Ve ben, bütün kalbimle tnanıyorum ki. Karaderür soferlerinl yapan gemilcr bu lüratt» «eyreyledıkçe bu bölgelerin sosyal. kültürel. ekonomik v« ba^ka hiçbir sahada kalltınabılmelerine imkân olamıyacaktır. Öy'e bir sürat devrindeyiz k!; gunler. hatta «antler değışik sosyal ve ekonomik oalylarla doludur. Lâkin bır günlük gazete bıle Istanbuldan Trabzona ancak altı gunde gıdebilir. Bunun onem ve mânasını elbet*e ızaha hiziım yoktur Müstah?ille müstehlıki el e!e vermeğe uğraştığımız bır devırde Trabzondrm İstanbul* geiecek yağ. koyun vesair pıda maddelerinin altı gün yollarda kalmasıKarar tamanı nın ne büyuk bir milli zarar ve pahahlıK Bugün Moskova diplomatln arasmda jcbebı olacağınl kim inkâr «debilir. Nihayet yurdumuzun en genis kütlesım teşkıl hâkim olan bir gorüşe göre Molotov ile eden büyük halk tabakasının bu vapurlarda Jdanov plânlannda mümkün mertebe yük ve hayvanlarla bır arada. yan yar.i ileri gidecekler, ancak netice sulh veya yolculuk ettiği nazara »lınır«a altı gunluk denız yolculuğunun ne mııafzam bir iptidaPİTİGRİLLİ ileşme ve gerileme vasıtası olduğu açıkça meydana çıkar. İste, sizce de elbet malum olan. bu ve daha sair sebeblerden dolayı Karaieniz hattında sefer eden gemilerin bugünkü turat durumJarı bir milli faciadır. Ekseri okuyuculaiınızın hissiyatına ter(Kapak, Comal Nadir merhnmun son eseridir.) cuman olan «Denizcilik Bayramı gunü ögünmeğe hakkımz yok başlıkh ve Yaz mevsiminde kafa'.arı dinlendirecek, keten helvası kadar hafif bu büyuk bir medeni ce?aret e?en clan iki hiciv âbidesini muhakkak okuyun. kıymetli yazınızdan ve bugımku fıkraİ N S E L K İ T A R E V İ ^^IHHHI^Ba mzdan »onra bir kere de Karadeniz yolcuk.ğunun. hiç olmazsa surat bakımından, ıslahındaki kafi zarureti efkârı urr.umne karşı?ınd» ilgılilerin jjözleri nnüne koyumız. Ismail Dümbüllü Tiyatrosu Eir vdanda? sıfatile bunu sızden rica rtmEk Bu akşam Bağlarbaşı ÇIRAĞAN'da cessrftini göîterdigim icın affımı dile, en Yüksek ses sanatkârı derin hürmetlenrrıın kabulünu istirham eylerim efendim. Menşure Tunay, Kemal Mısırlı Da.Tia hürmetkârımı birlikte TEYZE HA.NIM komedi 3 Mrkmud Coloğlu m t perce. Ayrıca Zengin varyete i f ü Aynen kovduğnm hu mekruba dahg ne ilâve edeî^ilirim ki... Talnız şunu foyliyeyim: Amerikadan alman 6 yo!Avrupada, kârh Aaı vapurunun bir senedenberi bir tiirlö merikada. boyuna u I celmemesinden ve Ansaldoya ısmarfaçak kazaları oluyor. nan gemilerin 20 avdanberi hâlâ bir tek Dağlsra çarpan, çivisi çakılmamıs olmasından ve bir damlara diişen, mo"Semi bonısu» halinde ikide birde duytörleri bozuları, tuduğıımuz jeldi. geliyor» nakaratile bütuşup yanan, yuvar lün bir millptin miitemadiyen avurullanıp parçalanan, masından Ho'avi yaTdığım bütün acı yirmi otuz yolcunun yarıların hrdefi. halkimırı koyimların benziyeceği yerde, büyükleri kendine birden ölümüne seI ile öMiiçiı »jı''nbarlarda seyahat etbenzetir. Büyükler, onun için icad et beb olan uçaklar v?.r mrk ntırab ve sefaletinden kuıtartikleri acayib dîli, ondan ziyade kenBu. şüphesiz bir medeniyet eseri. Nv nıaktır. dileri kullanırlar; onu eğlendirmeğe ça ıpce uçak krzası coksa orada fazla uhşırken kendi gönüllerini eğlendirirler. çak var demektir. Fazla uçak, fazla sür Evet, dünyanın halini, ben işte bu at istiyen bir memleketin nakil va.'ütayaşlılara benzetiyorum. Amerikadan «dır. Fazla sürat, fazla faaliyet demekdolayı. tir. Fazla faaliyet, fazla inkişafa yol aBakımsız kamyoa ve otomobillet Eski dün>'a, durmuş oturmuşluğu, ç»r. tnkisaf. müsavi medeniyet. işletilirs*?.. büyük babalığı, aile reisliğini elden bıGazete sahifeîerinl açm. İki günde blr, Adapazarından yüklediği dört bucuk ton rakmıyor, ama, geç vakit dünyaya ge bizde de kaza. Filânca yerden yirmj beş patatesle jehrimize gelmekte olan; şof^r Lâlen Amerika isimli çocuğunun maska yolcu ile falanca yere gitmekte olan tifin idaresindeki 4625 plâka sayıh kamyon. rası olduğunun farkında değil. Henüz »oför filânın idaresindeki otobua, bix ÜJküdarda Bülbülderesi mevkiinden g?certarihi olmıyan çocuk Amerikaya bir virajı sertçe döndüğü için tepetaklak ken inl olarak vitesi bozulmuş ve frenı patbakın. Holiyud'u ile, acayib danslarile, olmuş. yolculardan beşi ölmüs, ötekilsr lamijtır. Bu vaziyet karşısında: Umamen cazlarile, dünyayı peşine katmış, ihti ağır yaralı olarak memleket hastanesine manevrasıı kalan kamyon. 100 mımarab kımduraeı ve 102 numarah şekerci dükkânyarhğma, köhneliğine, amelimandalığı kaldırılmıştır. lirın». oradan da 33 ve 34 numaralı elekna bakmadan zıp zıp zıplatıyor. Düz yolda habire otobus devirme re trik direklerine çarpüktan sonra hurdah^j Kadınlı erkekli, bütün dünya gencli korunu çoktan kırdık. Vâkıa, medeni olarak çökmüstür. ği, hattâ orta yaşlı'arı, beyaz perde ar yet iktiza'i süratin, sürat icabı kazanın Millî Piyango. buçün çekiliyor tistlerine benzemeğe çalışıyorlar. Eski daha bu ilk merhalesi sayılır. Ama, ne Milli Piyangonun 7 Temmuz cekiliçi. bugün saat 13.30 da Ankarsds yapılaraktır. Ikdünya, kendi durgunluğunu yeni dün yapelım. karinca kaderince! ramiye kazanan numaralar Ankara HatJ"oyaya aşılayabilmek şöyle dursun, onun sile bugün ?3 tc. yarın da 14 te yayır.lanane kadar zıpırlığı varsa benimsiyor. Ihrac meselesi caktır. Hasılı, eski dünya, Amerika isimli Seyyar Tiyatro sanatkârlarından Yeni Ticaret Bakanınm lcraatı semeçocuğunu büyütmekle meşgul. Marshall rica plânı bile, ak pâk bir ihtiyarla, onun resini göstermeğe basladı. Kasablık Ihtıj'ar. muatac aktorîerımize bır bakîine^a ' kucağında oturan bir minimini arasm hayvan ihracı müsaadesi sayesinde, et kurabilmek amacıle tertib ettığımiz Eîya Pıpiyasası şahlanmjş. Hoşnudsuzluk do yangosu bıletlerini. gezdiğlniz her şehir ve daki yiyccek paylaşmasının tıpkıa. ğuran bir ig. kaEabadaki seyircilerinize tavsiye edip satmaAmerika, elindeki çikolata pakettnnızı rica ederiz. Bu biletleri, vilAyet merden, bir lokma da ihtiyar babacığına İkinci bir karar daha var. Fındık th kezindeki Ziraat Bankalarından, kaza e naikram ediyor. racatçılar Birliği, İstanbuldan Giresuna hiyelerde P«wta giş«lerinden tedsrik edeMnaklediliyormus. Bu da hos karşılan lîrsiniz. Kaza bolluğu mamıs. EmekH Sahne Sanatkârları Yurdu Cemiyeti Birliğin G > " ' nakli bir parti oMedeniyet saha^ında, Avrupaya ve Amerikaya gitgide daha ziyade yakiaş yunudur diyenler var. Yani Fındık İhrscat Birliğini Gire:una taçımak bir tığımız muhakkak. Gerçi, fabrikamız var, şekerimiz yok; nevi rmdıkçılık imiş. Olabilir, sma, şu et işi pek kötü. Eti, silolarımız var, buğdayımız yok; hayNüshaa 10 kuruştutzarnı. var, kömürümüz yok ama; gölü gelen parmagına doladı, gid«n parmağımüz var, suyumuz yok; denizimiz var, na doladı. Etiıniz ne .budumuz ne, et Abone Şeraiti balığımız yok; hastamız var, hastane meyin eylemeyin diyen bir tek aklı ba Blr ayiık Üç ayllk mİ7 yok ama; sokağımız var, kaldırıını şında adam çıkmadı, gitti. Altı ayllk mız yok: sıhhiyemiz var. sıhhatimiî yok: Yeni Bakanın ihracat meraklısı odu SeneliV aklımız var. fikrimiz yok ama, medeni ğu anlaşıhyor. Eti, hudud harici, fındıkD 1 K yet yolunda koşar adımla gittiğimiz de çıları İstanbul harici etmekle işe başOmetemlre «»nderilen evrak ve razılaı muhakkak. ladı. neşredUılo eollmeslD Ud* olunmaz. GfdjArierde u k n k oktrytauz.Kâh Haydi hayrrlısıl faânlârdaD meıuUrtl kabul •dilme*. Imiyetle durarak geniş bir eser hazırla|m£ktadır. Stalin'in iktisadiyata kendisini vermiş olmasınm başlıca sebebi. son 25 senedir Sovyetler Birliğinin başlıca iktissdiyatçısı olarak tanılan Eugene Varganın gözden düşmesidir. Macar tabiiyetinden vazgeçerek Sovyetler Birliğine yerleşmiş olan Varga işinden uzaklaştırılmış. başında bulunduğu Dünya Iktisadiyatı Enstitüsü tasfiye edilmiştir. Sovyet sansürlerinin tarafsız bir sekilde yazıimasına müsaade etmedikleri Varga hâdisesi, bugünkü Amerikan siyasetinin Sovyet düşünüşü üzerindeki tesirini belirtmek hususunda canlı bir missldir: Geçen sene Varga Ikinci Cihan Harbi Neticesi Kapitalizm Iktisadiyatmda Değişiklikler» isimli bir eser neşretmiştir. Varga, bu kitabında harb zaruretleri yüzünden, kapitalist memleketlerde devletin iktisadiyatı üzerinde «müessir bir ehemmiyet» kazanmış olduğu ve bu tesirin harb sonrasında da devam edeceği tezini ileri sürmüştür. Harbin tahrib ettiği Avrupa iktisadiyatının. Amerikan yardımile, yeniden kurulabilmesi için en az on seneye ihtiyac olduğu için Amerikada hemen bir iktisadî çöküntü beklemenin de yersizliğine işaret etmiştir. En nihayet Varga, kapitalist inhisarlarla devlet kapitalizminin kapitalizmin karıştınlmaması üzerinde durmuş. bunlann ekseriya devlete muhalif olduğunu ve münierid kapitalistlerin şahsî menfaatlerine karşıhk devletin bütün • burjuva sınıfının menfaatlerini» temsil ettiğini belirtmiştir. Bu iddialar karşısında Sovyet iktisad cıiarı ikiye bölünmüş, Varga'nm başında bulunduğu grup, Amerika iktisadiyatının pek yakında çokeceğine inanmalc suretile Politburo'nun tarihî ve muazzam bir hata işlemekte olduğunu ileri sürmüşlerdir. Stalin ise, tamamile aksini düşünmekte, enflasyon, fazla istihsal, işsizük ve piyasasızlık yüzünden Amerikanın pek yakında iktisadî bir çöküntüye sürükleneceğini tahayyül etmektedir. Diğer taraftan Stalin Kapitalist âlemle Komünistlerin hoş geçinmemesi için bir sebeb görmediğini de defaatle tekrar etmiş bulunmaktadır. Dünya ihtilâline ihtiyac olmadan Komünizmin tek bir mem lekette mümkün olacağı fikrini müdafaa ettiği malumdur. Buna raukabil, bugün Sovyet Rusyada hâkim olan siyasî görüşlerde bu fikirlere tesadüf olunmamaktadır. Stalin'in idareden uzaklaşmış olmasının bir neticesi de budur. Zira, Molotov ile Jdanov'un takib ettikleri siyaset, Komünist olmıyanlarm ekseriyet teşkil ettiği bir dünya ile Komünizm arasında sulhun kunılamıyacağı kanaatine dayanmaktadır. Bu yüzden dünyanın tek olmayıp iki âleme bölünmü? olduğunu resmen ilân ederek Amerikanın çöküntüsünü çabuklaştırmak için ellerinden geleni vapmağa koyulmuşlardır. Molotov Plânı ile, Kominiorm bu uğurda kullandıklan resmî aletlerdir. herb halleri arasında karar almağa bağlandığı zaman Stalin elinde zeytin dah ve belki de Varga presiplerile tekrar ortaya çıkacaktır. Bu görüs tarzınm ne dereceye kadar doğru olabileceği belki münakaşa edilemez. Yalnız, hakikat şudur ki, bugün Sovyet Rusyada hâkim olan düşünüş tarzı, kolay kolay ve ânide değişemiyecek derecede yayjlmış ve kökleşmiştir. Amerika düşmanhğı, garb düşmanlığı, Msrshall Plânı düşmanlığı. ve en nihayet ecnebi düşmanhğı Sovyet zihinlerinde, diktatörce bir fırça darbesile silinemiyecek derecede yer etmiştir. Bu yeni zihniyetin en bariz misali bugün Sovyet Rusyadaki hadde varan casus korkusu ve ecnebiye karşı şüphe ile izah edilebilir. Bu meyanda geçen şubat toplantısında Yüksek Şura Sovyet vatandaşlarınm ecnebilerle evlenraesini meneden bir kanun kabul etmiştir. Bu hususta Amerikalılarla Ingilizler büyük gürültüler yapmışlardır. Aynca Sovyet nüfuzu altında bulunanlar arasında Çeklerle 75, Polonyalılarla 200. Yugoslavlarla 50 Sovyet kızı evlenmiş, fakat bunlann da eşlerinin memleketlerine gitmelerine müsaade edilmemiştir. Maamafih, bu hâdisede her zaman dediğini yapmağa hevesli Sovyet hükumeti, Şili hükumetini kolay alt edilmez bir hasım olarak karşısında bulmustur. Eski Şili büyük elçisi Louis Cruz Ocampo geri çağınldığı zaman, hukumetine, oğlunun Sovyet vatandaşı olan karısı da beraber bırakılmadıkça Moskavadan aynlmıyacağmı bildirmiştir. Sovyet Dış Işleri Bakanlığı hu müsaadeyi vermek istememiş, bunun üzerine Şili hükumeti. Sovyet kızı Ha dahil olmak üzere, bütün Chile'lilerin Sovyet Rusyadan ayrılmamağa müsaade etmedikleri takdirde, Santiago'da Sovyet diplomatlarının hiç birine çıkış vizesi verilmiyeceğini katiyetle Moskovaya bildirmiştir. Bu çeşid elektrikli bir hava içinde, Rusyada bir ecnebiye hattâ selâm vermek dahi Ruslan korkutmaktadır. Bu itibarla, Rusya dışında tamdığımız Sovyet diplomat veya memurlarile Moskovada karşılaşınca, bunlarla temas imkânı kalmamaktadır. Maamafih ecnehi düşmanhğı bahsinde, en büyük darbeyi Sovyet âlimleri ve fen adamlan yemektedir. Bunlann yurd dışında neşriyat yapmalan kat'iyyen menedilmistir. Sovyet Rusyanm en tanmmış fen adamlanndan ve kansere karşı KR seromunu keşfetmi» olan Nina Kilueva ve Grigori Roskin çifti, Amerikah f<n adamlarile muhabere ettikleri için parti muhakemesine sevkolunmuş ve bir sene evvel Sovyet basınının göklere çıkardığı bu ilim adamlan efkârı umumiye önünde kötü bir şekilde haşlanmışlardır. Artık So%T«t Husyada, Dcli PetroI>ttn Oarbsdogrançmt» olduğu pencere sımsıkı kapanmış, bu pencereden dısanya bakmağa cesaret edecek kimse kabnamışrır. Collier's'den telhisen çei'irert: M. Kenan KAN IEMSALSİZ MACERA 2 TOPAL KARGANIN HATIRALARI CÜMHURIYET
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear