Catalog

STALINB , *•+r uhterem dostum Şükrü Koçağın mükemmel bir parinsanların hayatı götürecek ve bun », ... lamento tabiyecisi olduğufrenklerin aksiyon lardan kurtulamamak nu gösteren çarşamba günkü heyecanlı 5 dediği «iş» ve «figayet tabiî olacak I tartışmalar sırasında, meselenin asıl Stalin ne fransızca bilirdi, ne de al içinde kalan gene, sedye ile hastaneye kir» vadisinde oltır. Uzviyetimiz ana ruhu kayboldu. Davanın esası Amerimanca. Onun için, kendisine ihtilâlin kaldırıldı. «Nihayet neden sonra öğrenmak üzere umumi | rahminden hayatı kada yapılan gemi mubayaası işinde yafikir cephesinden ziyade amelî sahasını dik ki hâdiseye sebeb olan şayiayı Stayetle iki türlü faalimızın sonuna kadar pılan hatalar yüzünden memleketin uğseçmişti. Londra kongresinden sonra !in çıkarmış.» yet içinde geçer. Bu faaliyetlere «pra niyetleri üzerinde biraz durmak istiyor. bir sıra tekâmül safhalarile duraklama radığı »ararlardı. Meclis kürsüsünde Zinovyev de, Kamenev'de «muhacir» ol Diğer misal: ak dular. Stalin ise Husyada kaldı. Konumuzun aydınlanması da bunu ik ve çökme safhaları geçirdiği gibi dü«nazarî» • Siyasî» kısma çıkan merdivende, Dün yapılan umumî heyet insanvefaaliyetinin faaliyet de diyebiliriz. tiza ettiriyor. Bu iki tip zekânın belir şünce ve zekâmız da yalnız görgü ve Amerikaya fethetmeğe gitmediüni söybu suretle ikiye aylemek suretile nüktedanlık eden Yusuf Sonradan, bunu kendi hesabına bü • «Yunanlı» diye tanınan bir mahpus, ha' rılması tesadüfi, indi olmayıp tabiî ka tilerini . daha ilk tahsil basamaklarında tecrübelerle değil, uzviyetimiz gibi ken Ziya Eninin ikinci bir Christophe Cotoplantısında dilekler yük bir muvaffakiyet olarak göster pisaneye daha yeni gelmiş olan bir işbiliyetlerden doğan bir neticedir. Ya görmek kabildir. Bu kabiliyet farkları di kendine olgunlaşma, duraklama ve lomb olmadığını hepimiz biliyorduk. miştir. Halbuki, hakikatte bu hiç Heçiyi kama ile öldürüyor. Yunanlı, bu , ileri sürüldü pan insanın yanında düşünen insan çocukların gelişme istikametlerini gös çökme safhaları geçirmek suretile sü Fakat onun hiç bir iş görmeden yani 6 muvaffakiyet sayılacak bir şey değildir adamı daha evvel hiç bir yerde görmüş Zira, parti faaliyeti içinde hiç kimse değildir. Fakat, onu polisin adamı olduistanbul Verem Savaş Derneğinin u vardır. Bu kabiliyetlerin bir insanda teren esaslı işaretler olarak alınmak lâ rüp gitmektedir. Hayatımızın hiç bir volcu gemisinin tamiri meselesinin de. vazifesini kendisi tayin etmezdi, herke ğuna kanaat getirdiği için öldürmüştü. mumî kongresi dün saat 15 te Etıbba toplanması nadirdir. Umumiyetle gö zımdır. Memleketimizde lise tahsilinden ânında düşünce yahud zekâmızın takat 12.000 tonluk yüzer havuz meselesinin se yapacağı iş parti tarafından verilir Aradan zaman geçiyor, «Yunanlı» bir Odasında toplanmıştır. Pek az miktar rülen, bunlardan birinin galib olması maada yüksek tahsilin de bedava dene ve imkânlarını kat'î olarak tayin etmek de, makine ve motor atölyesinin de, di. Eğer merkez komitesi onda hanede yanlışlık yaptığını anlıyor: Çünkü, o da üyenin hazır bulunduğu kongrede dır. Saf pratik zekâların nazariyatı kav cek kadar ucuz olması nazarî düşünme kabil değildir. Zekâ yalnız insanlarda milli müdafaamız bakımından da çok faydalı işler görebilecek bir nazariyeci nun Gürcü gencini öldürmesine sebeb idare heyetinin geçen seneye aid faa ramaları pek güç olduğu için yüksek kabiliyeti olmıyanları, yani zihin plâ değil, hayvanlarda da ayni surette ge lüzumlu rotntif yüzer ağır macuna meve propagandacı kabiliyeti bulmuş ol olan şayiayı Koba'nın yani (Stalin) in liyet raporunun okunmasından sonra ve hattâ lise tahsiline tahammülleri nında fikirler, mefhumlar ve prensipler lişmiyor, çünkü gelişmeleri tayin ve selesinin de hâlâ neden askıda olduğunu saydı, ona da memleket d;sına çıkma çıkardığını öğreniyor. nüktedan hatibden kimse sormadı. Fasöz alan bazı üyeler idare heyetinin yoktur. Pratik bir kafaya nazarî bir le çalışmaya müstaid olmıyanları yük tanzim eden sebebler bir değildir. sını emrederdi. Böyle bir emre itaat Konuşmaya başlamadan önce çocuk kat, fikrimce, asıl sorulacak mesele şu Kafkasyalılar çabuk öfkelenip bıça çalışması hakkında tenkidlerde bulun kafa kazandırmağa uğraşmak da bey sek tahsile kadar sevketmekte mühim etmemek de onun elinde değildi. hudedir. Çünkü kazanılmış bilgiler bu bir âmil oluyor ve bu yüzden pratik taki zekâ gelişmesile konuşmadan son idi: Şa sarılan insanlardır. Onların bu humuşlardır. Sayın Şükrü Koçak, kendisi 1946 aOrd. Prof. Dr. Tevfik Sağlam, yapılan kafada daha çok uzviyete dereolunur, meslekler için en verimli çağlar heder raki gelişmeler mukayese edilirse dilin Parti idarecileri onu bir «sıra» ihti yunu bilen, lisanlarına ve âdetlerine de aşina olan Koba, onları birbirine dü tenkidlere cevab verdikten sonra Der jest ve hareketlerle kaynaşır. Bu sebeb edildiği gibi yüksek tahsil kadroları da bu gelişmelere ne kadar hız verdiği gö ğustosunda işbaşına geldikten sonra, lâlcisi, yani sadece mahallî faaliyette 1!)47 sonlarına kadar, Amerikada bırakneğin faaliyetine temas ederek demiştir den nazariyattan ziyade tekniğe, prati beyhude yere şişirilmiş, oluyor. Halbu rülür. işe yarar bir adam sayıyorlardı. Ken şürmekte güçlük çekmemiştir. ğe temayül vardır. Tekniğin ilk şekli ki saf pratik kafadan fikir hayatına getığı birinci mubayaa heyetinin seyyiatı ki: disi de dışarıdakiler arasında muvaffak Stalin merkez komitesine girdi! olamıyacağını ve üçüncü derecede bir « Veremle savaşta en ön plânda ge sihridir, iptidaî medeniyetlerde görülen çilemiyeceği gibi fikirlerin doğması da Stalin, prrtinin merkez komitesine Bunları gördükten sonra aksiyon ile hakkında hepsi hususî ihbarlardan ve bu tekniği sihirbazlar temsil eder. Türlü bu kafadan gelmiyor. kimse seviyesine düşeceğini biliyordu. girmek istiyordu. Nihayet Lenin de bulen işlerden biri veremin ilk emarelerifikir yahud düşünce faaliyetleri ara mekruhlardan ibaret bir çok tafsilât Fakat, Lenin'in ölümünden sonra, na razı olmuştu. Zira, o sıralarda mer ni şahıs üzerinde bulmaktır. Veremle jestler, hareketler ve âyinlerle yapılır. *** sında bir cinsdenlik veya aynilik olup verdiği sırada bir de pırlantalardan Stalin vaktile mecburen yaptığı bir şeyi kez komitesine aza olmak istiyenler o savaşta dispanserlerle çalışmayı bu ba Canlı, cansız varlıkları taklid ederekten olmadığını kolayca anlıyabiliriz. Yapı bahsetti! bir meziyet olarak göstermeye çalışmış, kadar azdı ki, ikinci derecede kimseleri kımdan ehemmiyetli buluyoruz. Mem tesirler de bulunmayı gözetir. Bu iti Aksiyon denilen iş faaliyeti ile fikir lan aksiyonlar görenek halinde veya aVe bir yazıhanenin dosyasında muhbarla sübjektif (enfüsî) bir tekniktir plânında yapılan düşünce faaliyeti ayeni Sovyet bürokrasisinin ağzında bile seçmek zarureti hasıl oluyordu. telif zatlara 1500, 10,!)00 dolar, bir zata lekette herkesin bir muayeneye tâbi ki istek ve dileklerin maharet ve kuv rasında nasıl bir münasebet vardır? Ef hşkanlık seviyesinde kalarak sebebleri da Mısırdan alınmış 5000 doladık pır«muhacir» kelimesi tjpkı Çarlık zamatutulması lâzımdır. Seyyar röntgen maFakat Jcomite Stalin'i seçmedi. Ne kinesi günde 100130 kişinin filmini al vetle ifade edilmelerinde büyüleyici bir lâtun'un mistik tilmizleri «her şeyin fikir halinde zihin plânına alınmış ve lanta verilmiş olduğunun yazılı oldunındaki muhafazakârların verdiği menfi den? Çünkü Lenin diktatör değildi. Ko maktadır. Bunun 250 yi bulması lâzım kudret olduğuna inanılır. Nazarî zekâyı evveli kelâm idi» demek suretile fikir yerleştirilmiş olmazsa bu pratik bilgi ğunu söyledi. manayı almıştır. mite cnun her arzusunu yerine getir dır. 1948 senesi içinde seyyar röntgen da «kâhin» ler temsil eder. O halde ki den kasdettikleri mâna ve düşünce faa nin fikri ve nazarî bir dayanağı olmaNe muvafık, ne muhalif hiç bir milZekâ maskesi mek zorunda bulunmuyordu. Lenin ds, makinesinde 50 bin kişiyi muayene e pratik ve nazarî zekâların daha iptidaî ı liyeti olmuştu. Göte de «her şeyin ev dığı için daha çok vücudun bir malı o letvekili çıkıp da bu yazıhanenin ismini, 1907 sonbaharından 1908 martına ka aza ile istişare ettikten sonra, Stalin'in debileceğiz. Bunun daha fazlasını ma medeniyetlerde birbirlerinden ayrıldık veli aksiyon idi» demek sııretile fikir larak kalır, bundan dolayı da görenek bu dolarları ve pırlantaları kimin kime dar Stalin Bakü'de faaliyet göstermiştir. nsmzedlifini desteklemekten vazgeçti. atteessüf yapamıyacağız. ları görülür, ileri medeniyetlerde tek ve düşünce hayatının aksiyondan çık hududunu aşan zorluklara maruz ka verdiğini sormadı. Hattâ, aksini iddia Dmitriyevskiy bundan bahsederken O sıralarda Bakü'de faaliyette bulunan niğin esaslarını ilim vermekle beraber tığını anlatmak ister. Feylesof ve âlim lınca işlemesi duruverir. Uzviyetle ya eden kimse olmamasına rağmen, güzel Paraya ihtiyacımız var. Dispanserle tekniğe yatkın zekâlar bilhassa, pratik leri ötedenberi iki kampa ayıran bu me pılan, jest ve hareketlerle ifade edilen Veresçak, Stalin'in işçiler arasında hiç iyle yazıyor: bir ahlâk ve fazilet mücadelesi vân bir nüfuzu olmadığını bildiriyor ve şöy1912 de Lenin, Stalini parti merkez rimizin adedi hiç olmazsa yirmiye çıka zekâlardan çıkar. Pratik kafa ile nazarî selenin felsefe tarihinde geçirdiği saf saf pratik zekânın nazarî zekâ ile bir veren Başbakan Yardımcısı muhterem birbirlerine karşıt le yazıyor: komitesine getirdiği zaman, diğer aza rılmalıdır. Pullarımız satılmıyor. Yal kafanın kendiliğinden ayrıldıkları bu halar üzerinde durmsğa bu sütunların cinsten olmaması, Faik Ahmed Barutçu da, bir esrar pertOnun şahsiyeti, kendisini ilk defa memnun olmadı. Kimse açıkça itiraz et nız puldan elde ettiğimiz kazanç 147 bin rada da görülüyor demektir. Her iki müsaadesi olmadığı gibi yazımın gayesi bulunması uzviyet ve hareketlere bağlı cîesile örtülü kalan bu göz kamaştırıcı olarak tanıyan üzerinde çok fena bir miyordu ama, hoşnudsuzluklarını ara liraya düştü; daha da düşeceğinden medeniyette bu iki kabiliyetin bulun için de elzem değildir. Aradaki bütün ve bunlarla meşbu olmasındandır. Fikir pırlantanın hangi bayanın parmağına korkuyoruz.» tesir bırakıyordu. Bunu kendisi de bilir armda birbirlerine söylüyorlardı.» ması, aynı cevheri taşımaları itibarile, ihtilâf, akıl yahud düşünce ile realite ve mefhumların kaynağını bunların şe veya göğsüne takıldığını aydınlatacak ve toplantılarda hiç bir zaman söz al Bunun üzerine, Lenin'in yapacağı bir İdare heyetinin faaliyet raporu ay aralarındaki farkın kökten olmadığını âlemi arasında bir mutabakat olup ol malarında aramak veya bu şemalardan bir şey söylemedi. mazdı. Onun şu veya bu bölgedeki faa tek şey kalıyordu: Konferansın sonunu nen kabul edildikten sonra bütçe rapo gösterir. Böyle olmasaydı iptidailikten madığıdır. Bu hususta birbirlerine ta çıkarmak kabil değildir. Bu şemalar fiŞükrü Koçağa. Zincirkıran heyeti liyeti daima bir sır olarak muhafaza e beklemek, ondan sonra kendisinin sö runun müzakeresine geçilmiştir. çıkmak kabil olamıyacağı gibi bir ip ban tabana zıd iddiaların yanında reali kirlerin basit birer kalıp veya şemaları hakkında Amerikadan döndüğü zaman dilirdi. yüksek medenî bir kültürü teyi bilmek imkânını Tanrı hikmetine olmaktan da çok uzaktırlar. Bir maki ihbarda bulunan zatın kim olduğunu Bundan sonra Bedii Şehsüvaroğlu. tidainin zünü dinliyeeek veya namzede verdiği nisti makine mühendisinden ayıran şey «... Koba son derece tek taraflı bir a kıymeti kabul edecek bir komiteye baş tstanbulun gitgide bir verem şehri ol hazmetmesi de mümkün olmıyacaktı. atfedenler ve nihayet gerçek bilgi imsordular. Böylece bu zatın Ali Rana mak istidadını gösterdiği, buna karşı Halbuki bugünkü bütün medeniyetlerin kânını iç güdünün nabzını yoklamaktan birinin uzviyet plânında yerleşmiş o Tarhan olduğunu öğrendik ama, dolar jcUmdı. Hiç bir umdesi yoktu Hâdiseleri vurmak. lan mahdud .bilgisine karşılık diğerinde tedbir almak lâzım geldiğini, yerlere iptidailikten geldiklerini, bunların folk veya bir yokluk İçinde mahsur olduanlayabilmesi için icab eden kültür ve Br. suretle Stalin, merkez komitesine tasavvurlar, ve pırlanta meselesi sanki herkesin matükürenlere karşı tatbik edilen ceza! lorlarında, âdetlerinin bir çoğunda, ga ğumuzu duymaktan gelen endişe ve sı bütün bilgiler: Fikirler, bilgiden mahrumdu Zaten yaradılış iti arka kapıdan girmiş oldu. lumu bir şeymiş gibi, kayıdsızlık ve müeyyidenin şiddetlendirilmesinin lü rib inançlarında, mitoloji ve kozmogo kınü (anguas) dan bekliyenler görülür. prensipler, kanunlar halinde zihin plâ meraksızlıkla karşılandı. barile de kaba bir insandı. Fakat, büBen bu satırları yazdığım sırada Sta zumlu olduğunu söylemiştir. nilerinde görmek kabildir. Dillerinde bi Bütün bu ihtilâflarda^ mütefekkirleri nına alınmış olduğu için her türlü proSayın Şükrü Koçaktan, Mecliste kimyük bir dikkatle kendisine zeki .bir in lin'in gizli polis teşkilâtı şefliğine tayin Seçimleri müteakfb toplantıya son ve le mistik bir mantık ve mistik bir dün kemiren rahatsızlık akıl yahud düşün valarla i§liyebilecek, zorluklara göğüs senin sormadığa bu işi ben sorsam acasan hali verirdi ki, en keskin bakışlı edilen Beriya, kitabında hâdiseyi şöyle ya görüşü ile izahı kabil olan birçok ceyi olmuş bitmiş bir mahiyette tasav gerebilecek, icabında yeni yollar bula ba lütfen cevab verir mi? İşte suallerilmiştir. kimseler bile bu maskenin altında gizli anlatıyor: izlerden maada müzekkerlik, müennes vur etmekten geldiği için bu ihtilâflar bilecek bir mahiyettedir. Bu farkı yal rim: olan hüviyeti keşfedemezlerdi.» «Merkez komitesi, Lenin'in takriri lik edatlarının bulunması, canlı ve can dan hiç birisi müfekkereye huzur vere nız makine işlerinde değil, saf pratikte Anzak heyeti Çanakkalede 1 Bu yazıhanenin adı nedir? i.j. Haydudlarla arkadaş kalan bütün işlerde görmek kabildir. zerine ,bir «merkez komitesi bürosu» Şehrimizde bulunan Aruak heyeti dün sız bütün varlıklarda erkeklik ve dişi cek gibi olmamıştır. 2 Mubayaa heyetilc alâkası nedir? Gene Vereşçak'm anlattığına göre, ihdas etti ve Rusyada parti faaliyetini Çanakkaleye hareket etmiştir. Heyet Çanak lik gibi cinsiyet farklarının tasarlanmış Fikir işlerinin zihinde hazırlanması, 3 1500 ve 10.000 doları kim kime Stalin Baku hapisanesinde de ihtilâl icare edecek olan bu büronun başına kileden 26 Nisanda dönecek 28 Nisanda olması mantık öncesi bir düşüncenin *** sonra da söz, yazı, hesap, plân, resim vermiştir? cilerin arasına karışmaz, bilâkis hay Stalin getirildi. Büro, Stalin'den başka Tobrukta açılacak olan Ancak abidesinin artıklarından başka bir şey değildir. Halbuki hayatla muhitin mütemadi vesaire gibi vasıtalarla ifade edilmesi 4 5000 dolarlık pırlantayı da kim dudlarla, hırsızlarla ahpabhk ederdi. Sverdlov Spandoryan, Orconikidze ve töreninde bulunmak üzere yola çıkacaktır. çatışması gibi akıl, zekâ yahud düşün pratik faaliyetlerin gözle görünen, alın kime getirmiştir? Kont Bernadot bu akşam geliyor Halbuki, siyasî suçlular bu gibi adi Kalinin'den teşekkül ediyordu.» ce de realitelerle mütemadiyen çatış teri döktüren işleri yanında çok daha İsveç Kızılhaç Başkanı Kont Bernadot Aynı sualleri, birinci heyetten Fuad mahkumlarla arkadaşlık etmemeyi ken(Devam ediyor) • Panamerikan tayyaresile bu akşam saat 21,30 Kafaların bu suretle daha baştan iki mada ve bütün varlıklar gibi bunların az gajretli ve az yorucu gibi görünür. Zincirkırana da. Fahri Tanmana da, dilerine düstur ittihaz etmişlerdi. da Yeşilköy hava meydanına inecektir. Kont tipe ayrılması özelliklerinden geldiği devamı da bu çatışmalarla mümkün ol Fakat birisindeki adale yorgunluğuna Mesud Togara da, Şefik Gögen Kaptana Stalin'in, fikir bakımından kendisinKızılay Genel Merkezi Umum Müdürü Dr. maktadır. Düşüncenin bilgi ve tasavvur kars.1 diğerinde sinir yorgunluğu vardır. da soruyorum. den üstün olanların yanında adeta küsRemzi Gönenç ile İstanbul teşkilatı müdürü gibi ayrı ve hususî ihtiyaçlara da teBunlardan hangisinin daha yıpratıcı olFikret Tuney tarafından karşılanacak ve bir kabül ettikleri için bu ayrılıkların ma imkânlarile realitenin bütün imkânlarıBüyük Millet Meclisinin açık bir top• kün bir tavır takındığı sonradan da göekjam istanbul'la kaldıktan sonra Ankaraya nı önceden kavrayıp tesbit etmek iste duğunu tababetin göstermesi lâzımdır. lantısında gizli kalmış olan bu sırları rülmüştür. Meseli, Lenin'in günlerinde Fikirle çalışanların yüzlerinde görülen hareket edecektir. mek bunlara kendi dileklerimizi yükCumhuriyet sahifelerinde aydınlatmak Politburo toplantılarında Stalin hemen S ARI Y E R D E « lemek ve bu suretle istikrarlı, değişmez, a a ifade ve yorgunluk çizgileri âdeta ve memleket umumi efkârına öğretmek İKRAfvtİŞiE ı Galatasaray öğrenicilerinm hemen hiç konuşmaz, sinirli ve somurebedi kanunlara çabucak yaslanmağa bir sefalet manzarası arzeder. imkânını bulursam ne mutlu bana! tuk bir tavırla otururdu. Buna mukaresim sergisi Elhasıl fikir ve mefhumlar saf pratik bakmak gibi atlamaca bir gayret olubil, zekâ itibarile daha aşağı seviyede Galatasaray ögrenicileri tarafından hazıryor. Mademki faaliyet halinde bir ru faaliyetlerden doğmuş değillerdir. Naolan kimseler arasında derhal açılır, lanan 16 ncı resim »ergisi dün kalabalık bir humuz var, canlı bütün faaller gibi o zarî faaliyet mahdud bir uzviyet plâdavetli huzurunda açılmıştır. Yirmi be; daha serbest hareket eder konuşkan bir öjrenicinin iştirak ettiği bu sergide yağlı da düşüncelerinde, mantık ve tecrübe nında değil, zihin plânında ve başka hal alırdı. boya, lulu boya, kara kalem (150) parça lerinde mütemadi bir tekâmül içinde ol bir sisteme aid olan, tekâmülü de insan TABLET' Dahili harb esnasında ordunun bazı eser teşhir edilmektedir. Açılış töreninde HER G Ü N mak zaruretindedir. Çocuk ruhile ipti cemiyetlerinin mevcudiyetine bağlı busanatkârlar ve davetliler bulunmuşlardır. birliklerinde, bilhassa süvariler arasınTanınmı? Piyanist EDİT dailerin ruhları bu tekâmülün ferd lunan yüksek ve hududsuz bir faaliyetda, zora başyurmaya mecbur eden bir Köfteci içki vermeyince ve cemiyetteki belirtileri olarak mey tir. Buna göre artık aksiyon mu evvel, idaresinde hareket oldu mu, Lenin: «Stalin'i gönKüçükpazarda. Palas otelinde oturan Ali danda olduktan sonra herhangi bir me fikir mi evvel meselesi de bahse konu Kartal adında bir şahıs, Küçü'ıcpazarda köfdersek iyi olur, çünkü bu gibi işleri idaKLÂSİK ve CAZ MÜZİĞİ deniyet ve zamandaki düşünce seviye olamaz. Çünkü zeminleri ayrı olduğu tecilik yapan İbrahimin dükkânına giderek re ermesini o çok iyi bilir» derdi. Nefis balık ve yemekler içki istemiş ve köfteci bu arzusunu yerine mizde realitenin seviyesini bulmağa gibi mahiyetleri de ayrıdır. Stalin, gene o senelerde, hiçbir işte OKSOROK I I BRONŞİTİ KESER getirmeyince bir su şişesile İbrahimin baTelefon: 32. .101 kalkışmak tabiatile tenakuzlu ihtilâflara M. Sekib TUNÇ önayak olmuş değildir. Fakat, başkala Stalin'in kahiîiyetsizliği =haberleri Fikirler Verem Savaş Derneğinin kongresi ' ir 1 4 C M NALINA n C l 1 MIHINA 1 M. Şekib ***** Yazan: nasıl doğar? Tunç } 0 dolarían ve pırlantayı kim kime verdi? %4 Faiz CANLI BALIK rının teşebbüslerinden istifadeyi bilmiş, bu suretle icabında kendisini kurtarmak imkânını da sağlamıştır. şını yarmıştır. Julius Katchen gidiyor Amerikalı büyük virtüöz JULİUS KATCHEN son konserini pazartesi akşamı Melek sinemasında verdikten sonra memleketimizden ayrılacaktır. Sanatkar İtalya rt Franjada birçok konserler verecek ve Amerikaya dönecektir. Katchen, Hollywood da çevrilecek olan bir filmde birkaç parça çalmak üzere angajman almıştır. Hı»r Eczanede tmlunvr OPERATÖR . ÜROLOG Sinsi bir kışkırtıcı Vereççak, Stalin'in bu hususiyetinden bahsederken: «Stalin başkalarını gizlice teşvik etmesini ,fakat kendisi kenarda kalmasını çok iyi bilirdi» diyor ve buna dair iki misal veriyor: Bir gün Bailov hapisanesinin «siyasî» kısmında mahpuslar gene bir Gürcüyü dövüyorlardı. Binanın içi mahud «kışkırtıcı» «özü ile çınlıyordu. Delikanlıyı mahpusların elinden nöbetçiler güç halle kurtarabildiler. Kan Teklifli bir ziyarete gittik. Yeni tanıştığımız bir aile., ben yalnız gitmek istemedim. Birlikte tanıştığımız iki arka daşın refakatini t*r cih ettimdi.. Ev, ev değil ya apartıman Nişantaşının arka taraflarında bir yer.. Şimdi sorsanız kestiremem doğrusu., akşama bir çay içmeğe davetli idik. Ben akşamları çay içmem., hattâ öğleden sonra kahve de içmem. Uykum kaçıyor. Gülmeyin!. Benim uyku cenub hududunda koyun sürüsü gibi en küçük fırsatta kaçıyor.. bir Ev 1.500 liralıkev eşyası 2.000 l i r a nakıd Dr. FEYZİ TANER Şişli Çocuk Hastanesi Böbrek, Mesane, Prostat Hastalıkları Mütehassısı ANKARAdaki muayenehanesini, BEYOĞLU İstiklâl Caddesi Ağacami yanı, RUMELİ HANI No. 15 e nakletmiş, hastalarını kabule ve ameliyatlar deruhde etmeğe başlamıştır. Hergün saat: 1519 M t H H Telefon: 42380 ^^^mm Göbbels'in Hatıraları Gazetemizde tefrika edildiği sırada çok büyük alâka uyandıran eser pek yakında «CUMHURİYET, müessesesi tarafından kitab halinde satışa arzolunacaktır. Tefrika edilirken ban mecburiyetler altoda kısımlar, kitaba tamamen ilâve edilmiştir. Taşra havilerimize: Siparişlerini lerini rica ederiz. metinden çıkarılan bildirmeşimdiden müessesemize CUMHURİYET Nüshası 10 kuruştur. .; Abone Şeraiti 11 4 Mayıs aksamına'kacfar. 100 Lira Yatırınız. c KÜÇÜK HABERLER • ŞOFÖR MEHMEDİN İdaresindeki 2309 plâkalı Uksi, Atatürk bulvarından geçmekte iken Abdullah adında bir gence çarparak ağır »urette yaralanmasına tebebiyet vermiştir. Bit aylık Üç aylık Altı aylık Senelik Gazetemize gönderilen tvrak ve yazılar neşredilsin edilmesin İade olunmaz. 1\nlardan mesuliyet ta bul edilmez. D t K K A T Türkiy» İçin 300 Kr. 800 • 1500 * 2800 • 600 1600 2900 5400 Barie Icio Kr » > > Mil pardon., kime isteyorsunuz? Affedersiniz., şunu! diye kalın arkalı koltuğun kenaBen lâfa karıştım: yanlışlıkla benim pal rına çıkarken ayağı kaydı, paçası, kol Affedersiniz.. Raif Bey evde mi? tomun cebine koytuğun yanındaki kalorifer anahtarına Ne bileyim ben!. muşsunuz! diye bir takıldı ve boylu boyuna yırtıldı... Raif Bey burada oturmuyor muykırmızı eşarp çıkaBaktık ki yerde, Nuranm oynadığı şu du?» rıp verdi. Adam aKöprüde sattıkları lastikli sıçanlardan Bilmem.. lıp boynuna sararbiri duruyor aksi tesadüf!.. Tombulun Karayağız fidan boylu lâfa karıştı: ken karış;: da sıçandan ödü kopar... Aman madam., sil vu ple... Biz geldiğimiz Kaldırın! Allahaşkına kaldırın., Der demez kadın su gibi fransızca zaman siz teşrif etgözüm görmesin... konuşmağa başlamaz mı?.. memiştiniz ki! diye Diye bağırarak tekrar koltuğun üsBu sefer esmer tombul: tombulu bozdu. tüne çıkarken Nuranın oyuncağı yerden Hah! ver cevabını bakalım, dedikBen içimden, bu çocuk da münasebetkaldırıldı. Buna rağmen berikinin rengi ten sonra kadına: Biz Raif Beyin apartımanını arıgeldi şirin, kıvırcık bir şey., hepimizin sapsarı olmuştu. Teskin ettiler... Ko sizliğe başladı diye düşünüyordum» Bonjur madam koman sava, diyip yoruz hanımefendi, diyebildim.. ellerimizi sıktı., babası takdim ettilonya verdiler... Biraz sükunet buldu pktık. Esmer tombul dayanamadı: merdivene döndü., ben ise müdahaleye Haa! Öyle söylesenize.. iki numara. Oooh» çok şükür yahu!. Sağ selâ Efendim, Nuran Turanın ikizidir. ğumuz sırada Turan bana da bir şişe mecbur oldumÇıktık... Ben çıkıştım: Çok çalışkandır., size bir manzume o içinde kolonya verdi elime damlattığı met çıktık... derken, karayağızın; Madam biz Raif Beyin evini arıyo Bilmediğiniz yere ne diye beni ge Ayy!. diye bağırmasile, üç ayak kusun. Haydi Nurancığım.. şeyi koklayınca amonyak olduğunu anruz... tiriyorsunuz?.. Dilenci gibi kapı kapı merdiveni kayıp kapı önündeki düzlüğe Babacım! Annem tenbih etti.. ladım ama: muş... Bizi hanım kabul ederken vaz Yok musyu! Burada Benbasat a dolaşıyoruz kadın hakaret etti.. arkaüstü yatması bir cldu. Hemen kalgeçti., nihayet sizi bulabildik kapılara Nazar değer her yerde okuma dedi Oohh diyebağırdım.. partıman.. Tombul: dırdık., sol ayağının ökçesinde bir muz Gülüştük., hoş beş... Biraz sonra çaybirer kart koysanız... Amonyağın yaptığı tesirden, at gibi kabuğu yılışık ve sıvışık bir halde du Raif Bey nerede oturur?.. Sana ne yahu, ettiyse (fidanı gösikinci katta oturuyorlar, diye biliyorlar hazırlandı küçük masanın etrafına Gülüştük, bizi salondakilerle tanışkişnedim... gülüştüler., ev sahibi: Pönöse pa. tererek) buna etti. o alışık böyle şey tırdılar., o sırada Tu ruyordu... duk., kapıyı çaldım. Bir küçük çocuk yaklaştık., birer bisküi, birer küçük pö Size de ne oldu ayol! diye lâtife indik.. 4 numaraya... Bir de oraya lere.. açtı. Beş altı yaşlarında.. Dışan çıktık., ötekiler başka tarafa, tifur yedik. Fincanlarımızı aldık içiran içeri gird:.. ev etti., ben böyle latifelerden pek hoşlan biz başka istikamete gideceğimiz için Ağabey. Siz de bunu her yerde sahibi oğlunu pre Raif Beyin evi burası mı?., dedik.. bastık. Bu kapı çabuk açıldı ve bir hizyoruz.. Karayağız Fidan., mutadı veçmadığım için hafif bir gülümsemekle veda ederken adamcağız: metçi daha sual sormamıza hacet kal söylüyorsunuz herkes beni.. Hayır beş numara! dedi. zante etti hile çiçeğe dayanamadı., masanın üzeiktifa ettim ama doğrusu içerlemedim Suss... Uzatmayın da. . şu evi bu Efendim, TuVay canına! Asansör yok., sardık madan bize: Aaa! Benim cebimde eldivenler rindeki küçük vazoyu aldı., burnuna değil henüz tanıştığımız bir evde böy var., dedi ve cebinden önce benim, son Buyurun efendim, dedi., içeri gir lalım.. m&rdivenlere... Çık bre çık. Ben bilgötürdü., yangözle görüyorum ben de.. ran beş yaşındadır. le şakalara tahammül edemezdim. tem gelmezdim. Bu kadar yüksekte o dik... ra esmer tombulun, daha sonra da yaİki numaraya geldik., çaldık., kapıyı Ama alfabeyi bilir, hani zaten dikkat edilecek şey değil, Biraz sonra izin alıp gitmeğe hazır ğız fidanın eldivenlerini verdi., biz de: Bey yok mu?, diye sordum., ka bir hizmetçi açtı... tursn ahpabı evinde ziyaret edemem Turan., gel baka, bir hüner yapmıyor ki., lâkin vazoyu landık. Ötekiler de bizimle beraber efendim. Bu yaştan sonra yüreğimizi dın afalladı.. Affedersiniz, çıkarırken sizin cebi Raif Beyin apartımanı.. yım. Beyefendiye yere bırakmasile, bomba gibi aksırması kalktılar... oynatmak için merdivenden başka va Bey Ankarada... Hanımefendi bunize koymuşuz demek! diye alaylı bir Burası efendimbir manzume oku! bir oldu., elini cebine sokup mendilini sıta yok mu? Ama bir kere ki yoluna rada., şimdi gelir., diyince biz birbiriPaltolarımızı giyerken, benim sol ko özür diledik... Demin de burayı çaldıktı galiba.. Okumam baçıkarmağa ve ağzını kapamağa vakit oldüşmüştük., çıktık, çıktık.. ışık söndü.. mizin yüzüne baktık.. Akşam evde yemek yerken bir telesizde çocuk var mı? bacım. madığı için ağzında çayla ıslanmış bis lum bir türlü girmiyor herkes beni yaktık., çıktık., nihayet beş numaraya Yanlış galiba! diyecek oldum. Ka Var efendim, iki tane.. bekliyor ben bir türlü giyemiyorum... fon.. Çocuk sesi: Neden?. küi paparaları olduğu gibi benim surageldik., bastık, çıngırağa., ses yok., bir rayağız fidan: Efendim, kolumda romatizma var Felek amca siz misiniz?. Hah. Bizi o savdı.. Bugün bayram., artık bıktım oku tıma ve elindeki çay fincanı da kendi daha bastık. Gene ses yok,, üçüncü ba Beyefendi, belki yanlış değildir. Ne üzerine... Rezalet canım., şimdi çiçek da diye özür diledim ama kolum, ko Benim yavrum. Sen kimsin? Girdik... Salona aldılar... Uç dört ki maktansıla beraber, kapı a] kasından bir ka olursunuz bir dakika., demesine kalluma girmiyor vesselam.. Ben Turan., kardeşim Nuran da şi daha var., ev sahibi bir neşeli adam Yaa! Öyle ise hadi beylere şeker koklamanın manası var mı?. dın seslendi: madı... Lepiska saçlı kırkın önünde dır., hanım da ona denk... Tombul dayanamadı: Paltoyu çıkardım., baktık., ağız tara burada.. getir... istemez bu akşam... Yarın yetir... mi, arkasında mı pek belli olmıyan gık Haa! Naapıyorsunuz bakalım? Nerede kaldınız canım., alaturka Hah! Nihayet rezil oldunuz! diye fını bir çengelli iğne ile iliştirmişler., ve Turan gitti... Biz oturduk., kahveler Birbirimize baktık., tombalak, esmer giyinmiş bir hanım bizi görünce... Ellerinizi öpüyoruz.. Felek amca dedikse böyle babayanilik.. geldi., ben içmedim., ötekiler içerlerken alay etti geldiler, peçetelerle üstümü kapatmışlar., gülüştük.. Aaa! dedi., ne istiyorsunuz?. arkadaş büyümeğe müsaid burnunun bugün biz size sakalar yaptık» Tombul izah etti Bu azizliği sen mi yaptın? diye Turan geldi bana bir çikolata verdi, zü başımızı temizlediler onunki birgey Ben inadıma sustum... Tombul esucunu kaşıyarak karayağız fidana: Ne gibi?. Merdivenlerde idman yapıyorduk.. ötekilere de fondanlar dağıttı. Ben değil, benim kravata yapışan pötifur çiğ Tombula sordum.. Sen buraya yoğurt falan mı geti merle fidan karayağız birbirlerine bak Hep olan bitenleri biz yaptık.. nemiklerini temizlemek pek kolay ol Neden o?~ çikolatayı ağzıma attım; fakat burnum Eveet! dedi., çıkmağa davrandık, tılar.. riyorsun? Yaa! vay yaramazlar vay., neye Once buraya sorduk., bir küçük dan ateş çıktı., çiğnedim., şekerlendi. madilâkin öteki misafirlerden birisi: Bir şey istemiyoruz hanımefendi. Hayır ağabeycifim, vallahi birinci öyle yaptınız? Benim bir fes rengi eşarpım olacak defa geliyorum. Deli mi ne? Bas ağaUst kattan bize, alt kattaki, yani sizin bize Raif Bey beş numarada oturur de Geveledim., ateşlendi. Dar yuttum., an Çay böylece biterken tombul esmer Naapalım Felek amcacım.. bugün di.. ladım ki çikolataya vafir miktarda har koltuğa oturup: ama... diye arandı durdu., bulamadılar.. bizim bayramdı» üstünüzdeki kattaki madam... bey... Turanın işi... Hasar efendim. Ele dal sürmüşler., lâkin gözlerimin yaşar Acaba evde bırakmış olmıyasmız.. Ooooh!.. Aman biraz başımızı Bizim öyle bir aile ile münasebetiTekrar çıngırağa bastık., bu sefer ka Haa! Sahi yahu! Nasıl akledememasına rağmen hiç ses çıkarmadım... dinliyelim yahu! diye sigarasını içmeğe dediler., adamcağız: pı açıldı., sesini duyduğumuz saçaklı, miz yok. Affedersiniz., buyurun! diye avuca sığmıyor., sonra? dik? Ötekilere baktım. Rahat rahat yediler. başladığı sırada., ne olduğunun farkına Sonra beş numaradaki madam bi•arifin, boyasız dişlek bir kadın: kapıyı göstermez mi?. Hayır efendim, iyice biliyorum. Siz çocuk değilsiniz ki akledecek Senin kulak yok mu kuzum... Israra mahal yok., çıkarken ben çaze «bu akşam istemez» dedi. Oradan da Hay kâfir., bu azizliği bana kim yaptı. varamadan: Soyunurken paltonun cebine koymuş siniz, dedi ve kapadı.. dört numaraya indik.. Bey evde yok derken Turanın eşi yani ikizi olan kız derken bizi görünce: bucak.. Amaan, gözüm görmesin!. Kaldırır tum., derken tombul. J B. FELEK "BUGÜN BAYRAM!» Küçüklere ithaf Yazan Burhan Felek