23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
17 Arahk 1948 CÜMHtJF.IVCl BİR DAKÎKA : Edirne Bulgarlarm yetiştirdikleri Yunan komünistleri, hududumuz civannda ölüm saçıyorlar Edirne 16 (Hususî) Buigar topraklarında hazırlanıp Yunan Batı Trakyasına saldırtılan Yunan komünist çeteleri, son günlerde gene azgınca faahyet göstermeye başlamışlardır. Buigar komünistlerinin hudud boyundaki talimgâhlarında yetiştirilen bu silâhlı ve bombalı çetelerin başlarında, Buigar sabotörlerinin bulunduğu artık anlaşılmış bulunmaktadır. Pıtyon Dedeağaç demiryolu üzerinde 13 arahkta vuku bulan hâdise dolayısile mahallî Yunan nmkamlarının yapmış oldukları tahkikat, bu hakikati ortaya çıkarmışsa da, çete efradından hiç birini diri veya ölü olarak ele geçirmek mümkün olamamıştır.. 13 arahkta Pıtyondan kalkan ve Dedeağaca hareket eden 53 No. lı bır Yunan yolcu katarı, Sofulis ile Dimetoka arasmda, 92 ncı kilometrede bu çetelerden birinin dinamit koydukları kısımda birdenbire hattan çıkmış, lokomotifin önüne konmuş bulunan bir kaç emnıyet vagonile lokomotif devrilmiş, tren bu yüzden yoluna devam edememiştir. însanca zayiat yoktur. Hattm, iki güne kadar tamir edilebileceği sanılmaktadır. Yunan emniyet makamlan, bu sahada ciddî ve âcil tedbirler almış, Buigar hududu üzprindeki tedbirlerini fazlalaştırmi|tır. Yollar üzerine bu çeteler tarafmdan yerleştirilen mayinler yüzünden, gerek halktan ve gerekse çeteleri takibe memur jandarma ve subaylardan her gün bir çok kimseler berhava olmakta, cesedlerinin parçalarını dahi bulmak mümkün olamamaktadır. Bundan bir müddet evvel, Dedeağaçtaki Yunan alayırun komutanı bu şekilde, bir takib işi üzerinde iken öldürülmüştür. Bu mayinlerin de, Bulgaristandan getirildiği ve Rus Çekoslovak menşeli oldukları anlaşılmaktadır. Arif Necib Kaskaü Yeııi butçedc ne kadar tasarruS yapılaMlecek? Baştarafı 1 inci sahifede nasıl bir münasebet gözetiyorsunuz?> demıs ve her Bakanın kendi görüşüne göre tedbir alması yüzünden zikzak hareketlerde bulunulduğunu ifade etmiştir. Ahmed Çınar, Refik Ahmed Sevengil, Faik Kurdoğlu, Ahmed Remzi Yüregir de konuşmuşlardır. Ahmed Çınar, tenkidleri arasında, mekteb inşaatının ağır gittiğinden bahisle, meselâ verem dispanserlerine ihtiyacı olan bir memlekette milyonlar sarfile opera binası yapılmasını doğru bulmamıştır. Ahmed Remzi lise ve ortaokulda okuyanlardan ücret ahnacağına dair haberlerin doğru olup olmadığıru sormuş, bu arada ortaokulu bitirdikten sonra tahsil hayatına devam edemiyenlerden bahisle, sanat ortaokullan açılmasuu ve buna daha ziyade ehemmiyet verilmesini lüzumlu görerek memlekette bir «az okumuşlar kütlesi» nin peyda olduğuna dikkati çekmiştir. Bakanın tenkidlere cevabı Bakan, suallere ve tenkidlere ayn ayn cevablar vermiştir. Bu arada opera için harcanan paranın beyhude olmadığım aniatmış, tiyatronun memleket kültürüne, halk terbiyesine yapüğı hizmetleri kaydetmiştir. Meselâ Ankarada <Köşebaşı» ve «Paydos» piyeslerirün 50 şer defa temsil edildiğini, Dağ mahallesi halkından da seyircilerin geldiğini, tiyatronun lüks olmadığını, bir mekteb olduğunu, kaldı ki zamanla binalarma harcanan paralan da çıkaracaklannı anlatmıştır. Tahsin Banguoğlu, meslek okullarının Millî Eğitim Bakanlığı kadrosuna alınması derpiş edildiğini, modern maden başçavuş okulunun maarife geçtiğini, Istanbuldaki Yüksek Denizcilik, Posta, Telgraf okulunun da maarife geçmekte olduğunu, orta okullar için pek düşünülmemekle beraber lise ve yüksek okullardan bir ücret almak niyetinde bulunduğunu, talebe yurdlarının bedava gekli yerine yüksek okul öğrencilerine barınacakları çatı tedarikile uğraşıldığmı, Istanbulda 5000, Ankarada 7000 öğrenci alacak birer yurd kurulacağını söylemiştir. Bakan, Ahmed Oğuzun temas ettiği noktanın üzerinde hükumetin meşgul olduğunu ve maarif bütçesinin bir kaç> sene sonra 300 miiyonu bulacağı hesablanarak derin derin düşünüldüğünü söylemiş, fakat günün birinde köylünün öğretmenin parasını vermeğe kendisinin talib olacağmı, belediye ve hususî idarelerin bu yükü paylaşacaklarını ilâve etmiştir. Banguoğlu, filhakika 25 yüdır muhteüf görüşlerin ifadesi olarak bir takun tesislerin kuruduğunu kaydetmiş ve bunlann tevhidi ile programlaştınlması zamanı geldiğini söylemiş ve bu gayeyi sağlayacak 16 kanun tasarısının yakın zamanda Meclise sevkedileceğini bildirmiştir. Vakit geciküğinden oturuma son verilmiştir. Görüşmelere yarın da devam edilecektir. Yarınki gündemde beden terbiyesi genel müdürlüğü bütçesi de vardır. Bütçe Komisyonu çauşmalarına umumi bakış Ankara 16 (Telefonla) Bütçe komis yonunda aşağı yukarı bir aydanberi devam etmekte olan görüşmelerin önümüzdeki ocak ayuıın sonuna kadar süreceği anlaşılıyor. Merakla beklenen cihet bu geceli gündüzlü tartışmalar sonunda bütçede ne miktarda tasarrufun sağlanabüeceğidir. Bilindiği gibi muhtelif vergilere yapılan zamlarla elde edilecek gelirler haric olmak üzere 120 milyon liralık açığm fla üç dahilî istikrazla kapatüması derpiş edilmiştir. Bunun 80 miiyonu kurulması düşünülen tekaüd sandiğı mevcudundan karşılanacaktır. Fakat ayrıca PostaTelgraf bütçesinde 16 buçuk. Denizyolları bütçesinde 27 milyon 200 küsur bin lira kadar açık vardu. P. T. T. bütçesindeki açığın çıkarüacak bonolarla kapatılması düşünülmüştür. Denizyollanndaki açık da borclanmalarla karşılanacaktır. Malî mahfüler açığın kısa vadeli bonolarla kapatılması usulünün Merkez Bankası kanunu hükümlerile de tearuz ettiği mütaleasmdadırlar. Diğer taraftan bu vaziyetin para kıymeti üzerine tesirden hâli kalmıyacağı da ileri sürülmektedir. Komisyon çalışmalarırun şimdiki tem posuna göre bütçede esash bir tasarruf yapılması ihtimali de hemen hemen mevcud değildir. Buna rağmen komisyondaki milletvekillerinin çoğunluğu yapılması mümkün görülen tasarruf tedbirine başvurulduğu kanaatindedirler. Komisyondaki muhalif milletvekilleri tasarruf tedbirlerine gereği gibi başvurulmadığı için bu çahşmalardan arzu edilen neticenin alınacağından ümidvar görünmemektedirler. Sakla samam... Büyük Millet Meclisinin dahili nizamnamesine uymıyan sözlerinden dolayı, Demokrat milletvekili Kemal Özçoban'a bir acaib *tardı muvakkat» verilmis. Kendisi üç celse Meclise iştirak edemiyecekmiş. Ben, Halk Pariisinin bazı tarajlanna doğrusu hayranım. Bu ne ileriyi göriiş kabiliyetidir. Baksanız a... senelerce evvel bir gün gelip Meclise, muhalif bir parti gireceğini düşünmüşler de dahilî nizamnameyi ona göre tertib etmişler. Şimdi boyuna ve yalntz onlara karşı tatbik ediyorlar! D. N. Telif Haklarını Koruma Cemiyeti kongresi Ba$taraft 2 inci sahifede nı yapmıştır. Prof. Ali Fuad Başgil, Kongre Başkanlığına seçildikten sonra, Cemiyet Başkanı Prof. Halide Edib Adıvar, faaliyet raporunu okumuştur. Raporda, müellifsiz tâbi olamıyacağı gi, tâbisiz müellif te olamıyacağı belirtilmekte, eldeki kanunun müelhfi korıanadığı, tâbilerin de tercümeye fazla ehemmiyet vermeleri neticesi olarak genc müelliflerin müşkül dunıma düştükleri kaydedilmekte idi. Gene aynı raporda belirtildiğhıe göre. 1939 da hazırlanan Telif Hakları Kanun Tasarısı, bugünün demokratik şartlarına uygun değildir. Türkiyenin beynelmilel anlaşmslara gire'oilmesi için ise, Telif Haklan Kanur.urrun bir an evvel çıkması lâzımdır. Raporun sonunda, Telif Hakiarım Koruma Cemiyetinin, henüz bir kitab servisi kurmaya muvaffak olamadığı, fskat müelliflerin tiyatrolarda oynanan eserleri üzerindeki haklarının bir dereceye kadar alâkalılara kabul ettirildiği kaydedijr.ekle; Cemiyetin, İngilterede o'duğu gibi, bundan sonra senenin en muvaffak eserinin müellifini şeref yemeğine davet etmesi teklif oluimakta idi. Raporun okunmasım müteakıb soz alan C.H.P. istanbul Eolşe Müfettişi Sadi Irmak, Çalışma Bakanlığı sırasmda Telif Hakları Kanunun sahasmdaki gayil bahsi üierinde çekişmelef retlermi aniatmış ve kanunun bir an oluyor. Bu arada Türk Dil evve! kabulü için Mecliste çalışacağmı Kurumu üjesi Besim Atalay va'detmistir. bana noter \asitasils bir cevab verdi. Halid Fahri Ozansoy, Telif Hakları J Halbuki hâdiss bir Eesim Atalay davası Kanunu olmayışı yüzünden pıyasayı kö ' değilüi .Onun verdiği cevabı okuduk; tü tercümelerin istilâ ettiğini söylemiş j lâyık olduğu kıymeti verdik; o hitü. Yalnız üç meselenin çözülmesi bir akve şikâyetlerde bulunmuştur. tüalite hararetini taşıznaktadır. Prof. Ali Fuad Başgil, 1939 da hazırEirisi, Behçet Kemal Beyin orduda lanan tasarı hakkmda izahst vermiştir. jeni ihdas edilen bir sınıfa (ordonans) Bahadır Dülger, telif haklarma riayet denmesi üzerine frenkça keiime kullaetme zLhniyeHrin teessüsü lâzım geldi nılmasmı bir 2şağılık duygusu neticcsi ğine işaret etrrıiştir. Prof. Halide Edip sajmak yolunda, Millet Meclisir.deki Adıvar da, Adnan Saygun, Cevad Feh beyanlarıdır. Ben bu fikirde değilim. tni Başkut ve Hamdi Tanpmarın, TeÜf Diller. ^ en ir.ee ifade farklarını ve cn Hakiarını Koruma Cemiyetinin şeref, , j e r m jjjm ıneseîelerini anlatacak vasıyemeğıne davet edilmelerini teklif et ı talardır. Bu vasıta bir dilde yoksa, ötemiştir. Diğer bir delege, yemeğe çağı kinden alınır. Yoktur diye ne yerinilir, rılacak eser sahiblerinin çoğal+ılmasını vardır dije ne övünülür. Dil meselesini şekline is:emiştir. Bunım üzeTİne Burhan Fe bir hummalı milliyet davası lek, seref yemeğine davet edilecek san' sokmakta da bence isabet yok^ar. Çünatkânarm idare heyetinin kuracağı bir kü düpedüz bir ilim bahsi olan bu işin jüri tarafından seçümesini teklif etrr.iş ' hissiyatla halline kalkmak, duygu ilo tir Neti^ede Burhan Feleğin tekıifı ! halledilen her işin atabetini bu davada kabul edilmİEtir. \ da kabul etmek demek olnr. Hiç birimiz. \ kongre j koordinasyon, kontrol, kontzölö., direkSeçhnler yapıldıl^an sonra | tor, cperator, protesor ve daha sın» kelimesini biz ^ aşağryız, ğ ne yapalım? diye düşünerek kullanmayız. Bir şair ve bir ateşli şair olan Behçet Kemal Bey her halde o sözlerini de ekseri olduğu gibi coşkun bislerina kamlarak söylemiş obnahdır. Bu ta Baştarafı 1 tnct sahıjetie satla fikrimizi açıklamayı. bizim gibi imalcilerı ve satıcıları, İkinci Şube clüsünen pek çok Türk hesabına faymemurları tarafından iki aydanberi dah bulduk. takib edilmekte idıler. Bunlardan İkinci dava; dil inkılâbı denilen, dil Hüseyin ve İsmet ısmindeki iki şah gelişmesini biz mutedillerin yani dünsm, eğlence yerlermde bol para sar : . a n m b u y o U a t^kih e t t i s ; s i s t e m i &„ federek kadınlarla yaşamaları nazarı | b u l £ t m i ş oianiarm nasıl anladıklannı dikkati celbetmış ve takıblerine baş , b i r k e r e d a h a v e h e r t ü r j ü safsata ve lanmıştı. Kendilerini cürmü meşhud l e r e d d ü d ü önüyecek şekilde izahtnrhalinde yakalayabılmek için bu ta , B u n u d a b i r ^ g ü n e v v , e l b u sütuniara kib uzun sürmüş ve kaçakçıların hu | ^ercetüğijnu (Besim Atalay) ın cevasusî hayatları fotograflarla tesbit j b m d a n a k jUer y a p tığı bir Rus dergisinin edilmiştı. Fakat şebeke kurnazca S Ö 2 ı e r i ı e hulâsa ediyorum. Rus dergisi hareket ettığinden cürmü meşhud diyormuş ki: (aynen) yapmak için iki ay beklemek ıcab «Yabancı kavnaklardan geldiği halda etmiştir. halkın diline girmiş ve vatandaşlık hakNıhayet bunlan, satış halinde ya : k r a 7kazanmıs° olan kelimeleri abp yerkalamak maksadile müşteri bulmak ; l e r i n e kjjnseıün anlamadığı, sözde rusça lâzım gelmiş ve bu da temin edıl '; k e limeler koymak göreneği Usanm gemiştir. On günden ev^'el müşteri ile j jjşjnesine ^ kararlılık bulmasına cngel Hüseyin ve İsmet temasa gelmişler i r j u v o r . , dir. Eroıncıler, «müşteri» lere 200 j j ç l e b i z i m de iddiamız bu. Mekteb, liralık bir nümune vermişlerdir. N ü i j ^ j ^ , ^ hapisane. acele, muamele. m e müne tahlil edilmiş, '.matluba u y | m u r ı v a ji > r e j S ı v e kil, nazır, müdür, gun» bulunduğu için kilosu iki b ı n ! s a l ) j terbiye, maarif, millet, ziraat, üradan beş kilo pazarlığı yapılmış ' aXüm hocs, vesika gibi binlerce keli tir ' Uürkçeye, halk diline girmis, darbune Bunun üzenne, vaziyetin icabma • £ e l!erde, türkülerde söylenmiş, artık' göre, kıyafet değiştiren memurlar, ; xürk vatandası olmusken yerlerine hiç evvelki gece, Beşiktaşta bir kahvede \ isimsenin anlamadığı keliroeler sokulmüşterile buluşmağa gelen Hüseyini | d u g u a a siyasî tazyikle sokuldu. takıbe başlamışlardır. Hüseyin, ma I fçöncüsü; ben zor yolu ile dile kelilum şahıstan parayı alarak ero:nm m e s o kuldu deyince. politika yapıyorun» bir miktarını vermiş ve diğer kısmı diye iftira ettiler. Şimdi kat'î tarihini nı da dışarıda vereceğini söyleyerek \ yazamıyacağım harb esnasmda hir gün. çıkmıştır. Burada, takib eden me Baçın Birliği İstanbul mmtakası azası murlar tarafından çevrilen Hüseyın, Beyoğlundaki merkezde irtimaa davet yakalanacağını anlayınca tabancası ; rdildi. Hep gittik. Bize 240 keliraelik nı çekerek memurları tehdıd etmek j bir Hste verildi ve bu yeni kelimeîerin. ıstemişse de, daha tetik davranan mutlaka kuUanılması, kullanraıyanlann ikinci Şube memurları tarafından >azıları tetkik edilmekte olduğu, böyhemen yakalanarak, Müdiriyete geti lelerine ileride yazı yazdırılmamafina rilmıştir. kadar gidilecsği söylendi. Bunun adma Arkadaşınm âkıbetinden habersiz zcr demezier mi? olan İsmet, Rus analığmın evinde Yeni kelimeierin kuUanılmasmı, müyakalanmıştır. Hüseynin evinde ya elliflerin, muharrirlerin, ediblerin, âlimpılan araştırma sonunda şebekenm lerin, velhasü bu malzemeden istifade et şifreli telgrafları ve defterleri ele mek ve onlan seçmek salâÎTİyetindo ogeçirılmiştir. Burada, bunlarla bera lanlarm arrularuîa bırakmalî gerek iken ber çahşan Kâmil de Selimiyedeki ' bu keluneleri okutuhnası mecburî mekevinde geceyarısı yakalanmıştır. ' teb kitablarma ve kanun metinlsri.a İmalâthanede, yapılan baskında j soktuler. Bu da tamamen siyasî salâhi240 bin lira değerinde eroin bulunuet ve kuvvetle yapıldı. Bu da bir nevi muştur. Uzun zamandanberi İstan mecburiyct kcymak değil midir? Tabit bulda faaliyette bulunan ve dünya tedric kaidelerini altüst eden ve diîe nın her tarafına, limanımıza gelen , kütle halinde yeni ve anlaşılmaz kelivapurlar vasıtasile eroin kaçırdığı meler sokan bu harsket sor.unda kimse anlaşılan bu imalâthanenin meydana kimseyi anlamaz oldu. Şikâyet haksız çıkarılmasile şehrimizin bu sahada mı? Bizim memlekette her şey tersîne iş» kazandığı kötü şöhretın silineceğı lemektedir ve hastalığırnız buradadır. tahmin edilmektedir. Yazılarımuda kuvvctin aşağıdan yukanya gitmesi gerek iken, yukarıdan Rodos Türkleri asağıya intişar eder. İzmir 16 (Telefonla) Rodos adasmdan İzmire Türk muhacereti ' , K u l ü b I e r i m i z d e a 2 a farfalaşmıstır. Gelenler. normal ve ' e d ^ ? " ° J ! v•%** **** güvenli bir havata kavuşamadıkları i t e ? k l ! a t k u l u b l e r e Sısağı 10 yıl nasıl bekleriz? Başmakaleden devam ve maden kömürii yakmayı tercih ettikçe ki böyle olacağı muhakkaktır 10 yıllık plânın, ilk 5 yıh içinde daima kömür sıkıntısı çekeceğiz. Saym Bakan. «Hükumetin, kömür işini üzerinde durulması lâzım gelen bir mesele telâkki ettiğini» söylüyor. Zannederiz ki, öyle olmak lâzımdır: Hem de kömür istihsalini daha kısa bir zamanda. daha ziyade arttırmak. üzerinde çok büyük bir ehemmiyetle durulması lârım gelen. hayarî bir meseledir. Memleket sanayiinin inkişafı ve iktisadî kalkmmamız bakımlanndan petrol kaynaklanmız verimli bir hale gelinceye kadar kömür istihsalini sür'atle arttırmaya mecburuı. Memleketin gittikçe artan kömür ihtiyacını tamamile karşılamak ve aynı zamanda Akdeniz havzasındaki memleketlere köntür îhrac ederek milyonlarca döviz temin etmek için rutulacak yol, kömür istihsaliraizi kısa bir zaman içinde arttnmak ve yalnız 700 bin tondan ibaret kalan linyitlerimizden daha ffeniş ölçüde, istifade etmektir Kömür ve linyit, aziz vurdumuzun kıymetli birer servet ve döviz kaynağıdır. Bunlan tam verimle i«letmek için 10 uzun sene beklemek sabır ve tevekkülünü göstermemeliyiz. Parolamız şu olmahdu1: Her tedbir ve çareye baş\Tirarak kömür ve linyit istihsallerimizi sür'atle arttırmak. ABİDİN DAVER ' Baştarajı 1 inci sahıfede bir uçakla yarın saat 12 de Ankaraya gelerek Esenboğa uçak alanına inecektir. Ordu Bakanı Kenneth Royall'ın başkanlığındaki heyet yarın saat 16.30 da Millî Savunma Bakanı Hüsnü Çakırı, 17 de Genelkurmay Başkanı Orgeneral Salih Omurtağı makammda ziyaret edecek ve saat 17,30 da da Cumhur Başkanı tarafından kabul edilecektir. Millî Savunma Bakanı Hüsnü Çakır, heyet şerefine akşam saat 20.30 da Ankarapalasta bir akşam yemeği verecektir. Heyet, cumartesi sabahı harb ve tank okullarını ziyaret edecek ve ziyaretleri müteakıb Genelkurmay Başkanı tarafından Harb okulunda bir öğle yemeği verilecektir. Kenr.eth Royall başkanhğmdaki heyet cumartesi günü saat 14 te uçakİ3 Ankaradan istanbula hareket edecektir Pazar günü mühim bir Amerikan heyeti geliyor Birleşik Amerika bahriyesinin ileri gelen havacılık uzmanlarmdan Visamiral Arthur William Radford, beraberinde Birleşik Amerika âyan meclisi silâhlı ku\"\'etler komitesi azasmdan E.V. Robertson. Birleşik Amerika bahriyesinin malzeme işleri Bakanı Visamiral Arthur C. Miles. havacılık araştırma mütehassısı Tüınamiral Luis Deflorez ve deniz harekâtı başkanlığı benzin eksperi alfcay Kelley olduğu halde önümüzdeki pazar günü öğle üzerine Yeşilköye gelerek, deniz subaylarımız tarafından karşılanacaklardır. Heyet, Derincp destroyeri ile doğru Gölcüğe gidecek ve gece ekjpresile Ankaraya hareket ec'eccktir. Salı günü sabahı da Ankaradan Dhahran (Süudi Arabistan) a gidecektir. Ziyaretler dolayısile şehrimizde ileri sürülen tahminler Bugün ır.emleketimize gelecek olan Amerikan Harbiye Baksnı Kenneth Royall'in beraberinde, muavini Tracy Voorhoos, Genelkurmay Başkanı General La\vton, Collins ve yüksek rütbeli memurlann bulunuşu hakkmda ilgililer sadece «Mühim!» demekte ve tefsirde bulunmaktan çekinmektedirler. Bazı çevreler ise Kenneth Royall ile Amerikan Deniz Bakanîığı Genelkurmay ikinci Başkanı Amiral Radford'un başkahlığındaki heyetin, Türkiyeye aynı zamanda gelmekte olmalan da muhtelif tefsirlere yol açmaktadır. Bazı çevreler, müşterek torılantılarda bulunacaklarını, bu ziyaretleri Türkiyeye yapılmakta olan son sivasî gelişmelerle alâkalı bu'makta ve Türkiyeye aîkerî yardrnım arttırıla^ağma alâmet saymaktadırlar. Amerikan heyelleri bir eroin fabrikası basıldı i ; 3 1 j 3 ' | { , i Ankara radyosunun dünkü öğle gazetesi. îngiliz Türk ticaret görüşmelerinin inkıtaa uğradığı hakkmda Londra radyosu tarafmdan verilen haberi tekzib etmiştir. Londra radyosu da dün akşamki neşriyatında bu haberin Ankara radyosu tarafından tekzib edilmiş olduğunü kaydetmiş ve şöyle demiştir: <İngUiz Maliye Bakanlığının bir memuru da Türk İngiliz ticaret görüşmelerine devam edildiğini açıklamıştır.» Tiirk jngiliz ticaret görüsmeleri devam ediyor Demokrat Eskişehir gazetesi mahkum oldu • Eskişehir 16 (Telefonla) Demokrat Eskişehir gazetesile Beledjye başkanı arasındaki dava sona ermiştir. Bu gazetede çıkan bir yazıdan dolayı Belediye başkanı tarafından gazete aleyhine açılan davada suçları sabit görülen gazete sahibi ile yazı işleri müdürü ve yazı muharriri, sekizer av beşer güne ve iki yüzer lira ağır para cezasına mahkum olmuşlardır. G'zste sahibi olan Dr. Ekrem Baytar D. P. ikinci başkanıd'r Bulgar Elclsi dün memleketimiîden syrıidı Baştarcıfı 7 irıcı tflh'fi'ffe ırzusudur Halbuki Türk matbuat'nda, daima. Bulgaristanda bizim gözümüze iyî görünmiyen taraflar belirtilmektedir.. Fl:i konuştırken konsolos Pop Avramof da söze kanşmakta idi Onu susturan ve sözü tekrar Türk Bu^ar münasrbetlerine getiren elçi şöyle demiştir: « Temennim, Türk Bulgar münaYeni Patrik Athenagoras, sebetlerinin bugünkü gergin durumunBakanlar Kurulu Truman'a veda etti d?n bir an öiîce kurtulmas'.dır.. Ankara 16 'a a.) Bakanlar kurulu Washington 16 ( A . P J İstanbula Oğr^ndiğimize göre. ysni Bulgar elçıiıği için Çobanof isminde iyi türkçe • bugun saat 17 den 20,15 e kadar toplan harekete hazırlanan Rum ortodoks cabüen bir zat hakkında hükumetimıze ! mış ve muhteüf Bakanlıklsra aid giin miası Partiği Athenagoras bugün Başmürsc?at edilmiştir. Hükumetimiz mü delik işler hakkında müzakerelerde bu kan Truman'ı ziyaret etmiş ve kendisine 1 veda etmiştir. r;.:aati tetkik etmektedir. lur.mustur. «CUl*raURİYET» in tefrikası: 13 Baştarafı 1 incı sah'fede Bastarajı 1 inci sahıfede Karadenizde ve Boğazde bekliyen elverişli şartları ihtiva etmektedir. Bu vapurlar para mukabilinde 1953 yıTma kadar hiç Karadenizde yıldız karayel fırtına bir faiz ahnmıyacaktır. Bundan sonra sı şiddetle devam etmektedir. Bu ancak yüzde iki buçuk faiz ödenecektir. yüzden de yolcu gemüeri ve şilepler Türkiye bu parayı 35 yılda verecektir. sığmdıkları limanlardan ve Boğaz Ayrıca Türkiyeye Marshall plânında dan çıkamamaktadır. yer alan diğer memleketlere sattığı mal Boğazda 20 kadar motörle Ana karşılığı olarak da 20 milyon dolar vedolu, Yelkenci, Atilla, Ilgaz, Derince rilecektir.» şilepleri ve bir Amerikan gemisi haMr. Dorr, sözlerini bitirirken: «Türvanın düzelmesini beklemektedirler. kiye müreffeh bir memleket olabilmek Denizyollarınuı Tarı vapuru Hopa için kudret ve enerjiye, tabiî kaynakda, kömür yüklü iki şilep de Ereğli lara ve gereken bütün fırsatlara sahib limanına sığınmıştır. Necat vapuru bulunmaktadır Türkiye istediği takdirda îskenderuna doğru rüzgârra es de dünyanın ekonomik istikran ve bamesile yoluna devam edebilmekte rışı için yardımlarda bulunabilir.» dir. İzmitte İzmit 16 (Telefonla) Dün sabah başlayan kar, bugün de fasüasız olarak devam etmiştir. Karın irtifaı 50 santimi geçmiştir. İzmit Bolu Ankara 16 <2.a.) Ticaret Bakanlıyolunun kapanması tehlikesi vardır. ğmdan öğrendiğimize göre. canlı haj'van Bu sabah İstanbul Ankara telefon jhracı hakkmda ?üre 15 aralık tarihinde hatları bozulmuşsa da tekrar muvak fona ermiştir. Bu müddet zarfında 300 katen açılmıştır. Vilâyetimizin her bin başlık koyun ihrac kontenjanma tarafmda çok şiddetli bir kış hüküm mukabil ancak 97.250 baş koyun ve 35 bin baslık sığır ihrac kontenianma musürmektedir. kabil de 10.396 baş sığır ihrac edilmişİstanbul Silivri yolu kapandı Silıvri 16 (a.a.) Yağan kar dola tir. Bilindiği eibi manda ihracatma 15 yısile Silivri İstajibul yolu kapan kasım tarihinde fiilen son verilmis bumış ve nakliyat durmuştur. Muhte lunmaktadır. Bu ihracat karşıhğmda lif yerlerden gelmiş olan otobüs ve yurda 7,835,000 Tiirk lirası mukabili kamyonlar burada yolun açılmasını döviz temin clunmuştur. Önümüzdeki mevsimde yapılacak canbeklemektedirler. I lı hayvan ihracatı tarihleri 1 nisan 1949 Spferihisarda Seferihisar 16 (a.a ) Altı. yedi tarihinde Bakanhkça ayrıca ilân olunassnede bir defa yağan kar, ilçsmize caktır. bu yıl ikinci defa oîarak yağrmştır. Yurdda fırfına, kar devam ediyor Türkiyenin bugünkü ekonomik dürumu Halebde Türkiye için ntimayişler Toros ekspresi yolcuları, Haleb kalesine Türk bayrağı çekilmiş olduğunu teyid ettiler Ankara, 16 (Telefonla) Bu gece Toros Ekspresile gelen yolculardtn bazüan, Halebde dükkânların henüz kapah olmakla beraber k?hvelerin açılmış olduğunu, bu havalide Türklere karşı her zamar.kinden fazla bir sevgi tezahürü göruldüğünü, hattâ talebelerin cenub sınuımıza yakm Afrin kazasmda Türkiye lehin.de nümayişler yaptıklarmı : «Yaşasın Türkiye» diye bağırdıklarını söyliyerek, Haleb kalesine r.ümayişler sırasmda Türk bayrağı çekilrr.iş olduğunu teyid etmişlerdir. Bu ekspresin Halebden geçtiği sırada Ermenilerin tecavüzüne uğradığı, «Kshroîsun Türkler» diye nümsyişler yapıldığı, yataklı vagonun camlarınuı kırıidığı şeklindeki baberlerin yalan olduğu anlaşılmıştu. Umumiyetle ermenilerin tarafsızlığa riayet ettikleri söylenmektedir. Gerçi bu gece 22 buçuğa doğru Ankaraya gelen Bağdad vagonunun per.cerelerinin camında taş atılmasmdan ileri gelmiş ufsk bir delik görünüyordu. Bunun Bağdaddad küçük bir bedevi çocuğunun marifeti olduğu anlaşılmışür. Suriyede kabine kuruldu Şam, 16 (A.P.) Emîr Âdil Arslanm ikinci defa kabine kurmaya muvaffak olamaması ilzerine Halid ElAzm. bu işe memur edilmiş ve yeni bir kabine kurmaya muvaffak olarak tasdika arzetmistir. Buhran 16 gün devam etmiştir can ciğer dostunu görünce, onunla beraber geçirdiği bütün çocukluk ve geno kızlık günlerini hatırlamış, neşelemnişti. Bana, dinleye dinleye artık ezberlediğim tafsilâttan başka, hiç işitmediğiro bir çok şeyler daha anlatıyordu. Lâkırdı arasmda, ikide bir: Aksi gibi senin evde olmadığın bir günde geldi. diyordu. Cavidanla tanışmam r.e kadar isterdim. Ben lâkayıd cevablar veriyorum: Ya, iyi olurdu. Kısmet değilmiş. Bu pazar gelmesi için ısrar ettim Kocasmı otelde yalnız bırakamıyor. Hafta içinde bir gün gene gelecek. Kocasüe beraber mi gelmiş? Öyle ya. Kocasmm İstanbulda bir takım işleri varmış. İki ay oturacaklar. Nereye inmişler. Tokatîıyan otelinde imişler. Bizim ev müsaid olsa, bizde kalırlardı, ne iyi olurdu, değil mi? Evet, çok iyi olurdu. Hem onlar daha rahat ederlcrdi, hem sen arkadasına olan hasretini giderirdiıi. Ama, sık sık gelecek. Zaten bir yere çıktığım yok, haftada bir kaç gün sana geleceğim, dedi. Söyleseydin. bir gün de kocasmı alıp geleydi, tanışırdık. Benim tarafımdan bunu teklif etmeliydin. Böyle cerriyet icabı inceliklsrde bazan ku;ur eder, öyle potlar kırarsm ki Sabiha! Ateşle oynuyordum. ElİTii yakacağını bile bile ateşle oynıyan, bu oyundan azamî nisbette zevk duyan bir ysramaz çocuk gibiydim. Cavicsnm bana meyd^m okuduğunu sezer gibi oluyordum. Onun bu meydan okuyuşuna ayni silâhla mukabele Ganlı hayvan ihracı sona erdi Diğer taraftan öğrendiğimize göre. şimdiye kadar memleketimizde bulunan askerî yardrm ba c kanları vermiş oldukjlerin, edib ve âlimlerin kullandıklan 1 ları raporlarda Türkiyeye daha çok sa mektedirler. kelimeler neden sorja lu^ate almıvken» yıda teknisyen ve öğretaıen gslmesi Iüizmit Karasu şosesi tcrsine olarak kelimeler önce Türk luzumunu belirtmişlerdir. tzmit 16 (Telefonla) İzmitle Kara şratine sckulup bize bunlarm kullanılsu arasmda halkm daimî şikâyetlerini ırası emretîilir. raucib olan şose nihayet tamamlanmışKansım öldüren genc, 23 İstc hiz Türk dilinin gelisree6İne, motır. Bilhassa Karasulularrn sevinci bü dern, zenpin ve yaşar bir dil olmasma seneye mahkum oldu yüıktür. mâni tesVni eden bu sistemin aleyhindeIzmir 16 (Telefonla) Karısı Seyiz. Bunu vapanlar y a n ys^nadıklan vimi "karyolada boğarak öldüren ve uır.uraî yerlerde konusmadıkları içitt| Devlet Demiryolları matbaasında rizi içins atfckîan müsküüeri ka'.Tayamücellid Talib Aslan, Ağırceza mah Kültürlü bir insan j rcaılar. Asd zarluğun'i climizdeki sisâ kemesince 23 sene ağır hapse ve ka! ' ormus olanlardan ziyade biz hissetj rısmın babasma 500 ölüm tazminatı her şeyi ihmal edebilir. mekteyiz. » ödemeye mahkum edilmistir. B. FELEK etmekte acayib bir zevk, sert bir içkinin dili damağı tutuşturaıı, sarhoşluk müjdesi veren yakıcı tadı vardı. Cavidan, düğün gecesi kendisini gördüğümü Sabihadsn gizlemeğe beni ikna Başîarajı 1 ınci sahifede ettikten sonra, bugünkü ziyaretinde smı verecekler, iradı gayrisafileri bunu karıma söylememek suretile tepe Mecmuasını okumayı ihmal 1940 dan 1947 ye kadar takdir edilme bir Damokles kılıcı mı asmak iste i edemez. miş olan mükellefler de vergilerini mişti acaba? Ama, sebebi ne idi? yüzde elli fazlasile ödeyeceklerdir. Bizim evde, Sabihanm yanında kar I HERKES İÇİN, size hoş Kiralarm serbest bırakıldığı zamana vakit geçirtirken, çok şeyler şılaşacağımız anda. yüz çizgilerimde i 1 aid mükellefler üçiincü kısma girhasıl olacak değişiklikleri hain, sinsi pfreten yegâne mecmuadır. mektedir. BurJar iradı gayrisafileriCeb boyu renkli 100 sahiie 100 kuruş. bir zevkle seyretmek niyetinde miydi? nin yüzde yetmiş beşi kadar vergi Günün birinde, Hüsnü Beyle beraber Çıkaran: Arif Bolat Kitabevi. vereceklerdir. ziyaretimize gelmesi ihtimalini her an Komisyon cumartesi günü de topdüşür.üp ürpertiler geçirdiğimi tahaylanacaktır. yül ederek, kendisine, hususî çeşnide bir zevk mi aramıştı? Bir fasid daire içinde idim. Cavidanm maksadını kavrayamıyordum. Fakat maksadı ne olursa olsun, ben bu fasid dairenin içinde ancak bir kere dönmüştüm. Şimdi, merkezinde idimHiç bir tarafa kımüdamamağa karaı vermiştim. Belki daireden çıkamıyacakBN 6ÜZEL, EN LUKS TAKVİMI. tım. Fakat şaşkınlık da göstermiyecekS4 yiLO'ZIN fV SON t£5İMLSRİ Vt tim. DOLU 0LA8AK Hâdiseler, bu acayib akışı tutturduktan sonra, kendimi onların cereyanına bırakmıştım. Cavidan, hiç lüzumu yokken, çürük tir teknenin kaptanlığını ele almıştı. Benim vazifem, bu çürük tekneyi çizdiği rotayı bilmediğim için acemi mi. yoksa kötü niyetli mı olduğunu bilmediğim o kaptanın sevketmek istediği tehlıkeli yollardan kurtarmağa mahkum dümenci vazifesivdi. Arkast var Nakleden: Yerur mi, yenmez mi? Yenırıez! In mi, cin mi? Ne in, ne cin, insan. Akraba mı, ahpab mı? Ahpsb! Yakm mı, uzak mı? Bana çok yakm, sana çok uzak! Sabiha ile aramızda geçen buna benzer konuşmalarda, onun son cevabmdan scnra, ya ben bilemediğımi itiraf edip. onun gerçekten sevinerek baklayı ağzandan çiarmasım beklerdim, yahud, bild'ğ'.m adı söylerdim. Bu sefer öyle olmadı. Bırden durakladım. Son cümleyi, karımın, bile bile, manasıru bana hissettirmek için bilhassa teTtib ettiğine inanacağım geldi. Evet, Cavidan bana hakikaten çok uzakti. Bu acı hakikati bir kere de Sabinanm ağzından işitiyordum. İçime tekrar bir şuphe girdi. Bu sözde, tani ci'arından u^sklaştırmak istiyen Cavıdâiun.lesiriai^sezer gibi oluyordum. Hamdi VAROĞLU Sabihanm gözlerinin içme bakarak, bir mana okurnağa çalıştım. Hayır. Bu gözlerde, onu tanıdığun gündenberi görmeğe alışık olduğum iki şey vardı. Bıri, hududsuz bir duruluk, ötrki kendi hayalim. İçiröe bır başka hayali gezdiren kendi gbîler:mle, bu dupduru bakışlarda de£:se izi aramaktan utandım. Sabihada, kendisine tevdi edilmiş bir ?:r yok'.u. Sustuğumu görünce. bu hiç ah?ık olmukabeleye hayret etti. Niçin susuycrsun? Hiç! Bulamadım da. Bularr.azsın tabiî. Sdylersem, öyle sırı ki... Cavidan geldi, Cavidan! Çok sakin görünmekten, bu müjdeyi çok tabiî karşılamaktan başka çare yoktu. İleride her hangi bir tesadüf. düğün gecesı Cavidanla tanıştığımızdan Sabib^yı haberdar ederse, vazıyeti ancak bu şekilde kurtarmak kabil olacaktı. Zaten, uzviyetimin hiç bir zerresinde, durgunluktan başka her hangi bir tep klye takat yoktu Ya! Ne zaman gelmiş? diye sordum. Bir hafta evvel gelmiş. istanbula çıktığımn ertesi günü bize gelecekmiş, ama keyifsizlenmiş, bugüne kadar gelememiş. Hslimdeki durgunluk Sabihaya da sirayet etmiş gibiydi. Galiba bu haberin, uzerimde. beklediği tesiri yapmadığını görünce keyfi kaçmıştl. Odanm içinde bir müddet dolaştı, masamuı üstündeki kitabları düzeltti, bir küçük vazonun yerini değiştirdi. Sonra gene karşıma geçti: Verdiğim haberi niçin öyle soğuk karşıladın, Tank? diye sordu. Soğuk değil, tabiî karşıladım. Yok yok, soğuk karşıladın. Soğuk değilsa bile isteksiz. Sana öyle gelmiş, Sabiha. Cavidan Harum gelmiş, gelmemiş. beni alâkadar etmez. Senin arkadaşın, İzmirden istanbula gelmiş, sana uğramış, bunlar gayet tabiî şeyler. Ama bilmezsin, gelişine ne kadar sevindim. Tahmin edenm. Çok seviştığir.izi, çok yakm b;r çocukluk arkadaşm olduğunu biliyorum. Elbet sevineceksin. Senin de memnun olmanı isterdim. Gavriihtiyarî güldüm. Elimderı gelse. memnun olmağ; ben de isterdim. Ama, olmadı işte. Biraz evvel, bana çok yakın, sana çok uzak diyeu sen değil ıruydin? Sabiha, itüaz edecek bir şey bulamadı. Sofröda, mevzuumuz hep Cavidandı Karım, senelerdenberi uzak kaldığı bu FAKAT; HERKES İÇIN Kazanç vergisi kanun tasarısı
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear