23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
tl Ebfm 1948 eçenlerde bir gün, bir gene bana' geldi, Refah faciasında şehid düşen denizcilerimizğını öğrenmek gaGazetelerimiz Baş rabetine düşüyoruz. den birinin oğlu olduğunu söyledi ve vckilin Sarasun nut Yeni onnan kanunu ilâve etti: kunun orman dava Refah vapurunda ve Aülay deniıve yeni orman fasına dair olan kısaltısmda ölenler önceden çehid addekültesinin memleke' raına temasla bu j Ankara, 15 ekim ı müellif veya mütercimle, 'sahnelerine te nisbeten az zadildi. Onların eşlerine ve yetimlerine ' davada milletçe deYaz aylarında tenhalaşan, âdeta bo koydukları eserleri muayyen bir müdraanda yeüşürdiği genc profesör ve 3486 sayılı kanunun 12 nci maddesine ğiştirilmesi istenilen zihniyetin ne oldumesi üzerine bu raıntakarun başına ikuyularak maas bağlandı ve tazminat falan Ankara, yavaş yavaş tekrar dol det için oynamak taahhüdüne girmeTeknİk Üniversitede yann ğunu anlamak istiyor, ormanları yan lim ve su noktasmdan ne felâketler mühendisler sayesinde Avrupada or verildi. Şimdi ise, bu iki gemide ölenmağa, canlanmağa başladı. Istanbuldan diklerinden, Kadınlar Arasmda müellifi mancıhkta ileri memleketler derecesine gın ve tahribattan koruyacak ve hem geldiği, hulâsa bizim için büyük dikkatler, şehid sayılmıyorlarmış.. Bana v» kalkan trenler her gün yüzlerce An davasında ısraı etseydi dahi, hak kabaşlanacak de bu millî servetten faydalanmak için le okunup üzerine durulmağa lâyık ha yaklaşan bir orman idaresi organizasbenim gibilere bağlanan maaşlann azalkarahyı tekrar işlerünin başına getiri1 zanmasına pek ihtimal verilemezdi. yonu yolundayız. Az zaman içinde feyeni ve daha rasyonel tedbirler almak kikatler anlatılıyordu. Istanbul Unıversıtesının butun fakulhattâ şimdiye yor. Bunların çoğu yıllık tatillerinden | ** * beklenebilir. tılacağını söylüyorlar, i "~" ! , " "" " * , ,"" 7. I zarureti neticesine varıyorlar TürkiveOduncu, kömürcü gibi ağacı kendine yizli eserler görüimesi kadar aldığımız tazminat ile aylıklann dönen memurlar, yüksek öğretim raen Bu yıl Küçük Tiyatro, her zamanki | telerınde kavıdlara devam edılmekiedır. i geçinme vasıtası yaplnlar "kesmek is\ Eger köy mekteblerinden başlamak üfazlasım geri istiyorlar. subları, başkentte yerleşmiş serbest I gjbi 1 ekimde başlamış, olan yeni tiyat Bu arada. Hukuk, Tıb ve Iktisad fakül de orman davasını bu mıllı servetten terler. Şikâyet eder, çalar, yakarlar. Bu zere memlekette yukanda yazdığım telerine fazla tehacüm vardır. Edebiyat Kim söylüyor? meslek sahiblerile aileleridir. HepsLnin j ro mevsimine Istanbul Şehir Tiyatroher' hükumet faaliyetine muvazi yeni ordalandırmak vealâkadar hem de ormanlan mu ' iki ucu zıd manzumenin ortasını orman işlerile olanlan fayyüzlerinde doyamadıkları güzel günîe lsrile beraber katılmış oldu ve iik eser fakültesinin romanoloji velngiliz fılo hafaza için tedbirler almak suretiie' millet bulmağa çahşmaktadır. Memla man davası zihniyeti propaganda edi Maliye tahsil jubesinde bize aylık rin, bütün kış hasretini çekecekleri o olarak gene telif bir piyesle Paydos'la lojisi zümrelerine bu yıl imtihanla tale çözmeğe kalkışmak, çok hatalı ve ola kette ormanların sıhhat, iklim.. ilâh.. ci lirse memleketin atisini kurtarırız. veren memurlar. kızgın güneşle denizin hâlâ izleri var.' perdesini açtı. Istanbullu okuyucuları be ahnacaktır. Diğer taraftan Istanbul i rruyacak bir arzuyu yerine getirmek hetinden faydasını daha küçük yaştan Hulâsa ormanı kurtarmak, atisini teSenelerce sonra, şehidleri şehid sayBumınla beraber plâjlarda yanmış j nvın yakında Şehir Tiyatrosunun Ko Teknik Universitesinde, yarın sabah, demekü'r. Bu iddianın kısaca minat altma almak istiyen, orman da mamak veya onların yüce şehidlik cevabı vatandaşa öğretmek usulünü bulmuş yüzler, tunçlaşmış. kollar henüz ağar medi sahnesinde görmek fırsatmı bu Universite konferans salonunda yapıla şudur: Memleket ormanlannın senevî memleketler davada muvaffak olmuş vasını çok iyi anlamış, eline verilen ka mertcbelerini geri almak, bana o kadar mağa vakit bulraadan Ankarada k;ş; lacakları bu eser, Büyük Şehir, Hacı cak töreni müteakıb, tedrisata başlananunu hatıra gönüle, bakmadan tatbık aykırı geldi ki bir yanlışlık olması ihtalebin, ihtiyacın çok aşağısın memleketlerdir. mevsimi ve onun icabı olan salon ha Kaptan, Ayarsızlar, Küçük Şehir ve Geçenlerde bir vesile ile Cumhuriyet eden Ziraat Bakanına darılmamalıdır. timalini düşündüm ve bu gencden mayatı başlamış gibidir. Tiyatrolar, sine | Koca Bebek gibi ' sahnemize üstüste de \ n a t ° s u ' fcstanbul Universitesinde olduğu Ormanlarımızın kıymeti kıymeti Alem Alemdağı te yazdığım gibi Anadoluyu gezen Av On bin kişinin bu yüzden duçar olacağı liye tahsil şubesinden kendisine tahrigibi; tedrıs heyeti mensubları icin veni D Ormanlarımızın zaran karşılamağı başka yollarda ara ren cevab verilmesini istemesini ve alamalar açılmış, konserler, çaylar, koktevl ğerli eserler kazandırmış olan Cevad bir kıyafet kabul etmisür. Bu kıyaiet, B e l g r a d " Kzzılcahamam ormanları için rupalı orman mütehassısları eski orve bezig parüleri başlamıştır. Hattâ Fehmi Başkutun son komedisidir. Fal s k a n etü lra man nizamnamesini değiştirmez ve oryalım. Fakat orman davamızı daha yük cağı cevabı bana getirmesini söyledim, " ' 5 ve geçimi Kesecegi oIstanbul Universitesinin kabul ettiği ! ^ sek görmege ve bu zihniyeü yaymağa bu yıl yabancı virtüozların resitalleri kat bilmem bu esere komedi demek Çıkıp gitti, fakat bir daha gelmedi. dun °Üatacağı keçi sürüsüne bakan bir man davasını yukarıda arzettiğim zavıde her zamankinden daha erken ilân doğru mu.... Bir ilkmekteb hocasımn fe kıyefetin avnıd.r. Yalnız. omuzdan an k a ç Bir müddet sonra gazetelerde hakikayeden görmezsek çok geçmeden mem: gayret edelim. y u z a İ l e n i n m e d a n m a i ş e t i o l m a k lan etolün'rer.gi. her fakültenin kabul " Şile ve civarı halkının kendilerine ten boyle acayib bir iddianın ileri süedilmiştir. Meselâ, bu satırlar gazetede ragat ve mahrumiyet dolu şerefli ha. e t t i i r e n k l e tan çok uzak, daha çok şümullü, yirmi leketin başına gelecek kurakhk, su bassembolize edilmiştir. çıktığı zaman belki de biz viyolonsel yaünı ele alan piye'ste bizi bol bol gül ' â j mıl.von Türkün menfaati davasıdır. kınları, sıtma ilâh.. felâketleri efkân geçınecek kadar makta gösterilmeme rüldüğünü okudum. Hayret ve teessür üstadı Gaspar Cassado'nun ilk konseri düren sahnelerin yanısıra içimizi bur , ' Orman demek, bir memleketin ziraati, umumiye ve hükumete büyük puntolu sinden şikâyet etmesi ne kadar tabiî ise içinde kalrlım. 1 ni Halkevinde dinlemiş olacağız. Fakat kan, gözlerimizi yaşartan sahneler de Arife günü, başka bir gene geldi ve sıhhati, iklimi davası demcktir. Bir harflerle bastırdıklan yazılarla bildir bu havalide kalmış orman bakayasının odun verme takati derecesinde ruhsat bana bir kâğıd uzattı. Bu, Maliye Babütün bu faaliyeün içinde bizi en çok memleketin hayati, isükbali demektir. mişlerdir. ilgüendiren şüphe yok ki 1 ekimden i EJÇJ., s o s y a l hayatımızın bir çok Binaenaleyh orman davamızda değiş j Bu sene Amasyada vukubulan sey name veren Orman idaresi de o kadar kanlığı, 2 nci şubenin 6 eylul 1948 tarikayıdsızhğı hinde Istanbul Defterdarlığına yazdığı beri Küçük Tiyatroda başlamış olan; c e p h c l e r i n i ele aİmakta, öğretmen mesi lâzım gelen zihniyet de halkın or lâb, hükumet ve umumi efkân meşgul hakhdır. Eski idarelerin orman tezkerenin sureti idi: ilk tiyatro ve opera temsüleridir. zümresinin bir çok derdlerine teKasırapaşada kanlı bir vals'a olınus. bir manı bol bol kesmek zihniyeü olmah etti. Yerinde tetkikata gidcn mütehas yüzünden bugün Alemdağında ismine lâyık bir ağaclık kalmamıştır. mas etmekte, sonra fakir halkı aldata adam, kaynanasını bıçakla yaralamıştır. dır. .1683 sayıh Askeri ve Mülk! Tekaüd Kanu*** sıslar bu mıntakada selin önüne geçHâdise şu şekilde cereysn etnıiştir: Küçük Tiyatro, rahmetli mimar K e i r a k geçiner. ve Ücaret perdesi altınBu bizde olduğu gibi dünyanın her mek için bir baraj yapmak lüzumunu Eğer eski vaziyet devam ederse yağan nunun 45 Inci maddesinde (harbde veya ejKasımpasada Mestçi sokağında 11 numakıya rr.ı:sadcmelerinde sehiden ve hazerde maleddin Beyin bu güzel eseri, eminim ' da soygunculuktan başka bir şey yap ralı evde oturan Selim Selvi adında biri, taraunda da boyledir. Fakat kütleyi iieıi sürüyorlar. Çünkü Yeşilırmak gü yağmurlar bu ağacsız kalan toprakları kendisinin sun'u taksiri olmıyarak. vazife mıyan bir başka zümrenin de içyüzünü da alıp götürecektir. Şimdi bu şikâyetkarısı Şevkiye ıle son günlerde geçimsizlik idare edenler, orman davasını ileri milEvkaf apartımanile beraber inşa edilzergâhındaki ormanlar kâmilen harab icabı olunan cerrahî ameliyatı neticesinde diği tarihtenberi bu derece hararetli, bütün çirkinliğile teşhir etmektedir. yüzünden kav^a etmeye bc&lamışlardır. Bu letlerin anladığı gibi anlayan hükumet olmuştur. Diğer taraftan Eskişehir civa çi halkın ahfadı bura'.arda barmamayıp veya sebebi malum olmıyar£İ< ır.uhasara içinkavgalardan müteessir olnn Şevkiye, annesiMüellif Hacı Hüsameddin Efendinin muhaceıet mecburiyetinde kalacaklarde vefat eden zabitlerle mesleki veya askeri adamları, millet meclisleri orman ka rında Porsuk barajı yapılmaktadır. Bu bu derece gayesine uygun bir faaliycte nin evine gitmiştir. Selim, karısının cvyetimlerine birinci derecede eahne olmamıştır. Meğer, zaman zaman Murtaza Beye yeni mesleğinin, bakkal den kaçtığır.ı rğrenince doğruca kaynana nunlarında ormanla alâkalı bir kaç yüz inşaatın on be§ miîyona"' baliğ olaoağı | dır. Daha sonıalaıı bu havaüde yağ nıemurların rnaluliyet maasının sülüsü tahsis clunur.) boks maçları, güreşler için kullanılmış, lığın sırlannı açıklıyan sözlerinde, ona sının evine giderek, karısı ile kavgaya tu bin vatandaşın ormandan istifadesın söyleniyor. Porsuk suyunun geçüği ha j murlar intizamını kaybedeceğinden ve denilmiş ve bu maddcdekl jehid kelimesison yülarda da tiyatrosuzluktan şikâ işin bütün dalaverelerini öğrettiği sah tuşmuştur. Bunun üzertne kavgayı bastır dcn ziyade memleketin atisini emniyete valiyi gezenler pekâlâ görürler ki bu | ya|an yağmuru toprak ustunde zapte nin tefsirden müstağni olundugu hakkındayet eden Konservatuar tatbikat sahne nelerde, eserine bir Satire koraedisinin mak için »ralanna giren kaynanasını bı | k o y m a ğ a çahşmışlardir. civardaki güzelim çam ormanları vak decek ağâc kalmıyacağından birdenbire ki 20/2/936 tarihü ve 927 sayılı Büyuk Milvermeğe muvafiak çakla muhtelif yerlerinden yaralamıştır. Muve bol yağan yağraurlar sel felâketini let Meclisi kararında (Şehid. harbde veya sine depo, dekor ve kostüm atölyesi va bütün keskinliğini 1910 senesinde Fransada tahsilde iken tile tahrib olunmuştur. Şimdi Porsuk tecaviz bundan sonra. Emniyet Müdürlüğüne eşkıya mı sademelerinde her nevi düşman zifesini görmüş olan bu canım tiyatro olmuştur. Bu bakımdan Cevad Fchmi, giderek tesjim olmuîtur. Yaralı kadın te hocamın biraderinin Fransa Isviçre suyu taşarak tarlaları basıp mahsulleri doğuracaktır. Bazı seneler bu ağacsızlık silâhı tesirile derhal vefat edenlsr) denilmek Şehir, Küçük Şehir davi altına alınmıjtır. yüzünden kuraklık memlcketi kerbenun akan damını tamir ettirmek, güver bilhassa Büyük mahvediyor. Köyler aç kalıyor, borchududu arasında (Jura) ormanlarının suretiie sehidin açık bir tarifi yapılmıştır. lâya çevirecek, insanlar, hayvanlar aç cin pisliklerinden sararmış karton pi komedilerinde güzel örneklerini verBaşbakan Yardımcısı müfettişi olmasından istifade ederek dan kurtulamıyor. Toprak tava geldiği Refah vapurunun ve Atılay denizaltı gemış olduğu bu tarzın bizde öncüsü olakalacak, halk feryad edecek, çareler aBayramı eeçirmek üzere şehrimize gelen tatil aymda (JeX) kasabasına giüniş ve zaman bir sabah meselâ eili çiftçinin yerlerini temizletmek, toz toprak içinmisinin batması üzerine bu gemilerde vefat rak görünüyor ve Paydosla sahnemize ranacak, baraj, sulama tavsiye oluna edenlerin ölüm hali 1683 sayılı kanunun Başbakan Yardımcısı Faüt Ahmed Barutçu, de yüzen sahnesinin, salonunun yüzübu zatın misafiri olmuştum. Ormanı be tarlalarında buğday ekmekte olduklainci maddesinin (Kendisinin sun'u taksirl nü ağartmak için Muhsin Ertuğrulun yeni ve değerli bir eser kazandırmış o dün akşam Ankaraya dönmüştür. rını görürsünüz. Oğleden sonra ge caktır. Halbuki bu tesisat, milyon, hat 45 raber gezdik. Gayrifennî kesmeler varIstanbul vapurile Avrupadan tâ milyarlık işlerdir. Her sene yapılmak olmıyarak vazife icabı kazsen vefat edanAnkaraya gelmesi ve bir kaç yüz kiluyor. Çok daha derin bir tahlile lâyık ne oradan geçerseniz köylüler sıtmaya dı. Ormanla alâkalı olanlarla müdürün istenildiği halde yapüamıyacak ve bu ler tarifinin gümulüne dahîl olup yukardaki döner.ler lo kireci bu iş için gözden çıkarması lâ olan eser hakkındaki düşüncelerimi, Isarası çok gergindi. O zamanki Fransız tutulduklarından belki hepsinin hastaşehid tarifinin kapsamma girmemektedir. tanbuldaki temsilinden sonraya bırakafacialar devam edip gidecektir. Bayramın ikir.ci günü Batı Akdeniz Sezımmış. Şimdi mermer antresi, mozaik landığı ve altında yatacak bir ağac Maahaza hâdisen.in yorum yolu ile halll rak biraz da Ankarada nasıl oynandı ferindçn dörcn Istanbul V3puru, 570 yolcu, orman mevzuaü ormanı idarede köylüAnkarada oturanlar evlerinin • önün için Büyük Millet Meclisine müracaat edilsütunları, işlemeli beyzi tavanı, hele , ye bir takım salâhiyetler tanıdığından aradıkları müşahede ediliyor. Eğer bun327 ton esya getirmiştir. Volculardan 325 i bu tavanın, ışıklar söndükten sonra I ğ n d a n bahsedeyim. müşkülâ dan elli sene evvel hocamın kardeşi den üst başlan perişan, omuzlarında bir rnek üzeredir. Avrapa ksmplarından gelen Kırımlı mülte müdür, içinde yuvai'landığı Bilgi edinilmesi ve neticeye kadar yukanperde açılıncaya kadar bir an yanıp j Paydosu Küçük Tiyatroda Mahir Can cilerdir. ta doğrudan dogruya müdahale edeme Fransız orman müdürünün yaptığı gibi balta ve (odun kömür kırdıran) nâra da bahsedilen gemilerde vefat edenlerin ova sahneye koydu ve eserin sile iş arayan köylülerin geçtiğini haReceb Peker, Lahey Elçimiz Nedim Veysönen, renkli camlarile bu tiyatro Anmekten mustaribdi. Fakat ellerini cebi bu havali köy mekteblerinde köy çohavayetimlerine bağlanan aylıklara 5107 sayılı seî İlkin. milletvekiUerinden Muammer Eriç. sını yaratmağa, bilhassa muhtelif roller tırlarlar. Merak edip bunlarm birisine cuklarına, genclerine majık fenerüe kanunun gereğince zam yapılmaması rica karanın her akşam içine zevkle girilen Suud Ken.al Yetkin. Ali Rıza Türel, Wa ne koyup boş da duımamakta idi. Hiç sanat ve kültür yuvalarından biri ol ] ******* t a m b i r a h e n k teminine mu shington Millî Eğitim Ataşesi Terfik Fik unutmam, bana diyordu ki: «Köy idare ormanları tahrib etmenin elli sene son nereli olduğunu sorarsanız (Kızılcaha olunur.» Ilkönce 3486 sayılı kanunun 12 nci vaffak oldu. Turgud Zaimin dekorları, ret Süer. Prof. Tevfik Sağlam, Prof. 'Salih heyeti azalarma orman davasını anla ra köylerinde meydana getireceği bu mam) ın (Avdan) köyünden olduğunu m u t u r tamıyorum. Tahsilleri, görüşleri müsaid acıklı, tüyler ürpertici akıbet gösteril söyler. Vaktile kesif bir çam ormanı raaddesi gereğince şehid itibar olunarak Geçen yıl 27 ekimde Ahmed Kutsi j ' ^ ^ f . Ş*f ' V i / j ^ İ L ^ L ^ İ ! ^ Murad g?len yolcular arasındadır. Receb Poker, hastaîık gibi mühim bir değil. Fakat ilkmektebde haftada iki seydi şündi baltasını eline alıp ormana olan bu havalide orman değil, ağac dahi ailelerine o suretle tazminat vcrilmiş ve Tecerin Köşebaşısile açılmış olan Kü' " "*~ kalmamıştır. Uzerinden toprağı akmış nıaaş bağlanmış olan şehidler, senelerce çük Tiyatro, mevsimin geri kalan ay kal dükkânını beğenemedim. Bir masebeble yapnğı seyahatten yurda sağ salim saat için ders aldım. Ormanı sevdirmek girecek köylü şüphesiı az olurdu. döndüğü için, bunun kendisino saadet duyhalle bakkah için bu dükkân çok bükayahklar ve çukurlarda biraz toprak. sonra yapılan iş kadar soğuk ve malannı devamlı bir faaliyet içinde geçirve onların anlayacaklan tarzda basit Fransız orman mühendisinin fikirguları verdtğini söylemiştir. miş ve mayıs sonuna kadar Oktay Ri yük tutulmuş ve kasvetli renklerle kaMajik lerini, hareket tarzını (Nasreddin) Ho Bunun üzerinde de ancak çavdar ekile nasız kapsam soıile şehidlikten ıskat Nedim Veysel İlkin ise muvakkat vazife şeyleri öğretmeğe çalışıyorum. gelince: ile geldiğini ve Ankaraya gideceğini söylecdiliyorlar. Filvaki Refah 26 haziran fatın Kadınlar Arasında adh telif ese ranlık bırakılmıştır. Rolleıe fenerile (o zaman sinema olmadığından) canın koyunlannı dikenler arasından bilir. Hemen hemen hepsi mükemmel oyna miştir. Bir kaç gün evvel Cumhuriyet'te Bo 1941 de, Atılay da 14 temmuz 1942 de rinden başka Musset'nin Şamdancı, Moormanlarını tahrib etmiş memleketlerin geçirerek elde edeceği yün ile borc öGelon müheciler. 944 senesindenberi Alifre'in Cimri, Th. YVilder'in Bizim Şe nıyor. Muallim Murtaza rolünde Salih acıklı halierini anlatan manzaraiarı dcmek istemesine benzetenler olabilir. lu civarında (Aband) gölü mesiresin battıklarına göre aradan 78 yıl geçvusturya kamplannda tulunurorlardı. Canar, muhtar Hasan rolünde Ragıb hir ve Pirandello'nun Size Oyle Geiigöstermek suretiie gencleri derslerimle Fakat unutulmamalıdır ki devlet ve den bâhis bir mektub neşrolunmuştu. tiktcn sonra, şehidieri şehid saymıyan Amerikaya sipariş edilen ilâclar yorsa Oyledir adlı eserlerini muvaffakı Haykır, bakkal Hüsameddin Efendi roçok alâkalandınyorum. Bir kaç sene memleket işleıinde senelerin, hattâ bir Bu mektuba göre raülkiyeti münakaşalı bu kııtasiyecilik şaheserine veya. kahSağlık ve Sosyal 'Yardrm IVIüdürluğunun yetle sahnesine çıkarmıştı. Bu eserler lünde Agâh Hün, Salih Usta rolünde Amçrikaya sipariş etıiği streplomicine ilâcı sonra bunlar iş başına gelince bugün asrın dahi davasına göre, büyük bir bir yer üzerinde Orman idaresi bir fi ramanlığına hayran olmamak kabil dedanlık, ağaclık tesis etmiş, Köylüler ğiidir. Yıllarca sonra Refah ve Atılay den Kadınlar Arasında'nın, iki hafta Ulvi Uray, köylü Ibrahim rolünde Hâ hslen gelmemiçtir. Sağ'.ık Müdürlüğün'in babalarına yapüramadıklarımı bunlar manası yoktur. tipler elindeki »treptomicine stoku tukendiğinden mahkemeye müracaatle fuzuli müdaha şehidlerinin şehid olmadığını acaba kim temsil edildikten sonra afişten indiril şim Hekimoğlu, canlı, gerçek seve seve yapacaklaıdır.» Bir gün Orman Umum müdürile gö leyi menettirmişler, sonra da ağaclan farketti de bu müthış hatayı (?!» tamire mesile ortaya çıkan dedikodulan oku yarattılar. Murtaza Beyin karısı rolün hastalar müîkül duruma düşmüslerdir Geçenlerde Ankara gazetelerinden rüşüyordum. Dedi ki: «Bütün bakan sökmüşler, tahribat yapmışlar. Bu hâkalkıştı? Kendisine murassa bir kırtaside Melek Gün, Safinaz rolünde Nermin Istanbul milletveUillerinin yucularım muhakkak hatırhyacaklardır. birinde, (sarı tehlike) başlıklı bir ma lıklarla kereste ihtiyaa olan tnüesse dise üzerinde dururken Almanyada şp yecilik nişanı vermek yolunda olur. tetkikleri Resmi sansürün hiç bir mahzur gör Elgün, Ayşe rolünde de Muazzez Hgin kale neşrolundu. Makalenin başlığını selerin senelik ihtiyaclarını sorduk. E selerin iki tarafında dikilmiş meyva çok muvaffak oldular. Asıl büyük muRefah da, Atılay da, hazerde değil; Istanbul milletvekillerinden Ali Rıza An. miyerek temsiline müsaade ettiği bu limizdeki vasati halk ihtiyacları yeku ağaclarma değil, meyvasına dahi kimokuyan makaleyi okumağa başlaj'inca v affakiyet eserde rol alan sanatçılarmbir Mim Kemal Öke ve Dr. Fakaçelli, dun ilân edilmeraiş olmakla beraber rcsmen güzel kemedide de Türk ailesini renciMusevi Hastanesine giderek tetkiklerde. serlevha ile konu arasmda münasebet nile bu gelen rakamları topladık. Orman senin dokunmadığını unutmıyalım. Bi ve fiilen yapılmış olan bir seferbcrlik de eden sahneler bulunduğunu vehme bütün olarak eseri çok iyi anlamış ve Balat karşılaştır naenaleyh orman davamızi, yalnız bu bulunmuşlardır. Milletvekilleri. bundan aramağa başlıyordu. Bu makalede son larımızın senevî hasılatile aralarmda, müellifin düşüncelerini en sırasında, vazife ifa ederkcn biri meçdenler olmuş, hattâ yüksek tahsil sonra, Feshane Mensucat Fabrikasında tşçi günlerde Isviçrenin Zurich şehrinde dık. Bu talebin yarısını dahi vermeğe millî serveti muhafaza ile hasılatından hul bir dcnizaltımn attıği bir torpido gençliğinin müracaaü üzerine Milli E iyi şekilde aksettirecek bir ahenk ku lerin dîleklerini dinlemişlerdir. İşçiler. Ça milletlerarası imkân göremedik.» (Ormancılık araştırma faydalanmak mecburiyetinde olanlarla ile, öteki de meçhul eller tarafından ğitim Bakanının bu eserin temsiline ni rabilmi? olmalandır. Bu bakımdan ese lısma Bakanlığınm işçi hakîarını henüz ele enstitüsü kongreleri) toplantısında orBu izahattan bir bakıma ' memnun hayet verdirdiği rivayeti yayılmıştı. rin Şehir Tiyatrosu »ahnesinde ne şe aimadığını ve bu bakımdan teessür duyduk mancılığın çcşidli meselelerinin görü oldum. Orman idaresi bundan yirmi ayarlamak noktaandan ziyade memle dökülmüş mayinlere çarparak baünışlarını söylemiîlerdir. ketin atisile alâkadar ilmi bir mevzu ve lardır. Bu gemilerde can verenlerc, şeBunun üzerine eserin müellifi Oktay kil alacağını ve roller arasmda aynı şüldüğü bildiriliyor, Avrupa ve diğer sene evvelki Orman idaresi değildi. bir millî terbiye tesisi olarak kabul denilmez de kirae denilir? Eğlcııce Rifat, eski Eğitim Bakam Reşad Şem ahengin muhafaza edilip edilemiyeceğidünya parçalarmdaki orman ve iklim Çünkü o zamanlar devlet baba çantasın edelim. ZİLHİCCE 14 PAZAR için bahk tutraak veya tcnezzüh için seddin Sirer aleyhine ve şahsî müda ni merakla bekliyoruz. bozulmaları, stepleşme ve su muvaze daki satacağı kereste miktarım. biledenizdc gezerken boğulanlara mı? halesile eserinin temsiline mâni oldu*** nesinin bozulması, orman tahribaü ve mezdi. Nitekim (veranda) sistemi mem Maliyc Bakanı, Bursadan döndü Büyük Millet Meclisinin, bunlar hakğu iddiasile, kârdan mahrumiyet davaBayramı Bursada geçiren Maliye Bakanı Devlet Opera ve Tiyatrosunun sahhassaten istilâ dolayısile Almanya gibi leketimizde henüz yapılmadığından mekında 78 yıl şehidlikten sonra vereu açmıştı. Oğrendiğime göre Oktay Ri ne tesisatı henüz tamamlanmadığı için Şevket Adalan, dün Mudanya yolile Islandünyanın en güzel idare olunan orman selâ bu sene çok mahsul, hattâ ümid ceği tcfsir kararının gene «şehid» olacafat, Reşad Şemseddin Sirerin Bakanlık bu yıl Küçük Tiyatro opera temsilleribula dönmüştür. V larının ne hale geldiği, vaktile baştanedilmedik deıecede çok buğday alındıVasati11.58 15,03 17,27 18 59 4.35 ğma §uphe etmiyorum. tan ayrılması üzerine, bu davadan vaz ne de sahnesinde yer vermek zorunda Dr. Kemal Saracoğlu başa ormanla örtülü olan kuzey (Çin) ;mı gazetelerde okurken çok geçmeden Ezani 6,32 9.36 12,00 : 1,31 > 11.11 geçmiştir. Esasen tiyatrolarımız hiçbir Dr. Kemal Saracoğlu, Avrupa seyahatinormanlannın tıraşlanıp step haline gel J mahsulün ümid edildiği gibi çıkmadı Arkası Sa. 5, Sü. 2 de , den donmüj ve hastalarını kabu!e başlamıstır. Ankarada "Paydos,, ve "Figaro'nun Dügünü,, Yazan: Lulfi Ay TİYATRO Üniversitede kayıdlara devam ediliyor ÜNÜN MEVZULARI NALINA Orman davamız Yazan: Şehid sayılmıyan şehidler Süreyya Özek Kaynanasını yaralıyan damad a Başıru dinlemek linden yol bulup geçebilene aşk olsun.. diye bir şey vardır. diye söylene söylene.. bir tramvay duO ne güzel şeydir rağma güç belâ kapağı attını ve ilk gebilir misLniz? Bizim Jen tramvaya atladım, için buna imkân yok Istanbul yolunu tuttum. Bayram günkaıdeşim. İmkân yok •leri büyük şehri kepçeler... Altını üsçünkü başımız yetiine getirir. Başka günler görmediginiz rinde değil. Allah tipler, kılıklar ve tavırlar görürsünüz. eksik etmesin oturBu bir bakıma kıymetli bir etüddür. duğumuz semtin gü ' •• Insan arada bir cüzdanııu açıp içinde ne çeşid, kaç parası olduğunu öğrenir rültusünden, dostla iyi tanınm.. racak. rımın şamatasma kadar her şey başı de, içinde beraber oturduğumuz bu şeh Nasıl bulursunuz?. Otursun kuzum. mızm yerinde kalmasma imkân vermi rir halkını yakmdan tanımak istemez iyi çocuktur. Sen olsan çamura oturur musun? yor. Onun için ancak bayram gibi ça mi?. Hangi çocuk canım?. Eropada para veriyorlar, çamurhşmadığımız günler o da yılda üç dört Ve bu malihulya ile gözü açık uyuk da yirmek için. Ben onun gencliğini tanırım da... gün başımızı dinleyebiliyor, yahud larken biletçi: Gendiğinde jiir yazar mıydı?. O sizin çamurdan değil madamdinledik sanıyoruz. Ama doğrusunu size istiyor. Bayım, buraya kadar, dedi. Ayıl Fazla konuştuk. İndir çocukları Bilmiyorum. Ben onu kaîeci olaiüylemek lâzım gelirse buna başını din dım. Sirkecideyiz... Kimmiş arkadaşım bayan?. rak tanıdım, O ane kadar, burnunu gazetesinden lemek değil, başmı dinlendirmek desek (Gülerek) Ben bilmem paşanu Ben istikameti hep Beyoğlunun aksins Kimden bahsediyorsunuz? daha münasib olur; zavallı başımızın çizdiğim için istasyona girdim. Tesadüi ayırmamış olan miyob baba fransızca: Oyle ya nereden bilsin garson... Kaleci Nedünden Anjel! Kondüktörle kavga etme! bir şey dediği yok ki, dinleyelim. Nerede? imdadıma yetişti. Bir Küçükçekmece dedi... Çocukları da kollanndan tutup Bir kahkaha.. Buyurun ben göstereyim... Bayramın ilk günü hava ne kadar treni hazırmış.. bindik. Tenha yer arıaçağıya aldı. Kondüktör gitti. Çocuklar Ben şair Nedimden bahsediyorum. Ikinci sede çıktık, camekânla bölüngüzeldi. Taksimden Galatasaraya yaya yorum. Tersine giden tarafta bir köse gene kanapeye çıktılar. Ben uyuklama Haa! Evet pek severim.. (lâkin kıp gideyim dedim. Vay anaaam... Bir mit tuîdum. Oh.. kendi kendime eğlenirim. müş bir yer... Içeride adamakıllı boyalı ya başladım. kınnızı oldum. Kan alay ediyor) r£.lyöz ateşi. ayol ne oluyoruz? Meğer Ama imkân var mı? İşte üç çocuk, bit otuz beşten sonrasıru Emniyet Sandığı Divanuu sever misiniz?. Bir ara bir gürültü oldu, daha doğ na yatırmış bir kadın... Güzel değil diçocuklar eğleniyorlarmış. ana, bir baba.. Çocukların her birinin Güzeldir... rusu bazı gürültüler azaldı, bazıları çoyemem.. beni göriin Gürültü bizim sanat hayatımızdan, eîinde birer çikolâta! Eller vıcık vıcık. Yemij yemiyorsunuz?. Ben muza ğaldı.. gözlerimi açtım. Anladım ki eçifncemize kadar hâkim olmuş bir Ağzmdaki sakızı arada bir çatlatan boce hafifçe sandalyeuıısurdur. Rahmetli Kel Hasan Efendi yalı anne, ikide bir, çocuklardan biri nihayet gelmişiz o istasyonlardan biden kalçasının biri bayılırım. Lâkin önee elma yiyip sonra sahneye çıkmadan evvel bir boş gaz te nin eline şak! diye bir şarr.ar yapıstır rine.. ben hemen atladım.. oh... Hani oynatü ve daha muz yerseniz, o zaman yemişin zevkine nekesı yuvarlar, halk da katüırdı gül maktan ve çocuğu zırlatmaktan hoş va açık, güzel, serin, ferah. Gürültü yaklaşmadan evvel varırsınız.. rigara içmez raisiniz?. Hayır içmiyorum.. mekten. lanıyor. Öyle ya! Analığı nereden beili yok.. istediğim kadar nefe^ alırım.. beelini uzatarak.. ğendiğim gibi geyiririm.. tükürürüm.. Hiç mi? Bayramda Keyranda gürültü etmek de olacak? Baba, gözlüklü ve miyob. E Bonjur beye Hiç içmedim.. ayrı bir zevk oluyor. Dediğim gibi, bu lüıdeki gazeteyi türkçeden başka bir bana kim karışır yahu! fendi! Ne saygısızlık Yürüdüm... Şöyle denize nazır, yük Canım şöyle bir tiittürseniz.. de ne göreyim, otuz otuz beş yaşlarmda gazete koklar gibi okuyor. Çocuklar değil mi? sekte bir gazino.. amaın ne güzel.. set, Genzime kaçar diye korkarım. kaytan bıyıklı çocuklar büyük bir dik bir yaramaz, bir yaramaz ki sormayın... Istağürullah.. Size bir sey söyliyeceğim» ama katle tramvay raylarının üzerine 2530 Kanapclerin üstüne ayakkablarile çık set.. gözünün alabildiğine denize bak. Tanımadınız? sakın beni ayıblamayın! sanüm seyreklikte mantar fişekleri di tılar. Pencereden sen bakacaksın, ben Sakin de hava.. sahil yazm saygısız ka Gözüm ısırıyor ama.. ziyorlar. Etraflanndaki amatör şamatacı bakacağım diye itişiyorlar. Hepsi de labalığmdan kurtulmuş olduğuna mem Buyurun! Hanımlan ayıblamak Yalnız gözünüz mü?.. ajıu yasta gibi görünüyor, bir kız, iki nun.. hafif bir mahmurlukla uyukluyor. lor da, saiiapatı yolculara: Giriş cesurane.. tanıdığım değil, ama aklunızdan geçmez.. Çıktım... Bir garson hemen seyirtti.. alay lâzım ya... Dikkat et yahu! Kör müsün? diye oğlan.. ne diyebiliriz. Allah bağışlasın Ben sizi hâlâ tanıyamadım... Bu>Tirun paşam! çıkışıyorlar. Böylece beş on fişek dizü ama kunduralarım üstüme sürmeseler.. Aaa, «ahi mi? Şimdilik... Gazinolarda da insan sıp diye paşa dikten sonra millet bekliyor. Gelen Ağızlarını ve borunlarını vagonun ca Mükemmel... Biraz dikkatli baksa Vallahi tanıyamadım.. o kadar gömına. yapıştırıp leke etmeseler ne oolur. Bereket paşalığa hevesim yok! nız belki tanıyacaksmız!.. tramvay ne olacak? Eğer vataıan işin züm ısırıyor, o kadar haürlamak istiYoksa gazinodan dısarı çıkmazdım valfarkında değilse çatapata çat pat... lur? Olabilir. Ama ihtiyarladık da ha yorum. Izmirde bulundunuz mu? lahi! Tramvaym altından yaylım başladı mı fızamız zayıfladı^ Atayım da bakalım ne dereceye kaKondüktör geldi... Elindeki nmba Bir çay.. ama iyi demlensin'içeridekiler: Tevazu gösteriyorsunuzkıskacını şikırdatarak bilet istedi. Zımdar doğru konuguyor diye: Komple çay? Aaaay! diye ayaklanıyorlar. Dışa balar bittikten sonra: Onünde üzum, elma, muz, armud do Fuarda orada idim.. Yok yalnız çay.. rıdakiler de gülüyorlar. lu yemişliği göstererek: Hah! Mutlaka paviyonda... Bayan çocuklar kanapeleri kirleSaçma, fekat masum bir eğlence... tiyorlar. Cevabımdan pek hoşlanmadığı yü Buyurmaz mısınız?.. Ben yemi} Evet, her akşam giderdim» İnsan sıkılmadıktan sonra pekâlâ eğlezünden anlaşılıyor.. aman günes ne ka kürü yapıyorum.. Ne yapalum? Çocuk bu... Aman söyleyin Allahajakına... nebilir. Eskiden de iftara yakm oruç Çay içiyordum.. Kunduralarım çıkartin, kanapeye dar güzel okşuyor insanı... Çay geldi. Doktor Euıd Şevki... tiryakilerinin arkasından gaz tenekesi öyle bassın. Koyu kahve rengi bir IU. Ama ne y« Aman bırakın şu hasta içkisini ca Tamam! Şimdi hatırladım.. nasılatmazlar mıydı? palım?.. Uç de «eker.. atok fincana.. nım.. ju yemislere bıkınız.. terapa |Ur sınız doktor beyefendi?. Kundura çıkar mı? Dedim ya! Biz gürültüden hoşlanır kanştırırken garson geldi... Çıkar. değil mi?« Iyiyim hamdolsun.. millttiz. Araa kuru gürültü... Ne zaran var... Şimdi erkes kun * Yokarıda bir arkadaşınız bayan Evet, çok güzel.. Ihtiyarhyorum, bakınız sizi güçdura ile yataktan giriyor. size çağırıyor.. Nedimi »ever misiniz? lükle hatırladım... Bu şamatalı sokakta öbek öbek top Anlamadım. Herkes kendi malına tstedigi gibi Çok leverim.. Ondan »onra, gelsln doktor, gitıin lanmı; yarenlik eden bayram çiçekle basar, burası tren.. buraya yolcu otu Yokarda bir bayan arkad«|uux 0MA8U? dpkjor» kanyı aldattim diye öyle de BAŞIIHI DİNLEDİM! Yazan : Burhan Felek memnun oluyordum ki... bir şey.. Doktorcuğum.. insanların başını Bu sırada aşağıda dinlemeğe ne büyük ihtiyacı var değil bir feryad... mi?. Allah, adam öl Çok... dürüyorlar.. yahu! Zekiyi bıraktım misafirlerile ba§Ne yapcyım, paranı başa.. atladım bir arabaya buraya kadar çıkışmadı... ^şak,. geldim.. şuk!) yeter AllahBu sırada garson geldi, kadının kulaaşkına! Ö!ece|im be!. ğına bir şey söyledi... Bir kısık kaba Müsaade eder misiniz? Telefona ses: gideceğim.. Ulan hergele! Hergün gelip konsoGidince benim içime bir kurt düştü.. masyon, sonra da param çıkışmadı ha!. lâkin bu uzun sürmedi.. kadın tekrar (Çat!) geldi... Gülerek: Allah feryad.. yerimden fırlsdım.. Arkadaşlar, burada olduğumu dü kahveye doğru gidevken, iki tane izşünmüşler.. §imdi gelecekler.. Fahire bandud gibi herif önüme çıktı. Birisi: var. Tanırsmız.. Defterdarın torunu.. Bayım, hesabı görelim.. biz böyle Notrdam'dan arkadagun... Selime de mantarlara ba=mayız.. gaçoyu getir. yegelecek.. jey de... mişi ısmarla, kocası baskm edince hep Garson gene geldi.. kadına: birden cızlam! (Garsona dönerek) iste Bu adam çok fenadır.. fo, nedir . bu beyin hesabı?. Ayol biraz su dökün demedim mi? 29 lira paîron... (Bana dönerek) Kuzum beyefendi! ŞuBana: rada bir adam fazla mı kaçırrmş ne? Insan utarur be! Sen nasıi hovarhastalanmış.. lutfen!. dasın?. Azkalsın: Baktım ki durum ciddî.. yani herif Bana ne, ben doktor muyum?. de ler alaşağı ettiler mi? pesülimi çiKaramek üzere iken aklıma geldi.. kalktım.. caklar.. çıkardım üç tane onluk kâjbdı Nerede? dedim» beni aldılar, ile varlık vergisi gibi verdikten sonib s r rideki kahve binasının içine götürdüler. karna bakmadan çıktım. istasyona Bir adam uzanmış yatıyorkoşîum.. tıene atladım... Hiç kinucye bir şey söylemek niyetinde değıiaım. Nesi var?. dedim.. adam: Dalgm dslgın deniz tarafına bakarken Of midem, of.. ölüyorum» birisi omzuma dokundu.. baktım o ci Karbonat var mı?. varda oturan bir dostum.. Var pasam.. Getirin... Yarım da limon getirin.. Hayrola! Nereden böyle? Şurada. sed üstündeki kahvede biAdama bir setliç yapıp verdik.. içerraz başımı dinledim. ken, ben de dışarı çıküm. Yemiş ycdin mi? Baktm, masada kimse yok.. garsona Şaşaladım, sordum: baküm.. kaşlarıru kaldırarak: Neden soıdun? Yedim.. Bayanın kocası gelmiş... Kaça patladı? Ne? Kocası gelmiş. yukarıdan gördü.. Otuz liraya! Neden sordun? arkadan gitti... Ayol orasım herkes bilir? Kadın Ben biraz daha kaldım.. gitmek üzere ne oldu? Kocası mı geldi, hastaiandı mı? garsonu çağırdım. Kocası geldi... Hesab.. cebinde imiş, hemen çıkardı verdi... Baküm 29 lira küsur.. | Geçmiş olsun... Bu benim değil.. benim bir çayım ' Ayol nasıl şey bu? Zabıtaya havar. I ber veren yok mu? Evet, pasam, lâkin yemis komple Deli misin ayol! Hangı erkek bir var. Bayan.meçhul kadmla bu hücra köşede başbaşa kaldığını zabıtaya haber verir... Ben bayanı tanımam. Ama o siz para verecektiniz söyle Eve geldiğim zaman başırru iyice dinlemistirn. i Ayol ben bir muz yedim. Batka B. FELEK
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear