Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Ocak 1948 CUMHURÎYET A MıvI^İIi BİR DAKÎKA: Bagtaraft 1 inci sdhifede ği gibi, Yunanistanın kuzey komşularına Amerika tarafından yapılan bir ih irkaç gündenberî Hindistan tar sayılmaktadır: ile Pâkistan arasında Keşmir Washington 3 (a.a.) Akdenize meselesi yüzünden hasd olan tayin edilen kıt'alar 6 Ocakta kuzey ihtüâfın Biıleşmiş Milletler Güvenlik Karolina'dan yola çıkanlacaktır. K.onseyine sunulmak üzere olduğu söyYorumlar leniyordu. Daha sonra Hindistan BaşVVashington 3 (AJ>.) Bir grup Abakanı Nehru"nun bu messlc dolayısile merikan deniz piyadesinin Akdeniz bölverdiği demeç bildirilmiş ve bu demeç gesindeki kuvvetlese tefriki, Wasbingvaziyetin büsbütün vahametini arttırton'daki diplomatlar arasında yorumlara mış olduğunu belirtnıiştir. Bu demeç yol açraıştır . Bu çevreler, hareketin Hindistanın Keşmir mcselesini Birlesrniç daha kuvvetle desteklemek Miîletlerin Güvenlik Konseyine sundubalısinde bir teşefcbüs teşkil edip etmeğunu bildirmekle bcraber, icab ettiği diğiai kestirmeğe çalışmaktadırlar. takdirde Hindistan askerlerinin bu nıeAmerikan bahriyesi, maksadın sadece sele yüzünden Pâlüstan topraklarına da bücum etmek emrini alabileceklerini an adedi açıklanmıyan bir grupa donanmalatmakta idi. Bunun manası, dalıa diine da talim imkânı sağlamak olduğımu b«kadar kurtuluş savaşını birlikte yapan ve lirtmiş ve Dış îşleri Bakanlığı bu ha daha dün bağımsızlığa kavuşan iki kom reketi onayladığını açıklamıştır. şunun ve asırlarca nıüştcrck bir lıayat sürmüş olan iki kardeşin nereâeyse, bıçak bıçağa gelecekleridir. Sebeb de Keşmir ülkesidir. Bilinen bir kcsin hakikat Keşıtıirin bir İslâm ülkesi olduğudur. Bura halkının yüzde sekseni Müslümandır ve eldeki bütün kaynaklar bu hakikati açıklamaktadır. Bu, böyle olduğu ve Keşmirin büyük çoğunluğu Müslüman olduğu halde bu ülkenin başmda Hindu bir mihrace bulunmaktadır ve bu mihrace hâlâ istediği gibi halkm mukadderatma hâkim olmakta, ^âlâ Ortaçağ zihuiyetile hareket edcrck halkı kendi malı ve kendi uşağı saymaktadır. Keşınirin Hindu bir eyalet olduğunu iddia etmenin biricik sebebi burasuun bir Hindu mihraccnin hükmü altında yaşamasından ibarcttir. Acaba bu sebeb güvenilmeğe değer mahiyette midir? Hindistan hiikumetinin Başbakam Nehru ve Hindistan milliyetçilerinin meshur lideri Gandhi, ber nedense,. bu sebebin gayet seğlam, hattâ Hindistanla Pâkistan arasında bir harbe sebeb olacak derccede sağlam olduğuna inanmaktadırlar. Gerek Nehru, gerek Gandhi gayet iyi tanınmış iki halkçı insan ve şef oldukları halde onlann Keşmir meselesinde bir mihracenin ebnas küpelerine ve inci gerdanhklsnna sanlarak söz söylemeleri herhalde hayretle karsılanacak bir harekettir. Buna mukabil Pâkistamn ne gibi bir iddiada bulunduğunu telgraflar bildirmediği içln, biz de bibniyoruz. Bilmediğimiz diğer bir mesele Keşmir içinde MüslumaRİar tarafından yapılan kjyamın mahiyetidir. Bu bir yerli kıyam mıdır, yoksa Pâkistanın teşvikile hazırlanan bir isyan mıdır? Bu cihetleri bilmemeklc beraber aşîkâr olan bir hakikat, nufusumın yüzde sekseni Müslüman olan bir ülkenin, artık bir mihracenin arzu ve ihüraslarına alet olamıyacağı ve onun bovunduruğn altında yaşamayı kabul etmiyeceğidir. Onun için Keşmir halknun haklannı kurtarmak için kıyam etnuş olduklarını kabul etmek, bizce en doğru tahmindir. Bu, böyle lse ve Keşmir halkı durumlarmı düzenlemek ve haklarını ele ahnak istiyorlana, halis muhlis halkçı olan Nehru acaba niçin bu halkın ezilmesi tarafmı tutuyor ve niçin bu halka Hinduluğun boyunduruğunu çektlrmek istiyor?.. Dediğimiz gibi, hayret etmemek mümkün değUdir. Fakat gayet iyi haürladığmuz bir vaka, Nehru'nun geçen sene, Pâkistanın kuruunasmdan da evvel, Keşmire gittiği zaman oreda halkm hiddet ve asabiyetile karçılaştiğı ve burada duramıyarak geri döndüğüdür. Acaha Nehru bu yüzden mi, Keşmir )n»Urrnj esmok fıkrinde? Bn hâdiseyi hatırlatmaktan maksadımız Keşmir hallnnm ısürab içinde yaşadığuu ve bu ıstnabdan knrtulmak içln çabaladığmı, hattâ Pâkistanın kurulmaEindan evvel bu ise girişmiş olduğunu belirtmektir. Bu yüzden snf Hinduizm gayretile Keşmir haDnnı esarete matıTrfim etmek istemek bize çok garib görfinüyor. Meselenin Güvenlik Konseyi tarafından tahkik ohınması herhalde çok iyi olur. Çünkü bu sayede Keşmir halkının durumu açıklannuş ve bütün dünya bu durumun mahiyetini »nlgtnı» olur. Hindolaıin Pâkistanı harb tehdidile korkutmağa teşebbüs etmelerl de Güvenlik Konseyinin bu ise hemen elkoymasmı gereklcştirmektedir. Çünkü mesele büyük bir halk kütlesinin yaşama hakkıdır. Bu halk yaşama hjtlflnnı haizse, elbette ki kendi yurdunda hâkim olmak hakkını da haizdir. Tahkikann, bu vaziyeti açıklıyacağı şüphe götürmez. Kindisfan !!e Pâkîstan arasiRda vahim bîr îhtilâf Amerikanın Yugoslavya ve Bulgaristana ihtarı kurmak yolundaki gayretlerine devam ederken 1948 senesi zarfmda takib etmesi gereken dış siyaset oltnalıdır.» Karar İngiltereye bildirildi Londra 3 (a.a.) Dış îşleri Bakanlığından bildirüdiğine göre Birleşik Amerika halen Akdeniz ve Adalar denizinde b\ılunan harb gemileri mürettebaünı arttırmak niyetinde olduğunu Ingiltere hükumetine bildirmiştir. Temizleme hareketleri Atina 3 (a.a.) Birkaç grup Korr.ando ile takviye ediktüş olan Koniç* garnizonu mevzilerini tahkim etmektedir. Bu sırada faallyette bulunan eeyyar birlikler civar daflarda temizleme harekâtında bulunmaktadırlar. Dağ bölgeierinde hüküm sünen kar tipikri ve hemen hemen yol bulunmaması yüzünden bu temizleme harekâü çok büyük zorluklarla yapılmaktadır. Amerikanın Yunanistana yardunı Washington 3 (a.a.) Reuter: Amerikan askerî mahfillerinde bugün açıklandığma göre, Yunanistana yapuan yardımın artürılacağı hususunun Ihş tç. leri Bakanlığı tarafmdan ilân edilmesi beklenilmettedir. Bu, artışı sağlamak üzere .Yunanistana yardom için ayrılmiş üç yüz milyon dolarlık tahsisattan şitndiye kadar Yunan ordasuna verilmiş olan 144 milyon doların 200 milyon dolara çıkarılması mııhtemeldir. Bundan maksad, çetecilere karşı savaşan millî muhafiz tümenlerini silâhlandırmaktır. Çeteciler yardun istiyorlar Londra 3 (a^.) Bildirildiğine göre, mağlub çeteciler gizli bir radyo postası vas!t3~il? Ytınari't'nm kuzey koır.şularına müracaat ederek yardım isteğin. de bulunmuşlardır. bu bir haziıt teranedîr Hastane yok, sanatoryom yok, temizlik yok, gıda yok, ilâc yok, hava yok, tecrid yok. Yok, yok, yok. Haydi evvelini bırakahm, 25 senedir gene yok. Buna mukabil elimizde bitmez tükenmez nasıhatler, nutuklar, konferanslar ve tatsız tuzauz bir tveremle mücadele haftası» var. Galiba hafta yetmiyor, aylar yetmiyor, seneler kâfi değü. Anlaşılan b« işleri becerebilmemiz için bir averemle mücadele asn» lâzıml D.N. sîrolları ve Sovyefler Baştarafı 1 inci salnjede tarafmdan bir «anayasa cephesi» teşkil edilmiştir. Bu teşekkül okuma, yazma bilmiyenlerin teşkil ettikleri tehlike ile fakirlik ve menıleketteki hastalıklarla, aynı zamanda Arab âlemini tehdid eden dış tehlikelerle mücadele edecekür. Dış siyaset alanında aşağıdaki üç mesele başta gelmektedir: 1 Filistin, 2 Komünizmle mücadele, 3 ingiliz Irak andlaşmasının tadUL Cephenin sözoüsö parlamento üyelerinden Necib EHsaig, Reuter Ajansınm muhabirine şunlan söylemiştir: « Komünizmle mücadele Arab mem leketleri ve her Ortadoğu memleketi için esas teşkil etmektedir. Komünizm ve siyonizm birbirlerini destekliyerek aynı maksadlar uğrunda çalışmaktadırlar. Bu maksadlar nüfuz sağlamak, petrol tedarik etmek, Orta ve Yakın Doğu pazarlanui elde etmektir. Rusların yainız kargaşaJoklar çıkarmak, Ortadoğuda kan dökülmesine sebeb olmak ve Iranda yapüklan gibi petrol boigelerinde bir istinad noktası sağlamak için Fiiistinin tnir«imi lehin« de oy verdiklerini belirten Nedb Bey bilhassa şunları ilâve etmiştir: c Arablann uyanık buluomalan lâzımdır. Ruslar Irak, Iran ve Süudi Arabistan petroHarını istemektedirler. Ruslar yeni pazarlar istemektedirler ve gayelerine ulaşamadıklan takdirde Arab memleketlerini bir muharebe meydanı haline sokmağa hazırdırlar. Ortadoğunun en iyi ordularmdan birine malii oaln Irak, Filistin ve uğrunda yapılacak olan bir muharebeye şüphesiz iştirak edecek ve bir siyonist devletin kurulmasına engel olacakür. Fakat bu ölüm dirim savaşma hepimizin derhal iştirak etmesi zaruridir.» ARASIRA: Zararlı fikirlerle savaşma meselesi Harb içerisinde «suikasd», «h'ükumı devirme> vesaire gibi ağır suçlârla itham edilerek bir kaç yaslı başlı münev ver ve bir kaç genc tutuldu. Yargüan' maları «Irkçdarın muhakemesi» ada al1 tında aylarca sürdü. Neticede ekserisi" nin hiç bir günab. ve kabahati meydana çıkü. Zavallılarra her rüyalarmda zindan, sürgün, darağa hayalleri görerek çekükleri sJkuıtıyı, ilelerinin o müddet esnasında uğraı lan türlü üzüntü ve sefaleti telâfi kimsenin aklına gelmedi. Alelâde bir bar üzerine baa vatandaşların um' efkâr Snünde lekelenmelerinin, ve manevî zarar'görmelerinin m. aranılmadı. Muharebe sona erince, ibrenin j diği istJkamet değişti. Komünist pagandası ile mücadele başladı. Bu fer bir taraftan hükumet kuvveüeri takibatta bulunurken öte yandan d genclik faaliyete geçmişti. Hattâ ge» liğia laman zaman gaUyana gelerek v ürata kapüarak fazla solculuk şüphesile darr.galanmış bulunan müesseseferi ve şahısları resen cezalandjrmaya teşebbüs ettiği görüldü. O teşebbüsün yeni misaline de son Ankara nümayisj şahid olduk. Hiç şüphesiz memlekete zararlı ler saçma ve bu fikir] eri tatbik mev» kiine koymaya kalkışma hareketlerini önlemek hükumetin ve idare mekanizmasuun başbca vazifelerinden biridir. Aynı zamanda gencliğin de bu çeşid kışkutmalara lâkayıd kalmaiEası iftihar edilecek derecede asil bir tepkidir. Fakat, itiraf etmelidir ki, ortada bir ve zor, her hangi bir fiilî teşei ;eçiş hareketi mevcud olmadıkça şid< siyasetine başvurmak yanlıştır. Fikı fikirle, suçu kanunla karşılamak da doğrudur. Kaldı ki, milliyetçilik, ötedenberi kiyeyi uzun zaman idare eden tek tinin ve onu temsil eden hükumetin umdelerinden birini teşkil ederken müfrit bile olsalar nazariyat hududundan dişarı çıkmamış milliyetçileri yakalayıp hapse atmak akıl ve manüida te* lif kabul edecek bir hareket değildi. Solculuğa gelince, teessüfle söyliyelirtı ki, onun bu yurdda ilk yerleşme ve gelişme zemini bulmasına gene tek parti ve onu temsil eden hükumet sebeb olmustur. Bir yandan .gece gelen telgra£> şairi cezaevine gönderilirken, öbür yandan da cKadro» gibi meonualara tahsisat veriliyor ve yurdda commünisant fikirlerin mümessili sayılanlar dev, let idaresinin mühim mevkilerine geç** büiyordu. ' Sonra, devrine göre kendi umdesinden ılaa milliyetçilikle ve tohumlaruıın alasrna göz yumduğu komünizmle sa.vaşma gene ona düştü, Her halde bu fikirlerin zaman zaman varlığı için bir tehlike teşkil ettiği vehmine ve kuruntusuna kapıldığı için olacak!. Nitekim, bugün de vaktile gene kendisinin bıkıp ortadan kaldırmış olduğu din fikrini tesise kalkışıyor. Çünkü halk ve umumî efkâr önünde dayanacak hiç sir mesnedi kabnadı. Lâkin, çok şükür halkımızda mutedil îkirlerin hâkim bulunduğu şu anda ıo\enlikle olduğu kadar komünisÜikla ie mücadele için cebir, şiddet lüzum va htiyac obnadığı kanaîtir.^s^jiz. Sağcılıkta da, solculukta da ifraü doğuran hislerin, âmillerüı tâ kaynağına kadar gitmeliyiz. Milliyet;iliği şovenlik ierece'ine götüren, bizcs malum dış kı ve dahilden onlara şirin görünmek stiyenlerin tehlikeli yılışıklığ.dır. Bu memleketin maddi ve manevî varlığma hiç bir zaman uygun gebniyecek solculuğun minimini ateşini i£3 içtiınaî. ,e ütisadî bası boşluk ve perişanlık rörüklüyor. Yülardanberi, hak, adalet ve hürriyet fikirlerile besleyip büyüttüğümüz gencleri hodgâm ve menfaatçi bir idare silindirinin, arkasına geçemeda önünde kalanları ezip pestile löndürdüğü bir sahaya atıyoruz. Hayal kınklığma uğrıyan cahil genc. bir kurtuluş çukuru, bir kaçamak noktasa bulmak için kaldınp kendisini soldaH u« çururr.a atmaya çalışıyor. Yoksa, o Marks'ı okusa bile füsununa kapılması mümkün değildir. «Kıal cen* et> te olup bitenleri ise her gün <hıyu,or, işitiyor. O halde, her şeyden evvel gencügt tahsil esnasında karşılastığı sıkıntı v« yoksulluktan ve hayata aüldığı anda uğradığı hayal kuiklığmdan kurtarmals Zaaf mı? Kn w e t mi? Bapndkaleden devam • Amerikan basmuıın istckleri Washir.,'îton 3 (a.a.) (Usis) Amerikada çıkin gazetelerin büyük bir çounluğu SovyeÜer Birliğile Birle§ilc Amerika arasındaki görüş ayrıhklarınm tavazzuh etaıis olmasını ve Avrupanın iktisaden yıkılmasını önlemek için derpiş edilen tedbirlerin tatbikını 1947 senesinin en ehemmiyetli hâdiseleri olarak vasıflandırmaktadır. Filadelphia Inquart gazetesi de şunlan yazmaktadır: cRusların ve Slavlann Yunanistan ve Avrupanın diğer bölgelerindeki hedefleri bahsinde azimli bir hareket hatü takib etmek zorundayız. Bununla berabe rmilletlerinba rış ve hürriyet uğrunda geniş ölçüde işbirliği yapmalannı sa:"!amjk için azinıli gayretlerimize devam etmeliyiz. Bu, Birleşik Amerikanın müreffeh ve müstakar bir dünya Atilee'ye göre bugünkü Başîarafı 1 inci saMjeda tehdid eden ve ideolojik, ekononiik ve strateiik bakımdan emperyalizmin yeni bir şekli clan bir siyaset takib etmektedir.> Başbakan, siyasî b.üiTiyet olmadan, kollektivizmin süratla yolunu şaşırabileceğini, yeni baskı ve haksızlık şekilleri iktisab edebileceğini ve komünist Eusya tavihinin bu hususta bir ikaz teşkil etmekte oîduğunu beyan etmiş ve sözlerine şu şekilde devam etmiştir: Siyasî hürriyetin mevcud olmadığı yere imtiyaz ve haksızlık sokulur: Komünist Rusyacla, az bir zümre için imtiyaz gittikçe gemşlenıekte olan bir hal almış, «n yüksek ve en dun geîir arasrndaki uçuruın gittikçe derinlcşmektedir. Merdivenin bir ucıında komünist meıııleketl«r vardır; diğer uçta bulunan Birleşik Amerika, siyasî sahada şalııs hürriyetine ve insan hak!arınuı idamesine taraftardjr. Fakat bu memleketin ekonomisi kapitalizmle, bu sistemin arzetmekte olduğu bütün meselelere dayanmakta olup, vatandaşlarının znaddî varlıkları arasında karakteristik müfrit esitsizlik mevcuddur. Birleşik AmerLka, muazzam kaynaklara sahib genc bir memleket olduğu için, diğer kapitalist memleketlerde zuhur eden hâd meaelelerle henüz karşılaşmamıştır.> Attlee demecine şu şekilde devam etmiştir: « Geçmişteki krallarla imparatorlardan daha büyük bir şiddetle muhalefeti ortadan kaldıran mutlakıyetçilerin bugün demokrasi müdafii unvanı altoda lcraata kalkışmalan ne kadar gülüncdür. Şunu iddia edebilirim ki, İngiliz milleti, işçi hükumeü vaaıtasile, dünyaya pratik bir nümune teşkil etmektedir. Bugün bu nümuneye, Avrupa medeniyetinin mirasnıı korumak için ihtiyac olup bu önderlik muhaiazakâr veya liberal bir hükumet tarafından temin edilemez.> tngilterenin durumu Başbakan Ingilterenin de, diğer batı Avrupa memleketleri gibi, coğrafya, e. konomi ve siyasî teori bakrmından A J merüa ile Rusya arasında bulunmakta olduğunu kayıd ve şunları ilâve etmiştir: < Bununla beraber, bu, hiç blr ?aman, fikirlerimizin kapitalizm veya komünizm tesiri altında olduğunu söylemek değUdir. Fikirlerimiz, iki dj'asî kanaat arasındaki mesafe üzerinde de geçid bir merhale teşkil etmemektedir. Kanaatlerimiz kendi başına bir felsefe teşkil etmetkte olup, ödevimiz, »ah'iî hür Fransada S$human kabinesine hücusnlar Baştara]\ 1 inci sdhrjcde dirmiştir. Mecliste cari kaidelere göre, bu madde pazartesi günür.e kadar yeniden oya konulamıyacaktır. Bildirildiğine gdre, Sshuman bu gecikıneye sebebiyet vermemek için. ilk iki tadil teklifir.in tecrübe mahiycünde oya konulmasına razı olmuş ve müzskerelerin başlangıcmda resmen güvenlik oyu istememiştir. Güvenlik meselesi ortaya atıldıktan sonra, kanun tasarısmm diğer madueleri hakkmda müzakereye devam edilmiştir. Bu maddeler oya konuîabilecck veya Başbakan bunlar için de güvenlik oyu istiyebilecektir. Paris 3 (a.a.) Meclisin bu akşarr.ki topîantısmda rfevkılâde vergi» hakkinda hükumet projesi maddeleri süra+'e kabul ediLmişür. Meclis, bilâhare itimad meselesini miizakere etmek, yeni gelir kaynakları ;hdasını, istikraz akdini. vcrgi kanunlannm tadilina dair kanun projelerini ikinci defa o'.arak tetkik etmek için, pazartssi günü sabahleyin toplantıda bulunm^Ja karar vermiştir. Siyasî lıürriyet olmazsa fiatiarı îzmir 3 (Telefonla) Aydın. Milos, Çine zeytin müstahsilleri adma bir hayet Ankaraya gidecek, sabunluk zeytinj'ağlarmm 170 kuruştan, ekstra ekstra yemeklik yağlarm fiatı 200 kuruştan a | şağı düşmemesi için hükurrıetçs müdahale mübayaaları yapılmasma dair Vararm iyi yürümediğini, piyasada sabunluk yağların 140 kuruşa ka^ar düştüğünü, 130 kuruşa düşmssi ilıtimali de olduğunu bildirecektir. Müstahsilin bu zeytinyagını 160170 kuruşa kadar satabiltnesl için ınüdabale mübayaalarmın yalmz müstahsilden değil, fabrikatordan da yapılması, tüecar , vasıtasile küçük partiler halir.de ihra j cata müsaade edilmesi ve ihracatçmın, dışarıya sattığı yağ miktarınca hükumete ucuz satısta bulunmağa mecbur tutulması çareleri ileri sürülrrektedir. Diğer taraftan dış piyasalarda zeytinyağ fiatiarmın mütemadiyen düşmekte olduğu bildirilmektedir. çıkan Gündüz gazetesinin ;Giresunda ildirâiğine göre, geçenlerde Orduya ağlı Mesudiye ilçesinin Hatunviran öyünde feci bir yangm hâdisesi olmuş, inde yangın çıkan bir evde dokuz kişi ie yanarak kül olmuşlardır, Ev halkı lykuda iken geceyaruı başlayan yanaın Konyaya kar yağıyor üratle genişlemiş ve bu sırada uyanan Kcnya, 3 (Telefonla) Dün gece ına kocasını ve büyük otjlunu uyandıyağan yağmurdan sonra sabaha kar^ı arak birlikte dışarı fırlamışlardır. Ali kar yağmafa başladı. Kann irtifaı 58 Jsmanın eşi, bundan sonra içeriden çobuldu. :ularının feryadını duyması üzerine tekrar alevler içine girmiş, fakat bir daha geri dönememiştir. Bu suretle ana, Dergilerin en güzeli, en faydahsı h?mi!e gelini, kayınvalide, 4 kız ve 2 erkek çocuk yanmışlardır. Yananlardan büyük kız nişanlı, büyük oğul da 15 ysşında bulunmakta idi. dair ortada henüz bir işaret yoktur. Bu da galiba atılan adımın biraz hesabsız ve gelişigüzel olmasından ötürüdür. Tek particilikte bir zaman o kadar ileri gitmişiz ki altı oku Halk Partisinden abp Anayasaya mal etnıişiz. Başka türlü yaparlarsa kendierine hayat hakla tanınmıyacağından korkan Demokratlar da bu okan olduğu gibi kendi programlarına geçirmişler. Şimdi iki büyük partitnizin ikisi de cumhuriyetçi, ikisi de inkılâbcı, ikisi de lâik, milliyetçi, devletçi ve halliçı. Sonra hakh olaak bunlardan birine bir nunıarah. tekine de iki numarah Halk Partisi dediğiniz zaman sinirleniyor, âdota Bize hakaret mi ediyorsun?» dcr gibi bir hal takınıyorlar. Halbuki batı memleketlerindeki örneklerine bir göz atarsak bu altı okan en aşağı üç büyük siyasî parti kurulabileceğini görürüz. Bizde ise ki ayn isim altında hâlâ bir tek lıüiyet sakhdır. Bir yanda iktidara ağlı kalan uygunlar, öteyanda iktîdan hırpalamaya çalışan menkublar e küsl.ünler. Her iki taraf da fücrî ephesi itibarile inkılâb yıllarının uzlaşttrıcı prensîplerinden ilham alıuakadır. Gerçek bir fikir muhalefetini yıırdumuzda kurup yüıülebümck için er şej'den önce eski sentcz usııîüniin bıralvilması lâzımdır. Bu da şüpıcsiz Halk Partisinin kerdi bünycinde yapacrğı tasîiycler scnımda ;erçekleşebi!ecektir. Jlilüyetçiüklo inkılâbcılık veya lâikiik, ancnk pek hususî manalar vcrildiği takdirde birbirile bağdaşabilecek şeylerdir. İleri l'ürriyet şarllannm ışığı pîtmda bunIsn iyice gözden geçirmek ve nuıhtemel Sstifalardan çckinmcksizin kendi yolunu aydınlatmak Halk Parüiini jalnız kuvvetlendirmeğe yarayacaktır. NADİU NADİ Baitarafr 1 inet sahijedt neset etmiş, Balkan harbinde Çatalca tnevziinde, bilâhare Kuklareli, Gelibolu Redif fırkasmda ve 32 nci fırkada büyük yararlık ve hizmetleri görülmüçtür. Birinci Dünya Harbinde 9 uncu kolorduda bulunmustur. İstiklâl Harbine basından sonuna kadar iştirak etmis, bilhassa büyük taarruzda ve Başkomutanlık meydan muharebesinde 16 ncı fırka ile bulunmuş ve büyük takibin nihayeüne kadar fedakârlıklarla ç(aİB=!m»s1j(r. 339 senesinde Erkânıharbiye mektebine girmis ve 926 senesinde erkânıharbiye yüzbaşısı olarak mektebi bitirmiş, Büyük Erkânıharbiye Talim, Terbine dairesinde çahşmıştır. Bu tarihten sonra muhtelif kurmay hizmetlerinde ve kıt'a komutanlıklarmda bulunmus, Harb Akademlsinin kurmay başkanlığını ve hocahklarını da yaparak 944 senesinde Tuğgeneralliğe yükselmis ve Samsunda tümen komutanlığı yapmışbr. 945 senesinde birinci ordu kurmay başkanlığına tayin edilmiş ve bilhassa birinci ordu Baştaraiı 1 ind sahijede daki yüksek mesaisi İle temayüz eden 'ardımcısı ve arkadaşları, Ispartadan merhum general 946 da Tümgeneral ollınan malumatı da gözönünde bulun mustur. durarak tahkikatı genişletmektedirler. Son vazifesl olan tümen komutanüİlk raporlar, yangınm, bir kontak neğında iken yukarıda haber verdiğimiz ticesinde çıkması ihtimali üzerinde durmakta idiler. Yangın yerinde yeniden gibi dün vazifesi başında vefat etmistirBıı anl ölüm ordu muhitinde büyük keşiflere lüzum görülmüştür. Diğer taraftan Gönen köy enstitüsü bir teessür uyandırmıçtır. Kederli ailesine ve ordumuza beyaaı esim öğretmeni Görgü Karamut hak:mdaki tahkikatın bazı yeni safhalar taziyet ederiz. Merhumun cenazesi bugün Deniz hasöstermesi ihtimalinden de bahsediltane?inden alınarak namazı Teşvikiye ektedir. Görgü Karamutun, îspartada nezaret camiinde kılmacak, bunu müteakıb EItında bulundıırulan bir kaç kişi ile dirnekapıdaki şehidlikte ebedî istirahatıırlikte Ankaraya getirilecegi anlaşıh gâhma bırakılacaktır. Baştarait 1 inci »nhifed* Krala sadakatinden dolayı sefaretteki vazifesinden ayrümış olan Mm. Natalia Dimitrio da bugünlerde Ankaradan şehrimize gelecektir. Diğer taraftan öğrendiğimize göre şehrimizdeki Rumanya vatandaşlarından mühim blr kısmı da, Krala sadık kalmağa ve şimdiki rejim devam ettikçe memleketlerine dönmemeğe karar ermişlerdir. Eski kral Rumanyadan ayrıldı Bükreş 3 (a.a.) Eski Rumanya Iralı Michael, yanında annesi Kraliçe He ene olduğu halde bu akşam saat 20,25 e Sinaya'dan hareket etmiştir. RumenMacar hududunda Kralm vagonu Arl3erg . E>cpress'ine bağlanacaktır. Türkîyedeki Rumenler ve Kral Michael Yazife başında vefal eden bîr generalimiz Millî Eğitim Bakanlığı yangmı or. Orduda bir yangın faciası îzmirde heyecan uyandıran bir infilâk ı Yeni çıkan 64 sahifelik ve 6 rerikli 4 üncü sayısı her tarafta 50 kuruşa satılıyor. Izmir. 3 (Telefonla) Bugün öğleden evvel Keten çarşısmda 876 n « *oknkta Muharr€"m Canbuladm sabun fabrikasınm bir tonluk kazanı patlamış, infilâk, civarda büyük heyecan uyan dirmiştir. infilâk, camlarm ve sıvalarm kırılıp dökülmesine sebeb olmuş tur. 15 senedOTberi îzmirde bu kadar gürültülü bir infilâk vukuu hatırlanmamasma rağmen mes'ud bir tesadüf e seri olarak nüfusça zayiat yoktur. • Ankaıa 3 (Telefonla) Tıb Fakültesi profesörler kurulu da, bugün, An* kara Üniversitesi Rektörü Şevket Aziz Kansuya bir mektub göndererek, nvaessif hâdiseden dolayı teessürlertni bildirmiştir. Mektub, hâdiseyi bizzat görmüş ve teskin edici müdahaleleri, odayı dolduranlar tarafmdan dinleniUnemiş olan Ankara Tıb Fakültesi dekanı Abdülkadir Noyan'ın imzasını taşımaktadır. Mektubda ezcümle deniliyor ki: €Olağanüstü toplanan fakültemiz, profe?örler kurulu 27121947 günü yapılan nümayiş arasmda. bu tezahürün maksad ve gayesine aykın surette ve karıştırıcı unsurlar tarafmdan Üniversite Rektörüne ve Üniversitenin manevî şahsiyetine yükletilen ağır tecavüzü teessüfle karşılafaıştır. Kanunların himayesinde ona istinad ederek mukaddos ülküsüne bağlı olarak çalışan Üniversitemizin aziz varlığmı, bu ağır hakaretten tenzih eden kurulumuz, duygularının Ankara Üniversitesi Rektörlüğüne iblâğını karar altına almısür.> Ankaradaki nümayiş Gönende belediye seçimi Ankara, 3 (Telefonla) Gonenden Demokrat Parti meTkezine gelen malumata göre, Bakanlar Kurulu kararil« Gönen belediye başkanlığı, kaymakamlıktan ayrümış ve belediye kanununun 89 uncu maddesine göre belediye başkanmın seçilmesi bildirilmiştir. Dün eeçim yapılmış, belediye başkanlığına Demokrat Partiden Mehmed Güren seçilmiştir. • Yapı vc Kredi Bankasınuı İkramiyeli Aile Cüzdanı sahibleri, cüzdanlarını göstererek Banka gişelerinden bu dergiyi 25 kuruşa alabilirler. Birmanyanın istiklâli Londra 3 (a.a.) Bugün, Birmanyanın istiklâli ilân edilecektir. riyetle plânlaştınlmış bir ikommivi. demokrasils içtimaî adaleti bnbirine meczed«n yeni ve yaşama jçabıliyeüiıi haiz bir sistemi tekemmül ettinnektir.> • Aile dergisi aboneleri arasmda çekilecek 100 ALTIN piyangosuna girmek için pek az vakit kalmıştır. Bir dergi alarak tafsilâtı öğrerdniz. Ahmed Hidayet REEL KAETAL Büyük muharrir PUŞKİN'in eserinden alınan bu film senenin en çok takdir toplayan filmi olacaktır. ÜsküdaTda dün gecdd yangın Dün gece, Usküdarda, Inküâb mahallesi, Kasemçeşmesi sokağındaki 21 numaralı bakkal dükkânında bir yangıı» çjkmış ve ateş yanıbaşındaki 23 ve 25 numaralı evlere de sirayet etmiftir. Dükkân ve evler tasmen yandıktan sonra yangın söndürülmüştür. Ömer Rıza DOĞRUL «CUMHURİYET» in Tefrikası: 21 ELiNiRKEN RİKKAT ASIM DAGLARf KÖKNAR Gayet sanatkârane işlennüş Mısrr tar paya gitmişlerdi. Rüştü Bey Hariciye memuru idi. Bir daha da görüşememişzında eski bir eteıas. Yeni bir de groom tutmuşlar. 1415 tik. Bizi görünce ne kadar müteessir yaşlannda, bir Zenci çocuğu. Kapıyı o | oldu, bilsen! Babam için, annem için açıp kapıyor. Kırmızı kadifeden, san ı öyle güzel şeyler söyledi ki utanmasam ağlayacaküm. Lemandan birlikte düğmeli elbise giydirmişler. Aman, ne cakalar yapü. Mürebbiye çıkt:k. Yolda uzun uzun her bir haliye ingilizce, çocuklan getirmesird söy mizi sordu. Hele Fatmadan gözünü aledi; hizmetçiye rumca emirler verdi. yıramıyordu. Anneciğime çok benzetMisafir Yahudi madamlarla fransızca miş!.. Dört senedenberi Istanbulda imlşkonuştu. Kocasına da mütemadiyen ler, Cğlu kimyakermiş. Nişantaşmda «Liebling» diye hitab etti. Görülecek gene kendi evlerinde oturuyorlarmış. Malik alâkalandı: §ey'Bugün ev kadıru rolüne girmişti. Pas Oğlunun ismi Kenan mı acaba? talan kendi elüe haarladığmdan, as Evet, tanıyor musun? ksrler için yün çorab ördüğünden falan Giyet iyi, Rüştü Beyi de bilirim. bahsetti. Çocuk terbiyesi hakkmda bir En son Londrada sefaret müsteşan idi. konferans verdi; Malik Bey, mütebes Tekr.üd olduktan sonra Halicde bir bosim, dinliyordu. Fatma: ya fabrikası kurmuştu. iki sene evvel Abla, dedi, orada kime rastladığı öldü. Şimdi fabrikayı Kenan Bey idare mızı enişteme söyledin mi? ediyor. Işlerimiz dolayısile bir çok deBedia heyecarJandı: falar kendisile ternas ettim. Çck kibar. Ah, evet, dcdi; kiminle buluşhık çshş':n, zeki. dürüst bir çocuktur. Gabilir misin? AnnsriŞimin çok sevdiği l yet iyi iş yapıyor. Esasen mal mülk saeski bir ahbabile. Rüştü Bcyin lıaremi lıibi cr."in ir.s^nİErdır. Ikbal Hanımla... Bizi görünce hemen Bedia: tanıdı. Val^tile sık sık bizim eve geür Evof, decli, Ikba! Honmm bab.ıdi. Annemin en sziz dostlarmdandı. Bir sından mühirn bir servet kalmış, zande oğlu vardı. Ben yaşlarda. Bcraber nederim. bahçede oynardık. Sonra onlar AvruGülerok Uâve etti: Bedia, hâlâ Lemanın evinden bahseOyle olmasa zaten Leman ona bu diyordu: kadar itibar etmezdi. Evet, her şey muhteşem, zengin... MaUk de güldü. Sonra kalemini çıkararak sigara pakeünin altına bir şey Fakat, mobilyalar Avrupaya sipariş enot etti: Boya fabrikası deyince ha dilerek hepsi birden getirtilmiş. Vazonrlamıştı. Kısımdaki istasyon binası için lar pahalı bir mağazadan bir günde aboya ve kapı tokmakları sipariş etmesi lımvermiş. Bizim evimizde her şey daha canlıdır! Eşyaların, bibloların hikâlâzımdı. Sonra birdenbire: A., dedi; bal;, söylemeğe unuttum. yeleri vardır. Bu küçük Ssksonya heyBugün yazıhaneye kim geldi, bilir mi keli. hatırlar mısm Malik.. Bir gün yağmurdan kendimizi korumak için girdisiniz?. iki kadm. meralda başlaruıı kaldır ğimiz bir antikacı dükkânmdan satın almıştım. Sen fiatı fazla bulup: «Yağdılar. Ferid Bey.. Bizim mühendis Ferid, murdan kaçarken doluya tutulduk.^ demiştin... Sevr kutu, Bebekteki müzayecanım!.. Fatma. bilâ ihtiyar çatalını elinden dedendir. Şişman bir bey karşımıza gebırakü. Anî bir ateş,' bütün vücudünü çerek mütsmadiyen arttırmıştı. Ne si! nirlenmiştik, Yarabbü, Çeşmibülbül, kaplamıştı. Ablasının rahatsızhğı artmış; onu kâse için az mı gidip gelmiştik?. Fatma, gözleri kitabmda düşünüyorhastaneye yerleştirmek için gelmiş. du: Çok kalacak mı? Acaba öğleye mi. akşama mı gele Hayır, karıcığım. Kısımda her şey yüzüstü bırakılamaz. Işi biter bitmez cek?. Ferid Be5'in kapıdan girişini tahayyül dönmesini söyledim. Obürgün hareket odiyordu. Kavuşma anları.. Hk nazarlar. edecek. * * * Fatma heyecanını gizlemeğe çalışıyor, Fakat ertesi günü Ferid Bey ne öğle başını tabağma eğerek ütreyen ellerile ne de akşam yemeğine geldi. Ailevî işbifteğini kesiyordu. leri olduğunclan bahisle daveti kabul Bedia: Yarm tekrar yazıhanaye uğraya etmemişti. Fatma odasma çekilip socak mf? dedi. Oyleyse Ferid Beyi ye yundu. itina ile taranmış saçlarır.m firm^ğe eve getir. Fcrdadan, Yensen'ler I ketelerini bir bir cıkatdı. Onları dsğıtt:. 1 dan hıvadis alırız. Vah rr.h, a'ılni'r.ın Yat?ğına sığmar?k bırsından ağladu j XIV hast^'ğma çok üzüldüm... Fatraa, scfrat'an kalkcr ka'.kmrz eline ! Bir hafta sonra idi. Fatma. Janla birbir kitab alsıak salonun kuytu bir kc ü'tte UniverEİteye konferans dinlem?şpsine yerlrşti. Z..hircn okv.du.CM S3t:r ! ğe gitrr.işti. Bedia. cdısında dolablarılr.ra dolmış gibi görünüyordu. Hakikat nı düzcltmekle meşgulkra telefon çal te r.ihr.i tek bir şeyle mî;gTa!dü: Ferid dı. Leman: Bey.. Ferid Bey, yarın burada olacak!.» (Arkası var) DEVLET HAVAYOLLARI İSTANBUL İZMİR ADANA ATİNA Meydanl&n arasmdaki seferleri Muntazaman devam etmektedir. Bütün meydanlarda MERHABA AKDENİZ YAZAN: Halikarnas Balıkçısı Umumî Bilet Satış Acentası ÂNTÂLYA UMUMÎ NAKLJYAT T. A. Ş. Muharririn en güzel 30 deniz hikâyesi kitab nalinde basümıştır. DOĞANLAR Basımevi İZMİR SAYIN DOKTORLARA: Per. Sat F. Per. Sat F. 10 TabL Knoll 1.60 BROMURAL 20 Tabl. Knoll 3.10 BROMURAL CALCİUM DİURETİN 20 TabL Knoll 2.65 JOD CALCİUM DİURETİN 20 TAL KnoD 3.10 CARDÎAZOL CARDİAZOL CARDİAZOL CARDİAZOL CARDİAZOL DİCODİD Liq. ıo gr. KnoU 3^0 CARDİAZOL Ephedrin Liq. 10 gr. Knoiı 3^5 OCTİNUM liq. 10 gr. KnoU Z25 Liq. 10 gr. fcıoU 2.25 OKTYRON Liq. 10 gr. KnoU 3.G0 Liq. 10 gr. Knoll 2.65 VERÎAZOL . 5 Amp. KnoU 3.S5G Amp. 1,1 cc. Knoll 3.20 VERÎAZOL 6 Amp. KnoU 1.25, 10 Amp. 5 cc. Knoll 13.S0 DÎGİPURATUM Poudre KnoU CHtNİN 20 Dr. KnoU 3C0 TANNALBİN PARACODİN SÎROP 100 gr. Knoiı 3.40 Eczanelere dağıühnıştır. KİMYA ve FXZA MADDELERİ T. L. Ş.