25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
C'tMHLKIVET V r >cak 1943 BiR SEYAHAT GÜNÜN İKTİSADÎ HÂDİSELERİ HEM NALINA MIHINA Moskovada ilk gün Tanmmış AmeriUan muharriri John Steinbach, bir kaç an önce Rusyada bır teyahat yapmış ve intıbalannı yazmıştxr: Yazılarında. Aiıierikan görüşü ıle Rus gbrüşii arasmdaki fark çok ij/i belirnıektedir. Bu çok meraklı ve dikkn'.c değer seyahat intıbalarını ashndan nak. lediyorvz: 1 Moskovaya varışımızın akşamı, Volu bir araba göndermış ve bizi merkeze davet etmişti. Anladığımıza göre, bizimle yazıcılar birliğinin mi, yoksa Voks'un mu meşgul olacağı üzeıinde şiddetli bır münakaşa kopmuş, neticede Voks mtiEakaşayı kaybetraiş ve bizi ele almıştı. Voks daiıeleri, vaktile büyük bir tacıre aid olan küçük ,fakat guzel bir saray içindedir. M. Karaganov tarafından karşılanmıştık. Sarışın vc dikkatli bir geııedi. Afır ağır, fakat duzgün bir ingilizce ko•»uşuyordu. Masasımn başına geçerek bize bir sürü sualler sordu. Maksadımız, siyaset dışında kalma'.c, j mümkün olduğu kadar Rus çiftçılerile ve işçilerile konuşmak ve bunların dus rumunu anlamak, nasıl yaşadıklarını \ görmek ve butün bunları kendi halkı: mıza anlatarak iki taıafın anlaşmasmı ; tolaylaştırmaktı. Karaganov bizi süku\ \ içinde dinliyerek önündeki kâğıchn . iizerine bir kaç çizgi çizdikten sonra şu îcevabı verdi: Daha başka kimseler de aynı işi »yapmak üzere gelmişlerdi. Hepsi de bi: re uğramışlar, aynı şekilde konuşmuş1.1ar ve bize anlattıklarına hiç de uymıf jan yazılar yazmışlardı. Gösterdifimız fitimadsızhğın sebebi budur. Buna karşı biz de şöyle dedik: Biz, lehinizde veya aleyhinizde bu^lunmak için gelmedik. Maksadımız, \ gördüğümüzü ve anladıgımızı naklettinekür. Gordüklerimize fotograf alıyor [ gibı bakacağız ve öylece anlatacağız. \ Beğenmediğimiz, yahud anlayamadığı' mız şeylerle karşılaşıısak, onları da tes\ bit edeceğiz. Elhasıl, röportaj yapacağız. ; Muvaffak olursak ne mutlu; olamazsak ^bunun da sebebini anlatacağız. Amerikada. yazı yazmak işinin daha başka bir durumda olduğunu ve bu durumun ora muharrirlerine çok uygun geldiğini izah ettim. Böylece konuşmamız, hükumet telâkkisine geçmiş ve SovyeÜerin, telâkkisile Amerikan ve Ingiliz telâkkisi arasındaki fark kendini belirtmiştir. Çünkü Rusyada, herkese telkin olunan, öğretilen ve mütemadiyen teşvik edilen telâkki, hükumctinin çok iyi olduğu ve onun hükumeti desteklemekten başka bir vazifesi bulunmadığı merkezindedir. Halbuki, Ingiltere ile Amerikada öğretilen şey, hükumetin şu veya bu bakımdan tehlikeli olduğu, hükumeti daima murakabe etmek ve şiddetle tenkid etmek lâzım geldiğidir. Iki taraf gorüşü arasındaki en esaslı farklardan biri bu idi. Daha sonraları, çiftlikîeri ziyaret ederek. çiftçilerle beraber sofra başma geçüğimiz zaman, bunlar da bize, hükumetimizin nasıl işlediğini, sormuşlar, biz de onlara bütün iktidarın tek bir adam eline geçmesine meydan vermemek için bir sürü engeller vüeude getirdiğimizi, bir çok muvazeneler kurduğumuzu anlatmış ve memleketimizdeki durumu olduğu gibi izah etmiştik. Fakat, sözlerimizin anlaşılmış olduğunu sanmıyorum. Çünkü burada halka öğretilen şey, baştaki liderin iyi olduğu merkezindedir ve bu esas üzerinde münakaşa caiz değildir. Karaganov, nihayet bize, şu sözleri söyledi: Yapmak istediğiniz işlere dair bir liste hazırlar ve bize gönderirseniz, biz de, size her kolaylığı göstermeğe çahşırız. • Karaganov'u dosdoğru konuştuğu için çok se\Tniştik. Biz de, ona olduğumuz gibi görünmüş ve içimizi açıkça dökmüştük. Biz, Amerikalı idik ve kendimize mahsus bir görüş sahibi idik. Bu görüşten ayrılmamıza da imkân yoktu. Karaganov bunu anlamış ve hakkımızda bu yüzden itimadsızlık göstereceğine daha fazla itimad göstermişü. Kanaatime göre Ruslar, dünyanm en kötü propagandacılarıdır ve dı? münaKaraganov, başmı eğerek düşündük sebetleri idare hususundaki durumları en sonra cevab verdi: da aynı mahiyettedir. Bu sözlerinize güvenebiliriz. FaMeselâ, yabancı muhabirler meselesi\ kat, buraya gcldikleri zaman miifrit ni ele alalım. Muhabirin biri, gayet iyi | derecede Rus dostu göründüten sonra, niyetle Moskovaya gelerek gördüklerini Ş geri döndükleri zaman müfrit derecede anlatmak istiyor, fakat çok gecmeden ı.Rus düşmanı kesilen kimselerden fcna kendisine fena gözle bakıldığını ve gat,}ıalde usanmış bulunuyoruz. Bu daire zetecilik vazifesini yapamadığını görün salâhiyeti ve nüfuzu geniş değildir. yor. Bu yüzden bu adam, yavaj, yavaş •Fakat, vazifenizi kolajlaştırmak için e değişiyor ve yavaş yavaş Sovyet sistelımizden geleni yapacağız. minden nefret eder oluyor, çünkü bu Karaganov, daha sonra Amerikaya sistem onu, vazifesini yapmaktan alıLdsir bır çok şeyler sordu ve şu sözleri koymuştur. Bir adamı düşman etmenin en kestirme yolu da budur. f Eöyledi: Gazetelerinizin bir çoğu, Sovyetlor Buradaki sefaret memurlan ve gaBırliğı ıle harb etmekten bshsedıyorUr. zete muhabirleri, kendilerini yapyalAcaba Amerika halkı böyle bir har'oi nız, bütün dünya ıle alâkayı kesmiş, İstiyor mu? Rus toprakları içinde sanki bir ada Cevab verdik: içine düşmüş gibi görüyor ve yalnızh Zannetmi>oruz ve her hangi bir ğın bütün acıhğını hissediyorlar. Gerçi illctin harb istiyeceğine inanmıyoruz. biz burada, bir çok işler yapmak imkânını elde ettik. Fakat, biz de öteki undan başka 'oir şey de bilmiyoruz. arkadaşlarımız gibi jmuhabirlik yapmış *Sordu: O halde gazetelerdeki gürültülerın olsaydık, onlardan farksız hale gelirdik ve Moskovadan ayrılmağa imkân bu derece j ükselmesine sebeb ne? bulamazdık. d v a b verdik: Biz ,siyasetle meşgul cieğiliz ve bu(Arkası var) nun sebeblerine vâkıf değiliz. Hıtimal ki, bu gürültulerin bir kı?mı Cumhur Başkanı seçimi ile alâkahdır. Fakat, bu alâkamn derecesini kestirmek de elimizde değildir. Daha sonra sorduk: Rus milleti yahud Rus hükumeti barb lehinde midır? Bu sualimiz üzerine doğrularak kaletnini bırakmış ve şu cevabı vermişti: Bazı Trabzonlularm arzusile Bu sualinize kat'î surette cevab Başbakan Bay Hasan Saka çekilverebilirim. Gerek Rus milleti veya her miştir. Telgrafla Trabzona bildihangi kısmı, gerek Rus hükumeti asla rilen neticenin karikatürünü buharb lehinde değildir. Hattâ daha ileri gün çıkan M İ Z A H Mecmugiderek diyebilirim ki, Rus milleti, asında mutlaka görünüz! harbden sakınmak için elinden ne gelirse hepsini yapacaktır. Buna dair kat'i kanaatim vardır. Marshall plânınm yeni safhası Unlardaki cavdar ıtisbeti ve 4 sınıfa ayrılan devletler Nisbetin %35 i bile bulmadığı görüldüğünden değirmenciler ikaz edildi Toprak Mahsulleri Ofisi Istanbul Bölge müdürlüğünde dün Ofis ileri gelenlerile değirmenciler arasında bir görüşme yapılmıştır. Müdürlükten \ erilen malumata göre, fırıncıların iddiaları hilâfına, değirmenlerden 10 gündenberi alınan nümunelerin tahlili, ekmeklik unlardaki çavdar nisbetirun ortalama olarak yüzde 35 in daima altında olduğunu göstermiştir. Ofis, ç;>vdar nisbetinin yüzde 35 e çıkaniması için değirmencileri ikaz etmiştir. Fırıncıların, 7476 ve 8486 randımanlı unlann ayrı değirmenlerde imal edilmeleri yolundaki taleblerinin kaVulüne bu iş bir kararname mevzuu olduğu için şimdilik bir imkân göıülmemektedir. Ticaret Bakanlığı, bir kısım belediye memurlarile Istaülv.ılda bulunan müfettişlerine ve Toprak Ofisten be? kişiye şahsan kontrol hakkını vermiştir. Kontrolörler faaliyete geçmişlerdir. Tek tip ekmek çıkarılmasından sonra Istanbulda buğday sarfiyatı 600 tondan 400 tona düşmüştür. Yeni ekmek çeşnisi Tek tip ekmek için yeniden çeşni tutulduğunu yazmıştık. Tutulan çeşni nümunesi tahlil edilmek üzere Belediye kimyahanesine <gönderilmiştir. Maamafih vüeude getirilen nümunenin şimdikine nazaran çok pişkin ve beyaz olduğu görülmüştür. Rutubet miktan yüzde 37 ye inmiştir. Bu ekmeğin gramı bugün tahlilhaneden alınacak rapora göre tayin edilecek ve Daimî Encümene bildirilecektir. Bununla beraber ekmeğin 850 veya 855 gram arasında olacağı anlaşılmaktadır. Dış Ticaret Dairesi Başkanı Ankaraya döndü Amerikalılardan yar dım göreeek 16] devletin dilekleri ge J çen eylulde Parisı te hazırlandıktan 1 Ne bitmez tecrübeî an işlerde. hem de pek küçük ve kolay işlerde. gö'sterdiğimiz büyük beceriksizliklcre o kadar üzülürüm ki... Şu tek tip ekmek meselesi de. işte üzüntü, hattâ hüzün uyandıran beceriksizliklerimizdcn biri oldu . Tek tip ekmek. 22 arahk 1947 de piyasaya çıkanldı; fakat, 38 gündenbcri, hâlâ yok, un harmanı tecrübesi, çeşni tecrübesL maya tecrübesi, hanıur tecrübesi, rütubet tecrübesi, pişirme tecrübesi diye bir sürü tecrübeler devam e' dip gidiyor; tabiî dedikodıısu da beraber. Her tecrübede, ekmeğin gramı bir miktar azalıyor amma fiatı aynı kalıyor. Bu gidişle galiba. ekmek yarım kiloya inecek, lâkin halkıa verdiği para ayuı kaiacak! Isin (arib ve acayib bir tarafı da tek tip ekmek binde herkesin. kabahati ve mesuliyeti başka birinin omzuna yüklemeğe çalısmasındadır. Bu yola Ticaret Bakanı da girdi ve tek tip ekmeği efkân umumiyenin, sonradan izah ettiğine göre. gazetecilerüı istediğini söyledi. Zaten, fu gazeteciler olmasa, her iş kolayca yoluna girecek!. Tek tip ekmeği hangi gazetecinin istediğini bilmiyorum amma, hakikaten böyle olsa dahi, biz gazetecilerin her gün istediğimiz sayısız şeyler arasınd», yalnız bu dileğin nedcn alelâcele kabtıl edildiğini »nlayamıyorum. Memlekerteki buğday stoku mevcudunu, mahsul idrak edildiği sıralarda bilemiyerek bembeyaz, pişkin ekmektcn başka francala çıkartan da biz gazeteciler miyiz? Memleketin ihtiyacına yetişecek kadar buğdayımız olmadığı balde, buğday ihrac eden de biz gazeteciler mlyiz? Tek tip ekmeğin halitası yüzde 35 çavdar, yüzde 65 buğday onu olduğu resmen söylendiği halde, haldkatte bunun tamamile aksine olarak yüzde 70 i çavdar, yüzde 30 u buğday unundan mürekkeb bir harman yapan biz gazeteciler miyiz? r Yazan : Dr. Nixameddin Aîi teşekkül olmahdır ki, paranın yerine sarfım garanti etsin. Bugün bu konuda meydan alan iki görüs var. Biri, tek adama bu işi vermek ve Avrupada bir merkezde oturacak bu adamı Amerika Hariciye Nazırının emrinde tutmak. Oteki, bir idare heyetinin idarssinde hükmî şahsiyeti haiz bir genel heyet kurmak. Bu iki şekilden hengisinin galib geieceği simdiden belli olmadağı gibi, Amerika meclisindeki müzakereler sırasmda bunlardan başka sekillerin ortaya atılması da mümkündür. *** Yukarıki satırlarm birinci kısmında hangi tarihte, ikinci kısmında kaç paralık yardım yapılacağı izah edilmiştir. Konuyu bitirmek için kimlere ne şekilde yardım edileceğini de izah edeceğiz. Yardım göreeek devletler dört sınıfa ayrılıyor. Türkiye, Amerikadan ala cağı eşyaların bedelini peşin verecek memleketler sınıfına konmuştur. Bu sınıfta bizden başka Isviçre ve Portekiz de var. Bundan başka bir de Amerikanın vereceği eşyaya karşı para vermiyecek, onları (bedava) ya alacsk memleketler sımfı var. Buna da Yunanistan ve Avusturya ithal edilmiştir. Deniyor ki, birinci sınıftan olan memleketler harbde zengin olmuşlar, aç kalmamışlar, tahrib edilmemişlerdir. Onlar alacakları mallann bedellerini pekâlâ peşin verebilirler. Türkiye böyle memleketlerden sayılmakla beraber. onun hakkında aynca şöyle yor: Amerika Türkiyeye hibe yo'ile evvelce 100 milyon dolarlık jardım Bir müddettenber! jehrlmizde bulunan Ticaret Bakanlığı Dış Ticaret Dairesi Baskanı Mahmud Seyda, dün Ankaraya gıtmistir. Sümerbank, pamuklu fiatlanna zam yapmıyacak Blr müddettenberl Ankarada bulunan Süırerbank İplik ve Dokuma Fab. Müessessi Muduru Şevket Aydınelli dün jehrimlze donn.üjtür. Şevket Aydınelli kendisile görüşen bir arkadajımıza, Sümerbank mamullerine yapılacağı töylenen zam hakkında demiştir kl: « Pamuk fiatlarının geçen ieneye nisbetle bir miktar artması ve Avustralyadan ithal edilen yapağıların menşe fiatlarının yuzde 52 nisbetinde yükselmlj olması dolayısile yunlü ve pamuklu mamullerimizin bir kısmma takriben yüzde 8 nisbetinde bir rsm japmayı düşunüyorduk. Ancak, yapılan hesablardan sonra ham maddedeki fiat yülcsekliğmi istihsal masraflarından kıstnak suretile karsıhyacağımızı anladık. Bu llıbarla hiçbir maddeye zam yapılmıyacaktır. Diğer Uraftan Istanbul, İzmir ve Ankaradaki mağazalarımızda birkaç güne kadar perakende satışlara başlıyacagız. Bu mafazalarda, İtalya ve Japonyadan getirttifimiz l'hal mallarile, bir miktar yunlu ve kontenjand dahil olmıyan pamuklular satılacaktır.» Piyasada durgunluk butun şiddetüe devam etmektedir. Ihrac mallarımızı harice «atamamış olmamız ve piyasadakl para darlığı bu durgunlugu arttırmaktadır. Ancak, geçen sereden bu seneye devredilmiş olanlarla bırlıkte 145 milyon kiloyu bulan tutünlerimiiin satış imkânlarının çoğalmış olması ve bu tutünlerin satılmaya başlamasıle Ziraat Bankasının köyluye yeniden kredi vermeyi kararlaştırması ileride pıyasanın canlanacagını gostermektedir. Piyasada görülen durgunluk yüztinden fabrikalar da lstihsallerinl yarı yarıya azaltmısIardır. Istihsalâtın önumuzdeki gunlerde pi\asanın canlıhğile muvazi olarak arttmlacağı ümld edilmektedir. Osman Bolukbaşı adlı bir vatandaş'an »1dığımız telgrafta, «Milli Demokrat Parti »dında blr parti kuracağımız hakkındaki haber hayal mahsuludür; Matbuat Kanunu gereğin ce tavzihini rica ederim» denilmektedir. Matbuat Kanunu gerrğince rlcasını yerine getirdik. Kolera tehlikesl yuzünden bir buçuk aydanberi Suriye ile Türkiye arasındaki tren münaklatı durdurulmuştu. Son gelen haberlere göre, Suriye Demiryollan İdaresi bir ay zarfında hiçbir vaka görülmediğinden Toros Ekspresinin işliyebileceğini Devlet Demiryollanna telgrafla bildirmiştir. Sıhhat Bakanııgınca da bir mahzur görülmediği takdirde bu hat yakında lşlemeye açılacaktlr. sonra Amerikaya \ gönderilmişti. Arada geçen beş ayda türlü Amerikan uzmanlarz bu dilekleri incelediler. Son şekil, geçen gün Başkan Truman tarafından Amerika meclisine sunuldu. Bu dileklerin ifade ettikleri paranın yekunu 17 milyar dolardır. Şimdi yeni bir mesele çıkmıştır. Yardımın şekli ve genişliği yardıma girenleri aynı surette memnun etmiş değildir. Ilk Paris toplantısının davetçileri olan Ingiltere ve Fransa gene önayak olarak, yardıma girenleri, ikinci defa olarak Parise davet etmek ve Amerika resmî dairelerinden çıkan plânın son şekli üstünde fikir teatisine imkân vermek istediler. Fakat yeni gelen haberlerden anlaşılıyor ki, Amerika bu ikinci Paris konferansımn aleyhinde bulunmuştur. Amerikada müzakereler cereyan edip dururken, aynı konunun bir de Pariste konuşulmasırun uygun olmıyacağını ileri süren Amerikalılar bu konferansa mâni olmuşlardır. Bunun üzerine Ingiltere ve Fransa şöyle bir karara varmışlardır: Ingiliz ve Fransız uzmanlarmdan mürekkeb hir heyet 16 memleketin başkentlerine seyahat edecek, yardım plânı hakkında ilgilUerle fikir teatisi yapacaklardır. Ingiltere ve Fransanın bu birleşik kararı bu ayın ortasında Londra ve Pariste aynı zamanda neşredilen şu tebliğle ilân edilmiştir: tlngiliz ve Fransız murahhasları, Paris konferansı neticelerinin eyluldenberi geçen safhalan ve bugün varılan durumu hakkında konferansa katılan memleketler arasında fikir teatisi yapılmasını lüzumlu görürler. Aynı zamanda plânın yürümesi için bu memleketler arasında daimî bir teşkilât kurulması da zarurî bulunmaktadır. Ingiliz ve Fransız hükumetleri bu maksadlar için yeni bir milletler konferansı akdetmekten ziyade, ilgili devletler arasında konsültasyonlar yapılmasını, Washinston kararı henüz verilmemiş olması dolayısile, daha uygun bulurlar ve ikinci bir konferansın akdini şimdilik erken telâkki ederler. BAŞBAKÂN Piyasada durgunluk var CEKİLDİ! Daha sonra kalemini eline alarak, önündeki kâğıdin üzerine bir kaç çizgi çizmiş ve şu sözleri söylemişti: Amerikanın yazı âleminden bah«edelim. Romancılarınızın, artık hiç bir geye inanmadıkları göze çarpıyor. Doğru değil mi? Cevab verdim: Bilmiyorum. Karaganov devam etti: Fakat, sizin, en son eseriniz de bize gayet cynic görundü. Cevab verdim: Değildir öyle. Çünkii, benim telâkkime göre, yazıcının, vazifesi, yaşadığı devri, ardıyabildiği kadar tesbit etmektir. Benim de yaptığım bundan ibarettir. Bunun üzerine konuşma, Amerikah muharrirler üzeıinde donüp dolaştı ve Karaganov, yeni yetişen genc muharrirler hakkında, malumat almak istedi. Genclerin, son dört yıllarını orduda geçirdikleri için, henüz dikkate değer bir eser vermedikleıini. fakat yaşadıkları hayatm ve geçircikleri tecrübclcrin kendilerine bir çok şeyler ilham edeceğini söyledim. Karaganov. Amerika muharrirlerinin, elbirliği yapmamalarmı ve bir araya gelmemclerini hayrctle karşıladığını soylijerek, Sovyetler Birliğinde, muharrirlerin muhim kimseler olduklarım, hattj. Stalin'in onkra, «ruh mühendisleri» dediğini anlattı. Yeni parti meselesi Toros Ekspresi yeniden işliyecek Galatada Kadriye adında bir kadını ölumle tehdid ettiği iddiasile Birinci Agırceza Mahkemesine verilen Hamdinin muhakemesi dun sona ermis ve sanık, 8 gün hapse mahkum olmuştur. Sabıkalı hırsızlardan Selânikli Taceddin, Bakırköyundeki Yenimahallede Arman Lokumcuya aid 65 numaralı evi soyup, eşyaları bir arabaya doldurarak kaçtıktan sonra yakalanmıştır. Esyalar, Galatada emanetçi Hamdide bulunmuştur. Kadın tehdid eden, 8 gün hapse mahkum oldu Arabalı bir hırsız yakalandı İkinci Sultan Osman GENÇ OSMAN'ın HAZÎN FACİASI Sarayda iki Valide Sultamn rolü, ülema ve devlet ricalinin ya. rattığı hazin vak'a «Faciai Osmaniye. Yedikule zindarunda mel'un dram. Fiatı 150 kuruş. • Umum kitabcılarda bulunur. H Istanbul Konservatuarı vermekte oldujhı seri halindeki Turk musikisi konserlerinden 5 inci konserini önumuzdeki 3 şubat ealı gur.u saat 18 de Şehir Komedi Tiyatrosunda Verecektir. Program Mahur fashdır. Refik Ahmed Sevengil tarafından 31 ocak cumartesi günü akşamı saat yirmi ikiyi heş geçe Ankara radyosunda, eski Turkierden kalan sanat eserleri mevzulu oir konferans verilecektir. Konservatuar Türk musikisi konseri Refik Ahmed Sevengilin konferansı K A 1 > 11\ YÜN ÖRĞÜLERİ Bu eşsiz Moda Mecmua. sının dördüncü muvaffakıyet sayısı bugiin çıktt. 24 büyük sahife, 30 MODEL 50 KURUŞ. EV 20 ocakta dört kişilik bir IngilizFransız heyeti yardım memleketlerinden Isviçre ve Italyaya hareket ermistir. Sıra ile öteki memleketleri, bu arada bizi de ziyaret edecektir. Bu zatlarla memleketimizde kimlerin hangi Adakale, sade .«ahibsiz değil, aynı temel üzerine konuşacakları şimdüen bir mesele olarak karjımıza çıkmış bu zamanda talihsiz bir yerdir. Uç kllölunuyor demektir, , . , metre uzunluğunda ve iki kilometre enliliğinde olan bu' adanın, dikkat etti*** nizse, hiç bir haritada izine rasgelemezAmerikalıların yapacakları yardımın siniz. Fakat onu Tuna üzerinde gtliş onlarca değer ve ehemmiyeti ne kadar gidiş yapan vapurlann kaptanları ve dır? sorusu cevablandırılmadan bu işin yolculan çok iyi tanırlar. Bağlan bahgerçekleşme imkânı hakkında söz söy çeleri güzel, erkekleri, kadınlan güzel, lenemez. Bu sorunun cevabını derhal cennet gibi bir köşedir ve halkı da verelim: Amerikalıların son harb mas baştan aşağıya Türktür. rafıarı 350 milyar dolardır. Yani AmeTalihsizliği 1878 deki Osmanh Rus rika, ALmanya ve Japonyayı yenmek harbini takib eden gunlerde anavataniçin bu yekunda bir masraf yapmıştır. dan ayrılmasile sabit olmus, sahibsizliFakat, buna rağmen hâlâ Amerika sul ği de «Berlin Muahedesi» nde unutulha kavuşmuş. değildiı Bunun için A masile başlamış, 1919 da imzalanan merika bir miktar daha sarfetmek zo «Versailles» anlasmasında isminin hiç runu duyuyor. Işte o mikUr, şimdilik geçmemesile devam etmiştir. Hâlâ da Marshall plânı denen Avrupaya yardun flien herhangi bir hükumetin idaresi masraflarından ibaret olan 17 milyar altında değilidr. Yalnız hükmen Rudolardır. Bu para, asıl harbde sarf cla manyalılara aid gibi görünmektedir. nm yanında çok mütevazıdır. Oyle olVakıâ, bir halk topluluğu, bir toprak makla beraber, ümid odur ki, kudretten kesilen ve takatten düşen Avrupa bu parçası için hür ve bağımsız olmak kadar büyük bir zevk yoktur ama, Adapara ile dirilecektitr. kale derecesinde küçük bir yer ve Marshall'ın bu ay ortasmda mecliste onun Türk sakinleri kadar bir avuc insöylediklerine bakıhrsa, yardım dört san için bu mazhariyet pek de faydalı yılda yapılacak, ilk 15 ayda bunun an olmamıştır. Geçinmesine aid gıda madcak 6,8 milyarlığı harcanacaktır. Görü desi az gelir, onarılması için varidatı lüyor ki, yardımın yıllık rutan Ameri kifayet etmezse bu, belki büyük bir kalılar için büyümsenecek kadar de felâket değildir. Fakat, şunun bunun ğildir. Çünkü bunu Amerika 20 rnily3r zulmüne, saldırganhğma maruz kaldığı lık ihracatile 9 milyarlık ithalâtı ara zaman kendisini koruyacak kuvvet busındaki 11 milyarlık fazlalığm bir kıs lunmazsa işte o bir faciadır. Adakale 70 mile kolayca sağlayabilecektir. Zaten yıldanberi öyle nice facialar geçirmljAmerika bu fazlalığı ne yapacağını da ür. Heyhat, son haile ötekilerin hepsini düşünüyordu! gölgede bırakmıjür. Şayed bu masraf yapılmaz ve AvruRumanya üzerinden gelen Rus askepada bir sulh muvazenesi tesis edilemezse, yann bir üçüncü dünya harbi r! kuvvetleri; kongrelerde, sulh müzaolabilir, Amerika o zaman bu şimdi kerelerinde toplanan murahhaslar ve sarfedeceği cüz'î masrafın çok büyük diplomatlar gibi Adakaleye ehemmiyet bir mislini sarfetmek zorunda kalacak vermemezlik etmemişler, bilâkia onun sevk ve idare bakırrundan çok önemli ür. olduğunu görerek bu yeryüzü cennetiBugünkü dünya dolar darlığı yüziin ne bir garnizon yerleştirmişlerdir. den tıkanan dünya ticaretini açmak, Yeryüzü cennetinde Rus garnizonu!. düşen hayat seviyelerini kaldırmak için Tabiî neticeyi tahmin ediyorsunuz. derhal olması istenen bir şey varsa, o da meclise gelen yardım plânının acele Bağlan, bahçeleri tahrib, esyalan yağmeclisten çıkmasıdır. Halbuki, blr kaç ma, erkekleri lmha, kadınlara, kızlara ay evveline kadar bu plânın filî tatbika mümkün olduğu kadar «izharı aşk ve başlıyacağı tarih olarak ortaya konan sevda!» Zavallı Adakaleliler bu acıkb vazi1 nisan 1948 Washington'un bugünkü havasma bakıhrsa, tutulamıyacak gibi yet karşısında ne yapacaklannı bilmez görünüyor. Oyle ki bugün, plâmn tst bir halde şas.ırmıj, kalmışlar. Tâbi olbikı için mayıs ve hattâ haziran ayın duklan bir hükumet yok ki onun hidan bahsedilmektedir. Nitekim, âyan mayesini dilesinler.. Rumanyanın dudan Taft haziran üzerinde durmakta rumu malum.. evvelâ akıllarına cBerlin dır. muahedesi» ni imza eden devletler gelAmerika meclis müzakerelerinl, bu miş. Onlara başvurmuşlar. Kimse alyardımı Amerika hükumeti adına lr'a dınş etmemiş. Sonra, birden «Birleşmi} teşkilâb» nı hatırlamışlar. re edecek teşekkülün kuruluju mesele Milletler si de işgal edecektir. Bu öyle emin bir Şimdiye kadar oradan da ses sada çıkmamış. Zavallı Adakale Türkleri, korunmanız ve intikamınızın alınması arük Allaha kaldı, demektir. Adakale faciaları Toplıyan: A. H. R. Sayın Ticaret Bakanuun, bilmem hangi toplantıda, •demokraside francala joktur» dediğini «öylüyorlar. Ben, harb içinde, Alman denizaltılark Dr. Nizameddin ÂIi SAV her ay yiu binlerce ton gemiyi batınrken Ingiltere ve Amerikada bulundum. O zaman Ingiltere, bemen hemen abluka edibnif bir variyette idi. Ziraat raemlekeri olduğunu her fusatta tekrarladığımız memleketimizde, adam başına 300 gram olarak simsiyah ve çamur gibi bir ekmek vesika ile verilirken İngilterede ekmek serbestti ve halk kar gibi beyaz, pamuk gibi yumuşak bir ekmek yiyordu. Bu ekmek bizim francalalarımızdan daha pişkindi. Amerikada ise, hepsi birblrinden nefu belki 20 türlü ekmek vardı. Demokrasi memleketlerinde obtuyan sey. francala değil; bizdeki gibi, deve hamuruna benziyen ve içinde. kepek de dahil olmak üzere, hububatın her türlüsünden bir miktar bulunan acayib ekFakat beşer gayreti ve zekâsı hangi mektir. engel öriunde baş egmişur ki nezle gibi Zavallı demokrasi, senin adına ne bulaşık ve yılışık olmakla beraber ra manasu lâflar hatsızlıkların en pespayesine mağlub olduğunu itiraf edip elpençe divan durKaptanlar ne yapsın? sun. Tneboludaki okuyucularundan komisIngilterede «Salisbury» deki «Har * yoncu Hüseyin Avnl Gümüşten blr vard» hastanesi hekimleri nezlenin mik mektub aldım. Geçenlerde îneboluya robunu esaslı olarak tayine karar ver gelen Karadeniz vapurundan yalın ayak mifler ve derhal tatbikata geçerek 500 bir kadınla yalın ayak küçük bir çocuk gönüllü üzerinde incelemelere girişmiş çıkmı?. Bu fakir kadıoJa yavnısu biletlerdir. Bu 500 kişi hastane tarafından siz oldukları için vapurdan atıunıslar. verilen bir ilân üzerine müesseseye Merhametli insanlar, Giresuna kadar müracaat ederek nezle hakkında üzer biletini alarak kadıncağın aynı vapura lerinde birtr •tecrübe tavşanı, köpeği bindirmişler. veya kobay» t gibi tetkikler yapılmasıMuhterem okuyucum bn münasebetle na muvafakat göstermişlerdir. vapur zabitlerine de, Denizyollan İda* 500 gönüllü dışan ile hiç temasta bu resine de çatarak şöyle diyor: lunmadan on gün hastanede kalmışlar, «Bugün şehirler arasında işleyen şayemişler, içmişler, üstelik diş kirası da hıslara aid otobüsler bile her seferle* almışlar, yalnız buna karşılık kendilerinde bir iki fakir taşımaktadırlar. Kap rine asılanan nezle mikroblannm üzertanlar, bu biçare kadını, memleketi olerinde ne gibi tesirler vüeude getirdilan Giresuna kadar götürseydiler, aca.ğinin incelenmesine müsaade etmişlerba onun ağırlığı, Karadeniz vapurunun dir. omurgasını mı kıracaktı?> 500 gönüllünün gösterdiği fedakârlık Gemi kaptanları ve subaylan ne yapboşa gitmemiş, o on gün zarfında nezle sınlar? Onlar, aldıkları emirleri tatbikle mikrobu meydana çıkanlmıştır. Bu mUkelIeftirler. Bu emirleri dinlemezmusibet mahluk milimetrenin on binde lerse mesul olurlar. biri kadar küçüktür. Ancak, gayet Okuyucumun yazdığuıa göre, Devlet kuvvetli mikroskopîarla görülebilmek Denizyollan İdaresi, mahallî belediyeler tedir. En ince filtrelerden bile geçebi tarafından gönderilen fakir yolculan lecek mahiyette, sıfırdan aşağı 90 de meccancn nalkediyormuş. Şu halde gcrece soğuğa dayanacak kudrettedir. minin uğradığı her iskelede fakirlere Harvard hastanesi doktorları nezlenin yeniden belediyenin tavassutu ile bemikrobunu bulduklan gibi ilâcını da f!a>(a seyahat hakkı kazandırmak gibi ele geçirecekleri kanaatindedirler. 500 acayib bir usul ve formalite yerine, bu gönüllünün 490 ını mümkün mertebe gibileri gidecekleri yere kadar, raeccaiyi ettikten sonra sahvermişler, diğer nen götürmek usul ittihaz edilse daha lerini alakoymuşlardır. O on kişi üze iyi ve daha makııl olmaz mı? tstanbulrinde devam edecek tetkikler neticsi dan Îneboluya kadar fakir olan yolcu, önumuzdeki altı ay içerîsinde sırnaşık İneboluda zengin olacak değil ya! hastalığı çabuk ve kat'î geçirecek devayı mutlaka keşfe muvaffak olacaklarını ümid etmektedirler. yapmıştır. Her ne kadar bu yardımın yarısı ordu, 26 milyon dolarlığı donanma ve 14 milyon dolarlığı da hava kuvvetlerine sarfedilmek ütete nskerî maksadlar için ise de (geri kalanın 5 milyonu yol ve 5 milyonu tersane içindir), bu yardım Türk bütçe ve tediye muvazenesine faydalı olmuştur. Geri kalan 11 memleket jTakanki )ki şeklin ortasında kalıyor. Bunlarm bir kısnu (uzun vadeli) krediler alacak memleketlerdir. Böylesine memleketler şunlardır: Isveç, Irlanda ve Norveç. Şiddetli dolar kıtlığı içinde farzedildiklerinden yalnız uzun vadeli borcla kuvvetlenmesi mümkün görülmiyen, bundan başka ayrıca hibe yolile de yardım bekliyecek kadar fena durumda oldtıklan farzolunan memlekiît'.er var ki, bunlar, bajta Ingiltere olarak, Fransa, italya, Danimarka, Izlanda, Holanda, Belçika ve Lüksemburgdur. Bunlsra, biraz evvel söylendiği gibi, (hem hibe ve hem de uzun vadeli kredi) aynı zamanda verilecektir. **# Bu 17 milyar dolarlık yardımın ne ka dan peşin para, ne kadarı hibe, ne kadarı uzun kredi olacağı belli olmadan yardımın iktisad değeri dstüne söz göylenemez. Bundan başka yarrlımın 16 Avrupa devletine ne nisbetlerde taksim edileceği de malum değüdir. Onun içindir ki, yardımın gayeleri clan (dolar darlığı), (açhk), ve (düşük islihsal) afetlerinden kurtulmanm ve 1?48 de feraha kavuşmamn mümkün olup elmıyacağı ancak proje A.merika Meclisinden çıktıktan sonra, yani mayısa doğru anlaşılabilecektir. Sav ÖLÜM Meşhur Halk Kahramanı KÖROGLU Müteveffa hâkim Mehmed Vefiki Saran refıkası ve Çanakkale tüccarlarından Haydar Ünsahn kayınvalidesi SAFİYE SARAN müptelâ olduğu hastahktan şifa bulamıyarak dün saat 13,30 da Şişli Sıhhit Yurdunda Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi bugünkü cuma günü ikindi namazmı müteakıb Teşvikiye cam^inde namazı kılınarak Feriköy aile mezarhâma defnedilecektir. T Ses Kral Kraliçesi Konseri ( KUÇUK HABERLER ) OKUL.ÇOCÜK Ansiklopedisi **• Nezle deyip de geçmiyellm! ü L K Ü YAYINLAR! NESRlYATI * MILLÎ Türk Talebe Birliğinin yıllık genel kurul toplantısı 31 ocak cumartesi gunü saat 14 te Eminönü Halkevinde yapılacaktır. * PROFESÖR Sabrl Esad Siyavuşgil 2 şubat pazartesi günü saat 18.30 da Kadıkoy Halkevinde Aktör psikolojisl mevzulu bir konferans verecektir. * TÜRKİYE Sigorta Prodüktörleri Cemi| yetınin senelik kongresi, Istanbul Tiroret Odası toplantı salonunda dün yaprtnıştır. v eni idare heyetine Rıfkı Tankur, Kemal Başaran, Cemal Rasim, Hâmid Buke, Milâridis, Burhan, Danon ve Sermed seçilmişlerdir. * TAKSİMDEKİ kapalı üyatro binasının 8C0 000 liralık çalı aksamının kapatılması isi dun Belediye Dainıi Encumeninde eksiltmeye konmuşsa da talib çıkmadığından eksıltme muddeti uzatılmıştır. * ANKARA Hukuk Fakültesi talebeiin'ien , ıki kafıle bugunlerde sehrimıze gelecek, FCn.estr tatuiai burada geclreceklerdlr. Her evde. her çocukta bulunınası gerekli bir eser. Okul Çocuk Ansiklopedisi öğretmenlerden mürekkeb bir heyet tarafından ilk ve ortaokul programlanna göre hEzırlanmıştır. Büyük boy, dört renkli kapak, bol resim ve zengin yazılarla dolu olan bu kıymetli eserin ilk fasikülü 1 şubatta çıkıyor. Fiatı 30 Kuruştur. Bayilerinize şimdiden sipariş etmeüsiniz. Evet, nezle diyip geçivermiyelim. Hepiniz pek iyi bilirsiniz ki, mübarek bir kere yapıştı mı insanın yakasmı katiyyen bırakmaz. Hele böyle anormal giden kış mevsimlerinde.. Işin garibi, şimdiye kadar tamnmış doktorlar, meşhur profesörler, tıb enstitüleri, hastane heyetleri, bir çılgının kafatasını açıp beyninde ameliyat yaparak deliyi akıllandırmamn, kalbi durmu; hastanın o nahiyesini ilâcla kuvvetlendirerek ölmüş insanı diriltmenin yolunu keşfe muvaffak oldukları halde nezlenin kesin ilâcını bir türlü elde edememişlerdi. Son zamanlarda <nezle aşısı» diye biı ' usul meydana çıkanldı ise de onun da kat'î ve vafi bir şifa vasıtası olmadğ anlaşüdı. ' Her Türkün merak, heyecan; ibret ve iftiharla okuyacagı bu şahes«r en güzel destanlarile birlikte haftada bir, bir forma halinde çıkıyor. FULYA BAR CÜMHURİYET Nüshası 10 kuruştut. PEK YAKNDA İlk formayı yann bayilerden arayınız. Fiatı 30 kuruş. Abone Şeraiti Bu aylık Uc aylık Altı aylık Sc.elik ı urkiye İçin 300 K i . 800 • 1500 . 280(> • Haric Içm «00 Ki 160b • 2900 > 540ı . Gazetcr ı?e eönrlerı.'ep evrak ve y m l a ı ncîreriılsln edilmeMn ladt olunmM. tlanlardao mesuliyet kabul edUmo. DİK K A T
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear