25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHÖHÎYET 7 Mart 1944 Ceşidli Hafıralar Fıkralar, Hilcâyek, Portreler... HAVACILIK Süt ve tereyağ işi hallediliyor Tereyağ 550? yoğurt da 70 kuruşa satılacak Havadan ağır cismin uçması, 20 nci asnn bir mahşulü sayılabillr. Balonun; yani havadan hafif uçucunun keşfi daha ^ * ^ * ^ * ^ ^ ^ ^ ^ ^ çok esitidir; halbuki tayyare sncak son aslrda rüştünü ispat et.niş ve bunda o kadar muvaffak olmuştur ki balonculuk adeta ölmüştür. İkinci Dünya Harbintn arifesinde ufkî çuştr sürat rökoru, saatta 750 Km. mertebesinde ii : . Bugün ^çin bu süratin çok fazla bir iarkia arttlğı söylenemez. Bugüuün klasik tayyare şekli ve aksamı muhafaza edildikçe, saatre 1200 küomet. re sürat temin edilmesine imkân yoktur. Ba sürat sesin süratidir. Aşağlda izah edeceğ:miz sebeblerle 900 k.lometrenin temini bile bugünkü şartlarla İmkânsızdlr. Bir tayyareyi havada tutan, zatî ağıriığile muvazenet halinde bulunan kuvvet, aerodinamik '•tuvvettir. Bu kuvvet mai'en hava cereyamna rr.aruz kalan kanad üzerinde tesirini gösterir. Bu kuvvetin nasıl teşekkiil ettiğini etüd etmek aerodinamik ilminin esas mevzuunu teşkil ederse de bunun izahl mevzuun haricine çıkmak olur. Bu kuvvetin kanad [HEM NAL1NA MIHINA Gfireşen insanlar ve güreşeı? develer : İsmtU Hahib Sevük Kurddereli: Çocukluğum Edrenv.d, Sıhdırgl e Ba llkesirde geçti. Slndırgıda halaro git tiğim zaman Şatlrzade Servet Be silesi nin büyük bir düğününe raslaim. Bü tün kasaba günlerce davuLar njrnalar. ziyafetler, eğlenceler, carubazlr ve gü. reşierle çaikanıyordu. Herkesa ağzında «Kurddereli de gelecekmiş, rCurdderel, de> sözü dolaşıyor. O havalrun Çakır pehLvan diye bir başgüreçisi vardl, Kimse onu yenemezmiş. Kuddereiyi bu İşi başarsln diye çağlrmışltf. Kasabanin kodEmanlarl İki pehiivan ıamlna büyük bahislere girdiier. Smdlrjida başka lâf konuşulmuyor. Kurdderetyl, nvsafir edileceğı evin önünde, atırdan İnmek üzereyken gördüm. Bana <yle geldi ki atln karnl yere sürünüyor. Taşlm güreşin nssll geçtiğini kavramaia elverişli öeğil Yalnız daha kısa, faiat daha kahn ve kütük gibi duran Çakrın yanında Kurddereliyi sütbeyaz bir abide gibi görmüş.. Çakır pehlivan; havada takla attiglbi, yeniverişi ierkesin ağzını açik bııakmlştı. | da, Pomağln kendini arkaya verdiğini görünce, bu ssfer gene anide, ve evvelkirıin tersine. önden arkaya bir baldır çelrnest ve bir göğiis kanadlamasile rakibini slrtüstü atarken, Pomağın son bir gayretle sağ böğrü üzerine düşerek slrtüstü gelmemek :çin, gene yüzükoyun kaprnlp gene akreble yilan hsreketi baş. layırca... Kalktlğl vak'.t zavallı Pcmağm göğsünden kanlar slziyordu. Üçüncüde artık kalkamlyacağlnı anlıyan Pomak pes dedi. Balıkesirliler o şün sahiden bayram içinde bayramyaptlîar. Pervanesiz uçak, yahud aksi tesir tayyaresi Bir abluka tehdidi karşısında mıyız? azı İngiiiz gazetelerinin, Türkiyenin tarafsızlıH siyaseti aleybindeki neşriyatı, teessüfle söyliyelim ki, devam ediyor. Hedefleri de, bizi tazyik ve tehdid, ayni zamanda, İngiiiz efkân umumiyesini aIeyhimize tahriktir. Ba gazeteler, harb malaemesi sevklyattnm kesilmesi siyasî deSil, sevknlceyşî olduğunu söyledikten sonra, Türkiyeye petrol d e verilmiyeceğini yazıyorlar. Gerçl, petrol de sevkulceyşî maddelerin en müh'mlerindçn biridir; fakat siiâh ve cepane gibi mtıtlaka, harb vasılalarmda ve harb için kuUamhnaz. Eger. Müttefikler, bize hakikaten petrol de vermiyeceklerse, Türkiyenin iktısadî hayatını da tazyik etmek istedikleri meydandadır. Demek H Anglo SaksonJar. son lamanlarda, tspanyaya yaptıklan gibi Türkiyeye karşı da bir iktısadî tazyik Te abluka siyaseti takib ve tatbik etmek istiyorlar. Geçemlerde, tngiltere ile Amerikanm İspanyaya karşı eüttükleri siyasetten bahsederken İngiltercnin, deniz hâkimiyetine dayanan abluka siyasetlni, lcabında düşman, dost, tarafsız her merolekete karşı knllandıStnı söylemîştim. Abluka, asırlardanberi, tnirflterenin an'anevî bir silâhıdır. İngilizler, iktısadî aMuitayı, geren harbde olda^n (rib1 b harbde de, Al™ manlara karşı kullandılar. Alman isçali aîtına geçen miittefik memleketlere karşı kullandılar. Nihayet tarafsız, fakat Almanyaya mütemayil İspanyaya karşı da kullandılar. Geçen harbde ablukanın Yunanistana karşı nasıl kollanıldıginı da biliyoruz. Ynnan Kralı Konstantin ve meşrn Tnnan hüJcumeti, harbe karışmıyarak tarafsız kalmak Jstiyordu. Müttefikler, jünün birinde Selâniğe asker çıkardılar ve Yunanistanı tazyika başiadılar. Ynnanistan mukavemet ettikçe, onlar da tazyikı artırdılar. Harbden sonra, ?ene müttefik milletlere mensub adamlarm neşrettkleri kitablarda ve bu arada, es. ki tnçiliı l'muml Emniyet müdürfl. «İntelHg'ence Service» teşkilâtı şeflerinden Sir Basil Thomson'un yazdıgı eserde kabnl. itlraf ve siddetie tenkid ettiğl inere, Müttefikler bir taraitan Yunan Kralına, aleyhtar T« düşman olan Ve nizelosn ayaklandndılar; diğer taraftan Yunanlstanı abluka ederek aç bıraktilar. Nihayet Atinayı denizden bombardıman ederek Kral Konstantin'i tahtından alaşajı ettiler Te Yunanistanı zorla harbe soktular. Harbden sonra, Yunan askerlerini, Odesada Sovyetlere karsı knilandıklan gibi, Yunanistanı AnadoIura göndererek orada mağIâb Te perişan ettirdiler. Ne oldnysa Yunanistanı oldu. O laman Yonanistan, harbe gir. mesi için çiddetle tazyik ve Atina bombardıman edilirken Taktile Osmanlı İmparatorlnğana karşı Ynnanistanm mii. dafii kesilen ve Ynnan medeniyetine hayran olan müttefik milletlerden ses bile çıkmadı. Çünkü muharib milletler ecroist olurlar ve herkesi peşlerine takmak isterler. Acaba, ?imdi fngiltere, geçen harbde Yunanistana karşı yapılan ablukayı ve tazyikı, bu harbde de Türkiyeye karşı tatbik etmeH mi düşünüyor? İngiiiz çazetelerinin son neşriyatı, içimizde böyle bir şüphe nyandınrsa, kabahat bizim de. gildir. Anglo Saksoniar, geçen harbde Ta. nanistana, bu harbde de İspanyaya yaptıklannı, dost ve müttefik Türkiyeye de yapacak kadar ileri gidecekler mi? Bunn zannetmiyonız. Çünkü, böyle bir şey, onlann ilân edip durduklan Te ngrunda harb ettiklerini söyledikleri yüksek prensiplere karşı işlenml; blr ctoayet olur. Hemen çnnn da ilâve edelim kf, Tiirkiye, Yunanistan ve İspanya defildir vf olmadığinı da ka< defa ispat etmistir. On yaşına girenem: Bu düğünden scnra mahalle çocuklarınl bir güreş merasldlr sarıp gitti. Herr.en heplmiz Kurddeıelinin kispetine ellerin vurarak yaptığı peşrev tarzını öğrenmiştik. Bizim Deliktaş mahallesinın meydanlığlnda öbek öbek çocuklar gü. res yapiyoruz. Akranlarımdan bir ikisijıi yenmiştin. Fakat Hamarncının Mustafa beni sırtüstü yere seriverince... O kadar gücüme gltmiş olacak ki bizi sey. reden büyükler «Sen onu nasıl yenebl lirsin? O on yaşlnda» diye beni avutmağa çahşlyorlardı. Demek ki yedi sekiz yaşlarlnda olacağlm. Mustafndaki üstün. liiğün kendinden değil yaşlndan ilerı geldiğirü anlayınca ispinoz horozu gibi karşlsma dikilip «Ben de on yaşına gireısem son görürsünb diye böbürlendiğimi hâlâ unutmam. Pomak pehrivan: Ballkesirdeydik. Bayramdı, Kr.sabanin cenub alanlığmda pehlivan güreşleri ya. plllyor. Artık Smdlrgıdaki g'bi dcğil, aradan bir iki yll geçmiş, İsimleri ve tarzlarile bazl oyunlarl biliyorum. Küçük deste, orta deste filân blttikten sonra slra «Baş» a ge»di. Meydanda bir Pomak görünüyor. Bu, bir pehlivan değil, enikunu bir ac'am azrr.2nı. Yüz yir. mi okkalıkmış. Bembeyaz, İpiri, sanki bir mermer kütüğünün sütunlaşmasl gibi duran bunun karşlsına kim çıkabılir? Kim çlktiysa Pomak bir göğüsleylşte yere seriyor. Güreşin tadı tuzu kalmadl. Herkes hayıflanmaktadlr, şu boynuzlan yaldızll nazllm daııayl bu Pomak TTII ahp gidecek diye. Halk dağılmak üzerey. Ince Hüseyin: A Kremacılarla tereyağ müstahsilleri dün Belediyede İktısad müdürünün yanında toplanarak tereyağ fiatlannır yükselmesi işini bir karara baglamıslardır. Kremacüar süt istihsalinin çcga cağı on beş güne kadar kremayı 325 kuruşa satmagı kabul etmiş'erdir. Bu suretle tereyağı da 550. 575 kuruş arasmda satılacaktır. Yalnız kremacılann krema istihsal etmeyip sütü yoğurt yapmalannm önüne geçmek için yo&url fiatmm da tesbîtl fcararlaşmiş ve sütttn kilosuna toptsn 30 kuruş fiat konmustnr. Bir kiEdremidde tatbikst: lo sütten 750 gram yoğurt Ist'hsal eWE:zim çocukluğumuzda Edrem^d taraf. di&ins gBre. di§er masraflarla brlftte larlnın başpehlivanl Akkanaddı. Çoî bir kilo yoğurt 70 kumştan fazlaya satı!şakrak güreşirdl. Çocuklar kendi arala mıyacaktır. rlnda peşrev tutarlarken fiân hep onur tarzınl taklid edıerlerdi. Halbuki ben Vali Ankaraya gitti Kurdderelileri, Çaklrları, İnce Hüsey.nle ri filân görmüştüm. İtibarim öyle arttı Vali ve Beîediye relsi Lutfi Kırdar ki ., Fakat ilk tatbikatl, rüştiyen'n kar. alâkadar Vekâletlerle temas etmek üşlsmdaki metruk mezarliğın çimenli sa zere dün akşam Ankaraya gitmiştir.. Behaslnda yaparken panta'onumun dizleri îediye Hukuk İşleri müdürü "Hasan Ferid yemyeşil olunca evden adamakılll bir de Vaü ile beraber Ankaraya gitmiştir. zaparta yemiştim. Ertesi gün, ne yapa Lutfi Kırdar, Ankarada, artan Beîediye yım, güreşme olmaz; güreş, panta'ion gi. masraflannın karsılanması, İstanbul ve decek; çaresini bulduk: Pantalonu ters Kadıköy Havagazi kumpanyasırun satın çevirip güreşmek. O 3ün evden aferin alahnması İşi ve ihtikârla mücadele ile mlştım! diğer işler etralmda temaslarda buluDeve güreşleri: nacak ve direktifler alacakür. r Yazan: Yüksek Tayyare Mühendisi YA VUZ KANSU Bizim diyarda yalnlz insanîar değil develer de güreşirler. Hem bunlarınkı öte. kilerden kat kat heyecanü ve gürültü'ü olur. Develer, malum, yazln tüyierini dökerek keleşleşirler ve klşın canlanlrlar. Onun için deve güreşleri de kışın yaplhrdl. Edremid İç:n bu yalnız bir klş eğiencesi değil adamakılll bir hâd'seydi Çamtepe doğusile Hükumet konağı cenubundaki geniş meydana, kadın erkek çoluk çocuk, hemen bütün Edremid doîar dı. Memleket, güreşen develere göre, iki tarcfa ayrıllr, bahisler tutulur; kazanan taraf, galıb deveyi, canfesler, kr.difeler, renk renk kumaşlarla susliyerek önde davul rurna, rcahalle mahaile gezdirirler ve evlerden, o devenin taraftan oianlar taraflndan hediyeler behiyyeier ve. rilirdi. Pehlivan develerin mühim bir imtiyazl vardlr. Onkr hiç ağır yük taşlmazlar ve yük taşıylp haylr'ı iş gören develere nisbetle de kat kat pahaiı alır.ı satıhrlar. Beili ki galib deve sahibine çok kazanc getirmektedir, Körtülü ve Lök: İLk hatırladığım güreş Görlülü iîe Lök arasmda yapılandı. Bizde İki türlü deve va:dlr, ya yele gibi, uzun tüyiü olanlar, yahud tüysüzler; bu ikincilere Lök denir. Develer güreşmeden önce araya bir dişi deve sokuur. İki pehlivanin kıziş. ması bunun yüzündendir. Pehlivan develer, talimli olduklarl için, birkaç türlü, oyon da büirler. O gün güreşek Lok deven;r, en mühim oynnu da rakibini sar. maya almakmlş. Hak'ksten öyle yaptı. Bir insan gibi ayağa kalklp sağ ön ayağile, bir kol gibi, Körtülüyü ensesindtn sarn:ahyarak öyle bir ıhırış lhırdı ki... Göğsünün kabarık ramazan pidesi gibi şişkin tarafile Körtüğün başmı, sanki değinnen taşile birşey öğütüyor gibi, başladı ovaliya ovalıya ezmeğe. Körtüü de İnadile meşhurmuş. Başl gidiyoı, canl gidiyor, fakat hınk demiyor. Geçen kışln galibi olan Körtüiü bu sefer pek yamamna çatmlş. Fakat bu güreş o ka. dar hoşumuza gitmedi. Lök yenmiyor, eziyor; Kör yenemiyor, dayatlyor. Niha. yet hükumet kuv\ietlorinin de zorile ki deveyi ayırdllar. İkisinin sahibleri ve taraftarlarl arasmda yonildi yenilmedi diye, uzun uzun gürültüler ve kavgalar oldu. Halka tifüs aşısı satıçı başlıyor Halka, eczanelerde tifüs aşısı satmak üzsre, Kizılay deposuna, ihtiyac nlsbetinde aşı gönderileceğl dün Sıhhat müdürlüğüne büdirümiştir. Kinlaya şimdillk 2000 kişilik aşı yoUanmaktadır, Bir kişilik aşı eczanelere 60 kuruştan verilecek, eczaneler de halka 75 kuruştan sp.tacaklaıdır. Ankarada Refik Saydam Ensrilüsünde yapılan aşılann ambalâjları tamamlandıktan sonra bu miktar 50 bine çıkarılacaktır. Sıhhat müdürlüğü dün muhtelif semtlerde aşı satacak 40 eczanenin ismini tesbit ederek Kuzlaya budirmiştir. Her eczaneye 50 kişilik aşı verilecektlr. Yapılan tebligatta her aileye en fazla iki kişüik aşı satı'ması bildlrîlmektedir. Yelkenci şilepi kurtarıldı Kefken adası açıklarında karaya oturan Yelkenci şilepi dün saat 14 te kurtarılmıs. ve limanımıza hareket etmiştlr. Lokantalarda karne muka. bilinde ekmek verilecek Belediye Daimî Encümeni lokantalarda karne mukabüinde ekmek satışma müsaade etmiştir. Malum olduğu üzere karne yolsuzluğunun ör.üne geçmek İçin lokantaîarda karne mukabilinde dahi ekmek verilmesi menedilmişti. Bu kararın iyi netice vermediği görüldüğünden dünden itibaren kaldırılmıştır. > Fakat ertesi kış bu Lökle Avunyalı Tüîünün güreşi. Avunya Edremidin uzaktaki bir nahiye isanidir. Bu ik.nci deve daha gelmeden ve geldikten sonra da daha güreşmeden dillere destan olmuştu. Kendisine bir suikasd fllân yapıluıasın diye gece hükumet avlusunda muhafaza ediliyor. Ertesi gün koca meydan sekiz on davul ve o kadar zurnayla O ne güreşti o : ;ümbürtü içinde. Hükurret konağı yük. sekçe bir yerdedir. Avunyah TüHüıün Peşrev, elense, birbinni deneme; karhükumet avlusundan çlklp da do'antllı şlsl'.ıdski devin gövde5İnde?.i başka hüneyolun tatlı meylini incrken öyle tempolu ri olmadığınl anlıyan Hüseyin, açlktan terrpolu sıçnyarak bir geüşi vardl ki... keskin b:r saldlrlşla PomEğln üzerine önleme bir dallş yapacak gibi görümip, Meydan ortaslnda, dişi deve. ikisinin anide, arkadan indirilme tirpanlı bir to iağında ve solunda gszdirilip İki pehpuk çelmesile Pomağı küttedek ve bü ıvanln hiddeti tam klvamma geldikten tün endamile yüzükoyun yere kapatlnra ;onra. davullar başlaymca, sanki çallnan kendini de bütün ağlrlağil» rakib;n,n havayı biliyorlarmlş gib'., boyunlarml üstüne atarak, yllan üstünde mekiklerr.e ağa ve sola sarmaştırarak, kendilerine hareket yapan akreb gibi, Pomağın sırtı ;5re. peşrevlerini yaptı lar ve ikisi bir biüstünden baş tarafa ve' baştan geriye zaya gelip cenuba donerek duıduîar, çevik çevik blr kaç defa kavdıktan sorsra, Halk bunun manaslnl tefsir ed:yor. Bu, zetr.berekleme bir slçraylşla ayağa diki. develerin klbleye dönmesiymiş. Öy!e ya lip, hâlâ kalkamiyan Pomağln başucunda mlar zaten hacl malıluklar. Davulların «hoh ha...» nâralarile oeşrev tutmağa havas; değişince birden kaplşmağa baş. başledığl görülünce... Alkıştan avucları .adıiar. Avunyalı dip daldı, Lök baş ınîz patliyacak lyuüunu tatbik için onu sarmaya ahnGüçbelâ ayağa kalkan Pomağın bem :a, çok gene ve çok kuvvetli olan Avunbeyaz göğsü, gördüğü tazyikten. klpkl rall bir omuz silkıresile ayağa kalkar zlldl ve 'kızarmış şözlerinin hiddetile kalkmaz, o koskoca Lökün yaldızll habütün halkı süzdü. Haünden yalnız inad •autile beraber sirtüstü yuvarlanışı 0 cllîğl değil. devrilişini bir kaza gibi gö. adar heyecanlı ve kalkar kalkmaz da, rerek, artık ayağlnl bir daha önden gel er yenilen devede olduğu gibi, dörtnala me topuk çelmesine kaptırmamak sznıin kaçır.ası ve kaçtığı taraftaki halkın c&n de olduğu da seziliyordu. Fakat Hüse. ıevlile çilyavrusu gibi d^ğıüşı öyle eğyin, zeki bir kavrayışla, rakibine gen^ enceliydi ki... evve!ki oyunu yapacak gibi vaziyet alıp IsmaH Hobib SEVÜK DANİMABKA MENŞELİ Evet halk dağılmak üzereyken bir gürültü ve bir koşuş: «İnca Hüseyin geliyor, İnce Hüseyin» Ova tarafma koşuşan kalabalığa biz de katıldlk. Bir eşek üstünde, yağız ve uzun gövdeli bir asker görünce şaşakaldlm. Ayakları nerdeyse ysre değecek. Meğer Balıkesirliler pehlivanlarmi İyi biliyorlarmış, Yüz'erle hançere yalvarlyor: «Aman İnce Hüseyin, bizi şu Pomaktan kurtar, haysiyetimiz beş para oldu!» Hüseyin haklı clarak itiraz ediyor; askerdir, izin almadan güreşemez. Halk dinler mi? Kargahılumba eder gibi Hüseyni eşeğ:n üstünden aidılar. Güreş yerindeyiz. Kendisine biraz klsa gelen ve hemen oraclkta tedariklenmiş yabancl bir kispeti giyip ortaya çıktığı vakit İnce Hüseynin ne olduğu da apaçlk meydana çlktl. Bembeyaz bir mermer kütüğünün sütunlaşması gibî hareketsiz dikilen Pomağln karşısında o, boyu Pomağln boyuna denk, fakat onun kallnllğl yanlnda oldugundan da. ha ince ve onun*beyazllğı yanında olduğundan daha yağlz görünen eğilip bükü. lüp hiç klrllmak bilmez bir hezaran fidanı gibi görünüyor. Bell:, kütleyle çeviküğin savaşını seyredeceğiz. Hâl memurlarının vaziyetleri tetkik ediliyor Hâl müdürü İsmail Hakkıdan sonra Hâl muhasebecisi Huluslnin de istifa ettiğini yazmıştüc. Halde müstahdem diğer 40 memumn da umumî vazjyeti tetkik edilmektedir. Burada esasü tasfıye ve ıslahat yapılacağı haber alınmıştır. Liselerde dinlenme tatili Llse ve orta mekteblerle san'at enstitülerine İkinci kanaat notlanndan sonra verilecek beş günlük dinlenme tatili ayın onundan itibaren başlıyacaktır. Tatil emrinin bir iki güne kadar Maarif müdürîüğiine tebligl beklenmektedir. Avunyalı Tülü: Kayserili tüccarın başma gelenler Kayserili tüccarlardan Mehmed Özdil, allsveriş etmek üzere şehrimize gelmiş, Ahmed ve Emin adll iki şahlsla taruşmiştlr. İki açikgöz, Kayserili tüccara, paıaslru altına tahvil etmesini söylemiş'er, altln suyuna batlrılmlş 30 gümüş mecidiyeyi beşibirlik diye 600 lira mukabilinde sürmeğe muvaffak olmuşlaı. dlr. Her iki suçlu da yakalanmiştır. Dün üç tüccar tevkif edildi Fazla fiatla mazut satarak ihtikâr yapıraktan İstanbul birinci Millî Korunma mahkemesince dün muhakemele. rine başlanan tüccardan Hüseyin Cernil Er, Necdet Ogaitay ve İskender Özbek Bu vadide aülan ilk müspet adımın celse sonunda tevkif edilmişlerdir. Mu şerefi İtalyan mühendislerine düşer. Onlakemenin devamı, bazı şahidlerin ça larln yaptığı tayyare hakkmda doğru ğlrıîrr.ssına kalmlştır. ıHİumat bu husustaki eserlerin en cidsi olan İngiiiz Askerî Hava Yılîlğlnin Bir birlik reisi daha .911 tabmdan aynen alınmıştır: zarbile sathJe süratin murabbal mütenasib olduğu heıke Kuvveti ufkî ve çakuî olmak üzere ki mürekklbe ayırmak mumkündür. İşte tayyareyi havada tutan bu şakulî kuv. vettiifBuna «Portans» ismi verilir; ufkî mürekkib, tayyarenin gittiği cıhetin aksinedir ve muzır bir rol cynar. Kanada ;elen 3cuv^eti böylece tarif ettikten sonra, gövde dümen, takımları, iniş teklmarl vesair aksamin sadece muzlr birer mukavemet tevlid ettikleri ilâve edlebilir Bu zararlı mukavemetler de ka. nadmkine ilâve edilir. İşte motör pervane sisteminin tevlid ettiğiğ cer kuv. veti, hem bu mukavemeti yener, hem de ;ayyarenin süratini temin eder. Bu ku retlerin etüdü esnaslnda kurulan e.=as faraziyelerden hava standard şeraitte allnır. Standard havanln karakterist.klennden birisl kabİU tazyik olraması keyfiyetidir. Bu hava, asll atmojfere; az irtifalar İçin uygundur. Bu hsva kaakterize edilmiş olup içerisinde hsreket eden bir cismin etraflndaki cereyan tamamen muayyendir. Hesablarda geçcn b!r karakteristik rakam Reynold sdedidir. Bu aded; izafî süratle cismin blr tu'ü hasıll zarblnm lüzuciyet ernsaline, tskimias müsavidir. Ancak ses sürati civannda bu aded istimal edilemez; o zaman ismin süraünin sesin süratine nisbeti ı'.an «mah» ad"edi kuüanıllr. Ses sürati civarlnda aklşkan, yanl sey. 'aüyetin hareketinde bazı değişiklikler jlur, muzlr mukavemet kuvveti, seri b'r artlş gösterir. Sesin sürati geç:l:nce, hava kab li tazyik olur, cismin aıka ta. afmda bir girdab hareketl husule gelir, ! ?kat cismin sürat: fazla olduğundan bu darbe mevcesi cisme vssıi olamaz, yalnız •asgcldiği havayı kariştırır. Bu havanln aş.'ma imkânl kalmamlştır; cismin sukutu icabeder. Kabaca izah edilen bu ıâdiseden dolayl tayyarenin havada bu ürstle tutunması imkânslzdlr. Bu sürat;e şekil, mermi gibi olmalıdır. Çünkü ayy; re (i erodina.,ıik duvar) denilen bir du\ara çarpaoaktır. Hatta taşlm a cu\vet:nin olmaması ksnadın sebebi vüudunu ('.tadan ka'dırır. Saatte 900 Km. civannda atmosferik eraitteki bu değişiklik bu süratin te m inini imkânsızlaştırmıştır. Görülüyor ki ;adece motör takatini arttırmakla bu İş ıin edilemez. Burada bir sual akla ge. ebilir. Mademki rökor 750 kilometre İvarlndadlr; şu halde daha 150 kilomet. elik bir ilerleyiş mümkün müdür? Bu da maa!fcef jürtjr. Bu mahzur pervaneden gelir. l'ervane sürati motör süraine nazaran daha düşüktür. Redüktör. erle bu keyfiyet temin edilirse de buna rğmen, palalarin ucundaki muhitl sürat, dedi devir ve pervane nlsıf kurur hasılı a arbina, t bi olduğu için pervane ucunda ses süratine çok yaklaşllmlştır. Daha iüratİ tayyarelerde bu sürat geçilecek, 3U takdirde havanln aklşl bozulacaktır. erçi bunu önliyecek bazl tedbirler vardır; küçük kuturlu ve üç palall perva. leler ve buna benzer sa'r baa tertibat ıu rr.eyandadır. Netlcede 900 Jtilometreik tsyyare, ufkî sureti, pervanenin aeod;namik duvara çarptnasınl tevüd ede. ektir. İşte pervanesiz tayyare fikri buadan doğmuş ve geçsnlerde verilen aans haberîerine göre rüştünü ispat etm'ştir. «1938/39 senelerinde Caproni fabrikası Seccnd Campini lsimli bir İtalyan mühend.sile teşriki rcesai ederek, CC1 rumuzüe gösterilen tek kişilik tek satıhlı bir pervanesiz aksitesir tayyaresi yapmağa muvaffak olmuştur. Bu tayyare 1940 ağustosunda Milano civarlnda Taliedj tayyare meydanlndaa havalar'arak tayysrecilik âlemine yeni bir ufuk açmış bulunmaktadır. İkinci tayyare CC2 rumuzunu haiz olup tek kanadll; fakat İki kişilik bir pro. totip olarak görülmektedir. Geçenlerde Cumhuriyet gazetesinde görülen resim b;ı tipe aiddir, kânunuevvel 1941 de; b r çok defa Schneider sürat mükâfatlnı ka. zstıan albay Bernardi'nin İdaresinde 279 Km. süratle Milanodan Rorraya uçmu.rtur. Havada kallş müddeti 2,5 saattr. Tayyare alttan kanadll ve İniş tcklmınl içeriye alabilir. Hava, burun klsmmdan bir huni vasıtasile içeri dahil olmaktadır. Bursdan Venturi boruları ianesile bir kornpresöre dahil olmaktadlr. Kompresörde slkışan ve sühuneti artan bu hava dışan çlkarken Jtompresörü hareket et. t:rcn tâll bir motörün ekzos gazlarile karıçmakta ve daha ziyade ıslnmaktadır. Bu suretîe iyi bir slnetik enerji k bu h£.va, ayarlanmasi kabil bir delikten atr.lrken tayj'are İlerlemektedır.» îr.giliz Yllîığlnln verdiği malumat burada bitmektedir, prensip doğrudur. fakat tecrübe neticeleri pratik olarak uy. gun sayllamaz. Bundan sonra bu tayyara tekâmül ettirilecekir. İngiiiz keşfin;'n esas itibarile bu prensipte olduğu kuvfle mumkündür. Bazl Franslz neşriyatı verdikleri daha fazla malumatla İtalyan tayyaresinin hakkmdaki fikirleri takvi. ye etmektedirler. BunlarLn nazarî kıymetı varsa da temin edilmiş olmalan hususunda bir şey söyieoıek doğru değildir. Pıensip olarak hava gene delikten İçeri girmektedir; kompresöre sevkeâile. rek Isltılmakta, bundan sonra hususî bir karbüratöre dahil olmakta, burada b^r mayimahrukla karlşmakta, sonra dar bir borudan büyük bir sür&tle patlama oda. slna girmekte, bura. da hususî yakıcılarln yardlmile infilâk ederek ihtirakln tev. lid ettiği gazler büyük bi| süratle dlşarl giderken tayyare de ileri doğru atlîmaktadlr. Hem emilen hava tesiri, hem de İtiş tayyareyi sevkeder. Her iki buluşun müşterek esası kom. presörün tahriki için kullanılan motörün brr patlamah motör olmasl keyfiyet:dir Bunun beslenmesi için benzine İhtiyac vardır Pervanesiz tayyarenin sadece hava ile beslenerek glttîğini idda etmek gülüncdür. Franslz membaları 1S30 danberi Leduc isimli blr mühendisin ayni esas prensipe uygun olarai bir aksites.r tayyaresi yapmak için uğraştığını bildirmektedir, Leduc tayyaresinin sürati 500 Km. civarlnda tahmin edilmekte ise de başka malumat yoktur. Kompresörü tahrik e. decek muharrikin bir gaz türbini clması mümkündür; fakat harbden sonra otomobillere bile tatbiki düşünülen bu rrakinenin tayyareye yerleştirilmesi çok güçtür. Bu husus, iddia mevzuu olmadan kaydedilmîştir. Aksa tesir tayyaresi îoin söylenijecfek şeyleı bugün İçin bu kadardlr. Fakat büyük süratler için tüfek mermisinin şeklini düşünmek mumkündür; zira bunun sürati 2400 Km. civarlndadır. O halde pervanesiz fakat esas şekli İtibarile klasik tayyareyi andlran Campini tayyaresi ve muhtemel ol.irek son İngiliz keşfile 1200 Km. den fazla giden tayyare şekli arasında bir inkllâb adde. dilebilecek farklar olmasl iâzlmdır. Bu harbin vücude getirdiği yenil'üer arasmda. kanad tayyare ki (buna dünya havaclllğında uçan kanad ismini vermişîerdir.) Tazyik edilmiş plastik clsimdeî kalıpla yapılmiş tayyareîeri hatırlamamak kabil değildir. Fakat bunîarm etüdü ayrl bir mevzudur. Dünya dev adlmlar.ile teknik inkişaf. lara doğnı giderken. aziz yurdumuzun bu ilerlemelere lâkayd kalmlyarak syak uydurmağa çallşmaslnm temini en büyük idealimiz omp'I'!'ır. Y. tavyaro mühendisi Kansu Fikir San'at Edcbiyat Reşad Nuri, Faruk Nafiz, Peyami Safa, Yusuf Ziya, Abidin Daver, VâNu, Hikmet Feridun gibi en kıymetli kalemleri ve ressanı Münif Fehim, karikatürist Ratib Ta. hir, Şevki gibi en san'atkâr fırçaları sahifelerinde toplıyan yeni (Akbaba), Türk mecmuacıhğının rVini görmediği bir güzellikte perşembe günü çıkıyor. Yeni Akbaba, hayalinizde yaşıyan mecmua olacaktır. MİZAH SiMEMA TiYATRO ZELZELE FELÂKETZEDELERİ MENFAATİNE ^™•• Niisamere NewYork Metropoliten Operasl MezzoSopranoça Miss E D W İ N A B ü A K Ş A M E U S T İ S saat 21 de Stokovsky orkestrası soüst piyanisti Miss MARİON CARLEY SA RAY Taksim SİNEMASINDA İKİNCİ PROGRAM 8 Mart ÇARŞAMBA saat 15 te BELEDİYE Gazinosunda Naarif mükâfatı fntbol maçları bu hafta başlıyor «Maarif mükâfatı» futboi maçlan, 12 mart pazar günü Ankara, İzmir ve İstanbulda mahallî yapllacai maç'.arla başlamış olacaktır. Futboi Federasycnu taraflndan hazlrlanan talimatnameye göre hareket etmiş takimlar arasmda yapılacak maçlara Ankaradan iki, İzmJden iki, İstanbuldan dört taklm iştirak edecektir. Futboi Federasyonu tarafın. dan 26 birinciteşrin 1943 te gönderilmiş olan tamim hilâflnda hareket ederek Fenerbahçe ile yapacağı lik maçina çıkmamıs olan Galatasaray taklml «Maarif mükâfatı» maçlarl haricind» bıraillmış ve bu taklmln yerine İstanbuîspor taklmı alınmıştır. Fenerbahçe B^şıktaş, Vefa İstanbulspor takımları arasında İlk maçlar yapllacaktır. Futboi Federas. yonu bu maçlar dolayisile aşağıdaki talirrtEtnameyi hazirlamıştır. Maçiar iki devredir. Sahaya çıkmlyan kulüb 500 lira tazminat ödiyecektir. Dep. lasman maçl hakemi Federasyon tarafın. dan, mahallî maç hakemi böîgeler hakem heyetlerî taraflndan seçilecektr. Maçları Futboi Federasyonunun bir komiseri takib ve kontrol edecektir. Deplasman yapacak takımlar bir idareci ve on beş futbolcu olac3ktır. Hakem tarafmdan sahadan çıkan bir ojuncu müteakıb maçta oynamıyacaktır. Mahallî maçlarda hasılât taksimi: Ankara, Izmir bölgeleri birincisine yüzde 53, ikincisine yüzde 47, îsta..bul birincisine yüzde 28, ikinciiine yüzde 28, üçüncüsüne yüzde 24, dördüncüsüne de yüzde 22 verilecektir. Bu maçlara İştirak edebilecek talebe. ler Beden Terbiyesl Umum Müâürlüğü. nün yaptığı tamim dahilinde lisansiye edileceklerdir. Yerler numaralı olup biletler gişede satılmaktadır. Bevoğlu ve Şişli Halkevleri taraflndan. l^HHH^HH Ba Âkşam S U N E R Sinemasında AŞK1N ZAFERİ OLAN EMSALSİZ BİR A5K FİLMİ. HİSSÎ VE İÇLİ BİR DRAMDA İHTİRASLAR KOMEDİSİ... mahkum oldu ÇILGIN ELHÂNRA BİR YILDIZ SEVCİLİ Sinemasında ARANIYOR (Renkli) Kumkapl halk dağltma birliği reisle. rinden Ahmed Ateş, mevkufen muhakemesi neticesinde, İstanbul ;kinci MUî Korunma mahkemesince dün altı ay hapse mahkum edilmiştir. •99 Zafer Arlkbağ Dündar Akünal Türk Edebiyatında İki âşikin nezih aşk romanı basîlyor. Baş rollerde: Frederic MARCH ve Loretta YOUNG PERŞEMBE saat 9 dan itibaren Millî piyango Millî piyangonun 7 mart çekilişi bu abah saat dokuzda Ankarada Sergievinde yapılacaktır. Ikramiye kazanan numaralar Ankara Radyosile saat on ücîe ve 18,30 da neş. ro.unacaktlr, HİÇİVve MİZAH S 1i r 1 e r i C I K T I. Kitabcllardan araylnız. , Umumî sat^ş yeri: CINARALTI İDAREHANESİ Marmara tütün piyasası Bursa (Hususi) Msrmara tütün piyasası, tnhisarlar Umum Müdürü, Hürrem ve Bursa Valisi Fazlı Güleçin huzurile açüdı. Piyasada ilk mahsul 90 dan görmezler 80 kuruştan alın. mıştır. Broadway'in en büyük caz orkestrasınl. New.York müzikhoUerinin en tanlnmlş artistlerini ve Amerikan radyosunun en sevilmiş ylldlzı JUDY C A N O V A ' y l b i r araya getiren bir film şaheseri tlâvoten: WALT DİSNEY'İn DONALT ÇİFTLİKTE ü N S İ N E M A S I N D A 7, H} 21 ve 28 beygirlik KAEA ve DEMİZ NOTÖRLERİ Gelmisllt ^lüracaat yeri: İstanbul. Galats Kar?köv Palas. 6 nci kat. No. Kongreye davet Türk Matbuat Teknisyenleri Birliginden: 12 mart 1344 pazar günü saat 13 te Eminönü Haikevi salonunda senelik kongremiz yapılacağuıdan bütün üye ariıa. daşiarm gelmeleri r i c ^ olunur, ACI SENFONİ Marianne ( Orijinal kopya ) HOPPE ve Ferdinand MARIAN FILMI 10 mart CUMA akşammdan itibaren MATMAZEL BONAPABTE •••I Fransizca sözlü orijinal kopya, B ^ B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear