Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURIYET 26 Ikmciteşrîn 1942 ^EYNELMILEL PORTRELER Gazetelerin ver yalnız • İstanbulda Yazan diği haberlere göre vücude getirdiği hal bu sırada Millî Kode, 1942 de Millî Korunma kanununun runma Kanununun 24 mayıs 1940 ta, Jean Chrlstian tadili, bugünkü tadili tasavvurlan Smuts, İngiliz ordusu Mareşalı oldu. Bu, Türk hukuk poliarasında vücude ge adeta tarihi blr hâdıseydi. Smuts, blrlnci tikasınuı en can alıcı bir meselesinı teş alıkoyduktan sonra fiat farkını tesviye tirilecek «ihtikârla mücadele heyeti askerlik tecrübeslni, Britanyahlara karşı Küçükpazarda kömürcü Osman, Se Jtil etmektedir. Hazırlanan tadü lâyiha ederek İşin içmden çıkacaktır. Bu mu yalnız eski ve yeni devlet merkezlerinharbederek kazanmış Ilk İngiliz MareVİm isminde küçük blr kıza bir kilo sının ihtiva eylediği esaslar arasında amele bitince, mal elinde kalan kimse, de, yahud bir kaç büyük şenirde deği şalıdır. İlk Müdafaa Nazırlığı makamım kömürü on beş kuruştan satmak sure «her vilâyette, lüzum görülen kaza onu evvelce satmış olana ve onun rnüteişgal etmiş ve İmparatorluk harb kabitile ihtikâr yaptığından, İstanbul Birin merkezlerinde üçer azadan mürekkeb akıb daha evvel satana ve en nihayet icabmda kaza merkezlerinde da kuru nesinde bulunmuştur. ci Mülî Korunma Mahkemesince elli birer ihtikârla mücadcle heyeti kuru sahibi evvele kadar sırasile müracaat lacaktır. Bu son fark, bugönkü Ihtikâı hâdisesinin kendisini, Türkiyenin dör Smuts, 1870 senesind», CapeTown'un lira ağır para cezası ödemesi, dükkânı lacağı, azadan ikisinin Belediye encü edecek, fiat farklarını alacaktır (2).» köşesindç hissettirmek bakımmdan ol 30 mll şlmalinde, Malmesburg kaaaba her halde bu sırada yaşamış olsa ge nın on beş gün kapatılması ve kendi meni azalarından veya dışandan seçiGeçen 1914 harbinde bizdeki ihtikâr dukça geniş olduğunu, devletin geçer sına yakın bir çiftlikte dünyaya geldl rektir. Zira, malaryadan ve iklimin fe sine on beş gün ticaret yaptırılmaması leceği, üçüncü azanm Adüye Vekâletince karar altına aknmıştır. Mahkeme; «Kö intihab olunacağı» noktası İîcincı Dünya hâdiselerile bununla alâkadar hukukî harbde olduğu gibi yalnız İstanbulu dü Ayni zamanda siyaset adamı olan bir nalığından çok ıstırab çekti. reaksiyonlar karşısmda halkın «haleti şünen ve İstanbul halkını korumağı taSmuts, 1917 de, İmparatorluk harb mürcünün fakir ve yaşı küçük bir kıDeğiştirilen talimatname çiftçinin ortanca oğludur. Anası, blr Harbinin Türkiyesindeki ihtikârla mfi ruhiye» si nasıldı? Ihtlkârla mücadele konferansuıa iştirak etmek üzere Lon zın istediği bir kilo kömürü, souğun sarhyan bir otorite olmaktan çıktığını, 'Fransız Hügno ailesine mensubdu. cadele işinin 1942 yılı sonlarında aldığı eden otoriteye gönülden İtimad ediyor İstanbul Üniversitesi îktısad Fakülmemleketi bir bütün olarak kavradığını Smuts, o tarihte âdet olduğu üzere draya çağınlmıs; sonra, Lloid George şiddetlendiği bir mevsimde hiç acıma yeni mar.zaranın en göze çarpan çizgisini muydu? Yoksa ihtikâr şebekelerile alâ gösteriyor. Böylece son üç asırlık ihti tesi lisans, öğretim ve imtihanlar tatarafından, harb kablnesine iştirake dan pahalı satmasını», cezayı arttırıcı çok çetin bir terbiye gördü. Çünkü, teşkil etmektedir. kalı bir idare mekanizmasınm karşısmda kârla mücadele tariMmizde' sıklet mer limatnamesi değiştirilmiştir. Yeni taBoerler, haşin adamlardı. Kiliselerinin davet edilmişti. 7 temmuz 1917 de, Lon sebeb olarak, hükmünü de belirtmiştir. Bu suretle ihtikâr fenalığmı azaltmak bulunduğunu mu düşünüyordu? Pek kezliği yapan İstanbul, şimdi sadece bir limatname Maarif Vekâletmce tasdlk drada, ilk hava akını esnasında hazır Kömürcü Osmana zabıtanın kontrola Kalvinist akidelerine sıkı surette edilerek Üniversiteye gönderilmiştlr. lıydılar. Hayatın eğlenceli taraflarile bulundu. O tarihte, bir hava taarruzu gelmekte olduğunu haber vermekle o İçin savaşmak gayesile adlî teşkilât ha yakm bir mazinin hâdiseleri olmasına «taşra şehri» haline gelmektedir (6). Dört bin kundura uğraçmağa ne vakitleri vardı, ne istek na karşı hazırlanmış hiç bir müdafaa nun suçuna iştirakten muhakeme edilen ricinde bir mücadele şebekesı vüiude rağmen, bugünkü İhtikârla mücadele Bunun'.a beraber şu sorgu ile karşılaşpl&nı mevcud değildi. Kabine, Avam Ka hamal Izzet, beraet etmiştir. Osmamn getirme meselesi, bizde ikinci defa gö işinde bizleri aydm'.atacak bir takım ik mamak imkânsızdır: Bu hal, yalnız kaleri. Smuts, Victoria kolejln imtihanlaParti tarafından fakir halka dağıtmak lcömür ihtikârında kayda değer olan bir rına hazırlanmak için, mektebde o ka, marasında, gürültülü bir celse atlattı. cihet de; memurlar kömür fiatmın ki rülüyor demektir. Gerçekten böyle bir tısadî, hukukî, bilhassa ahlâkl dersleri nun koyucunun nazannda mı böyledlr, üzere Beykoz fabrikasına ısmarlanan Bir şeyler yapmak, hem de çabuk yapşebekenin ilk nümunesi, 1914 1913 ihtiva eden bu yakın «dün» ün, tarih yoksa şairin: dar çahşü ki, nihayet hastalandı, fakat dört bin kunduramn yapılması işi tamak mecburiyeti aşikâr surette ken lc başma on buçuktan olduğunu tespit Türkiyesinde vücude getirilmişti. Fakat çesinden henüz mahrum bulunuyoruzmamianmıştır. Tevziata aybaşından itiimtihanı, parlak surette verdi. Babası, Ne kadar âlemi devretse sipihr, eden raftaki yaftayı görüp bitişik bak o zaman bu, 1939 Türkiyesinia «Millî Bunun İçin 1942 Türkiyesinde kumldini gösteriyordu. Llold George, Smuts'u baren baglanacaktır. onun papas olmasını istiyordu ve Bulmaz İstanbula benzer bir şehr! dükkânının kontroluna gitmişlerdir. Korunma kanunu» na tekabül eden mağa başlanacak olan «ihtikârla mücatetkikatta bulunarak bir rapor vermeğe Smuts, kolejden, edebiyat ve fen dip memur etti. Işte Sevim isimli kız, tam bu sırada ge «men'i ihtikâr kanunu» nun tedvini es dele heyetleri» ile, 1917 Türklyesindeki Beyti, ekmek odun ve et meselelerini Altın f iatları loması almış, sonra hukuk tahsiline kalip kömür istemiştir. Bunu bakkal Smuts, hava müdafaası hakkında bir dükkânmdan gören komser muavini nasında «Men'i ihtikâr heyeti» ismi al îMen'i ihtikâr heyeti» ni karşılaştırmak düşünecek ilim ve hükumet adamlarl Dün bir Reşad altmı 29 llradan ve rar vermisti. Bunun üzerkıe, İngiltereye için de manasmı muhafaza mı ediyor? külçe altının gramı 425 kurujtan mugitti, Cambridge'de okudu. Oradakl tah takım şahsî fikirlere sahibdi. Sekiz gün Bürhan, poLs memuru Niyazile Şevket, tında düşünülmüş bulunuyordu. Diğer imkânlarma tamamlle sahib değiliz. amele görmüştür. zarfında, bir müdafaa plânı hazarladı. bitişik dükkândan kömürcü İle kız ara laraitan her iki harbdeTürk kanun ko «Dün» ü bihniyoruz, «bugün» ise henüz sili esnasında sürdüğü hayat da, Inri(1) Bk. Tanin gazetesi: 27 Mayıs Londranın müdafaasına aid olan bu sında geçen konuşmıya kulak vermiş yucusunun, her tki hâdisenin seyrirun cereyan halindedir. Bununla beraber vadan ve çabşmadan ibarettl. Mühim konferans plânda, bütün servislerin bir tek el ta Ier ve sokakta çocuğun önüne çıkıp, ayni anında harekete geçmiş olmaları geçen harbin ihtikâr hâdisesini kendisi 1917. Smuts, 1894 te tahsilini bitirdi, tekrar (2) Bk. Kz.: 1 Haziran 1917. Bugün Eminönü Halkevinin tertib etkayda değer: Filhakika gerek 1914, ge ne mahsus bir usulle yoklıyan bir araşrafından idaresini ve bir tek kumanda cenubî Afrikaya döndü. O tarlhten iti altında toplanmasını tavsiye ediyordu. kömürü on beşten aldığını onun ağzm rek 1939 harbinde ancak üçüncü harb tırıcmın vardığı neticelere bakılnsa, (3) Bk. Osman Nuri: Mecellei Beledi tiğl serbest konferanslardan dördüncüsü dan da işitmişlerdir. Tekrar dükkâna baren CapeTown'da çahşmağa başla Ayni prenslpl takib ederek, İngiltereyi gidilince, kömürcü önce bir buçuk kilo senesi sonlarında bu neviden bir müca 1917 deki «Men'i ihtikâr heyeti» nin ye, C. 1, 1922, Sf. 774 (Burada eski harf Ord. Prof. Dr. Fahreddln Kerim Gökay mıs, siyasete derin bir merak sardırmış müteaddid dairelere takEim etti. Savaş dele şebekesi vücude getirmek ihtiyacı «faydadan ziyade mazarratı dokunmuş, lerimizin eîverişli olduğu bir harf oyu tarafından saat (18) de «Sosyal âmil1898 de, yani Boerler harbinden bir sene tayyarelerinin yollarını kesmek fikri ü sattığım ve kömür kalburdan geçirülp hasıl olmuştur. lerin sinir cümlesuıe tesiri» mevzuunda bizzat Men'i ihtikâr heyeti ihtikâr yap nu oynanıyor!) tartılarak bir kilo gelince de, ifadesini evvel müddeiumumî olmuştu. Harb pat zerinde işledi. Bu plân, mevcud teşkilâtm değiştirerek on kuruştan sattığmı söy(4) Bk. Osman Nuri: Kz. C 1, Sf. 874. verilecektir. Konferansa giriş serbesttir. 1914 harbindeki Men'i ihtikâr heyeti mağa başlamış olduğu için halk buna layınca, barodaki yuksek kabiliyetini baştanbaşa değiştlrilmestni icab ettdr lemiştlr. Diğer taraftan, o aralık manMenbai ihtikâr ismini vermiştir (3).« (5) Bk. İhtikârın men'i hakkında kaNavlun tarifelerine zam muharebe meydanında da göstermekten mesine rağmen, aynen kabul edildi, der gal kömürü fiatının Beledlye Dalmî En nin kuruluşunu ve gördüğü İşler hakerçekten gerek 1914 1916 yıllaruıa Hun, Düstur, Tertib 11, C. 9, Sf. 687. :ında «efkân umumiye» nin kanaatini geri kalmıyan Smuts, harbin sonuna ka hal muvaffaklyet kazandı. cümenince on buçuktan fazlaya çıka bilmek, yalnız tarih! bir b^ilgi edinmemi aid İstanbul gazeteleri koleksiyonlan, Bununla beraber ayni kanunun bir yapıldı dar Boer kuvvetlerile beraber bulundu rılmış olmasma rağmen, kömürcünün ze değil, ayni zamanda günün hâdiseleri gerek ihtikârla mücadelenin başladbğı maddesi icabmda bu kanunun kabine Devlet Denlzyollan yük navlun tariSmuts, uzak görüş kabiliyetile, daha ve harb bittikten sonra Vereeniglng eski fiat yaftasını değlştirmeğe bile lü üzerinde ders vercii bir sezgi elde et ve yapıldığı 19171918 senelerine aid kararile lüzum görülen vilâyetlere de felerine zam yapılması hakkında yapılo sırada, sulh meselelerini düşünmeğe, sulh konferansına iştirak etti. zum görmemesi, kömürü boyuna tuttu memize de yardım edebilir. Bu düşünce vurgunculuk hâdiseleri ve bunlann ayni teşmilini âkretmektedir. Fakat Birinci mış okn teklif üzerinde Münakalât bir Milletler Cemiyeti fikrini ortaya atrabildği fiattan sattığı kanaatini besSmuts, harbden sonra tekrar siyasete mağ» başlamıştı. iledir ki kanunun «heyet», fakat bizzat gazetelerdeki tezahürleri, Bhnnci Dün Dünya Harbinde bu teşmilin vaki olup Vekâletinin tetklkleri nihayeüenmiş ve lemiştir. Bu cihet de mahkumlyetin mu•vdet etmiş, o zaman Transival Başveumumî yük navlun tarifelerine bütün heyetin nedense «komisyon» ismini ver ya Harbindeki İhtikâr mücadelesinı çok ohnadığını bilmiyorum. Harbden sonra, Smuts cenubi Afrika cib sebebleri arasmdadır. kili olan Botha ile sıkı bir dostluk tesis hatlarda zam yapılması kabul edildiği diği bu şebeke hakkında bir kaç satınn köksüz ve tesirsiz gibi gösteriyor. Bura(6) Bu sırada Cumhuriyet sütunîarmdöndü; arkadaşı Botha'nın vefatını etmişti. Vereeniglng sulhundan iki yıl da «gibi» kaydını kullanmakhğıırızm da neşredilen bir makale serisi bu cihe bildirilmiştir. Bu zam, Türk kara suyazılmasmı faydalı buluyorum. müteakıb, hemen Başvekil oldu. Bu Eonra, liberal parti namma Başvekilliğe, larında, naklolunacak hemen bütün eşOdun, kömür tevziatı Zikri geçen İlk Men'i ihtikâr kanunu sebebi, hâdisenin tam tablosuna sahib tl aydınlatıyor: Bk. İsmail Hâmi: OsCampbellBannermann geldi. Bunun mevkii 1924 senesine kadar muhafaza etolmamaktan mütevellid ilmî bir ihtiyat manlı tarihinde İstanbul iaşesi, Cumhu ya cınslerine şamildir. Mahrukat Ofisi, halka odun ve kömür 24 mayıs 1333 (1917) de ortaya çıkh. üzerine, Smuts İngiltereye gitti ve Tran tikten sonra, istifa etti. Ondan sonra tır. Herhalde hukukçu ve iktısadcılan riyet gazetesi, 18 İkinciteşrin 942. Bu Tramvaydan athyanlar sivalin, kayıdsız, şartsız muhtariyeti yapılan umuml seçimde, eski hasmı olan tevzü işine 1 kânunuevvelden ltibaren Dördüncü maddesi mucibince hemen mızın bu tabloyu etrafile yoklamalan, mevzu hakkında «İhitkâr» isimli rlsale Son 24 saat İçinde tramvaylardan atHertzog'un kendi yerine intihab edil başhyacaktır. Bu iş için mahalle birlik urulan heyet üç gün sonra şu cümletnüjdesini getirdi. mesi üzerine, Smuts, eskisine nazaran, leri tarafından halka yapılmakta olan erle başlıyan bir beyanname ile teşek daha sağlam hükümlerin verilmesine, de de bazı malumata raslanabilir. Uyan 56 klşi yakalanarak kendilerinden Işte o tarihten sonradır ki, Smuts, âtıl bir hayat yaşamağa başladı. Zama kış tevzü bir kaç güne kadar tamamla tülünü İstanbul halkına bildirdi: «Mu İkinci Dünya Harbinde de ona göre birer lira para cezası alınmıştır. tecrübeli davranıhnasına yardım edeaskerlikte gösterdiği yararlıktan daha mnm büyük bir kısmını, çiftliğinde, ai nacaktır. harebenin tesirile dünyanm her tarafınHukuk talebesine konfebüyük bir manevî cesareüe, bütiin ener lesi arasında geçirdl. da fiatlar yükseldi İstihsalâun azalması, cektir. Bu tabloyu vücude getirmek Karneler kontrol edilecek ranslar verilecek jisini bir tek hedefe. Boerlerle Britanıakliyatuı güçleşmesi, umum ücuratm içın büyük bir himmet sarfetmiş olan 1929 dakl seçimlerde bir kere daha yahku arasında hâlâ mevcud tatsızlıgı Şehirde son günlerde sahte ekmek ırtması gibi bir takım esbabı tabiiye te raünevver ve âlim bir belediyecimiz daHukuk Fakültesi talebesüıin amelî Binlerce seyircinin kaybedince, Smuts, gitfide artan çalışizale hedefîne tevcih etmişti. üzerine Belediye, irile vukua gelen fiat tereffüü bir em ha 1922 de şöyle diyordu: «Esasen hü bilgilerini arttırmak maksadile, tecrüma ihtlyacım tatmin içln, İnglltereye ve karneleri görülmesl T Bu, kolay İş değildi. Smuts, bizzat şimall Afrikaya bir seyahat yapmayı halka ve memurlara \ erilen ekmek kar ri zarurî gibi telâkki olunursa da mem kumet ve belediyenin bu işi tetkik ve beli avukat, hâkim ve müddelumıımıler alkışladığı en nelerini umumî bir kontrola tâbi tut leketimizde bir takım insafsız muhtekir tahkik ettirerek Harbi Umuminin tari konferans vereçeklerdir. Fakülte dekendi yurddaşlarının türlü türlü tenkid kararlaştırmiştı. lerine ve muhalefeüerine manız bulu Bu arada, seneler geçlyor, cenubî Af mağa karar vermiştir. ler, sırf hırs ve tanaah sevki'.e fiatı kat hini yazdırması ne derece elzcmse, Is kanlığı, konferanslar hazırlamaktadır. güzel Türk filmi nuyordu. Memleket İçinde, daha başka rikada, Hertzog'un yıldızı sönükleşiyor Bir Rumen motörü karaya kat artıracak yolda muamelâta kalkış tanbulun ve ordunun iaşesinin ne suret Bu konferanskrda, şimdiye kadar görülen mühim davalar mevzu olarak sekargaşalıklar çıkmak ihtimali de ken du. 1933 te, bir seçim daha yapıldı. mışlaıdu.... (1).» En sonunda nasihat yo le temin edildiğini ileride bir harbi uçilecektir. Bu suretle fakültenin amelî oturdu dini gösteriyordu. Dahilî harb başkaldı Smuts, memleketin menfaatlerini, şahsi lunu tutan beyanname başlıca şu iki mumi daha vukuunda istifade olunmak tedrisat bakımmdan, mühim bir boşluğu için tespit ettrmek de o nispette ehenırıyordu. 1908 de, Durban'da millî kon endişelerinin üstünde tutarak, HertzogLimanımıza gelmekte olan Rumen öğüdü veriyor: 1) Fiatların hemen haddd doîdurulmuş olacaktır. vansyon toplandı ve kuvveüi bir muha a beraber bir koalisyon kabinesi kurdu. bandıralı 60 tonluk Avrupa motö ıtidale ifrağı, 2) Zincirleme muamelele miyetlidir... Harbden bir deısi ibret almak istiyorsak bilhassa iaşe buhramnın lefete rağmen, ertesi sene zarfında, bü Altı sene, bu iki devlet adamı, cenubi rü Büyükderede karaya oturmuştur. rin ilk sahiblerine iadesi. Bu öğütler ve tarihini ijice tespit ettirmek iktıza tiin memleketln itimadını temin eden Afrikayı birlikte idare ettiler. 1939 da. Motör dün yüzdürülmüş ve tamir edil ihtikâr hâdiseleri tarihinde sık sık göNe soğuklar ne de yağmurlar! mek üzere İstinyeye alınmıştır. Motö rülen bu gibi düsturlar, o zamanm muh eder (4)» Bu satırlardaki yaman ilmî 5 inci Zafer haftast bir karar kabul edildi. Smuta Başvekâlete geçince, cenubî Af rün mürettebatı 11 kişidir. hakikate ve derin ahlâkî derse olan ihtekirlerhıi içm için güldürürken, «efkân TYRONE POWER Üç ay sonra, Smuts ve Botha, biri ikayı, tngiltere tarafına aldı. tiyacın bugün bile mevcud olduğunu BUGÜN BAŞLIYOR. Maliye Nazın, diğeri Başvekil sıfatile, Bugün 72 yaşmda bulunan Smuts'un Memurlara ağır işçi karnesi umumiye» ye de gelip geçici bir mem söylemeğe lüzum görmüyoruz. BETTY GRABBLE nuniyet vermemiş değildi. Bu arada bütün cenubî Afrikanm idaresini bilfiil iiyasi mevkii, hiç bir zaman şimdiki kaverilmiyecek Şimdilik hazırlandığını gazete haber«zincirleme» tabiri, 1917 yılının Türk ellerine almış bulunuyorlardı. Smuts, dar saglam olmamıştır. Görünüşü 50 tarafından yaratılan ve gazetecih'ğinde bir çok tefsirleri mucib lerinden öğrendiğimiz Millî Korunma İstanbul Vilâyetlnden: ayni zamanda, Johannesburg'la Pretorya yaşmda tahmln ettlren bu uzunboylu, 1 HUkumetçe ekmek ve ekmeklik oluyordu. Birinci Dünya Harbi Türkiye kanununun tadil projesine vâluf ohnaarasında arazi satm almış, kansile aîü çevik ve mütenaslb adam, sabahleyin çocuğunu oraya yerleşürmls, çiftçiliğe afak vaktl kalkar, mutlaka ata biner, hububat ve saire eşya ve maddelerin da sinin türkçesindeki sadelik hareketine de makla beraber etraftan sızan malumata başlamışü. devlet işlerinin müsaadesl nisbetinde ğiülmasına dair talimatname hükümle bir misal o!an bu güzel türkçe kelime, bakılırsa Birinci ve İkinci Dünya Harbsinemasında emsalsiz bir muvaf. rine göre memur ve müstahdemlere aid türkçeliğine rağmen, umumî bir istizah lerindeki ihtikârla mücadele heyetleri Melmekette askerî tenslkata da karar ir dag gezintisi yapar. Günün on iki fakıyetle gösterilmekte olan ihtiyacmı doğurmuş olmalıdır ki ihti arasında bir takım farkların tespiti ağır işçi ekmek kartı verümiyecektir. vermisti. Fakat, eserini henüz tamam aatini çahşmağa tahsis eder. YorNfishan S knrnstut. mümkündür. Şöyle kl 1914 Türklyesi, 2 Memur veya müstahdem olup da kârla mücadele eden komisyon, teşek» lamamıştı kl, 1914 harbi ilân edildi ve gunlugunu gidermek için başvurduğu iki külünün daha haftasmda, adeta bir iktı muharib olduğu halde daha peşinden ihekmekte kart usulünün tatbikıtına aid Smuts, doğu Afrika kumandanlığı da asıta, tabiat ve edebiyatür. talimatname hükümlerine göre kendile sad derneği salâhiyetini takınarak ikinci tikâr hâdiselerini hukuk siyaseti mevzuu Uhdesine verilmek şartlle İngiliz ordusu Transvaldeki çiftllğini, Prctoria ile Senelik yapmamış, ancak üçüncü senede, yani 1400 Kt 2700 Et, kumandanhğma tayin edildi. Askerlik Cap'taki resml ikametgâhlanna daima rine ağır işçi ekmek kartı verilenlerin bu bir beyanname ile şu İzahta bulundu ve Alb avlık 750 1450 . kartlannı toplayıp yerlerine (B) kart «zincirleme ne demektir?» sorgusuna 1917 de mücadele lüzumunu duymuştur. mesleğindekl en meşakkatli devresini tercih etmiştir. Üc avlık 400 800 » lan verilmek üzere daire mutemed cevab verdi: «Zincirleme ile cereyan e Halbuki 1939 Türkiyesi, muharib olmagüzel ve kuvvetli filmi görmeğe Bu aylık 150 Yoktnr. lerinin resmî bir t«zkere üe, kazalardan den muamelâtta malm son sahibi mah dığı halde peşinden bir korunma kakoşanlarm önünü alamıyor. alınan kartlar için kaymakamlıklara, satm aldığı kimseye mSracaatle başka nunu hazırladı. Bundan başka 1917 deki BİR HAFTA DAHA Belediyeden alman kartlar için de Be sından aldığı ve kendisine sattığı fiat Türkiyenin «Men'i ihtikâr kanunu», lediye İküsad İşleri müdürlüğüne mü arasındaki farkı taleb edecektir. Bu zat memleketin yalnız bir şehrlni, devlet evrah ve yanlar Cuma günü aksamı CÖSTER1LECEKT1R. Gazetemize eönderilen tade edilmez ve racaat etmeleri ehemmiyetle tebliğ olu isterse bed«l vererek mah istirdad ede merkezi olan İstanbulu gözönüne aldıesredilsın edilmesln nur. cek, isterse kendisine yüzde iki temettü ğı (5), hatta «Men'i ihtikâr heyeti» ni zivanıdao mes'ulivet kabal olnnmaz. Kadınlan, erkeklcri hınçkırtarak ağlatacak olan cemiyetin içtimaî ahlâk! yaralannı neşterleyen, kalbleri yırücl bir aile dramı: larını aoayifa şekillere sokarak eğlenIkisi de ihtiyardı. Küçük ttikâye mişti... Kaduıın zekâsı henüz yerindeydi. O zaman, kadın, birdenbire, ihtiyarın Yalnız, takati yetmediği için el Kflpıbir parça müteessir olmasmı temennl sında, günde iki üç saatten fazla çahediyordu. Evet, evet, bağırsm, haykırşamıyordu. sın, aynayı alıp götürdükleri için öfErkekte artık kafa kahnamıştı. KarıNakleden : Hamdi Varoğlu = kelensin istiyordu. Böyle yaparsa, hiç sına sorarsamz, bu kafasızhk, unutkanBu, evlerinin en kıymetli süsüydü. tıisslz adımlarla sürüyerek eve getirince, değilse, her geyin mahvolmadığını anlıktan ibaretti. Kırk sene işçilik ettiği tırla, feragatle didinmişti! Bütün gencfabrika, haline acıyıp onu gene işe al liği bu uğurda gitmişti. Bütün saadet Nine, her seferinde, bunu elden çıkar İhtiyar, kendiliğinden, tam aynanın kar lıyacaktı. mış, ufacık bir ücret mukabilinde, basit hulyalan, bütün kuvveti, sıhhati, neş mak istememiş, yerine daima başka bir şısuıa geçer, oturur, aklı başma gelmiş Kalbi, elem karışık bir arzu ile çaıbir iş gördürüyordu. Vazifesi, muhtelif esi, bu işe, ev eşyasının tedarikine has şey vermeği tercih etmişti. Düşününüz bir insan gibi, kafasını sallardı. Hiç şüp pıyordu. I aletlere kumanda eden bir demir çu redümişti. Bittabi, kocjfsı da, çahşmak ki, bu aynayı, vaktile, kendi biriktirdiği he yok, son bir zekâ ışığı, alışık olAyna, duvardan indirilmişti. İhtiyar, buğu, kolunu mütemadî surette üeri la geçen yıllarınm olanca ümidini, hep paralarla gizlice satmahnıştı. Çamaşırcı duğu aynanın parlaklığı sayesinde, kahâlâ, çenesini oynata oynata, hissiz gözparası vermemek için çamaşırı kendi fasmın İçinde canlanıveriyordu. geri sallıyarak işletmekten ibaretti, bu evinl süsleme gayretine vermiştl. Şimdi, aynaınn gittiğini görünce a lerle bakıyordu. Gelgelelim, ihtiyarlamağa başladıklan yıkamış; boğazmdan kesmiş; süsünden 2 aşk arasında kalan 1 kadın... Ayni kadinı seven lld kardeş... Onu, yarı karanhk bir küçük odaya Ayna yere İndi; koltukçu, aynayı tarihtenberi, kaderin yaman bir İstih kesmiş, para toplamış, kocasınm isim caba ne yapacaktı? ÇocMk gibi ağlayıp kapatıyorlar, bir İskemleye oturtuyorGözlerini kaybcden bir baba... Hayat uçurumu... Mel'anet ve lar, kolunu, sallayıp harekete getiriyor zasına kurban oluyorlardı. Otuz senelik günü, ona bu güzel aynayı, bir sürpriz bağıracak, aynanın üstüne mi atılacaktı? sırtladı... İhtiyar, hâlâ çenesini oynatıhiyanetliğin cezası... Adaleti ilâhiye... Sonsuz ıstırab ve elem yordu. lardı. Köhne vücudünde birikmjş öyle înad ve ısrar dolu didinmenin neti olarak hediye etmişti. Evliliklerinin ilk sahnelerile dolu bir facia... Kadın, henüz ümidli, gayriihtiyarî bir bir çalışma itiyadı, öyle bh İnkıyad ka cesi olarak biriktirdikleri ' ne varsa, on senesinin en heyecanlı hâdisesiydi, Koltukçu geldi. Kadm, orada, ocağın YERLERİNİZİ HEMEN ALDIRINIZ. TELEFON: 40380 biliyeti vardı ki, zihnini işletmeshıe ıh hepsi, geldikleri gibi birer birer elle bu. karşısmda oturan ihtiyarın ruhunda takım el hareketleri yapıyordu. Gitgide Çerçevesinin yaldızuıda henüz en kü kopacak fırtmayı öyle büyük bir kor artan bir yeis, son haddine kadar yüktiyac bile kalmıyordu. Şayet, duracak iinden gidiyordu! İhtiyac, sefalet, hasolsa, kolunu bir iki defa şiddetlice sar talık; kira, ekmekçi, eczacı, hulâsa, çük bir çizgi bile bulunmıyan aynasmı ku ile bekliyordu ki, bir köşeye çekil selmişti. Nasıl olurdu? Bütün mazi, hiç sıyorlardı. O zaman, ihtiyar, tekrar de dünya, hayat, bunları çekip çekip a onun için böyle şiddetle müdafaa edi miş, dişsiz ağzı aralık, titriye titriye bir iz bırakmadan, tamamile silinip gityordu. Her şeyi feda etmiş, en çaresiz bakıyordu. mir çubuğunu işletiyordu. îıyor, götürüyordu. Mazi Canlanıyor... Tarih sahlanıyor... miş miydi?. Olamazdı bu; bunun imAynalıdolablan, iskemleleri, halılan, kaldığı zamanlar kırıp sarmış, bir şeyDerin bir hulyaya dalmış gibi görü kânı yoktu! Yahıız, kansı gelip onu işten almaKoltukçu, kapıdan çıktı. j dığı akşamlar, ihtiyar, fabrikadan çı çatal perdeleri, kollu şamdanları, duvar ler yapmış, son haddine kadar her mah •nen; yalnız, çukura kaçmış yanaklarile kınca rastgele yürüyor, yürüyor, kay saatleri, büfeleri ve masaları gitmişti. rumiyete katlanmış, onu feda etme beyaz bıyıkları, çenelerüıin mütemadî Kadın, yüreğinde öyle bir sızı duydu Evet, bu lüzumlü şeylere kendileçinl mişti... hareketile kımıldıyan ihtiyar, yanın ki, gayriihtiyarî, bir feryad kopardı: boluncıya kadar yürüyordu. Adresl, Dâhi rejisör: CECİL B. de MİLLE'in yarattığı Halbuki, ihtiyann evde olduğu o pa dan geçen koltukçuya baktı, sonra, gözkasketinin siperliğinde, mensub olduğu sahib farzetmişlerdi. Yanıldıklarını an Alber, Alber, ayna! TÜRKÇE müessesenin lsmi imiş gibi yazılıydl. lıyorlardı. Faydalı oldukları için alınan zar günü, artık, koltukçunun, aynayı leri bulanık, tekrar hulyasına gömüldü. İhtiyar, bu sesi işitince, başını çealıp götürmesi bir mecbıuiyet haüne Kadın, gamlı bir teselli duydu. İh virdi. Hayatta, yolunu gösteren son kıKaybolduğu zaman, onu sokakta buîu bu alelâde mallan, çalışmalarınm se•meresi olarak kazandıklan zehabına gelmişti. Nine, üzüntü içüıde, endişe tiyar, işin farkına varmamıştı. yorlar, geceleyin eve getiriyorlardı. lavuz ortadan kaybolduğu için, bulunkapıknışlardı. Daha, hiç birinin zevkini îçinde bekliyordu. Fakat, aynanın çivilerini, duvardan duğu yeri seçemiyormuş gibi, sağma »** Bir tek tesellisi vardı. İhtiyarm ka çeklçle sökmeğe başladıkları zaman, çıkarmadan, bir güzel rüya kadar kısa soluna afal afal bakındı. İhtiyar olmadan evvel, muntazam yaCLAUDETTE COLBERT CHARLES LAUGHTON zamah içinde, hoyrat kader, onları geri fası yerlnde değildi, aynayı alıp götür gürültü, ihtiyan son derece alâkadar şıyan bir işçi ailesiydiler. Teker teker Kadın, kendini tutamadı, bir kere daflüklerinin her halde farkına varmıya etti. Başını kaldırmış, dikkatle bakıyc*ELİSSA LANDİ FREDERIC MARCH alınmış, senelerce müddet, on beş gün istemişti. ha haykırdı: caktı. Ntekm, altı ay evvel, bugünkü du. gibi dört büyük ylldlzın en büyük zaferi... Neon devrinin clldırtan *** den on beş güne taksit verilerek bedeli Alber! Aynanı götürüyorlar! O gükadar bunak olmadığı halde, saatuı saKadinı gene bir çarpmtı aldı. Güzel guzeıierı... Baş döndüren muhteşem eğlenceleri... Kalbleri titreten ödenmiş ev eşyaları vardl. Evi ev ya Şimdi, alacaklılara, kanunun bile alıp tildığım anlamamıştı. zelim aynan gidiyor! aynanın odaya getirihliği günü hatırkudunnuş aslanlarl arasında yaşanan en kanll bir tarihtir pan, hayata ılıklık veren, destek vazi götürmek hakkını vermediği bir karAynj zamanda, ihtiyarın kolunu tuttu, Fakat, bir mesele vardı. İhtiyar, o lıyordu. Güneşli bir gün, öğle yemeği Numaralı yerlerinizi lutfen erkenden kapatlmz. Te'efon 43595 fesi gören, neş'e serpen bu çeşidli u yoladan, iki iskemleden ve bir masadalarını, belli belirsiz, hâlâ tanıyordu; zamanıydı. Mevsim hazirandı... Sofrada sarstı. fak tefeği edininciye kadar ne sıkın dan başka, o güzelim eşyadan, kala O zaman, harekete gelen ihtlyar, koDİKKAT: Bu fiîm ayni zemanda Izmirde LÂLE ve tılar çekmişlerdi! Bilhassa kaduı,' bu kala, boşalmış odalarmdaki ocağm Ss tanunası da, ayna sayesindeydi. Onun çilek vardı... Kocası ne kadar sevinmutevazı eşyayı, birer birer tophyarak tünü süsliyen aynadan başka bir gey aydınlık yüzü, ihtiyarda, bir nevi in mişti! Ne güzel sözler söylemişti! O lunu kaldırdı, boşlukta yumnığımu sıkTAN sinemalarmda gösterilecektir. siyak, bir hatıra uyandırıyordu. Karısı tarihte, kumral saçları epey uzun ol tı, demir çubuğu kavramış gibi, elini, ' bir araya getirmek igin ne kadar sa kalmamıştu onu fabrikadan alıp, dolab beygiri gibi duğu için, aynanm karşısma geçip, saç Üeri geri sallamağa başladı. Cenubî Afrika Birliği Başvekili Mareşal Smuts Ilim ve cemiyet meseleleri \ Bir kömürcüsmn mahkâmiycti Küçük bir çocuğa 15 kuruştan kömür satan Osmanın dükkânı 15 gün kapatılacak Geçen harbde Türkiyede ihtikâr mücadelesi Prof. Ziyaeddin Fahri Beşiktaşta bir cinayet Bir meyhanede iki sarhoş kavga etti, biri ağır yaraîandı Beşiktaşta manavlık yapan sabıkalı katillerden Kürd Cemil ile gene katilden sabıkah koltukçu Arif, Beşiktaşta tramvay caddesinde Niyazinin içkili lokantasına giderek bir müddet rakı içtikten sonra önlerine 12 lkalık bir hesab pusulası gelmiştir. Pusulayı tetkik eden İki adam para verecekleri sırada ufak bir hesabdan dolayı birbirlerile kavgaya başlamışlardır. Cemıl tabancasını çıkararak üç el ateş etmiştir. Kurçunlar Arifin başma ve göğsüne Isabet etmiştir. Cemil kaçarken zabıta tarafından yakalanmış, yaralı hastaneye kaîdırılarak ameliyat yapılmış ve vücudündeki kurşunlar çıkarıhmştır. ı SURTUK CUMHURİYET SARAY FİLOSU ELHAMRA'da KAHRANANLAR Sbone şeraili ta Dikkat YIKILAN SAADET WERNER KRAUSS GİSELA UHLEN MARTİN ÜRTEL Son hatıra Bu akşam L Â L E Sinemasında KANLI SALTANAT