Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
2 CUMHURÎYET 23 mayîs 1940 Tarihî tefrika: 1 3 Yazan: ZİYA ŞAK1R Musevi kadını Kera Devletin gümrüklerini iltizam edecek derecede mühim bir mevki kazanmıştı İngilizlerin müslüman olmaları için, parmaklarını kaldırıp <eşhedü.. > demelerinden başka bir şeye lüzum yok. Diyorlardı. Birinci İngiliz sefiri Vilyam Haribone Üçiincü Muradın ne derece teveccühünü kazanmışsa, ikinci sefir Edvard Barton da o nispette Üçüncü Mehmedin muhabbetini celbetmişti. Hatta. hiç bir muharebede yabancı bir sefirin bulunması âdet değilken, Üçüncü Mehmed Macaristan seferine çıkarken, İngilız elçisini de beraberce alıp götürecek kadar büyük bir samimiyet ve müveddet eseri gösterdi. Sor Barton orduyu hümayunla hareket etti. Daima, Padişahın çadırına vakın bir çadırda ikamet ettirilerek her türlü esbabı istirahatı temin edildi. Türklerin kalbini tamamile kazanmağa muvaffak olan bu zat, gerek bu samimane ve semihane muamelelerden \e gerek kazanılan büyük zaierden, son derece mütehassis oldu. İstanbula avdet edildiği zaman. Padişahın refakatinde olarak, muhteşem zafer alayına iştirak etti. Muzaffcr hükümdarın geçeceği yoUara yapılmış olan tâkların altından, yerlere serilen ipekli hahların, kıymettar şalların üzerirıden. caddeleri dolduran binlerce ve binlerce halkın arasmdan, Padişahı takib ederek geçti. Bindiği atm üzerinde dimdik durmuş olduğu halde, dostlarının galibiyetlerini pek yakmdan görmüş olmanın zevk ve gururile, İstanbula girdi. **• Sör Edvard Barten, Türklere o kadar kaynamıştı ki, ölüm bile onu sevgili dostlarından ayırmak istemedi. Macaristan seferinden bir müddet sor.ra. kısa bir hastalığı müteakıb vefat etti. Cenazesi, ihtiramla kaldırıldı. Vasiyeti mucibince, Heybeliadaya götürülerek, Marmaranın engin ufuklarına, Istanbulun emsalsiz ve bibedel gurublanna nazır olan çamların yeşil ve füsunkâr gölgeleri altında, ebedi sükuna tevdi edildi. «Edvard Barton. <Ingiltere Kraliçesinin pek muhterem, pek mükerrem sefiri Edvard BaHnn. «Türk İmparatorile beraber Macaristan seferine gitmiş ve muzafferen avdetinden sonra vefat etmiştir. 1595.» Ve... bu satırlan okurken; hayatmın en büyük şerefini, Türk imparatorile Macaristan seferine gitmiş olmakta hissettiği mezar taşından anlaşılan bu zatı, Türk İngiliz dostluğunu kuran en mühim şahsiyetlerden biri sıfatile, kalbimizin bütün hürmetOe selâmlayoruz. *** çahşmaya başladı. (3 üncü Murad) ve (3 üncü Meh med) devirlerinde hezimete uğramış olan İspsnya siyaseti, Osmanlı diplo masisi arasında, yeniden bir mevki aldı. İspanyollarm bu kalkınması, hiç şüphesiz ki İngilizlerin aleyhindeydi. Akdenizde, Hind denizlerinde, Suriye ve Anadolu limanlarmda, bilhassa İstan bul piyasasında, (İngiliz İspanyol) rekabeti gene çarpışmaya başladı. Kraliçe Elizabet'in vefatındanberi, Türkiye siyasetini ihmal etmiş olan Ingiltere hükumeti, ancak bu rekabet çarpışm&sının şiddet göstermesi üze rine kendini toparlayarak İstanbula yeni bir elçi gönderdi. (1606) senesi kânunuevvel ayında İstanbula gelen bu elçi, İngiltere hükumetine verilmiş olan eski imtiyaz lan tasdik ettirmekten başka bir iş göremedi. fArkası var| Ihtikar yapmak maksadile yalan habcrler çıkarılıyor Ticaret Vekilinin mühim beyanatı Şehrimizde ihtikâr yaptıkları anlaşılan dört tüccar dün Adliyeye verildi. Muhtekirlerin, eşya fiatlarını yükseltmek için icad ettikleri hile de meydana çıktı Ticaret Vekâleti, ihtikârla kat'î şekilde mücadele için yeni tedbirler ahr ve bu hususta yeni bir kararname neşrolunurken diğer taraftan bazı kimselerin de yalan haberler işaa ederek vc bunlan bazan gazete sütunlarına ka dar intikal ettirerek maksadlaruıa uygun bir hava yaratmağa çalıştıklan da eheınmiyetle gözönünde tutulmuş ve bjr.a göre tedbirler alınmağa başlan nc.ftır. , Ticaret Vekili Nazmi Topcoğlu bu nevi haberler işae edenlerin maksadları. Siyasî icmal ingiliz Alman münafereti nharebe Fransa toprakla ımda bütün ^iddetile devam tdiyor. Yeni Başkumandan Veygand Fraıısız ordularını yeniden gruplaştırmakla meşguldür. Şimdilik muharebenin hütün ağırlığı Fransızla rın üzerine yığılmış bulımuyor. Fakat hakikatte harbin hedeG İngiltere bulunuyor. ÇünkU Almanyada kendisinin asıl düşmanı İngiltere olduğu na dair umumî bir kanaat vardır. Almanlann bütüu gayız ve kinleri İngilizlere kar?ı tevcih edilmiştir. Düa gelen haberlddc bildirildiği veçhile Alman Baskumandanlığı Belçikanın ve Fransanın şimalindeki İngiliz kuvvetlerinin şiddetle bombalanması için hava kumandanlarına emir vermiştir. SAĞLIK NOTLARI Heyecan ve karaciğer Heyecanlann ruhumuza verdiği sar dikten sonra da kırılan kalbi okşamak.. Yalnız moral tedavi kâfi gelmez. Husıntılar karaciğere de dokunur. Heyecanlann karaciğer üzerindeki tesiri vü susî bir rejimle ve bazı ilâclarla kuvcudde iki alâmetle belli olur. Safra vetlendirmeli. Sade ensülin şiringalarinın kana karısması, idrarda şekerin le değil. Çok kere bunun faydası olgörünmesi.. Heyecandan olan bir sa maz. Bu çok vahim şeker hastalığında rılık ve heyecandan olan bir şeker kullanılmahdır. Hastalığın salâh bulması için yemek hastalığı var. Heyecanla olan sarılık birdenbire rejimi umumiyetle kâfi gelir. İlkönce ekmeği azaltmah., meydana çıkar. RuGünde 60 gramdan lette kaybeden oziyade yememeli. yuncu, oğlunun harb Yazcm : Bir, iki glüten bisde öldüğünü öğreküvisi de buna kanen ana, trenin birtılabilir. Şeker, re denbire geldiğini gö çel, bal, çikolata, rerek saşıran mapasta yememeli. Şekasçı, gerdeğe giker yerine sakarin receğini düşündükçe kendinden geçen yeni evlenen gene, kullanılabilirse de bunu da çok kullanmamab. Hamur işleri ve pirinc yememebunların hepsi sapsarı kesiliverirler. li. Patates yenir. günde 50 gram. Bu sarılık, umumiyetle, az sürer; alKuru sebzeleri itidal üzere, yesillikü, nihayet sekiz gün. Sonra herşey leri, bilâkis, çok yemeli. Yeşil fasulye, yoluna girer. Tedavisi? Yemeği azaltıspanak, kuşkonmaz, kabak, salata, malı. Hamur işlerile, püreler, komposturp, lâhna, patlıcan, prasa, radika, tolarla beslenmeli. Sokağa çıkmamalı. hindiba bolca yenir. Hafif bir müshil almalı, peklik varsa.. Kahvaltı, kaymak, veya tereyağı, bir Sarılık kendiliğinden iyi olsa da, gene finran sütlü kahve. sakınmalı, arkasından enfeksiyon cinÖğle yemeği, dana, koyun, kuzu etsinden bir sarılık gelebilir. leri .balık ıskara olarak. Tavuk ve pi#*• liç etleri. Heyecanla gelen şeker hastatığı cid • Hurma ve erikten başka meyvalar dî bir arıza sayılır. yenebilir. Üzümü itidal üzere yemeli. Başlarken idrarda Ekmek ve hamur işleri yenilmediği için bir kaç gram şeker turp, lâiına, patlıcan, pırasa, radika, bulunur. Ufaktefek memeli. arızalar düzeür. SiTath şarablar dokunur. Sofrada ekşi nir gevsekliği varşarab bulunmah. Suyu yudum yudum sa hastahk yerleşir, içmeli; birdenbire içmemeli. geçmez. Yerini bulSiit perhizi artriüklere iyi gelirse de du mu, bir kere birbiri ardınci gelen heyecanlann sad kadınları zayıflatır. Kadmların tartı larını bir kararda tutmağa ihtiyaclan melerinden ınüteessir olur. Şefkatli bir ana, beş gram şekeri vardır. İlâca gelince, Karahisar madens'jyu var. Amerikadaki oğlundan haber a lamadığı için tasalanıyor; şeker otuz en iyisidir. Üç öğün yemekten önoe L grama çıkar. Vapur torpillenmcmiş, yarımşar bardak iç meli. Madensuyu kay oğlu geliyor, şeker de beş grama ininaklarında su sefa yor. dalmamalı.. Bir çok şekerlilerde hastalığın se hetine Dozu kaçırıhrsa mabebi, çok kere heyecan, keder vs ıstırabdır; kiminin kocası tunarhaneye densularının aktiv te girmiş, kimi çocuğunu, servetini kay sirleri korkunc oluyor. betmiştir. Yorgunlukların her Bir büyük malî müessesenin baş kasadarım tanırım, idrannda daima se türlüsünden sakm kiz gram şeker bulunur. Bu adam ka mah. Harb zamanınsadarlığa tayin olunduğu gün hesabı da bombardıman edilen yerlerden kaçkapatırken bakmış beş yüz altın açık. malı. Tehlikeyi bildiren canavar düdüğü Aramış, taramış ne çaldığı zaman, şekerli kimse bodrum sıreye verdiğmi bu ğmaklara girmemeli. Oraları hej'ecanlılamamış. Çok sıkıl laı için tehlikesiz olmaz. Ilkin heyecan mış, yememiş, iç verir; sonra bodrumlar nemli ve soğuk memiş, uyumamış. olur, nem ve soğuk şekerliye doku Nihayet ertesi «gün nur, çarçabuk bir bronkopnomoniy* nereye verdiijini ha yakalanabilir.. Dr. Rusçuklu Hakkl Saray entrikaları arasında Evvelâ, Sör Barton'un; sonra Sadeddin Efendinin, daha sonra da Kraliçe Elizabet'in vefatı üzerine, İngiliz Türk dostluğu yavaş yavaş hararetini kaybetti. Bunun başhca sebebi, isimlerinl saydığımız zatların birer birer Fİyaset :;ahnesinden çekilmelerile beraber, artık Osmanlı sarayında ve hükumet ricali arasında şiddetle hüküm sürmeğe başlayan entrikalardan ibarettL Topkapı sarayını, katolik ve ortodoks dinine salik milletlere mensub kızlar dolduruyordu. Ya akıncılar ve korsarlar taıafından esir edilerek saraya takdim clunan veyahud İstanbuldhki esir pazarlarından adi birer eşya gibi satın alınarak saraya doldurulan bu kızlar, talih ve ikballerinin sevkile Padişahlara «gözde» oluyorlar; bu fırsattan istifade ederek bol para ve elraaj biriktirmek için de, devletin haricî ve dahilî siyasetinde büyük bir rol oynayorlardı. Bunlara bir unsur daha ilâve etmek lâzım gelir ki o da, (Musevî) lerdi. Para kazanmak için hiç bir fırsatı kaçır mıyan Museviler artık Osmanlı sarayının harimine kadar girmişler, (valide sultan) lar, (sultanlar), (kadın) lar. (gözde) ler. (ikbal) ler üzerinde büyük bir nüfuz kesbetmişlerdi. Meselâ.. Ispanyol dantelleri ve Venedik kumas tezgâhlarınm ipekli elbiseliklerini satmak için sarayın Harem dairesine sokulmaya muvaffak olan (Kera) ismindeki bir Musevî kadım. başta (Safiye Sultan) olmak üzere bü tün sarav kadmlarma hulul etmiş.. Kazandığı nüfuz ve tesir sayesinde, devletin bütün gümrüklerinin hasılatıru iltizam edecek derecede mühim bir mevki ihraz eylemişti. Istanbulda bulunan Venedik balyözu ile Ispanya elçisi ve hatta, diğer devletlerin sefirleri derhal (Kera) nın etrafinı almışlar.. Türk diplomatlarile uyuşamadıklan meseleleri. sarayın ha rem riairelerinde. daha kolay bir surette bu kadma hallettirmeye başlamışlar dı. Memleket haricindeki Museviler de gene sarayın entrika kanallarından geçerek büyük menfaatler mukabi linde. devletin siyasî islerine karışıyorlardı. Ve çok garibdir ki, (katolik İspanya) da binlerce ve yüzbinlerce ma sum Musevî, (Engizjsyon) mahkeme lerinin zalim?ne karartarüe cavır ça yır ateşlere yakılırken.. Ve yahud, bütün varlıkları zaptolunarak çırı'<ıp1ak hudud haricine atılırken, kendilerini servet ihtiraslarına kaptırmış olan bu Museviler, millivet duygularını bir tarafa atıyorlar.. Katolik devletlerin hesablanna, Osmanlı saravında büyük m'Wasta entrika'ar çeviriyorlardı. (1605) senesinde. (Ebraim B°nazor) isminde To=kanalı bir Musevî İst»n bula geldi. Bu adam. (Floransa) hükumeti namına bir serbest ticaret muahedesi akdi için bir zemin hazırlayacak. bunun için de devlet ricalile saır:^ane münp^obetler tesis edecekti. Benazor, giriştiği iste. çarçabuk muv p ^ H v e t ka7?nr'ı Hatta. yalnız Floransa'nın menfaatlerini temin etmekie kalmadı, İspanya hükumeti lehine de tıda tetkik olunmak üzere dün komisyoAlman Baskumandanlığı Belçikanın na mühim ve müteaddid ihtikâr hâdisecenubundan lransız arazisine girmiş oleri zabıtları verilmiştir. lan ordusunu geçen Umumî Harbdeki Mmtaka Ticaret müdürlüğü teşkilâtı harekctin hilâfuıa olarak Paris üzerine gümrüklerde mevcud olan stoklar hakdeğil Manf sahiline doğru ilerlehneşi kında Gümrükler başmüdürlüğünden kendi harb plânı için baslıca esas tutmalumat aCnış ve bunlaruı hangi itha muşrur. Bunuı için de İngiltereye en lât tacirlerine aid olduğu tetkik olun yakın olan !\îanş denizi sahillerine bir muştur. Bu tetkikat şayanı dikkat bir an evvel varnıağa çauşıyorlar. Almannetice vermiştir. Bir çok ithalât tacirle lar bu sahiUere yetişebildikleri takdirrinin gümrüklerde bulunan mallarmı de İngiltereye hücum için hazırlana çekmeyip piyasada mevcud malı yekdi caklardır. ğerine devretmek suretile fiatlan müteingiltere Almanlann hücumu kendi madiyen yükselttikleri tespit edilmiştir. Bu şekilde hangi maddelerin üatlannın sine tevcih edilmiş olduğunu takdir kimler tarafından yükseltildigi dün öğ ettiğinden buna göre hazırlanınaktadır. Asırlardanberi ilk defa İngiltere hükurenilmiştir. meti' kanunuesasiye gayrimuvafık ol • Adliyeye verilen ihtikâr maznunları duğu halde fevkalâde tedbirler almış İhtikâr yapükları sabit olan üç tacir tır. Şöyle ki parlamentoya verilen bir Ticaret Vtkilbniz Nazmi Topcoğlu makamında... ve bir kontuar dün Milli Korunma ka kanun Iâyihasile İngilterenin bütün avc ne şekilde hareket lâzım geldiği hak artık çorab imal edilemiyeceği haberi nunu mucibince Cumhuriyet Müddeiu halisi ve emvtli devletin emrine verilekında Ankara muhabirimize dün şu be nin alâkadarlar tarafından gazetelere mumiliğine verilmiştir. Bu tacirler ve cektir. yanatta bulunmuştur: verilmesile baçlamıştır. suçları şöyledir: Lüzumu halinde her ferd memleke « «Dış piyasalardan memleketimizin Bu misalleri tevali ettirmek mümkün1 Sultanhamamında Haçopolu ha tin müdafaas'nda bir hizmete memur muhtac olduğu eşyanın tedarik edileme dür. Takdir edersiniz ki, hükumetçe pidiği, edilse bile pek pahalıya mal ola yasa tanzimi ve fiat kontrolu için alman nında 7 numarada manifaturacı ve itha edilecekrir. Hükumet müdafaa nokta • cağı..» şeklinde, muayyen membalardan tedbirler, fiat teşekkülü hâdisesinuı en lâtçi SerRs Kiryelya, bu manifaturacı sından lüzum göreceği binaları yıkuraüham olunduğu anlaşılan haberlerin a az kayıd altına giren ruhî unsurlan bu 2000 kiloluk kalay stoku yapmış ve bunu caktır. Amelc partisi her zaman böyıe istisnaî karaılara itiraz ettiği halde bu rada sırada gazetelerimizde çıktığını gö derecede nd cereyanlara maruz kaldığı satmıyarak saklamıştır. 2 Bahkpazarında Zindan hanında defa, kanunu, partinin hükumetteki rüyorum. Bu kabil haberleri işae eden nıüddetçe, matlıib semereyi veremiyeyağçı Ropen Palitı, bu yağcı da 300 ku kendi mümesMİi teklif etmiş bulunu lerin güttüklri maksad meydandadır: cektir. ruşa kalay almış ve sonra bunların kilo yor. Hiç bir taraftan itiraz sesi yükseU Halkı ihtiyaten ve fiatlara bakmadan lüHükumetimizce takib olunan siyasetin sunu 400 kuruştan satmışür. mediği gibi İngiliz milleti büyük bir vazumundan fazla eşya mübayaasma tahrik geniş bir halk kütlesince kavranıp bütün tanperverlikU, gelebilecek bütün tehctmek. 3 Merkezi Tahtakale caddesinde bir milletin tek ferd halinde takib edillikeleri önlemeğe ve kırmağa azmet Manifatura eşyasında görülen ilk fiat mesinde Türk mstbuatınm mesbuk şu Dar handa bulunan Anadolu Kontuari. miştir. Müşterek tehlike karsısında İn2280 kiloluk kalay stoku yapan bu Kontereffüü hâdisesine, İtalyadan tedarik e urlu hizmetini şükranla anarım.» giliz Fransız tesanüd ve ittihadı ise tuar tedricen fiatlan yükseltmiştir. dilmek istenmiş manifatura eşyasmın her zamankiııden çok daha kuvvetlidir. İhtikâr yaptnnk için kullamlan pek pahalı olacağı haberinin yayılmasile 4 Sirkecide Dal handa 1/4 numahileler İhtimal İtalyanın harbe iştirak edin sebebiyet verilmiştir. İpek çorablann gerada Mehmed Naci. Gümrükte bulunan İhtikârla mücadele komisyonu bugün 10 ton kalaymı çekmiyerek ne ilk defa pahahlanması, çorab fabrifiatlann etmemesi meselesi de daha ziyade İngiltere ile Alrnanya arasındaki mücadekalarının iğne tedarik edemedikleri ve bir toplantı daha yapacaktır. Bu toplan yükselmesini beklemiştir. lenin alacağı sekle bağlı bulunuyor. İngiltere şimdiden Akdenizde ihtiyatî tedbir almağa baslamıştır. Cebelüttank müstahkem tnevkiindeki kadın ve çocukların buradan çekilmeleri emredilmiştir. Bunîar Fasın Fransa himayesi altındaki kısnıına scvkediliyor. Garb cephesinde hirdenbire kuvvetlenen Fran Halicin temizlenmesine doğru nihayet su İngiliz mukavemeri ve beklenen ilk adım atılmıştır. Münakale Vekâleti taarruzlar, İtalyanın tutacağı yolu da nin tasvibile İstanbul Liman riyaseti, yakında tayin edecektir. Halicin artık birer tehlike teşkil eden Muharrem Feyzi TOGAY noktalarını temizletme faaliyetine girişmiştir. Belçihadan dönenler Halic temizleniyor Sefirin ailesile bazı talebelerimiz geldi Liman Riyaseti, Vekâletin emrile faaliyete geçti Holanda sefaretimiz vazife başında kaldı Belçikanın işgali esnasmda talebenıizle birlikte Fransaya geçen Briiksel elçimiz Nebil Batının refikası, çocuklan, ve Belçikada bulunan talebemizden bazılan, diinkü Semplon ekspresile şehrimize gelmişlcrdir. Bütün yolculann omuzlannda birer gaz maskesi vardır. Belçikadaki tebaamız, geçen 13 mayısta salimen Parise gitmeğe muvaffak olmuşlardır. Buniardan bir kısmı, otomobil ve bisikletlerle, bir kısmı da yaya olarak bu seyahati yapmışlardır. Talebemizden bazıları, Fransada tahsillerine devam etmek, bazılan da jehrimize dönmek niyetindedirler. Briiksel sefirimiz Nebil, Pariste, beklemektedir. Lahey sefarejimiz memurlan şimdilik vazifeleri başındadırlar. Altın fiatlan Altın fiatlan dün sabah yeniden bir tereffü göstermiş ve satış fiatı 24 lira 25 kuruşa kadar çıkmıştır. Fakat akşam üzerine doğru taleb azaldığından fiatlar 23.5 liraya tekrar düşmüştür. Yumurta talaşı geldi Son zamanlarda sıkıntısı çok çekilen yumurta talaşı altı vagonluk bir parti olarak Rumanyadan gelmiştir. Diğer bir partinin de gelmesi beklenmektedir. Diğer taraftan haziranm ilk haftasında Yugoslavyadan 100 ton daha talaş gelmesi beklenmektedir. Bir arahk kilosu 27 kuruşa kadar yükselmiş olan yumurta talaşıriuı kilosu şimdi 13 kuruşa düşmüştür. Buhrandan evvel talaşm kilosu 3,5 kuruştu. * Haziran başında Yugoslavyada toplanacak olan Ealkan ekonomi konseyi için hazırlıklar yapılmaktadır. Konseye gidecek Türk heyetine TicaHaydarpaşa mendireğinin içinin te ret Vekâleti Müstesan Halid Nazmi riAraba altında kalanlar mizlenmesi ve burada gene Umumi vaset edecektir. Arabacı Muhiddinin idare ettiği yük Harbde batmış bulunan şilep enkazının arabası, dün sabah Bahçekapıda tram çıkarılmasma iki güne kadar başlanavay yoluna dönerken, 8 yaşlannda Güler caktır. adında bir kıza çarpmış ve kızcağız bir Mıntaka Liman riyaseti tarafından kaç metre arabanm tekerleği altmda Silivri önünde yapılan mendireğin inNüshası 5 kuruştur. sürüklenerek ağır surette yaralanmıştır. şaatı ikmal olunmuştur. Türkiye Haric Temizleme işinin Halicin seyrüsefere müsaid noktasının sonu olan Adalar önünden başlanmıştır. Burada Arzuhaltaşı namile maruf olan kayalık dinamitle atılarak temizlenecektir. Diğer taraftan limanın ağzı ve İstanbul sahillerinin temizlenmesi işine devam olunmaktadır. Sirkeci rıhtımınm ağzının temizlenmesinden sonra Ahır kapı önünden tehlikeli bir vaziyette Umumî Harbde batmış olan Pelengi Derya gambotunun enkazı dinamitle atılmış ve burası tamamen temizlenmiştir. l I KISA HABERLEF * İstanbul Paket Gümrüğü ve Postanesinin ıslahı ve işlerin daha sür'atle cereyanı için İstanbul Gümrükleri Başmüdürlüğünde gümrük ve posta mütehassıslan toplantılar yapmakta dırlar. CUMHURİYET için 1400 Kr. 750 > 400 > 150 > Ya\Tucak sür'atle hastaneye kaldırılarak" tedavi altına alınmış, suçlu arabacı yakalanmıştır. Kızıltoprakta oturan Binnaz adında bir kadın, dün Karaköyde bir kaldırımdan diğerine geçm«k isterken Bekirin idaresindeki yük arabasının çarpmasına maruz kalmış. başından ve muhtelif yerlerinden yaralanmıştır. Vilâyete yapılan bir müracaat nbone seraîîi { tırlamış. Ve o an' Dr. Rusçuklu Hakkt dan itibaren idra nnda şeker görünmüş ve hâlâ görünüMecdiyi de, karısı Hilmiye Hanımı da yor. yakından tanınm. Ailece iyi görüşürüz. Vak'aya geçmeden evvel size bu karı Doğrudan doğruya hassasiyete inen kocayı biraz tarif ede>im: Mecdi kuk bir darbeyle şeker hastalığına tutulan beş yaşlarmda evine düşkün, basit, kenlar nadir görülüyor. Böylelikle tutu di halinde, bir adam. Evvelce işi iyi gilanların çoğu bir artritik, bir obur, bir diyordu. Sonra bozulmuş olacak. Otoşişman, çok bira içen bir adamdır. Ka mobilini sattı, hatta apartımanını bile raciğerini yormuş bir adam. Heyecan değiştirdi. Son zamanlarda pek de sodalgalarının coşkunluğile değil, çok murtkan, durgun bir tavır takuıdı. Gelelim karısı Hilmiye Hamma.. Ufak yemekle... tefek, sarışın, Mecdiden on beş yaş küKadm ses veren bir. kaba benzeı: Bir dokun hin ah dinle kâ~e\ fnğjurdan çük güzel bir kadm. İyi giyinmesini, geÇığlığı, feryadı koparır, talihin bo zip eğlenmesini sever, kocasından bahralan, fırtuıaları içinde.. Uzvıyetinin sederken daima küçük burnu iğrilir, duferyadlarile cevab verir, felâket üstü dakları istihkarla büzülür. Bununla beraber karı koca pekâlâ geçinip gidiyorne çöktüğü zaman... Şeker hastal'ğı da o cevablardan bi lardı. Ve yahud biz haricdekiler böyle risidir. Başkaları da var: Zarll barsak biliyorduk. Geçenlerde onlara bir dostun evinde ıHüabı. tansiyon yükselmesi, guvatr tesadüf ettim. Baktım, Hilmiye Hanım ve başkaları.. bir köşeye büzülmüş, durgun, düşünceli, *** Çaresi? En faydalı ve tatbikı en güç ağzını bıçaklar açmıyor. Kocası Mecdiye öğüd, ruhun sükutu ve istirahatı, caıı gelince aksine, oldukça neşeli.. Bir arasıkıntılarının uzakla.ştırılması. Onlar hk yanından geçiyordum, beni kolumdan nasıl kurtulmalı?.. Düşüncelerimi dan tuttu, gülerek bir köşeye çekti. Keyfîniz yerinde maşallah, dedim. zi daima o cansıkıntıları kaplamış, ka Aman. dedi, oturun sizinle şöyle ra bulutlar gibi. Onlarm azab ve ıstırabı daima bizi yener ve ezer. Bu sar bir konuşalım. Anlatacak öyle şeylerim sıntı ve heyecan boralarından nereye var ki.. Oturduk. Karısının biraz düşünceli ve sığmmalı? İhtiyatsızlığımız yok, tesa düfe bağlı bir işimiz yok. gelişigüzel solgun göründüğünü söyleyerek rahatbir cür'etle atılışımız, saldınşımız yok. sız yahud kederli olup olmadığını sorBaşımıza çekmek için hiç bir teşeb dum. Dudaklanndaki tebessüm genişledi. büste bulunmadık, buna rağmen başımıza yıldınm indi. Sakınmak için ne Sesini bir sır tevdi eder gibi yavaşlatarak: yapmalı?... Ben de ondan bahsedecektim işte! *** dedi. Hekime sorarsanız buna karşı bir Ve daha yavaş ilâve etti: cok şeyler var elinde. İlkin sinir dü zenine kuvvet vermeli. heyecanlara Karım harbden korkuyor.. dayanabilsin. Çetin darbelerle bozu Nasıl! diye, mırıldandım. lan canı dÜ7eltmek, kaybolan cesareti Başmı salladı: vermek. Felâket saati gelmeden önce Evet, kanm harbden korkuyor. meyus olmamak için oyalamak ve gel Hem de nasd bir korku!. Zavallının âsa Cerrahpaşada oturan ve diplomasız doktorluk edildiği zamanlarda icrayi tababet ettiğini söyleyen Mehmed Dursun ismindeki bir şahıs Vilâyete müracaatle. kendisinin zehirli gaza karşı müessir N^ kullanılması basit bir ilâc keşfettiğini. Kadmcağız tedavi altına almmış. ara bir heyet huzurunda bunun tecrübesinin baoı vakalanmıstır. ^•a"ilma^ını istemiştir. Senelik Alü ayhk Üç ayhk Bir ayhk için 2700 Kr. 1450 > 800 > Yoktur. Dikkat Gazetemize gönderilen evrak ve yazüar neşredilsin, edilmesin iade edilmez ve zıyaından mes'uliyet kabul olunmaz. Harbden korkan kadın!. bı bozuldu, berbad oldu. Buna biraz da ben sebeb oldum. Evet 4tiraf ederim ki korkusunu ben körükledim. Fakat başka ne yapabilirdim. Dinleyin. Siz de herkes kadar son zamanlarda vaziyetimin bozulduğunu herhalde biliyorsunuz. Bunda gizleyecek bir şey görmüyorum. Evet, işlerim ijn gitmiyordu. Gelgelelim karıma. laf anlatmak imkânsız.. O hiç bir değişiklik yapmıyarak eski hayatımıza devnm etmek, yani paralan avuc a\*uc eliıselerine, süsüne, zevkine sarfetmek isteyordu. Laf anlatamıyordum. Otomobili satmaya, apartımanı değişürmeye razı edinceye kadar ne çektiğimi ben bilirim.. Bu yüzden kavga edip duruyorduk. Siz de bilirsiniz ki karım öyle ciddî şeylere pek ehemmiyet vermez. Şu kadar senedir evliyiz. Onun bir gün siyasetten bahsettiğini hatırlamıyorum, hatta yanında konuşulduğu zaman sıkılır, esnemeye, gerinmeye başlar. Omuzlarını silkti: Benim aklım derin ermez. Ama işte korkuyorum o kadar. Bugun Nedimelerde konuşuluyordu. Balkanlar için de tehlike varmış, İtalya... Bana bir takım malum kahve dedikodularuıı, anlatmaya başladı. Zaten artık herkes siyaset kumkuınası kesildi diye, sözünü kestim >Bu mahalle dedikodularının hiç birine inanma..» diye, devam edecektim, fakat o vakit bırakmadan atıldı: KUçUk hikâye Senin aklm ermez diye, hiddetle bağırdı. Bütün dünya, yerinden oynuyor. Baksana radyolarda müzik namına bir şey kaldı mı? Hangi istasyonu açsan harb, eğlencelerin bile tadı kactı. Hergün pasif korunma tecrübeleri yapılıyor, csığmak yaptırın» diye, kapı kapı dolaşıyorlar. Sonra biliyor musun giyecek şeyler nekadar pahalandı? Kumaşlann, iskarpinlerin, şunun bunun yanına Fakat geçenlerde bir de baktım. Rad yaklaşılmıyor! Niçin?.. Kime sorsân yonun başında. dikkatle ajans haberle harb, harb diyip geçiyor.. rini dinleyor. O esnada Almanlar NorMemlekette bu telâşlı havayı yaraveçi yeni istilâ etmişlerdi. Spiker hararetli hararetli deniz harbinin tafsilâtını tanlara. budalaca fikirlerile karımı zeveriyordu. Karım beni görünce yerinden lıirliyenlere içimden lânet ettim. Onu fırladı, yanıma koştu. Gözleri korku ile teskine, hazırlandım, fakat son sözlerini duyar duymaz birdenbire fikrimi değişbüyüyerek: ' tirdim. Kaşlarunı çattım. Ağır, kederü Harb gittikçe yayıhyor, şuraya bubir tavır aldım. İçimi çekerek: raya geçiyor, dedi. ben korkuyorum. Türkiye gibi dünyanın en sakin, gü Sen üzülmeyesin diye, şimdiye karültüsüz bir köşesinde bulunup da harb dar bu harb lafını ağzıma almıyordum. den korkmak çocukça şeydi. Alay etmek dedim. Görüyorsun, boğaz boğaza döğüşniyetile: ler başladı. Tabiî herşeyler pahalana Neden korkuyorsun? diye sor cak. Hele bizim gibi işi biraz da bozuk gidenler için daha büyük felâket. Paradum. o kederli, endıseli, ümidsiz tavrımı alıyorum. Vaziyetin gittikçe fenalaştığını tekrar edip duruyorum. Başka türlü hareket etmeme imkân mı var? Bu harb korkusuna tutulalıdanberi gayet muktesid bir kadın oldu. Ne zamandır benPERİOE CELÂL; den para istediği yok. Hatta bu yaz saynuz da az,. Bir köşeye bir şey atamıyo fiyeye gitmekten bile vazgeçti. Yalnız ruz. Sonumuz ne olur bilmem.. sığınağı olan bir apartımana çıkmanuzı Kanm başmı önüne eğdi, bir an dü şart koydu. Ona bu son zamanlarda verdiğim tek hediye şu: Bir gaz maskeşundükten sonra: Sabah verdiğin kırk lirayı saklaya si.. cağım, dedi. Tayyörden vazgeçtim İşte bütün bunların yüzündendir ki Böyle karışık zamanlarda insan bir tay karımın korkusunu hafifletecek, endişeyorle de iktifa etse olur. lerini yatıştıracak hiç bir teşebbüste Nası! sevindiğimi tahmin edersiniz. bulunmuyorum. Ne yapayım? Harbden O günden sonra kanm artık harbden korkmamaya başlarsa tekrar eski o habaşka bir şeyden bahsetmez oldu. Bütün vaî, zevkine, keyfine duşkün kadın hagazeteleri başmakalesinden siyasî sütun line geleceğini, dünyayı umurlamıyacalanna kadar okuyor. Ekserisini de yanlış gını biliyorum. Halbuki şimdi ne kadar anladığı muhakkak, beni akşamları kapı rahatız. Ancak borclarımı ödemek fırsadan daima şuna benzer suallerle karşıla tmı bulabildim. İşlerimi yoluna koymava çalışıyorum. Sonra karımm seneleryor: «İtalya harbe girecekmiş doğru mu denberi soğumuş olan muhabbetinin avacaba?» «Almanya gene Rumanyayı det ettiğini, harb korkusu içinde istinad sıkıştırmaya başlamış. ne dersin?» Buna noktasuıı bende aramağa koşarak yabenzer bir sürü sual... Hele Almanlar. nımda teselli bulmaya çalıştığıru görmek Belçika ile Holandaya hücum ettikleri az zevk midir? zaman telâştan deliye döndü. UykusunBirdenbire sustu. Karısı kalkmış, yadan sıçr^yarak uyanıyor, düşürülen tayyareleri, yanan şehirleri, ölen insanlan nımıza geliyordu. Yaklaşır yaklaşmaz okudukça ağlamalı hale geliyor. Sv .aman Allahım, Almanlar Fransız topbaşlayorlarmış!» velce hiç bir şeye aldırmıyan o havaî. raklannda ilerlemeye maddî kadın adeta hassas bir mahluk diye, mırıldandı ve bir tehlikeden koolup çıktı. Daha tuhafı bana karşı bile runmak ister gibi kocasına sokuldu, ozâfı arttı. Harb korkusu onu bana yak nun koluna girdi. Mecdi bana manalı bir laştırdı, diyebilirim. Geçenlerde bir ar göz işareti yaptı. Biraz sonra kan koca kadaşına şöyle derd yandığını duydum oıkıp gittiler. • Oralardaki gene kadınları düşün, hep Arkalarından bakakaldım. Hangisine sinin kocası döğüşüyor. KimbiUr nasıl acımak lâzımdı? Böyle meş'um bir harbi ıstırab, endişe içindedirler? Ben Mec alet ederek karısmı yola getirmeye çadiyi böyle yanımda gördükçe her an Al lışan zavallı kocaya mı, yoksa bulunduğu memleketin ateşten, baruttan uzak lahıma şükrediyorum.» olmasma şükrederek sevineceğine, lüİşte böyle... Sizin anlayacağmız, kan zumsuz korkular, endiseler içinde kenmı harb korkusu iyice değiştirdi. Bana dini boşuna harab eden kadına mı? Şagelince harb bahsi olduğu zaman derhal şırdım.