Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
23 Nisan 1940 CUMHURİYET Seyahat ve macera hikâyeleri 23 Nisan Çocuk Bayramı Yavrular, bu gün bayramınız başIıyor. Gülün, eğlenin, oynayın, hoşI ça bir zaman geçirin. Fakat unutmayın ki, dünya tehlikeli bir buhrana tutuldu. Sizin bayramınıza ve Ankarada Büyük Millet Meclisinin ilk açılış gününün yıldönümüne tesaduf eden şu anlarda bilhassa hatırlamanız lâzımdır ki, asil Türk milletine hizmet için çalışmak, adam olmak, iyi bir işte kendini göstermek lâzımdır. Haydi, talihiniz açık olsun! 0 Y ü H L AR Sürtük top Artık havalar güzelleşti. Bahar geldi. Onun için size bu hafta bir açık hava oyunu tarif edeceğiz. Bu oyunu oynamak için biraz kalabalık olmak, yani en az her takım altışar kişiden iki takım on iki kişiye baliğ olmalıdır. Takımlar tamam farzedelim. Düz ve genişçe bir yer seçiniz. O yerin tam ortasına isabet eden karşılıkh iki ağac varsa ne âlâ... Yoksa bunların yerine birer sırık dikiniz. iki sırığın arasına bir ip geriniz ve ipin uzaktan görünebilmesi için onun bir iki yerine mendil veya eşarp gibi şeyler bağlayınız. Şimdi ipten itibaren her iki tarafta yerin enliliğinin hiç olmazsa iki misli birbirinin ayni miktarda mesafeler ayırmak ve bunların nihayetine birer çizgi çizmek lâzımdır. Bu çizgiler yanlardan da diğer iki çizgi ile birbirlerine raptolunur. Sonra da ipin gene iki tarafta en aşağı ikişer metre mesafede birer çizgi çizerek resimde gördüğünüz veçhile iki koridor vücude getiriniz. SEYAHATLER Efganistanın merkezi Kâbil < (Geçen defa çıkan hınmların hulâsası: Pijer Vasor ile kardeşi Maksim ve Pi$erin oğlu MOTİS, Maksi TEHLİKE KUŞIJ min kızı Kolet ve annesi Fransamn şimali çarbisinde Nantes te Saint!\azaire'e yakın bir yerdeki küçuk bir adadalar. Pi)er onlara son inşa ettip, «Tehlike kuşw» ismindeki sautte 1800 kilometre giden fevkalâde tayyareyi gotteriyor. Onun hakkında izahat teriyor, uçağın butun esrarını tafsilâtile anla/i)or. Tayyarenin elektrik kaynaklarını yapmakta çahşmıs olan Fred Kover evvelden hangara girip bir sandığın içine saklanarak butiin bu izahatı gizlice dinleyor; aile erkâm çekilip fçittikten sonra çıhyor, kulübesine koşuyor.) Fred sanchkta epey zaman kaldığı için karnı oldukça acıkmıştı. Hemen dolabından biraz ekmek, sosis ve bir şişe bira çıkardı. Bir taraftan bunlan yiyip içerken diğer taraftan da tatlı bir düşünce ve hülyaya daldı. Piyer Vasör'ün keşfinden kendisinden daha evvel istifade ederek milyoner olmayı iyice kurmuştu. İçin için şöyle mırıldanıyordu: Her şeyden evvel tayyarenin plânlannl ihtiva eden dosyayı olduğu yerden aşırmak lâzım. Sonra hemen Amerikaya doğru yola çıkmalı... Orada nasıl olsa bir ihtira beratı kolayca alınır. Tabiî Piyer, dosyalar aşırıldığı için plânını tekrar yapmak imkânını pek güç ve pek uzun zamanda elde edebilir. O zamana kadar ben de milyonlan vurmuş olurum... lyi ama, bu işte ben yalnız başıma pek muvaffak olamam. Bir iki arkadaş lâzım... Aklıma James ile Ned geliyor... Onlar bem cesur, hem de zeki insanlardır. Bundan maada ellerinde bir de mükemmel deniz tayyaresi vardır. Onunla kolayca Amerikanın yolunu tutarız... Yeter ki kendilerini bu gün bulabileyim... Acaba gene Saint Nazaire'deler mi? Fred ağzını silip kuruladıktan sonra gayet ihtiyatkârane adımlarla kulubesinden çıktı. Sahile doğru yürüdü. Oradaki motörbotun makinesini dışarıdan sesin duyulmaması için üzerine ceketini örterek işletti. Son sür'atle Saint Nazaire'e vardı. Ned ile James, Fred'in milyonerlik zamanında teveccühünü kazanmış ahpablarındandı. Birlikte birçok kazanclı işler yapmışlardı. Yeni Dünyada malî buhran başlayınca Fred Avrupaya hajeket etmiş, James ile Ned orada kalmışlar, lâkin meşru iş yapıp para kazanmak imkânının kalmadığını görünce alkol kaçakçılığına baslamışlar, birer gangster olup çıkmışlardı. Nihayet polis izlerini ele geçirip kendilerini takibe koyulunca da Avrupaya kaçmışlar, Parise gelip Fred'i bulmuşlar, kazanclı bir faaliyet için fırsat kollamağa girişmişlerdi. Heyhat... Fred aradıklarını kahvede bulamadı. Acaba kalkıp gene Amerikaya mı gitmişlerdi?,. Çunkü son görüşmelerinde böyle bir seyahatin yakın olduğundan bahsediyorlardı. Masalardan birine oturup bir viski ısmarladı. Gözii saatte idi. Dakikalar hızla geçiyor, vakit ilerleyordu. Halbuki bu iş nekadar mümkünse, o derece sür'atle yapılmalıydı. Birden küçük, şeytan bakışlı gözleri küçük bir patatesi andıran burnunun iki tarafmdan birden parıllılar saçmağa başladı. Neş'e ile dudaklan genişledi, otuz iki dişi birden meydana çıktı. Arkadaşları kapıda görünmüşlerdi. James ile Ned, Fred'in yüzünden mühim bir mesele mevzuu bahsolduğunu anladılar. Hemen gelip arkadaşlannın yanına oturdular. Konuştuklarını kimsenin dıymaması için birbirlerine son derece sokulmuşlardı. Fred, deminki tebessümünü biraz daha geniş tutarak: llimiMlltlillllMIIIIMIIIIMIinmilltllMIMIIIIIMIIIIIIIIIIIIIIIMIIIIIIIIIIMHII FAYDAU BÎLGÎLER | Hüe'de Gök mabedİ Size, dedi, mükemmel bir iş buldum... Neticede hepimiz zengin olacağız! lkisi birderr merakla: Nedir, nasıl iş? Diye sordular. O, gurur ve iftiharla cevab verdi: Mükemmel bir iş... Küçük bir cesaret göstermek lâzım... Demek tehlikesi var... Hayır tehlikesi yok, fakat fazla meharet ve ihtiyata ihtiyacı var... Hikâyeyi baştan aşağıya anlattıktan sonra: Plânlann dosyasınm nerede olduğunu biliyorum. Bizim patronun kasası olmadığı gibi mübarek çekmecesini bile kilidlemez, öyle olduğu gibi açık bırakır... O halde dosyalan sen tekbaşına aşırabilirsin! Aşırabilirim ama, sizin de yardımınıza ihtiyacım var... Aksi takdirde işi yalnız yapardım, size müracaat etmezdim. Gideceğimiz yer «Karides adası», biliyorsunuz, değil mi? Evet, biz deniz tayyaremizle geçen gün o adanın üzerinden geçtik. Sandalla motörbotun bağlandığı yer denize inmemize müsaiddir. Âlâ... O halde, sizin beni orada beklemeniz icab eder. Fred kısa bir zaman düşündükten sonra iki arkadaşınm ellerini sıkarak sözüne şöyle devam etti: Siz o küçük Ihnana inersiniz. Ben yardımınıza koşar gelirim... Birinizin ayağı kırılmış olur, onun tedavisile meşgul görünürüm. Tabiî bütün aile erkânı deniz tayyaresini seyre koyulacaktır. Onların böyle bir temaşaya tutulmalarından istifade ederek içeriden sargı ve tentürdiyot gibi şeyler almak bahanesile eve girerim. Çekmeceyi açar, plânlann dosyasını koynuma sokarım. Geri gelip de yalnız kaldığımız zaman üçümüz hemen tayyareye atlar, Amerikanın yolunu tutarız. Nasıl, işinize geliyor mu? Fena değil... Doğruca New York'a gideriz... Üç arkadaş yavaş sesle fısıl fısıl beş on dakika daha konuştuktan sonra neşeli ve memnun birbirlerinden kurdukları projenin ne zaman tatbik sahasına konacağını sordular. James: Bu günlerdeki iyi havalan fırsat bilmek lâzım! dedi. Fred derhal: Ben hazırım! diye eevab verdi. Ned: O halde hemen yarın! karannı verdi. Birbirlerinin ellerini sıkarak aynldılar. Takib V O gece gene motörbotla «Karides adası» na dönmüş olan Fred, sabahleyin çok memnun ve neş'eli yataktan kalktı. Ellerini oğuşturduktan sonra gerindi. Hava fevkalâde güzeldi. Kendi kendine: Ilk yapılacak iş, dedi, bakalım dosya yerinde mi, gidip onu görmek lâzım... Şimdi tam bizim patronun çalışma zamanıdır. Tıraş oldu, giyindi, yavaş yavaş aile erkânının oturduğu eve doğru yürüdü. Piyer'in odasına çıktı. Hakikaten üstad masası başında çalışıyordu. Amerikalı: Efendim, dedi, dünkü pazarı çok şiikür boşuna geçirmedim. Kendime münasib iyi bir iş buldum. Yakında sizden aynlmak mecburiyetinde kalacağım. Piyer Vasör nezaketle: . Pekâlâ oğlum, dedi, eğer yol harclığı ve saire olarak paraya ihtiyacın varsa sana vereyim... Sonra istersen sen bana gönderirsin... Çok teşekkür ederim, diye cevab verdi, hacet yok efendim. Çünkü çalışacağım yerde yevmiyeleri peşin veriyorlar. Güldü. Dosyalan saklayan çekmecenin aralık duran yerinden içeriye firarî bir nazar fırlattıktan sonra çekilip gitti. Fred dışanya çıkar çıkmaz Piyer arkasmdan söylendi: Bu Amerikalı acayib bir adam her halde... Işinden fevkalâde memnundum ama, hali, tavn, gülüsü hiç de hoşuma gitmedi. öğleyi yanm «aat geçiyordu. Fred sabredememiş, küçük koyun nihayetindeki kayaya oturup deniz tayyaresini beklemeğe koyulmuştu. Bir çeyrek, yirmi da Çin Hindistanında Annam Imparatorluğunun merkezi Hüe'de Angkor harabeleri civanndaki Gök mabedi sade Çin Hindistanının değil, bütün dünyanın en mühim antika binalarmdan biridir. Gök mabedi vaktile Tuongde yani Oyun yeriniz hazır demektir. İki taGökler Imparatoru, Allahm oğlu farzekımdan biri bir tarafta, diğeri öbür tadilen Annam Imparatorlarından birinin rafta mevki alırlar. Seçimle yahud taş namına bina edilmiştir. Direkleri, temeli, tutarak bir de kaptan intihab ediniz. büyük salonu sonsuz bir ihtişam nümuneKaptan topu eline alır, takımlardan bileridir. Mabedin girilecek yeri cenuba karrinin tarafında durur ve topu karşıki takımın tarafına atar. Top, yalnız elle tutulabilir ve gene elle atılabilir. Keza her atıhşta çizgilerin dışına çıkmamak lâzımdır. Eğer top atıldığı vakit çizgilerden birinin dışına düşerse onu yapan oyuncunun mensub olduğu takım aleyhine ve diğer takımın lehine bir sayı kaydolunur. Keza, şu aşağıki vaziyetlerde de gene oyuncunun mensub olduğu takımın aleyhine ve diğer takımın lehine birer sayı kaydounur: 1. Top ipi geçtikten sonra karşıki tarafın koridoruna düşerse. 2. Top atıldığı vakit ipin üzerinden geçmesi lâzımken altından geçerse. 3. Top, ipin üzerinden geçsin, geçmesin onu atan oyuncunun yer aldığı tacımın tarafına düşerse. Karşı tarafa atılan topun oradaki takışıdır. Büyük salonun etrafında muhtelif katlar, bunlar sırasile evliyalara, peygam mın oyuncularından biri tarafmdan yere berlere ve kubbesi de Allaha tahsis o düşmeden yakalanması lâzımdır. Onu yaunmuştur. Bahçesinde sıra sıra çamlar kalayan oyuncunun ileriye doğru üç adım dikilmiştir. Bunlann en eskıleri Annam İm ilerlemek hakkı vardır. Ondan sonra da paratorlarndon kendisine «Şark Napol ister bir elle, ister iki elle topu karşı tayon» u ismi verilen Gia Long namına rafa atabilir. Yahud topu kendi takımındikilmiştir. Ondan sonra vatana büyük dan diğer daha mahir bir oyuncuya da hizmetler eden hükümdarların hatırasını atabilir. O oyuncu da topu hatasız yakakutlulamak için de diğer çamlar diklimis layabilirse onun da üç adım ilerlemek tir. Mihrablar ve onlara aid kısmlar baş ve topu karşı tarafa atmak hakkı vardır. Ikinci oyuncu topu diğer bir arkadaşma tan aşağıya mavi bir renktedir. Bu mihatamaz. Mutlaka karşı tarafa fırlatacakTabların her biri Buda dininin başlıca kuvvetli şahsiyetleri namına inşa edilmiştir. tır. Senede bir kaç kere Annam Imparatoru bu mabede giderek icra edilen fevkalâde dinî âyinlere riyaset eder. Suleyman dağlarıle Handıstandan ayrılan Efganistanı şimalinde merkezî Asyadan tefrik eden meşhur Hindikuş dağları vardır. Efganistanın Bılucistan ve Iranla da hududu mevcuddur. Ekseri kısmı dağlık ve iklımi sert araziden ıbarettir. Fakat Bılucistan hemen hemen dünyanın en sarp ve iklimi berbad bir memlekettir. Hatta bir Arab şairinin Bilücistanı gördüğü vakit: Yârabbi, mademki burayı yarattın. Ne diye ahirette ayn bir cehennemden bahsediyorsun I Dediğini rivayet ederler. Efganistanın muhtelif taraflannda yüksekliği 7 biner metreyi geçen dağlar olduğu için yollan ve geçidleri pek azdır. Garb medeniyetile teması da onun için geç kalmıştır. Efganistanın ilk zamanlardaki tarihi, dahilî mücadelelerle ve son zamanlardaki tarihi de Ingütere ve Rusyaya karşı istiklâlini muhafaza için yaptığı harblerle doludur. Efganistanın merkezi, orta Asyanm en mühim şehirlerinden biridir. Nühısu 200 bine yakındır ve İndus nehrinin bir ayağı olan Kâbil ırmağı kenannda ve yüksek bir yaylanın üstünde kâindir. Şehirde kralın sarayı, devlet daireleri gibi güzel binalardan maada yeni açılmış caddeler üzerinde kübik evlere de tesadüf edilmektedir. Çarşıda, pazaTİarda, sokaklarda Ef • ganlılarla birlikte, Hindlilere, Türkmen • Iere ve sair kavimden insanlara da tesadüf edilir. Çarşıda tuhaüyecile kasab, şerbetçile berber yanyanadır. Keza yaya yüriiyenlerin aTasında beygir, katır süvarilerine rasgelindiği gibi deve, hatta fille geçenler de görülür. Kadınlar Şadur Keza, karşı taraftan geldiği vakit ye denilen baştan aşağı vücudlerini örten bir re düşerse, topu tek bir sıçrayıştan sonra yakalayan oyuncu da onu arkadaşına atamaz ve üç adım ilerliyemez. Topu, kendi bulunduğu yerden karşı tarafa fırlatmak mecburiyetindedir. Bir oyuncu topu tuttuğu halde sonra elinden kaçırıp yere düşürduğü takdirde topun tek sıçrayışında yakalayabıhrse gene ayni veçhile hareket edecektir. Top herhangi takımın bulunduğu ta rafta yere düşüp de yakalanamaz ve iki defa sıçrarsa onun sıçradığı taraf iki sayı kaybeder ve bu sayılan kaışı taraf kazanır. Yukanda şayılan hatalar araşır\da sa yılmayan kusurlar yapan, meselâ topu Kâbil şehrinin kapılanndan biri tuttuktan sonra üç adım ilerliyeceği yerde dört adım ilerleyen, yanlışlıkla kori cins yeldirme veya çarşafla sokağa çı • dora giren oyuncunun takımı yanm sayı karlar. Yalnız gözleri ve ağızlan açıktır. kaybeder. Her hatadan sonra oyuna yeAncak bu suretle nefes alıp önlerini göniden başlanır. rürler. Sürtük top oyununun devamı on be şer dakikadan iki yanm zamana ayni mıştır. İki yanm zaman arasında on da kika dinlenilir. Neticede en fazla sayı kazanan takım partinin galibi addedilir. < « fl ™ ^ |merakh Yeni bir tayyareciler kulübü İngilizlerin hiç dur madan kulub kur mak merakları maumdur. Son günlerde orada yeniden bir tayyarecilik kulübü tesis edilmiştir. Fakat bu kulüb lâaletta yin bir tayyareciler kulübü değildir. Öraya girebilmek için hiç olmazsa bir defa kazaya uğramış bir tayyareden dışanya .tlayarak parasütle yere inmiş bulunmak lâzımdır. Bu kulübe «Tırtıllar kulübü» namı verilmiştir. lsim garib değil mı? «Kelebekler kulübü» dense, daha iyi olurdu, diyeceksiniz. Hayır.. Paraşütler ipekten yapıldığı için onlan vücude ge tiren ipekböceklerinin ismine izafeten böyle bir ad takılmıştır. Kulüb mensub ları da yakalanna küçük altın bir tırtıl takmaktadırlar. kika sonra uçak göründü ve süzüle süzüle suya indi. Üç arkadaş derhal buluştular. Ned merakla sordu: Dün akşamdanberi ne var ne yok? Yeni bir şey yok. Bütün aile erkânı şimdi öğle yemeğini tenavül buyurmakla meşguller. Âlâ... Biz yol tarifesini hazırladık. Buradan doğru Lizbon'a uçacağız. Oradan benzin alıp haydi Asor adalanna... Dikkat, geliyorlar... Moris ile Kolet pencereden deniz tayyaresini görünce dayanamamışlar. yemeklerini yanm bırakıp dışanya koşmuşlardı. Üç arkadaşın aralannda teati ettikleri göz işaretini müteakıb Ned hemen yere yattı. Dizini tutarak ahlayıp oflamaya başladı. Fred sun'î bir heyecanla hâdiseyi anlattı. tki Amerikalımn küçük bir kaza neticesi buraya indiklerini, bir tanesinin ayağının kmldığmı söyledi. O vakte kadar ailenin diğer erkânı da Kolet ve Moris'i takiben gelmişlerdi. Fred acele acele: Canım, dedi, bu kmk ve yara o kadar ehemmiyetli bir şey değil... Ben gidip içeriden biraz bağ ve biraz tentürdiyot alıp geleyim, dakikada acısını geçiririm... Hemen kosarak uzaklaştu Arkası gelecek defa Bilmeceyi çözenler lngilizler, Londranın Taymis nehri kenarındaki mahallelerinde çıkacak yan • gınlann söndürülmesinde büyük bir rol oynayacak müthiş bir deniz tulumbası inşa etmişlerdir. Bu deniz tulumbası son derece sür'atli bir gemînin üzerine yer leştirilmiştir. Bütün hızile çok kısa bir zamanda yangm yerine yetişebilmekte • dir. Ayn ayn beş kısımdan mürekkeb olan bu deniz tulumbası yangtn yerine dakikada nekadar su döküyor, biliyor mu. sunuz? Kabil değil tahmin edemezsiniz. Tam on yedi ton!. Tabiî ingilizleri böyle Müthiş bir deniz tulumbası müthiş bir rulumba inşa etmeğe sevke » den sebeblerden biri de muhakkak ki son harb vaziyetidir. Şayed Alman tayyareleri Londra ve civarına yangm bombaları atacak olurlarsa çıkacak yangm larla bu şekilde daha kolay mücadele edilebilecektir. I Bilmeceyi doğru çözenlerden bize resım gönderenlerin resimlerini yeniden basmaya başlıyoruz. Fakat burada resmi çıkmak mutlaka hediye kazanmış olmaklığa delâlet etmez. Mükâfat kazananla Niıaa bfllaacan ÇOCÜK PORTRELERİ Mersinli Cabbaroğlu Gültekin bir portakal yığını arasında nn isimleri her aym ilk haftasında neşrolunan büyük listeye yazılır. Soldan kibaren sıra ile: 1 Bürhaniye iskelesinden Taybeli köyü okulu talebesinden Süreyya Özfırat. 2 Sıvas Ülkü ilk okulu S. 2/B. No. 435 Ayten Çakm. 3 Kemerburgaz Hasan Havaz. 4 Çorlu orta okul S. 1 /B. No. 105 Fuad Aksan. 5 Malkara terzi Mehmed Işık. 6 Konya kız tatbikat ilk okulu 2 nci smıf No. 77 Talât Keleş. 7 Üsküdar 2 nci orta okul 3 / C talebesinden 648 Süeda Akçı. 8 Mer sin, Kışla cad. Beyoğlu berber Ali Bir yanında Ali oğlu Mehmed Karadiken. 9 Tavşanh Istiklâl okulu S. 5/A. No. 5 1 1 Ibrahim Ergün. 10 Edirne Kurtuluş ilk okulu S. 3/B. No. 229 Canevi lsbaha. ] 1 İnegöl orta okul S. 3, Nebiye Ergen. 12 Cağaloğlu Yeni Nesil Yukarıki resimdeki kedi bir fareyi koilk okulu S. 2, No. 82 Buyural llhan. valıyor. Fakat o fare nerede birden gö. 13 Bursa bölge san'at okulu S. 4, No. rülmüyor. Siz bulup renkli kalemle gös141 Hasan Algın. 14 Adana eski is teriniz ve bize yollayınız. tasyon civarı Necatibey ilk okulu S. 2, Bu bulmacayı doğru halledenlerden biNo. 239 Türkân Güvenç. 15 Bursa rinciye 5, ikinciye 2 lira, üçüncüye miinaMuTadiye Kayabaşı Yeni sokak No. 10 sib bir hediye verilecektir. Diğer yüz kişiMuallim Oğlum Avnıpada kaç Şaziye Çalışır. 1 6 Beyoğlu 1 5 inci ilk ye de muhtelif mükâfatlar dağıtılacaktır. devlet vardır. Bana isimlerini sayar okul S. 4, Şu. 1, 205 Nimet Akyol. 1 7 Cevablann nisan sonuna kadar «Utar.bul Beyoğlu Tünelbaşı Erkânıharb No. 1 7 Cumhuriyet Çocuk Sahifesi* adresine mısın? Talebe Bu sabahki gazetelerî he Mehmed Fethi elile Zehra Akyıldız. 1 8 gönderilmesi lâzımdır. Geç kalanlar hediye kazanamazlar. Adana erkek lisesi 4 üncü M. Kutay. nüz okuyamadıpı, Muallim Bey!