26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET İS Mart Zehra, Bu mektub eline vardığı zaman büyük bır hayrete uğrayacaksın, bunu biliyorum. Fakat sana herşeyi olduğu gibi anlatmaya karar verdim. Beni içinde bulunduğum vaziyetten kurtaracak tek çare budur. Gittiğin güne dönelim. Gece aramızda sık sık olduğu gibi hafif bir münakaşa geçmişti, ben kulübe gitmek niyetindeydım. Sen yalnız kalmak istemiyerek, buna isyan ettin. O zaman evliliğin bir esaret olduğunu söyliyerek kitabımı alıp köşeme çekildim. Sesini çıkarmadın ve uzun müddet düşünceli, solgun sobanın başında kaldın. Ertesi gün seni kahvealtıya beklerken hizmetçi geldi. Sabah erkenden çantalarını alıp gıttiğini söyliyerek bana verilmek üzere bıraktığın mektubu uzattı. Bana yazdığın mektubu aynen tekrar edebilirim: «Dostum, diyordun, seni nasıl sevdiğimi bilirsin. Bunun içindir ki uzun zaman bir çok kaprislerine tahammül ettim. Fakat seni huzurumla sıktığımı biliyorum. Beni ayaklanna dolanmış bir zincir gibi telâkki ediyordun. Artık serbestsin, rahat nefes al ve beni düşünme, ablamın yanına gidiyorum. Seni unutmaya gayret edeceğim.» Mademki açık konuşmaya karar ver dim. Oyleyse itiraf edeyim ki bu mektubu aldığım zaman uğradığım şaşkınhkla beraber gizli bir sevincle de sarsıldım. Demek herşey bitti diye, düşündüm. Hem de bu kadar patırdısız, bu kadar sakin ve iyi bir şekilde!. Demek artık serbestim!. Hakkın vardı. Bilhassa son zamanlarda müşterek hayatımız çekilmez bir hale gelrnişti. Aşkımızda o eski hararet kal mamıştı. Hayır aşkımızda demeğe hakkım yok. Senin ilk günlerdenberi devam edip giden düşkünlüğünü, müşfik, sıcak bir ruhla bana nasıl sarıldığını inkâr edemem. Fakat aynı şey bende kalmamıştı. Mektubda dcdiklerin doğruydu. Kendimi senin esirin zannediyordum. Sana karşı yapmaya kendimi mecbur addettiğim şeyler vardı ve bunlar beni demir bir çember gibi sıkıyordu, Senelerce başbaşa kaldığımız evimizin bana bir kutu gibi dar, bir mezar gibi sessiz, korkunc göründüğü olmuştur. Senin huzurunu sıkıntıh buluyordum. Halbuki seni sevmiyor da değildim. Genc ve güzeldin. Bununla beraber seni basit, toy, bütün eğlencelerinle, zevklerinle zavallı bulduğum anlar olurdu. O zaman acırdım, sonra seni, inadcı, halim, hodkâm bulduğum zamanlar da olurdu. O zaman da en müthiş düşmanın kesilirdim. Bu j'üzden az mı seni kırdım, az mı gözyaşlarına sebeb oldum.. Onun esiriyim diye, düşünürdüm. Herşeyi yaparken onu ciüşünmeye mecbur'ü'rh!"' 'Adttrı'Tarfmın gittiği istikamete'bile beni sevkeden odur. , nekadar arzu etsem akpi iatikarnete gitmeğe hakkım yok. Hep aynı yolu takib edeceğim. Çünkü yolun ucunda beni bekleyen odur. Hep aynı evde, aynı hareketleri tekrarlamağa, sence bir hak, bence birer zulüm olan bütün arzularına boyun eğmeğe mecburdum. Görüyorsun nekadar açık söylüyorum. Bütun bunlar beraber olduğumuz zaman sana açıkça söyliyemediğim, fakat senin çok iyi hissettiğin şeylerdir. Fakat seni asıl hayrete aşağıdaki satırlar düşürecek. Yokluğunu, gittiğin ikinci günü hissettim. Çıinkü bu iki günü geceleri sabaha kadar kulübde poker oynayarak, gündüzleri bir ölu gibi uyuyarak geçirmiştim. İkinci gun tvden çıkmamaya karar verdim. Sofrada boş iskemlen gözüme çarptı. Birdenbire senin yavaşça eğilişini ve gülümMyerek tabağtma yemek koyuşunu görür gibi oldum. Bu bana dokundu. Kendimi toplamağa çalıştım. Budalalık istemez diye, düşündüm ve ertesi gün için kendime eğlenceli bir program çizmeyi tecrübe ettim. Hayır ımkânsızdı. Bir arkadaşım kulübde evvelce çok beğendiğim bir kadından bahsetmiş, tanıştıracağını vadetmişti. Ona telefon edebilirdim. Kadını gözümün önünde canlandırdım ve bir kabakçiçeği gibi sevimsiz, tadsız buldum. Bunu da istemiyordum. Yemeği yarım bırakıp kalktım. Köşeme çekildim. Elime bir kitab aldım, fakat okuyamıyordum. Gözlerim senin her zaman bir tarafında yün işlerin, bir tarafında kitabın uzandığın sedire takılmıştı. Şimdi orası bomboştu. Ve bana karanlık, kederli görünüyordu. Yalnız, kitabın olduğu yerde kalmıştı. Pencereden üzerine vuran ölgün ışığın altında cansız, zavallı duruyordu. Evet, cansız ve zavallı diyeceğim. Bundan başka bir kelime bulamıyorum. Çünkü ancak sen olduğun zaman onun bir manası vardı. Bir gün masanın üzerinde kıvrılmış durur, bazan asabî parmaklarınla hırpalanır, elinde durmadan açılır kapanırdı. Fakat şimdi orada kapalı, taştan bir kalıp gibi duruyordu ve onu artık kimse açmıyacaktı. Gözlerim kitabda, kalbim derin bir hüzıin içinde öyle hareketsiz ne kadar kaldım bilmiyorum. Kendime gelir gelmez giyindim, sokağa fırladım ve eve sabsha karşı döndüm. O günkü teessürümün gelip geçici olduğunu ve seni bir daha düşünmiyeceğimi zaımetmiştim. Ne budalalık! Her gün geçtikçe seni daha şiddetle arayordum. Bütün bunları benim gibi dik kafalı mağrur bir insanın itirafı oldukça güçtür. Fakat bir kere başladım, devam edeceğim. Seninle beraber olduğumuz müddetçe yapmak için çıldırdığım bütün şeylerin artık manası kalmamıştı. Hayır, şimdi sarhoş olmak, orada burada serseri dolaş mak, yabancı kadınlarla düşüp kalkmak, senin zamanında hasretini çektiğim daha bir sürü çılgınlıkları tecrübe etmek iste miyordum. Bir gece sinemada bütün o kalabalığın içinde kendimi dünyada yapyalnız kalmış hissederek ne müthiş bir keder içinde kaldığımı hatırlıyorum. O sinema Şefikten karısı Zehraya: = tki mektub.. = = = = EVLENME Sanayi ve iş müfettişi arkadaşımız Memduh Tezelle Beria Akyolun nikâh merasimi dün Ankarada Belediye daire. sinde iki tarafın dostları huzurunda yapılmıştır. Genc evlilere saadetler dileriz. #** Silistire müdafii İbrahîm Paşa zade Aliş Paşa mahtumu merhum İbrahim Etem ve Tunuslu Mahmud Paşa torunu Mediha Atakurtun kızları Suphiye ile değerli bevliye mütehassıslanndan doktor Nureddin Mehmed Başakın nikâhlan Beyoğlu Evlenme memurluğunda mümtaz davetlilerin huzurile icra kılınmıştır. Tebrik eder ve tarafeyne saadetler dileriz. Meştıur ispanyol yıldızı Mülga Babıâli hukuk müşaviri HîCldden göYUIecek fevkalâde bir program RANT ABRO'nun kısa bir hastalığı müteakib 79 yaşında vefat eylediği teessürle İstarbulda ilk defa ve mevstmın zaferi ilân olunur. Cenaze merasimi rnartın 1 6 ncı cumartesi günü saat 1 5 te Beyoğlunda Balıkpazarındaki Ermeni kilisesinde icra kılına Herkesin görmek istiyeceği heyecanlı 2 büyük Fıansız yıldızı rak na'şı Şişli Ermeni kabristanındaki humeraklı bir fılim JEAN GABIN susî aile metfenine nakledilecektir. JAMES BUSH HELEN MİCHELE MORGAN Karısı Bayan Diruhi Abro, kızı Bayan HUGHES tarafmdan tarafmdan Mari Çobangil (Hovyan), damadı, avu. Seni çok aradım. Gitti, diyordum. Be kat Kevork Çobangil (Hovyan), tarafınnim de istediğim bu değil miydi? dan. Adres: Maçka, Maçka Palas, 4 üncü Onu unutmaya çalışmalıyım. Evet, evvelâ unutmayı tecrübe etmek istedim. Fa kat 3 No. lı daire. TOM TAYLER'in JEANETTE MAC DONALD kat bu kabil olamıyordu. Sana karşı ne NELSON EDDY'nln En son, en müthiş kadar haksız olduğumu, ne müthiş zalimTehir edilen kongre yarattıkları en güzel ve ve en meraklı maceıalarla dolu lıkler ettiğimi düşünüyor, gecelerimi uyşarkılı aşk romanı Fevkalâde bir film. Cocuk Esirgeme kurumu Beyoğlu mer kusuz geçiriyordum, hergün hasretim artı kezinden: yordu. Her gün benim için biraz daha Görülen lüzum üzerine kongremizin 24 kıymetli aziz bir mevcudijet oluyordun. mart 1940 pazar gunü saat 10,30 a talik Hakikati bütün acılığile, anlamıştım. edilmiş olduğu ilân olunur. Seninle beraber sıcak sevgin, şefkatinle 16 mart cumartesi akşamı muhat şımarık bir çocuğa dönmüştüm. Ne istediğini bilmiyen zavallı budala bir IENIAIST VE SAM I YE çocuk.. Saadetten sıkılmıştım ve şimdi o••>•» J%' «• Ç«m«»ır Atalyasi Sinema Tıyatro ve saz nu kaybettiğim anda ne büyük bir şey kaybettiğimi anlıyordum. TütUiye Ses Kraliçesi Çok fena günler geçirdim, yavrum ve HAMiYET YÜCESES ve saz arkadaşları nihayet sana yazmaya, herşeyi itirafa kaCAODBSİ 19» DUmbUIIU ismall ve temsll heyetl birlikte rar verdim. Çünkü artık sensiz yapamıyaİPBK SİNKMASI KftRSISI G Ö Z L E M E C I Komedi 3 perde cağımı, sensiz bedbaht olacağımı biliyo rum. Hareketini derhal bildir. Beni bu Sinemada BÜYÜK D A N S Ginger Rogers, Fred Aster T e l : 22127 perisan, zavallı halimde fazla bekletmiyeceğini ümid ediyorum. Seni seviyorum. Şefik Bugün matinelerden itibaren da ki çok defa seninle beraber gitmiştik. Şimdi sen yoktun ve karanlık yollarda yalnızbaşıma eve dönerken senin koluma dayanan kolunu aradım. Senin yanımda olmanı ve filim hakkındaki fikirlerime itiraz edip beni kızdırmanı istedim. Beraberinde alıp gittiğin bir şey vardı. Bu muhakkak.. Bu, bir eşyanın örtüsünü çekip götürmeğe ve onu çıplak bırakmaya benziyordu. Bu sihirli örtü kalkınca, herşey manasım kaybetmişti. Herşeyde bir ağırlık bir kabalık ve kederli bir görünüş vardı. Bahçe bile her zamanki halinde olmakla beraber şimdi bana değişmiş görünüyordu. Yollarda gölgeler dolu idi. Sanki çimenlerin rengi kararmış, tazeliğini kaybetmişti. Orada da seninle birlikte gitmiş şeyler vardı. Günlerce sevdiğin şiirleri kendi kendime mmldandım. Be ğendiğin plâkları çaldım. Yarım kalmış yağlıboya resimlerinin örtülerini çekerek onları uzun uzun seyrettim. Evvelce saçma bulduğum bütün bu şeylere yaklaşırken onlarda teselli bulacağımı sanıyor, halbuki büsbütün kederlenip harab oluyordum. Peride Celâl =i) Imperio Argentina nln en son çevirdiğl RADVO C Bugünkü program 12,30 program ve memleket saat ayarı 12,35 ajans ve meteoroloji haberleri 12,50 müzik: Muhtelif şarkıiar (Pl.) 13,3014 muzık: Karışık hafıf müzak (Pl.) 18 program ve menüeket saat ayarı 18,05 muzık: Halk türküleri. Azize Şenses ve Sadi Yaver Ataman 18,20 müzik. Çalanlar: Vecihe, Ruşen Kam, Refik Fersan. I Okuyan: Mefharet Sağnak. 1 ibrahim Ağa: Hicaz şarkı (Mahzun duruşun). 2 Tamburî Cemil: Hicaz şarkı (Hep sayei vaslmda gö nül). 3 Arif Bey: Kurdili H. şarkı (BaLsi figan nâleme). 4 Musa Süreyya: Kurdili H. şarkı (Gün doğmayacak). II Okuyan: Semahat Özdenses. 1 Lem'i: Uşşak şarkı (Günler geçiyor). 2 Şükrü Tunar: Uşşaiî şarkı (Gcçti muhabbet demi). 3 Bedriye: Uşşak şarkı (Gel âşık gücenme). 4 Refils Fersan: Usşak şarkı (Kız bürün de şalına) 19 serbest saat 19,10 memleket saat ayarı, ajans ve meteoroloji haberleri 19,25 müzik: Oyun havaları. Klârnet: Ham di Tokay, santuı: Zühtü Bardakoğlu 19,40 muzik. Çalanlar: Cevdet Çağla, Fahrî Kopuz, Kemal N. Seyhun, İzzeddin Ökte. Okuyan: Mustafa Çağlar. 1 Eviç sarkı (Bir sebeble gücenmişsin). 2 Eviç şarkı (Sevgilim bu akşam). 3 Fahri Kopuz: Eviç şarkı (Dıştan viran bağlıyım). 4 Eviç türkü (Koj'un beni yükseklere). 5 Evio türkü (Çıkayım gideyim) 20 konuşma: (millî kahramanlık menkıbeleri) 20,15 temsil 21,15 serbest saat 21,25 müzik: Radyo orkestrası. (Şef: Dr. E. Praetorius)22,15 memleket saat ayarı, ajans haberle; ziraat, esham tahvilât, kambiyo nukud borsası (îiat) 22,35 müzik: Cazband RADYODİFÜZYON POSTALARI Dalga aronluira: Türkiye Radyosn 1648 m. 182 Kc/s. 120 Kw. Ankara . T. A. P. 31.70 m. 9465 Kc/s. 20 Kw. TÜBKtYE TUrkçe sözlü ispanyolca şerkılı. GörUlmemiş bir muvaflakiyetle yalnız M IE IR sinemasında devam ediyor, Ç~ OLUlvT ^ Bugün S A K A R Y A sinemasında Kartal Pençesinde MERCAN ADASI «b.ren A S R î sinemada Leylaklar Açarken Yakalanmayan Haydud T l l R A N Sinema ve Tiyatrosunda ( TEŞEKKÜR ) Zehradan kocast Şefiğe : Azizim Şefik, Mektubunu aldım. Şaşırmadım dersem yalan söylemiş olurum. Mademki sen açık konuşuyorsun, ben de aynı şekilde hareket edeceğim. Eğer o gün evden çıktığım zaman arkamdan koşsan, beni geri çevirseydin koşarak seninle gelecek ve mes'ud olacaktım. Fakat şimdi çok geç.. Dinle: Evi terkettiğim anda artık benim için hayatın bitmiş olduğunu düşünüyordum. Nasıl mustaribdim bilsen.. Seni seviyordum. Bütün bana yaptıklarma rağ men.. • Ablama geldiğira,. ilk, «idn^rayallı kadın beni nasıl teselli edeceğini şaşırdı. Oyle perişan bir halcâeydim. Fakat yavaş. yavaş biraz kendime geldim. Bilirsin ki ablamın salonu kalabalıktır. Tanırr.adıgı insan yok gibidir. Ben de bu hareketli hayatın içine karıştım. Ablam «eğlenmene bak, unutursun» diyordu. Hakkı varmış. Onun bir sürü dostu etrafımı çevirdi, heps' hoşsohbet, sevimli, nazik insanlardı. Bilhassa, içlerinden bir tanesi benimle hususî bir şekilde alâkadar oldu. Herkesin beğendiği bir adamdı. Yavaş yavaş içime girmesini bildi. O zaman dünyada senden başka da adamlar bulunduğunu ve onlardan birinin senin kadar, belki de senden daha çok hoşuma gidebileceğini düşündüm. Tekrar edeceğim, geç kaldın dosturn. Ben şimdi o kadar değiştim. o kadar başka bir insan oldum ki.. Şirndi sen ve terkettiğim ev bana çok uzakta, avdeti imkânsız, karanlık bir nokta gibi görünüyorsunuz. Senin hasretine dayanamıyacağırnı, evimi arayacağımı sanmıştım. Hayır.. Seni düşünmek, şimdi bana hatırlanmaması lâzım gelen fena bir hatırayı düşünmek gibi lüzumsuz ve can sıkıcı görünüyor. Ve o evde senelerce senin gibi huysuz, mağrur, lâkayd bir adamla başbaşa nasıl yaşadığıma hayret ediyorum. Artık bahçe benim için bir mezarhk gibi sıkıntılı, kitablar, plâklar ve resimlerim sandık odasına lâyık eski zavallı şeylerdir. Şimdi tuvaletlerim, davetli olduğum çaylar, suvareler, niyet ettiğim eğlenceli seyahatler, sayısız dostlanm, nihayet sevdiğim ve ayni mukabeleyi gördüğüm bir başkası var. Görüyorsun ki avdetim imkânsızdır. Beni unutmanı temenni etrnekten başka ne yapabilirim! Hoşça kal. Zehra Hâşiye: Mektubunu almadan iki gün evvel avukatım aynlmamızı bu şekilde halletmek üzere mahkemeye müracaat etmisti. Neticeyi bir an evvel almak için kolaylık göstermekten geri kalmıyacağını ümid ediyorum, Z. POLTAVA MUHAREBESİ ( Deli Petro'nun sonıı ) Tttrkçe Sözlü • t V *•» TAKSİM SİNEMASINDA Mevsfmin en bUyük zaferi, en büyllk filimle başlıyor. Babamız ve aile Teisimiz son Yemen Valisi Mahmud Nedim Akdilekin üfulıi dolayısile şifahen ve tahriren taziyelere ve merhumun son rasimei vedaında hazır bulunmak suretile kederlerimize iştirak e. den zevata ayrı ayn teşekküre derin ma« temimiz müsaade etmediğinden bu su . retle vuku bulan şükranımızın kabulünii merhumun muhterem dostlaıından istiı • ham ederiz. Merhumun eşî: Servet Akdilek, oğlu: Nedim Akdilek, kızı: Nedime Sadi Vuıanok, damadı: Tayyare mühendisî Sadi Vuranok *** Amansız bir hastalığın pençesinderi kurtulamıyarak henüz bahar hayatında vefat eden biricik kızım (NIHAL YURDAK.UL) un cenaze meTasimine iştirak eden kıymetli silâh arkadaşlarımıza ve 1 2 numarah dikimevleri müdür ve memurlarile bütün dost ve akrabalarımıza,bizzat veya bilvasıta taziye lutfunda bulunanlara, ayn ayrı teşekkür etmeğe büyük acımız mâni olduğundan dileğimizin husulüne sayın gazetenizin tavaasutunu rica ederim. Lâleli Emir apartımanı 2 numarada Beykoz Askerî Şubesi reisliğniden mütekaid ihtiyat albay Tahsin Yurdakul ve eşi, oğulları Salâhaddin, Nec» meddin Yurdakul *** Ikî senedir çektiğim hastalığımı teş * hisle ihtimamlı tedavileri altma alan H a y . darpaşa Nümune hastanesi operatörü Bay Feridun Şevket Evrenselle asistanları Ziya Akçar, Cafer Aîca, Lefter Daniilidis ve Nejada ve Baştabib Kâzım Lâkaya alenî teşekkürlerimin sayın gazetenizle iblâğını rica ederim. Inhisarlar barut şubesinder Hüseyin Coşgül Babamız eski gazetecilerden Nevzad Ekrem Yazmanın vefatı münasebetile ce« naze merasimine iştirak eden gazeteci arkadaşlarımızla, Universiteli arkadaşlara, merhumun dostlarına, Vefa, Hayriye ve Pertevniyal liseleri müdür, muallim ve talebelerine ve bizi teselli etmek için gerek bizzat ve gerekse telgraf veya mek tubla taziyette bulunan büyüklerimize ve arkadaşlarımıza, teessürlerimize iştirak eden gazetelerimize teşekkür ve minnetlerimizi sunarız. Aslan Tufan Yazman, Selim Cavid Yazman, Yakub Kadri Yazman Beşiktaş kız orta okul 7 nci sınıf talebesinden 349 No. lı Nezihenin hastalığı anında doktor getirtmek ve ölümünde saöğretmen ve talebe arkadaşlarının mezarma kadar gelmek zahmetinde bu unduklanndan ayni zamanda okulun maddî, manevî yardımlarından dolayı sayın direktör ve öğretmenlere ayrı ayn candan teşekkür ederiz. Ortaköy: Yusufbali sokak No. 1 1 de mütekaidini askeriyeden Babası Annesi Mustafa Nazife *** Sev?ili refika ve kerimemiz Adviye Fazıl Kerestecinin cenaze merasiminde bizzat bulunmak suretile veya mektub ve elgrafla taziyede bulunarak çok derin aımızın tahfifine şitab eden değerli ve muhterem dostlanmıza minnet ve şükanlarımızın ifadesini gazetenizin tavas iutundan rica ederfz. Keresteci vc Tolc^ai niTpTprî 10 milyon lira sarfile 300,000 kişîlik oıdulann Yüzlerce gemilerin iştirakile yapılan muazzam muharebeler Tatıhin en meraklı entrıkaları Deli Petro Kateıirenin hayatı. TUrkçeye çevirenler : Şehlr Tlyatrosu artlstlerlnden, Cahide Sami Suavl Talât Nevln Necdet • Salt • Hadl Cahit Mehdi Hllml ve diğer altmış artlst. ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ m üâveten : E K L E R J U R N A L Şaziye îngiliz edibi R D A D KİPLİNG'in büyük kahramanlık ve şehamet destanı U YR G UNGA DiN (Fedailer Alayı) Bugüne kadar gördüğünüz bütün filimleri gölgede bııakan bu azametli şaheser GARY GRAND DOUGLAS FAİRBANKS Jr. VİCTOR Me LAGLEN dlber JOAN FONTAINE gibi dört büylik yıldızın eşsiz temsillerlle sinemanın bu güne kadar eşini gttrmediâl bır harikalar filml olarak san'a! âiemlne şeref vermektedir. 1 9 MART SALI akşamı saat 9 da ik defa ve senenin en büyük ^^ 100,000 flgilran... 500 fII... Muazzam bir ordu... Hind dağiarı arasında çekllen heybetll ve azametll sahnelerlle... Saraylarına ve nıabedlerine kadar baştan başa yeniden yapılan bUyUk bir Hind şehrlle... Kiralık apartıman Türbede, Piyerloti cadesinde 19 numarah Sinanağa dairelerinde 2 numarah apartıman kiralıktır. Her türlü konforu vardır. Kapıcıya müracaat olunması. [i FEDAILER ALAYI GALA MUSAMERESi OLARAK S Ü M E R sinemasında takdim edüecektir Bu hususî fevkalâde gala için yerlınizi şimdiden teroin edebiliısiniz. Telefon: 42851 Konser Üsküdarda yeniden teşekkül eden «Yeni Üsküdar musiki cemiyeti» tarafmdan 1 7/3/940 pazar günü saat 14,30 da Üsküdar Halkevi salonunda bir konser verilecektir. Yeni teşekkül eden konser heyeti Ernin Onganın idaresindedir..
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear