28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
3 Subat 1940 CUMHURİYET 5 Kareli cephesindeki kanlı muharebeler akim kaldı (Ba$tara}ı 1 inci sahifede) Fînler o mıntakaya derhal takviye kıt'alan gündermişlerdir. Sovyetler son derecede şiddetli bir mukavemetle karşılaşmışlardır. Bununla beraber Finler hücum arabalarının sun'î bir sis perdesi arkasından taarruz etmeleri dolayısile ateşlerini teksif etmekten çok miişkülâta uğramışlardır. Bu taarruz, şüphesiz Karelie cephesinde şimdiye kadar yapılan taarruzlann en şiddellisidir. Saatlerce süren anudane muharebeler olmuştur. Ruslar, miihim kuvvetler tahşid etmiş oldukları için Finler gittikçe kuvvetli müfrezelere karşı koymak mecburiyetinde kalmışlardır. Muharebeler gece de devam etmiştir. Sovyet ordusunun bütün gayretlerine rağmen taarruz, akamete uğramıştır. Bir aralık müşkül bir vaziyette kalan Finler yeni Sovyet tabiyesine galebe çalmışlardır. Hulâsa Sovyet kıtaları Fin hatlarıııa yaklaşamamışlar ve muharebeler No mousland'da cereyan etmiştir. O gün Fin topçu kuvvetleri 70 beygir ve 5 sahra topundan mürekkeb bir Sovyet kolunu imha etmeğe muvaffak ol muşlardır. Bundan başka beş Sovyet tankı ile bir kaç zırhlı otomobil tahrib edilmiştir. Akşam üzeri bir kaç Sovyet tankı daha tahrib edilmiştir. Fin topçusu 1 5 Sovyet bataryasını ateş altına almış ve bunların büyiik bir kısmını iskât etmiştir.» Muhabir, netice olarak şöyle yazmaktadır: «Kullanılan usulün orijinal olmasına rağmen General Stern tarafmdan idare edilen harekât akametle neticelenmiştir.» modern silâhlara ve insana şiddetle ihtiyacı olduğunu ilâve etmiştir. toplamrken Fransanm şarktaki Konsey(Başmahaleden devam) büyük ordusu celerle Niş'e vardığımız zaman murahhas heyetimizi sevincle karşılayanlar arasında, Fransa, Alman tehdidine maruz bulunan küçük devletlerin yambaşında mücadeleye girmek için ihtiyat tedbirleri almıştır. dost Elen milletinin güzide Başvekili M. Metaksas da bulunuyordu. Tuna kıyılanna doğru devam eden yolculuk şimdi daha çok hararetlenmiş, samimileşmişti. Belgrad istasyonunda karşılaştığmuz manzara, kalblerimizde Balkan tesanüdü için beslediğimiz duyguları daha ilk adımda tamamile takviye eden bir hadise oldu. Orada müttefik memleket Hariciye Nazırı Markoviç'le devlet erkânı, ve kor diplomatikten başka çok kalabalık bir gazeteci kütlesi de hazır bulunuyordu. Derdli Avrupa, Balkanlıların yeni toplanrısında, dünya efkân umumiyesine bildirilecek meraklı şeyler geçeceğini tahmin etmiş olacak!... İlk temaslarımızın, intıba yekunları, konsey içtimaı hakkında nikbinliğimizi arttırmaya yarayacak mahiyettedir. Tuna ve Balkan devletlerinin içinde bulundukları meseleler, her memleketin coğrafî ve hususî vaziyetlerine göre muhtelif ve çetin müşküller arzetmekle beraber, hepsinin de müşterek selâmeti gene el ve iş birliğinde bulduklan muhakkaktır ki zaten antantı daima ayakta tutacak, hatta genişleyerek kuvvetlenmesine yardım edecek yegâne kuvvet mesnedi de bu olabilir. Antantın münhasıran Bulgaristana karşı yapıldığı, ve bu memleket girerse Antantın mevcudiyetine lüzum kalmıyacağı, girmediğine göre de arazi taleblerinde musir olduğu tarzındaki mütalealarda isabet görülmüyor. Bir defa bütün Balkan yarımadasını kaplayan dört memleketin tek ve büyük derdi BuTgaristanla olan ihülâflardan ibaret olamaz. Bundan sonra da, Antanta girmemesine rağmen, Bulgaristanın ayni tesanüd fikirlerine pekâlâ yaklaşabildiğini son hâdiseler ispat etmiştir. Dört Balkan Nazınının dün ziyafet ve toplantıları tarafı 1 inci sahifede) Kareli cephesindeki kanlı hiicumlar Stokholm, 2 (a.a.) Gece geç vakit alman haberler, dün Sovyetler tarafından Kareli berzahında Summa bölgesinde yapılan taarruzun görülmemiş bir şiddette olduğunu teyid etmekte ve General Stern'in tatbik ettiği yeni tabiye hakkında bazı izahatı ihtiva eylemektedir. Rus başkumandanlığı muharebeye tanklann gerisinden yapılan hücum dalgalarile başlamış, müteakıben bu usul akim kalınca, hücum arabalarile takviye ettiği piyadeyi ileri sürmüştür. Rus kumanda heyeti, dün, asker, silâh ve mitralyöz yüklü muazzam zırhlı kızaklar seferber etmiş ve bunlan arkadan gelen hücum arabalarile takviye eylemiştir. Bu çelik duvar mühim piyade kuvvetlerini himaye etmekte idi. Muharebeleri bizzat takib edenler. Rus kıt'alarmın hiç bir vakit bu kadar şiddetli bir hamle yapmadığını müttefikan kaydetmektedirler. Rus zayiatının vüs'ati henüz malum değildir. Sovyet tebliği Moskova, 2 (a.a.) Leningrad mıntakası Genelkurmayının tebliği: I şubatta, karada hiç bir mühim hâdise olmamıştır. Sovyet hava kuvvetleri keşif uçuşları yapmış ve askerî hedefleri bombardıman etmiştir, üç düşman tayyaresi düşürülmüştür. Amerika ikrazatta balunuyor Vaşington, 2 (a.a.) Amerika Hariciye Nezareti yüksek memurları, Finlandiyaya gayri askerî bir istikraz verilmesinin enternasyonal kanunlara muhalif olmıyacağı kanaatindedirler. Sanıldığına göre, Âyan Meclisi Hariciye Encümeni, ithalât ve ihracat bankasının sermayesini 1 00 milyon dolar tezyid eden bir kanun projesi tasvib edecek ve bu suretle Finlandiyaya istikraz verilmesi mümkün kılınacaktır. Finlandiya Cumhur Reisinin nutku Helsinki 2 (a.a.) Parlamentonun açılışı esnasında Reisicumhur Kallio bilhassa şöyle demiştir: « Sovyetlerin vahşiyane taarruzunu delice bir hareket addediyoruz. Şereflı bir sulh için müzakereye girmeğe hazırız. Fakat Sovyet zimamdarları Fin milletini boyundurukları altına alacaklarını zannediyorlarsa aldanıyorlar. Fin milleti hak larını müdafaa ederken ve bolşevizmin garba doğru yayılmasına mâni olurken gösterdiği manevî kuvvet ve fedakârlık zihniyetile dünyaya büyüklüğünü ispat etmiştir.» Ecnebi memleketler ve bilhassa Isveç tarafından yapılan yardım dolayısile minnettarlığını izhar eden hatib şunlan söylemiştir: « Ecnebilerin yardımına şiddetli ihtiyacımız vardır. Diğer cihetten milleti mize yapılan insanî yardımın düşmanm gayriinsanî bir şekilde kullandığı hava kuvvetlerine karşı sivil ahalinin kendisini müdafaa etmesi imkânmı vermesini de şiddetle arzu ediyoruz.» , < Kallio Sovyetler Birliğile Finlandiya arasında hiç bir ihtilâf. meVcud olmamasma rağmen Finlandiya nükumeti tara fından kabul edilmiş olan Sovyet Fin müzakerelerinin ne gibi ahval ve şerait dairesinde cereyan ettiğini evvelce ha tırlatmış ve demiştir ki: «Finlandiya sulhun idamesi için pek ağır şartları kabule hazırdı.» Kallio bundan sonra Sovyetlerin müzakereleri keserek bir kaç sene evvel Finlandiyayı terketmiş olan Fin komünist elemanlarile nasıl bir pakt imzaladığını hatırlatmıştır. Kallio şunlan ilâve etmiştir: « Sovyet zimamdarları meşru Fin hükumetile müzakere etmeği küstahça reddetmişler ve bu suretle yalnız aıazi elde etmek değil memleketimizi bolşe vikleştirmek de istediklerini ispat etmişlerdir.» Hatib Finlandiyada vuku bulan feci hâdiseleri müteakıb teşekkiil eden hükumete bütün mem'.eketin müzaheret etti ğini kaydeylemiş ve adedce pek faik olan bir kaç Sovyet fırkasını imha etmeğe muvaffak olan Fin ordusundan sitayiş kâr b'r lisanla bahsetmiştir. Isveç Ktzılhaçının talebi Stokholm, 2 (a.a.) Isveç Kızılhaçı hava muharebesinin Finlandiya sivil halkı üzerine yaptığı tesirleri bir tahkikata tâbi tutulmasmı ve Sovyetlerin Kızılhaç Cenevre mukavelenamesi ahkâmını ihlâl edip etmediklerini de tahkik eylemesini Enternasyonal Kızılhaç komitesinden talebe karar vermiştir. Isveç Kızılhaçı, Fin ve Sovyet esirlerinin vaziyetini iyileştirmeğe çalışmak maksadile harb esirleri kamplarına delegeler göndermeği de takarrür ettirmiştir. Sovyet tayyarelerinin faaliyeti Helsinki 2 (a.a.) Bugün Helsinkide üç defa hava tehlikesi işareti verilmiştir. Bualardan jjki gece yarıaından az tonri, ikincisi saat 1 3 de üçüncüsü çok kısa sıirmek şartUe saat 14 te verilmiştir. Dün Sovyetlerin hava faaliyeti bir* gün fevvelkinden çok daha şiddetli olmuştur. Finlandiyanın cenubunda yirmi kadar mevki bombardıman edilmiş, bilhassa, hiç bir askerî hedefi ihtiva etmiyen münferid kasabalar bombalanmıştır. Dün mühim miktarda Sovyet kuvvetleri, Laponyanın merkezi olan Rovanieniyi bombardıman etmişlerdir. Hasarat pek cüz'îdir. llk gelen haberlere göre sivil ahaliden iki kişi ölmüş ve yedi kişi yaralanmıştır. Müteaddid noktalara Sovyet tayyareleri, sokaklarda kaçışan sivil ahaliyi mitralyöz ateşine tutmuslardır. Fransanın Suriyede bulundurduğu şark ordusu hakkında, Pariste intişar etmekte olan Intransîgean gazetesi bir makale neşretmiştir. Bu yazıyı aynen naklediy oruz: Almanya, dövize ve kâfi miktarda nakil vasıtalarına malik bulunmadığından, muhtac olduğu iptidaî maddeleri harb tehdidleri savurmakla elde etmek yolunu tutmuştur. Birbirini müteakıb Holandayı, Skandinavyayı ve Balkanlan tehdid ettikten sonra şimdi de faaliyelini şarkî Avrupada temerküz ettirmeğe çalışır göriinmektedir. Şu halde, Fransanm askerî vaziyeti; muhafaza etmek mecburiyetinde bulunduğu bir çok menfaatlere malik olduğu Akdeniz şarkına taalluku, Balkan devletlerine karşı ifaya davet edilebileceği taahhüdler bakımından tasrih etmek faydadan hâli değildir. Almanlar veyahud Ruslar, harbi Avrupanın bu kısmına nakletmek sevdasma kalkışacak olurlarsa, Fransa, burada da, başka yerlerde olduğu gibi, büyük bir rol oynayabilir. Muhasamat başlamadan evvel Lübnandaki Fransız ordusu, şu suretle terekküb ediyordu: Miktan pek az olan Fransız kıtaatı; Fransız zabitleri tarafından talim ve terbiye edilmiş olan yerli kıtaat... Bu ordu, intizam ve asayişi muhafaza etmeğe, Suriye çölü hududlarının polisi vazifesini yapmağa ve bu suretle kendi mandası altında bulunan memleketlerin refahını emniyet altına almağa kâfi idi. Hali hazırda bu ordu, çok ciddî surette takviye edilmiştir: Müstemleke askerleri, silâh endazlar, sipahiler, lejiyoRumanyanm tabiî durumundan tevelnerler ve halis Fransız askerleri şarktaki arkadaşlanna iltihak etmişlerdir. Ordu lüd eden zorluklan takdir etmek lâzımdır. miktannın bu suretle artırılması, şarkta Dost memleket, mukadderatının sevk ve ki müesseselerimizin sağlamlığı hakkında idaresinde Balkan Antantını daima ve saher hangi bir endişeye düşmüş olduğu mimiyetle birinci plânda tutmuştur. Binamuz suretinde tefsir edilmemelidir. An enaleyh istisnaî vaziyetinin en zararsız şecak Fransanın Balkanlarda bir çok dostkilde tanzimine çalışmak yolundaki bazı lan vardır. Fransa, Türkiyeye bir ittifak telif tedbirlerini başka manalara almak muahedenamesile bağlı, Yunanistana ve Rumanyaya garanti vermiş olduğundan, doğru olmaz. Yugoslavya ile eski dostluk münasebetYarımadanın garbmda bam başka şartlerini idame etmekte bulunduğundan ica lar altında müşterek" sulhun teminine gaybında taahhüdlerini yerine getirmek ret eden Yugoslavya için de böyle düşümecburiyetindedir. nebiliriz. Onun İtalya ile yakınlaşma tecAnlaşılması gayet kolay olan bir ta rübelerinde de, daha ileri ve umumî tehkım esbab dolayısile şarktaki kuvvetlerilikeleri önlemek hedefine giden sarih nimizin ehemmiyetini ortalığa yaymak yetleri sezmemeğe imkân yoktur. Hulâsa mevzuubahs olamaz. Frankfurter Zeitunp,un bir makalesi, bu kuvvetleri asgarî 150 etmek lâzım gelirse Balkan milletleri Balbin kişi tahmin etmektedir. Ruslar ise bu kan Birliğine ve Balkan sulhuna her zakuvvetlerin 400 bin kişiye baliğ oldügu mankinden daha fazla sadık ve bağlı bunu söylemektedirler. Rusların söyledik lunuyorlar. Binaenaleyh Antant devletleleri bu miktar, tabiî mübalâğalıdır. Fari arasında ayrıhklar vuku bulacağına dakat Alman ve Rusların şark ordusunun kuvvetinden bahsetmeleri, onların bu or ir bazı propaganda kaynaklarının çıkarduya ve bu ordunun icabında oynayabi mış oldukları şayialar asılsızdır. leceği role atfetmekte oldukları ehemmiyeti göstermektedir. Her ne olursa olsun imparatorluğumuzun geniş ve mebzul menabi ve vesaiti sayesinde şarkta her ihtimale karşı koymağa kâfi gelecek miktarda kuvvet bulunduracağımız muhakkaktır. Bu gün iki toplantı yapan konseyin verdiği ihtisaslar bu kanaatimizi kuvvetlendirmiştir. Dört milletin mümessilleri başIamış bulundukları çalışmalann muvaffakiyetle neticeleneceğine emin bulunmaktadırlar. Konsey içtimalannın sonunu biz de bu ümidle bekleyebiliriz. Şarktaki Fransız ordusunun başında Mareşal Foch'un eski mesai arkadaşı, NAD1R NADI Fransız ordusunun eski erkânıharbiye reisi ve eski Suriye Komiseri General Weygand bulunmaktadır. (Baş tarafı 1 inci sahifede) Almanlar, Şarktaki Fransız ordusunu verdiğini söylemiştir. Bu teşekküller, topBalkan devletlerini Fransa ve İngiltereye lanacak parayı kontrol etmek üzere koiltihaka icbar etmek için kullanılan bir miteler teşkil edecek olan mümessiller korkuluk gibi göstermektedirler. Halbutayin etmeyi kabul etmişlerdir. Hükumet ki hakikat, tamamile bunun aksidir. Frangönüllü teşekküller tarafından yapılacak sa, sadece her tÜTİü ihtimale karşı hazır masrafın yarısı miktannda bir yardımda bulunmak ve icab ettiği takdirde müte bulunmağa karar vermiştir. Fakat bu madiyen, Alman tehdidine maruz bulu yardımın yekunu ayda 27,000 sterlini nan küçük devletlerin yanı başında mü geçmiyecektir. Bu hususta altı aylık bir cadeleye girmek için lâzım olan ihtiyat plân yapılmıştır. tedbirlerini almıştır. Bundan maada hükumet, harb maksadile bu teşekküller tarafından evvelce yapılan masrafların bir kısmını telâfi etmek üzere 100,000 liralık bir yardımda bulunacaktır. ra Hariciye Nezaretine giderek Markoviç'in bürosunda ilk defa olarak toplanmışlardır. Yarım saat süren bu toplantıdan sonra Nazırlar,. Beyaz saraya giderek Naib Prens Paul tarafından ayrı ayn kabul edilmişlerdir. Prens Paul ile Prenses Olga, Türkiye, Rumanya ve Yunanistan Hariciye Nazırları şerefine bir öğle yemeği vermişlerdir. Yemekte Başvekil Çvetkoviç ile, Hariciye Nazırı Markoviç, Başvekil muavini Maçek, Harbiye ve Bahriye Nazırları, Rumanya, Türkiye büyük elçileri ve Yunan elçisi hazır bulunmuşlardır. Balkan Antantı devletleri nazırlarının konferansı, öğleden sonra ve bu akşam da devam etmiştir. Rumanyanın Belgrad sefiri Cadire, murahhas heyetler şerefine bir akşam yemeği vermiş ve bunu bir resepsiyon takib etmiştir. Bu resmi kabule gazeteciler de davet olunmuştu. Rumen Hariciye Nazırı Gafenko, Antant devletlerinin vaziyetini ve kararlarını burada izah etrri<!tir. zası, ve müşterek emniyetin garintisi için elzem işbirliği neticesi verecektir. Balkan Antantı konseyinin içtimaı, bu suretle, hâdise'.erin ilcaatile bitaraf ve yahud harb harici devletlerin yalnız nazarî ve hukukî değil fakat ayni zamanda müessir bir tesanüd göstereceklerinin bir tecrübesini teşkil edecektir. Filhakika, böyle bir tesanüd, bir hayat ve memat meselesi mahiyetini almıştır. Yugoslavyanın İtalya ile tesis etmiş bulunduğu iyi münasebetler, bu iki memlekete, Tuna ve Balkanlar mıntakasında şayanı arzu yaklaşmalan kolaylaştırmak imkânları verecektir. Bu eserde, Belgrad ve Roma, iki emniyetin bir emniyetten daha iyi olduğunu unutamıyacaklardır. Tuna ve Balkanlarda iyi bir iş birliği de, Rumanya ve Yunanistana verilen İngiliz Fransız garantisini ve bu garantileri teyid eden Türk İngiliz Fransız anlaşmalarını unutamaz. Boğazlann bekçisi Türkiyenin, yaban cı gözleri, Asyanın anaktarı olan Istan' buldan uzaklaştırmak meşru vazifesi vardır. Şarkî Akdenizde nazi parcermanizminin ve yahud Sovyet panslavizminin girmesini görmek, lngiltere ve Fransanın menfaatlerine uygun olmadığı kadar Italyanın menfaatlerine de uygun değildir. Roma ile Ankara arasında, anlaşma zeminine inkılâb edebilecek temas nokta» ları bulunmaz gibi gözükmemektedir. Balkanlar samimî surette Alman Sovyet tazyikinden ve bu tazyikin ihtiva ettiği tehlikelerden kurtarılmak isteniyorsa, son zamanlarda ticaret anlaşmaları imzalamış bulunan İtalya ve Türkiye arasında faydalı yaklaşma teşşebbüsleri için Belgradda iktiham edilmez engeller bulunmıyacaktır.» Havasa göre Belgrad, 2 (a.a.) Havas: Balkan Antantı konseyinin bu sabahki toplantısından sonra dört Hariciye Nazırı, Prens Paul ile birlikte yemek yemişlerdir. Müzakerelere öğleden sonra da devam edilecektir. Bundan sonra Rumanya sefaretinde resmî bir akşam yemeği verilecektir. Bir çok ecnebi gazetecilerinin Belgradda bulunması, dünya efkân umumiyesinin bu konferansa verdiği ehemmiyeti göstermektedir. lyi haber alan mahfıllerde söylendiğine göre konferansın iktısadî meseleler hakkında iki yol takib etmesi muhtemeldir: 1. Balkan Antantı memleketlerinin muharib devletlerle iktısadî münasebetleri, 2. Bu memleketlerin kendi aralarındaki ticarî münasebetleri, bunları ecnebi memleketlerden yapılan ithalâttan mümkün olduğu kadar kurtaracak şekilde inkişaf ettirmeleri. Diğer cihetten Balkan memleketleri yaptıklan ziraî ihracat için müştereken harekete geçmek suretile daha müsaid şerait elde edebileceklerdir. Yugoslavyaya lâzım olan Rumen petrolü meselesi de şüphesiz konferansta mevzuu bahsolacaktır. Siyasî sahada iyi haber alan mahfillerde söylendiğine göre, Balkan Antantı devletlerinin komşuları ve muharib memleketlerle münasebetleri ve Antant devletlerinin siyasî vaziyette vuku bulan değişiklikler müzakerelere mevzu teşkil edecektir. Ayni mahfillerde ilâve edildiğine göre konferansın kat'î kararlar ittihaz etmesi ihtimali azdır. Daha ziyade müzakereler yapılacak ve bazı meseleler ortaya atılaBu meseleler bilâhare ihtisas komisyonlarına tevdi ve bu komisyonlar ecnebi devletlere karşı bitaraflık ve işbirliğinin idamesi esasına müsteniden memnuniyete şayan bir şekilde bu meseleleri halledceklerdir. Yugoslav gazetelerinin neşriyatt Belgrad 2 (a.a.) Avala ajansı bildiriyor: Bu sabahki Yugoslav gazeteleri Balkan Antantı daimî konseyinin içtimaı hakkında müteaddid tefsirat neşretmektedirler. Politika gazetesi diyor ki: «Balkan devletlerinin istiklâl ve bitaraflık politikalan bu günkü harbde tatbik sahasını bulmuştur. Bu devletler, Balkanlarda sulhu temin etmek ve bu barışın dışandan bozulmasına mütesanid bir surette mâni olmak gayesile birbiri ardından bitaraflıklarım ilân etmişlerdir. Yugoslav milleti, Yugoslavya Hariciye Nazırı Markoviç'le birlikte milletlerinin ve bütün Balkan milletlerinin hayrına olarak bir eser başaracak olan Yunan Başvekili Metaksas'la Türkiye Hariciye Vekili Saracoğlunu ve Rumanya Hariciye Nazın Gafenko'yu samimî hislerle karşılamaktadır.» Vreme gazetesi yazıyor: «Balkan Hariciye Nazırları, konsey içtimaınm arifesinde yaptıkları beyanatlarda, memleketlerinin barış, istiklâl ve bitaraflık siyasetine devam hususundaki kararlarını bilhassa kaydeylemişlerdir. Balkan efkân umumiyesi, bilhassa Avrupanın harbde bulunması münasebetile ve her an Balkanlar üzerinde patlayabilecek bir kasırganın eşiğinde verilen bu karan sempati ile selâmlamaktadır.» Beynelmilel efkârı umumiyenin konsey toplantısını büyük bir alâka ile karşıladığını bilhassa kaydeden Yugoslav matbuatı, Belgrada 200 kadar yabancı ga> zetesinin geldiğini kaydetmektedir. Fransız matbuatının mütaleası Esir tayyarecilerin verdiği ifade Helsinki 2 (a.a.) Esir alınan Sovyet tayyarecilerinin isticvabı esnasında bunların, iki sene askerî mektebde bulunduklarını iddia etmelerine rağmen pek az kültüre sahib oldukları görülmüştür. Bu esirler Sovyet tayyarelerinin, Estonya tayyare meydanlarından uçtuklannı tasdik etmişler ve Tallin civarında 80 tayyarelik bir hava üssü bulunduğunu söylemişlerdir. Fin muvaffakiyetinin sırrt Paris 2 (a.a.) Fin generali Ostermann, bir Fransız gazetecisine beyanatta bulunarak Fin kıt'alarmın gösterdiği muvaffakiyetin kısmen Fin askerlerinin daima neş'eli bulunmalarından ileri geldiğini söylemiştir. General, bununla beraber Finlandiyanın Sovyetlerin adedce ezicî faikiyetine mukavemet edebilmek için tayyareye, Eminönü Halkevinde toplantı ( Ankaraîstanbııl arasında ikinci tren hattı Eminönü Halkevi tarafından çıfcanl makta olan «Halk Bilgisi Haberleri> mecmuasının yüzüncü sayısının intişarı münasebetile, önümüzdeki pazartesi akşamı saat 20,30 da Eminönü Halkevi salonunda bir toplantı yapılacak ve bir halk musikisi Senelerdenberi Ikkonseri verilecektir. tısad ve Ticaret Vekâletlerile mülga Türkofiste tütün müşaviri olarak vazife görmüş, 1934 Ankara tütün kongresini teklif ederek, 2506 sayılı, ekiciden tütün alma kanunu gibi çok mühim bir eserin vücude getirilmesine amil olmuş ve tütün konferanslarında memleket tütüncülüğünü temin etmiş bulunan Mümtaz Kavalcıoğlu resmî vazifesinden istifa etmiştir. Memleketimizden geniş mikyasta tütün mübayaasına başlayan ve İngiliz sermayesile kurulan G. A. Baker şirketinin Marmara mmtakası tütün işlerini tedvir etmek vazifesini üzerine almış olan Mümtaz Kavalcıoğluna bu güne kadar yaptığı hizmetler takdir edilerek Ticaret Vekâletimiz fahrî tütün müşaviri unvanmı vermiştir. Kendisine yeni işinde muvaffakiyetler temenni ederiz. Mümtaz Kavalcıoğlunun yeni vazifesi j Paris 2 (a.a.) Havas ajansı bildiriyor: Bütün Fransız gazeteleri bu gün içti maa başlayan Belgrad konferansile ya kmdan alâkadar olmaktadır. Baş makalelerin büyük ekseriyeti, bu toplantıyı mevzuu bahsetmektedir. Excelsior un baş makalesi Fransız matbuatının noktai nazarını gösteren tipik bir yazıdır. Ezcelsior'da Marcel Pays diyor ki: «Bu gün, tarihî bir gündür. Fakat tarihî bir gündür diye, teatral tezahürler, parlak nutuklar ve bunun arkasından sansasyonel müzakereler beklemek doğru değildir. Türk, Yugoslav, Rumen ve Elen hükumetleri, hekimane bir surette hare ket ederek, bu müzakereler etrafmda mümkün olduğu kadar az gürültü yapılması hususunda daha evvelden mutabık kalmışlardır. Eğer bu konferans, bir çok yabancı müşahidi Belgrada toplamışsa, kabahat onlarda değildir. Bunun sebebi, Belgraddaki partinin ehemmiyetidir. Burada Almanya ve Sovyetler Birliği, Tuna ve Balkan memleketleri arasındaki ger ginlikler ve anlaşmazlıklar üzerine oynamaktadır. ltalyanın ise bu memleketler arasında uzlaşma ve uyuşma üzerine oy namakta olduğu sanılmaktadır. İtalya beş Mayine çarpan gemi senedenberi ilk defa olarak, bu suretle Londra 2 (a.a.) Ingiltereden Dani lngiltere ve Fransanın sempatilerini temin markaya gitmekte olan «Vidor» ismin etmiş bulunmaktadır. deki Danimarka vapuru, Şimal denizinBu memleketler arasında uzlaşma ve de bir mayine çarparak batmıştır. Müuyuşma, karşılıklı menfaatlerin muhafa rettebatmdan 15 kişi ölmüstür. Sükunet devam ediyor! Londra radyo stüdyosunda yangın Londra 2 (a.a.) Bristol'de BritisK Broodcasting Corporation binasmda çı kan yangın neticesinde neşriyat salonuna bir şey olmadığı yalnız bitişik küçük bü • rolann hasara uğradığı tasrih edilmektedir. Yangın, sür'atle söndürülmüştür. Idama mahkum edilen Holandalılar Londra 2 (a.a.) Ruzvelt'e ve A merikada bulunan bazı İrlandalı şahsi • yetlere telgraflar çekilerek Coventry suikasdi neticesinde Ingilterede idama mahî kum edilen iki Irlandalınm affı için Amei rikanın teşebbüste bulunması taleb edilmiştir. Bu telgrafların gönderilmesine karar verilen protesto mitingine Irlanda parlamentosu azasından bazı kimseler iştirak etmiştir. Holanda hududunda karargâh ku. ran Alman generalleri Amsterdam, 2 (a.a.) Hitler'in 30 kânunusani nutkunda bitaraflardan bahsetmemesini bitaraflar, endişelerini azaltacak mahiyette tefsir etmiyorlar. Alman kıt'alarmın Belçika ve Holanda hududlarındakı tecemmuunda bir azalma yoktur. Holandada çıkan Utrechtsch Nieuıvsband gazetesi, bu hususta verdiği bir haberde, Polonya muharebesinde taarruz faaliyetleri gösteren Alman generallerinden V'on Reichenau ile Blaskovvitzin umumî karargâhlarını Holanda hududu karşısında kurduklarını yazmaktadır. Doktor Hafız Cemalin verdiği konferans j Bir tsveç vapuru battı Oslo, 2 (a.a.) Isveç bandıralı Fram vapuru bir infilâk neticesinde Şimal denizinde batmıştır. Mürettebattan 19 kişi kayıbdır. Beş kişi kurtanlarak lskoçya sahiline çıkarılmıştır. Yeni yapılacak hat güzergâhını gösterir harita Ankara (Hususî) Nafıa Vekâleti, Bolu üzerinden yapılacak ve Filyos hattında bulunan İsmetpaşa istasyonile Arifiye istasyonlarmı birleştirecek olan yeni demiryolu hattmm etüd işini münakasaya çıkarmıştır. Hat için tespit olunan istikamet ismetpaşa istasvonundan başlamak üzere Gerede, Bolu, Düzce ve Hendekten geçtikten sonra Adapazarı, Arifiye istasyonları arasındaki hatla birlegecek gekildedir. Paris 2 (a.a.) 2 şubat tarihli akşam tebliği: Londra 2 (a.a.) İskoçyada bir kaIş'ara değer bir şey yoktur. sabada havaların fenahğı yüzünden müAlman tebliği nakalâtın durması üzerine etrafla irtibatı Berlin 2 (a.a.) Alman umumî kakesilen bir müfrezeye tayyareler vasıtasile erzak gönderilmiştir. Tayyareler, müfre rargâhı bildiriyor: Kayde değer bir hâdise cereyan etmezenin bulunduğu yere paraşütler vasıtasile miştir. erzak çuvalları atmışlardır. Karlar arasında kalan müfreze Fransız tebliği Dr. Haftz Cemal Lokmanhekim dün konferans verırken Dün akşam saat on sekizde Dr. Hafız Cemal Lokmanhekim, San'at Okullan Mezunları Cemiyeti namma Cağaloğlu Halkevinde «Mekteblere aid sıhhî işler ve fena âdetler» meyzulu bir konferans vermiştir. Konferansı san'at mektebleri mezunları ve mekteblilerle kalabalık bir halk kütlesi tarafından ciinlenilıniş ve çok takdirle karşılanmı§tır..
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear