26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Pages
CUMHURÎYET 14 îkinciteşrin 1940 VAK'ÂLÂRIN PEŞISIRA Biiyük siyasî tefrika: * Yazan: GORDON WATERFİELD NALINA Holandanın sukutu ve Fransız ! ricatinin başlangıcı Yüzbaşı Massis tanınmış yıldızları Sedan'a davet etmişti Fakat bunu ilga zarureti hasıi oldu Almanlar, cuma sabahı, deniz tay Öğrendiğimize göre. Bebek hattına yarelerile Roterdaın nehri üzerine Hod.iha sık vapur işletilmesi, alınacak landa üniforması giyen elli asker in tedbirlerin en basındadır. Tedricen vadırmişlerdi. Bunlar, kauçuktan yapılma pur seferleri coğaltılarak tramvay arasandallarla hareket ederek köprü başbalarının yükü hafifletilecektir. lanıu zaptettilerse de kâmilen öldüBebek tramvay hattmın raylarından rüldüler, yahud esir edildiler. Almanileride başka hatlarda istifade etmek lar La Haye de Hoolandalı asker kıyamecburiyeti hasıl olacağından Kabataş, fetinde inerek evlerin çatılarından Fındıklı, Beşiktaş. Kuruçeşme, Arnaateş açülar. Bunlan yakalamak ivudköy, Bebek iskelelerine direkt ve çin çatılara çıkan Holanadlı asAlınan ha berler Alman motörize sık vapurlar tahriki halinde, bu imkân, kerler de fecî bir maceraya uğradıfırkalannın Albert kanalı ile Meuse neh daha kısa bir zamanda tatbik sahasma lar. Çünkü hemşerileri tarafından Alri üzerine yürüdüklerini, köprülcr ber girmiş olacaktır. man sanılarak öldürülrnüşlerdi. Bunu hava edilmediği için ikisini de geçecekyapanlar bilhassa pasif korunma ted lerini bildiriyordu. Muhacirler birden ADLIYEDE birlerile meşgul izcilerdi. Bu hareketin bire yola dökülmüşler, ve yolda Almanneticesi olarak bunlardan şüphe edil lann mitralyöz ateşine rutulmuşlardı. Bu Millî korunmaya muhalif D)iş ve işten menedilmişlerdi. Deveran yüzden bunlar mütemadiyen üerileyor eden bir rivayete göre bir Alman oto ve ne yapacaklarmı şaşırmış bir halde hareketlerinden dolayı iki mobili şehirde dolaşıyor ve her tarafa bir sığınak arıyorlardı. tacir mahkum oldu gazlı bombalar yağdınyordu. Beşinci Biz de karargâha doğru hareket ederkol tarafından neşrolunduğu anlaşılan Yenipostanede Âşirefendi hanmda bu şayianın aslı olup olmadığı bir tür ken yolları ve cephe gerisindeki demir manifaturacı Rifatla tezgâhtan Yako, yojlarını bombardıman etmekle meşgul lü tahakkuk etmedi. Fakat herkesin pazen ihtikârı yapmaktan, dün akşam gözü Alman otomobili aramakta idi. olan Alman tayyarelerinden komnmak Istanbul asliye dördüncü ceza mahkeiçin bir kaç kere durduk. İkinci orduSaray muhafızlarından bir kaçı, zehirnun karargâhını nispeten sükunet için mesinde muhakeme edilmişlerdir. İdli sigara içerek ölmüştü. Evlerde hizde bulduğumuz için miğferlerimizi ata diaya göre» İspartadan gelen tacir Ahmet eden Alman kadınları bir kaç ay rak yazı makinelerimizi çıkardık. Ordu nıed, Rifatın mağazasından dokuz top •nce geri çağırılmış, sonra sepetle nun matbuat dairesi şefi yüzbaşı Massis kumaş almış. Pazenlerden 70 santim rinde beşinci kolun mensublarına veistirahatimizi temin ve bize bir çalış enindekiler kendisine metresi 75 ku riîecek el bombaları saklayarak dönma odası tahsis etmişti. Onun verdiği ruştan, 80 santim enindekiler de metmüşlerdi. Kimin dost, kimin düşman malumata göre Almanlar, Belçika ve resi 85 kuruştan satılmış ve böyle ol olduğu belli değildi. Lüksemburg'da sür'atle ilerilemekten duğu halde, Pazenler, guya toptan oParaşütçüler üç çeşiddi: (1) İnecekleri istifade ederek Fransanm Meuse hattı larak metresi 42 kuruştan satılmış gibi yere aid mufassal haritalar taşıyan, üzerinde ve Sedan mmtakasmda büyük fatura hazırlanmıştır. Rifatla Yakonun karşılaşacakları askerlerin nerede bu bir taarruz yapmak üzere idiler ve bu bu suçlan, millî korunma kanununun lunduğunu bilen, civardaki nazilere taarruz ya o akşam, ya ertesi sabah 32 nci ve 59 uncu maddelerine uygun mektublar getirenler. (2) Hizmet etmek başlamak üzere idi. Son günlerde Gene gorülmüştür. Bunlardan Rifat, iki sene istiyen ve ateşli genc naziler. Bunlar ral Hutzinger'le birlikte Belçikanın CE Kayseriye sürgün ve 500 lira para cerastgele ateş ediyor; kadm, erkek, ço nubunu ziyaretten dönen yüzbaşı Massis zasına, Yako da yaşı küçük olduğun dan bir sene Kayseriye sürgün ve 333 luk. çocuk kime rastgelirlerse öldürü bize şunları anlattı: lira 30 kunış para cezasına mahkum yorlardı. Bunların biri hastabakıcı kı« Belçikalılar mukavemete katiyyen olmuşlardır. Hâkim Saadet, ayni zaysfetile paraşütten inmiş ve yakalan hazırlanmamışlar. Sivil halk da vaziye manrla dokuz top pazenin musaderesini dığı zaman bir kaç el bombası taşıdığı tin vahametini kat'iyyen müdrik değil ve İspartalı tacirden alınan 315 lira görülmüştü. (3) Paraşütle atladıktan di Bouillon Belediye reisi bana şu EÖZ pszen parasının kendisine iadesini kasorra ne yapacaklarmı bilmiyerek tesJeri söyledi: rar altma almıştır. lim olanlar. Burada rahatımız yerindedir. KaAlmanlar, ortalığı bu şekilde karış Bir katil davası bitti tııdıktan sonra tayyarelerle 17.000 as sabamız küçücük bir turizm merkczi. Bir kaç sene evveT Galtadâ Kâz . keri Holandaya indirdiler ve paraşüt Almanların her halde bize bir zararı do* adlı birini öldüren Gülüzarın muha çüler de hava meydanlannı işgal %ttı kunmaz! bitmiştir. Fakat ertesi gün kasaba bombardjman kemesi. birinci Ağlrcezada ler. Alman askerlerinin bir kısfm mrhh otomobillerle hududa dayanıyor, fakat edildi ve anlaşılan kasaba halkınm yola Gelecek ayın ilk haftasmda kararı bildirilecektir. bu otomobillerin Holanda renklerine dökülmesi istendi.» boyalı olduğu ve Holanda üniformalı asYüzbaşı Massis daha sonra bize AlZehirlememiş kcrler taşıdığı göze çarpıyordu. Bu man taarruzunun nasıl vuku bulacağma yüzden bir çok köprüler kolayîıkla zap dair malumat verdi ve verdiği malumat Ayasofyada kocası Kâzımı zehirlediği tedildi. doğru çıktı. Almanlar, tayyarelerini, iddia olunan Hacer, İstanbul birinci ACumartesi günü bir zırhlı Fransız fır topçu kuvveti gibi kullanacak, cephe ğırceza mahkemesinde dün beraet kakası muvasalat etti. Ve bu fırkadon hatlarını şiddetle bombardıman ederek zanmıştır. bilhassa Hollandish Diep'i istirdad et a^kerleri mitralyöz ateşine tutacaklardı. Dilencinin katili tnesi istendi. Fransız kumandEnı Gene Apkerler, kendilerini ateşten korumak için siper alırken paraşütçü kuvvetler ral Giraud da bu köprüyü istirdad etGeçenlerde Sultanahmedde dilenci mek lâzımgeldiğini anladı ve bu yolda göndtrilecek ve bunlar mitralyözlerini likle geçinen Havvayı öldüren Remzi ernirler verdi. Fakat nedense bu emir yerleştirerek vaziyet alacaklar, ve mo hakkındaki tahkikat bitmiştir. Dördüntatbik olunmadı ve köprü berhava da törize kıt'aları bekliyeceklerdi. cü sorgu hâkimliği, dosyayı birinci A(Yarın devam edecek) ğırcezaya vermiştir. edilmedi. Niha\et Alman fırka'ıarı yetişerek bu köprüden Belçikanm üzerine boşandılar. Halbuki bu köprü tutulmuş olsaydı, Almanların ilerleme hareketi hiç ol mazsa bir müddet için geciktirilmiş olur. müttefyder de bundan istifade e derlerdi. Fakat böyle yapılmadı. Ve bu yüz den Holanda da 14 mayıs günü Ateş kes» emri verildi ve muharebe Zeeland tarafından ancak bir kaç gün daha devam etti. News Chronicle'in muhabiri David Scott ve Daily Express muhabiri George Miller'le birlikte Sedana yakın bir yerde General Hutzinger'in kumandası altındaki ikinci ordunun karargâhında idik ve Almanlar, Meuse nehrini geçmiş bulunuyorlardı. Mayısm 14 üncü günü Cambrai'den Vouziers'e giderek biraz daha şimalde olan umumî karargâha vardık. Seyahatimizin son merhaîesinde Holanda. Belçika ve Lüksembure'dan akm eden muhacirlerin feci halini görerek müteessir olduk. Muhacirler arasmda 1914 harbinde de ayni felâkete uğrayan yaşlılar, hatta 1870 te Uçüncü Nspolyon'un Sedan'da uğradığı mağlubiyetin acısını çeken ihtiyarlar da vardı. Muhacirlerin kimi bir el arabası sürükleyor, kimi bisikletle hareket ediyor, kimi at sırtmda gidiyor, kimi yaya yüriiyordu. Dört atın çektiği bir saman arabasında elli kadın ve çocuk bütün eşyalarile, yatak ve battaniyeleriie, tencere ve tabaklarile j'erleşmişlerdi. Bütün bir köy halkı hep birden hicret etmişler ve köyleıini bomboş bırakmışlardı. Bunlar arada yol üzerinde duruyor, gittikçe azalan nafakalarını yiyor ve yollar;na devam ediyorlardı. Orta yaşlı bir kadınm elinde bir elbise çantası taşıyarak yürüdüğünü, ve durmadan ilerilediğini gördüm. Kimbilir nerede duracaktı?.. Dört memleket halkı Almanlardan kaçmakta idi. Yollara dökülen halkın sayısı gittikçe kabardığı için yoilar adeta tıkanacak, iaşe teşkilâtı işlemez hale gelecek, petrol tevziatı duracak ve tarihin en büyük ve en müşkül askeri hareketlerinden biri akamete uğrayacaktı. Tramvaylar için alınan tedbirler Haberleri Bebek hattma yalnız ve sık sık vapur işletilmesi düşünülüyor Tramvay arabalannm tahdidi üzerine, Bebek hattma işliyen tramvaylarda bilhassa iş saatlerinde. izdihamın son dereceyi bulduğu nazan dikkate alınarak. bunu önliyecek bazı tedbirler düşunülmektedir. lan emaneti muhafaza ve müdafaa ederİtalyanlar top tarrakalarile hak sesleıi ken etrafımızda dost, düşman yakın ve ni boğmağa çalıştrken cüssesi küçük de uzak ne mizacda ve çapta mevcudiyetler cisa ruhu büyük bir milletin nasıl çaya^adığını iyi bilebilsin! Doğrudur; her bucak kahramanlığmı ispat edebileceğini Yunanlı dostlarımız dünyaya gösteribarbar ve soysuz yürek, hak müdafaası verdiler. İbret alınacak hâdise! için söylenilen sözlerde fikirdea çok kelime kalabalığı görmek ister. Fakat iyi Hergün radyorları dinliyoruz; tarihin bılelim; bu sakat görüş, yukarı anlayışsokak başlarında gizli bir saldırma ile masum millet geçmesini bekleyen ve butan gelmez. Aşağı duyuştan doğar! nu görür görmez elindeki bıçağı saplaGırek tarihini biliriz. Mılâddan sekiz yarak sonra şecaat öğünmeleri yapan yüz kırk sene evvel (Termopillerde) can kuvvetin sesi de kulağımızdaıı kaçmıveren Leonidas'ın meşhur sözü bugün yor!. Fakat dikkat ettiniz mi; kendisine radyolarda tekrar ediliyor. «Öilâhlarını karşı en şerefsiz şekilde yapılmış kaül tesiim et!» diyenlere o «Sen gel al!» diye taarruzuna karşı hemen namusunu kocevab vermişti. Üç bin seneye yakın bir ruyan Helenler şimdiye kadar dillerini zaman sonra General Metaksas'ın ağde nekadar temiz tuttular. Nekadar tezından da ayni cümleyi işitmiş olduk. miz ve kibar! Doğrudan doğruya canOna (Esir ol!) dediler. Kendisi (Millelarına ve hiçbir suçlan olmadan! kıtim hürdür!) diye cevab verdi ve gösteryıldığı halde en düşkün kelimoler, Yudi ki yalmz hür değil, kahramaudır da! nanlılardan değil, gene mütecavizlerin O büyük vatanperverin çelik azmintğzmdan çıkmaktadır. Artık herkes biliden çıkan kararı bir şimşek sayınız; o yor. Mazlumlara atfedılen kusurlar, invâkit Atina Üniversitesinin (mesaj) ını sanhğa dün ve bugün olduğu gibi ebeda o şimşeğin zekâ, irfan ve marifet mudıyete kodar da şan unsuru olmak ik1 itintien akseden vakarlı bir uğultusu tıza eden faziletlerdi. Yani Yunanhlar clarak duymamağa imkân görmiyecekgerçek bir dürüstî içinde haklarmı ve siniz. Müstakbel varlık cevherini fedaıstiklâllerini korumak istiyorlardı. Ki1 kârlıkla Uimseverlikte arayan yeni Türtekim o nimetlere nekadar lâyık olduk L kiyenin münevver gencliği, istiklâl duylarını da hergün ispat ediyorlar. Yalmz gularında Yunanlı arkadaşlarüa tam bir bize değil, kendi düşmanlarına bile! da asırlarca evvel tesis edilmis ve mima ideal yoldaşıdır. Ve onun içindır ki Herkes, gösterilen büyük cesaret ka ri ile heykel, resim ve sairenin büyük gönüllerimiz kendileri için halis sevgidar, şimdiye kadar elde edilen kahra mabudları yetişmişti. Bugün (Herot), lerle çarpıyor. ınanca muvafiakiyetlere de alkış yağdı Fidyas, (Öripid) adını tannruyan bir Talih ruhaftır; bazan en yuksek almrıyor. Ancak vak'alarm seller gibi akıp orta tahsil genci bile tasavvur edemi lan bırakıp, en şerefsiz kafalara konar. çağladığı şu günlerde asla unutu'ımama yoruz! Eski Romanın bütün büyük ka Tıpkı taclar gibi. Fakat ne eheınmiyeü sı lâzım gelen bir sada işitildi. Onu ha faları, zekâlannı Yunan kültürürMİe bi var? Faziletten daha değerli birşey tatınmızdan hsc çıkarmıyalım: Atina Uni lerlerdi. VHrjilde hayran kaldığınuz şey, «avvur olunabilir mi ki fazilete mükâfat versitesinin bilumum irfan ve ilim ma Homerüse lâtincede hayırh bir halef teşkil edebilsin demişler. Ne doğru! bedlerine gonderdiği mesaj. Evet; belki oluşudur. Şüphe etmiyelim: Yaraücı beAtina Üniversitesinin muhterem ero ilim ve fikir oeağımn sesi, şu zamanın şer dehasuun sıhhatine arada sırada ge kânı pek iyi bilir: Asil bir ideali yerden kalm, kaba boşluğunda kaybo'.up gider, len sar'a buhranlan ne olursa olsun, fırkırtmak için masum ve mazlom kafakat şayed bu böyle olursa bütün müte müsıakbel insanlık, ileri ve yüksek ya nından daha bereketli rahmet yoktur! fekkir insanlık, İtalyan taarruzundan da şayışın ülsımını gpne ileri ve yuksek Evet, gözlerimiz yasararak ve gönülleriha büyük bir medeniyet günahı işlemif ruhlarda bulacaktır. Onun Içindir ki miz kanayarak görüyoruz; müteamz demektir. Atina Üniversitesinin haklı ve }erefli se bombalarile bir çok genc devrilip gidiAtina yalnız Sokratnann, Eflâ si, yalnız dünya irfanında değil, tekmil yor, Lâkin (Lamartine) vaküle çöyle UınTarm ve Aristokratlann feisefe ci beşer vicdanmda kendine samimi bir dememis miydi? •Bir sukut en rrrBfıim rtilâclan bîle ne hangiıliği kurduğu kadim irfan payitahtı makes görebilmelîdîr. Hür Türklüğün, cfmakla kalmaz. Yunanistanda Homer hürrİ3'et ve istiklâl seven civanmerd vakit daha değerlidir bilir misiniz? İnsan lerin, Eşillerin, Sofoklularla birçok em gencliği bunu unutmasm. Unutmasm ki düştüğü zaman şerefi avakta kalırsa!» salinin şiir ve san'at imparatorluğu Ebedî Şefi tarafından kendisine bırakıFazıl Ahmed AYKAÇ Üniversitesi ve mesajı ' ^ Müstakil varlık cevherini fedakârhkla ilimseverlikte arayan yeni Türkiyenin münevver gencliği, istiklâl duygularında Yunanlı arkadaslarile tam bir ideal yoldaşıdır. Atina MIHINA Nelson'un torunları u başlığı bir defa daha kullanmıştım: ingiliz haiif kruvazörleri Rio de la Plata ağzında Almanların meşhur Admiral Graf von Spee kruvazörüne yaman bir cesaretle hücum ederek onu harab ve perişan Montevideo limanına kaçırdıklan zaman. Bugün de İngliterenin şarki Akdeniz filosuna mensub tayyarelerin, Tarento limanındaki İtalyan zırhhlannı yaktıklaıını öğrendiğim zaman, gene Nelson uıı cesur hücumları aklima geldi ve bu yazıya tekrar cNelson'un torunları» başhğını koymaktan kendimi alamadım. Elbette dikkat etmişsinizdir ki harbin başındanberi, iş denize geldi mi, Ingilizler aslan kesilmektedirler. Mescle, yalnız sayı üstünlüğünde değildir; İngiliz denizcilerinin maddî üstünlüklerinden çok yuksek olan manevi üstünlüklerindedir. Uenizde öyle çarpısmalar oldu ki İngiliz bahriyelileri, maddeten üstiin değil; bilâkis zayıf oldukları halde gene yaman bir taarruzî ruhla dövüşmekten, batırmaktan ve batmaktan kaçınmadılar. İngiliz denizcilerini tahrik eden ayni taarruzî nıhun, donanmadaki tayyarecilcrde de, hava ordusunun avcı, bomba ve keşif sınıflannda da, mevcud olduğıınu gittikçe artan delillerle göriiyoruz. Bu son muvaffakiyet de onlardan biıidir. Akdeniz için «Mare Nostrom Bizim Deniz» teranelerile bir hayli kafa şişirdikten sonra, bu denizi İngiliz donanınasuıa haram edeceğini söyliyerek harbe giren İtalya. beş aydanberi denizde hir bir iş görememiştir. Harb başladıktan birkaç gün sonra, kocaman l>ir İtalyan denizaltı gemisi, topla müsellâh balıkcı tekneleri suııfmdan bir İngiliz karakol pemisine tesiim olduğu zaman, biz, bu fena başlangıcı, o denizaltı gemisinin nasüsa başına gelmiş bir talihsizlik, diye telâkki etmiş ve İtalyan donanmasınm yeni faaliyetlerini bekleyip durmııştuk. FazıI Ahmed NUSAHABE Ahmed Mehmed Ahmed, mihver taraftarı idi. Hitlerin birliğine. MMssolini'nin peygamberliğine inanmıştı. Toptancı rejimin faziletlerini sayıp dökmekle bitiremiyor, her rasladığına «dünyanın efendileri değişiyor. Amerika, İngiltere, Fransa gitti Yerlerine Japonya, Almanya, İtalya geliyor!» diyordu. Ahmede nazaran cihanın iktısadî nizamı çoktan değişmişti. Almanya dünyayı «çalışma> sı sayesinde yeniyor, İngiltere, «altm» laıın içinde, fakat boğuluyordu. Fikrince bu harb, daha başladığı gün bitmişti. Britanya Impara torluğunun yikılacağını bilmek için allâme olmağa lüzum yoktu. Bu inhidam, Avrupa cereyanlarını takib edenler için hiç bir hayret uyandırmıyan tabii bir netice idi. Meşhur İngiliz tarihçisi Wells bile senelerle ewe\ bunu bir kitabmda yazmış değil miydi? yıkacaklar, sonra ordular kıyılarından çıkarak İngiltereyi basacaklardı. İn gilterenin almması muhakkak, fakat bakalım İngiliz Kralile Çörçil nereye kaçacaklardı? Ahmed bunu bir zabıta romanının sonu gibi merak ediyorduHemen her gece yatağından fırlayıp radyosunun başına koşuyor ve esra rengiz bir kavanoz önünde acayib otlar kaynatan ve mavimtırak bir ışık içinde hayatın ve ölümün sırlarını çözmeğe uğraşan sihirbazlar gibi. Alman bombasınm alevleri arasında yükselecek zafer sesini bekliyordu. *** I İntizanmız bosa çıktı; 600,000 fonlıık koca donanma, o pek süratli gemilerile sanki harbin ilânile beraber ortadan Türkiye Mısır tnkılâb dersleri Lutfi Kırdarın teftisi kaybolmuştu. İtalyan hava kuvvetleri de Aldığıraız malumata nazaran hüku olmasa. İtalyan resmî tebliğlerinin, deÜniversitede inkılâb derslerine dünVali ve Belediye reisi Lutfi Kırdar arasında nize aid kısımları, Akdenizin balıkları den itibaren başlanmıştır. İlk dersler dün Beyoğlu Belediyesine giderek so metimizle Mısır hükumeti Mısıra ithal edilen eşyamızın gümrük gibi susacaktı. profesör Hikmet Bayur tarafından ve ı kak aralarmdaki yolların tamiri ve yeresminin azaltılması etrafmda müza rilecektir. niden inşası işile meşgul olmuştur. Bu kereler cereyan etmektedir. Akdenizde, düşmanı mütemadiyen aiş için Beyoğlu Belediyesine 35,000 lirayan İngilizler ve nadir tesadüfî çaıYeni san'at mektebleri « Yerli otomobil lâstiği ralık tahsisat verilmiştir. pışmalarda da daima yeniden İtalyanlar Kız enstitülerile san'at mekteblerinin İktısad Vekâleti memleket dahilind( ülmuşru. İtalyan denizcilerinin, İngilizEt ihtikârına karşı m°mlekete temin ettiği faydayı gözö ihtiyacı karşılıyacak şekilde otomobi lerden yıldıklan ve bunda da haklı olnünde tutan Maarif Vekâleti. bu gibi Et ihtikârına mâni olunmak üzere lâstiği imali kabil olup olmadığını tet dukları görülüyordu. ÇörçilTn, «İtalyan müesseselerin sayısını arttırmağa ka bazı tedbirler almmıştır. Mezbahada kik etmektedir. Bu meyanda. evvelcf donanmasınm Büyük Harbdenberi «ekarar vermiştir. Bu karara göre. şehri yapılan toptan satışlar her gün satıcı yerli otomobil lâstiği yapıp da şimdi dar terakki cttiğini anlamak İngiliz demizde de yeniden üç akşam san'at meklarm imzalan altında hazırlanacak bor faaliyette bulunmıyan «Zafer» fabri nizcilerinin en büyük emeli olmuştur; tebi açılacaktır. dro ile Hayvan Borsasma bildirilecek, kasmın da vaziyeti tetkik olunmak fakat arıyor. arıyor, İtalyanları bulamıyoSıhhî muayeneler buradan da perakendecilere tebliğ e tadır. ruz.> gibi istihzalı tahrikleri dahi ateşli İlalyanları kat'î ncticcli bir deniz muhadilecektir. Talebelerin sıhhî vaziyetlerini tes Son günlerin ihracatı rebesine sevkedememişti. İtalyanlar, T?pit etmek üzere dünden itibaren seneOtobüs siparişi Dün şehrimizden muhtelif Avrupa rent ve Spezia harb limanlannm sal'il lik muayenelere başlanmıştır. Hasta ve Bir İsviçreli firmanın Belediyeye o rcemleketlerine mühim miktarda ihra bataryaları, mayin tarlalan ve ağlan arzayıf olan çocuklar dispanserlerde tedivi edileceklerdir. Bünyeleri hasta tobüs satmak teklifinde bulunduğunu cat yapılmıştır. Bu meyanda sun'î sün kasında rahat yatmağı, İngiliz topçu ve lığa daha fazla müsaid olduğu tahak yazmıştık. Firma, teklifnamesini Be ger yapamıyan Almanyaya 100,000 li torpidocularile tehlikeli bir nişancıl''; kuk edenler ise, prevantoryoma yatırı lediyeye vermiştir. Mübayaa edilecek ralık sünger, İsviçreye 300.000 kilo jarısına girmeğe tercih ettiler. Fakat nazik ve kibar İngilizler, işte nihayet onlalacaklardır. Fakat fakir talebenin pre otobüs bedelinin nısfı peşin verilmek bakla ve tiftik ihrac olunmuştur. vantorj'omda tedavilerine sarfedilmek üzere Belediyenin ihtiyacı olan 90 o Son günlerde yapılan ihracatm en nn ayağma kadar gcldilcr. üzere vilâyetçe ayrılan tahsisat bitmiş tobüs 9 ay zarfında İstanbula getirte şayani dikkat tarafı mühim bir kısmı İtalyanlar, İngiliz donanmasını Akdenın serbest dövizle oluşudur. Isviçreye tir. Bu fasla tekrar tahsisat konması ceğini bu firma taahhüd etmektedir. ihracat Tuna üzerinden yapılmaktadır. nizde dövüşerek imha etmeği değii; icin Maarif müdürlü&ü vilâvet nezdinınihverin siyasî gayretleri neticesinı ?> MÜTEFERRtK de teşebbüslerde bulnnmaktadır. Ticaret Odasında seçim Akdenizin kapılannı tutmağa kalki"VÎLÂYFTTE Dayinler vekili geldi Ticaret Odası meclisinin müddeti bit mak suretile oradan akçırmağı düşüni'tiğinden gelecek ay, yeni meclis seçim yorlardı; fakat, yaptıkları bir siyasî ve Pariste bulunmakta olan Osmanlı Muhtac asker ailelerine Dainler vekili Zekâi Cankardaş, dün yspılacaktır. Bunun için Odada dün askerî hata, kendilerine pek pahah\a yardım sabahki konvansiyonelle Paristen şeh divanı riyaset heyetile beraber intihab mal oldu. Bu hata, Yunanistanın sevku!encümeni toplanarak intihab esasların ceyşî noktalarını kurusıkı bir tehdidii rimize dönmüştür. İstanbul kaymakamları dün Vali muele geçirmek ümidi idi. Evdeki pazar tespit etmiştir. Evvelce de resmen bildirilmiş olduğu avini Ahmedin başkanlığında toplanaçarşıya uymadı; Yunanistanın mukaveKaput bezi rak asker ailelerine yapılacak yardım veçhile bu günkü şartlar altında Dü nıeti üzerine. sevkulceyş noktaları, deişini konuşmuşlardır. Muhtaç asker a yunu umumiye meclisinin vazifesine Kaput bezi fiatları son günlerde mü niz ve hava üsleri İngilizlerin eline geçilelerine yapılacak yardım için aylık devamına imkân görülememiş. ve bu him miktarda fırlamış ve piyasadan çe ti ve İtalyan yanmadası tabak gibi, safî kazancı yüz lira olanlardan tahsil mecliste Türk dayinlerin hukukunu kilmiştir. Eylulde 1080 kuruşa satılan İngilizlere açıldı. Yunan İtalyan harbiedilecek bir liranm sureti tahsili etratemsil eden vekilimize avdeti için icab kaput bezi topları 12 liraya çıkmıştır. nin üçüncü haftası girerken İngiliz dofında müzakere cereyan etmiştir. Bunu Bunu da bulmak kolay olmamaktadır. nanmasına mensub tayyareler de T.Tnahiye müdürleri mahalle mümessille eden tebligat yapılmıştır. Hükumeti Bu vaziyet üzerinde tetkikat yapıl rento harb limanına hücum edeıc': rile birlikte tahakkuk ettirecekler ve •mizin kararı, Dayinler meclisinde o maktadır. İtalyan donanmasına müthiş bir darbe cetvelini Belediye tahsil şubelerine kunmuş ve bu suretle vazifesi nihayet indirdiler. göndereceklerdir. bulan Zekâi de memleketine dönmüşBir diizeltme İngilizler, denizde olduğu gihi, havaTahsil şubeleri bu ay başmdan iti tür. tPhilips> şirketinden dün şu mek da da, Nelson'un torunları olduklarır.ı baren tahsilâta başlıyacaklardır. Toptubu aldıK; götseriyorlar. İngiliz donanmasma menTramvaydan atlamayınız! lanacak paranın yekunu bir milyon lira «Saym gazetenizin bu günkü sayısı sub tayyarelerin tevali edeceğine emiıı olmak üzere tahmin edilmektedir. ŞimDün şehrin muhtelif semtlerinde nın ilk sahifesinde münderiç, meydana muvaffakiycli diden muhtac ailelerin sayısı 3000 ol tramvaya atlamak suçundan 14 kişi ve çıkarılan casus şebekesi hakkındaki ya olduğumuz son parlak karşısında, Nelson'un havacı torunlarını mak üzere tespit edilmişür. Bunlara Eelediye talimatnamesine aykırı hare zıda adı gecen Ekrem Özdebir, şirketi tebrik etmekten kendimizi alanuyoruz. nüfus başına münasib miktarda para k memurlarından deeil, sadece Kaverilecek. kirada oturanlara da ayrıca ket eden 9 şoför hakkında cezaî zabıt dıköy satış acentsmızdı. Ke\fiyetin bir miktar kira bedeli ödenecektir. tanzim edilmiştir. tavzihini saygılarımızla rica ederiz.> MAAR1FTE ŞEH1R 1ŞLER1 İKTISAD • Şehrimizdeki hususî olomobilk j lerin sayısı taksi otomobillcrinin nısfjna yakındır. Hususî olonıobillerin sayısı 846 sı faal. 364 tanesi gayrifaal olmak üzere (1210) tanedir. Bunlardan başka miilıinı miktarda da motosikiet vardır. İt Üniversitenin bütün fakültererinde 5546 talebe imtihana girmiştir. Bunların 4356 sı muvaffak olınııştur. Muvaffakiyet nispeti tıbda r i 84 3, di.şçide tf 80, fende % 70, iklısadrfa r f 64, edebiyatta Tc63, hukukta %54 tf. Hususî otomobiller Universitede Suçlu şoförler... •jr Eylul ve teşrinievvel aylarında muhtelif beledî suçlardan «iolayı 908 şoför hakkında cezaî zabıt tanzim cdilmiştir. ... ve esnaf •İC Devam eden teftişier esnasmda iki ay zarfında 130 mııhtelif esnaf hakında sı'nhî mııayeneye riayetsizlik suçundan cezaî zabıt tanziın cdilmiştir. Dilenciler if Son iki ay zarfında şehrin muhtelif semtlerinde düenen 92 kişi suç üstünde yakalanmıştır. v A Fakat 15 ağustos geçti. kış geldi ve İngiltere istilâ edilemedi. İngiltere istilâ edilemeyince, Ahmed: Anlaşıldı, dedi. İngiltereyi ciğerinden, Akdenizden vuracaklar! Peten, Fransız donanması, Franko, CebelüttaBizim için yapılacak şey, mevzuunu rık, Suriye... Belki bizden geçerler! dünya hâkimiyeti teşkil eden bir da O zamana kadar susan Mehmed: vada, iki Transatlantik arasına sıkış Ahmed. sana komik bir hikâye mış kayık gibi, ezilmemeğe dikkat et anlatacağım, dedi. mek olmalıydı! İki canavar dalaşırken, Anlat. kedinin vazifesi, ayak arasında dolaş Anatol Frans'ı bilirsin. mak değil, ağaca çıkmaktı. Evet. O, böyle konuşurken Alman asker İşte o bildiğin Anatol Frans'a leri bir çekirge akmı halinde Fransa göre, Çinde, haricî şekilleri gayet kaba, yı istilâ ediyor ve her sabah elindeki tavır ve hali fevkalâde ağır, fakat dört renkli kalemile odasınm duvarm Tİhni harikulâde uyanık bir cin varmış. daki haritada işgal sahasını gittikçe Haniya cin gibi demez miyiz? İşte tâ genişleten Ahmed: kendisi! Bu cin, gece basmca, gizlice O kadar çabuk ilerliyorlar ki, ha evlere girer, uyuyan adama yaklaşır, ritayı boyamağa yetişemiyorum! di kufatasını açar, içindeki beyni çıkarır, yordu. yerine başka bir beyin koyar ve sonra, kafatasını tekrar, usulca kaparmış. BüMehmed dinliyordu. Ahmed, Fransanın işgalinden sonra, tün zevki evden eve dolaşmak ve insan Almanyanın Iondrayı bombardımanını beyinlerini değiştirmekmiş. Şafak oIVIareşal Göring'e yakın bir heyecanla lup da cin mabedine dönerken, papas fahişe fikirlerile, genc kız esrarkeş hatakib etti: « Anlaşıldı! İngiltereyi kalbinden yallerile uyanırmış.. Ahmed: «Daha gülünecek fcir şey vuracaklar!» diyordu. Elinde Avrupa postalarının metrele bulmadım» dedi. Mehmed devam etti: rile saatlerini gösteren bir liste, en çok İşte bu cin bir gece de senin eviinandığı Berlin ve Romanm önünde çömelmiş, her an: «Adaya çıktık!» ha ne gelmiş, kafatasını açmış ve biliyor berinin verilmesini bekliyordu. Ispan musun sana ne oyun oynamış? Hayır! ya armadasile Napolyon ordularının Beynini olduğu gibi bır?'"'*! yapamadığı istilâ, onca, artık gün meselesi idi. Evvelâ tayyareler Londrayı Ank Çetin altı yaşmda bir çocuktu. Doğ= Küçük hikâye büsbütün artarak sordu: duğu günden itibaren varhk, bolluk i Mehmedin annesi niçin cevab çinde büyümüş, medeniyetin hayatı vermemiş ve kıpırdamamış? kolaylaştıran ve rahatlaştıran en ileri Yavrum çok hasta imiş.. Bir daha vasıtalarmdan istifade etmeğe alışmışuyanmamak üzere sonsuz bir uykuya tı. Bakışları, daima asrî terakkinin kusursuz dekorlarile süslü bir evin içinde = Nuri Refik JJ dalmış.. bu cümlenin manastnı anla Çetin dolaşıyor, gezintileri İstanbiılun en meyi çevirince yanıveriyor, kokmuyor.. rıyordu, ne yapacaktı, diye merak e yabilmek için «Uyku» ve Sonsuz» zenğin mahallelerinden birinin sokakOndan mutfağımızda da istifade edi diyorsun değil mi? Kapılarm önün mefhumlarıru mini mini beyninde uzun larına münhasır kalıyordu. yoruz, yemek de pişıriyoruz.. AKah deki çöp tenekeleri boşaltılmadan bel uzun birbirlerile çarpıştırdıktan son Geçen gün, ortalık tam kararmaya muhtac etmesin, kömür, odun yakaki içlerinde bir tahta paıçası, biraz kâbaşladığı bir sırada mahallenin elek rak ısmmak ve tencere kayuatmak ne ğıd, mukavva bulurum, diye bir çok Demek, dedi. Mehmed arük annetrik tevzi merkezinde küçük bir ârıza güç iştir, onu sen bilmezsin.. Fakat falarını altüst etmiş.. Ne vazık ki hiçbir siz kaldı. Onu kimse öpüp sevmiye • yüzünden cereyan kesildi. Çoünin e kir insanlar nasıl kannlarını doyur şey bulamamış... O zaman, bakkahn, cek.. vinde de, bütün komşu'arda olduğu mak için en çok ekmek yerlerse, ı dükkânı için kaldırımın üzerin'le yakYavrusunun yanaklarmdan yuvarlagibi bir kaç raura yakılarak salona, sınmak için de kömür, odun, evlerini tığı maltıza yanaşmış. Sen maltızı da nan yaşları gören Müzeyyen Hanrn ntreye ve mutfağa konuldu. Birden aydınlatmak için de mum ve lâmba hiç bilmezsin Çetin.. Onun içinde ya r,\\ acı hikâyeyi ona anlatüğına pişman. küçük çucıığun gözlerinde hpyretin en kullanırlar.. Ama, bazan, yemek için nan kok kömürlerinin aievi de mu derin bir ifadesi belirdi: ekmek, ısınmak için kömür, aydınlan mun ziyaları gibi oynak ve renk renk oldu, lâkin iş işten geçmişü. Meyus va Anne, dedi, bu ne tuhaf şey'. mak için mum bulamıy^n insanlar da tir ama, yanmda durmak hiç de hoşperişan dudaklarının kıpırdadığı bile belli olmadan: Müzeyyen Hanım gülerek cevab ver var. değildir. Harareti insanı ısıtmaz, ya Evet!. cevabmı verdi. di: Küçük Çetin başını salladı. Gözle kar.. Küçük Mehmed ınini mini elleÇetin içlerinde mumun sarı ziyssj Sahi yavrum. sen şimdiye kadar rini mumun oynak ve rilveli ışıklarına rini bu kavurucu ateşe tutmuş, ka\Tuakseden gözlerini yumrııklarır.ııs ters:dikerek kafasınm içinde bi'yie bir evi luncaya kadar yaklaştırımş.. Gene ni görmedin.. Şu beyaz çubuğun ismi cin, diyeceksin.. anlatayım, avuclarm le kurulamaya çalışarak: canlandırmaya koyuldu. mumdur. Öyle ise, dedi, Mehmede bir anna Müzeyyen Hanım göğsünün altmdaki da topladığı sıcaklığı annesine götüÇetin. ince dudakları arasında tekbulmak lâzım.. recek.. heyecanı, sinirlerini sarsan teessür ve ar etti: Müzeyyen Hanım yerind»n kalki;. ıstırabı saklamaya çalışarak devam Çetinin gözlerimn karalan gittikçe Yüzündeki ıstırab takallüs'.eri birdtn Mum.. Mum.. Evet işitmiştim aetti: koyulaşıyor, beyaz ve dümrlüz yüzün metanet ve şefkat spazmozuna inkılâ ) ma, görmemiştim! Biraz ev\'el kapıcı bana anlattı.. de ıstırab ve teessür çizgileri peyda etmişti: Ya\TUcruğum elektrik icad olunTıpkı senin yaşında bir çocuk tam madan e\vel pertol lâmbası derler, bir yormuş.. Zavallımn babası fakir bir a oiuyordu. Çok iyi akıl ettin, yavrum, dedi, Müzeyyen Hanım titrek bir sesle de ona bir anne bulmak lâzım.. Fakat evşey vardı, onu da bilmezsin.. Bir fır dammış. Hani Ankaraya giderken geçsat düşerse lâmbayı da sana gösteri miştik, Eskişehiri hatırlayacaksın, o vam etti: velâ gidip Mehmedi arayahm! rim. Her yeri evvelce lâmba ile aydın rada amelelik ediyormuş. Çocuk, buÇetin sağ elinin işaret parmağını ağ Küçük Mehmed koşarak e\'e dönlatırdık. Daha eski zamanlarda da mum rada hasta annesile kalmış müş, annesinin yatağma yak'aşmış, o zının kenarına götüıerek bir an sessiz ve çıra yakılırdı. Anneciğim, çocuğun adı ne imiş? nun zayıf ve kansız parmaklarmı avuç ve hareketsiz durdu: Çetin ellerini çırparak sevindi: Onun annesi sen olacaksın, dedi. Mehmed. ya\Tum... Bu sobah man larınıfı içine alarak .Anneciğim, sana Aman ne güzel şey.. Mavi, beyaz, gallarında kömür, dolablarında yemek, sıcakhk getirmek istedim. Yolda yarısı Göreceksin, ben de onu bir kardeş gibi kırmızı.. Renk, renk yanıyor.. Adeta torbalannda ekmek kalmadığı için ço kayboîdu ama, bak gene biraz ılıkhk sevect>ğim.. Hem ateş, maııgaı, soba iscanlı gibi.. Eğiliyor, kalkıyor. bazan bi cukcağız ne yapacağını şaşırmış. Fakat var.. Fakat senin ellerin büsbütüıı temez. Ben Melırr.edi ko'.larıının ara ze doğru yaklaşıyor.. Her zaman mum mışıl mışıl uyuyan annesini rahatsız donmuş gibi!.» demiş.. sında ısıtacağım.. Kalk, çabuk o! an yaksak, evimizi onunla aydınlatsak ol etmeğe kıyamamış.. Gürültü etmeden neciğim.. Bari Mehmed de annesi pibi Mehmedin annesi cevab vermemiş maz mı?. giyinmiş, erkenden usulcacık sokağa ve kıpırdamamış.. ı iişümesin, senin anlattığın sor;suz uy Olmaz yavrum.. Çünkü bak zifırlamış.. Zavallı Mehmed, acaba ne akuya daimasın, zamanın'a yetişelim! Küçük Çetin marek ve ' heyecanı I yası ne kadar az.. Sonra elektrik düğNuri Refik Bari, Mehmed üşiimesin!
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear